28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA CUMHURİYET 15 NİSAN 1995 CUMARTESİ 12 HABERLER Ünlü yazar, Adalet Bakanı Moğultay'ın oluruyla bir kez daha yargı önünde Yaşar KemaPe üçüncü davaORAL ÇAUŞLAR Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, 10 Mart 1995'te kendisine olur için gönderi- len evrakı, fazla bekletme- den 20.3.1995 günü imzalar. Bu imza, Yaşar Kemal hak- kmda Der Spıegel dergısine yazdığı yazı nedeniyle yeni bir dava açılmasına izin ve- riyordu. Adalet Bakanı Mo- ğultay'ın olunınu alan lstan- bul Cumhuriyet Savcıhğı, Yaşar Kemal hakkında so- ruşturma açtı. Ünlü yazann ifadesi 19Nısan 1995'te alı- nacak. Yaşar Kemal, Der Spiegel dergisine yazdığı bir yazı ne- deniyle üçüncü kez sorgula- nacak. Kemal Burkay'a ya- kınlığıyla tanınan Azadi haf- tahk gazetesi 22-28 Ocak 1995 tanhli 36. sayısında Ya- şar Kemal'in Der Spiegel dergisindeki yazısını tercü- me ederek yayımladı. Dava için izin gerekiyor Bu yazının yayımlanması üzerine Istanbul Cumhuriyet Savcılığı, Yaşar Kemal'in 'Cumhuriyet'i neşren tahkir ve tezyif ettiği' gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu'nun 159/1. maddesine göre dava açmak ıster. Böyle bir davanın açılabilmesi ancak Adalet Bakanhğı'nın izniyle mümkün- dü. TCK'nin 159. maddesi devletin ma- nevi kişiliğine hakaretle ilgili düzenle- meleri içeriyor. Bu maddeye ilişkin dava açılabilmesi ancak Adalet Bakanı'nm oluruyla müm- kûn. Yani Adalet Bakanı Mehmet Mo- ğultay izin verirse bu dava açılabilecek- ti. Bu maddeye dayanarak savcılık 1.133.159.1995 sayı ile Adalet Bakanlı- ğı Ceza Işlen Genel Müdüriüğü'ne baş- vurdu. Ceza Işleri Genel Müdürlüğü'nce incelenen başvuru, önce hâkim müsteşar Yazar Yaşar Kemal. yazdığı bir yazı nedeniyle üçüncü kez yargı önüne çıkmaya haarlanırken, bu nun sosyal demok- rat bir bakanın izniyle gerçekleşmiş olması oldukça düşündürücü. • Yaşar Kemal Der Spiegel dergisine yazdığı yazı nedeniyle, üçüncü kez yargılanacak. Adalet Bakanı Moğultay'ın izniyle açılan dava nedeniyle, Yaşar Kemal 19 Nisan'da tstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nda ifade verecek. • Haftahk Azadi dergisinin Der Spiegel'deki yazıyı çevirerek yayımlaması nedeniyle başlatılan soruşturmada, Adalet Bakanı Moğultay'ın izin vermemesi halinde Yaşar Kemal hakkındaki üçüncü dava açılamayacaktı. Y. Kenan Doğan'ın ımzasıyla Moğul- tay'ın onayına açıldı. Moğultay da önü- ne aelen evraka, dava açılması iznini ver- di.^ Okuyucular. bunca aynntılı bılgiyi ne- den verdiğımi merak edebılirler. Gayet açık: Yaşar Kemal yazdığı bir yazı nede- niyle üçüncü kez mahkeme önüne çıka- nlacak ve bu üçüncü dava sosyal demok- rat bir bakanın izniyle gerçekleşıyor. Eğer Moğultay izin vermeseydi Yaşar Kemal hakkındaki bu üçüncü dava açı- lamayacaktı. Yaşar Kemal. hakkında Dev let Güven- lik Mahkemesi'nde ilk soruşturma açıl- dığı zaman, o günkü sosyal demokrat bakanlann bir kısmı kendisini zıyaret et- mişler ve bu dava nedeniyle üzüntüleri- nı belirtmişler, kendisinden koalisyon ortağı olarak özür dilemişlerdi. Aradan çok geçmeden aynı partinin Adalet Ba- kanı, aynı yazı nedeniyle Yaşar Kemal hakkında dava açtınyor. Sosyal demokratiara soru Bu durumda bize de şu soruyu sor- mak düşüyor: Sosyal demokratlar siz ne için hükümettesiniz? Yaşar Kemal hak- kında açılan davalara olur vermek için mi? lnsan haklannın tarihimizde en ileri ölçülerde ayaklar altına alındığı bir Tür- kiye yaratmak için mi? Sorular daha da uzatılabilir. Ortadaki tablo içler acısıdır. Sosyal demokratlar şımdiye kadar, in- san haklan ihlallerinı ortaklan DYP'ye havale ediyorlardı. Tek başlanna iktida- ra bir gelseler. neler neler yapacaklardı. Şimdı bu üçüncü Yaşar Kemal soruştur- masına ne cevap verecekler? Bunun biz- zat sorumlusu CHP'li bir bakandır. So- ruşturmayı CHP'li bir bakan açtırmıştır. Bu iddialara doğrusu Moğultay'ın ne ce- vap vereceğini merak ediyorum. Sosyal demokratlar neden böyle dav- ranıyorlar bir türlü anlamak mümkün de- ğil? DYP'li mılletvekıllerinın ve bakan- lann. gerici maddeleri sa- vunmaktakı kararlılıklannı görünce, acaba koşullar bu kadar elverişsiz de, CHP'li- ler çaresizlikten mi böyle ya- pıyorlar sorusunu sorup du- ruyoruz. Daha doğrusu, CHP'liler kendi taraftarlannı ve kendi vicdanlannı rahatlatmak için 'aanlıktayız' bahanesini öne sürüp duruyorlar. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Gericiliğin değir- menine su taşımak işlevini sürdürüp duruyorlar. Ne olursa olsun hükümette kala- lım anlayışı onlan yiyip bi- tiriyor. Olan yalnızca kendi- lerine değil, tüm ülkeye olu- yor. Demokrasi isteyen güç- lerin inisiyatifleri kınlıyor, insanlar umutsuzluğa sevk ediliyor. Demokrasi ve özgürlük isteği Gazi Mahallesi olaylan- nın sonuçlan ortada. Yurt- taşlann büyük çoğunluğu- nun polıs kurşunuyla öldü- rüldüklerini Meclis Araştır- ma Komisyonu'nun raporla- n da saptamış durumda. Ama aynı polis teşkilatı, hiç- bir soruşturmaya uğramadı- ğı gibi, olaylan sapüracak basın toplantılan düzenliyor, provoka- törler adı altında ilgisiz insanlan basına tanıtıyor. CHP'liler şunu görmeliler: Türkiye'de koşullar giderek değişiyor. Demokrasi ve özgürlûk isteği güç kazanıyor. Toplu- mun her alanında bir hareketlenme göz- leniyor. Bu gelışmeye uygun davranıp kararlı- lık gösterseler puan toplayacaklar. Aydın Güven Gürkan olayı bunun bir örneği. Ama nedense bır korku ve siniklik için- deler. Gerçelcten Moğultay, Yaşar Kemal da- vası için imzayı neden attı? Doğrusu çok merak ediyorum. Cillere ABD pusulası MGKde Hollanda'yı kınadıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milh Güvenlik Ku- rulu (MGK), Cumhurbaşkanı Süleyman Demireibaşkanlı- ğında dün Çankaya Köşk'ün- de olağanüstü toplandı. Agır- lıklı olarak Kuzey Irak'taki gelişmelerin ele alındığı top- lantıda, Başbakan Tansu ÇU- ler'in bugün başlayacak ABD gezisindeki temaslan sırasın- da, Türkiye adına da dile ge- tireceği görüşlenn çerçevesi belirlendi. MGK toplantısın- da, Hollanda'nın PKK güdü- mündekı sözde Kürt Parla- mentosu toplantısına izin ver- mesinin "esefle'* karşılandığı bildirildi. Cumhurbaşkanı Demi- rel'ın, Başbakan Çiller'in ABD gezisi öncesi MGK'in olganüsrü toplanmasına özel önem verdiğine dıkkat çekil- di. Cumhurbaşkanı'nın Gü- ney Amerika gezisinın son gününde geçen çarşamba gü- nü olağanüstü toplantıya ça- ğırdığı MGK, Denurel'in uça- ğındakı anza yüzünden Türki- ye'ye dönüşünün ertelenmesi üzerine, ancak dün saat 17.00'de toplanabıldi. Edını- len bilgiye göre toplantıda, Türk Silahlı Kuvvetlen'nın (TSK) Kuzey Irak'ta sürdür- düğü harekâta ilişkin gelişme- ler değerlendirildi ve Başba- kan Çiller'in bugün başlaya- cak ABD gezisi sırasında Tür- kiye adına dile getireceği gö- rüşlerin Toplantıda aynca, Hollanda"run, sürgünde Kurt Parlamentosu kurulmasına ilişkin ta\nnın da ele alındığı bildirildi. MGK Genel Sekre- terliği'nden toplantının içen- ğine ilişkin yapılan açıklama- da da şu görüşlere yer venldı: "Toplantda PKK terör ör- gfitüne karşı Kuzey Irak'ta sürdürülmekte olan askeri ha- rekât De güvenlik güçleri tara- nndan bölücü örgüte karşı yurtiçinde yürütülen mucade- İe görüşülmüş ve başan ile sür- dürüldüğü göriilmüşrür. Ayn- ca, Hollanda'nın PKK güdü- mündeki toplannya izin ver- mesi esefle karşılanmışnr." 4 İzin vermedik' Hollanda'nın Ankara Bü- yükelçısi Jan Horak, Hollan- da hükümetinın. çarşamba gü- nü Lahey'de kurulduğu bölü- cülerce açıklanan sözde "sür- gündeKürt parlamentosu nu" hiçbir şekilde tanımadığını. Hollanda hükümetinın de "sözde parlamentonun kurul- ması amacıyla" yapılan bır toplantıya izin vermediğini bildırdı. Büyükelçi Horak, bu- gün yaptığı yazılı açıklama- da, medyada. Hollanda hükü- metinın sözde "sürgünde Kürt parlamentosuna" karşı tutumunun yanlış yansıtıldı- ğını öne sürerek "Hollanda hükümeti. sözde Kürt parla- mentosunu hiçbir şekilde ta- nımıyor. HoDanda hükümeti 'sözde parlamentonun kurul- ması için yapılan toplantıya' izin vermedi" ıfadesini kullan- dı. Açıklamada, Lahey'deki toplantının, Hollanda Anaya- sası'nda yer alan ifade ile "toplanma ve toplanb düzen- leme özgürlüğü'" çerçevesin- de gerçekleştiğınin belirtildi. Büyükelçi Horak, açıkla- masında, 12 nısanda yapılan toplantıda "kamu düzenini bozan bir durumun" olmadı- ğmı belirttı. Açıklamada. "Hollanda hükümeti, PKK'yi terörist faali\ctlcrde bulunan bir örgütolarak kabulediyDr" denilerek Hollanda'nın, Tür- kıye'nın toprak bütünlüğüne saygılı olduğu ve Hollanda hükümetirun her çeşıt terörist faaliyete karşı olduğu da kay- dedildi. Avrupa'da ortak kültür arayışı • Bugün 40 yaşmda olan Avrupa Kültür Birliği ilk oluşturulduğunda, kültür kavramına bütünsel bir bakış açısıyla bakarak etkin bir işbirliği amaçlanıyordu. Ancak süreç içinde birçok sorun ortaya çıktı. Günümüzde Avrupa'da kültürel işbirliği yeni sorunlarla karşı karşıya ve gerçek bir birliğe her zamankinden daha fazla gereksinim var. Çeviri Servisi - Kültürel Birlik için yaşam kırkında başlıyoı. Bugün 40 yaşında olan Avrupa Kültür Birliği ilk oluşturulduğunda, kültür kavramına bütünsel bir ba- kış açısıyla bakarak etkin bir işbirliğini amaçlıyordu. Oysa bugün eğitimden kül- türel mirasa, sinemadan spora, azınlıklann sorunla- nndan gençlik problemleri- ne kadar geniş bir alam kap- samına alıyor. Günümüzde Avrupa'da kültürel işbirliği yeni sorunlarla karşı karşı- ya ve gerçek bir birliğe her zamankinden daha fazla ge- reksinim var. Kaynaşüncı bağ, kültür Başlangıçta Avrupalılar için amaç bir uzlaşmanın sağlanmasıydı. Kültür de, Avrupa Konseyi dışmdaki ülkeler de dahil olmak üze- re uluslararası bağlan kay- naştıncı en önemli unsurlar- dan biri olarak görüldü. 19 Aralık 1954'te imzalanan Avrupa Kültür Konvansiyo- nu bu amacı daha yeni ve esnek bir temele oturttu ve kültürel işbirliğini gerçek- Avrupa Kültür Birliği, kuruluşunun 40. yıldönümünü kııtlarken sanatçı Tomi Unge- rer de çahşmalann 40. yılı kutlamaianna bu afışle katılıyor. leştirmek için gerekli hu- kuksal ve siyasal oluşumla- n yarattı. Bu oluşumlardan ikisi, kısa sürede yaşama geçerek Kültürel Fon ve Kültürel İşbirliği Konseyi adlı iki ayn kurum oluştu ve bunlar eğitim, kültür, tarih- sel miras, araştırma, spor ve gençlik işleri konulannda faaliyetlere başladılar. Di- ğerleri ise ilerlemelerışığın- da gereksinim doğdukça or- taya çıktılar: Eurimages, Avrupa Film Yapımcıhğı Destek Fonu, Strasbo- urg'daki Avrupa Gençlik Merkezi ile daha sonra ku- rulan Budapeşte'deki yan kuruluşu ve en sonra 1994'te Avusturya'nın Graz kentinde kurulan Avrupa Çağdaş Diller Merkezi. Uye sayısı artıyor Geçen yıl Kültür Konvan- siyonu'na imza atan Bela- rus, Ukrayna. Moldova, An- dora ve Monaco ile birlikte üye ülke sayısı 43'e ulaştı. Kültürel işbirliği geçen süreç içinde daha çok tarih ve coğrafya eğitiminde re- form konusunda odaklaştı. Halklann tarihsel ve kültü- rel farklılığı, bir zayıflık kaynağı olarak değil, aksine bir değer olarak görmeleri- ne çalışıldı. Çok değişik eği- tım programlan söz konusu idi, ancak amaç hep aynı ol- du: Ortak sorunlara ortak çözümler aramak. Kimliğin paylaşılması konusunda 1980 yılı önem- li sorulann yeniden sorulup yanıtlandınlması dönemi oldu. En önemli soru ise kültü- rel kitnliktı. 1989 yıhnda Berlin duva- nnın çökmesi ve Sovyet Bloku'nun dağılması ile Or- ta ve Doğu Avrupa ülkeleri- nin katılımı ise kültürel bir- liğin imajını dramatık bir şekilde değiştirdi. Eğitim, Kültür ve Spor Konseyi Başkanı Raymond VVeber,"14 ve daha sonra 23 ülke iken izledignniz yöntem ile 43 ülkeli bir büiiğin oluş- turulması sağltklı olamaz" derken yeni birtakım deği- şikliklerin gündeme gelme- sinin gereğine işaret ediyor. Amaç bütün ülkeleri bir araya getirmek Avrupa senaryosunun uzun vadelı gözlemleyicisi olan Weber, hiçbir ülkenin dışanda kalmaması konu- sunda ise son derece katı bir tutum sergileyerek şunlan söylüyor: "İşbirliği iki fonksiyonlu otmalı. Hiçbir zaman verici- lerin bir köşede,abcdann di- ğer bir köşede toplandığj bir durum söz konusu olamaz. Rusya ve Polonva'dan insan haklan konusunda bile öğ- reneceklerimiz olacaknr. Bi- zi güçlü kılan, çeşitliligimiz ve farklılığımızdır. Bu jüz- den yeni ortaklannuzda ka- rar verme mekanizmalanm ellerinde tutabilmeliler." Kültür Birliği Konse- yi'nin en son yeniliği bir ile- tişim ağının kurulması. Son derece açık tanımlanmış he- deflerle. hükümetler dışın- daki kuruluşlann temsilci- leri. bölgeler, kasabalar ve üniversiteler bu ağ içinde projeler üretiyor. Iletişim ağı, konseyin idealleri ve verdiği destek doğrultusun- da, uluslar ve bölgeler arası ilişkiler kuruyor, bilgi ve be- cerilerin diğer kesimlere ak- tanlması için olanak ya- ratıyor. Temsflciler Meclisi, Alevîleri teıırsil edemez HASANMEŞELt Her bozuk düzenden faydalananlar. zarar gören- ler, bu böyle geuniş, böyle gider diyenler. bu düzen- den başka bir düzenin geleceğinden ümit kesenler olduğu gibi, bu düzenden başka bir düzenin gele- ceğini çok daha iyi görerek, yannı bugünden çok daha iyı görenler olacaktır. Malatya Hacı Bektaş Veli Kültürünü Tanıtma Derneği'nın dört yıldan beri kurucu başkanı olarak aynı zamanda, naçiz bir araştırmacı-yazar olmam nedeniyle sayın gazetenizde, 1 haftadan ben yayın- lanan "•Aleviler Ne Istiyor'' başlıklı yazı dizini/le ıl- gili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Yazı dizisinde, Türkiyemizde bütün Alevilerin temsilcileri bunlar imiş gibi sadece üç beş kişinin şahsi görüşlerini lanse ederek kamuoyu maalesef yanıltılmaktadır? Hayal ürünü meclis Özellikie özünü, inancını yitirmiş. AleviUği "İs- lam dışı" sayan bir zihniyetle kurulan ve kendine "Alevi Temsilciler MeclisP diyen bir meclis tek ke- lime ile hayal ürünüdür. Bu yapay ve dogmatik olarak kurulan ve Alevi toplumunu temsil ediyor imajını yaratmaya çalı- şanlann, sırf kendi kişiselçıkarveamaçlannı. siya- si ve ideolojik bağlamda değerlendirerek ön safa çıkma gayretleridır. Türkiye'de 45'e yakın Hacı Bektaş Veli Kültür Dernekleri olduğu halde bu derneklerin çoğunun haberi olmadan, Sıvas olaylanndaki kan ve gözya- şı duygulannı istismar edip ayak oyunlan ile ken- disini "Hacı Bektaş Veli Kültürünü Tanıtma Der- nekleri Genel Başkanı" dıye ilan ettikten sonra ken- disini bir de "Aleviler Temsilciler Medisi Genel Sek- reteri" ılan eden Sayın Selahattin Özel, kendi rek- lamını yapmaktadır. Anadolu görmezden geliniyor tşin üzücü yaııı. Türkiye'de bütün Alcvılcr sanki istanbul'da toplanmış. başka vilayetlerde hıç Alevi yokmuş gibi de bir hava yaratılmaktadır. Bundan dolayı kaygı ve üzüntü duymaktayız. Zira Alevilik, özünden saptınlarak "dinsizleştirÜmek" ıstenilerek karanlık bir mecraya doğru götürülmektedir. Yeni Sıvas endişesi Önümüzdekı dönemde daha birçok Sıvas ve Ga- ziosmanpaşa olaylan olabileceğinden endişe etmek- teyiz. Çünkü, Alevilerin sorunlan dağlan aşmak- ta, yürekler acısı bir mecraya doğru yol almaktadır. Devletimiz bu konuda hâlâ duyarsız kalmaktadır. Her türlü zevahire rağmen, gerçek Alevilik. ger- çek sahipleri tarafından aşk ve sevgi potasında iş- lenerek, esas benliğine kavuşacaktır. Gerisi, lafu güzaftır. POLİTtKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL 3 Güneş Çekiliyor... } Şair Enver Gökçe, dertlenip de elini şakağına ko-; yup bir türkü söylemeye başladı mı, "Bu belalı ba-, şı ben nereye koyam" derdi. Başa geleni değil, ba- şın kendini dertli sayardı. Aziz Nesin için de öyle düşünürüm. Gelirken dert- li olmuş, dert yükünü sırtlamış. Bundan önce Srvas'a; sokmak istemiyorlardı, bu kez Konya'da otel verme- diler. Mevlana'nın kenti, düşünce ve sanata açık1 Konya için bu çok ayıp olmuyor mu? Konya, bir ya- nıyla açık saçık bellenirken, biryanıyla kapalıdır. Bu iki yanlı gösterişi belirtmek için, "Çarşaf altında çı- nl çıplak kadın oynatıhar" denir. Çarşafı çekecek- sin, içinde ne var kimseler bilmeyecek. ' "Olur mu?" "Hey gidinin Konyalısı, hem de nasıl olur!" ; Gençliğimizde Konya dendi mi şair Oğuz Tansel'i' anımsardık. Orada yaşadığından, öğretmen oldu-; ğundan mı nedir, bu yıllarca böyle sürdü. Kişi ne de! çabuk unutuluyor. Geçende oğlundan bir mektup al-; dım, babasının unutuluşunu dile getiriyordu. j Bir Avrupa kentine bir yazann sokulmayışı, otel- j lerde yer verilmeyişi olur mu? Böyle bır şeyi söyle-1 seler kimse inanmaz. Hele böyle bir kentte ulu bir kişinin yattığını, herkesi, "Gelgel, kim olursan ol, ge- ne gel!.." diye kente çağırdığını bilseler, ne derler? Batılılar Mevlana'ya çok düşkündürler. Elinde ney birçok Batılı gencin sokaklarda dolaş- tığına eskiden çok rastlanırdı. Ney üflemesıni bilir- ler, Farsça öğrenmeye çalışırlardı. Neyzenler kente sokulmuyor, inanırlar mı? Aziz Nesin, kente sokulmak istenmeyişini, oteller- de bir yazara oda verilmeyişini şöyle yorumluyor: "Benim yurtdışında yaptığım konuşmalar Türki- ye aleyhine propaganda olarak görülmekteydi. Oy- sa otellerde bana yer verilmemesi, hem Konya hem de Türkiye için çok büyük bir ayıp! Bu hareket Tür- kiye için çok kötü propaganda oldu. Şimdi tüm dün- ya bundan söz edecek!" Bir kent, bir yazar, bir otel.. Bu üçü bir yerde, bir araya gelemiyor. Yasaklar var. Ayıp! Güvenlik önlemi almışlar. Güvenlik, yazann kente girip otelde yatması için > değil! I Sonrası için Aziz Nesin diyor ki: | "Kitabevi sahibi, benim kalmam için otellerde ge- \ rekli teması yapmış. Ancak her nedense otel sahip- leri beni kabul etmek istememişler. Ama Istan-. bul'dan -kendisini asla küçük görmüyorum- birge- nelev patronu gelse, birpapaz gelse en iyi odalar-, dan birini veriherdi. Beni onlardan daha mı kötü- \ yüm? Burası benim memleketim. Benim de seya- j hat etme özgürlüğûm var. Ama bu hareketi tüm \ Konya 'ya mal edemeyiz. Mevlana 'nın yattığı mem- j leketteyiz. Onun kentindeyiz." Pirlerin, velilerin, evliyalann, dervişlerin sereserpe dolaştığı, düşüncelerini yaydığı, tekkeler, tarikatlar, medreseler kurduğu bir bölgedeyiz. "Hezaran per açıp reng-i ziyâdan Güneş ufûl etmiş sahn-ı semâdan ' - " ^ Niçin nûr inmiyor?" Inmez! } " . / ' i \ * B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1V 1 2 3 4 5 6SOLDAINSAĞA: 1/ Fırat Irmağı üzennde kurulu birbaraj. 2/Dün- ya... Yavru, ço- cuk. 3/ Fas'ın başkentı... "Bakır lengerlerde kızar- mış kuzular — idı" (Nâzım Hik- met). 4/Hınt-lran dil grubuna veri- len ad... Texas'ın Meksika'dan ba- ğımsızlığını ka- zanma mücadele- sinde, aralannda efsanevi kahraman Davy Crockett'in de bulunduğu iki yüz gönül- lünün öldüğü ünlü kale. 5/ Hamamböceği.6/ Yunan ra- kısı... Bir renk... Oiumsuz- luk belırten bir önek. 7/ Çe- şitli öğeleri örerek oluşturu- lan ve bır mekânı örten ke- merli yapı... Halk müziğıne özgü tellı bırçalgı. 8/ Hubu- bat tozu... Kasa bacaklı bir köpek cinsı. 9/ Kırsal kesımde büyük topraklan olan var- lıklı ve sözü geçer kimse... Gıysi. YUKAJUDAN AŞAĞIY4: 1/Uçaklarda bulunan ve uçuşla ılgılı aynntılan kaydeden aygıt. 21 Atılgan, gözü pek... Dende sinırler boyunca bir- takım ağnlı fıskelerin dökülmesiyle beliren hastalık. 3/ Be- zikte bir tarafbin beş yüz sayıyı tamamlayamadan ötekinin üç bin sayı yaparak oyunu bıtırmesı. 4/ Lütfi Ö. Akad'ın bir fılmi... Bölmeli göçebe çadın. 5/ Azarlama, serzeniş.6/ EvTensel alıcı olan kan grubu... Bir süs taşı... Kenar süsü. 7/ Alaca, iki renklı... Deriden sızan sıvı. 8/ Balık avlamak- ta ya da odun taşımakta kullanılan büyük kayık. 9/ Okya- nusya'da ve Güney Amenka'da yetişen kozalaklı büyük ağaç. ILAN BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı TEK Gen. Müdürlüğü tarafından davalı Ke- mal Eren ve sekız arkadaşı aleyhıne mahkememizde açılmış bulunan kamulaştınlan taşırunazın tapuya tescı- li davasının yapılan açık yargılamasi sırasında 30.3.1995 tarihinde verilen ara karan gereğince: Adresleri tespit edilemeyen davalılar, dava dilekçesi- nın özetınin ilanen teblığine karar verildiğinden; Aşağıda bulunduğu yer yazıh taşınmaz hakkında da- vacı TEK Gen. Müdürlüğü tarafından dava açılmış bu- lunmaktadır. Yine aşağıda kimliklen behrtilen davalıla- nn mahkememizin 1994' 165 esas sayılı dosyasının du- ruşmasının yapılacağı 25 5 1995 günü saat 9.55 'teki otu- rumuna bızzat katılmalan ya dakendılerinı vekil ile tem- sil ettırmelen. bunlar olmadığı takdırde delil ve belge- lerinı mahkemeye göndermelen, aksı takdirde yokluk- lannda karar verileceği, işbu ılanın yayınlanış tarihınden itibaren 15 gün sonra teblığ edılmiş sayılacağı hususu ila- nen teblığ olunur. Dava konusu taşuunazın bulunduğu yer: Bıtlis ilı merkez Por (Değırmenaltı) Köyü'nde kâin 2 cilt, 155 sahıfe ve 158 parselde kayıtlı bulunan 630 mN'hk taşınmaz. Davanlar: Abdullah mırasçılan, Fetullah oğlu. Abdulmecıt mi- rasçılan, Abdullah oğlu, Aynılhayat Eren, Abdulkadirkı- zı; Hediye Eren, Abdulkadir kızı; Kemal Eren Fetullah oğlu; Mehmet mırasçılan, Sunullahoğlu; Meroliye Eren, Abdulkadir kızı; Nesrullah mirasçılan. Abdulmelik oğ- lu; Sadullah mirasçılan, Abdulmelik oğlu. Basın: 16778
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle