Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenı Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordınatoru Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlen
Ibrahim Yıldız (Sorumtu), Dinç Tayanç
# Haber Merkezı Mudürii Hakan kara
# Gorsel Yonetmen. Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Bıkı • lstıbbarat Yajçın Çakır •
Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV Uygar EmnekUr
• Kültür Handan Şenköken 9 Spor Abdölkadir Yücelnun
• Yurt Haberterr MehnKt S*raç • Makalelcr Sami
Kjraören • Çevın Sejfrtlin Turiuo • Düzelttne
AbdulUh Yıacı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu
Yayuı Kunılu tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, OkUy
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya, Şûkran Soner, Ergun
Bakl, Dinç Tay anç, Ibrahim V lldlz.
Orhan Bursah, Mustafa Balba).
Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay • Haber Mudürü: Doğan
Akın Atatürk Bulvan No. 125, Kat:4. BakanlıJclar-Ankara Tel:
4195020 (7 hat), Faks. 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar
Kızık,H ZıyaBtv 1352 S 2'3 Tel: 4411220, Faks: 4419117
•Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, inönü Cd 119 S No 1
Katl, Tel. 3522550, Faks 3522570
Ya>ımla>an ve Basaa: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş
Tûrkocagj cad 39 41 Cağaioghı 34334 Ist PK 246 tnanbul Tel- (CK212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0'212) 513 85 95
Müessese Müdürir Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kurulo
Koordmator Ahmet Korutsan 9 Başkaıu-Genel Mudiır GiBmı Er-
Muhasebe Bülent Yener 9 Idare duran 0 Koorduıatör Reha Iş*-
Hüseyin Gfirer 9 tşletme Önder nan • Genel Mûdûr Yardımcaı:
Çefik'9 Bılgı-lslem .Nail Inal 9 Miııe Akdağ • Halkla llişkıler
Bılgısayar Sıstem MirüvetÇfler Müdüıü Narteo Berluo)
15NISAN1995 Imsak: 4.47 Güneş: 6.19 Öğle: 13.11 Ikindi: 16.52 Akşam 19.50 Yatsj: 21.15 MEDY^cTei 514 0753 -51395 go-su 84 MMI. Faks 5H8466
Suttanahmet
Cezaevi, otel
oluyor
• İstanbul Haber Servisi -
Ülkemizin mimarhk
tarihinde " I. ulusal
mimarlık dönemi" olarak
tanımlanan özel bir
dönemin Istanbul'daki
özgûn örneklerinden olan,
Nâzım Hikmet, Aziz
Nesin, Rjfat Ilgaz, Şefık
Hûsnü gibi ûnlülerin hapis
yattıklan eski Sultanahmet
Cezaevi, uluslararası
oteller zincirinin bir
parçası oluyor.
Sultanahmet Turizm
Anonim Şirketi, 49
yıllığına kiraladığı binanın
otel olarak işletilmesi
hakkını, 19 nisanda Four
Seasons Hotel'e
devrediyor.
Seiko, bayilerini
Japonya'ya
goturdu
• Haber Merkezi-1881
yılında Japonya'da kurulan
Seiko Corporation'ın
Türkıye distribütörü Aydın
Saat AŞ, Tûrkiye'nin önde
gelen 20 Seiko bayisini
Japonya'ya götürdü.
Japonya gezisı sırasında
bayiler, Tokyo, Nagono,
Kyoto ve Naro şehirierini
gezerek hem geleneksel
Japon kültürünü tanıma
firsan buldular hem de
yûksek Japon teknolojisini
yakından gördüler.
Yaşanabilir bir
dünya
• SİLtVRİ (Cumhuriyet)
- Sinema sanatçısı ve
biyolog Ediz Hun, "daha
yaşanılır ve daha güzel bir
dünya için doğaya karşı
saygılı olma"nın, ön koşul
olduğunu söyledi.
Silivri'de 6-13 Nisan 1995
tanhlen arasında 'Balkan
Koleji' tarafindan
düzenlenen ' 1. Çevre
Etkinlikleri'nde konuşan
Hun, "Dünyanın daha
yaşanılır ve daha güzel
olabilmesi için sevgi,
saygı, şefkat ve
hoşgörunün büyûmesi
gerekir" dedi.
Meslek liseleri
smavı
• ANKARA (AA)-
Anadolu Teknık, Anadolu
Meslek ve Meslek
Liseleri Ginş Sınavı
bugün tek oturumda
yapılacak. Tüm il
merkezlerinde aynı anda
yapılacak sınavda, 306 bin
609 öğrencı ter dökecek.
Sınavda adaylara,
Türkçeden 30, sosyal
bilgilerden 15, din kültürü
ve ahlak bilgisinden 5,
matematikten 25 ve fen
bilgisinden 25 olmak üzere
toplam 100 dakika süre
tanınacak. Smav sonuçlan
hazıran ayınuı 2. yansında
açıklanacak.
Aşı kampanyası
• tstanbul Haber Servisi -
Sağhk Bakanlığı
tarafından Türkiye
genelinde düzenlenen ve
17 dünya ülkesinde aynı
anda başlayacak olan
"Ulusal Aşı Günleri", dün
Kalyon Oteli'nde
düzenlenen toplantıyla
tanıtjldı. Cumhuriyet
tarihinin en büyük 3. aşı
kampanyası olarak
tanımlanan çocuk felcini
ortadan kaldırmaya
yönelik "Ulusal Aşı
Günleri"nde, Sağhk
Bakanı Ooğan Baran
tarafindan "sembolik"
start verildi. Baran
"Haydi çocuklar, aşıya"
çağnsında bulundu.
Fenerbahçe kaptanı Oğuz'la yıldız futbolcu dünyasmda bir gezinti
FutboHa 1vilitli bir yaşatnŞUKRAN SONER
Fenerbahçe takımının
antrenmana çıkmasına bir
saatten fazla bır zaman var.
Futbolcular. antrenmanı
uzaktan izlemek üzere gel-
miş ateşli taraftarlar, me-
raklılar yerlerini almışlar
bile. Gözler henüz boş sa-
hada, futbolculann girip çı-
kabilecekleri kapılarda,
aralannda keyifli tartışma-
lar süriiyor. Takımdan
oyuncu çıkanlıp sokuluyor.
Oyun taktikleri veriliyor.
Geçmiş maçlardan kımi
çok keyifli, kimi öfkeli sah-
neleraktanlıyor...
•Oğuz Çetin,
yıldız olarak
kalmanın, yıldız
olmaktan daha zor
olduğunu söylüyor.
Futbolla uyanıhp,
futbolla yaşanıp
uyunan bir
dünyada, sonun
yakın olduğunu
bilerek geleceğini
gûvence altına
almak gerektiğini
anlatıyor.
Agırlıklı erkek taraftarlar
arasında kendilerini iyi his-
setmeyip kapı görevlisin-
den farklı bir köşe kapma-
ya çalışan iki genç kıza yak-
laşıyorum. Özenle giyinip
süslenmişler. Çok heyecan-
lı olduklan yüzlerinden
okunuyor. Birisi sürekli
maçlan da izlediğini, diğe-
ri ailesinin pek izin verme-
diğini anlatıyor. Gülüşme-
ler, kızanp bozarmalar ara-
sında, görmek istedikleri,
hayranı olduklan özel fut-
bolcular da olduğu anlaşılı-
yor.
Bütün çarşı izinlerini, va-
kit buldukça bu kapı önün-
de geçirdiklerinı söyleyen
askerler "İzinde yapacak
daha güzel bir şeyiniz vok
ımT sorusuna tepkili, yaşa-
dıklan Anadolu kentlerine
döndüklerinde bir daha fut-
bolculan canlı görme şans-
lannın hiç olmayacağıru an-
latmaya çahşıyorlar. "Bu
firsab kaçınr mıyız'' diyor-
lar.
Fenerbahçe takımının
kaptanı Ofuz Çetin, söyle-
şi için görüşmeye çalışuken
zor ulaştıgım, çok zor ran-
devu alabildiğım ilk kişi ol-
du. Gazetemizdeki hayran-
lan, onun, futbolcular ara-
Oğuz'un yaşamında, futboJ dışında hiçbir şeye yer yok. (Fotoğraf: KAAN SAĞAINAK)
sında, yükseköğrenim gör-
müş olması ve mühendisli-
ğin de katkısıyla en akıllı,
kişilikli ısimlerden biri ol-
duğunu, uzun uzun anlat-
mışlardı. Karşılaştığımızda,
spor sayfalan dışında, ga-
zete ve gazetecilerle pek ta-
nışık, spor dışında bir söy-
leşiye ahşık olmadığını öğ-
rendim.
Büyük bır içtenlikle, bir
yıldız futbolcunun dünya-
smda, futboldan başka hıç-
bir şeye yer kalmadığını an-
latmaya çalıştı. Uzayda ya-
şamadıklannı, elbette olup
biteni uzaktan da olsa izle-
diklennı, ancak yaşamın
hiçbir alanında konuşacak
kadar kendini bilgi sahibi
ve içınde görmediğinin al-
tını çizdı.
Oguz Çetin'i tanıyanlar
için yenı bir bilgi olmaya-
cak. Babası profesyonel
futbolcu ve yetenekli biri
olarak kendini çocukluktan
futbol dünyasmın içinde
bulmuş. Almanya'da 10 ya-
şında profesyonel bir ku-
lüpte ftıtbol yaşamı başla-
mış. Bir yandan da babası-
nın isteği dogrultusunda
eğitimini sürdürmüş, inşaat
mühendisi olmuş. Doğal
olarak futbol gelişmesi,
sevgisi öne çıkınca, profes-
yonel futbolculuğu seçmiş.
- Ünlü futbolcu, yıldjz oi-
mak nasü bir şey?
Oğuz - Futbolun getirdi-
ği çok önemli şeyler var ta-
bii. Çok sevilmek, ünlü ol-
mak, milli takımda, büyük
bir kulüpte futbol oynamak
çok güzel. Çok büyük so-
rumluluklar da getiriyor.
Yıldız olmak belki zor ve
büyük çalışma, yetenek is-
tiyor. Ama çok daha zor
olanı, yıldız olarak kalabil-
mek. Bütün yaşammız fut-
bola endeksleniyor. Sabah
futbolla uyanıp, bütün gü-
nünüzü onunla yaşayıp
onunia uyuyorsunuz. Gûn-
ler zaten antrenmanla geçi-
yor. Kamplara, sürekli fut-
bola, başanya konsantre ol-
mak gerekiyor. Yaşamınız-
da başka şeylere yer kalmı-
yor.
- Bizim bıidigimiz. futboJ-
cu ünlü olunca, toplumun
içinde özei bir yeri ve yaşa-
mı oluyor. Renkli gecelen.
Oğuz - Bazı ıstisnalar dı-
şında eski geleneksel ünlü
futbolcu tipi ortadan kalkı-
yor. Ünlü olmayla birlikte
gelen gece yaşamı, eglen-
ce, zaten ömrü çok kısa olan
yıldız sporculukla hızla so-
nu getiriyor. Gelecek bir
başka mesleğı de olmadığı
için yıldız sporcu sonunda
yoksul. ortada kalıyor. Biz
bizden önceki ünlü sporcu-
lann yaşamından önemli
dersleraldık. Bazı istisnalar
dışında bugünün yıldız
sporcusu çok dısiplinli, ka-
palı bir yaşam sürüyor. El-
den geldiğince başansını
sürekh kılacak bir yogun
çalışma ve geleceğini gü-
vence altına alma çabası
içinde oluyor.
- Bugünün yüdız sporcu-
su çok fazla para kazanmı-
>or mu?
Oğuz - E vet ama bunu bi-
riktırmez, sonrası için de-
ğerlendırmezse çok genç
yaşta biten yıldız sporculu-
ğun arkasından ortada ka-
lır. Agabeylerimizin çoğun-
luğu yoksul. Bugünün fut-
bolcusu parasını değerlen-
Beşiktaş topuna
350 milyon lira
AYKUT KCÇCKKAYA
Mekap A.Ş. tarafindan lisans altında üretimı yapılan
Italyan spor giyim fırması 'Lotto', önceki akşam Merit
Anüque Otel'de 'Boiluca Çocuk Köyü'nde inşaatı
bitmiş üç evin içinin donatıhnası ve köyün ihtiyacı
olan kütüphanenin yapılması için bir 'show'düzenledi.
Geceye ünlü sanatçı, sporcu ve mankenler katıldı.
Gecede, Ebnı Cündeş, Mettem CumbuJ, Sinan Erkoç
ve Soner Anca podyuma çıkarak 'Lotto'nun yeni
kreasyonlannı sundu. Gecenin en heyecanlı bölümü
imzalı 'top'lann açık arttırmayla satıldığı bölümdü. İlk
önce Fenerbahçeli futbolculann ımzaladığı top açık
arttırmaya sunuldu. Geceye önceden katılacağı
belirtilen Fenerbahçeli futbolcu Rıdvan Diunen
organizasyona gelmezken San-Lacivertli topu 26
milyona Natan Yakupur aldı. Trabzonsporlu
futbolculann imzalı topunu Kenan Kurşunoğhı 40
milyona, Galatasaraylı futbolculann imzalı topunu da
Sükyman Kulbay 50 milyona aldı. Beşiktaşlı
futbolculann imza'ladığı top tam '350 milyona'
satılıyordu. Siyah-Beyazlı topu Beşiktaş eski kaptanı
Rıza Çalımbay'ın elınden Kenan Kurşunoğlu aldı.
dirmeye çalışıyor. Gayri-
menkul alıyor, parasını bir
yerlere yatınyor.
- Başka neler yapıyor?
Oğuz - Futbolun dışında
başka bir şey yapmaya hiç
zaman kalmıyor. Tabiı kı biz
de gazete okuyor, televizyon
seyrediyor, çok az da olsa
geziyoruz. Ama bunlara cid-
di zaman ayırdığımızı, yete-
rince ilgilenebildiğimızi,
hatta olup bıtenler üzerinde
yeterince düşünebıldiğimı-
zı, konsantre olabildiğimizi
söylemek yalan olur. Aile-
mıze bıle ayıracak zamanı-
mız hemen hemen hiç yok.
Bu ay içinde kanmla bır si-
nemaya gittim. Hepsi o ka-
dar. Futbol dışında zaman
avırabildiğim, ilgilenebildi-
ğimi söyleyebileceğim hiç-
bir şey yok.
•Oğuz, halkın
yıldız futbolcuya
olan aşın sevgi ve
ilgisinin, başanda
göklere çıkanp
başansızlıkta yerin
dibine batırmasmm
futbolcuyu çok
derinden
etkiîediğini
belirtiyor.
- Günleıie, saatlerie din-
lenme zamanlannı/, kamp
}aşamuıız olu>or. Ne yapı-
\orsunuz? Hep futbol düşü-
nüp konuşmuyorsunuz ya?
Oğuz - Çoğûnlukla futbo-
la, başanya konsantre ol-
mak, onlan konuşmak duru-
mundayız. Belki geleceğı-
mızi, paramızı nasıl değer-
lendireceğimizi konuşuruz.
Daha fazla bir detaya gir-
mek istemiyorum. Söylene-
cek bır başka detay yok.
- Size adeta tapan bir kit-
le var? Bu kadar sev ilen, ün-
lü olmak nasü bir şey?
Oğuz-Sanıldığı kadar gü-
zel bir şey değil. Korkunç bir
baskı altındasınız. Hem de
çok genç yaşlarda. Bir gün
başanya bağlı olarak sizi
göklere çıkanyorlar, bir baş-
ka gün yerin dibindesiniz.
En son örnek Galatasaraylı
arkadaşlanmızın başınagel-
di. Düşünün ki sokağa çıka-
mıyorsunuz. Ailenizle bir
yemeğe girme, bir yerden
alışveriş yapma hakkınız
yok. Gelışmiş ülkelerde in-
sanlann kendilerine özgü-
venleri var. Futbolcuyu çok
seviyorlar; ama bu sevgi öl-
çülü, saygılı bir sevgi. Biz-
de bütün umutsuzluklar, ya-
şanmamışlıklar yerine kon-
muş çok hastalıklı bir sevgi.
Oğuz'la sporcunun dün-
yası, yaşamın pek çok alanı-
na yönelik birçok konuyu
daha konuşuyoruz. Ancak
sorunlara akılcı, özele, ay-
nntıya inmeyen çok genel
yanıtlar vermesi dikkatimi
çekiyor.
İçtenlikle, spor dışında
konuşmaya istekli olmadığı-
nı, çünkü fazla konuşacak
koşullar içinde yaşayama-
dıklannı vurguluyor. Fut-
bolda yıldız olarak en fazla
3-5 yıl daha kendisine ömür
biçiyor. Sonrasında yine
sporla bağlantılı, antrenör,
yönetici türünden görevler
sürdürebilmeyi, buna yöne-
lik eğıtım yapmayı düşlüyor.
Ve özlemle ekliyor: "Fut-
bokuluk yaşanum bitriğin-
de, >aşamın bütün diğer
alaniarına. okumava daha
çok zaman ayırabiİeceğimi
düşünüyorunı. Sizinle bir-
kaç yıl sonra karşüaşırsak
başka konularda da konuş-
mak isterim."
F
aktiyle Türkiye'ye gelen ya-
bancılar, buradan aymhnca da
"Boğaziçi, şişkebap, rald" di-
ye yanıt verirlerdi. Doğrusu onlan biz
de severdik ama epeydir bu üçlü pek
tuzluya geldiği için onlarsız yapma-
ya çoktan ahştık. Daha pek çok şey-
siz yapmaya öyle ahştık ki aklımıza
* Yoksa biz başka bir yerde mi yaşıyo-
ruz?" diye kuşku düştü. Sonunda ga-
liba bizim Türkiye'de değil, Mürki-
ye'de yaşadığımızı kabul etmemiz ge-
rekiyor. Belki de bu gerçeği ne kadar
erken kabul edersek o kadar rahat
edeceğiz. Ama 'Mürkiye'de yaşamak
nasıl bır şey?
Çafi mı çıfi mı?..
ahmetli Turgut Özal, "Tûrld-
ye çağ atladı" diyordu da biz
yanımıza yöremize bakıp bir
şey göremiyorduk. Meğerse rahmet-
li haklıymış. Türkiye gerçekten de
çağ atlamış, ama biz Mürkiye'de ya-
şayanlann bundan haberi olmamış.
Kİmısi atla, kimisi yatla Üsküdar'a
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Ankara Kitap
Fuan bugün
açılıyor
•Yüz altmış yayınevi ve vayın lcuruluşunun
katıldığı fuar süresince eaebiyattan siyasete
kadar çok geniş bir yelpazeye yayılan otuzun
üzerinde panel, açıkoturum, konferans ve
söyleşi gerçekleştirilecek.
Kültür Servisi - 2. TÜ-
YAP Ankara Kıtap Fuan,
bugün saat 11.00'de Altm-
park Anfa Expo-Center'da,
Kültür Bakanı Ercan Kara-
kaş tarafindan açılıyor
Ana teması "Düşünce ve
açıklamaözgûrlüğü" olarak
belırlenen, yüz altmış yayı-
nevi ve yayın kuruluşunun
katıldığı fiiar süresince dü-
zenlenecek etkinlıklerde
Ankaralı okurlar, yüz ytrmı
yazar, bılım adamı. gazetecı
ve polıtıkacıyi dinleme ve
onlarla tanışma olanağı bu-
iacaklar. 23 nısan pazar gü-
nü saat 19.00'a kadar açık
kalacak fuarda ziyaretçiler,
her gün saat 10.00-20.00
arası her türlü konuyu içe-
ren yaklaşık otuz beş bın kı-
tabı inceleyıp satın alabile-
cekler.
Öğrencılenn ve öğret-
menlenn ücretsız olarak ge-
zebilecekleri fuarda, Edebi-
yatçılar Derneği, Türkiye
Yazarlar Sendikası ve yayı-
nevleri özel standlannda,
250 yazar kıtaplannı ımzala-
yacak.
2 TÜYAP Ankara Kıtap
Fuan'nda bugün saat
12.00'de başlayacak Alman
Kültür Merkezi'nın düzen-
lediği "Çocuk literatürünü
okuma ziyafeti mi?"konulu
konferansın konuşmacısı,
Günter Saaunann. "Teüf
haklan sorunlan" konulu
panel, 13.30'da başlayacak.
Konuşmacılan^ ÜnsalPîroğ-
lu, Cumhur Ozdemir, Ali
PüsküUüoglıı. Prof. Dr. Şa-
fak N. Erel ve Prof. Dr. Fınrt
Öztan. SODEV'ın (Sosyal
Demokrası Vakfi) düzenle-
dıği "Şiddetten Demokras-
ye" başlıklı paneli de Deniz
K«vukçuoğlu yönetecek,
Ercan Karakaş, Dr. Haluk
Şahin. Dr. Tank Ziya Ekin-
d, Aynur Tuncel, Prof. Dr.
Doğu Ergil, Halil Ergün,
Prof. Dr.Leziz Onaran ve
Osman Okkankonuşmacı
olarak katılacaklar.Fuar bo-
yunca her gün yanm saatte
bir Izmir Caddesi CHP il bi-
nası önünden kalkacak özel
otobüslerle fuar ziyaretçıle-
ri Altınpark'a ücretsiz taşı-
nacak. Aynca hafta içinde
ODTÜ, Haccettepe ve Bil-
kent ünıversıtelerinden fuar
alanına her saat başı kalka-
cak özel otobüslerden ög-
renciler ücretsız olarak ya-
rarlanabilecekler.
Özel televizyonlara
'realitiy show' freni
TV Servisi - Özel tele-
vizyonlarda "haber prog-
nun^ya da "reaütiy show"
nıtelendirmelenyle yayım-
lanan programlann çekim-
lerinde polislerin çalışma-
lannın yennde görüntülen-
mesine bundan böyle ızin
verilmeyeceği bildirildi.
tstanbul Valiliği'nden ya-
pılan açıklamada, poli«in
soruşturması sırasında ya-
pılan çekimlerin, henüz
yargı tarafindan karar veril-
meden kişilerin suçlu duru-
ma düşürülmesine sebebi-
yet verebileceği belirtıldi.
Vali Yardımcısı N. Kemal
Eren imzalı açıklamada,
Ceza Muhakemeleri Usül
Kanunu ile insan ve kişilik
haklan, özel hayatın gizlili-
ği ilkelerinin hassasiyetı ge-
reğı bu tür programlara po-
lislerin çıkanlmasının sa-
kıncalanna dikkat çekildi
ve şöyle denildi:
"Konu\la ilgili özel tele-
vizyon kuruluşlannın talep-
lerinjn kabul edilmesinin
mümkün olmayacağı, talep
edilecek senaryolu TV çe-
Idmlerine yapılacak inceie-
me netkesindr Lo» veritebi-
leceğini arz ederim."
Çekimlere getirilen kısıt-
lamalardan olumsuz etkile-
necek programlardan bazı-
lan şunlar: Show TV'de ya-
yımlanan "Sıcağı Sıcağı''na
ve "Alo Polis"; atv'de ya-
yımlanan "PbKs Imdat'' ve
"Adliye Koridorian"; Ka-
nal D'de yayımlanan "Dev-
riye", "Söz Fato"da, Kanal
6'da yaımlanan "Ekip6
w
.
Mürkiye'de yaşamak!..
öyle bir gitmişler ki bizim haberimiz
bile olmamış. Mürkiye'liler hâlâ "Üs-
küdar'a gider iken aldı da bir yağ-
mur" mürküsünü söylerken çağ atla-
yan hızlılar Üsküdar'dan yallah bor-
saya sıçramışlar, "dolar bazuida dü-
şünmek" mertebesine fırlamışlar ki
burada "nrlama ve feUeme" derecele-
rine ulaşmak bile nasip olmuş. Mür-
kiye'lilerde şaşkın şaşkın bunlara ba-
karken çığ altında kalmamışlar mı?
Şimdi siz "Hadi canım, Üsküdar'a
gklerken de çığ altında kahnır mı?"
dersiniz ya, kalınır kardeşim kahnır.
Mürkıye'li oldun mu çığ altında da
kalırsın, sele de kapılırsın, yan da ya-
tarsın, çamura da batarsm. "Neden
canım, bu kadan da olur mu?" der-
sen, "Olur" deriz. Çünkü her şey ka-
derdir, kısmettir, nasiptir, ona o düşer,
sana bu düşer. Sen çığ altında debe-
lenirken borsa yükselir, dolarbihnem
ne olur da senin haberin bile olmaz.
Sen dizlerinin üstüne kalkmaya çalı-
şırken çağ atlayanlar "Bak gördfin
mü vaDahi iyi kalkımyorsun
n
derler,
sen de yavaş yavaş inanmaya başlar-
sın. Böyle böyle ömek bir Mürkiye'li
olursun.
Dolar mı deler ml?..
u Mürkiye'li olmak hoş bir
şeydir canım. Aslında her şey
senın dışında olup biter, sen
de akıl erdirmeye çalışırsın. Diye-
lim ki canın ayşefasulye alıp da şöy-
le zeytinyağlı yapmak istedi.
Gidersin ki taze fasulyenın fiyatı
çağ atlamaya başlamış, şaşar kalır-
sın. "Kardeşim. bunun fiyaO neden
böyle yüksek" dıye sordun mu he-
men "Dolar yükseMi de ondan" der-
ler.
Şimdi senın akJın kanşırda için-
den "Yahu bizim memleketin fasul-
yesiyle Amerikan Dolan'mn ne ala-
kası var?" demek gelir.
Oysa yalnız fasulyenin değil.
zeytinyağının da, mutfağındaki
tüpgazın da dolarla yakın ilgi ve
alakası vardır, ama sen Mürki-
ye "de yaşadığın için bundan ha-
berin- yoktur.
Şimdi sen, memleketi biz mi
yönetiyoruz yoksa Amerikan Do-
larımı yönetiyor, diye düşünürken
fasulyeden elini çekersin.
Sonra sonra ucundan kulpundan
anlamaya başlarsın ki "onlann do-
lan" sana gelince "deter".
Işte ekonomi öğrenmenin fayda-
sı da budur. "Dolar deler" dedikle-
ri ekonomik gerçek de budur. Bak
işte Mürkiye'Ii demlerinden biri de
olan bitene yavaş yavaş akıl erdir-
mektir.
Vatandaş mı matandas
mı?..
TT\ iliyorsun ki Türkiye'de "vatan-
/ " \ daş" çok önemlidir. Her şey
U "vatandaş"ın rahatı huzuru
içindir. "Vatandaş" refah içinde, mut-
lu yaşar, devlet de vatandaşa hizmet
için vardır. Şimdi sen gene "Peld ben
de vatandaşım ama hiç de öyle deği-
Hm" diye ıçınden düşünürsün. Yanlı-
şın şurdadır ki sen vatandaş olmayıp
"matandaş"sındır. Bu sözlere "ma-
tandaş"lar dahil değildir. "Matan-
daş"için önemli olan başkalannın ra-
hatıdır, huzurudur, başkalannın refa-
hı için çalışmaktır, devlete hizmet et-
mektir. Devlet "matandaş" için de-
ğildir, "matandaş" devlet içindir.
Kendınden başkalan rahatsa, huzur-
luysa, refah içindeyse "matandaş"
sevınmelidır, "Oh ne mutluyum ki
görevinıi yapıjorum" demelidir.
Böyle demeyip de "Yahu bu nasıl iş,
bu nimetler hep başkalan için mi?
Ben burda nejim?" falan gıbi zarar-
lı düşüncelere daldı mı bilmelidir ki
suç işlemek üzeredir. İşte "dûşönce
suçu" denilen şey de budur.
İyi bir "matandaş" hemen kendi-
ne gelmeli. ".\man neyapryorum,ga-
liba suç işlemek üzereyim"dıy e topar-
lanmalıdır. "Matandaş" düşünme-
meli, müşünmelidır. "Müşfln-
mek"insanı suç işlemekten korur. Ya-
vaş yavaş "Mürldye"yi anlıyorsunuz,
değil mi?