Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 EYLÜL 1994 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Galeri sahipleri, sanatçılar ve izleyiciler 4.Sanat Fuarı'nı değerlendirdi
Fııar ıııııtlaka düzenlenmeli
ALINTILAR
TAHSIN YUCEL
PELİN ÖZER / ASU MARO
UNESCO AIAP UlusalKomitesi Uluslararası Plastik
Şamtlar Demeği'nin, buyıl 13-18 eylültarihlerinde TÜYAP
İstanbulSergiSarayı'ndadördüncüsünügerçekleştirdiği
İstanbulSanat Fuarı eğrisiyle, doğrusuyla, her yılgundeme
getirdiği tartışmalarlasona erdi. 200 'eyakm Türk veyabancı
sanatçmın 1000 kadaryapıtmm 2 bin metrekarelik bir alana
yaytiaraksergüendiğibuyılkifuara toplam 39 galerikatüdı.
Sanat ortcanmı olumsuzyönde etkileyen ekonomik krize karşın,
büyük özverilerledüzenlenenfuar.ydiçindesergigezme
alışkanlığı obnayan izleyicikitlesiniyapıtlarla ve sanatçdarla
buluşturarak, eleştirimekanizmasmı hareketegeçirerekplastik
sanatlar alanında bir boşluğu dolduruyor.
Bugiine kadarkurumlaşamaması nedeniyle uluslararası bir
kimlik kazanamayan İstanbul Sanat Fuarı 'nın geleceğeyönelik
hedefî, Asya ve A vrupa sanatları için bir izleme ve
değerlendirme alanı oluşturmak.Fuarm buyıl en çok ilgi çeken
yan etkinliğikuşkusu:, "Sansür ve Sanat Eseri Tahribatı"
başlıkh sergiydi. Sergide, bugiine dekpek çok sanat alanınayö-
nelenyasak vesaldırıların dökümüyer alıyordu. Aynı
kapsamda düzenlenen " Yerel Yönetimler ve Sanat"paneli ise,
fuarm bu konuyu tartışmayaaçan tek etkinliğiydi.
Ancak böylesinegüncelbir sorunu ele alanpanele katdım
oldukçayetersizkaldı. Plastik Sanatlar Demeği'nin üçyılönce
başlatnğı "Türk sanatına 50yıl hizmet vermiş sanatçılara onur
ödûlü sunma" geleneği, buyıİfuar kapsanuna almdı ve on dört
sanatçtya onur ödülü verildi.
Biz defuarm izleyiciler vegalerisahipleriaçısından neler
getiripnelergötürdüğünüsaptamak amacıylabir sorusturma
yaptık. Sorularımızıyanıtlayanlar,fuarı artıları ve eksileriyle
değerlendirdiler, beklentilerinidilegetirdiler. Herkesin yorumu
farklıydı doğalolarak.
Bazıları "geçen yıllarda daha iyiydi" diyerek buyılkifuarı
olumsuzyöndeeleştirirken,
bazdarı da buyılki fuarm "en iyisi" olduğugörüşünde.
Ziyaretçisayısmı kimisiazbulurken, kimisikatılvnm
gittikçe arttığmı savunuyordu. Sergilenen yapıtların du'zeyi,
geçenyıllardakigibien çok tartışdan sonınlardan biriolarak
gündemegelirken, resimfıyatlarmmyüksek olusu, sergi
salonunun bunaltıcı sıcağı, ısıklandırmadakı hatalar, sergileme
olanaklan da izleyicilerin vegalerisahiplerinin şikayetleriara-
sındaydı. Ancakfuarm sonundaherkes ortak birgörüşte
birleşiyordu: Bu sanatfuarı çok önemliydi, çokgerekliydi, her
yıldüzenlenmesi için hiçbir özveriden kaçınılmamalıydı.
HALDUN DOSTOĞLU: (Galeri
Nev) Geçen yıllardaki fuarlarla karşı-
laşürdığımızda, bu fuar için daha iyi ya
da daha kötü diye bir niteleme yapmak
anlamsız. Kendi amacı dogrultusunda
-tabü amacı net belirlemek lazım- bu
alanda ûretilen eserlerin tüketiciye
ulaştınlma alanlanndan biridir fuar. Bu
amaca yönelik olarak fuan başanlı bu-
luyorum. Ne var ki bu yı) katılım geçen
yıllardan biraz
daha az. Ülke-
nin içinde bu-
lunduğu eko-
nomik durum
nedeniyle olsa
gerek. Bizim
için önemli
olan şu: Yine
ûlkemizin için-
de bulunduğu
hali dikkate
alırsak sanat
tek özgür or-
tam şu anda.
Bu özgûr ortamı savunuyor olmak, onu
koruyor olmak açısından fuann büyük
bir önerni var. Fuara ilgi de çok yüksek.
Fuan izleyenlerin ilgisi sadece bir şey
satın almak, bir şey seyretmekle sınırlı
değil. Katılımın yoğunluğu; bu alana bir
sempati olduğunu kanıtüyor. İstanbuT-
un, Türkiye'nin şu anda içinde bulundu-
ğu hali gözönünde alırsak. sanata ne ka-
dar sevgiyle şefkatle yaklaştıklannı gör-
mek bizi mutlu ediyor. Ülkemizde tek
özgür alan kaldı sanat.
GALIP NOYAN (Arda Sanat Gafcri-
si) Biz fuara ilk kez katılıyoruz. Bu yıl da
bir ekonomik krizden bahsediliyor. Ha-
valandırma çok büyük bir sorun. Bir-
takım eksiklikler olabilir tabii, zamanla
bunlar düzelir ama genelde iyi bir fuar.
Satış veduyunıçok az
BETÜL fcVCEDAYI: (Ekol Sanat
Galerisi) Bu seneki fuar geçen senekilere
göre zayıf. Ziyaretçi açısından da katılım
açısından da. Ama ileri tarihte ne olur,
diger galerici arkadaşlarla da konuşuyo-
ruz. Biraz daha kaüteyi yükseltmek,
kimseleri yargılamadan. Bir sınır konu-
labilir. Mekan olarak bir kere ışıklandı-
rma yanhş. Yalnızca sıcak ışık var. Re-
simler için hem zararlı, hem görüşü de
bozuyor. Birçok resmin renk tonlan de-
ğişiyor. Çıplak spot olduğu için bakan
önce ışığî, sonra resmi görüyor. TÜ-
YAP'ın bize layık gördüğü havalandı-
rma... Şöyle bir standa dünya kadar
para ödüyoruz. Her şeye rağmen, tüm
galerilen bir araya getirip böyle bir yerde
toplu halde insanlanmıza göstermek, sa-
nat faaliyetkri zayıf olan bir ülke için
çok güzel. Özellikle ıleriki nesil için ümit-
Üyim, bu fuara o kadar küçük çocuk gel-
di ki...
Yalnız, ekonomik nedenlerle herhal-
de, satış çok az. Burası da bir ayakkabı
pazan değil, sıkı bir pazarlık ediliyor. tki
resirn satmışsanız, namusu kurtarmış
oluyorsunuz. Duyuru çok az gibi geliyor
bana. Dünyaya açılahm diyoruz ama
yalnız Azeri, Rus galerilerle dünyaya
açılmış olmayız ki.
GÜLSEN GÜLEŞÇİ: (PG Art) Ben
fuara çok olumlu bakıyorum. Tabii he-
pimiz daha iyi ressamlar, galeriler
katılsın, daha iyi eserler sunulsun istiyo-
ruz ama inşallah gelecek senelerde bun-
lan buluruz. Biz galeri olarak yeniyiz
ama ileride daha iyikri olacak. Fuara
katılım çok iyi, insanlar bilinçlenmiş, re-
simlere bakıyor, bundan keyif alıyorlar.
Bunlar ilerisi için iyi şeyler.
Mekan ve tşıklandırma kötü
ŞAİME KANMAZ: (Kare Sanat Ga-
lerisi) Geçen yıllara göre olumsuz farklar
var. Her geçen yü ziyaretçi sayısı daha da
azalıyor. Geçen yıl İcötü diyorduk, bu yıl
ondan da kötü. Bunun sebebi herhalde
ekonomik. Satın almanın yanında, re-
sim seyretmek de bir zevk. insanlar an-
cak hiçbir sorunlan olmazsa zevk alarak
resim seyredebilirler. Sergilenen yapıtlar
da çok iyi değil. Mutlaka aralannda iyi
işler var ama, orana vurduğunuzda yüz-
de 30-35'lerde füandır herhalde.
Mekan hiç uygun değil. Buram buram
terliyoruz. Üstelik iki kat, insanJann ra-
hat rahat gezmesi lazım. Öyle bir bakıp
geçilecek şeyler değil, incelenmesi gereki-
yor.
SAApETTtN AYGÜN: (Palet Sanat
Galerisi) Biz üç yıldan beri fuara katılı-
yoruz. Ilk iki yılda izleyici olarak
daha bir yoğunluk vardı. Her gün ol-
dukça kalabalıkü. Oysa bu yıl o yoğun-
luğu göremiyoruz. Benim izleyebildiğim
kadanyla nitelik açısından bu yıl da ön-
cekilere göre daha yavan. Bu sene hem
galeriler ilgi göstermedi hem de ona
bağh olarak izieyici de ilgi göstermedi.
Bunu ekonomik nedene bağlamak da ne
derecede doğru olur onu bilemeyeceğim.
BESİCE CAN: (Tem Sanat Galensi)
Ben bu fuann çok daha nitelikli ol-
masını istiyorum. Kendim çünkü öyle
hazırlanıyorum. Satıştan çok halka iyi
şeyler göstermek, halkı bilinçlendirmek
için bu fuarlara katılıyorum ve aynı şe-
kilde seçimimi yapıyorum. Çünkü bura-
da her kesimden halk geziyor, daha ge-
nış bir kitleye hitap edebiliyoruz. Galeri-
ye gebneyen kişiler de geliyor. Burayı
daha çok satış yeri olarak değerlendiren
bazı meslektaşlanmız var. Onlann da
daha özverili davranarak daha nitelikli
sergilerie buraya katılmalan benim gön-
lümün dileği. Çünkü hakikaten müzesiz
bir şehirde böyle bir şeye gereksinme du-
yuyoruz. Kaülım da sanınm daha az.
Geçen senelerde görmeye alıştığımız
baa kişileri pek göremiyorum. Her sene
fazlalaşacağına sanki azabyor gibi.
Mekan fena değil, ışıklar hariç. Işı-
klandınna çok basit bir restorasyonla
düzelebilir. Yalnız sıcak ışık veriliyor
yapıtlara, bu doğal değil. Havalandırma
da gördüğünüz gibi çok kötü.
GÜLHAN GULSCM: (Falez Sanat
Galerisi) Biz galeri olarak bu yıl farklj
çizgılerde çalışan genç ^rkadaşlanmızla
katıhyoruz. Fuara olan ilgiyi iyi bulu-
yorum. Geçen yıllarla kıyasladığınuzda
pek bir fark yok. Çok seçici davrandık,
sanat danışmanımız Prof. Hüsamettin
Kocan. Dördüncüsü yapılan bu fuar he-
nüz benim için başlangıcında olan bir or-
ganizasyon demektir. Türkiye'de daha
önce böyle bir şey yapılmamış dolayısıy-
la birtakım aksaklıklan olmasına rağ-
men çok güzel. fzleyicilerin hemen he-
men tüm sanatçılann değişik yapıtlannı
görmeleri açısından büyük bir olanak.
Türkiye'deki bütün insanlar için büyük
olanak. lstanbul'un dışında yaşayan in-
sanlann da kaçırmaması gereken bir
fırsat. Yılda bir kere olması bence yeter-
siz. Bu hem sanatçılann daha çok üret-
mesini kamçılayacak. izleyicilerin daha
ilgli olmasını sağlayacak. hem de eleştın meka-
nizmasmı hızlandıracak. Ama başlangıç
için çok iyi. önemli olan bu fuarda sanat
izleyicisinin altyapısıru oluşturmak. Bir
kişi buraya gelir güzel şeyler görür sene-
ye beş kişiyi geürir.
FARUK ALPAR: (Minyatür Sanat
Galerisi) Biz üçüncü kez katıhyoruz. Şu
andaki katılım oranı çok daha yüksek.
Galeriler kendilerine biraz daha çeki dü-
zen verip daha basite ve iyive indirgemiş-
ler. Bizde örneğin üç sanatçmın eserleri
sergileniyor. Ne kadar az olursa o kadar
iyi olur. Çünkü fuar promosyondur, ilk
ısrarla çağınldık. Sanat eserlerine
saldınlann yaşandığı bir ortamda destek
vermek gerekir diye düşündük, son anda
katıldık.
Fuann bir faydası da sene içinde gale-
riye gelmeyen izleyiciye buluşma ola-
nağının sağlanması ki bu amaç büyük
oranda yerine geliyor. Ama geçen yıla
göre bu sene daha düşük bir izleme oranı
var. Katılan işlerin sanat seviyesi açısı-
ndan çok kötü bir fuar. Yeni bir formül
bulunması, çok ciddi bir elemeye gidil-
mesi lazım.
Galerilerin elenmesi gerek
Faşizan bir biçimde bir elemeye tabi
tutmak sanatı çok zor, ama benim en
önem verdiğim özelliği bu fuann, eğitici
özelliği. Bizim halkımız plastik sanatlara
çok uzak bir halk. Araştırma yapmaya
yeltenmeyen bir toplum. Onun için en
kolay yöntem, göstererek öğretmek diye
düşünüyorum. Öğretirken de belli bir se-
viyenin üstünü tutturup onu göstermek
lazım. Resimlerin elenmesinden çok. ga-
lerilerin elenmesi lazım. Galerileri ele-
dikten sonra konulacak eserleri ikinci bir
kere elemek lazım diye düşünüyorum.
Mekanda da her sene tekrarlanan şika-
yetler... Aşın bir sıcak var. Bu sene ya-
nılmıyorsam geçen seneki kadar iyi bir
duyuru da yapılmadı. Sonra sonra bası-
nda. televizyonda haberler çıktı da gezil-
me oranı arttı.-
EKREM KAHRAMAN (İstanbul Sa-
nat Fuan Yönetim Kurulu Üyesi)
Bu dördüncü fuar. Bir insanı ilk gör-
düğümüzde çok ilginç gelebilır ama dör-
düncüsünde ilginç gelemeyebilir. Bu-
nunla kalite düşüyor ya da yükseliyor
meselesini kanştırmamak lanm. Fuar
çok çok gerekli, bu kesin. Fuann başka
gerekleri de var. Saruyorum o gerekler
henüz yerine gelmedi. Sanatçı açısından
da galenler açısmda da pek çok gerekler
samlı bir sergide bence daha parlak eser-
ler çıkabilirdi. Burası biraz her derde
deva bir sanat fuan. O da var, bu da var,
şu da var. Bana göre çok kalitesiz şeyler
de var, çok güzel şeyler de var.
Bence bu tür yerler hiçbir zaman uy-
gun değil ama sonuç olarak bir talebi
karşılıyor. Bence olrnamalı, bu kadar
steril, bu kadar fazla metalin olduğu, her
şeyin çok düzgün olduğu yerlerdeçok iyi
değerlendirildiklerini sanmıyorum yapı-
tlann. Ama gene de olması çok iyi. Ve de
her sene devam etsin, destekliyorum. Bu
söylediklerim, böyle bir şey yapülar diye
olumsuz laf etmiyorum. Ama, sanat
eserlerinin böyle sergilenmesi bence de-
ğerlerini insanlann gönnelerini engelli-
yor.
SALI TURAN: (ressam) Sorun geli-
yor medyaya dayanıyor. Medya yüzey-
sel kişilıklen, sanat adına yapılan bir-
takım soy-
tanlıklan çar-
şafçarşafbası-
yor ama du-
yumlan derin
olan. nitelik
bakımından
oldukca sanat-
sal ağırlığı olan
etkinjiklere yer
vermiyor.
Türk resmi her
şeyine benzi-
yor, diğer şey-
leri ne kadarsa
resmi de o kadar. Çok önemli olan bir
şey var. İnsan baa yan ilişklerini hesaba
katarak bir şeyler yapıyorsa yapacağı iş-
leri de sınırlıdır.
İVfÜŞTAK ERENUS: (şair) Şiirle ol-
duğu kadar resimle de iç içeyim. Fuarda
bir yerleşme var. Rahatça daha güzele
daha iyiye gidiyor. Bu sene geçen sene-
den daha farklı. Daha bir oturmuş. Çün-
kü biliyorsunuz heyecan iki türlü olur
öğretmenim, Öğrencim bilecek, katıla-
cak, yaşayacak.
TEVFK FİKRET UÇAR: (Eskişehir
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Yardıma Doçent) Ben her
türlü dalda kurumsallaşmanın faydalı
olduğuna inanıyorum. Plastik Sanatlar
Demeği'nin yardımıyla böyle bir etkin-
lik ortaya çıktı. En başta bunun var olma-
sının çok faydalı bir şey olduğuna
inanıyorum, sonra nitelik ve nıcelik
açısından ne olup bittiğine bakarsak; ni-
telik açısından gayet iyi işler var bunun
yanı sıra plastik sanatlar malzemele-
rinin, kitaplannın da ayn bir şekilde
böyle bir merkezde pazarlanması da çok
hoş bir şey. Dolayısıyla o insanlann tü-
ketimine üretimine faydalı bir sirkülas-
yon oiuyor. Eserler açıkçası birbirleri
arasında seviyeli. Bunlar ayn ayn birim-
lerin standlan, dolayısıyla çok iyi olan
standlar da var. fazla iyi diyemeyeceğim
standlar da var. Ama hepsinin belirli bir
alıa kitlesı var. Kaldı ki bu da şu anda
varolan bir seviyeyi göstermesi açısı-
ndan bence faydalı. insanlar son bir
yılda ne üretmiş. geçen yıldan kalanlan
mı kullanıyorlar, yeni şeyler mi üretiyor-
lar biz bunlan görmek fırsatını buluyo-
ruz.
HtLMİ CLGEN: (Doktor) Fuar ha-
rikulade. Bu yılki çok daha güzel.
Çok muntazam, çok derli toplu. Bildiği-
mizyapıtlar birçoğu. Küçük küçük Le>-
la Gamstz'lar var mesela şurada. çok gü-
zel. Gayet mutluyum böyie bir sergiyi iz-
lediğimi için. Türk resmi bakımından in-
san iftihar ediyor. Gençler o kadar güzel
resimler yapıyorlar ki.
tPEK ÖRS: (Elektronik mühendisi)
Sanat Fuan'na ilk kez bu yıl geldik. Ho-
şumuza gitti. başka zamanlarda çeşitli
galerilerde sergiler oiuyor ama. kaçınyo-
ruz. Burada topu halde. olması güzei bir
şey tabii. Yapıüann bazılannı beğendik.
Çok farklı çizgilerde yapıtlar var.
Herkes 'Sanat fuan çok önemli, çok gerekli ve her yıl düzenlenmesi için hiçbir özveriden kaçHulmamah'görüşünde. (FotoğraflarrDEVRİM BAR AN)
açıdan satış düşünülmez. Ben aynca fu-
ann danışma, inşa ve onur kurulu üyesi-
yim. Fuann uluslararası tarutımını da
yapıyoruz. ilgi geçen yıla oranla bu yıl
çok daha yüksek. Çünkü kişiye ne verir-
seniz, ilgiyi de o oranda alırsınız. Fuar
arz-talep dengesini bu yıl çok daha iyi
oturtmuş durumda. Kişiler geçen sene
düzeysiz yapıtlan gönînce belki bir katı
gezip çıktılar. Ama yapıtlann nitelikli ol-
ması insanlann fuan gezmesini sağlıyor.
O açıdan bu sene fuar çok daha iyi. Ayn-
ca bu yıl, uluslararası olma aşamasmda
da fuar büyük bir aşama kaydetti. Çün-
kü benim aynca Şikago'daki bazı galeri-
ler ve fuar kuruluşlanyla bağlantım var.
Son ekonomik koşullara rağmen Türk
insanının hâlâ bir lüks gibi gözüken
plastik sanatlara ilgi göstermesi bizler
için sevindirici. Ve bizlerin Jstanbul'da
yaşayan bir kentsoylu olarak verdiğimiz
çabanın karşılığıru görmenin sevinci var
içimizde.
GÜLLÜ AYBAR: (Urart Sanat Ga-
lerisi) Bu seneki fuara son anda katılma-
ya karar verdik.
Baştan katılma-
ma düşüncemi-
zin sebebi,
stand fıyat-
lannın çok yük-
sek olmasıydı.
Ekonomik kriz-
den dolayı her-
kes birtakım in-
dirimler, feda-
karlıklar yapar-
ken aynı feda-
karhğı TÜ-
YAP'tan da
bekledik, olmadı. Bizim için çok mali-
yetli oiuyor bu fuarlar ve hiçbir şekilde
geri dönüşü olmayan şeyler. Onun için
birkaç önde gelen galeri olarak katılma-
ma karan aldık. Fakat PSD'den çok
var. Kalite söz konusu olduğunda bun-
lara bakmak lazım. Sanınm galericilerin
biraz dükkan mantığını aşarak, biraz da
bu fuann modern sanatlar müzesi olma-
yan bir ülkenin fuan olduğunu göz önü-
ne alarak bakıp, dükkanı dışanda işlete-
ceklerini de düşünüp, burayı promosyon
yapan bir yer olarak görmelerinde de ya-
rar var. Sanatçılann da bana göre bir fu-
arda yer aldıklannı, üst düzeyde bir et-
kinlikte yer aldıklannı bilerek davran-
malan ve ona göre yapıt göndermeleri
çok daha iyi olur. Ama gene de Türk res-
mi ne ise ne kadar çok eğilimi banndırr-
yorsa burası hepsinin toplu bir gösterisi
olması açısından çok ilginç.
Fuar çok gerekli, sürmeli
TANER CEYLAN: (Ressam)Ben fu-
ann genelini onaylamıyprum zaten.
Hastane gibi buluyorum. İki kilo resim
almak gibi bir şey. Şu gördüğüm şeyler
en tutarlı ürünler, Yıfanaz Aysan'ın re-
simleri... Sergileme açısından da bir şey
söylemek istemiyorum çünkü geneüni
onaylamıyorum. Çünkü hem satışa yön-
lendiriyor, hem pazar ortamını getiriyor.
Benim kendi sergilerim için de duşündü-
ğüm tek bir nokta vardır. Eserlenmin
belli bir konseptle belli bir mekanda ser-
güenmesini ve mekanla da bütünleşme-
sini isterim. Bu resimler karşılanndaki-
lerle, yanlanndakilerle ölüyor. kendileri
ortaya çıkamıyor. Koca bir hastane gibi
geliyor bana burası. O kadar çok iç içe ki
insan algılayamıyor. Ne iyi ne kötü, kim
ne söylemek istemiş çıkaramıyorusun.
Sıkış tıkış, işte ben şurdan iki kilo resim
alayım, sen oradan üç kilo heykel al gibi
bir ortam doğmuş. Manav gibi...
ASLI ALTAN: (Sinema sanatçısı) Her yıl
takip ediyorum, sergılenen yapıtlan ba-
şanlı bulduğumu söyleyemeyeceğim.
Ama arada eksepsiyonel, hoş, çok be-
ğendiğim şeyler var. Ama bu kadar kap-
Biri sözlüklerde yer alan tanımı; diğeri
ya bir şeye ulaşmanın keyfimn verdiği
heyecandır ya da bir şey yapamamış ol-
manın telaşıdır, onun adını heyecan ko-
yanz. Artık öyle bir telaş yok fuarda.
Durmuş oturmuş, her şey yerli yerinde.
Dün Fiffeya Koral'la konuştuk. o her-
hangi bir sanatçı değildir, onu burada
görüyorsanız fuar bir noktaya ulaşmış
demektir.
SUNA TA-
NALTAY(Psi-
kolog - yazar)
Her yıl izli-
yoruz, katıhyo-
ruz. İlk baş-
langıandan bu
yana seviyo-
ruz, beğeniyo-
ruz. 2^aman-
lamasını çok
uygun bul-
muyoruz. Hiç
değilse bir haf-
ta sonra yapılabilirdi, böyle birkaç güne
sıkıştınlrnayıp daha uzun tutulabilirdi.
Okullar özellikle haberdar edilirdi, öğ-
retmenler ve öğrenciler görebilirlerdi.
Yaak, bu kadar emek böyle sabun kö-
pükleri gibi dağılıp gidecek. Resmin es-
kisini de çok seviyoruz. Örneğin şu köşe-
de Mııhsin Kırt'un birbirine eklenmiş de-
ğişik boylardaki peyzajlannı gördük,
çok güzel, ışık gibi boncuk gibi. Mekan
çok uygun yalnız biraz sıcak. Ben bu me-
kanın kitap fuan olduğu zamanı biliyo-
rum. Serin bile oiuyor. Fakat o serinlikte
bile insan sıcağını yaşıyorsunuz. Sanat
fuannda daha çok resimler birbirlerine
bakarlar, oysa kitap fuannda insan sı-
cağından göz gözü görmez. Kitap ve in-
san yüreği bütünleşmesi vardır. O bü-
tünleşmenin burada da yaşanmasını isti-
yor insan. Nasıl? Çok iyi duyurulacak,
daha uzun zaman olacak, uygun bir
mevsimde olacak ve insanım, özellikle
Katılım az, bence çok üzücü. Plastik sa-
natlara Türkiye'de çok fazla ilgi yok.
İkincisi, tanıtım çok iyi yapılmadı bence.
bir arkadaşım söylemeseydi, bu sene de
haberim olmayacaktı belki.
SOLMAZ NESLİ KARATAŞ:
(İlkokul öğretmeni) Bu fuara ikinci geli-
şim. Geçen yıl da gelmiştim. İyi buluyo-
rum. güzel buluyorum. Şanslı sayıyo-
rum kendimi fuan gezebildiğim ıçin.
Yapıtlar geçen yıla göre daha güzel.
Ama katılım yetersiz. Geçen yıl da böy-
leydi. Üstelik son günleri, daha bir kala-
balık olmalıydı. daha bir yoğun ol-
mahydı. Duyuru da az yapıldı. 13 eylül-
de açıldı, yann da kapanıyor. ben o gün-
den bugüne iki kez televizyonda izledim.
Ve çok kısa geçiştirildi.
AYTEN ANTAY: (Mimar) Fuan her
yıl izüyorum. Bu yıl da her yılki gibi her
şey var. Herşeyi görebiliyorsunuz. Yapı-
tlan çok beğendiğimi söyleyemem. Şu
anda birkaç tane resim almayı düşünü-
yoruz ama yok maalesef. Mekan da hiç
uygun değil, çok ayıp, saygısızlık. Sıcak.
ışık, düzen rezalet. Büyük saygısızlık.
Ben olsam galeriler adına. sanatçılar adı-
na bunu protesto ederim. Başka yerler
var çünkü, bunlann sergilenebileceği.
Ama burada olmaması lazım.
ALPARSLAN AKTUC: (Özel bir ku-
ruluşun mali işler müdürü) Fuan ilgi çe-
kici buldum. Fiyatlar daha düşük olabi-
lirdi. Eserleri genelde başanlı buldum.
Satın alma amacıyla gelmiştim ama ala-
madım. Mekan da biraz dar.
TUĞRUL SELÇUK: (Sanayici)
Fuan geçen yıllarda da takip ediyor-
dum. Bu yılki de her zamanki gibi iyi.
Türkiye'de sanata olduğu gibi spora fa-
lan da hep aynı şekilde ekonomik düzeyi
yüksek kişiler daha çok ilgi gösteriyor.
Bir de sanat eserlerinin değer kazanması
koleksiyoncular için cazip hale gelmeye
başladı. Herhalde Türk halkı da daha
yakından takip etmeye çalışıyor.
Camus ve Oğretmeni
Camus'nün bitmemiş romanı ilk Adam'ın yayımlan-
ması nerdeyse tüm dünyada olağanüstü bir ilgi uyandır-
dı. Çoğu insanlar bu ilgiden çok, ünlü yazarın ölümüyle
sortuçlanan korkunç kaza sırasında yanında taşıdığı
çantada bulunan yapıtın yayımlanması için tam otuz
dört yıl beklenmiş olmasına şaştılar. Ama, kitap okundu-
ğu zaman, gecikmenin nedeni kolaylıkla anlaşılıyor: İlk
Adam yalnızca yarım kalmış bir yapıt değil, yazarın ta-
sarladığı biçim ve kapsamdan da uzak bir yapıt Şu var
ki, bu uzun gecikmeye yol açan özellik, onu hem Camus
tutkunları, hem de anlatı ve yaratım sorunlarına ilgi du-
yanlar için bulunmaz bir şölene dönüştürüyor. Bir yanda
ilk biçimi buluyorsunuz, bir yanda düşlenen biçime iliş-
kin taslakları ve notlarr Yabancı'yı, Veba'yı ve Düşüş'ü
de göz önüne alınca, "ilkbiçim'le "son biçim''arasında
öyledönüşümlertasarlayabilirsinizki! Bu arada, elimiz-
deki yapıt büyük ölçüde bir özyaşam öyküsü olduğuna
göre, bu ilk biçimden tasarlanmış biçime varılamayaca-
ğını da ileri sürebilirsiniz; en azından, romanını kesin bi-
çimine ulaştırması durumunda, Veba yazarının özya-
şamsal öğeleri alabildiğine indirgemiş olacağını söyle-
yebilirsiniz.
Ama İlk Adam'ı Albert Camus tutkunları için çekici kı-
lan başlıca özelliklerden bin de bu, yani nerdeyse baş-
tan sona bir özyaşamöyküsü olması. Camus'nün Tersi
ve Yüzü ve Vaz'da yer alan kimi denemelerinde, ölçülü
bir biçimde bile olsa, kendinden, gençlik çevresinden,
annesinden söz açtığı bilinir. Ancak, kimi olayları ve ki-
şileri az çok değiştirmekle birlikte, bu yapıtta kapıp koy-
verir kendini, çocukluk ve gençlik yaşamının ayrıntıları-
na dalar. Öyle ki, Etienne dayının arkadaşlarından söze-
derken, "Dikkat, adlar değ/ştirilecek!" diye not düşer,
roman kişisi ilkokul öğretmeni M. Bernard'ı anlatırken
yer yer gerçek öğretmeni M. Germain'in adını kullanır.
Kısacası, anne, büyükanne, dayı ve daha birkaç kişi
hem yaşamında yer almış gerçek kişiler, hem de alabil-
diğine canlı roman kahramanlarıdır İlk Adam'da. En
canlı ve en çekici kahramanlardan biri de öğretmen M.
Bernard'dır. Bu rredenle, yarım kalmış romanı yayına
hazırlayanlar, en sona Camus'nün Nobel Ödülü'nü aldı-
ğı zaman bu kahramanın gerçeğine; öğretmen M. Ger-
main'e yazdığı mektupla gerçek öğretmenin Camus'ye
yazdığı bir mektubu koymuşlar. Kendi yaşamımda da
bir M. Germain bulunduğundan, böyle bir konuda yan-
sız konuşmam oldukça zor, ama, bana öyle geliyor ki, İlk
Adam'ın bu ilk biçimini bu iki mektup, özellikle de ikincisi
çok güzel tamamlıyor.
Çok yerde yayımlandı, birinci mektup Camus'nün
elinden çıkmış her yazı gibi bir yüce gönüllülük örneği-
dir, "Siz olmasaydmız, bana, o küçük çocuğa uzattığınız
sevecen el, öğretiminiz, örneğiniz olmasaydı, bunlann
hiçbirigerçekleşmeyecekti", diyerek borcunu ve bağlılı-
ğını belirtir. M. Germain'in "Sevgiliküçüğüm"diye baş-
layan mektubuysa, yarım kalmış romanın gerçekliğine
belki daha yazılışından önce, bilinmeden getirilmiş bir
değerlitanıklıktır. Gerçektende, M. Germainyoksul ilko-
kul öğrencisi Camus gibi büyük yazar Camus'yü de çok
iyi tanır. "Kimdir Camus? Bana öyle geliyor ki, senin ki-
şiliğini kavramaya çalışanlar tam olarak başaramıyor-
lar bunu. Sen her zaman yaratılışını ortaya çıkarmakta
içgüdüsel bir çekingenlik göstermişindir. Yalın, dobra
dobra olduğun için bunu daha da iyi başanrsın", der.
Camus de kendinden hep böyle sözetmiştir.
M. Germain, mektubunu bitirirken, büyük yazar olmuş
öğrencisineokulunun birsorunundandasözeder "Bitir-
meden önce, okulumuza karşı el altından hazırlanan
tehlikeli tasarılar karşısında laik ilkokul öğretmeni ola-
rak duyduğum acıyı söylemek isterim sana. Çocukta en
kutsal olan şeye: Kendi gerçeğini arama hakkına tüm
meslek yaşamım boyunca saygı gösterdim. Hepinizi
sevdim ve kendi görüşlerimi ortaya koyup da körpe ka-
falarınızı etkilememek için elimden geleni yaptım. Tann
söz konusu olduğu zaman (izlencede vardı), kimilerinin
inandığını, kimilerinin inanmadığını söylerdim. Ve hak-
larının tümlüğünde, herkesin kendi istediğini yaptığını.
Aynı biçimde, dinler konusunda, varolan dinleri belirt-
mekle yetinirdim, kim hangi dini isterse ona bağlanırdı.
Doğrusu ya, hiçbir dini izlemeyen kişiler bulunduğunu
da eklerdim. İyi biliyorum ki, bunlar ilkokul öğretmenle-
rini dinin, daha kesin olarak da Katolik dininin çığırtkan-
ları yapmak isteyenlerin hoşuna gitmiyor. "öyle anlaşı-
lıyor ki, Camus eski öğretmenine olgunluk döneminde
de kulak verir. onun gerçek bir düşünce erginliğine ta-
nıklık eden bu yakınmasını unutmaz ve İlk Adam'ın kah-
ramanının ilkokul yaşamına ilişkin bölüme "Uzatilacak
ve laik okul coskuyla yüceltilecek", diye not düşer.
Bakmayın her dönemde bir başka telden çalanlara. iyi
yazar biraz da köklerine ve ilkelerine bağlılığrndan belli
olur.
"İnsan Figürleri Sergisi"
• BLRSA (AA)- Ressam Levent Nannç. "İnsan Figürlen"
adlı resimsergisini açtı. Uludağ Üniversitesi Resim Bölümü
mezunu olan Levent Nannç'ın sergisi. Devlet Güzel Sanatlar
Galerisi'nde görülebilecek. 34 yağlıboya. 2 gravür baskı ve 2
pastel çalışmanın yer aldığı sergide. günlük yaşamda basit
bulunup. gözardı edilen materyallerin renk ve biçim parodisi
içindeki insan figürlen değişik şekillerdeanlatılıyor. Sergi.
29 eylül perşembe gününe kadar açık kalacak.
THK Yüreğir Şubesi'nden sergi
• ADANA(AA)-Türk Hava Kurumu Yüreğir Şubesi'nce.
çeşitli havacılık malzemelerinin tanıtılacağı sergi açılacak.
THK Yüreğir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Mehrnet
Edemen'in verdiği bilgiye göre, 2 ekim pazar günü açılacak
sergide. 20 fırmanın ürünleri yeralacak. Sergi, kapsamında
paraşütle atlama gösterisinin de yapılacağını belirten Edemen,
amaçlannın, gençlere havacılık sevgisi aşılamak olduğunu
kaydetti.
Sting, turnesine İsrail'den başladı
• KUDÜS(AA)- Ünlü İngilizrock şarkıcısı Sting. konser
turuna başlamak üzere Kudüs'egeldi. Sting. düzenlediği basm
toplantısında. İsrail ile Filistinlilerin banş sürecine girmeleri
üzerine, konser turunu Kudüs'ten başlatmayı kararlaştırdığıru
söyledi. Sting, "Ortadoğu banş süreci konusundaki
gelişmelerden mutluyum ve bu yüzden buradayım" dedi.
Israil'de üç konser verecek olan Sting. konser turunu Güney
Afrika'da tamamlayacak.
Halk oyunları birinciliği yapıldı
•IKONYA (AA) - Gençlik Merkezleri Halk Oyunlan
Türkiye Birinciliği Konya'da yapıldı. 100. Yıl Spor
Salonu'nda 13ilden 18ekibinkatıldığı birincilik, iki dal
üzerinden gerçekleştirildi. Folklora ve notaya uygun
düzenlemeli dalda 98.14 puanla Erzurum birinci olurken,
98.00 puanla Diyarbakır ikinci sırada yer aldı. Bu dalda Bitlis
97.28'le üçüncülüğü. Urfa 97.14'le dördüncülüğü ve Bayburt
ckibi de 96.85'le beşinciliği elde etti. Halk içinden derlenen
düzenlemesizdalda ise birinciliği 97.57 puanla Artvin ekibi
aldı. Bu dalda 97.14'le Bitlis ikinci, 96.41'le Bursa üçüncü,
96.28'le Kütahya dördüncü ve yine aynı puanla Sakarya
beşinci oldu. Dallannda ilk üçdereceyi aîanlann yurtdışı
organizasyonlarda Türkiye'yi temsil edecekleri bildirildi.