27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MART1995 PERŞEMBE CUMHURİYET .3 SAYFA" EKONOMI Açık pozisyonlara sınırlama Sıcak para hükümeti korkuttuANKARA (ANKA)-Son aylarda hızlanan sı- cak para gırişleri ve bankalann dövizdeki açık pozisyonlannı büyütme eğilımleri hükümeti korkuttu ve bankalann dövizdeki açık pozıs- yonlanna sınırlama getirildı. Açık pozisyon. sermaye tabanının yüzde 50'sinı aşamayacak. Merkez Bankası ıle Hazine Müsteşarlığı'nın 'yabancı para net genel pozisyonıı / sermaye ta- banı' standardızasyonuna ilişkin ortak tebliği, Resmı Gazete'de yayımlandı. Tebliğle döviz varlıklan. döviz yükümlülükleri ve net genel pozisyonlar yeniden tanımlandı. Bankalann, yurtdışı şubeleri de dahil olmak üzere yabancı para aktif hesaplan ile vadelı döviz alımlan. 'döviz varlıklan'. tüm yabancı para pasif hesap- lan \e \adeli döviz satımlannın toplamı ise 'dö- viz vükümlülükleri'olarakkabuledild!. Net ge- nel pozisyon ıse "Döviz varlıklan ik döviz yü- kümlüiüklerintn Tiirk Lirası karşılıklan arasın- daki fark'* olarak tanımlandı. Tebliğle, dövize endekslı varlık ve yükümlülüklerin yüzde 50 si- nin döviz \arlıklan ve yükümlülüklen içerisin- de değerlendirilmesi benimsendi. Tebliğle bankalann net genel pozisyonunun sermaye tabanına oranının hiçbir zaman yüzde 50'yi geçemeyeceği hükmü getirildi. tller Ban- kası, Eximbank, TKB. TSKB ve Sınai Yatınm ve Kredı Bankası bu sınırlamaya tabi tutulma- yacak. 28 Şubat 1995 tarihli bilançolarına göre he- saplanacak net genel pozisyon senna>e tabanı oranlan yüzde 50"nın üzerinde olan bankalar, aradaki farkı 12 ayda eşit oranlarda indirecek- VDMK karşılığı repo yapılabilecek ANKARA (ANKA) - Sermaye Pıyasası Kurulu, VDMK'yi repo yapılabi- lecek menkul kıymetler arasına alırken, yatınm fonlannın portföylerinde altınvedigerkıymetlima- denler için koyduğu sınır- lamayı kaldırdı. Sermaye Piyasası Kurulu'nun iki teblığde yaptığı değişiklikler. Resmi Gazete'de yayımla- jıarak yürürlüğe girdi. Menkul kıymetlerin ge- ri âThîâ v eya satma taahhödü ife alım satırm hak- kındaki tebliğde yapılan değişiklikle, repo ve ters repo işlemlerine konu olacak menkul kıy- metler arasına varlığa dayalı menkul kıymetler de alındı. SPK'nin yatınm fonlanna ilişkin esaslar teb- liğindeki değişiklikleriyle, yatınm fonlannın portföy degerinin yüzde lO'undan fazlasını al- tın ve diğer kıymetli madenlere yatıramayacak- lannı öngören madde kaldınldı. Koç Holding'in kân3.3 trilyon Ekonomi Servisi- Ekonomik kriz Koç Holding'in bilanço- sunu etkilemedi. 1994 yılında kânnı yüzde 223.2 ora- nında arttıran Koç Holding 3.3 tnlyon liralık kâr açıkladı. Koç Hol- ding'in bağımsız denetimden geçmiş bilanço- suna göre şırketm geçen yıl vergi öncesı kân 3.7 trilyon lira olurken dönem kân ise 3 tnlyon 294 milyar lira olarak gerçekleşti. Türkıye'nın en büyük sermaye gruplan ara- sında kabul edılen Koç Holding de 1994 eko- nomik krizinden kârlı çıkan şirketler arasında yer aldı. 1994 yılında Türkiye'nin içine düştü- ğü finans darboğazı şirketlerin bilançolanna yansımazken hatta beklenm de üzennde karlı çı- kışlar gözleniyor. Son olarak 1994 yılı bilanço- sunu açıklayan Koç Holding'in özellikle faali- yet dışı gelirienndeki artış kalemı dikkat çeki- yor. 1993 yılında brüt satışlan 190 milyar lira olan Koç Holding 1994 yılında bu rakamı 487 mil- yara çıkanrken. 1993 yılında dığer faaliyetler kalemı altinda 1.1 tnlyon lira gelireldeeden şir- ket 1994 yılında bu rakamı 3.7 trilyon liraya u- laştırdı. Bilindiği gibi faaliyet dışı gelirler kale- mınde iştirak paylanndan, finans piyasalannda yapılan ve rantiye geliri olarak adlandınlan iş- lemlere kadar geniş bir alan değerlendiriliyor. Uretim ve yatınm yok, büyüme hayal ANKARA (ANKA) - Kamu kesiminin borç- lanma gereksıniminin yükseklıği yüzıinden, ekonomıdekı büy ümenin motorunu oluşturma- sı gereken tasarruflarkrediye dönüşmüyor; ban- kalar, kontrol ettıkleri mevduatın büyük bölü- münü kamu kesiminin finansman ıhtiyacmı kar- şılamak için kullanmayı tercih edip krediye dö- nüştürmüyorlar. Hazine gerçekleştirdiği yüklü ıç borçlanma- larla bankacılık kesiminin mevduat yoluyla ya- rattığı kaynaklann büyük bölümüne borç olarak el koyuyor. Mevduat bankalannın 1994 sonun- daki kredi hacimleri. aynı tarihteki toplam Türk Lirası ve döviz mevduatlannın sadece yüzde 444'ü kadar olabildi. Bu oran. bu yıl ocak ayı sonunda ise (3 şubat itibanyla) yüzde 47.3 ola- rak gerçekleşti. Bu düşük oran. hem bankalann kontrol ettikleri mevduatı kredi olarak plase et- mek yerine Hazine'ye borç vermeyi yegledik- lenni hem de kredi müşterilerinin kredi talep- lenndeki daralmayı gösteriyor. Ayaydın, 'Artık istifa etmem gerekse de kimseyle ortaklığa girmem' dedi Itıdosuez ortakhih bozuldu BULENT KIZANLIK Cumhunyet'ın bır hafta önce. ya- sal engel nedeniyle "çıkmaza girdi- ğini" duyurduğu Emlak Bankası ile Sabah Gazetesi'nin "Bank Indostı- ez ortaklığı" tumüyle bozuldu. Medya Holding'in, öncekı akşam atv haber bültenı, dün de Sabah ve Yeni Yüzyıl gibı gazetelen aracılığıy- la "bankaya ortak olmaktan vaz- geçtiğini" açıklamasının ardından, Emlak Bankası Gene! Müdürü Aydın Ayaydın da satışın geçerlilığinı yıtır- dığmi bildırdı. Aydın Ayaydın, bun- dan sonra ne Bank Indosuez'ın Tür- kıye'deki bankasına ortak olmalan- nın, ne de bır başka ortaklığa girme- lerinin sözkonusu olmayacağını vur- guladı. Bır devlet bankası olan Emlak- bank'ın, bir ortaklığa girebilmesi için baglı bulundugu 233 sayılı KİT karar- namesine göre, Yüksek Planlama Ku- rulu'ndan (YPK) izın alması gerekı- yordu. Emlak Bankası ıse. çoğunluk" hissesi Fransız Bank Indosuez'e ait olan Türkiye'deki Bank Indosuez Ge- neraleEuroTürk AŞ'ye(adı 27 şuba- ttaki genel kurulda Kapıtal Bank ola- rak değiştınldı) Başbakanlığın yazilı izniyle YPK karan olmadan ortak ol- maya kalkıştı. Medya Holding'in bu ottaklıktan vazgeçmesınin gerekçesi yapılan ya- yınlarda "Gazetecilik ve bankacılı- ğın birlikte yürütülmesinin basın ahlakı ve etik değerlere aykırı bu- lunması" olarak ortaya konurken, Cumhuriyefin sorulannı yanıtlayan Emlak Bankası Genel Müdürü Aydın Ayaydın'ın açıklamalan. ortaklığın yasal engellere takıldığı olasılığını güçlendirdi. Emlak Bankası'nın bu ortaklığa girerken davandıgı "ban- kalara iştirak yetkisi veren YPK kararlarının" kanun hükmünde ka- rarnameye aykın olması nedeniyle geçerli olamayacağı vurgulanırken, YPK'nın SHP'lı üyesı Bayındırlık Bakanı Halil Çulhaoğlu da Başba- • Medya Holding'den sonra Emlak Bankası da, Fransız Bank Indosuez'in Türkiye'deki bankasına ortak olmaktan vazgeçti. Emlakbank Genel Müdürü Aydın Ayaydın, bu ortaklığa girmek konusunda YPK izni gerekip gerekmediği konusunda Başbakanhğa gönderdikleri ikinci yazıya yanıt alamadıklannı belirtti. kanlık Yüksek Denetleme Kuru- lu'nun YPK kararını şart koştuğunu söylemıştı. Aydın Ayaydın, ön protokolle ortak olduklan Medya Holding'in bundan vazgeçme karannı, önceki gece arv haberlerinden öğrendığinı ilen sürdü. Emlakbank da istemiyor Banka satışının üçlü bir protokole dayandığını ve taraflardan binnin vazgeçmesınin anlaşmanm bozulma- sına yol açtığını belirten Ayaydın, protokolde vazgeçilmesi halinde yü- rürlüğe gırecek bir cezai madde bu- lunmadığım, henüz hiçbir ödemede Brunei Sultanı Barings 'i kurtarmaktan son anda caydı Noel Baba, bacadan döndü Ekonomi Servisi - Dünyanın en zengin kişisi olarak bilinen Brunei Sultanı Bolkiah Hassanal'ın öncc Banngs Bankası"nın 900 milyon dolarlık kayıplannı kapatıp banka- yı kurtarma operasyonuna girıştı- ği, sonra henüz açıklanmayan bır sebeple bu operasyondan vazgeç- tiği bıldinldı. Financial Times'm haberine gö- re. Ingiltere Merkez Bankası Baş- kanı EddieGcorge'un "Uzakdoğu- lu bir vatınmcının". Barings'in ka- yıplannı karşılamaya hazır olduğu şeklindeki açıklaması önce banka- cılık çevrelerinde "Noel Baba gel- di" yorumlarına yol açtı. Ancak George, kısa bir süre sonra ikinci biraçıklama yaparak Sultan'ın tek- lifini geri çektiğini bildirdi. Financial Times'ın haberinde, Ingiltere Merkez Bankası'nın. üst düzey yöneticilerin NkkLeeson'ın faaliyetlerinden ne kadar haberdar olduğunu öğrenmek için bir araş- tırma başlattığına da yer verildi. The Independent gazetesi, yöne- ticilerin Leeson'ın çevirdiği dolap- lardan yaklaşık bir aydır haberdar olmalanna karşın, önlem almakta yetersiz kaldıklannı ileri sürerken. The Guardian gazetesi. merkezi Bermuda'da bulunanyatırım şırke- ti Ross Capital ile Lesson arasında- kı ılışkılere dikkat çektı. Perşembe gününden beri kayıp oian Leeson (28) ve kansını bul- mak için başlatılan arama çalışma- lan ise hâlâ devam ediyor. Kayıp bankacı aranıyor EDtPEMİLÖYMEN LONDRA- 1762 yılından beri lngiltere'nin en köklü ve saglam yatınm bankası sayılan Barings'in iflas edivermesinin şoku kolay atlatılamayacak. Bankayı batıran 28 yaşındakj Nick Leeson'ın kocaman fotoğraflan gazetelerin ön sayfalanndaydı. Bir duvarcı ustasınm oğlu olan Leeson'ın sadece geçen yılki kazancının 5 milyon dolar oldugu söyleniyor. Barings. daha önce de iflasın eşiğinden geri dönmüştü. 1890 yılında Arjantin, bankadan aldiğı büyük kredi> i geri ödeyememiş ve o döneme göre muazzam sayılan 21 milyon sterlin borç takmıştı. Bu miktar. o tarihte Ingiltere Merkez Bankası'nın rezervinin ıkı katıydı! Merkez Bankası kurtarma operasyonu başlattı ve bankayı kurtardı. Ama Barings. bir aile şirketiyken. limıted şirkete dönüştürüldü. Bu olaydan yüzyıl sonra ise banka tümden iflas etti. Ama bu kez kurtanlmadı. Oysa yüzyıl önce Barings için, Avrupa'daki 5 büyük devletin yanı sıra "alüncı kuvvet" deniliyordu. Herkesin hâlâ anlamaya çalıştıgı, globalleşen ve ışık hızıyla çalışan menkul kıymetler piyasalannda bu tür kazalann engellenebilmesi için nasıl önlem alınabileceği? Nick Leeson'ı kimsenin denetlemedigi, Singapur borsasının da Barings Bankası'nın da olup bitenden haberinin olmadığı anlaşılıyor. Bunun nasıl gerçekJeştigi, başta Avam Kamarası olmak üzere Londra'da City denilen iş ve para merkezinde uzun bir soruşturma gerektirecek. Barings'in tngiltere Merkez Bankası tarafmdan kurtanlmamasının başlıca nedeni şu: Bankanın uğradığı zarann bo>ııtu belli değil. Borsanm daha nereye kadar düşeceği kestirilemiyor. Şimdilik tek bilinen. Nick Leeson'ın Singapur'daki ofisindeki masasına sadece 'Üzgünüm' yazılı bir not bırakıp sırra kadem basması. de bulunulmadığını ifade ettı. Ayay- dın "Bu yürürlükten kalkarsa be- nitn hiçbir konuda girişim yapma- mayı düşünüyorum" dedı. Emlak Bankası Genel Müdürü, or- taklıklanyla ılgılı YPK kararının bu- lunmamasuim ise satış için bir engel olmadığını savundu. "Gerekseydi Başbakan YPK'den bu karan çı- karmakta zorlanmazdı" diyen Ay- dın Ayaydın, sözkonusu bankaya or- taklıklan konusunda Hazine'den ıkı kez, Başbakanlıktan da bir kez yazılı onay aldıklannı ve hem Hazıne'nın hem Başbakanlığın onayında, "YPK'nin 1986 ve 1988 yıllarında aldığı kamu bankalarına iştirak yetkisi veren kararları nedeniyle ayrıca YPK kararına gerek yok- tur" yanıtının verildığını bildirdi. Ayaydın, "OrtakJığmızın dayandı- nldığı YPK kararları. amir hüküm olan kanun hükmünde karamame- ye aykırı olduğu halde geçerlilik ta- şır mı?" sorusuna ıse şu yanıtı verdi: "Ben hukukçu değilim. Ve ben üzerime düşen görevi sonuna ka- dar adım adım vapmışımdır. Be- nim YPK için müracaat edeceğim merci Başbakanlıktır. Ben Başba- kan'a müracaat vapmışım. Başba- kanlık da bana gerek yoktur, mev- cut olan bu şeylerle siz bunu alabi- lirsiniz demiş. Dolayısrvla benim yapabilecegim herhangibirdurum sözkonusu değildir." Ancak Ayaydın, açıklamalannın devamında, "ortaklığın ^'PK enge- line takıldığı" olasılığını güçlendıren ıpucu da verdı. Emlak Bankası Genel Müdürü. iştirak ıçın YPK karan ge- rekıp gerekmediği konusunda Başba- kanlığa ikinci kez bir yazı daha yaz- dığını, ancak buna yanıt alamadıgını söyledi. Aydın Ayaydın bu olayı şöy- le anlattı: " Başbakanlığın ilk yazısına rağ- men Almanya'ya gitmeden bir gün önce ben Başbakanhğa bir kez da- ha yazı yazdım, daha sizinle bu ko- nuyu hiç görüşmeden. Dedim ki, her ne kadar bizim yazdığımız va- zı>a verdiğiniz cevapta YPK kara- rı gerekmiyor divorsanız da. muh- temel spekülasyonların olabileceği- ni, tekrar bu konunun tarafınızca tefekkür edilerek (değerlendirile- rek) YPK kararının gerekli olup ol- madığının tarafımıza bildirilmesi- ni, gerek varsa da YPK kararını alın diye yazdık. Daha da onun ce- vabı gelmedi." Ayaydın. bir devlet bankası ile bır medya grubunun ortaklığına yönelık eleştirilerede "Devlet bankası Med- ya Holding'le ortak olamaz diye bir kural da yoktur. Uygulaması da ör- neği vardır. Bank de Bosfor'da da uygulaması vardır. Bank de Bosfor da da Hüsnü Özyeğin'le ortak ol- muşuz, üstelik orada da azınlıkta- yız Emlak Bankası olarak. O da arv'cidir. atv'den yeni ayrıldı" ya- nıtını verdi. Ayaydın'ın son sözleri, görûşme- nın en ilginç bölümünü oluşturuyor. Emlak Bankası genel müdürünün bu olayın ardından aldığı karar "ortak- lığın siyasi baskı ile gerçekleştiği yo- lundaki ANAP iddialan"nı pekışti- nyor. Ayaydın, şöylekonuşuyor: "Bu kadar sansasyonel olduktan sonra olay bir daha ben girer miyim bu- raya. Belki de gerektiğinde görevi bırakacağım yine de kimseyle ortak olmayacağım ben bundan sonra.." Petkim, Erdemir ve Sümerbank kâr rekoru kırdı, sırada Petrol Ofisi var Satılacak KlT'lerde kâr patLaması HACERGEMİCİ Özelleşhrme kapsamında yer alan ve iştah kabartan verimli KÎT'ler, 1994 yılını kâr patlaması ile kapat- tı. Bu tarihe kadar bilançolannı açıklayan Petkim ve Erdemir'in kâr- lılıklannın en önemli nedeni olarak brüt satış gelirienndeki artış göste- rilirken 1993 yılında borç ve alacak- lan Halk Bankası'na devredilerek 'çöpsiiz üzüm' haline getiren Sü- merbank'ın da 1 trilyon liralık kân var. Bu arada halen bilançosu ya- yımlanmayan Petrol Ofisi'nin yak- laşık 4.7 trilyona yakın kâr açıkla- ması beklenirken uzmanlar, bu bi- lançolann 'istenildiginde KİT'lerin nasıl para makinesi gibi çalıştığının" göstergesi olduğunu belırtiyorlar. Halen pazarlık görüşmeleri süren ve Uzanlar'dan ünlü Japon-Hint or- taklığı Nippon şırketine kadar 8 bü- yük yatınmcı grubun almak için kı- yasıya savaştıklan Erdemirtümdik- katleri üzerinde topluyor. Yüzde 30 oranında kamu hissesi üzerinde dev - lerin çarpışrığı Erdemir. geçen haf- talarda adeta borsayı sırtında taşıdı. Bunda gelen tekliflerin çok cazip ol- • Ağır bir ekonomik krizin yaşandığı 1994 yılında verimli KİT'ler kâr patlamasına sahne oldu. Yıl içerisinde brüt satış gelirleri 5 Nisan Kararlan'nm da etkisi ile katlanarak artan Petkim ve Erdemir'in parlak bilançolan dikkat çekerken Sümerbank da kânnı 31 kat arttırarak 1 trilyona ulaştırdı. Bu arada Petrol Ofisi'nden de oldukça kârlı bir bilanço açıklanacağı yönünde sinyaller alınıyor. petkim masının yanı sıra 1994 bi- lançosunun da parlak ol- ması etkili oldu. 1994 yı- lında kânnı 5'e katlaya- rak 429.8 milyardan 2.234 trilyona çıkaran şir- ketin, brüt satış gelırlerinde büyük miktarda artış gözlendi. 1993 yılın- da 8 trilyon lira oian brüt satış mik- tan 25.6 trilyona çıkan şirket. bilin- diği gibi yıl içerisinde Türkiye için- deki üretım yerine ıhracat yaparak karaborsaya neden olmakla suçlan- mıştı. Yüzde 95.86 oranında kamu his- sesi bulunan ve Özelleştirme Yük- sek Kurulu'nun 12Ocak 1995"te al- dığı stratejik karar doğrultusunda hisselerinin blok satışı iç ve dış pi- yasalarda arzmın yanı sıra varlıkla- nnın satışı da söz konusu olabile- cek Petkim üzerinde ise ça- lışmalar halen sürüyor. 1994 yılında özellikle brüt satış gelırlerinde patlama yapan Petkim. "l^trih/on- luk zarardan yaklaşık olarak 4 trilyonluk kâra" geçmesi ıle dik- kat çekti. Petkim'in brüt satışlannın yıl ıçinde 7.3 tnlyondan 254.8 tril- yona çıkmasında 5 Nisan Kararla- n'nın ardından gelen zamlann da büyük etkisi olduğu biliniyor. 1993 makyajı işe yaradı Öte yandan hisselerin yüzde 55'lik bölümü satılacak olan Sümer- bank. geçen yıl adeta kâr patlaması yapan bir başka kamu kuruluşu. Özelleştirilecek ilk kamu bankası özelliğini taşıyacak olan Sümer- bank. geçen yıl kânnı tam 31 kat arttırdı. 1993 yılında tüm aktif ve pasifleri Halkbank'a devredilen ve bir bakıma temizlenen Sümerbank. 1994 yılında kânnı 1 trilyona çıkar- dı. 1993 yılında net kân sadece 31.4 milyar lira olan bankanın bu çıkı- şında kuşkusuz 1993 yılındaki borç ve alacaklannın Halk Bankası'na Î devir makyajı işe yaradı. Halen satışı için Özel- leştirme Yüksek Kuru- lu'nun karannın beklen- diği ve Demirbank'ın sahıbi Halit Ciingrihoğ- lu'na satılacağı yolunda yoğun söylentilerin do- laştığı Sümerbank. ade- ta 'çöpsüz üzüm' olarak özel sektörü sunulmuş durumda. Hükümetin üç aylık özelleştirme programı içerisinde yer alan ve önce- likle yüzde 20 oranındakı hissesi ulus- lararası kurumsal yarınmcılara arz edilecek olan Petrol Ofisi'nin de 1994 faaliyetleri ile ilgili parlak bir bilanço açıklaması bekleniyor. Borsacılar ara- sında yaklaşık 4.7 trilyonayakın bir kâr açıklaması beklenen şirketin satı- şından elde edilecek gelirin, hüküme- tin hayallerini süslediği biliniyor. Nakit açığı ocak ayında 18.1 trilyon liraya ulaştı Bütçeye avans darbesi Malive Bakam'nın tahmini rutmadı. .\JVKARA (ANKA) - Konsolide bütçe, 5.5 trilyon lira gelir fazlasıy la sonuçlandığı açıklanan ocak ayında 18.1 trilyon liralık nakit açığı verdi. Gelir-gider dengesi fazla verirken nakit açığının bu ölçüde büyümesine, Maliye'nin bazı ödemeleri odeneklen serbest bırakmayıp a\ans olarak yaparak gider göstermesinden kaynaklandı. Ocak ayında, nakit dengesini oluşturan kalemlerden bütçe dengesi 5 trilyon 531 milyar lira fazla venrken venlen avans ve krediler 1994 sonuna göre 9 trilyon 695 milyar lira arttı. Emanetlerde artış Bütçe emanetlennde ise 13 trilyon 537 milyar liralık artış kaydedildi. Nakit dengesini oluşturan diğer kalemlerdekı gelişmeler de nakit açığını 429 milyar lira büyüttü. Bu gelişmeler sonucu ocakta nakit açığı 18 trilyon 130 milyar lira olarak gerçekleşti. Nakit açığında 1994 yılının aynı ayına göre yüzde 107 oranında bir artış kaydedildi. Hazine. ocak ayındaki nakit açığını finanse edebilmek için 34 trilyon 827 milyar liralık net borçlanmaya gitmek zorunda kaldı. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Daldan Dala Ülkemizde gazetecinin konu sıkıntsı çekmesi gibi birso- run yoktur. Olsa olsa, konu çokluğundan, birinin anlamını vurgulayamadan, bir başkasının öne çıkmasından, etkili, anlamlı bir iş yapamamaktan, umutsuzluğa, bezginliğe kapılabilir. Bir düşünsenize "sıfırzam" ağızlara alındığında yer ye- rinden oynamış gibiydi. Gazetelerin, televizyonlann bir nu- maralı haberi olmuş, sendika cephesi sözde ayağa kalk- mış, siyasiler heyecanla tartışmışlardı. 700 bin kamu işçisinin, bir başka boyutu ile Türk-iş'in ve sendikacılık hareketinin, toplu pazarlık hakkının yok sa- yılması anlamına gelebilecek hükümet kararının içeriği, ciddiyeti bile tam öğrenilemeden, şimdilik konu kamu- oyunun gündeminden düştü gibi. Oysa THY ve HAVAŞ grevleri bu kararlılığın ilk uygulamaları. THY'de hükümet, sendikal özgürlüklere aykın biryasa hükmünü. yasa ve hu- kuk amacını da çiğneyerek, grevi yasakladı. Işçiyi kıımak üzere de HAVAŞ'ta yalnız greve gidilmesini sağladı. Üstelik bir yasa ve hukuk çiğnemesi ile daha, çıkanlan genelgeyle, grevci işçilerin işleri başkalanna yaptırılarak meydan hizmetlerinin önemli çoğunluğu ile yürütülmesi sağlandı. Türkiye'deki sendikalı işçilerin yaklaşık 2/3'ünü ilgilen- diren "sıfırzam" gibi bir siyasi karann yaşama geçirilme- sine yönelik bu ilk uygulamalarda, THY ve HAVAŞ olayla- nnda, yer yerinden oynamalıydı değil mi? THY grevinin ertelenmesinde, artık insanların duymak- tan bıktığı, bir anlarrtı olmadığına inanç getirdiği, çok sert sözlü demeçler verildi. Sonuçta HAVAŞ işçisi bir gece ya- nsı tek başına grevini başlattı. Olay, 700 bin kamu işçisi- nin ortak sorunu olarak görülmek, sahiplenmek şöyle dur- sun, Türk-lş'in üyesi bir sendikanın grevi ile yapılması ge- rekli asgari sendikal, işçi dayanışması çerçevesinde bile degerlendirilmedi. Sendika başkanları, Hava-iş ve üyesi işçileri kaderleri ile baş başa bırakıp, ağırlıkla yurtdışı, bayram tatilini de kap- sayan yolculuklara koşturdu. Bayram sonrası koalisyonun devam edip etmeyeceği ortaya çıkacak, köprülerin altından daha çok fazla su aka- caktı. Şimdiden dert etmenin âlemi mi vardı? THY ye hele de grevdeki HAVAŞ işçisinin durumu mu? Herkesin kendiderdi ileyandığı bir dünyada değil miydik? Anımsıyor musunuz, yoksa sız de mi unuttunuz? Geçen ayın içınde ortalık bazı özelleştirme uygulamaları ve özel- likle de Et Balık Kurumu'nun satışı ile karışmıştı. Yine yer yerinden oynamıştı. Tepki biraz güçlü, daha doğrusu ser- maye cephesinden de gelince, hükümet, yasa ve hukuk dışı olduğu için değil, özünde sermaye cephesini kızdır- mamak üzere, bu kararından geri döndü. Ve yeri yerinden oynatan olaylar da hiç kimse, hiçbir şeyin hesabını verme- den, bir başka biçimde yeniden gündeme gelmek üzere unutulup gittı. Diğer özelleştirme uygulamalanndaki yağmalamalar, ay- nı yasa ve hukuk dışıhğın benzerlerinın geçerli olduğu sa- tış kararları yürürlükte kaldı. Yine bu ayın içinde, geçmişte toplumu çok ilgilendiren, şımdilerde ise sosyal içerikli konular kamuoyunun ilgisini pek çekmediğinden gözden uzak kalan bir tartışma daha yaşandı: özel sektörün geçen yıldan kilitlenmiş toplusözleşme uyuşmazlıklarında Tekstil işverenleri Sendikası'nın karşı- sında üç ışçi sendikası önemli bir dayanışmanın adımını atmıştı. Türk-iş, DİSK ve Hak-lş üyesı Teksif, Tekstil, öz Iplik-lş sendıkaları, ücret ortalamasının 3.5 milyonda kal- dığı ve çok yüksek oranlarda ışçı çıkarması, sendikasız- laştırma, taşeronlaşma uygulamalarının yaşandığı işko- lunda, sendikal haklann çöküşüne karşı birlikte direnme karan almışlardı. İş güvencesi, yeni başlayan işçi ücreti ta- banının, çıkarmalan engelleyecek biçimde yükseltilmesi, taşeron çalıştırmaya karşı kesin önlem ve insanca yaşa- ma ücreti için ortak hareket karan havada kaldı. Teksif'in, 70 bin üyesi için ortak protokollerinde vardık- lan ilkelerin çok aftında bir metinle sözleşme imzaladığı or- taya çıktı. 10 bin üyeli Tekstil ve 7 bin üyeli Öz iplik-lş açık- ta kaîmışlardı. Ancak üyeleri işçiler grup sözleşmesinde vanlan anlaşmaya şiddetle karşı çıktılar. 24 şubatta da bu işyerlerinde grevler sessiz sedasız başladı. 12 Eylül öncesınde de özel sektöre ait işyerleri için ya- pılan grup sözleşmelerinde benzer durumlara çok sık rast- lanmıştı. Büyük işçi sendikası düşük ücretli sözleşmeleri önceden imzalamış, daha küçük sendika direnerek, grev yaparak işkolunun ücret düzeyini yükseltmeyi başarmış- tı. Bu birçok kez DİSK üyesi sendika lehine ve Türk-ış üyesi sendika aleyhine kötü sınavlar olmak üzere yinelen- mişti. Grevi isteyen işçilerin böylesi bir özlemin içinde olduk- lan, geriye gidişi durdurmaya çalıştıkları tartışılmaz. Ancak 12 Eylül, sendikacılığın uğradığı tahribat, bu sayede de- ğişen üye dağılım oranlannı, örgütlü güç ve en önemlisi moral değer kayıplannı da gözardı etmiyoruz. Hava-iş ve HAVAŞ işçilerinin başınagelende susan 700 bin kamu işçisinin ve sendikalarının, özel sektör tekstilde geri adıma "evet" diyen sendika ye üyeleri 70 binin, hak- lar için direnen ve ortaya atılan birkaç bin işçinin sırtında kazanabilirjerse. bazı hakları kazanmayı hiç de hak etme- diklerini düşünüyoruz. Evlerimizde, televizyonlann karşısında, kahve sohbet- lerinde kirlenen siyasetçiyi, sendikacıyı eleştirmek, hakkı- mızı aramadıklan, kirli işlere bulaştıklan için suçlamak çok kolay. Kendi haklanmız, kendimizgibi olanların hakları için bir bedeli göze alarak savaşım vermek ise çok zor geliyor. Böyle olunca da birılerı bızimle çok kolay oynuyor. Kızdık- lanmız, benzerleri hep başımızda kalıp, boza pişiriyor. Petlas ve Karabük için dava açıldı ANKARA (Cumhuriyet ^Bürosu) - Kamu tşletmelerini *Geliştirme Merkezi'nin (Kl- GEM) katkılanyla, Özelleştir- me Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) Petlas ve Karabük Demir-Çelik Fabrikası'nın (Kardemır) satı- şına ilişkin kararlannın iptali için çalışanlar ve Petrol-îş Sen- dikası Danıştay'adava açtı. Da- va dilekçelerinde. Türkiye'de tek uçak lastiği üretilen Pet- las'ın hiçbir önlem alınmadan dev redıldiğine, Kardemır'in sa- tışında da ihale açılmadığına dikkat çekildi. Petlas'ın satış karannın ipta- li için Petrol-lş Sendikası, Kar- demır'ın devır kararının iptali için de fabrikada mühendis ola- rak çalışan Ali Açıkgöz önceki gün dava dilekçelerinı Danış- tay'a sundular. Dava dilekçelerinde: Petlas ve Kardemir'in satış kararlan- nın, Özelleştirme Yasası 'nın ya- nı sıra, Anayasa Mahkeme- si'nın özelleştırmeye ilişkin Yetki Yasası'nı iptalinin ardın- dan açıkladığı gerekçeli karan- na da aykırı otduğu v urgulandı. Aynca. Petlas ve Karde- mir'in satış kararlarına ilişkin düzenlemeler için yürütmeyi durdurma isteminde bulunuldu. Petlas'ın satış karannın ipta- li için hazırlanan dava dilekçe- sinde, Petlas'ın, Türkiye'de uçak lastiği üreten tek fabrika olduğuna dikkat çekilerek, ÖYK'nin. ülkedeki alanındaki tek teknolojiyi hiçbir önlem alr madan devrettiği vurgulandı. DıJekçede. Petlas için 1993 yı-,' lında yapılan yeniden değerlen- dirme çalışmalannda fabrika- nın kuruluş degerinin 13trilyort' lira olarak belirlendiği belirti-1 lerek. "Buna karşılık fabrika j için 3 trilyon liralık satış karan ! alınmıstır*' dendi. j Yine KtGEM tarafmdan ha- > zırlanan ve Kardemir'in hisse-i lerinin Karabük halkı ve fabri- j ka çalışanlanna 1 lira bedellej devTediİmesine ilişkin ÖYK ka- j rannın iptalinin ıstendiğı dava • dilekçesinde de; Kardemir'in î satışı için ihale açılmadığı vur- î gulandı. Türkıye'nın, demirj cevheri ve kömür açısında ge- j rekli doğal kaynağa sahip oldu- • ğuna dikkat çekılen dilekçede,! ancak, bu cevherlerin işlenece- ] ği tesislerin büyük bir sermaye | gerektirdıği için devlet tarafın- j dan yürütülmesinin zorunlulu- ! ğu kaydedildi. -'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle