Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 NSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İninü
Zaferlerrnin 74.
yıUönümü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bünsu) - Llusal Kurtuluş
SaMşı'nın kazanılmasının
en tüyük etkenlerinden
tnöıü Zaferleri'nin 74.
yılcönümü dün kutlandı.
Gerelkurmay Başkanı
Orgjnaral tsmail Hakkı
Kandayı, Eskişehir Valisi
Ali Fuat Güven ve
Bikcik Valisi Refik
Öztirk'e gönderdiğı
mesajda. mehmetçiğin,
derrokratik ve laik
currhuriyetin sonsuza
kadır yaşaması için. 74 yıl
önce olduğu gibi bugün de
aynı inanç ve azimle
görevini sürdürdüğünü
beiittı.
Rize Belediyesi
gelirine haciz
• RİZE(AA)-SSKve
Mahye Bakanlığı, Rize
Belediyesi'nin büfûn
gelirlenne borçlan
nedeniyle haciz koydurdu.
Alınan bilgiye göre SSK
ve Maliye Bakanlığı
tarafından, yaklaşık 50
mil>ar liralık bölümünü
faizlerin oluşturduğu 130
miljar liralık borcun
ödenmemesi üzerine,
mahkeme karanyla Rize
Belediyesi'nin gelirlenne
haciz konuldu.
Mecaıp'un
cezasına onay
istendi
• ANKARA (ANKA) -
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı. geçen 10
Kasım'da Anıtkabir'deki
eylemiyle Atatürk'ün
manevi hatırasına açıkça
hakaret etmek suçundan 4
yıl 6 ay hapis cezasına
mahkûm edilen Mahmut
Kaçar'la ilgili Ankara
19'uncu Asliye Ceza
Mahkemesi karannın
onaylanmasını istedi.
Tebîiğname. ilgili ceza
dairesine iletildikten sonra
dava dosyası tetkik
hâkimlerince incelemeye
alındı. Dairenin,
başsavcılık teblignamesi,
gerekçeli mahkûmiyet
karan ve avukatlann
jemyiz dilekçeleriyle
dosyadaki kanıtlan
incelemesini
tamamlamasmın ardından
davanın, nisan ayı sonunda
karara bağlanabileceği
kaydedildı.
Bir ppotestocu
daha öldü
• İstanbul Haber Servisi -
Gazi Mahallesi olaylannı
protesto etmek amacıyla 14
Mart 1995 günü
Ümraniye'de yapılan
yürüyüş sırasında ateş
açılması sonucu yaralanan
22 yaşındaki Hakan
Çabuk un yaşam
mücadelesi 16 gün sûrdü.
Başından kurşunlanan
Çabuk. önceki gün tedavi
gördügü Haydarpaşa
Numune Hastanesi 'nde
yaşama veda etti.
Cezaevi'ndeki
açhk grevi bitti
• KONYA(Cumhuriyet)-
Konya E Tıpi Kapalı
Cezaevi'nde 42 gün süren
açhk grevi, siyasi
tutuklulann bazı
isteklerinin kabul
edilmesi sonucu sona
erdirildi.
Kumarhanelep
zararda
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Maliye Bakanı
lsmet Attila, Türkiye'de ilk
kez meslek gruplanna
ilişkin ortalama vergi
miktarlannı açıklarken,
kumar ve oyun salonu da
işlcten birçok otelin
ışletmelerini zararda
gösterdiklerini bildirdi.
"Turgırt" Aykutu
ağlatü
ta ANKARA (AA) - AN AP
tstanbul Miiletvekili Imren
Âykut, lsviçre'de "Turgut'"
adh gizli bir hesap açtırdığı
iddialannın ardından
ihalelere aracıhk etriğinin
de öne sürülmesi üzerine
ANAP MKYK
toplantısında kendini
savunurken ağladı.
Toplantıda ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
konuyla ilgili olarak
"Hakkmda bir takım
îddialar ve spekülasyonlar
yapılan arkadaşlar, bu
konuda kendi meselelerini
kendileri halletmelidirler"
sözleri partisinden
destek bekleyen
Aykut'u gözyaşlan içinde
bıraktı.
Karayalçm, 18 aylık genel başkanlık dönemini Cumhuriyet'e değerlendirdi:
SHP'yi pırıl pırd alıııadıtn
Abarttim Ben belki abarttım,
pınl pınl bir parti devraldığımı
söylemiştim. Genel başkanlığa
seçildiğimde ve gerçekten belki
abartılı sözlerdi; ben bunu enkaz
geleneğine tepki olarak ifade
ettim.
Oylarımız azalmıştı 1987
ile 89 arasmda belediyeler yoktu.
SHP belediyelerde, iktidarda
değildi. Ama o 2 yılda 1.5
milyon oyumuz azaldı, seçmen
sayısındaki artışa karşı. Birincisi
buydu. Yani parti 1987'den
itibaren bir gerileme sürecine
girmişti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım-
cısı Murat Karayalçın, 18 ay önce lıderli-
ğine geldiği SHP için yaptıgı "pınl pınl
parti" değerlendirmesınin "abarnlı" oldu-
ğunu söyledi. 1993 yılı eylül ayında.
SHP'nin 6 yılhk gerileme sürecinin içinde
bulunduğunu; CHP ve DEP olmak üzere iki
partiyi bünvesinden çıkardığını; Sıvasolay-
İan ile ISKI skandalından sorumlu tutuldu-
ğunu vurgulayan Karayalçın. buna karşın
parti yönetimı, TBMM grubu ve hükümet
kanadından gerekli desteğı göremediğini
söyledi. Karayalçın. "Siyasete girilir, çıkıl-
msu" anlayışıyla "iddiaİarını yenileyeeeği-
ni" kaydederek. " loplumsal Dönüşüm Pro-
jesi" adı altında topladığı programını yeni-
den yazacagını bildirdi. Karavalçın, genel
başkan seçildiği kurultayın ardından ger-
çekleştirilen görev dağılımında kendisinı
destekJeyenlerle karşı olanlar arasında ay-
nm yapmamasının en temel yanlışlanndan
biri olduğunu belirtti.
Murat Karayalçm. geçmış döneme iliş-
kin değerlendirmeleriyle. geleceğe ilişkin
planlannı Cumhuriyet'e anlattı. Karayal-
çın'ın sorulara verdiğı yanıtlar şöyle:
-Önümüzdekidönem için ne düşünüvor-
sunuz?
- Ben hiçbir biçımde siyaseti bir gücü ele
geçirmek için ya da koltuk için, bellı ma-
kamlann elde edilmesi için düşünmedım.
yapmadım. Zaten almış olduğumuz karar
da bunu bence çok açık biçimde kanıthyor.
Eğer siyaseti bir mevki yeri, koltuk yen.
makam yeri olarak görseydım, bütün sıfat-
lanmı bıraknıazdım. Siyaseti öyle görmü-
yorum. Siyaseti ıddıalann yaşama geçirile-
ceğı bir alan olarak görüyorum ve benım id-
dıalanm var. Bu ıddıalanmı yaşama geçi-
MİT izliyor
Hatipoğiu
Sudan'a
gıttı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Başkan-
vekıllennden RP Çorum
Mılletvekılı YasûıHatipoğ-
hı, şeriatçı görûşleri ve ey-
lemlenyle bilinen kuruluş-
lann katıldığı "İslama Kar-
şı SaMınlar" konulu top-
lantıya katılmak üzere Su-
dan'a gıttı. Millı Istihbarat
Teşkılatı"nın (MİT) da Su-
dan'dakı toplantıyı ızlemek
üzere ekip gönderdiğı bıl-
dirildı.
CHP Amasya Milletve-
kıli Cemalertin Gürbüz.
Hatipoğlu'nun gezısiyle il-
gili olarak Cumhuriyet'e
şunlan söyledi: "Mecfis'i
temsilen mi gitnüş? TBMVI
öyle bir toplantıy a nasıl mü-
letvekili gönderebilir? Ken-
di adına gitmiştir. Oraya
kablan kendi siyasal egili-
mini. demokrauk anlayışı-
nı ortaya koyar."
ANÂP Grup Başkanve-
kılı Eyüp Aşıkıse Hatipoğ-
lu'nun gezısiyle ılgılı ola-
rak, "Elestirmem. Partisi-
nin karandır. Ama eğer iit-
keye zarariı bir girişimse,
bunu anamuhalefet olarak
bi/ değiL iktidar partikri
değeriendirmelidir. Konu-
nun nmhatabı onlardır"de-
dı.
ÇİZMEDEN YUKARI /MUSA KART
YO/VC/
OÜNVADA
1 v /^iviue^J
Mesut Yılmaz, İstanbul'da polisin gereksiz silah kullandığını söyledi:
Alevisorunu uzun süre tabu sayıldı
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA-ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz. Türkiye'de Alevilik konusunun, etnik so-
runlar gibi çok uzun bir süre "tabu" olarak gö-
rülmesi nedeniyle tartışılmadığını vurgulayarak,
"Şimdi, bu gecikmenin bedelini ödüvoruz" de-
di. Alevilığe yaklaşım konusunda köklü tavır
değişiklığine gereksinim bulunduğunu v urgula-
yan Yılmaz, tstanbul'dakı olaylar sırasında, "po-
İisüı, donanım cksikJiği nedeniyle gereksizyere si-
lah kullandığını" söyledi.
ANAP lideri Yılmaz, İstanbul Gaziosmanpa-
şa ve Ümraniye'de meydana gelen olaylar, Ale-
vi yurttaşlann istekleri ve düşüncenin açıklan-
ması özgürlügü konulanndaki görüşlerini Cum-
huriyet'e anlattı. ANAP lideri, Alevilik konusu-
nun. etnık sorunlara benzerşekılde "gereksizye-
re" çok uzun bir süre tabu sayılması, bilgi yeter-
sizliği ve tartışma eksikliği gibi nedenlerle kar-
maşık hale geldiğini söyledi.
Soruna, çok kısa sürede köklü çözümler geti-
rebilmenin mümkün olmadığını anlatan Yılmaz,
öncelikle bu konulan tabu olmaktan çıkar-
mak,tartışmak ve bilgi eksikliğinın giderilmesi
gerektiğini söyledi. Alevilerin, çözüm konusun-
da kendi aralannda da anlaşamadıgını kaydeden
• ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
Aleviliğin tabu olarak görülmesi
nedeniyle şımdiye kadar tartışılmadığını,
bugün ise gecikmenin bedelinin
ödendiğini söyledi.
Yılmaz, "Gecikmenin bedelini ödüyoruzgibime
gefiyor" dedı. Yılmaz. şöyle devam etti.
"Bu meselede köklü bir tavır değişikliğine ih-
tiyaç görüyorum. Ama. bu somut birtakım ted-
birterin hemen uygulanabiliriiği anlamma fjcl-
miyor. Meseleleri çok daha hoşgörülü, çok daha
banşçı. demokratik bir şekilde tartışabileceğ]-
miz ortamı yaratmamız gerekiyor. Bu ortam ol-
madan kalıcı bir çözüm yaratmanın mümkün
oiacağmı sanmryorum. Hen üzçok uzağız bu nok-
tadan."
İstanbul olaylannı araştırmak üzere Meclıs'te
kurulan komisyondaki arkadaşjannın en önem-
li bulgulanndan birisinın polisin teçhizat bakı-
rrundan yetersizliği olduğunu bildiren Yılmaz.
"Polislerin kullandıklan kasklar, kalkanlar taşı
geçiriyormuş. Tahta coplan vanruş, \urunca kı-
nlıyormuş. Bu durumda polisin başvuracağı tek
şey tabanca oluyormuş. Bu nedenk polisler ge-
reksiz yere tabanca kullanmak dunımunda kal-
mış" dedi. Polisin bu tür olaylara yaklaşımda
gerekli eğitıme sahip olmadığının göriildüğünü
belirten \ılmaz. "Bu olaylar, aynı zamanda ka-
bul edilemez bir istihbarat eksikliğini ortaya ko-
yuyor. Eğer böyle binlerce kişi birkaç dakikada
mobilize olup gösteri yapabiiiy orsa, burada mut-
laka daha örgütlü bir provokasyon söz konusu-
dur. Zaten emniyet yetkililerinin bütün beyanla-
n da bunu ortaya koyuyor" dıye konuştu.
Düşüncelenni açıklamaktan dolayı cezaevın-
de bulunanlara af konusundaki görüşlenni de
dile getiren Yılmaz, konuya "bölücöpropagan-
da suç sayılsın mu sayümasın nu" sorusundan
yola çıkarak yaklaştıklannı söyledi. "Biz,bölü-
cü propagandanın suç say ılması gerektiğini sav u-
nuyoruz" diyen Yılmaz, şöyle devam etti.
"Dağ başındaki genlla' diye methhe düzüyor
teröriste. Terörû methetmek,teröre methiye düz-
mek. düşünce özgürlügü kapsamında değerlen-
dirilemez. Bunlann cezalandınlması da düşün-
ce özgürlögunün suuriandmlınası diye düşünü-
lemez. Pekâlâ bilimsei tartışma sınırlan içinde ka-
bul edilebilecek olan bazı durumlan ayıran bir
terminolojik çahşmaya ANAP olarak katlada bu-
lunabiliriz. Ama, "Türkıye'de kayıtsız şartsız her
türlü düşünce serbest olsun. bölücü düşünce suç
sayılnıasın" diye bir anlayışı şu anda kabul et-
me>iz."
Hasan Ersizer, evlilik hazırlıkları yapıyordu, Gazi Mahallesi'nde vuruldu
Oldiiğünü annesine söylemediler
MİYASEİLKNUR
Hasan Ersizer de
Okmeydanf ndan Gazi
Mahallesi'ne gidip de
dönmeyenlerden. 1969 Sıvas-
Hafik doğumlu. Naylon poşet
üreten bir imalathanede çalışıyor.
Annesi ve babası Hafik'teki
köylerinde yaşıyor.
Ağabeylerinin yanında kalan
Hasan Ersizer, nışanlanalı henilz
dört ay olmuş. Evlilik hazırlıkJan
yaparken vuruluyor Gazı'de.
Okmeydaru, özelliide Sıvasın
Hafık, Zara ve Divriği ılçesi ile
Tokat ve Erzincan'dan gelenlenn
yerleştiği bir semt.
Beyoğlu'na bağh olan bubölge
sol partilerin oy deposu.
Son seçimlerde de RP'nin
yenilgiye uğradığı yerlerin
başında geliyor. Okrneydanı'na
bağlı mahaJlelerde oturan
insanlann ortak özelliği büyük bir
kısmının Alevi kökenli olması.
Alevi derneklerinin büyük bir
kısmının Okmeydanı'nda
şubeleri var. O nedenle
istanbul'un herhangi bir
bölgesınde Alevılen ilgilendıren
bir olay olduğunda bu olay
anında Okmeydanf na yansıyor.
Karacaahmet Cemevi'nın
Babası Sıvas'ta olan Ersizer için başsaglıgı dilekkrini halası ve eniştesi kabuJ edivor.
yıkımından Interstar'ı protestoya, Mahallesi'ne girmeyi başardı.
en son da Gazi Mahallesi Okmeydanf ndan gelıp Gazi
olayında Okmeydanı halkı hemen Mahallesi'ne gırenlerden biri de
harekete geçmiştı.
12 Mart gecesi Gazi Mahallesi
olaylannı televizyonlardan
seyreden Okmeydanı sakinleri,
ertesi gün kendiliğinden
toplanarak Gazi Mahallesi'ne
doğru yürüyüşe geçtı. Polis
barikatına ve tüm engellemclere
karşın Okmeydanı halkı Gazi
26 yaşmdaki Hasan Ersizer'di.
Gazi Mahallesi'ne gırdi, ama bir
daha çıkamadı. Vuruldu. O gece
eve gelmeyınce ağabeyleri
Hasan'ı aramaya çıktılar. Tabii ki
nnorgda buldular. Hafik'teki
babasına haber salındı. Baba.
gelirken anasına oğlunun
öldüğünü söylemedi. "Çocuklan
özledim. Bir gidip geieceğim"
dedi. Hasan Ersizer, Gazi
Mahallesi Mezarlığı'nagömüldü
Baba oğlunu topraga verdikten
sonra Hafik'e doğru yola
çıkarken eşine ne yalan
söyleyeceğini düşünüp durdu.
Eniştesi Zeki Köksal ve halası,
Hasan Ersizer için ağlarken "İyi
ki evlenmedi. O zaman daha
büyük acı verirdi" diyerek teselli
buluyorlar.
receğim.
- Parti içindeki desteği nasıl değeriendiri-
yorsunuz?
- Üç çerçevede bunun bir degerlendir-
mesini yapmak gerekir. Birtanesi partidir,
bırtanesi gruptur. bir tanesi de hükümettir.
Yani üçlü bir değerlendirmeye ihtiyaç var.
Ancak ondan önce şunu söyleyeyim. bazı-
lan şımdiye kadar yapılanlann yetersız ol-
duğunu söyleyebiliyorlar. Bazılan "Türki-
ye'yi uçurumun kenannda yakaladık" de-
ğerlendırmesı yapabilıyorlar, bunlan hem
üzüntüyle, hem de hayretle karşılıyorum.
Bizim siyasetirruzde, sıyasetçılerimizde bir
enkaz edebiyatı geleneği var. Bunu son de-
rece yanlış buluyorum, bunu yapmadım
Ben belki abarttım, pınl pınl bir parti dev-
raldığımı söylemiştim, genel başkanlığa se-
çildiğimde ve gerçekten belki abartılı söz-
lerdi, ben bunu enkaz geleneğine tepki ola-
rak ifade ettım. 1993 Eylü-
lü'nde parti hangi koşullar-
la karşı karşıyaydı, onlan bir
ifade etmek istenm. Bir de-
fa SHP ben 1993 Eylülü'nde
genel başkanlığa seçildi-
ğimde. 6 yıldır bir genieme
sürecinin içinde bulunmak-
taydı. SHP doruk noktasına
1987 seçimlerinde çıkmıştı.
Çoğu, 1989 yerel yönetim
seçimlerinin partimizin en
yüksek oy aldığı seçim ol-
duğunu düşünür. 1989 se-
çimlerinde en yüksek oy
oranına çıktığımız doğru,
ama 1989 seçimlerinde oy u-
muz mutlak olarak 1987'ye
göre azalmıştı. 1987yılmda
milletvekili seçimlerinde al-
dığımız oydan 1989 yerel
yönetim seçimlerinde 1.5
milyon daha az oy almıştık.
2 yılda oylanmızda 1.5 mıl-
yonluk bir azalma olmuştu.
I989seçimleriyle91 seçım-
leri arasında da 7 puanlık bir
azalma. gerileme vardı.
"Belediyelerdeki başan-
sızlık bizi 1991'deki sonuca
taşıdı" şeklinde değerlendir-
meleryapıhr. Oysa 1987 ile
89 arasında belediyeler yok-
tu. SHP belediyelerde ikti-
darda değildi. Ama o 2 yıl-
da 1.5 milyon oyumuz azal-
dı, seçmen sayısındaki artı-
şa karşı. Birincisi buydu. Ya-
ni parti 1987'den itibaren bir
gerileme sürecine girmişti.
Ikincisi, 1991 yılından
sonra SHP'den ıkı parti çık-
mıştı. Binsı CHP, öteki de
DEP Bir başka partide ıki
tane büyük partinin çıkması
olayı yaşanmadı. ama bizde
yaşanmıştı. Bu da ikinci
önemlı olay. Üçüncü önem-
lı olay. Sıvas olaylanydı. As-
lında SHP o tarihte özellik-
le CHP'lilerin, DSP'lilerin
çok yoğun eleştirilerine mu-
hatap olmuştu. SHP'yı eleş-
tircn DSP'hler de. CHP'li-
ler de benzer olaylann 78-
79 yıllannda hem de çok da-
ha ağır biçımde yaşanmış ol-
duğunu gözardı ederek bıze
eleştıri yöneltıyorlardı.
- Devletin ihmah mi?
- Kamunun ihmali vardı.
Yani 7 saatlik bir süre için-
de sonunda yangın çıkma-
yacağını bilseniz bile tahrik
edilmış bir kitlenin 7 saat sü-
reyle bir otelin önünde gös-
teri yapmasını devlet mutla-
ka önleyebilmeliydi. Belki
bır gün arayla hükümetin
değişmiş olmasının getirdi-
ğı sıkıntılar vardı. Ama par-
tim Sıvas olaylan nedeniyle
çok ağır biçimde yıpratıl-
maktaydı. Dördüncü konu
da ben göreve geldiğimde
İSKİ olaylan partimizi çok
yıpratmaktaydı ve parti ken-
disini tSKl olayı nedeniyle
ortaya atılan iddialara karşı
savunamıyordu. Ben bu or-
tamda geldim.
- Pınl pınl değildi yani.
- C>rgütümün kötü olma-
dığını söylemek durumun-
dayım. Yönetime gelen kişi
"Enkaz devraldık" diye-
mez. Çünkü hangi koşullar-
da geldiğini bıliyor zaten.
Bunu hükümet sorumJuluğu
için de parti sorumluluğu
için de söylüyorum, eğer en-
kaz diye niteliyorsan niye
alıyorsun? Eğer kötü bir şe-
yi devralmak söz konusuysa
niye aday oluyorsun? Eğer
aday olup seçildiysen niye
kötü bir şey devraldım ede-
biyatını yapıyorsun? Bu be-
nim için çok yabancı bir de-
ğerlendirmedır. Fakat bunun
Türkiye siyasetinde birgele-
nek olduğunu görüyorum.
Hâlâ da bu ifadeier kullanı-
labilmekte. Parti yapılanma-
sı için ben bir hizip ya da bir
kadro görüntüsü vermekten
titizlilde uzak kalmaya ça-
Iıştım ve 12 Eylül günü ba-
na destek verenlerle bana
karşı olanlar arasında aynm
yapmadan, Sayın Gürkan'la
da konuşarak PM listesini
hazırladım. Bana yakın olan
çoğu arkadaşım benimle il-
gili en temel yanlışlığın o ol-
duğunu söylüyorlar. Muha-
lefetı de içine alan bir PM
oluşturulmamalıydı. PM tü-
müyle kendi arkadaşlanııız-
dan oluşmalıydı, değerlen-
dirmesini yapıyorlar.
SÜRECEK
POLİTİKA GUNLUGU
HtKMET ÇETİNKAYA
Sendikal Örgütlenme...
Önceki gün Anadolu Ajansı teleksleri yavaşla-
dı...
Teleks Servisimizden Zülkani Sîrmen tdaşlıy-
dı...
Yanıma gelip "Abi" dedi, "Ben Anadolu Ajan-
sı'na haberleri almaya gidiyorum." Zülkani'ye
"Neden" diye sordum. Yanıtı şu oldu:
"Galiba eylem varmış..."
Durumu az sonra öğrendik. Anadolu Ajansı Yö-
netim Kurulu 50 kişinin işine son vermişti.
Anadolu Ajansı, devletin Hazinesi'nden parasal
destek alan bir anonim şirkettir. Son yıllarda çağ-
daş bir gazetecilik örnegi sergilemektedir. Ancak
her yayın kuruluşu gibi kadrosu şişkindir.
Kadro şişkin olunca ne yapılır?
Hemen 'adam' atılır...
Hele devlet desteğinde olursa bu iş daha kolay
yapılır...
Ama Anadolu Ajansı'nda tıpkı Cumhuriyet'te ol-
duğu gibi 'Türkiye Gazeteciler Sendikası' örgüt-
lüdür.
Önceki gün Anadolu Ajansı çalışanlan 'işten çı-
kanlmalan' protesto etmek için eylem yaptı. Bu-
nun üzerine Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu üye-
leri, 'işten çıkarmayı' durdurdu.
Şimdilik sorun çözüldü...
Bugün 'ikitelli basını 'nda sendikal örgütlenme
yok. Onun için patronlar çok rahat. Maaşlarını do-
lar üzerinden alanlann da keyfi yerinde...
Bir pramit modeli uygulanıyor 'İkitelli bası-
n/'nda...
Tepedekiler 5-10 bin dolar arasında, ortadaki-
ler geçinecek kadar ücret alıyor; tabandaki büyük
çoğunluk ise yaşam zorluğu içinde.
• • •
15 yıllık bir gazeteci arkadaşım anlatıyordu bir
süre önce...
Şöyle bir yorum yaptı:
"75 yıldırgazeteciyım ve 15 milyon lira maaş alı-
yorum. Bizim grubun çıkardığı gazeteye bir baş-
ka kunıluştan 21-22 yaşında bir stajyer transfer
edildi. Bu genç arkadaşa ayda kaç para ödeniyor
bıliyor musunuz?"
Sordum:
"Ne kadar ödeniyor."
"45 milyon lira..."
Şaşırdım.
Ö devam etti:
"Bu genç arkadaşın iki özelliği var. Bihnci özel-
liği Ingilizce bilip, Türkçeyazamaması, ikinciözel-
liği ise gazeteyöneticisineyakın olması..."
'İkitellibasını' 40 milyon maaş ödediği ingilizce
bilen, ama Türkçe yazamayan bu genç muhabi-
rin bordrosunu kaç liradan gösteriyor dersiniz?
Asçjari ücretten...
Ozel televizyonlarda da durum aynı. Asgari üc-
retten (muhabirter için) bordro, ama eline geçen
40-50 milyon lira.
1995 Türkiyesi'nde basının durumu bu...
Gazetecinin kendisi sendikal örgütlenmeden
korkarken işçi-memur ne yapsın?
Sendikal örgütlenme, salt toplupazarlık yapma
amacını gütmemeli. Burada asıl amaç demokraf
sinin yaşama geçmesidir.
Bugün sendikalar, salt 'toplupazarlık' gibi bir
yöntemi benimsediklerinden kimi işkollanndan gi-
derek dışlanmış; TGS ise sadece Cumhuriyet,
Anadolu Ajansı ve ANKA'da kalmıştır.
Cumhuriyet gazetesinin gerçek patronu çalı-
şanlardır. Çalışanlar 8 Nisan 1992 'den sonra Cum-
huriyet'i çok zor koşullarda devralmışlardır. Bugün
Cumhuriyet ayaktaysa bu 'mucize'y\, muhabirin-
den makine işçisine, dizgicisinden montaj usta-
sına, pikajöründen düzeltmenine dek uzayan çiz-
gide bir 'öz/eryyama^/'gerçekleştirmiştir.
• • •
12 Eylül 1980'in 'baskıcı yasalan' Türkiye'de
sendikal örgütlenmeyi yok etti. Sendikal örgüt-
lenme olmayınca da demokrasi bir kenara itildi.
Güncel deyişle 'medya 'ya egemen olan 'adamı-
na göre ücret' politikası da gazetecilik mesleğini
yozlaştırdı.
Bugün başındaki asıl sancı işte budur...
1995 Türkiyesi'nde sendikacı "Ben toplusözleş-
meyapanm" dememeli. Sendikacı demokrasinin
tüm kurum ve kurallanyla ülkede bir yaşam biçi-
mine dönüşmesine katkıda bulunmalıdır.
Biz Cumhuriyet gazetesinde 'sancılı bir dö-
nem'den geçerken bile sendikal örgütlenmeyi de-
mokrasinin temel öğesi olarak gördük veyolumu-
za öyle devam etmeyi yeğledik.
Acı ama gerçek: Bugün Cumhuriyet dışında
hiçbir gazetede sendikal örgütlenme yok...
Siz gazetecinin gerçek ücretini bordrosuna yan-
sıtıp geleceğini yani kıdem tazminatını garantiye
alıyorsunuz, öteki ise ücretini az gösterip çok pa-
ra ödeyerek (hepsine değil) devletten vergi kaçı-
rıyor.
Devlet de kendini soyanlara seyirci kalıyor...
Yani devlet diyor ki:
"Sen ne yap yap, sendikal örgütlenmeye izin
verme; ama, beni nasıl soyarsan soy!.."
Samandağ
Eski HADEP flçe
başkanı öldürüldü
SAMANDAĞ (Cumhu-
riyet) - HADEP'm eski Sa-
mandağ İlçe Başkanı ve ba-
bası öldürüldü.
Sutaşı köyünde önceki
gece meydana gelen olay-
da. fedailik yaptıklan belir-
tılen Şevket Behçet ve Meh-
met Karaağaçlı kardeşler,
Mehmet Latifeci'nin evine
geldiler ve kapının önüne
çıkan babası Yah>-a ile an-
nesi Daviye Latifeci'ye ateş
ettiler. Yahya Latifeci (59)
olay yerınde yaşamını yiti-
rirken. o sırada köye gelen
Mehmet Latifeci(36) mini-
büsten incr inmez açılan
ateş sonucu öldü. Sanıkla-
rın olay yerinden kaçarken
çevreye gelişigüzel ateş et-
melen sonucu ağır yarala-
nan Daviye Latifeci, Yusuf
Hüzmeli (63), Kamil Hüz-
meli(45), ArifHüzmeli(60)
ve Ali Latifeci (38) Antak-
ya Devlet Hastanesf nde te-
davi altına alındılar.
Sanıklardan Behçet Ka-
raağaçu,bir süre önce Müf-
tü Kadir Kıunç'ın otomo-
bilinin yakılması olayına
Mehmet Latifeci 'nin de ka-
nştığı yolunda ihbarda bu-
lunmuş. ancak daha sonra
ihbann asılsız olduğu anla-
şılmıştı.
Bu arada. Mehmet Lati-
feci ile HADEP'in şimdiki
İlçe Başkanı İshakOruç,iki
•gün önce Antakya Emniyet
Müdürlüğü'nce gözaltına
alınmış. Latifeci salıveril-
mişti.
Gözaltılar Samandağ'da
büyük tepkiye yol açmıştı.
Latifeci ve Oruç'un,
1992'de meydana gelen bir
olaydan dolayı Antalya
Emniyet Müdürlüğü'nce
aranmakta olduğu bildinl-
mişti.
Halen gözaltında bulu-
nan lshak Oruç'un yakınla-
n, Antakya CHP'de açhk
grevi yürütüyor.