22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 1995 ÇARŞAMBA 12 DİZtYAZI Çin'in 'gidici' MüslümanlarıÇin'in eski başkenti Şian'da bir res- toran. Adı, De Fa Chang. Yüksekçe bir binanın ikinci katı. tki-üç masalık oda- lan var. Dört yanı da kapalı. Sadece bir bölmesı vitray işlemeli camla süslü. Mantınm akrabası bir dizi hamurlu yemekten ve pirinç suyundan sonra, masanın ortasına büyükçe bir tencere kondu. Altında, içi kömür dolu geniş- çe bir metaJ bölme dikkat çekiyor. Ser- visi yapan genç kız, bir kibrit çakıp, gazlı kömürü tutuşturdu. Alevler yük- selirken ışıklan söndürdü. Genç kız heyecaniı bir halk öyküsü anlatır gibi eliyle sık sık tencereyi gös- tererek konuşmaya başladı. Masadaki- lerin çoğu öyküyü biliyor olmalı, ama ben şaşkınlıkla dinledim. Ateş giderek azalırken, genç kız söz- lerini bağladı. Ardından servis. Çok ince dogran- mış sebzeler. patetes ve bilye büyüklü- ğünde hamur toplar. Öykü şu: Bundan tam 19 yüzyıl önce impara- torun annesi Şian'a gelmiş. Kent halkı büyük bir yoksulluk ve açlık içindey- miş. Anne çok açmış. Insanlar ne yapa- caklannı bilememişler. Herkes evinde ne varsa getirmiş. Kimi patetes, kimi soğan, kimi hamur... Ve ortaya bu ye- mek çikmış. Öykünün doğru olup ol- maması biryana, genç kızın anlattıkla- n Çin gelenekselliginin ve tarih derin- liğinin binlerce göstergesinden biri. Çinliler tam beş bin yıldır aynı toprak- lar ûzerinde kesintisiz devlet kurmakla övünüyorlar. Tarihçiler beş bin yılı bi- raz abartma bulup, "üç bin" diyorlar, ama o da az değil. Binlerce yıllık imparatorluktan ka- lanlar ise böylesi bir uygarlığın yanın- da çok yetersiz. Bunun nedeni şu: Çin'de yapılann çoğu ahşap ve top- rak. Zamanla yıkılmış. Yazılı belgeler- de ise genellikle yeni imparator bir ön- cekini yok etmiş. Ve imparatorluk tari- hi defalarca yeniden yazılrnış. Merkez ve yerellik Çin coğrafyasının genişlifi, berabe- rinde farklı kökenden insanlann yaşa- dığı geniş bir mozaiği getirmiş. Çin'de 56 ulus var. Bunlardan 10'u Müslüman. Konuşulan dil sayısı 43. Mogol, Sincan-Uygur ve Tibet olmak üzere üç özerk cumhuriyet var. Otonom bölge sayısı ise 124. Yerel hükümet sa- yısı 159. Dört temel din etkin, Budizm, Lama, Islamiyet ve Hıristiyanlık. En etkin ola- ru Budizm. Bu kadar farklı insanın bir arada ya- şadığı Çin'de yöneticiler, bunun sırnnı şöyle açıklıyorlar: "Her yerel yönetim, eğitjnı, beiediye hizmeti ve benzeri işlevi yerine getiriyor. Ama bu blok bölgesel amlıklan getir- miyor. Örneğin, Sincan'da bir kasaba- da Kazaklar çoğunlukta> sa yerel >öne- tim onlann elinde olu>or. Bu kasabanın hemen yanındakinde Çinliler çoğunluk- taysa yerel yönetim Çinlilere att. Tabii, temel polıtıkalan tümüyle K.o- nümişt Partisi yönlendiriyor. Bu politi- kalan uygulamak yerel yöneticilere dü- şüyor. Burada etkin olanlann çoğu da KP'nin yerel yönetiminde olanlar." Bu bilgileri Pekin'de azınlıklardan sorumlu bakanlıktan aldım. Burada ba- na yardımcı olabilecek kişinin, Bay Ta- vakuler olduğunu söylediler. Ad Türk- çeye de yabancı değil ama,"Belki Çin- cetBr" deyip görüşmeye gittim. Başın- da takke, altın dişli bir adam. Gülüşü, yûzünûn tunç rengi, yan çekik gözü... Kısacası Bay Tavakuler bir Uygur Tür- kü. Adı da 'Tevekkül'müş, ama burada böyle diyorlarmış. Tevekkül, ÇüVdeki gelişi şöyle anla- tıyor: "1950*H yıllarda, Uygur'un baş- kenti Urumçi'den Pekin'e 50 giinde ge- liniyordu. Uzun süre atlı \olculuk. son- ratren. 1960-70'U > ıllarda bu süre 15 gü- ne indi. Birkaç tren değiştiriliyordu. Her tren değişikiiğinde birkaç gün bekleni- yordu. Şimdi trenle bir iki günlük bir yokuluk. Ama asıl seyahatimiz uçakla ve 5 saatte Pekin'de oluj onız." Yerel özellikler genellikle yok edil- memiş ama, biraz "ÇinlileştirUmiş.'' Burada her şeyi çözen sihirli sözcük, "Çmtipi". Şian'da genç bir grupla Ingilizce ko- nuşmaya çalışırken, teleffuzlannın farklı olduğunu söyledim. Gençler karçılık verdiler: -Bu, Çin tngilizcesi. glan'daki büyük caml Çin'in eskı başkenti Şian'da büyük bircami var. Kent merkezini kucakla- yaa surlann hemen yanındaki caminin dış görünüşü, sıradan bir Çin mabedi- nir girişini andınyor. Camiye giden yol ûzerinde hediyelik eşya satan dükkân- lar var. Yer yer de Mao'nun posterleri düiat çekiyor. Bir de Mao'nun ünlü kunızı kitabı. Çincesi ve tngilizcesi vaı Mtın almak istedim, kıyasıya bir pa- zadık. 80 Yuenden, (7 yuen'yaklaşık birdolar) 20 yuene indi. Caminin kapısından içeri girince kır- mm-yeşil ağırlıklı iç kapının ötesinde Osnanlı mezarlannı andıran topuzlu • Çin'de 56 ulus var. Bunlardan 10'u Müslüman. Konuşulan dil sayısı 43. Moğol, Sincan-Uygur ve Tibet olmak üzere üç özerk cumhuriyet var. Otonom bölge sayısı ise 124. Yerel hükümet sayısı 159. Dört temel din etkin, Budizm, Lama, islamiyet ve Hıristiyanlık. En etkin olanı Budizm. Çin'deki 56 ulusun içinde önemli birini Uygurlaroluşturuyor. Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan Uygurlar, geleneklerini büyük ölçüde korumuşlar. Uygur Türkçesinde, Anadolu Türkçesine benzeyen pek çok sözcük var. Özellikle toprağa ilişkin sözcüklerin büyük çoğunluğu aynı. Uygur kenti Turfan'da kullanılan ulaşım araçlarının başrnda hâlâ at ve eşek arabaları bulunuyor. • Yerel özellikler genellikle yok edilmemiş ama, biraz 'Çinlileştirilmiş.' Burada her şeyi çözen sihirli sözcük, 'Çin tipi'. Şian'da genç bir grupla Ingilizce konuşmaya çalışırken, telaffuzlarının farklı olduğunu söyledim. Gençler karşılık verdi: 'Bu, Çin Ingilizcesi.' sütunlar göze çarpıyor. Namaz kılınan bölüm iki yanı küçük odalarla kapalı uzun bir bahçenin ucunda. Beyaz takkeli bir adam, sol tarafta gül işlemeli bir kapıdan içeri girdi. Ar- kasmdan ben de girdim. Hiç yabancısı olmadığım bir manzara. ibrikle abdest Ortada 2 metre kadar genişliğinde, 15-20 metre derinlığinde, 4-5 metre uzunluğunda çevresi beton kaplı birçu- kur. Çevresinde oturma yerleri. Yan ta- rafta teneke ibrikler. İçeri giren ibrikler- den birini alıyor, girişin dibindeki mus- luktan su dolduruyor ve çukurda abdest alıyor. Merak ettim, niçin çeşme dururken bu yöntemle abdest alıyorlar. Bu, Şian'daki Müslümanlann lslamı kabul ediş biçimleriyle çok bağlantılı bir durum. Camiyi dolaşmayı biraz erteleyelim, önce bu konuyu aktaralun. # Şian, Ipek Yolu'nun doğu ucu. Yak- laşık 2 bin yıl önce adım adım oluşan Ipek Yolu'nun batı ucu Anadolu'ya yaklaştıkça çatallaşıyor. Biri kuzeyden biri Anadolu'dan Avrupa'ya ulaşıyor. Bir de Suudi Arabistan'a inen yol var. 7. yüzyılın sonunda Islamiyetin yay- gınlaşmaya başlamasıyla birlikte bun- dan Ipek Yolu da etkilenmiş. Bir grup Arap Müslüman Şian'da katmayı yeğlemiş. Bunlar bazı Çinlile- ri etkilemiş ve bu kentte bir Müslüman nüfus oluşmaya başlamış. Ama kendi- lerini uzun süre Çinli saymamışlar. Ya- kın çevrelerine hep, "Biz döneceğiz" demişler. Çince de, "dönmek, geri git- mek" sözcüklerinin