09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET KÜLTÜR SAYFA 13 Geleneksel renklerle çağdaş yöntemlerEVİN İLYASOĞLU lstanbul Devlet Senfoni Orkestra- sı'nı iki haftadır Japon şef Kazuhiko Komatsu yönetti. Özgeçmişinden öğ- rendiğimize göre Japonya'da oldugu kadar Avrupa'da da çalışmalar yapmış bir şef. Böylesi değişik kültürlerden gelen şefler kendilerine özgü disiplinlerini, müzik anlayışlannı getirdikleri gibi, kendi ülkelerinin bestecilerini de çal- dırdıklan için programlanmıza renk katıyorlar. Komatsu'nun bu hafta yö- nettiği Koch-Ichi Hattori'nin (1933) festival uvertürü geçen haftaki Ryohei Hirose'nin (1930) festival uvertürün- den daha ilginçti. Besteci hem klasikuvertûrgeleneği- nin kalıplannı uygulamış, Japon müzi- ğinin özgün renkleriyle Batı normlan- nı ustaca birieştirmiş hem de hiç ilgiyı dağıtmayan sürekli müzik yaratabil- miş. Belli kı şef Komatsu da bu ikinci hafta orkestramızı daha iyi tanımış ve bu uvertürü daha da özenle çalıştırmış- tı. Aslında yıllık programda yazılı olan Takemitsu Toru'nun (1930) I957'de yazdığı ünlü yapıtı Yaylı Çalgılar Re- quemi'ni dinlemeyi yeğ tutardık. Ne de olsa oda orkestrası ile çalınan mü- zik. özgün Japon karakterini daha gü- zel yansıtma özelliğindedir. Umanz şef Komatsu bir daha gelişinde mutlaka bu yapıtı seslendirmeyi öngörür. 14 martta anılacak Uhi Cemal Erkin'in 1947'de tamam- ladığı keman konçertosu, konserin ikinci yapıtıydı. 14 martta 89. doğum günü anılacak olan Erkin'in bu tarihlerde keman kon- çertosu ile anılması güzel bir rastlantı oldu. Ilk iki bölümde gizemli, dua eder- Geçen hafta İDSO'nun solisti Suna Kan'dı A>şegül Sanca, CRR'de bir reshal verdi. cesine içe dönük konçerto. üçüncü bö- lümde kıvrak bir Karadeniz ezgisinin horonu ile şenleniyor. Orkestra ile ke- man arasındaki diyalogda bütünüyle senfonik bir özellık kazanıyor. Konserin solisti SunaKan. Ulvi Ce- mal Erkin'in keman koncertosunu kim bilir kaçıncı kez çalıyordu. Artık yapıt- la özleşmişliği. çaldığı süre içindeki yaratıcılığı, araştırmacılığı ile şekille- niyordu. Özellikle ilk bölümdekı kadansta tek soluklu bir şiir okudu Suna Kan. Ilk bölümünü izleyebildığim bu konserin en etkileyıcı yönü. geleneksel renkler- le çağdaş Batı normlannı birleştiren Ja- pon ve Türk yapıtlannın art arda ses- lendirilmesiydi. Önümüzdeki hafta Eroi Erdinç yöne- timindekı orkestra, genç kuşaktan bir bestecinin. Amerika'da yaşayan Kamran İn- ce'nin Dooms adlı senfonisini seslen- direcek. Bu hafta Erkin'i dirdeyenlere, gele- cek hafta tnce'yi kaçırmamalannı ögütlenz. Cumhuriyetten bu yana çağ- daş Türk müziğinın gelenekle birlıkte vardığı yeni boyutlan duyabilmek içm. Ayşegül Sanca'nın reatali Resitallerde program seçmek sanat- çılann özel bir hüneridir. Benzer ruh- taki yapıtlan aynı tonda, aynı ruh ha- liyle başlayıp bitirmek de ayn bir hü- ner. Ayşegül Sanca'nın geçen hafta Ce- mal Reşit Rey Salonu'ndaki resitalin- de kulağa çarpan en ilginç yön buydu. Schubert'in La Majör Sonatı'nda, Brahms'ın piyano parçalannda, Fa- ure'nin Nocturne ve Impromptu'sün- de, Ravd'in Gaspard de la Nuit'sinde ve bis olarak çaldığı Debussy tmage ile Schubert Moment Muscaİe'de baştan sona belli bir ton gözetmişti. Piyano- nun dennınde bir sonorite, bağınp ça- ğırmayan forteler, her biri kendi icin- de yumuşacık bir anlam taşıyan piya- no pasajlar. Sanki hiç ara olmasa bu resitalde, kimse arada bu büyüyü bozacak şeyler anlatmasa diye düşündüm. Ne hava kir- liliği, ne politika ne trafik, ne insan haklan, hiçbir şey konuşulmasa da Brahms ile Faure'nin arasına bu kaska- tı konular girmese! Ayşegül Sanca'dan bu resitalin ilginç bir özelliğini öğrendik. Sanatçı Ravel, Faure ve Debussy'yi çağımızın en önemli piyano pedagoglanndan Var- guerite Long ile Paris'te çahşmış. Bu yapıtlann notalannda bile Long'un kendi işaretleri yer alıyor. Long ise Fa- ure'yi, Ravel ve Debussy'yi yakmdan tanımış bir öğretmen. Dolayısıyla notada Long'un kendi kalemi ile yaptığı dinamik işaretlerinin pedal ve parmak gösterimlerinin deği- şiklikleri, bu bestecilenn özgün istek- leri doğrultusunda. Ayşegül Sanca'dan bu izlenimci yapıtlan dinlerken bir yandan da onlardan günümüze. doğru- dan bir köprü oluşturduğunu ve o bes- tecılerin istekleri doğrultusunda otan- tik yoruma baglı kaldığını düşünmek heyecan vericiydi. (Geçen haftaki yazıda iDSO'nun so- listi olan Vedat Kosal'ın soyadı yanlış- lıkla Koşal olarak basılmıştır. Düzel- tiriz.) Saygın bir tophıluk: Melos Dörtlüsü.•• • Melos dörtlüsü, günümüzde yaşamını sürdüren Alban Berg, Medici, Tokyo dörtlüleri gibi sarsılmaz, güçlü yapılı, repertuvan BoccherinTden Mozarf tan Ravel'e, Bartok'a uzanan bir yelpaze içinde çeşitlenen makine gibi tıkır tıkır işleyen; ritmi. temposu, nüans dengesi, entonasyonu ve uıak aksama göstermeyen bir topluluk. Ü1NER BİRKAJS Bizim yaylı ve üfleme çalgı sanatçılanmız, pi- yanistlerimiz, üçü dördü bir araya gelip bir oda müzıği topluluğukurmayı pekbeceremediklerin- den, arada bir de olsa dinlediğimiz üçlülere, dört- lülere. imrenerek bakıyoruz. Geçen hafta dinle- diğimiz tt Stuttg^rt-1965"doğumlu Melos Dört- lüsü de bu mutluluğu tattıran oda topluluklann- dan biri; "Mefcber" ve "Voss" soyadlı müzikçı- lerin kurduklan bir topluluk olduİdan için •'Me- los" adını almışlar. Bılindiği gibi bu sözcük aynı zamanda "melo- di" anlamını da içeriyor Wilhelm Mefcher (birin- ci keman), Hermann Voss (v ıyola) ve Peter Buck (çello) tam otuz yıldır topluluğun üyeleri, kuru- culardan biri olan Gerhard Ernst Voss iki yıl ön- ce emekli olup .aynlmış aralanndan; dörtlünün ikinci keman iskemlesinde iki yıldır Virginia do- ğumlu bir Amerikalı hanım, Ida Bieler oturuyor. Melos dörtlüsü. günümüzde yaşamını sürdür- en Alban Berg. Medici. Tokyo dörtlüleri gibi sar- sılmaz, güçlü yapılı, repertuvan Boccherini'den Mozart'tan Ravel'e. Bartok"a uzanan bir yelpaze içinde çeşitlenen makine gibi tıkır tıkır işleyen; ntmi, temposu. nüans dengesi, entonas\onu ve ufak aksama göstermeyen bir topluluk. En büyük üstünlükleri, içlerinden üçünün tam otuz yıldır bir arada olması, bu üstünlükleriyle, üye değişim oranı yüksek olan, bu yüzden kimıleri kırk yıllık beraberlikten sonra dağılan (LaSaTle, Amadeus, Smetana). kimileri de eski formunun çok altında bulunan (Juilliard) dörtlülerden, şimdilik daha şanslı durumdalar. Ancak onlann da topluluğun geleceğini şimdiden düşünmeleri, önlem almala- n gereği var. 15 şubat akşamı, Izmir Alman Kül- tür Merkezi'nce düzenlenen E. Ü. Atatürk Kül- tür Merkezi'nde verilen konserde dinledim onla- n; Haydn'ın Op. 76/4 "GündoğuımTdörtlüsünün oldukça mekanik. ama hıçbir noktasında saglam- Iığı bozulmayan yorumundan sonra Sibelius'ün "lçten Sesler" başlıklı, beş bölümlü bir ^ayb çal- gılar süiti" gibi tınlayan Op. 56 dörtlüsü, ardın- dan Dvorak'ın New York'ta bulunduğu günlerin (1892-95) amsı olan Op. 96 dörtlü. Melos'un yurdumuza beşinci, tzmir'e ikinci gelişi bu; temelinin, çatısmın sağlamlığıyla uzun yıllar müzik dünyasına hizmetlerinin dokunma- sını diliyorum. KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3HAT) BEYOGLU ALKAZAR SINEMA MERKEZI 245 73 83 K KİESlOVVSKI'nin butun buyuk festıvallerı sılıp supuren ba^\opıtı ^KIRMIZIItone JACOB m >-OM I , .ıjıs 1 KIM I IC .NAN ! BEYOĞLU ALKAZAR • 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 •l ÖEKÖYUNÜÜEM Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER 1 }0 4 M A R T T A N B A S L A Y J R U Ferhan Şensoy'un ÜC KURSUNLUK OPERA y .0 Cjrcies 1; JC'oıar!! 3G-18 30 Ferhor Şensoy'un SEYİRCİLİ SEY1R DEFTERi â 21 'X 15 X ! lilet Satış Ycrten: SE5-1635 Ortaoyuncular Tel: 2511! 65 VJKK0RAM1 Taksm'RumeliXARSI Mıslak-ljkjrkoy. Cıpitci K KİESlOVVSKI'nin bütun buyük (estıvailerı silip supuren başyapıtı.. İ B Ü EYAZ1ULIETTE BINOCHE 11.00-1S.J0-19.15 Julıe Delpv »Jaııus^ 3aps Zbtgnıev ZanoçbCAvsn 13.1 S-17.30-21.45 KADIKOY AS 336 OO 5O İFA DOSTLARKARACA TIYATROSU NDA Perşembc 18.30*Guma 21.00-Cumartesi15.00 Nazım Hikmet - Genco Erkal DELİNİN HATIRA DEFTERİ C.tesi 18.30 . SON 3 OYUN . 252 59 35 ŞEHIR TIYATROLARI i HARBIYE MUHSIN ERTUCRUL SAHNESI 240 77 20) A R GURNEY AŞKMEKTUP1ARI 'rCNE'LN HAKAN ALTINEB (22-23-24-25-26 Şubat) Çocuk Oyunu F/.P.FT ""PZ1 GÖLGENİN CANI rJ CEMDAVRAN (25-26 Şubat Saat. I l.00)j I lli mihoıı kisi scyri'Iti. aıııa Kiııısc t.ırkctıncdi. •»fvri'diıı b:ık:ıliın. >i/ tarkcılccck ınisini/ I JOfES TURTURRO BOBMORKOW RALPH FIEN?iES n i ı T n p ? f î g g T ¥ T W l l Bir ROBERT REDFORD Filffli ŞİKE*> "QUIZ SHOW" Kidıköv BAH.\WYE (4l4 35 05) 11.30 14.00 16.30 19.00 21.30 BEYOĞLU PERA (251 32 4O) •JEREMY KONS «MERYl STBEEP -GLENN CLOSE •»TNONA RYDER •ANTON1O BA>DERAS RUHLARIN EVIYön: Bille August 12.OO-15.O0-18.OO-21.OO ! KEPtT OYUNCIILARI 2*6 55 89-2*7 36 3* NEIL SIMON BR0A0WAY. KOMEDI 2 BOLUH Cevıren: Bılge KOLOĞLU Yön. YıSösz KENTER Persembe 21.00, Paur 15.00 (Persemb* Indnîmlıdır.) MUZAFFER İZGÜ KOMEDI 2 BOLUM Ybn: Yıldız KENTER Müzik : Melih KİBAR Cunu 21.00, C.tesi 1S.00-21.00 (C.tesi 15.00 İndirimlidir.) HARBIYE CEP TIYATROSU ( HO 77 20 ) ORHAN GUNER İKİNCİ NOBETÇIN1N SIKINTILARI YOJETEJ ARIFAKKAYA (2l5ubatSaat 1800/20 30 23-24 Şubat Saat 15.00) KADIKOY HALDUN TANER SAHNESİ (349 04 63) T ELt c C s i 3 272' 250 16 18 BULUNMAZ TİYATRO İ S T A N B U L SIHIRLISANDIKYaz.-Yön: H.Hibni Buhjnmaz 23 Şubat'ta 10 00-12 3C ' 5 3C KIRŞEHİR'de Menekşe Oüğün Salonu FERENC KAR.INTHY PEYNİRİİYUMURTA V ONETEN CANDOĞAN (22-23-24-25-26 Şubat) Org FŞensoy Çocuk Oyunu BİR GECE MASALI CYUNIAŞIFAN-YONFTEN ! NEŞ'E ERÇETİN ! (25-26 Şubat Saat. I I 00) | •EMIIE FABRE-HUSEYIN SUAT ÇURUKTEMEl ' A . / ' CUZENLEYENv CNET?-ı ZIHNİ KÜÇÜMEN <7 (20 Şubat Pazartesı Saat 20 30) USKUDAR MUSAHIPZADE CELAL SAHNESI (333 03 97) ISTANBUL BU JKŞEHİR BELEDİYESİ NtKOLAY GOGOL PALTO D U Y U R U 11. ÇOCUK ŞENLIGI 22-30 NİSAN TARJHLERI ARASiNDA GERÇEKLEŞTİRİLECEK OLAN ÇOCUK ŞENLİĞİ NE KATILMAK İSTEYEN "ÇOCUK ETKİNLIKLERİ"NIN.20MART I995 TARIHİNE KADAR MUDÜRİYET'E BAŞVURMALARINI RİCA EDERIZ BİLGİ ALMAK İÇİN TEL: 248 26 53 246 06 28-29 ELİF ÇOKUNAL ŞEHIR TIYATROLARI D U Y U R U 2-I6 MAYIS I995 TARİHLERİ ARASİNDA YAPILACAK OLAN 11. GENÇLİK GÜNLERİ KATILMAK İSTEYEN AMATOR TİYATRO GRUPLARININ I-IOMART 1995 TARİHLERİ ARASİNDA "İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI MÜDÜRLÜĞÜ-HARBİYE" ADRESINE MURACAAT ETMELERI GEREKMEKTEDİR BİLGİ ALMAK İÇİN TEL: 248 26 53-246 06 28/29 ELİF ÇOKUNAL V ONE E'i BAŞARSABUNCU (22-23-24-25-26 Şubat) Çocuk Oyunu ; FK.VVAECHTE 0 . ' SOYTARILAROKULU ^O:E EN TANER BARLAS (25-26 Subat Saat. I 1.00) • F A T İ H REŞAT NURİ SAHNESİ (526 53 80) ATURANOFLAZOĞLU CEMSULTAN VCNET EN ENGİNULUDAĞ (22-23-24-25-26 Şubat) Çocuk Oyunu Ş AVŞAPEULGER- EPOSTOĞLU-MDKILIÇ YAVRU KIHİN ONFT. ŞEVKETAVŞAR (25-26 Şubat Saat: I 1.00; G A Z I O S M A N P A S A SAHNESI (S78 60 67) HALDUN TANER GOZLERIMI KAPAR1M VAZIFEMIYAPARIM YONETEK SAVAŞDİNÇEL (22-23-24-25-26 Şubat) Çocuk Oyunu BÎRÜJOE OYNAYALIM VONTEU DENIZUYGUNER (25-26 Şubat Saat . ll.00)| nCuotfrt Çır ISÖO, lö 30 Per lO.lOCum 10 30 Ct I>£t. 10 30 Pntr ISM I I 10 ItLETLEK, ŞEHtK TIYATROtARI GIŞEIERI (LE KADlKOV HALDUN TANER (NERKEZ CI$ESI) nrie &ATILHAKTAEMR Havens müziğe döndüKfiltür Servisi - Richie Ha- vens, bugünlerde 60'U yıllara bir dönüş yaptı ve benzersiz bir fı- gür olarak folk müzik sahnesi- ne yeniden çıktı. Duygulu sesi, kendi bestelediği baladlan ve çağdaş klasikleri gitarla yorum- layışıyla tanınan sanatçı, 1967 yılında daha üniversite öğrenci- siyken Dylan'ın, Beatles'ın par- çalannın yeni versiyonlannı yapmayı başarmıştı. Daha son- ra Woodstock Festivali'nde gö- rülmesiyle bir 'hipi kahraman' olarak ün yapmış, 70'li yıllann ortalannda gözden düşene ka- dar da bu ünü devam etmişti. Bir zamanlann 'Woodstock efsanesi' bugünlerde, *Cuts To The Chase' adlı yeni albümüy- le müzik dünyasına dönüş yap- tı. Bu albüm Dylan'ın yanı sıra Sting ve Jackson BrovvTie'nin parçalannın da bulunduğu, Ha- vens'ın tipik seçimlerinden olu- şuyor. Yıllar sonra yeniden mü- ziğe dönen bir sanatçı için Wo- odstock'a katılmış olmak hâlâ önemli bir faktör olarak görülü- yor. Şimdi 50'li yaşlarda olan ve geçenlerde New York'ta yeni- den sahneye çıkan sanatçı, gita- nnı çalmaya başladığında eski Havens stilinin hâlâ geçerli ol- duğunu gösterdi. GALERI • ATÖLYE DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Sevgteiz Cinsellik Bana sorarsanız, sevgiyi içinden çekip aldınız mı, cin- sellik rezilliğe dönüşür. Bir sevgi çemberinde paylaşılarak yaşanmayan cinselliğin nerelere varacağını kestirebilmek kolay değildir. "Aşk Yargıianamaz" başlıklı yazımın yanlış anlaşıldığını söyleyenler oldu. llgiler son günlerde kitle iletişim araçla- nnı dolduran cinsel olaylara dönük. Bu yüzden yanlış çağ- nşımlar doğmuş olabilir. Ama ben aşktan söz etmiştim, içinde sevgi bulunma- yan bir cinsellikten değil. Her neyse, açıklamakta yarar var: O yazının konusu, Nâ- zım Hikmet'i aşklan adına yargılayıp savunmaya, temize çıkarmaya çalışan bir tiyatro oyunuydu... Sanatçılann, hele çeşitli sanatlan potalannda eriten ti- yatroculann aşka yaklaşımlannda daha anlayışlı olmalan gerektiği kanısındayım. Sıradan insanların dedikodu dü- zeyini aşmayan değertendirmelerinden ortaya bir sanat ya- pıtı çıkarmak çok güçtür. Genelde sanatçılar aşkın yargılanamayacağını herkes- ten iyi bilen kişilerdir. Âkıllanndan bile geçirmezler aşkı yargılayıp savunmayı. Yalnız aşkın cinsellikten aynmının ne olduğunu çok iyi anlamak gerekir. Aşk insanın, toplumsal ılişkileri açısından, yaptıklarının iyi mi, kötü mü olduğunu düşünemeyecek kadar güçlü bir cinsel tutkuyla bir başka insanı sevmesi, onunla birieşmek istemesidir. İçinde aşın sevgi olmadan aşk olmaz. Sevgiden soyutlanmış aşın tutkuya dönüşmüş bir cin- sellik ise nereye varacağı bilinmeyen bir şeydir, her türtü rezilliğe de açıktır. Aşkı yukardaki tanımının dışında birtakım ek değerlerle donatanlar da vardır. ömekse Piraye, Nâzım Hikmet'e yazdığı bir mektubun- da aşkı "hürmet, muhabbet, sadakat" diye anladığını söy- ler. Nâzım Hikmet, biündiği gibi, Piraye'nin kendisine yaz- dığı mektuplan şiirteştinniş, bazılannı "Ayşe'nin Mektup- lan" diye Memleketimden İnsan Manzaralarinda kullan- mıştı. Bunlar kurgusal mektuplar değildir. Çkjk az ekleme, çı- karma yapılarak şiirleştiriimiş gerçek mektuplardır. Bu ilginç çalışmanın bütününü, Memleketimden İnsan Manzaralan'na alınmayan parçalanyla birlıkte, Yatar Bur- sa Kalesinde adlı yapıtta yayımlamıştık. Mektuplardan birinin konumuzla ilgili bölümü şöyle: "Sen beni kıskanıyorsun. Kafanda birsürü şeyler yara- tıp her yalnız insan gibi, yarattıklanna kendin de inanıyor- sun. Sen beni kıskanıyorsun ve benim gûlmem tutuyor. Ben aşkı: hürmet, muhabbet, sadakat, diye anlanm, (...) halbuki aşk sadece muhabbet sende. Ve bizzat sen çok iyi bilirsin,yalnız sen: ben kabul etmem 'birzaafânı' de- nen şeyi. uyle kızıyonjm ki sana, sevmiyorum hiç kimse- yi, ne seni, ne kızımı. Hem biliyonım bu evhama neden düştüğünü: ben içerde olsaydım sen dışarda aldatırdın beni. İçerde olmama ne lüzum var? Ikimiz de dışarday- ken beni aldatmadın mı? Sen alçaksın ve dışan çıkar çık- maz beniyine aldatacaksın..." (YatarBursa Kalesinde, ss. 114-115) Piraye "muhabbet" (sevgi) sözcüğünün içine hem sev- giyi, hem de cinselliği koymuş. Hemen arkasından "sa- dakat" (içten bağlılık) geliyor. En başta ise "hürmet" (say- gı) yer almakta. Saygı, sevgi, bağlılık... Bu "aşk"\n değil, "aşk kalesi"r\ir\ tanımı olsa gerek... Insanlann her şeyden çok onura önem verdikleri çağlardan kalma bir tantm diye değerlendirebi- lir. Saygı, sevgi, bağlılık... Nerde!.. "Günümüze 'muhabbet' bile yeter..." demeye de dilim varmıyor. Yetmiyor ki çağdaş duyarlığı yansıtanlar, "Aslında aşk da yok!" diye bağınyorlar... David Tanenbaum gitar resitali bu akşam CRR'de I Kühür Servisi - Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bu akşam saat 19.30'da gitarcı David Tanenbaum bir resital verecek. Amerika, Kanada. Avrupa, eski SSCB ve Asya'da verdiği konserlerin yanı sıra 1988 yılında Çin'e davet edilen ilk Amerikalı gitarcı olan Tanenbaum'ın birlikte konser verdiği orkestralararasında Londra Sinfonietta, Oakland. Vîyana ORF, Chicago, San Francisco, Oregon ve Seattle senfoni orkestralan bulunuyor. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrasrnın konseri ise yann akşam 19.30'da Cemal Reşit Rey'de izlenebilir. TTB'den karikatür yanışması • Kültûr Servisi-Türk Tabipler Birliği, 'Sağlık ve Yaşam' konulu bir karikatür yanşması düzenliyor. Seçici kurulunda Nezih Danyal, Emin Dinççağ, Kaan Ertem, Kemal Gökhan Gürses. Sait Munzur, Tan Oral ve Derya Sayın'ın bulunduğu yanşmaya son karılma tarihi 3 mart. (312-418 31 56) Yusuf Tuvi'ye ödül • İSTANBUL (UBA)-Türk fotoğrafçısı Yusuf Tuvi, uluslararası 'Ballantine's Finest' fotoğraf yanşması nda 'ICırmızı Kumaş' adlı yapıtıyla ödül kazandı. 11. yılını dolduran ve 58 ülkeden 15 bin yapıtın katıldığı yanşmada Litvanya'dan Janis Klavis 'Fırtına' adlı fotografla birincilik kazandı. Spordalında özel ödülü lngiltere'den David Gibson, ürün ödülünü Danimarka'dan Per Knıse'nin kazandığı yanşmada, Tuvi'nin fotoğrafi ilk on yapıt arasına girdi. 293 89 78 (3HAT) ART DIRECTOR Başarılarını bir tam hizmet ajansında kanıtlamış, en az 3 yıl art director olarak görev yapmış adayların randevu alarak şahsen başvurmaları rica olunur İ L A N C I L I K R E K L A M A J A N S I _ Piyalepaşa Bulvan Kastel Iş Merkezi D Blok K.5 Piyalepaşa-İstanbul Tel: (0-212)254 98 60 (6 Hat) MUSTAFAPILEVNELI21 Şubat-15 Mart 95 AQTİ6AN ŞAKAY1K SK.NO-.54/1 NİŞANTAŞ1 TEL : 24T 71 91 SERVER DEMIRTAŞ 4 Şubat - 20 Mart '95 GALERİB Hüsrev Gerede Cad Fınn Sı*. No. 2 /Heşvitoye la. Tel 0-1212.227 03 &3 'Pazar-Paartui hariç ttergvn 11.00-19.1» arastapktır. (OPERA) SJ>N»T G A l E I I S l NÎHAT DARCAN Suluboya Reslm Serjlsl 6 SııbAt 95 - 25 Subil 95 Hartciye Konagı So*. Sağlık Apt No 1 Taksim Tel-0212-249 92 02 AKA Gttim GüNDÜZ |fj TEMUR Resim Sergisi 22 Şubat-13 Mart 1995 Kocaağa Sok. No 14 Beycglu (Ekıpler •Jiılrksi Sımı) TM : 243 68 09 HflLC flRPRCIOGLU R • » i m S c r g i t i 9 Şubat 4 Mart '95 ^A_g LJRARTT 4» SANAI (JALIBHEBİ Rbdi İpek^i Cad. No: 18 Nitonlo»! Tcl : 241 21 83 % Galeri % X Atölye X X ılaniarınız ıçın: • J 293 89 78 • X <3 hat) J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle