Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 MART1995 PAZARTESİ
HABERLER
Bozlak: Ordu
K.lrak'tan
çekilsin
• [ZMtR (Cumhuriyet
EgeBürosu)-HADEP
Genel Başkanı Murat
Bozlak ordunun Kuzey
Irak'ı "işgalettiğmi"
belirterek, "Türİaye için
ağır siyasi sonuçlara neden
olacaktır. Bu yüzden
önerimiz, ordunun hemen
Kuzey Irak'tan çekilmesi
doğrultusundadır" dedi.
HADEP'in lzmir;de
düzenlemek istediği
Nevruz şenJiğinin Izmir
Valiligi tarafından
yasaklanmasının ardından,
dün gûvenlik güçleri il
merkezini "abluka altına"
aldı. "Biz banş ve
kardeşliği sağlamak için
çalışırken binleri operasyon
adı altında bır işgal
hareketine girdi" diyen
Bozlak, Kuzey Irak'ta
gerçekleştirilen
operasyonJa ilgili olarak,
"Başbakan, operasyon
diyor, operasyonun
gerekçelerini açıklarken de
"ülkemize, milletimize
hayırh olsun' diyor.
Başbakan'ın bu tanırru
sıradan bir operasyon
olmadığını gösteriyor" diye
konuştu.
Gemi kazası
• İSTANBUL(AA)-
Istanbul Boğazı'nda önceki
gece çarpışan Çin ve Türk
bandıralı kuru yûk
gemilerinin mürettebat ve
kaptanlanrun ifadeleri
bugün ahnacak. Can kaybı
ve yaralanma olmayan
kazadan sonra ön taraftan
aldığı yara yüzünden
karaya oturan Çin bandıralı
geminin kaptanınm
kurtarma çalışmalannm
başlatılması için henüz bir
talepte bulunmadığı
bildirildı. Kazadan sonra
Moda açıklannda karaya
oturan "Quxuan-Hai" ile
Ahırkapı açıklannda
demirletilen "Barbaros
Oktay" adlı gemilerin
batma tehlikesi
bulunmuyor.
Yunanistan
önunde gösteri
• tstanbul Haber Servisi -
Yunanistan'ın Istanbul
Başkonsolosluğu önünde
toplanan ve kendilerini
'Nizam-ı Âlem Ülkücüleri'
olarak tanıtan bir grup
Yunan bayrağını yaktı.
Yunanistan'da Türk
bayrağırun yakılmasını ve
Iskeçe Müftüsü Mehmet
Emin Aga'nın
tutuklanmasına tepkı
göstermeyen TC
hükümetini protesto etmek
için tekbir getirerek Yunan
bayrağı yakan göstericiler
daha sonra tstiklal
Caddesi'ne çıkarak dağıldı.
Şetıft er
toprağa verildi
• ISTANBUL (AA> - Türk
Silahlı Kuvvetleri
tarafından PKK'ye yönelik
olarak Kuzey Irak'ta
sürdürülen sınır ötesi
harekât sırasında şehit
düşen Piyade Er Ertan
Kolay, dün lstanbul'da
düzenlenen törenle toprağa
verildi. Şehit Er Ertan
Kolay'ın cenazesi, Levent
Camii'nde öğleyin kıhnan
namazdan sonra bir süre
eller üzerinde taşındı. Daha
sonra top arabasına konan
şehit erin cenazesi
Edirnekapı Şehitliği'nde
defnedildi.
Yerel seçimlerin birinci yıldönümünde hizmet yerine 'siyaset' var:
Belediyelerde kimlik bunahmı
İmar alanında: Rant
beklentilerine hizmet
Kültür alanında: Şeriat
beklentilerine hizmet
OKTAY EKİNCİ
Başta Istanbul ve Ankara gibi büyük kent-
ler olmak üzere yurt düzeyinde belediyele-
rin önemfi bir çoğunluğunda yerel iktidar
olanağını elde eden Refah Partisi, belki ken-
disinin de pek bek< -mediği bu sonucun alın-
dığı tarih olan lW4'ün 27 Martı'nı yerel
seçimlerden hemen sonra "betediyeler bay-
nunı" olarak ilan etmişti.
Nitekim, Ankara Büyüksehir Belediyesi
tarafından 27 Mart"ın 1. yılı nedeniyle Al-
ünpark'tadüzenlenen "BeJedheier Bayramı
veBelediye Araç veGereçleri Fuan"nın açı-
lış töreninde konuşan RP lıderi Erbakan,
yerel yönetimlere Refahlılann gelmesiyle
halka hizmetin başladığını söyledi ve yine
RP'li belediyecilerin bayramlanru da aynı
törenle kutlamış oldu.
Kuşkusuz, geride kalan şu ilk bir yıllık
dönemin değerlendirmesinı sadece Erba-
kan'ın sözleriyle ya da bayram havası içe-
risinde yapmak, Refah Partili kadrolann bir
yere kadar siyasal haklan sayılabilir.
Ancak toplumsal haklar ve buna bağlı
olarak toplumsal beklentiler, ceplerinde ta-
şıdıklan parti kimlikleri ne olursa olsun,
tüm belediyecilere bu tür siyasi tutum ve
davranışlardan annmış bir kamu görevlisi
olmalan sorumluluğunu da yüklüyor. 27
Mart 1994'ten bu yana da böylesi bir top-
lumsal sorumluluk, ağırhklı olarak RP'lile-
rin üzerinde bulunuyor...
Siyasal polemikler
Geçen bir yıllık hizmet dönemi içerisin-
de RP'li yerel yöneticiler, belediyecilikte
gerçekten halka hizmeti başlatabilmiş ve
salt siyasi hedeflen için değil; aynı anda
kentsel gelişme ve toplumsal ilerlemeye dö-
nük adımlan da bayram yapabilecek düzey-
de atabilmişler midir?
Bu soruya genelde olumlu bir yanıt ver-
mek, elbette ki olası görünmüyor. Hele Is-
tanbul ve Ankara'da izlenen kimi radikal
politikalar, RP'li kadrolann temelde kente
ve topluma değil. özledikleri siyasa) düze-
ne hizmet eden bir anlayışı benimsedikleri-
ni gösteriyor.
Bu anlayışın yarattığı gerilimli ortam ise
sonuçta kent sorunlannın tartışılması yeri-
ne siyasal polemiklerin öne çıktığı bir yerel
yönetim gündemini ülkede egemen kılıyor.
Böylece örneğin bir yandan kentsel yağma
alabildiğine sürerken öbür yandan bu yağ-
manın da ekmeğine yağ süren bir siyasi ça-
tışma ortamı yine kente ve topluma değil,
çıkar çevrelerine hizmet ediyor...
Odalara karşı tavır
RPIi belediyelerin kente hizmet yerine si-
yasi mücadeleyi benimseyeceklerinin ilk
önemli göstergesi, mühendis ve mimaroda-
lanna karşı takındıklan düşmanca tavır ol-
du. Özellıkle Istanbul ve Ankara'da sanki
kentin düzenli iman önündeki en büyük en-
gel projelerin odalarcada denetlenmesiymiş
gibi 27 Mart'ın üzerinden henüz 15 gün bi-
le geçmeden büyükşehirbelediye başkanla-
n, önceki dönemlerden gelen ortak proto-
kolleri tek taraflı iptal ettiler. Bu ilginç or-
tak refleks, Istanb/ıl'da Recep Tayyip Erdo-
ğan tarafından, "İ erinde veniden çahşaca-
ğ/z* sözleriyle daha yumuşak gerçekleşir-
ken Ankara'da M' tifa Gökçek gerçek niye-
tini gizlemedi ve )lculan> yetki verrneye-
ceğini ilan etti.
Oysa projelerdeki oda denetimi, meslek
odalannın yasal birgörevi olmasının ötesin-
de. belediyelerde '•angi projelere ruhsat ve-
nldiğinin de yine ugili uzman ve demokra-
tik bir kuruluş tarafuıdan ızlenmesi anlamı-
na geliyordu. Refahlı beledıyeler, imar ko-
nusunda ilk iş olarak bu tür bir demokratik
denetimden kurtulmayı yeğlemişlerdi. Ni-
tekim geçen 1 yıl içinde örneğin fstanbul'da
verilen hukuka aykın ruhsatlar da büyük
oranda Mimarlar Odası denetiminden kaçı-
nlan projelerle gerçekleşti.
Yine lstanbul'da RP'li yerel yönetimin i-
mar konusunda takındığı bir baska siyasi
tavır ise yüksek yargı tarafindan iptal edi-
len Boğazıçi planlannı bu planlardan çıka-
n olan rant çevreleriyle birlikte savunmasıy-
la ortaya çıktı.
Oysa bu yağma planlan 1988 yılında Da-
lan tarafından onaylanmış, 1989-1994 yıl-
lanndaki Sözen döneminde ise mahkemenin
sürmesine karşın yürürlükte tutulmuştu. Mi-
marlar Odası 'nın 1988'de açtığı dava, R.
Tayyip Erdoğan döneminde iptal karanyla
TayyipErdoğan Meüh Gökçek
sonuçlandığında ise büyükşehir belediyesi,
bu planlan yine savunarak ranta dayalı bir i-
mar politikasının yarunda yer aldı. Çünkü
davayı açan Mimarlar Odası 'ydı ve yaklasık
9 milyon mr
lik hukuk dışı bir imar yağma-
sı getiren bu planlan, özeilikle ilçe beledi-
yelerindeki yaygırı bir çevre, RP dönemin-
de de kullanmak istiyordu.
Istanbul'un kentsel çıkarlanru gözardı e-
den geçmiş dönemlere ait imarkararlannda-
ki "sürekliliğin" bır başka çarpıcı gösterge-
si de yine RP'li büyükşehir belediyesinin
Zincirlikuyu'daki "Tat-Towers" adJı çifte
gökdelen projesine onay vermesiydi.
İlk ayncalıklı imar durumu karannı Da-
lan'ın imzaladığı bir imar planı değişikli-
ğiyle elde eden, ancak Sözen döneminde
gerçekleşemeyen Tatbalar'a ait bu gökde-
len projesi, Zincirlikuyu bölgesindeki alt-
yapı dengelerini ve özeilikle trafik yoğun-
lugunu hiç dikkate almayan bir rant operas-
yonu niteliği tasımasına rağmen, imardan
• Geçen bir yıl içerisinde
RP'li belediye
başkanlannın partili
kimliklerini öne çıkarmalan
yüzünden, kent sorunlannın
tartışılması yerine "siyasi
polemiklerin" ağır bastığı
bir yerel yönetim gündemi
ülkede ve kamuoyunda
egemen oldu...
sorumlu Belediye Genel Sekreter Yardımcı-
sı Altan Raşit Civan tarafından onaylandı.
Böylece yine büyükşehir belediyesinde
son düzenlemeleri yapılmakta olan nazım
planın temel ilkeleri bir kez daha zedelenir-
ken kentleşme politikasında "acfil dûzen"
kavrammın sadece siyasi bir söylemden öte-
ye gidemediği de açığa çıkmış oldu.
Jmar konusunda rant çevrelerinin gele-
neksel beklentilerine karşı halktan yana bir
tavır alamayan RP'li belediyeler, yine bu ge-
çen 1 yıl içinde özledikleri siyasi düzeni şe-
hirciliğe ve özeilikle kent kültüriine de ege-
men kılmaya çalışan bir politika izlediler.
Bu anlamda ömeğin tarihi su maksemi bi-
nalanna bitişik bir arsa olduğu için SİT ku-
rallan nedeniyle Taksim camisine izin veril-
mediği zaman tarih adına buna destek vere-
cekleri yerde, Anıtlar Kurulu'nu suçlayıcı
çıkışlarda bulundular. Dahası, Erbakan'ın,
"Bizde cami>iTaksim Parkı'na yapanzn
şek-
lindeki siyasi inatlaşmasına Istanbul'un şeh-
remini olarak engel bile olamadılar. Tersine,
susarak destek verdiler.
Benzer şekilde Ankara Belediyesi'nin
başkentin tarihsel amblemi olan "HititGü-
Deşi"^ Türklük ve Müslümanlıkla ilgisi yok
diye ortadan kaldırma hakkını kendisinde
görebilmesi, Melih Gökçek'in heykellere
karşı takındığı tutumu aslında tamamlayan
bir siyasi davranış olarak ortaya çıktı. Ana-
dolu uygarlıklannın sahibi ohna erdeminin
ne denli çağdas. vee\Tensel biranlayış oldu-
ğunu kavrayamayan bir kişinin başkente be-
lediye başkanı olabilmesi, 21. yüzyıla beş
kala ülkenin gündemine talihsiz tartışmalar
getirdi. Bütün bunlann yanı sıra RP'li bele-
diyelerin örneğin içki yasağı konusundaki
tutumlan da özeilikle Istanbul için doğrusu
kara-mizah denilebilecek bir kentseî yaşam
sürecini başlattı. Ister Osmanlı döneminde
yazılsın, isterse cumhuriyet döneminde bes-
telensin, hemen tüm şarkılarda aşk, meyha-
ne ve içki kültürünün en insancıl ve en ince
sanatını yaratan tstanbul için sokaklardaki
yemek masalannı kaldırtmak, lokantalara
perdeler astırmak, kokteyllerde alkolü ya-
saklamak... binlerce yıllık tarihinde belki de
rüyasmda bile görse inanamayacağı bir ga-
rip durum yarattı.
Denebilirki Istanbul, şu ünlü Istanbul şar-
kısmı artık şöyle yürekten söyleyecek bir
belediye başkanını her dönemden çok daha
fazla bu geçen bir yıl içinde aramaya da bas,-
ladı:
"Bu aksani bütün meynaneieriııi doiaştun
tstajıbul'ua,
Seni aradım kadehlerdeki dudak izle-
rinden..."
Kâğıthane Beiedhesi'nin Refah Partili Belediye Başkanı Arif Calban tarafindan işten atılan 340 işçi, islerine dönebilmek için
uzun süre mücadeieettüer.Sorunlannı kamumıınaduyurabilmek ve shasi partilerin desteğini sağlamak amacrv la nisan 1993'te
yürümeye başlayan işçiler, 5 mayısta Ankara'ya girerek Refah Partisi Genel Merkezi önünde bir miting düzenlediler.
Belediyelerde bir yılda 26 bin 623 işçinin görevine son verildi
Işçiçıfuuma rekoruRP'deANKARA (AA) - 27 Mart 1994 yerel
seçimierinden bu yana geçen bir yıllık
süre içinde, çeşitli belediyelerde çalı-
şan 26 bin 623 işçinin işine son verildi.
DlSK'e üye Genel-lş Sendikası tara-
findan yapılan bir araştırmaya göre ye-
rel seçimlerin yapıldığı 27 Mart
1994'ten bu yana Türk-lş'e bağlı Bele-
diye-tş Sendikası üyesi 18 bin, DlSK'e
bağlı Genel-lş Sendikası üyesi 5 bin 623
ve Hak-tş'e bağlı Hizmet-lş Sendikası
üyesi 3 bin olmak üzere toplam 26 bin
623 işçinin işine son verilirken, yine ay-
na süre içinde belediyelerde çalışan yak-
laşık 4 bin memurda işten çıkanldı.
Araştırmada, Genel-lş Sendikasf na
üye işçilerin işine en çok RP ve MHP'li
belediyeleT son verirken, en az işçi çı-
karanlar ise CHP ve DYP'li belediyeler
oldu. Araştırmaya göre bir yıl süresin-
ce islerine son verilen Genel-lş Sendi-
kası üyesi işçilerin partili belediyelere
dağılımı ve oranı şöyle:
ANAP: 973 işçi, yüzde 17.30, CHP:
3 işçi yüzde 0.05; DSP: 150 işçi, yüzde
2.67; DYP: 97 işçi, yüzde 1.73; RP:
2.982 işçi.yüzde 53.03; MHP: 1.105 iş-
çi, yüzde 19.7; SHP: CHP ile bütünleş-
meden önce 313 işçi, yüzde 5.57.
Genel-tş'in belediye işçileri arasmda
yaptığı araştırmada işçilerin yüzde
33.34'ü işten atılmalann siyasi neden-
lerle yapıldığını bildirdiler.
Ankete göre işçilerin yüzde 38.99'u
belediye yönetimlerindeki değişiklik,
yüzde 10.7l'i eskibelediye başkanlan-
nın yasalara aykın bir şekilde işçi al-
ması, yüzde 6.92'si kadro şişkinliği.
yüzde 5.85'i işlerin taşerona de\Tedil-
mesi ve yüzde 4.19'u da yaşanan mali
sorunlar nedeniyle işe son verildiği gö-
rüşünü benimsiyorlar.
Belediye işçilerinin yüzde 32.28'i iş-
kolunun en önemli sorunu olarak işten
atılmalan gösterdiler. İşçilerin yuzde
23.24'ü taşeronlaştırmayı. yüzde
13.98'i ücretlerin tam zamanında öden-
memesini, yüzde 11.72'si belediyeler-
deki kötü yönetimi, yüzde 9.53'ü düşük
ücretleri ve yüzde 9.25'i politik baskı-
lan önemli sorunlar arasında sıraladılar.
BİZBtZE
ERDAL ATABEK
Insan Haklan Densi
Orta dereceli okullara "insan haklan dersi" konu-
yor. Toplumun genel durumuna bakınca insanda ka-
ra mizah etkisi yapıyor, ama iyi niyetli bir girişim ol-
duğu açık. Acaba "insan haklan dersi'nde ne anla-
tılacak, nasıl anlatılacak, dahası bu dersin örnekleri
nereden seçilecek? Doğru dürüst bir insan haklan
eğitimi yapıiırsa gençlerimizin kafası iyice kanşma-
yacak mı? Öğrendikleriyle yaşadıklan birbiriyle çeli-
şen öğrenciler, kimlik kargaşasını nasıl aşacaklar?
Bu yıl gittiğim lise toplantılannda, üniversite söy-
leşilerinde öğrenci gençlerimizin toplum sorunlany-
fa nasıl iç içe yaşadıklannı yakından gördüm. Ezber-
ci, şartlandırma eğitiminin nasıl sorgulandığını gör-
düm. öğrencilerin farklı düşüncelerini açıklamaktan
nasıl ürkütüldüğünü gördüm. Kız öğrencilerin "bekâ-
ret kontrolü"ne nasıl tepkj gösterdiklerini gördüm.
Öğrencilerini geliştirmek isteyen gerçek öğretmen-
lerin, okul müdürlerinin çabalannı, üzüntülerini, sıkın-
tılannı gördüm. Milli Eğitim'deki yapının nasıl değiş-
mesi gerektiğini, merkezde verilen bir karann okul-
ları nasıl etkilediğini gördüm. Toplumdaki güvensiz,
baskıcı, korkuya dayalı ortamın genç insanlara nasıl
yansıdığını gördüm.
Eğer gerçek bir "insan haklan eğitimi" yapılmak is-
teniyorsa bu eğitim öğrencilerle "özgürce tartısarak"
yapılmalıdır. Böyle yapılmalıdır ki, öğrencilerde insan
haklanyla ilgili sorular ortaya konabilsin, tartışıtsın, bi-
lince dönüşsün. Aslında pek düşünülmüyor, ama bu
toplumda çok yaygın bir "insan haklan eğitimi" var.
Eğerdüşünürsek...
•••
Toplumdaki insan haklannın kurallan şöyle değil
mi?
- Eğer yetkin varsa, paran varsa, silahın varsa hak-
kın da vardır. Bunlara sahip değilsen hiçbir hakkın
yoktur. Hak sahibi olmak için bunlara sahip olanla-
nn dediklerini yapacaksın.
- En büyük hak, susma hakkıdır. Sen de susacak-
sın, ne düşünüyorsan düşün, konuşmayacaksın.
Sus, kanşma, katılma. Kullanabileceğin hak budur.
- Başkasına haksızlık yapıldığını görürsen "Çok
şükür benim başıma gelmedi ya" diye düşünecek-
sin. Canının sıkıntısını "O da kim bilirneyapmıştırki,
ona da bunu yapıyohar" diye geçiştireceksin.
- Çocukluğunda dayak yerken, gençliğinde aşa-
ğılanırken sabırlı olacaksın. Ben de zamanı gelince
çocuklanmı döverim, gücümün yettiğini aşağılanm,
böylece ödeşirim diyeceksin.
- İnsan haklan denen şeylerin devietin işi olduğu-
nu unutmayacaksın. Devlet bunlan konuşur, gider
belgeler imzalar, işkence aletlerini toplatır, liste ya-
yınlar, ne yaparsa yapar, sen bunlara hiç kanşmaya-
caksın. İnsan haklan denen şeylerin sıradan vatan-
daşla bir ilgisinin bulunmadığını, aklından hiç çıkar-
mayacaksın.
-İnsan haklan demek, devlete itaat etmek demek-
rir. Devlete saygılı olacaksın. Polise saygılı olacaksın.
Devleti temsil eden her şeye saygılı olacaksın. Say-
gın kadar hakkın olduğunu unutmayacaksın.
- İnsan haklannın seni ilgilendinmediğini bileceksin.
Devletin bu konuyla ilgilenen bir devlet bakanı oldu-
ğunu düşüneceksin. Sen haklanndan önce görevle-
rini bileceksin. Sık sık "Sen senibil, sen seni, sen se-
ni bilmezsen patlatıhar enseni" özdeyişini söyleye-
ceksin. Belki de bu özdeyişi insan haklan derslerinin
başında ve sonunda bütün sınıfa söyletmek de uy-
gun olacaktır.
• • •
Aslında belki de bizim kendimize uygun bir "insan
haklan bildirgesi" yazmamız gerekiyor. Düşünmek-
te geç kalmadık mı, ne dersiniz?
Ailelerin acıklamasi:
Öğrenciler, Nevruz
sonu göz altma almdı
tstanbul Haber Servi-
si- Yasadışı bölücü örgüt
üyesi olduklan savıyla Sa-
ngazi'de geçtiğimiz per-
şembe günü gözlem altına
alınan 7 liseli öğrencinin
aileleri birbasın açıklama-
sı yaptılar.
İHD'de dün yapılan ba-
sın açıklamasında, yaşlan
14 ile 18 arasında değişen
bu çocuklann Nevruz gös-
terilerine katıldıktan sonra
gözlem altına alındığını be-
lirten aileler, "Iffet Yasa-
sı'na karşı basuı açıklama-
sı yapmak ve Nevruz Bay-
ramı kudamasma katılma-
yı, >asadışı örgüt üyeliğiyle
değer görcn zihnjveti pro-
testo ediyoruz" diye konuş-
tular. Gözlem altına alınan
Hüseyin Genç(18),
H.G.(15), T.Ç (15),
K )
E.K.(14) ve soyadı belirle-
nemeyen S.'nin (15) ailele-
ri, DGM tarafindan 13 gün
sorgu süresi alınan bu ço-
cuklann gelişiminde, yaşa-
dıklan bu kötü deneyimin,
psikolojik gelişiminde
olumsuz rol oynayacağmı
ifade ettiler.
14 yaşındaki E.K.'nin
annesi Sehinaz Kıhçh, kız-
Iannın Sangazi Jandarma
Karakolu'nda Alevi olup
olmadığını soran ve "AJevi-
yim" cevabmı alan jandar-
ma yarbay tarafindan yum-
ruklandığını öne sürdü.
JETKONUT'un 1 Anahtar Fiyatına 2 Anahtar Kampanyası
Mart'taBüyük güne hazırlanın. 3.990.000 TL sabit taksitle hem bir daire, hem de bir DOGAN S
otomobil sahibi olacaksınız. "JET PA uyarmadı" demeyin... İstediğiniz daireyi seçmek için...
31 Mart geç olabilir.