29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
t 23 OCAK1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bmlyapablr • Kültür Servisi - Antik AŞ tarafından düzenlenen müzayedede 17. yüzyıl sonuna ait bır adet tombak şerbetlik 6 milyar liraya alıcı buldu. 2 milyar liradan satışa sunulan şerbetliği, müzayedeye telefonla katılan ve adı açıklanmayan bir kişi satın aldı. Aynı kişi, Süleyman Seyyit imzalı bir natûrmortada 1.5 milyar lira verdi. Hoca Ali Rıza'nın 1.5 milyar lira açılış fıyatı olan bir yağlıboya peyzajı da 2 milyar 600 milyon liraya satıldı. Üzennde Hicri 1196 tarihi bulunan tombak ibrik ise iş adamı Ali Balkaner tarafından 3.5 milyar liraya satın alındi. ABD'li yarbaydan uımıt kesildi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 15 ocak pazar günü kaybolan JUSSMAT görevlisi ABD'li Pilot Yarbay Michael Roland Couülard ve oğlunu arama çaltşmalanndan hiçbir sonuç ahnamaması üzerine, yaşamlanndan umut kesildiği bildirildi. Kartalkaya'daki arama ekibi komutanı Albay Ed Fitzgerald ile Bolu Komando Tugay Komutam Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün dün yaptığı görüşmede, arama çalışmalanna katılan 600 kjşılik Türk komandolannın üslerine geri dönmeleri karan alınırken, ABD'li ekiplerin sayısı da 15'edüşürüldü Denizeuçan otomobiMe 5 kişi boğuMu • tstanbul Haber Servisi - Kanlicatia. yoldaki : •"! "n<?- buztarmiahedeniyledetriü' " uçan otomobildeİcı beş kişi boğuldu. Çubuklu Sahılyolu'nda Turgut Tomrukçu (55) yönetimindeki 34 FUD 22 plakah otomobil, gece saat 01.00 sıralannda Kanlica'dan Beykoz yönüne gıderken yoldaki buzlanma nedeniyle virajda kayarak denize uçtu. Tomrukçu ve otomobılde bululan dört arkadaşı otomobilden çıkamayarak sulara gömüldü. Tomrukçu ile Ömer Faruk Uzun (48), Mustafa Demirci (46), Hasan Menteşoğlu (64). Mehmet Behzat Karaaslan'ın (48) cesetleri bulundu. Boyner, Kürt sorımunu görüştü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet)- YDH lideri Cem Boyner, Diyarbakır gezisinin ikinci gününde demokratik kitle örgütleriyle bir araya gelerek Kürt sorunu ve bölgenin sorunlanyla ilgili görüşmeler yaptı. Boyner, daha önce Diyarbakır'a neden gelmedikleri konusuna değinerek, "Hareketten baskı vardı. Insanlan zordurumda bırakmamak içın buraya gelmedik" dedi. Boyner ve beraberindekiler dün sabah 10.00'da Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde demokratik kitle örgütlerinin temsilcileriyle görüşerek Kürt sorunu, bölgenin konumu ve sıkıntılar konusunda bilgi aldı. ANAP'ta Yılmaz'a bombardıman • ANKARA (ANKA)-ANAP Merkez Yürütme Kurulu (MKYK)26Ocak'ta yapılacak toplantıda, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın son dönemde DYP ile koalisyona yeşil ışık yakan tutumunu eleştirmesi bekleniyor. ANAP genel merkezi ve grup yönetiminde destek bulmayan hükümet ortaklığı konusunun gündemde tutulmasının partinın muhalefet politıkasını gölgelediğini savunan bazı MKYK üyeleri, bu görüşlerinı 26 ocak toplantısına getirmeyi planlıyor. Toplantıda aynca, partinin muhalefet çizgisini değiştirmesi ve daha etkin bir politika izlemesi, Yılmaz'ın meydanlarda hükümetı halka şikayet etmesi gibi taleplerin gündeme gelmesı bekleniyor. Soysal'dan sonra Karayalçm da adaylığmı açıkladı, Baykal beklemede Solda 3'lü yanşa doğruBaykal bekltyor: Karayalçın, adaylığmı ilan etti. Uzlaşma Soysal, PM seçimi İSteğİnden vazgeçti: Soysal, delegelere arayışı sürerken adaylığmı açıklamayı doğru bulmayan yeni bir mektup yazarak kendini anlatacak. Soysal, 28 Baykal, Karayalçın'ın adayhğıyla ilgili olarak, "Benim ocakta PM seçimi yapılması konusundaki ısranndan öyle bir ilanırn yok. Çalışmalanmızın sonucunu vazgeçti. Soysal, seçilmesi durumunda olağanüstü bekliyorum" dedi. kurultayı toplayarak PM'yi yenilemeyi hedefliyor. TÜREY KÖSE ANKARA- SHP-CHP bütün- leşme kurultayı öncesinde geriye sayım başlarken. 3 adaylı yanş kulislerde ortamı gerginleştirdi. SHP Genel Başkanı Murat Ka- rayalçın, Diyarbakır'da adaylığı- nı açıklarken. uzlaşma arayışla- nnın sürdüğü bır aşamada aday- lığını açıklamayı doğru bulma- dığını belirten CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal bu konuda, " Benim öyle bir ilanım yok. Ça- uşmalann noktalanmasını bekli- yonım" dedi. Mümtaz Soysal ise 28 ocakta parti meclisi (PM) seçimi de ya- pılması konusundaki ısranndan vazgeçerken, seçilmesi duru- munda, olağanüstü kurultayı top- layarak PM'yi yenilemeyi hedef- lediği bildirildi. 3. adayı belirle- yen komite üyelerinden eski Sa- nayi Bakanı Tahir Köse. Soy- sal'ın ilk turda seçileceğini söy- Jedi. SHP'deki sol muhalefet 'temsilcileri, Soysal'ın Kürt soru- nuna bakışından rahatsızlık duy- duklannı vurgulayarak adaylığı- na 'gecicf bir süre için 'kerhen' destek verebileceklerini söyledi- ler. 28 ocak kurultayı yaklaşırken. kulislerdeyoğunlaştı. Yanşaka- tılması beklenen 3 aday ise çalış- malannı yoğun bir şekilde sürdürüyor. SHP lideri Murat Karayalçın, önceki gün Diyarbakir'da adaylığmı açıklarken, "Türkiye, AB'ye girme amacındadır. Hiç kimse bu birliğin dışında kalmayt, Sad- damcı politikalan hatırlatan öneriler ge- tirmesin. Türkiye'de Kürt sorunu da var- dır, Güneydoğu sorunu da \ardir" sözle- riyle adını anmadan Mümtaz Soysal'a yüklendi. CHP lideri Deniz Baykal ise henüz adaylığmı ılan etmedi. Baykal, dünCum- huriyet'ın Karayalçın'ın adaylığıyla ilgi- li sorulannı yanıtlarken, "Benim öyle bir ilanım yok. Çahşmalar sürüyor. Çalışma- lar noktalandıktan sonra karanmızı söv- NOTLAR Bu kargaşadan doğru çıkmaz... YILMAZGÜMÜŞBAŞ ANKARA - Türk solunun ve genelde Türkiye'nin yakın gelecekteki kaderini belirteyecek kadar önemli görülen SHP- CHP ortak kurultayına bir haftalık zaman kalmasına karşm, kargaşa giderek büyüyor. Külahlannı önlerine koyup uzun uzun döşünmesi gereken insanlar. hırslanna birazcık gem vurma gereğini duymadan hem kendilerini, hem Türk solunu. hem Türkiye'yi dolu dizgın bir yerlere götürüyorlar. Bu kargaşa içinde doğrulann bulunamayacağını bile bile ve bûyük bir sorumsuzlukla ülkenin gelecegiyle oynuyorlar.. Kendi örgütünden. parti tabanından ve hatta bugün beraber çahştığı kadrosundan bile "ÇekHmelisin'' işareti alan SHP'nin Genel Başkanı, Başbakan Yardımcıst ve Dışişleri Bakanı Murat karayalçın, birleşik partinin genel başkanhgına gelse ne olur? Hiçbir şey.. Merhum tnönü'nün deyimiylc, "Bugüne kadar yapbklarmı japar". Çünkü, yanlışlannı kabul etmiyor ve bir özeleştiri yapma gereğini bile duymuyor. Ne tutarlı ve güvcn veren bir kadro kaygısı var. ne umut veren bir program, ne ycni bir strateji arayışı.. Bugün başında bulunduğu CHP'nin liderliğine seçilirken pek yakında ve "Gümbür gflmbiir iktidara yürüyeceğinr savlayan Deniz Baykaj'ın, partisini nereden nereye getirdiği biliniyor. 70 yıllık bir mirasın başına oturduğu halde aradan geçen süreyi, bu mirası yiyerek ve sadece konuşarak tüketti. Ama, bilinen hırsıyla hâlâ "Ben de vanm" dıyebiliyor. Oysa Karayalçın'a olduğu gıbi Baykal'a da örgütü "Arük çekfl" mesajlan veriyor. Bu partinin güvenilir ıki elemanı Kasım Parlar ve Hasan Fehmi Giineş'in Anadolu'da yaptıkJan nabız yoklamalanndan çıkardıklan sonucu görmezlikten geliyor. Ama biliyoruz ki hem Parlar hem de Güneş bu yoklamalardan çıkan olumsuz durumu Baykal'a bir lisant münasiple ilettiler. Neymış, "Tarlada izi vannış". Öyleyse "Harmanda sözü" de olmalıymış. CHP'nin bulunduğu nokta Baykal'ın ayak ıziyse, yine merhum lnönü'nün deyimiyle, buna sadece "Hadi carum sen de M denilir. 28 ocağa bir hafta kaia genel başkanlığa aday ofacaklar arasında adı geçen Prof Mümtaz Soysal ve SHP tçefMilletvekili Aydın Giiven Gürkan"ın ne yapacaklan ya da yapmayacaklan henüz açıklığa kavuşmadı. Her ikisi de aday olup olmayacaklannı kesin olarak açıklamadılar. Gelişmeler, çok yönlü ve çok bilinmeyenli olarak sürüyor. Ama gidişi yakından izleyen ve SHP-CHP bütünleşmesinin başanya ulaşmasını gönülden isteyenlerin Sayın Soysal ve Gürkan'a bir önerileri var: " Bu iş 28 ocakta bitmeyecek. Birteşme kurultay ından olumlu bir karar çıksa bile. bütünkşme kolay olmayacak ve çok Hgiııç gelişmeler yaşanacak. Yeni kurultaylann topianması gerekiyor. Bugünkü kargaşanın içinde olmaktan kaçının ve kendinizi yeni oluşumlara hazıriayın. Politikada strateji, taktik ve doğru zamanlama çok önemlidir. Bırakın 28 ocakta ve ertesi gün Karayalçın ve Baykal ne istiyortarsa onu yapsınhar. Almacak sonuç geçici olacak ve pek çok şeyin başiangıcını oluşturacaknr." leriz" dedi. Baykal, kurultay yanşının üç adaylı olup olmayacağına ilişkın sorula- ra da, "Daha belli olmaz. Tek ada>la git- mek zorunluluk değiL, ama daha kesinleş- miş bir tablo >ok. Çok ince rezervler var. Birçok şey değişebilir" yanıtını verdi. Soysal, resmen aday Eskı Dışişleri Bakanı Mümtaz Soy- sal'ın adavlıkta ısrarlı olması üzerine, Içel Milletvckıli Aydın Giiven Gürkan,'göre- vi' üçüncü aday belirleme komitesine ia- de etti. Gürkan, bugün birbasın toplantı- sı düzenleyerek *iade' gerekçelerini açık- layacak. Soysal, dün aday olduğunu söy- lerken, bunu açıklamak için ayn bir ba- sın toplantısı yapmaya gerek duymadı. Soysal. daha önce gazetelere ilan vere- rek delegelerin imzasına açtığı metinde, 28 ocakta PM seçiminin yapılmasını ge- rekli gördüğünü bildirmişti. Bütünleşme protokolünde PM seçiminin öngörülme- mesi ve 28 ocak kurultayının hukuksal geçerliliği olmaması nedeniyle PM seçi- minin yapılamayacağına dikkat çekilir- ken, kulislerde "Karajalçın ile Ba> kal an- laştı, PM seçimi yaptırnıa> acaklar. bö> le- ce Soysal çekilmek zonında kalatak" ha- berleri yaygınlaştı. Soysal. bu haberlerin yaygmlaşması üzerine "28 ocakta bir yol bulunamama- sı durumunda, hemen ardından da PM'ninyenilenebileceği'' noktasına geldi. Soysal'ın. seçilmesi durumunda, genel başkan olarak yetkisini kullanıp, en kısa sürede olağanüstü kurultayı toplayacağı ve PM'yi yenileyeceği belirtiliyor. 3. aday belirleme komitesinde yer alan- lardan eski Sanayi Bakanı Tahir Köse. Soysal ın ilk turda bine yakın delegenin oyunu alarak seçileceğini söylerken. par- tideki sol muhalefetin temsilcileri Soy- sal'ın aday gösterilmesinden tedirgin ol- duklanm söylediler. Komite üyelerinden Kenan Coşar, 3. aday belırlenmesi tartış- malanyla ilgili olarak, ikili görüşmeler- de çelişki aşıldıysa, komite için de ciddı bir sorun olmadığına dikkat çekti. îş dünyasmın önemli isimleri demokrasi dışında çözüm aranamayacağı görüşünde uzlaşıyor darbeye ortak cephe İSTANBUL (AA) -İş dünya- sı, son günlerdeki darbe-muhtı- ra söylentılerine karşı net tav nnı 'demokrasi'' yönünde orta>a koydu. İş dünyasmın önde gelen isim- leri, demokrasi dışında çözümler aramanın geçerli bir yöntem ol- madığını söylediler. Koc Holding Yönetım Kurulu Başkanı Rahmi Koç, "DarbevdL muhtıravdı o devirler geride kal- dı" diye başladığı konuşmasın- da, günümüzde demokratik sıs- tem dışında çözüm aramanın \e düşünmenin geçerli bır yöntem olmadığını söyledi. Koç şöyle konuştu: "Bİz, kendimtzi Batı dünyası- na entegre olmuş kabul ediyoruz. Baü dünyasında böyle bir şey yoktur. Demokrasinin kesilmesi yoktur. Demokrasiyi,sancısını çe- ke çeke ögreneceğiz. Yapay gün- demler oİuşturularak bize vakit kaybettiriliyor, bu bize pahalıya mâl oluyor. tstediğimiz süratte hareket edemiyonız. Fakat, başka bir se- çenek de vok. O bakundan da bu laflar gelecektir, gidecektir. Bizde askerne hâlâenurganize ku\\et- tir. Ama çözümün, sadece de- RAHMI KOÇ - Demokrasiyi, sancısını çekeçeke öğreneceğiz. Yapay gündemler oİuşturula- rak bize vakit kaybcttiriliyor. bu bize pahalıya mal oluyor. mokratik sistem içinde, demok- ratik politikalar içinde olması la- zım." Ekmeğe yağ sürmek Sabancı Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı Sakıp Sabancı ise söz konusu tartışmalan 'lüzunv suz laflar' diye niteleyerek. bun- lann gündeme gelmesine üzül- düğünü kaydetti. Sabancı şöyle dedi: SAKIPSABANCI- Demokra- sinin içinde gidiyoruz. Gitmeli- >iz. En i\i yönetimin demokra- si olduğunu hepimiz yüregimi- ze sindirmişiz. Dikkatli olahm. ~ Demokrasinin içinde gidiyo- ruz. Gitmeliyiz. En iy i y önerimin demokrasi olduğunu hepimiz yü- reğimize sindirmişiz. Daha dik- katli olahm. Lüzumsuz sözleri şi- şirmeyelim. Medya da bunu ne- gatife doğru yönlendirmesin." İktısadi Kalkmma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Aloğlu da, bu tür tartışmalann kesinlikle Türkiye'nin günde- minde olmaması gerektığini vur- FEYYAZ BERKER - Darbe konusunda söylenenlerin, mak- sadını aşan ifadeler olduğuna inaruyorum. Çünkü bir paria- menter böyle düşünmez. gulayarak, bunun, parlamento- nun ve toplumun öteki sosyal ke- sımlennin görevlerini iyi yapa- madıklannın ikran olduğunu id- dia etti. Yabancı Sermaye Koordınas- yon Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi de, iş dünyasmın bu tür tartışma- lara, hiçbir zaman ne taraf olaca- ğını ne de tas\ip edeceeini söy- ledi. Tekfen Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı Feyyaz Berker ise işadamlannın demokratik çö- zümlerden yana olduklannı be- lirterek sorunlann parlamentoda çözülecegine inandıklannı kay- detti. 'Darbe artık aşümalı' 1 Berker. "Darbe konusunda söylenenlerin, maksadını aşan ifadeler olduğuna inanıyorum. Çünkü bir parlamenterin böyle bir şeyi düşünmesi mümkün de- ğil" şeklınde konuştu. lstanbul Sana>i Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsa- mettin Ka>i de, "Türkiye, geç- mişte yaşadığı tecrübeleıie bu- gün, hem idari hem ekonomik yönden meselelerini demokrasi- nin kendi kurallan içinde çözme- ye mecbur. Türkiye artık bu ko- nuyu aşmahdır" dedi. Alarko Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı İshak Alaton ise açıklamasında. bu tür söylenti- leri ciddiye almadıklannı kayde- derek, "Önemli bulmuyoruz. Bu iddialar yersizdir. Bugün böyle bir ortam olmadığı gibi, böyle bir olay da hiçbir derdimize çare ol- mayacakor" diye konuştu. POLITIKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Ses Verin... Yurdumuzun hemen hemen her köşesinde platformlar var... Birkaç ay öncesine dek 100-200 kişilik olan topluluklar, giderek 3-5 bin kişiye ulaşıyor. Sendikacılar, demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, öğrenciler, öğretmenler, işçi- ler, memurlar, ev kadınları, esnaf ve üretici temsilcileri bu platformlarda görev yapıyor. Izmir'deki grup "Türkiye nereye gidiyor" sorusuna ya- nıt ararken bir önemli noktanın da altını çiziyor. Şöyle: "Demokrasiadına, demokrasi düşmanlannın tümgerek- sinimlehne yanıt verecek yasal ve idari düzenlemeler yo- ğun olarak gerçekleştırilmiştir. En ufak demokratik örgüt- lenmeler bile yoğun baskılara uğratılırken, cumhuriyet düşmanlannın örgütlenmelerine sınırsız özgürlükler geti- rilmiştir..." Şeriatçı ve ırkçı örgütlenmenin giderek ivme kazandığı günümüz Türkiyesi'nde suskun ve yılgın yığınlarda bir de- vinim söz konusu. Ama bu topluluklar seslerini duyuramı- yor, televizyonlara çıkanlmıyor... Bu topluluklar onun için de bize soruyor. "Ne yapmalıyız?.." Verdiğimiz yanıt şu oluyor. "Cumhuriyet gazetesi çevresinde kenetlenin, Cumhu- riyet'in daha geniş kitlelere ulaşması için Türkiye'nin ne- resinde olursanız olun katkıda bulunun..." Izmir'de hazırianan ve 'sosyaldemokrabtıareketin' kad- rosunu oluşturmaya çalışan topluluğun, başta Murat Ka- rayalçın, Deniz Baykal, Aydın Güven Gürkan, Mümtaz Soysal olmak üzere 'birleşik sol' hareket içinde yer alan kişilere, gazetecilere, yazarlara, sanatçılara gönderdiği ra- por, gerçekten Türkiye fotoğrafını yansıtıyor... • • • Bugün şeriatçılann karşısında hiçbir güç yok. Gazetele- riyle, televizyon ve radyolanyla kitle iletişim araçlarını ele geçiren şeriatçılar, dönek sosyalistlerle, Neoosmanlıcılar- la, Kürtçülerle -Kürtlerle değil- işbirliği içindedirler. Işte rapordan bir bölüm: "Şeriatçılar, karşılannda hiçbir güç olmadan, devletin bütün örgütlerinde; orduda, poliste, adliyede, Milli Eği- tim 'de vb, kısaca toplumun her kesiminde (camilerde, mahallelerde, okullarda, fabrikalarda, üniversitelerde) bi- re bir ilışkilerle örgütlenmekte, yüksek bir enerji ve moral- le kitle çalışmalan yapmaktadırlar. Bunlar, toplumsal mu- halefetin önderliğini yakalamışlar, karşılarında alternatif bir örgütlenme olmadığı için de önlenemez gibi görünen bır yükselişe geçmişlerdir. Emekçi kitleler içın sorunlann bu denli çok olduğu, hemen hemen tüm demokratik ör- gütlehn baskı altında tutulduğu ve cumhuriyetçi kuşakla- nn yoğun bir örgütsüzlük içinde olduğu ülkemizde, bu koşullarda bir değişme olmazsa yukanda belirlenen tem- po içinde çalışan şeriatçılann iktidar olmalan kaçınılmaz bir sonuç olacaktır..." Çevrenize şöyle bir bakın, raporda sözü edilen fotoğra- fı göreceksiniz... Askeri liselerde, polis koleji ve akademilerinde şeriatçı örgütlenmede adı geçen kişinin, bugün Tansu Çiller'in eli- ni sıkıp sıkmadığı, şairlerden Nâzım Hikmet'ı mi yoksa At- tilâ llhan'ı mı sevdıği, neden yakasız gömlek giymediği tar- tışılıyor; tüm bunlar 'güleryüzlü şeriatçı' kimliğiyle demok- rasi adına okuyucuya yutturuluyor... • • • SHP-CHP birleşmesi ya da yenileşmesi, yılgın ve umut-^ suz kesimleri ayağa kaldırabilir. Bu hareketi SHP ve CHP, salt kendi kadrolarıyla değil kendi dışındaki milyonlarca yurtsever, aydın ve demokratla dalgalandırabilir. Ne yapacağını bilmeyen emekçi kitle, bir ışık aramıyor mu? Geniş halk kitlelerinin örgütsüzlüğü, şeriatçı ve ırkçı güç- leri yükseltmiştir. Atatürk ve ilkelerine gizli, açık saldırılar yoğunlaşmıştır. Dinsel ve ırksal gericilik, Güneydoğu'da 'sol hareketi' baltalamış, devletin uyguladığı yanlış politi- kalar, sosyal demokratlara fatura edilmiştir. Artık uyanmanın ve silkinmenin zamanıdır... Bırakın kısır çekişmeleri, koltuk kavgalarını, geleceğe dönük hesaplan... Şeriatçılığa ve ırkçılığa karşı sivil toplum örgütlerinin ses- lerine kulak verin. Bırakın kavgayı, dövüşü, birbirinizi acımasızca suçla- mayı; delege bezirgânlanyla sosyal demokrat politika yap- mayı... Şu sözleri hiç, ama hiç unutmayın: "Ya örgütleneceksiniz ya da yok olacaksınız..." • • • Izmirli aydınlar "Türkiye nereye gidiyor" sorusuna yanıt ararken güzel sanşın Başbakan Tansu Hanım'ın eşı Ozer Uçuran Çiller, Izmir'de Fethullah Hoca'yı ziyaret etmtş. Fethullah Efendi, Özer Bey'le politika konuşmuş. Kadın eli sıkmayan Fethullah, bakın özer Bey için ne diyormuş: "Özer Bey'in eşine başkalannın yanında 'Tansu' diye seslenmesı tuhafıma gitti..." Nuriye Akman'ın haberine göre işin içinde milletvekili transferi varmış... Vallahi Fethullah'ın başına taş yağacak... Hani Fethullah politikayla ilgilenmiyordu? Eskiden 'Rus Çan' olduğunu iddia eden Özer Bey'in Fethullah'la bu 'yakın ilişkisi'ni biz pek çözemedik. Durun bakalım. Sabah gazetesinden Nuriye Akman'ın kadın ol- duğu için elini sıkmayan Fethullah'ın daha ne gibi özellik- leri var, yakında öğreneceğiz. Rize Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Güven, yasalann bürokratlann yargılanmalannı engellediğini ileri sürdü: Yasalar değişirse, bizde de 40 tane Di Pietro çıkarANKARA (ANKA) - ttalya'daki temiz el- ler operasyonunun miman ünlü savcı Di Piet- ro'nun lstanbul ziyaretiyle yeniden ortaya atı- lan 'Türkiye'de neden böyle savcdar çıkmıyor' sorusu isyan ettirdi. Rize Cumhuriyet Başsav- cisı Mustafa Güven, adli poiisin kurulmadan, banka genel müdürleri, KİT yönetıcılen ve milletvekıllerinin yargılanmalannı zorlaştıran yasa maddeleri değıştirilmeden, yolsuzluklar- lamücadele edilemeyeceğını belirterek, "Bun- lan değiştirsinler, bizde de 40 tane Di Pietro çı- kar'* dedi. Türkiye'deki başsavcılann da kelle koltukta görev yaptıklannı, ancak yetkilerinin olmadı- ğına dikkat çeken başsavcı. "Benim odacun kadar teminaüm yok. Hakkımdaki atama işle- mi hakkında dava açma hakkun yok. Hangi güvenceyle, neyi, nasıl çözeceğim'' dedi. Gü- ven, sorunlann çözülmesinde odak noktası ola- rak gördüğü adli polis teşkilatı kurulmasmı milletvekillerinin, emniyetçilerin ve idarecile- rin istemediğini öne sürdü. Emniyetın. yaka- ladıklan kişileri deşifre ermekle suç işlediğini kaydeden başsavcı, "Mevcut durumda ısrar edilmesi halinde, öriimcek sinekleri yakalar, eşek anları deler geçer"dedı Şeriatçı çıkışlanyla tanınan Rize'nin RP'lı belediye başkanı hakkında çok sayıda dava açan ve halen birçok soruşturmayı yürüten Ri- ze Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Güven, Di Pietro'nun lstanbul ziyaretiyle gündeme ge- len tartışmayla ilgili olarak ANKA'nın sorula- nnı > anıtladı. Güven, "İstanbul'da İtalyan sa\ - cı Di Pietro'ya gösterüen ilgiy i, kendisine pla- ket verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz'* so- rusunu yanıtlarken şunlan söyledi: **Bize niye vermezler. Şu bilinsin, Türkiye'de 50 yıldır adli zabıta kurulması tartışıhr. Bunu engelleyen de en çok tartışanlardır. Millervekil- leri, yani bizde olmaz. Neden, deniz bitti çün- kü. Politikacının vatandaşa vereceği hiçbir şey kalmadı. Şimdi tek tutunduklan daL karakol- lar. Karakola telefon edip 'Aman. bu kişi neza- rette kalmasın' diyorlar. Vatandaşla tek iletişim kurduklan konu bu kaldı. Artık milletvekilleri iş sahiplerine kredi falan da alamıyorlar. Zaten alııiarsa onlar kendileri alıyorlar. İşin gerçeğini görelim. Adli zabıta ku- rulmadan bizim tahkikatunızı engelleyen ka- nunlar ortadan kalkmadan, iyi şeyier yapıla- maz, nedir bunlar: Memurin Muhakematı Kanunu'dur. Ban- kalar Kanunu'dur. Bakın bankalann genel mü- dürleri hakkında biz soruşturma yapamıyo- ruz. Bakanlann olur vermesi lazım. Emlakbank niye masada değil? Bakın, mafyanın kanştiğı Emlak Bankası dav'ası neden dapdaracık bir cerçeve içine sıkı- şıp kaldı. Gidemedüer. Adamlar birtakım şey- İer söy lüy orlar. Emlak Bankası'nın 10yıllık bü- tün tahkikatlannı almaları lazımdı. Masay a ya- brmalan lazımdı. KİT'lcıie ilgili kanun. Genel müdürleri hakkında tahkikat yapamazsmız. Milletvekili hakkında tahkikat yapamazsı- nız. Ben, sa\cıy ını. hâkimim. ama Danıştay 'a gi- demem. Bir haksız tayinûnizolduğu zaman da- \a açmaya hakkımız yok. Benim buradaki odacım kadar teminatım yok. Bunlann artık bilinmesi lazım. Emniyet, bize güya bağlı. Bütün iş, otururlar, asayiş top- lantısmda \aliydi, alay komutanı, emniyet mü- dürii: 'Efendim, bir adam öldürüldü, sanığını bulup adliyeye teslim ettik.' Nasıl buldunuz, nasıl teslim ettiniz? Ben çoğu kez sinirleniyo- rum. Böyle tahkikat olmaz diye. Adamlar be- nim kontrolümde değil ki Hangi işi yetiştireceğiz? Ben. bira/ konunun üzerine gitsem, bin de- reden su getiriyoriar. Bütün işi ben yapayun de- sem, kadrom sınırlı. Ben hangisini yetiştirece- ğim. 4 savcım var, 4 bin evraka bakıy orum. Ben iyi durumday ını. Bir de tek başına üç bin evra- ka bakan arkadaşlar \ar. Yılda 200 çalışma gü- nü var. Çarp, böC topla; adamın saniyesi kal- mıyor. Biz hangi hakkı koruyacağız, gerçekle- ri görelim. Basından ricamız, önceh'kle temel konulan gündeme getirmeniz. Bu işi en çok engelleyen- ler de en çok konuşanlardır. Millervekilleridir. Siy asilerdir. Bir de emniyetçi ve idarecilerdir. Adli polisi kurdurmazlar." Rize Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Gü- \en"ın diğer sorulara yanıtlan da şöyle: - Neden, inisiyatif alanlan daralacağuıdan mu adli kolluğa karşı çıkıyorlar? - Ben, üç kuruş para için, sağa-sola yalvar- mayacağım o zaman. Ben. bir de kuvvet ola- cağım. Adamlar bağımMZ bir kuvvet ortaya çıksın istemiyorlar. Bu olmadığı müddetçe de ancak öriimcek. sinekleri yakalar, eşek ansı deler geçer. -Türkiye'de başsavcılar ttalya'dakine benzer soruşturmalar yapmaya kalkışsalar, muhteme- len zarar mı görüıier? - Tabii, tabii, bunlar hiç bilinmiyor. Gerçek- ler bilinmiyor. Eğer. Türkiye'de dediğim şey- ler aşılmış olsa, 40 tane Di Pietro çıkar. Ben çok kelle koltukta iş yapan arkadaş bıliyorum. Olüm tehlikesiyle yaşıyorlar. Hiç ağzımızı açıp, bir şey demiyoruz. O tehlikeyi ben de yaşadım. Arkamdan kur- şunlandım. Ölüm listelerine girdim. Bilmem ne oldu. Açıp bir laf etmedik. Bakın beyanat \ermeye şeyimiz yok bizim. Biz beyanat vermezken, emniyet herkesi de- şifre ediyor. Bu suçtur. Bakın lstanbul Emni- yeti, Ankara Emniyeti. başkalan, bu adamın suçu belli değil. Daha tutuklanmamışbile. 'Ya- kaladık, bulduk, buyrun' diyorlar. Adam serbest bırakıldığı zaman, kaybettiği onurunu kim iade edecek. Yazılanna, bilgile- rine güvendiğim yazarlara bunları anlattığım- da hayret ediyorlar. Yargı konusunda konusan tek kişi tstanbul Baro Başkanı. O da meseleye avukat açısından bakıyor. Ama ben bir kıçıkınk konuşma yapsam. her zaman örnek veririm. Almanya'da Maliye Ba- kanı, Bonn Başsavcısı dedi ki, 'Maliye Baka- nı hakkında deliller etde ettim, istifa etmesini bekliyorum 1 . Üç gün sonra istifa etti adam. Bu- nu Ankara Başsavcısı yapsın bakalım soluğu nerede alır. Bunu bırakın benim beyanat hak- kım yok. gazeteciler geliyor. 'İsminıi kullan- mayuı' diyorum onlara. Plaket hak eden savcı yok mu?» Hâkim-savcı sayısının azlığı, tekniğin adli- yeye girmemesi. Bilgisayara daha yeni başlı- yoruz. Laboratuvarlar dağınık. Benim tek ad- li takibim var. mesela Seyfi Bey'in hazırladığı tasanlardan bir tek adli kolluk imzalanmadı. Bekletildi. Bu. engelleniyor. - Emniyet Müdürii Sayın Menzir de savcı Di Pierro'ya plaket verdi, benzer plaketi hak eden Türk savcılan yok mudur, böyle bir yorum ya- pabilir miyiz? Araştınrlarsa çok savcı bulurlar. Çok çok savcı bulurlar. ama onlann elindeki imkânlar bizde olmak kaydiyla. - Di Pietro'yn övenler acaba. Türldye'deki sa\ cılann, milletvekili, bakan. genel müdürler- le büyük işadamlannı sorguya çekmelerine tep- kisiz kalabilirler mi? Bir süre önce Ankara'da- ki kuyumcu operasyonuna tepki olarak kepenkler indirilmişti? - Adli zabıta kurulursa, biz de o engelleri geçeriz. Onu bir engel olarak görmüyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle