Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 OCAK 1995 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
w w
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
Birinci olan Fenerfoahçeli Remzi Atb, gazetemizin ödiilü olan
kırmızı eşofman ve kupayı akiı. (Fotoğraf: ALt ESER)
Kırmızı Eşofman
Remzi Ath'nın
MUSTAFA ERSOY
39. "Ömer Besim Koşalay Kır
Koşusu"nu bayanlarda Güneş
Sigorta'dan Serap Aktaş. erkek-
lerde ise Fenerbahçe'den Remzi
Atiı kazandı.
12 Şubat'ta Portekiz'de yapıla-
cak Avrupa Kros Şampiyonası
öncesi son hazırhkjannı yapan
milli atletlerimiz, Ömer Besim
Kır Koşusu'ndakendilerini sına-
ma fırsatı da buldular.
Dün sabah erken saatlerde Kâ-
ğıthane Hasbahçe Parkuru'na
toplanan toplam 480 sporcu ge-
leneksel "kirmızı eşofman"ı ka-
zanmak için kıyasıya mücadele
ettiler.
Türkiye'nin 16 bölgesinden,
yurtdışından ıse Romanya'dan 8,
Türkmenistan'dan 4 ve Kuzey
Kıbns Türk Cumhuriyeti'nden
de 9 sporcunun katıldığı Kır Ko-
şusu'nda dereceye girenlere Be-
den Terbiyesi lstanbul ll Müdü-
rü Sabri Sadıklar kırmızı eşof-
man. Kâğıthane Belediyesi de
spor malzemesi verdi. Bu arada
Büro-Mekaniker fırması da de-
receye giren sporculan egitim
bursuyla ödüllendirdi.
"Boynuz kulağı geçer" demiş-
ler. Dün de öyle oldu. Fenerbah-
çe Kulübü'nün sporculan Rem-
zi Atiı birinci, Zeki Öztürk ise
ikinci olurlarken, bu atasözünü
de doğrulamış oldular. 12 bin
metre büyükler yanşında ilk sı-
rayı alan Remzi Atiı, yanş son-
rası "Bize büyük imkânlarsunan
Fenerbahçe'ye teşekkür ediyo-
ruz. Ancak ben başanmı Zeki
ağabeyeborçluyum. Umut ediyo-
mm. şubat ayındaki Avrupa
Şampiyonası'nda da dereceye gi-
rerek yeni yıkia ilk madaryalan-
mızı alınz" dıyordu. 12 bin met-
re erkeklerde Fenerbahçe'den
Remzi Atiı 35.37 ilebirince olur-
ken, Erzurum PTT'den Fatih
Çintunar 35.48'le ikinci ye yine
Fenerbahçe'den Zeki Oztürk
35.53'le üçüncü sırayı aldı.
Bayanlarda ise Avrasya Mara-
tonu'nu kazanan, Güneş Sigor-
ta'dan Serap Aktaş 13.42 ile bi-
rinci, Erzurum PTT'den Neba-
hatÇavuş 14.16 ile ikinci ve yi-
ne Erzurum PTT'den Yıldız Bir-
gün 14.21'lik derecesiyle üçün-
cü.
VOLEYBOL
Galatasaray: 3 Ankara DSİ: 0
HAKEMLER: ZelaKubn (7). Ferhan Tunçbilek (7).
G.SARAV: Nihal (7), Elena (7), Avşe (6). Zeynep (7). Dilek (7), Bur-
çin (6), Banu (5), De\ran (5). Fidan (5), Surida (5).
Ank. DSİ: Emel (6). Filiz (5). Hülya (5), Selen (5). Sevil(5), Gülerfö),
Avlin (4). Seçil (4). Selma (4).
SETLER: 15/5, 15/3. 15/2.
ALEV ANAKÖK
Türkiye Kupası Vbleybol Çeyrek Final rövanş maçında G.Saray, An-
kara DSl'yi 3-0 yendi. tlk maçı da kazanan San-Kırmızılı takım,
yan finale çıktı.
Güneş Sigorta: 1 Emlakbank: 3
HAKEMLER: Akın Ira (7). Orhan ütkan (7).
G.SİGORTA: tlkay (7). trina (6), Özlem (5). Bahar (5), Macide (6).
Katerma (7), Mecla (5). Aylin (7).
EMLAKBANK: Nisa (7). Svetlana (7). Pelin (6). Arzu (6), Nuray (6).
Avla (8). Zeycan (5). Güzin (5).
SETLER: 11/15. 9/15, 17/16, 12/15.
Diğer sonuçtar:
Türkiye Kupası (Bayanlar): Galatasaray - Ank. DSİ: 3-0, Güneş
Sigorta - Emlak Bankası: 1-3
2. Lig(Erkekler): Adana DSl - E. Eregli: 0-3,Tokat Plevne Bld.
- Ankara DSl: 3-1
2. Lig (Bayanlar): Çukurova Üni. - Doğan Güneş: 1-3, Aselsan -
Izmir Havağücü: 3-1, Anadolu Üni. - İSTEK Vakfı: 0-3, Antalya
DSt - D.Y. Ankara D.S.: 3-0.
İKİNCİ LİG'DE DÜ1N
YükselmeGrubu: Eskışehirspor - Edirnespor: 4-0, Y. Afyonspor
- Diyarbakırspor: 2-2, Orduspor - Çorumspor: l-0.Aydınspor- Ha-
tayspor. 1-3 Klasman /1. Grup: B. Şehir Bld. - Kartal. 0-0, G O.
Paşa- Sanyer: 6-2, Üsk. Anadolu - Bakırköy: 1-2, Çan. Dardanels-
po r- Çorluspor: 0-02. GRLP: Bucaspor - Y. Salihlispor: 3-1, Balı-
kesirspor - Manisaspor: 1-0, Soma Linyitspor - Muğlaspor: 1-1, Y.
Turgutluspor - Göztepe: 4-2
3.GRUP: Ispartaspor- Mersin Id. Y: 0-0,Mersin Polisgücü- Tar-
sus ld. Y: 2-0, Alanyaspor - Konyaspor: 1-0
4. GRUP: E. Ereğlispor - Giresunspor: 1-3, Sakaryaspor - D. Ç.
Karabükspor. 2-1, Düzcespor - Erzurumspor. 2-1, Ç. Rizespor -
Zonguldakspor: 3-1
5. GRUP: K. Maraş - Malatyaspor: 2-4), Siirt Köy Hiz. - Y. Sin-
canspor: 2-0, Adanaspor - Adıyamanspor: 4-2.
ARADABIR
• Baştarafi 2. Sayfada
temel ilke, laikiiktir; çünkü Atatürk'ün "tek" devrimi bu
sözcükte saklıdır; yazıdan sapkaya, öğretim birliğinden
tekke ve zaviyelerin kapatılmasına, takvimden hafta tatili-
ne kadar varan bütün diğer devrimler, bu temel ilkenin
birer uygulamasından başka bir şey değildir. Işte biz bu
temel ilkeden -hoşgörü adı altında- ödün vere veredir ki
laiklik karşıtı bir şeriat düzenini durmadan körükleyen,
sur yıkmaktan bahsedecek kadar kültür ve tarih düşma-
nı, Meclis'te adam dövecek kadar şiddet yanlısı, bale sa-
natını bir seks gösterisi sayacak kadar seks düşkünü
olan gözü dönmüş yobazların, ülkede söz sahibi olmala-
nna göz yumduk. Bu yobazlar hiçbir zaman "hoşgörülü"
olmamışlar ve görüşlerinin en ufak bir kırıntısından bile
ödün vermemişlerdir ve sadece 1995 yılında değil, hiçbir
zaman da vermeyeceklerdir.
Şurasını da belirtelim ki "laiklik", sadece bu düzenin yj-
kılmayacağı ve kimsenin bundan endişe etmemesinın
gerektiği yolunda demeçler vermekle korunmuş olmaz;
bunun için somut örneklerin her gün verilmesi ve özellik-
le Atatürk'ün çıkardığı devrim kanunlannın eksiksiz uygu-
lanması şarttır ve bu kanunları koltukları veya yaranmak
istedikleri için uygulamayanlardır ki, Atatürk'ü her gün
sırtından hançerleyen o yobazlann suç ortaklandır.
I Baştarafi 1. Sayfada
kaygısıyla yaklaşıldı. Sağlık kurum-
larının dengesizliği, eleman dağılı-
mının düzensizliğı, bir türlü giderile-
miyor. Televizyonu sağlıksız izlediği
için gözü sulananla katarakt ameli-
yatı olması gereken, aynı hastaneye
gidip aynı kuyrukta bekliyor. Sabah
erken gelmişse nezle olan kişi, orta
kulağı iltihaplanandan önce muaye-
ne oluyor.
Yataklı tedavi kurumları, büyük
kentlerin belli yerlerine üst üste yı-
ğılmış. Ankara'da dört büyük hasta-
ne yan yana. Bu, beraberinde sağlık
turizmini getiriyor. Erzurum'dan yola
çıkan hasta, yolda hastane bulduk-
ça muayene ola ola Ankara'ya ka-
dar geliyor.
60 bin doktorumuz var. Bazı kent-
lerde 10 bin kişiye, bazılannda 2-3
bin kişiye bir doktor düşüyor. Dok-
tora yardımcı olacak sağlık perso-
neli, daha büyük sorun. Normalde
bir doktora üç hemşire düşmesi ge-
rektiği halde, bu rakam Türkiye'de
0.6. Bir bile değil.
Sağlık emekçilerinin para duru-
mu, sağlık sorunundan da beter. Bir
uzman doktorun maaşı 15 milyon,
hemşirenin maaşı 6 milyon. Bu pa-
rayla sağlık alanındaki yayınlar izle-
nebilir mi? Sağlıklı bir murfak harca-
ması yapılabilir mi? Güneş giren bir
ev tutulabilir mi?
Sağlık Bakanı Doğan Baran, ma-
kama geldiği günlerde gazetemizi
ziyaret etmişti. Ben de karşılığında
bir 'nezaket ziyareti'nöe bulunmuş-
Doktor Yok, Imam Verelim...
tum. Bu sorunların çözümü için bazı
projelerden söz etmişti. 'Hızla' baş-
latılması planlanan bu projelerden
fazla bir ses çıkmadı, ama 'ilahi' bir
ses yükseldi.
Valilıklere gönderilen genelge ile
imamlar, sağlık sorununun çözümü-
ne katkıda bulunacaklar.
Her yataklı tedavi kurumunda.
ölüm sonrası hizmetlerin yürütülme-
si için görevli imamlar var. Bu, Islam
dini açısından gereklı bir durum.
Ama şimdi ışin rengi değişıyor.
İmamlar, valiliklerin yapacağı prog-
ramlara göre, tedavi hizmetınde de
kullanılacaklar.
İlk değerlendirmelerin yapılmasın-
dan sonra görevlendirilecek imam-
ların meslek içi eğitimden de geçiril-
mesi beklenıyor. Sağlık Bakanlığı
yetkililerıyle konuştum; "Olay,
önemli bir değişiklik değıl" deyip
eklediler:
- Eğer hasta isterse imam gele-
cek ve kendisıyle konuşacak. Tabii
bu, vizite saatinde olmayacak. Ima-
mın psikolojik etkısı olabilir.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri olayın
ne ölçüde ayırdındalar bilemiyoruz,
ama bunun ıki temel amacı var:
1- Türkiye'yı gıderek bir din dev-
leti haline getirmek.
2- 400 bin imam hatip mezununa
yeni iş sahası açmak.
Hasta inim inim inliyor. Doktorun
verdiği ilaç etkisinı ne zaman göste-
recek, belli değil. Hasta bağıracak:
- Sen git, imam gelsin.
- Kardeşim, ateşinizi ölçüp kan
sayımınızı yapmam gerekiyor.
- Önce imam iki ayet okusun.
İmam efendi, gözünüzü seveyim.
Şöyle cenneti anlatan birkaç ayet...
- Peki tamam. Ama geç kalma-
mamız gerekiyor. Heeey kardeşim,
bacağını askıdan niye indirdin? Sen
deli misin?
- Be evladım, Kuran okunurken
bacak uzatılır mı?
- Ama tedaviniz uzayacak. Baca-
ğınızı yeniden alçıya almamız gere-
kecek.
- İmam efendi bir hal çaresi bu-
lur. Hele sen sus.
- Eyvah, teyzeciğim sen niye bu
odaya girdin? Senın hastalığın bula-
şıcı. Buradaki hastalara mikrop ge-
çireceksin.
- Kuran sesini duyunca geldim
çocuğum. Şu boynundaki demirli
hortumu cebine koy, sen de dinle.
İmam evladım, bana bir muska yaz
da mikropların hepsı uçup gitsin.
Hem buradaki işinı uzafma. Bizim
koğuşta ayağa kalkamayan annen
yaşındaki bir kadın, 'Tez imam gel-
sin' diye bağınp duruyor.
Imam-tıp fakühteleri
İmamlar, meslek ıçi eğitimden
sonra işi ilerletirse de şaşmamak
gerekir. Artık muayenehaneler açıp
hızmet sahalarını genişletirler:
- Amca, neyin var?
- Nefes alamıyorum.
- Iki Fatiha bir En'am, senin işin
tamam.
Tabii, imam-hatip mezunlarının
sonradan meslek içi eğitimden ge-
çirilmesi, sorunu tam çözmez. Artık
imam-tıp fakülteleri de açılır.
Son dönemde imamlarla işbiriiği-
ne Çevre Bakanlığı da girdi. Im-
zalanan bir protokolle imamlara
çevre bilinci aşılayacaklar. Sırada
hangi kuruma imam atamak var,
bilemiyoruz, ama sağlık kurumlarına
da gırdıkten sonra iş sahaları artık
sınırsız olur.
Normal liselere birer imam, sınav
öncesi çocukları okuyup üflemesi
için.
Maliye Bakanlığı kurumlanna birer
imam, hesapları tutması için. Em-
niyet müdürlüklerine birer imam,
suçluların hemen yakalanması için.
Her çarşıya bir imam, müşterinin
artması için. Tarım çiftliklerine birer
ımam, ürünün artması için...
Işin trajıkomık yanı, imamlara yeni
iş sahaları, 'demokrasi' uğruna
açılıyor. Merkez sağ partiler, dini
kullanmak için âdeta birbirleriyle
yanşıyorlar.
Hastanelere imam önerisini
ANAP'lılar verdi, DYP'lı bakan uy-
guluyor.
Bütün bunlar yaşama geçirildik-
ten sonra bir imam da demok-
rasimize gerekli:
Cenaze namazını kıldırması için...
Suikastta âciz kaldık• Baştarafi 1. Sayfada
bir an önce bulunması için, bıze dua etmek
kalıyordu. Ozüntümüz. failin bulunamama-
sıydı. Türk polisi. bu konuda, bu cinayetın
faılının bulunması için elinden gelen her
türlü gayreti gösterdi. Bunu. bir onur soru-
nu yaptı. Günlerce, uykusuz geceler geçi-
ren polis, maalesef başarılı olamadı. Türk
polısının kabahati değil. Türk polısinin.
böylesıne organize suçlarla tanışması, pek
yeni oldu. Başka tür suçlan bılıyordu. Tek-
nığı, teknolojıyi, yeni metotlan kullanarak
yapılan komplike cınayetlen çözmek, çok
kolay olmuyor.
Dünyanın birçok yerinde, cinayetler meç-
hul kalıyor. Otof Palme'yi. Kennedy'yi öl-
dürenler, hâlâ belli değıl. Ümıt ve temennı
edıyorum kı. Türk polısı, bunu yakalaya-
caktır. Bu ınşallah. tesadüflere kalmaz.
- Siz, Mumcu'nun 'korunması gereken
bir kişı' oMuğunu açıkladınız. Ankara Va-
lisi Erdoğan Şahınoğlu. sokakta görev ya-
pan polisler tarafından korunduğunu açık-
ladı. Ancak. o polisler. sonjşturtna sürecin-
de. Mumcu'yu tanımadıklan, e>ini ve ara-
basını bilmedikleri \olunda ifade \erdiler.
Ardından. Mumcu'nun koruma Lstcmcdi-
ğineUişkin açıklamalar yapıldı. Ancak des-
let, koruma istememesine karşın, yazar
Azız Nesın'i kormor. Bu açıklamalar ile
uygulama arasında bir çelişki >ok mu?
Mumcu, koruma ıstemıyordu, sokak ko-
runuyordu. Çok yerlerde. sokak koruması
önemli. En küçük bir ıhbar. açık seçık de-
ğerlendınldı. Polıs. en küçük ipucunu de-
gerlendirdı. Bu kadar yapabıldi. Belkı de
polisın aczıydı, şanssızlığıydı. Ehnden bu
kadar gelıyordu.
- Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar,
Ankara Emnivet Müdürü olduğu dönemde.
Bahriye Üçok'un öldürülmesinden sonra,
"kendilığinden Mumcu'ya koruma' >
r
erdi.
Bu koruma işlemi, ne zaman. kimin talima-
tı üzerine, neden kalktı?
Onu bılmiyorum. Korunması gereken kı-
şıler korunuyor. Müracaat üzerine yapılı-
vor. Azız Nesın. uzaktan korunuyor. Oyle
pohsler var kı, bakan tanımıyor. Bakan ta-
nımayan koruma pohslen var. "Konı" de-
nılıyor.
-Teoman Koman,MİTMüsteşanoJarak
göre> yapnğı dönemde, Mumcu'nun da ara-
lannda bulundugu gazetecilere. 'ellennde.
öldürülebıleceklerınedaırbılgılerbulundu-
gunu' aktardı. Buna karşın, emniyet teşki-
latının Mumcu"\Ti korumaması, istihbarat
birimleri ile emniyet arasında uyum olma-
dığını göstermiyor mu?
Zaman zaman emnıyetle istihbarat teşki-
latı arasında kopukluk olabilir. Bu kuruluş-
lar, meslekı durum duyarlılığı içınde rekabe-
te gırer gıbı bir görüntü verebihyorlar. Ge-
nellıkle istihbarat ile emniyet teşkılatı. uyum
ıcınde çalışıyor.
- Mumcu'nun öldürüleceğine dair bilgiye
sahipolan MİT, bunu emniyete iletmedi mi?
Bilemem kı. Onu, Teoman Koman'a so-
run.
- Güldal Mumcu. Ülkü Coşkun'un, ken-
disine"'Buolayıdevletyapmıştır. Sıyası ık-
tidar isterse bu iş çözülür" dediğini açıkla-
dı. Cı^kun'un.daha sonra reddertigibu söz-
leri nasıl degerlendiriyorsunuz?
Ülkü Coşkun kım?
- Olaydan sonra. Ankara Devlet Gü\en-
lik Mahkemesi'nde.suikastla ilgili soruştur-
mayı yüriitmekle göre> lendirilcn savci-
Hukukun ana kuralı. ıddıayı ortaya ata-
nın, ispat etmekle mükellef olmasıdır. Ol-
kü Coşkun diyorsa kanıtlamalıdır.
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
para kazanıp köşeyi dönme-
yı bir yaşam biçimine dönüş-
türmekle kalkınmanın ola-
naksızlığı kanıtlanmıştır. Ama
hiç kimse olayın bu yanına
değinmiyor; modeli inatla
korumak için elbirliği eden-
ler, rantiye toplumuna dö-
nüşmüş, kayıt dışı ekonomisi
aşırı biçimde genişiemiş bir
ortamda güçlü bir lobi oluş-
turmuşlardır.
Medya, bu lobinin ağıriıklı
kesimlerinden birisidir; de-
mokratik kıtle örgütleri ve
sendikalar, SHP'nin hükümet
ortağı olması nedeniyle etki-
sizleşip yeterii muhalefet ya-
pamadıklan için modeli gün-
deme getirmek guçleşiyor.
Oysa kendi mantığı içinde
bile koalisyon hükümetı ba-
şarısızdır, ıstıkrarsızlığın göl-
gesi gün geçtikçe koyulaşı-
yor; hükümet, IMF'yı de
memnun edememiştır; bu
yolda yeni önlemler alınması
için çalışmalar sürüyor.
Sonuçta 1991 seçimlenyle
iktıdara gelen partiler ortaklı-
ğı tarihsel bir fırsat kaçımnış-
tır; bugün ne DYP'nın başın-
da Demirel var. ne de
SHP'nin başında Inönü bu-
lunuyor; ekonomıde ıflas
sergilenıyor, demokratikleş-
mede bir arpa boyu yol gidil-
mıştır.
Her partının geleceğe
dönük programını bu koşul-
lara göre ayarlaması gerçek-
çılık olacaktır; ama ne yazık
kı bugün seçim yapılsa, san-
dıktan Türkiye'ye yön vere-
cek bir sonuç çıkacağı da
kuşkuludur.
Karamsarlık güzel bir şey
değildir; ama iyımser olmak
için gerçekleri görmezlikten
gelmek, karamsarlıktan da
kötü bir tutumdur.
Sorunlarımızı çözmek için
önce yaşananlara doğru bir
tanı koymak gerekir.
Doğru tanı karamsarlık
değildir.
• • •
Gözler yine -
Ozaflar'a çevrildi
• Baştarafi 1. Sayfada
uzunyıllarbaşkanlığınıyaptığı vekurucu oldu-
ğu Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı'nın "Pa-
patyalar" olarak tanımlanan üyeleri ve düzen-
lenen etkinliklerle anıldı. Anne Özal, o vıllarda
ANAP'taki aktif siyasi rolü ve ANAP lstanbul
tl Başkanlığı'na aday olmasıyla da dikkatleri
üzerine çekmişti.
Özal ailesinin en küçük üyesi Efe Özal, gece
yaşamı ile gündemden eksik olmazken kızlan
Zeynep Özal ve aynldığı eşi Asun Ekren hem
düğünleri hem de "hediye Jaguar" olaylanyla
kamuoiiınu aylarca meşgul ettiler.
Oğul Özallar'ın malvarlıklan da medyaya
malzeme oldu. Semra Özal, oğlu Efe Özal için
"Dikili bir ağacı bile yok" derken Efe Özal. mil-
yarlık sermayelerle borsada ış yapan aracı ku-
rum kurdu. Büyük oğul Ahmet Özal ıse kurdu-
ğu Kanal 6 Televizyonu ile ünlenirken, ANAP
iktidan sırasında arkadaşlannın danışmanlıkla-
ra ve hükümete bağlı kurumlardaki genel mü-
dürlük görevlerine getirilmesi ile dikkatleri üze-
rine çektı. Baba Özal'ın vefatından sonra "ak-
siükkr" Özal ailesinin peşini bırakmadı.
Civan-Edes ola\ı
tlk olarak Zeynep Özal'ın eski eşi Asım Ek-
ren'in mafya aracılığıyla kaçırıldığı iddialan
sarstı ortalığı. Daha sonra Ahmet Özal'ın siya-
sete girip girmeyeceği ve sahibi olduğu Kanal
6 Tele\ izyonu'na gelen haciz kararlanyla gün-
demde kaldı Özallar. Ancak "Özal aüesi"nın
adı, ANAP'taki iktıdarlan ve Cumhurbaşkanlı-
ğı dönemlerinden sonra en çok "Civan-Edes"
olayıyla gündeme geldi. Eski Emlak Bankası
Genel Müdürü EnginCıvan'ın vurulması olayı-
nın hemen ardından Özal ailesinin adı bu soruş-
turmaya kanştı.
Civan'ı vuran kişinin ıfadesinde yeraltı dün-
yasının ünlü babalanndan Alaattin Çakıcı'nın
adını veımesi ile genişleyen soruşturmada Ça-
kıcı'nın eski kayınpederi Dündar Kılıç'ın ken-
dilerini "haörü bir kişinin aradığını" söyleme-
siyle soruşturma büyütüldü. Daha sonra Çakı-
cı'nın eski eşi ve Dündar Kılıç'ın kızı Uğur Kı-
lıç (Çakıcı) lstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali
Şube Müdürlüğü'nde yaptığı açıklamada "ha-
örü kişPnin Semra Özal ojduğunu söyledi. Bu
eelişmeler üzenne Semra Özal ve Zeynep Özal,
Tstanbul Mali Şube'de ıfade verdiler.
Civan-Edes rüşvet davasının ilk duruşmasın-
da ise Uğur Kılıç açıklamalannı sürdürerek. Ka-
nal 6 Televızyonu'nun sahibi Ahmet Özal'ın
adını da açıkladı. Kılıç'a göre. Civan'dan geri
alınacak 5 milyon dolarlık paranın bir kısmı Ah-
met Özal'ın borçlannı kapatmak üzere harcana-
caktı.
Civan'ın vurulmasıyla ilgili davada mahkeme
heyeti Özallar'ın tanık olarak çağnlmasını ge-
reksiz bulurken, rüşvet davasında Semra ve Zey -
nep Özal'ın tanıklığına karar verildi. Ve lstan-
bul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Özallar'ın ika-
metgâhlannın bulundugu karakollara tstanbul
Cumhuriyet Bas,savcılığı aracılığıyla müzekke-
re yolladı. Yazı gereği, duruşmaya katılmayan
tanıklar, polis tarafından "mevcutlu" olarak ha-
zır bulunduruluyorlar.
Civan-Edes davalan sürerken kamuoyunun
gündemi bu kez Alaattin Çakıcı'nın eşi ve eski
kayınpedcnyle ılgılı ses bantlanyla kanştı. Ça-
kıcı, hem Uğur Kıhç'ı hem de Dündar KJIIÇ'I
sert dille eleştırerek suçluyordu. Uğur Kılıç'ı
öldürteceğini açıkladığı bildirilen Çakıcı. Dün-
dar Kılıç'la ilgili olarak da sert açıklamalannı
sürdürdü. Ancak ılginç tarafı ıse Çakıcı'nın
açıklamalannı sürekli olarak Ahmet Özal'ın sa-
hibi olduğu Kanal 6 aracılığıyla yapması ıdı. Ve
son açıklama da gene Kanal 6'ya yapıldı. Ulu-
dağ'da eski şoförlen tarafından vurulan Uğur
Çakıcı'ya saldınyı Kanal 6 Telev izyonu'nu Ala-
attin Çakıcı olarak arayan bir kışi üstleniyor ve
sırada Dündar Kılıç'ın olduğunu söylüyordu.
îstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden üst düzey ikı
emniyet müdüriinün de adının kanştığı açıkla-
malarda Çakıcı, sürekli olarak Uğur Kılîç'ı "na-
mus" nedeniyle öldürttüğünü söylüyordu.
Ancak baba Dündar Kılıç'ın gazete ve tele-
vızyonlara yaptığı açıklama, cınayetle ilgili so-
ruşturmayı başka bir yöne sevk ettı. Dündar Kı-
lıç, kızının namus nedeniyle değil. "para için"
öldürüldüğünü söyledi. Baba Kılıç. "Ahmet
OzaL Alaattin Çakıa'ya "Ne gerekiyorsa yapa-
lım.^nnemı karakola görürmeyelim' dedL Buci-
nayet namus meselesi değil, para meselesidir" dı-
yordu. Özal ailesinin adı bu kez baba Dündar Kı-
îıç'ın ağzından dökülen iddialarla Uğur Kılıç
cinayetine kanşmıştı.
Yasa ne diyor?
Hukukçular. Ceza Muhakemeleri Usulü Ka-
nunu'na göre cumhuriyet savcılannın Dündar
Kılıç'ın medyada yayımlanan sözlerini ihbar
kabul etmesi ve soruşturma başlatmalan gerek-
tiğini belırtiyorlar. CMUK'a göre kamu davası-
nın hazırlanmasında CMUK'un 151. maddesin-
de suçlara dair ihbarlar, şifahi veya yazılı ola-
rak cumhuriyet savcılığına zabıta makam ve me-
murlanna ve sulh hâkimlerine yapılabiliyor.
CMUK'un konuyla ilgili 153. maddesi ise
"Cumhuriyetsavcısı, ihbar veya herhangi bir su-
retle bir suçun işlendiği zehabını verecek bir ha-
le muttali olur olmaz. kamu da\ asını açmaya ma-
hal olup olmadığına karar \ermek üzere hemen
işin hakikatini araştırmaya mecburdur" diyor.
Hukukçular, bu durumda savcılann soruşturma
başlatarak Dündar Kılıç'ın ifadesine başvura-
caklannı. bu ıfade sonucunda ise Özal ailesin-
den adı geçenlerin de ifadesinin alınabileceğini
söylüyorlar. Eğer savcılar soruşturmada suç un-
suru bulurlarsa dava açıp adı geçenleri yargıla-
yabilıyorlar.
Hukukçular, Dündar Kılıç'ın da isterse cum-
huriyet savcılannın soruşturmasını beklemeden
doğrudan ihbarda bulunarak dava açılmasını is-
teyebileceğini belirtiyorlar. Her ıki durumda da
eğer savcılıklar soruşturma sonucunda Kılıç'ın
Özal ailesiyle ilgili sözlerinde suç unsuru bulur-
larsa Özal ailesinden adı geçenleri de yargıla-
yabilecekler.
Bu arada Uğur Kılıç'ın Feriköy Mezarlı-
ğı'ndaki mezarını dün aile dostlan ziyaret etti.
Mezara ilk olarak Dündar Kılıç'ın eski eşi Ay-
şe Toros geldi. Daha sonra da Kılıç'ın arkadaşı
Tuba Koç ile geçen yıllarda öldürülen İdrisÖz-
bir'in (Kürt Idris) yeğeni Didem Özbir mezan
ziyaret ettiler. Akşam saatlerinde mezarlığa ge-
len Zafer Ulaş adlı bir kişi, gazetecilerin fotoğ-
rafını çekmesine engel olmak isterken. "L'ğur'a
kalkan eller kınlacak" diye bağırdı.
Tetikçi ifade değiştirdi
• Baştarafi 1. Sayfada
ilk jandarma takımı, vılayet ve ad-
lıye arasında görevlendirildi. Ar-
dından emniyet müdürlüğü üst dü-
zey yöneticilerinın koordinasyo-
nunda resmı polisler, Bursa Adlı-
yesi'nın bulundugu semtte güven-
lık kordonunu genişlettiler. Dün
saat 07.30 da adliyeye getınlen sa-
nık Keskın. rahat hareketlerıyle
dıkkati çekti. Olay günü üzerinde
olan kabanıyla adliyeye gelen Kes-
kin, gazetecılere sakin bir şekilde
poz verdi.
Saldınnın hemen sonrasmda
"Alaattin ağabeyim istedi, vur-
dum" diyen Keskın'in, dün cıka-
nldığı Nöbetçi Mahkeme'de ifade
değiştırerek ilk sözlerinden vaz-
geçtığı belirtildı. Tetikçınin. bası-
nın alınmadıgı ve yanm saat süren
sorgusu sırasında. şu görüşleri sa-
vundugu öğrenildi:
"Olay günü ben de Uludağ'day-
dım. Otelde L'ğur Kılıç ile karşdaş-
üm. Beni görünce 'Burada ne an-
yorsun' diyerek küfretti. Tabanca-
mı çıkardım,vurdum. Cinayeti yal-
nız işledim. Bana kimse talimat
vermedi."
Cumhunyet Savcısı Reşat Gür-
soy ıse gazetecilerin ifadeye yöne-
lık sorulannı yanıtlamadı. Gürsoy.
"Cinayeti işlediğini kabul ettL Tu-
tuklandı" demekle yetindı.
Abdurrahman Keskin'ın ifade
değıştırmesını yorumlayan bazı
emniyet görev lıleri. tetikçinm.Ala-
attin Çakıa'nın Türkıye'deki ya-
kın adamlannı korumaya yönelık
stratejı nedeniyle bu yaklaşımda
bulunduğunu öne sürdüler. Bu kı-
şılere göre Dündar Kılıç ve Alaat-
tin Çakıcı arasında önümüzdekı
dönemde başlayabılecek olası
"kanb hesaplaşma"da yeni isimle-
rindevreyegırmesımümkün. Em-
niyet yetkılılen, konuyla ılgılı ola-
rak şunlan söyledıler:
"Alaattin Çakıcı, son eylemiyle
karanlık dünyada ön plana çıktı.
Çakıcı'yı bu eylemde destekleyen
kurmaylarından ikisinin Ijlu-
dağ'da olduğuna yönelik bilgüeri-
mizvar. Ama tetikçi, saldından he-
men sonra cinayeti kabul etti. Bu-
nun için şüpheli kişüere yönelik ça-
hşmalar kısa süre duraksadı. Tüm
ilgi ve kanıtlar tetikçiye yönelince,
Çakıa'nın iki yakın adanııjandar-
manınelinden kactı. Eğer sanık ifa-
de değiştirdiyse Alaattin Çakıcı dı-
şında çahşmalarda sorumlulağu
bulunan kurmaylan korumaya yö-
nelik bir çaba içindedir. Dündar
Kılıç'ın kendi yöntemleriyle topla-
dıgı bUgilerle. bize ulaşan bilgikr
eşdeğerli. Yani. tetikçi l ludağ'a
çok sLstemli birçahşma sonucu gel-
dL İşin boyutunun büyümesinden
endişe ediyonız. Eğer. tartışmalar
Çakıcı ve Kıuç arasından çıkıp iş
dumasına sarkarsa işte o zaman
Engin Civan örneği yaralamalar >a
da boyııtlu sakünlar gündeme ge-
lebilir."
Saldından hemen sonra yakala-
nan tetikçi Abdurrahman Keskın.
Uludağ'dan zırhlı cezaev ı araba-
sıyla Bursa'ya getirılmiştı. Ancak
Keskin'ın nerede gözaltında tutul-
duğu konusunda gerek jandarma
yetkilileri. gerekse polis bilgı \er-
memıştı. Korumasına olağanüstü
önem verilen tetikçinin Bursa E
Tıpi Cezaevı'nın bir odasında tu-
tulduğu öğrenildi. Gözaltındakı bir
kişinin cezaevinde korunmasının
"ilk kez" olduğuna dikkat çekildı.
Abdurrahman Keskin'in babası
Hüsnü Keskinin ifadesi ise dün
Zonguldak'ta alındı.
Oglunun böyle bir olaya kanş-
masından utanç duydugunu. bu
olaydan sonra kimsenin yüzüne
bakamadığını belırten baba Kes-
kın, bu olaydan sonra polisın ken-
dısıni bulamadığı ıddıalanyla ılgi-
lı olarak "Hiçbir yere kaçmadım.
Evimdeydun" dedi. Oglunun olay-
dan dört gün önce evde olduğunu
açıklayan Hüsnü Keskın, şunlan
söyledi:
"Birden kimseye bir şey söyle-
meyerek e\den çıkıp gitti. Devam-
h habervermeden giderdi. Bana şu
ana kadar beş kuruş faydası olma-
mıştır. Böyle bir olaya kanşOğı için
oğlumdan utanıyorum."
Zonguldak Emniyet Asayış Şu-
be Müdürü AnJla Ozgün, bu olay-
la ılgılı olarak Abdurrahman Kes-
kın'in amcasımn ifadesinin de alı-
nacafını söyledi.
Çakıcı'nın Kanal 6'ya yaptığı
açıklama nedeniyle asayışten so-
rumlu lstanbul Emniyet Müdür
Yardımcısı Mehmet Çağlar'la bır-
lıkte hakkmda soruşturma başlatı-
lan terörle mücadeleden sorumlu
Müdür Yardımcısı Hüseyın Koca-
dağ dün Gayrettepe'dekı makamı-
na gelışı sırasında basın mensup-
larının sorulannı yanıtladı. Çakı-
cı'nın tehdit ve iddialan üzerine
koruma altına alındığı yolunda çı-
kan haberlere tepkı gösteren Koca-
dağ "Ben bir psikopatın ettiği tele-
fon üzerine koruma altına alınma
ihtiyacı duyarsam. kimliğimi bıra-
kır. hemen gorevimden avnhnm"
dedı. Meslek havatı boyunca 28
yıldiT yasadışı örgütlerle mücade-
İe ettığını ve şımdıye kadar hiçbir
şekilde koruma ihtiyacı duymadı-
ğını \ urgulayan Kocadağ. koruma
polislennın ısranna karşın ev ınden
makamına yalnız geldığinı açıkla-
dı. Kocadağ. "Alaattin Çakıcı ya-
kalamncaya kadar korumamı \-e
şoförümü bırakıp yalnız başıma
dolaşacağım" dedı.
Haklannda başlatılan soruşma-
yıda eleştıren Kocadağ. şunlan
söyledi:
"tki dürüst \e başanlı polis mü-
dürü hiçbir değeriolmayan mafya
bozuntusu y üzünden yıpratıldı. Şu
ana kadar söyienenler büyük bir
düzmeceden ibarettir. Bir emniyet
mensubu için tahkikat başlartna
gereği duy ulursa. bunun ön araştır-
ması yapılır. Ancak yine de amirle-
rimin yaptığı şeylere sayguı dav-
ranmak dummundayım."
Kılıç'ın öldürülmesının kesın-
lıkle "namus meselesi" olamaya-
cağmı savunan Kocadağ. "Buna
üç yaşındaki bir çocuk dahi inan-
maz"dedı. Bu olay larla "bir taşla
çoksayıda kuş vurulmaya" çalışıl-
dığını belırten Kocadağ. sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Ye başanh olmuşlardır. Yazılan
senaryo gereği ilk \ urulan kuş. İs-
tanbul polisinin yıpratılması ol-
muştur. Diğerleri ise tek tek açık-
lığa kavuşacakhr. Bantra, Uğur
Kılıç'ın bir polis müdürü ile ilişkisi
olduğunu ortaya atan kim? Ahmet
Hamoğlu. Ahmet Hamoğlu'na
bunu söyleyen kim? Hüseyin Ko-
cadağ. Bu durumda, çok takdir et-
tiğim mesai arkadaşımı ispiyon et-
mtş gibi oluyorum. Ancak böyle bir
şeyin kesinlikle olmadığını \hmet
Hamoğlu da Hüseyin Kocadağ da
söylüyor."
Dün bir açıklama yapan AliŞen.
L'ğur Kılıç'ı Bursa'ya götürenhe-
lıkopten Alaattin Çakıcı'nın tele-
fonla kendılerınden kıra-ladığını
kabul ettı.
Şen yaptığı yazılı açıklamada
Çakıcı'nın oglu Adnan Şen'ı ara-
yıp Ugur için helıkopter ıstedıgını
anlatarak helıkoptere binerken
Uğur Kılıç'ın Alaattin Çakıcf nın
kesın talımatı olduğunu belırterek
kıra parasını ödemek ıstedıgını be-
lırttı.
Helıkopter ve uçak ışletmecılı-
ğı yaptıklannı kaydeden Şen. he-
lıkopter kiralama dışında bu olaya
kanşmadıklannı vurguladı.
Altııı Küre Forrest Gıımp'ın
• Baştarafi 1. Sayfada
Cenaze" fîlmindeki rolüyle en iyi erkek
komedi oyunculuğu ödülünü kazamrken,
Jamie Lee Ctırtis "Gerçek Yalanlar"
fîlmindeki oyunuyla en iyi kadın komedi
oyımcusu seçildi. En iyi müzik dalında ise
Altm Küre ödüiü "Aslan Kral" fılminin "Can
You Fed The Love Toıdght?" parçasına verildi.
En iyi yabancı fîlm dalmda ise Belçika yapımı
"FarineDi'*, Altuı Küre'ye değer görüldü.
Drama dalında Altm Kure'yi alan Forrest
Gump, bugüne kadar 300 milyonluk gişe
geliriyle tüm zamanlann en yüksek gişe
hasılatı getiren filmleri sıralamasında E.T,
Jurassic Park ve Yıldız Savaşlan filmlerinden
sonra dördüncü sırada yer alıyor.