24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çlter 7 bı doğum günü kaçamagı • İZV1İR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller, 50. yaş günûnü öncekj gece Kusadası'nda kutladı. Bir haftadan bu yana Kuşadası'nda bulunan eşiOzerÇüler'le buiuşan Başbakan, yaş günûnü, yanında çalıştığı belirtilen, basında uzun süre yer alan Göaûl Pelister adına kayıtlı çıftiikie kutladı. GüvenJik güçlen dışında kımsenin katalmadığı doğum günü partisinden sonra ilçeden aynlan Başbakan'a heiıkopterle pasta geririldiği öne sürüldü. Yetkililer Başbakan' ın ılçeye geldiğıru doğruladılar, ancak başka bılgı vennediler. Başbakan'ın yanında çocuklannın da olduğu öğrenildi. Papbmento ve basn • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMMBaşkan vekıli Kamer Genç, çoğulcu pariamenter rejimin temel ve vazgeçilmez kurumlannın başında parlamento ve basının geldiğinı vurgulayarak "Halkın gerçekleri öğrenme hakkı, bilgi edinme hakkı, ancak özgür basınla gerçekleşebilır" dedi. Parlamento Muhabirleri Demeği'nin dün yapılan 21. Olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Genç; parlamento muhabırlennden. yanlış anlama ve eksik bilgilerden kaynaklanan saptıncı, üzûntü verici yorumlardan kaçınmalannı isteyerek yasa dili ve hukuk tekniğinden kaynaklanan bazı terimlerde de dikkatli oiunması gerektiğıni vurguladı. 'Şeriata darbe meşmı ohır' • ANKARA (UBA)- Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Şeriat gelirse darbe meşru olur" dedi. Özel bir televızyon kanalında. Nazlı Ilıcak ve Can Kıraç tarafından hazırlanıp sunulan 'An Bir Kahve Olsa' adlı programa katılan Kenan Evren. darbeleri savunup savunmadığı şeklindekj bir soruyu yanıtlarken "Laıklık ortadan kalkar ve şeriat gelirse darbe meşru olur" dedi. Siyasi parti liderlerini soğanbaşına benzeten Evren, "Ne demişler 'baş ol da, istersen soğan başı ol' Işte bızde soğan başı çok" diye konuştu. hreıt/tykut İsviçre'de • İSTANBUL(AA)- ANAP tstanbul Milletvekili Imren Aykut, Uğur Dündar'ın hazırlayıp sunduğu "Arena" adlı programda yer alan tsviçre bankasındaki "Turgut" şifresiyle açtırdığı hesabmı incelemek üzere dün sabah Zürih'e gitti. Hareketinden önce yaptığı açıklamada Aykut, bu tûr konularda hassas olduğunu belirtirken. "Yanlış anlamalara meydan vermemek içın gidıyorum" şeklinde konuştu. Imren Aykut, Tûrkiye'ye dönüşünde konuyla ilgili bir açıklama yapacağını da sözlerine ekledi. IVtehmetçikle el ele' kampanyası • ANKARA (UBA) - Ziraat Bankası, Kuzey Irak'ta TSK tarafından yürütülen harekâta katkıda bulunmak isteyen vatandaşlar için "Mehmetçikle el ele" kampanyası başlattı. Orduya 50 milyar lira katkıda bulunan Ziraat Bankası, vatandaşlann bağışı için de Ankara Merkez Şube'de hesap açtı. Ankara Merkez şubede Tûrk lirası bağışlar için 5 bin, dövizli bağışlar için de 10 bin numaralı hesaplar açıldığı bildirildi. Açıklama • Haber Merkezi- Dûnkû gazetemizin 6. sayfasında yayımlanan "Ormanlann Canlılığından Habersiziz" başlıklı haberde Istanbul Üniversitesı Orman Fakültesi öğretim üyelennden Prof. Dr. Uçkun Geray'ın soyadı 'Giray' olarâk yazılmıştır. Bir açıklama yapan Prof. Dr. Geray, haberde yer alan "Ormanı dogmatik olarak tanımak lazım" şeklindekj cümlenin de kendisine ait olmadığını belirtti. Dûzeltir, özûr dileriz. Cindoruk, terörle mücadeleye harcanan paranın söz konusu olamayacağını söyledi: Birlik parayla ölçülinez• Çekiç Güç'e karşı olduğunu söyleyen Meclis Başkanı Cindoruk, Kuzey Irak'a yapılan operasyonu TBMM'de tartışma konusu yaptırmayacağını kaydetti Istanbul Haber Servisi -TBMM Başkanı Hüsamertin Cindoruk, Tûrk Sılahlı Kuv- vetlen'nce Kuzey Irak'a yapılan operasyo- nun görev tamanılanınca sona ereceğini söyledi. Terörle mücadelede harcanan pa- ranın söz konusu bıle edilemeyeceğıne dik- kat çeken Cindoruk, " Devletin biriiğinin maliyeti parayla ölçülemez. Birliğin devamı için kanûnızı döküyoruz da para mı harca- mayacağız? AJlaiı'ın izniyieorada sonuç an- nacaknr" dedi. Cindoruk, Kuzey Irak'a ya- pılan operasyonu, TBMM'de tartışma ko- nusu yaptırmayacağını da sözlerine ekledi. TBMM Başkanı Hüsamertin Cindoruk, önceki akşam Anadolu Grubu'nca Dede- manOteli'ndedüzenlenen "GünümüzTür- kiyesi'nin Siyasi Görüntüsü ve Beklentiler" konulu toplantıya katıldı. Cindoruk, top- lantıda gümrük bırliğinden Kuzey Irak'a yapılan operasyona kadar pek çok konuda değerlendırmelerde bulundu. Konuşmasında bir soru üzenne Çekiç Güç'e karşı olduğunu dıle getiren Cindo- ruk, bu konuda DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile aynı görüşleri paylaştığını söyle- di. Çevik Güç'ün bölgeye konuşlandınlma- sının hata olduğunu belirten Cindoruk, bu- nun bir çözüm değıl, tesellı olduğunu vur- guladı Cindoruk.u Bu güç için Saym Ece- vitileaynı şeyleri düşünüyoruz. Bu güç, Sad- dam'ı cezalandırmak için yerleştirildi. An- cak sonuç olarak Irak ve Türk halkını ceza- landırmak gibi bir şeydir" dıye konuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nce Kuzey I- rak'ta yapılan PKK operasyonuna da deği- nen Cindoruk. bölgedekı Türk askerlerinin çok kötü hava şartlarına rağmen canını or- taya koyarak sorunu çözmeye çalıştığını ıfade etti. Bölgedekı operasyonun görev ta- mamlanınca sona ereceğini dıle getiren Cindoruk, "Operasyon için çok para harca- nryor" şeklindekı açıklamalan sert bir şe- kılde eleştirdi. "Terörie mücadefenin mali- yeti obnaz" dıyen Cindoruk, devletin birii- ğinin maliyetinın parayla ölçülemeyeceği- nı vurguladı. Cindoruk. "Biıüğin devamı için kanımızı döküyoruz da para mı harca- mayacağız? Allah'ın izniyieorada sonuç au- 'Çetik Harekaü' sırasında PKK've ait temizlenen bir kampta Tûrk doktoıiannca inceienen ve 2 yıl kadar önce örgütün iç be- saplaşması sonucu öldürüldüğii sanılan bir teröriste ait kafatası da bulundu. (Fotoğraf: AA) nacaknr" dedı Cindoruk. "Operasyon TB- MM'de ele ahnacak mı" şeklindeki bir so- ru üzerine ise bu meseleyı kesinlikle TB- MM'de tartışma konusu yaptırmayacağını belirttı. Konuşmasında, Türkiye'nin bir seçıme ihtiyacı olduğunu söylediği için eleştırildi- ğini hatırlatan Cindoruk, aynı görüşünü yi- ne savunarak parlamentonun güven tazele- mesi gerektiğıni vurguladı Siyasette diren- menin olamayacağına dikkat çeken Cindo- ruk, sözlerini şöyle sürdürdü' "En iyi parlamento, bunu hisseden par- lamentodur. En becerikli ikridar, halkın gü- veninin azaldığını hisseden hükümettir. En iyi lider, bu hisJeri taşryan liderdir. Siyasette direnme yoktur. Ne bir parlamento, ne bir iktidar ne de parti lideri direnme hakkına sahiptir. Eninde sonunda yeni bir seçimle \eni bir iktidar tavin edilecek. Bu en erken 1995 Kasınu, en geçise 19% Ekimi'dir. Ora- ya kadar beklemektenseparlamentonun gü- ven tazeiemesi gerekir. ıktidann, halkunız tarafından veniden beJiriennıesi, meseieie- rin çözümiinün ertetenmesini engeUeyecek- tir." Cındoruk, Türkiye'nin 1923'ten beri 4 yılda bir seçim yapılması ortamına alıştığı- nı ve 1995'teki olası bir seçirnın "erten se- çim" değil, "doğal seçim" sayılması gerek- tiğini sözlerine ekledi. Gümrük birliği konusuna da deginen Cindoruk, Türkiye'nin Avrupa Birliği ve gümrük birliğine girmesine karşı olmadığı- nı söyledi. Ancak, Türkiye'nin gümrük bir- liğine giriyor diye yasa yapmasının yanlış- lığını da dile getiren Cindoruk, 1923 yılın- da zamanın siyasi koşullannda ve çok da- ha az bırnüfus içın hazırlanmış kanunlann. günümüz koşullanna uygun hale getirilme- si gerektiğini belirttı. Cindoruk, "Avrupa ve gümrük bnüğine girmeye karşı değttim. A- ma, sadece bir çaresizlik sonucu bunu yapı- yonnuşuz gibi izieninü silmek istiyorum" dedi. Türkiye'de son günlerde mezhep kavga- lan adı altında ve üniversitelerde çıkan kav- galara da dikkat çeken Cindoruk, Türkı- ye'de her mezhep, dın ve siyasi görüşteki in- sanın hoşgörü ortamında yaşadığını vurgu- layarak tuzaklara düşülmemesi gerektiğini anlattı. Türkiye'nin sınırlannın BM tara- fından ya da herhangı bir anlaşmayla değil, kanla çizildiğini vurgulayan Cindoruk, şun- lan söyledi: "Bir ulkeyi dışgüçler yıkamaz, ama iç di- namiklersarsar. Onedenleakhnuzıbaşnnı- zaalahm. Ancak bu sımrlar içerisinde yaşar- sak zenginieşir ve üelebet özgür yasam sür- dürürüz." Acemiprotestocuyu arkadan vurduiar Alevi genci Reis Kopal'ın kız istemeye gideceği gün cenazesi kaldınldı •Reis Kopal Gazi Mahallesi cehenneminden kaçabilseydi, cenazesinin kaldınldtğı gün anne ve babasıyla kendisine kız istemeye gidecekti. On ikincı ayda da askere. şında dal gibi delikanlı. Kopal ailesinin kahveye "Yahu Gazi Mahallesi ayaklanmış, biz ta Kağıtha- ne'den geliyoruz, siz koca koca erkekler uyuyorsu- nuz. Yakışıyor mu?" sözü- ne bozulmuş olacak ki, kal- kıp giyiniyor. Kahvaltı yap- madan çıkıp gıdıyor evden. Çıkış o çıkış. Ailesi merak içinde bekliyor. Ağabeyi Hü- seyin televizyonda haberleri ızlerken bir an donup kalıyor. Çünkü ekranda polislere taş atan gençler arasında ön sıra- da yerden taş toplayan yeşil parkalı genç, kardeşi Re- is*ten başkası değildir. "Öyle şaşırdım ki, Re- is'in böyle bir şey yapacağı kimsenin aklına gelmez, O utangaç, mahçup çocuk na- sıl olur da göstericilerin ön saflannda yer alır. Diğer kardeşlerim olsa şaşırmam ama Reis'i tanısanız siz de şaşardınız. Orda bile safça hareket ediyordu. Diğerie- GaziosmanpaşaolaylanndaöMürüknReisKopal'mağar^i^ ri taş atıp kaçarken, bizim- şim. Gazi MahaUesi'nde ölenleri illegal örgüt mensubuymûş gibi göstermeye çalışanlar var. Böyiece yapılan karü- amı meşrulaşormaya çalışıyoriar herhalde" di\or. gitmeyen, sokağa çıkmayan. en yakınlany- la dahi konuşurken kızaran mahçup oğlu. Acemi protestocu... Yerden topladığı taşla- n atmaya firsat bulamadan sırtmdan yedi kurşunu. Kendisıni alıp cehennem yenne götüren arkadaşı kadar becenkli olamadı, kaçamadı Reis. Oysa kaçabilseydi, cena- zesinin kaldınldığı gün anne ve babasıyla kendisine kız istemeye gidecekti. On ikın- ci ayda da askere. Inşaatta bekçilik yapan babasını artık çalışnrmayacaktı. Ölmeden üç günönce babasına kestirip atmıştı: "Ba- ba ben iyi kazanıyorum. Işim zor ama parası iyi biliyorsun. Senin artık inşaat- ta yatıp kalkrnanı, bekçilik yapmanı is- temiyorum. Bn son olsun tamam mı?" Sekiz kardeşin beşıncisiydi ama aile o- nun üzerine titrerdi. Herkesleri hayrete dü- şüren saflığı. iyi niyeti nedeniyle babası ve ağabeyi Hüseyin üzerine titrerdi. Inşaattan sabah beşte gelen babası kahvaltısını ha- zırlar, sobayı yakar öyle kaldınrdı kendisi- ni. Durağa kadar babası götürür, minibüse bindirdikten sonra geri dönerdi. Sabahlan erken giderdi ışe. Işyen ta Büyükçekme- ce'deydi. Sabah altıda gider akşamlan 10.00'da eve gelirdi. Gelir gehnez kafayı vurur yatardı. Mesai parası almak içın haf- tasonlan bile çalışırdı. Nadiren izin kullan- dığmdada Yeşilpınar'da oturan ablasına gi- derdi. Erzurum Hınıs'tan Istanbul'a gelelı 9 yıl olmuştu. Ağabeyi Hüseyin Kopal, "Karde- şimin hiçbir sosyal >aşamı yoktu. tş, ev ve ablamların dışında bir dünvası olma- dı. tlk kez geçen bayram Çamlica'ya gez- meye gitti. İstanbul'un hiçbir yerini bil- mezdi. Korkunç bir tempoyla çalıştığı için siyasetle uğraşması da mümkün de- ğildi. Zaten anlamazdı da... O kadar saf ve masumdu ki benim kardeşim. Gazi Mahallesi'nde ölenleri illegal örgüt men- subuymûş gibi göstermeye çalışanlar var. Böyiece yapılan katliamı meşrulaştırma- ya çalışıyoriar herhalde. Bazıları da or- taya çıkıp onu kendi siyasetlerindenmiş gibi göstermeye çalışıyor. Bunlar doğru değil. tşin gerçeği; benim kardeşim saf ve masum duygulanyla oraya gitmiş olabi- lir. KJmbilir belki de Alevi toplumuna yapılan saldınya yüreği dayanmadı. Sır- tından vurmuşlar onu. Ayağına ateş et- selerdi bari. Sakat kalsaydı yine razıy- dım. Böyle saf bir çocuğa nasıl kurşun sıktıiar bilemiyorum. O daha çocukru" diyor. Reis Kopal, 12 Mart akşamı inşaattan çıkmış eve gelırken bir özel otomobil gelip yanında duruyor. Otomobildekiler "Hadi bizi Gazi Karakolu'na götür" derler Re- is'e. Kabul etmez. "Eve geç kaldım. Ba- bam beni bekler" diyerek gıtmek istemez. Ancak otomobildekiler polis olduklannı söyleyerek Reis'i zorla arabaya alıyorlar. Çaresiz götürür onlan karakola. Sonra da eve gelerek başına geleni kahkahayla anla- tıyor. Gece televizyondan Gazi Mahalle- si'nde olanlan üzülerek izliyor. Ertesi gün gececidir Reis. Uykuyu oldum olası sevdi- ği için o gün de öğlene kadar uyuyor. An- cak Kağıthane'den olaylan protesto için ge- len bir yakmlannın gür sesiyle uyanıyor. kurşunlara aldırmaksı- zın yerden rahat rahat taş topluyor. O an çok kızıp 'Kurşunlara gelesin erai" diye beddua et- tim. Sfe bileyim gerçek olacağını. Kimin aklına gelir? Meğer o sahneden birkaç dakika sonra vurulmuş. Uzun süre yer- de kalmış. O gece eve gelmedi. Biz belki ise gitmiştir diye düşündük. jşyerini ara- dık gitmemiş. Ertesi gün gözaltına alın- ma ihtimali üzerinde durduk. Emniyet Amirliği ve siyasi şubeden sorduk. Yok, yok, yok. Öğlen vakti yaralılara baktık. Onlar arasında da bulamadık. En son akşamüstü morgda bulduk onu. Belin- den girip göğsünden çıkan bir tek kur- şun koparıp almış onu bizden." Evdeki eşyalann büyük bir kısmını Reis almış. O nedenle annesi baktığı her şeyde onu gördüğü için dayanamayıp evi tekret- miş. Kızınm yanına gitmiş. Babası ve ağa- beyi, Reis'in katillerinin bulunması için gi- rişimlerde bulunmayı düşünüyor. Bunun için acılannın hafiflemesini bekliyorlar. Reis Kopal...Yirrru yaşında dal gibi delı- kanlı. Acemi protestocu...Bu acı hafifler mi? 'Medya sorumluluğunu yerine getirmiyor' BSP tarafmdan düzenlenen "Türkiye Gerçeği ve Özgür Tartışma Konferansı" konulu toplantının dünkü oturumunda gazeteciler tartıştı. TGC Başkanı Nail Güreli, medyayı siyasetçilerin yozlaştırdığını söyledi tstanbul Haber Servisi - Bir- leşik Sosyalist Parti tarafından düzenlenen "Türkiye Gerçeği ve Ozgür Tartışma Konferansı"ko- nulu toplantıda Türkiye'deki medyanın sorumluluklannı yeri- ne getırmediği ve hızla tekelleş- meye gıttıği belirtildı. The Marmara Oteli'nde önceki gün başlayan, çok sayıda politi- kacı, sanatçı, sendıka, meslek ör- gütü ve demek temsılcismin ka- tıldığı toplantının dün yapılan oturumunda gazeteciler tartıştı. Gülçin Çayhgil, Erfaan Bener ve Erdal Kara'nın yönettıği toplan- tıya Söz Dergisi Yayın Koordina- törü Seyfî Öngider, Dünya Gaze- tesi Genel Yayın Yönetmeni Os- man SafTet Arolat gazeteci-yazar Oral Çalışlar, Turkish Daıly News Genel Yayın Yönetmeni U- nur Çevik, gazeteci-yazar Ragıp Duran, gazeteci-yazar Koray Düzgören. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Nail Güreli. Özgür Ülke Gazetesı Ya- zan Gühan Ktşanak ve Söz Der- gisi Yayın Kurulu üyesi \eys Sa- nsözen konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda ılk olarak söz alan Seyfi Öngider Kürt sorunu konu- sunda barışçı bir yol izlenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin son 10 yıldır banşçı biryöntem izlemediğini öne süren Öngider. "Siyasi, banşçı bir yol izlenseydi belki de her şey farklı olacaktı" dedi. Yabancı basının, Türk basmı- nın önünde gittiğine dikkat çeken Ilnur Çevik ise birçok konuda özgürce haber yapabildiklerini belirtti. Çevik şunlan söyiedi: "Kuzey Irak'ta başlatdan ope- rasyona bir milyar 500 milyon do- larûı üzerinde para harcandı. An- cak Türkive'nin neden Irak'a operasyon yaptığı anlaşüamadı. Türkiye Kürt sonmunu çözeme- diği sürece ekonomisini de topar- layamaz. Güneydoğuda PKK ile deviet arasmda sdaşmış halk var. Bu insanlar getecekierinden endi- şe duyuyor. Bu insaıüara demok- ntsi üe vardım edilebflir." Gazeteci-yazar Oral Çalışlar, Türkiye'nin şovenizm ve şeriat tehdidi altında olduğunu söyledi. Türkiye'de Kürt sorunu çözülme- dikçe iç kamplaşma ve şeriatın büyüyeceğini de vurgulayan Ça- lışlar. "Kürt sorununu, gittikçe ağtriaşan tsiami bağnazlığı ve ırk- çıhgı çözmek için demokrasi şart- nr" diye konuştu. Daha sonra söz alan Ragıp Du- ran da Türkiye'de medyanın bu- lunduğu konumu eleştirdi. Nail Güreli ise medyada çokseslilik olmamasından yakındı. Medyayı siyasetçilerin yozlaştırdığını öne süren Güreli, tekelleşmenin, pro- masyonun ürkütücü boyuta ulaş- tığını söyledi. Büyük serrnayenin kendi çıkarlanna uygun yayın politikası izledığine dikkat çeken Güreli, "Arük halk ve sivil top- lum örgütleri medyaya tepkisini dile getirmeüdir'' diye konuştu. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET CETİNKAYA Mçhı Kuzey hmk?.. Bir televizyon kanalında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'taki askeri harekâtı tartışılıyor. Yaklaşık 8- 10 kişi, kişise) düşüncelerini açıklıyor. Kimi "Ben se- naryo yazanm" deyip sapla samanı birbirine kanştı- nyor. Hefe içlerinde biri var kj adeta ulusJararası iliş- kiler uzmanı gibi konuşuyor. Toplantıyı yöneten kişi, bir köşe yazannın yazısm okuyor, hemen o, söze giriyor "Onu ben daha önce yazmışüm. Yazar arkadaşt- mıza daha sonra ben anlattım, o benden sonra yaz- mış..." öyle şeyler anlatryor ki gülmemek eide degil... Köşe yazılannda 'Debreii Hasan'ı anımsatan bu 'takkeli liboş' televizyon ekranında da aynı tavnnı sürdürmekten hiç çekinmiyor. Siz o kişiyi tanırsınız... Çevresinde takkeli liboş' olarak tanınır... Geçen gün 'kod adıyla' dedikodu yazarken 'Yaşım 34 '0n üzerinde" diye yazmıştı. Kerata yaşını da sak- lıyor nedense. Oysa yaşı 45. 'Takkeli liboş', Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey I- rak harekâtını eteştirmeye niyetli 'numaracı cumhu- riyetçiler' gibi. Niyetli de 'Hocaefendi' sanınz "Şün- lan şunlan söyte" dediği için 'hvırma sanatı'nın in- celiklerini kendi çapında sergilemekle kalıyor. Eh, alışkanlığından olacak bir hayii de böbürteniyor. • • • Takkeli liboş,' tartışma sırasında eski MİT ajarn Mahir Kaynak ile nedense hep aynı görüşleri pay- laştı. Zaten Kaynak, "Ben senaryo yazmakla ünlû- yüm" diyerek söze başladı. 'Takkeli liboş' da yaşa- mı boyunca 'Nur kamplan'nda 'ağabeylik' yaptığı dönernde olduğu gibi hep senaryo yazmtştı. Aklımıza gelmişken hemen belirtdim: Güvenlik ve Yargı Muhabirieri Derneği Başkanı Ünal Inanç, Kon- ya'da düzenlenen 'Terör ve Çıkar Çevreleri' konulu konferansta ne diyordu? Şöyle: "Mahir Kaynak benim arkadaşım. Buna karşın 'Türkiye'de CIA ajanı var mı' diye bana bir soru yö- neltilse Mahir Kaynak'ı gösterebilirim." Dün sabah 'malum gazete'ye göz atınca Mahir Kaynak'ın birinci sayfanın tepesindeki resmini gör- düm. Kaynak bununla da kalmıyor, gazetenin seki- zinci sayfasını 'silme' kaplıyordu. Bir gece önce 'takkeliliboş'la ekranda birlikte olan Mahir Kaynak bir gün sonra 'malum gazete'ye ko- nuk oluyordu. Bu bir rastlantı mıydı yoksa önceden tezgâhlanan bir oyun muydu? Pazar konuşmasında Mahir Kaynak'a yöneitilen ilk soru şuydu: "Mahir Kaynak maharetli bir kaynağa mı sahip, yoksa kendisi mahir kaynak mı?" Yanrt: "Kesinlikte tek başıma çalışıyorum. özel 'maharet- Vı'bir kaynağım yok. Herkes gibiyim, ama insanlar bütün bunlan tek başıma yapamayacağımı, muhak- kak arkamda birileri olduğu zannına vanyoriar, ûzû- lûyorum tabii buna. Aynı zamanda bu iddiaya sew- nryorum da. Çünkü kendimi biliyorum." S o r u : •• ••>> - "Mahir bir kaynaksınızyani...*' ' ' Yanıt: "Agkolmakta beisyok, betlibirkabiliyetim var. Bû- tün ömrümü bazı konulan düşünerek analiz ederek geçirdim. Bu da bunun doğal sonucu..." Mahir Kaynak böyle söylüyor, ama gazeteci Ünal Inanç tam tersini: "Mahir Kaynak CIA ajanı..." • • • 1982 yılında Harvard Üniversitesi'nde masteryap- tığını iddia eden 'takkeli liboş 'un bağlı olduğu tarika- tın Amerika'da 'Samanyolu Vakfı' aracılığıyla ilişkjle- ri, 'Hocaefendi : 'nin ABD ile bağlantısi; son otarak Ku- zey Irak'ta okul açmalan, 'malum gazete'nin Orta Asya cumhuriyetlerinde örgütlenmesı insanı elbet düşündürüyor. Bakın bir başka önemli konu daha van 'Malum gazefe'nın Amerika temsilcisı künyede Ismail Yedi- ler olarak görülmektedir. Ancak bu temsilcinin ger- çek adı (Yani nüfus kütüğündeki adı) Abduliah Ay- maz'dır. 'Kodadı'afışkanlığının 'Hocaefendi'cema- atinde yaygın olduğu DGM tutanaklannda da sap- tanmıştır. Gerçekten ilişkiler çok şaşırtıcıdır... 'Takkeli liboş'un Mahir Kaynak'la aynı programda birlikte görülmeten, Kuzey Irak'taki askeri operasyo- nu aynı çizgide değerlendirmeleri gerçekten onem taşryordu... Programı yöneten Doç. Dr. Mithat Melen'in *<a>r- keli liboş'a şu soruyu sormasını isterdik: "ABD'den Romanya 'ya, Azerttaycan'dan Kırgızis- tan'a dekpek çok ülkede okul açtınız. Son olarak da Kuzey Irakta bir okulunuz var. Niçin Kuzey Irak?" Bu soru bize göre çok önemliydi. Sanınz tartışma- ya yeni boyutlar getirecekti... ANAP: Kuzey Irak'ta tampon bölge olmaz • ANAP Grup Başkanvekili Sungurlu, Çekiç Güç'ün gitmesini ve Avnq>a'nın bölgeden elini çekmesini istedi. Sungurlu, Türkiye'nin bu gücün yerini almaması gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP kur- maylan, Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin (TSK) Kuzey I- rak'ta sûrdürdüğü harekâ- tuı ardından bölgede "tam- pon bölge'' oluşturulması- na karsı çıkarak, Türki- ye'nin Çekiç Güç'ün yeri- ni almaması gerektiğini söylediler. ANAP Grup Başkanve- kili Oftan Sungurlu, Batılı ülkelerin, Irak'ın 36. para- Ielin kuzeyine gidişini en- gelleyerek yanlış bir tutum sergilediğini savunarak, Kuzey Irak'ta bir otorite boşluğu doğduğunu, Çekiç Güç'ün de etkin olamama- sı nedeniyle TSK'nin za- man zaman bölgeye gir- mek zorunda kaldığmı söy- ledi. Çekiç Güç'ün gitme- sini, Avrupa'nın da bölge- den elini çekmesini isteyen Oltan Sungurlu, "Çekiç Güç'ün yerine orada bir kuvvet teşkil etmemiz yan- usokır"dedı Tampon bölgenin iki ta- rann anlasması veya kuv- vet kullanılmasıyla oluştu- rulabilecegıne dikkat çe- ken Sungurlu, şunlan söy- ledi: "Tampon bölge oluf- tunnak için kfminle ania- şacağız, khne karsı kuvvet kullanacağtz. Yapdmast ge- reken ÇekiçGüç'üngtane- si, BM'nin bölgeden eUni çekmesi,Irak'ıntoprakbft- riinhtgfınfin korunması ve Irak'uı topraklarmın tö- münde hâkimiyetini tedf etmesidir.Bizimdeistediğf- miz budur. O zaman yine teröristlerin sıcak takiM için gerekügi zaman Irak yöoetmünden izin alarak böylebir opensyoogerçck- kftirebüiriz, Bu arada, Irak'ın kuze- yinde yaşayan insanlar et- nik kökenı ne olursa olsun bizim kardeşlerimizdir. I- rak'ın bölgede otorite kur- ması halinde bu insanlara zulmetmesine de müsaade etmeyeceğirnizi uygun bir dille Saddam'a ı yu.»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle