Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CüMHURİYET 3 EYLÜL1994 CUMARTESİ
HABERLER
Turan Oursun
Amlıyor
• ANKAKA (Cumhuriyet
Bûrosu)-4Eylüll990'da
öldürülen yazar Turan
Dursun. ölümünün dördüncü
yıldönümünde Ankara
Cebeci Mezarbğı'ndaki
mezan başında törenle
anılacak.Saatll.OO'de
düzenlenecek toplanüda
Çağdaş Gazeteciler Derneği
Genel Başkanı Mustafa
Ekmekçi, Aydınlık Gazetesi
Ankara Temsildsi Hasan
YaJçın ve Turan Dursun'un
oğlu Abit Dursun birer
konuşma yapacaklar. Anma
toplantısına Turan
Dursun'un eşi ve çocuklan da
katılacak.
Atama karariarı
• ANKARA (AA)-
Kütüphaneler Genel
Müdürlüğü'ne Genel Müdür
Yardıması Gökçin YaJçın
getirüdi. Kütüphaneler
Genel Müdürü Prof. Dr.
Tülin Sağlamtunç ise
Hacettepe Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Kütüphanecilik
Bölümü'ndeki görevine
döndü. Resmi Gazete'de
yayımlanan kararlara göre
Ankara Milli Eğitim
Müdürlüğü'ne Hakkı
Güngör, Amasya Milli
Eğitinı Müdürlüğü'ne
İbrahim Salduz, Kayseri
Milli Eğitim Müdürlüğü'ne
Rafet Kameroğlu, Burdur
Müli Eğitim Müdürlüğü'ne
Ramazan Özgüleş, Tunceli
Milli Eğitim Müdürlüğü'ne
Hamza Doğuç atandı. Milli
Eğitim Bakanlığı Erkek
Teknik Öğretim Genel
Müdürü ibrahim Çoksak
Bakanlık MüşavirliğTne,
Çoksak'tan boşalan göreve
de Talim ve Terbiye Kurulu
üyesi Mehmet Temel
getirildi.
Canbolat-Sümep
•ANKARA (AA)- Lübnan
Ilerici Sosyalist Partisi lideri
ve iskandan sorumlu Devlet
Bakanı Velid Canbolat,
Lübnan'ın iman için Türk
müteahhitlerinin katkıda
bulunacağına ınandığını
söyledi. Canbolat, Devlet
Bakanı Salih Sümer'i bugün
makamında ziyaret ederek
bir süre görüştü. Görüşmede
Toplu Konut İdaresi
Başkanı Yiğit Gülöksüz de
bulundu. Canbolat,
gazeteclerin sorusu üzerine
ülkesinde savaş döneminde
yaklaşık 25 bin konutun
tahrip olduğunu kaydederek,
bunlann yeniden yapımında
Türkiye ile işbirliği yapmak
istediklerini bildirdi.
Canbolat, bu amaçla iki
ülkenin toplu konut alanında
yapabilecekleri işbirliği
konusunda teknik heyetlerin
bir araya geleceklerini
söyledi.
TMMOB'den
geçici işçilere
destek
•ANKARA (ANKA)-
Türkiye Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği (TMMOB)
Başkanı Yavuz Önen,
hükümetin geçici işçilere
yönelik poiitikasını
eleştirerek sayıkn yüzbine
varan geçici işçilerin kapı
önüne konulamayacağînı
söyledi. Yayuz Önen, siyasi
iktidarlann iş güvencesinin
ve işsizlik sigortasının
olmadığı bir ortamda
yüzbinlerce kadroyu geçici
statüde tutarak politik
amaçlarla kullanmak
istediğini belirtti.
Didar Şensoy
anıldı
• İstanbol Haber Servfea -
tnsan Haklan DerneğTnin
(İ HD) kuruculanndan Didar
Şensoy'un ölümünün 7.
yıldönümü nedeniyle İHD
Istanbul Şubesi Cezaevi
Komisyonu üyeleri
Bayrampaşa Cezaevi önünde
basın açıklaması yaptılar.
Banş Haftası olması
nedeniyle banşı simgeleyen
güvercinleri de uçuran üyeler
polis müdahalesi olmadan
dağıldılar.
Sıvas sanıklanndan 26'sının anlatımlanyla tanık ifadelerinin çeliştiği anlaşıldı
Taıııkifadeleri, saıuklandoğrulamıyor
ERGÜN AKSOY
ANKARA - Ankara Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'nde (DGM) "gizM" görülmekte olan
156 sanıklı Sıvas davasında, sanık ifadeleriyle
tanık ifadelerinin çeliştiği anlaşıldı. Kayseri ve
Sıvas cumhuriyet savcıhklannca "yemiııli ifa-
deteri" alınan güvenlik görevlilerinin sanıklan
teşhis ettikleri bildirildi.
Davanın bir numaralı sanığı Halil İbrahim
Düzbiçef"'in gözaltına alındıktan sonra, emni-
yette yapılan sorgusunda, olay günü eve git-
mek üzere işten çıktığını savunarak şunlan
söyledi:
"Evime giderken Madımak Oteli yamnda ve
civannda kalabalık bir gnıp vardı. Bu kalabab-
ğa katikhm. Toplulukla biriikte tekbir getirdim
ve 'Şeytan Aziz; Sıvas Aziz'e mezar olacak;
Kanırruz aksa da zafer Islamın; Vali istifa' slo-
ganlannı attım. Kalabalık oteli taşlayınca ben
de taşladım. Külrür sitesinin önûndeki heykel sö-
külerek kalabalığuı bulunduğu vere getirildi. Bu
arada, otelin içerisine doğru giiveniik güçlerinin
yapmış bulunduğu çember kırılarak otele giril-
meje başlandı. Bu sırada ben. topluluğun ön saf-
larında bulunuyordum. Nereden geldiğini bilme-
diğim bir taş alnıma çarptı ve kanamav a başladı.
Çevremdekilerin u> arısı sonucu eczaneye gittim.
Olavlar sırasında taş attım. slogan attım, ancak
otelin \akılmasına kanşmadım."
Hakkında ıdam cezası istenen Düzbiçer'le il-
gili güvenlik görevlilerinin anlatımlan ise şöyle:
Rahim Çahşkan:
- Madımak Oteli'nin önüne ozanlar heykeli
getirilmişti. Düzbiçer'i eline bir sopa almış,
çılgın gibi heykele vururken, heykeli parçalar-
ken gördüm. Hatta elinden sopayı almak ister-
ken. sopası elimi yaraladı. Kendisini kesin ola-
rak teşhis ettim.
Ekrem Nakı:
- Düzbiçer'i kültür merkezinin önünde ozan-
lar heykelini kazmalarken gördüm. Kazmayı
elinden almaya çalışırken kafasından yara-
landı. Slogan atıyordu. Bir ara otele girdi. Eş-
yalan dışan attı. Aşağı inip alüminyumları
söktü. Adeta 'azgın bir mahluk' gibiydi.
Sami Ece (Sıvas Emniyet Müdür Yardımcısı):
- Otelin önûndeki barikatı >anp geçmeyi ba-
şaranlardandır. Sanık fevkalade saldırgandı.
Gözü dönmüştü. Otelin önünde bulunan ara-
bayı devirenlerdendir. Arabanın üzerine çıkıp
otelin ikinci katına geçti. Ne bulduysa aşağı
attı. Sonra Durmuş Tufan'ın akıttığı benzinle
elindeki bez parçasını ıslattı ve arabalan ateşe
verdi. Yangın böyle başlamıştır.
Davanın iki numaralı sanığı Yluhsin Erbaş
da emniyetteki sorgusunda, tekbir getirdırdiği-
ni, slogan attığını, eylemcıleri tanımadığını,
topluluğun otele yönelmesinden sonra eve git-
tiğini söyledi. Erbaş'la ilgili tanık ifadelerinde
ise şu görüşlere yer verildi:
Resul Karaer
- Sanığı video görüntüsünde kesin tespit et-
tim. Saat 15.00 sıralannda vilayet binası önün-
de, AIi Kurt'la biriikte kol kola slogan aüyor-
du. Oldukça hareketliydi.
Mustafa Uzun:
- Sanık Erbaş'ın kafasında takke, sırtında
cübbe vardı. Olayın başında gördüm. Olayın
her aşamasında içindeydi. Olayın başından so-
nuna kadar topluluğa öncülük ediyordu. Hat-
ta, millete tekbir diyor, Allahuekber diyordu.
Davanın 3 numaralı sanığı Ali Kurt ise emni-
yetteki ilk sorgusunda itiraflarda bulunduğu
anlaşıldı. Kurt'un itiraflan şöyle:
- Eşgalini hatırlayamadığım 15-16 yaşla-
nnda kişi BBP (Büyük Birlik Partisi) bâşlıklı
Bosna-Hersek bildirisi dağıtıyordu. Bildirinin
verildiği insanlara cami önünde toplanılması,
burada Aziz Nesın'in protesto edileceği söyle-
nıyordu. Bunun üzerine yüriiyüşe katıldım.
"Otele girenleri ve yakanlan gördüm, ancak bu
kişilen tanımıyonırn." Ancak, bu kişiler arası-
nda Öcan Bakın, Özkan Doğan, Mehmet, Seia-
mi, Sabahattin, Cabir Bulut'u kalabalık içinde
gördüm. Sebahattin veya Selami topluluğu
kışkıtan kişilerdi. Otelin yanında silah sesleri
gelmesi üzerine kaçtım. Daha sonra güvenlik
güçlerince yakalandım. Kurt'la ilgili tanıklığı-
na başvurulan güvenlik görevlilerinden Musta-
fa Uzun, "Nerede görev alırsam alayun, Ali
Kurt'un topluluğa öndertik ettiğini rahatlıkla
söylerim" derken, Ekrem Nalcı, şunlan anlattı:
- Sanık olaylann her aşamasında aktifti.
Topluluğu sürekli yönlendiriyordu. Vilayet
önünde, "Kanımız aksada zafer Islamın" slo-
ganı atıyordu. Otelin önûndeki barikatı yar-
maya çahşıyordu. Olayın başından sonuna ka-
dar topluluğa önderlik etti.
YDH lideri Cem Boyner ve arkadaşlan ile Kars, Ardahan, Artvin, Hopa yöresini dolaştık
Digor'daki,Ardahan'daki boğukses
AYDCV ENGtN
Yeni Demokrasi Hareketi'-
nin (YDH) lideri Cem Boyner
ve arkadaşlan ile Kars, Arda-
han, Artvin, Hopa yöresini do-
laştık.
Artık -galiba- biliniyor, Yeni
Demokrasi Hareketi partileşi-
yor. Sarunz ekim ayının ilk haf-
tasında Türkiye siyaset sahnesi-
ne yeni bir parti daha katılacak.
O yüzden de Boyner ve arka-
daşlan Anadolu gezilerine hız
verdiler. Eh, kim inkar edebilir,
Türkiye kamuoyunda YDH'ye
ve genç liderine belirgin bir ilgi
var. Düne kadar dudak büken
TV kanallan Boyner'le art arda
söyleşiler yayınlıyor; bundan
önceki toplantılannda biz,
çoğu kez 'numunelik' tek gaze-
teci iken, şimdi kamera ekipleri
Boyner'i taa Kars'larda, Arda-
han'larda kovalıyor. Besbelli ki
toplumda, en azından siyasetle
ilgilenen kesimlerde belirgin bir
ilgi kabarması var.
Bu koşullarda, Kars'ta ber-
bat bir otel odasmda baskıya
yetiştirmeye çaiıştığımız bu
yazıda bizim de YDH'den söz
etmemiz, Anadolu'nun bu en
uzak köşesinde Boyner ve arka-
daşlannın karşılanışma ilişkin
gözlem ve izlenimlerimizi ak-
tarmamız gerekir...
Ama öyle yapmayacağız.
Size 'Digor'daki boğuk ses'ten
söz edeceğiz. Hoşgörün. Boy-
ner'in gezisine ilişkin izlenimler
yanna kalsın.
Kars'a 40 kilometre, Erme-
nistan sınınna bir cigara içimi
uzaklıktaki Digor ilçesinden
gittik ve döndük... Yok durun,
biraz daha geriye, geçen yıla,
1993 Ağustosu'na dönelim.
O günlerde gazetenin mut-
fağında, yazıişlerinde görevliy-
dik. Telefon bağladılar. Sant-
raldaki hanım arkadaşımız.
"Bir adam var hattm öbür ucun-
da Aydın Bey". dedı "Digor'-
dan arıyormuş. Ağlıyor. Bağlı-
yayım mı efendim ?"
"Bağla tabü", dedik.
Bağlandı, hattın öteki ucun-
da bir ses, boğuk bir ses. Türk-
çeyi doğu ağnyla konuşan, aslı-
nda konuşamayıp ağlayan bo-
ğuk bir ses: "Sesimi duyur misen
gazeteci beg", dedi. "Sesinıizi
duyur misen? Burada katliam al-
Yeni Demokrasi Hareketi'nin (YDH) lideri Cem Boyner ve arkadaşlan ile Kars, Ardahan, Artvin, Hopa yöresini dolaştı.
muştur. Canlar gunlmıştir. Çokh
adam ölmüşdir. Çaresiz
kauTnşızdu-. Yukarıdan terör
vurmuştur. Aşşagıdan özel tim
vurmuştur. Çok adam ölmüştür.
Halk yürûmüştür. Köyler Di-
gor'a inmiştir. Digor'da
cankınmı ounuştur. Digor'da
her hane kanamıştır..."
Boğuk ses sürerken, tık' tele-
fon kesildi. Bölgedeki muhabir
arkadaşlanmızı hareketlendir-
dik. Erzurum'daki arkadaşımız
sonunda olayı doğrulatabildi.
Arkadaşlarla konuşup yayı-
mlamaya karar verdik. O gün.
Digor haberi birinci sayfanın
manşetiydi.
Haberin ömrii 24 saat. Ertesi
gün başka olaylar, başka ha-
berler... Yaşam sürdü gitti.
Ama biz telefondaki o boğuk
sesi hiç unutamadık. Meslek
gereği onca cankınmı tanığı ol-
duk (Kanlı Pazar. 77 1
Mayıs'ı); iç savaş benzeri 1977-
1980 arasında ya haber yazdık
ya yazılmış haberleri değerlen-
dirdik; Afganistan'a gittik, sa-
vaş gördük. Elbette etkilendik.
Ama -belki de bir tür mesleki
bozulmadır bu- zaman geçtikçe
unuttuk. Gördüklerimiz, ya-
şadıklanmız belleğimizin derin-
liklerine itildi.
Ama Digor'daki boğuk sesi
-nedense- hiç unutmadık. Bilin-
çaltının neyi, ne zaman, hangı
şiddette kaydettiğini ve bunun
nedenini bugüne dek kim çöze-
bilmiş ki?..
Boyner, Digor'da bir kahve-
hanenin önünde toplanan Di-
gorlularla sohbet ediyor. Çev-
remiz çapraz fişekliklerini biraz
da 'korkutmalık' kuşanmış
^Özel Tim Rambolan' ile çevrili.
İnsanlar ürkek. İnsanlar bu iyi
giyimli, bakımlı, kadınlı erkekli
İstabullular'a vabancı. Biz de
*bakalım ne olacak' hesabı, kah-
venin çevresinde dolanıyoruz.
Boğuk bir ses. sohbete İcanşır
gibi konuşmaya başladı. Boy-
ner'e mi anlatıyor, yanıbaşında
duran bize mi, yoksa kendi
kendine mi konuşuyor belirsiz:
"Bi/ ezilmişik bey. Biz zulüm
görmüşük. Bak ben yetmişikki
yaşşındayun. Aha benim tu-
manımı (uzun iç donu) indirip
bakmışlardır. Sunnetli miyim,
degil miyim bakmışlardır. He
babo, gelinimin, kızımın, torunu-
mun önünde tumanımı indirmiş-
lerdir. Gecce gerilla gelmiştir,
"Bize ekmek veresin, su veresin.
yatacak yer gösteresin. yok ise
seni vururuz' demiştir. Su »er-
mişimdir, ekmek \ermişimdir,
döşşek sermişimdir. Zabbah ol-
muştur. Gerilla gitmiştir, aha bu
Özzel Tim gelmişdir. Vay sen
teröriste ekmek vermişindir, su
vermişindir, döşşek sennişin-
dir' demiştir. Basmıştır zoppayı.
Tumanımı indirmiştir gelinimin,
gızımın önünde. 'Bir daha edır-
sen seni vururuz', demişdir. De
bana babo, şimdi bu fakir ne et-
sindir? Yüzünü dağa dön ölüm
gorkusu, yüzünü düze dön ölüm
gorkusu. E ne olacak babo?
Dağdaki de memleket çoccu-
gudur, düzdeki de memleket
çoccugudur. Babo, bu çoccuklar
ölmesin. Bir çare yok mudur
babof'
Banşı isti>oruz
Ülkede banşı hepimiz istiyo-
ruz. Tamam. Ama bu bizim
'aydınca' bir tercihimiz. Bir dü-
şünce üriinü.
Digor'da farklı. Digor'da
banş özlemi ekmek gibi. su gibi
yaşamal bir ihtiyaç. Digor'da
banş, ülkemizin kanayan ya-
rasına siyasal, demokraük bir
çözüm özlemi elle tutulur, gözle
görülür olmuş.
Ne yapmalı? Politikacılan.
karar ve hüküm ve iktidar sa-
hiplerini birer birer, beşer onar
Digor'a mı getirmeli? Digor'-
daki o boğuk sesi mi dinletmeli?
Bu yaa burada bitsin. Siz -n'-
olur- kısacık da olsa, bir kaç sa-
niyecik de sürse Digor'u, Di-
gor'daki o boğuk sesli. ko-
caman pos bıyıklı, yüzü kınş
kınş ihtiyar yurttaşımızı düşü-
nün.
Biz de mesleğimizi. halkın
haber alma özgürlüğünü ger-
çekleştirme mesîeğini yürütme-
ye çalışalım.
Meraklısına not: Digor'da
kahvehane sohbetine katılma
yürekliliğini gösteren. salt izle-
mekle yeünmeyip söz alanlar.
Boyner ve yanındakiler Digor"-
dan aynldıktan sonra gözaltına
alındılar, 'usuiüne uygun' sorgu-
landılar. üç saat sonra, kimlik
tespiti yapılıp serbest bırakıldı-
lar.
Karayalcın, Martinez'i kabul etti
€
SHP Güneydoğu'ya
farkh yaklaşıyor'
Ehliyet ve kredi kartlanmı
kaybettim. kaybettim.
Hükümsüzdür.
HALİL İBRAHİM
ÖZÇELİK
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - SHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardıması Murat Kara-
yalcın. Türkiye'de insan hak-
lannın Avrupa'nın gerisinde ol-
masını kabul etmeyeceklerini
söyledi. Karayalcın, "Kürt soru-
nu" konusundaki çözümün ülke-
nin bütünlüğü, devletin birliği ve
halkın tümlüğü çerçevesinde,
yeni özgürlüklerin kullanılmasıy-
la gerçekleşebileceğini bildirdi.
Karayalcın, Avrupa Konseyi
Pariamenterler Meclisi (AKPM)
Başkanı \liquel Angel Martinez
başkanhğındaki heyeti dün ka-
bul etti. Martinez, Karayalçın'a,
Türkiye'ye gelişlerinin asıl
amaanın, "Siz. partiniz ve başba-
kanınız gibi demokrasiyi geliştir-
mek için çaba gösterenfcri destek-
lemektir" dedi.
Martinez, Dışişleri Bakanı
Mümtaz Şoysal'la da görüştü.
Martinez'in temaslan sırasında,
Türkiye'nin Avrupa Konseyi
üyeliğinin askıya ahnması "tehB-
kesinüı" gündeme girmekte ol-
duğunu bildirdiği öğrenilfli.
Martinez'in başkanbk ettiği he-
yette, AKPM'deki çeşitli siyasal
eğilimlerin temsilcileri de bulunu-
yor.
Karayalcın, Martinez'i kabu-
lünde yaptığı konuşmada, Kon-
sey'in Türkiye'ye gösterdiği ilgiye
teşekkür ederek, SHP'nin. Gü-
neydoğu sorununa "Kürt sonı-
mı" olarak yaklaşan tek parti ol-
duğunu söyleyerek Kürt kökenli
yurttaşlann özgürlüklerinin
arttınlmasını istediklerini söyle-
di. Karayalcın, SHP'nin "ülkenin
bütünlüğü, devletin tekliği ve
halkın tümlüğü konusunda büyü
duyarhlık taşıdığını" söyleyerek,
Kürt sorunu ile terör arasında
aynm yaptıklannı. teröre karşı
mücadeledeki başanlannı daha
da geliştireceklerini söyledi.
Martinez, gazetecilerin soru-
lanna karşıbk, Türkiye'nin ana-
yasa, insan haklan ve Güney-
doğu sorunu konulannda "dddi
bir ilerleme" sağlaması gerektiği-
ni vurguladı.
Vehbi Koç'la görüşme
SHP Genel Başkanı. Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardıması
Murat Karayalçın, ünlü işadamı
Vehbi Koç ile özel bir görüşme
yaptı. Dün akşam İstanbul'a ge-
len Murat Karayalcın, havaa-
lanından Vehbi Koç'un Sanyer'-
deki evine gitti. Saat 20.OO'deki
yemeğe 20.30'da yetişebilen
Karayalçın'ın Koç ile görüsmesi
yaklaşık 2 saat sürdü. SHP Istan-
bul İl Başkanı Ali Özcan'ın da
hanr bulunduğu yemekten sonra
gazetecilerin sonılannı yanıtla-
yan Karayalcın, "Vehbi Koç ile
Ankara Belediye Başkanhğı
yaptığun dönemden gelen bir dost-,
luğumuz var. Zaman zaman bir
araya getiriz"dedi. Yemekte,
ülke sorunlannı görüştüklerini
ifade eden Karayalcın, "Çok şey
görüştük. Ülkenin sorunlarıyla il-
gili görüşlerimizi birbirimize an-
lattık. Anılanmızı anlattık." şek-
linde konuştu. Görüşme talebi-
nin Vehbi Koç'tan geldiği öğre-
nildi. Gazetecilerin fotoğraf çek-
me istekleri ise Koç tarafından
reddedildı.
Güzel İnsan,
Ölüm var
Pusu kurmuş
Arsızgecenin
Ellerindegörünmekte
Sevgivar
ileteceğigüne erişmek için
toprak altındayeşermekte
Ölümün böylesini kabullenmek elde mi?..
Ne söylenebilir böyle gidişine ve ne gelir elden, kavgana
aynı yolda devam etmekten başka...
Güner Zorlu, İsmet Çoban, Ayhan Kaçar, Ethem Dalkdıç, Avni
Özcan, Mehmet Gümüş, Bilge Zincirkıran, Ahmet Özdemir, Nurten
Üziim, Aliye Akbaba, Cemal Güler, Belgin Oflazoğlu, Meral Çıplak,
Kamil Durdağın, İbrahim Renkvermez, Canan Aslan, Celal Özden,
Ruşan Erdoğan, Hamza Yddız, Ali Koç, Erol Yılmaz, Vicdan
Bavkara, Ayhan Erdoğan, Yusuf Ahnpak, Doğan Görgü, Ali Ünüvar,
Ayşe Doğan, Sinan Soğuksu, Hüseyin Polat, Aynur Demir, Ersin
Yılmaz, Makbule Polat, Osman Nuri Atılgan, Mehmet Açar, Sema
Düzcü, Özgür Çoban, Kazım Gönül, Erhan Atak, Erhan Karagöz,
Erdem Aksoy, Güneş Aksoy, Serpil Otay, Kazım Otay, Ahmet
Toraman, Emel-Nizamettin Karadaş, Enis Baykal, İnan Balah, Aysel
Karaosmanoğlu, Hikmet Yddız, Yüksel Tutak, Kadir Özdemir,
Mehmet Akkuş, Ali Yavuz, Çiğdem Kuvel, Hıdır Alan, Ahmet
Çelikten, Hasan Boran, İlyas Ataş, Metin Erten, Zeki Türkmen,
Önder Alan, Bülent Karakaş, Aysel Yucak, Mihriban Alan,
Barış Alan.
Soysal-Çulhaoğlu anlaşmazlığı
Vizeyekarşıvize
kârarnamesi
Başbakaıdık'ta
• Dışişleri Bakanı Soysal, kararnameyi Başbakanlık'a
sevkettiklerini, uygulamanın 1 ocakta başlatılacağını
söyledi. Soysal, uygulamanın yanlış anlaşıldığını ve karşı
vizenin "kapı \izesi' biçiminde gerçekleştirileceğini bildirdi.
TL'REY KÖSE
ANKARA - Dışişleri Ba-
kanı Mümtaz Soysal Sizeye
karşı vize' uygulamasına iliş-
kin kararnamenin Başba-
kanlık'a se\ kedildiğini bildir-
di. Soysal, "Girişte para alma-
cak, kapı vizesi uygulanacak.
Bu uygulama yanlış anlaşılı-
yor" dedi. Turizm Bakanı Ha-
lil Çulhaoğlu ise, vize uygula-
masının turizme zarar verebi-
lcccğını. 'onur kadar, çıkar-
lann da önemli olduğunu'savu-
narak, kararnameyi imzala-
mayabileceğini söyledi. Yeni
Dışişleri Bakanı Mümtaz Soy-
sal'ın 'güçlü, onurlu devlet için
Uişkilerde karşılıklılık' ilkesi
doğmltusunda Sizeye karşı
vize' uygulanmasına ilişkin
yaklaşırru üzerine başlatılan
çalışmalar tamamlandı. Tu-
rizm sektörü temsilcilerinin
zarar görecekleri savıyla karşı
çıktıklan uygulama konusun-
da Soysal, kararh bir tavır ser-
gileyerek hazırlıklan sürdür-
dü. Soysal, Cumhuriyet'in bu
konudaki sorulanna şu yanıtı
verdi: "Kararnameyi hazı-
rlayıp Başbakanlık'a sevkettik.
Bakanlar Kurulu'nda ele alına-
cak. Ocakta başlaması öngö-
rülüyor. Ancak bu uygulama
kamuoyunda yanlış anlaşıldı.
Bize vize uygulayan herkese
vize konmuvor. Türkiye ile >ize
muafiyeti anlaşması olan, an-
cak sonradan tek tarafiı olarak
bu aniaşmayı ihlal eden ülkele-
re kapı vizesi uygulanacak. Gi-
rişte para alınacak. Şu anda
İngiltere'ye yapttğımız uygula-
ma gibi." Bakanlar Kurulu'-
nda Dışişleri Bakanlığı tarafı-
ndan hazırlanan kararname-
nin kabul edilmesi durumun-
da. 1 Ocak 1995 tarihinden
başlayarak, geçmişte ikili ih'ş-
kiler çerçevesinde yapılan an-
laşmalan askıya alarak Türki-
ye'ye vize uygulayan 'birinci
gnıp' 12 ülkeye 'karşılıklılık il-
kesi' uyannca vize uygulaması
başlatılacak. Ancak bu konu-
daki hazırhklar. turizm sektö-
rü temsilcileri ve Turizm Ba-
kanı Halil Çulhaoğlu tarafı-
ndan tepkiyle karşılandı. Ko-
nuyu Soysal ile de görüşen
Çulhaoğlu. 'onur kadar , çı-
karların da önemh' olduğunu'
söyledi. Çulhaoğlu. sözlerini
şöyle sürdürdü: "Tamam ulu-
sal onur, karşılıklılık ilkesi
önemli. Ancak o ülkelerin kon-
jonkrtirleri ile bizimki farkİL
Aynca çıkarlar da önemli. Tu-
rizmimizin zarar göreceğini dü-
şünüyonım. Bir de, kapıda
para alınacaksa. olay ekono-
mik olarak sunulmalı. Oysa si-
yasi karar gibi anlatılıyor. Bu
da, turizmimiz için olumsuz
propagandalara mal/eme >eri-
yor. Dikkatli olmak >e dikkatli
adımlar atmak gerektiği
kanısındayıra." Çulhaoğlu,
kararnameyi imzalayıp imza-
lamayacağına ilişkin sorumu-
za da. "Gelsin bir görelim. An-
cak kararnameyi imzalamaya-
bilirün " yanıtını verdi. Önü-
müzdeki günlerde Soysal'ın
ikna için Çulhaoğlu üe görüşe-
bileceği bildirildi.
Hakimevi ndeki toplantı bugün
Düşünceyeözgürlük
komisyonutoplanıyor
AıNKARA (Cumhurijet Büro-
su) - Adalet Bakanı Mehmet
Moğultay'ın. düşüncenin açı-
klanmasını suç sayan yasalann
belirlenmesi amaayla oluştur-
duğu komisyon. bugün çalışma-
lanna başlıyor.
Moğultay'ın. Dışişleri Bakanı
Mümtaz Soysal. Türkiye Baro-
lar Birliği. Ankara. İstanbul ve
İzmir barolan, Çağdaş Gazete-
ciler Derneği. Ankara. tstanbul
ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti.
Basın Konse>i. anavasa hukuk-
çusu Ugur Alacakaptan. İstan-
bul Üniversitesi basın hukuku
öğretim üyesi Çetin Özek. Bü-
lent Tanör ve Prof. Dr.Oya
Arash'dan oluşturduğu komis-
yon, Hakimevi'nde toplanacak.
Toplantıda, düşüncenin açı-
klanmasını, "cebir ve baskı' ile
bir tütarak terör suçu' sayan
Terörle Mücadele Yasası ile iç
mevzuattaki diğer hükümler
konusunda görüş alınacağı be-
lirtildi.
SHP'nin, düşünce özgürlüğü-
ne ilişkin teklifleri sürüncemede
kalırken, Moğultay'ın, akade-
mik çalışmalar ve Türkiye gene-
linde propaganda ile geniş bo-
\-utlu bir kampanya başlatmayı
planladığı öğrenildi.
Mesut Yılmaz ölümden döndü
6
Senî liboşlara, medya
çakallarına yedirtmeyiz'
UCağin laStlğf patlOdl ANAP lideriyleeşi, 38
milletvekili ve gazetecileri taşıyan uçağın lastiği Afyon'a
iniştepatladı.Olasıfaciaucuzatlatıldı.
OSMAN AYDOĞAN
AFYON - ANAP Genel Baş-
kanı Mesut Yümaz, hükümeti
erken seçime zorlamak ve olası
bir erken seçimi kazanabilmek
amaayla "iktidan protesto ve
erken seçime davet" mitinglerine
başladı. Afyon'da "Yetti Gari"
mıtingınde konuşan Yılmaz, en
geç 1995 yıhnda erken seçimin
olacağını belirterek "Bize destek
olup güvenirscniz tüm dertierini-
zin üstesinden geliriz. 3 yddır sır-
tınızda oruran bu hükümeti bera-
ber süpürürüz" dedı.
Başbakan Tansu Çiller'in ilçe
ilçe gezip futbol takımlanyla oy
avahğı yaptığmı söyleyen
Yılmaz, "Başbakan'ın 3. lig'e
düsürdüğü Türkiye'yi 1. Lig'e
taşımava talibiz" dedi. Mesut
Yılmaz. eşi Berna Yılmaz, 38
milletvekili ve ban gazetelerin
yazarlanm Afyon'a getiren özel
uçağın lastiği, Afyon Havaa-
lanına inişi sırasında patladı.
Lastiğin havadayken inmeye
başladığı. iniş sırasında ise tü-
müyle patladıgı anlaşıldı. Böl-
gede süren tatbikat nedeniyle
havada tur atan uçağın bir süre
daha gecikmesinin iniş sırasında
bü>ük tehlike yaratabileceği, bu
gecikmenin olmamasının bir fa-
dayı önlediği ifade edildi.
Afyon'da, "Seni liboşlara, b»-
zı medya çakallarına, siyaset
kurtlanna yedirtme>iz", "Tansu
ÇiUer başvekil, işçi köylü ac-
sefil" ve "Yetti gari, bıcak kemi-
ğe dayandı" pankartlanyla kar-
şılanan Yılmaz, mitingde hükü-
meti sert biçimde eleşürdi.