Katalog

\5 NİSAN 1995 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAM 19 Çetin, hayır dedi • Baştarafi 1. Sayfada Başbakan Tansu ÇUler bugun Amenka'ya gıdıyor Emekhlık yaşıy la ılgılı tartışmalar ıse şım- dılık Çıller'ın Amenka gezısı donuşune bırakılı>or Ancak, IMF'nın reçetesı Baş bakan'ın canını sıkıyor Çalış- ma ve Sosyal Güvenlık Bakanı Aydın Güven Gıirkan ıse gcn adım atmıyor Ne dıyor IMF9 Şunu "Turkiye'de emeklilik yaşı çokerken. Dünyanın hiçbir ülke- sinde böyle bir durum yok_" Tansu Çıller oldukça sıkıntı- h Yakın çevresıne şoyle dıyor dun sabah "IMF bu koşuüar karşısmda kredi vermez..." Oncekı gun sabaha dek tele- fon trafiğıyle soruna çozum arandı Bır yanda IMF. öte yanda Ba- kanGûrkan Aynı zamanda da Gurkan'a destek veren Turk-lş, DİSK ve Hak-Iş yönetıcılen Başbakan Çıller ıle Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin tam dort kez telefon gorüşmesı yap- tılar Çıller, Çetın'e şoyle dıyor- du "Biz IMF'ye söz verdik. emeklilik yaşı kadınlarda 60, er- kekierde 65 olacak, lutfen Gûr- kan'ın ıstifasını isteyin-." Hikmet Çetin'ın Başbakan'a yanıtı şu oidu " Böyle bir şey ofanaz. Siz tek başına iktıdar değilsiniz. koalis- yon ortaklığı bellı zemınlerde uz- İaşnıay la ayakta kaJır_" Tansu Çıller şaşırmıştı Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, daha sonra CHP'lı bakan- larla bır araya geidı TBMM'de Bakanlann tumu de Hikmet Çe- tın'e şoyle dedıler "Tansu Hamm eski ahşkanlı- ğını sürdurmek istiyor, lutfen bu- na izin vermeyin. Ğerekirse hii- kümetten çekiliriz_." Çetin, bakan arkadaşlanna şu formulu onerdı "Işsizlik sigortası. Iş-Kur, iş giıvenliği ve SSK'nin ekonomik yapısını değıştiren >enı duzenle- melenn getırilmesi ıçüı dortlu bir paket onereceğiz Bakanlar Kurulu toplanbsında. Bu paket- te mevcut sıgortalıların 53-58, yenı sıgortalılann 55-60 >aş suu- nna getınimesı ongoruluyor." Başkent kulıslennde 'siyasi hava" şımdılık durulmuşa benzı- yor Ama bır başka önemlı konu daha var Terörie Mucadek Yasası'nın 8. maddesınin değiştirilmesi. Dun sabah kımı CHP lı ba- kanlarla konuştuk Genel hava şuydu "Tansu Hanım'la koalisyonu yûrûtmemiz oldukça zor..." Sorduk "Yeni mi anladınız." Yanıt "HayırL" "Olialde?.." Yanıt "Seçime kadar ayakta kalma- mız, en azmdan demokratikles- meyı gerçekleştinnemiz, halki- mıza verdiğimiz sozlerı yerine getirmemiz lazuıu." CHP'lıler aslında ışın farkın- da Ayakta kalmak ıstıvorlar, ama bunu da pek başaramıyorlar DYP ıle ortaklığı bozacaklar en sonunda Zaten "Hükümet- ten aynlalım" dıyenlenn sayısı da fazla Bıze kalırsa. tkinci Ozal'ı oy- nayan Tansu Hanım ı kendı duş- lenyle baş başa bırakmalı CHP Eğer yapabılırlerse Ecevit Arafat'la görüştü • Baştarafi 1. Sayfada Gazze kentıne gelen Ecevıt'ı Yaser Arafat, Fılıstın Devlet Başkanlığı konutunda kucakla- yarak karşıladı Görüşmeye Ecevit ve Arafat'la bırlıkte Sağ- îık Bakanı El Zanun, Fılıstın Devlet Başkanlığı Genel Sekre- ten Tayyip Abdurrahman ve dı- ger yetkılıler katıldı Arafat, gorüşmeden sonra yaptığı açıklamada "Davamızı destekleven Türkiye ve Sayuı Ecevit'e teşekkür edivorum. Turk hukumetlerinin ve Tiırk halkının guçlû desteğini unut- mayız" dedı "Banş topraklannda gerçek ve kalıcı barışın saglanması yü- ruvuşumuzde desteğınizın deva- mını ıstiyoruz" dıyen Arafat "İlerdeınşallah Kudüs'te biriik- te dua edecegjz" dıye konuştu Israıl ıle yaptıklan banş an- laşmasının uygulanması konu- sunda sorunlar olduğunu belır- ten Arafat, Turk halkı ve huku- metının bu anlaşmanın uygulan- ması ıçın Israıl'e baskı yaparak kendılenne yardımcı olacağın- dan emın olduğunu kaydettı Arafat "tsrail'le banştan başka ahernatif yok. Ama her ıki tara- fin da etkin davranması gerek. Banşa sadece Filisrinlilenn degiL İsrail'in de, Ortadoğu'nun da, \vrupa'nın da. tflm dünyanın ihtivacı var" dedı Arafat "Turkiye'den yeterii desteği görmüyor musunuz" şeklındekı soru uzenne "Kesin- likle hayır.Türkiye ile surekli Diş- kimiz var. Başbakan Tansu Çil- ler, Gazze'yi ziyaret etmiştL Sa- ym Başbakan'ın ziyaretine eşlik eden Turk işadamlannın işgal döneminde tamamen harap olan altvapunızın venıden uışa- sına gosterdıklen ilgıden mem- nunuz" dedı Ecevıt, Israıl gezısını tamam- layarak dün akşam saatlennde yurda dondu Ecevit, Ataturk Havalımanı'nda yaptığı açıkla- mada Israıl, Fılıstın ve Urdun'un banş surecıne büyûk umut bağ- ladıklannı ıfade ederek "Bunun kolay olmayacağmı goruyoruz. En duyarlı olan konularda ciddi nkanıkhklar var. Gerek İsrail ge- rekse Filistin. bu konularda Tür- krve'den katkı beklıvor" dedı 1. KOŞU: F Don Juan (1), P Bedıhayıldız (3), PP Elıf 5 (4) 2. KOŞU: F Indıana Jones (1), P Sam Rock (4), PP Kuheylan(2) 3.KOŞL.-F Gûnüm(3),P Doganay 1 (5), PP Mevlude(9),S An- fe2(2) 4. KOŞU: F Sısılıano(8),P Errol(5),PP Maya(7),S Cormıdab- le(9) 5.KOŞU: F Kaçkar(3) P MoonRıse(l) PP Lymco(4) 6. KOŞU: F Thyphonıc Rısıng (6), P Cessy (9), PP Testa Rosso ll) S Kıvanç (2).~SS Şakırefendı (11) 7.KOŞL:F Fındık7(2), P Haktan (5) PP Sam-Ay(6), S Anıl- can(l) Giinün tkilisı: 6 Koşu 6 9 Tabela Bahıs: 6 9 1 2 11 ALTILI GANYAN 1 4 2 8 5 7 9 6 9 1 2 OTORİTELERİN GORUŞLERI Burhan Dalgıç M Ozkavaz ErtanOzsu Güney Akıncı 142 12-4 124 1 3 3-5-9-2 3 10-9*5 9*7 5 5-810-1 7 9-8-5-1 5-8 7-6 3 3 3-4-1 3 6 9-12 1 612-4 1 6-9-11 6-11 121 2 5-6 2 2 5-6 2 5-6 1.AYAK: Derecelı galoplar sergıleyen Indıana Jones ve Sam Rock. koşunun şanslı ısımlen Sen bırtay ızlenımı veren Kuheylan, sürpnz yapabıhr 2. AYAK: tdmanlannda göz dolduran Günum. kazanacak güçte ' 3. AYAK: Sısılıano, Errol ve Maya, öncelıkle düşunülmelı Cormı- dable'ı surpnzde önennz 4. AYAK: Kaçkar, gunun bankosu 5. AV AK: Sürpnze musaıt bır koşu Thyphonıc Rısıng, Cessy, Tes- ta Rosso ve Kıvanç kuponlarda bulunmalı 6. AYAK: Ekün koşma avantajı ıle Fındık 7 çok şanslı Haktan ve Sam-Av daha sonrakı ıhtımaller G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Başbakan "devamıyım" dedığı Turgut Özal ın kotu bır kopyasını sergılıyor Ozal da devletı benzer bır mantıkla yonetmıştı Özal'ın akıl hocası Semra Ha- nımdı, Çıller'ınkı Özer Bey Bırınsan babasının çıftlığını bıle bu kadar key- fı yonetemez IMF'ye soz verdık, ne pahasına olursa olsun emeklilik yaşını yukselt- melıyız Dunya Bankası'na soz verdık, ozel- leştırmeyı mutlaka yapmalıyız Avrupa Bırlığı ne soz verdık, de- mokratıkleşme yasalannı bır an once çıkarmalıyız. Bakalım, Çıller ABD'ye gıdıp Clin- ton'a ne sozler verecek? Tansu Hanım, Turkıye Cumhunye- tı'nın Başbakanı mı, yoksa başka ul- keler adına Turkıye'yı yonetmekten sorurnlu bır valı m ı ' Burada şunu da ekleyelım kı, her şeyı kendı Iehıne kullanmakta buyuk ustalık gosteren Başbakan, emeklilik yaşını yukselttıkten sonra, halkın kar- şısına çıkıp, "Emeklilikyaşınıyüksett- tık, lyı mı yaptık" dıye sorarsa ve bol alkışlı bır "Sravooo"alırsadaşaşma- mak gerekır Devlet cıddıyetınde bır gelenek vardır Önemlı bır konudayasal degı- şıklık yapılacaksa, genel bır yaklaşım belırlenır Uzmanlar onun teknık ay- rıntılarını duzenlerler ve yurutme or- ganına sunarlar Bızde ıse once bın- lenne soz venlıyor Sonra uzmanlar- dan o soze uygun çalışma yapması Çiller'in Yonetim Anlayışı... ıstenıyor Gunlerdır yaşadığımız emekhlık ya- şı knzı bunun en taze orneğı Çıller yasayı kendı ıstedığı bıçımde kabul etmeyen Aydın Guven Gurkan'a, alışkanlık gereğı, "O zaman ıstıfa edın " dıyor Ustelık de Başbakan Yar- dımcısı ve Gurkan'ın Genel Başkanı Hikmet Çetin'ın yanında Çıller, Mümtaz Soysala da Karayalçın'ın yanında, "Volkan Vural'/ musteşar olarak ıstemıyorsan ıstıfa et" demış- tı Eskı Bayındırlık Bakanı Halil Çul- haoğlu, Meclıs Buromuzun "tazeka- nı" Oürdane Kocaoğlu'na, Çıller'ın kendısmden de "ıstıfa" ıstedığını açıkladı Çulhaoğlu, bunu ılk kez dı- legetınyor Acaba ıstıfası ıstenen kaç bakan oldu'? Aslında Başbakan, kendısı gıbı du- şunmeyenlen ıstıfaya davet etmekle zaman kaybedıyor Bu tur şeylerle uğraşmaması gereklı Şoyle bır yön- tem ızlerse daha pratık olur Danışmanlanna ıstedığı yasa tasa- nsını hazıriatır Imzalamalan ıçın ba- kanlarayollarken dosyasının ıçıne bır de ımza kısmı boş bır ıstıfa dılekçesı koyar Ust yazıda da, "Sayın bakan, ya bu tasanyı ımzalayın ya da ıstıfa dı- lekçenızi" der Bakan tercıhını yapar ve ışler yurur Fransız şaır Alfred de Musset, "Ih- tıras bır ınsanın yakasına yapıştı mı, mantık ağlayarak onu takıp eder" dı- yor Musset bu sozu sankı Çıller ıçın soylemış Çıller aılesı, kafasına ve cuzdanına koyduğundan ne pahası- na olursa olsun odun vermıyor Başbakan aynı karartılığı cezaevi- ne koyduklan ıçın de gosterıyor DYP grubunun da baskısıyla demokratık- leşme adımlarında ayak suruyen Çıl- ler, onumuzdekı gunlerde buna eğı- lecek Ama nasıl eğılecek, DYP gru- bu ne kadanna ızın verecek, henuz bellı değıl Bu konuda da Tansu Hanım'a bır onenmız var Demokratıkleşmeyı ıha- leye çıkarsın, bakın Ozer Bey nasıl muşten buluyor Başkent'te bugunlerde konuşulan "ıhale" dedıkoduları Engin Civan'ı uçe katlayıp dama atar Mehmet Köstepen'e koltuğunu bıraktıran olayların başında "ıhale" uyumsuz- luklannın geîdığı soylenıyor Ulaştır- ma, bırkaç buyuk yatınmcı bakanlık- tan bırı Ihaleler mılyarlık TURK- SAT'tan yararianan ozel televızyonla- nn bakanlığa borçları mılyarlan bulu- yor Boylesıne "sağlam ıplere sahıp" bır bakanlık "guvenılmez" kışılere bı- rakılır mı? Sadrazamın kiri Özal donemıne damgasını vuran ıkı önemlı konu vardı - Ihale yolsuzluklan ve hayalı ıhra- cat Ikı bakanın aklanmasıyla ıhale yol- suzluğu ıddıalarının tumunun geçer- sız olduğu söyienemez Hayalı ıhra- catta ıse uç bın sayfalık dosya rafa kaldırıldı Son saptama şu - Hayalı ıhracat yapılmış, ama bu dosyadakı kışıler bunun muhatabı değıl Pekı kım? Geçmışın hesabı sorulmayınca bu- gun, benzer fırsatları yakalayanlar, daha buyuk bır cesaretle bu ışe gınş- mez mı9 Kazım Yenice, "Işıyan Sozler" ad- lı kıtabının "Devlet Adamı" bolumu- ne Clmit Yaşar Oğuzcan'ın "Sadra- zam" şıınnı koymuş Yazıyı bu şıırle noktalayalım "Gunlerden bır gun hamama gıde- ceğı tuttu/Sadrazam hazretlennın/Bır yanında bınncı vezın/bıryanında ıkın- cı vezın/Bır yanında uçuncu vezı- n/Sonra efendım soyleyeyım /Peş- kırcıbaşısı/Nalıncıbaştsı/Sabuncuba- şısı Sadrazam dersenız kuruldu gobek taşına/Yan gelıp yattı /Memleketın en unlu tellaklan/ Sardılar dort yanını/ Kımı elını kaptı, kımı bacağını/Bırke- seleme bır surtme faslıdır başladı öylesıne kır çıktı kı sormayın/Her bın nah parmağım gıbı/Aman efen- dım bu ne kır/Demeye kalmadı/Ke- selenn altında enyıp gıttı/ Koskoca sadrazam I Butûn maıyet erkânı ye- nnden fıriadıl Nıttunuz devletlıyı/ De- dıler tellaklara/Tellaklar cevap ver- dı IBız yıkadık, keseledık/Devletlının kırden ıbaret olduğunu bıleme- dık /Suç bızde değıl neyleyelım/ Kır bıttıJSadrazam elden gıttı " Cumhurbaşkanı Demirel ölümden döndü • Baştarafi 1. Sayfada sun" der Maceralı Brezılya gezısınde ıkı gunluk gergın bır bekleyışten sonra Turkiye'den ozel olarak gelen Aırbus 310 uçagına guçbela sığışarak havalan- dık Kuzeydoğu yonune tırmanarak uçu- yoruz Brezılya ustundeyız Saat 14 30 (Türkiye saatı ıle 20 30) Demirel bılınen "Uğurlar olsun" tunına çıktı Herkesto- parlandı Gazetecılennçoğunluktaoldu- ğu arka bolume geldı Sıra bıze geldı Demirel "Uğurlar olsun" dedı Bız"Sa- ğonın efendim".. dıyemedık Dıpten ge- len guçlü bır darbeyle uçak yukan doğ- ru çekıldı Demırel yennden sıçradı Ayaklanyerdenkesıldı Bukezıkıncıve bınncıden çok çok daha guçlu bırdarbe Bu kez aşağıya doğru Demirel dengesı- nı yıtırdı ve vere çoktü Bır ayağımız onun altında kaldı Anımsamıyoruz O mu bıze tutundu, bız mı ona Düşuyoruz Cumhurbaşkanı soğukkanlılığını koru- yor Çığlıklara, tekbır seslenne ağlama- İara sakın yanıtlar venyor Ama besbel- lı kı bızden ve anında yanıbaşında bıtı- veren koruma gorevlısı başkomıserden başkasının duymadığı yanıtlar bunlar "Sakin olun" dıyor, "bir şe> degiL Olur bunlar™ Üçuncu bır darbe ve uçak hem yana hem aşağıya doğru bır kez daha sav - ruluyor Bu kez Demirel de sustu Yuzû bembeyaz Dudaklan kıpırdıyor Dua edıyorbelkı de Burhan Elış'ın flaşı pat- lıvor "Demek boyle olunuyonnuş" dıye duşunuyoruz bız Çığlıklar tekbır sesle- n Dorduncubır darbe daha Uçaktanür- kutucüçatırtılarvemotorlannpanığı da- ha da arttıran homurtusu Sonra otekılenn yanında çocuk oyun- cağı sayılacak sallantılar Ama uçak den- gesını bufdu Duşuş bıttı Hılafsız, ken- dını en çabuk toparlayan gene Demirel oldu Güldu Yuzû kıreç gıbı Ama gul- du "Korkmayın arkadaşlar. Yok bir şey. Türkiye've gidi>t>ruz. Hep birlikte. Sa- kin oiıuT. Bırkaç koruma polısı daha yetıştı Bız sağımızdakı genç gazetecı arkadaşı ıle- nye kaydırarak yenmızı Demırei'e ver- dık Koruma görevlı sı ıle bırlıkte kaldır- dık ve koltuğa oturttuk Bın "Kemerini bağtayın" dedı Çabalıyoruz Uçak hâlâ sarsılıyor Demirel kemenn ustune otur- muş Çığlıklar hâlâ dınmedı Çığlık at- mayan kımılen şimdı yûksek sesle ağlı- yor Hangıkemen,hangısınmucunatak- tık anımsamıyoruz Ama sonuçta Demı- rel'ın de kemen bağlandı Bın, yere duş- muş gözluğunü getırdı Demırel bır ko- ruma görev lısıne sakın bır sesle emır ver- dı "Githanımefendivebak" Görevlıok Kazaya pilot yorumu: Soruşturma açılmalı Haber Merkezi - Uzun yıllar TH\ 'de pılot olarak çalışan bır uzman olayı şöyle değerlendırdı "Sayın Demırel'i Güney Amerika gerisine A-340 tipi \irl>us uçağı göttirmiıştü. Bu uçaklar vvnidir. Ancak Brczilya donuşünde bir ikram aracı çarputca gerçek ortaya çıko. Dört motoriu Airbus A-340"ın iki motoru anzalrydL Bu da deneme uçuşunda anlaşıldı. Demek ki Sayın Cumhurbaşkanı motor anzası olan uçakla Cunev Amenka'va gitmiş. Bu anza bırden ortava çıkmaz. Önemli oian bu duruntdur. Donerken Aırbus 310'b dönûMü. Kötii hava koşullan yûziınden 'depre!>yon' denilen,yani uçağm alttan gelen hava akunıyla yükseunesi ve duşmesi zaman zaman olur. Yine bir THY uçağı Singapur seferi sırasında 'depresyon' yaşamıştL Burada pflotiara iş duşer. Pilotlaruı yorgun olmaması gerekir. Bence üzerinde durulması gereken Airbus 340 modeli yeni uçağm motoıianndaki anzadır. Belki THY yetkilileri bu anzavı onceden biliyorlardı, 'Önemlı değıl' diyerek gi/Jiyorlardı. Sayın Cumhurbaşkanunızın THY konusunda ciddi bir soruşturma açOrması gerekir kanısındayım.'" gıbı fırladı Cumhurbaşkanı onu durdur- du "Hemen dön, bana gei n Sarsıntılar gıtgıde yavaşlıyor Yere duşmüş (ya da yatmış) hostesler ayağa kalkıyor ve an- cak bır profesyonelın becerebıleceğı bır hünerle yuzlenne sakın bırer gulücuk oturtup hâlâ ağlayan, hıçkıran yolculan yatıştınyorlar Koruma ok gıbı dondü "Hanımefen- di i>i Sayın Cumhurbaşkanım", dedı, "Ga>et sakmmiş zaten" Cumhurbaşka- nı Demırel değıl, Nazmive Demirel'ın kocası Suleyman Demırel güldü "Tah- min ettim. Eyi, eyL." dedı Kalktı>ennden tlkın boş bulunup on tarafa, yenne doğru yoneldı Ama yanm adım sonra gen dondü Gene guldu "Şu selamımızı bhirelim hele" dedı Başladı kaldığı yerden "Uğurlar olsun" turunu tamamlamaya Sanıyoruz uçaklakı son panık kınntı- sınıdabudavranışsıldı Uçakta bıralkış koptu Turkıye sıyasal yaşamının tum yelpazesını taşıyan uçak yolculan hep bırlıkte alkışlıyorlar Uçağın arkasında gazetecıler sardı çevresını Bın sordu - O anda ne dûşündünüz efendim? CMümu duşundunuz mu ? Cumhurbaşkanı kendını ıyıden ıyıye toparlamış Bılınen guluşüvle yanıtladı -Hayır,dedı Ölumuhiçduşunmedim. Nerede ölecekseni/, orada olursunuz. Sonra da tuttu bır fıkra anlattı - Hani Azrail adama gebniş haber ver- miş. Canını alacağun senin demış. \dam açmış ellerini Cenab-ı Allah'a dua etmiş. Bir ruzgâr estir de yarabbi benı Kafda- ğı'nm arkasına gotür. Esmiş ruzgâr. At- mış adamı Kafdagı'nın arkasına. Bak- mış Azraii orada beklivor. Ben, demiş Az- rail, senin canını burada aJacaktım. Doğrusu kımsede gulecek hal yoktu Demırel turunu tamamladı ve yenne geç- tı Elle tutulur, gozle görülur hale gelmış olumun soluğu uzaklaştı Yenıden gaze- tecılığe dönduk llkın uzman göruşlen derleyeceğız Uçağı nobetleşe kullanan pılotlardan ıkısı bırkaç sıra onümuzde oturuyorlar Bınne gıttık 2 Pılot Cemal Çakır son derece yatıştıncı konuşu>or - O sırada ben de kokpıtteydım (Cock- pıt Pılot mahallı) Bu bır turbülans ola- >idır Yanı dıkey uzanan elektnk yuklu bır buluta gırdık Uçağa kayaya çarpmış etkısı yapar Mühımdeğıldır llkın yuka- n fırlatıldık En çok 20 metre Sonra da ıkı kez 30 metre kadar aşağıdüştük Teh- Iıke yoktu - Peki efendim bu elektrik yûklu bulut radardan gorulemez miydi? Yanıt bu kez epey duraksamalı - Evet Gorulebıhr Yanı görülür An- cak Yanı bu turbülans kuçükru Rada ra yansımadı "Eh uzmandır. Bizden Ki biar" deyıp bır başka uzman aramaya başlıyoruz Ay- nı anda ve nelerden ve nelerden sonra kaptan pılot Ata Ozardanın hoparlor- lerden sesı gelıyor - Sa>ın Cumhurbaşkanım, Sayın Ha- nımefendı, değerlı konuklanmız, denız ustünde şakulı olarak uzanan (burada kımsenın anlayamadığı bırkaç teknık sozcuk daha kullandı) bır buluttan kay- naklandı Denız ustundebutürtürbulans bulutlan bulunur Ancak bız Kımılen guldu. kımılen küfrettı Pılot denız üstunden soz edıyordu ve uçak o sırada tropık ormanlarla kaplı Brezılya topraklan uzenndeydı ve denıze, Atlas Okyanusu'na ulaşmak ıçın daha 2 S sa- at daha geçecektı Bır başka yolcu (ama uzman değıl) pı- lotlann açıkiamalannı "tekzip" ettı "Yahu kardeşim duşuş bovunca ben tam üç defa kelime-i şahadet gi'tirdim. Hesap et bakalım. Uç kelıme-ı şahadet boyu duşulunce kaç metre duşulür". Doğrusu bır duşuşun uzunluğunu ke- lıme-ı şahadetle olçeceğımız hıç aklımı- za gelmemıştı, ama doğrusu akla da epey uygundu Nıtekım daha sonra Cumhur- başkanlığı ozel doktorundan aktanlan bır bılgı geldı Uçak "üç kelime-i şehadet" suresınce tam 1 200 metre duşmüştu Ilk darbede ıse 300 metre yukan savrulmuş- tu Ardından bır denız subayı daha da teknık bılgıler aktardı Sorun türbulansı yaratan bulutu once- den radarla > a da çıplak gözle gorup uça- ğı otomatık pılottan hemen çıkarmamak- tan ka>-naklanıyordu Pılotlar ıse alabıl- dığıne yorgundu Uç gun boyunca ıkram kamyonu çarptığı ıçın bozulan Airbus 340 ıle uğraşmışlardı Nıtekım, bız aynı uçakla Ankara'dan Istanbul'a donerken onümuzde oturan ve gozlen yorgunluk- tan kan çanağina donmuş bır kaptan pı- lot, "Valla beyim son 72 saat içinde 6 sa- at ya uyudum ya uyumadım" dedı Adım açıklamayacağımıza kesın söz verdiğimiz THY gorevlısı ıse şunlan söyledı "Aynı şiddette dördüncü ya da beşinci bir darbe daha yesevdik, v-a yakrt deposu kurrulurdu > a kanatlar kınlır. en azmdan çatiardı. Bu ise taş gibi yere duş- mek demektir. Hepimize geçmış olsun..." Doğru geçmış olsun Kaderde Latın Amenka'nın uç önemlı ulkesını, Gar- delın Anantım'nı, Neruda'nın Şılısı'nı ve Amado'nun Brezılyası'nı görmek varmış dı>e sevınıyorduk Meğerbırde 10 metre yukanda ölumun soluğunu sa- nıyeler, (ah, o hıç bıtmeyeceğe benze- yen) sanıyeler boyu duymak da varmış Bır de bunu Cumhurbaşkanı Demırel'le neredev se sarmaş dolaş yaşamak varmış Demirel'ın kadennde ıse olumle ya- şam arasında gıdılıp gelınen o anı bır sos- yalıstle yan yana, eh elınde, yûzu yuzu- nün hemen dıbınde yaşamak varmış Bır de 14 saat suren zorlu, çok zorlu bır uçak yolculuğunun ardından artık parmaklann daktılonun tuşlannda dolan- makta zorlandığı bır yorgunluk Keyıflı bır yorgunluk Bunahma paket çözüm • Baştarafi 1. Sayfada landı Gün boyu. gerek Gur- kan'a yakınlığıyla bılınen Ba- yındırlık ve Iskân Bakanı Er- man Şahin Dev let Bakanı Ziya HaKs ıle eskı Adalet Bakanı Sev fi Oktay gerekse de DPT bürok- ratlan ve SKK Genel Muduru Kemal Kınçdaroğlu Çalışma ve Sosyal Güvenlık Bakanlığı ıle Başbakanlık arasında mekık do- kudular Bunalımın patlak veımesının ardından oncekı akşam saat 21 45'te Başbakanlık'tan ayn- lırken rahatlamış görünen CHP lıden Çetin, gazetecılenn soru- lanna "Uzlaşma otabflir" karşı- lığını verdı Çetm daha sonra TBMM'de CHP'lı bakanlarla bır toplantı yaptı Bır saat suren toplantıdan sonra Çetm gazete- cılere gülümseyerek "Kendi aramızda da ortağımızla da go- niş bıriiğine vardık. 4 tasan ba- kanlann imzasına açılacak" de- dı Hükumetın ılk bunalımı 'şimdilik' aşılmış gorunurken Gurkan'ın çıkışı CHP'de tarüş- mayarattı BırCHP'lı bakan şu değerlendırmeyı japtı "Boyle rezalet ounaz. Bir bakan, basın toplantısıduzenleyip,' Başbakan ıstıfamı ıstedı demez. Gereğini yerine getirir, >a istifa etmez di- renir ya da istifa eder. Hem şov yapıvor hem de Genel Başkan Çetin'ı koşev e sıkıştınvor. Genel Başkan da kabınedtşuıda olma- sı kendısı ıçın daha sıkıntı verici olabilir diye bunlan sineye çeld- yor." Çetin'ın de yakın çevresı- ne, Gurkan'ın basın toplantısı duzenlemesınden duvduğu ra- hatsızlığı dıle getırdığı ve "Baş- bakan istifa falan istemedL Tar- tısma sırasında Aydın Bey, Ben o zaman ıstıfa edenm' deyince Başbakan 'Edersenız edın' de- di. Bu konuşma yanuş aksettnü- di" dedığı oğrenıldı Çetin dün Cumhurbaşkanı Suleyman Demırel'ı karşılamak uzere gıttığı havaalanında gaze- tecılenn bu konudakı sorulan- na, "4-5 kişinin bulunduğu, ko- nuşulanların orada kalması ge- reken birtoplantıdakı konuşma- lann yanlış da oka aksettirilme- sini uygun gormuyorum. 4-5 ki- şi arasındakı konuşmalann dışa- n yansıtılması. benım ne devlet ne de politika anlavışıma uygun değüdir" karşılığını verdı Çetm, şunlan soyledı "Ko- alisyon hükümeüerinde bunlar doğaldır. Çahşma vaşamıyia ilgi- li olarak bugüne kadar başanla- mamış çok önemlı şevler vapü- dı. İş guvencesı, işsizlik sıgorta- SL, tş-Kur'un kunılmasına yöne- lik duzenlemeler son derece onenıli. Emeklilikle ilgili olarak amaç ve hedefte görûş ay nlıgı yoktu. Herkes SSK'nin mali va- pısının duzenlenmesi gereğini kabul ediyordu. Geçiş sureciyle ilgili secenekler tartışıldı. Sıkın- tı yok. Çok onemlı karaıiar aluı- miıştır.'' Demirel: Görev yerine getirflmîştir • Baştarafi 1. Sayfada sorulannı yanıtladı Demırel, bır gazetecının Yuce Dıvan kara- n sonrasındakı tepkısını sorması üzenne, yol- ^suzluklann halkın nefret ettığı bır şey olduğu- n u belırterek, "Dünyanm ber ülkesinde yobuz- 'hıklar devlete musallat olmuş en kotu aferrir" dedı Yolsuzlukla mucadelenın Turkıye'de lıerkesın ışı olduğunu vurgulayan Cumhur- başkanı. sozlennı şoyle sürdurdu "Bu mücadele sadece benim \eya vaktryle başında bulunduğum partınin. hukumerm ışi değüdir, herkesin işidir. Bır volsu/Juk ıddıası ol- muş, bu iddıalar karşısmda kım dıvebilir ki,iyi olmuş volsuzluk diye? Turkiye'de bir sistcm mevcuttur. Yolsuzluk iddiasında bulunulduğu vakh o gunün hukumeti cezayı tertiplemivor. Eğrivl doğruyu, haklıyı. haksızı yargı ayırt ediyor." Seçım mucadelesını 1991 yılında, Türkı- ye'yı yolsuzluklardan kurtaracağı üzenne oturttuğunu belırten Demırel, hukumet olduk- tan sonra da 138 dosya hazırlayarak >argıya ılettığını anlattı "Şimdi kusur benım mi? Ben o dosyalan ne yapacaktım" dıye soran Demı- rel, şunlan sovledı "Bunlar benim ihdas etti- ğim dosvalar değil Çeşitü kavnaklardao. ka- naHardan gelen ıddıalan toparlav ıp mercilere tetkikettirdim Bunlardancıddısavılabilecek- lcn sav cüar mahkemelere goturduler. Bu mah- kemelerin her birinde beraat vaki olursa, go- lu ben mi yiyorum? Beraat vald olursa o kişi aklanmış, rejim işlemiş oluyor. Bu iddialar, ba- kanlara, başbakânlara veya Yüce Divan'dan kimsekre ahse onlan da merciine vereceksiniz. Mufettişler tahkikat vapmış. savcılar fezleke- lerini yapmış, hükumetın onune getırmış. Hu- kumet de bu iddiaları TBMM'ye vermiş. TBMM de bunlan komisyonlardan geçirip Yuce Divan'a gitmesine gerek olanlan gonder- miş. Yuce l)ı\an. iki >ıl bu mahkemevi sür- durmuş ve sonunda bu karara gelmiş. Karara uç kişi muhalıf kalmış ama karar karardır. Yuce Divan'a giden kimseler beraat etmişler. Şimdi golu ben mi yedim?" Cumhurbaşkanı Demırel, beraat karan uze- nne bazı sıyasılenn hakkında 'istifa çağnsın- da' bulunmalanyla ılgılı olarak da "Siyaset- tir. Siyasetçilere malzeme lazımdır. Dedikleri- ni buyutmem. Tarnşmaya da girmem. Ama bir adamı devlet mahkemeye sev k eder, adam be- raatederse, neticesinde sev kedenleristifa eder- se, adam kalmaz orta yerde" dıye konuştu Devletın kışılen mahkemeye sevk ederken, bu kışılenn cezalandınlması ıçın garantı alma- sının söz konusu olamayacağını ıfade eden Demırel, "O zaman hür vargı olmaz" dedı Sozlennı "fstifadenivorsa Yieclis'inkomis- vonunun, Meclis'in tümunün, hukümetin tü- münun istifa etanesi lazun" dıye surduren De- mırel, "Böyle bir şey olmayacağına gdre bu laflar siyaseten olur. Onlar da bir şey divecek- lerdir. böyle derier" dıve konuştu Cumhurbaşkanı Demırel kışınm suçluluğu ıspatlanıncaya kadar sanık olduğunu yınele- yerek "Ben sistemin işlemcsinın kavgasım ya- pıyorum. Bu sistem işlevecek bevler... Hiç kim- se zannetmesin ki, kimsenin >aptıgı yamna kâr kalır. Ben sistemin işlemesine uğraşıyorum" dıye konuştu Kflrt parlamentosu Cumhurbaşkanı, bır gazetecının Hollan- da'da Kurt parlamentosu kunılmasına ızın ve- nldığını hatırlarması uzenne de şunlan soy- ledı "Hollanda kanunlann men etmediği şeye kanşamav acağı gibi bir tavır takmıyor. Büyuk bir ayıbın içindedir. Türkiye dosrunu ve duş- manını iyi bilmelidir. Turkive herkese savaş açamaz, ama guçlü olmaya mecburdur. Once- likle sağlıklı bir demokrasiyi vüruteceksıniz, sonra ekonominiz duzgun olacak. Bunun en önemli şartı enflasvonun kontrol alnna alınma- sı, ülkenin dovizsız kalmaması v e yatınm yap- maya devam etmesidir." OLAYLARIN ARDENDAKİ GERÇEK I Baştarafi 1. Sayfada sındeydı Ancak, Korfez Sa- vaşı'ndan sonra durum de- ğıştı Orta Asya'dakı durum ve ekonomik olanaklarda bu- na eklenınce Turkıye, yenıden 'cephe ulke' konumuna gel- dı" degerlendırmesını yapı- yorlar 11 nısanda Ankara'ya ge- len ust duzeydekı ABD heye- tı de yaptığı goruşmelerde bu noktalann altını çızdı Korfez Savaşı sırasında Özal, ABD Başkanı Bush'la dost olmuştu Bush, Ozal'a, "Arkadaşım Targıt" dıyordu Ancak Turkıye bu "dostlu- ğun" bedelını ağır odedı ABD'nın Turkıye'yle dostlu- ğu ılerletmek ıstedığı bugun- lerde, bu yakın ılışkının bedel- lerının ne olduğunu şımdıden ortaya koymak guç Bu ne- denle Turkıye'nın ABD ıle ılış- kılerını duzenlerken, kışılıklı, taşları yerine oturmuş, ılkelı bır sıyaset ızlemesı gerekıyor Başbakan Tansu Çıller'ın, Özal yontemlerıne hayranlığı herkesçe bılınıyor Clınton'la goruşmesınde, o an gunde- me gelecek bır konuda, Tur- kıye'yı bağlayıcı sozler ver- mesı uzak bır olasılık değıl Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel bu durumu goz onu- ne almış olmalı kı, Mıllı Gü- venlık Kurulu'nu (MGK) ola- ğanustu topladı MGK'de, guncel gelışmelere ılışkın Tur- kıye'nın atması ve atmaması gereken adımlann altı bır kez daha çızıldı MGK toplantısı Çıller'e, "Bu çerçevenın dışına çıkmayınız" uyansıdır ABD ıle ılışkılerını getıştır- mesı, şuphesız Turkıye'nın yararına Ancak, tam bağım- sızlık ılkesını korumak ve ABD'nın "almadan verme- yen" bır tuccar olduğunu unutmamak koşuluyla • • • PKK'lfler I Baştarafi 1. Sayfada lennınoperasyonlanndadün 14 teronst oldunıldu Içışlen Bakanı Nahit IMente- şe, teror orgutunun çözülmeye başladığjp(, terorun bitınleceğV nı sövlerken PKK lıden Abdul- lah Ocalan, Lubnan'da yayım- lanan El-Hayat dergısıne verdı- ğı demeçte ABD ve Avrupa'yı, Turkıye'yı desteklemekle suç- layarak 'zarar görecekleri' teh- dıdınde bulundu Yasadışı bolücü teror örgütü PKK'nın lıden Abdullah Oca- lan, ABD ve Avrupa'yı Turkı- ye">e Kuzey Irak'ta yurütulen sınır otesı harekâtta destekle- mekle suçlayarak 'savaş'la teh- dıtettı Ocalan, demecınde bek- lenenın aksıne yaşamak ıçın Su- nye'yı değıl Lubnan'ı seçtığını de belırttı Öte yandan Irak'takı Turk bırlıklennın komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı Reuter'e verdığı demeçte. BM kamplanna sığınan PKK'hler hakkında şoyle konuştu "Mülteci kamplan. BM'nin denetimi altında ve bızım o ha- rekât alanımızın dışındadır. Bu nedenle orava girmek istemiyo- ruz. Ama PKK'üler o kamplâr- dan bize sakhnriarsa cezalandı- nlacaklar" dedı Kundakçı, Atruş yöresındekı ıkı kampa sığınan PKK mılıtan- lannın kovulması ıçın BM'yı ık- na etmeye çalışacağını belırte- rek şoyle devam ettı "Eğer bu militanlar kovul- mazsa, biz asken açıdan bir çö- zum bulmava çalışabiliriz. Eğer militanlar kanıpta hiçbir şey yapmazlarsa biz de bir şey yap- mayiz. Ama, bizim askeıierimi- zi ökJurmeye kalkışuiarsa onla- n cezalandınnz. Bu kamplarda olan bitenden haberimız var. Te- ronstler silahlannı ceketlerinin altında saklıyoıiar." Kuzey Irak'ta yapılan hare- kâtta oncekı gun 19 PKK'lı öl- durulduğu. dun de 2 enn şehıt olduğu ve bın çavuş dığen on- başı olmak uzere 2 askenn ya- ralandığı bıldınldı Harekâtın başlangıcından bu yana 446'sı ölu, 12'sı sağ olmak uzere 458 PKK'lının ele geçmldığı kayde- dıldı Genelkurmay Başkanlığı Basın Bılgı Merkezi. harekâta katılan bırlıklenn operasyon alanı ıçınde tesıs ettığı kontrolu aralıksız surdurduğunu v e bölge dışına kaçmaya çalışan 19 PKK'lının oncekı gun çıkan ça- tışmada oldurulduğü belırtıldı Olağanustu Hal Bolge Valılı- ğı'nden yapılan açıklamaya go- re bölge genelınde sürdurulen operasyonlar sırasında, Bat- man'ın Kozluk ılçesı Gümuşör- gü Koyu'nde banndıklan belır- lenen 10 teronst. güvenlık kuv- vetlenyle gırdıklen çatışmada öldurüldu Bıtlıs, Şımak Sıırt ve Tuncelı'de surdurülen ope- rasyonlar sırasında yakalanan orgut üyesı 20 kışı de sevk edıl- dıklen adlı mercılerce tutuklan- dı