karşılığı "hui". Çinliler de bunlara, "hui"ler adını tak- mışlar. Şianlı Müslümanlar bu adı almışlar, ama 1200 yıldır buradalar. Ne var ki, adlan hâlâ "gidici Müslümanlar". Şian'da 100 bin Müslüman var. Çin kültürüne biraz uzak durmuşlar ve ata- ianndan miras kalan gelenekJeri olabil- diğince bozmamışlar. Buradan topla- yabildiğim bilgiler kadanyla, ibnkle abdest almak da bunun bir parçası. Suudi Arabistan'daki gibi uzun beyaz giysilerle dolaşıyorlar. Bahçedeki ağaç- lann ûzerinde askılıklara asılmış pek çok beyaz giysi vardı. Cami bölümüne yabancılann girme- si yasak. Ben, Türkiye'den geldiğimi söyledim. Imarn, "Tursi,rursL.''dedi ve içeri buyuretti. Ayakkabilanmı çıkanp girdim. Gördüğüm manzara karşısında par- maklanm doğallıkla ağzıma gitti. Duvarlar boydan boya ahşap ve üze- ri kuran işlemeli. Kuran'ı el emeğiyle bütün duvarlara işlemişler. Kıble bölü- mü düz. Sağ tarafta da Kuran'ın bu kez Çincesi duvara işlenmiş. Şian'ın gidici Müslümanları, ne gi- diyorlar ne de Çinlileşiyorlar. YARIN: Cinin korkulu rüyası, bölünme... Çin'de geleneksellik, yaşamın her alanında dikkat çekiyor. Binlerce yıl kesintisiz devlet kurmakla övünen Çinlilerin mutfağı da binlerce renkten oluşuyor. Şian'da 19 yüzyıl önce imparatorun annesi için yapıldığı söyleyen sebzeli, hamurlu yemeği ikram eden genç kız, rolünü iyi ezberlemiş bir tiyatro sanatçısı idi. SÎNOP SULH HUKUK MAHKEMESİSATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Dosya No. 1994/12 Izalei Şüyu - Satış Satılmasmakarar verilen Sinopmerkez Camikebir Mahallesı'nde kaın. Ks. 315,pafta no: 4, adano: 127, parselno: 8'de, Tuzcularmevkiinde ihndadükkânıolanbirzemın ve 1 normal katlı bahçeli kâgirevcinslı 118.04m2miktarlı taşınmazmarsaoîarak değerinin 129.844.000.- lira, ma olarak ise 389.461.176.- lıra ki, toplam değerinın 519.305.176.- lira olarak tespit edildiği anlaşılmış olup Sinop Beiediye Başkanlığı'nırr wabı yazılanna göre uygulama ımar planında bitişık nızam ticaret bölgesi 4 kat inşaat alanına tahsisli olup bıtışiğındeki 7 no'lu parsel eski aerolduğundan Trabzon Kültür\e Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'ndan izüı alındıktan sonra inşaat izni venlebileceğı bildirilen taşuunazın û satış tarihi 13.3.1995 günü saat 09.00-09.15 arası Sinop Hukuk Mahkemeleri Yazı Işleri Müdürlûgu odasında açık arttırma suretıyle çılacaktır. Bu arttrrmada tahmin edilen kıymetın % 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmek srtı ıle ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaması halinde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla 23.3.1995 günû saat 09.00- \15'e kadar ikıncı arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmesı şartıyla % 40 ıspetmde arttırana ihale olunur Satiş bedeli hemen veya veriien müddet içinde ödenmezse IlK'nin 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. li ihale arasındaki farktan temerrüt faizden alıcı \e kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hûkme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. >mga resmi, tellaliye. KDV alıcıya aittir. Şartname, ılan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup tnasrafı verildığınde seyene bir ömeği gönderilecektır. Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başka bilgi almak seyenlerin 1994/12 Izalei Şüyu - Satış sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 25.1.1995 Basın: 5806 CEYHAN İCRA TETKİK MERCÜ HÂKİMIİĞİ'NDEN Dosya No: 1992'169 Davacı Cahit Çiçek vekili Av. Hüseyin Özbek ile davalılar Sezai Şahm, Şükrü Hazar ve Izzet Hazararasında yapılan istihkak davası sonunda: Mahkememizce venlen 4.2.1993 gün ve 1992/169-1993/16 sayılı karan ile istihkak iddiasraın kabulüne 01 H 7905 plakalı araç üzerindeki haczin kaldırılmasına dair verilen karar davalılardan Şükrü ve Izzet Hazar'ın yokluğunda karar venlmiş adlanna çıkanlan tebligatta bila tebliğ iade olunmuş, yaptınlan tahkikatta adreslen tespit edilememiş oldugundan davalılar Şükrü Hazar ve Izzet Hazar'a 7201 sayılı Teblıgat Kanunu gereğince ilan olunur. 19.1.1995 Basın: 5749 POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Vatan Cephesi Bundan 25 yıl önce, Bülent Ecevit'le birlikte Vatan Cephesi Başkanı Panço Kubadinski'nin çağnlısı olarak, bir gazeteciler grubuyla Bulgarjstan'a gitmiştik. Gazete- ci olarak anımsadığım Artan Oymen, Cüneyt Arcayü- rek, Hasan Cemal, Sedat Sertoğlu vardı. Otekileri ha- tıriayamıyorum. Ecevit muhalefetteydi, Kubadinski iktidarortağıydı. Va- tan Cephesi'ni, başta Çiftçi Partisi olmak üzere savaşa ve faşizme kaı"şı Birleşik Cephe göğüslüyordu. Vatan Cephesi, Komünist Partisi'nin güdümünde, Başkan Jiv- kov'un yönetimindeydi. Bizde de Vatan Cephesi olmuştu. Ancak bizdeki cep- henin adı pek iyiye çıkmamıştı. Hükümet, bir cephe kur- muş, bu cepheye girenlerin adını radyodan okumaya baş- lamıştı (TV yoktu). Günün belli saatlennde girenleri bir lis- te halinde okutuyordu. Öyle ki bu listede kanşıklık bile olu- yor, Gogol'ün 'Olü Canlar'ında olduğu gibi ölenlerın bile adlan okunuyordu. Ondan Vatan Cephesi deyimi pek şi- rin gelmiyordu. Bulgaristan'da kurulan Vatan Cephesi'nin bizdekiyle hiç bir ilgisi yoktu. Buradaki Vatan Cephesi faşizme kar- şı kurulmuştu. Sadece komünizmin değil, öteki örgüt ve sınıflann cephesiydi. Kubadinski, daha önce Ecevit'in çağnlısı olarak ülke- mizi ziyaret etmişti. Şimdi kendi ülkesine Ecevit'i çağın- yordu. Elinden gelen her türlü konuksevertiği gösterme- ye çalışıyordu. Ülke içinde görülmesi gereken her yeri gösteriyordu. Gezi sırasında Kubadinski, bizi Rusçuk yakınlannda Türklerin bulunduğu bir köye götürdü. Burası bir koope- ratif köyü idi. Üretim başta geliyor, her şey üretimle de- ğerleniyordu. Köylüleri bir alanda toplayarak "Size Ecevit'i getirdim. Bana söyleyemeyeceğiniz şeyleri ona söyleyiniz. Ben buradan şimdigideceğim, siz onunla baş başa kalın. Sa- dece işe, güce bağlı şeyleh değil, aile içi kavgalan da söy- leyebilirsiniz (gülüşmeler). Çoluk çocuk, kadın kavgala- nnt da. Ben gidiyorum" dedi ve gitti. Köylülerin hali vakti yerindeydi. Köylüler otomobil isti- yoriardı. Ancak otomobil için girdikleri kuyrukta sıranın çok geciktiğinden yakınıyorlardı. Sıraya giriyorlannış ve geç geliyormuş. Aradan uzunca bir süre geçti, şimdi çoğunu unuttum. Ama Dimitrov'un İkinci Dünya Savaşı öncesi yükselen fa- şizm koşullanndaki yazı ve konuşmalannı içeren "Sava- şa ve Faşizme Karşı Birleşik Cephe" kitabının bu üçün- cü basımı. Aradan 17 yıl geçmiş, üç kez basılmış. Kısa- ca adı: Vatan Cephesi'dir. Faşizme karşı savaş hâlâ sü- rüyor. Faşizm olmuyor da "gerıciliğe karşı" oluyor. Yerel düzlemde ortaya çıkan her türden gericiliğin da savaşı oluyor. Gericilik şimdi de azıyor. Aradan yıllar geçti. Rusya'da "Sovyet sosyalizmi çöktü." Bulgaristan çok partili rejime geçti. Partiler var, seçim- ler yapılıyor. Bulgar Komünist Partisi adını değiştirdi, Sos- yalist Partisi yaptı. Sosyalist Partisi olarak seçimlere giri- yor. Kökeni Dimitrov'un Vatan Cephesi'nedayanıyor. De- mokrasi için çaba gösteriyor. Son seçimlerde gördük ki Sosyalist Partisi seçimleri ka- zandı. Solda bir ortağıyla birlikte iktidar oldu. Bizde ne olacak? Ekonominin iflas ettiği, enflasyonun üç rakama, yüzde 160'a çıktığı bir ülkede ne olursa, biline ki o olacaktır. Bağnaz partilerin puan toplayacağı bir dönemden geçiyoruz. BULMACA 1 2 3 4 5 SOLDAN SAĞA: 1/ Bir fasulye cinsi. 2/ Ekonomik alanda ken- di kendine yeterli ol- maya yönelen bir ülke- nin rejimi... Anadolu halklannın en eski ana tannçası. 3/ Insanlarda çiftleşme... 106 taşla oynanan bir oyun. 4/ Hububat tozu... Gemi safrası. 5/ Ham petrol- lerin bitmiş ürünlere dönüştürüldüğü fabri- ka. 6/ Dört halifenin sonuncusu... Eli açık, cömert, yiğit. 7/ Gemilerde yanm serenleri çevirmeye ya da sabit tutmaya yarayan donanım... Bir renk. 8/ Dayanışma: 9/ Japon lirik dramı... Birpamuk cinsi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Halatlar ya da kablolar yardı- mıyla çok ağır yükleri kaldırmaya yarayan mekanik düzenek. 2V Av- rupa'da bir başkent... Olta ya da tuzağa konulan yem. 3/ "Ve yal- nız kalmada bir yaza olan sahil / Uçuşmada gökyüzünde bir sürü ebabil" (Orhan Veli)... Yanlış davranış. 4/ Brezilya'nın başkenti. 5/ "Sözün ile düşürgil" (Yunus Emre)... Kars'ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Olumsuzluk belirten birönek. 6/Manisa'daki "Ağlayan Kaya"nın o olduğuna inanı- lan, doğurganlığıyla ünlü Frigya kraliçesi... Akarsu kıyısında bulunan ağaçlık. 7/Adçekme... UzakJık anlatmakta kullanılan söz. 8/ Fransız Kalka'nın bir romanı. 91 Avuç içi... Islam dev- letlerinin toprak düzeni. İSTANBUL 2. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ 1994/608 Esas Davacı Maliye Hazinesi tarafından açılan gaiplik davasında: tstanbul, Beşiktaş, Abbasağa Mahallesi, Nartanesi Sokak, 48 pafta, 334 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın maliki Haynye'nin gaip olduğu iddia edildiğinden 1 yıl süre içerismde kendisini tanıyan hayat ve mematı hakkında bilgisi olanlarla ilgililerin mahkememiz 1994/608 esas sayılı dosyası ûzerinde mahkememize müracaatlan, gereği duruşmanın bırakıldığı 23.5.1995, saat 10.30'da düşünülmesi hususu Medeni Kanun'un 32. maddesine göre duyurulur. Basın: 5842 GAZtPAŞA ASLJYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1991/64 D.Günü: 4.4.1995 Davacı S.S. Kurunuı Genel Müdûrlüğü'ne izafeten avukatı Av. Şadan Erdem tarafından davalılar Nedim Tüysûz ve arkadaşlan aleyhine mahkememize rücuen alacak davası açılmış olup yapılan yargılaması sırasında davalı Nedim Tüysüz'e tebligatın yapılamadığı ve tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden 7201 sayılı kanun hükümleri gereğince ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiş olmakla, Karar gereğince davalı Nedim Tüysüz'ün duruşma günü olan 4.4.1995 tarihinde saat 09.00'da Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesf negelip dava hususunda beyanlanm bildirroesi ne gibi delilleri varsa duruşma gününden önce mahkemeye bildirmesi veya kendisini bir vekil tarafından temsıl ettirmedıği takdirde tahkikata ve yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve hükûm verileceği HUMK'nin 213, 377. maddeleri uyarınca ilanen cebliğ olunur. Basm: 5760
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle