27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
.SAYFA CUMHURİYET 2 MART 1995 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Kamu görevlilerinin onurlu savaşımı Kamu görevlılennın en etkılı orgütlenme bıçımı, kuşkusuz grevh-toplusözleşmelı sendıkalaşma hakkına sahıp olmalannda yatmaktadır BÜLENT SERİM Anayasa Mahkemesı Rapottöril K amu görev lılennın sen- dıkal haklan gundem- dekı >ennı yoğunlaşa- rak korumaktadır Açık soylemek gerekırse uluslararası hukuktan doğan bu haklann ıç hukukta gercğı yapılarakhâlâyaşamageçınlmemışol- ması, gelır duzey ının du^ukluğu ıle çok yakından ılgılıdır Gerçı sendıkal hak- lar salt ucret arttınmına hızmet etmez hatta bu amacın ıkıncıl planda kalması gerektığı bıle soylenebılır ama ulke- mızde gelır duzeyının duşukluğu oyle- sıne aşın noktaya varmıştır kı bu hak- lann gunumuzde gorunur tek nedenı durumuna gelmıştır Aşağıda yer ven- len sayılar, bu gerçeğı bütun çıplaklı- ğıyla gozler onune sermektedır Kamu görevlılennın akçalı (malı) durumu 1975'tenbensuregelenbırdu- şuş çızgısı ızlemektedır Ozellıkle 1980'den sonra hızlanan duşuş, 1990'dan sonra ı>ıce belırgınleşmıştır 1975 yılı 100 alındıgında aylık endek- sm 1994'te 62 'ye duştuğüne tanık olun- maktadır Bu. 1975'egoreyuzde40'lıkbıryok- sullaşmayı gostermektedır 1993'e go- re 1994 yılında yaşanan yoksullaşma ıseyaklaşıkyuzde30"ubulmuştur Bu- nun baş nedenı kuşkusuz 1994 te cum- hunyet tanhının en yuksek enflasyonu- nun gerçekleşmış olmasıdır (TEFE yüzde 149 6, TUFE 125 5) Daha on- cekı en yuksek oran TEFE'de 1946 yı- hndayuzde 104 41e,TUFE'de 1980 yı- lında yuzde 115 6 yla yaşanmıştır Meslek gruplan tek tek ele alındıgın- da yoksullaşmanın çarpıcı boyutlara ulaştığı gorulmektedır Orneğın oğret- menler 1930 yılında çok ıyı akçalı ko- şullara ve sosyal statuye sahıptır O yıl- lardakı aylığı ıle 7 Cumhunyet Altını alabılen, aylığının onda bın ıle kıralık e\ bulabılen bır oğretmen. bugun ancak aylığı ıle 2 Cumhunvet Altını alabıl- mekte ve aylığının tumunu verse bıle oturabıleceğı nıtelıkte bır ev kıralaya- mamaktadır Doktorlann durumu da çok farklı değıldır 1978 yılında 919 ABDDoları alabılen bır pratısyendok- torun aylığı. bugun 303 ABD Dolan düzeyıne duşmuştur Obur kamu go- rev lılennın durumu da bunlardan fark- lı değıldır Yapılan açıklamalardan, kamu gö- rev lılennınakçalı durumunun obur yıl- larda olduğu gıbı 1994 yılında da ıyı- leştınlemeyeceğı anlaşılmaktadır Çun- ku lyıleştırmenın yapılabılmesı ıçın on- ceyıllannyaptığıyıpranmanıngıdenl- mesı sonra da 1995 ıçın gerçekçı bı- çımde ongorulecek enflasyon oranının aylıklarayansıtılması gerekır Saltbut- çe olanaklan goz onunde bulundurula- rak yapılacak hıçbır zam bu açığı ka- patmaya yetmeyecektır Çalnmanın herkesın hakkı ve ödev ı olduğunu (m 49) ve ucretın emeğın karşılığı olması gerektığını (m 55)be- lırten anayasa, de\ lete, çalışanlann adıl ucret elde edebılmelen ıçın gereklı on- lemlen alma görevını vermıştır Buna karyn devlet 19 7 5 ten bu yana kamu görevlilerinin akçalı durumuna gerek- lı ozenı gostermemıştır Yukanda da belırtıldığı gıbı kamu gorev lılennın sa- tınalmagucu, 1970 lı yılların başında- kı duzcy ını bıle henuz vakalavamamı^- tır Doğallıkla bu kamu görevlılennın artan ulusal gelırden kendılerıne duş- mesı gereken payı alamadıklarını. bu payın başka kesımlere aktarıldığını gostermektedır Kımılen hedef saptımuk ıçın kamu görevlılennın avlıklarındakı duşuklü ğü sayılarının çokluğu ıle ılgılendır- mektedır Oysa kanımızca bunun bellı başlı ıkı nedenı kamu gorevlısıne du- yulan guvensızlık ve sendıkal haklar- dan yoksunluktur Kamu gorevlısıne guvensızlığı bır oncekı cumhurbaşka- nının "Buulkeninzatençokdeğerlibü- rokraü >ok" soylemı. çarpıcı bıçımde ortaya koymaktadır Grevli-toplusözleşmelü. Kamu gorevlılerının en etkılı örgut- lenme bıçımı. kuşkusuz grevlı-toplu- sozleşmelı sendıkalaşmu hakkına sahıp olmalannda yatmaktadır Sendıkal hak- lar bıçımınde soylemlenebılecek bu haklar uluslararası belgelerle guven- ceye alınmıştır Insan Haklan Evrensel Bıldırgesı (m 23), Ekonomık Toplum- sal ve Külturel Haklar Sozleşmesı (m 8), Sıvıl \e Sıyasal Haklar Sozleşmesı (m 22). Avrupa Insan Haklan Sozleş- mesı (m 11). Avrupa Sosyal Şartı (m 5-6), Uluslararası Çalışma Orgutu"nun (ILO)87,98ve 151 sayılı sozleşmele- n, kamu gorev lılennın sendıkal hakla- nna ılışkın düzenlemeler ıçermektedır Bu sozleşmelerde haklar ve sınırlan so- vutbıçımde belırtılmış ozellıklesınır- ların somutlaştınlması. ıç hukuktakı yasal duzenlemelere bırakılmıştır Anayasanın 90 maddesınde yonte- mıne uygun bıçımde y ururlüğe konulan uluslararası sozle^melenn 'yasa huk- mundc' olduğu bclırtılmıştır Yıne ay- nı madde uvarınca bunlar hakkında anayasaya aykırılık savıyla Anayasa Mahkemesı'ne başvurulamasa da bu sozlcşmclcn 'anayasa hukmunde' say- mak olanaksizdır Hukuken en doğru yol bır sozlcşme onaylanırken anaya- saya aykın kurallanna çekınce konul- masıdır Nıtckım, uygulamada bunun örneklenne rastlanılmaktadır Anayasanın anılan hukmune göre, yöntemıne uygun bıçımde yürurluğe konulan sozleşmeler ıç hukukta kendı- Iığınden yasa hukmu kazanır baglayı- udırveuygulanabılırkurallarıçenyor- sa hemen uvgulanması gerekır Ancak uluslararası sozleşmelerın ge- nelde hakkın varlığını saptayan soyut kav ramlar ıçerdığı, uygulamaya donuk aynntılı kurallara ver vermedığı gorul- mektedır Buyuzden uluslararası soz- leşmcnın onaylanmasıyla bır hak ken- dılığınden doğmuş olsa bıle bu hakkın yaşamageçınlmesı yanı kullanılabılır durumagelebılmesı ıçın gereklı usul ve esaslann saptanması, kapsamının ve sı- nırlannın belırlenmcsı ıçın bır uygula- ma yasasına gereksıntm vardır Ve TBMM, uluslararası sorumluluğu ne- denıyle bu yasayı 'derhal' çıkarmak zo- rundadır Toplusozleşme hakkı yonunden ko- nuvu bıraz farklı duşunuyoruz Anaya- sanın 128 maddesı kanımızca bu hak- kaayakbağı oluşturmaktadır Maddede. kamu görevlılennın akçalı, sosyal, hu- kuksal tum statusunun yasayla düzen- lenmesı buynıklanmıştır Madde çalı- şanlann sıyasal baskılardan korunma- sı amacını gutmekte ve kamu çalışan- lan ıçın bır guvence oluşturmaktadır Madde durdukça kamu gorevlılennın statulerının toplusozleşmelerle saptan- masımn güç olduğu açıktır Aslında anayasa değışıklığının gun- demde olduğu şu sırada bu konunun da kapsama alınması, her şcyden oncc uluslararası sorumluluğumuzun gere- ğıdır Anayasaya aykın sozleşmelerın onaylanması, ancak anayasada sozleş- melerın ustunluğune ve anayasaya kar- şın uygulanacağına ılışkın bır duzenle- menın bulunmasına bağlıdır Avrupa Bırlığı'ne gırme çabalan da gozetılerek anayasanın 90 maddesının bu yonde değıştınlmesı say ısız yararlar taşımak- tadır Konu ıle ılgılı bır başka değışık- lık de 128 maddede yapılmalı kamu gorev lılennın ozellıkle akçalı statusu- nun toplusozleşmelerle belırlenebılme- sı ıçın gereklı duzenleme getınlmelı- dır lyileştirmenin kaynağı... Gunumuzde kamu gorevlılen haklı cylemlerı ıle kendılerıne onurlu yaşam duzeyı sağlamaya aracılık edecek sen- dıkal haklanna kavuşma sav aşımı (mu- cadelesı) vermektedır Bu savaşım, emeğının karşılığını yalnızcadevletten ıstcme onurunu ve saygınlığını ıçenr Bu savaşımı veren kamu gorevlılenn- de 'işini bilme' yeteneğıl') yoktur Ol- sa olsa onuruyla yaşama duzeyını ya- kalayabılmck ıçın pazarcıhk satıcılık garsonluk gıbı ek ış ya da ışlen yapma davranışı vardır kı bu davranışa. ancak saygı duyulur Şunu da vurgulamakta yarar umulur Kamu gorevlısının akçalı durumunun lyıleştınlmesı volsuzluklann onlenme- sı yonunden olumlu toplumsal sonuç- lar doğuracaktır lyileştirmenınkayna- ğını ise hayali ihracatta, geri donmeyen kredilcrde, toplanmavan vcrgılerdc, ve- rini hulmayan teşviklerde ve haksız ya- pılan odemelerde aramak gerekır. Bir zamanlar Kandilli Kız Lisesi... GÖKŞİN SANAL B oğazıçı'nın en guzel tepelennden bınnde okuduğumuz yıllarda bıze "olağan" gelen pek çok şey, za- manla. belkı de toplumun uzun kulturel ve sosyal yaşantısındakı bır genye sayışın sonucu olarak "olağanıistu''gorunuyor artık Okulumuzun sa- tılması, oradan yetışenlenn yureğını acılarla dol- durmaktadır Kandilli Kız Lısesı'nde okuduğum 1946-1953 donemı, yalnız bızım okulun mu u altın çagı*'ydı yoksa o yıllarda dığer okullann öğretım ve eğıtı- mı de aynı duzeyde mıydı kesın olarak bılmıyo- rum Bu altın çağın kahramanlan olan oğretmen- lenmızın "Maarifmüfredatınındışınaçıkıpdaha çok oğretmek" isteverek derslen ağırlaştırmalan da okulumuzun dıllere destan sert dısıplını de bız- lere çoğu kez "olağan" gelıyordu Gerçekten se- vıyorduk okulumuzu Bu duyguyu yaratan başlı- ca etkenlerden bın, muzığe venlen onem olma- lıydı MuzıkoğrermenımızCemilTörkannan-ya da öğretmenlere çıçek adı venrken soyledığımız gıbı "Balhbaba"- neşemızm. mutluluğumuzun görünmeyen bır orkestra şefıydı Sabahlan zıl yenne çalan Grieg'ın Peer Gynt suıtındekı Solvejg'ın Sabah şarkısı ıle uyanıyor, oğle ve akşam yemeklennde Schubert, Mozart, Chopin. Vlvaldi dınlıyor, akşam y emeğınden son- rakı yanm saatlık teneffüste değışen muzıkle dans edıyorduk Okulun ucu sayılabılecek bır odada uç pıyanomuzdan bın durur. Cemıl Bey'den ders alan yeteneklı oğrencıler sirayla çalışırlardı Pıya- no oğrencılen haftada ıkı ders ıçın ayda 5 lıra uc- ret öduyoriardı Bu ucret bır haftalık harçlığımız kadardı Okul saatlen dışında zaman veemek har- cayan Cemıl Bey. topladığı bu ders ucretlenyle okula yenı plaklaralıyordu En onemh muzık etkınlığımız İstanbul dışında bıle verdığımız koro konserlenydı Koroda Car- men operasının sozlen Turkçe'ye çevnlmış şar- kılan soylenıyordu çoğunlukla Bu şarkılarla o denlı ünlenmıştık kı Galatasaray Lısesı'nde ver- dığımız konserden bır yıl sonra bıle yalınz oku- lumuz oğrencılennın bındığı bır tramvayla tstık- lal Caddesı'nden geçerken yuksek sesle soyledı- ğımız "Toreodor" şarkısını duyan Galatasaraylı- lar "Kandilli geçiyor, Kandilli" dıye bağnşarak bahçenın demırparmaklıklanna koşup bızeel sal- lıyorlardı Edırne"de verdığımız konsen dınleyen bın de y ıllar sonra tanıştığımda "Sirin çok m bir koronu7 vardı. Carmen Operası'ndan şarkılar soylerdiniz" demıştı llk bakışta yalnız Batı musıkısıyle egıtıldığımız duşünebılırse de bu alanda herhangı bır baskı ve kısıtlamayla karşılaşmıyorduk Koro şarkılannın arasında Dede Efendi'den, HafızPost'tan, Neveser Kökdeş'ten seçılmış parçalar ya da gerçek halk musıkısının turkulen de vardı Kendı aralannda veya eğlence gecelennde Turk sanat musıkısın- den şarkılar. geldıklen yorelerden turkuler soy le- yen oğrencıler de alkışlanıyorlardı Turkıye, mu- sikının yozlaşmış türlenvle henuz tanışmamıştı Tanışsaydı bıle. muzığın guzelını oğretmeye go- nul veren Cemıl Bey bızı daha ıyıye vonelterek boyle bır akıma kapılmamızı mutlaka onlerdı Ökulumuz belkı de tanhının en onemh etkınlı- ğını 1950 yılının nısan ayında yaşadı Bır operet oynadık Amenkalı King Proctordan uyarlanan "AyışığT operetını 1936 yılında Boğazıçı Lıse- sı nde oynanan bu eser o gunku yonetıcılen olan muzık oğTetmenımız Cemıl Turkarman ıle Anka- ra Devlet Konservatuvan'nda fonetık-dıksıyon öğretmenı ve Tıyatro Bolumu Başkanı Prof Nu- rettiaSevin tarafından okulumuzda sahneye ko- nuyordu Erkek oyuncu rollenne çıkmamızı uy- gun görmeyen operet yonetıcılen, o gunlerde dev - let konservatuvan oğrencısı olan tenorÖzcanSev- gen ıle tıyatro sanatçısı Çetin Köroglu'nu. 14 yıl once Boğazıçı Lısesfnde oğrencıyken ayın ope- rette sahneve çıkan (FB kalecısı) Cihat Arman'ı. Talha Altınbaşak'ı (a\ukat), MüeyyetSezgin'ı ça- ğırdılar Danslann oğretımı ıçın okulumuzun yıl sonu musamerelenndekı bale ve folklor gosten- lennı hazırlayan İstanbul Şehır Tıyatrosu sanat- çısı ve dans öğretmenı Ferit Egemen ıle yetınıl- medıgınden. koreografıyı Yeşılkoy'dekı ılk bale okulumuzun kurucusu Ninettede V'ak)is,çalışma- lan da yardımcısı Jay Newton ustlendıler Mak- yajlanmızı bıle Kabataş Lısesı Sanat Tanhı öğret- menı Sabih NafizTansu yapmıştı 1 Operet. Emı- nonu Halkevı'ndekı 4-5 temsılden sonra Ankara Halkevfnde YardımsevenlerDerneğıyarannauç kez oynandı Gosterdığımız buyuk başan uzenne gunun C umhurbaşkanı İsmet İnonu tarafından koşkte kabul olunduk Butun bu çalışmalann parasal kaynağı nasıl sağlanıyordu bılmıyorum Kandilli Kız Lısesı bır ozel okul değıldı Pek çoğumuz orta sınıf aılele- nn çocuklan olduğumuzdan velılenn yardımı da duşunulmezdı Belkı de boyle bır olay ıçın Mıllı Eğıtım Bakanlığı'ndan yardım sağlanıyordu Kandilli Kız Lısesı nın altın çağından soz eder- ken yalnız muzık yaşamımızı duşunmuyorum kuşkusuz Edebıyat fen yabancı dıl alanlannda da çok değerlı oğretmenlenmız çok parlak oğren- cılenmız vardı Şımdı okulun onunden geçerken gorduğum başlannı bır garıp baglamış ıkı uç oğ- rencı ıçımı sızlatıyor doğrusu Bızlenn ablalan. onlann nınelen olacak yaştakı mezunlanmız, oğ- rencılık y ıllannda hemen o sahıldekı denız hama- mından nasıl denıze gırdıklennı okulun bahçesın- dekı kortta nasıl tenıs oy nadıklannı hâlâ anlatıyor- lar Sayılan çok az da olsa, başlannı bır ganp bağlayan bu genç fidanlann kımbılır hangı ruz- gâra kapılarak eğılmelenne dayanamıyorum Ruhsal bozukluklannı muzıkle tedavı etmek on- lan çok gençken eğıtmek neden mumkun olma- sın dıyorum Ama bılmıyorum, Kandilli Kız Lı- sesı'nın bugunkü muzık oğretmenı, rüm şarkıla- n yanlış söyleyen benım gıbı yeteneksız bır oğ- rencıve "Solfcj vapamıvorsun ama, bir plak çal- dıgımda Bach mu Beethoven mı bilıyorsun. Bu ne- denlelOveriyoruınsana''dıyen, yeteneksızlığıne ûzulduğunu sezınleyıp, müzık sevgısını yıtırme- mesı tçın onu koroya alan sevgılı Cemıl Turkar- man kadar öğrencılennı sevıyor mu' PENCERE Ağaç ve Balta Ağaç baltaya - Ah, demış, hıçbırşeyeyanmıyorum da şu sap/n £>en- den olmasaydı Koyluyu askere alırsın, sıfır numara tıraş edersın, ha- mama sokarsın, jandarma unıforması gıydırırsın, sağa don, sola don, sılah omuza, hazır ol Sonra sen seyreyle o koylunun halını1 . "Jandarma dayağı" soylencesı boşuna mı'' Koylunun koyluye uzun yıllar "Allah yarattı" demeden sopa atması, Anadolu'da yaşamın bır boyutudur insanın ınsana acımasızlığı hıç kuşkusuz yalnız Ana- dolu'ya ozgu değıl' Uygar dedığımız Batı'nın sıcılınde "gerı kalmış ulkeler"e rahmet okutacak bır vahşetın oy- kusu yazılı1 Bugun dunyaya egemen G-7'nın kurmak ıs- tedığı "Yenı Dunya Duzenı", yoksullannalınterınısomur- mek, kanını ıçmek uzerınedır Dunya egemenlerının acı- masızlığı yumuşamıyor, hele petrol bolgelerınde, Batı'nın tutumu, elınde kırbaç, başında kolonyal şapkasıyla or- talıkta dolaşan bır ruhun tum mırasını ıçerıyor Ortado- ğu'nun talıhsızlığı, toprağının altındakı gomutten kaynak- lanıyor • Çekıç Guç, Anadoiu'nun Guneydoğusu'na yerleşmış, Irak'ın kuzeyını gozetlıyor Irak'ın kuzeyınde yaşayan Kurtlerın bır devlet çekırdegı oluşturmaları, Çekıç Guç'un denetımı artında gerçekleşıyor Emperyalızm, hıçbır zaman tek seçeneklı bır sıyasete razı olmaz, elınde oyuncular bulunmalı, sırasında bu oyuncuları bırbırıne karşı oynayabılmelıdır Ortadoğu'da- kı korduğumleşmış çıkarlar yumağında ıplerı elınde tu- tan Amenka'nın Kuzey Irak'ta bır Kurt devletıne yonelı- şı, Saddam'ın defterını durmek ıçındı Pekı, bu durumda Irak parçalanırsa, ulkenın guneyın- dekı Şııler de tran'a bağımlı bır guce donuşurse, Israıl'ın ışıne gelecek bır harıta mı oluşur? Turkıye bu oluşuma neder? Kaşyaparkengozmuçıkarılır'' Oyleyse ışı dal- galanmaya bırakmalı' En lyısı bolgede çeşttlı guçlenn herbırını kontrol ederek sırasında aba altından sopa gos- termek1 Kuzey Irak'ta bır Kurt devletı kurulmasına res- men karşı çıkmak, el altından desteklemek 1 Surıye'ye Israıl barışı ıçın yaklaşmak, Şam ın Apo'yu Turkıye'ye karşı kullanmasına goz yummak 1 Saddam'ı yıkmaya çalışmak, ama, seçeneğını yaratıncaya kadar ışı ırgala- mak' Petrol fıyatlannı denetlemek, ama bır duzeyde dalgalandırmak 1 Kuveyt'ı kurtarmak, ama elının altında tutmak' Turkıye'ye dost gorunmek, ama Yunanıstan'a odun vermesı, Ermenıstan'a yardım etmesı ıçın zorla- mak' Eh, butun bunlar 'Yenı Dunya Duzenı"n\n başındakı egemenler ıçın doğal sayılabılır Doğal olmayan ne? • Kuzey Irak'ta Barzanı ıle Tatabani yandaşları bırbırle- rıne gırdıler, feodal toplum yapısının "Aydınlanma Dev- nmı"nden uzaktakı katmanlarında kan akıyor, insanın ın- sana acımasızlığı yaşanıyor Yoksulluk dız boyu ıken, sozde yenı bır devlet oluşur- ken, ılkellığın canavarlığı egemenleşıyor emperyalızmın oyuncağınadonuşen koyluler, ufuksuzluğun yumağında korduğum oimuşlar, duşmaniıkların korgudusunde bır- bırlerını boğazlıyorlar Daha dun bır bugun ıkı Eğerbırgun "Mıllı Mısak' sınırlan ıçmde yukselen "TC" parçalanırsa, Anadolu'yu da ıçıne katan bır cehennemın Ortadoğu'da yaşayan ınsanlan nasıl yıyıp yutacağını gor- memek ıçın kor olmalı 1 Emperyalızme karşı savaşarak kurulan TC'nın emperyalızme karşı guncel savaşımı; te- rorle değıl, barış ıçmde demokrasıyle yurutulebılır • Ağaç baltaya - Ah, demış, hıçbırşeyeyanmıyorum da şu sapın ben- den olmasaydı Bu baltaya sap olmayın kardeşler 1 . BAYRAMDA 0A ÇAĞIRIRSANIZ GELECEK, YERİNDE ÇÖZECEK. T u r k ı y e ' n ı n h e r y e r ı n d e 3 6 5 g u n , 2 4 s a a t h ı z m e t v e r e n R e n a u l t Y a r d ı m b a y r a m g u n l e r ı b o y u n c a d a g e c e , g u n d u z h e r a n y a r d ı m a h a z ı r . B a y r a m ı n ı z ı k u t l a r , m u t l u , s a ğ l ı k l ı v e s o r u n s u z b i r b a y r a m d i l e r i z . 08002114100! 3 6 5 G U N , 2 » S A A T TURKIYE NİH HER YERlNDEf BAYRAMDA R E N A U L T GÜVENCESİNİ YANINIZA ALIN. MAİS RENAULT YAŞANACAK OTOMOBİUB? ÜSKÜDAR KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 1993 285 Davacı Malıye Hazınesı vekılı Av Ferıhan Ibrışım tarafındandavalı EnserZorguleraleyhınemahkememıze açılmış olan tespıte ıtıraz davasının vapılan açık yargılamasında Mahkememızce \enlen ara kararı gereğınce tum aramalararağmendavalı EnserZorguler edavadılekçesı ve duruşma gunu adresınde bulunamadığından (bılınemedıgınden) kendisine teblıgat vapılamamıştır \dı geçen davalıva ılanen dava dılekçesının teblığıne karar verılmış olmakla duruşma gunu olan 25 4 1995 gunu saat 9 30 da davalı Enser Zorguler ın mahkememızde hazır bulunması \eva kendını bır vekıl ıle temsıl ettırmeM aksı takdırde davanın gıyabında yürutulerek hukum kılınacagından bahısle teblıgat yenne kaım olmak uzere dava dılekçesı \e duru^ma gunu ılanen teblığolunur V 2 199S Basın 8795 USKUD\R KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo 1993 349 Davacı Malıve Hazınesi \ekılı Av Zevnep Temelatma tarafından davalı Selım Çarpar aleyhıne mahkememıze açılan tesbıte ıtıraz davasının vapılan açık vargılaması sırasında venlen ara kararı gereğınce Davalı Selım Çarpar ın vapılan tum ara^tırmalara ragmen adresı bulunamamı^ ve kendisine dava dılekçesı ıle duruşma gunu teblığ edılememış olduğundan ılanen teblığıne karar \erılmış olmakla adı geçen davalı Selım Çarpar ın duruşma gunu olan 7 3 1995 tanhınde saat 9 30'da mahkememızde hazır bulunması v eya kendını bır \ekıl ıle temsıl ettırmesı aksı takdırde davanın gıyabında yürutulerek hukum kılınacagı ı^bu duruşma gunu ve dava dılekçesı teblıgat verıne kaım olmak uzere ılanen teblığ edılmış sav ılacaktır tlanolunur 17 2 1995 Basın 8796 ÜSKÜDAR KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 1993 259 Davacı Malıye Hazınesı vekılı Av Fenhan lbnşım tarafından davalılar Selahattın Günduz ve Emıne Gundûz aleyhıne mahkememıze açılan tespıte ıtıraz davasının yapılan açık yargılaması sırasında Davalılar Selahattın Gunduz ve Emıne Gunduz'un adreslerı uzun zamandan berı tum aramalara ragmen bulunamadığından dava dılekçesı ve duruşma gunu kendılenne teblığ edılememış olup, ılanen teblığıne karar venlmiştır Duruşma gunu olan 25 4 1995 tanhınde saat 9 30'da davalılann mahkememızde hazır bulunmaları veya kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen gerekır aksı takdırde davanın gıyaplannda yürutulerek hukum kılınacagı hususu teblıgat yenne kaım olmak üzere ılanen teblığolunur 17 2 199S Basın 8794
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle