03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 1995 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Hâlâ^ Avrupa'nın "Hasta Adamı" mı? Uluslaratası bir düzen uğruna, Türkiye, kimi özverilerde t bulunabilir.-Irak'a konan ambargo uygulaması, Çekiç Güç'ü. kendi top/aklannda konuşlandırması gibi... Ama, "hasta adam boyun eğerliği" istenmemelidir kendisinden... Prof. BAHRİ SAVCI T ürkıyemızin, Batı'dakı im- gesi (ımajı) kötülemiş di- yorlar. 30-40 yıl önce. ben bu imajın güzel olduğunu görenlerdenim. O zaman, bir görevli, bir Türk pasa- portu görünce, bir yumuşak gülücükle işini yapardi. Londra'dabirotel müdire- si, Türk olduğumu görünce. "Ha... Ketnal Paşanın, Nazim (Nazım diyemiyordu) Hikmet'in memleketT demişti. Tah- randa, bırgazeteci de, "Biüyorum, Ata- türk ve Aziz NesüT demişti. Şımdilerde. bilmiyorum, ne diyorlar. Ama Batılı politikacılar. devlet adamla- n. bizı galiba. veniden (ya da hâlâ)u Av- rupa'nuı hasta adamr olarak göriiyorlar " Kendisine, şöyle yukandan bir gözükü- ver, ordusunu geri çeker"4 buyuruy orlar. • • • Efendim. elbet de bir "Avrupa Uvgar- lıgı" vardır, ve bu uygarhk. Ortadoğu'da- Dogu'da-Afrika'da. pek yoktur. Bu uygarhk. temelde. Jüdeo-kretıyen kökenlidir. Değerlen ve sosyo-politık ve kültürel kurumlan. uzun bir süreç içinde oluşmuştur: Greko-Lalen kökenlidir. bu süreç... Rönesans'tan dınsel reformas- yondan geçer. Aydınlık Çağı, ona. 1789'un liberal demokrasisıni getirmiş- rir. Arkasından. 1830-1848 Devrimleri, ona, sosyal biriçeriktaşımıştır. Biraz şa- şı lacak bir şey ama, Roosev lt' in New-De- al'ciliği veaçlıktan, yoksulluktan. gerek- sınmeden. korkudan kurtulmuşluk ilke- lerı. bu Avrupa uygarhğına sosyal nite- likli bir "Açık Toplum" getırmıştir. Ve böylece. bugünün sosyal, laik. katılım hakçısı. sorumluluk yüklenicisi konsen- süsçü kafa, ahlak, davranış demokrasısi- ne vanlmıştır. estetiğı ile birlikte... Ve böyle olunca. bu demokrasinin dün- ya düzeni felsefesini, temelde uhreviyet- semavilikeksenındekı Osmanu-İslam fel- sefesı ve dünyası ıle bırarada tutmak zor- laşır: Endülüs olgusu. Viyana kapılanna dayanış olgusu. bu zorluğu arttıran et- kenlerdir. Ehl-ı Salip ıle bir türlü antla- namayan Doğulu değeıier - kurumlar, Batılı kitleleri ürküten bır duygu olmuş- tur. Ve böylece. bu yanküremizde, sü- rekli bir uyuşmazlığı yaratan bir diyalekt hüküm sürmüştür, bu da. Avrupalının ka- fasında. Doğu'ya "yukandan ve Doğu'yu küçümsey en, fakat onu bir tehlike olarak da görmeyi sürdüren sevgisiz bir bakışla bakmıştır. Bu, birbirleriyle bütünlesmesi olanaksız ve varlıgı A\rupa için tehlike sayılan bir varlık üe yan yana yaşamact- lığı getirmiştir. Çare: Bu geri fakat tehli- keli süjeye egemen olmaktadır. Bu görüşe Mustafa KemaTin bir yanı- tı olmuştur. şunu dıyerek: lslam-Türkü, bir tehlike savjmamak ge- rekir. Çünkü Türkiye, Avrupa. dünya üzennde. îslamcı bir uhreviyet-semavilik egemenliği kurmayı düşünmemektedir. Tam tersıne, kendisinin kökeninde olma- yan o Batılı Jüdeo-Kretiyen felsefeden kalkmamakla birlikte, bir uzun gelişim içinde. sırf"insanlık" cevherlerine ulaş- mışlığı deyimleyen bir "us ve bilim uy- garlığT v ar ya, Türkiye, işte onu aramak- tadır. Türkiye, siyasal-sosyal-küttürel ya- şamını, bütün değerlen ve kurumlanyla çağdaşlaşma gereklerine uydurma geli- şimi içindedir. Bu gelişim. geçmişteki devinimlerin bir "ekkedilen sonucu" ola- rak. bir u Türk Aydınlanması" oluştur- muştur: Hem Batı'nın sömürgesi olmak- tan kurtulmayı içeren; hem de, laik "açık toplunT oluşumlan içinde, evrensel ın- sansal değerler üzerine dayalı bir demok- rasi kurma amacı güden... Bunun çizgi- si şudur: 1789 anlamında özgürlük-eşit- lik-mülkiyet-ekonomik. toplumsal, kül- türel açılardan zayıf olanlara ve devlet dahıl, baskı kaynaklanndan korkanlara güvence... Buralardan kalkıp, sosyo-po- litik ve kültürel yaşamın kurulmasına "katılım hakkı", "sorumluluk yükknimi ekseni" üzerinde bir "Konsensüs Demok- rasisi" kurma .. Bu, aslında, Avrupalılı- ğı da aşarak içeren "sosyal-siyasal-ente- lektüel-etik ve estetik"bir evrenselliğe varmadır. Böylecedirki. çatışmalardiyalekti. in- sansal değerlere doğru akan bir bütünleş- me gelişim süreci oluşturur. Türkiye, bu- nun davasındadır ve davanın güdücüsü olduğundan ötürü. kendisinden ürkülme- mesi gereken bir ümanizma içindedir. Türkiye'yi küçük görmek de, o evrensel ümanizmaya aykrndır. Ama Batı, bu incelıği hâlâ görmüyor. Tanhi okumakta, yetersizliklere düşüyor. Bundan dolayı. Türkiye'nin analizinı tam yapamıyor. Hâlâ eski "Düvel-i Muazza- ma"nın, geri kalmış-hastalanmış-zayıfla- mış-dünya potansiyeli olmaktan çıkmış Osmanh'ya bakış açısından kurtulamı- yor. Ve ne yapıyor? Ortadoğu ve Türkiye üzerinde, petrol ekseninde, bölmeceliğı de içeren senar- yolar üretiyor. Bu senaryolar gereğı, bu- yurularda bulunuyor. Balkanlarda-Kaf- kasyada-Doğu Afrika'daki etkinlık peri- şanhğını, bölge banşlan ve evrensel hü- manizma gereğini bırakıp, tarihsel so- rumluluk içinde bir etkinlik ve etkrlilik göstermiyor; Türkiye'ye kendi istencini (iradesini) zorlayıp duruyor: "Kuzey Irak'tan hemcn çekilin. tümden çekilin; ambargo-Türkiye'de konuşlaşmıs, "Çekiç Güç' politikalan ile bagımlı ve çevrili ko- numunuzadönün" diyor: 19. yüzyıl Dü- vel-i Muazzaması'nın, dönemin Hasta Adamı Osmanh'ya dediği ve yaptırdığı gibi... Lütfen anımsayın: DömekeSavaşı'nda ne olmuştu? Osmanlı ordulan, Yunan ordusunu yenmışti. Öyle ki, kendisine, Atina yolu bile açılmıştı. Ordu, "muzafFerane" iler- liyordu. Ama. Düvel-i Muazzama, he- men işe kanştı, Hasta adama buyurdu: "Dur, hemen geri çekil.. Hem de Yunanın, savaşı başlatarak sana saldırdığı zaman- ki mevzilerinden daha geriiere kadar çe- kil" dedı. Osmanlı. Atinaya kadar gıdip. arada bir çok yeri de ilhaİc için savaşmı- yordu; saldırgan karşısinda. Balkan- îar'dakı güvenlıği için savaşıyordu. Şimdi de, Türk Ordusu, Iraka, 37. en- leme (paralele) kadar olan yerleri işgal için gırmemıştir o bölgede kendi toprak bütünlüğünü bozmak isteyen bir terör akımını antlamak için girmiştir; bölgede güvenliğı sağlamak için girmiştir. Ve bu. aynı zamanda. bölgede, uluslararası gü- venliğin hizmetinde bir operasyondur. İşte Batı, bunu anlayıp. Türkıye'den. bölge güvenliğı için üstlendiği bu yüke yardım edeceği yerde. her yerde kendi istencini ve politikasını yürütme güdüsü- nün etkisi ıle bu olaya karşı geliyor. 'Çe- kil de çekil'den başka bir seçenek yarat- mıyor. Ve de, Türkiye'yi, hâlâ 'Hasta Adam'ın boyun eğerliği (mutavaatı) için- de tutmak istiyor. Uluslararası bir düzen uğruna. Türki- ye, kimi özverilerde bulunabilir. Irak'a konan ambargo uygulaması. Çekiç Güç'ü, kendi topraklannda konuşlandır- ması gibi... Ama. "hasta adam boyun eğerliği'' istenmemelidır kendisinden... Istenirse, direnmelidir buna, Türkiye... Irak'ın o bölgesinde, Türkiye'nin gü- venliğini bozmayacak, bozamayacak bir düzen, gerçekten kuruldu ise Türkiye, hiç kimseden buyruk almadan geri çekı- lir elbet... Bu, Avrupa çağdaşlığı kımlı- ğinin bir uygar gereğidir (lazimesidir). Şimdi bütün Türkiye, iktidann "bölge- de güvenliğimiz sağlanmısdr" diyen gü- vencesini beklemektedır. Eğitim müzesi MUSTAFA GAZALCI Eğit-Der Genel Başkanı E ğıtimciler Derneği (Eğit-Der), Ankara'da kurduğu Eğitim Müzesi'nı 17 Nisan 1995 günü Köy Enstıtülen'nın 55. kuruluş yıl- dönümünde törenle açıyor. Kültür Bakan- lığı'nın, Çankaya Beledıyesi'nin katkıla- ny la gerçekleştınlen bu müze, bıldığımız kadanyla kendi alanında ülkemızdekı ılk müze olacak. Gerçı ülkemizde daha önce eğitimı konu alan kimi mü- ze gmşimleri olmuş ama. öğretmen örgütçülüğünü de içeren ılk müze, Eğıt- Der Eğıtım Müzesı'dir. Eğitim Müzesi'nin amacı: ülkemizin eğitim hareket- lerini, öğretmen örgütçülüğü tarihını belgelenyle sergı- leyip tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmaktır Geçen yıl 23 Haziran 1994 tarihınde büyük eğıtımcı Isnıail Hakkı Tonguç'un ölüm yıldönümünde Eğıtım Müzesi'ne ilk malzemelen toplamaya ba^lamıştık. Ba- sın, televızyon ve öteki ıletışım yollanyla gerektığı öl- çüde duyuramamış olmamıza karşılık, o gunden bu ya- na müzemızde çok değerlı malzemeler toplandı Eğitim Müzesi elbette zaman ıçensinde gelışecek ve büyüye- cektır... Öğretmen Örgütçülüğü Açısından: Llkemizde şım- diye değin eğıtım hareketlenmızın belgelen yeterince korunup saklanamamış. Hele öğretmen örgütçülüğünün belgelerini saklamaya. sergilemeye ılışkin ve müze ama- cına yönelık bir çalışma hemen hemen yok gibi... Bizde öğretmen örgütçülüğü; 1908'de kurulan ve ül- kemizdeki ilk öğretmen örgütü olan Encümen-i Mual- Hmin'den (ÖğretmenlerMeclısi).günümüzdeki Eğhim- Sen'e kadar yüz yıla yaklaşan bir süre ıçensınde çok önemlı aşamalardan geçmıştır. Osmanlı döneminın son yıllanndaki çoğu yerel dü- zeyde olan öğretmen derneklenni. 7 Mayıs 1921 "de ku- rulan ve ülkedeki ılk merkezi öğretmen örgütü olan Mu- allimler Cemiyeti Birliği ızlemiştir 12 Eylül'de statüsü değıştinlerek yolsuzluk yapmaya uygun bir kuruluş ko- numuna dönüştürülen İLKSAN, 31 Mart 1943'te Köy Oğretmenleri Sağlık ve tçtimai Yardım Sandığı Nizam- namesi adıyla kurulur. Bu öğretmen kuruluşu sonradan tlkokul Oğretmenleri Yardımlaşma Sandtğı adını alır. Türkiye Öğretmen Dernekleri VIilli Federasyonu (TÖDN1F) 1949 da. Türkiye Öğretmenler Sendîkası (TÖS)8 Temmuz 1965 te. 12 Eylül'ün kapatarak tüm mal varlığını Hazıne'yedevrettığı ıkı yüzbın üyelı Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB- DER) 2 EyIül 197 lde. Eğm'mdler Derneği (EGIT-DER) 16 Şubat İ988'de, Eğra"m-tş28 Mayıs 1990'da, Eğit-Sen 15 Kasım 1990'da ve bu ıkı sendikamn bırleşmesıyle oluşan Eğitim-Sen23 01 1995'tekuruldu Buaradabaş- ka öğretmen derneklen ve sendıkalan da elbette var. 20 Şubat 1963'tekı Öğretmen Mrtingi, 4-8 Eylül 1968'deki De>rimci Eğitim Şûrasu 5 Şubat 1969'daki Büyük Eğitim Yüriiyüşü. 15-19 Aralık 1969'daki Büyük Öğretmen Boykoru ve 22-24 Eylül 1989'da yapılan Sen- dikal Haklar kurultayi yukanda adlannı v erdığimız ör- gütler taraf'ından gerçekleştirilen unutulmaz kimi büyük etkinlerdır. Bu etkınliklenn bildirilen, resımleri, kıtap- lan, yaka kartlan, öğretmen örgütçülüğünün önemlı bi- rer belgesi olarak Eğitim Müzesi 'nde sergılenecek ve en iyı biçımde korunarak geleceığe aktanlacaktır. Eğitim Tarflıi Açısından: Ulkemiz eğıtimi özellikle son yüz ellı yıl içinde kımı eğitim hareketlenyle önem- lı aşamalar geçirmiştir. Osmanlı'nın geleneksel dinsel ağırlıklı mahalle ve sıbyan mektepleri. medreseleri, sa- ray okullan (Enderun) sürerken bûe eğitimi çağdaşlaş- tırmak amacıyla kımı adımlar atılmıştır. Bu girişimler- den kimilen şunlardır: * 1824'te tlköğretim Fermaıu. * I835'te ilk kez hazırlanan Maarif Raporu. * 16 Mart 1848 DarülMuaffimin'ın (Öğretmen Okul- lan) kuruluşu * 1857 Maarif Nezareti'nın (Eğitim Bakanlığı) kuru- luşu. * 1860'ta açılan SanatOkultan. * 1869'da yazılan Maarifi L'mumiye NizamnamesL * Birinci ve Ikinci Meşrutiyet dönemlen eğıtım ça- baları. * 3 Mart 1924te Te>hkW Tedrisat Kanunu'nun (Eği- tim Birliği Yasası) kabulü. * 1924-1929 Öğretmen OkuDan'nın açılışı 1926 Eğitim Enstitükri'nın kuruluşu. 1927 üç yıllık Köy Öğretmen OkuDan'nın kurulu- şu. 1928'de Latin Harfleri'nin kabulü. 1932de Millct Mektepleri'nın açılışı. 1935'te Eğitmen Kurslan'nın başlaması. 1936 Milli Musiki \e Temsfl Akademisi Yasası'nın kabulü. 1937-1938 Köy Öğretmen Okultan'nın açılışı. 1939'da başlayan Eğitim Şûralart Çalışmalan. 17 Nisan 1940 Köy Enstitüleri'nın kuruluşu. 1941 Konservahıvar'ın kuruluşu. 1942 Yüksek Köy Enstirüsü'nın açılması. 1954 tlköğretmen Okullan. 1959 Yüksek Öğretmen OkuDan. 1965 Eğitim Fakükeleri. 1982 Eğitim Fakülteleri ve Yüksek Eğitim Okulla- n. Yine eğitim tanhımızde çok önemlı yerleri olan Cev- det Paşa. Hoca Tahsin Efendi, Saffet Pasa, Selim Sabit EfendL EmruOah Efendi, Ziy^ Gökalp, Satı Bey, Tevfık Fikret, Ismail Hakkı Baltacıoğtu. Ce>at Dursunoğtu, Na- fi Anf Kansu. Nusret Köymen. Havrullah Örs, Hıfzırah- man Rasjt Öymen. Ihsan Sungu, ısmail Hakkı Tonguç, Fuat Gündüzalp, ( avit Orhan TütengiL Rüşrü Uzel gi- bi eğıtimciler ve başanlanyla eğıtımımıze damgasını vuran, iz bırakan VasıfÇınar. Mustafa Necatt Saffet An- kan, Reşit Galip, Hasan,Ali Yücel gıbı bakanlanmızm Eğitim Müzesi'nde özel yerlen olacaktır. Bu eğıtımcı- lenn kullandıklan eğitimle ılgılı eşyalan, fotoğraflan, yapıtlan, mektuplan elde ettikçe müzemızde sergılene- cektir. Yaşayan eğitımcilenmizden ulaşabıldiklenmıze \ı- deo bantlan ıle belgeseller yaptık. Elimızde Cumhun- yetgazetesınin Eğıt- Der'le birlikte Köy Enstitülen'nın 50. yılında hazırlamış olduğu büyütülmüş fotoğraflar var 1994 hazıranından ben topladığımız mektuplar. der- giler. broşürler, kitaplar, giysıler ve eğitimle ılgılı baş- ka malzemelenn sayısı azımsanmayacak bırbüyüklüğe ulaştı Bu malzemeler müzemizin açılışında yerlerinı alacak- lardır. Doğaldırki Eğitim Müzesi için bunlan yeterlı bul- muyoruz. Bu nedenle daha önce yaptığımız çağnmızı burada da yinelıyoruz: Elınde eğitimle, öğretmenlıkle ılgili müzeye konula- bılecek deĞerde herhangi bir şeyi olan dostlanmız, on- lan Sokullu Vtehmet Paşa Caddesi 105/3 Dikmen/AN- KARA adresındekı Eğit-Der Eğitim Müzesi'ne bağışla- sın ya da para karşılığında versınler. (Tel: 480 75 64). Kımı eksıklerine karşm Eğit-Der Eğitim Müzesfnın bu konuda önemlı bir adım olduğu: müze ziyaret edıle- rek ya da yönetıcılerle yazışarak görülebılır, anlaşılabı- lir. Müzemız 17 Nisan 1995 pazartesı günü açılışından başlayarak hafta içinde saat 10. 00-16.00. cumartesı günleri 10.00-13.00 arası ziyarete açıktır. Bunu sızlere bıldirmekten mutluluk duyuyoruz. PENCERE İyimserlikL Sabahın köründe kapı çaldı. Bakkalın çırağı gaze- teleri getirmiş. Gazete tomarını çocuğun elinden al- dım. Bir şey daha uzattı. Sordum; - 6u ne?.. - Deterjan!.. ; - Hanım mı istedi?.. - Hayır!.. HayAllah!.. Unutmuşum, bakkalın çırağı hersabah gazeteler- le birlikte bir şeyler getiriyor; deterjan, sabun, pirinç, fasulye, oyuncak, fincan, bardak, mercimek ve baş- ka şeyler... Kimi gazete, bu yolda satışını yükseltiyor, sonra da böbürleniyor: - En çok satan gazeteyiz!.. - Bizden büyüğü yok!.. - En iyisi biziz!.. Satışını artıran gazete, bir yandan kimi holdingin stoklannı eritirken öte yandan koalisyon hükümeti- nin Çiller kanadıyla, al gülüm vergülüm, işçeviriyor... Doğrusu Cumhuriyet, bu yolda yaya kaldı. Gaze- temizin yöneticilerine öneriyorum; biz de tekeller- den, holdinglerden, şirketlerden biriyle anlaşalım; de^ terjan mı veririz, makarna mı, kitap mı, ansiklopedi mi. oyuncak mı, bısiklet mi, yatak çarşafı mı, yastık kılıfı mı, ne bileyim, bir şeyler yapalım, satışımızı ar- tıralım... • Arkadaşımız Deniz Som köşesinde açıklıyor; kimi şeriatçı gazetenin tiraj artırması daha değişik yön- temlerle gerçekleşiyor; satılan gazete sayısı gerçek- te 30 bin mi!.. Ülkenin çeşitlı yerlerinde 'esrarengiz aboneler' var; 7a/// meçhul abone' de diyebilirsiniz; bunlar ana bayilere gelip paketlerle tomar tomar ga- zete satın alıyoriar; tiraj yarım milyona yükseliyor... Peki, değirmenin suyu nereden geliyor?.. Bilinmiyor... Ne yapmalı? Yoksa bir tarikatla işbirliği mi yapma- lı?.. Nereden paraçarpmalı ki ülkenin heryanında 'fa- ilı meçhul aboneler' bayılerden tomar tomar Cum- huriyet'i satın alsınlar da tirajımız yükselsin... Cumhuriyet'ın yöneticilerine tarikatlarla ilişki kur- malarını öneririm... Doğrusu ya, Türkiye'de her şey alıcengiz oyunla- nyla al takke ver külah... • Azerbaycan'da Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e karşı başarısız bir darbe girişimi gerçekleşti. Kim yaptı?.. Diyorlar ki: "- Bu işte Türkiye'nin panvağı var.." Ankara yanıtlıyor: "- Hayır!.." Anlaşılıyor ki devletin ve hükümetin içinden kimi- leri darbe tezgâhını kurmuşlar. Kim bunlar?.. Şeriat- çı ve gerici gazetelerin dış kolları Kafkasya ve Azer- baycan'da fink atıyorlar; şirketler, okullar, holdingler, failı bilinen ya da meçhul gırişimler!.. Içerde ve dışar- da örgütlenen şeriatçılara, sağcılara, ırkçılara ne de- nebilir: - PesL Iş bilenin... Kılıç kuşananın!.. • Ankara kendinden geçmiş; devlet kendi toprakla- nna sahip değil; Azerbaycan'da olanbitenden mi ha- beri olacak?.. Her cinayetin ve her tezgâhın faiü meçhul... Yinedeiyimserolâbiliriz... ~ı Neden?.. Çünkü ortada ne devlet var, ne de hükümet; ama Türkiye kendi kendısini yönetiyor. Dünyada buna benzer bir başka ülke var mı?.. l '• GOKYUZU NDE MAVİ YOLCULUK... VAZ İKRAMIMIZ DONDURULMUŞ FİYATLAR YAZ TATİLİ SEYAHATLERİNİZDE Sİ2E, ÇOK ÖZEL YAZ İKRAMLARI VE MÜKEMMEL SEÇENEKLER SUNAN BİR HAVAYOLU VAR TÜRK HAVA YOLLARI ŞİMDİ. TÜRK HAVA YOLLARI DIŞ HAT YAZ TARİFESİNDE. KIŞ TARİFESİNİN DONDURULMUŞ SABİT FİYATLARI GEÇERLİ GÜLERYÜZLÜ SERVİSİ. BUSINESS CLASS-FIRST CLASS UYGULAMALARI UYGUN UÇUŞ SAATLERİ VE BAĞLANTILARI. HER AN HİZMETE HAZIR PERSONELİ, 6 2 YILLIK TECRÜBESİ. MODERN VE GENÇ FİLOSUYLA, TÜRK HAVA YOLLARI. SİZİ İSTEDİĞJNİZ YERE ULAŞTIRACAK! B E N T Ü R K İ Y E İ Ç İ N U Ç A R I M !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle