28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MART 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çîfler'den ihaleye fesatBaşbakanın, TOFAŞ'taki kamu hisse satışında danışmanhk yapacak fîrmalann seçimi için ihaleye müdahale ettiği belgelendi A\KARA(Cumhuriyet Bürosu)-Eşi ÖzerUçu- ran Çüfcr'le birlikte devletin milyarlarca dolarlık kurumlannın özelleştinlmesine müdahale ettiği ile- ri sürülen Başbakan Tansu Çiller'in, TOFAŞ'taki kamu hısselerinin satışı için danışmanlık yapacak firmanın secımini yasadışı bıçimde yönlendirdiğı. ANAP tarafından belgelendi. Özelleştırme tdaresı olarak yeniden yapılandı- nlan KamuOrtaklığı Idaresi'nin lhale Komisyonu tutanaklannda. iki bankanın yabancı ortaklanyla verdıklen teklıf zarflannın, "Başbakanlığın tali- man üzerine" açılmayarak Tansu Çiller'e gönde- rildiği belirtildi. Başbakan'ın yaptığı usulsûzlügu belgeleyen tu- tanaklan açıklayan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Devlet Denetleme Kurulu'nun. lhale Ko- misyonu üyeleri için soruşturma başlattığını bildi- rirken. Çıllerhakkında. "ihaleye fesat kanştırmak" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Yılmaz, "Bir insan ya başbakanlık yapar ya da ihale komisyonu başkanlığı yapar. Çiller'in mihar- larca dolarük özelleştirme işlemlerini dürüsl biçirtı- de yürüteceğinden şüphemiz var" dedi. ANAP Genel Başkanı Yıimaz. partisinin grup toplantısında, Başbakan Tansu Çiller'e belgelerle desteklediğiağırsuçlamalaryöneltti Konuşmasın- da. hükümetin özelleştirme uygulamalannı eleşti- ren ve **E1 attıklan her uygulama tam bir rezalet" dıyen Yılmaz. Kardemır'de uygulanan yöntemler nedenıyle. şırketın 3 yıl sonra birkaç kişinin elin- de toplanabileceğine ilışkin kaygilannı dile getir- di. "Sizebelgekrnlebirolayaıüatacağun" diyerek konuşmasinı sürdüren Yılmaz. ANAP grubunda şok etkısı yaratan TOFAŞ Oto Tıcaret AŞ ve TO- FAŞ Türk Otomobıl Fabrikalan AŞ'dekj devlet his- selennin satılmasına ilışkin ıhale belgelerini açık- ladı. . Toplu Konut ve Kamu Ortaldığı Idaresı lhale Komisyonu'nun 18 Ağustos 1993 günü aldığı iki karan okuyan Yılmaz, ihalenin Tansu Çiller'in baş- bakan olmasından 2-3 ay sonra gercekleştirildiği- ne ve ihaleye giren bankalardan binnin Çiller'e çok yakın olduğuna dıkkat çekerek, "Bir insan ya baş- bakanlık yapar ya da ihale komisvonluğu yapar" dedi. Yılmaz. TOFAŞ'taki kamu hisselerinin yurtdışı sermaye piyasalannda. uluslararası borsalarda ya da gerçek kışilere satılması amacıyla danışmanlık yapacak firmanrn belirlenmesi için lhale Komisyo- nu'nun, halen Özelleştirme İdaresı Başkanvekıli olan dönemin Kamu Ortaklıgı idaresi Başkanveki- lı Can Yeşilada başkanlığında toplandığını anlattı. ANAP hderi. 18.8.1993 tarihh, 7 numaralı thale Komisyonu karannı, elindeki belgeden şöyle oku- du: "Schroders ve tnterbank AŞ ortaklığından Me- lih Araz ve Aziz Karadeniz'in 18X1993 tarih ve 5552 evrak ka>it no'suyla, Lehman Brothers ve Fi- nansbank .AŞ (Çiller ailesinin yakın dostlanndan Hüsnü Özyeğin'in bankası) ortaklığından Ömer Aras. G\vyneth Ketterer. Patrick Longmire'ın 1&8.1993 tarih ve 5520 evrakkayıt no'suvla vermiş olduklan kapalı zarf içindeki son teklifleri. komis- yon huzunında adı geçen ortaklık tenısikilerine im- 'Pamuk Prenses'in Ölümü' • ANKARA(ANKA)- Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, bir dergi ve kitabı daha muzır buldu. Kurul, Istanbul Gumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen "Pamuk Prenses'in Ölümü" adlı kitabı incelemesi sonucunda, 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelıkte buldu. Kurul bunun üzerine söz konusu kitabın poşette satılmasını kararlaştırdı. Muzır Kurulu aynca yayıncısının gönderdiği "SHE" adlı derginin aralık sayısında ek olarak verilen 'genç kızlar ve cinsellik' ekindeki bazı yazılann muzır tesir yapacak nitelikte olduğunu belirledi. Köşk'ten onama • ANKARA <AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Korunmaya Muhtaç Çocuklann Işe Yerleştirilmelerine İlışkin Tüzük"ün yürürlüğe konulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu karan ile bazı projelerin finansmanı için Türkiye ile Fransa arasında imzalanan 330 milyon Fransız Frangı tutanndaki mali protokolün tasdikine ilışkin Bakanlar Kurulu karannı onayladı Özden'den Çiller'in arkadaşı da danışman ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TOFAŞ'dakı kamu payının satışında mali danışmanlık yapan konsorsıyumda, Başbakan Tansu Çillenle eşı Özer l'çuran ÇiDer'e yakınlığıyla tanınan Hüsnü Özyeğin'e aıt Fınansbank da bulunuyor. Özyegın'ın, 1970"lı yıllardan ıtibaren. ABD'de yasadığı dönemde bazı skandallara kanştıgı, Amenkan mahkemeleri tarafından yargılanarak. bu ülkede savcılık izni olmadan herhangı bir şırkette çalışamayacağı yönünde bir belgeye ımza attığı saptanmıştı. Özyeğın'in ortağı oldugu "Securities and Exchange Commission" (SEC) adlı şirket hakkında ABD savcılannca hazırlanan dosyada: hayali bılançolar hazırlandığı. gerçek belgelenn saklandıgı, ortak \e alacaklılann kandınldığı vurgulanmıştı. Mahkemede hapıs cezasıyla yargılanan Özyeğin'ın 1973 yılında bu ülkeden kaçarak önce V'irgın Adalan'na, daha sonra da Türkıye'ye geçtığı. 7 Şubat 1978 tarihlı mahkeme belgesınde de anlatılmıştı. Özyeğm. haberler üzenne yaptıgı açıklamada. "28 yıl önce bir usulsü/Jük olmuş. Ğençlik dönemi hatasıydı. Olmasa daha iyiydi. ama ben de bundan ders almışım" savunmasını getırdi. zalatürruş ve Başbakanlık makamının taümatlan doğrulrusunda. zarflar açıimadan Başbakanlık ma- kanuna sunulmak üzere idaremiz Başkanvekili Can Yeşilada'ya teslim edilmiştir." Can Yeşilada tarafindan Başbakan Tansu Çiller'e götürülen zarflann açıldığına ılişkın aynı gün alı- nan 7 numaralı kararda da şu ıfadelere yer verildi: -İdaremiz, Başkanveküi Can Yeşilada tarafin- dan Başbakanlık makamına götürülen ve Sayın Başbakan Prof. Tansu ÇilJer tarafindan açılan zarf- lar içindeki teklifleri incelemiş ve isteklilerin talep ettikleri danışmanhk ücretlerinin aşağıdaki biçim- de olduğunu tespit etmiştir: Ortakuk: Lehman-Fi- nansbank, SEC kayıtlı: 3.885 %, Rule 144A: 3.695% Ortakhk: Sc'hroder-İnterbank, SEC kayıt- h: 3.870 %, Rule 144A: 3.770 Komisyonumuz, ya- pılan toplanblar ve ortakhklann sunuşlan netice- sinde. Amerika'da SEC kavıtlı halka arzyoluna gi- dilmesinin hisseierin arz sonrasıdeğerini kaybetme- mesi, daha yüksek getiri sağlamast daha geniş bir yatınmcı kitlesine ulaşması. şeffaflık sağlanması ve a> nca Türkiye'nin vurtdışı piy asalarda tanıtımı ve prtstiji açısından uygun olacağını. bu itibarla SEC kavıtlı halka arz için en düşük teklif veren Schro- dervİnterbank AŞ ortaklıgı ile uluslararası arzın aynntılan üzerinde Sn. Başbakan Prof. Tansu Çil- ler'in eklemiş oldugu Bridge Financing (köprii fi- nansmanı) konusundaki direktifleri doğrultusunda göriişmelere devam edilmesini. Schroders-İnter- bank AŞ ortakhğının 23.8.1993 tarihinde görüşme yapmak üzere şifahen çağnlması ve görüşmeleri ta- kiben nihai karann verilmesini kararlaşürmışürf açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Bayındırlık ve lskân eski Bakanı Safa Giray'a, Yüce Divan duruşması sırasında "Ağabey" dediğine ilişkin haberlerin tümüyle yanlış olduğunu belırterek "Ben Safa Bey dedim. Ancak bu basına yanlış yansıtıldı. Tutanakta da yer aldığı gibi duruşmada ben böyle bir hitap şeklinı kesinlikle kullanmadım. Bu durumun açıklığa kavuşturulması, Yüce Mahkeme'nin saygmlıği açısından önemlıdir" dedi. Bayram gazetesi • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazetecıler Cemiyeti'nın geleneksel "İstanbul Bayram" gazetesi bu bayramda bir gün yayımlanacak. İki yıl öncesine kadar dini bayramlarda yılda toplam 5 gün gazeteler yayımlanmıyor, onlann yerine Gazeteciler Cemiyeti'nin hazırladıgı gazete çıkıyor ve bu. basın çalışanlannın meslek örgütüne önemli gelir kaynağı oluyordu. Bu geleneğin bozulmasından sonra da Cemiyet dini bayramlarda birer gün olmak üzere bu gazeteyi çıkarmayı sürdürüyor. İş güvenliği yasaları • ANKARA (UBA) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, RP'li ve MHP1İ belediyelerin işçileri keyfi olarak işten atmalannın önüne geçilmesi gerektiğini belirterek. "Demokratikleşme paketi içinde yer alan iş güvenliği yasalannın çıkanlması gerekiyor. Maalesef parlamento bu konuda gerekli hassasiyeti gösteremedi" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ticaretçi medyayla savaşın dozunu arttırıyor Basın, iktidarla işbirligindeANKARA (Cumhurivet Bü- rosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. başta Emlak Ban- kası ile ortak olarak Bank Indo- suez'i almasını engelledığı Sa- bah gazetesi olmak üzere. basin faaliyetleri dışında ticaretle uğra- şan medyaya eleştirilerini sürdü- rüyor Yılmaz. basın organlan- nın iktidarla işbirliği yaparak ti- caret yapmasının. "basının göre- vini kötüye kullanması ve taraf- sız obnaması* anlamına geldıği- ni voırgulayarak. "DYPŞi dirilte- mezsiniz. Bize zarar verirsiniz. Buyurun verin" dedi. Yılmaz. 'DYP'vi kurtaramavacak bası- nın ANAP'ı vıpratarak RP'ye hizmet ettigine' dıkkat çekerken. "Bize verdiğiniz zarardan daha fazlasını Türkiye'ye verirsiniz" uyansında bulundu. Mesut Yılmaz. hükümetin maddi desteğini alan yayın or- ganlannın desteğiyle DYP'nin başan saglamasının mümkün ol- madığını sa\unurken ANAP'a zarar venlerek RP'nin yüksel- mesinin yolunun açıldığını bil- dirdı. Sabah gazetesinin Emlak- bank'la ortak olarak Bank Indo- suez'ı almaktan vazgeçtiğini. an- cak iddialan ortaya attığında bu gazetenin kendisini eleştiri yağ- muruna tuttuğunu söyleyen Yıl- maz. "Haklıvsalar devam etsin- ler. Niye vazgeçiyorlar?" dedi. Mesleki açıdan bakıidığında, ba- sın görevi yapanlann ticari faali- yette bulunmaması gerektiğini söyleyen Yılmaz. "Dolaylıdaol- sa devlete gebe kalırsınız. Devie- te gebe kaldığınız zaman tarafsız olamazsunz" dedi. Sabah gazetesinin bağlı bulun- duğu Medya Holding'le ortak banka alınması söz konusu oldu- ğunda Emlakbank Genel Müdü- rü'nü aradıgını ve "Bu bir siyasi karardır" yanıtını aldığını açık- layan Yıimaz, mücadeleyi sür- düreceklerini bildirdi. Yılmaz, hükümetle işbirliği yapan med- yanın, bunun bedelini ödediğini hergün gözlemlediklerini söyle- di. Sabah gazetesi yöneticilerin- den tepki aldığını belirten Yıl- maz, "Bu olaylardan sonra, ba- na, arkadaşianma birtakun tep- kiler geldi. Zamanında ben ANAP Genel Başkanlığı'na adav oMuğumda bu gazete beni des- teklemiş. Bana destek verirken Ki> mişde şimdi başkalanna des- tek verirken körii müymüş? Bu çifte standart olurmuş gibi. Ben kimseden bana destek olmasını Alevilepden Çetin'e zlyaret * Hıkmet Çenn. Sıvas kültiir derneklerinin temsilcilerini genel merkezde kabul etti. Çetin, kabulde Sıvaslılann sosval demokrasiye verdikleri kat- kı nedeniv le zaman zaman sıkıntı çektiklerini ve bedel ödemek zorunda kaldıkJannı söyJedi. Çetin aynca, SHP'iilerin "bagır- lanna taş basarak' partikrini kapaüp CHP'ye katılma karan aldıklanm, ancak bu dönemin bittiğjni vurguladı. (AA) filan istemedim. Ama ileride be- ni sağmak için destek vvrdiy seler, söyieseydüer o desteği o zaman reddederdün" diye konuştu. Kredikri açıklasınlar Basının hiçbir dönemde görül- memiş ölçüde hükümetten mad- di destek gördüğünü söyleyen Yılmaz, Sabah ve diğer gazete- lere, "Beni tekzip edeceklerse öy- le palav ra edebiyatı yapmasınlar. Kamu bankalanndan aldıklan bütün kredüeri açıklasınlar" çağnsında bulundu. Yılmaz, Sa- bah'ın Bank Indosuez'i almak- tan vazgeçmesinden mutlu oldu- ğunu ifade ederek, bunun basının ticaretten annmasının yolunu aç- masını umduğunu bildirdi. Sa- bah gazetesinin bugüne kadar ANAP'a son derece "düşmanca' yaklaştığını savünân Yılmaz. ko- nuşmasını şöyle sürdürdü. "Destek gördükleri bir hükü- met var. Bunun karşılığını ver- meleri lazım. Ama, bugün Türki- yeo kadar kötü dunımda ki; enf- İasyon yüzde 160 olmuş, işsizlik almış başuiı gitmiş, millet bur- nundan soluyor. 'Haydi Türkiye, helal olsun sana' manşederiattı- lar. Ama bu yiizden tirajlan düş- tü. Bu şekilde kendilerine y ardım edenlere yaranmalan mümkün değil. Onlara bedel ödemenin yo- lu; bize, rakiplerine vurmaktan geçiyor. Mal meydanda, memle- keti idare edemiyorlar. Onlan methetmek mümkün değil. Tan- su Çiller rakip olarak kimi görü- yor? Fatih seçimlerinde gördük. 'Onlara vermeyin, Refah'a oy verin' dediler. Bunu İstanbul'da büyükşehir bekdiye seçimlerin- de de yapülar. Acaba o gazete, İs- tanbul'da RP'nin kazanmasın- dan memnun mu? Bugün yap- tıklan da aynı şeye hizmet edi vor." İBDA-C'nin açıklamalannı yayımlamak suçuyla açılan dava beraatla sonuçlandı DGM'den Cıımhııriyet'e aklaıııa Haber Merkezi - İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-Ç) adlı örgütün açıkJamalanna yer verildiği gerekçesiyle gazetemiz tmtiyaz Sahibi Berin Nadi ve sorumlu Yazıişleri Müdürü İbrahim Yıl- dız hakkında Terörle Mücadele Yasası'na aykın davrandıklan iddiasıyla açılan da- vada "beraat" karan verildi. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı. esas hakkındaki görüşünde "Cumhuriyet gazetesinin şeriata karşı olduğunu; laikli- ği. Atatürk ilke ve inkılâplannı savundu- ğunu" belırtti. Gazetemizin 11 Eylül 1994 günkü sa- yısında yer alan u .\maç,şeriatdev1eti'' ve "Cumhuriyeti silahla yıkacağu" başlıklı haberler nedenıyle İstanbul Devlet Gü- venlik Mahkemesi'ne (DGM) dava açıl- mıştı. Davanın iddianamesinde yayımlanan haberlerde İBDA-C adlı yasadışı örgütün görüş ve düşüncelerine yer verildiği ge- rekçesiyle Berin Nadi ile İbrahim Yıl- dız'ın Terörle Mücadele Yasası'na aykın davrandığı öne sürülmüştü. Davanın dünkü oturumunda İstanbul DGM Savcısı Yahya Erdoğmuş esas hak- kındaki görüşünü bildirdi. Erdoğmuş 'Cumhurivet gazetesinin yayın politikası izlendiğinde şeriata karşı olduğu, laikliği savunduğu, Atatürk ilke ve inkılâplannı savunduğu görülmektedir" dedi. Gazetemizde yayımlanan haberde İB- DA-C liderleriyle yapılan görüşmenin yer aldığını belirten Savcı Erdoğmuş, sözle- rini şöyle sü.dürdü: "Orgüt lideıieri ile yapdan söyleşi sıra- sında özellikle örgütün gizli amacınu yani anayasayı silah zoruyla değiştirip yerine dini kuralların esas olacağı şeriat devlcti- nin kurulmasuu açığa çıkartacak şekilde sorular sorulduğu görülmektedir. Dolay> DCM Başsavcısı Nusret Demîral, İBDA-C bombacısını amatör' olarak niteledi Militanm elinde patlaması memnuniyet verici ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Anka- ra Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcısı Nusret Demiral. Atatürkçü Dü- şünce Derneğı'ne yapılan bombalı saldın ile ilgili soruşturmamn şeriatçı terörörgütü islami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi'ne (İBDA-C) yönelik olarak sürdürüldüğünü bildirdi. Demiral. İBDA-C militanı olduğu sanı- lan Cahit Ayaz'ın yerleştirmeye çalıştığı bombanın elinde patlamasının "memnuni- yet verici" olduğunu söyleyerek ",\ksi hal- de dernekte bulunan onİarca kişi ölebilirdi" dedi. Nusret Demiral, elindeki bombanın pat- laması sonucu ölen Cahit Ayaz'ın İBDA-C militanı olduğunun sezinlendiğini, ancak bu konuda henüz tam bir yargıya sahip olma- dıklannı ifade etti. İBDA-C'nin zaman zaman bombalı ey- lemler yaparak adını duyurmaya çahştıgına dikkat çeken Demiral, "Ancak beceriksizlik- leriyüzünden ya hemen yakalanıy oriarya da bomba koyarken ölüyorlar. En son eytemle- rinde olduğu gibi" dedi. Cahit Ayaz'ın, bombanın elinde patlaya- rak ölmesinin memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Demiral, "Aksi halde dernekte o anda bulunan bir sürü insan, hayatından olabilirdi" diye konuştu. Atatürkçü Düşünce Demeği'ne (ADD) yönelik bombalı saldınyla ilgili soruştur- mayı yoirütmekle görevlendirilen DGM Sav- cısı Nuh Mete Yüksel ise, evinde bulunan dokümanlara bakılarak Cahit Ayaz'ın yasa- dışı IBDA-C örgütü militanı olduğu yolun- daki savını yineledi. Ayaz'ın, örgütle ne tür bir ilişki içinde olduğunu saptayabilmek için yoğun bir çalışma sürdürüldüğünü anımsa- tan Yüksel, önümüzdeki günlerde Cahit Ayaz'ın anne ve babası ile eşinin ıfadesine başvurulacağmı bildirdi. Yüksel, Ayaz'ın aslen İstanbul'un Çatal- ca ilçesinin Muratbey Köyü nüfusuna kayıt- lı olduğunu. ancak bir süreden ben ailesiy- le birlikte Ankara'nm Sincan ilçesinde otur- dugunu söyledi. Ayaz, lise mezunu Cahit Ayaz'ın, Çatalca ıjçesinde liseden mezun olduğu \e Boğaziçı Üniversıtesi Ma- tematik Bölümü'ndan mezun olduktan sbn- ra da 18 Nisan 1994 günü Devlet İstatistik Enstitüsü'nde (DİE) bilgisayar uzmanı ola- rak memuriyete başladığı belirtildi. Ayaz'ın, öğrencı iken bölümünün en başanlı öğren- cisi olduğu belirlendi. Bu yüzden üniversi- te rektörü tarafından DİE'den burs almaya aday gösterilen Ayaz'ın, iki yıl süreyle ens- titüden burs aldığı öğrenildi. sıyia söz konusu yaada, örgütün yandaş- lannuı örgütün görüşünü aktarması söz konusu değildir." Gazetenin ilkeleri doğrultusunda yayın yaptıgını bildiren Savcı Erdoğmuş, sanık- lar Berin Nadi ve ibrahim Yıldız hakkın- da "beraat" karan verilmesini ısterken şu görüşü dile getirdi: "IBDA-C adlı örgüt halk arasında ke- sin çizgileri ile de bUinmemektedir. Kimi- leri halen bu örgütün bir aksiyon olduğu- nu savıınmaktadır. Haber alma özgüıiü- ğü açısmdan olaya bakıidığında, anayasa- ya bağlı vatandaşlann örgütü tanıması, rejimin güvenliği açısından şart- tır. Bu açıdan değeıİendirildiğin- de böyle bir haber verilmesinin kamu yaranna olac. ğı da kuşku- suzdur." Esas hakkındaki görüşün bil- dirilmesinden sonra Başkan Mehnıet Kolukısa. Hâkim Albay Faik Sece.- Başaran ve Sayim Eldnci tarafindan oluşan mahke- me heyeti savcının görüşleri doğ- rultusunda oybirliği ile beraat karan verdi. Tazminat davası İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen iki ayn davada gazetemiz toplam 40 mil- yon lira para cezasına çarptınl- dı. Gazetemiz Genel Yayın Ko- ordinatörii Hikraet Çetinka- ya'nın köşesmde 10 Nisan 1994 günü yayımlanan "Fethullah Efendi" başlıklı yazı ile 26 Ha- ziran 1994 günü yayımlanan "Hedef Adam" başîıklı yazılar nedeniyle manevi tazminat da- vası açılmıştı. POLITIKA GUNLUGU HİKMET ÇETtNKAYA Şeriat... Dört gün önce Içişleri Bakanı Nahit Menteşe ye sor- muştuk: "Istanbul'un Gaziosmanpaşa ve Sultançiftliği'nde ne- ler olup bittiğini izleyebiliyor musunuz?.." Yanıt alamamıştık... Oysa Istanbul'un varoşlarında Suudi Arabistanlı, Ceza- yirli, Afganistan ve Pakistanlı gruplar camilerde yatıp kal- kıyor, teravi namazından sonra toplantılar düzenliyordu. Kimdi bu kişiler, Türkiye'ye kimler getirmişti? Sultançiftliği EbuzerCamii'nde 'cihatçağnsı 'yapan Af- ganistanlı ve Pakistanlı dincilerin arkasında kimler vardı? Biz yukarıdaki sorulara yanıt beklerken telefonumuz çal- dı. Günlerden 28 şubat salıydı. Ümraniye'den bir okuru- muz şöyle diyordu: "Suudi Arabistan'dan gelen kJmi kişiler camilerde ya- tıp kalkıyor, her gece bir başka camide cihat çağrısı ya- pıyoriar..." Hiç şaşırmamıştık... Refahlı belediyelerin yönetiminde bulunan yörelerden böyle duyumlar alıyorduk. Özellikle Cezayir, Suudi Arabis- tan, Pakıstan ve Afganistan'dan gelen dincilerin camiler- de yatıp kalktığını biliyor, yetkilileri uyanyorduk. Ama kimseden 'gık' çıkmıyordu... Galibabu doğaldı... Çünkü atv televizyonundan Kadir Gecesi 'şeriat çağın- sı' yapan vaiz Diyanet Işleri'ne bağlıydı. Ümraniye'den arayan okurum devam etti: "Bu gece Ümraniye Hayrettin Camii'nde Suudi Arabis- tan'dan gelen kişiler vaaz verecekler..." Olayı biraz araştırdık... Refah Partisi, Umraniye'de ılginç biryöntem izliyordu... Hayrettin Camii'nin adını değiştirmişti... Ne mi yazmıştı caminin girişine? Hazreti Imam Ali Camii... ; Umraniye'de yaşayan Alevi yurttaşları yanlanna çekmek için yapmışlardı bu değişikliği. Dikkat edilirse Necmettin Erbakan ve Alpasian Tür- keş son günlerde 'Alevi demeklerinde' sıkça konuşmalar yapıyorlardı. Bu olayın aslı şuydu: RP ve MHP kendi yandaşlanna 'Alevi dernekleri' kurduruyorlardı... • • • Ümraniye Hayrettin Camıi'ne arkadaşımız Aykut Kü- çükkaya gitti ve Suudi Arabistanlı dört kişiyı dinledi. Dört Suudi, Arapça konuşuyor ve bir kişi bu konuşma- lan Türkçeye çeviriyordu... Teyp bandından dinlediklerimizi aynen aktanyorum: "Artık seferberlik günüdür. Islam yalnızca namaz kıl- mak, oruç tutmak değildir. Sizleri cihada çağınyoruz..." Ardından ekliyordu Suudi Arabistanlı konuşmacı: "İstanbul'dan başlayarak, Kuran hükümlerini uygula- yarak şeriatı getirtmeliyiz..." Dört Suudi Arabistanlıyı camiye getirip, cemaatle tanış- tıran kimdi? Ümraniye Hayrettin Camii imamı... Diyanet Işleri Başkanlığı'nca atanan imam yani... Dört Suudi Arabistanlıdan ikincisi ise şöyle konuşuyor: "ölümünüz Allah için olsun!.." Acaba hangi yolda olacaktı bu ölüm? Yanıtı çok açıktı: ' "Şeriat yolunda..." Üçüncü Suudi Arabistanlı soruyordu: "Bu yolda ölmeye hazır mısınız? " Cemaat yanıt veriyordu: "Evet, hazınz..." • • • • Dört Suudi Arabistanlı, bayramın birinci günü (yarın) Ha- bipler Köyü Mescıd-i Selam durağında toplanıiacağını söy- lediler... Mescid-i Selam durağında neden toplanılacaktı? Şöyle açıkladılar: "Toplantıyı yaşama geçirmek için..." Evet, şimdi bu ülkeyi yönetenlere bir kez daha soruyo- ruz: "Kımdir Istanbul'un gecekondu semtlerinde dolaşan, camilerde yatıp kalkan, şeriat provası yapan yabancı uy- ruklu bu kişiler?" Sayın Çiller, Sayın Yılmaz, Sayın Çetin, Sayın Ecevit laik-demokratik Türkiye CumhuriyetTnin temeline dinamit koymak isteyenleri niçin seyrediyorsunuz? Türkiye Cum- huriyeti'nin cumhuriyet savcıları, neredesiniz? Sanayi ve Ticaret Bakanı Dönen: s Basın, ticaretle uğraşmamalı • Sanayi Bakanı, basının kendi işiyle uğraşması gerektiğini vurgularken, DYP Grup '; Başkanvekili Turhan Tayan da radyo ve televizyonlara getirilen kısıtlamalann, yazılı ^ basına da getirilmesini istedi. *• ANKARA (Cumhuriyet eşi adına ahriar" dedi. û; Bürosu) - Sabah gazetesinin DYP Grup Başkanvekili ş; Bank Indosuez Generale Euro Turhan Tayan ise Radyo ig Türk AŞ'yi satın almaktan vazgeçmesi "basuı-ticaret'' ilişkilerini yeniden tartışma gündemine getirirken, Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen. "Basın kendi işiyle uğraşmalı, ticaret yapmamah" dedi Sabah gazetesi, Bank Indosuez'i satın almaktan vazgeçerken. rekabet koşullanna dikkat çekerek gazetelerin başka işle uğraşmamasmın kurumsallaştınlmasını, bu ilkenin yasalaştmlmasını istedi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen. Cumhuriyet'in bu konudakj sorulannı yanıtlarken, öncelikle etik kurallara dikkat çekti. Dönen, gazetelerin banka sahibi olmasının yasal engeli bulunmadığını vurgulayarak "Bence basın kendi işiyle uğraşmalı. Ticaret yapmamalı. Bu konuda yasa çıkarmak gerekli'* dedi. Eski Sanayi Bakanı Tahir Köse de rekabetin korunmasına ilişkin yasanın gazetelerin banka sahibi olmasını engellemediğini bildirdi. Köse, "Bunu engellemek çok güç. Gazete adına almazlar, kişi adına ahrlar, gazetenin patronunun Televizyon Yasası ile '.'» görüntülü basın kuruluşlannın banka kurmasının >* engellendiğine dikkat çekerel| yazılı basın için de aynı «İ düzenlemenin yapılabileceğin^ söyledi. Cumhuriyet'in "^ sorulannı yanıtlayan Tayan, .',( basın-sermaye ilişkisinin bütün dünyada tartışılan bir konu olduğuna dikkat çekerek* "Olaya sennayenin hakimiyeti'. ve yayıncüığı sermayenin , menfaatina göre düzenieme konusu olarak baktığımız zaman. sorunu sadece gazetenin banka sahibi olup olmaması olarak görmemek lazımdır. Bir basın kuruluşu banka sahibi olmayabilir, ama . büyük bir sanayi kuruluşunun^ sahibi olabüir \e onun menfaatina göre yayınlannı . ' yönkndirebilir" diye konuştu,' Tayan, şekli ne olursa olsun, sennayenin basın üzerindeki egemenliğini kırmak gerektiğini vurgulayarak "Bu durumun getirdiği rahatsızlıgın önümüzdeki günlerde TBMM gündemine gireceğine inanıyorum. Radyo ve telev izy onlar için getirilen bazı kısıtlamalann, yazılı basına da getirilmesi gerekir"' görüşünü dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle