29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
&AYFA CUMHURİYET 13 MART 1995 PAZARTESİ 10 DÜNYADA GEÇEN HAFTA 'Taciz' sinemalara gelmeden çarptı EDtPEMJLÖVTVIEN LONDRA - Michael Douglasile Detni Moore'un "Dfedosure'* fılmı Türkiye'de gösterime girdikten ancak bir kaç hafta sonra Londra sinemalanna taşınabildi. "Çağ arJadığımızın"(!) göstergelerinden biri de her halde gişe filmlerinin hızla perdelerimize yansıması. Ama Londra ile fstanbul'u bu konuda ayıran en önemli fark, filmin aflşi çevresinde kopan tartışmaydı. Film. Londra'da cuma günü vizyona girdi. Ama geçen hafta bir afiş tartısmasıdır gidiyordu. Michael'ın eski sevgilisi Derm, gün gelir devran döner, Michael"ın patronu olur. Michael üzerinıze afıyet evcil bir erkektir. Kansıyla yeşil pancurlu evinde oturur. Işinden evine evinden işine gider. Çok yakışıklı ve çekicidir. Ama gariban bunu bilmemcktedir. Demi ise, yakışıklı Michael'ı bir kez daha bulmuştur. Artık kaçırmaya nıyeti yoktur. Olanca Demi'lığiyle Michael'e saldınr. Işte filmin afişi de bu zaten: Michael'ın üstüne abanmış bir Demi görülüyor şekilde. lngiliz reklamcılar INCİLTERE birliği ve ekrarüara, beyaperdelere yansıyan her şeye kanşan irili ufaklı örgütler, cinsel bakımdan bu kadar tahrik edici bir afişin otobüs duraklanna. ilan levhalanna asılmasına karşı çıktılar. Çünkü filmi 18 yaşın altındakıler göremeyecekti. Ama afişi herkes görüyordu. Afiş tartışması sonuçlanamadan film başladı. Film. daha sinemalara gelmeden çarptı. Çünkü senaryoya göre erkeğin değil kadının cinsel îacizi söz konusuydu. Üstelik erkek. kadının çok cazip bu tacizine aldınş etmiyordu. Üstelik filmin afişi insanm içini hoplatacak gibiydi, Nereden bakıhrsa bakılsm "Taciz", kamuoyunu taciz etmişti. Bu taciz. kısa sürede ciroya dönüşecekti, Bu, alt tarafi bir film. Sinemadan çıkınca karşınızda yine güncel gerçekler. Ama olsun. Sinemanın icadının 100. >ı! dönümünde geleneksel erkek tacizi yerine belki de ilk kez kadının Muğr'ca tacizi, bir tür doğum günü hediyesi. Chirac'ın zirveye tırmanışı sürüyor MtŞELPERLMAN PARİS - Fransa'da, Cumhurbaşkanı adaylanndan Jacques Chiracı destekleyen ne kadar da çok dostu varmış meğer. Diyeceksiniz kj, eski başbakanın dostlan, yakınian, çalışma arkadaşlan duygulannı şimdı ortaya çıkarmayacak da ne zaman yapacak bunu? Çok haklısınız. Lakin, iş sandığınız gibı degil. Niye değil? Sözünü ettiğimiz kişilereski Mrtterrand yanlılan da ondan. Hatta görevini tamamlamakta olan Çumhurbaşkanı'nın kimi "çok yakmlan" sımdı Elysee Sarayı'nı hedefleyenler arasmda bulunan Chirac'a destek veriyor, alkış tutuyor, kişiliğinin çekiciliğine kaptınyor kendilerini... Peki, alkış tutanlar kimler? Sormayın daha iyi. Kamuoyu yoklamalannda doruğa doğru tırmanışını sürdüren Chirac'ın ardından yürüyenlere bir göz atsanız, göreceksiniz ki Mitterrand'ın iki yegenı. Frederic ı !e Jean-Gabriel bile Chirac'ın peşinde. Hatta, TV'de sunucu olarak büyük başanlar sağlarnış ve gerçekten yetenekli Frederick Mitterrand, özetle "oldukça zor olan bir tercib yapmak mecburiyetinde kajdığnu"ve bunu "içtenlikle" gerçekleştirdigını söyledi. Ardından, "Chirac'm, Fransa'nın bugün gereksinimini duyduğu bir kişi FRANSA olduğunu" vurgulamaktan gen kalmadı. Tabii. sosyalistlerin tümü "yol degiştirmedi.'' Aralanndan kimilen de, var gücüyle haykırarak bu "dönekler"i ağır şekilde kmadı bile. Ama. olanlaroldu.... Nerede ve hangi vesileyle oldu diye soracak olanlara verilecek yanıt, BoufFes-du-Nord Tiyatrosu'nda, yazarlar, çizerler için düzenlenmiş, Chirac'ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, kültürün payının 1996 bütçesinde arttınlacağının kaydedildiği bir toplantıdaydı. Oldukça kalabalık bir saionda gerçekleştırilen bu toplantıda başarının büyük payı. gerçekten, yazar Denis Tifliac'a aitti. Cumhurbaşkanı adayı Chirac'ın. "entel buluşma" uzmanlanndan biriydi Tillinac. Üstüne üstlük, solun adeta tekelindeki "entefler"in bir bölümünü. cumhurbaşkanı adayının çevresme de genel olarak o sokmamış mıydı?.. Siz, ondan sonra, gelin de adama tam not vermeyin. Bununla birlikte, şu son zamanlarda, cumhurbaşkanı adayı ve Paris Belediye Başkanı Chirac'ın çevresinde bir araya gelenlerin sayısı da durmadan artıyor. Yayımlanan kamuoyu araştırmalan. eski başbakanı göklere çıkanrken, yandaş sayısı da, her geçen gün kabarmaya devam ediyor. Roldan yakalanmadı,testimolduALİK1ŞLAK MADRİD - Roldan, Roldan, Roldan. Çoktandır Roldan ile yatıyor, Roldan ile kalkıyor Ispanyollar. Radyolar, televizyon kanallan, gazeteler, yılan hikâyesine dönen Roldan davasıyla dolu. Ispanya'nın bir numaralı kaçağı Roldan geçenlerde Laos'da 'yakalanmıştr.Yakalanmış mıydı. teslim mi olmuştu? Hükümet ilkin 'yakalandı7 dedi. Şimdi artık teslim olduğunu biliyoruz. Roldan'm cebinde, Laos Adalet Bakanlığı'ndan aldığı bir belge vardı, yedi ayn yolsuzluk suçundan değil, yalnızca iki suçtan yargılanacağı koşuluyla lspanya'ya iade ediliş belgesi. Yalnızca iki suçtan, çünkü Laos'da, Batı yasalannda tanımlanan yolsuzluk suçlannın çoğu yok, bilinmiyor! Ama Laos, belgenin sahte olduğunu açıkladı. Birileri, Adalet Bakanımn imzasını taklit edip hazırlamıştı belgeyi. Kim? Henüz bilinmiyor. Bırakın Roldan diye birisini, dünyanın öteki ucundaki komünist Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti'ne aylardır bir tek lspanyol turist bile ayak basmamıştı. Yalruzca iki suçtan yargılanması kabul edilmediği için, sorgu yargıcının karşısında ilkin agzını bile açıp tek kelime söylemeyen, kafasını iki yana sallayarak konuşmayacağmı işaret eden Roldan daha sonra tutuklu bulunduğu İSPANYA Madrid'in en güvenli hapishanesinde öldürülmekten korktuğu için konuşma isteminde bulundu ve bülbül gibi -ya da karga gibi- ötmeye başladı. Uyuşturucu mafyasına ait özel bir uçakla Fransa'dan Laos'a gelmiş, üç beş gün lspanyol polislerle Laos'ta kalmıştı. 305 gün mafya korumuş, kollamıştı Roldan'ı. Güvenlik güçlerinin bir zamanlar en yetkili kişisi olan Roldan, elbette ki kendisini en iyi kimlerin koruyabileceğini de biliyordu! Konuştukça konuşuyor Roldan. ETA terör örgütüne karşı devlet içinde kurulan ölüm mangalannı örtülü ödeneklerden kimienn finanse ettiğinı, hangi kiralık katillerin ya da polislerin kafa başına - saJdın başanyla sonuçlansın sonuçlanmasın- kaçar para aldıklannı; geçenlerde tutuklanan Deviet Güvenlik eski Sekreteri Vera'nın kendine sık sık söyiediğine göre ölüm mangalanndan Başbakan Fetipe Gonzalez'in de her zaman haberi olduğunu iddia ediyor. Başbakan Yardımcısı Serra'nın emriyle ajanlar tutup geçenlerde yolsuzluktan tutuklanan ve 500 milyar kefaletle salıverilen bankacı Conde'yi izlettiğini açıklıyor. Sağ muhalefet. Roldan'ın koşullu yakalanması ve yakalandığında da ağzını sıkı tutması için Roldan ile hükümerin anlaştığmı iddıa ederek lçişleri ve Adalet 'süper' Bakanı BeBocb ile Gonzalez'in istifasını istiyor. Komünist Partisi lideri Anguita ise Moncloa'da (Başbakanlık Konutu), bahçıvana kadar herkesin istifasını istiyor. Roldan'ı yakalamakla artı puan alacağını hesaplarken. her şeyi eline yüzüne bulaştıran hükümet bartıkça batıyor. Belloch. Gonzalez'in yerini alacak adam olarak görünüyordu. bitti. Errafı iyice temizlendi Gonzalez'in, yalnız kaldı. Yapılan anketlere göre şimdi seçim yapılsa sağ 170 milletvekili çıkaracak; sosyalistler ise 100'ün üstüne ancak çıkabilecekler. Ispanya'da gündemi artık Roldan belirliyorî Soyguncuya tazminat İSVEC GÜRHAN UÇKAJN Yeni Delhi'deki Tibefi mülteciler ayaklanmanın 36. yiMönümünde Çin hükümetine karşı büyük çapta bir gösteri yürüyüşü düzenlediler. Tîbeffilerinuzun bağımsıdıkyürüyiişü Dış Haberler Servisi - 500 Tibetli, 1959 yılındaki başansız ayakJanma girişimlerinin 36.yıldönümü münasebetiyle Kuzey Hindistan'da bulunan Daramsala kentinden yola çıkarak Yeni Delhi'de son bulacak uzun yürüyüşlerine başladılar. Tibetliler 1959 yılında Çin'den kopup bağımsız bir devlet kurmak istiyorlardı. 25 gün sürecek yürüyüşün başlama işaretini veren DaJay Lama, Çin ile yaptığı görüşmelerden bir sonuç alamadığını bildirerek. Tibetliler'in kendi kaderlerini belirleme özgüriüğüne sahip olmasını istedi. Dalay Lama, yürüyüşün başlamasından önce Tibetliler'in çoğunlukta olduğu 5 bin kişiye hitaben yaptığı konuşmada, "Bugüne dek yapılan görüşmelerde pek bir ilerleme kaydedilmedi. Ne yazık ki Çin. sonınu kaba kuvvete başvurarak çözmeye kalkryor. Çin büfün önerilerimi reddederek, bu konuda ryi nivetli olmadığını gösterdi. Dolavısnla bundan sonraki aşamada, mücadcle stratejimizi referandum yoluyla beiirlemek isfijonım" dedL Dalay Lama, referandumun ne zaman yapılacağına ilişkin herhangi birtarih belirtmedi. Bugün, Çin'in baskısıyla topraklanndan sürülen Tibetliler dünyanın dört bir yanma dagılmış bulunuyor; çoğunluğu Hindistan'da yaşıyor. Yürüyüşe katılanlar yaJdaşık bir ay sonra Yeni Delhi'de Mahatma Gandi'nin mezannda buluşup >'ürüyüşü sona erdirecekler. Tibetliler, yürüyüş sırasında şarkılar söyleyip Dalay Lama'yı öven pankartlar taşıyacaklar. Günde 20 kilometre yürümeyi hedefleyen Tibetiiler, geceleri çadırlarda dinlenecekler. Yürüyüşü düzenleyen Tibet Banş Hareketi liderlerinden YangÇen Dotkar. "Çinlüerin bizlere uyguladığı gaddarlığı protesto etmek ve Tibet'in bafımsızlıgı için yürüyoruz" diye konuşru. . Dalay Lama 1959 yılındaki başansız ayaklanma girişiminden sonra Hindistan'a göç etti. Şu anda Hindistan'da 100 binden fazJa Tibetli yaşıyor. STOCKHOLM - Stockholm'ün dış semtlerinden Husby'de butiginin soyulmasını önleyen, soygunculardan birini kendi tabancasıyla yaralayan kuyumcu, 1 yıl hapse ve 6 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edildi. Yaralanan soyguncu tazminat alacak, ama 2 yıl hapis de yatacak. Olay şöyle gerçekleşmişti: Bir süre önce butiğinde bir memleketlısiyle bulunan Iranlı kuyumcu Muhammed Bahtiyar, bir otomobilin vitrinıne çok yakin olarak park edilmesinden kuşkulandı. Araçta bir kişi direksiyon başında beklerken ötekı, elinde tabanca butiğe gırdi. Iranlılar, adamm elınden tabancayı kapmayı başardılar. Muhammed'in arkadaşı soyguncuyu döverken, Muhammed de tabancayla dışanda bekleyen adama ateş etti. Dışandaki soyguncu iki yerinden yaralandı. Cuma günü sonuçlanan duruşmada mahkeme, kuyumcunun kendini savunmak için değil, yaralamak için ateş ettiğine karar \erdi ve Bahtiyar'ı 1 yıl hapis cezasma çarptırdı. Yaralı soyguncunun 750 milyon liralık tazminat talebini ise 6 milyona indirerek kabul etti. Aynı soyguncu 2 yıl hapis cezasma çarptınldı. Butige giren öteki soyguncu hakkında karar sonra verilecek. Kamuoyunda büyük ilgiyle izlenen mahkeme, çeşitli yorumlara yol açtı. Isveç'te geçen haftanın en önemli konusu, dünya para piyasasındaki çalkantılann etkileriydi. Isveç'in para birimi kron, I992'nin kasım ayında serbest bırakılmasından sonraki en düşük düzeyıne indi. Hafta r f son'unda 1 Alman Markı. 5.16 kron H degerindeydi. Öte yandan tsveç'in büyük şirketleri kazançlannı arttırmayı sürdürüyorlar. 1993'te 2.6 milyar kron zarar eden Volvo. geçen yıl 16.4 milyar kron kâretriğini açıkladı. Bu miktar. şirket için rekor oluşturuyor. Istanbul'un yer üstü raylı ulaşım sistemini yapan ABB de, 1 milyar 447 milyon dolar kâr ettiğini bildirdi. Isveç'in ASEA ve lsviçre'nin Brown Bovery şirketinin birleşmesiyle kurulan ABB, elektronik sanayiinde de önemli atılımlar yapmakta. Bu arada bir Isveç buluşu olan AXE sistemiyle cep telefonlannı yaygın hale getiren Ericsson'un da ışleri gayet yolunda gidiyor. Ericsson, gereksinimini karşılamak içın 200 kişiyi elektronik mühendisliği öğrenimine başlattı. T ü r k i y e ' d e D ü n y a ' n ı n E n B ü y ü k onraYıllarca, GAP projesinin büyüklüğü tartışıldı; bütün dünyaca... Çünkü GAP projesi öyle büyüktü ki, gerçekleştiği an dünyadaki sosyo-ekonomik dengeleri dalgalandıracaktı. Bütün dünya, bunun farkındaytlı. Biz Türk Halkı ise, bu megaprojeye kendimizi inandıramıyorduk. Fakat GAP, yıllara meydan okudu ve yeryüzünün her noktasından hissedilecek bir şiddette Dünya'nın kalbi olan Türkiye'de doğdu. Bütün dünya GAP'ın önünde saygıyla eğilirken, Türk Halkı da artık onunla gurur duyuyordu. GAP, daha da büyüyecek ve dünyadaki en büyük projeler arasındaki saygın yeriyle her zaman gurur kaynağımız olacaktır. Ancak unutmamalryız ki; . - Gerek lojistik konumu, gerek zeki insan gücü ve maddi kaynaklarıyla, dünyanın potansiyeli en yüksek birkaç ülkesi arasmda yer alan Türkiye'ye bir megaproje artık çok az geliyor. Tüm özel sektöre ve özellikle büyük gruplara çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki; "Bu büyük şirketlere bu memlekette sahip olduk. Varlıklanmızı hep bu memlekette kazandık. Hatta bazılarımız, devletin büyük desteğinden ve teşviğinden de yararlandık. Fakat artık, herşeyi devletten beklememeliyiz gerçeğini sadece sözle değil, icraatımızla göstermenin zamanı geldi, geçiyor bile." Devlet, dünyadaki gururumuz olan GAP'ı gerçekleştirmekle, megaproje üretmekteki Öncülük görevini en mükemmeliyle yerine getirmiştir. Sıra artık bizde, özel sektörde. Bize bugünkü gücümüzü veren bu ülkeye ve bu ülkenin insanına büyük mutlulukları tattırmak bizim borcumuzdur. Işte bu sorumluluk anlayışı içinde JET GROUP, Cumhuriyet tarihinin en büyük toplu konut projesine imzasını atıyor. Kısacası sosyo-ekonomik konulardan birine, JET GROUP çözüm getiriyor. GROUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle