27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CüMHURİYET 3 EYLÜL1994 CUMARTESİ HABERLER Turan Oursun Amlıyor • ANKAKA (Cumhuriyet Bûrosu)-4Eylüll990'da öldürülen yazar Turan Dursun. ölümünün dördüncü yıldönümünde Ankara Cebeci Mezarbğı'ndaki mezan başında törenle anılacak.Saatll.OO'de düzenlenecek toplanüda Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi, Aydınlık Gazetesi Ankara Temsildsi Hasan YaJçın ve Turan Dursun'un oğlu Abit Dursun birer konuşma yapacaklar. Anma toplantısına Turan Dursun'un eşi ve çocuklan da katılacak. Atama karariarı • ANKARA (AA)- Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'ne Genel Müdür Yardıması Gökçin YaJçın getirüdi. Kütüphaneler Genel Müdürü Prof. Dr. Tülin Sağlamtunç ise Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü'ndeki görevine döndü. Resmi Gazete'de yayımlanan kararlara göre Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Hakkı Güngör, Amasya Milli Eğitinı Müdürlüğü'ne İbrahim Salduz, Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Rafet Kameroğlu, Burdur Müli Eğitim Müdürlüğü'ne Ramazan Özgüleş, Tunceli Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Hamza Doğuç atandı. Milli Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürü ibrahim Çoksak Bakanlık MüşavirliğTne, Çoksak'tan boşalan göreve de Talim ve Terbiye Kurulu üyesi Mehmet Temel getirildi. Canbolat-Sümep •ANKARA (AA)- Lübnan Ilerici Sosyalist Partisi lideri ve iskandan sorumlu Devlet Bakanı Velid Canbolat, Lübnan'ın iman için Türk müteahhitlerinin katkıda bulunacağına ınandığını söyledi. Canbolat, Devlet Bakanı Salih Sümer'i bugün makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Görüşmede Toplu Konut İdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz de bulundu. Canbolat, gazeteclerin sorusu üzerine ülkesinde savaş döneminde yaklaşık 25 bin konutun tahrip olduğunu kaydederek, bunlann yeniden yapımında Türkiye ile işbirliği yapmak istediklerini bildirdi. Canbolat, bu amaçla iki ülkenin toplu konut alanında yapabilecekleri işbirliği konusunda teknik heyetlerin bir araya geleceklerini söyledi. TMMOB'den geçici işçilere destek •ANKARA (ANKA)- Türkiye Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) Başkanı Yavuz Önen, hükümetin geçici işçilere yönelik poiitikasını eleştirerek sayıkn yüzbine varan geçici işçilerin kapı önüne konulamayacağînı söyledi. Yayuz Önen, siyasi iktidarlann iş güvencesinin ve işsizlik sigortasının olmadığı bir ortamda yüzbinlerce kadroyu geçici statüde tutarak politik amaçlarla kullanmak istediğini belirtti. Didar Şensoy anıldı • İstanbol Haber Servfea - tnsan Haklan DerneğTnin (İ HD) kuruculanndan Didar Şensoy'un ölümünün 7. yıldönümü nedeniyle İHD Istanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri Bayrampaşa Cezaevi önünde basın açıklaması yaptılar. Banş Haftası olması nedeniyle banşı simgeleyen güvercinleri de uçuran üyeler polis müdahalesi olmadan dağıldılar. Sıvas sanıklanndan 26'sının anlatımlanyla tanık ifadelerinin çeliştiği anlaşıldı Taıııkifadeleri, saıuklandoğrulamıyor ERGÜN AKSOY ANKARA - Ankara Devlet Güvenlik Mah- kemesi'nde (DGM) "gizM" görülmekte olan 156 sanıklı Sıvas davasında, sanık ifadeleriyle tanık ifadelerinin çeliştiği anlaşıldı. Kayseri ve Sıvas cumhuriyet savcıhklannca "yemiııli ifa- deteri" alınan güvenlik görevlilerinin sanıklan teşhis ettikleri bildirildi. Davanın bir numaralı sanığı Halil İbrahim Düzbiçef"'in gözaltına alındıktan sonra, emni- yette yapılan sorgusunda, olay günü eve git- mek üzere işten çıktığını savunarak şunlan söyledi: "Evime giderken Madımak Oteli yamnda ve civannda kalabalık bir gnıp vardı. Bu kalabab- ğa katikhm. Toplulukla biriikte tekbir getirdim ve 'Şeytan Aziz; Sıvas Aziz'e mezar olacak; Kanırruz aksa da zafer Islamın; Vali istifa' slo- ganlannı attım. Kalabalık oteli taşlayınca ben de taşladım. Külrür sitesinin önûndeki heykel sö- külerek kalabalığuı bulunduğu vere getirildi. Bu arada, otelin içerisine doğru giiveniik güçlerinin yapmış bulunduğu çember kırılarak otele giril- meje başlandı. Bu sırada ben. topluluğun ön saf- larında bulunuyordum. Nereden geldiğini bilme- diğim bir taş alnıma çarptı ve kanamav a başladı. Çevremdekilerin u> arısı sonucu eczaneye gittim. Olavlar sırasında taş attım. slogan attım, ancak otelin \akılmasına kanşmadım." Hakkında ıdam cezası istenen Düzbiçer'le il- gili güvenlik görevlilerinin anlatımlan ise şöyle: Rahim Çahşkan: - Madımak Oteli'nin önüne ozanlar heykeli getirilmişti. Düzbiçer'i eline bir sopa almış, çılgın gibi heykele vururken, heykeli parçalar- ken gördüm. Hatta elinden sopayı almak ister- ken. sopası elimi yaraladı. Kendisini kesin ola- rak teşhis ettim. Ekrem Nakı: - Düzbiçer'i kültür merkezinin önünde ozan- lar heykelini kazmalarken gördüm. Kazmayı elinden almaya çalışırken kafasından yara- landı. Slogan atıyordu. Bir ara otele girdi. Eş- yalan dışan attı. Aşağı inip alüminyumları söktü. Adeta 'azgın bir mahluk' gibiydi. Sami Ece (Sıvas Emniyet Müdür Yardımcısı): - Otelin önûndeki barikatı >anp geçmeyi ba- şaranlardandır. Sanık fevkalade saldırgandı. Gözü dönmüştü. Otelin önünde bulunan ara- bayı devirenlerdendir. Arabanın üzerine çıkıp otelin ikinci katına geçti. Ne bulduysa aşağı attı. Sonra Durmuş Tufan'ın akıttığı benzinle elindeki bez parçasını ıslattı ve arabalan ateşe verdi. Yangın böyle başlamıştır. Davanın iki numaralı sanığı Yluhsin Erbaş da emniyetteki sorgusunda, tekbir getirdırdiği- ni, slogan attığını, eylemcıleri tanımadığını, topluluğun otele yönelmesinden sonra eve git- tiğini söyledi. Erbaş'la ilgili tanık ifadelerinde ise şu görüşlere yer verildi: Resul Karaer - Sanığı video görüntüsünde kesin tespit et- tim. Saat 15.00 sıralannda vilayet binası önün- de, AIi Kurt'la biriikte kol kola slogan aüyor- du. Oldukça hareketliydi. Mustafa Uzun: - Sanık Erbaş'ın kafasında takke, sırtında cübbe vardı. Olayın başında gördüm. Olayın her aşamasında içindeydi. Olayın başından so- nuna kadar topluluğa öncülük ediyordu. Hat- ta, millete tekbir diyor, Allahuekber diyordu. Davanın 3 numaralı sanığı Ali Kurt ise emni- yetteki ilk sorgusunda itiraflarda bulunduğu anlaşıldı. Kurt'un itiraflan şöyle: - Eşgalini hatırlayamadığım 15-16 yaşla- nnda kişi BBP (Büyük Birlik Partisi) bâşlıklı Bosna-Hersek bildirisi dağıtıyordu. Bildirinin verildiği insanlara cami önünde toplanılması, burada Aziz Nesın'in protesto edileceği söyle- nıyordu. Bunun üzerine yüriiyüşe katıldım. "Otele girenleri ve yakanlan gördüm, ancak bu kişilen tanımıyonırn." Ancak, bu kişiler arası- nda Öcan Bakın, Özkan Doğan, Mehmet, Seia- mi, Sabahattin, Cabir Bulut'u kalabalık içinde gördüm. Sebahattin veya Selami topluluğu kışkıtan kişilerdi. Otelin yanında silah sesleri gelmesi üzerine kaçtım. Daha sonra güvenlik güçlerince yakalandım. Kurt'la ilgili tanıklığı- na başvurulan güvenlik görevlilerinden Musta- fa Uzun, "Nerede görev alırsam alayun, Ali Kurt'un topluluğa öndertik ettiğini rahatlıkla söylerim" derken, Ekrem Nalcı, şunlan anlattı: - Sanık olaylann her aşamasında aktifti. Topluluğu sürekli yönlendiriyordu. Vilayet önünde, "Kanımız aksada zafer Islamın" slo- ganı atıyordu. Otelin önûndeki barikatı yar- maya çahşıyordu. Olayın başından sonuna ka- dar topluluğa önderlik etti. YDH lideri Cem Boyner ve arkadaşlan ile Kars, Ardahan, Artvin, Hopa yöresini dolaştık Digor'daki,Ardahan'daki boğukses AYDCV ENGtN Yeni Demokrasi Hareketi'- nin (YDH) lideri Cem Boyner ve arkadaşlan ile Kars, Arda- han, Artvin, Hopa yöresini do- laştık. Artık -galiba- biliniyor, Yeni Demokrasi Hareketi partileşi- yor. Sarunz ekim ayının ilk haf- tasında Türkiye siyaset sahnesi- ne yeni bir parti daha katılacak. O yüzden de Boyner ve arka- daşlan Anadolu gezilerine hız verdiler. Eh, kim inkar edebilir, Türkiye kamuoyunda YDH'ye ve genç liderine belirgin bir ilgi var. Düne kadar dudak büken TV kanallan Boyner'le art arda söyleşiler yayınlıyor; bundan önceki toplantılannda biz, çoğu kez 'numunelik' tek gaze- teci iken, şimdi kamera ekipleri Boyner'i taa Kars'larda, Arda- han'larda kovalıyor. Besbelli ki toplumda, en azından siyasetle ilgilenen kesimlerde belirgin bir ilgi kabarması var. Bu koşullarda, Kars'ta ber- bat bir otel odasmda baskıya yetiştirmeye çaiıştığımız bu yazıda bizim de YDH'den söz etmemiz, Anadolu'nun bu en uzak köşesinde Boyner ve arka- daşlannın karşılanışma ilişkin gözlem ve izlenimlerimizi ak- tarmamız gerekir... Ama öyle yapmayacağız. Size 'Digor'daki boğuk ses'ten söz edeceğiz. Hoşgörün. Boy- ner'in gezisine ilişkin izlenimler yanna kalsın. Kars'a 40 kilometre, Erme- nistan sınınna bir cigara içimi uzaklıktaki Digor ilçesinden gittik ve döndük... Yok durun, biraz daha geriye, geçen yıla, 1993 Ağustosu'na dönelim. O günlerde gazetenin mut- fağında, yazıişlerinde görevliy- dik. Telefon bağladılar. Sant- raldaki hanım arkadaşımız. "Bir adam var hattm öbür ucun- da Aydın Bey". dedı "Digor'- dan arıyormuş. Ağlıyor. Bağlı- yayım mı efendim ?" "Bağla tabü", dedik. Bağlandı, hattın öteki ucun- da bir ses, boğuk bir ses. Türk- çeyi doğu ağnyla konuşan, aslı- nda konuşamayıp ağlayan bo- ğuk bir ses: "Sesimi duyur misen gazeteci beg", dedi. "Sesinıizi duyur misen? Burada katliam al- Yeni Demokrasi Hareketi'nin (YDH) lideri Cem Boyner ve arkadaşlan ile Kars, Ardahan, Artvin, Hopa yöresini dolaştı. muştur. Canlar gunlmıştir. Çokh adam ölmüşdir. Çaresiz kauTnşızdu-. Yukarıdan terör vurmuştur. Aşşagıdan özel tim vurmuştur. Çok adam ölmüştür. Halk yürûmüştür. Köyler Di- gor'a inmiştir. Digor'da cankınmı ounuştur. Digor'da her hane kanamıştır..." Boğuk ses sürerken, tık' tele- fon kesildi. Bölgedeki muhabir arkadaşlanmızı hareketlendir- dik. Erzurum'daki arkadaşımız sonunda olayı doğrulatabildi. Arkadaşlarla konuşup yayı- mlamaya karar verdik. O gün. Digor haberi birinci sayfanın manşetiydi. Haberin ömrii 24 saat. Ertesi gün başka olaylar, başka ha- berler... Yaşam sürdü gitti. Ama biz telefondaki o boğuk sesi hiç unutamadık. Meslek gereği onca cankınmı tanığı ol- duk (Kanlı Pazar. 77 1 Mayıs'ı); iç savaş benzeri 1977- 1980 arasında ya haber yazdık ya yazılmış haberleri değerlen- dirdik; Afganistan'a gittik, sa- vaş gördük. Elbette etkilendik. Ama -belki de bir tür mesleki bozulmadır bu- zaman geçtikçe unuttuk. Gördüklerimiz, ya- şadıklanmız belleğimizin derin- liklerine itildi. Ama Digor'daki boğuk sesi -nedense- hiç unutmadık. Bilin- çaltının neyi, ne zaman, hangı şiddette kaydettiğini ve bunun nedenini bugüne dek kim çöze- bilmiş ki?.. Boyner, Digor'da bir kahve- hanenin önünde toplanan Di- gorlularla sohbet ediyor. Çev- remiz çapraz fişekliklerini biraz da 'korkutmalık' kuşanmış ^Özel Tim Rambolan' ile çevrili. İnsanlar ürkek. İnsanlar bu iyi giyimli, bakımlı, kadınlı erkekli İstabullular'a vabancı. Biz de *bakalım ne olacak' hesabı, kah- venin çevresinde dolanıyoruz. Boğuk bir ses. sohbete İcanşır gibi konuşmaya başladı. Boy- ner'e mi anlatıyor, yanıbaşında duran bize mi, yoksa kendi kendine mi konuşuyor belirsiz: "Bi/ ezilmişik bey. Biz zulüm görmüşük. Bak ben yetmişikki yaşşındayun. Aha benim tu- manımı (uzun iç donu) indirip bakmışlardır. Sunnetli miyim, degil miyim bakmışlardır. He babo, gelinimin, kızımın, torunu- mun önünde tumanımı indirmiş- lerdir. Gecce gerilla gelmiştir, "Bize ekmek veresin, su veresin. yatacak yer gösteresin. yok ise seni vururuz' demiştir. Su »er- mişimdir, ekmek \ermişimdir, döşşek sermişimdir. Zabbah ol- muştur. Gerilla gitmiştir, aha bu Özzel Tim gelmişdir. Vay sen teröriste ekmek vermişindir, su vermişindir, döşşek sennişin- dir' demiştir. Basmıştır zoppayı. Tumanımı indirmiştir gelinimin, gızımın önünde. 'Bir daha edır- sen seni vururuz', demişdir. De bana babo, şimdi bu fakir ne et- sindir? Yüzünü dağa dön ölüm gorkusu, yüzünü düze dön ölüm gorkusu. E ne olacak babo? Dağdaki de memleket çoccu- gudur, düzdeki de memleket çoccugudur. Babo, bu çoccuklar ölmesin. Bir çare yok mudur babof' Banşı isti>oruz Ülkede banşı hepimiz istiyo- ruz. Tamam. Ama bu bizim 'aydınca' bir tercihimiz. Bir dü- şünce üriinü. Digor'da farklı. Digor'da banş özlemi ekmek gibi. su gibi yaşamal bir ihtiyaç. Digor'da banş, ülkemizin kanayan ya- rasına siyasal, demokraük bir çözüm özlemi elle tutulur, gözle görülür olmuş. Ne yapmalı? Politikacılan. karar ve hüküm ve iktidar sa- hiplerini birer birer, beşer onar Digor'a mı getirmeli? Digor'- daki o boğuk sesi mi dinletmeli? Bu yaa burada bitsin. Siz -n'- olur- kısacık da olsa, bir kaç sa- niyecik de sürse Digor'u, Di- gor'daki o boğuk sesli. ko- caman pos bıyıklı, yüzü kınş kınş ihtiyar yurttaşımızı düşü- nün. Biz de mesleğimizi. halkın haber alma özgürlüğünü ger- çekleştirme mesîeğini yürütme- ye çalışalım. Meraklısına not: Digor'da kahvehane sohbetine katılma yürekliliğini gösteren. salt izle- mekle yeünmeyip söz alanlar. Boyner ve yanındakiler Digor"- dan aynldıktan sonra gözaltına alındılar, 'usuiüne uygun' sorgu- landılar. üç saat sonra, kimlik tespiti yapılıp serbest bırakıldı- lar. Karayalcın, Martinez'i kabul etti € SHP Güneydoğu'ya farkh yaklaşıyor' Ehliyet ve kredi kartlanmı kaybettim. kaybettim. Hükümsüzdür. HALİL İBRAHİM ÖZÇELİK ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardıması Murat Kara- yalcın. Türkiye'de insan hak- lannın Avrupa'nın gerisinde ol- masını kabul etmeyeceklerini söyledi. Karayalcın, "Kürt soru- nu" konusundaki çözümün ülke- nin bütünlüğü, devletin birliği ve halkın tümlüğü çerçevesinde, yeni özgürlüklerin kullanılmasıy- la gerçekleşebileceğini bildirdi. Karayalcın, Avrupa Konseyi Pariamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı \liquel Angel Martinez başkanhğındaki heyeti dün ka- bul etti. Martinez, Karayalçın'a, Türkiye'ye gelişlerinin asıl amaanın, "Siz. partiniz ve başba- kanınız gibi demokrasiyi geliştir- mek için çaba gösterenfcri destek- lemektir" dedi. Martinez, Dışişleri Bakanı Mümtaz Şoysal'la da görüştü. Martinez'in temaslan sırasında, Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya ahnması "tehB- kesinüı" gündeme girmekte ol- duğunu bildirdiği öğrenilfli. Martinez'in başkanbk ettiği he- yette, AKPM'deki çeşitli siyasal eğilimlerin temsilcileri de bulunu- yor. Karayalcın, Martinez'i kabu- lünde yaptığı konuşmada, Kon- sey'in Türkiye'ye gösterdiği ilgiye teşekkür ederek, SHP'nin. Gü- neydoğu sorununa "Kürt sonı- mı" olarak yaklaşan tek parti ol- duğunu söyleyerek Kürt kökenli yurttaşlann özgürlüklerinin arttınlmasını istediklerini söyle- di. Karayalcın, SHP'nin "ülkenin bütünlüğü, devletin tekliği ve halkın tümlüğü konusunda büyü duyarhlık taşıdığını" söyleyerek, Kürt sorunu ile terör arasında aynm yaptıklannı. teröre karşı mücadeledeki başanlannı daha da geliştireceklerini söyledi. Martinez, gazetecilerin soru- lanna karşıbk, Türkiye'nin ana- yasa, insan haklan ve Güney- doğu sorunu konulannda "dddi bir ilerleme" sağlaması gerektiği- ni vurguladı. Vehbi Koç'la görüşme SHP Genel Başkanı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardıması Murat Karayalçın, ünlü işadamı Vehbi Koç ile özel bir görüşme yaptı. Dün akşam İstanbul'a ge- len Murat Karayalcın, havaa- lanından Vehbi Koç'un Sanyer'- deki evine gitti. Saat 20.OO'deki yemeğe 20.30'da yetişebilen Karayalçın'ın Koç ile görüsmesi yaklaşık 2 saat sürdü. SHP Istan- bul İl Başkanı Ali Özcan'ın da hanr bulunduğu yemekten sonra gazetecilerin sonılannı yanıtla- yan Karayalcın, "Vehbi Koç ile Ankara Belediye Başkanhğı yaptığun dönemden gelen bir dost-, luğumuz var. Zaman zaman bir araya getiriz"dedi. Yemekte, ülke sorunlannı görüştüklerini ifade eden Karayalcın, "Çok şey görüştük. Ülkenin sorunlarıyla il- gili görüşlerimizi birbirimize an- lattık. Anılanmızı anlattık." şek- linde konuştu. Görüşme talebi- nin Vehbi Koç'tan geldiği öğre- nildi. Gazetecilerin fotoğraf çek- me istekleri ise Koç tarafından reddedildı. Güzel İnsan, Ölüm var Pusu kurmuş Arsızgecenin Ellerindegörünmekte Sevgivar ileteceğigüne erişmek için toprak altındayeşermekte Ölümün böylesini kabullenmek elde mi?.. Ne söylenebilir böyle gidişine ve ne gelir elden, kavgana aynı yolda devam etmekten başka... Güner Zorlu, İsmet Çoban, Ayhan Kaçar, Ethem Dalkdıç, Avni Özcan, Mehmet Gümüş, Bilge Zincirkıran, Ahmet Özdemir, Nurten Üziim, Aliye Akbaba, Cemal Güler, Belgin Oflazoğlu, Meral Çıplak, Kamil Durdağın, İbrahim Renkvermez, Canan Aslan, Celal Özden, Ruşan Erdoğan, Hamza Yddız, Ali Koç, Erol Yılmaz, Vicdan Bavkara, Ayhan Erdoğan, Yusuf Ahnpak, Doğan Görgü, Ali Ünüvar, Ayşe Doğan, Sinan Soğuksu, Hüseyin Polat, Aynur Demir, Ersin Yılmaz, Makbule Polat, Osman Nuri Atılgan, Mehmet Açar, Sema Düzcü, Özgür Çoban, Kazım Gönül, Erhan Atak, Erhan Karagöz, Erdem Aksoy, Güneş Aksoy, Serpil Otay, Kazım Otay, Ahmet Toraman, Emel-Nizamettin Karadaş, Enis Baykal, İnan Balah, Aysel Karaosmanoğlu, Hikmet Yddız, Yüksel Tutak, Kadir Özdemir, Mehmet Akkuş, Ali Yavuz, Çiğdem Kuvel, Hıdır Alan, Ahmet Çelikten, Hasan Boran, İlyas Ataş, Metin Erten, Zeki Türkmen, Önder Alan, Bülent Karakaş, Aysel Yucak, Mihriban Alan, Barış Alan. Soysal-Çulhaoğlu anlaşmazlığı Vizeyekarşıvize kârarnamesi Başbakaıdık'ta • Dışişleri Bakanı Soysal, kararnameyi Başbakanlık'a sevkettiklerini, uygulamanın 1 ocakta başlatılacağını söyledi. Soysal, uygulamanın yanlış anlaşıldığını ve karşı vizenin "kapı \izesi' biçiminde gerçekleştirileceğini bildirdi. TL'REY KÖSE ANKARA - Dışişleri Ba- kanı Mümtaz Soysal Sizeye karşı vize' uygulamasına iliş- kin kararnamenin Başba- kanlık'a se\ kedildiğini bildir- di. Soysal, "Girişte para alma- cak, kapı vizesi uygulanacak. Bu uygulama yanlış anlaşılı- yor" dedi. Turizm Bakanı Ha- lil Çulhaoğlu ise, vize uygula- masının turizme zarar verebi- lcccğını. 'onur kadar, çıkar- lann da önemli olduğunu'savu- narak, kararnameyi imzala- mayabileceğini söyledi. Yeni Dışişleri Bakanı Mümtaz Soy- sal'ın 'güçlü, onurlu devlet için Uişkilerde karşılıklılık' ilkesi doğmltusunda Sizeye karşı vize' uygulanmasına ilişkin yaklaşırru üzerine başlatılan çalışmalar tamamlandı. Tu- rizm sektörü temsilcilerinin zarar görecekleri savıyla karşı çıktıklan uygulama konusun- da Soysal, kararh bir tavır ser- gileyerek hazırlıklan sürdür- dü. Soysal, Cumhuriyet'in bu konudaki sorulanna şu yanıtı verdi: "Kararnameyi hazı- rlayıp Başbakanlık'a sevkettik. Bakanlar Kurulu'nda ele alına- cak. Ocakta başlaması öngö- rülüyor. Ancak bu uygulama kamuoyunda yanlış anlaşıldı. Bize vize uygulayan herkese vize konmuvor. Türkiye ile >ize muafiyeti anlaşması olan, an- cak sonradan tek tarafiı olarak bu aniaşmayı ihlal eden ülkele- re kapı vizesi uygulanacak. Gi- rişte para alınacak. Şu anda İngiltere'ye yapttğımız uygula- ma gibi." Bakanlar Kurulu'- nda Dışişleri Bakanlığı tarafı- ndan hazırlanan kararname- nin kabul edilmesi durumun- da. 1 Ocak 1995 tarihinden başlayarak, geçmişte ikili ih'ş- kiler çerçevesinde yapılan an- laşmalan askıya alarak Türki- ye'ye vize uygulayan 'birinci gnıp' 12 ülkeye 'karşılıklılık il- kesi' uyannca vize uygulaması başlatılacak. Ancak bu konu- daki hazırhklar. turizm sektö- rü temsilcileri ve Turizm Ba- kanı Halil Çulhaoğlu tarafı- ndan tepkiyle karşılandı. Ko- nuyu Soysal ile de görüşen Çulhaoğlu. 'onur kadar , çı- karların da önemh' olduğunu' söyledi. Çulhaoğlu. sözlerini şöyle sürdürdü: "Tamam ulu- sal onur, karşılıklılık ilkesi önemli. Ancak o ülkelerin kon- jonkrtirleri ile bizimki farkİL Aynca çıkarlar da önemli. Tu- rizmimizin zarar göreceğini dü- şünüyonım. Bir de, kapıda para alınacaksa. olay ekono- mik olarak sunulmalı. Oysa si- yasi karar gibi anlatılıyor. Bu da, turizmimiz için olumsuz propagandalara mal/eme >eri- yor. Dikkatli olmak >e dikkatli adımlar atmak gerektiği kanısındayıra." Çulhaoğlu, kararnameyi imzalayıp imza- lamayacağına ilişkin sorumu- za da. "Gelsin bir görelim. An- cak kararnameyi imzalamaya- bilirün " yanıtını verdi. Önü- müzdeki günlerde Soysal'ın ikna için Çulhaoğlu üe görüşe- bileceği bildirildi. Hakimevi ndeki toplantı bugün Düşünceyeözgürlük komisyonutoplanıyor AıNKARA (Cumhurijet Büro- su) - Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın. düşüncenin açı- klanmasını suç sayan yasalann belirlenmesi amaayla oluştur- duğu komisyon. bugün çalışma- lanna başlıyor. Moğultay'ın. Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal. Türkiye Baro- lar Birliği. Ankara. İstanbul ve İzmir barolan, Çağdaş Gazete- ciler Derneği. Ankara. tstanbul ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti. Basın Konse>i. anavasa hukuk- çusu Ugur Alacakaptan. İstan- bul Üniversitesi basın hukuku öğretim üyesi Çetin Özek. Bü- lent Tanör ve Prof. Dr.Oya Arash'dan oluşturduğu komis- yon, Hakimevi'nde toplanacak. Toplantıda, düşüncenin açı- klanmasını, "cebir ve baskı' ile bir tütarak terör suçu' sayan Terörle Mücadele Yasası ile iç mevzuattaki diğer hükümler konusunda görüş alınacağı be- lirtildi. SHP'nin, düşünce özgürlüğü- ne ilişkin teklifleri sürüncemede kalırken, Moğultay'ın, akade- mik çalışmalar ve Türkiye gene- linde propaganda ile geniş bo- \-utlu bir kampanya başlatmayı planladığı öğrenildi. Mesut Yılmaz ölümden döndü 6 Senî liboşlara, medya çakallarına yedirtmeyiz' UCağin laStlğf patlOdl ANAP lideriyleeşi, 38 milletvekili ve gazetecileri taşıyan uçağın lastiği Afyon'a iniştepatladı.Olasıfaciaucuzatlatıldı. OSMAN AYDOĞAN AFYON - ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yümaz, hükümeti erken seçime zorlamak ve olası bir erken seçimi kazanabilmek amaayla "iktidan protesto ve erken seçime davet" mitinglerine başladı. Afyon'da "Yetti Gari" mıtingınde konuşan Yılmaz, en geç 1995 yıhnda erken seçimin olacağını belirterek "Bize destek olup güvenirscniz tüm dertierini- zin üstesinden geliriz. 3 yddır sır- tınızda oruran bu hükümeti bera- ber süpürürüz" dedı. Başbakan Tansu Çiller'in ilçe ilçe gezip futbol takımlanyla oy avahğı yaptığmı söyleyen Yılmaz, "Başbakan'ın 3. lig'e düsürdüğü Türkiye'yi 1. Lig'e taşımava talibiz" dedi. Mesut Yılmaz. eşi Berna Yılmaz, 38 milletvekili ve ban gazetelerin yazarlanm Afyon'a getiren özel uçağın lastiği, Afyon Havaa- lanına inişi sırasında patladı. Lastiğin havadayken inmeye başladığı. iniş sırasında ise tü- müyle patladıgı anlaşıldı. Böl- gede süren tatbikat nedeniyle havada tur atan uçağın bir süre daha gecikmesinin iniş sırasında bü>ük tehlike yaratabileceği, bu gecikmenin olmamasının bir fa- dayı önlediği ifade edildi. Afyon'da, "Seni liboşlara, b»- zı medya çakallarına, siyaset kurtlanna yedirtme>iz", "Tansu ÇiUer başvekil, işçi köylü ac- sefil" ve "Yetti gari, bıcak kemi- ğe dayandı" pankartlanyla kar- şılanan Yılmaz, mitingde hükü- meti sert biçimde eleşürdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle