09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sıvas katliamını protesto mitinginde 'halkı itaatsizliğe tahrik ettiklerT gerekçesiyle 4 kişi hakkında dava açıldı Katliaııu protestoya dava• Liman-tş Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber, sanatçı Şah Turna Dumlupmar ve Ali Ekber Eren ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yönetim Kurulu üyesi Emel Sungur hakkında, Sıvas katliamını protesto mitinginde 'halkı itaatsizliğe tahrik etmek' suçunu işledikleri iddiasıyla, 6 aydan 2 yıla kadar ağır hapis istemiyle dava açıldı. GÜNEŞGÜRSON ANKARA- Sıvas katiiamı sa- nıklannın cezalan. 'tahrik edil- : dikleri' gerekçesiyle Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nde (DGM) indirilirken: kat- iiamı protesto eden 4 kışı hakkın- da 'halkı itaatsizlige tahrik et- mek' savıyla dava açıldı. 2 kişi- ye de, bunlara ekolarak, aynı mi- ' tingdeki konuşmalanndan dola- yı, 'bölücûlük propagandasıyap- mak" ve 'bir suçun işlenmesini aieni olarak tahrik etmek'suçla- malan yöneltıldi Liman-tş Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber, sanatçı Şah Turna Dumlupınar ve Ali Ekber Eren ile Pir Sultan Abdal Kültür Dernegı Yönetim Kurulu üyesı Emel Sungur hakkında Sı- vas katliamını protesto mitingin- de yaptıklan konuşmalarda, 'ka- nunun cürüm saydığı bir suçu açıkça överek. haİkı kanuna ita- atsizliğe (ahrik etmek" ve 'halkı; sınıf, din, mezhep \eya bölgc fark- lıtıgı gözeterek, kin ve düşmanu- ğa açıkça tahrik etmek1 suçlan- nı işledikleri iddiasıyla. 6 aydan 3 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptınlmalan istemiyle dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Savcıltğı tarafından. 2 Temmuz 1994 tari- hinde Ankara'da Tandoğan Mey- dam'nda düzenlenen "Demok- rasi ve Laiklik tçin Mücadete" konulu mitingde yaptıklan ko- nuşmalardan dolayı suçlanan sa- nıklardan Liman-lş Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber'in. "Merhaba Mahirlere, Denizlere, tbrahimlere, Merhaba" diyerek; Mahir Çayan, Deniz Gezmiş ve İbrahim kavpakkaya yı yaptık lan silahlı eylemleri suçlan ne- deniyle övme suçunu işlediği kaydedildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı INihat Oğan tarafından hazırlanan iddianamede, Bi- ber'in Türk Ceza Yasası'nın 312/1. maddesi uyannca ceza- landırılması istendi. Biber. bu maddede düzenlenen, halkı ya- saya itaatsizliğe tahrik etme su- çunu işlediği karara bağlanırsa: 6 aydan 2 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptınlacak. Biber'in aynı mitingte yaptığı konuşmadan dolayı. 'devleti ül- kesi ve miUetiyle bölmeyi hedef alan propaganda yapma" suçunu ışlediğı de ılen sürüldü. "Merha- ba, İşte Arabistan, Işte Türkiye, işte kürdistan. İşte Alevi, İşte Sünni. İşte YahudL_"diye konu- şan Biber, "„ Kürt halkı realite- sini tanıyalım diyenler. şimdi ora- ya,bizim vergilerimizletoplanan parayı mermi olarak, top olarak gönderiyor. Kürt halkının parti- lerini kapatıyor, üyelerini öldü- riiyor. Faşist baskılar uygula- makta. Biz, bunlann mücadele- sini veriyoruz. Bu mücadek suç ise biz bîı suçu işlemekten çekin- meyeceğiz" sözleri nedeniyle Ankara DGM'ce 3713 sayılı Te- rörle Mücadele Kanunu'nun 8/1. maddesine göre 2 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis istemiyle de yar- gılanacak. ~ Petrol-lş Sendikası Genel Baş- kanı Miinir Ceylan ile Hava-lş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin'den sonra. yargılanan 3. sendikacı olan Hasan Biber; ge- çen yil Mersin'de akrabası olan Tüm Bel-Sen Başkanı Baykara: Tek taraflı ücret belirlemesi olmaz • Tüm Bel-Sen Başkanı Vicdan Baykara, kamu çalışanlannın 18 marrta Başbakanlığa yürüyeceklerini, mart ayı sonunda ise iki gün iş bırakacaklannı belirtti. Baykara, rakam ne olursa olsun tek taraflı ücret belirlemelerine karşı çıktıklannı söyledi. İstanbul Haber Servisi-Baş- bakan Tansu ÇUler'in önümüz- deki aylarda "yûzde lOOzam ve- ; receğinr'açıklamasınınsorunla- nnı çözmeyeceğini savunan ka- mu çalışanlan, "Tek taraflı ücret belirlemesi yerine grevli, toplu- sözleşmeli sendika hakkı" iste- miyle yenıden iş bırakacak. Ka- mu Çalışanlan Sendikalan Kon- federasyonlaşma Kurulu Sözcü- sü Vicdan Baykara, kamu çalı- şanlannın 18 martta Başbakan- lığa yürüyeceklerini, mart ayı so- nunda ise iki gün iş bırakacakla- nnı açıkladı. Toplam 26 kamu çalışanı sen- dikas\nda örgütlü 600 bin kamu ; çalışanını temsilen 19 şubatta Ankara'da toplanan Kamu Çalı- şanlan Sendikalan Konfederas- yonlaşma Kurulu, önümüzdeki , günlerin eylem programını çı- : kardı. Kamu çalışanlannın gerçek- leştirdikieri eylemlerle sık sık tartışılan "kamu çalışanlannuı grevli, toplusözleşmeli sendikal 1 hakkını tanıvacak vasal dü/.enle- menin yapılnıası" önümüzdeki günlerde yeniden gündeme gele- cek. Kamu Çalışanlan Sendika- lan Konfederasyonlaşma Kuru- lu Sözcüsü ve Tüm Bel-Sen Ge- nel Başkanı Vicdan Baykara. ka- mu işçilerine "sıfir ücret zam- mı" önenrken kamu çalışanlan- na. çıkanlacak kanun hükmünde karamameyle "yüzde yüzevaran ücret zammının yapılacagı" açıklamasının inandıncı olmadı- gını söyledi. Baykara, konfede- rasyonlaşma kurulunu oluşturan 26 sendika temsilcisinin bir ara- ya geldiğıni ve önümüzdeki gün- lere ilişkın yeni bir "eylem prog- ramı" belirlediğini kaydetti. Hükümetin ücret politikasıyla işçi ve memurlan karşı karşıya getirmeye çalıştığını belirten Baykara, hükümetin, kamu çalı- şanlannın yükselen sendikal mü- cadelelerinin önünü tıkamayı he- deflediğini de kaydetti. Kamu çalışanlannın sendika- lannı kurduğu tarihten itibaren "rakam ne olursa olsun tek taraf- b ücret beliıiemelerine karşı çık- tıklannr vurgulayan Baykara, "Kakh Id bu zam yapılsa bile bir kalemde uygulanacagmı sannu- yorum. Bu zammı bir yıla yaya- cakiar. Bir ay verdikieri zammu diğer ay, fiyat arbşlanyla geriye alacaklar" dedi. Baykara, öncelikle Türki- ye'nin her yerinden gelen 710 delege ile 25-26 şubat tarihlerin- de Ankara'da bir kurultay düzen- leceklerini, 5-11 mart tarihleri arasında bütün kamu çalışanlan sendikalannın kendi işverenleri- nı toplusözleşme masasına çağı- racaklannı, 18 martta ise Anka- rada toplanacak kamu çalışanla- nnın Başbakanhğa yürüyecekle- rini açıkladı. Demokrasi Platformu içinde çalışmalannı sürdürdüklerini de kaydeden Baykara, önümüzdeki günlerde, parti yetkilileriyle gö- rüşeceklerini söyledi. Muazzez Hanım'ın terlikleri cenazesi, bugün Teşvikiye Camii'nde küınacak ögk namazından sonra Zinciriikuyu Mezar- bğı'nda toprağa verilecek. Çiller dün Yeniköy'deki yalısında başsağlığı dileklerini kabul etti. Muazzez Çiller'e ait terlikler, adet gereğj evinin kapısınm önüne bırakıhrken, vabdan a\ nlan- lar. Başbakan Tansu Çiller'in annesi için dua okuduğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) Dede Cengiz'in cenaze törenine katıldığı için gözaltına alınmtş- tı. Mersin 3. Sulh Ceza Mahke- mesi tarafından, Dev-Sol örgütü- ne para yardımı yaptığı iddiasıy- la hakkında tutuklama karan çı- kanlan Biber, Ankara DGM ta- rafından bir süre Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde gözaltında tutulmuştu. Biber hakkında, TCK'nin 168. maddesinde ta- nımlanan yasadışı örgüt üyesi ol- mak suçunu işlediği iddiasıyla, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis ce- zası istemiyle açılan davanın dosyası, Konya DGM'ye nakle- dildi. Düşünce suçlusunu övmek Mitingde sunucu olarak görev yapan Emel Sungur da, Hahık Gerger, Fikret Başkaya, tsmail Beşikçi veMünir Ceytan'i, işle- dikleri suçlar nedeniyle övücü konuşma yapmakla suçlandı. Sungur hakkındaki iddianame- de, toplantıda Cumhurbaşkanı- nı, hükümeti ve DGM yargıçla- nnı yuhalattığı ileri sürülerek, toplantıya katılanlan 'busuçuiş- temeye tahrik ettigi' kaydedildi. Sungur'a yöneltilen suç şöyle: "Sanık Emel Sungur, aynca su- nucu olarak bu toplantıda yapb- ğı konuşmalarda HalukGerger"i, Fikret Başkaya'yı, İsmail Beşik- çi'yi ve Münir Ceylan'ı islemişol- duğu suçlan nedeniyle övmüstür. Sanıgin fıilleri nedeniyle övdüğü bu şahıslar, suçlan sabit görüie- rek çeşitli mahkemeler tarafın- dan mahkûm edilmiş ve cezala- nnı çekmekte olan şahıslardır. Sanık ise suç işleyip mahkûm edilmiş olan bu şahtslan suç teş- kil eden fıilleri nedeniyle konuş- malannda övmüstür. Başka bir deyişle, sanık Emel Sungur ko- nuşmalannda cürmü övme su- çunu işjemiştir." Sungur, bir suçun işlenmesini aleni olarak tahrik etmek suçunu işlediği savıyla TCK'nin 311/2. maddesi uyannca 3 aydan 3 yıla kadar ağır hapis, halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılı- ğı gözeterek kin ve düşmanlığı tahrik etmek suçunu işlediği sa- vıyla da 312/1. maddesi uyann- ca 1 yıldan 3 yıla kadar ağır ha- pis cezası cezası istemiyle yargı- İanacak. Sanattı §*h Turna Dumhtpı- nar da, konuşmasında "ŞehMe- rimiz, Deniz Gezmişlerimiz, Ma- hiıierimiz. İbolanmızyaşayacak- tır. Bagnnuzda yaşıyorlar" diye- rek, adı geçenlerin işlemiş ol- duklan suçlan ve eylemleri öv- düğû için, TCK'nin 312/1. mad- desi uyannca yargılanacak. Toplantıda "Dört bir yana ha- bersakhm", "DersimlerDersim- ler" ve "Okur Yazar CMaydm" türkülerini çalan saz sanatçısı Ali Ekber Eren de, sazı ile 'yasadışı sosyalist >e komünist örgütlerce benimsenen parçalardan bir konser vermekle' suçlandı. Teksif. sözleşmeyi tek başına imzaladı Tekstilde protokol bozuldu GÜNNURtLHAN Tekstil işkolunda üç ayn konfederasyona üye Teksif. Tekstil ve Öz lplik-tş sendikalannın Teks- til Sanayii tşverenleri Sendikası'yla görüşmeleri birlikte sürdürmek amacıyla imza altma aldıkla- n protokolü, Teksif Sendikası bozdu ve sözleşme- yi tek başına imzaladı. DlSK'e bağlı Tekstil Ge- nel Başkan Vekili Süleyman Çelebi, imzalanan sözleşmeyi "ihanet belgesi''olarak nitelendirdi. Çelebi ve Hak-lş'e bağlı Öz tplik-lş Sendikası Genel Başkanı Yusuf Engin dün "ortak davran- mayı sürdüreceklerini 1 ' ve "24 şubatda greve çı- kacaklarınr açıkladılar. Teksif Sendikası Genel Başkanı Şevket Ydmaz ise üzerinde anlaşmaya vanlan toplusözleşme ıçın "Ücret artjşı yeterK ol- mamakia biıükte ülkenin bu koşullannda makul" dedı. Tekstil işkolunda 40 bin üyesiyle Türk-lş'e bağlı Teksif Sendikası, 10 bin üyesiyle Tekstil ve yaklaşık 7 bin üyesiyle Öz lplik-lş Sendikası. "iş güvencesi", "işkolundataşeroncalışOnlmamasr. "insancayaşayabilecekücret" istemleri doğrultu- sunda "ortak hareket etme" ve "eş zamanlı gre- veçıkma" karan aldılar. Bir basm toplanrısıyla ka- muoyuna da açıklanan bu protokolü. Teksif Sen- dikası bozdu ve Tekstil Sanayii tşverenleri Sen- dikası'yla önceki gün yaptığı görüşmenin ardın- dan sözleşme üzerinde anlaşmaya vardı. Tekstil Sendikası Genel Başkan Vekili Çelebi, Teksif'in, yaptıklan "protokolü bozduğunu", "ihanete uğradıklannı", imzalanan toplusözleş- menin ise bir "ihanet bdgesi"olduğunu söyledi. Yılmaz ise ücret artışının "yeterliolmamakİa bir- likte ülke koşullannda makul olduğunu" söyledi. Toplam 89 işyerinde çalışan ve ortalama 3.5 mil- yon ücret alan 40 bin işçi adma imzalanan toplu- sözleşmeyle, Teksif üyesi işçilerin birinci yıl ala- cağı ortalama ücret 7.5 milyona yükseldi. 'Amacımız grev değil' THY'de anlaşmazlık sürüyor İstanbul Haber Servisi - Hava-tş Sendikası. Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe'nin çağnsı üze- nne önceki gün gerçekleştirilen toplantıda TÜ- HlS'in Türk Hava Yollan ve HAVAŞ için sundu- ğu tekliflerin, sözleşmeyi masada bitirmek için yeterli olmadığını ve üzerinde tartışılamayacağı- nı açıkladı. THY Anonim Ortaklıği ise yaptığı açıklamayla çalışaniara. "sağlanan yeni ücretîerin değerini bflme" ve "geleceğe döniik çıkariannı tehlikeye atmama" uyansında bulundu. Hava-lş Sendikası Genel Merkez Yönetim Ku- rulu tarafindan dün yapılan yazılı açıklamada, ilk iki ay için sunulan yüzde 16'lık ücret teklifinin, sıfır ücret zammının kamuoyunda yarattığı tepki- yi kırmak için sunulduğu savunuldu. Daçe'nin çağnsı üzerine taraflann 20 şubatta bir araya gel- dikleri, ancak bu toplantıya HAVAŞ'tan hiç bir şirket yetkilisinin katılmadığı. THY'den ise sade- ce eski Personel Daire Başkanı'nın katıldığı vur- gulandı. THY ve HAVAŞ çalışanlannın kandır- maca ve baskılara boyun eğmeyeceği belirtilen açıklamada. amacın grey değil, THY ve HAVAŞ çalışanlannın ücretlerinin enflasyon altında ezil- meyecek seviyeye çekildigi, iş güvencesınin sağ- landığı ve çalışma koşullannm iyileştinldiği bir sözleşme imzalamak olduğu kaydedildi. THY'de yaşanacak bir grevin "istihdam lasıcı önlemleri beraberinde getireceği'' belirtilen açık- lamada, çalışanlar greve çıkmamalan için şu söz- lerleuyanldı: •'Bir tek günlükfîüi grevin dahior- taklığımcn çok ağır ekonomik kridere sevk ede- bileceği, diğer taraftan başlatılacak bir gre>in ke- sinlikle kısa süreli ouııayacağı, bu durumda ise or- takhğm faauyederini sürdünnekte büyük güçhık çekecegi, dolayısryla personeümtrin çoğunun grev bitse dahi çahşabilecekleri ortamlan kaybetmiş olabileceği gerçeği karsısında konunun taşıdığı önem ortadadır." j Uzmanlar, Avrupa'da yasaklanan katkı maddelerinin Türkiye'de yaygın olarak kullanıldığını söylüyor İZehir soludıığıuıııız yetmiyor, yutuyoruz da YASEVltV KOYUTÜRK Avrupa'da ve dünyada 'kanser'. 'be- yin fonksiyonlannda zayıfiama'. "kan dokusunda bozulma'. 'astım' ve 'aler- ji'ye yol açtığı bilimsel olarak kanıtlan- dığı için yasak olan 'gıda katkı madde- kri' Türkiye'de serbestçe kullanılıyor. 'Lezzeti artbran've 'bozulmayı engeüe- yen' kimyasal maddeler etten meşruba- ta kadar her türlü gıdada bulunuyor. Uz- manlar, "Bir yandan zehir solurken bir yandan zehir yutuyoruz" diyerek halkı veyetkılileri uyanrken üreticiler "Kat- kı maddeleri zarar vermeyecek boyutta kuUanümahdu-"görüşünü savunuyor. Türkiye'de 'insan sağhğına verilen önem'f!) gıda katkı maddelerinde de kendisini gösteriyor. Musluklanndan kanalizasyon suyu akan, hastanelerinde binlerce insanın perişanlık içinde teda- vi bekledigi, hava kirliliğı ve gürültünün dünya standartlannı bile aştığı, orman- lann yakılıp yeşilin yok edildiği ülke- mızde, çok cıddi bir tehlikeyi de gıda maddelennde kullanılan katkı maddele- ri oluşturuyor. Uzmanlann 'gizü tehlike' olarak ta- Sağlığa zararlı katkı maddeleri Monosodyıım guitamat: Hazır çorbalıklar, et ürünleri, et suyu tabletleri, patates cipsi, soslar ile fıstık kaplamasında kullanılıyor. Bu katkı maddesini içeren gıdalan, hamile kadmlar ile bir yaşın altındaki bebeklerin kullanmaması öneriliyor. Söz konusu katkı maddesınin beyin gelişiminı engelleyicı bir fonksiyonu var. Stnuct yeüow (renk konıyucu): Yapay içecekler, aromalı jöle, karides konservesi, şekerlemeler, draje cikletler ile aromalı bisküvi ve goftet kremalannda kullanılıyor. Bu katkı maddesi ise kan dokusunu bozucu bir etkiye sahip. Kanserojen bir etkiye sahip olan söz konusu katkı maddesinin Avrupa ülkellerinde kullanımı yasak. Tartrazin (renk veıici): Yapay içecek tozlan. şekerlemeler, draje şekerler, aromalıjöle ve karides konservesinde kullanıhyor. Avrupa ülkelerinde kullanılması yasak olan bu katkı maddesi, astım hastalığı ile alerjik reaksıyonlara neden oluyor. Potasyum sakarin. sodyum sakarin, kalsiynm sakarin, sakarin (tatlandıncılar): Diyet içeceklerde kullanılıyor. Aşın tüketitmesi halinde kan dokusunu bozucu bir etkiye sahip. Bu bilginin ambalaj üzerinde yer alması gerekiyor. Nitrat bileşikteri (renk konıyucu): Et ürünlerinde kullanıhyor. Avrupa ülkelerinde kullanılması yasaklanan bu katkı maddesi, kanın dokusunu bozuyor. nımladıklan katkı maddeleri, her gün kullandığımız hazır gıdalardan ete, kon- serveden çorbaya kadar hemen her alan- da karşımıza çıkıyor. Denetimsizlik, yö- netmeliklerin yetersizliği ve msan sağ- lığına gereken oranda önem verilme- mesi gibi nedenlerle yıllardır farkında olmadan 'zehir'yuttuğumuzu belirten uzmanlar, yetkililerin gerekenleri yap- maması nedeniyle halkın sağlığıyla oy- nandtğinı söylüyorlar. Çapa Tıp Fakül- tesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğre- tim üyesi Prof. Dr. ÖvatGüray. gıdalar- da kullanılan katkı maddelerinin, tekno- Ipjinin gelişmesine paralel olarak arttı- ğını vurguluyor. Gıdalara katılan kim- yasal madde sayısının bini bulduğunu dile getiren Gûray, bunlardan bazılan- nın 'kanserojen' bazılannın da 'toksin' (zehir) etkisine sahip olduğunu belırtı- yor. Güray. "Avrupa"da vasaklanan kat- kı maddeleri, Türkiye'de yaygın bir şe- küde kullanılıyor. Bu, halkın saghğıyta oynamak anlamına gefir" diyor. Avrupa'da sağlığa zararlı olduğu için kullanımı yasaklanan nitrat bileşikleri- nin Türkiye'de hâlâ kullanıldığını ifade eden Güray. "Etlerin kırmızı renginiko- rumak için kullanılan bu madde. kanın yapısını bozuyor. Aynca tat ve renk ve- rici katkı maddeleri de oldukça zararu- dır. Bizdeki Katkı Maddeleri Gıda Yö- netmeiiği'nde bu maddelerin belirti öl- çülerde kullanüabiiecegi belirtiliyor. Oy- saki Avrupa da bu katkı maddelerinin kullanımı tamamen yasaknr" diyor. Hangi maddeler Gıdalarda kullanılan katkı maddele- ri nedeniyle midelerimizin 'knnyadepo- suna' dönüştüğünü dile getiren Güray, bu durumun ise pek çok hastajığa dave- tiye çıkardığını ifade ediyor. Ömek ola- rak etlerin kırmızırenginikorumak için kullanılan nitrat bileşiklerini veren Gü- ray. bu maddenin kanın dokusunu boz- masının yant sıra salya, bulantı. kusma ve kramp gibi rahatsızlıklara neden ol- duğunu belirtiyor. Yapay içeceklerle şe- kerleme ve konserve gibi besin madde- lerinderenkkonıyucu olarak kullanılan •sunset yeuow' maddesinin kanserojen bir etkiye sahip olduğuna dikkat çeken Güray,renkverici olarak nitelenen iart- razin'maddesinin ise astım hastalığına neden olduğunu vurguluyor. Tüketicilerden, etiketsiz ve içinde sağlığa zararlı katkı maddesi bulunan gıdalan almamalanm isteyen Güray, halkın bu konuda eğitilmesinin şart ol- duğunu da belirtiyor. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Udaşmalı mı Uzlaşmamalı mı? Demokrasi elbette ki bir hoşgörü ve uzlaşma rejimidir! Ama "koşulsuz uzlaşma "olmaz! Ana ilkelerden ödün vererek uzlaşırsanız, sonunda ilke- lerinizi tümden yitirirsiniz. Uğruna ödün verdiğiniz "ba- nş'm geçici olduğunu çok geçmeden anlarsınız. Sadece ilketerinizi yitirmekle kalmazsınız, giderek "onuriu" bir ba- nş umudunu da yitirirsiniz. Geriye "teslim" olmaktan başka çıkar yol kalmaz! • • • Hikmet Çetin uzlaşmacıdır. Ama ancak ana ilkelerde birleşenlerin uzlaşması "banş" ve "güç" getirir. İki partiyi CHP çatısı altında birleşmeye iten temel etken nedir? CHP'nin "Atatürk'ün kurduğu parti" oluşu. Peki bu birlikteliğin "ideolojik an/am/"nın ne olması ge- rekir? - Kemalizmi 2000'li yıllara taşımak! Tıpkı CHP'nin geçmişte, Kemalizmi 1970'li yıllara taşı- yarak büyümesi gibi... ilkeler aynı, ama koşullar farklı. De- ğişen koşullara değişmeyen çözümler de küçültür; koşul- lar değıştikçe ilkeleri terk etmek de küçültür. llkesizleştirir. Tutarsızlaştırır. Sıradanlaştınr. 1930'lann, 1950'lerin, 1970'lenn CHP'si aynı mıydı? Ha- yır! Ama doğrultusu "aynı" idi. Ve Kemalizmin "devrim- c/"özüne uygun olarak, toplumsal değişmenin arkasında değil, hep önündeydi!.. Fikret Bila yeni oluşumu, "İki partili, iki toplumlu fede- ral sol" olarak nitelendiriyor. Aslında SHP'den devralınan yapıyı göz önüne alırsanız, buna "iki partili" demek bile faz- la iyimserlik olur. SHP'nin kendisi zaten bir "çok partili fe- derasyon" değil miydi? Demokrasıde "demokrasiyi yıkmak isteyenler" dışında herkese yer vardır. Ama o "herkes"e aynı parti içinde yer yoktur! • • • Sayın Çetin, ideolojik olarak doğru çizgidedir. Ama yağmurdan kaçarken aynı çatı altında buluşanla- n, o ideolojik çizgiye çekebilecek mıdir? Cumhuriyet mu- habirlenne. "Biz CHP'nin ideolojisi ile bütünleşemeyiz!" diyen SHP'lı kesime, çıkış kapısını gosterebılecek midir? Yoksa onlarla da "uzlaşacak" mıdır? örneğin -katıldığı hemen her toplantıda- 'Attıok'tan üç tanesınin atilmasını savunan Sayın Ercan Karakaş'ı ne yapacaktır? Her Allah'ın günü, gazete köşelennden ya da TV ekranlanndan Kemalistlere sövenleri devlet kesesin- den beslemiş olan Sayın Fikri Sağlar için ne düşünmek- tedır? Gazeteler -veda kurultayında- Atatürk Spor Salonu'nun tribünlerinde sadece 30-40 kadar gencin bulunduğunu yazıyordu. Oysa aynı gün, Malatya'da Sabancı Kültür Si- tesi salonuna sığmayan gençler ayakta ve kapılardaydı. Toplantıyı düzenleyen de SHP değil, Atatürkçü Düşünce Derneği idi!.. • • • Deniz Baykal başkan olmuyor diye gözyaşlan döken bir CHP "delegasyonu". "Faşızme karşı omuz omuza!" diye tempo tutan bir SHP Jpribunü". . ...*,- Kitleler nerede, onlar oerede-? Bir partiyi büyütmenin yolu bellidir: önce kimden oy al- mak istediğinize karar verirsiniz. (Çıkarlan ve dolayısıyla dünya görüşleri birbirinden çok farklı olanlan aynı kaiba koyduğunuzda hiçbirisinden oy alamazsınız.) Sonra o ke- simin sorunlanna çözüm getirecek bir ideoloji geliştirirsi- niz. Ve, o taban ve o ideoloji ile uyumlu bir "örgüt" oluş- turursunuz. Bu uyum kendiliğinden "favan"a da yansır. Tutarlılık inandıncılığı, inandırıcılık da toplumsal desteği peşinden getirir!.. Demokrasi, bu çerçevede yer alan herkese hoşgörü göstermeyi ve uzlaşmayı gerektirir. Bu çerçeveye ters dü- şenlerle ise, içerde değil "dışarda" uzlaşılır! Evli evine köylü köyüne gider. 'Altıok'u beğenmeyenler kapağı Boyner'ın partısine atarlar. CHP de -gerekirse- günün birinde o parti ile uzlaşır, "koalisyon" bile yapar. Ama o partide olması gerekenlerle, kendi içinde koalis- yon falan yapmaz! "Ben yaptım oldu!" derse de, işte böyle olur... "Rezil" olur! Berin Nadi yargılandı 'Cumhuriyet, laik ve Atatürkçü yaym yapar' • Terörle Mücadele Yasası'na muhalefet ettiği iddiasıyla İstanbul DGM'de yargılanan gazetemiz îmtiyaz Sahibi Berin Nadi, savunmasında 'Ben şeriata karşıyım ama sanklı müslüman çocuğuyum. Sahibi olduğum Cumhuriyet gazetesi, şeriata karşı yaym yapmaktadır' dedi. Haber Merkezi- Terörle Mü- cadele Yasası'na muhalefet et- tiği iddiasıyla İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yar- gılanan gazetemiz Îmtiyaz Sa- hibi Berin Nadi savunmasında "Ben şeriata karşıyım, ancak sa- nklı Müslüman çocuğuyum. Cumhuriyet gazetesi laik, Ata- türk düşüncelerine saygılı bir gazetedir, şeriata karsı yayın yapmaktadır" dedi. İstanbul DGM'de görülen dava dosyası- na Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda iBDAVC'nin "terör örgütü"ol- duğu belirtildi. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce li Eylül 1994 günü gazetemizde yayınlanan "Amaç Şeriat Devleti", "Cum- huriyeti Silahla Yıkacağu" baş- lıklı haber nedeniyle gazetemiz îmtiyaz Sahibi Berin Nadi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü tb- rahim Yıldız hakkında dava açılmıştı. Nadi ve Yıldız hak- kında DGM Savcılığı'nca ha- zırlanan iddianamede, lslami Büyük Doğu Akıncılar Cephe- si (IBDA-C) adlı yasadışı örgü- tün liderlerinden AbduUah Ki- racı ve Mustafa Saka ile yapılan röportajın gazetede yayımlan- nıasıyla Terörle Mücadele Yasa- sı'na aykın davranıldığı belir- tildi. İstanbul 3 No'lu DGM'de görülen dava nedeniyle İBDA- C ile ilgili Emniyet Genel Mü- dürlüğü tarafından gönderilen yazıda örgütün 1985yılındaku- rulduğu belirtildi. İBDA-C'nin gerçekleştirdiği ey lemler ve ya- pılan operasyonlarda yakalanan silah, mühimmat, belgeler so- nucu "'terör örgütü" olduğunu bildiren Emniyet Genel Müdür- Iüğü yazısında şu görüşe yer ve- rildı: "İBDA-Cisünli örgütmevcut anayasal düzeni silah zoruylayı- karak verine tüm Ortadoğu ül- kelerini içine alan Birleşikîslam Devleti adı altında federal bir devlet kurmak amacını taşı- maktadır. Örgütün liderliğini Salih MirzabeyoğluadıUetanı- nan Şefık Muammer ve Sabri- yeoğlu 1950doğumlu Salih iz- zet Erdiş yapmaktadır. Söz ko- nusu örgüt mensuplannın gü- nümüze kadar yazılama, pan- kart asma, kanunsuz gösteri yü- rüyüşü düzcnlemc, kundakla- ma. molotofkokteyü atma, bom- balama \e silahlı saldın şekfin- de eylemleri görülmüştür." Davanın dünkü oturumunda ıddianamedeki suçlamalan ya- nıtlayan Benn Nadi şunlan söy- ledi: "Ben şeriata karşıyun an- cak sanklı Müslüman çocuğu- yum. Cumhuriyet gazetesinin sahibiyim. Cumhuriyet gazetesi laik, Atatürk düşüncelerine say- gıh bir gazetedir. Şeriata karşı yayın vapmaktadır. Bu nedeıüe deşehit vermiştir ve failleryaka- lanmamıştır. Ancak, ben bura- da sanık olarak bulunmakta- yım. Suçlamayı kabul etmi- vorum.1 "
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle