Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NİSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Oniversitelere genelge gönderen Menzir, istihbarata önem verilmesini ve öğrencilerin takibe alınmasını istedi
Rektörlere muhbirlik önerîsi• Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir.
üniversitölerdeki huzur ve güven ortamının
îozulmaması için' öğrencilerin takibe alınarak
sürekli olarak olaylarda yer alanlann belirlenmesini
ve 'ilgili' yerlere bildirilmesini istedi.
Istanbul Haber Servisi - Is-
tınbul Emniyet Müdürü Necdet
Menzir, üniversıte rektörlerine bir
genelge göndererek, okullardaki
efitim ve öğretimi aksatıcı olay-
lınn önüne geçilmesıni istedi.
Genelgesinde, toplumsal banşı
bozmak isteyen yasadışı örgütle-
nn üniversitelerdeki huzur ve gü-
ven ortamını kaldırmak için hare-
kete geçtiğine dıkkat çeken Men-
zır, rektörlerden. "öğrencüerin ta-
kibe alınarak, sürekli olarak olay-
larda yer alanlann tesprf edilme-
sini ve ilgili j erlere bildirilmesini"
istedi. Rektörlerden, eğitım ve öğ-
retimi aksatan olaylan önlemek
için yapacaklan çalışmalarda is-
tihbarata da önem v ermelerini is-
teyen Menzir. u
Söz konusu em-
rin. en alt kademeye kadar okutul-
masııu, uvgulamada kesinfikle bir
aksaklığa meydan verilmemesini
önemle arz ve rica ederim" dedi.
Necdet Menzir. Marmara Üni-
versıtesi Göztepe ICampusu'nda
geçen şubat ayında ülkücülenn
sol görüşlü öğrencilere saldırma-
sıyla başlayan ve diğer üniversi-
telere de sıçrayan olaylann önle-
nebilmesi amacıyla rektörlere ge-
nelge gönderdi. 25 Şubat 1995 ta-
rihli iki sayfalık genelgenın birin-
ci sayfasında yasadışı örgütlerin
üniversitelerdeki faaliyetlerine
değinen Menzir, söz konusu ör-
gütlerin, Türkiye'nın değişık yer-
lerinden okumak ıçın lstanbul'a
gelen öğrencıleri kamplaşmaya
zorladığını belırtti.
Degişik siyası mihraklann, öğ-
rencileri yasal olmayan faaliyet-
lerin içerisine çekmeye çalıştığı-
nı vurgulayan Menzir "Bu örgüt-
ler. kendi çıkarian doğrultusun-
da perde arkasında kalarak öğ-
rencüeri kamplaşmaya zoriuyor-
lar. Bunun sonucunda ise eğitim ve
öğretimi aksatacak. ortadan kal-
dıracak tecavüz, saldın, rehin al-
ma, darp ve yaralama ile sonuçja-
nan oiaylar meydana gelmekte-
dir"dedi.
Üniversıtelerde daha önce pek
çok kez izlenen senaryolann tek-
rarlanmak istendiğıni dile getiren
Menzir, yasadışı örgütlerin bırey-
sel terörün yavaşlamasını fırsat
bilip toplumsal terörü körükleye-
rek huzur ortamını bozmayı
amaçladıgını vurguladı. Yasadışı
örgütlerin bu amaçlanna ulaşmak
için memur ve ışçilerden sonra
şimdi de ünıversıte öğrencilerini
hedefaldıklannı ıfade eden Men-
zir. bunun önüne geçebilmek ıçın
okullardaki güvenlik önlemleri-
nin eksiksiz olarak sürdürüleceği-
ni kaydetti.
•Şefkatli davranın'
Rektörlerden. emirlerindekı bi-
nmlerle iyi diyalogu aksatmama-
lannı isteyen Menzir, genelgesin-
de, öğrencilere karşı şefkatli. yar-
dımsever. tarafsız tutum ve davra-
nış sergilenmesinin sorunlann çö-
zümünde oldukça önemli olduğu-
nudadılegetirdi. Menzir, üniver-
sıtelere dış kaynaklı saldınlann
önlenmesi amacıyla okulun öğ-
rencisi olmayan kişilerin içeri so-
kulmaması için denetimin arttı-
nlması gerektığini vurguladı.
Rektörlerden. öğrenciieri taki-
be alarak, suç işleyenlerle suça az-
mettirenlerin belirlenmesini iste-
yen Menzir şöyle dedi: "Bu Idşi-
ler mutiaka yakalanıp. haklano-
da gerekli yasal işlemleryapılarak
adli mercilere sevkedilmelidir. Ay-
nca idari işlem için hazırlanan
tahkikatevrakının bir suretinin il-
gili fakülteye gönderilmesi, de-
vamlı olarak olaylann içinde bu-
lunan öğrencilerin tespit edilerek
ailesinin çağnlıp öğrencinin dunı-
mu hakkında görüşülerek duru-
mun ortadan kalkması için gerek-
li çalışmalann yapılması gerekir."
Menzir, rektörlerden istihbara-
ta önem vermelerini isteyerek bu-
nun, olaylann önceden önlenme-
si için gerekJi tedbırlerin alınma-
sı açısından zorunlu oldugunu di-
le getirdi.
Sağlıkcılar toplusözleşme istiyor
Çalışanlar
her yerde ayakta
• Istanbul ve Ankara başta olmak üzere dün
birçok kentte çalışanlar, gösteri ve basın
açıklaması yaptı. Sağlık çahşanlan,
'Haklanmızı alana kadar yürüyüşümüzü
sürdüreceğiz' açıklaması yaparken tekstil
sektöründeki grev 37. gününe gırdi.
Istanbul Haber Servisi - adım adım özeUeştiriyorsu-
Tüm Sağlık-Sen üyesi sağlık
çalışanlan, başta tstanbul ve
Ankara olmak üzere pek çok
kentte gerçekleştirdikleri
gösten ve basın açıklamala-
nyla işverenlerinı tophısöz-
leşme masasına oturmaya'
çağırdılar. Samatya SSK.
Hastanesi'nde 'yönetenlere'
hitaben bir açıldama yapan
Tüm Sağlık-Sen Genel Baş-
kanı Fevzi Gerçek. "SesimJ-
ze kulak tıkadığınız sürece
biz de kamu emekçileri ola-
rak haklanmızı alana kadar
yürüyüşümüzü sürdürece-
ğiz'* dedi. Tekstil sektörün-
deki grev 37. gününe girer-
ken Oz Gıda-lş Sendikası,
fınnlann bu pazar da ekmek
çıkarmayacaklannı bildirdi.
Sağlık çalışanlan dün öğ-
le saatlerinde Ankara'da
Sağlık Bakanlığı önünde ba-
sın açıklaması yaparken ay-
nı saatlerde Istanbul'da çe-
şitli hastanelerden gelen
sağlık çalışanlan Samatya,
Okmeydanı ve Göstepe SSK
hastanelerinde toplanarak
gösterilerdüzenledi. Eylem-
ler. ağırlıkla büyük kentler-
de, aynı saatlerde gerçekleş-
tinldi ve çalışanlar ıstemle-
rini ortak bir merinle dile ge-
tirdiler.
'Artık dur diyoruz'
Istanbul yakasındaki pek
çok hastaneden öğle saatle-
nnde Samatya SSK Hasta-
nesi'ne gelen veişverenleri-
ne 'toplusözleşme masasına
otunna' çağnsı yapan sağlık
çahşanlan "Toplusözleşme
hakkımız, grev silahımız";
"Herkese eşit, ücretsiz sağ-
hk"; "Sağükta ticaret ol-
maz" sloganlan attılar. Tüm
Sağlık-Sen Genel Başkanı
Gerçek şunlan söyledi:
"Kamu sağlık kurumlannı
nuz. Vakıf ve demekler ara-
cılığıy la özel sermayeye kay-
nak aktanyorsunıız. Tüm
çalışanlara paralı-pahalı
sağlık hizmeri dayatıyorsu-
nuz. Biz çalışanlan insanlık
dışı yaşam koşullanna ve
onursuzluğa mahkûm etme-
yeçanşıyorsunuz. HayaH ma-
aş zamlanylariizgârekiyor-
sunuz. Sizlere dur diyoruz."
Sağlık çalışanlan, ıstem-
lerine yanıt verilmemesi ha-
linde nisan ayından ıtibaren
tüm kamu emekçilerinın
'uzun süreli grev ve direniş-
ler' gerçekleştıreceklennı
belirttiler.
Fınnlar yine tatil
Öz Gıda-lş Sendikası Ge-
nel Teşkilatlandırma Sekre-
terı Agah Kafkas, Ekmek
Sanayii Işverenleri Sendika-
sı ile sürdürülen görüşmeler-
den bir sonuç alınamadığını
ve finnlann bu pazar günü
de ekmek çıkarmayacakla-
nnı açıkladı.
Tekstil grevi
DlSK'e bağh Tekstil Sen-
dikasf nın Sabancı işyerle-
rinde sürdürdüğü grev 37.
gününe gırdi. Türk-lş'e bağ-
lı Tek Gıda-lş Sendikası'nın
Adana 1, 2, 5 ve 8 Nolu Şu-
be başkanlanyla yönetıcıle-
ri ıse Tekstil Sendikasf nın
Adana Bölge Temsilciliği'ni
ziyaretetti. Tekstil Sendika-
sı Genel Başkan Vekili Sü-
levTnan Çelebi ise işçilere
Hacı Sabancı ile yaptıklan
görüşme hakkında bilgi ver-
di. Çelebi. "Hacı Sabancı iş-
\-crenler sendikasının karar-
lan doğrultusunda hareket
edeceklerini söyledi. Ben de
bu manökla bir jere vanla-
mayacağını ve imza atmava-
cağunızı söytedim" dedi.
Memur sendikakm kapatılamayacak
Yargıtay, mahkeme karanyla memur sendikası kapatmayı yasaya aykın buldu
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Yargıtay, memur
sendikalannın mahkeme karanyla
kapatılmasının önünü kesti.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi.
mahkeme karanyla memur
sendikalan hakkında verilen bir
kaparma karannı "yasaya aykm"
buldu. Böylece, 3 yıl önce Resmı
Gazete'de yayımlanarak "iç hukuk
kuralT haline gelen ve kamu
çalışanlanna örgütlenme
özgürlüğü getiren 87 ve 151 savılı
Uluslararası Çalışma Örgürü (1LO)
sözleşmelerinin yargı organlannca
gözardı edilmesinin yasaya aykın
olduğu belirtılerek enerji
işkolunda örgütlü olan Ener-Sen'in
"memur sendikalannın yasal
ohnadfğı" gerekçesiyle
kapatılmasına ılişkın mahkeme
karan. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
tarafından bozuldu. 27 Mart 1995
tanhli Yargıtay karannda,
anayasanın 90. maddesine göre
uluslararası sözleşmelenn "kanun
hükmündeolduğu" vurgulanarak.
şöyle denildi' "87 ve 151 sayılı
sözleşmeler, k; hukukumuzla
bütünleşerek, bağlayıcılık
kazanmışiır. Hal bövle olduğuna
göre. yasa ko> ucunun onav ladığ]
sözleşmelerie kural olarak devlet
memurlanna sendika kurma
hakkını verdiği ve memur
sendikalanna da tüzel kişüik
tanıdıgı kabul edilmeli ve memur
sendikalanna ilişkin yommlar söz
konusu onaylanan sözleşmeierle
yapılmalıdır. İç hukukumuzda
halen memur sendikalannın
kunılması ve özellikle sendikal
haklanvla iigili bir düzenleme
yapılmamış olması da kurulmuş
olan sendikanın tü/d kişilik
kazanamavacağ] şeklinde
yorumlanamaz. E>avacı (Ankara
Valıhğı) tarafından davalı
sendikanın yasalara aykın biçimde
amaç dışına çıktığı, eylemlerinde
suç bulunduğu kklia ve ispat
edilmediğine göre, mahkemenin
sendikanın kapatılmasına ilişkin
karan yasa>a aykın olup bozmayı
gerektirmiştir.'*
Müdüre 'cinsel
tacizci' suçlamasıtstanbul Haber Servisi -
Ümranıye Asım Ülker Lıse-
si'nden bir grup öğrencı.
olcul müdürü Rıfat Çakır'ın
kız öğrencilere sarkıntılık et-
tiğini öne sürdü. Müdürü şi-
kâyet etmek amacıyla llçe
Milli Eğitim Müdürlüğü'ne
dilekçe verdiklerini söyle-
yen öğrenciler, suçladıklan
okul müdürünün durumu
örtbas etmek için okulda
sağcı-solcu çatışması oldu-
ğunu öne sürdüğünü söyle-
diler.
Ümraniye Asım Ülker Li-
sesi öğrenciieri, okul müdü-
rü Rıfat Çakır'ın görevden
alınmasını istedi. Çakır'ın
çok sayıda kız öğrenciye
cinsel tacizde bulunduğunu
öne süren öğrenciler, Ümra-
niye llçe Milli Eğitim Mü-
dürlüğü'ne verdikJeri şikâ-
yet dilekçelerinin sonuçsuz
kaldıgını belırtti. Öğrenciler
şöyle konuştu:
u
Bu müdür okulumuzda
göreve başlayalı 4-5 ay okju.
Çok sayıda arkadaşımıza
cinsel tacizde bulundu. Biz-
den önce görev yaptıgı okul-
larda da böyiesi da\Tanışlar-
da bulunmuş. Biz bu durum-
dan rahatsı/lık duyduğu-
muz için İlçe Milli Eğitim'e
150 Idşinin imzasmın olduğu
bir şikây et dilekçesi verdik."
Okul müdürü Rıfat Çakır
ise suçlamalan reddetti.
CHP Fatih binasmda
9 öğrenciye gözaltı
tstanbul Haber Servisi -
Gazi Mahallesi'ndeki olay-
lardan sonra gözaltına alındı-
ğı ve kaybedilmek istendiği
ileri süriilen Hasan Ocak-
hakkında görüşmek için
CHP Fatıh llçe Başkanlıği
binasına gıderek ilçe başka-
nıyla görüşmek isteyen 9 öğ-
rencı polısler tarafından dö-
\ülerek gözaltına alındı. llçe
Başkanı Çetin Soysal, bına
ıçindeki tahnbatın polis tara-
fından yapıldığını belırterek,
"polislere içeri ginnemelerini
söylediğimiz hakle girmişler.
Gereksiz yere sertlik kullan-
mışiar, sonra da sonucu görü-
yorsunuz" dedi. Dün CHP
Fatih llçe Başkanlığı binası-
na gelen 9 öğrencı ilçe baş-
kanıyla görüşmek ıstediler
Yennde bulunmayan Çetin
Soysal'a telefonla ulaşan öğ-
renciler, Gazi Mahallesi'nde-
kı olaylardan sonra gözaltına
alınan arkadaşlan Hasan
Ocak'ın kaybedilmek isten-
diğinı öne sürerek gerekli gi-
rişımlerde bulunmasını iste-
diler. Soysal'ın kendısini
beklemesini ve taşkınlık
yapmamasını istedıği öğren-
ciler daha sonra, ıkincı katta
bulunan ilçe binasının pen-
ceresıne "Hasan Ocak gözal-
tında kaybedüemez" yazılı
bir pankan astılar. llçe
binasına giren polıs öğren-
ciieri gözaltına almak istedi.
Karşı koyan öğrencilen
döven polisler bina içinde de
tahribata sebep oldular.
(Fotoğraflar: AHMET ŞIK)
3 yaşındaki Özge de dayakla öldü
FİGEN ATALAY
Ozge üç yaşında anne dayağıyla
öldü. Ölüm nedeni kayda "beyin
kanamasj" olarak geçti.
Öldüğunde yanak. dudak ve
kulaklannda yanıklar. sıynklar ve
yaralar vardı. Annesi Serap Papiş,
şimdi "tedbirsizlik ve
dikkatsizükle ölüme sebebiyet
vermekten" yargılanıyor.
Özge, ölümünden kısa süre önce
komşulan tarafından kol ve
bacaklannda kınklar, yüz ve
vücudunda yaralar. sıynklar ve
morluklarla Cerrahpaşa
Hastanesi'ne getirildi. Nedeni
"düşme" denildi, hastane
kayıtlanna da böyle geçti. Tedavı
edildi \e annesine teslim edildı.
Bu arada çocuğu gören bir doktor,
tesadüfen karşılaştıjı bir sosyal
hızmet uzmanına, Ozge'nın
düşme değil, yediğı dayak sonucu
bu hale geldığini söyledi. Sosyal
hizmet uzmanı bunun üzenne
araştırma yapmaya başladı ve
annenın çocuğuna şıddet
uyguladığını belirleyınce
Cumhuriyet Savcılığı'na suç
duyurusunda bulundu ve çocuk
için koruma karan alınmasını
istedi. Bunun üzerine araştırma
başlatıldı, Kocamustafapaşa
Karakolu'na yazı gönderildi.
Ancakgeç kalınmıştı. Karakoldan
savcılığa gelen yazıda, "Bu
çocuğu bir hafta önce bir cami
avlusunda öiü olarak bulduk"
denilıvordu. Özge'nın ölüm
nedeni kayıtlara "beyin
kanaması" olarak geçti.
Adli Tıp Kurumu raporunda ıse
" Yüzün sağ yanında 3-5 santim
bovıında sıynklar. alında
ekimozlar. dudak ve kulaklarda
yanık ve sıynklar, yanığa bağlı cttt
kaybı tesbit edikli'*denı]ıyordu.
Tutuksuz olarak yargılanan anne
Serap Papiş ilk duruşmasında
verdiği ifadede. "Salıncağa
koydum. Sonra salıncaktan düşrü.
Bûtün gece inledL sabah öldü"
dedi.
Annesine verilmeseydL.
Özge hakkında koruma karan
alınması için uğra§ veren sosyal
hizmet uzmanı. "Ozge hastaneye
getiriidikten sonra bedeninde
dayak izleri göriilünce. ailcsine
teslim edilmeyıp gerekli yerlere
haber verilerek hakkında acil
koruma karan alınsaydı şimdi
yaşıyor olacaktı" dedi.
Artık Özge için yapılabilecek
hıçbir şey yok. Ama Özge'nin iki
kardeşi daha var ve sosyal hizmet
uzmanı. yetkilıleri uyanyor: "Bu
anne ve babanın sorunlu olduklan
ortada. Belki ciddi biçimde
hastalar ve iki küçük çoculdan var.
Bu aileye yardım etmek gerekiyor.
Çocukİan geçici bir süre
yanlanndan almak ve anne-
babanın tedavi olmasını sağJamak
gerek."
Çocuklar hakkında geçici ya da
sürekli korunma karan alınması
ve aıleyle ılişkiye geçilmesi ıçın
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun başvuruda
bulunması gerekiyor. Çok geç
olmadan...
Aktuna: Kimsenin işten çıkanlmasıın istemem
•AA'daki işine son verilmesi nedeniyle önceki
gün intihar girişiminde bulunan Fatma Okçan'ı
dün evinde ziyaret eden Aktuna, kimsenin işten
çıkanlmasmı istemediğini belirtti. AA Yönetim
Kurulu üyesi Gürtuna, kurulun ilk toplantısında,
eski yönetimin aldığı işten çıkarma karannın
durdurulması gerektığini savunduğunu bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Bakanı ve
Hükümet Sözcüsü Yıldınm
Aktuna, insanlan işten çı-
karmak gibi bir tavır içinde
olmadıklannı belirterek
Anadolu Ajansf nda (AA)
yaşanan sorunlann çözümü
için bir formül bulmaya ça-
lışacağını söyledi. AA Yö-
netim Kurulu üyesi Ümit
Gürtuna, kurulun ilk toplan-
tısında, eski yönetimin aldı-
ğı işten çıkarma karannın
durdurulması gerektiğmı sa-
vunduğunu bildirdi. TGS
Genel Başkanı Orhan Erinç
de AA'da işten çıkarmalara
göz yumamayacaklannı ve
böyle bir olayı tartışamaya-
caklannı söyledi.
AA'daki işine son veril-
mesi nedeniyle önceki gün
intihar girişiminde bulunan
Fatma Okçan'ı dün evinde
ziyaret eden Aktuna, kimse-
nin işten çıkanlmasmı iste-
mediğini belirterek . "Bana
ajansın nıaddi yönden sıkış-
mış oldugunu, maaşlan tam
veremeyeceklerini söytediler.
'Oturup bir formül bulun"
dedim. Yönetim kurulu ka-
randır. AA, ilgili bir kuruluş
olarak bana bağh. Ben işleri-
ne kanşmam. Ama işten çı-
karmalan hoş karşılamam.
Ajansı ve arkadaşlan koru-
yacak, ortak ve uzlaşıcı bir
yol bulmaya çalışacağun"
diye konuştu.
Daha sonra AA Genel
Müdürü Ekrem Karaisma-
iloğlunu da ziyaret eden
Devlet Bakanı Yıldınm Ak-
tuna, AA yönetiminin ve
kendisinin. insanlan işten çı-
kanna gıbı bir düşüncesi bu-
lunmadığını kaydederek
şöyle dedi: "Ama insanlar
çaresiz kalınca istemeye iste-
meye bütçeyi denkleştirmek
için böyle bir uygulamaya
girmek zorunda kalmışlar-
dır. Şimdi nasıl bir çözüm bu-
lunabilir? Arkadaşlanmız,
Türk-İş'in. Türkiye Gazete-
ciler Sendikasının görüşle-
rini alacaklar. Bir gerçek
var; belirii bir parayla bu
ajansın her türlü hizmetini
görmesi lazım. Dolayısıyla
bunu nasıl denkleşrirecekle-
rini birlkte görecekler. Hiç
kimse, ajansta çalışanlan bi-
ze rağmen koruma tavn içi-
negjrmesin. Çünkü biz en az
onlar kadar, hatta onlardan
fazla ajansın, hizmetlerin,
burada çalışanlann sonım-
luluğunun bilinci içindeyiz."
AA Yönetim Kurulu üye-
si Ümit Gürtuna da dün yap-
tığı yazılı açıklamada.
AA'nın yeni oluşturulan yö-
netim kurulunun ilk toplan-
tısında, eski yönetimin aldı-
ğı işten çıkarma karannın
durdurulması gerektığini sa-
vunduğunu bildirdi. Gürtu-
na, görüşmeler sırasında bir
AA çalışanının intihar girişi-
minde bulunması üzerine.
önerisınin oybirliğiyle kabul
edilerek, işten çıkarma kara-
nnın iptal edildiöini kaydet-
ti. TGS Genel Başkanı Or-
han Erinç, TGS Genel Sek-
reteri Ziya Sonay'la birlikte
AA Genel Müdürü Ekrem
Karaismailoğlu'na 'geçmiş
okun' ziyaretinde bulundu.
AA'da yaşanan olaydan
büyük üzüntü duyduğunu
belırten TGS Genel Başka-
nı Erinç. özetle şunlan söy-
ledi: "Biz işten çıkarmalara
göz yumamayız. Böyle bir
uygulamayı tartışamayız da.
İşyerinde çalışma banşnun
korunması için işçiler kadar
işverenin de gayretgösterme-
si gerekir. Bu konu bizce ka-
panmışnr. Dileğimiz. ajansta
böyle bir olayın bir daha ya-
şanmamasıdır.'1
TGS yöneticileri daha
sonra servisleri dolaşarak
AA çalışanlanna 'geçmişol-
sun' dıleklerinı ilettıler. Ge-
nel Başkan Erinç ve Genel
Sekreter Sonay ile TGS yö-
neticilen intihar girişiminde
bulunan Fatma Okan'ı da
evinde ziyaret ettıler.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Daldan Dala
Gençliğimin unutulrric^ bir radyo programı vardı.
"Daldan Dala." Sanıyorum Ankara Radyosu tarafın-
dan hazırianırdı. Ve bundan 40 yıl öncesinin sınırlı ola-
nakları olan dünyası içinde, pazar günlerini iple çe-
kerdik, Daldan Dala'yı dinleyeceğiz diye... Zaman
zaman yazılarımda da daldan daia konmayı seviyo-
rum. Ama kimi zaman konular fazla ağır oluyor ve dal
bu ağırlığı kaldıramıyor.
Bugün daldan dala bir şeyler yazacağım. Hem de
araya "yıldızlar" koyarak. Böylece llhan Selçuk üs-
tadımız da memnun olsun, "yazı dediğin böyle olur"
desin.
• • •
Yıllardan beri Almanya'da yaşayan değerli bir mes-
lektaşım vardır. Kanncalar gibı çalışır. Neredeyse yok-
tan varettiği Türkiye Araştırmaları Enstitüsü, Avru-
pa'da yaşayan milyonlarca insanımızla ilgili çok
önemli çalışmalar yürütür. Faruk Şen, ne yapar ya-
par kaynak bulur, adam bulur; araştmr, araştırtır. As-
iında son derece zor işlerdir bunlar.
Geçenlerde bir beyanatını okudum. Bir gazeteci
Almanya'da ve özellikle Alman basınında ve kımi res-
mi çevrelerindeki Türkiye karşıtı tutumun nedenleri-
ni soruyor. Şen de yanıtlıyor. "Türkiye" diyor, "dev-
let olarak inandıncılığını yitirmiş durumda. Bu neden-
le verilen resmı bilgilere kimse inanmıyor..."
Faruk Şen kısmen haklı. Türkiye'den gelen resmi
bilgilere kimse inanmıyor Almanya'da. Ama acaba
bunun sebebi ne? Acaba bunun sebebı, Sayın Şen'in
vurgulamış olduğu gibi, Türkiye'nin devlet olarak
inandıncılığını yitirmiş olması mı?
Türkiye'deki hükümetin inandıncılığını yitirmiş ol-
dugunu bizler de dile getiriyoruz. Zira bunun sayısız
örneklerini gördük. Özellikle ekonomık konularda
ciddi hayal kınklıkları yaşadık. Ama acaba hükümet
ve devlet aynı şey mi? Türkiye'nin dış siyasetle ilgili
beyan ve çalışmalannda "inandıncılığını yitirecek"
kadar ciddi hatalan oldu mu? Sanmıyorum.
Kaldı ki; Türkiye'yı ınandırıcı bulmayan bu çevre-
ler acaba kimi inandırıcı buluyor, hangi çevreleri da-
ha güvenilir buluyor?
Daha haftası olmadı. PKK'nin baskını sonucunda
ölen bebelerı, Türk ordusunun öldürdüğü siviller ola-
rak sunan gazeteler ve gazeteciler mi daha güveni-
lir ve inanılır kaynak, yoksa Almanya'da resmi niteli-
ği olmayan kımi merkezlerın yaptıkları açıklamalar mı
ınandıncı?
Bana öyle geliyor kı; Almanya "inanmak istediği-
ne" inanıyor; "güven vericibulmak istedığini" güven
verici buluyor. Ne diyelim, kendi tercihleridir. Ve bu
tercihlerinin sonucuna da kendileri katlanacaklardır.
• • •
Pek radyo dinlemiyorum. Ama geçenlerde bir yol-
culuktan dönerken arabanın radyosunda inanılmaz
bir "yonım" dinledim. Aynı adı taşıyan birtelevizyon
kanalıyla ortak yayın yaptığı anlaşılan bir özel radyo
kanalında biryorumcu, inanılmaz şeyler söylüyordu.
"Birzamanlar"diyordu, "Türkiye'deserbestpiya-
sa ekonomisiyoktu. Bu nedenle borç aramak zorun-
da kalıyorduk. Ama Özal zamanında serbest piya-
sa ekonomisine geçince döviz sorunumuz da kalma-
dı. Artık oradan buradan borç aramaktan kurtul-
duk..." Daha sonra da aynı "özgürlüğün" (!) siyasal
ve toplumsal yaşama da geçırilememesinden şikâ-
yet ediyordu. Bu nedenle kendimtzi iyi anlatamıyor-
muşuz...
Arabadaki arkadaşlanmm yüzüne baktım. Hepsi-
nin yüzlerinde bendekı şaşkınlık vardı. Aralanndan bi-
ri "Yahu bu adam Ay'da mı yaşıyor" diye sordu.
"Yoksa bizler mı birbaşka ülkede yaşıyoruz. Baksa-
nıza ekonomik sorunlanmızı çözmüşüz, haberimiz
yok." Sanki bu memlekette enflasyon yüzde 150'ler-
de dolaşmıyor, sanki bu memlekette işsizlik oranı ta-
vana vurmadı. sanki bu memlekette ulusal gelirimiz
yüzde 5 azalmadı, sanki bu memleket ekonomisi her
yıl milyarlarca dolar taze borç gereksınimi içinde de-
ğil. İnanılmaz şeyler bunlar.
• • •
Bu arada Türkiye kazan biz kepçe, dolaşıp duru-
yoruz. Kütüphanecilik Haftası dolayısıyla Bursa Ulu-
dağ Ünıversitesi ve Lüleburgaz Halk Kütüphanesi'nin
düzenledığı toplantılarda konuştum. Sizler bu satır-
lan okuduğunuz sıralarda Bartın'da olacağım. Anlat-
tığımız konulara olan ilgi tanımlanacak gibı değil. Lü-
leburgaz'da bir dostum, "Insanlann yüzlerindeki
mutluluğu görüyor musunuz Hocam?" diye sordu.
Görmez olur muyum, kör müyüm?
Ama eski seyahatlerimin tadı yok artık. Eskiden
çarşı-pazar dolaşırdım. Insanlarla sohbet ederdim,
esnaf lokantalarında yemek yerdim, sabahçı kahve-
lerinde çay içerdim. Artık nerde... Etrafımızda koru-
malar. hızla gidip geliyoruz.
Ama daha özgür ve huzurlu günlerin inancını da
taşıyoruz içimizde ve bu inancı paylaşıyoruz dost-
lanmızla. O güzel günleri hep birlikte yakalayacağız...
ELEMANLAR
ARANIYOR
Günümüzün yaşam tarzı, çevre, spor
ve sağlık konularını turizm anlayışı ile
birleştiren, Pamukkale bölgesindeki
modern bir otelin, geniş uzman kadro-
suna sahip sağlık merkezi yönetiminde
görev alabilecek,
- İyi derecede İngilizce bilen; ikinci dil
tercih nedenidir,
- 35 yaşını aşmamış,
DOKTOR
- Yukarıdaki özelliklere sahip,
- Güzellik merkezimizi yönetecek,
- Tercihen Almanca bilen,
ESTETİSYEN
Başvuruların en kısa sürede bir
özgeçmişle birlikte APS ya da faks
aracılığı ile aşağıda verilen adrese
yapılması gerekmektedir.
COLOSSAE HOTEL THERMAL
PK. 202 KARAHAYIT - PAMUKKALE
/ DENİZLİ
Tlf: 0 258 271 41 56 PBX
Faks: 0 258 271 42 50