26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EYLÜL 1994 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Galeri sahipleri, sanatçılar ve izleyiciler 4.Sanat Fuarı'nı değerlendirdi Fııar ıııııtlaka düzenlenmeli ALINTILAR TAHSIN YUCEL PELİN ÖZER / ASU MARO UNESCO AIAP UlusalKomitesi Uluslararası Plastik Şamtlar Demeği'nin, buyıl 13-18 eylültarihlerinde TÜYAP İstanbulSergiSarayı'ndadördüncüsünügerçekleştirdiği İstanbulSanat Fuarı eğrisiyle, doğrusuyla, her yılgundeme getirdiği tartışmalarlasona erdi. 200 'eyakm Türk veyabancı sanatçmın 1000 kadaryapıtmm 2 bin metrekarelik bir alana yaytiaraksergüendiğibuyılkifuara toplam 39 galerikatüdı. Sanat ortcanmı olumsuzyönde etkileyen ekonomik krize karşın, büyük özverilerledüzenlenenfuar.ydiçindesergigezme alışkanlığı obnayan izleyicikitlesiniyapıtlarla ve sanatçdarla buluşturarak, eleştirimekanizmasmı hareketegeçirerekplastik sanatlar alanında bir boşluğu dolduruyor. Bugiine kadarkurumlaşamaması nedeniyle uluslararası bir kimlik kazanamayan İstanbul Sanat Fuarı 'nın geleceğeyönelik hedefî, Asya ve A vrupa sanatları için bir izleme ve değerlendirme alanı oluşturmak.Fuarm buyıl en çok ilgi çeken yan etkinliğikuşkusu:, "Sansür ve Sanat Eseri Tahribatı" başlıkh sergiydi. Sergide, bugiine dekpek çok sanat alanınayö- nelenyasak vesaldırıların dökümüyer alıyordu. Aynı kapsamda düzenlenen " Yerel Yönetimler ve Sanat"paneli ise, fuarm bu konuyu tartışmayaaçan tek etkinliğiydi. Ancak böylesinegüncelbir sorunu ele alanpanele katdım oldukçayetersizkaldı. Plastik Sanatlar Demeği'nin üçyılönce başlatnğı "Türk sanatına 50yıl hizmet vermiş sanatçılara onur ödûlü sunma" geleneği, buyıİfuar kapsanuna almdı ve on dört sanatçtya onur ödülü verildi. Biz defuarm izleyiciler vegalerisahipleriaçısından neler getiripnelergötürdüğünüsaptamak amacıylabir sorusturma yaptık. Sorularımızıyanıtlayanlar,fuarı artıları ve eksileriyle değerlendirdiler, beklentilerinidilegetirdiler. Herkesin yorumu farklıydı doğalolarak. Bazıları "geçen yıllarda daha iyiydi" diyerek buyılkifuarı olumsuzyöndeeleştirirken, bazdarı da buyılki fuarm "en iyisi" olduğugörüşünde. Ziyaretçisayısmı kimisiazbulurken, kimisikatılvnm gittikçe arttığmı savunuyordu. Sergilenen yapıtların du'zeyi, geçenyıllardakigibien çok tartışdan sonınlardan biriolarak gündemegelirken, resimfıyatlarmmyüksek olusu, sergi salonunun bunaltıcı sıcağı, ısıklandırmadakı hatalar, sergileme olanaklan da izleyicilerin vegalerisahiplerinin şikayetleriara- sındaydı. Ancakfuarm sonundaherkes ortak birgörüşte birleşiyordu: Bu sanatfuarı çok önemliydi, çokgerekliydi, her yıldüzenlenmesi için hiçbir özveriden kaçınılmamalıydı. HALDUN DOSTOĞLU: (Galeri Nev) Geçen yıllardaki fuarlarla karşı- laşürdığımızda, bu fuar için daha iyi ya da daha kötü diye bir niteleme yapmak anlamsız. Kendi amacı dogrultusunda -tabü amacı net belirlemek lazım- bu alanda ûretilen eserlerin tüketiciye ulaştınlma alanlanndan biridir fuar. Bu amaca yönelik olarak fuan başanlı bu- luyorum. Ne var ki bu yı) katılım geçen yıllardan biraz daha az. Ülke- nin içinde bu- lunduğu eko- nomik durum nedeniyle olsa gerek. Bizim için önemli olan şu: Yine ûlkemizin için- de bulunduğu hali dikkate alırsak sanat tek özgür or- tam şu anda. Bu özgûr ortamı savunuyor olmak, onu koruyor olmak açısından fuann büyük bir önerni var. Fuara ilgi de çok yüksek. Fuan izleyenlerin ilgisi sadece bir şey satın almak, bir şey seyretmekle sınırlı değil. Katılımın yoğunluğu; bu alana bir sempati olduğunu kanıtüyor. İstanbuT- un, Türkiye'nin şu anda içinde bulundu- ğu hali gözönünde alırsak. sanata ne ka- dar sevgiyle şefkatle yaklaştıklannı gör- mek bizi mutlu ediyor. Ülkemizde tek özgür alan kaldı sanat. GALIP NOYAN (Arda Sanat Gafcri- si) Biz fuara ilk kez katılıyoruz. Bu yıl da bir ekonomik krizden bahsediliyor. Ha- valandırma çok büyük bir sorun. Bir- takım eksiklikler olabilir tabii, zamanla bunlar düzelir ama genelde iyi bir fuar. Satış veduyunıçok az BETÜL fcVCEDAYI: (Ekol Sanat Galerisi) Bu seneki fuar geçen senekilere göre zayıf. Ziyaretçi açısından da katılım açısından da. Ama ileri tarihte ne olur, diger galerici arkadaşlarla da konuşuyo- ruz. Biraz daha kaüteyi yükseltmek, kimseleri yargılamadan. Bir sınır konu- labilir. Mekan olarak bir kere ışıklandı- rma yanhş. Yalnızca sıcak ışık var. Re- simler için hem zararlı, hem görüşü de bozuyor. Birçok resmin renk tonlan de- ğişiyor. Çıplak spot olduğu için bakan önce ışığî, sonra resmi görüyor. TÜ- YAP'ın bize layık gördüğü havalandı- rma... Şöyle bir standa dünya kadar para ödüyoruz. Her şeye rağmen, tüm galerilen bir araya getirip böyle bir yerde toplu halde insanlanmıza göstermek, sa- nat faaliyetkri zayıf olan bir ülke için çok güzel. Özellikle ıleriki nesil için ümit- Üyim, bu fuara o kadar küçük çocuk gel- di ki... Yalnız, ekonomik nedenlerle herhal- de, satış çok az. Burası da bir ayakkabı pazan değil, sıkı bir pazarlık ediliyor. tki resirn satmışsanız, namusu kurtarmış oluyorsunuz. Duyuru çok az gibi geliyor bana. Dünyaya açılahm diyoruz ama yalnız Azeri, Rus galerilerle dünyaya açılmış olmayız ki. GÜLSEN GÜLEŞÇİ: (PG Art) Ben fuara çok olumlu bakıyorum. Tabii he- pimiz daha iyi ressamlar, galeriler katılsın, daha iyi eserler sunulsun istiyo- ruz ama inşallah gelecek senelerde bun- lan buluruz. Biz galeri olarak yeniyiz ama ileride daha iyikri olacak. Fuara katılım çok iyi, insanlar bilinçlenmiş, re- simlere bakıyor, bundan keyif alıyorlar. Bunlar ilerisi için iyi şeyler. Mekan ve tşıklandırma kötü ŞAİME KANMAZ: (Kare Sanat Ga- lerisi) Geçen yıllara göre olumsuz farklar var. Her geçen yü ziyaretçi sayısı daha da azalıyor. Geçen yıl İcötü diyorduk, bu yıl ondan da kötü. Bunun sebebi herhalde ekonomik. Satın almanın yanında, re- sim seyretmek de bir zevk. insanlar an- cak hiçbir sorunlan olmazsa zevk alarak resim seyredebilirler. Sergilenen yapıtlar da çok iyi değil. Mutlaka aralannda iyi işler var ama, orana vurduğunuzda yüz- de 30-35'lerde füandır herhalde. Mekan hiç uygun değil. Buram buram terliyoruz. Üstelik iki kat, insanJann ra- hat rahat gezmesi lazım. Öyle bir bakıp geçilecek şeyler değil, incelenmesi gereki- yor. SAApETTtN AYGÜN: (Palet Sanat Galerisi) Biz üç yıldan beri fuara katılı- yoruz. Ilk iki yılda izleyici olarak daha bir yoğunluk vardı. Her gün ol- dukça kalabalıkü. Oysa bu yıl o yoğun- luğu göremiyoruz. Benim izleyebildiğim kadanyla nitelik açısından bu yıl da ön- cekilere göre daha yavan. Bu sene hem galeriler ilgi göstermedi hem de ona bağh olarak izieyici de ilgi göstermedi. Bunu ekonomik nedene bağlamak da ne derecede doğru olur onu bilemeyeceğim. BESİCE CAN: (Tem Sanat Galensi) Ben bu fuann çok daha nitelikli ol- masını istiyorum. Kendim çünkü öyle hazırlanıyorum. Satıştan çok halka iyi şeyler göstermek, halkı bilinçlendirmek için bu fuarlara katılıyorum ve aynı şe- kilde seçimimi yapıyorum. Çünkü bura- da her kesimden halk geziyor, daha ge- nış bir kitleye hitap edebiliyoruz. Galeri- ye gebneyen kişiler de geliyor. Burayı daha çok satış yeri olarak değerlendiren bazı meslektaşlanmız var. Onlann da daha özverili davranarak daha nitelikli sergilerie buraya katılmalan benim gön- lümün dileği. Çünkü hakikaten müzesiz bir şehirde böyle bir şeye gereksinme du- yuyoruz. Kaülım da sanınm daha az. Geçen senelerde görmeye alıştığımız baa kişileri pek göremiyorum. Her sene fazlalaşacağına sanki azabyor gibi. Mekan fena değil, ışıklar hariç. Işı- klandınna çok basit bir restorasyonla düzelebilir. Yalnız sıcak ışık veriliyor yapıtlara, bu doğal değil. Havalandırma da gördüğünüz gibi çok kötü. GÜLHAN GULSCM: (Falez Sanat Galerisi) Biz galeri olarak bu yıl farklj çizgılerde çalışan genç ^rkadaşlanmızla katıhyoruz. Fuara olan ilgiyi iyi bulu- yorum. Geçen yıllarla kıyasladığınuzda pek bir fark yok. Çok seçici davrandık, sanat danışmanımız Prof. Hüsamettin Kocan. Dördüncüsü yapılan bu fuar he- nüz benim için başlangıcında olan bir or- ganizasyon demektir. Türkiye'de daha önce böyle bir şey yapılmamış dolayısıy- la birtakım aksaklıklan olmasına rağ- men çok güzel. fzleyicilerin hemen he- men tüm sanatçılann değişik yapıtlannı görmeleri açısından büyük bir olanak. Türkiye'deki bütün insanlar için büyük olanak. lstanbul'un dışında yaşayan in- sanlann da kaçırmaması gereken bir fırsat. Yılda bir kere olması bence yeter- siz. Bu hem sanatçılann daha çok üret- mesini kamçılayacak. izleyicilerin daha ilgli olmasını sağlayacak. hem de eleştın meka- nizmasmı hızlandıracak. Ama başlangıç için çok iyi. önemli olan bu fuarda sanat izleyicisinin altyapısıru oluşturmak. Bir kişi buraya gelir güzel şeyler görür sene- ye beş kişiyi geürir. FARUK ALPAR: (Minyatür Sanat Galerisi) Biz üçüncü kez katıhyoruz. Şu andaki katılım oranı çok daha yüksek. Galeriler kendilerine biraz daha çeki dü- zen verip daha basite ve iyive indirgemiş- ler. Bizde örneğin üç sanatçmın eserleri sergileniyor. Ne kadar az olursa o kadar iyi olur. Çünkü fuar promosyondur, ilk ısrarla çağınldık. Sanat eserlerine saldınlann yaşandığı bir ortamda destek vermek gerekir diye düşündük, son anda katıldık. Fuann bir faydası da sene içinde gale- riye gelmeyen izleyiciye buluşma ola- nağının sağlanması ki bu amaç büyük oranda yerine geliyor. Ama geçen yıla göre bu sene daha düşük bir izleme oranı var. Katılan işlerin sanat seviyesi açısı- ndan çok kötü bir fuar. Yeni bir formül bulunması, çok ciddi bir elemeye gidil- mesi lazım. Galerilerin elenmesi gerek Faşizan bir biçimde bir elemeye tabi tutmak sanatı çok zor, ama benim en önem verdiğim özelliği bu fuann, eğitici özelliği. Bizim halkımız plastik sanatlara çok uzak bir halk. Araştırma yapmaya yeltenmeyen bir toplum. Onun için en kolay yöntem, göstererek öğretmek diye düşünüyorum. Öğretirken de belli bir se- viyenin üstünü tutturup onu göstermek lazım. Resimlerin elenmesinden çok. ga- lerilerin elenmesi lazım. Galerileri ele- dikten sonra konulacak eserleri ikinci bir kere elemek lazım diye düşünüyorum. Mekanda da her sene tekrarlanan şika- yetler... Aşın bir sıcak var. Bu sene ya- nılmıyorsam geçen seneki kadar iyi bir duyuru da yapılmadı. Sonra sonra bası- nda. televizyonda haberler çıktı da gezil- me oranı arttı.- EKREM KAHRAMAN (İstanbul Sa- nat Fuan Yönetim Kurulu Üyesi) Bu dördüncü fuar. Bir insanı ilk gör- düğümüzde çok ilginç gelebilır ama dör- düncüsünde ilginç gelemeyebilir. Bu- nunla kalite düşüyor ya da yükseliyor meselesini kanştırmamak lanm. Fuar çok çok gerekli, bu kesin. Fuann başka gerekleri de var. Saruyorum o gerekler henüz yerine gelmedi. Sanatçı açısından da galenler açısmda da pek çok gerekler samlı bir sergide bence daha parlak eser- ler çıkabilirdi. Burası biraz her derde deva bir sanat fuan. O da var, bu da var, şu da var. Bana göre çok kalitesiz şeyler de var, çok güzel şeyler de var. Bence bu tür yerler hiçbir zaman uy- gun değil ama sonuç olarak bir talebi karşılıyor. Bence olrnamalı, bu kadar steril, bu kadar fazla metalin olduğu, her şeyin çok düzgün olduğu yerlerdeçok iyi değerlendirildiklerini sanmıyorum yapı- tlann. Ama gene de olması çok iyi. Ve de her sene devam etsin, destekliyorum. Bu söylediklerim, böyle bir şey yapülar diye olumsuz laf etmiyorum. Ama, sanat eserlerinin böyle sergilenmesi bence de- ğerlerini insanlann gönnelerini engelli- yor. SALI TURAN: (ressam) Sorun geli- yor medyaya dayanıyor. Medya yüzey- sel kişilıklen, sanat adına yapılan bir- takım soy- tanlıklan çar- şafçarşafbası- yor ama du- yumlan derin olan. nitelik bakımından oldukca sanat- sal ağırlığı olan etkinjiklere yer vermiyor. Türk resmi her şeyine benzi- yor, diğer şey- leri ne kadarsa resmi de o kadar. Çok önemli olan bir şey var. İnsan baa yan ilişklerini hesaba katarak bir şeyler yapıyorsa yapacağı iş- leri de sınırlıdır. İVfÜŞTAK ERENUS: (şair) Şiirle ol- duğu kadar resimle de iç içeyim. Fuarda bir yerleşme var. Rahatça daha güzele daha iyiye gidiyor. Bu sene geçen sene- den daha farklı. Daha bir oturmuş. Çün- kü biliyorsunuz heyecan iki türlü olur öğretmenim, Öğrencim bilecek, katıla- cak, yaşayacak. TEVFK FİKRET UÇAR: (Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yardıma Doçent) Ben her türlü dalda kurumsallaşmanın faydalı olduğuna inanıyorum. Plastik Sanatlar Demeği'nin yardımıyla böyle bir etkin- lik ortaya çıktı. En başta bunun var olma- sının çok faydalı bir şey olduğuna inanıyorum, sonra nitelik ve nıcelik açısından ne olup bittiğine bakarsak; ni- telik açısından gayet iyi işler var bunun yanı sıra plastik sanatlar malzemele- rinin, kitaplannın da ayn bir şekilde böyle bir merkezde pazarlanması da çok hoş bir şey. Dolayısıyla o insanlann tü- ketimine üretimine faydalı bir sirkülas- yon oiuyor. Eserler açıkçası birbirleri arasında seviyeli. Bunlar ayn ayn birim- lerin standlan, dolayısıyla çok iyi olan standlar da var. fazla iyi diyemeyeceğim standlar da var. Ama hepsinin belirli bir alıa kitlesı var. Kaldı ki bu da şu anda varolan bir seviyeyi göstermesi açısı- ndan bence faydalı. insanlar son bir yılda ne üretmiş. geçen yıldan kalanlan mı kullanıyorlar, yeni şeyler mi üretiyor- lar biz bunlan görmek fırsatını buluyo- ruz. HtLMİ CLGEN: (Doktor) Fuar ha- rikulade. Bu yılki çok daha güzel. Çok muntazam, çok derli toplu. Bildiği- mizyapıtlar birçoğu. Küçük küçük Le>- la Gamstz'lar var mesela şurada. çok gü- zel. Gayet mutluyum böyie bir sergiyi iz- lediğimi için. Türk resmi bakımından in- san iftihar ediyor. Gençler o kadar güzel resimler yapıyorlar ki. tPEK ÖRS: (Elektronik mühendisi) Sanat Fuan'na ilk kez bu yıl geldik. Ho- şumuza gitti. başka zamanlarda çeşitli galerilerde sergiler oiuyor ama. kaçınyo- ruz. Burada topu halde. olması güzei bir şey tabii. Yapıüann bazılannı beğendik. Çok farklı çizgilerde yapıtlar var. Herkes 'Sanat fuan çok önemli, çok gerekli ve her yıl düzenlenmesi için hiçbir özveriden kaçHulmamah'görüşünde. (FotoğraflarrDEVRİM BAR AN) açıdan satış düşünülmez. Ben aynca fu- ann danışma, inşa ve onur kurulu üyesi- yim. Fuann uluslararası tarutımını da yapıyoruz. ilgi geçen yıla oranla bu yıl çok daha yüksek. Çünkü kişiye ne verir- seniz, ilgiyi de o oranda alırsınız. Fuar arz-talep dengesini bu yıl çok daha iyi oturtmuş durumda. Kişiler geçen sene düzeysiz yapıtlan gönînce belki bir katı gezip çıktılar. Ama yapıtlann nitelikli ol- ması insanlann fuan gezmesini sağlıyor. O açıdan bu sene fuar çok daha iyi. Ayn- ca bu yıl, uluslararası olma aşamasmda da fuar büyük bir aşama kaydetti. Çün- kü benim aynca Şikago'daki bazı galeri- ler ve fuar kuruluşlanyla bağlantım var. Son ekonomik koşullara rağmen Türk insanının hâlâ bir lüks gibi gözüken plastik sanatlara ilgi göstermesi bizler için sevindirici. Ve bizlerin Jstanbul'da yaşayan bir kentsoylu olarak verdiğimiz çabanın karşılığıru görmenin sevinci var içimizde. GÜLLÜ AYBAR: (Urart Sanat Ga- lerisi) Bu seneki fuara son anda katılma- ya karar verdik. Baştan katılma- ma düşüncemi- zin sebebi, stand fıyat- lannın çok yük- sek olmasıydı. Ekonomik kriz- den dolayı her- kes birtakım in- dirimler, feda- karlıklar yapar- ken aynı feda- karhğı TÜ- YAP'tan da bekledik, olmadı. Bizim için çok mali- yetli oiuyor bu fuarlar ve hiçbir şekilde geri dönüşü olmayan şeyler. Onun için birkaç önde gelen galeri olarak katılma- ma karan aldık. Fakat PSD'den çok var. Kalite söz konusu olduğunda bun- lara bakmak lazım. Sanınm galericilerin biraz dükkan mantığını aşarak, biraz da bu fuann modern sanatlar müzesi olma- yan bir ülkenin fuan olduğunu göz önü- ne alarak bakıp, dükkanı dışanda işlete- ceklerini de düşünüp, burayı promosyon yapan bir yer olarak görmelerinde de ya- rar var. Sanatçılann da bana göre bir fu- arda yer aldıklannı, üst düzeyde bir et- kinlikte yer aldıklannı bilerek davran- malan ve ona göre yapıt göndermeleri çok daha iyi olur. Ama gene de Türk res- mi ne ise ne kadar çok eğilimi banndırr- yorsa burası hepsinin toplu bir gösterisi olması açısından çok ilginç. Fuar çok gerekli, sürmeli TANER CEYLAN: (Ressam)Ben fu- ann genelini onaylamıyprum zaten. Hastane gibi buluyorum. İki kilo resim almak gibi bir şey. Şu gördüğüm şeyler en tutarlı ürünler, Yıfanaz Aysan'ın re- simleri... Sergileme açısından da bir şey söylemek istemiyorum çünkü geneüni onaylamıyorum. Çünkü hem satışa yön- lendiriyor, hem pazar ortamını getiriyor. Benim kendi sergilerim için de duşündü- ğüm tek bir nokta vardır. Eserlenmin belli bir konseptle belli bir mekanda ser- güenmesini ve mekanla da bütünleşme- sini isterim. Bu resimler karşılanndaki- lerle, yanlanndakilerle ölüyor. kendileri ortaya çıkamıyor. Koca bir hastane gibi geliyor bana burası. O kadar çok iç içe ki insan algılayamıyor. Ne iyi ne kötü, kim ne söylemek istemiş çıkaramıyorusun. Sıkış tıkış, işte ben şurdan iki kilo resim alayım, sen oradan üç kilo heykel al gibi bir ortam doğmuş. Manav gibi... ASLI ALTAN: (Sinema sanatçısı) Her yıl takip ediyorum, sergılenen yapıtlan ba- şanlı bulduğumu söyleyemeyeceğim. Ama arada eksepsiyonel, hoş, çok be- ğendiğim şeyler var. Ama bu kadar kap- Biri sözlüklerde yer alan tanımı; diğeri ya bir şeye ulaşmanın keyfimn verdiği heyecandır ya da bir şey yapamamış ol- manın telaşıdır, onun adını heyecan ko- yanz. Artık öyle bir telaş yok fuarda. Durmuş oturmuş, her şey yerli yerinde. Dün Fiffeya Koral'la konuştuk. o her- hangi bir sanatçı değildir, onu burada görüyorsanız fuar bir noktaya ulaşmış demektir. SUNA TA- NALTAY(Psi- kolog - yazar) Her yıl izli- yoruz, katıhyo- ruz. İlk baş- langıandan bu yana seviyo- ruz, beğeniyo- ruz. 2^aman- lamasını çok uygun bul- muyoruz. Hiç değilse bir haf- ta sonra yapılabilirdi, böyle birkaç güne sıkıştınlrnayıp daha uzun tutulabilirdi. Okullar özellikle haberdar edilirdi, öğ- retmenler ve öğrenciler görebilirlerdi. Yaak, bu kadar emek böyle sabun kö- pükleri gibi dağılıp gidecek. Resmin es- kisini de çok seviyoruz. Örneğin şu köşe- de Mııhsin Kırt'un birbirine eklenmiş de- ğişik boylardaki peyzajlannı gördük, çok güzel, ışık gibi boncuk gibi. Mekan çok uygun yalnız biraz sıcak. Ben bu me- kanın kitap fuan olduğu zamanı biliyo- rum. Serin bile oiuyor. Fakat o serinlikte bile insan sıcağını yaşıyorsunuz. Sanat fuannda daha çok resimler birbirlerine bakarlar, oysa kitap fuannda insan sı- cağından göz gözü görmez. Kitap ve in- san yüreği bütünleşmesi vardır. O bü- tünleşmenin burada da yaşanmasını isti- yor insan. Nasıl? Çok iyi duyurulacak, daha uzun zaman olacak, uygun bir mevsimde olacak ve insanım, özellikle Katılım az, bence çok üzücü. Plastik sa- natlara Türkiye'de çok fazla ilgi yok. İkincisi, tanıtım çok iyi yapılmadı bence. bir arkadaşım söylemeseydi, bu sene de haberim olmayacaktı belki. SOLMAZ NESLİ KARATAŞ: (İlkokul öğretmeni) Bu fuara ikinci geli- şim. Geçen yıl da gelmiştim. İyi buluyo- rum. güzel buluyorum. Şanslı sayıyo- rum kendimi fuan gezebildiğim ıçin. Yapıtlar geçen yıla göre daha güzel. Ama katılım yetersiz. Geçen yıl da böy- leydi. Üstelik son günleri, daha bir kala- balık olmalıydı. daha bir yoğun ol- mahydı. Duyuru da az yapıldı. 13 eylül- de açıldı, yann da kapanıyor. ben o gün- den bugüne iki kez televizyonda izledim. Ve çok kısa geçiştirildi. AYTEN ANTAY: (Mimar) Fuan her yıl izüyorum. Bu yıl da her yılki gibi her şey var. Herşeyi görebiliyorsunuz. Yapı- tlan çok beğendiğimi söyleyemem. Şu anda birkaç tane resim almayı düşünü- yoruz ama yok maalesef. Mekan da hiç uygun değil, çok ayıp, saygısızlık. Sıcak. ışık, düzen rezalet. Büyük saygısızlık. Ben olsam galeriler adına. sanatçılar adı- na bunu protesto ederim. Başka yerler var çünkü, bunlann sergilenebileceği. Ama burada olmaması lazım. ALPARSLAN AKTUC: (Özel bir ku- ruluşun mali işler müdürü) Fuan ilgi çe- kici buldum. Fiyatlar daha düşük olabi- lirdi. Eserleri genelde başanlı buldum. Satın alma amacıyla gelmiştim ama ala- madım. Mekan da biraz dar. TUĞRUL SELÇUK: (Sanayici) Fuan geçen yıllarda da takip ediyor- dum. Bu yılki de her zamanki gibi iyi. Türkiye'de sanata olduğu gibi spora fa- lan da hep aynı şekilde ekonomik düzeyi yüksek kişiler daha çok ilgi gösteriyor. Bir de sanat eserlerinin değer kazanması koleksiyoncular için cazip hale gelmeye başladı. Herhalde Türk halkı da daha yakından takip etmeye çalışıyor. Camus ve Oğretmeni Camus'nün bitmemiş romanı ilk Adam'ın yayımlan- ması nerdeyse tüm dünyada olağanüstü bir ilgi uyandır- dı. Çoğu insanlar bu ilgiden çok, ünlü yazarın ölümüyle sortuçlanan korkunç kaza sırasında yanında taşıdığı çantada bulunan yapıtın yayımlanması için tam otuz dört yıl beklenmiş olmasına şaştılar. Ama, kitap okundu- ğu zaman, gecikmenin nedeni kolaylıkla anlaşılıyor: İlk Adam yalnızca yarım kalmış bir yapıt değil, yazarın ta- sarladığı biçim ve kapsamdan da uzak bir yapıt Şu var ki, bu uzun gecikmeye yol açan özellik, onu hem Camus tutkunları, hem de anlatı ve yaratım sorunlarına ilgi du- yanlar için bulunmaz bir şölene dönüştürüyor. Bir yanda ilk biçimi buluyorsunuz, bir yanda düşlenen biçime iliş- kin taslakları ve notlarr Yabancı'yı, Veba'yı ve Düşüş'ü de göz önüne alınca, "ilkbiçim'le "son biçim''arasında öyledönüşümlertasarlayabilirsinizki! Bu arada, elimiz- deki yapıt büyük ölçüde bir özyaşam öyküsü olduğuna göre, bu ilk biçimden tasarlanmış biçime varılamayaca- ğını da ileri sürebilirsiniz; en azından, romanını kesin bi- çimine ulaştırması durumunda, Veba yazarının özya- şamsal öğeleri alabildiğine indirgemiş olacağını söyle- yebilirsiniz. Ama İlk Adam'ı Albert Camus tutkunları için çekici kı- lan başlıca özelliklerden bin de bu, yani nerdeyse baş- tan sona bir özyaşamöyküsü olması. Camus'nün Tersi ve Yüzü ve Vaz'da yer alan kimi denemelerinde, ölçülü bir biçimde bile olsa, kendinden, gençlik çevresinden, annesinden söz açtığı bilinir. Ancak, kimi olayları ve ki- şileri az çok değiştirmekle birlikte, bu yapıtta kapıp koy- verir kendini, çocukluk ve gençlik yaşamının ayrıntıları- na dalar. Öyle ki, Etienne dayının arkadaşlarından söze- derken, "Dikkat, adlar değ/ştirilecek!" diye not düşer, roman kişisi ilkokul öğretmeni M. Bernard'ı anlatırken yer yer gerçek öğretmeni M. Germain'in adını kullanır. Kısacası, anne, büyükanne, dayı ve daha birkaç kişi hem yaşamında yer almış gerçek kişiler, hem de alabil- diğine canlı roman kahramanlarıdır İlk Adam'da. En canlı ve en çekici kahramanlardan biri de öğretmen M. Bernard'dır. Bu rredenle, yarım kalmış romanı yayına hazırlayanlar, en sona Camus'nün Nobel Ödülü'nü aldı- ğı zaman bu kahramanın gerçeğine; öğretmen M. Ger- main'e yazdığı mektupla gerçek öğretmenin Camus'ye yazdığı bir mektubu koymuşlar. Kendi yaşamımda da bir M. Germain bulunduğundan, böyle bir konuda yan- sız konuşmam oldukça zor, ama, bana öyle geliyor ki, İlk Adam'ın bu ilk biçimini bu iki mektup, özellikle de ikincisi çok güzel tamamlıyor. Çok yerde yayımlandı, birinci mektup Camus'nün elinden çıkmış her yazı gibi bir yüce gönüllülük örneği- dir, "Siz olmasaydmız, bana, o küçük çocuğa uzattığınız sevecen el, öğretiminiz, örneğiniz olmasaydı, bunlann hiçbirigerçekleşmeyecekti", diyerek borcunu ve bağlılı- ğını belirtir. M. Germain'in "Sevgiliküçüğüm"diye baş- layan mektubuysa, yarım kalmış romanın gerçekliğine belki daha yazılışından önce, bilinmeden getirilmiş bir değerlitanıklıktır. Gerçektende, M. Germainyoksul ilko- kul öğrencisi Camus gibi büyük yazar Camus'yü de çok iyi tanır. "Kimdir Camus? Bana öyle geliyor ki, senin ki- şiliğini kavramaya çalışanlar tam olarak başaramıyor- lar bunu. Sen her zaman yaratılışını ortaya çıkarmakta içgüdüsel bir çekingenlik göstermişindir. Yalın, dobra dobra olduğun için bunu daha da iyi başanrsın", der. Camus de kendinden hep böyle sözetmiştir. M. Germain, mektubunu bitirirken, büyük yazar olmuş öğrencisineokulunun birsorunundandasözeder "Bitir- meden önce, okulumuza karşı el altından hazırlanan tehlikeli tasarılar karşısında laik ilkokul öğretmeni ola- rak duyduğum acıyı söylemek isterim sana. Çocukta en kutsal olan şeye: Kendi gerçeğini arama hakkına tüm meslek yaşamım boyunca saygı gösterdim. Hepinizi sevdim ve kendi görüşlerimi ortaya koyup da körpe ka- falarınızı etkilememek için elimden geleni yaptım. Tann söz konusu olduğu zaman (izlencede vardı), kimilerinin inandığını, kimilerinin inanmadığını söylerdim. Ve hak- larının tümlüğünde, herkesin kendi istediğini yaptığını. Aynı biçimde, dinler konusunda, varolan dinleri belirt- mekle yetinirdim, kim hangi dini isterse ona bağlanırdı. Doğrusu ya, hiçbir dini izlemeyen kişiler bulunduğunu da eklerdim. İyi biliyorum ki, bunlar ilkokul öğretmenle- rini dinin, daha kesin olarak da Katolik dininin çığırtkan- ları yapmak isteyenlerin hoşuna gitmiyor. "öyle anlaşı- lıyor ki, Camus eski öğretmenine olgunluk döneminde de kulak verir. onun gerçek bir düşünce erginliğine ta- nıklık eden bu yakınmasını unutmaz ve İlk Adam'ın kah- ramanının ilkokul yaşamına ilişkin bölüme "Uzatilacak ve laik okul coskuyla yüceltilecek", diye not düşer. Bakmayın her dönemde bir başka telden çalanlara. iyi yazar biraz da köklerine ve ilkelerine bağlılığrndan belli olur. "İnsan Figürleri Sergisi" • BLRSA (AA)- Ressam Levent Nannç. "İnsan Figürlen" adlı resimsergisini açtı. Uludağ Üniversitesi Resim Bölümü mezunu olan Levent Nannç'ın sergisi. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde görülebilecek. 34 yağlıboya. 2 gravür baskı ve 2 pastel çalışmanın yer aldığı sergide. günlük yaşamda basit bulunup. gözardı edilen materyallerin renk ve biçim parodisi içindeki insan figürlen değişik şekillerdeanlatılıyor. Sergi. 29 eylül perşembe gününe kadar açık kalacak. THK Yüreğir Şubesi'nden sergi • ADANA(AA)-Türk Hava Kurumu Yüreğir Şubesi'nce. çeşitli havacılık malzemelerinin tanıtılacağı sergi açılacak. THK Yüreğir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Mehrnet Edemen'in verdiği bilgiye göre, 2 ekim pazar günü açılacak sergide. 20 fırmanın ürünleri yeralacak. Sergi, kapsamında paraşütle atlama gösterisinin de yapılacağını belirten Edemen, amaçlannın, gençlere havacılık sevgisi aşılamak olduğunu kaydetti. Sting, turnesine İsrail'den başladı • KUDÜS(AA)- Ünlü İngilizrock şarkıcısı Sting. konser turuna başlamak üzere Kudüs'egeldi. Sting. düzenlediği basm toplantısında. İsrail ile Filistinlilerin banş sürecine girmeleri üzerine, konser turunu Kudüs'ten başlatmayı kararlaştırdığıru söyledi. Sting, "Ortadoğu banş süreci konusundaki gelişmelerden mutluyum ve bu yüzden buradayım" dedi. Israil'de üç konser verecek olan Sting. konser turunu Güney Afrika'da tamamlayacak. Halk oyunları birinciliği yapıldı •IKONYA (AA) - Gençlik Merkezleri Halk Oyunlan Türkiye Birinciliği Konya'da yapıldı. 100. Yıl Spor Salonu'nda 13ilden 18ekibinkatıldığı birincilik, iki dal üzerinden gerçekleştirildi. Folklora ve notaya uygun düzenlemeli dalda 98.14 puanla Erzurum birinci olurken, 98.00 puanla Diyarbakır ikinci sırada yer aldı. Bu dalda Bitlis 97.28'le üçüncülüğü. Urfa 97.14'le dördüncülüğü ve Bayburt ckibi de 96.85'le beşinciliği elde etti. Halk içinden derlenen düzenlemesizdalda ise birinciliği 97.57 puanla Artvin ekibi aldı. Bu dalda 97.14'le Bitlis ikinci, 96.41'le Bursa üçüncü, 96.28'le Kütahya dördüncü ve yine aynı puanla Sakarya beşinci oldu. Dallannda ilk üçdereceyi aîanlann yurtdışı organizasyonlarda Türkiye'yi temsil edecekleri bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle