25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
NİSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Oniversitelere genelge gönderen Menzir, istihbarata önem verilmesini ve öğrencilerin takibe alınmasını istedi Rektörlere muhbirlik önerîsi• Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir. üniversitölerdeki huzur ve güven ortamının îozulmaması için' öğrencilerin takibe alınarak sürekli olarak olaylarda yer alanlann belirlenmesini ve 'ilgili' yerlere bildirilmesini istedi. Istanbul Haber Servisi - Is- tınbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, üniversıte rektörlerine bir genelge göndererek, okullardaki efitim ve öğretimi aksatıcı olay- lınn önüne geçilmesıni istedi. Genelgesinde, toplumsal banşı bozmak isteyen yasadışı örgütle- nn üniversitelerdeki huzur ve gü- ven ortamını kaldırmak için hare- kete geçtiğine dıkkat çeken Men- zır, rektörlerden. "öğrencüerin ta- kibe alınarak, sürekli olarak olay- larda yer alanlann tesprf edilme- sini ve ilgili j erlere bildirilmesini" istedi. Rektörlerden, eğitım ve öğ- retimi aksatan olaylan önlemek için yapacaklan çalışmalarda is- tihbarata da önem v ermelerini is- teyen Menzir. u Söz konusu em- rin. en alt kademeye kadar okutul- masııu, uvgulamada kesinfikle bir aksaklığa meydan verilmemesini önemle arz ve rica ederim" dedi. Necdet Menzir. Marmara Üni- versıtesi Göztepe ICampusu'nda geçen şubat ayında ülkücülenn sol görüşlü öğrencilere saldırma- sıyla başlayan ve diğer üniversi- telere de sıçrayan olaylann önle- nebilmesi amacıyla rektörlere ge- nelge gönderdi. 25 Şubat 1995 ta- rihli iki sayfalık genelgenın birin- ci sayfasında yasadışı örgütlerin üniversitelerdeki faaliyetlerine değinen Menzir, söz konusu ör- gütlerin, Türkiye'nın değişık yer- lerinden okumak ıçın lstanbul'a gelen öğrencıleri kamplaşmaya zorladığını belırtti. Degişik siyası mihraklann, öğ- rencileri yasal olmayan faaliyet- lerin içerisine çekmeye çalıştığı- nı vurgulayan Menzir "Bu örgüt- ler. kendi çıkarian doğrultusun- da perde arkasında kalarak öğ- rencüeri kamplaşmaya zoriuyor- lar. Bunun sonucunda ise eğitim ve öğretimi aksatacak. ortadan kal- dıracak tecavüz, saldın, rehin al- ma, darp ve yaralama ile sonuçja- nan oiaylar meydana gelmekte- dir"dedi. Üniversıtelerde daha önce pek çok kez izlenen senaryolann tek- rarlanmak istendiğıni dile getiren Menzir, yasadışı örgütlerin bırey- sel terörün yavaşlamasını fırsat bilip toplumsal terörü körükleye- rek huzur ortamını bozmayı amaçladıgını vurguladı. Yasadışı örgütlerin bu amaçlanna ulaşmak için memur ve ışçilerden sonra şimdi de ünıversıte öğrencilerini hedefaldıklannı ıfade eden Men- zir. bunun önüne geçebilmek ıçın okullardaki güvenlik önlemleri- nin eksiksiz olarak sürdürüleceği- ni kaydetti. •Şefkatli davranın' Rektörlerden. emirlerindekı bi- nmlerle iyi diyalogu aksatmama- lannı isteyen Menzir, genelgesin- de, öğrencilere karşı şefkatli. yar- dımsever. tarafsız tutum ve davra- nış sergilenmesinin sorunlann çö- zümünde oldukça önemli olduğu- nudadılegetirdi. Menzir, üniver- sıtelere dış kaynaklı saldınlann önlenmesi amacıyla okulun öğ- rencisi olmayan kişilerin içeri so- kulmaması için denetimin arttı- nlması gerektığini vurguladı. Rektörlerden. öğrenciieri taki- be alarak, suç işleyenlerle suça az- mettirenlerin belirlenmesini iste- yen Menzir şöyle dedi: "Bu Idşi- ler mutiaka yakalanıp. haklano- da gerekli yasal işlemleryapılarak adli mercilere sevkedilmelidir. Ay- nca idari işlem için hazırlanan tahkikatevrakının bir suretinin il- gili fakülteye gönderilmesi, de- vamlı olarak olaylann içinde bu- lunan öğrencilerin tespit edilerek ailesinin çağnlıp öğrencinin dunı- mu hakkında görüşülerek duru- mun ortadan kalkması için gerek- li çalışmalann yapılması gerekir." Menzir, rektörlerden istihbara- ta önem vermelerini isteyerek bu- nun, olaylann önceden önlenme- si için gerekJi tedbırlerin alınma- sı açısından zorunlu oldugunu di- le getirdi. Sağlıkcılar toplusözleşme istiyor Çalışanlar her yerde ayakta • Istanbul ve Ankara başta olmak üzere dün birçok kentte çalışanlar, gösteri ve basın açıklaması yaptı. Sağlık çahşanlan, 'Haklanmızı alana kadar yürüyüşümüzü sürdüreceğiz' açıklaması yaparken tekstil sektöründeki grev 37. gününe gırdi. Istanbul Haber Servisi - adım adım özeUeştiriyorsu- Tüm Sağlık-Sen üyesi sağlık çalışanlan, başta tstanbul ve Ankara olmak üzere pek çok kentte gerçekleştirdikleri gösten ve basın açıklamala- nyla işverenlerinı tophısöz- leşme masasına oturmaya' çağırdılar. Samatya SSK. Hastanesi'nde 'yönetenlere' hitaben bir açıldama yapan Tüm Sağlık-Sen Genel Baş- kanı Fevzi Gerçek. "SesimJ- ze kulak tıkadığınız sürece biz de kamu emekçileri ola- rak haklanmızı alana kadar yürüyüşümüzü sürdürece- ğiz'* dedi. Tekstil sektörün- deki grev 37. gününe girer- ken Oz Gıda-lş Sendikası, fınnlann bu pazar da ekmek çıkarmayacaklannı bildirdi. Sağlık çalışanlan dün öğ- le saatlerinde Ankara'da Sağlık Bakanlığı önünde ba- sın açıklaması yaparken ay- nı saatlerde Istanbul'da çe- şitli hastanelerden gelen sağlık çalışanlan Samatya, Okmeydanı ve Göstepe SSK hastanelerinde toplanarak gösterilerdüzenledi. Eylem- ler. ağırlıkla büyük kentler- de, aynı saatlerde gerçekleş- tinldi ve çalışanlar ıstemle- rini ortak bir merinle dile ge- tirdiler. 'Artık dur diyoruz' Istanbul yakasındaki pek çok hastaneden öğle saatle- nnde Samatya SSK Hasta- nesi'ne gelen veişverenleri- ne 'toplusözleşme masasına otunna' çağnsı yapan sağlık çahşanlan "Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız"; "Herkese eşit, ücretsiz sağ- hk"; "Sağükta ticaret ol- maz" sloganlan attılar. Tüm Sağlık-Sen Genel Başkanı Gerçek şunlan söyledi: "Kamu sağlık kurumlannı nuz. Vakıf ve demekler ara- cılığıy la özel sermayeye kay- nak aktanyorsunıız. Tüm çalışanlara paralı-pahalı sağlık hizmeri dayatıyorsu- nuz. Biz çalışanlan insanlık dışı yaşam koşullanna ve onursuzluğa mahkûm etme- yeçanşıyorsunuz. HayaH ma- aş zamlanylariizgârekiyor- sunuz. Sizlere dur diyoruz." Sağlık çalışanlan, ıstem- lerine yanıt verilmemesi ha- linde nisan ayından ıtibaren tüm kamu emekçilerinın 'uzun süreli grev ve direniş- ler' gerçekleştıreceklennı belirttiler. Fınnlar yine tatil Öz Gıda-lş Sendikası Ge- nel Teşkilatlandırma Sekre- terı Agah Kafkas, Ekmek Sanayii Işverenleri Sendika- sı ile sürdürülen görüşmeler- den bir sonuç alınamadığını ve finnlann bu pazar günü de ekmek çıkarmayacakla- nnı açıkladı. Tekstil grevi DlSK'e bağh Tekstil Sen- dikasf nın Sabancı işyerle- rinde sürdürdüğü grev 37. gününe gırdi. Türk-lş'e bağ- lı Tek Gıda-lş Sendikası'nın Adana 1, 2, 5 ve 8 Nolu Şu- be başkanlanyla yönetıcıle- ri ıse Tekstil Sendikasf nın Adana Bölge Temsilciliği'ni ziyaretetti. Tekstil Sendika- sı Genel Başkan Vekili Sü- levTnan Çelebi ise işçilere Hacı Sabancı ile yaptıklan görüşme hakkında bilgi ver- di. Çelebi. "Hacı Sabancı iş- \-crenler sendikasının karar- lan doğrultusunda hareket edeceklerini söyledi. Ben de bu manökla bir jere vanla- mayacağını ve imza atmava- cağunızı söytedim" dedi. Memur sendikakm kapatılamayacak Yargıtay, mahkeme karanyla memur sendikası kapatmayı yasaya aykın buldu GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Yargıtay, memur sendikalannın mahkeme karanyla kapatılmasının önünü kesti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi. mahkeme karanyla memur sendikalan hakkında verilen bir kaparma karannı "yasaya aykm" buldu. Böylece, 3 yıl önce Resmı Gazete'de yayımlanarak "iç hukuk kuralT haline gelen ve kamu çalışanlanna örgütlenme özgürlüğü getiren 87 ve 151 savılı Uluslararası Çalışma Örgürü (1LO) sözleşmelerinin yargı organlannca gözardı edilmesinin yasaya aykın olduğu belirtılerek enerji işkolunda örgütlü olan Ener-Sen'in "memur sendikalannın yasal ohnadfğı" gerekçesiyle kapatılmasına ılişkın mahkeme karan. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından bozuldu. 27 Mart 1995 tanhli Yargıtay karannda, anayasanın 90. maddesine göre uluslararası sözleşmelenn "kanun hükmündeolduğu" vurgulanarak. şöyle denildi' "87 ve 151 sayılı sözleşmeler, k; hukukumuzla bütünleşerek, bağlayıcılık kazanmışiır. Hal bövle olduğuna göre. yasa ko> ucunun onav ladığ] sözleşmelerie kural olarak devlet memurlanna sendika kurma hakkını verdiği ve memur sendikalanna da tüzel kişüik tanıdıgı kabul edilmeli ve memur sendikalanna ilişkin yommlar söz konusu onaylanan sözleşmeierle yapılmalıdır. İç hukukumuzda halen memur sendikalannın kunılması ve özellikle sendikal haklanvla iigili bir düzenleme yapılmamış olması da kurulmuş olan sendikanın tü/d kişilik kazanamavacağ] şeklinde yorumlanamaz. E>avacı (Ankara Valıhğı) tarafından davalı sendikanın yasalara aykın biçimde amaç dışına çıktığı, eylemlerinde suç bulunduğu kklia ve ispat edilmediğine göre, mahkemenin sendikanın kapatılmasına ilişkin karan yasa>a aykın olup bozmayı gerektirmiştir.'* Müdüre 'cinsel tacizci' suçlamasıtstanbul Haber Servisi - Ümranıye Asım Ülker Lıse- si'nden bir grup öğrencı. olcul müdürü Rıfat Çakır'ın kız öğrencilere sarkıntılık et- tiğini öne sürdü. Müdürü şi- kâyet etmek amacıyla llçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe verdiklerini söyle- yen öğrenciler, suçladıklan okul müdürünün durumu örtbas etmek için okulda sağcı-solcu çatışması oldu- ğunu öne sürdüğünü söyle- diler. Ümraniye Asım Ülker Li- sesi öğrenciieri, okul müdü- rü Rıfat Çakır'ın görevden alınmasını istedi. Çakır'ın çok sayıda kız öğrenciye cinsel tacizde bulunduğunu öne süren öğrenciler, Ümra- niye llçe Milli Eğitim Mü- dürlüğü'ne verdikJeri şikâ- yet dilekçelerinin sonuçsuz kaldıgını belırtti. Öğrenciler şöyle konuştu: u Bu müdür okulumuzda göreve başlayalı 4-5 ay okju. Çok sayıda arkadaşımıza cinsel tacizde bulundu. Biz- den önce görev yaptıgı okul- larda da böyiesi da\Tanışlar- da bulunmuş. Biz bu durum- dan rahatsı/lık duyduğu- muz için İlçe Milli Eğitim'e 150 Idşinin imzasmın olduğu bir şikây et dilekçesi verdik." Okul müdürü Rıfat Çakır ise suçlamalan reddetti. CHP Fatih binasmda 9 öğrenciye gözaltı tstanbul Haber Servisi - Gazi Mahallesi'ndeki olay- lardan sonra gözaltına alındı- ğı ve kaybedilmek istendiği ileri süriilen Hasan Ocak- hakkında görüşmek için CHP Fatıh llçe Başkanlıği binasına gıderek ilçe başka- nıyla görüşmek isteyen 9 öğ- rencı polısler tarafından dö- \ülerek gözaltına alındı. llçe Başkanı Çetin Soysal, bına ıçindeki tahnbatın polis tara- fından yapıldığını belırterek, "polislere içeri ginnemelerini söylediğimiz hakle girmişler. Gereksiz yere sertlik kullan- mışiar, sonra da sonucu görü- yorsunuz" dedi. Dün CHP Fatih llçe Başkanlığı binası- na gelen 9 öğrencı ilçe baş- kanıyla görüşmek ıstediler Yennde bulunmayan Çetin Soysal'a telefonla ulaşan öğ- renciler, Gazi Mahallesi'nde- kı olaylardan sonra gözaltına alınan arkadaşlan Hasan Ocak'ın kaybedilmek isten- diğinı öne sürerek gerekli gi- rişımlerde bulunmasını iste- diler. Soysal'ın kendısini beklemesini ve taşkınlık yapmamasını istedıği öğren- ciler daha sonra, ıkincı katta bulunan ilçe binasının pen- ceresıne "Hasan Ocak gözal- tında kaybedüemez" yazılı bir pankan astılar. llçe binasına giren polıs öğren- ciieri gözaltına almak istedi. Karşı koyan öğrencilen döven polisler bina içinde de tahribata sebep oldular. (Fotoğraflar: AHMET ŞIK) 3 yaşındaki Özge de dayakla öldü FİGEN ATALAY Ozge üç yaşında anne dayağıyla öldü. Ölüm nedeni kayda "beyin kanamasj" olarak geçti. Öldüğunde yanak. dudak ve kulaklannda yanıklar. sıynklar ve yaralar vardı. Annesi Serap Papiş, şimdi "tedbirsizlik ve dikkatsizükle ölüme sebebiyet vermekten" yargılanıyor. Özge, ölümünden kısa süre önce komşulan tarafından kol ve bacaklannda kınklar, yüz ve vücudunda yaralar. sıynklar ve morluklarla Cerrahpaşa Hastanesi'ne getirildi. Nedeni "düşme" denildi, hastane kayıtlanna da böyle geçti. Tedavı edildi \e annesine teslim edildı. Bu arada çocuğu gören bir doktor, tesadüfen karşılaştıjı bir sosyal hızmet uzmanına, Ozge'nın düşme değil, yediğı dayak sonucu bu hale geldığini söyledi. Sosyal hizmet uzmanı bunun üzenne araştırma yapmaya başladı ve annenın çocuğuna şıddet uyguladığını belirleyınce Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu ve çocuk için koruma karan alınmasını istedi. Bunun üzerine araştırma başlatıldı, Kocamustafapaşa Karakolu'na yazı gönderildi. Ancakgeç kalınmıştı. Karakoldan savcılığa gelen yazıda, "Bu çocuğu bir hafta önce bir cami avlusunda öiü olarak bulduk" denilıvordu. Özge'nın ölüm nedeni kayıtlara "beyin kanaması" olarak geçti. Adli Tıp Kurumu raporunda ıse " Yüzün sağ yanında 3-5 santim bovıında sıynklar. alında ekimozlar. dudak ve kulaklarda yanık ve sıynklar, yanığa bağlı cttt kaybı tesbit edikli'*denı]ıyordu. Tutuksuz olarak yargılanan anne Serap Papiş ilk duruşmasında verdiği ifadede. "Salıncağa koydum. Sonra salıncaktan düşrü. Bûtün gece inledL sabah öldü" dedi. Annesine verilmeseydL. Özge hakkında koruma karan alınması için uğra§ veren sosyal hizmet uzmanı. "Ozge hastaneye getiriidikten sonra bedeninde dayak izleri göriilünce. ailcsine teslim edilmeyıp gerekli yerlere haber verilerek hakkında acil koruma karan alınsaydı şimdi yaşıyor olacaktı" dedi. Artık Özge için yapılabilecek hıçbir şey yok. Ama Özge'nin iki kardeşi daha var ve sosyal hizmet uzmanı. yetkilıleri uyanyor: "Bu anne ve babanın sorunlu olduklan ortada. Belki ciddi biçimde hastalar ve iki küçük çoculdan var. Bu aileye yardım etmek gerekiyor. Çocukİan geçici bir süre yanlanndan almak ve anne- babanın tedavi olmasını sağJamak gerek." Çocuklar hakkında geçici ya da sürekli korunma karan alınması ve aıleyle ılişkiye geçilmesi ıçın Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun başvuruda bulunması gerekiyor. Çok geç olmadan... Aktuna: Kimsenin işten çıkanlmasıın istemem •AA'daki işine son verilmesi nedeniyle önceki gün intihar girişiminde bulunan Fatma Okçan'ı dün evinde ziyaret eden Aktuna, kimsenin işten çıkanlmasmı istemediğini belirtti. AA Yönetim Kurulu üyesi Gürtuna, kurulun ilk toplantısında, eski yönetimin aldığı işten çıkarma karannın durdurulması gerektığini savunduğunu bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna, insanlan işten çı- karmak gibi bir tavır içinde olmadıklannı belirterek Anadolu Ajansf nda (AA) yaşanan sorunlann çözümü için bir formül bulmaya ça- lışacağını söyledi. AA Yö- netim Kurulu üyesi Ümit Gürtuna, kurulun ilk toplan- tısında, eski yönetimin aldı- ğı işten çıkarma karannın durdurulması gerektiğmı sa- vunduğunu bildirdi. TGS Genel Başkanı Orhan Erinç de AA'da işten çıkarmalara göz yumamayacaklannı ve böyle bir olayı tartışamaya- caklannı söyledi. AA'daki işine son veril- mesi nedeniyle önceki gün intihar girişiminde bulunan Fatma Okçan'ı dün evinde ziyaret eden Aktuna, kimse- nin işten çıkanlmasmı iste- mediğini belirterek . "Bana ajansın nıaddi yönden sıkış- mış oldugunu, maaşlan tam veremeyeceklerini söytediler. 'Oturup bir formül bulun" dedim. Yönetim kurulu ka- randır. AA, ilgili bir kuruluş olarak bana bağh. Ben işleri- ne kanşmam. Ama işten çı- karmalan hoş karşılamam. Ajansı ve arkadaşlan koru- yacak, ortak ve uzlaşıcı bir yol bulmaya çalışacağun" diye konuştu. Daha sonra AA Genel Müdürü Ekrem Karaisma- iloğlunu da ziyaret eden Devlet Bakanı Yıldınm Ak- tuna, AA yönetiminin ve kendisinin. insanlan işten çı- kanna gıbı bir düşüncesi bu- lunmadığını kaydederek şöyle dedi: "Ama insanlar çaresiz kalınca istemeye iste- meye bütçeyi denkleştirmek için böyle bir uygulamaya girmek zorunda kalmışlar- dır. Şimdi nasıl bir çözüm bu- lunabilir? Arkadaşlanmız, Türk-İş'in. Türkiye Gazete- ciler Sendikasının görüşle- rini alacaklar. Bir gerçek var; belirii bir parayla bu ajansın her türlü hizmetini görmesi lazım. Dolayısıyla bunu nasıl denkleşrirecekle- rini birlkte görecekler. Hiç kimse, ajansta çalışanlan bi- ze rağmen koruma tavn içi- negjrmesin. Çünkü biz en az onlar kadar, hatta onlardan fazla ajansın, hizmetlerin, burada çalışanlann sonım- luluğunun bilinci içindeyiz." AA Yönetim Kurulu üye- si Ümit Gürtuna da dün yap- tığı yazılı açıklamada. AA'nın yeni oluşturulan yö- netim kurulunun ilk toplan- tısında, eski yönetimin aldı- ğı işten çıkarma karannın durdurulması gerektığini sa- vunduğunu bildirdi. Gürtu- na, görüşmeler sırasında bir AA çalışanının intihar girişi- minde bulunması üzerine. önerisınin oybirliğiyle kabul edilerek, işten çıkarma kara- nnın iptal edildiöini kaydet- ti. TGS Genel Başkanı Or- han Erinç, TGS Genel Sek- reteri Ziya Sonay'la birlikte AA Genel Müdürü Ekrem Karaismailoğlu'na 'geçmiş okun' ziyaretinde bulundu. AA'da yaşanan olaydan büyük üzüntü duyduğunu belırten TGS Genel Başka- nı Erinç. özetle şunlan söy- ledi: "Biz işten çıkarmalara göz yumamayız. Böyle bir uygulamayı tartışamayız da. İşyerinde çalışma banşnun korunması için işçiler kadar işverenin de gayretgösterme- si gerekir. Bu konu bizce ka- panmışnr. Dileğimiz. ajansta böyle bir olayın bir daha ya- şanmamasıdır.'1 TGS yöneticileri daha sonra servisleri dolaşarak AA çalışanlanna 'geçmişol- sun' dıleklerinı ilettıler. Ge- nel Başkan Erinç ve Genel Sekreter Sonay ile TGS yö- neticilen intihar girişiminde bulunan Fatma Okan'ı da evinde ziyaret ettıler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Daldan Dala Gençliğimin unutulrric^ bir radyo programı vardı. "Daldan Dala." Sanıyorum Ankara Radyosu tarafın- dan hazırianırdı. Ve bundan 40 yıl öncesinin sınırlı ola- nakları olan dünyası içinde, pazar günlerini iple çe- kerdik, Daldan Dala'yı dinleyeceğiz diye... Zaman zaman yazılarımda da daldan daia konmayı seviyo- rum. Ama kimi zaman konular fazla ağır oluyor ve dal bu ağırlığı kaldıramıyor. Bugün daldan dala bir şeyler yazacağım. Hem de araya "yıldızlar" koyarak. Böylece llhan Selçuk üs- tadımız da memnun olsun, "yazı dediğin böyle olur" desin. • • • Yıllardan beri Almanya'da yaşayan değerli bir mes- lektaşım vardır. Kanncalar gibı çalışır. Neredeyse yok- tan varettiği Türkiye Araştırmaları Enstitüsü, Avru- pa'da yaşayan milyonlarca insanımızla ilgili çok önemli çalışmalar yürütür. Faruk Şen, ne yapar ya- par kaynak bulur, adam bulur; araştmr, araştırtır. As- iında son derece zor işlerdir bunlar. Geçenlerde bir beyanatını okudum. Bir gazeteci Almanya'da ve özellikle Alman basınında ve kımi res- mi çevrelerindeki Türkiye karşıtı tutumun nedenleri- ni soruyor. Şen de yanıtlıyor. "Türkiye" diyor, "dev- let olarak inandıncılığını yitirmiş durumda. Bu neden- le verilen resmı bilgilere kimse inanmıyor..." Faruk Şen kısmen haklı. Türkiye'den gelen resmi bilgilere kimse inanmıyor Almanya'da. Ama acaba bunun sebebi ne? Acaba bunun sebebı, Sayın Şen'in vurgulamış olduğu gibi, Türkiye'nin devlet olarak inandıncılığını yitirmiş olması mı? Türkiye'deki hükümetin inandıncılığını yitirmiş ol- dugunu bizler de dile getiriyoruz. Zira bunun sayısız örneklerini gördük. Özellikle ekonomık konularda ciddi hayal kınklıkları yaşadık. Ama acaba hükümet ve devlet aynı şey mi? Türkiye'nin dış siyasetle ilgili beyan ve çalışmalannda "inandıncılığını yitirecek" kadar ciddi hatalan oldu mu? Sanmıyorum. Kaldı ki; Türkiye'yı ınandırıcı bulmayan bu çevre- ler acaba kimi inandırıcı buluyor, hangi çevreleri da- ha güvenilir buluyor? Daha haftası olmadı. PKK'nin baskını sonucunda ölen bebelerı, Türk ordusunun öldürdüğü siviller ola- rak sunan gazeteler ve gazeteciler mi daha güveni- lir ve inanılır kaynak, yoksa Almanya'da resmi niteli- ği olmayan kımi merkezlerın yaptıkları açıklamalar mı ınandıncı? Bana öyle geliyor kı; Almanya "inanmak istediği- ne" inanıyor; "güven vericibulmak istedığini" güven verici buluyor. Ne diyelim, kendi tercihleridir. Ve bu tercihlerinin sonucuna da kendileri katlanacaklardır. • • • Pek radyo dinlemiyorum. Ama geçenlerde bir yol- culuktan dönerken arabanın radyosunda inanılmaz bir "yonım" dinledim. Aynı adı taşıyan birtelevizyon kanalıyla ortak yayın yaptığı anlaşılan bir özel radyo kanalında biryorumcu, inanılmaz şeyler söylüyordu. "Birzamanlar"diyordu, "Türkiye'deserbestpiya- sa ekonomisiyoktu. Bu nedenle borç aramak zorun- da kalıyorduk. Ama Özal zamanında serbest piya- sa ekonomisine geçince döviz sorunumuz da kalma- dı. Artık oradan buradan borç aramaktan kurtul- duk..." Daha sonra da aynı "özgürlüğün" (!) siyasal ve toplumsal yaşama da geçırilememesinden şikâ- yet ediyordu. Bu nedenle kendimtzi iyi anlatamıyor- muşuz... Arabadaki arkadaşlanmm yüzüne baktım. Hepsi- nin yüzlerinde bendekı şaşkınlık vardı. Aralanndan bi- ri "Yahu bu adam Ay'da mı yaşıyor" diye sordu. "Yoksa bizler mı birbaşka ülkede yaşıyoruz. Baksa- nıza ekonomik sorunlanmızı çözmüşüz, haberimiz yok." Sanki bu memlekette enflasyon yüzde 150'ler- de dolaşmıyor, sanki bu memlekette işsizlik oranı ta- vana vurmadı. sanki bu memlekette ulusal gelirimiz yüzde 5 azalmadı, sanki bu memleket ekonomisi her yıl milyarlarca dolar taze borç gereksınimi içinde de- ğil. İnanılmaz şeyler bunlar. • • • Bu arada Türkiye kazan biz kepçe, dolaşıp duru- yoruz. Kütüphanecilik Haftası dolayısıyla Bursa Ulu- dağ Ünıversitesi ve Lüleburgaz Halk Kütüphanesi'nin düzenledığı toplantılarda konuştum. Sizler bu satır- lan okuduğunuz sıralarda Bartın'da olacağım. Anlat- tığımız konulara olan ilgi tanımlanacak gibı değil. Lü- leburgaz'da bir dostum, "Insanlann yüzlerindeki mutluluğu görüyor musunuz Hocam?" diye sordu. Görmez olur muyum, kör müyüm? Ama eski seyahatlerimin tadı yok artık. Eskiden çarşı-pazar dolaşırdım. Insanlarla sohbet ederdim, esnaf lokantalarında yemek yerdim, sabahçı kahve- lerinde çay içerdim. Artık nerde... Etrafımızda koru- malar. hızla gidip geliyoruz. Ama daha özgür ve huzurlu günlerin inancını da taşıyoruz içimizde ve bu inancı paylaşıyoruz dost- lanmızla. O güzel günleri hep birlikte yakalayacağız... ELEMANLAR ARANIYOR Günümüzün yaşam tarzı, çevre, spor ve sağlık konularını turizm anlayışı ile birleştiren, Pamukkale bölgesindeki modern bir otelin, geniş uzman kadro- suna sahip sağlık merkezi yönetiminde görev alabilecek, - İyi derecede İngilizce bilen; ikinci dil tercih nedenidir, - 35 yaşını aşmamış, DOKTOR - Yukarıdaki özelliklere sahip, - Güzellik merkezimizi yönetecek, - Tercihen Almanca bilen, ESTETİSYEN Başvuruların en kısa sürede bir özgeçmişle birlikte APS ya da faks aracılığı ile aşağıda verilen adrese yapılması gerekmektedir. COLOSSAE HOTEL THERMAL PK. 202 KARAHAYIT - PAMUKKALE / DENİZLİ Tlf: 0 258 271 41 56 PBX Faks: 0 258 271 42 50
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle