Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MART1995 PERŞEMBE CUMHURİYET
.3
SAYFA"
EKONOMI
Açık pozisyonlara sınırlama
Sıcak para
hükümeti
korkuttuANKARA (ANKA)-Son aylarda hızlanan sı-
cak para gırişleri ve bankalann dövizdeki açık
pozisyonlannı büyütme eğilımleri hükümeti
korkuttu ve bankalann dövizdeki açık pozıs-
yonlanna sınırlama getirildı. Açık pozisyon.
sermaye tabanının yüzde 50'sinı aşamayacak.
Merkez Bankası ıle Hazine Müsteşarlığı'nın
'yabancı para net genel pozisyonıı / sermaye ta-
banı' standardızasyonuna ilişkin ortak tebliği,
Resmı Gazete'de yayımlandı. Tebliğle döviz
varlıklan. döviz yükümlülükleri ve net genel
pozisyonlar yeniden tanımlandı. Bankalann,
yurtdışı şubeleri de dahil olmak üzere yabancı
para aktif hesaplan ile vadelı döviz alımlan.
'döviz varlıklan'. tüm yabancı para pasif hesap-
lan \e \adeli döviz satımlannın toplamı ise 'dö-
viz vükümlülükleri'olarakkabuledild!. Net ge-
nel pozisyon ıse "Döviz varlıklan ik döviz yü-
kümlüiüklerintn Tiirk Lirası karşılıklan arasın-
daki fark'* olarak tanımlandı. Tebliğle, dövize
endekslı varlık ve yükümlülüklerin yüzde 50 si-
nin döviz \arlıklan ve yükümlülüklen içerisin-
de değerlendirilmesi benimsendi.
Tebliğle bankalann net genel pozisyonunun
sermaye tabanına oranının hiçbir zaman yüzde
50'yi geçemeyeceği hükmü getirildi. tller Ban-
kası, Eximbank, TKB. TSKB ve Sınai Yatınm
ve Kredı Bankası bu sınırlamaya tabi tutulma-
yacak.
28 Şubat 1995 tarihli bilançolarına göre he-
saplanacak net genel pozisyon senna>e tabanı
oranlan yüzde 50"nın üzerinde olan bankalar,
aradaki farkı 12 ayda eşit oranlarda indirecek-
VDMK
karşılığı repo
yapılabilecek
ANKARA (ANKA) -
Sermaye Pıyasası Kurulu,
VDMK'yi repo yapılabi-
lecek menkul kıymetler
arasına alırken, yatınm
fonlannın portföylerinde
altınvedigerkıymetlima-
denler için koyduğu sınır-
lamayı kaldırdı.
Sermaye Piyasası Kurulu'nun iki teblığde
yaptığı değişiklikler. Resmi Gazete'de yayımla-
jıarak yürürlüğe girdi. Menkul kıymetlerin ge-
ri âThîâ v eya satma taahhödü ife alım satırm hak-
kındaki tebliğde yapılan değişiklikle, repo ve
ters repo işlemlerine konu olacak menkul kıy-
metler arasına varlığa dayalı menkul kıymetler
de alındı.
SPK'nin yatınm fonlanna ilişkin esaslar teb-
liğindeki değişiklikleriyle, yatınm fonlannın
portföy degerinin yüzde lO'undan fazlasını al-
tın ve diğer kıymetli madenlere yatıramayacak-
lannı öngören madde kaldınldı.
Koç Holding'in
kân3.3 trilyon
Ekonomi Servisi-
Ekonomik kriz Koç
Holding'in bilanço-
sunu etkilemedi.
1994 yılında kânnı
yüzde 223.2 ora-
nında arttıran Koç
Holding 3.3 tnlyon liralık kâr açıkladı. Koç Hol-
ding'in bağımsız denetimden geçmiş bilanço-
suna göre şırketm geçen yıl vergi öncesı kân 3.7
trilyon lira olurken dönem kân ise 3 tnlyon 294
milyar lira olarak gerçekleşti.
Türkıye'nın en büyük sermaye gruplan ara-
sında kabul edılen Koç Holding de 1994 eko-
nomik krizinden kârlı çıkan şirketler arasında
yer aldı. 1994 yılında Türkiye'nin içine düştü-
ğü finans darboğazı şirketlerin bilançolanna
yansımazken hatta beklenm de üzennde karlı çı-
kışlar gözleniyor. Son olarak 1994 yılı bilanço-
sunu açıklayan Koç Holding'in özellikle faali-
yet dışı gelirienndeki artış kalemı dikkat çeki-
yor.
1993 yılında brüt satışlan 190 milyar lira olan
Koç Holding 1994 yılında bu rakamı 487 mil-
yara çıkanrken. 1993 yılında dığer faaliyetler
kalemı altinda 1.1 tnlyon lira gelireldeeden şir-
ket 1994 yılında bu rakamı 3.7 trilyon liraya u-
laştırdı. Bilindiği gibi faaliyet dışı gelirler kale-
mınde iştirak paylanndan, finans piyasalannda
yapılan ve rantiye geliri olarak adlandınlan iş-
lemlere kadar geniş bir alan değerlendiriliyor.
Uretim ve
yatınm yok,
büyüme hayal
ANKARA (ANKA) - Kamu kesiminin borç-
lanma gereksıniminin yükseklıği yüzıinden,
ekonomıdekı büy ümenin motorunu oluşturma-
sı gereken tasarruflarkrediye dönüşmüyor; ban-
kalar, kontrol ettıkleri mevduatın büyük bölü-
münü kamu kesiminin finansman ıhtiyacmı kar-
şılamak için kullanmayı tercih edip krediye dö-
nüştürmüyorlar.
Hazine gerçekleştirdiği yüklü ıç borçlanma-
larla bankacılık kesiminin mevduat yoluyla ya-
rattığı kaynaklann büyük bölümüne borç olarak
el koyuyor. Mevduat bankalannın 1994 sonun-
daki kredi hacimleri. aynı tarihteki toplam Türk
Lirası ve döviz mevduatlannın sadece yüzde
444'ü kadar olabildi. Bu oran. bu yıl ocak ayı
sonunda ise (3 şubat itibanyla) yüzde 47.3 ola-
rak gerçekleşti. Bu düşük oran. hem bankalann
kontrol ettikleri mevduatı kredi olarak plase et-
mek yerine Hazine'ye borç vermeyi yegledik-
lenni hem de kredi müşterilerinin kredi talep-
lenndeki daralmayı gösteriyor.
Ayaydın, 'Artık istifa etmem gerekse de kimseyle ortaklığa girmem' dedi
Itıdosuez ortakhih bozuldu
BULENT KIZANLIK
Cumhunyet'ın bır hafta önce. ya-
sal engel nedeniyle "çıkmaza girdi-
ğini" duyurduğu Emlak Bankası ile
Sabah Gazetesi'nin "Bank Indostı-
ez ortaklığı" tumüyle bozuldu.
Medya Holding'in, öncekı akşam
atv haber bültenı, dün de Sabah ve
Yeni Yüzyıl gibı gazetelen aracılığıy-
la "bankaya ortak olmaktan vaz-
geçtiğini" açıklamasının ardından,
Emlak Bankası Gene! Müdürü Aydın
Ayaydın da satışın geçerlilığinı yıtır-
dığmi bildırdı. Aydın Ayaydın, bun-
dan sonra ne Bank Indosuez'ın Tür-
kıye'deki bankasına ortak olmalan-
nın, ne de bır başka ortaklığa girme-
lerinin sözkonusu olmayacağını vur-
guladı.
Bır devlet bankası olan Emlak-
bank'ın, bir ortaklığa girebilmesi için
baglı bulundugu 233 sayılı KİT karar-
namesine göre, Yüksek Planlama Ku-
rulu'ndan (YPK) izın alması gerekı-
yordu. Emlak Bankası ıse. çoğunluk"
hissesi Fransız Bank Indosuez'e ait
olan Türkiye'deki Bank Indosuez Ge-
neraleEuroTürk AŞ'ye(adı 27 şuba-
ttaki genel kurulda Kapıtal Bank ola-
rak değiştınldı) Başbakanlığın yazilı
izniyle YPK karan olmadan ortak ol-
maya kalkıştı.
Medya Holding'in bu ottaklıktan
vazgeçmesınin gerekçesi yapılan ya-
yınlarda "Gazetecilik ve bankacılı-
ğın birlikte yürütülmesinin basın
ahlakı ve etik değerlere aykırı bu-
lunması" olarak ortaya konurken,
Cumhuriyefin sorulannı yanıtlayan
Emlak Bankası Genel Müdürü Aydın
Ayaydın'ın açıklamalan. ortaklığın
yasal engellere takıldığı olasılığını
güçlendirdi. Emlak Bankası'nın bu
ortaklığa girerken davandıgı "ban-
kalara iştirak yetkisi veren YPK
kararlarının" kanun hükmünde ka-
rarnameye aykın olması nedeniyle
geçerli olamayacağı vurgulanırken,
YPK'nın SHP'lı üyesı Bayındırlık
Bakanı Halil Çulhaoğlu da Başba-
• Medya Holding'den
sonra Emlak Bankası da,
Fransız Bank Indosuez'in
Türkiye'deki bankasına
ortak olmaktan vazgeçti.
Emlakbank Genel Müdürü
Aydın Ayaydın, bu
ortaklığa girmek
konusunda YPK izni
gerekip gerekmediği
konusunda Başbakanhğa
gönderdikleri ikinci yazıya
yanıt alamadıklannı
belirtti.
kanlık Yüksek Denetleme Kuru-
lu'nun YPK kararını şart koştuğunu
söylemıştı.
Aydın Ayaydın, ön protokolle ortak
olduklan Medya Holding'in bundan
vazgeçme karannı, önceki gece arv
haberlerinden öğrendığinı ilen sürdü.
Emlakbank da istemiyor
Banka satışının üçlü bir protokole
dayandığını ve taraflardan binnin
vazgeçmesınin anlaşmanm bozulma-
sına yol açtığını belirten Ayaydın,
protokolde vazgeçilmesi halinde yü-
rürlüğe gırecek bir cezai madde bu-
lunmadığım, henüz hiçbir ödemede
Brunei Sultanı Barings 'i kurtarmaktan son anda caydı
Noel Baba, bacadan döndü
Ekonomi Servisi - Dünyanın en
zengin kişisi olarak bilinen Brunei
Sultanı Bolkiah Hassanal'ın öncc
Banngs Bankası"nın 900 milyon
dolarlık kayıplannı kapatıp banka-
yı kurtarma operasyonuna girıştı-
ği, sonra henüz açıklanmayan bır
sebeple bu operasyondan vazgeç-
tiği bıldinldı.
Financial Times'm haberine gö-
re. Ingiltere Merkez Bankası Baş-
kanı EddieGcorge'un "Uzakdoğu-
lu bir vatınmcının". Barings'in ka-
yıplannı karşılamaya hazır olduğu
şeklindeki açıklaması önce banka-
cılık çevrelerinde "Noel Baba gel-
di" yorumlarına yol açtı. Ancak
George, kısa bir süre sonra ikinci
biraçıklama yaparak Sultan'ın tek-
lifini geri çektiğini bildirdi.
Financial Times'ın haberinde,
Ingiltere Merkez Bankası'nın. üst
düzey yöneticilerin NkkLeeson'ın
faaliyetlerinden ne kadar haberdar
olduğunu öğrenmek için bir araş-
tırma başlattığına da yer verildi.
The Independent gazetesi, yöne-
ticilerin Leeson'ın çevirdiği dolap-
lardan yaklaşık bir aydır haberdar
olmalanna karşın, önlem almakta
yetersiz kaldıklannı ileri sürerken.
The Guardian gazetesi. merkezi
Bermuda'da bulunanyatırım şırke-
ti Ross Capital ile Lesson arasında-
kı ılışkılere dikkat çektı.
Perşembe gününden beri kayıp
oian Leeson (28) ve kansını bul-
mak için başlatılan arama çalışma-
lan ise hâlâ devam ediyor.
Kayıp bankacı aranıyor
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA- 1762 yılından beri
lngiltere'nin en köklü ve saglam
yatınm bankası sayılan
Barings'in iflas edivermesinin
şoku kolay atlatılamayacak.
Bankayı batıran 28 yaşındakj
Nick Leeson'ın kocaman
fotoğraflan
gazetelerin ön
sayfalanndaydı.
Bir duvarcı
ustasınm oğlu olan
Leeson'ın sadece
geçen yılki
kazancının 5
milyon dolar
oldugu söyleniyor.
Barings. daha önce
de iflasın eşiğinden
geri dönmüştü.
1890 yılında
Arjantin, bankadan aldiğı büyük
kredi> i geri ödeyememiş ve o
döneme göre muazzam sayılan 21
milyon sterlin borç takmıştı. Bu
miktar. o tarihte Ingiltere Merkez
Bankası'nın rezervinin ıkı
katıydı! Merkez Bankası
kurtarma operasyonu başlattı ve
bankayı kurtardı. Ama Barings.
bir aile şirketiyken. limıted
şirkete dönüştürüldü. Bu olaydan
yüzyıl sonra ise banka tümden
iflas etti. Ama bu kez
kurtanlmadı. Oysa yüzyıl önce
Barings için, Avrupa'daki 5
büyük devletin yanı sıra "alüncı
kuvvet" deniliyordu. Herkesin
hâlâ anlamaya çalıştıgı,
globalleşen ve ışık hızıyla çalışan
menkul kıymetler piyasalannda
bu tür kazalann engellenebilmesi
için nasıl önlem alınabileceği?
Nick Leeson'ı kimsenin
denetlemedigi,
Singapur
borsasının da
Barings
Bankası'nın da
olup bitenden
haberinin
olmadığı
anlaşılıyor. Bunun
nasıl gerçekJeştigi,
başta Avam
Kamarası olmak
üzere Londra'da
City denilen iş ve
para merkezinde uzun bir
soruşturma gerektirecek.
Barings'in tngiltere Merkez
Bankası tarafmdan
kurtanlmamasının başlıca nedeni
şu: Bankanın uğradığı zarann
bo>ııtu belli değil. Borsanm daha
nereye kadar düşeceği
kestirilemiyor. Şimdilik tek
bilinen. Nick Leeson'ın
Singapur'daki ofisindeki
masasına sadece 'Üzgünüm'
yazılı bir not bırakıp sırra kadem
basması.
de bulunulmadığını ifade ettı. Ayay-
dın "Bu yürürlükten kalkarsa be-
nitn hiçbir konuda girişim yapma-
mayı düşünüyorum" dedı.
Emlak Bankası Genel Müdürü, or-
taklıklanyla ılgılı YPK kararının bu-
lunmamasuim ise satış için bir engel
olmadığını savundu. "Gerekseydi
Başbakan YPK'den bu karan çı-
karmakta zorlanmazdı" diyen Ay-
dın Ayaydın, sözkonusu bankaya or-
taklıklan konusunda Hazine'den ıkı
kez, Başbakanlıktan da bir kez yazılı
onay aldıklannı ve hem Hazıne'nın
hem Başbakanlığın onayında,
"YPK'nin 1986 ve 1988 yıllarında
aldığı kamu bankalarına iştirak
yetkisi veren kararları nedeniyle
ayrıca YPK kararına gerek yok-
tur" yanıtının verildığını bildirdi.
Ayaydın, "OrtakJığmızın dayandı-
nldığı YPK kararları. amir hüküm
olan kanun hükmünde karamame-
ye aykırı olduğu halde geçerlilik ta-
şır mı?" sorusuna ıse şu yanıtı verdi:
"Ben hukukçu değilim. Ve ben
üzerime düşen görevi sonuna ka-
dar adım adım vapmışımdır. Be-
nim YPK için müracaat edeceğim
merci Başbakanlıktır. Ben Başba-
kan'a müracaat vapmışım. Başba-
kanlık da bana gerek yoktur, mev-
cut olan bu şeylerle siz bunu alabi-
lirsiniz demiş. Dolayısrvla benim
yapabilecegim herhangibirdurum
sözkonusu değildir."
Ancak Ayaydın, açıklamalannın
devamında, "ortaklığın ^'PK enge-
line takıldığı" olasılığını güçlendıren
ıpucu da verdı. Emlak Bankası Genel
Müdürü. iştirak ıçın YPK karan ge-
rekıp gerekmediği konusunda Başba-
kanlığa ikinci kez bir yazı daha yaz-
dığını, ancak buna yanıt alamadıgını
söyledi. Aydın Ayaydın bu olayı şöy-
le anlattı:
" Başbakanlığın ilk yazısına rağ-
men Almanya'ya gitmeden bir gün
önce ben Başbakanhğa bir kez da-
ha yazı yazdım, daha sizinle bu ko-
nuyu hiç görüşmeden. Dedim ki,
her ne kadar bizim yazdığımız va-
zı>a verdiğiniz cevapta YPK kara-
rı gerekmiyor divorsanız da. muh-
temel spekülasyonların olabileceği-
ni, tekrar bu konunun tarafınızca
tefekkür edilerek (değerlendirile-
rek) YPK kararının gerekli olup ol-
madığının tarafımıza bildirilmesi-
ni, gerek varsa da YPK kararını
alın diye yazdık. Daha da onun ce-
vabı gelmedi."
Ayaydın. bir devlet bankası ile bır
medya grubunun ortaklığına yönelık
eleştirilerede "Devlet bankası Med-
ya Holding'le ortak olamaz diye bir
kural da yoktur. Uygulaması da ör-
neği vardır. Bank de Bosfor'da da
uygulaması vardır. Bank de Bosfor
da da Hüsnü Özyeğin'le ortak ol-
muşuz, üstelik orada da azınlıkta-
yız Emlak Bankası olarak. O da
arv'cidir. atv'den yeni ayrıldı" ya-
nıtını verdi.
Ayaydın'ın son sözleri, görûşme-
nın en ilginç bölümünü oluşturuyor.
Emlak Bankası genel müdürünün bu
olayın ardından aldığı karar "ortak-
lığın siyasi baskı ile gerçekleştiği yo-
lundaki ANAP iddialan"nı pekışti-
nyor. Ayaydın, şöylekonuşuyor: "Bu
kadar sansasyonel olduktan sonra
olay bir daha ben girer miyim bu-
raya. Belki de gerektiğinde görevi
bırakacağım yine de kimseyle ortak
olmayacağım ben bundan sonra.."
Petkim, Erdemir ve Sümerbank kâr rekoru kırdı, sırada Petrol Ofisi var
Satılacak KlT'lerde kâr patLaması
HACERGEMİCİ
Özelleşhrme kapsamında yer alan
ve iştah kabartan verimli KÎT'ler,
1994 yılını kâr patlaması ile kapat-
tı. Bu tarihe kadar bilançolannı
açıklayan Petkim ve Erdemir'in kâr-
lılıklannın en önemli nedeni olarak
brüt satış gelirienndeki artış göste-
rilirken 1993 yılında borç ve alacak-
lan Halk Bankası'na devredilerek
'çöpsiiz üzüm' haline getiren Sü-
merbank'ın da 1 trilyon liralık kân
var. Bu arada halen bilançosu ya-
yımlanmayan Petrol Ofisi'nin yak-
laşık 4.7 trilyona yakın kâr açıkla-
ması beklenirken uzmanlar, bu bi-
lançolann 'istenildiginde KİT'lerin
nasıl para makinesi gibi çalıştığının"
göstergesi olduğunu belırtiyorlar.
Halen pazarlık görüşmeleri süren
ve Uzanlar'dan ünlü Japon-Hint or-
taklığı Nippon şırketine kadar 8 bü-
yük yatınmcı grubun almak için kı-
yasıya savaştıklan Erdemirtümdik-
katleri üzerinde topluyor. Yüzde 30
oranında kamu hissesi üzerinde dev -
lerin çarpışrığı Erdemir. geçen haf-
talarda adeta borsayı sırtında taşıdı.
Bunda gelen tekliflerin çok cazip ol-
• Ağır bir ekonomik krizin yaşandığı 1994 yılında verimli
KİT'ler kâr patlamasına sahne oldu. Yıl içerisinde brüt satış
gelirleri 5 Nisan Kararlan'nm da etkisi ile katlanarak artan
Petkim ve Erdemir'in parlak bilançolan dikkat çekerken
Sümerbank da kânnı 31 kat arttırarak 1 trilyona ulaştırdı. Bu
arada Petrol Ofisi'nden de oldukça kârlı bir bilanço
açıklanacağı yönünde sinyaller alınıyor.
petkim
masının yanı sıra 1994 bi-
lançosunun da parlak ol-
ması etkili oldu. 1994 yı-
lında kânnı 5'e katlaya-
rak 429.8 milyardan
2.234 trilyona çıkaran şir-
ketin, brüt satış gelırlerinde büyük
miktarda artış gözlendi. 1993 yılın-
da 8 trilyon lira oian brüt satış mik-
tan 25.6 trilyona çıkan şirket. bilin-
diği gibi yıl içerisinde Türkiye için-
deki üretım yerine ıhracat yaparak
karaborsaya neden olmakla suçlan-
mıştı.
Yüzde 95.86 oranında kamu his-
sesi bulunan ve Özelleştirme Yük-
sek Kurulu'nun 12Ocak 1995"te al-
dığı stratejik karar doğrultusunda
hisselerinin blok satışı iç ve dış pi-
yasalarda arzmın yanı sıra varlıkla-
nnın satışı da söz konusu olabile-
cek Petkim üzerinde ise ça-
lışmalar halen sürüyor.
1994 yılında özellikle brüt
satış gelırlerinde patlama
yapan Petkim. "l^trih/on-
luk zarardan yaklaşık olarak
4 trilyonluk kâra" geçmesi ıle dik-
kat çekti. Petkim'in brüt satışlannın
yıl ıçinde 7.3 tnlyondan 254.8 tril-
yona çıkmasında 5 Nisan Kararla-
n'nın ardından gelen zamlann da
büyük etkisi olduğu biliniyor.
1993 makyajı işe yaradı
Öte yandan hisselerin yüzde
55'lik bölümü satılacak olan Sümer-
bank. geçen yıl adeta kâr patlaması
yapan bir başka kamu kuruluşu.
Özelleştirilecek ilk kamu bankası
özelliğini taşıyacak olan Sümer-
bank. geçen yıl kânnı tam 31 kat
arttırdı. 1993 yılında tüm aktif ve
pasifleri Halkbank'a devredilen ve
bir bakıma temizlenen Sümerbank.
1994 yılında kânnı 1 trilyona çıkar-
dı. 1993 yılında net kân sadece 31.4
milyar lira olan bankanın bu çıkı-
şında kuşkusuz 1993 yılındaki borç
ve alacaklannın Halk Bankası'na
Î
devir makyajı işe yaradı.
Halen satışı için Özel-
leştirme Yüksek Kuru-
lu'nun karannın beklen-
diği ve Demirbank'ın
sahıbi Halit Ciingrihoğ-
lu'na satılacağı yolunda
yoğun söylentilerin do-
laştığı Sümerbank. ade-
ta 'çöpsüz üzüm' olarak
özel sektörü sunulmuş durumda.
Hükümetin üç aylık özelleştirme
programı içerisinde yer alan ve önce-
likle yüzde 20 oranındakı hissesi ulus-
lararası kurumsal yarınmcılara arz
edilecek olan Petrol Ofisi'nin de 1994
faaliyetleri ile ilgili parlak bir bilanço
açıklaması bekleniyor. Borsacılar ara-
sında yaklaşık 4.7 trilyonayakın bir
kâr açıklaması beklenen şirketin satı-
şından elde edilecek gelirin, hüküme-
tin hayallerini süslediği biliniyor.
Nakit açığı ocak ayında 18.1 trilyon liraya ulaştı
Bütçeye avans darbesi
Malive Bakam'nın tahmini rutmadı.
.\JVKARA (ANKA) - Konsolide
bütçe, 5.5 trilyon lira gelir
fazlasıy la sonuçlandığı açıklanan
ocak ayında 18.1 trilyon liralık
nakit açığı verdi. Gelir-gider
dengesi fazla verirken nakit
açığının bu ölçüde büyümesine,
Maliye'nin bazı ödemeleri
odeneklen serbest bırakmayıp
a\ans olarak yaparak gider
göstermesinden kaynaklandı.
Ocak ayında, nakit dengesini
oluşturan kalemlerden bütçe
dengesi 5 trilyon 531 milyar lira
fazla venrken venlen avans ve
krediler 1994 sonuna göre 9
trilyon 695 milyar lira arttı.
Emanetlerde artış
Bütçe emanetlennde ise 13
trilyon 537 milyar liralık artış
kaydedildi. Nakit dengesini
oluşturan diğer kalemlerdekı
gelişmeler de nakit açığını 429
milyar lira büyüttü. Bu gelişmeler
sonucu ocakta nakit açığı 18
trilyon 130 milyar lira olarak
gerçekleşti.
Nakit açığında 1994 yılının aynı
ayına göre yüzde 107 oranında bir
artış kaydedildi.
Hazine. ocak ayındaki nakit
açığını finanse edebilmek için 34
trilyon 827 milyar liralık net
borçlanmaya gitmek zorunda
kaldı.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Daldan Dala
Ülkemizde gazetecinin konu sıkıntsı çekmesi gibi birso-
run yoktur. Olsa olsa, konu çokluğundan, birinin anlamını
vurgulayamadan, bir başkasının öne çıkmasından, etkili,
anlamlı bir iş yapamamaktan, umutsuzluğa, bezginliğe
kapılabilir.
Bir düşünsenize "sıfırzam" ağızlara alındığında yer ye-
rinden oynamış gibiydi. Gazetelerin, televizyonlann bir nu-
maralı haberi olmuş, sendika cephesi sözde ayağa kalk-
mış, siyasiler heyecanla tartışmışlardı.
700 bin kamu işçisinin, bir başka boyutu ile Türk-iş'in
ve sendikacılık hareketinin, toplu pazarlık hakkının yok sa-
yılması anlamına gelebilecek hükümet kararının içeriği,
ciddiyeti bile tam öğrenilemeden, şimdilik konu kamu-
oyunun gündeminden düştü gibi. Oysa THY ve HAVAŞ
grevleri bu kararlılığın ilk uygulamaları. THY'de hükümet,
sendikal özgürlüklere aykın biryasa hükmünü. yasa ve hu-
kuk amacını da çiğneyerek, grevi yasakladı. Işçiyi kıımak
üzere de HAVAŞ'ta yalnız greve gidilmesini sağladı.
Üstelik bir yasa ve hukuk çiğnemesi ile daha, çıkanlan
genelgeyle, grevci işçilerin işleri başkalanna yaptırılarak
meydan hizmetlerinin önemli çoğunluğu ile yürütülmesi
sağlandı.
Türkiye'deki sendikalı işçilerin yaklaşık 2/3'ünü ilgilen-
diren "sıfırzam" gibi bir siyasi karann yaşama geçirilme-
sine yönelik bu ilk uygulamalarda, THY ve HAVAŞ olayla-
nnda, yer yerinden oynamalıydı değil mi?
THY grevinin ertelenmesinde, artık insanların duymak-
tan bıktığı, bir anlarrtı olmadığına inanç getirdiği, çok sert
sözlü demeçler verildi. Sonuçta HAVAŞ işçisi bir gece ya-
nsı tek başına grevini başlattı. Olay, 700 bin kamu işçisi-
nin ortak sorunu olarak görülmek, sahiplenmek şöyle dur-
sun, Türk-lş'in üyesi bir sendikanın grevi ile yapılması ge-
rekli asgari sendikal, işçi dayanışması çerçevesinde bile
degerlendirilmedi.
Sendika başkanları, Hava-iş ve üyesi işçileri kaderleri ile
baş başa bırakıp, ağırlıkla yurtdışı, bayram tatilini de kap-
sayan yolculuklara koşturdu.
Bayram sonrası koalisyonun devam edip etmeyeceği
ortaya çıkacak, köprülerin altından daha çok fazla su aka-
caktı. Şimdiden dert etmenin âlemi mi vardı?
THY ye hele de grevdeki HAVAŞ işçisinin durumu mu?
Herkesin kendiderdi ileyandığı bir dünyada değil miydik?
Anımsıyor musunuz, yoksa sız de mi unuttunuz? Geçen
ayın içınde ortalık bazı özelleştirme uygulamaları ve özel-
likle de Et Balık Kurumu'nun satışı ile karışmıştı. Yine yer
yerinden oynamıştı. Tepki biraz güçlü, daha doğrusu ser-
maye cephesinden de gelince, hükümet, yasa ve hukuk
dışı olduğu için değil, özünde sermaye cephesini kızdır-
mamak üzere, bu kararından geri döndü. Ve yeri yerinden
oynatan olaylar da hiç kimse, hiçbir şeyin hesabını verme-
den, bir başka biçimde yeniden gündeme gelmek üzere
unutulup gittı.
Diğer özelleştirme uygulamalanndaki yağmalamalar, ay-
nı yasa ve hukuk dışıhğın benzerlerinın geçerli olduğu sa-
tış kararları yürürlükte kaldı.
Yine bu ayın içinde, geçmişte toplumu çok ilgilendiren,
şımdilerde ise sosyal içerikli konular kamuoyunun ilgisini
pek çekmediğinden gözden uzak kalan bir tartışma daha
yaşandı:
özel sektörün geçen yıldan kilitlenmiş toplusözleşme
uyuşmazlıklarında Tekstil işverenleri Sendikası'nın karşı-
sında üç ışçi sendikası önemli bir dayanışmanın adımını
atmıştı. Türk-iş, DİSK ve Hak-lş üyesı Teksif, Tekstil, öz
Iplik-lş sendıkaları, ücret ortalamasının 3.5 milyonda kal-
dığı ve çok yüksek oranlarda ışçı çıkarması, sendikasız-
laştırma, taşeronlaşma uygulamalarının yaşandığı işko-
lunda, sendikal haklann çöküşüne karşı birlikte direnme
karan almışlardı. İş güvencesi, yeni başlayan işçi ücreti ta-
banının, çıkarmalan engelleyecek biçimde yükseltilmesi,
taşeron çalıştırmaya karşı kesin önlem ve insanca yaşa-
ma ücreti için ortak hareket karan havada kaldı.
Teksif'in, 70 bin üyesi için ortak protokollerinde vardık-
lan ilkelerin çok aftında bir metinle sözleşme imzaladığı or-
taya çıktı. 10 bin üyeli Tekstil ve 7 bin üyeli Öz iplik-lş açık-
ta kaîmışlardı. Ancak üyeleri işçiler grup sözleşmesinde
vanlan anlaşmaya şiddetle karşı çıktılar. 24 şubatta da bu
işyerlerinde grevler sessiz sedasız başladı.
12 Eylül öncesınde de özel sektöre ait işyerleri için ya-
pılan grup sözleşmelerinde benzer durumlara çok sık rast-
lanmıştı. Büyük işçi sendikası düşük ücretli sözleşmeleri
önceden imzalamış, daha küçük sendika direnerek, grev
yaparak işkolunun ücret düzeyini yükseltmeyi başarmış-
tı. Bu birçok kez DİSK üyesi sendika lehine ve Türk-ış
üyesi sendika aleyhine kötü sınavlar olmak üzere yinelen-
mişti.
Grevi isteyen işçilerin böylesi bir özlemin içinde olduk-
lan, geriye gidişi durdurmaya çalıştıkları tartışılmaz. Ancak
12 Eylül, sendikacılığın uğradığı tahribat, bu sayede de-
ğişen üye dağılım oranlannı, örgütlü güç ve en önemlisi
moral değer kayıplannı da gözardı etmiyoruz.
Hava-iş ve HAVAŞ işçilerinin başınagelende susan 700
bin kamu işçisinin ve sendikalarının, özel sektör tekstilde
geri adıma "evet" diyen sendika ye üyeleri 70 binin, hak-
lar için direnen ve ortaya atılan birkaç bin işçinin sırtında
kazanabilirjerse. bazı hakları kazanmayı hiç de hak etme-
diklerini düşünüyoruz.
Evlerimizde, televizyonlann karşısında, kahve sohbet-
lerinde kirlenen siyasetçiyi, sendikacıyı eleştirmek, hakkı-
mızı aramadıklan, kirli işlere bulaştıklan için suçlamak çok
kolay. Kendi haklanmız, kendimizgibi olanların hakları için
bir bedeli göze alarak savaşım vermek ise çok zor geliyor.
Böyle olunca da birılerı bızimle çok kolay oynuyor. Kızdık-
lanmız, benzerleri hep başımızda kalıp, boza pişiriyor.
Petlas ve Karabük
için dava açıldı
ANKARA (Cumhuriyet
^Bürosu) - Kamu tşletmelerini
*Geliştirme Merkezi'nin (Kl-
GEM) katkılanyla, Özelleştir-
me Yüksek Kurulu'nun (ÖYK)
Petlas ve Karabük Demir-Çelik
Fabrikası'nın (Kardemır) satı-
şına ilişkin kararlannın iptali
için çalışanlar ve Petrol-îş Sen-
dikası Danıştay'adava açtı. Da-
va dilekçelerinde. Türkiye'de
tek uçak lastiği üretilen Pet-
las'ın hiçbir önlem alınmadan
dev redıldiğine, Kardemır'in sa-
tışında da ihale açılmadığına
dikkat çekildi.
Petlas'ın satış karannın ipta-
li için Petrol-lş Sendikası, Kar-
demır'ın devır kararının iptali
için de fabrikada mühendis ola-
rak çalışan Ali Açıkgöz önceki
gün dava dilekçelerinı Danış-
tay'a sundular.
Dava dilekçelerinde: Petlas
ve Kardemir'in satış kararlan-
nın, Özelleştirme Yasası 'nın ya-
nı sıra, Anayasa Mahkeme-
si'nın özelleştırmeye ilişkin
Yetki Yasası'nı iptalinin ardın-
dan açıkladığı gerekçeli karan-
na da aykırı otduğu v urgulandı.
Aynca. Petlas ve Karde-
mir'in satış kararlarına ilişkin
düzenlemeler için yürütmeyi
durdurma isteminde bulunuldu.
Petlas'ın satış karannın ipta-
li için hazırlanan dava dilekçe-
sinde, Petlas'ın, Türkiye'de
uçak lastiği üreten tek fabrika
olduğuna dikkat çekilerek,
ÖYK'nin. ülkedeki alanındaki
tek teknolojiyi hiçbir önlem alr
madan devrettiği vurgulandı.
DıJekçede. Petlas için 1993 yı-,'
lında yapılan yeniden değerlen-
dirme çalışmalannda fabrika-
nın kuruluş degerinin 13trilyort'
lira olarak belirlendiği belirti-1
lerek. "Buna karşılık fabrika j
için 3 trilyon liralık satış karan !
alınmıstır*' dendi. j
Yine KtGEM tarafmdan ha- >
zırlanan ve Kardemir'in hisse-i
lerinin Karabük halkı ve fabri- j
ka çalışanlanna 1 lira bedellej
devTediİmesine ilişkin ÖYK ka- j
rannın iptalinin ıstendiğı dava •
dilekçesinde de; Kardemir'in î
satışı için ihale açılmadığı vur- î
gulandı. Türkıye'nın, demirj
cevheri ve kömür açısında ge- j
rekli doğal kaynağa sahip oldu- •
ğuna dikkat çekılen dilekçede,!
ancak, bu cevherlerin işlenece- ]
ği tesislerin büyük bir sermaye |
gerektirdıği için devlet tarafın- j
dan yürütülmesinin zorunlulu- !
ğu kaydedildi. -'