Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SATFA CUMHURİYET 15 NİSAN 1995 CUMARTESİ
12 HABERLER
Ünlü yazar, Adalet Bakanı Moğultay'ın oluruyla bir kez daha yargı önünde
Yaşar KemaPe üçüncü davaORAL ÇAUŞLAR
Adalet Bakanı Mehmet
Moğultay, 10 Mart 1995'te
kendisine olur için gönderi-
len evrakı, fazla bekletme-
den 20.3.1995 günü imzalar.
Bu imza, Yaşar Kemal hak-
kmda Der Spıegel dergısine
yazdığı yazı nedeniyle yeni
bir dava açılmasına izin ve-
riyordu. Adalet Bakanı Mo-
ğultay'ın olunınu alan lstan-
bul Cumhuriyet Savcıhğı,
Yaşar Kemal hakkında so-
ruşturma açtı. Ünlü yazann
ifadesi 19Nısan 1995'te alı-
nacak.
Yaşar Kemal, Der Spiegel
dergisine yazdığı bir yazı ne-
deniyle üçüncü kez sorgula-
nacak. Kemal Burkay'a ya-
kınlığıyla tanınan Azadi haf-
tahk gazetesi 22-28 Ocak
1995 tanhli 36. sayısında Ya-
şar Kemal'in Der Spiegel
dergisindeki yazısını tercü-
me ederek yayımladı.
Dava için izin
gerekiyor
Bu yazının yayımlanması
üzerine Istanbul Cumhuriyet
Savcılığı, Yaşar Kemal'in
'Cumhuriyet'i neşren tahkir
ve tezyif ettiği' gerekçesiyle
Türk Ceza Kanunu'nun
159/1. maddesine göre dava açmak ıster.
Böyle bir davanın açılabilmesi ancak
Adalet Bakanhğı'nın izniyle mümkün-
dü. TCK'nin 159. maddesi devletin ma-
nevi kişiliğine hakaretle ilgili düzenle-
meleri içeriyor.
Bu maddeye ilişkin dava açılabilmesi
ancak Adalet Bakanı'nm oluruyla müm-
kûn. Yani Adalet Bakanı Mehmet Mo-
ğultay izin verirse bu dava açılabilecek-
ti.
Bu maddeye dayanarak savcılık
1.133.159.1995 sayı ile Adalet Bakanlı-
ğı Ceza Işlen Genel Müdüriüğü'ne baş-
vurdu. Ceza Işleri Genel Müdürlüğü'nce
incelenen başvuru, önce hâkim müsteşar
Yazar Yaşar Kemal. yazdığı bir yazı nedeniyle üçüncü kez yargı önüne çıkmaya haarlanırken, bu nun sosyal demok-
rat bir bakanın izniyle gerçekleşmiş olması oldukça düşündürücü.
• Yaşar Kemal Der
Spiegel dergisine
yazdığı yazı
nedeniyle, üçüncü
kez yargılanacak.
Adalet Bakanı
Moğultay'ın izniyle
açılan dava
nedeniyle, Yaşar
Kemal 19 Nisan'da
tstanbul Cumhuriyet
Savcılığı'nda ifade
verecek.
• Haftahk Azadi
dergisinin Der
Spiegel'deki yazıyı
çevirerek
yayımlaması
nedeniyle başlatılan
soruşturmada,
Adalet Bakanı
Moğultay'ın izin
vermemesi halinde
Yaşar Kemal
hakkındaki üçüncü
dava açılamayacaktı.
Y. Kenan Doğan'ın ımzasıyla Moğul-
tay'ın onayına açıldı. Moğultay da önü-
ne aelen evraka, dava açılması iznini ver-
di.^
Okuyucular. bunca aynntılı bılgiyi ne-
den verdiğımi merak edebılirler. Gayet
açık: Yaşar Kemal yazdığı bir yazı nede-
niyle üçüncü kez mahkeme önüne çıka-
nlacak ve bu üçüncü dava sosyal demok-
rat bir bakanın izniyle gerçekleşıyor.
Eğer Moğultay izin vermeseydi Yaşar
Kemal hakkındaki bu üçüncü dava açı-
lamayacaktı.
Yaşar Kemal. hakkında Dev let Güven-
lik Mahkemesi'nde ilk soruşturma açıl-
dığı zaman, o günkü sosyal demokrat
bakanlann bir kısmı kendisini zıyaret et-
mişler ve bu dava nedeniyle üzüntüleri-
nı belirtmişler, kendisinden koalisyon
ortağı olarak özür dilemişlerdi. Aradan
çok geçmeden aynı partinin Adalet Ba-
kanı, aynı yazı nedeniyle Yaşar Kemal
hakkında dava açtınyor.
Sosyal demokratiara soru
Bu durumda bize de şu soruyu sor-
mak düşüyor: Sosyal demokratlar siz ne
için hükümettesiniz? Yaşar Kemal hak-
kında açılan davalara olur vermek için
mi?
lnsan haklannın tarihimizde en ileri
ölçülerde ayaklar altına alındığı bir Tür-
kiye yaratmak için mi? Sorular daha da
uzatılabilir.
Ortadaki tablo içler acısıdır.
Sosyal demokratlar şımdiye kadar, in-
san haklan ihlallerinı ortaklan DYP'ye
havale ediyorlardı. Tek başlanna iktida-
ra bir gelseler. neler neler yapacaklardı.
Şimdı bu üçüncü Yaşar Kemal soruştur-
masına ne cevap verecekler? Bunun biz-
zat sorumlusu CHP'li bir bakandır. So-
ruşturmayı CHP'li bir bakan açtırmıştır.
Bu iddialara doğrusu Moğultay'ın ne ce-
vap vereceğini merak ediyorum.
Sosyal demokratlar neden böyle dav-
ranıyorlar bir türlü anlamak mümkün de-
ğil? DYP'li mılletvekıllerinın ve bakan-
lann. gerici maddeleri sa-
vunmaktakı kararlılıklannı
görünce, acaba koşullar bu
kadar elverişsiz de, CHP'li-
ler çaresizlikten mi böyle ya-
pıyorlar sorusunu sorup du-
ruyoruz.
Daha doğrusu, CHP'liler
kendi taraftarlannı ve kendi
vicdanlannı rahatlatmak için
'aanlıktayız' bahanesini öne
sürüp duruyorlar.
Ama artık mızrak çuvala
sığmıyor. Gericiliğin değir-
menine su taşımak işlevini
sürdürüp duruyorlar. Ne
olursa olsun hükümette kala-
lım anlayışı onlan yiyip bi-
tiriyor. Olan yalnızca kendi-
lerine değil, tüm ülkeye olu-
yor. Demokrasi isteyen güç-
lerin inisiyatifleri kınlıyor,
insanlar umutsuzluğa sevk
ediliyor.
Demokrasi ve
özgürlük isteği
Gazi Mahallesi olaylan-
nın sonuçlan ortada. Yurt-
taşlann büyük çoğunluğu-
nun polıs kurşunuyla öldü-
rüldüklerini Meclis Araştır-
ma Komisyonu'nun raporla-
n da saptamış durumda.
Ama aynı polis teşkilatı, hiç-
bir soruşturmaya uğramadı-
ğı gibi, olaylan sapüracak
basın toplantılan düzenliyor, provoka-
törler adı altında ilgisiz insanlan basına
tanıtıyor.
CHP'liler şunu görmeliler: Türkiye'de
koşullar giderek değişiyor. Demokrasi
ve özgürlûk isteği güç kazanıyor. Toplu-
mun her alanında bir hareketlenme göz-
leniyor.
Bu gelışmeye uygun davranıp kararlı-
lık gösterseler puan toplayacaklar. Aydın
Güven Gürkan olayı bunun bir örneği.
Ama nedense bır korku ve siniklik için-
deler.
Gerçelcten Moğultay, Yaşar Kemal da-
vası için imzayı neden attı?
Doğrusu çok merak ediyorum.
Cillere ABD pusulası
MGKde
Hollanda'yı
kınadıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milh Güvenlik Ku-
rulu (MGK), Cumhurbaşkanı
Süleyman Demireibaşkanlı-
ğında dün Çankaya Köşk'ün-
de olağanüstü toplandı. Agır-
lıklı olarak Kuzey Irak'taki
gelişmelerin ele alındığı top-
lantıda, Başbakan Tansu ÇU-
ler'in bugün başlayacak ABD
gezisindeki temaslan sırasın-
da, Türkiye adına da dile ge-
tireceği görüşlenn çerçevesi
belirlendi. MGK toplantısın-
da, Hollanda'nın PKK güdü-
mündekı sözde Kürt Parla-
mentosu toplantısına izin ver-
mesinin "esefle'* karşılandığı
bildirildi.
Cumhurbaşkanı Demi-
rel'ın, Başbakan Çiller'in
ABD gezisi öncesi MGK'in
olganüsrü toplanmasına özel
önem verdiğine dıkkat çekil-
di. Cumhurbaşkanı'nın Gü-
ney Amerika gezisinın son
gününde geçen çarşamba gü-
nü olağanüstü toplantıya ça-
ğırdığı MGK, Denurel'in uça-
ğındakı anza yüzünden Türki-
ye'ye dönüşünün ertelenmesi
üzerine, ancak dün saat
17.00'de toplanabıldi. Edını-
len bilgiye göre toplantıda,
Türk Silahlı Kuvvetlen'nın
(TSK) Kuzey Irak'ta sürdür-
düğü harekâta ilişkin gelişme-
ler değerlendirildi ve Başba-
kan Çiller'in bugün başlaya-
cak ABD gezisi sırasında Tür-
kiye adına dile getireceği gö-
rüşlerin Toplantıda aynca,
Hollanda"run, sürgünde Kurt
Parlamentosu kurulmasına
ilişkin ta\nnın da ele alındığı
bildirildi. MGK Genel Sekre-
terliği'nden toplantının içen-
ğine ilişkin yapılan açıklama-
da da şu görüşlere yer venldı:
"Toplantda PKK terör ör-
gfitüne karşı Kuzey Irak'ta
sürdürülmekte olan askeri ha-
rekât De güvenlik güçleri tara-
nndan bölücü örgüte karşı
yurtiçinde yürütülen mucade-
İe görüşülmüş ve başan ile sür-
dürüldüğü göriilmüşrür. Ayn-
ca, Hollanda'nın PKK güdü-
mündeki toplannya izin ver-
mesi esefle karşılanmışnr."
4
İzin vermedik'
Hollanda'nın Ankara Bü-
yükelçısi Jan Horak, Hollan-
da hükümetinın. çarşamba gü-
nü Lahey'de kurulduğu bölü-
cülerce açıklanan sözde "sür-
gündeKürt parlamentosu nu"
hiçbir şekilde tanımadığını.
Hollanda hükümetinın de
"sözde parlamentonun kurul-
ması amacıyla" yapılan bır
toplantıya izin vermediğini
bildırdı. Büyükelçi Horak, bu-
gün yaptığı yazılı açıklama-
da, medyada. Hollanda hükü-
metinın sözde "sürgünde
Kürt parlamentosuna" karşı
tutumunun yanlış yansıtıldı-
ğını öne sürerek "Hollanda
hükümeti. sözde Kürt parla-
mentosunu hiçbir şekilde ta-
nımıyor. HoDanda hükümeti
'sözde parlamentonun kurul-
ması için yapılan toplantıya'
izin vermedi" ıfadesini kullan-
dı. Açıklamada, Lahey'deki
toplantının, Hollanda Anaya-
sası'nda yer alan ifade ile
"toplanma ve toplanb düzen-
leme özgürlüğü'" çerçevesin-
de gerçekleştiğınin belirtildi.
Büyükelçi Horak, açıkla-
masında, 12 nısanda yapılan
toplantıda "kamu düzenini
bozan bir durumun" olmadı-
ğmı belirttı. Açıklamada.
"Hollanda hükümeti, PKK'yi
terörist faali\ctlcrde bulunan
bir örgütolarak kabulediyDr"
denilerek Hollanda'nın, Tür-
kıye'nın toprak bütünlüğüne
saygılı olduğu ve Hollanda
hükümetirun her çeşıt terörist
faaliyete karşı olduğu da kay-
dedildi.
Avrupa'da ortak kültür arayışı
• Bugün 40 yaşmda
olan Avrupa Kültür
Birliği ilk
oluşturulduğunda,
kültür kavramına
bütünsel bir bakış
açısıyla bakarak
etkin bir işbirliği
amaçlanıyordu.
Ancak süreç içinde
birçok sorun ortaya
çıktı. Günümüzde
Avrupa'da kültürel
işbirliği yeni
sorunlarla karşı
karşıya ve gerçek bir
birliğe her
zamankinden daha
fazla gereksinim var.
Çeviri Servisi - Kültürel
Birlik için yaşam kırkında
başlıyoı.
Bugün 40 yaşında olan
Avrupa Kültür Birliği ilk
oluşturulduğunda, kültür
kavramına bütünsel bir ba-
kış açısıyla bakarak etkin
bir işbirliğini amaçlıyordu.
Oysa bugün eğitimden kül-
türel mirasa, sinemadan
spora, azınlıklann sorunla-
nndan gençlik problemleri-
ne kadar geniş bir alam kap-
samına alıyor. Günümüzde
Avrupa'da kültürel işbirliği
yeni sorunlarla karşı karşı-
ya ve gerçek bir birliğe her
zamankinden daha fazla ge-
reksinim var.
Kaynaşüncı bağ,
kültür
Başlangıçta Avrupalılar
için amaç bir uzlaşmanın
sağlanmasıydı. Kültür de,
Avrupa Konseyi dışmdaki
ülkeler de dahil olmak üze-
re uluslararası bağlan kay-
naştıncı en önemli unsurlar-
dan biri olarak görüldü. 19
Aralık 1954'te imzalanan
Avrupa Kültür Konvansiyo-
nu bu amacı daha yeni ve
esnek bir temele oturttu ve
kültürel işbirliğini gerçek-
Avrupa Kültür Birliği, kuruluşunun 40. yıldönümünü kııtlarken sanatçı Tomi Unge-
rer de çahşmalann 40. yılı kutlamaianna bu afışle katılıyor.
leştirmek için gerekli hu-
kuksal ve siyasal oluşumla-
n yarattı. Bu oluşumlardan
ikisi, kısa sürede yaşama
geçerek Kültürel Fon ve
Kültürel İşbirliği Konseyi
adlı iki ayn kurum oluştu ve
bunlar eğitim, kültür, tarih-
sel miras, araştırma, spor ve
gençlik işleri konulannda
faaliyetlere başladılar. Di-
ğerleri ise ilerlemelerışığın-
da gereksinim doğdukça or-
taya çıktılar: Eurimages,
Avrupa Film Yapımcıhğı
Destek Fonu, Strasbo-
urg'daki Avrupa Gençlik
Merkezi ile daha sonra ku-
rulan Budapeşte'deki yan
kuruluşu ve en sonra
1994'te Avusturya'nın Graz
kentinde kurulan Avrupa
Çağdaş Diller Merkezi.
Uye sayısı artıyor
Geçen yıl Kültür Konvan-
siyonu'na imza atan Bela-
rus, Ukrayna. Moldova, An-
dora ve Monaco ile birlikte
üye ülke sayısı 43'e ulaştı.
Kültürel işbirliği geçen
süreç içinde daha çok tarih
ve coğrafya eğitiminde re-
form konusunda odaklaştı.
Halklann tarihsel ve kültü-
rel farklılığı, bir zayıflık
kaynağı olarak değil, aksine
bir değer olarak görmeleri-
ne çalışıldı. Çok değişik eği-
tım programlan söz konusu
idi, ancak amaç hep aynı ol-
du: Ortak sorunlara ortak
çözümler aramak.
Kimliğin paylaşılması
konusunda 1980 yılı önem-
li sorulann yeniden sorulup
yanıtlandınlması dönemi
oldu.
En önemli soru ise kültü-
rel kitnliktı.
1989 yıhnda Berlin duva-
nnın çökmesi ve Sovyet
Bloku'nun dağılması ile Or-
ta ve Doğu Avrupa ülkeleri-
nin katılımı ise kültürel bir-
liğin imajını dramatık bir
şekilde değiştirdi.
Eğitim, Kültür ve Spor
Konseyi Başkanı Raymond
VVeber,"14 ve daha sonra 23
ülke iken izledignniz yöntem
ile 43 ülkeli bir büiiğin oluş-
turulması sağltklı olamaz"
derken yeni birtakım deği-
şikliklerin gündeme gelme-
sinin gereğine işaret ediyor.
Amaç bütün ülkeleri
bir araya getirmek
Avrupa senaryosunun
uzun vadelı gözlemleyicisi
olan Weber, hiçbir ülkenin
dışanda kalmaması konu-
sunda ise son derece katı bir
tutum sergileyerek şunlan
söylüyor:
"İşbirliği iki fonksiyonlu
otmalı. Hiçbir zaman verici-
lerin bir köşede,abcdann di-
ğer bir köşede toplandığj bir
durum söz konusu olamaz.
Rusya ve Polonva'dan insan
haklan konusunda bile öğ-
reneceklerimiz olacaknr. Bi-
zi güçlü kılan, çeşitliligimiz
ve farklılığımızdır. Bu jüz-
den yeni ortaklannuzda ka-
rar verme mekanizmalanm
ellerinde tutabilmeliler."
Kültür Birliği Konse-
yi'nin en son yeniliği bir ile-
tişim ağının kurulması. Son
derece açık tanımlanmış he-
deflerle. hükümetler dışın-
daki kuruluşlann temsilci-
leri. bölgeler, kasabalar ve
üniversiteler bu ağ içinde
projeler üretiyor. Iletişim
ağı, konseyin idealleri ve
verdiği destek doğrultusun-
da, uluslar ve bölgeler arası
ilişkiler kuruyor, bilgi ve be-
cerilerin diğer kesimlere ak-
tanlması için olanak ya-
ratıyor.
Temsflciler Meclisi, Alevîleri teıırsil edemez
HASANMEŞELt
Her bozuk düzenden faydalananlar. zarar gören-
ler, bu böyle geuniş, böyle gider diyenler. bu düzen-
den başka bir düzenin geleceğinden ümit kesenler
olduğu gibi, bu düzenden başka bir düzenin gele-
ceğini çok daha iyi görerek, yannı bugünden çok
daha iyı görenler olacaktır.
Malatya Hacı Bektaş Veli Kültürünü Tanıtma
Derneği'nın dört yıldan beri kurucu başkanı olarak
aynı zamanda, naçiz bir araştırmacı-yazar olmam
nedeniyle sayın gazetenizde, 1 haftadan ben yayın-
lanan "•Aleviler Ne Istiyor'' başlıklı yazı dizini/le ıl-
gili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Yazı dizisinde, Türkiyemizde bütün Alevilerin
temsilcileri bunlar imiş gibi sadece üç beş kişinin
şahsi görüşlerini lanse ederek kamuoyu maalesef
yanıltılmaktadır?
Hayal ürünü meclis
Özellikie özünü, inancını yitirmiş. AleviUği "İs-
lam dışı" sayan bir zihniyetle kurulan ve kendine
"Alevi Temsilciler MeclisP diyen bir meclis tek ke-
lime ile hayal ürünüdür.
Bu yapay ve dogmatik olarak kurulan ve Alevi
toplumunu temsil ediyor imajını yaratmaya çalı-
şanlann, sırf kendi kişiselçıkarveamaçlannı. siya-
si ve ideolojik bağlamda değerlendirerek ön safa
çıkma gayretleridır.
Türkiye'de 45'e yakın Hacı Bektaş Veli Kültür
Dernekleri olduğu halde bu derneklerin çoğunun
haberi olmadan, Sıvas olaylanndaki kan ve gözya-
şı duygulannı istismar edip ayak oyunlan ile ken-
disini "Hacı Bektaş Veli Kültürünü Tanıtma Der-
nekleri Genel Başkanı" dıye ilan ettikten sonra ken-
disini bir de "Aleviler Temsilciler Medisi Genel Sek-
reteri" ılan eden Sayın Selahattin Özel, kendi rek-
lamını yapmaktadır.
Anadolu görmezden geliniyor
tşin üzücü yaııı. Türkiye'de bütün Alcvılcr sanki
istanbul'da toplanmış. başka vilayetlerde hıç Alevi
yokmuş gibi de bir hava yaratılmaktadır. Bundan
dolayı kaygı ve üzüntü duymaktayız. Zira Alevilik,
özünden saptınlarak "dinsizleştirÜmek" ıstenilerek
karanlık bir mecraya doğru götürülmektedir.
Yeni Sıvas endişesi
Önümüzdekı dönemde daha birçok Sıvas ve Ga-
ziosmanpaşa olaylan olabileceğinden endişe etmek-
teyiz. Çünkü, Alevilerin sorunlan dağlan aşmak-
ta, yürekler acısı bir mecraya doğru yol almaktadır.
Devletimiz bu konuda hâlâ duyarsız kalmaktadır.
Her türlü zevahire rağmen, gerçek Alevilik. ger-
çek sahipleri tarafından aşk ve sevgi potasında iş-
lenerek, esas benliğine kavuşacaktır. Gerisi, lafu
güzaftır.
POLİTtKA VE ÖTESt
MEHMED KEMAL 3
Güneş Çekiliyor... }
Şair Enver Gökçe, dertlenip de elini şakağına ko-;
yup bir türkü söylemeye başladı mı, "Bu belalı ba-,
şı ben nereye koyam" derdi. Başa geleni değil, ba-
şın kendini dertli sayardı.
Aziz Nesin için de öyle düşünürüm. Gelirken dert-
li olmuş, dert yükünü sırtlamış. Bundan önce Srvas'a;
sokmak istemiyorlardı, bu kez Konya'da otel verme-
diler. Mevlana'nın kenti, düşünce ve sanata açık1
Konya için bu çok ayıp olmuyor mu? Konya, bir ya-
nıyla açık saçık bellenirken, biryanıyla kapalıdır. Bu
iki yanlı gösterişi belirtmek için, "Çarşaf altında çı-
nl çıplak kadın oynatıhar" denir. Çarşafı çekecek-
sin, içinde ne var kimseler bilmeyecek. '
"Olur mu?"
"Hey gidinin Konyalısı, hem de nasıl olur!" ;
Gençliğimizde Konya dendi mi şair Oğuz Tansel'i'
anımsardık. Orada yaşadığından, öğretmen oldu-;
ğundan mı nedir, bu yıllarca böyle sürdü. Kişi ne de!
çabuk unutuluyor. Geçende oğlundan bir mektup al-;
dım, babasının unutuluşunu dile getiriyordu. j
Bir Avrupa kentine bir yazann sokulmayışı, otel- j
lerde yer verilmeyişi olur mu? Böyle bır şeyi söyle-1
seler kimse inanmaz. Hele böyle bir kentte ulu bir
kişinin yattığını, herkesi, "Gelgel, kim olursan ol, ge-
ne gel!.." diye kente çağırdığını bilseler, ne derler?
Batılılar Mevlana'ya çok düşkündürler.
Elinde ney birçok Batılı gencin sokaklarda dolaş-
tığına eskiden çok rastlanırdı. Ney üflemesıni bilir-
ler, Farsça öğrenmeye çalışırlardı. Neyzenler kente
sokulmuyor, inanırlar mı?
Aziz Nesin, kente sokulmak istenmeyişini, oteller-
de bir yazara oda verilmeyişini şöyle yorumluyor:
"Benim yurtdışında yaptığım konuşmalar Türki-
ye aleyhine propaganda olarak görülmekteydi. Oy-
sa otellerde bana yer verilmemesi, hem Konya hem
de Türkiye için çok büyük bir ayıp! Bu hareket Tür-
kiye için çok kötü propaganda oldu. Şimdi tüm dün-
ya bundan söz edecek!"
Bir kent, bir yazar, bir otel..
Bu üçü bir yerde, bir araya gelemiyor.
Yasaklar var.
Ayıp!
Güvenlik önlemi almışlar.
Güvenlik, yazann kente girip otelde yatması için >
değil! I
Sonrası için Aziz Nesin diyor ki: |
"Kitabevi sahibi, benim kalmam için otellerde ge- \
rekli teması yapmış. Ancak her nedense otel sahip-
leri beni kabul etmek istememişler. Ama Istan-.
bul'dan -kendisini asla küçük görmüyorum- birge-
nelev patronu gelse, birpapaz gelse en iyi odalar-,
dan birini veriherdi. Beni onlardan daha mı kötü- \
yüm? Burası benim memleketim. Benim de seya- j
hat etme özgürlüğûm var. Ama bu hareketi tüm \
Konya 'ya mal edemeyiz. Mevlana 'nın yattığı mem- j
leketteyiz. Onun kentindeyiz."
Pirlerin, velilerin, evliyalann, dervişlerin sereserpe
dolaştığı, düşüncelerini yaydığı, tekkeler, tarikatlar,
medreseler kurduğu bir bölgedeyiz.
"Hezaran per açıp reng-i ziyâdan
Güneş ufûl etmiş sahn-ı semâdan ' - " ^
Niçin nûr inmiyor?"
Inmez! }
" . / ' i \ *
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1V
1 2 3 4 5 6SOLDAINSAĞA:
1/ Fırat Irmağı
üzennde kurulu
birbaraj. 2/Dün-
ya... Yavru, ço-
cuk. 3/ Fas'ın
başkentı... "Bakır
lengerlerde kızar-
mış kuzular —
idı" (Nâzım Hik-
met). 4/Hınt-lran
dil grubuna veri-
len ad... Texas'ın
Meksika'dan ba-
ğımsızlığını ka-
zanma mücadele-
sinde, aralannda efsanevi
kahraman Davy Crockett'in
de bulunduğu iki yüz gönül-
lünün öldüğü ünlü kale. 5/
Hamamböceği.6/ Yunan ra-
kısı... Bir renk... Oiumsuz-
luk belırten bir önek. 7/ Çe-
şitli öğeleri örerek oluşturu-
lan ve bır mekânı örten ke-
merli yapı... Halk müziğıne
özgü tellı bırçalgı. 8/ Hubu-
bat tozu... Kasa bacaklı bir
köpek cinsı. 9/ Kırsal kesımde büyük topraklan olan var-
lıklı ve sözü geçer kimse... Gıysi.
YUKAJUDAN AŞAĞIY4:
1/Uçaklarda bulunan ve uçuşla ılgılı aynntılan kaydeden
aygıt. 21 Atılgan, gözü pek... Dende sinırler boyunca bir-
takım ağnlı fıskelerin dökülmesiyle beliren hastalık. 3/ Be-
zikte bir tarafbin beş yüz sayıyı tamamlayamadan ötekinin
üç bin sayı yaparak oyunu bıtırmesı. 4/ Lütfi Ö. Akad'ın
bir fılmi... Bölmeli göçebe çadın. 5/ Azarlama, serzeniş.6/
EvTensel alıcı olan kan grubu... Bir süs taşı... Kenar süsü.
7/ Alaca, iki renklı... Deriden sızan sıvı. 8/ Balık avlamak-
ta ya da odun taşımakta kullanılan büyük kayık. 9/ Okya-
nusya'da ve Güney Amenka'da yetişen kozalaklı büyük
ağaç.
ILAN
BİTLİS ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı TEK Gen. Müdürlüğü tarafından davalı Ke-
mal Eren ve sekız arkadaşı aleyhıne mahkememizde
açılmış bulunan kamulaştınlan taşırunazın tapuya tescı-
li davasının yapılan açık yargılamasi sırasında 30.3.1995
tarihinde verilen ara karan gereğince:
Adresleri tespit edilemeyen davalılar, dava dilekçesi-
nın özetınin ilanen teblığine karar verildiğinden;
Aşağıda bulunduğu yer yazıh taşınmaz hakkında da-
vacı TEK Gen. Müdürlüğü tarafından dava açılmış bu-
lunmaktadır. Yine aşağıda kimliklen behrtilen davalıla-
nn mahkememizin 1994' 165 esas sayılı dosyasının du-
ruşmasının yapılacağı 25 5 1995 günü saat 9.55 'teki otu-
rumuna bızzat katılmalan ya dakendılerinı vekil ile tem-
sil ettırmelen. bunlar olmadığı takdırde delil ve belge-
lerinı mahkemeye göndermelen, aksı takdirde yokluk-
lannda karar verileceği, işbu ılanın yayınlanış tarihınden
itibaren 15 gün sonra teblığ edılmiş sayılacağı hususu ila-
nen teblığ olunur.
Dava konusu taşuunazın bulunduğu yer:
Bıtlis ilı merkez Por (Değırmenaltı) Köyü'nde kâin 2
cilt, 155 sahıfe ve 158 parselde kayıtlı bulunan 630
mN'hk taşınmaz.
Davanlar:
Abdullah mırasçılan, Fetullah oğlu. Abdulmecıt mi-
rasçılan, Abdullah oğlu, Aynılhayat Eren, Abdulkadirkı-
zı; Hediye Eren, Abdulkadir kızı; Kemal Eren Fetullah
oğlu; Mehmet mırasçılan, Sunullahoğlu; Meroliye Eren,
Abdulkadir kızı; Nesrullah mirasçılan. Abdulmelik oğ-
lu; Sadullah mirasçılan, Abdulmelik oğlu.
Basın: 16778