28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 9 Genel Yaym Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya # Yaznşlerı Mudurlerı Ibrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç # Haber Merkczı Müdürü Hakan Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Ergon Balcı • tstıhbarat Yalçın Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV L>garEremektar • Kültür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelnun • Yurt Habcrlcn Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Çe>ın Styfettin Tıırhan • Düzeltme AbdulUh Y azıcı • Fotograf Erdogan Köseoğlu Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erioç, Oktay Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner. Ergun Balcı, Diırç Tayanç, tbrahim Yıldız, Orhan BursaİL. Mustafa Balbay. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akm Atatûrk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kınk,H.Zı>aBN 1352S 2/3Tel 4411220,Faks 44191P • AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlu,tnönüCd. 119S.Nol Kat. 1, Tel: 3522550. Faks: 3522570 Müessese Müdürü Erol Erkat • MEDYA C: • Yönetım Kurulu Koordmatör Ahmet Korulsan • Başkanı-Genel Müdur Gülbin Muhasebe.BülentYener#ldare Erduran • Koordınatör Reha Hüseyin Gârer • Isletme Önder I?ıtmın • Genel Müdür Yardım- ÇeBk • Bllgl-I>]enı N u l l n a l » cısı Mine Akd»ğ • Halkla thş- Bügısayar Sıstem: Mûrüvet Çiler kıler Müdüru. Nurten Berluo) Yayimia>aD \e Basao: Yem Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş Tûrkocagıcad 39 i\ CagalogJu 34334 la. PK. 246 tstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0212)513 85 95 NtSAN 1995 Imsak: 5.14 Güneş: 6.41 Ögle: 13.16 İkindi: 16.46 Akşam 19.35 Yatsı: 20.56 MEDYACTei -5i39S80-5i38460-6i,Faks 5H8466 strateji • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ozon tabakasında delinmelere yol açan freon gazlannm, Tûrkiye'de kullanım oranlannın belirlenerek, kullanımın azaltılması amacıyla "Türkiye programı" hazırlanıyor. Bu amaçla yapılan ozon panelinde konuşan Çevre Bakanı Rıza Akçalı, toplantıda uygulanacak programa geçışın dûnya ülkelenyle eşzamanlı olmasının düşünüldüğünü bıldirdı. AŞTİ açıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yapımı için 5.5 trilyon lira harcanan ve Türkiye'nin en büyük terminali olan, Ankara Şehirlerarası Terminal Işletmesi(AŞTÎ)1993yiıi Kasımı'nda bitmesıne karşm, yıliar süren uyuşmazlığın ardından dün açılabildi. Dışiştepfrıden orman yardımı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişlen Bakanlığı, "Gelibolu'yu ağaçlandırma çalışmalan ve Güneydoğu gazileri" için yaklaşık 10 milyar liralık para yardımında bulundu. Dışişlen Bakanı Erdal Inönü, dün düzenlenen bir törenle bakanlık merkez teşkılatı, dış temsilcilik mensuplan ve yurtdışında yaşayan vatandaşlann katkılanyla toplanan 5 milyar 750 bin liralık çeki Orman Bakanı Hasan Ekinci'ye, yaklaşık 4.5 milyar liralık çeki de Mehmetçik Vakfı Genel Müdürü Raif Babaoğlu'na verdi. Tüpksattan uydu dersi • TV Servisi-Türksat Proje Müdürü lihami Aygün, Marmara Üniversitesi lletişim Fakültesi'nde ders vermeye başladı. Aygün, Radyo-TV Yüksek Lisans Programı öğrencilerine yönelik olarak verdiği derslerde, uydularla haberleşme ve Türksat programı konusunu işleyecek. Reklam panoları sokuluyor • tstanbul Haber Servisi - Görsel ve çevre kırlilığine karşı savaş açan Bakırköy Belediyesi, vatandaşlardân gelen şikâyetler üzerine, cadde kenarlanna gelişigüzel olarak yerleştirilen ilan ve reklam tabelalanm sökmeye başladı. Tayvan gpıoı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ani ve yüksek ateş, öksürük, halsizlik, nezle ve başağnsıyla Kaşlayan ve son haftalarda salgın haline gelerek okullann tatil edilmesine yol açan hastalığm nedeninin Tayvan tipi A virüsü olduğu belirlendi. Sağlık Bakanı Doğan Baran, hastalığm kontrol altına alındığını ve yayılma eğiliminin olmadığmı bildirdi. Baran, "Havalann aniden ısmması ve tekrar soğumasıyla birlikte görülen adi gripal bir enfeksiyondur. Virüs alanlarda 2-3 günde kendisini gösterir ve 3-5 günde hasta iyileşir" dedi. İklim Zirvesi'ne sunulan rapora göre deniz seviyelerindeki yükselme, önlem alınmazsa 2050'de ciddi zararlara neden olacak 76 mîlyoıı ldşinin yaşanıı tehlikede Kutup ayılan ölüyor Çeviri Servisi - Kuzey Kutbu çevresindeki ayılar, buradaki ısı artışı nedeniyle en önemli besin kaynağı olan foklann giderek azalmasından ötürü hızla kilo yitiriyor. Kutup ayılannın yaşamlannı inceleyen bilim adamlan. bu bölgede yaşayan kimi canlı türlerinin canlı kalma mücadelesinın sınınna geldığini belirtiyor. Ayılann besın kaynağını oluşturan buzlann artık daha erken erimesi nedeniyle, ayılar kendileri için hemen hemen hiçbir beslenme olanağı bulunmayan karalara doğru çekiliyor. Bu koşullar nedeniyle daha uzun bir süre kış uykusuna yatan ayılann yağ rezervleri giderek tükeniyor. • Son zamanlarda sık sık görülen kasırga ve sellerden ötürü büyük zarara uğrayan sigorta şirketleri, bu doğal afetlerin kaynağı olarak gösterilen küresel ısınmayla yakmdan ilgileniyor. Çeviri Servisi - "BM tk- lim Zirvesi"ne sunulan bir rapora göre deniz seviyele- rinin yükselmesı karşısında bir önlem alınmazsa Çin'in geleceğı tehlikede görülü- yor. Raporda 2050 yılına gelindığinde 92 bin km2'lik bir alanın sular al- tında kalacağı ve 76 mil- yon kişinin yaşamını yiti- receğı iddia ediliyor. tklim Zirvesi Alman- ya'nın Berlın kentinde, 65 ülkenin 159 il ve ilçesın- den belediye başkanları. hükümet üyeleri ve çeşitli çevre örgütlerinin katılı- mıyla devam edıyor. Zirve- ye katılan belediye başkan- lan, öncelikle karbondiok- sit gazı yayılışının yüzde 20 oranında azaltılmasına ilişkin görüş belirtiyorlar. Başkanlar. bu konuda özellikle sanayileşmiş ül- keleri önlem almaya çağı- nrken, Berlin Zirvesı'nde toplanan hükümet yetkili- leri de küresel ısınma ne- deniyle yükselen deniz se- Burnu uzayan liderler Bir Greenpeace eylemcisi Brendenburg kapısına poster asarken. Poster, ABD Başkanı Bitl Clinton'u, Japonya Başbakanı Tonichi Murayana'yı ve Almanya Başbakanı Helmut Kohl'u çevre sorunlan gündeme geldiğinde yalan söylemekİe suçlayarak onlan ünlü Pinokyo masalında olduğu gibi, yalan söyledikçe burnu uzayan şekilde gösteriyor. Kazlar mutlu Çeviri Servisi - Yaban- kazlannın ya da bazı kaynaklarda anıldığı gibi kar kazlannın Kuzey Kutbu yakınlannda pek işleri olmazdı bugüne kadar. Bölgede iklim değışikliğının etkıleri görülmeye başladı ğından bu yana kaz sürülerinin bu çe\Teye yogun olarak akın ettikleri görülüyor. Daha önce yılhk sayısal artışlan yüzde 8 civannda olan ve toplam sayılan onbinlerle ifade edilen kazlar, şimdi yüzbınlere doğru yükselmeye başladı. viyelerinın doğuracaği çe- kıncelen göz önünde tuta- rak 30 üyeden oluşan Alli- anca of Small lsland Sta- tes(Küçük Ada Devletleri Sözleşmesi) ıle getirilen önen doğrultusunda bir he- defin benımsenmesini amaçlıyor. "BM İklim Zirvesi"nin öncekı günkü çalışmalan ve çıkan sonuçlar özetle şöyle -Sera etkisi nedeniyle sık sık sağanak biçiminde yağ- murlann yağması ve genel- de yağışlarda meydana ge- len arüş, ırmaklarda taşma olayının da daha sık göriil- mesine yol açabittr. Yeryüzündeki yağış oranlan ıncelendiğinde, Kanada, ABD ve Avru- pa'da bir artış görülüyor. -Greenpeace tarafından sunulan rapora göre, ince- lenen yağışın coğrafik eğı- lim düzeni, görülen iklim ömeklerine tıpatıp uyuyor. 1993 ve 1995 yıllarında Avrupa'da görülen son sel baskınlannın hemen öncesi ve sonrasındaki koşullann küresel iklim ısındıkça da- ha sık karşılaşacağımız ik- lim yansımalarına özdeş olduğu belirtiliyor Ancak araştırmayı ger- çekleştiren Greenpeace, sözü edilen sel olaylannın tek örnek olmadığmı, bu yüzyıldan önce de bir kez meydana geldiği için olay- lann doğrudan sera etkisi- ne bağlanamayacağını be- lirtiyor. -Son zamanlarda sık sık görülen kasırga ve seller- den ötürü büyük zarara uğrayan sigorta şirketleri, bu doğal afetlerin kaynağı olarak gösterilen küresel mnmayla yakmdan ilgüeni- yor. Sigorta şirketlerinin müşterileri, milyarlarca li- ralık hasara yol açan bu tür afetler nedeniyle çok daha yüksek prim isteminde bu- lunabilir; kimileri de gide- rek artan hasar riskini göz önünde tutarak mallarını sigortalamaktan vazgeçe- bihr. -Konuyu daha kapsamlı bir biçitnde ele alan sigorta şirketleri, daha uzun vadeli bir yaklasımla, gerek kendi gerekse müşterilerinin çı- karlannı koruyacak önlem- ler bulmaya calışıyor. Sigorta şirketleri, ilk olarak. hasann en aza in- dirgenmesi için Berlin Zir- vesi gibi, hükümet düze- yinde alınan önlemlerle il- gileniyor. Bu konuda yapı yöntemlerinin geliştirilme- si ve imar planlannın daha özenli bir biçimde yapıl- ması gibi noktalara eğili- yor. Afetlerin nedeni kesin olarak kanıtlandığı takdir- de sigorta şirketleri için so- runun daha ciddi bir boyut kazanacağına inanılıyor. -Deniz seviyelerinin yük- selmesi karşısında bir ön- lem alınmazsa Çin'in gele- ceği tehlikede görülüyor. Bir rapora göre 2050 yifana gelindığinde 92 bin km2'lik bir alanm sular altında ka- lacağı ve 76 milyon kişinin yaşamını yitireceği iddia ediliyor. Bıi olaydan en çok etkilenecek olan ülke ise Çin gösterüiyor. -Çin Ulusal Çe\Te örgü- tü, Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankasf nın ortak- laşa yayımladığı raporda, dünya çapında meydana gelecek sel olaylan, Çin'in hızla gelişen ekonomisi için ciddi bir tehlike olarak değerlendiriliyor. Ancak Çin, bu çekincenin en bü- yük kurbanı olmakla bir- likte, sorunu yaratan ül- kelerin de başında geliyor. Lale Mansur bale, tiyatro, sinema, sanatçı eylemlerinde yer alan, tartışılan bir sanatçı Kaliteyi, sanatı seçmeye çalışıyorumŞÜKRAN SONER Çok genç yaşta başrol almış bir bale sanatçısı. Tiyat- ro ve sinemaya hızh bir geçiş yapıyor. Başrol oyuncu- luğu. Altın Portakal ödülünü alması, büyük tartışmala- ra yol açıyor. Sanata ilişkin politik tartışmalarda. "Sa- nata Evet" kampanyasında adı en önde geçiyor. Lale Mansur'u sevenler çok yetenekli, çok yönlü bir sanatçı olduğuna, baleden sonra tiyatro ve sinemada parlak çı- kışın ardından kendini kanıtlayacağına inanıyorlar. Kı- zanlan ise medyayı. popülerliğı çok iyı kullandığını, sinemada sanatla değil, soyunarak çıkış yaptığını öne sürüyorlar. Ya Lale Mansur'un kendisı ne düşünüyor?.. - Unlü bir bale sanatçısı iken, tiyatro ve sinemaya ge- çiş ve de hızla ünlenişiniz. Derken sanata ilişkin tartış- malarda en öndesiniz. Çok değişken, sıçramalı bir sa- nat yaşamı değil mi bu? LALE MANSUR: Baleden sinemaya geçiş, bir atla- ma. Ancak tiyatro ile sinema birbirleriyle bağlantılı. Baştan oyunculuk eğitimi de alabilirdim. Ancak dans etmek daha çekici geldi. Baleyi çok severek seçtim ve oynadım. 14 yaşımdan itibaren. eğitimimle birlikte sahneye çıkıyordum. 17 yaşımda solist ve 18 yaşımdan itibaren de sadece başrol olarak oynadım. • "Bir tuhaf imajın içinde hapsedilmek isteniyorum. Hapsedildiğimi de sanmıyorum. Niyetim tiyatro ve sinemada iyi bir oyuncu olmak, kendimi kanıtlamak." Biliyorsunuz bale sanatçısı için sahneden çekiliş yıl- lan çok erken. Ancak öğretmenlik, benzer işler yapa- bilirsiniz. Ben o yıllara gelmeden çok önce, geleceği- mi sorgulamaya başladım. Bizdekı olumsuz koşullar. yeterli oyunun sahnelenememesi, boş kalmam beni da- ha çok etkiledi. Hiçbir şey yapmadan oturmayı kendi- me yediremeyerek arayışa girdım. Balede tekniğımı yeterince geliştiremeden önce, oyunculuk yeteneğimle başrol oyuncusu olmuş, tekniği daha sonra geliştirebil- miştim. Sanatta yeni gelişme alanımın sinema ve tiyat- ro olabileceğini düşündüm. Çeşitli dersler aldım, çahş- tım, kendimi geliştirdim. Sonra da bana yol açabile- cek, sanat yönetmenliğine güvendiğim kişilere tek tek gidip beni sinemada denemelerinı istedim. - Sinemada hemen srvrilmeniz, başrol oyunculuğu- nuz, soyunmanız ve de özellikle balede ünlü olan bir kişi olarak çok fazla eleştiri aldı. Bu çok boyııtlu suçlamalar sizi nasıl etkiledi, ne diyorsunuz? LALE MANSUR: Beni eleştirenlerin çok aceleci davrandıklannı düşünüyorum. Ham bir imajın içine hapsedilmek isteniyorum. Aslında ben hapsedildiğimi de sanmıyorum. Medyada gerçekten bir tuhaf imaj ya- ratılmaya çahşıldı. Biraz da arka arkaya gelen projeler bunun üzerinde etkili oldu. İlk fılmlerimde gelen Altın Portakal ödülü gişe rekoru da, sinemada yıllannı ver- miş olanlar üzerinde duygusal bir tepkıye yol açtı. - Gündeminizde önemli programlar var mı? LALA MANSUR: Müthiş bir bekleme döneminde- Lale Mansur:" Sanata Evet" kampanyasu sanatçüardan olumsuz koşuilara gelen doğal bir reaksiyondur. Bu ülke- de yaşıyor olmak, olup bitene tepki duymak için yeterli. Aynca politik bir Idşilik gerekmiyor. En basit haklardan söz ediyomz çünkü. (Fotograflaf: UGUR GÜNYÜZ) yiz. Bunu kendim için en iyi şekilde değerlendirmeye ça- lışıyorum. Olanak yaratabildikçe Amerika'ya oyunculuk egitimine gidıyorum. Rollerimde gerekebileceğını düşü- nerek lngilızce diksiyonumu geliştirecek dersler alıyo- rum. Piyano eğitimi alırken. sevdiğim için, çello çalınan Türk filmi sahnesi olabileceğini düşünmesem bıle, çello dersleri de alıyorum. Ata binmeyi öğreniyorum. Benim sinemaya girdiğim dönemlerde de işler f>ek parlak değil- di. Yine de yılda 15-20 film çekilebıliyordu. Şimdı eko- nomik krizin ardından bir-ikiye indi Kriz dönemlerinde en kolay kesinti, kültürel etkinliklerden oluyor. Devletin desteği komik kaldı. Özel sektör tamamen kesti. Bale ıle bağımı kesmiş değilım. Ancak balenin içinde bulundugu koşullarla bağlantılı hiçbir rolüm yok. Uzun bir aradan sonra, artık dans etmeyi düşünemem. Çalıştın- cı olabilirim. Orada da bir ışık göremıyorum. Yapabildi- ğim kadan ile kaliteyi, sanatı seçmeye çalışıyorum Beni vıtrine oynamakla suçlayanlar, niçin tiyatro yapmayı seç- tığimi, çok para ve ün getirecek televizyon programlanna "evet" demediğimi sorgulamıyorlar? - Sanatı seçmenin, sanatçı olmanın bir karşıhğı obnalı? LALE MANSUR: Ne yazık ki yaptığımız ışın pek kar- şılığı yok. Gelışmiş ülkelerde iyi bir sanatçının yaşamı boyunca tek bir film yapması yeterli olabilır. Bızim ülke- mizde her şey bir yerlerden güdük kalıyor. Hele yaşanan ekonomik, siyasal krizlerin ardından kültür, akla gelebi- lecek en son şey oluyor. Hükümetler, işverenler için aynı bakış açısı geçerlı. Bir filme para, sponsor bulmak ölüm. Sinema, tiyatro, bir çıkış noktasını zaman içinde bulacak- tır. Ancak bale ve opera için bütün dünyada, yüzde 80'le- re varan çok önemli bir devlet desteği söz konusu, bızde de bu zorunlu. Kültüre yabancı bir devlet bütçesi yapıyo- ruz. Oysa insan olduğunu hissetmek, kültürle doğrudan bağlantılı. tyı bir tiyatro oyunundan çıktığımda, ayaklan- mın yerden kesildiğini hissediyorum. İnsan olduğumu anlıyorum. Tûrkiye'de bütün sanat dallannda gelinen dü- zeye bir bakın. Yetişmiş sanatçılar kum gibi, boş bekliyor ya da çok olumsuz projelere boyun eğıyor. - Siz "Sanata Evet" kamparryasının öncüleri arasındası- mz. Sanatçılar eylem yolunu mu seçiyor? LALE MANSUR: "Sanata Evet""kampanyası bir reak- siyondur. Bu ülkede yaşıyor olanın, olup bitene gözlenni kapatabilmesı olanaksız. Bir şeyler yapma gereğini duy- mak için, politik bir kişilik gerekmiyor. En basit haklar- dan söz ediyoruz. Hâlâ düşünce suçunu tartışıyoruz. Sa- natçının seyirci kalması olanaksız. Bugünlerde sanat ku- rultayı oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü bütün sanat dalla- nnda çok büyük sorunlar yaşandığı gibi, bütün sanat dal- lannda yer alanlar, "BeUd birlikte bir şeyler yapabUiriz'" diye düşünmeye başladılar. Ülkemizde olumsuzluklar çok daha ağır yaşanıyor. insan nasıl bir varlık olduğunu, kendi türünü unuttu. Çıkar dışında bir ölçü kalmadı. Baş- tan düşünmek, kendi yaşamımızı tüketmemek için bir şeyler yapılması gerekiyor. Yaşar Kemal'in bu yaşta DGM kapısında ne ışi var? Sanat ınsanın kendini bir ifa- de aracıdır. Toplumumuzda genelde bir umutsuzluk var. Ancak bu umutsuzluğu aşmak, ınsanın kendi kendisini yaratmasından başka da bir yol yok. Akdeniz^in mutfak kültürü tanıtılacak MERSİN (Cumhuri- yet)- Akdeniz mutfak kül- türünü tanıtmak amacıyla 2-7 nisan tarihleri arasın- da, "Uluslararası Akdeniz Mutfağı Kongresi" düzen- lenıyor. Kültür Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdür- lüğü, Uluslararası Zeytin- yağı Konseyi'nin işbirliği ve Oldways Preservatıon Exchange Trust Vakfı'nın katkılan ile Akdeniz mut- fak kültürünü tanıtmak amacıyla düzenlenen kongre, pazar günü Mer- sin Merit Otel'de başlaya- cak. Akdeniz mutfağının tanıtımı, beslenme alış- kanlıklan, tarihsel gelişi- mi, yörelere göre farklı- lıkları. zenginlikleri ve benzer yönlerinin incelen- mesi gibi konuların ele alınacajh kongrenin, "Ak- deniz Ulkeleri Ekonomik, Kültürel ve Sosyal İşbirli- ği" projesmın de ilk adımı olması nedeniyle önem ta- şıdığı belirtiliyor. 2-7 nisan tarihleri ara- sında gerçekleştirilecek kongreye, aralannda Fran- sa, ıtalya, lspanya, Tunus, Fas, Israil gibi ülkelerin bulundugu 10 Akdeniz ül- kesi, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri'nden gelecek dünyaca tanınmış yemek, diyet uzmanı, şef, bilim adamı, yemek yaza- n ve gazetecıler katılacak. A şı mevsimi geldi. Gnp aşısı, /l kızamık aşısı bilinir de yeni ^ T . aşılardan insanlann pek ha- beri olmuyor. Oysa artık aşılar da değişiyor. Bunlan bilip de sessiz se- dasız yaptıranlann pek rahat ettikle- ri, kulaktan kulağa yayılıyor. Biz de bu aşılardan sadece haberi olanlar değil de geniş halk kitleleri yarar- lansın istedik. PışkJnHt 8ŞI8L.. fon icatlardan birisi bu. 'Pişldn- lik aşısı' olanlar, maşallah pek pişkın oluyorlar. Kimi insanla- nn pek mustarip olduğu yüz kızar- ması, utanma, arlanma gibi haller- den kurtuluyorlar. Bu aşıyı olanlar- da ne utanma kalıyor ne de arlan- ma. Aşıyı bulanlardan bir uzman, "Son zamanlarda insanlann pişkin olmayışları yüzünden çok sıkıntı çektikleri görülüyordu. Bu da insan- lardaki girişim ruhunu öldürüyor, toplumdaki gelişmelere ayak uydu- ramamalanna yol açryordu. Bu yeni aşı, durumıı toptan değiştirecek, toplumdaki kalkınmay ı hızlandıra- caknr" diyerek olayın sosyal boyu- tuna dikkat çekiyor. 'Pişküılik aşısı' olanlann her konuda gayet pişkin olduklan görülmektedir. Özellikle büyük paralann döndüğü ihale işle- riyle uğraşanlann. bu ihaleleri ka- manço etme yetkisi taşıyanlann, iş takipçisı politikacılann, banka kre- dilenyle sıkı fıkı olanlann, bu aşı- dan çok yararlanacakları tahmin ediliyor. Ancak aşının faydalan bu- MESELA DEDİK ERDALATABEK Yeni aşılan biliyor musunuz? nunla kalmıyor. Kendini sanatçı sa- nan mahalle kızlannın da bu aşıdan pek yararlanacağı kesın sayılıyor. Uyduruk şarkılarla ün yapmak. para kapmak için can atan kışilerin de bu aşıyı olmalan hararetle tavsiye edi- liyor. Bu alanda çalışan kimilerinin gizlice 'pişldnlik aşısı' olduklan da tahminler arasında. Utanmaktan, ar- lanmaktan yorulmuş. kendilerini uyumsuz bulmaktan gına gelmiş vatandaşlara, bu aşı bıre bir geliyor. Biz de duyuruyoruz. Kımlerin bu aşıyı olduklannı siz de düşününce bulabilirsiniz. Btflasyon aşısı ohnca... da önemli bir yenı aşıdır. Bu aşıyı olanlar, her gün ar- tan fıyatlardan duyduklan ra- hatsızlıktan kurtuluyorlar. Enflas- yon, gene başını almış gidiyor, ama 'enflasyon aşısı' olanlar. bundan hiç rahatsız olmuyor. Hatta, "Aman ne iyi, demek ki artan fiyatlardan kıy- metli vatandaşlarımız zengin olu- yor" diye seviniyorlar "Biz ezilir- sek ezilelim, yeter ki ekonomi kur- tulsun" diyerek aşılı olduklannı or- taya koyuyorlar. Bu aşının büyük faydası, insanı iyimser yapmak olu- yor. Fiyatlan arttığı için et yiyeme- yenler, yumurtadan vazgeçenler, aşı olunca, "Aman iyi oldu da bunlan yiyemiyoruz, kolesterin belasından kurtuluyoruz" diye seviniyorlar Aşıyı fazla alanlar arasında "Bu fi- yatlan daha da arttınn da iyke kur- tulalım" dıyenler bile oluyormuş. Arjantin'de. Meksika'da, Şili'de de- nenen aşının bu büyük faydalan umut verici bulunuyor. En etkılı aşıların da Amerika, Isvıçre gibi büyük ilaç endüstrisi bulunan ülke- lerde yapıldığına dikkat çeken yet- kililer "Bütün azgelişmiş ülke ahali- si, bu aşıdan olmabdır" diye görüş- lerinı dile getiriyorlar. Biz de bir an önce bu aşının getirilip vatandaşın hizmetine sunulmasını bekliyoruz. Kültür mantan aşı» olalım... u yeni aşı da mantarlaşmış kültüre karşı vatandaşı rahat- sızlıktan koruyor. GöbekB dansıyla düttürük şarkılardan olu- şan 'kültür mantarı', kimi vatan- daşlanmızda gözle görünür rahat- sızlıklar yaratma boyutuna geldi. Bu kişilerde sürekli kaşıntı, müz- rrun baş ağnsı. aşın depresyon gibi durumlann ortaya çıktığını belirten yetkililer, "İyi hoş. ama gidişat hiç de iç açıcı değfl" diyerek memlekete acilen 'kültür mantan' aşısı getirtil- mesi gerektiğine dikkat çekiyorlar. Bu aşıyı olunca mantarlaşmış kül- türden dujmlan rahatsızhk, bıçakla kesilmiş gibi bitiyor. Aşıyı olan ki- şi, aman da aman, kalkıp göbek at- maya başlıyor, vur patlasın çal oy- nasın safasına bakıyor. 'Kültür mantan' aşısı olanlann kaşıntılan- nın geçtiği, her şeye bel bel baktık- ları, televızyonun karşısına geçip sululuk, basitlık, bayağılıktan oluş- muş 'geri zekaulara özel' program- lar aradıkları görülüyor. Bunlar da maşallah özel televızyonlanmızda pek bol olduğundan aşılılann beden ve ruh sağlığı düzeliyor. Kimileri de son yıllarda heykellerin kınlıp resimlerin kaldınlmasıyla kendili- ğinden 'kültür mantan' aşısı yapıl- mış gibi olduğunu, balenin belden aşağı sayılıp şiirle edebıyatın unu- tulmasıyla bu yolda epeyce mesafe alındığını söylüyorlar. Gene de aza- lan sayıda da olsa vatandaşlann ra- hatsızlığının önlenmesi için 'kültür mantan' aşısı merakla bekleniyor. Mantarlaşalım, mantarlaşalım; hiç değilse batmayız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle