09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER KKTC heyeti Ankara'da • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - AB tek yanlı bir kararla Rum tarafını cesaretlendirici adımlar atarken, KKTC ekonomik heyeti de Ankara'da, adada siyasi bir çözüm bulunmadan Rumlara tam üyelik verilmesi olasıliğma karşı, Türkiye ile kurulması öngöriilen ekonomik entegrasyon sürecine ilişkin temaslara başladı. KKTC Maliye Bakanlığı yetkililerinden oluşan heyet ile yapılan görûşmelerde, Türkiye'nin gümrûk birliğine girmesi halinde, Kuzey Kıbns'ın üçüncü taraf olarak Ankara ile ticaretinde uğrayacağı olası zararlann giderilmesi yollan da aranıyor. AB Adalet Mahkemesi'nin geçen yıl KKTC ürünlerine yönelik ambargo karannın ekonomiye getirdiği ciddi etkileri gidermek için Kuzey Kıbns üriinlerinin Mersin Limanı'ndan ihraç edilmesi öngörülüyor. Kotomblya, petrol zengini oluyor • BOGOTA(AA)- Kolombiya'nın orta kesimlerinde zengin bir petrol yatağı bulundu. 3.9 milyar variî rezerve sahip olduğu sanılan yeni bulunan petrol yatağı ile Kolombiya'nm petrol rezervinin 3 misline çıkması bekleniyor. Kolombiya Devlet Petrol şirketi Ecopetrol, Kolombiya'nın bilinen petrol rezervinin 3 misline çıkarak 6 milyar varile yükseleceğini bildirdi. BOT'ye yeni tip etıtegrasyon • MOSKÖVA (AA) - Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, BDT çerçevesindeki entegrasyonun, Avrupa Birliği'ndeki düzeye ulaşacağına inandığını söyledi. Beyaz Rusya'nm başkenti Misk'e yapacağı 2 günlük resmı ziyaret için dün Moskova'dan aynlan Yeltsin, tüm devletlerin bagımsızlığını esas alan bir birliği hedeflediklerini, Moskova merkezli, bağımlı bir entegrasyonu kastetmediğini söyledi. Kaddafl'den Lübnan'a yardım • TUNUS(AA)-Libya lideri Muammer Kaddafi, Lübnan'ı Israıl saldınlanna karşı savunmada, Lübnan De\ let Başkanı Elias Hrawı'ye yardım önerisinde bulundu. Libya haber ajansı Jana. "Kaddafi'nin, Lübnan Devlet Başkanı Hravvi'ye ülkesinin, Arap ortak savunma anlaşmasına bağlılığmı tekrarladığını ve anlaşma çerçevesinde Lübnan'ın taleplerini karşılamaya hazır olduğunu söylediğini" bildirdi. Polonyadan Brezilya'ya sflah • BRASILIA(AA)- Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa, ülkesinin Brezilya'ya sılah satmak istediği söyledi. Devlet Başkanı Walesa, ziyaret ettiği Brezilya'da düzenlediği basın toplantısmda, Polonya Genelkurmay Başkanı Tadeuaz Wilecki'nin, Brezilyalı yetkililer ile olası silah satışi konusunu ele aldığını bildirdi. Singapun'da "tenüz TV" • SINGAPUR(AA)- Singapur'da, seks ve şiddete yervermeyen ilk "temiz" televizyon kanalı yakmda yayın liayatına başlayacak. Kablolu yayın yapacak kanalda yayımlanacak programlann "ailece seyredilebilecek" nitelikte olacağına dikkat çekiliyor. TV kanahyla ilgili anlaşmanın Çinli bir işadamına ait televizyon şirketiyle Singapur'da imzalandığı belirtildi. Avustralya • CANBERRA(AA)- Avustralya yerlilerinin, sömürgeleştirilme ve yerlerinden edilmelerinden 2O0 yıl sonra hâlâ geleneksel kültürlerine bağlılıklannı koruduklan bildirildi. Avustralya lstatistik Bürosu tarafından yaklaşık 16 bin yerli arasında yapılan bir araştırmada, kuşaklar önce topraklanndan sürülmelerine karşın yerli halkın üçte dördünün. kabilelere uzanan kökenlerini bildiği ortaya çıktı. Atma'ya yenitaviz• Avrupa Birliği, tam üyelik görüşmeleri başlamadan Kıbns Rum yönetimine AB'nin dış politika ve güvenlik oturumlanna katılma hakkı taruyor. Atina'nın gümrük birliği anlaşmasına koyduğu vetoyu kaldınp kaldırmayacağını bildirmesi için bu sabaha kadar süre tarundı. LALE SARltBRAHtMOĞLU ANKARA - Avrupa Birliği (AB), Türkiye ile gerçekleştir- meyi öngördüğü gümrük birliği- ne yönelik Yunan vetosunun kalkması için Atina'ya bir ödün daha verme hazırlığında. AB Dönem Başkanı Fransa'nın ha- zırladığı ve diğer üyelerin bü- yük bölümünün onayladığı bil- dirilen formüle göre Rum Yöne- timi, tam üyelik müzakereleri başlamadan, bazı Doğu Avrupa ülkeleri gibi, AB'nin dış politi- ka ve güvenlik oturumlanna ka- tılabilecekler, ancak oy kullan- ma ve karar verme mekanizma- sına dahil edilmeyecekler. Cumhuriyet'e bilgi veren An- kara'daki AB Temsilciliği'nden birdiplomat, Fransa'nın, bu for- mülü Yunanistan'a sunduğunu ve Atina'ya Türkiye ile yapıl- ması planlanan gümrük birliği anlaşmasına koyduğu vetoyu kaldınp kaldırmayacağını bil- dirmesi için bu sabaha kadar sü- re tanıdığını söyledi. KKTC ekonomisinin, Mer- kez Bankası Başkanı Yaman Törûner'in geçen hafta adada gerçekleştirdiği temaslarda ma- saya yatınldığına dikkat çekildi. AB, Rusya'nın Doğu Avrupa ülkeleri üzerindeki baskılanna karşı birlık ile hızlı bir entegras- yonu gerçekleştirmeleri için Po- lonya. Macaristan, Slovak ve Çek Cumhuriyetleri ile "Avrupa Anlaşması OrtakJan" adlı bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre, bu ülkeler AB ile tam üye- lik müzakerelerine başlamadan da birliğin dış politika ve güven- lik toplantılanna katılabiliyor- lar, ancak oy hakkı ve karar ver- me mekanizması dışında tutu- luyorlar. AB Dönem Başkanı Fran- sa'nın, benzer bir formülü Rum Yönetimi için de önerdigi belir- tildi. AB'nin, 1996 yılında yapıl- ması öngörülen hükümetlerara- sı toplantı öncesinde Rum tara- fının biriiğe entegrasyonu yo- lunda attığı bu cesaretlendirici adımlann, Kıbns garantörlerin- den Türkiye'nin muhalefetine karşın yapdıyor olması, Anka- ra'nın nasıl bir tepki içine gire- ceği sorulannı da gündeme ge- tirdi. Ankara'nm, gümrük birliği ile Kıbns konusunun ilişkilendi- rilmeyeceğini dile getirmesine karşın, AB'nin, çok önceden Rum taraft ile entegrasyon süre- cini başlatmasına dikkat çekildi. Farklı konulann ilişkilendiril- mesine Ankara'nın gösterdiği tepkiye rağmen, AB'nin Türki- FUistin ve tsraD heyetferi Mısır'ın başkenti Kahire'de banş sürecindeki bkanıkbğı aşmak için çabalarken, FTBstinözerk bölgesinde yaşayanhalk, sorunlann bir an önce çözümlenmesini bekliyor. Banşın nabzı Kahire'de atıyor Dış Haberler Servisi - tsra- il ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında tıkanıp kalan özerklik görüşmelerini kurtar- mak amacıyla dün Mısır'ın baş- kenti Kahire'de yeni bicgirişim başlatıldı. Banşı kurtarmak için dün Kahire'de bir yandan Israil ve Filistin temsilcileri bir araya ge- lerek görüşürken öte yandan FKÖ yönetimi banş süreci ko- nusundaki yeni tutumunu belir- lemek üzere toplandı. Israıl Dışişleri Bakanı Şimon Peres ile geçen pazar günü Pa- ris'te yaptığı görüşmenin başa- nsızhklasonuçlanması üzerine FKÖ liden YaserArafat'ın çağ- nsıyla dün olağanüstü bir top- lantı yapan FKÖ yürütme ko- mitesi, Israil ile yürütülen özerklik görüşmelerinin sürme- si için her türlü yönteme başvu- rulması karan aldı. FKÖ lideri Arafat toplantı- dan önce El Hayat dergisine verdiği demeçte, görüşmelerin sürmesi için öncelikle İsrail or- dusunun Batı Şeria'nın tümün- den çekilmesi gerektiğini söy- ledi. Banş sürecinin zarar gör- memesi için aşın dinci Filistin- li terör örgütlerinin Israil'e yö- nelik saldınlan vaı gücüyle Anlasmazlık noktaları # îsrail ordusunun. Batı Şeria'dan çekılerek yönetimi Füistinlilere bırakması: FKÖ ile israil arasında 1993'te imzalanan tlketer Deklarasyonu. Batı Seria'daki İsrail birliklerinin 13Temmuz 1994'e kadar bölgeden çekilmesini öngörüyordu. Ancak İsrail, bölgedeki 130.000 Yahudi'nin güveçliği gerekçesiyle henûz çekilmedi. • Filistin Ozerk Bölgesi'nde bir an önce seçimlerin gerçekleştirilmesi: I993'te imzalanan özerklik anlaşması, seçimlenn 13 temmuzda yapılmasını öngörüyordu. # tsrail'in smırlannı Füistinlilere açması: Israil. terör eylemlerini önleme gerekçesiyle sınırlannı Füistinlilere kapatmıştı. Sorunun kısmen çözülmesme karşm. Israirde çalışma iznı olan binlerce Filistinli bu ülkeye giremiyor. 9 Filistin Özerk Bölgesi'nden lsraıl hedeflerine gerçekieştırilen saidmlann durdurulmasv. İsrail. Hamas ve Islami Cihad gibi aşın dinci Filistinli terör örgütlerinin saldınlarınm önlenememesmden FKÖ'yü sorumlu tutuyor. • Doğu Kudüs'teki Filistinlüerm seçme ve seçilme hakkı: İsrail. bolgede yaşayan 160.000 Filistinlinin oy kullanmasını kabul etmekle bırlikte. seçilme haklannı vermıyor. 0 Filistin Özerk Yönetimi başkanımn göreve geliş biçimi konusundaki anlasmazlık, 13 şubatta Eriha'da yapılan son tur özerklik görüşmeleri sırasmda çözümlendi durdurmaya çalıştığını söyle- yen Arafat, "Ancak bunlann tümünü durdunnak benim gü- cümü aşıvor. İsrail ile yaptığı- mız özerklik anlaşmasına uy- ma>a çahşıyorum. tsrail'in de anlaşmanın gereklerini yerine getirmesini ve ordusunu BaO Şeria'dan çekerek Filistin se- çhnlerinin \apilmasma olanak sağiamasını istiyorum" dedi. Kahire'de dün başlatüan ye- ni tur tsrail-FKÖ görüşmelerin- de ise Filistin Ozerk Bölge- si'nde yapılması öngörülen se- çimler ele alındı. İsrail heyetine Dışişleri Ba- kanlığı Danışmanı Yoel Sin- ger'in, Filistin heyetine ise Sa- ib Erekat'ın başkanlık yaptığı görüşmelerde, özerk bölgedeki seçimlerin yanı sıra Doğu Ku- düs'te yaşayan 160 bin Filistin- linin seçme ve seçilme haklan da tartışıldı. Israil'in Nükleer Silahlarm \a>ılmasını Önleme Anlaşma- sı'na (TNP), Ortadoğu'da top- yekun banşın sağlanmasından iki yıl sonra taraf olabileceği bildirildi. tsraü'de yayımlanan Haaretz gazetesinde dün yer alan habere göre Israil'in butu- tum değişikliği silahlanmanın kontrolüyle ilgili yapılan çok taraflı görüsmeler sonucunda, Başbakan İzak Rabin'in de onayıyla gerçekleşti. Israil'in böylece anlaşmaya taraf olma konusunda Mısır ile aralannda- ki anlaşmazlığı da ortadan kal- dırmayı düşündüğübildiriliyor. Mısır yönetimi, tsrail'in TNP anlaşmasına taraf olma konu- sunda bir taahhütte bulunma- ması halinde, Arap Birliği üye- lerine 'anlaşmayıonaylamama' çağnsında bulunmakla tehdit edivor. ye ile gümrük birliğine geçmek için Yunan tarafina ödün verme- siyle "fiili bir durum" yaratıla- bileceğine işaret edildi. Ertelemenin sakmcalan Fransa Dışişleri Bakanı Ala- in Juppe. önceki gün yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın ve- tosunu sürdürmesi durumunda 6-7 martta Türkiye ile yapılma- sı planlanan ve bir gümrük bir- liği çerçeve anlaşmasmın çık- ması öngörülen AB Ortaklık Konseyi toplantısmın ertelene- bileceğini açıklamıştı. Dışişleri Bakanı Murat Ka- rayalçm'ın da dün akşam SHP Merkez Yürütme Kurulu üyele- rine verdiği veda yemeğinde, Yunanistan'da Cumhurbaşkan- lığı seçimlerinin 8 martta yapıl- ması ile birlikte Ortaklık Konse- yi toplantısmın ertelenebileceği- ni söylediği öğrenildi. Türkiye ile AB arasında bir gümrük birliği çerçeve anlaşma- sı üzerindeki Yunan vetosunun uzunca bir süre, örneğin ekim ayına kadar sürmesi halinde, 1995 sonundan itibaren yürürlü- ğe girmesi gereken gümrük bir- liğinin ertelenmesi kaçmılmaz olacak.Ankara'daki AB Temsil- ciliği'nde görevli diplomatik kaynak, bir gümrük birliği çerçe- ve anlaşmasmın yılın sonlanna doğru çıkması halinde Avrupa Parlamentosu'nun da anlaşmayı onaylaması gerektiğinden, güm- rük birliği uygulamasının er- telenmesinin kaçmılmaz ol- duğuna dikkat çekti. GÜMRtJK BİRLİĞİ Paris'te son tangoATtNA (AA) - Yunanistan, Türkiye-AB Gümrük Birliği'ni onaylama konusunda öne sürdü- ğü koşullar üzerinde ABD Dö- nem Başkanı Fransa ile bugün bir kez daha pazarlık masasma oturacak. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yorgos Aleksandros Mangakis, Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ile görüşmek üzere Paris'e gitti. Juppe yaptığı açıklamada, "Üye ülkeler arasında mutaba- kat saglanamaması halinde, or- takhk konseyi toplantısmın anla- nu oknayacağmı'' belırterek "Türkiye'yi dışlamanın, AB'ye pahabya mal olabneceğfne" işa- ret etmişti. Mangakis, önceki gün Başba- kan Andreas Papandreu'yu zi- yaret ederek Paris'teki pazarhk öncesinde son talimatlan aldı. Mangakis, Papandreu ile görüş- mesinden sonra "Gûmrük birH- ği konusunda nihai istikametimi- zi akük. Son bir gayret daha sarf edeceğiz" demekle yetindi. Mangakis'in Paris'te Juppe ile görüşmesinde "Sadece Kıbns (Rum Kesimf) için kesin bir tak- vim flzerinde ısrar edeceği" bil- dirildi. Yunanistan, tekstil ürün- leri ticareti ve Türkiye'ye yapı- lacak mali yardım konulannda- ki koşullanndan, AB'den gelen tepkiler karşısında vazgeçmiş görünüyor. Bu arada hükümete yakın kay- naklar, üçüncü ve son turu 8 martta yapılacak cumhurbaşkan- lığı seçimi nedeniyle Türkiye- AB arasında 6 marttaki ortaklık konseyi toplantısmın ertelenme- sinin, Papandreu'nun işine gele- ceğinı belirtiyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit parti konumundaki Siyasi Bahar Partisi'nin (Polan) Başka- nı Andonis Samaras ise Yunan vetosunun devamında ısrarlı ol- duğunu belirtmişti. Bu nedenle Papandreu'nun 8 marta kadar Samaras'a hoş görünmeye çalı- şıp gümrük birliği konusundaki karannı da bu tarihten sonraya bırakmak istediği şeklinde yorumlar yapılıyor. Afganistan 9 da BM'ııiıı plaıu çöktii Dış Haberler Servisi - Afganistan'da Birleşmiş Milletler (BM) tarafindan öne- rilen banş planının, Cumhurbaşkanı Bur- haneddin Rabbani ve dinci Taleban gru- bunun son dakikada öne sürdükleri yeni talepler yüzünden çökmek üzere olduğu bildirildi. BM'nin Afganistan özel temsilcisi Mahmut Mestiri tarafindan hazırlanan banş planı. Rabbani'nin iktidan, Afgan gerilla liderlerinin ve bağımsız taraftar- lann temsil edileceği bir organa devret- mesini öngörüyordu. Ancak bu plan. şeriatçı öğrenci örgü- tü Taleban'm Kabil'e kadar ilerlemesiy- le altüst oldu. Mestiri "Korkarun taraflar banş yap- ma>a hazır degiller. Taleban'm ilerieme- sini banş sürecine ara verilmesi için bir gerekçe olarak öne süriiyorlar'Mıye ko- nuştu. Mahmut Mestiri, planın ortadan kalk- madığını, ancak şıı anda uygulanamaya- cağını belirterek "Sanınm banş olacak, ancak hemen değU" dedi. Tunus eski Dışişleri Bakanı Afganis- tan'daki durumun çok karmaşık olduğu- na dikkat çekerek şöyle konuştu: "Ülkedeki fraksiyonlann birbirlerine karşı olmalan yermrvormuş gibi hepsi de Takbana karşilar." Taleban hareketi geçen ekim ayında politüca sahnesine çıkar çıkmaz çok kı- sa zamanda büyük başanlar kazandı. Ge- çen hafta Kabil'in 15 kilometre güneyin- deki Çarasyab bölgesini ele geçiren Ta- leban savaşçılan Rabbani'nin baş düş- manı Gülbiddin Hikmetyar'ın emrinde- kı güçlenn karargahını ele geçirdi. Taleban hareketinin önde gelen lider- lerinden Molla Burcan gazetecilere ver- diği demeçte, amaçlannın Kabü'i ele ge- çirip güvenliği sağlamak olduğunu be- lirtti. Molla, Tacik gerilla lideri Ahmed Şah Mesud'un emrindeki Rabbani yan- lısı kuvvetlerin kısa zamanda teslim ola- caklannı ve Kabil'i ele geçireceklerini ileri sürerek şöyle konuştu: "Biz savaşmak istenüyoruz. Ancak ba- nşı ve şeriatçı düzeni sağlamak için ne ge- reîdjorsa yapacağız." Rabbani güçleniyor Kabü'den Taleban askeri karargahının bulunduğu Çarasyab'a giden yolda Rab- bani'ye bağlı güçlerin bannaklannı sağ- lamlaştırdıklan izleniyor. Eski Başbakan Hikmetyara bağlı kuvvetler ise Tale- ban'ın ilerlemesi karşısında bölgeyi bo- şaltmıştı. Askeri gözlemciler hükümete bağlı kuvvetlerin tanklan ve toplan stratejik tepelere çektiklerinL Kabil şehrinin etek- lerinde bulunan siperlerin sağlamlaştı- nldığını kaydediyor. Hükümete bağlı kuvvetlerin başında bulunan Abdül Selam isimli komutan bü- tün güçleri ile şehri Taleban'lara karşı koruyacaklannı belirtiyor. "Taleban'lan durduracağız. Barikat- lan geçcmeyecekler'' diye konuşan Ab- dül Selam, Taleban'm askeri gücü hak- kında fazla bir bilgileri olmadığını belir- tiyor. Batılı diplomatlar, şeriatçı Taleban ha- reketinin başansmı, 1992'de komünist rejimin çöküşünden sonra yönetimi ele geçiren mücahitlerin kötü yönetimine karşı Afgan halkınm beslediği öfke ve nefretten kaynaklandığını ıleri sürüyor. POLITIKADA SORUMAR ERGUN BALCI Tarihi Hata" Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde Batı'ya karşı en bü- yük kozu, NATO'nun güneydoğu kanadındaki "jandarma- sı", anti komünizmin kalesi olmasıydı. Zaman zaman şantaj niteliğine bürünen bu koz genelde etkili biçimde kullanıldı. Batı, Türk demokrasisindeki aksak- lıklan, insan haklan ihlallerini görmezlikten geliyordu. Bu, sadece Türkiye'ye yapılan özel bir muamele değildi. Afri- ka'da Zaire lideri Sese Seko Mobutu'dan Haiti'de Duvali- er "ye kadar birçok Üçüncü Dünya diktatörü sadece anti ko- münist olduklan, solu ezdikleri için ABD tarafindan destek- lendiler. Türk hükümetleri, anti komünizmin kalesi olmanın ver- diği rahatlıklatoplumsal enerjiyi gerek ekonomik kalkınma ve teknoloji, gerekse fıkir alanında yaratıcılığa, üretkenliğe kanalize etmediler. Ciddi bir milli savunma sanayisinin ku- aılması girişimi, ABD'nin, Kıbns Harekatı'ndan dolayı ül- kemize silah ambargosu koymasından sonra başlatılmış- tır. Demokrasi ve insan haklan konusunda ise dişe doku- nur hiçbir şey yapılmadı. Komünist Partisi'nin yasaklandı- ğı, sol görüşü savunanlann hapse atıldığı bir ülkede ne ya- pıiabilirdi ki? Üstelik yapılmasına ne gerek vardı? Batı na- sıl dsa Türkiye'yi terk edemezdi; bu bir "tarihi hata" olur- du; Türkiye komünizme kerşı Batı'nın kalesiydi. ••• Bilmem, farkında mısınız? Soğuk Savaş döneminden kalan bu taktiği hâlâ uyguluyoruz. Başbakan Tansu Çiller son günlerde sık sık Avrupa'nın Türkiye'yi dışlamasının "tarihi bir hata" olacağını vurguluyor. Neden "tarihi hata?" Çünkü Türkiye bu kez de bölgede yükselen köktendin- ciliğe karşı laikliğin kalesi. Batı'nın dışladığı bir Türkiye, köktendinci akımlann etkisi altına girerse, bu olgu, Batı'nın çıkarlanna da büyük zarar verir. Soğuk Savaş döneminde Batı'nın Türkiye'yi terk etme- si "tarihi hata" olurdu, çünkü Türkiye komünizme kayabi- lirdi. Günümüzde ise Batı'nın Türkiye'yi terk etmesi yine "tarihi hata" olur, zira Türkiye köktendinciliğe kayabilir. Taktik aynı. Tıpkı Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi biraz şantaj kokuyor, biraz fazla kolaycı. Siz içeride, insanlan düşüncelerinden dolayı hapse ata- caksınız, Yaşar Kemal'i Der Spiegel dergisine yazdığı bir yazıdan dolayı (değerlendirmesi abartılı olsa bile) mahke- meye vereceksiniz, kitap toplatacaksınız. Sonra Batı'ya gözdağı vererek Türkiye'yi dışlamanın "tarihi bir hata" ola- cağını söyteyeceksiniz; "Türkiye'p dışlarsanız, ülke radi- kal Islam'a kayar. Bölgede laikliğin kalesi düşer" mesajını verecekseniz. Komünizm kartını oynayacaksınız, radikal Islam kartın» öne süreceksiniz, gözdağı vereceksiniz, meydanlarda ha- masi nutuklar atacaksınız... Ama insanlan düşünce suçun- dan dolayı hapse tıkmaktan, kitap toplatmaktan vazgeç- meyeceksiniz. Gerçi Batı'nın ne mal olduğu malum. İşine gelmezse, Bosna'daki, Çeçenya'daki katliamlan görmezlikten gelir. Zina yapanlann taşlandığı, insanlann ellerinin, kafalannın kılıçla kesildiği, en ufak bir muhalefetin bile acımasızca bastınldığı petrol zengini Suudi Arabistan gibi çağdışı re- jimlere karşı sesini çıkarmaz. 1.2 milyarlık Çin pazannı kay-, betmeyi göze alamadığı için bu ülkede muhalefetin ezil- mesini sineye çeker. Ancak Batı'nın iki yüzlülüğü içeride anti demokratik uy- gulamalan sürdüren Türk hükümetlerinin Batı'ya şantaj ko- kan mesajlar göndermesini haklı kılmaz. Şu "tarihi hatayı" biraz da kendimizde arasak belki daha sağlıklı bir demokrasi kurabiliriz. RİCHARD HOLBROOKE ABD'den insan haklan uyansı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Yönetimi, ev- rensel bir boyut kazananan in- san haklan konusunda, devlet- lerin "Bu birim iç işimizdir" di- yemeyeceklerini söyledi. ABD, bölünmemiş, federasyon çatısı altındaki bir Kıbns'm Avrupa Birliği'ne tam üyeliğini destek- lediğini bildirdi. ABD'nin Avrupa ve Kanada tşleri'nden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke. Ankara'daki temas- lanndan sonra dün düzenlediği basm toplantısmda, PKK'nin bir terör örgütü olduğunu, te- rörle mücadelenin Türkiye'nin meşru hakkı olduğunu belirte- rek, "Ancak bu mücadele sn-a- suıda insan haklannın konına- cağı yolunda güçlü bir taahhüt kdne girilmesi gerekiyor" dedi. tnsan haklan Holbrooke, insan haklan ih- lalleri konusunda şu görüşleri dile getirdi:"Bir ülke 'Bu be- nim içişlerimi ilgilendirir' di- yemez. Çünkü Birteşmtş Millet- ler Ana>asası, 1975 Helsinki Belgesi ve diğer pek çok ulusla- rarası platformda, insan hakla- nyBsal olarak ele ahnan bir ko- nıidur." ABD'nin, Holbrooke'un bu sözleriyle, insan haklannın ev- rensel boyutu konusunda Tür- kiye'nin dikkatini ilk kez net ifadelerle çektiğine işaret edil- di.Holbrooke'un, sorular üze- rine dile getirdiği diğer nokta- lar şöyle: Askeri malzeme: tnsan hak- lan na bağlı olarak Amerikan askeri malzemesinin sevkıyatı konusunda Kongre ve diğer Amerikahlann endişeleri meş- rudur. Ermenistan'la ilişkiler Tür- kiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini arzu- ladıklannı belirten Holbrooke, bu konunun hassas olduğunu ve bazı şeylerin diplomatlar ile hükümet yetkilüeri arasında kalması gerektiğini söylemek- le yetindi. Kıbns sorunu: "ABD'nin Kıbns konusunda gizli bir pla- ıu bulunmuyor" diyen Holbro- oke. "Eğer bir çözümü empoze etmeye çahşsaydık bunu 20 yıl önce yapardık. Sorun iki top- lum tarafindan çözülmeüdir" açıklamasını yaptı. Afganistan'da çatışan gruplar Dış Haberler Servisi - Afganistan'da 1992'de komünist , rejimin çökmesiyle birlikte başkent Kabil'de iktidar çatışmalan başladı. Şeriatçı öğrencilerin başını çektiği Taleban ordusunun da devreye girmesiyle biriikte bugün iktidan ele geçirmek amacıyla çatışan güçler şu fraksiyonlardan oluşuyor: Afgan direnişinin efsanevi komutanı Ahmed Şah Mesud ve Cumhurbaşkanı Burhaneddin Rabbani'nin yönetimindeki Cemiyet-i-lslami hareketi başkent Kabil'in denetimini elinde tutniaya çalışıyor. Başkent Kabil'in kapılanna dayanan Taleban hareketi 25 bin şeriatçı öğrenciden oluşuyor. Pakistan'da eğitilen Talebanlann elinde 200 tank, bir düzine M1G-21 jeti olduğu söyleniyor. Talebanlar, açıkça iktidan ele geçirmek ve şeriat kurallannı yerleştirmek istediklerini bildiriyor. Eski Başbakan Gülbeddin Hikmetyar'ın denetimindeki Hızb-i-lslam hareketi, Talebanlann Kabil kapılanna dayanmasına kadar Kabil'deki en güçlü gruplardan biriydi. Talebanlann saldınsı karşısında Hikmetyar Kabil'in güneyini boşaltmak zorunda kaldı. -lran'ın desteklediği Vahdet-Birük Kabil'in batısında Taleban ve Mesud'un güçleri arasında sıkışıp kaldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle