Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 1995 ÇARŞAMBA
12 DİZtYAZI
Çin'in 'gidici' MüslümanlarıÇin'in eski başkenti Şian'da bir res-
toran. Adı, De Fa Chang. Yüksekçe bir
binanın ikinci katı. tki-üç masalık oda-
lan var. Dört yanı da kapalı. Sadece bir
bölmesı vitray işlemeli camla süslü.
Mantınm akrabası bir dizi hamurlu
yemekten ve pirinç suyundan sonra,
masanın ortasına büyükçe bir tencere
kondu. Altında, içi kömür dolu geniş-
çe bir metaJ bölme dikkat çekiyor. Ser-
visi yapan genç kız, bir kibrit çakıp,
gazlı kömürü tutuşturdu. Alevler yük-
selirken ışıklan söndürdü.
Genç kız heyecaniı bir halk öyküsü
anlatır gibi eliyle sık sık tencereyi gös-
tererek konuşmaya başladı. Masadaki-
lerin çoğu öyküyü biliyor olmalı, ama
ben şaşkınlıkla dinledim.
Ateş giderek azalırken, genç kız söz-
lerini bağladı.
Ardından servis. Çok ince dogran-
mış sebzeler. patetes ve bilye büyüklü-
ğünde hamur toplar.
Öykü şu:
Bundan tam 19 yüzyıl önce impara-
torun annesi Şian'a gelmiş. Kent halkı
büyük bir yoksulluk ve açlık içindey-
miş. Anne çok açmış. Insanlar ne yapa-
caklannı bilememişler. Herkes evinde
ne varsa getirmiş. Kimi patetes, kimi
soğan, kimi hamur... Ve ortaya bu ye-
mek çikmış. Öykünün doğru olup ol-
maması biryana, genç kızın anlattıkla-
n Çin gelenekselliginin ve tarih derin-
liğinin binlerce göstergesinden biri.
Çinliler tam beş bin yıldır aynı toprak-
lar ûzerinde kesintisiz devlet kurmakla
övünüyorlar. Tarihçiler beş bin yılı bi-
raz abartma bulup, "üç bin" diyorlar,
ama o da az değil.
Binlerce yıllık imparatorluktan ka-
lanlar ise böylesi bir uygarlığın yanın-
da çok yetersiz. Bunun nedeni şu:
Çin'de yapılann çoğu ahşap ve top-
rak. Zamanla yıkılmış. Yazılı belgeler-
de ise genellikle yeni imparator bir ön-
cekini yok etmiş. Ve imparatorluk tari-
hi defalarca yeniden yazılrnış.
Merkez ve yerellik
Çin coğrafyasının genişlifi, berabe-
rinde farklı kökenden insanlann yaşa-
dığı geniş bir mozaiği getirmiş.
Çin'de 56 ulus var. Bunlardan 10'u
Müslüman. Konuşulan dil sayısı 43.
Mogol, Sincan-Uygur ve Tibet olmak
üzere üç özerk cumhuriyet var. Otonom
bölge sayısı ise 124. Yerel hükümet sa-
yısı 159.
Dört temel din etkin, Budizm, Lama,
Islamiyet ve Hıristiyanlık. En etkin ola-
ru Budizm.
Bu kadar farklı insanın bir arada ya-
şadığı Çin'de yöneticiler, bunun sırnnı
şöyle açıklıyorlar:
"Her yerel yönetim, eğitjnı, beiediye
hizmeti ve benzeri işlevi yerine getiriyor.
Ama bu blok bölgesel amlıklan getir-
miyor. Örneğin, Sincan'da bir kasaba-
da Kazaklar çoğunlukta> sa yerel >öne-
tim onlann elinde olu>or. Bu kasabanın
hemen yanındakinde Çinliler çoğunluk-
taysa yerel yönetim Çinlilere att.
Tabii, temel polıtıkalan tümüyle K.o-
nümişt Partisi yönlendiriyor. Bu politi-
kalan uygulamak yerel yöneticilere dü-
şüyor. Burada etkin olanlann çoğu da
KP'nin yerel yönetiminde olanlar."
Bu bilgileri Pekin'de azınlıklardan
sorumlu bakanlıktan aldım. Burada ba-
na yardımcı olabilecek kişinin, Bay Ta-
vakuler olduğunu söylediler. Ad Türk-
çeye de yabancı değil ama,"Belki Çin-
cetBr" deyip görüşmeye gittim. Başın-
da takke, altın dişli bir adam. Gülüşü,
yûzünûn tunç rengi, yan çekik gözü...
Kısacası Bay Tavakuler bir Uygur Tür-
kü. Adı da 'Tevekkül'müş, ama burada
böyle diyorlarmış.
Tevekkül, ÇüVdeki gelişi şöyle anla-
tıyor: "1950*H yıllarda, Uygur'un baş-
kenti Urumçi'den Pekin'e 50 giinde ge-
liniyordu. Uzun süre atlı \olculuk. son-
ratren. 1960-70'U > ıllarda bu süre 15 gü-
ne indi. Birkaç tren değiştiriliyordu. Her
tren değişikiiğinde birkaç gün bekleni-
yordu. Şimdi trenle bir iki günlük bir
yokuluk. Ama asıl seyahatimiz uçakla
ve 5 saatte Pekin'de oluj onız."
Yerel özellikler genellikle yok edil-
memiş ama, biraz "ÇinlileştirUmiş.''
Burada her şeyi çözen sihirli sözcük,
"Çmtipi".
Şian'da genç bir grupla Ingilizce ko-
nuşmaya çalışırken, teleffuzlannın
farklı olduğunu söyledim. Gençler
karçılık verdiler:
-Bu, Çin tngilizcesi.
glan'daki büyük caml
Çin'in eskı başkenti Şian'da büyük
bircami var. Kent merkezini kucakla-
yaa surlann hemen yanındaki caminin
dış görünüşü, sıradan bir Çin mabedi-
nir girişini andınyor. Camiye giden yol
ûzerinde hediyelik eşya satan dükkân-
lar var. Yer yer de Mao'nun posterleri
düiat çekiyor. Bir de Mao'nun ünlü
kunızı kitabı. Çincesi ve tngilizcesi
vaı
Mtın almak istedim, kıyasıya bir pa-
zadık. 80 Yuenden, (7 yuen'yaklaşık
birdolar) 20 yuene indi.
Caminin kapısından içeri girince kır-
mm-yeşil ağırlıklı iç kapının ötesinde
Osnanlı mezarlannı andıran topuzlu
• Çin'de 56 ulus var. Bunlardan 10'u
Müslüman. Konuşulan dil sayısı 43.
Moğol, Sincan-Uygur ve Tibet olmak
üzere üç özerk cumhuriyet var. Otonom
bölge sayısı ise 124. Yerel hükümet
sayısı 159. Dört temel din etkin,
Budizm, Lama, islamiyet ve
Hıristiyanlık. En etkin olanı Budizm.
Çin'deki 56 ulusun içinde önemli birini Uygurlaroluşturuyor. Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan Uygurlar, geleneklerini büyük
ölçüde korumuşlar. Uygur Türkçesinde, Anadolu Türkçesine benzeyen pek çok sözcük var. Özellikle toprağa ilişkin sözcüklerin
büyük çoğunluğu aynı. Uygur kenti Turfan'da kullanılan ulaşım araçlarının başrnda hâlâ at ve eşek arabaları bulunuyor.
• Yerel özellikler genellikle yok edilmemiş
ama, biraz 'Çinlileştirilmiş.' Burada her
şeyi çözen sihirli sözcük, 'Çin tipi'.
Şian'da genç bir grupla Ingilizce
konuşmaya çalışırken, telaffuzlarının
farklı olduğunu söyledim. Gençler
karşılık verdi: 'Bu, Çin Ingilizcesi.'
sütunlar göze çarpıyor. Namaz kılınan
bölüm iki yanı küçük odalarla kapalı
uzun bir bahçenin ucunda.
Beyaz takkeli bir adam, sol tarafta
gül işlemeli bir kapıdan içeri girdi. Ar-
kasmdan ben de girdim. Hiç yabancısı
olmadığım bir manzara.
ibrikle abdest
Ortada 2 metre kadar genişliğinde,
15-20 metre derinlığinde, 4-5 metre
uzunluğunda çevresi beton kaplı birçu-
kur. Çevresinde oturma yerleri. Yan ta-
rafta teneke ibrikler. İçeri giren ibrikler-
den birini alıyor, girişin dibindeki mus-
luktan su dolduruyor ve çukurda abdest
alıyor.
Merak ettim, niçin çeşme dururken
bu yöntemle abdest alıyorlar.
Bu, Şian'daki Müslümanlann lslamı
kabul ediş biçimleriyle çok bağlantılı
bir durum.
Camiyi dolaşmayı biraz erteleyelim,
önce bu konuyu aktaralun. #
Şian, Ipek Yolu'nun doğu ucu. Yak-
laşık 2 bin yıl önce adım adım oluşan
Ipek Yolu'nun batı ucu Anadolu'ya
yaklaştıkça çatallaşıyor. Biri kuzeyden
biri Anadolu'dan Avrupa'ya ulaşıyor.
Bir de Suudi Arabistan'a inen yol var.
7. yüzyılın sonunda Islamiyetin yay-
gınlaşmaya başlamasıyla birlikte bun-
dan Ipek Yolu da etkilenmiş.
Bir grup Arap Müslüman Şian'da
katmayı yeğlemiş. Bunlar bazı Çinlile-
ri etkilemiş ve bu kentte bir Müslüman
nüfus oluşmaya başlamış. Ama kendi-
lerini uzun süre Çinli saymamışlar. Ya-
kın çevrelerine hep, "Biz döneceğiz"
demişler. Çince de, "dönmek, geri git-
mek" sözcüklerinin karşılığı "hui".
Çinliler de bunlara, "hui"ler adını tak-
mışlar.
Şianlı Müslümanlar bu adı almışlar,
ama 1200 yıldır buradalar. Ne var ki,
adlan hâlâ "gidici Müslümanlar".
Şian'da 100 bin Müslüman var. Çin
kültürüne biraz uzak durmuşlar ve ata-
ianndan miras kalan gelenekJeri olabil-
diğince bozmamışlar. Buradan topla-
yabildiğim bilgiler kadanyla, ibnkle
abdest almak da bunun bir parçası.
Suudi Arabistan'daki gibi uzun beyaz
giysilerle dolaşıyorlar. Bahçedeki ağaç-
lann ûzerinde askılıklara asılmış pek
çok beyaz giysi vardı.
Cami bölümüne yabancılann girme-
si yasak. Ben, Türkiye'den geldiğimi
söyledim. Imarn, "Tursi,rursL.''dedi ve
içeri buyuretti. Ayakkabilanmı çıkanp
girdim.
Gördüğüm manzara karşısında par-
maklanm doğallıkla ağzıma gitti.
Duvarlar boydan boya ahşap ve üze-
ri kuran işlemeli. Kuran'ı el emeğiyle
bütün duvarlara işlemişler. Kıble bölü-
mü düz. Sağ tarafta da Kuran'ın bu kez
Çincesi duvara işlenmiş.
Şian'ın gidici Müslümanları, ne gi-
diyorlar ne de Çinlileşiyorlar.
YARIN: Cinin korkulu
rüyası, bölünme...
Çin'de geleneksellik, yaşamın her alanında dikkat çekiyor. Binlerce
yıl kesintisiz devlet kurmakla övünen Çinlilerin mutfağı da binlerce
renkten oluşuyor. Şian'da 19 yüzyıl önce imparatorun annesi için
yapıldığı söyleyen sebzeli, hamurlu yemeği ikram eden genç kız,
rolünü iyi ezberlemiş bir tiyatro sanatçısı idi.
SÎNOP SULH HUKUK MAHKEMESİSATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No. 1994/12 Izalei Şüyu - Satış
Satılmasmakarar verilen Sinopmerkez Camikebir Mahallesı'nde kaın. Ks. 315,pafta no: 4, adano: 127, parselno: 8'de, Tuzcularmevkiinde
ihndadükkânıolanbirzemın ve 1 normal katlı bahçeli kâgirevcinslı 118.04m2miktarlı taşınmazmarsaoîarak değerinin 129.844.000.- lira,
ma olarak ise 389.461.176.- lıra ki, toplam değerinın 519.305.176.- lira olarak tespit edildiği anlaşılmış olup Sinop Beiediye Başkanlığı'nırr
wabı yazılanna göre uygulama ımar planında bitişık nızam ticaret bölgesi 4 kat inşaat alanına tahsisli olup bıtışiğındeki 7 no'lu parsel eski
aerolduğundan Trabzon Kültür\e Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'ndan izüı alındıktan sonra inşaat izni venlebileceğı bildirilen taşuunazın
û satış tarihi 13.3.1995 günü saat 09.00-09.15 arası Sinop Hukuk Mahkemeleri Yazı Işleri Müdürlûgu odasında açık arttırma suretıyle
çılacaktır. Bu arttrrmada tahmin edilen kıymetın % 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmek
srtı ıle ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaması halinde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla 23.3.1995 günû saat 09.00-
\15'e kadar ikıncı arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmesı şartıyla % 40
ıspetmde arttırana ihale olunur Satiş bedeli hemen veya veriien müddet içinde ödenmezse IlK'nin 133. maddesi gereğince ihale feshedilir.
li ihale arasındaki farktan temerrüt faizden alıcı \e kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hûkme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir.
>mga resmi, tellaliye. KDV alıcıya aittir. Şartname, ılan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup tnasrafı verildığınde
seyene bir ömeği gönderilecektır. Satışa ıştırak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başka bilgi almak
seyenlerin 1994/12 Izalei Şüyu - Satış sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 25.1.1995
Basın: 5806
CEYHAN İCRA TETKİK MERCÜ
HÂKİMIİĞİ'NDEN
Dosya No: 1992'169
Davacı Cahit Çiçek vekili Av. Hüseyin Özbek ile davalılar
Sezai Şahm, Şükrü Hazar ve Izzet Hazararasında yapılan istihkak
davası sonunda:
Mahkememizce venlen 4.2.1993 gün ve 1992/169-1993/16
sayılı karan ile istihkak iddiasraın kabulüne 01 H 7905 plakalı
araç üzerindeki haczin kaldırılmasına dair verilen karar
davalılardan Şükrü ve Izzet Hazar'ın yokluğunda karar venlmiş
adlanna çıkanlan tebligatta bila tebliğ iade olunmuş, yaptınlan
tahkikatta adreslen tespit edilememiş oldugundan davalılar Şükrü
Hazar ve Izzet Hazar'a 7201 sayılı Teblıgat Kanunu gereğince
ilan olunur. 19.1.1995
Basın: 5749
POUTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Vatan Cephesi
Bundan 25 yıl önce, Bülent Ecevit'le birlikte Vatan
Cephesi Başkanı Panço Kubadinski'nin çağnlısı olarak,
bir gazeteciler grubuyla Bulgarjstan'a gitmiştik. Gazete-
ci olarak anımsadığım Artan Oymen, Cüneyt Arcayü-
rek, Hasan Cemal, Sedat Sertoğlu vardı. Otekileri ha-
tıriayamıyorum.
Ecevit muhalefetteydi, Kubadinski iktidarortağıydı. Va-
tan Cephesi'ni, başta Çiftçi Partisi olmak üzere savaşa
ve faşizme kaı"şı Birleşik Cephe göğüslüyordu. Vatan
Cephesi, Komünist Partisi'nin güdümünde, Başkan Jiv-
kov'un yönetimindeydi.
Bizde de Vatan Cephesi olmuştu. Ancak bizdeki cep-
henin adı pek iyiye çıkmamıştı. Hükümet, bir cephe kur-
muş, bu cepheye girenlerin adını radyodan okumaya baş-
lamıştı (TV yoktu). Günün belli saatlennde girenleri bir lis-
te halinde okutuyordu. Öyle ki bu listede kanşıklık bile olu-
yor, Gogol'ün 'Olü Canlar'ında olduğu gibi ölenlerın bile
adlan okunuyordu. Ondan Vatan Cephesi deyimi pek şi-
rin gelmiyordu.
Bulgaristan'da kurulan Vatan Cephesi'nin bizdekiyle
hiç bir ilgisi yoktu. Buradaki Vatan Cephesi faşizme kar-
şı kurulmuştu. Sadece komünizmin değil, öteki örgüt ve
sınıflann cephesiydi.
Kubadinski, daha önce Ecevit'in çağnlısı olarak ülke-
mizi ziyaret etmişti. Şimdi kendi ülkesine Ecevit'i çağın-
yordu. Elinden gelen her türlü konuksevertiği gösterme-
ye çalışıyordu. Ülke içinde görülmesi gereken her yeri
gösteriyordu.
Gezi sırasında Kubadinski, bizi Rusçuk yakınlannda
Türklerin bulunduğu bir köye götürdü. Burası bir koope-
ratif köyü idi. Üretim başta geliyor, her şey üretimle de-
ğerleniyordu.
Köylüleri bir alanda toplayarak "Size Ecevit'i getirdim.
Bana söyleyemeyeceğiniz şeyleri ona söyleyiniz. Ben
buradan şimdigideceğim, siz onunla baş başa kalın. Sa-
dece işe, güce bağlı şeyleh değil, aile içi kavgalan da söy-
leyebilirsiniz (gülüşmeler). Çoluk çocuk, kadın kavgala-
nnt da. Ben gidiyorum" dedi ve gitti.
Köylülerin hali vakti yerindeydi. Köylüler otomobil isti-
yoriardı. Ancak otomobil için girdikleri kuyrukta sıranın
çok geciktiğinden yakınıyorlardı. Sıraya giriyorlannış ve
geç geliyormuş.
Aradan uzunca bir süre geçti, şimdi çoğunu unuttum.
Ama Dimitrov'un İkinci Dünya Savaşı öncesi yükselen fa-
şizm koşullanndaki yazı ve konuşmalannı içeren "Sava-
şa ve Faşizme Karşı Birleşik Cephe" kitabının bu üçün-
cü basımı. Aradan 17 yıl geçmiş, üç kez basılmış. Kısa-
ca adı: Vatan Cephesi'dir. Faşizme karşı savaş hâlâ sü-
rüyor. Faşizm olmuyor da "gerıciliğe karşı" oluyor. Yerel
düzlemde ortaya çıkan her türden gericiliğin da savaşı
oluyor. Gericilik şimdi de azıyor.
Aradan yıllar geçti.
Rusya'da "Sovyet sosyalizmi çöktü."
Bulgaristan çok partili rejime geçti. Partiler var, seçim-
ler yapılıyor. Bulgar Komünist Partisi adını değiştirdi, Sos-
yalist Partisi yaptı. Sosyalist Partisi olarak seçimlere giri-
yor. Kökeni Dimitrov'un Vatan Cephesi'nedayanıyor. De-
mokrasi için çaba gösteriyor.
Son seçimlerde gördük ki Sosyalist Partisi seçimleri ka-
zandı. Solda bir ortağıyla birlikte iktidar oldu.
Bizde ne olacak?
Ekonominin iflas ettiği, enflasyonun üç rakama, yüzde
160'a çıktığı bir ülkede ne olursa, biline ki o olacaktır.
Bağnaz partilerin puan toplayacağı bir dönemden
geçiyoruz.
BULMACA
1 2 3 4 5
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir fasulye cinsi. 2/
Ekonomik alanda ken-
di kendine yeterli ol-
maya yönelen bir ülke-
nin rejimi... Anadolu
halklannın en eski ana
tannçası. 3/ Insanlarda
çiftleşme... 106 taşla
oynanan bir oyun. 4/
Hububat tozu... Gemi
safrası. 5/ Ham petrol-
lerin bitmiş ürünlere
dönüştürüldüğü fabri-
ka. 6/ Dört halifenin
sonuncusu... Eli açık,
cömert, yiğit. 7/ Gemilerde yanm
serenleri çevirmeye ya da sabit
tutmaya yarayan donanım... Bir
renk. 8/ Dayanışma: 9/ Japon lirik
dramı... Birpamuk cinsi.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Halatlar ya da kablolar yardı-
mıyla çok ağır yükleri kaldırmaya
yarayan mekanik düzenek. 2V Av-
rupa'da bir başkent... Olta ya da
tuzağa konulan yem. 3/ "Ve yal-
nız kalmada bir yaza olan sahil / Uçuşmada gökyüzünde
bir sürü ebabil" (Orhan Veli)... Yanlış davranış. 4/ Brezilya'nın
başkenti. 5/ "Sözün ile düşürgil" (Yunus Emre)...
Kars'ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Olumsuzluk belirten
birönek. 6/Manisa'daki "Ağlayan Kaya"nın o olduğuna inanı-
lan, doğurganlığıyla ünlü Frigya kraliçesi... Akarsu kıyısında
bulunan ağaçlık. 7/Adçekme... UzakJık anlatmakta kullanılan
söz. 8/ Fransız Kalka'nın bir romanı. 91 Avuç içi... Islam dev-
letlerinin toprak düzeni.
İSTANBUL 2. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ
1994/608 Esas
Davacı Maliye Hazinesi tarafından açılan gaiplik davasında:
tstanbul, Beşiktaş, Abbasağa Mahallesi, Nartanesi Sokak, 48
pafta, 334 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın maliki Haynye'nin gaip
olduğu iddia edildiğinden 1 yıl süre içerismde kendisini tanıyan
hayat ve mematı hakkında bilgisi olanlarla ilgililerin mahkememiz
1994/608 esas sayılı dosyası ûzerinde mahkememize müracaatlan,
gereği duruşmanın bırakıldığı 23.5.1995, saat 10.30'da düşünülmesi
hususu Medeni Kanun'un 32. maddesine göre duyurulur.
Basın: 5842
GAZtPAŞA ASLJYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1991/64
D.Günü: 4.4.1995
Davacı S.S. Kurunuı Genel Müdûrlüğü'ne izafeten avukatı Av.
Şadan Erdem tarafından davalılar Nedim Tüysûz ve arkadaşlan
aleyhine mahkememize rücuen alacak davası açılmış olup yapılan
yargılaması sırasında davalı Nedim Tüysüz'e tebligatın
yapılamadığı ve tüm aramalara rağmen adresi tespit
edilemediğinden 7201 sayılı kanun hükümleri gereğince ilanen
teblıgat yapılmasına karar verilmiş olmakla,
Karar gereğince davalı Nedim Tüysüz'ün duruşma günü olan
4.4.1995 tarihinde saat 09.00'da Gazipaşa Asliye Hukuk
Mahkemesf negelip dava hususunda beyanlanm bildirroesi ne gibi
delilleri varsa duruşma gününden önce mahkemeye bildirmesi veya
kendisini bir vekil tarafından temsıl ettirmedıği takdirde tahkikata
ve yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve hükûm verileceği
HUMK'nin 213, 377. maddeleri uyarınca ilanen cebliğ olunur.
Basm: 5760