28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MART1995 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Akaderhik özgürlük PlDf. Dr. ŞAKİRE PÖĞÜN£#? Ün Tıp Fak Öğr Üyesı A kademık ozgürluğün gundemde olduğu şu gunlerde, genellıjde or- nek almaya çalıştığı- mız daha gelışmış ul- kelerdekı meslektaşla- nmızın bu konudakı çaba ve göruslen- nı sızlerle paylaşmak ve kendı koşulla- nmıza taşımak ıstıyorum Merkezı Ka- nada'da olan \e benım de u>esı bulun- dugum bır dernek \ar "Akademik Öz- güriükveBUimDerneğr(l) Demeğın Başkanı Toronto Ünıversıtesı Psıkolo- jı Departmanı'nda oğretım uyesj olan Prof John J. Fured>. Prof Furedy bı- lımsel deıgılerde yüzlerce yayını ve kı- taplan olan, çalışma alanı olan deney- sel psıkolojıde uluslararası bır otonte sayılan, bılımsel toplantılarda ozellıkle eleştırel bakış açılanyla olaylara yak- laşması ıle tanınan saygın bır bılım ada- mı Ancak sosyal konulara da çok du- yarlı, akademık özgurluğun vazgeçıle- mezlığıne gonulden ınanmış Prof Fu- redy'nın bılımsel kışılığını vurgula- maİcta bır amacım var Bılımsel amaç- lı dernekJerde ya da öğretım uyelennın çeşıtlı konularda orgutlenmelenne yö- nelık kuruluşlarda yonetsel gorev alan bılım adamlannm bılımsel yetkınlıkle- n ve saygınlıklan, temsıl ettıklen gru- ba da yansıyor "Akademik Özgürlük ve Bilim Der- neğTnın amaçlan ıkı ana başlık altın- da ozetlenmektedır 1) Eğıtım, araştırma ve bılımde oz- gurlüğun kurulması 2) Unıversıte oğretım uyelennın ışe alınma ve yükseltılmelennde tam yet- kınlık (mukemmelıyet) standartlannın korunması (2) Bu kapsamda, hıçbır şekılde ünıver- sıte ıçınde derslerde konuşma ozgurlü- ğünün engellenemeyeceğı savunul- maktadır Bazı konular bazı ogrencı ya da gruplara ters ya da rahatsız edıcı gel- se bıle oğretım uyesı, ders ıçınde gerek- fı gördüğü goruşlen açık oîarak belırt- mekte ozgür davranmalıdır Soz konu- su gorüşler, dersın ıçenğı ıle uyumlu olmalıdır ve bu ozgurlük suıısrımal edı- lemez Ogrencı de oğretım uyesının go- rüşlennı kabul edıp etmemekte serbest- tır ve öğrencının değerlendınlmesı ya da notu, hıçbır şekılde gorüşlennın oğ- retım üyesı ıle çehşmesınden etkılen- memelıdır Derslerde bazı kaynaklann ve kıtap- lann kullanılması yasakJanamaz Dın gruplannın baskısı ıle, orneğın, gene- tık çalışmalar engellenemez Femınıst gruplann baskılan ıle, orneğın, bır hu- kuk dersınde venlecek "ırza tecavüz" orneklen sınırlandınlamaz Zencılerya da Yahudıler rahatsız olabılırler dıye bazı toplumsal ya da tanhsel ornekle- nn venlmesı yasaklanamaz Derslenn ıçenğını, genel programla çelışmemek koşulu ıle sadece o dersın sorumlu oğ- retım üyesı tayın edebılır kı. bu oğretım uyesının bılımsel yetkınlığı zaten ka- bul edılmış olmalıdır (2) Son gunlerde Kanadalı bır profeso- run, derslennde femınıst gruplan rahat- sız eden bır konuşma yaptığı ıhbar edıl- mış ve rektorlük de onlem olarak bu profesorun derslenne devam etmesıne, ancak derslenn monıtonze edılmesıne karar vermıştır Profesorun benzer bır konuşmasının gerçekleştığı tespıt edı- lırse. görevıne son venlecektır SAFS ve başka oğretım uyesı orgütlen bu uy- gulamaya şıddetle karşı çıkmış, hatta SAFS'ın Başkanı olan John J Furedy, rektore yazdığı bır mektupta durumu Nazı Almanyası'ndakı olara'konsant- rasyon kamplanna benzetme yaparak eleştırmıştır Toplama (konsantrasyon) kamplannda gaz finnlan olmaması, du- rumu kabul edılebılır hale getırebılır mı9 Bu tepkıler karşısında rektorlük, demokratık bır ulkede v e özgür bır aka- demık ortamda olması gerektığı gıbı davranmış ve monıtonze etme uygula- masından vazgeçme karan almıştır Yı- ne goruyoruz kı akademık ozgurlük, hangı koşullar altında olursa olsun mut- laka sağlanması gereken bır koşuldur Akademık ozgurlüklenn gundemde olduğu şu gunlerde fıkır suçlan nedenı ıle tutuklu oğretım uyelennın bulunma- sı, acıklı \e utanç vencı bır durumdur "Godot" gıbı beklenen "demokrasipa- keti"nın duşünce ozgurluğune ılışkın bolumlen umanz yukanda sozü edı- len olum toplama kamplan benzetme- sını çağnştırmasın Çelışkılı gıbı gorunse de Kuzey Amenka'da son yıllarda "politik dü- rüstiük" adı altında bazı baskı grupla- n, yukanda kısaca orneklemeye çalış- tığımız konularda, derslenn ıçenğıne kanşmaya ve akademık ozgurluğu sı- nırlamayaçalışmaktadırlar(4) Benzer şekılde, yıne bazı baskı gruplannın et- kısıyle bazı ünıversıtelere kadınlar ve zencıler ıçın oğretım uyesı ve ogrencı duzeyınde "kota"lar getınlmektedır Bu kotalar nedenı ıle akademık ortam- da tek knter olması gereken bılımsel yetkınlık gozardı edılmektedır Bu du- rum, gerek unıversıtenın ışleyışı açısın- dan sakıncalı olmakta gerekse soz ko- nusu gruplara mensup yetkın kışılenn saygınlığma gölge duşurmektedır (2) Olması gereken, soz konusu gruplann bılınçlendınlmesı, motıve edılmesı ve sadece fırsat eşıtlığının temınıdır Eğer bu gruplann âleyhıne ışletılen bırıstıh- dam polıtıkası varsa, bununla mucade- Ie edılmelıdır, "kota"lar çözum değıl- dır^bılımsel saygınlığı zedelemektedır Ozgurlukler, zaman ıçınde tedncen sınırlandınhrsa, duruma alışma tehlı- kesı vardır Bu tehlıke yıne derneğın bultenınde hukuk fakultesı uçuncu sı- nıfındakı bır ogrencı tarafından şoyle vurgulanmaktadır "Bilim adamlanba- zı ruhaf dene> ler \apıvorlar. Orneğin, eğer bir kurbağa kaynavan su\a atıür- sa, hissettiği acı nedenrvle derhal zıpla- yarak kendini kurtanr. Ovsa kurbağa oda sıcakhğmda bir suva koyulur ve su- yun sıcaklığı vavaş vavaş yukseltilerek kaynama noktasına getırilirse, kurbaga hiç hareket etmeden kaynayarak olur. İnsanlar da buna benzer davranmakta- dırlar. Örnek olarak vergileri aialım: Bugün vergüerin yıizde 40 oranında yükseltikiiği açıklamrsa toplumdan bü- yük bir tepki gelecektir; oysa şu anda ol- duğu gibi vergıler 10 yiİ içinde tedricen a>ıu oranda yuksettilirse, hiç kımseden tepki gelmez." Ogrencı, yazısına ozgur- lüklenn sınırlanmasına da benzer yanır- lar alındığını vurgulayarak devam et- mekte ve duyarsızlaştıncı polıtıkalann tehlıkelennıtartışmaktadır(3) Maale- sef gunumuzde yaşanan durum da bu- dur Kışıler "daha dnemli" ışlen olduğu ıçın ozgurluklennın kısıtlanmasına kar- şı koymayı başkalanna bırakmakta sa- dece kurbağa gıbı olağanustu bır knz durumunda tepki vermektedırler Ka> - nayıp olmemek ıçın durumu vaktınde değerlendınp karşı koymak, duyarsız- laşmarriak yaşamsal bır zonınluluktur Kendımızı bılınçlı ve "uyanık" tutmak zorundayız Yuksekogrenımın ana fikırlen 24 yuzyıl oncekı bır ornekte bulunabılır Sokrat "gençliği a>artüğı" gerekçesı ıle olume mahkûm edılır, ancak Atınalı de- mokratlar ınfazı onlemek ıstemektedır- ler Sokrat, suçuhafıfletıcı hıçbır uzlaş- maya yanaşmadığı gıbı, bırtek ıstek be- lırtmektedır o da devletm kendısını oğ- retısıne devam etmesı ıçın yaşam boyu desteklemesıdır (Bu belkı de tanhtekı ılk kadrolu profesorluk ısteğıdır') Bu durumda ınfaz kaçınılmaz görünmek- tedır kı, pek de onemlı gorulmeyen bır suç ıçın 70 yaşında ve ıyı bır askeriık geçmışı olan (MÖ 5 yy'da Spartasa- vaşlan) bır vatandaşın oldurülmesı söz konusudur Atınalılar mahcup durum- dadırlar ve en azmdan çok hafîf koru- ma şartlan yaratarak Sokrat'ın kaçma- sına zemın hazırlarlar Ancak Sokrat, kaçmay ı secmez ve son saatlennı en bu- yuk tutkusu olan tartışma ıle geçırmek ıster Tartışma konusu, ruhun olumsüzlu- ğü olacaktır -bu konu genelde ılgı uyan- dırmış olmasının yanı sıra, Sokrat ıçın güncel bır onem de arzetmek olan bır konudur- Sokrat tartışmada olumlu gorüşu savunmayı seçer, hayranlann- dan ve en fazla değer verdığı oğrencı- lennden olan Simmias ve Cebes ıse ko- nuyu olumsuz açıdan tartışırlar Boyle bır donemde bu tur bır tartışmaya gır- mek. belkı de buyuk bır nezaketsızlık ya da patavatsızlık olarak algılanabılır, ancak Sımmıas ve Cebes, Sokrat'ın muntlen değıl, entelektuel öğrencılen- dır Tartışmanın amacı ulaşılacak ku- ramsal sonuç değıl konuyu çelışen fı- kirlerle ırdelemektır Çok sevdıklen, saydıklan ve ve kısa bır süre sonra öle- cek olan kışı açısından vanlacak sonuç ne kadar rahatsızlık vencı olursa olsun tartışma surer Bu 11 saatte bıle Sok- rat'ın yoldaşlan -onun muntlen değıl, ogrencılen olduklan ıçın- Sokrat'ın ru- hun olumsüz olduğuna ılışkın goruşle- nnı eleştırel bır bakış açısıyla tartışır- lar Ozellıkle lısans eğıtımı sırasında, fı- zık veya kımy a gıbı yoğun bır bılgı ak- tanmının zorunlu olduğu bılım alanla- nnda belkı eğıtımın yansıtıcı ve yoru- ma açık olmak yenne enformasyonal olması zorunluluğu vardır Öğrencının tartışmaya hazır hale gelebılmesı ıçın onemlı bır bılgı bınkımıne sahıp olma- sı gerekmektedır Ancak bırçok bılım dalında yenı başlayan öğrencılenn bıle kendı duşuncelennı yansıtabılmelen ve konulara eleştırel bakabılmelen mum- kundur Eğıtımcı olarak bızlenn gore- vı, oğrencılerde bu yaklaşımı teşvık et- mektır Eğıtımde Sokrat modelı, tartışmaya tutkulu bır ınanç ve çelışen fıkırlenn vurgulanması şeklınde ozetlenebılır Oğrenme ortamında, oğrenen kışı, kenv dını oğretenın mundı gıbı değıl, öğren- cısı gıbı algılayabılıyorsa eleştırel dü- şunce oluşabılecektır Ozellıkle lısans ustü eğıtım sırasında ogrencı ya da asıs- tan kendını "hoca" ıçın ya da "hoca"nın yanında çalışan bın gıbı değıl. onunla bırlıkte çalışan bın gıbı algılamalıdır Farklı goruşlenn olması doğaldır ve bu farklılıklar her aşamada cekınılme- den ıfade edıiebılmelıdır Öğrencı ya da asıstanın geleceğı, "hoca" ıle uyum- lu ve ıyı ılışkıler ıçınde olmasına değıl, bılımsel yeterlılığıne bağlı olmalıdır Bılgı aktanmı olmalıdır ve olacaktır, ancak ortam her zaman tartışmaya açık tutulmalıdır Farklı konularda kışılenn farklı go- rüşlen varsa, bu farklı göruşler mutla- ka bılımsel temele dayandınlarak des- teklenebılmelıdır Desteklenemeyen gorüşler. doğal olarak saygı ve kabul gormeyecekierdı r Eğıtımde otonte sorgulanabılmelıdır Bu sındınlmesı değıl. pekıştınlmesı ve ozendınlmesı gereken bırtavırdır Eğıtımın nasıl olması gerektığı konu- sunda şüphesız daha vurgulanması ge- rekJı pek çok konu vardır, ancak bugun- kü yazımızın başlığı akademık özgür- lük olduğu ıçın, oğrencı-munt ayınmı- nı belırtmekle yettnıyorum (1) Socıetvjor Academıc Freedom and Scholarshıp = SAFS (2) Socıetvfor Academıc Freedom and ScholarshıpNemletter No 7 Haz 1994 (3) Socıetv for Academıc Freedom and Scholarshıp \eusletter No 6, Nısan 1994 (4) John J Furedv Ice Statıon Acade- me Grajıtas, Vol 1 (2). 18-22 (1994) ARADABİR SALİM ŞENGÎL KDV Uzerine TahterevallL. Bu yanlış ıkı kezdır yınelenıp duruyor Bırçok ulusun nu- fusuna oranla ülkemızde çok az kıtap okunduğu bır gerçek 1 Her uretılene KDV konulması uygulaması başlarken bu yağ- murdan yayınlar kendını kurtaramadı Kıtaba yuzde 7, bu- nun dışında kalan yayınlara ıse yuzde 15 KDV konuldu So- nuç olarak zaten çok az okunan kıtabı bu uygulama etkıle- dı, pahalılanmasına neden oldu Bunun uzenne okuyanlardan yakınmalar oldu O hale gel- dı kı yonetımı tedırgın etmeye başladı En sonunda yalnız krtaplarda KDV yuzde 1 'e ındınlmek zorunda kalındı Ne var kı, bu ıyı nıyet aslında kıtabın satış fiyatını ucuzlatmak yen- ne daha da pahalılaştırdı Bu kez kıtabı ureten yayımcılann şımşeklennı uzenne çektı yonetım Nedenı şoyle açıklanabılır Yayınevı kıtabı uretırken bunu meydana getıren yan urunlere yuzde 15 KDV oduyor Oy- sa kıtabı satarken ancak yuzde 1 'ını gen alıyor, yuzde 14'u kalıyor Yayınevı bunu sıneye mı çekecek? Olur mu boyle bır şey Kıtap ıçın odedığı ve gerıye alamadığı harcamala- nnı malıyet fryatı uzenne eklemek zorunda kalıyordu Boy- lece de kıtabın satışfiyatıucuzlamıyor, tersıne pahalılanmış oluyordu Çoğu bu konuda bılgısız, yeteneksız gorevlıler, aynca sı- yasal etkılerie kayınlmış danışmanlann verdıklen uluorta ka- rarlaıia KDV uzennde tahterevallı oluştu önce bır yanı, son- ra obur yanı ağır bastı KDV yalnız kıtaplarda yuzde 8'e yukseltıldı Arkasından gazetelerde yakınma yazılan yayım- lanmaya başladı Suregelen bu yanlış uygulamanın bır kez daha değışmesı yakındır Bunun ıçın Yonetım gerçekten kıtabın ucuzlamasını ıstıyorsa alına- cak onlemler çoook önce 1- Yalnız kıtap basımlannda kullanılacak kâğıdın satış fi- yatı ucuzlatılmalı 2- Kıtabın basım sayısına gore harcanan dızgı, film (renk- lı ve sıyah-beyaz), montaj, baskı, cıltleme ışlennde alınan KDV ıle kıtabı satarken alınan KDV eşıtlenmelı 3- Turkıye Yayıncılar Bırlığı veTurızm Yayıncıları ve Dağı- tımcılan Derneğı'ne (TUYAT) gumruksuz kâğıt getınne ola- nağı venlmelı Yukanda yazılı uç bolumde ozetlenen onenler uygulanır- sa kıtap ucuzlar, hem de çok ucuzlar Unıversıte yayınlan ıçın unıversıtelenn, Turkçe yayınlar- da yayınevlen ıle kendı kıtaplannı bastıracak kışıler ıçın 'Tur- kıye Yayıncılar Bırlığı', yabancı dıllerdekı yayınlar ıçın 'Tu- nzm Yayıncılan ve Dağıtımcılan Derneğı' denetımı ustlen- melı ve uygulamayı kotuye kullanana ağır parasal cezalar venlmelıdır Unıversıtelenn dışında kışı ve yayınevlennın kıtap basımı ıçın yaptıklan harcamaların (dızgı, kâğıt, grafikerlık, baskı, cıftleme) faturalannın kopyalan odemeyı yaptıklan yerlerden doğrudan doğnjya denetlemeyı yapacak derneklere gön- denlecek llgılı dernek en son cıltevı ve baskı fatura kopya- sını aldıktan sonra kıtabın baskı adedıne gore once kâğıt mıktan ıle başka harcamalann doğru olup olmadığını de- netleyecek Bu hızmetı ıçın uretılen kıtabın malıyetı uzenn- den bınde bır ucret alındıktan sonra denetım belgesını ve- recek. Kıtabın yayımlanmasından bır ay ıçerısınde denetım belgesını alamayan kışı ya da yayınevı bağlı bulunduğu ver- gı daıresıne bıldınlecek Boyle bır uygulama sonunda, faturalardakı gıder harca- malan artacak, bundan sağlanacak gelır vergısı, KDV ıle gumruksuz kâğıttan yok olan gelırı fazlasıyla karşılayacak- tır Imam ve sağlık Dr. M. ŞEREF ÇÎNPOLAT£^e/2/r TabıplerOdası MerkezDelegesı • • Ikemızde sık olarak sergıle- U nen bır tavır oldu artık gün- dem değıştırmek Yınebınle- n tarafından kuvuya bır tas atıldı "Saglıkçı iaaanr V ıl- lardır ıktıdarlann beyın kıv- nmlannı saran orumcek ağının uzantısı ol- duğunu duşunursek pek de bılınçsızce atıl- mış bır taş olmadığını fark edenz Imam kımdır' 7 Ne amaçla uretılır' 7 tstıh- dam alanı neresıdır 9 Ilk sorumuzun yanıtı fazla değışıklığe uğramayabılır Üretım amacı ıstıhdam alanı sorulanna ıse dın ve sıvaset ılışkısınde çok farklı yanıtlar alaca- ğız gıbı gorunuyor Doğum kontrolu, koru- yucu sağlık hızmetlen, tıp dışı tedavı >on- temlennın zararlanru bıle ıvıce anlatamadı- ğımız halkımıza en son "Irnam Lster misi- niz"dıye soracağız herhalde Ortaçağ kafa- sı ve anımıstık toplum yapısına uygun bu anlayışın sağlığa yansıması utanç vencı bır durum Yenı bır ıstıhdam alanı "Sağükçı imam!" Once cınsıyet aynmına dayalı sağ- lık seçeneklen sunuldu Sonra kadavraya don gıydırme meselesı Bugun de "sağükçı imam." Kuşkusuz hasta haklan açısından, hastanın hekımını ozgurce seçme hakkı var- dır Ama hekımınden ımam ısteme hakkı var mı 9 lşte bu, bılım-dogmatızm olçeğın- de tartışılır Duşununuz Psıkıyatn servısı- ne ımam ve psıkıyatnstın yaklaşımını Ba- >an hastaya kocası tarafından kaba dayak atılmış Pbsttravmatikstresyaşamakta Psı- kıyatnstın bılımsel yaklaşımına karşın. ımam. "Kızım, kocan hakhdır, yoksa boşa- nacaktmız"derse bayanın durumunun kö- ruleşmesının hesabını kım verecek Imam, 'Ben haklıyım' dıyecek, çunku bağlı bulun- duğu kurumun başkanlıgının açıklaması, bu yonde, pekı ya psıkıyatnst Sağlık Bakanhğı'nın böyle dahıyane fı- kırlen ortaya atmadan once ulkemızde ço- zumsuzluğe doğru gıden sağlık sorunlany- la ılgılenmesı gerebyor sanınm Hem boy- lece ımamın nereye yerleştınlmesı gerektı- ğı daha ıyı anlaşılacaktır Ulkemızde sağlık harcamalannın GSMH (Gayn Safı Mıllı Hasıla) ıçındekı payı yuz- de 3 4 kadardır Oysa aynı ıktıdar, Dıyanet'e yaklaşık uç kat fazla pay ayırmayı uygun gormektedır Demek kı alınan karan yadır- gamamak gerekıyor çunkü temdlı bır an- layıştan kaynaklanıyor Buna koşut olarak ulkemızde yıllık sağlık harcaması kışı başı- na40ABDDolan Bu değer Yunanıstan'da 336, Ispanya'da, 521, Ingıltere'de 758, Nor- veç'te 1149 ve ABD'de 2051 dolardır Bura- kamlar ınsan sağlığına ne kadar onem ver- dığımızı gostenyor Denılebılır kı ekono- mık gucumuz bu kadar ICırlı ellenn yargı- ya duşenlen ve düşmeyenlen gerçeğını ka- bul ederek bu goruşe olur dıyehm Ama bır ulkenın ekonomık ımkânlanna gore sosyal gelışmışlık duzeyının bır olçusu vardır "UIusalPtrfonnansFarkı"(UPF) Turkıye. sağlıkta UPF olçutunde toplum sağlığı açı- sından -48 değenyle dunyadakı en duşük on bır ulke arasında yer almaktadır ABD'nın sağlıkta UPF'sı ıse -3 Bu ıkı ul- kenın benzer ozellığı, toplam sağlık harca- malan ıçındekı kamu kaynaklan ozellığı, toplam sağlık harcamalan ıçındekı kamu kaynaklan payıdır ABD yuzde 41, TC yuz- de 40 Yanı sağlık harcamalannın büyuk kıs- mı, kamu kaynaklan dışından karşılanmak- tadır Oysa toplam sağlık harcamalan ıçındekı kamu kaynaklan payı ve sağlıkta UPF'sı ba- kımından çeşîtlı Avnıpa ulkelennı değer- lendırdığımızde Kamu payı yuzde 99 olan Norveç'm UPF'sı 0 (sıfır) Yuzde 87 olan lngıltere'nın + 1, yuzde 72 olan Ispanya'nın + 4, yüzde 75 olan Yunanıstan'm + 9 olarak saptanmaktadır Acabaozelleştırmemılıta- nı Sayın Başbakan, Türkiye, bolgede son sosyalistdevtet" cümlesını söylerken bu ger- çeklen dıkkate almış mıydı9 ABD tıpı sağ- lık harcamalannda ısrar eden bu anlayışa sanınm kamu harcamalanndakı pay ve sos- yal devlet ılkesı orneğınde Avrupa ulkelen en guzel nesnel yanıtı vermektedırler Bu- gun yüzde 60'lık kamu kaynaklan dışı sağ- lık harcamasıyla bu kotu durumdaysak özel- leştırme mantıgıyla daha nereye kadar bu oranı arttınp halkı serbest pıyasanin ınsafı- na bırakacağız Devlete ekonomık yük ola- rak gosterdığınız yataklı tedavı kurumlan, harcamalannın yuzde 71 'ını zaten kendı do- ner sermaye butçelennden karşılamaktadır- lar Tum bu v enler gostenyor kı tavnnız ıde- olojıktır Kendı yağıyla kavrulan hastanele- nmızı bırer yuk gıbı göstenp kureselleşmış fmans çevrelennm kâr hırsma kurban edı- yoruz, tabıı halkımızı da Iktıdarlann nıye- tını ıstatıstıkler çok ıyı açıklıyor aslında Bu- gun kamu kaynaklanndan finanse edılen sağlık yatınmlannda 5 9 tnlyonu kamuya aynlırken, ozel sağlık kurumlanna yatınm teşvıkı olarak 4 8 rnlyon vermek, zaten gız- lı bır özelleştırmey ı göstermıyor mu 9 Görü- nen şu, en ufak sorumluluğu bıle ustlenmek ıstemedınız Sızler ıçın onemlı olan sosyal devlet ve uzantısı toplum sağlığı değıl, ne kadar para, o kadar sağlık anlavışıdır Ulkemızde bır de temel sağlık hızmetle- n(TSH)var 1961 yılında yasalaşan 224 sa- yılı kanunun temelınde koruyucu hekımlık vardır Bu yasaya bağlı yapı'lanmada 1993 venlenne gore ulkemızde 4229 sağlık oca- ğı, 11 360 sağlık evı vardır Ama nedense sağlık denılınce hep tedavı edıcı hekımlık anlaşılmıştır Bakanlık, ımam atamasında bıle bu anlayışını sergılemıştır Hastanede yatan hastanın ımama gereksınımı olur da TSH kapsamında yer alan kronık hastalık- lann bakımı ve takıbındekı hastalann ıma- ma gereksınımı olmaz mı9 Yoksa şu anda sağlık ocaklanna "Sağlıkçı imam atava- mam, cami imamıyla yetmsinler" mı dıyor- sunuz Aslında sorunu, Sağlık Bakanhğı'nın has- tanelerde ıstıhdamına vonelık sıyasal dav- ranışında kılıtlememek gerekıyor Alınan karar yanlıştır, ama sınsıce ulkeye yerleştı- nlmeye çalışılan bır anlayışın uzantısıdır sa- dece Açtıklan ımam-hatıp lıselennm ıstıh- dam sorununu çozmeye yonelık çalışmak- tadırlar Sayın Başbakan tarafından venlen mesajlar, muhatap alınan tankat lıderlen ve oluşrurulan "Şeriat A.Ş." (Erbil Tuşalp e saygılar) her şeyı açıklamaktadır Bugun "sağlıkçı imam" hastanelere değıl -bu kadar ınandıklanna gore- yonetıcılenmıze gerek- mektedır Ne yazık kı polıtıkacılanmız bındıklen dalı kestıklennın farkında değıller Son ola- rak bır önen Hastanelerde beyaz önlukler- le dolaşmayı yasaklayın Sank. cubbe ve çarşaf ne gune duruyor" PENCERE TARTIŞMA Kitap okumak suç mu? NAIM GEMRIK (1953-1995) Dostumuz, kardeşımız Naım Gemrik'ı yıtırdık O'nu sonsuz ıyımserlığı, sarsılmaz dostluğu ve sınırsız dırenme gucüyle anacağız Eşı Şükran'a, oğlu Alaz'a, akraba ve dostlanna başsağlığı dılenz FRANSA'DAKİ DOSTLARI B ugunlerde hemen hemen her toplantıda gündeme gelen bır konu var Kıtaplar uzennden alınan KDV'nın yuzde l'den yuzde 8'eyukselrılmesı Kıtaplann, ulkemızın genel gelır duzeyıne gore, esasen çok pahalı olduğu gençlenn kıtapçılara gıttıklennde almak ıstedıklen kıtabın fiyatını görünce sahıfelennı çe\ ınp yenne bıraktıklan soylenıyor Turgut Ozal dönemınde kâğıda yapılan aşın zamlann bır noktada Kenan Evren tarafından sınırlandınldığı hatırlanıyor ve Sayın Demirel'ın aynı duyarlılığı gostermemesı uzuntü ıle belirtılıyor Soylendığıne gore, bu zam karan bazı yayınevlennın ısteğı uzenne yapılmış Bu yayınevlen, kendüennın devlete peşınen odedıklen yuksek KDV'lerden otürü devlette bınken büyuk alacaklannı gen alamıyorlarmış Kıtap uzennden alınan yüzde 1 KDV ıle de zararlannı kapatamıyorlarmış Bırkaç kıtapçının şıkâyetı uzenne, bütun Türk toplumunun okuma olanaklannı sınırlandırmak ve durumdan şıkâyetçı olmayan dığer kıtapçılan da satış olanaklannı daraltmak suretıyle cezalandırmak doğru mudur9 Çare olarak kıtapçılardan alınan yüksek KDV duşurulemez mı ıdı9 Yahut, kıtap yenne örneğm, ıçkı veya sıgaraya zam yapılamaz mı ıdı 9 Zammı başka maddelere yapma olanağı varken, yıne kıtaba yönelınmesı, ınsanda, hükümetın, adeta okumanın engellenmesı polıtıkasmı ızlemekte olduğu ınancını yaratmaktadır Kıtap ve gazetelenn kontrol altında tutulması veya okunmalannm şu veya bu şekılde sınırlandınlması, dıktatörluk rejımlennde gorulen bır olaydır Nazı Almanyası nın propaganda nazın Göbbels: "Ne zaman kultürden söz edilse, tabancamı çıkanp masanın üzerine koyanm" demıştı Daha sonra, sılahın masanın uzenne konulması ıle de yetınılmemış, kıtaplar cayır cayır yakılmıştı Amaç, ozgurce duşunebılen bır gençlık yenne, Nazı propagandasıyla ve ıdeolojısı ıle, gozlen kapalı, kole ruhlu bu- gençlık yetıştırmektı Başanlı da oldular Bunun sonucunda, bm bır zahmetle yetıştmlen, mılyonlarca, pınl pınl Alman gencı, sonu olmayan bır maceraya sürüklenerek yok oldular Turkıye, demokratıkleşme ve çağ atlama ıddıasında olan bır ulkedır Avrupa'nın bır parçası olmaya hazırlanmaktadır Bunu nasıl yapacaktır9 Sağlıklı bır demokrası, ancak, aydın bır toplumla mümkun olabılır Bu da eğıtımle, kıtapla, özgür basınla gerçekleşır Gençlen okuyamayan bır ulkenın Avrupa topluluğunda yen olamaz Olsa da bu yer paryalıktan ılen gıdemez Dıleğımız kıtaplara venlen KDV zammının tekrar gozden geçınlmesıdır Erengiz Somel Yiiz Bli Yıl Önce ve Sonra Tanh bılıncı ınsanlıkta çok geç uyandı; çunku bu bılın- cın ışıması ıçın tanhın aydınlanması, bılımsellığın yoğun- laşması, geçmışe donuk bılgılenn sağlanması gerekıyor- du. Turkıye'de 21 'ıncı yuzyıla 5 kala en sıcak konu Avrupa Gumruk Bıriığı'dır Gumruk bırtığıne gırmek ıçın vermeye- ceğımız odun, yapmayacağımız şey yok1 GB (gumruk bır- lığı) oyle bır mutluluk kı buna karşı çıkan gen kafalı ve dı- nozorsayılıyon GB'yegırışleAvrupalı olacağımız sanılıyor, eğık duzeyde kayıp gıdıyoruz, oysa buna benzer olaylan ve tartışmaları geçmışte de yaşamıştık. Eğer bıraz tanh bılıncımız varsa, geçmışın deneylennı anımsayabılınz. • 1830-37 yıllan arasında Istanbul'dakı Ingılız Elçılığı'nde başkâtıp olarak çalışan Urquharth, Osmanlı'nın genış bır pazara sahıp olduğunu gormuştu, Anadolu, Ingılız çıkar- ları ıçın yararlı bır alandı Urquharth, fikıriennı Istanbul'da çıkan 'Monıteur Ottoman'm başyazan Fransız asıllı Bla- que aracılığıyla yayıyordu Babıâlı'nın Londra'nın ıstekle- nne karşı dırencı zayıftı, ekonomıde lıberalızmın Turkıye'ye gırışı 150 yıl once gerçekleştı Istanbul'da tıcaret yapan Ingılızler'ın sozcusu olan Churchill, 1840'ta çıkardığı 'Cende-ı Havadıs' gazete- sındekı Ermenı yazarlarla lıberalızmın Osmanlı'dakı kura- mını başanyla yayıp yurutuyordu 1838'de IngılızJerle unlu tıcaret anlaşması ımzalandı; bu anlaşma otekı Avrupa devletlenne de uygulandı, 'serbest pazar, gumruk ındırımı, açık kapı' sıyasetı ekonomının te- me) kurallanna donuştu. Tanh bılıncı dıyor kı Bugun Turkıye'de ısıtılan fikırler, yenı değıldır, 150 yıl once gundeme gınp uygulanmıştır • Sonra ne oldu? Açık kapı ve serbest pazar uygulamasıyla Turkıye Av- rupa'ya katılamadı, ama, Avrupa'nın açık pazan oldu, eko- nomı çoktu, Namık Kemal bu gıdışe "Humyef gazete- sınde karşı çıktı ".. bızzıraatte olduğu gıbı zenaatte dahı vaktıyle ken- dı yağımızla kavrulurduk, hemen her ıhtıyacımızı ıfa ede- cek tezgâhlarımız vardı, yırmı otuz senede onlann cum- fesı mahvoldu " Ztya Paşa uygulanan yanlış ekonomı polıtıkasıyla Av- rupa urunlennın Osmanlı pazariannı ele geçırdığını dıle getırerek tutulan yolu eleştırdı " Tüccanmız ıflasa çıktı Ol mamulat ıle muteayyış olan (geçınen) esbab-ı sanayı penşan oldu Mukaddema (evvelce) mulkumuze tedavul eden akçamız (paramız) me- malık-ı ecnebıyeye (yabancı ulkelere) gıdıp hazınemıze muzayeka (darlık, yokluk) geldı Devlet kaıme (kâğıt para) basmaya ve faızlı tahvılat çıkarmaya mecbur oldu, nıha- yet bugunku korkulan hal meydana geldı" Ahmet Mıthat Efendi 'Ekonomı Polıtık' kıtabında Adam Smith'ın goruşlerını eleştırerek "serbestlık" sıste- mının Avrupa ulkelen ıçın duşunuleceğını, Osmanlı gıbı ta- nm toplumlannın "mahvı" olacağını ılen surdu. Ahmet Mıt- hat, ulkede bırçok fabrıka kurulduğunu, ama, serbest rt- halatın bunları yıktığını belırterek, makıne ve sanayı ham- maddelendışındakı ıthal mallannaağırgumruklerkonma- sını ıstedı, Avrupa teknolojısını Turkıye'ye getırtmek gere- ğını vurguladı • Goruluyor kı Turkıye 19'uncu yuzyılda tartışılanlan bu- gun yıne tartışıyor. Geçen yuzyılda benımsenen 'açık pazarekonomısı'Os- manlı'yı yıkmıştı Cumhurıyet dönemınde buna tepki oluş- tu, sanayıleşme atılımı koruma duvarian ardında gerçek- leştinldı; ama, sanayıde dışardan gelecek urunlerie yan- şacak bır aşamaya gelebıldık mı?. Goreceğız! Ancak GB'ye gırmekle "Avrupalılaşmak" arasındakı ay- nmı unutmayalım Eğer Avrupalılaşma, uygarlaşma anla- mına kullanılıyorsa Avrupa'nın her gırdığı serbest pazar ul- kesının uygarlaşmadığını bılecek olçude tanh bılıncımız ol- malı' Turkıye 1949'dan ben Avrupa Konseyı uyesıdır Ama onlar nerde, bız nerde'' ATATURK VAKFI'NDAN DUYURU PANEL Konu: Laıklık, Devlet ve Çağdaşlaşma Konuşmacılar: Ord Prof Dr. Reşat Kaynar Prof Dr Ah Rıza Berkem Prof Dr Nıyazı Oktem Yönetmen: Doç Dr. Zernn Bayrakdar Yer: Istanbul Tıp Fakultesı 14 Mart Anfisı Tarih: 7 Mart 1995 Sah Saat: 12 30 Panelımız ılgıh herkesın katıhmına açıktır YÖNETİM KURULU httklal Cad Taksım Palas Apt No 27/4 Taksım 80060 htanbul Telefon 02122932633/34 Faks 0212252 72 73 SOZ* n H T İ T • Ermeni olmadıklarına hükmedildi! Azınlık okullarında Mıllı Eğıtım den kayıt sılme operasyonu 'Nufus kayıtlarında buyuk dedesı dönme çıktı' Ohannes de Turkmuş • Haymana'dan mektup var Haluk Gerger Demırel ı zıyaretlerını anlattı • 8 Mart etkinlikleri takvimi • Can Yücel: Adı kötüye çıkan şair • Kuzey Irak'ta MİTolojik vals Mıllı Istıhbarat Teşkılatı nın Irak Kurdıstan Bırleşık Cephesı ıle gızlı goruşmesı • Met-Üsften METO'BİYOGRAFİ'ler • Cezmi Ersöz'ün sokak soyleşisi 3. sayı bayilerde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle