Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MART 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bir bayram da
böyle geçti...İstanbul Haber Servisi - Ne enflasyon, ne
geçim derdi, ne okul sorunu. ne de işe geç kalma
stresi... Bayramlar eski güzelliklerini ve
fblklorik özelliklerini yitirse de bu bayram
istanbul sokaklan doldu taştı.
Her bayram klasikleşen 'İstanbul boşakh'
şekJindeki haber başJıklan bu kez atılamadı.
Çünkü, özellikle düşük gelir seviyesinde ve kent
nüfiısunun büyük kesimini oluşturanlar bayram
süresince havanın da güzelliğinden yararlanarak
kentin mesire yerleri ile meydanlanna akın
ettiler. Gün ıçinde evden işe koşturmacadan
gezmeye zaman bulamayan istanbuJlularotobüs,
ve tramvayiann ücretsiz oimasının da katkısıyla
çoluk çocuk bol bol gezme imkânı buldular.
Kadıköy. Taksim, Eminönü, Bakırköy
meydanlan seyyar satıcılarla
dolarken köfte-ekmek ve balık-ekmek satıcılan.
çevrenin köfte ve balık kokusuyla kaplanmasına
neden oldular. Ortaköy, Ataköy, Saraybumu,
Salacak ve tüm diger sahilleri de amatör
balıkçılar doldurdu. Adalar da her zaman olduğu
gibi Istanbullulann gözde mesire yerleri
arasında olduğunu bir kez daha kanıtladı.
(Fotoğraflar: HATİCE TUNCER/
KAANSAĞANAK)
Uzmanfak eğitiminde suiistimaLANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türki cumhuriyetlennde eğitim gör-
düklerini öne süren bazı doktorlann,
Türkiye'de hastanelere yatay geçiş yap-
tıklan bildirildi. Türk Tabipler Birli-
ği'nce (TTB) yapılan bir incelemede,
Türki cumhuriyetlerinde eğitim gör-
düklerini savunan 37 kişiden I3'ünün,
bu ülkelere hiç giriş çıkış yaprnadıkla-
n saptandı.
Konuyla ilgili hazırlanan raporda, ya-
tay geçişleri önleyen tüzük hazırlıklan-
nın başlamasından önce yaklaşık 450
hekimin belgelerini tamamlayarak Sağ-
lık Bakanlığı'na başvurdugu ve bu kı-
şilerin büyük bölümünün çeşitli hasta-
nelere yatay geçiş yaptığı bildirildi. Ra-
porda, pratisyen hekimlerin TUS'a gi-
rerek eğitim görme hakkı elde etmele-
rine karşm. yurtdışında eğitim gören
doktorlann 'hileli yollaıia' sınava gir-
meden Türkiye'deki hastanelere geçiş
yapmalannın, suiistimale yol açtığına
dikkat çekildi.
Raporda, bu durumun ileride büyük
sorunlar yaratacağı. özellikle Azerbay-
caa. Rusya. Kazakıstan, Özbekistan ve
Gürcistan'da ihtisasa başlayıp yatay ge-
çiş yapanlann büyük bölümünün bu öl-
kelere hiç giriş çıkış yapmadığı belirti-
lerekşöyledendi:
"Dünyamn hiçbir ülkesinde böyle bir
uygulama mümkün değiidir. Sağlık Ba-
kânlığu gözlemci bir heyet göndererek
bu ülkelerde inceieraelerde bulunmah.
Yapılan ineelemelerde bu hastanelerin
niteliklerinin ve eğitim kadrolarının ye-
tersiz olduğu belirlenmiştir ve en büyük
sakınca da bu ülkekrde hiç eğitim gör-
meden, ülkeye gjtmeden (hikii yoldan)
eğitim gördüğüne dair belge alan dok-
torlann durumudur. Bir bölüm doktor,
zor koşullarda tıpta uzmanlık sınavına
girip uemanlık eğitimi hakkı kazanma-
ya çalışırken bir grup doktor, hiç eğitim
görmeden bu hakkı alabilmektedir. Bu
da çok büy ük haksızlıktır. Aynca, eğitim
gormeyen bu kişilerin hastaya hizmet
verdiği düşünülürse, bunun çok büyük
bir tehlike olduğu gerçektirf
Zam alamayan öğretim
üyelerinden tepkı:
Çifler, geçim
derdini
bilmiyor
• Öğretim Üyeleri Derneği Genel
Başkanı Alpaslan Işıklı, 'bilimsel emeğe
saygısızlık yapıldığını" bildirdi. ÖÜD
Genel Sekreteri Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu
da "Başbakan bizi de kendisi gibi saruyor.
Geçim derdi nedir bilmiyor' dedi.
EMtVE KAPLAN
ANKARA - Hükümetın, Yetkı Yasası çerçevesin-
de memurlarile memuremeklilerine 15 nisandan iti-
baren uygulayacağını açıkladığı ek maaş zammının
kapsamı dışında bırakılan öğretim üyeleri, Başbakan
Tansu Çiller'ı 'öğretim elemanlan \e üniversitelerin
dunımunugörmezüktengelmek'le suçladılar. Öğre-
tim Cveleri Derneğı (ÖÜD)Genel Başkanı Prof. Dr.
Alpasİan Işıklı, 'Bilimsel emeğe saygısızlık yapıldığı-
nı' söyledı. ÖÜD Genel Sekreten Prof. Dr. Tahir Ha-
tipoğlu. Çiller'in üniversitede çalıştığı dönemde za-
manınıservetedinmeklegeçırdığını ılen sürerek "Bi-
zi de kendisi gibi sanıyor. Kendisi bilim adamlığmı ek.
iş olarak görûyordu. Öğretim elemanlannın hangi
koşullarda çalıştığı konusunda hiçbir bilgisi yok" de-
di.
Izmir Üniversiteleri Öğretim" Elemanlan Derne-
ği 'nin (tZÜNlDER), hükümetin karannı protesto et-
mek amacıyla başlattığı kampanya ise süriiyor.
Memur maaşlanna yapılan zamdan yararlanama-
yan emnhet güçlerinin, bir süre önce gerçekleştir-
dikleri 'tdsizeylemleri'nin ardından kararname kap-
samına alınmalanna rağmen hükümetin, öğretim ele-
manlan ile ilgili karannda bugüne kadar herhangi bir
degişjklikolmadı.
OUD Genel Başkanı Alpaslan Işıklı. öğretim üye-
lernin ek zam kapsamı dışında bırakılmasına, 'öğ-
retrm üyekrine yribaşında yapılan zamnun' gerekçe
gösterilmesinin savunulurbiryanı olmadığını vurgu-
lad. Işıklı. 20-25 yılını bilimsel çalışmalara adamış
bir profesörün gelirinin kısa bir süre önce mezun
olan öğrencisinden bile düşük olduguna dikkat çe-
ketek "Üniversrte hocalannı. bu gibi konulan günde-
m t getirmek zorunda bırakanlann sonımluluğu bü-
vöttür. Sayın Başbakan'ın kendisinin de profesör oL-
nmsma karşın durumu görememesi çok acıdır" diye
kcnuştu.
OÜD Genel Sekreteri Prof. Dr. Hatipoğlu da öğ-
retm elercanlannın ücretlerine 1994 sonunda yapı-
laı artışın çok düşük düzeyde tutulduğunu anımsa-
tank memur maaşlanna yeni yapılan zammın dışın-
Aatutulmalannın dengeyi altüst edeceğinı yurgula-
dLa Hatipoğlu. hükümetin bu tutumunun. "Özd üni-
v»csiteler kuruluyor,devlet ünh ersitderini boşrcrin "
rraaıtığıruı bir ürünü olduğunu savundu.
İ>gretirs Elemanlan Sendikası Genel Sekreteri
F*"nf. Dr. Muammer Kayahan hükümetin 'sakat bir
cftişünce* le büyük bir hata yaptığını kaydederek
"" Iğer birbütçe sıkınüsı varsa, toplumda yaşayan her
l&eime an.ni şekilde davranılır. Çalışanlan grup grup
avyrmak çsk sakuıcaiıdır" dedi.
Bütün araç sahiplerine önemle duyurulur!
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU ZORUNLU MAÜ SORUMLULUK SİGORTASI
MOTOM.U ARACIN TORO
1-ÖZELOTOMOBİUER
2- TAKSİ OTOMOBİUER
3- KAMYONETLER
4- MİNİBÛSUR
8 No 14 Klfly* kodar oturacak
y«rioiankK(14dahM)
5- İŞ MAKİNElERf
(Mut«harrtk Maklrv^^)
6- KAMYONLAR
7- OTOBÜSUR
25 Klfly* kadar oturacak
y«ri olanlar (25 dahiD
25 KişidMi fazkı oturacak
y«r1 olanlar
TROLEYBÖSLER
8- TRAMVAYIAR
9- bsan Ta|imoda Kultonılon
Römofklac
Lasflk T«k«ft*kli Trokt6ri»r
10-Moto$ikl«t1»f v«
Yük Motosiktetteıi
11 - ÖZEL AMAÇU TAŞrflAR
MADOJ
TL.
50.CX».000 -
50.000000-
50.000.000.-
50.000.000.-
50000.000.-
50 000000.-
50000000-
50.000000.-
50.000000.-
50.000.000.-
50.000.000.-
50.000.000.-
50000.000.-
TEDAVt MASRAFIARI
KİŞİBAŞINA
TL.
200000.000.-
200000000.-
200.000.000.-
200.000.000.-
200.000.000-
200.000.000-
200.000.000-
200.000.000.-
200.000.000.-
200.000.000.-
200.000.000.-
200.000.000-
200.000.000-
KAZABAŞINA
Tl
1.000.000.000.-
1500.000.000-
2.000.000.000.-
3.000.000.000-
2.000.000.000 -
3.000000.000-
3.000.000.000.-
4.000 000000.-
3.000000000.-
3.000.000000.-
2.000 000.000.-
800000.000.-
1.000.000000-
TEDAV1 GDERLERIDŞNDA DİĞER
TAZMİNAT TALEPLERİ VE ÖLÜM
KİŞİBAŞINA
TL.
200000000-
200.000 000.-
200.000.000.-
200.000.000.-
200000000.-
200.000.000.-
200.000.000-
200000.000-
200.000.000 -
200.000.000.-
16O.0fX.000.-
iM.ooo.ooa-
200.000.000.-
KA2A BAŞINA
TL
1.000000.000-
1000.000.000-
2000 000000-
3.000.000.000.-
2000000.000-
3 000.000.000 -
3 000.000.000 -
& ooo.ooo.ooo.-
3 000.000.000.-
3 000000.000.-
1600 000.000.-
640.000000.-
1.000.000.000-
FİYATLARI
TL.
2.000.000.-
5.300000.-
2.600 000.-
4.400.000.-
900.000.-
4.100.000.-
5 500000.-
18.100.000.-
I.M0.000.-
1.600.000-
300.000.-
300.000-
2.000.000.-
Traflk Sigortası'nın yeni limitleri belirlendi...
Daha yüksek,
daha kapsamh teminat için.
T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından, Trafık Kanunu gereğince,
9 Şubat 1995 tarihinden geçerli olmak üzere, Trafık (Zorunlu Mali Sorumluluk) Sigortası
teminat limitleri ve primleri yeniden saptanmıştır.
Unutmayın, aracınızın trafık sigortasını yeni teminat limitlerine yükseltmeyi ihmal etmeniz
halinde, ölüme, yaralanmaya ya da hasara neden olacak kazalarda şahsi sorumluluğunuz
artacaktır. Sigorta şirketinize hemen başvurarak, trafık sigortası poliçesi ek belgenizi ve
yeni
M
MOR - YEŞİL" renkli ta^ıt pulunuzu alın. Hem yasal bir zorunluluğu yerine getirin,
hemde traflk sigortasının yeni ve yüksek hasar ödeme nlanfl^inHprı yararlanın.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği
Kamu kuruluşu nitoliğind© bir meslek kuruluşudur.
CUMHURIYET'TEIN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Bir Hikâyemiz Var
Her şeyi bilen bu kadar çok vatandaşı varken Türki-
ye'nin niye bu hallere düştüğünü anlamak gerçekten zor.
Insanın aklına takılıyor ve "Acaba nedeni çifte standardın
geçerli yöntem sayılıp çifte kişiliğin gıttikçe yaygınlaşmak-
ta oluşu mu" diye sormaktan kendisini alamıyor.
Bayramlar, keyifli geçmesi istenilen günlerdir. Bu neden-
le bayramın hemen ertesi günü bu keyfı yakalayabilmiş
olanlann keyiflerini, 'pat' diye bozmamak için ülkenin ha-
li pür melalini yazmak yanlış olur diye düşünüp keyifli hi-
kâyeler anlatmayı yeğledim.
Ülkenin birinde her şeyi bilen ve kendi yandaşlan ile
destekçilerinin dışındakileri cahillikle suçlayıp ders verme-
yi görev sayan bir yazar varmış. Inançlan nedeniyle Dar-
win kuramına ve reenkarnasyona inanmazmış, ama ikin-
ci kişiliğini yansıtan yazılannın başlığında bir Katolik Hıris-
tiyanın suretinden okuriarına bakmayı yadırgamazmış.
Işte bu yazann gazetesinde 'Görüşler ve Düşünceler'
sayfasında 'Medya özüne Dönmeli' başlığı ile bir yazı ya-
yımlanmış. Konusu 1932 yılında Cumhuriyet'in düzenle-
diği güzelîik yanşmasında Türkiye güzeli seçilen Sayın Ke-
riman Halis'in dünya güzelîik kraliçesi seçilişi imiş. Türki-
ye güzelini dünya güzeli seçen 'jüri heyeti başkanmın ko-
nuşması çok manidarmış''. Şöyie demfşmiş:
"Bir zamanlar sokağt bile kafes arkasından seyredebi-
len Müslüman kadınlann temsilcisi Türk güzeli Keriman,
mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul ede-
ceğiz. Onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzeli varmış,
yokmuş bu önemli değil. Bu sene güzelîik kraliçesi seç-
miyoruz. Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz, Avru-
pa'nın zaferini kutluyoruz.
Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahale eden
Kanuni Suitan SüleymanVn torunu, işte mayo-sufyen ile
önümüzdedir. Kendisini bizlere beğendirmek istemekte-
dir.
Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanlann ge-
leceğinin böyle olması temennisiyle Türk güzelini, dünya
güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa 'nın za-
feri için kaldıracağız."
Sayın yazar anlaşılan gazeteciliği, 'Bardaklı Baba'nın
menakıbınıyazmak'g\b\ bir şey sanıyor. Bardaklı Baba'nın
menakıbını isteyen istediği gibi değiştirebilir. Ama gazete-
cilikte, ancak bilginin kaynağına dayanabilirsiniz. Yoksa in-
sana "Ele verir talkını, kendi yutar salkımı" örneğini gös-
teriverir.
Sayın yazar, Cumhuriyet gazetesine çamur atacak ya iş-
te böyle bir hikâye uydurmuş. Ama hem saygın bir hanı-
mefendinın kişilik haklarına kendi ideolojik çıkan için sal-
dırmış hem jüri başkanmın kişiliğinde ikinci bir Jules Ver-
ne yaratarak ilki 1935 yılında giyilmiş ve ülkemize ancak
1940'lann sonunda gelmiş olan bikini mayoyu 1932'de
keşfettirivermiş! Insan, görmediği ve bilmediği konulan
masa başında uydurabilir. Ama ciddi bir gazetenin yaza-
nna yakışan, en azından o dönemin gazeteîerini incelemek,
ansiklopedi diye bir kaynağın ve orada 'mayo' diye bir
maddenin bulunduğunu da unutmamak olmalıdır. Kendi
amaçlanna uygun bu davranış, yazıya gömülen Cumhu-
riyet gazetesinin kupüründen de anlaşılıyor. Kupürün alın-
dığı gazetenin tarihi bile gerçeğe uymuyor. Sonuçta orta-
ya "O hangi velidir ki kızını sahilde kurban etmek isterken
gökten keçi indi" sorusuna uyan bilimsel bir yazı çıkmış.
Aslı astan olmayan şeylerle insanlan yermenin şeriatça-
sının 'gıybet' olduğunu ve sonuçlanna (ukubat) öbür dün-
yada katlanmaları gerektiğini bilmiyor olamazlar. Olsa ol-
sa şeriatçılığı savunmanın, kendilerini bazı dinsel kural ve
yükümlülüklerden bağışık tuttuğuna inanıyor olmalılar. Eh
bu da çifte standardın ve çifte kişiliğin normal sonucu ol-
malı.
İkinci hikâyemiz yüzyılımıza yeni ayak basan bir bebek-
le ilgili. Gazete gülücük ve agucuklan yaparak doğan ve
18 ay anne sütü ile beslenmesi gereken bebek, daha attı
günlükken gizlice dile gelip "Ben dergiyim" deyivermiş
Sarışın 'babysitter'ınöe bir sevinç, bir sevinç. Hemen ağ-
zına kaşıkla mama vermeye başlayıvermiş...
Şimdilik bu kadar. Arada anlatan olmazsa bu keyifli hi-
kâyeyi de haftaya sürdürürüz.
•
Kimi çevre ve kişilerin Cumhuriyet'i düşman bellemele-
rinin nedeni, hem kendi bağımsızlığını ve yayın ilkelerini
hem de laik Türkiye Cumhuriyeti'ni ödün vermeden koru-
mayı sürdürmesinden kaynaklanıyor.
Bu'gerçeğin, artık mahkeme kararlanna da yansıdığını
görüyoruz. Orneğin İBDA-C'nin görüş ve düşüncelerine
yer verildiği gerekçesiyle İstanbul DGM'de yargılanan im-
tiyaz sahibimiz Berin Nadi ile yazıişleri müdürlerimizden
ibrahim Yıldız'la ilgili esas hakkındaki mütalaa ve karar
bunun örneklerinden biri. DGM Savcısı, beraat kararı ve-
rilmesini isterken şöylediyor: "Cumhuriyet gazetesinin ya-
yın politikası izlendiğinde şeriata karşı olduğu, laikliği sa-
vunduğu Atatürk ilke ve inkılaplannı savunduğu görül-
mektedir."
Aynı değerlendirme, Fethullah Gülen ile Aysal Aytaç
tarafından Izmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Berin
Nadi, Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya hakkında açı-
lan tazminat davasının ret karannda da görülüyor: "Habe-
rin yayımlandığı Cumhuriyet gazetesinin, uzun yıllardan
beri anayasanın başlangıç kısmında belirtilen ve anaya-
sanın birparçası olan Atatürk milliyetçiliği, inkılap ve ilke-
leri doğrultusunda yayın yaptığı ve bu konuda yayımlan-
mış haberlere öncelik verdiği bilinmektedir. Yine aynı ga-
zetenin, kutsal dın duygulannın devlet yönetiminde geçer-
li olduğu, din duygulannın politik maksatlaria siyasi ve
şahsi nüfuz elde etmek için kullanıldığı durumlarda, buşe-
kildeki yayın ve haberlere şiddetle karşı çıktığı bilinmek-
tedir. "
Cumhuriyet'in bu tutumunun ömekleri, geçen hafta da
yaşandı. DGM savcılannın şeriatçılardan tedirgin olduğu
haberini arkadaşımız Evin Göktaş, Suudi Arabistan'dan
gelen ithal şeriatçıların Ümraniye Hayrettin Camii'ndeki
propaganda konuşmalannı arkadaşımız Aykırt Küçükka-
ya kamuoyuna aktardılar. Ankara'daki Atatürkçü Düşün-
ce Derneği'ne yapılan bombalı İBDA-C saldınsını da tep-
kileri ile izleyip birinci sayfadan kamuoyuna aktaran tek ga-
zete yine Cumhuriyet oldu. Hilafetin kaldmhşının yıldönü-
münde öğretim üyelerinin ve aydınlann görüşlerini de ar-
kadaşımız Yasemin Koyutürk yansıttı.
•
Civan-Edes skandalı soruşturması kapsamında günde-
me gelen Özal ailesinin malvarlığıyla ilgili kuşkuların ger-
çekleşmekte olduguna ilişkin belge ve bilgiler de haberle-
rimiz arasındaydı. Arkadaşlanmız Ayse Yıldınm, Zafer
Aknar ve Metin Dalman, yeni bilgileri ve servet beyanla-
rındaki çelişkileri, kamuoyuna aktardılar.
Arkadaşımız Halil Nebiler de Özal ailesinin telefon tra-
fiğine ilişkin belgeleri ortaya koydu. Zeynep Özal'ın Öz a-
ilesinin korumasında olduğu haberini ilk yazan gazeteci de
Nebiler'di.
•
Üniversite kampuslanna yöneltilen palalı-sopalı saldın-
lann yarattığı tedirginlik, geçen hafta da sürdü. Arkadaş-
lanmız Figen Atalay, Ahmet Şık ve Yahya Koçoğlu, ül-
kücü saldınlann perde arkasını haberieştirdiler.
•
Dördüncü sayfamızdaki yazarlanmızın arasma Ataol
Behramoğlu da katıldı. Yazılannı 'Cumartesi Yazılan' baş-
lığı altında yayımlamaya başladığımız şair-yazar Beh-
ramoğlu, röportajlan ile de katkıda bulunacak.
•
önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta
geçirmeniz dileği ve saygılanmızla.