28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Yavın Koordınatorü: Hikmet Çetinkava # Yazıışlerı Mudurlerı. Ibrahim Yıldız. DinçTavanç (Sorumlu). # Haber Merkezı Mudufü Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser D15 Habcrier Ergun Balcı • [slıhbarat Yalçın Çakır • Ekonomı Bülcnl kızanlık • Rad\o-TV LvgarEremektar • Kuitur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir V ücelman # Yurt Haberlen Mehmet Saraç # Makaleler Sami Karaören # Çevtn Se>fettin Turfaan 0 Duzeltme Abdullah V azıcı # Fotograf Erdüğan Koseoğlu Yavın Kurulu İlhan Selçuk (Ba^kanl. Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkava. Şükran Soner. Ergun Balcı. Dinç Tavanç, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Muslafa Balbav. <\nkara Temsılcısı. Mustafa Balbav # Haber Müdüni Doğan Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat 4. BakanlıkJar-Ankara Tel- 4195020(7hat). Faks-4195027 •lzmırTemsılcısı SerdarKızık, H Zıya Blv 1352 S 2-3 Tel. 4411220. Faks- 4419117 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, Inonu Cd. 119 S. No:l Kat 1, Tel. 3522550. Faks- 3522570 MuesseseMüdunı Erol Erkut • KooRİınalör AhmetKorulsanOMuhasebe BûlentYener 0 ldare- Hüsevin Gürer 9 lşletme Önder Çelik • Bılgı-lşlem Nail İnal 9 Bılgısayar Sıstera Mürii*et Çiler • Reklam. Reha Işrtman 9 Halkla th^kıler Nurten Berksoy Yınmbtan \e Basan: Yenr Gün Haber Ajansı, Basm \e Ya\ıncıhk A Ş T ü r t i d 39 41 Cagaioglu 34334 Ist PK 246 Ulanbul Tel (0 212) 512 05 05 120 hatl Faks 10 212ı 513 85 95 6MART 1995 lmsak: 5.00 Güneş. 6.24 Ögle: 12 23 İkındı: 15.32 Akşam: 18.07 Yatsı: 19.26 Cezaevinde evlendiler • İZ\IİR(AA)- Kuşadasfnda bir süre önce eroinle yakalandıktan sonra tutuklanıp gönderildiklen Buca Cezaevı'nde evlenen lngıhz uyruklu Melıssa J. Harcombe ve Danıel J Sımmonds'un tek arzulan bır an önce tahli>e olmak. Ramazan Bayramı dolayısıyla tutuklu ve hükümlülere tanınan açık görüşten yararlanarak uzun süre bir arada olma fırsatı bulan çıft. birbırlerinı duruşmalara gıdıp gelirken yakından tanıma fırsatı bulduklannı ve evlenmeye kararverdıklennı söyledıler. Almanlardan siyanüre tepki • A N K A R A ( A N K A ) - Dünyada gelışmiş ülkelerde çevreye ve insan sağlığına zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklanan sıyanürlü altın arama çalışmalanna Türkıye'de birçok yerde izin venlmesıne yabancılar büyük tepki gösterdi. Orion Intercontı adlı bır Alman tunzm firması, Turizm Bakanı Şahin Ulusoy'a bir mektup göndererek para kazanmak uğruna insanlann sağlığının ve ekolojık dengenuı tehlikeye atılmaması gerektığıni belırtti. Kirliliği arttıran yosunlar • İSTANBUL (AA) - Çevre kirlilığine neden olduğu için çöplere atılan yosunlann gübre ve hayvan yemi olarak kullanılabıleceği bildinldı. Istanbul Büyükşehir Belediyesi Florya Sosyal Tesisler Müdürü Zıraat Mühendısı Nımet Sadıkoğlu, lstanbul'da çevre kirlıliğını olumsuz yönde etkileyen yosunlann çöpe atıldığını belırterek çöptekı yosunlann zehirli maddeler oluşturarak yeraltı sulanna kanştıgmı söyledı. Sadıkoğlu. yosunlann nemlı toprakta çürûtiildükten sonra gübre ve hayvan yemi olarak kullanılabıleceğinı söyledı. Zeytine "devlet konuması" • ANKARA(UBA)- TBMM'den geçen yeni yasayla zeytincilik alanlan "koruma" altına alındı. DYP Balıkesir Mılletvekili Melih Pabuççuoğlu tarafından hazırlanan ve Meclıs'ten çıkan yasaya göre zeytin sahalanna hayvan sokulması ve bu alanlara bır kilometre yakınlıkta ağıl yapılması yasaklandı. Yine yasaya göre devlet zeytinciliğin ıslahı, yenı alanlann tespiti, zararlılarla mücadele ile ürün elde etmekte araç ve gerecin imal ve ıthalinde gerekli kolaylıklar getirmekle yükümlü kılınıyor. 'Taciz 1 İngiltere'yi karıştırdı • LONDRA(AA)- 'Işyennde erkeğe cinsel tacız' konusunu ışleyen 'Dısclosure (Taciz)" filminın afişı. Fransa'dan sonra Ingıltere'yı de kanştırdı. tlk tepki, otomobil kurtarma şirketlerinden geldi ve karayollannda dev tablolarla sergılenen dikkat çekıci afişin. kazalara yol açabileceği öne sürüldü. Ardından, Reklam Standartlar Dairesi, afişi yasaklayıp yasaklamama konusunda toplantılar yapmaya başladı. Bahap insanı etkiliyop • İSTANBUL (ANKA)- Bahann ilk aylannın insan metabolızmasını etkilediği bildırildı. Psikolog Suna Tanaltay, bahann mevsimler içinde yüreklere coşkuyla seslenen mevsim olduğunu beürterek insanlann tüm halleriyle bahara uyum göstermeye çalıştıklanm ve kan özelliklennın değiştiğini söyledi Tanaltay. "Geçmiş baharda sıkıntılar yaşamış kisıler. yaşamın tüm güzelliklennden yararlanmak istıyorlarsa. bahann getirdiği yenilıklere uyum saglaması. bu sorunlan çözecektir" dedi. Antarktika'dan kopan buzdağı, bilim adamlarmın gözlerini bu anakaraya çevirdi Eriyen Aııtarktika korkutuyorİBRAHİM GÜNEL Antarktika anakarasının kuzeybatısındakı James Ross Adası'ndan 500 kilometreküplük bir buzul kütlesınin kopması bılım adamlannın "küresel ısınma'. 'iklim değişikliği* ve 'sera etkisi" konulanndaki bilimsel araştırmalara hız vermesıne yol açtı. Sanayıleşme, ormanlann yok edilmesi, doğada yok olmayan maddelerin kullanımı. atmosfere zarar veren ıticı gazlar ve tüm diğer ekolojik dengeyı bozacak nedenlerle dünyanın ısısının arttığına dikkat çeken bilim adamlan, "buzullar erirse ne olur" sorusuna yanıt aramaya başladılar. Antarktika anakarasından kopan toplam kaplama alanı 500 kilometreküplük bir büyüklüğe sahıp olan buzdağı, dünyadaki bilim adamlannın ilgi odağı oldu. Buzdağının kalınlığı bir haftadır sürdürdükleri izlenme çalışmalanna karşın belırlenemedi. Uzmanlar, buzdağının su altı \e su üstü yüksekliğinin 100 metre cıvannda olduğunu tahmin ediyorlar Arjantın kıyılanna ve Falkland Adalan'na doğnı hareket eden buzdağı. korkulu bekleyişlere yol açıyor. Bilim adamlan devrede • Buzul uzmanlan, dünyadaki temiz su kaynaklannın beşte dördünü buzul ya da yan donmuş biçimde banndıran Antarktika anakarasının, tümden eriyerek suya dönüşmesi durumunda, tüm dünyayı etkileyecek korkunç sonuçlar doğuracağını söylüyorlar. Buzdağının Antarktıka'dan kopmasıyla. dünyadaki sayılı buzul kütle araştırmalan merkezlennden birisı olarak bilınen lngiliz Antarktika Araştırmalan Merkezi (Bntish Antarctic Survey) uzmanlanndan Dr. David Peel başkanlığmdakı bir ekip, buzdağının seyrini gözlemlemek üzere geçen hafta içensınde bölgeye hareket etti. İlk kez oluyor Dr. Peel, bölgedeki mcelemeleri sırasında basına yaptığı açıklamada, bu denlı büyük buzul kütlelennin Antarktika'dan kopmasının bugüne kadar rastlanmayan türden bir olay olduğunu belirterek, "Bu son gelişme Antarktika kıtasııun bünyesindeki buzun büyük bölümünün erimeye başladığının bir göstergesidir. Bunun da dünyamran geleceği için tehlike işareti olarak saydması gerekir" dedı. Bu arada konuyla ilgili gelişmeler kapsamında, Fngiltere'nin Cambridge kentınde bulunan ve dünyadaki sayılı buzul kütle bilimleri (glasıloji) bilgi bankalanndan bıri olan WDC Center uzmanlannın ise genel müdürlen Alisa \lacqueen başkanlığında toplanarak bır ön rapor hazırlayacağı. önümüzdekı hafta basına ve kamuoyuna açıklama yapacağı öğrenildi. Buzul uzmanlan, dünyadaki temiz su kaynaklannın beşte dördünü buzul ya da yan donmuş biçimde banndıran Antarktika kıtasının. tümden eriyerek suya dönüşmesi durumunda. tüm dünyayı etkileyecek korkunç sonuçlar doğuracağını söylüyorlar. Bilimsel senaryolar Bilim adamlan Antarktika kıtasının tüm sulannın erimesi sonucunda 'Dünyayı ne gibi felaketler bekliyor' sorusuna yanıt aramaya ve senaryolar hazırlamaya başladılar Bu senaryolara göre dünyamızı şu tehlikeler bekliyor. - Dünyadaki bir çok kıyı kenti sular altında kalacak. Çok sayıda ülkenin başkentlerini ya da önemli ticaret merkezlerini deniz kıvılarındaki kentlerden seçtiği düşünülürse, bir çok başkent sular altında kalacak. Örneğin, İngiltere'nin başkenti Londra, deniz kiyısında ohnamasma karşın Thames Nehri'ne denizden ulaşan sular ile tümü> le sular altında kalacak. Avrupanın denize neredeyse sıflr düzeydeki rakımlı ülkesi olan Hollanda'nın hemen tümüne yakın bölümü "Kayıp Kıta Atlantis' örneğine benzer bir biçimde sular altında kalacak. - 1 milyan aşan sayıda insan evsiz kalarak iç kesımlere göç etmek zorunda kalacak. Yeni göç dalgalanyla birlıkte hesaplanması olanaksız ekonomi, konut, tesıs ve yatınm kaybı oluşacak. - Gerek taşınması uzun süre gerektiren tesisler. gerekse doğal kay naklar >e tarun ararilerinin elden gitmesi sonucu, üretim biçimlerinde ve dünya ticaret dengelerinde bozulmalar gözlenecek. - Tarihsel ve kültürel anıt, yapı ve tesisler de sular altında kalacağı için. 'turistik kıyı kentleri kavranu', yalnızca filmlerde ve kartpostallarda kalan bir anı durumuna dönüşecek. - Antarktika"da yaşayan ve birçoguna dünyanın diğer bölgelerinde rastlanmayan canlı türleri \ok olacak. Örneğin. penguenler ve be>az kutup a>ılannın sayılan giderek azalarak risk altına gjrecek. - Üç büyük okyanusun tümünde ise su seviyesi yüksekliğinde. ortalama 30 metreye varan bir artış olacak. Yıllardır Istanbul halkını taşıyan tarihsel arabalann yerini 'kanncayiyenler' alıyor Veda sırası dolmuşlara geldi• Tamı tamına 7 cumhurbaşkanı, 33 hükümet eskiten, tek parti iktidannın son yıllarım, çok partili rejimin kuruluşunu gören, 1960'ta, 1971'de ve 1980'de tanklarla birlikte sokaklan arşınlayan ve İstanburun bırparçası haline gelen doımuşlar, yerini minibüs ufaklanna bırakıyor. AHMET ŞIK ~ Bır tükenişi yaşıyor Istanbul Teker teker aramızdan aynlıyor bu kentın sımgeleri. Bir zaman- lar deniz vardı lstanbul'da Ha- ni şu. Halıç'inde sandal sefalan yapılan deniz Önce obıtti. Son- ra Boğaz yok edildi el birliğiy- le. Villa inşaatlariyla başlayan talan önce gecekondularla, der- ken apartkondularla sürdü gitti. Kahveler vardı. Onlann da yeri- ni cafeler aldı en Amenkanvari- sinden. Ve lstanbul'dan geriye kalan son anı dolmuşlar. Onlar da teknolojik kannca\i>"en'lerin kurbanı oldu. Emektar Istanbullu dolmuş- lar da sessiz sedasız terk ediyor artık bu kenti. Suyun akışına karşı dunnak ıstediler güçleri yettiğince. Ama olmadı. Ha- liç'in iki yakasını birleştirirler- di. ama hani neredeyse Halıç kalmadı. Onlar mı kalacak? Umutsuzluk kaplamış yaşlı be- denler. çukur ve çamurun izin verdiği kadanyla gidip gelmeye çalışıyorlar iki yaka arasında. Bir gün yolda batıp kalırlar mı? Olsun varsın. Küçüktü, sıkış tıkıştı. Biraz da bakımsızdı. Ama onca ılerlemiş yaşlanna karşın iş görüyorlardı halen. Zor dönemleri olmadı de- ğil. Varsın olsundu.. oldu. Ama yine de yenne getırdıler kendi- lennden istenileni. Bir kıtadan aldıklan yolcula- nnı, incı bır gerdanlığı aşıp bir diğer kıtaya taşıdılar. Çocukluk- lanmızdan" alıp kimilerimızi, hoş gençlik yıllanmıza bıraktı- Topu topu 600 tane kaldı bu yaşı geçkin dostlardan. Bazen öksürdü, bazen de aksırdılar, ama tstanbuOuvıı terk etmedfler. lar Hepimizin mutlu cefasıydı onlar. Yüzlerceydiler lstanbul'da, şimdı onlarla ifade ediliyorlar. Karşı koyamadılar yükselen ça- ğa. gelışen teknolojiye. Hayıf- lanıyorlar şımdi.. sanki, "beni artıkzor buhırsunuz* dercesine. Bulmak isteyen var mı? O da meçhul. Neler görmediler ki, büyük bir şatafat ve çalımla geldikleri yıllardan bugüne. Tamı tamına 7 cumhurbaşkanı, 33 de hükümet eskittıler. Tek partı ıktidannın son yıllannı, çok partili rejimin kuruluşunu gördüler. 1960"ta. 1971'de ve 1980'de tanklarla birlıkte arşınladılar sokaklan. Nıce devlet adamını taşırken, al- kışlardanpaylannı düşeni kabul ettıler alçakgönüllülükle. Ama en çok sıradan insanı, halkı ta- şımaktan keyıf aldılar hem de milyonlarcasını 30 küsur yıldır. Yoruldular. yıprandılar. hasta- landılar zaman zaman. Ama hiç durmadılar kannca misali. Ve şimdi kanncayiyenlerin kurbanı oldular. Ve bir gün şöyle dediler onlara: "Bugüne kadarki hiz- metlerinizden ötürü teşekkürler arkadaşlar. Sizleri artık huzu- revierine beklivonız". Mezarhk diyeceklerdi de dılleri mı sürç- müştü? Yoksa mezarhk deme- nin kibarcası mıydı bu? 600 tane kaldı Topu topu 600 tane kaldı bu yaşı geçkin dostlardan. Bazen öksürdü, bazen de aksırdılar, ama terk etmedıler ne sevdala- nnı ne de sevdalılannı Şimdi genç. dinamik. hırslı rakipleri var. Hanı günümüzün deyimiy- le v uppie derler ya. onun gibi ış- te. Otosan firması tarafından üretilen ve kanncayiyen denilen bu yuppieler, vergileriyle 1 mıl- yar neredeyse. Cadde ve sokak- larda cirit atmaya başlayan bu minibüs ufaklannın sayısı şim- dilık 100 civannda. Ama arta- caklar gün geçtikçe. Gıcır gıcır halleri, tertemız döşemelenyle bu sanşın yuppıeler, ağabeyleri- ne nispet yaparcasına. hafif de dudak bükerek boy gösteriyorlar duraklarda. Ağabeylen mı. onlar da te- ker teker gidiyorlar aynlmak gü- nü gelen bu limandan. Kimbilır nasıl da ışıldamışlardı gelirler- ken. giderlerken de dayanılmı- yor unutulmazlıklan. Artık dö- nülmez aynlığın ufkundayız dolmuşlarla. vakit çok geç. Nü ressamına, jartiyerli koruma •"Sakh Dünyalar" resim sergisinin açılışı için Istanbul'a gelen ve kadınlann göeüs ve dizüstü kısımîannın resmini yapmakla ünlü ABD'lı Ressam John Kacere'yi jartiyerli mankenler korudu. Istanbul Haber Servisi- Kadınlann göğüs ve dizüstü kısımîannın resimlerini yapmakla ünlenen Lübnan asıllı Amerikalı ressam John Kacere, Istanbul'a geldi. Gabriel Veneto içgiyim firmasının daveti üzerine "Saklı Dünjr alar" resim sergisinin açılışı nedeniyle Istanbul'a gelen Kacere, dün Istanbul Hilton Parksa Otelı'nde bir basın toplantısı yaptı. lstanbul'da kendısinı jartiyerli kadınlann koruması karşı sında çok heyecanlandığmı söyleyen John Kacere'nin "Sakh Dünyalar" yağlıboya sergisi, 12 marta kadar Istanbul Galeri Baraz'da devam edecek. Kadınlann dizüstü ve göğüs bölgesi arasındaki yerlenn resmini yapmasını daha çok tercıh ettiğını belirten Kacere, lstanbul'da kendisini jartiyerli kadınlann koruması karşısında çok heyecanlandığını söyleyen John Kacere'nin yağlıboya sergisi. 12 marta kadar Istanbul Galeri Bara/dade>am edecek. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) sergınm açılışına eşi, oğlu ve galericisi ile birlıkte geldi. Gabriel Veneto markasının artık "kültürel ve sosyal" hareketlerde de anılmaya. başlandığını ifade eden ve sergiyi Istanbul'a getiren Cüneyt A\Tal ise kendi alanında ılklen yaratan firmanın u iç gjyim bir kültür meselesidir" anlayışını yaygınlaştırmak için de çabalannın süreceğıni söyledı. Kacere'nin de her ünlü kışi gibi korunması gerektiğini açıklayan Ayral. **O halde onu şanına görekoruyalun ve Gabriel Veneto giyinmiş kızlarla çevreleyeİim dedik" diye konuştu. Bu yıl Avrupa'da doğa korunacak • Avrupa Konseyi, 1995 yılmı, 'Avrupa Doğa Koruma Yılf olarak benimsedi. Bu çerçevede Avrupa'nm çeşitli ülkelerinde yıl boyunca, doğayı korumayı amaçlayan etkinlikler düzenlenecek. tstanbul Haber Servisi- Is- tanbul "da ölümlere kadar vardı- ğı öne sürülen hava kirlıği ile tüm Türkiye'de kendisini hıs- settiren çevre kirliliği, sadece ülkemizın sorunu değil. Doğa, 1995 yılında Avnıpa'nın da gündeminde. Avrupa Konseyi, "Avrupa Doğa Koruma Yılı l 95" (AECN) çerçevesınde ulu- sal girişimlerini sıklaştınyor. Ulusal kurullar ve hükümet- ler dışı örgütler. kampanyayı özverili bır çahşmayla hazırlar- ken ortaya çıkan bazı sonuçlar da umut venci. Işte, doğayı kay- betmemek için Avrupa ülkele- rinde yapılan çalışmalardan ba- zı örnekler: Romanya, kampanyaya iliş- kin haberlenn bulunduğu, doğa üzerine bir gazeteyı düzenli olarak yayımlarken Avusturya ve lngiltere. AECN için özel bröşürler yayımlıyor. Belçıka. Bey az Rusya, Hollanda ve ltal- ya, 1995 için aynntılı bir prog- ramı AECN'ye şimdiden sundu bıle. Malta ise okullarda eylem programlannı uygulamaya so- karken Amis De La Terre Der- neği de 100.000 ağaç dikme kampanyası başlattı. Aynı der- nek. *• 1995 yıhnın manzarasTnı ise "Alpter" olarak ilan etti. tlk konferans 20 martta Naturopa-Olaylar ve Geliş- meler dergisi, 76. sayısını AECN "95'e ayınrken dergiyi tngilizce. Fransızca. Almanca. ltalyanca, tspanyolca ve Porte- kizce olmak üzere altı dilde ya- yımladı. Bu arada. "95 yılı içe- risinde çeşitli ülkelerde düzen- lenecek toplantılar ve etkinlik- ler. AECN '95, ulusal kurullar ve örgütler için ise bir fırsat nı- teliğinde. İlk konferans. 20-25 mart tarihleri arasında, "Bijıos- fer koruma alanlanna ilişkin" konu başlığı altında tspan- ya'nm Sevilla kentinde yapıla- cak. Düzenlenecek diğer dört toplantının tarihlen ile toplan- tılann yapılacağı ülke ve şehır- ler ise kısaca şöyle: "Tunus-Hammamet, 11-16 Nisan '95 (Akdeniz'de deniz kuşlaruıın ekolojisi ve entegre kıyı yönetimi), Lanzarote-Is- pânyâ, 24-29 Nisan '95 (Sürek- 11 turizm üzerine dünya konfe- ransı). Tampere-Finlandiya, 6- 12 Ağustos '95 (Uluşlararası Orman Araştırma Örgütleri Birliği'nin XX. Dünya Konfe- ransı), Malakka-.Malezya, 8-14 Ekim '95 (Sulak alanlar ve ge- lişme üzerine uluşlararası kon- fe re Bakanlığı. uzun vadeli ekolo- jik ulusal bir siyasetin \e doğal koruma alanlarınm gelişmesi üzerine özel bir programın ive- di olarak hazırlanması gerekti- ğini de belirtti. Bu arada, çalış- maların çoğu, devlet \e yerel topluluklar tarafından fmanse edilmekte." Ukrayna^ya uyan Naturopa dergısınde, "Uk- rayna"daki çevre kirhliğini an- latmak için "Sanayi ve tanmın gelişmesi, önemli kirlilik ve yflk- sek nüfus >oğunluğu. insanoğ- lunun bıraktığı izlerin etkenlerl ÇevTe öylesine bozulmuş ki eko- lojik bir felaketin eşiğmde" di- yor. Durumun Ukrayna Parla- mentosu'nca da bilindiğı belir- tilırken Ukrayna'da çevre kirli- liğinin "ÇernobD" kazası nede- niyle daha da cıddileştiğine dik- kat çekıliyor. Avrupa Doğa Ko- ruma Yılı '95'te, Ukrayna'nın doğayı koruma konusunda pro- jelen ve hedefleri şöyle: "Eylemlerinin en büyük dog- rultusu mevzuatlan güncelleş- tirmek. Su yasasL, maden zen- ginlikleri yasası ve ekolojik yet- kiler yasası çalışmalannuı ya- kında biteceği açıklanırken atık- lar, eglence parklan \ b. yeni va- salar ise hazırlanmaya çalışılı- yor. Hükümet ve özellikle Çev- Çevre için bir kitap, bir sözlük İstanbul Haber Servisi - Katı Atık Türk Milli Komi- tesı, 1994 yılı sonlannda ÇevTC Mühendisliği bilımi alanında iki önemli kitap yayımladı. Boğaziçı Üni- versitesi (BÜ) Çevre Bilim- leri Enstıtüsü öğretım üye- lennden Doç Dr Günay Kocasoy'un yazdığı. "Çe\- resel Etİd Değcrlendirmesi" ve "Katı Atık Terimleri Açddamah Sözlüğü" adlı ıkı kitap, çevre bilımi üzenne çalışan bilim adamlan için, yardımcı bır kaynak nıtelı- ği taşıyor. •'Çevresel Etki Değerlen- dirmesı" kitabında. çevre \e ekosistem açısından kir- leticı özellık taşıyan tekno- lojik yatınmlar öncesi ha- zırlanması gereken ÇED ra- porlannın, 1960'lıyıllannın başında Batılı ülkelerde na- sıl yapıldığı ve 1993 yılın- da Türkiye'de yayımlanan ÇED Yönetmeliği'nin nasıl uygulandığı karşılaştınlma- lı olarak irdelenmiş. Kitap- ta, ekosistem açısından teh- likeli durumlar yaratan, bu- gün ne pahasına olursa ol- sun sanayıleşme uğruna ve 'ek yatınm maliyeti getirir' düşüncesıyle, polıtikacılar tarafından ÇED raporlan hazırlatılmadan yapılan ül- kemizdekı yatınmlann, do- ğaya ve çevreye ne tür za- rarlar verdiği de örneklerle anlatılıyor. "Katı Atık Terimleri Söz- lüğü"nde ise ülkemızde çevre alanında çalışan ve yabancı yayın takip etmek isteyen bilim adamlanna, Türkçe açıklamalı lngilizce kelımeler ve terimler yer alıyor. "Sorun kfireseDeşti' Konuyla ilgili görüşlen- ne başvurduğumuz Katı Atık Türk Mılli Komitesi Başkanı ve Boğazıçı Ünı- versitesi Çevre Bilimlen Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kriton Curi, yayımlanan her iki kitabm da bu konu- da çalışmalar yürüten bilim adamlan ve çevre mühen- dislerine yardımcı olmada büyük kolaylıklar sağlaya- cağını belirterek, şunlan söyledi: "Çevre sorunu artık kü- reselleşti. tlk kitap, ülkemiz- de yasalardan doğan olum- suzluklar nedeniyle, çeşitli şekilierde uygulanan ÇED raporlannın, nasıl bir yön- temle yapılması gerektiğini anlatıyor. İkinci kitap ise, dünyada gelişcn çe\rc tek- nolojik'rini takipetmek iste- yen çe\re mühendisleri ve bilim adamlanna, yardımcı olmak amacıvla hazırlan-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle