Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MART 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çlter
7
bı doğum
günü kaçamagı
• İZV1İR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Başbakan
Tansu Çiller, 50. yaş
günûnü öncekj gece
Kusadası'nda kutladı.
Bir haftadan bu yana
Kuşadası'nda bulunan
eşiOzerÇüler'le buiuşan
Başbakan, yaş günûnü,
yanında çalıştığı belirtilen,
basında uzun süre yer alan
Göaûl Pelister adına kayıtlı
çıftiikie kutladı. GüvenJik
güçlen dışında kımsenin
katalmadığı doğum günü
partisinden sonra ilçeden
aynlan Başbakan'a
heiıkopterle pasta geririldiği
öne sürüldü. Yetkililer
Başbakan' ın ılçeye
geldiğıru doğruladılar,
ancak başka bılgı
vennediler. Başbakan'ın
yanında çocuklannın da
olduğu öğrenildi.
Papbmento ve
basn
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMMBaşkan
vekıli Kamer Genç, çoğulcu
pariamenter rejimin temel
ve vazgeçilmez
kurumlannın başında
parlamento ve basının
geldiğinı vurgulayarak
"Halkın gerçekleri öğrenme
hakkı, bilgi edinme hakkı,
ancak özgür basınla
gerçekleşebilır" dedi.
Parlamento Muhabirleri
Demeği'nin dün yapılan 21.
Olağan Genel Kurul
toplantısında konuşan
Genç; parlamento
muhabırlennden. yanlış
anlama ve eksik bilgilerden
kaynaklanan saptıncı,
üzûntü verici yorumlardan
kaçınmalannı isteyerek
yasa dili ve hukuk
tekniğinden kaynaklanan
bazı terimlerde de dikkatli
oiunması gerektiğıni
vurguladı.
'Şeriata darbe
meşmı ohır'
• ANKARA (UBA)-
Eski Cumhurbaşkanı Kenan
Evren, "Şeriat gelirse darbe
meşru olur" dedi. Özel bir
televızyon kanalında. Nazlı
Ilıcak ve Can Kıraç
tarafından hazırlanıp
sunulan 'An Bir Kahve
Olsa' adlı programa katılan
Kenan Evren. darbeleri
savunup savunmadığı
şeklindekj bir soruyu
yanıtlarken "Laıklık
ortadan kalkar ve şeriat
gelirse darbe meşru olur"
dedi. Siyasi parti liderlerini
soğanbaşına benzeten
Evren, "Ne demişler 'baş ol
da, istersen soğan başı ol'
Işte bızde soğan başı çok"
diye konuştu.
hreıt/tykut
İsviçre'de
• İSTANBUL(AA)-
ANAP tstanbul Milletvekili
Imren Aykut, Uğur
Dündar'ın hazırlayıp
sunduğu "Arena" adlı
programda yer alan tsviçre
bankasındaki "Turgut"
şifresiyle açtırdığı hesabmı
incelemek üzere dün sabah
Zürih'e gitti. Hareketinden
önce yaptığı açıklamada
Aykut, bu tûr konularda
hassas olduğunu belirtirken.
"Yanlış anlamalara meydan
vermemek içın gidıyorum"
şeklinde konuştu. Imren
Aykut, Tûrkiye'ye
dönüşünde konuyla ilgili bir
açıklama yapacağını da
sözlerine ekledi.
IVtehmetçikle el
ele' kampanyası
• ANKARA (UBA) - Ziraat
Bankası, Kuzey Irak'ta TSK
tarafından yürütülen
harekâta katkıda bulunmak
isteyen vatandaşlar için
"Mehmetçikle el ele"
kampanyası başlattı.
Orduya 50 milyar lira
katkıda bulunan Ziraat
Bankası, vatandaşlann
bağışı için de Ankara
Merkez Şube'de hesap açtı.
Ankara Merkez şubede
Tûrk lirası bağışlar için 5
bin, dövizli bağışlar için de
10 bin numaralı hesaplar
açıldığı bildirildi.
Açıklama
• Haber Merkezi-
Dûnkû gazetemizin 6.
sayfasında yayımlanan
"Ormanlann Canlılığından
Habersiziz" başlıklı
haberde Istanbul
Üniversitesı Orman
Fakültesi öğretim
üyelennden Prof. Dr.
Uçkun Geray'ın soyadı
'Giray' olarâk yazılmıştır.
Bir açıklama yapan Prof.
Dr. Geray, haberde yer alan
"Ormanı dogmatik olarak
tanımak lazım" şeklindekj
cümlenin de kendisine ait
olmadığını belirtti.
Dûzeltir, özûr dileriz.
Cindoruk, terörle mücadeleye harcanan paranın söz konusu olamayacağını söyledi:
Birlik parayla ölçülinez• Çekiç Güç'e karşı olduğunu
söyleyen Meclis Başkanı
Cindoruk, Kuzey Irak'a yapılan
operasyonu TBMM'de tartışma
konusu yaptırmayacağını kaydetti
Istanbul Haber Servisi -TBMM Başkanı
Hüsamertin Cindoruk, Tûrk Sılahlı Kuv-
vetlen'nce Kuzey Irak'a yapılan operasyo-
nun görev tamanılanınca sona ereceğini
söyledi. Terörle mücadelede harcanan pa-
ranın söz konusu bıle edilemeyeceğıne dik-
kat çeken Cindoruk, " Devletin biriiğinin
maliyeti parayla ölçülemez. Birliğin devamı
için kanûnızı döküyoruz da para mı harca-
mayacağız? AJlaiı'ın izniyieorada sonuç an-
nacaknr" dedi. Cindoruk, Kuzey Irak'a ya-
pılan operasyonu, TBMM'de tartışma ko-
nusu yaptırmayacağını da sözlerine ekledi.
TBMM Başkanı Hüsamertin Cindoruk,
önceki akşam Anadolu Grubu'nca Dede-
manOteli'ndedüzenlenen "GünümüzTür-
kiyesi'nin Siyasi Görüntüsü ve Beklentiler"
konulu toplantıya katıldı. Cindoruk, top-
lantıda gümrük bırliğinden Kuzey Irak'a
yapılan operasyona kadar pek çok konuda
değerlendırmelerde bulundu.
Konuşmasında bir soru üzenne Çekiç
Güç'e karşı olduğunu dıle getiren Cindo-
ruk, bu konuda DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit ile aynı görüşleri paylaştığını söyle-
di. Çevik Güç'ün bölgeye konuşlandınlma-
sının hata olduğunu belirten Cindoruk, bu-
nun bir çözüm değıl, tesellı olduğunu vur-
guladı Cindoruk.u
Bu güç için Saym Ece-
vitileaynı şeyleri düşünüyoruz. Bu güç, Sad-
dam'ı cezalandırmak için yerleştirildi. An-
cak sonuç olarak Irak ve Türk halkını ceza-
landırmak gibi bir şeydir" dıye konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nce Kuzey I-
rak'ta yapılan PKK operasyonuna da deği-
nen Cindoruk. bölgedekı Türk askerlerinin
çok kötü hava şartlarına rağmen canını or-
taya koyarak sorunu çözmeye çalıştığını
ıfade etti. Bölgedekı operasyonun görev ta-
mamlanınca sona ereceğini dıle getiren
Cindoruk, "Operasyon için çok para harca-
nryor" şeklindekı açıklamalan sert bir şe-
kılde eleştirdi. "Terörie mücadefenin mali-
yeti obnaz" dıyen Cindoruk, devletin birii-
ğinin maliyetinın parayla ölçülemeyeceği-
nı vurguladı. Cindoruk. "Biıüğin devamı
için kanımızı döküyoruz da para mı harca-
mayacağız? Allah'ın izniyieorada sonuç au-
'Çetik Harekaü' sırasında PKK've ait temizlenen bir kampta Tûrk doktoıiannca inceienen ve 2 yıl kadar önce örgütün iç be-
saplaşması sonucu öldürüldüğii sanılan bir teröriste ait kafatası da bulundu. (Fotoğraf: AA)
nacaknr" dedı Cindoruk. "Operasyon TB-
MM'de ele ahnacak mı" şeklindeki bir so-
ru üzerine ise bu meseleyı kesinlikle TB-
MM'de tartışma konusu yaptırmayacağını
belirttı.
Konuşmasında, Türkiye'nin bir seçıme
ihtiyacı olduğunu söylediği için eleştırildi-
ğini hatırlatan Cindoruk, aynı görüşünü yi-
ne savunarak parlamentonun güven tazele-
mesi gerektiğıni vurguladı Siyasette diren-
menin olamayacağına dikkat çeken Cindo-
ruk, sözlerini şöyle sürdürdü'
"En iyi parlamento, bunu hisseden par-
lamentodur. En becerikli ikridar, halkın gü-
veninin azaldığını hisseden hükümettir. En
iyi lider, bu hisJeri taşryan liderdir. Siyasette
direnme yoktur. Ne bir parlamento, ne bir
iktidar ne de parti lideri direnme hakkına
sahiptir. Eninde sonunda yeni bir seçimle
\eni bir iktidar tavin edilecek. Bu en erken
1995 Kasınu, en geçise 19% Ekimi'dir. Ora-
ya kadar beklemektenseparlamentonun gü-
ven tazeiemesi gerekir. ıktidann, halkunız
tarafından veniden beJiriennıesi, meseieie-
rin çözümiinün ertetenmesini engeUeyecek-
tir."
Cındoruk, Türkiye'nin 1923'ten beri 4
yılda bir seçim yapılması ortamına alıştığı-
nı ve 1995'teki olası bir seçirnın "erten se-
çim" değil, "doğal seçim" sayılması gerek-
tiğini sözlerine ekledi.
Gümrük birliği konusuna da deginen
Cindoruk, Türkiye'nin Avrupa Birliği ve
gümrük birliğine girmesine karşı olmadığı-
nı söyledi. Ancak, Türkiye'nin gümrük bir-
liğine giriyor diye yasa yapmasının yanlış-
lığını da dile getiren Cindoruk, 1923 yılın-
da zamanın siyasi koşullannda ve çok da-
ha az bırnüfus içın hazırlanmış kanunlann.
günümüz koşullanna uygun hale getirilme-
si gerektiğini belirttı. Cindoruk, "Avrupa ve
gümrük bnüğine girmeye karşı değttim. A-
ma, sadece bir çaresizlik sonucu bunu yapı-
yonnuşuz gibi izieninü silmek istiyorum"
dedi.
Türkiye'de son günlerde mezhep kavga-
lan adı altında ve üniversitelerde çıkan kav-
galara da dikkat çeken Cindoruk, Türkı-
ye'de her mezhep, dın ve siyasi görüşteki in-
sanın hoşgörü ortamında yaşadığını vurgu-
layarak tuzaklara düşülmemesi gerektiğini
anlattı. Türkiye'nin sınırlannın BM tara-
fından ya da herhangı bir anlaşmayla değil,
kanla çizildiğini vurgulayan Cindoruk, şun-
lan söyledi:
"Bir ulkeyi dışgüçler yıkamaz, ama iç di-
namiklersarsar. Onedenleakhnuzıbaşnnı-
zaalahm. Ancak bu sımrlar içerisinde yaşar-
sak zenginieşir ve üelebet özgür yasam sür-
dürürüz."
Acemiprotestocuyu arkadan vurduiar
Alevi genci Reis Kopal'ın kız istemeye gideceği gün cenazesi kaldınldı
•Reis Kopal Gazi
Mahallesi
cehenneminden
kaçabilseydi,
cenazesinin
kaldınldtğı gün anne
ve babasıyla kendisine
kız istemeye gidecekti.
On ikincı ayda da
askere.
şında dal gibi delikanlı.
Kopal ailesinin kahveye
"Yahu Gazi Mahallesi
ayaklanmış, biz ta Kağıtha-
ne'den geliyoruz, siz koca
koca erkekler uyuyorsu-
nuz. Yakışıyor mu?" sözü-
ne bozulmuş olacak ki, kal-
kıp giyiniyor. Kahvaltı yap-
madan çıkıp gıdıyor evden.
Çıkış o çıkış. Ailesi merak
içinde bekliyor. Ağabeyi Hü-
seyin televizyonda haberleri
ızlerken bir an donup kalıyor.
Çünkü ekranda polislere taş
atan gençler arasında ön sıra-
da yerden taş toplayan yeşil
parkalı genç, kardeşi Re-
is*ten başkası değildir.
"Öyle şaşırdım ki, Re-
is'in böyle bir şey yapacağı
kimsenin aklına gelmez, O
utangaç, mahçup çocuk na-
sıl olur da göstericilerin ön
saflannda yer alır. Diğer
kardeşlerim olsa şaşırmam
ama Reis'i tanısanız siz de
şaşardınız. Orda bile safça
hareket ediyordu. Diğerie-
GaziosmanpaşaolaylanndaöMürüknReisKopal'mağar^i^ ri taş atıp kaçarken, bizim-
şim. Gazi MahaUesi'nde ölenleri illegal örgüt mensubuymûş gibi göstermeye çalışanlar var. Böyiece yapılan karü-
amı meşrulaşormaya çalışıyoriar herhalde" di\or.
gitmeyen, sokağa çıkmayan. en yakınlany-
la dahi konuşurken kızaran mahçup oğlu.
Acemi protestocu... Yerden topladığı taşla-
n atmaya firsat bulamadan sırtmdan yedi
kurşunu. Kendisıni alıp cehennem yenne
götüren arkadaşı kadar becenkli olamadı,
kaçamadı Reis. Oysa kaçabilseydi, cena-
zesinin kaldınldığı gün anne ve babasıyla
kendisine kız istemeye gidecekti. On ikın-
ci ayda da askere. Inşaatta bekçilik yapan
babasını artık çalışnrmayacaktı. Ölmeden
üç günönce babasına kestirip atmıştı: "Ba-
ba ben iyi kazanıyorum. Işim zor ama
parası iyi biliyorsun. Senin artık inşaat-
ta yatıp kalkrnanı, bekçilik yapmanı is-
temiyorum. Bn son olsun tamam mı?"
Sekiz kardeşin beşıncisiydi ama aile o-
nun üzerine titrerdi. Herkesleri hayrete dü-
şüren saflığı. iyi niyeti nedeniyle babası ve
ağabeyi Hüseyin üzerine titrerdi. Inşaattan
sabah beşte gelen babası kahvaltısını ha-
zırlar, sobayı yakar öyle kaldınrdı kendisi-
ni. Durağa kadar babası götürür, minibüse
bindirdikten sonra geri dönerdi. Sabahlan
erken giderdi ışe. Işyen ta Büyükçekme-
ce'deydi. Sabah altıda gider akşamlan
10.00'da eve gelirdi. Gelir gehnez kafayı
vurur yatardı. Mesai parası almak içın haf-
tasonlan bile çalışırdı. Nadiren izin kullan-
dığmdada Yeşilpınar'da oturan ablasına gi-
derdi.
Erzurum Hınıs'tan Istanbul'a gelelı 9 yıl
olmuştu. Ağabeyi Hüseyin Kopal, "Karde-
şimin hiçbir sosyal >aşamı yoktu. tş, ev
ve ablamların dışında bir dünvası olma-
dı. tlk kez geçen bayram Çamlica'ya gez-
meye gitti. İstanbul'un hiçbir yerini bil-
mezdi. Korkunç bir tempoyla çalıştığı
için siyasetle uğraşması da mümkün de-
ğildi. Zaten anlamazdı da... O kadar saf
ve masumdu ki benim kardeşim. Gazi
Mahallesi'nde ölenleri illegal örgüt men-
subuymûş gibi göstermeye çalışanlar var.
Böyiece yapılan katliamı meşrulaştırma-
ya çalışıyoriar herhalde. Bazıları da or-
taya çıkıp onu kendi siyasetlerindenmiş
gibi göstermeye çalışıyor. Bunlar doğru
değil. tşin gerçeği; benim kardeşim saf ve
masum duygulanyla oraya gitmiş olabi-
lir. KJmbilir belki de Alevi toplumuna
yapılan saldınya yüreği dayanmadı. Sır-
tından vurmuşlar onu. Ayağına ateş et-
selerdi bari. Sakat kalsaydı yine razıy-
dım. Böyle saf bir çocuğa nasıl kurşun
sıktıiar bilemiyorum. O daha çocukru"
diyor.
Reis Kopal, 12 Mart akşamı inşaattan
çıkmış eve gelırken bir özel otomobil gelip
yanında duruyor. Otomobildekiler "Hadi
bizi Gazi Karakolu'na götür" derler Re-
is'e. Kabul etmez. "Eve geç kaldım. Ba-
bam beni bekler" diyerek gıtmek istemez.
Ancak otomobildekiler polis olduklannı
söyleyerek Reis'i zorla arabaya alıyorlar.
Çaresiz götürür onlan karakola. Sonra da
eve gelerek başına geleni kahkahayla anla-
tıyor. Gece televizyondan Gazi Mahalle-
si'nde olanlan üzülerek izliyor. Ertesi gün
gececidir Reis. Uykuyu oldum olası sevdi-
ği için o gün de öğlene kadar uyuyor. An-
cak Kağıthane'den olaylan protesto için ge-
len bir yakmlannın gür sesiyle uyanıyor.
kurşunlara aldırmaksı-
zın yerden rahat rahat taş
topluyor. O an çok kızıp
'Kurşunlara gelesin erai" diye beddua et-
tim. Sfe bileyim gerçek olacağını. Kimin
aklına gelir? Meğer o sahneden birkaç
dakika sonra vurulmuş. Uzun süre yer-
de kalmış. O gece eve gelmedi. Biz belki
ise gitmiştir diye düşündük. jşyerini ara-
dık gitmemiş. Ertesi gün gözaltına alın-
ma ihtimali üzerinde durduk. Emniyet
Amirliği ve siyasi şubeden sorduk. Yok,
yok, yok. Öğlen vakti yaralılara baktık.
Onlar arasında da bulamadık. En son
akşamüstü morgda bulduk onu. Belin-
den girip göğsünden çıkan bir tek kur-
şun koparıp almış onu bizden."
Evdeki eşyalann büyük bir kısmını Reis
almış. O nedenle annesi baktığı her şeyde
onu gördüğü için dayanamayıp evi tekret-
miş. Kızınm yanına gitmiş. Babası ve ağa-
beyi, Reis'in katillerinin bulunması için gi-
rişimlerde bulunmayı düşünüyor. Bunun
için acılannın hafiflemesini bekliyorlar.
Reis Kopal...Yirrru yaşında dal gibi delı-
kanlı. Acemi protestocu...Bu acı hafifler
mi?
'Medya sorumluluğunu yerine getirmiyor'
BSP tarafmdan düzenlenen "Türkiye Gerçeği ve Özgür Tartışma Konferansı" konulu toplantının dünkü
oturumunda gazeteciler tartıştı. TGC Başkanı Nail Güreli, medyayı siyasetçilerin yozlaştırdığını söyledi
tstanbul Haber Servisi - Bir-
leşik Sosyalist Parti tarafından
düzenlenen "Türkiye Gerçeği ve
Ozgür Tartışma Konferansı"ko-
nulu toplantıda Türkiye'deki
medyanın sorumluluklannı yeri-
ne getırmediği ve hızla tekelleş-
meye gıttıği belirtildı.
The Marmara Oteli'nde önceki
gün başlayan, çok sayıda politi-
kacı, sanatçı, sendıka, meslek ör-
gütü ve demek temsılcismin ka-
tıldığı toplantının dün yapılan
oturumunda gazeteciler tartıştı.
Gülçin Çayhgil, Erfaan Bener ve
Erdal Kara'nın yönettıği toplan-
tıya Söz Dergisi Yayın Koordina-
törü Seyfî Öngider, Dünya Gaze-
tesi Genel Yayın Yönetmeni Os-
man SafTet Arolat gazeteci-yazar
Oral Çalışlar, Turkish Daıly
News Genel Yayın Yönetmeni U-
nur Çevik, gazeteci-yazar Ragıp
Duran, gazeteci-yazar Koray
Düzgören. Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Genel Başkanı Nail
Güreli. Özgür Ülke Gazetesı Ya-
zan Gühan Ktşanak ve Söz Der-
gisi Yayın Kurulu üyesi \eys Sa-
nsözen konuşmacı olarak katıldı.
Toplantıda ılk olarak söz alan
Seyfi Öngider Kürt sorunu konu-
sunda barışçı bir yol izlenmesi
gerektiğini söyledi. Türkiye'nin
son 10 yıldır banşçı biryöntem
izlemediğini öne süren Öngider.
"Siyasi, banşçı bir yol izlenseydi
belki de her şey farklı olacaktı"
dedi.
Yabancı basının, Türk basmı-
nın önünde gittiğine dikkat çeken
Ilnur Çevik ise birçok konuda
özgürce haber yapabildiklerini
belirtti. Çevik şunlan söyiedi:
"Kuzey Irak'ta başlatdan ope-
rasyona bir milyar 500 milyon do-
larûı üzerinde para harcandı. An-
cak Türkive'nin neden Irak'a
operasyon yaptığı anlaşüamadı.
Türkiye Kürt sonmunu çözeme-
diği sürece ekonomisini de topar-
layamaz. Güneydoğuda PKK ile
deviet arasmda sdaşmış halk var.
Bu insanlar getecekierinden endi-
şe duyuyor. Bu insaıüara demok-
ntsi üe vardım edilebflir."
Gazeteci-yazar Oral Çalışlar,
Türkiye'nin şovenizm ve şeriat
tehdidi altında olduğunu söyledi.
Türkiye'de Kürt sorunu çözülme-
dikçe iç kamplaşma ve şeriatın
büyüyeceğini de vurgulayan Ça-
lışlar. "Kürt sorununu, gittikçe
ağtriaşan tsiami bağnazlığı ve ırk-
çıhgı çözmek için demokrasi şart-
nr" diye konuştu.
Daha sonra söz alan Ragıp Du-
ran da Türkiye'de medyanın bu-
lunduğu konumu eleştirdi. Nail
Güreli ise medyada çokseslilik
olmamasından yakındı. Medyayı
siyasetçilerin yozlaştırdığını öne
süren Güreli, tekelleşmenin, pro-
masyonun ürkütücü boyuta ulaş-
tığını söyledi. Büyük serrnayenin
kendi çıkarlanna uygun yayın
politikası izledığine dikkat çeken
Güreli, "Arük halk ve sivil top-
lum örgütleri medyaya tepkisini
dile getirmeüdir'' diye konuştu.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET CETİNKAYA
Mçhı Kuzey hmk?..
Bir televizyon kanalında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
Kuzey Irak'taki askeri harekâtı tartışılıyor. Yaklaşık 8-
10 kişi, kişise) düşüncelerini açıklıyor. Kimi "Ben se-
naryo yazanm" deyip sapla samanı birbirine kanştı-
nyor. Hefe içlerinde biri var kj adeta ulusJararası iliş-
kiler uzmanı gibi konuşuyor.
Toplantıyı yöneten kişi, bir köşe yazannın yazısm
okuyor, hemen o, söze giriyor
"Onu ben daha önce yazmışüm. Yazar arkadaşt-
mıza daha sonra ben anlattım, o benden sonra yaz-
mış..."
öyle şeyler anlatryor ki gülmemek eide degil...
Köşe yazılannda 'Debreii Hasan'ı anımsatan bu
'takkeli liboş' televizyon ekranında da aynı tavnnı
sürdürmekten hiç çekinmiyor.
Siz o kişiyi tanırsınız...
Çevresinde takkeli liboş' olarak tanınır...
Geçen gün 'kod adıyla' dedikodu yazarken 'Yaşım
34 '0n üzerinde" diye yazmıştı. Kerata yaşını da sak-
lıyor nedense. Oysa yaşı 45.
'Takkeli liboş', Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey I-
rak harekâtını eteştirmeye niyetli 'numaracı cumhu-
riyetçiler' gibi. Niyetli de 'Hocaefendi' sanınz "Şün-
lan şunlan söyte" dediği için 'hvırma sanatı'nın in-
celiklerini kendi çapında sergilemekle kalıyor. Eh,
alışkanlığından olacak bir hayii de böbürteniyor.
• • •
Takkeli liboş,' tartışma sırasında eski MİT ajarn
Mahir Kaynak ile nedense hep aynı görüşleri pay-
laştı. Zaten Kaynak, "Ben senaryo yazmakla ünlû-
yüm" diyerek söze başladı. 'Takkeli liboş' da yaşa-
mı boyunca 'Nur kamplan'nda 'ağabeylik' yaptığı
dönernde olduğu gibi hep senaryo yazmtştı.
Aklımıza gelmişken hemen belirtdim: Güvenlik ve
Yargı Muhabirieri Derneği Başkanı Ünal Inanç, Kon-
ya'da düzenlenen 'Terör ve Çıkar Çevreleri' konulu
konferansta ne diyordu?
Şöyle:
"Mahir Kaynak benim arkadaşım. Buna karşın
'Türkiye'de CIA ajanı var mı' diye bana bir soru yö-
neltilse Mahir Kaynak'ı gösterebilirim."
Dün sabah 'malum gazete'ye göz atınca Mahir
Kaynak'ın birinci sayfanın tepesindeki resmini gör-
düm. Kaynak bununla da kalmıyor, gazetenin seki-
zinci sayfasını 'silme' kaplıyordu.
Bir gece önce 'takkeliliboş'la ekranda birlikte olan
Mahir Kaynak bir gün sonra 'malum gazete'ye ko-
nuk oluyordu.
Bu bir rastlantı mıydı yoksa önceden tezgâhlanan
bir oyun muydu?
Pazar konuşmasında Mahir Kaynak'a yöneitilen
ilk soru şuydu:
"Mahir Kaynak maharetli bir kaynağa mı sahip,
yoksa kendisi mahir kaynak mı?"
Yanrt:
"Kesinlikte tek başıma çalışıyorum. özel 'maharet-
Vı'bir kaynağım yok. Herkes gibiyim, ama insanlar
bütün bunlan tek başıma yapamayacağımı, muhak-
kak arkamda birileri olduğu zannına vanyoriar, ûzû-
lûyorum tabii buna. Aynı zamanda bu iddiaya sew-
nryorum da. Çünkü kendimi biliyorum."
S o r u :
•• ••>> -
"Mahir bir kaynaksınızyani...*' ' '
Yanıt:
"Agkolmakta beisyok, betlibirkabiliyetim var. Bû-
tün ömrümü bazı konulan düşünerek analiz ederek
geçirdim. Bu da bunun doğal sonucu..."
Mahir Kaynak böyle söylüyor, ama gazeteci Ünal
Inanç tam tersini:
"Mahir Kaynak CIA ajanı..."
• • •
1982 yılında Harvard Üniversitesi'nde masteryap-
tığını iddia eden 'takkeli liboş 'un bağlı olduğu tarika-
tın Amerika'da 'Samanyolu Vakfı' aracılığıyla ilişkjle-
ri, 'Hocaefendi
:
'nin ABD ile bağlantısi; son otarak Ku-
zey Irak'ta okul açmalan, 'malum gazete'nin Orta
Asya cumhuriyetlerinde örgütlenmesı insanı elbet
düşündürüyor.
Bakın bir başka önemli konu daha van 'Malum
gazefe'nın Amerika temsilcisı künyede Ismail Yedi-
ler olarak görülmektedir. Ancak bu temsilcinin ger-
çek adı (Yani nüfus kütüğündeki adı) Abduliah Ay-
maz'dır. 'Kodadı'afışkanlığının 'Hocaefendi'cema-
atinde yaygın olduğu DGM tutanaklannda da sap-
tanmıştır.
Gerçekten ilişkiler çok şaşırtıcıdır...
'Takkeli liboş'un Mahir Kaynak'la aynı programda
birlikte görülmeten, Kuzey Irak'taki askeri operasyo-
nu aynı çizgide değerlendirmeleri gerçekten onem
taşryordu...
Programı yöneten Doç. Dr. Mithat Melen'in *<a>r-
keli liboş'a şu soruyu sormasını isterdik:
"ABD'den Romanya 'ya, Azerttaycan'dan Kırgızis-
tan'a dekpek çok ülkede okul açtınız. Son olarak da
Kuzey Irakta bir okulunuz var. Niçin Kuzey Irak?"
Bu soru bize göre çok önemliydi. Sanınz tartışma-
ya yeni boyutlar getirecekti...
ANAP: Kuzey Irak'ta
tampon bölge olmaz
• ANAP Grup Başkanvekili Sungurlu, Çekiç
Güç'ün gitmesini ve Avnq>a'nın bölgeden elini
çekmesini istedi. Sungurlu, Türkiye'nin bu
gücün yerini almaması gerektiğini söyledi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - ANAP kur-
maylan, Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nin (TSK) Kuzey I-
rak'ta sûrdürdüğü harekâ-
tuı ardından bölgede "tam-
pon bölge'' oluşturulması-
na karsı çıkarak, Türki-
ye'nin Çekiç Güç'ün yeri-
ni almaması gerektiğini
söylediler.
ANAP Grup Başkanve-
kili Oftan Sungurlu, Batılı
ülkelerin, Irak'ın 36. para-
Ielin kuzeyine gidişini en-
gelleyerek yanlış bir tutum
sergilediğini savunarak,
Kuzey Irak'ta bir otorite
boşluğu doğduğunu, Çekiç
Güç'ün de etkin olamama-
sı nedeniyle TSK'nin za-
man zaman bölgeye gir-
mek zorunda kaldığmı söy-
ledi. Çekiç Güç'ün gitme-
sini, Avrupa'nın da bölge-
den elini çekmesini isteyen
Oltan Sungurlu, "Çekiç
Güç'ün yerine orada bir
kuvvet teşkil etmemiz yan-
usokır"dedı
Tampon bölgenin iki ta-
rann anlasması veya kuv-
vet kullanılmasıyla oluştu-
rulabilecegıne dikkat çe-
ken Sungurlu, şunlan söy-
ledi: "Tampon bölge oluf-
tunnak için kfminle ania-
şacağız, khne karsı kuvvet
kullanacağtz. Yapdmast ge-
reken ÇekiçGüç'üngtane-
si, BM'nin bölgeden eUni
çekmesi,Irak'ıntoprakbft-
riinhtgfınfin korunması ve
Irak'uı topraklarmın tö-
münde hâkimiyetini tedf
etmesidir.Bizimdeistediğf-
miz budur. O zaman yine
teröristlerin sıcak takiM
için gerekügi zaman Irak
yöoetmünden izin alarak
böylebir opensyoogerçck-
kftirebüiriz,
Bu arada, Irak'ın kuze-
yinde yaşayan insanlar et-
nik kökenı ne olursa olsun
bizim kardeşlerimizdir. I-
rak'ın bölgede otorite kur-
ması halinde bu insanlara
zulmetmesine de müsaade
etmeyeceğirnizi uygun bir
dille Saddam'a ı
yu.»