Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2EYLÜL1994CUMA
12 KULTUR
KAMPANYA
"Banş
içinsende
birşey
Kfiltür Servisi - Birleşik Sosyalist
Parti il örgütünün 1 -7 eylül Banş
Haftası'nda başlattığı "Banşiçin
sen de bir şey yap" kampanyasına
pek çok sanatçı da kendi
dallanndaki ürünleri ile katılıyor.
Yann 12.00-18.00 saatleri
arasında Kadıköy İskelesi'nde
düzenelenecek 'Banş İçinSokak
Şenliği'ne çok sayıda yazar, şair,
mûzisyen ve tiyatro sanatçısı
katılacak.
Nesin kitaplarmı imzalayacak
Şenlik çerçevesinde Ataol
Behramoğlu, Kemal Özer, Müştak
Erenus, Orhan Alkaya ve Sezai
Sanoğlu, izleyenlere şiirlerinden
ömekler sunacaklar.
Aziz Nesin'in bir konuşma
yapacağı ve kitaplannı
imzalayacağı şenlikte. saat
15.00-17.00 arasında Ataol
Behramoğlu, A.Başer Kafaoğlu,
Kemal Özer, Müştak Erenus,
Atilla Coşkun, Oral ÇaJışlar. Faik
Bulut. Cezmi Ersöz, Cemal Şener,
Orhan Alkaya, Neşe Yaşin, Emin
Kunıca, N'il Giin. Kıvılcun Tezin,
Turhan Feyizoğlu, Metin Cs-
tündağ, Sezai Sarıoğlu ve Cemik
Çakırda kitaplannı
imzalayacaklar.
Sanatçılardan katkı
Şenlik boyunça. değişik saatlerde
Bulutsuzluk Özlemi, Ezginin
Günlüğü, KÜKOK Müzik
Topluluğu, Grup Göcebe, Zogaşi
BBP, Yelda ve Mezopotamya
Kültûr Merkezi Çocuk Korosu,
banş için şarkılar söv le> ecekler.
Tiyatro sanatçısı Jülide Kural ise
Banş Şenliği'ne, okuyacağı
şiirlerle katılıyor. Karikatür sergisi
ve çocuk oyunlan köşesinin de
bulunduğu şenliğe aralannda
Orhan Pamuk, Banş Pirhasan,
Tektaş Ağaoğlu'nun da
bulunduğu sanatçılann da katkıda
bulunacağı bildirildı.
RP'li başkan değiştirdi, ANAP'lı başkan kazanınca verdiği sözü unuttu
Rıfat Ilgaz 'açık arttırmada'
MUHARREMAYDEV
Atatürk'ün, "Sanatsız kalan bir mil-
letin hayat damarlanndan biri kopmuş
demektir" dediğı dönemde herhalde
sanatın "içine tüküren" belediye baş-
kanlan ortalıklarda pek görünmüyor-
du. Aynca, bazı çevreler, sanatçıya
bugünkü kadar saygısızca davranmı-
yordu.
Oysa, günümüz Türkiyesi'nde
manzara öyle mi? Hiç değil! örnek
mi? Işte en çarpıcı iki ömek:
Türk edebiyaünın "80 yıllık çınan"
sayılan Rıfat Dgaz'ın henüz hayattay-
ken, kendisini "ölümsüzleştinnek"
amacıyla adının verildiği,
Bahçelievler'deki "Rıfat Dgaz Kültür
Merkezi"nin, bir süre sonra göreve
gelen (Kamuoyunun, 'Ben şeri-
atçıyun!' iu'rafından ötürü daha yakı-
ndan tanıdığı) Bahçelievler eski Bele-
diye Başkanı Muzaffer Doğan tarafı-
ndan. "Necip Fazıl Kısakürek KüJtür
Merkezi"ne dönüştürülmesi...Çok
değil bir kaç ay önce, Ankara'daki bir
parkta bulunan heykellen "müsteh-
cen" bularak(l), "Ben böyle sanatın içi-
ne tûkûrürüni" diyen, yine Refah Par-
tili Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek'in demeci...
ömekler öyiesine fazla ki...
ANAP'h Belediye
Başkanı SafTet Bulut söz
verdiği halde kültür
merkezinin adını
yeniden Rıfat Ilgaz
Kültür Merkezi 'ne
dönüştürmüyor. Yeni
kültür merkezinin ismi
için de Turgut Özal,
Zübeyde Hanım ve
Rıfat Ilgaz'ın
isimleri önerilecek.
îade-i itiban "yüan hikayesine" dö-
nüştürülen, eski "Rıfal Hgaz Kültür
Merkezf nin (şımdiki adı Necip Faal
Kısakürek Kültür Merkezi) "kimlik
belirsizliği" sürüyor.
1992'deki ara yerel seçimde
ANAP'tan RP'nin eline geçen, 27
Mart yerel genel seçimlerinde yeniden
ANAP'ın kazandığı Bahçelievler Be-
lediye Başkanlığı, ekim ayı sonunda
hizmete girecek yeni bir kültür mer-
kezine isim verilmesi için, Belediye
Meclisi'ne, bir teklif götürecek. Söz
konusu teklifteki üç "altenıatif isim
ise, 8. Cumhurbaşkanı merhum Tur-
gut özal, Atatürk'ün annesi Zübeyde
Hanım ve Rıfat Ilgaz...
Bahçelievler Belediyesi, böylece.
Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nin adının
değiştirilmesinden sonra kamuoyun-
da oluşan tepkileri "otomatikman"
gündemden düşürmeyi amaçlıyor.
Ancak Rıfat Ugaz'ın ailesi. bir süre
önce kaybettiğimiz ünlü edebiyat
adamının isminin "açık arttırmaya"
çıkanlmasını kabul edemeyeceklerini
belirterek, sözkonusu öneriye tepki
gösteriyor.
Bahçelievler Belediye Başkanı Saf-
fet Bulut, Basın Damşmaru Mustafa
Hotoğhı araabğıyla kendisine yönelt-
tiğimiz, "Bahcelieıler'in Bakırköy
Belediyesi'ne bağlı olduğu dönemde
Rıfat Ilgaz'ın adı verilen kültür merke-
Rıfat Dgaz
rinin adını yeniden Rıfat Ilgaz Kültür
Merkezi'ne dönüştürmek için herhangi
bir çahşmanız söz konusu muT'
sorumuza, "İsim tartışmalanna kültür
elçilerimLri sokmak istemiyoruz. An-
cak ANAP döneminde konmuş ünlü bir
sanatçumza ait ismi. bir başka vönetim
değiştirmiş. Şimdi birim,
'ANÂP isim koymuş, RP değiştirmış.
siz de tekrar değiştirin' mantığıyla ha-
reket etmemiz beklenemez. Çünkü
Rıfat Ilgaz'ın adının verilmesine ilişkin
ilk karar Beledi\c Meclisi'nin dışında
aluımıştır. Sonra RP'li beledhe ise >eni
bir Meclis karanyla bu ismi Necip
Fazıl Kısakürek olarak değiştinniş.
Bu yüzden birilerinin vaptığı hatalan
bizim \eniden gündeme almamızın
mantığı yoktur. Bu tartışmalar ber iki
şanatçımıza da bir şey kazandırmaz.
Önemli olan o kültür merkezinin sanat
çahşmalanna ağuiıklı olarak açüıp
açılmadığıdır.
Halkımız bunu RP döneminde göre-
memiştir. Ancak bizim bu konuda yo-
ğun çauşmalanmız var" diye yanıtladı.
Bulut açıklamasında aynca. "Önü-
müzdeki ekim ayının sonlannda yeni
bir kültür merkezi tesisimiz hizmete gi-
recektir. Burası için Belediye Meclisi'-
ne, rahmetli 8. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın, Türk Anası Zübeyde Hanım
ile Rıfat Ilgaz'ın adlan önerilecek."
şeklinde göriiş bildirdi.
Aydın Ilgaz, tepki gösterdi
Bahçelievler Belediye Meclisi'ndeki
üyeliklerin aritmetik durum ise şöyle:
ANAP:18,SHP:7veRP:12.
Ilgaz ailesi adına, Rıfat Ilgaz'ın oğlu
Aydın Dgaz ise, Bahçelievler Belediye-
si'nin söz konusu teklif önerisine tepki
göstererek, Rıfat Ilgaz'ın adının, hem
de Turgut Özal ve Zübeyde Hanım'ın
isimleriyle yan yana açık arttırmaya
çıkanlmasını "kabul edilemez bir du-
rum" olarak nitelendiriyor.
Rjfat Ilgaz Kültür Merkezi fikrinin
Yıldırım Aktuna'nın Bakırköy Beledi-
ye Başkanı olarak görev yaptığı döne-
me kadar uzadığını, daha sonra kara-
nn Sözen dönemindeki İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi Meclisi'nce onay-
landığını, Bakırköy Belediye Başkanı
Ati Tah'p özdenür'in ise, Büyükşehir'-
in onayından sonra, konuyu yeniden
Bakırköy Belediyesi Meclisi'ne götür-
düğünü ve olumlu karar çıktıktan
sonra sözkonusu tesise Rıfat Ilgaz
adını verdiğiru anımsatan Aydın Ilgaz
şunlan söylüyor:
"Ancak' Bahcelievler'in Bakırköy'-
den aynlarak ilçe yaptlmasından sonra
gerçekleştirilen ara >erel seçimlerde
yönetime RP'li Muzaffer Doğan geldi
ve binlerce imzaya rağmen, yalan bel-
geler düzenleyip,' Halk istemijor' de-
yip, buranuı adını \ecip Fazıl kısakü-
rek olarak değiştirdi. Biz Rıfat Ilgaz'ın
kişiliğinde tüm sanatçüara saygı göste-
rilmesini istijonız"
Başkan ne söz verdi? Ne yapıyor?
Şimdiki Bahçelievler Belediye Baş-
kanı SafTet Bulut'un, RP'ye karşı
çıkan SHP. CHP gibi sol partilerin
desteğiye seçimi kazandığını, hatta
Bulut'un seçim öncesinde. "Belediye
Başkanı secildiğim takdirde. göreve ge-
lir gelmez kültür merkezinin adını yeni-
den Rıfat Ilgaz Kültür Merkezfne
dönüştüreceğim" bıçımınde vaatte
bulunduğunu vurgulayan Aydın Il-
gaz, Saffet Bulut'un sözünü tut-
madığını dile getiriyor.
Giderek karmaşıklığa bürünen
konu, ekim ayında, Bahçelievler Bele-
diye Meclisi'nden çıkacak isme göre
yeni bir boyut kazanacak...
Milliyet Sanat'ta Güney'in mektuplan
Yılmaz Güney
KültürServisi - Milliyet Sanat dergı-
si, ölümünün 10. yılında Yılmaz Gü-
ney'i anıyor. Dergide. Zeynep Oral'ın
"Isviçre'nin Basel kentinde Nihat Beh-
ram'ın evindeyûn. önümüzde Yılmaz
Güneyie ilgüi 14 yılın dökümü"
başlıklı yaası yer ahyor. Nihat Behnun
da "Görüntüsü Tutuklu Sözcüklerin
öyküsü" başhkü yazısında Yılmaz
Güney'le dostluklannı açıklıyor ve
yaaşmalanndan ömekJer veriyor. Ni-
hat Behram; 1978 yıhndan kacırüışına
dek geçen sürede, karşılıldı yazışma-
lannın, Güney'le haberleşmelerinde
önemli yer tuttuğunu belirtiyor.
Yılmaz Güney'in mektuplannın, ona
ilişkin arulannın bir parçası olduğunu
belirten Behram, bu mektuplann her
şeyden önce belli çizgileriyie onun
dünyasını yansıtuğını vurguluyor.
Derginin bu sayısında Yılmaz Gü-
ney'in, Nihat Behram'a yazdığı ilk
mekruplardan birine yer veriliyor.
Mektup 1979 Nisan ayının son haf-
tasında Imralı Yanacık Cezaevi'nden
gönderilmiş. Bu mektup, Behram'ın
"Mektubun Çağnşımian" bolümünde
belirttiği gibi, o dönemdeki konumu-
nu, düşüncelerini ve koşullannı özetli-
yor.
Yılmaz Güney mektubunun girişin-
de şunlan yazmış: "Sorunlanmız, dev-
rim davasua sıkı sıkıya bağlı sorun-
lardır ve çözümleri bu doğrultuda ele
alınmalıdır. Bu güne dek benim kişiliği-
me, GFye (Güney FUm), dergiye yö-
neltilen sakhnlar, içten baltalamalar,
ister bilincli. ister bilinçsiz olsun, özün-
de karşı devrimin işine >aramtstır. Ve
bugün GFye sahip çıkmaktan, onun
sonınlannı omuzlamaktan kaçınan
devrimcikr. küçük burjuva ön>argılar-
dan kendilerini arındıramamtş olan-
lardır. Biz, tarih önünde onların ham-
kafalığını mahkum edeceğiz." Milliyet
Sanatın gelecek sayılannda bu mek-
tuplann bir bölümü ve Nihat Beh-
ram 'ın çağnşımian yayımlanacak.
Dergide aynca. Nazan Ipsiroğlu'nun.
Bach'ın müziğiru resimleyen iki sa-
natçı "Jacob VVeder ve Mehmet Ma-
hir" üzerine bir yazısı yer ahyor.
Konur Eıtop'un doğumunun yıl dö-
nümünde ve yeni ders yılının eşiğinde
"Dağlarca'mn Çocuk Şürleri" ,Musta-
fa Öneş'in "Dağlarca'mn Yayımlanmış
En Yeni Şiiri: 'Iküi Adam'" başlıklı
yazılan yer alıyor. Dergide aynca De-
met Elkatip'in "Dansın Sonsuz Yol-
culuğunda". Oğuz Makal'ın "47. Lo-
camo Lluslararası Film Festivali",
Mehmet Ydmazın "Sanatta özneUik
ve Nesnellik", Akgün Akovanın "Eli-
me Ne Geçerse Oyuncak Yapanm",
başbklı yazılan da okunabib'r.
Karikatür
dergisinin
eylülsayısı
Kültür Servisi - Ayhk mizah dergisi
Karikatür'ün eylül sayısı çıktı.
Derginin bu sayısında Orhan Doğu,
Ismail Kar, Mahmut Tibet, Ali
Şükrii Fidan. Ahmet Erkanlı,
CumhurGazioğ|u. Murat
Özmenek, Erol Özdemir, Aşkın
Ayranaoğlu, Bogdan Benev, Metin
Peker, Mehmet Ali Türkmen, îsmet
Lokman, Ercan Baysal, Kutlay
Hakan Özgür, Turgay Karada,
Altan Özkesici, Seçkin Temur,
Mustafa Bilgin, Kemal Hayıt,
Murteza Albayrak, Oğuz Gürel,
Erdoğan Başol, Kadir Doğruer,
Fethi Deveb'oğlu. Alpar Susuzlu,
Hakan Şengün'ün karikatürleriyle
Kadir Cengiz'in 'Çilli' adh bandı yer
alıyor. Bu sayı aynca S. Yüksel
Akm'ın 'Herşey Banş îçin', Sabit
Fikri'nin 'Bir Mizah Oğesi Olarak
Alafran^ Züppe", Ruhi Tek'üı
'Tarihinlçinden
Kadmlar-Padişahlar', Bülent
Okutan'ın "Gökova'nın
Gözyaşlan', Levent Cantek'in 'Her
Türk Asker Doğar", Tayfun
Talipoğlu'nun 'Haberler Utançlan
Kapatmaya Yetmiyor' başlıkL
yazılannı içeriyor. Karikatür
dergisinin ağustos sayısında ise
Ahmet Erkanlı Firuz Kutal, Alper
Susuzlu, Cmit Öğmel, Necdet
Yılmaz, Ali Ulvi Ersoy. Cumhur
Gazioğlu, Servet Gürel, Mustafa
Bilgin, Fransızçizer Piem, Metin
Peker, Kadir Doğruer, Murat
Sayın. İsmet Lokman, Muhammed
Şengöz, Seçkin Temur, Altan
Özkesici, Gürbüz Doğan Ekşioğlu,
Sumru Ekşioğlu, Cemalettin
Güzeloğlu, Orhan Doğu, Erdoğan
Başol, Oğuz Gürel, Ahmet Öztürk
Levent, Hakan Şengün, Ali Şur,
Hatay Dumlupınar'ın karikatürleri
ile Kadir Cengiz'in 'Çilli' adh bandı
bulunuyor. Derginin Ağustos
sayısında aynca S. Yüksel Akın'ın
'Belediye', Sabit Fikri'nin 'Jnek Süt
lcmez', Bülent Okutan'ın 'Kıssadan
Fİisse Senetleri', Hasan Uysal'ın
'Yapacaksan Adam Gibi Yap'
başhklı yazılan yer alıyor.
Karikatürleri Alman basınında yayımlanan kabare sanatçımız Muhsin Omurca:
AHMET KADIOĞLU
BOCHUM - Federal Almanya'da
iki milyona yakm yurttaşımız yaşıyor.
Türkler bu sayıyla Almanya'da yaşa-
yan en kalabalık yabanalar grubunu
oluşturuyor. Bundan otuz yıl önce işçi
olarak gelen Türkler toplumsal ya-
şamın her alanında faab'yet gösterdık-
leri günümüzde çok daha farklı bir
tablo sergiliyorlar. Ekonomik yaşam-
dan sanata, üniversitelerden barolara
kadar hemen hemen her meslek dalı-
nda çabşan Türklerle karşüaşmak
mümkün.
Ancak kendilerinden en çok söz et-
tirenler yine sanatçılar oluyor İlginç
olan en önemli nokta, sanatın her dalı-
nda ürünler veriliyor otaıası.
Almanya'da yaşayan sanat-
çüanmızın önemli bir bölümü öğreni-
mini Türkiye'de tamamlamış ve her-
hangi bir vesileyle göçmenler ordusu-
na kaülmış. Ancak Almanya'da do-
ğup büyüyen ve iki kültürü de iyice
özümsemiş başanlı sanatçılanmız da
yok değjl. Her iki sanatçı grubunun
ortak bir yanı var: Türkiye sevgisi...
Bir karikatür ustası
Muhsin Omurca yukanda sözü edi-
len ilk grupta yer alan sanatçılardan:
Yani Türkiye'de yetişenlerden. Çok
yönlü ve genç bir sanatçı Omurca:
Çokyönlü; çünkü, o yalnızca iyi bir
karikatürist değil, aynı zamanda ka-
bare yazan ve oyuncusu. Türkler
arasında o daha çok Şinasi Dikmen ile
birlikte oluşturduklan "Knobi Bon
Bon" adlı kabare grubundaki oyun-
culuğu ile biliniyor. Onun az biünen
başka bir yanı ise mizah yazarlığı.
Ahnan basını, onu daha çok karika-
türleri ile tanıyor. Zira Omurca, 1983
yüından bu yana başta Die Zeit, Söd-
denutsche Zeitung, Frankfurter
Rundschan, Die Tageszeitung TAZ,
Eulenspiegel, Die VVoche, \V orld Perss
Revfe» New York, Südwest-Preşse gibi
saygın yayın organlan için karikatür-
ler çiziyor.
1959 Bursa doğumlu Muhsin
Omurca'nın "Aimanya macerası"
1979 yılında başlar. Yeni memleketine
ayak basüğında söz dağarcağında tek
bir sözcük vardır. Bu sözcüğü de Tür-
kiye'den aynlmadan önce, Aimanya'-
dan kesin dönüş yapan "Kara Meh-
mef'ten öğrenir:
"Almanca bilmiyonım diye üzülme!
Sana bir kelime öğretecegim, çoook işi-
Mizahla şaka olıııaz
Muhsin Omurca, karikatür çizmeyi kabareciliğin stresinden
uzaklaşmak için bir denge unsuru olarak sürdürüyor. 'Hanso Bir
Dazlağın İstanbul Hatıralan'adlı tek kişilik oyunu yıl sonunda
çeşitli ülkelerde sahneleyecek.
ne yarayacak! Her seferinde beni anıp
AJlâh senden razı olsun Mehmet Abi-
dm deyecen" nasihatını verir "Kara
Mehmet".
Omurca sorar:
"Nedirosözcükr
"Hunger!"
Muhsin Omurca'nın sanatçıhk ya-
şamırun başlangıcı yirmi yıl öncesine
kadar uzanıyor. Omurca üse öğrenci-
sidir. Sınıfta tarih dersi anlatıhrken
küçük Omurca, hocasının karikatürii-
nü çizmekle meşguldür. Ancak suçüs-
tü yakalanır. Bu olay, sanatçının kari-
katür yaşamının başlangıa olur. Ve ilk
karikatürü aynı yıl Karikatürcüler
Demeği'nin çıkardığı albümde yayı-
mlanır.
Doyuma ulaşmak
Muhsin Omurca karikatür çizmeyi,
kabareciliğin stresinden uzaklaşmak
için bir denge unsuru olarak sürdür-
düğünü özellikle vurguluyor. Seyirciyi
her oyunda "doyuma ulaştırmak" ça-
basının yorucu bir iş olduğunu ifade
ederken de zihınsel dinlentiyi karika-
türde bulduğunu söylüyor. Ve ikliyor:
"Karikatür benim 'terapi-outh'um.
Fırsat buldukça uzanıyorum."
Sanatçı Omurca, kabare ile karika-
tür arasında önemli bir fark görüyor.
Ona göre biri iki, diğeri üç boyutlu.
Kabarede "en güzel yan" olarak de-
ğerlendirdiği nokta, izleyici reaksiyo-
nunun anında gelmesi. Bu olgu da ka-
bare sanauna üçüncü bir boyut ka-
zandınyor.
Omurca. pek çok Türk sanatçısının
aksine, Almanca olarak yaap sahneli-
yor. Böylece eleştirisini doğrudan Al-
man toplumuna ulaştırabiüyor. Bu
olgu onun başan grafiğini yükseltıyor.
Omurca, sık sık tek bir sözcük ile baş-
layan yeni yaşamında "Kara Meh-
met"in nasihatını anımsıyor.
Yabanalann sorunlannı konu edi-
nen eleştiri yüklü oyunlan Aimanya
dışında Finlandiya, Hollanda, Avus-
turya gibi ülkelerde de sahnelenen
Omurca, bugünlerde tek kişilik yeni
bir oyunu üzerinde çabşıyor. Bu yıbn
sonunda sahneye konulacak olan
oyun "Hanso Bir Daziağın İstanbul
Hatıraları" adını taşıyacak.
Muhsin Omurca. "i>i bir karikatürist"
obnanın, resim yeteneği gerektirmesi-
ne karşın belirli kurallan ohnadığıru
ve karikatürcülüğün öğrenebilebilece-
ğine inandığını söylüyor. Ancak,
"Çok iyi resim yapmak tek başına ye-
terli olamaz. Karikatürist avrıca iyi bir
hicivci ohnak zonındadır" diyor.
Mizah ciddi bir iştir
Karikatür sanatçısını "çizen mi-
zahçı" olarak tanımlayan Omurca
şöyle devam ediyor: "Bazı ciddi işler-
le(!) uğraşanlar 'sululukla' karıştırıh-
riar. Oysa mizah ciddi iştir. Usta mi-
zahcı; yaratıcı, gözlemci, objektif ol-
maktan çok, 'sağduyu' sahibidir. Hi-
civleri birer bumerang gibi, attığında ki-
min kafasına ineceğini önceden bilir.
Amaç bUinçsizce kafa göz varmak,
yaralamak, rencide etmek değil; 'ka-
şımaktır'...
Bazen güzel bir espri, acemi bir mi-
zahcının elinde işkence aleti, bazen de
bir serseri kurşun oluverir. Kendi de da-
hil. kimi ne zaman komaya sokacağı
belli olmaz. Kısacası, mizahla şaka ol-
maz; "şeytan doldurur" falan..."
Abnanya'nın pek çok kentinde sergi
açan Muhsin Omurca'nın bir de 1991
yılında yayımlanan "Matchhall-Ten-
nis Cartoon" adh bir kitabı bulunuyor.
Bu arada onun uluslararası ödüllerin-
den söz etmemek de olmaz. Omurca'-
nın kazandığı uluslararası ödüller ise
şunlar:
1990'da Jap>onya'da Yemiuri Shim-
bun "Exellent Prize" I993'te İtalya'da
"Umoristi a Marostica" uluslararası
karikatür ödülü ve 1993'teiHollanda'-
da "Dutdı De Tulp" uluslararası kari-
katür ödülü.
Yurtdışında yaşayan pek çok sa-
natçı gibi anavatan özlemi çeken
Muhsin Omurca, sözlerini şöyle ta-
mamhyor:
"Avnıpa'yı gezdikçe Türkiye'ye olan
sevgiın daha da artıyor. Özellikle İstan-
bul bir tutku haline geldi. Yüda beş
öğün, tok karnına birer tablet halinde
istanbul aunak, bağımlılık yarattı.. An-
cak son seçimlerden sonraki zoraki bir
•mahrumıvetın' hiç de gönendirmeyen,
'refah' içermeyen kabusları içinde-
i "
Katibim Kültûr ve
Sanat Şenligi
• İSTANBUL(AA) - Üsküdar
Belediyesi tarafından düzenlenen
6. Uluslararası Katibim Kültür ve
Sanat Şenliği. 3-10 Eylül tarihJeri
arasında gerçekleştirecek.
Üsküdar Belediye Başkanı Yılmaz
Bayat, yaptığı yazıh açıklamada,
şenliğin kapsamının geçtiğimiz
>ıllara göre genişletildiğini belirtti.
Şenlik süresince milli kültür ve
değerler ağırlık verileceğini
vurgulayan Bayat, "Bu şenlikte,
kadınlara, gençlere, çocuklarahas
programlara yer verdik. Kitap
sevenlere özellikle yerayırdık.
Halkın doğrudan İcatılabileceği
programlan dikkate aldık.
Şenliğimize bütün Üsküdar halkı
davetlidir" dedi. Şenb'k süresince,
panel ve konserler düzenlenecek.
Kitap fuan, çocuk şenliği, futbol
turnuvası, sinema günleri, halk
oyunlan, aşıklarşöleni, sünnet
şöleni ve sergilerin yer aldığı bir
dizi etkinlik gerçekleştirilecek.
'Rüzgarların Yolu'
İsveç TV'sinde
• STOCKHOLM (CumhuriyeO
- 40 yıldır İsveç'te yaşayan ozan ve
fotoğraf sanatçısı Lütfı Özkök'ün
yaşamı üzerine kurulan belgesel
film "Rüzgarlann Yolu", 26
ağustos cuma günü fsveç
televizyonunu birinci kanalında
gösterildi. Elisabeth Marton'un
çektiği 53 dakikahk fılmde
Özkök'ün çocukluğunun geçtiği
Feriköy, en önem verdiği Rene
Char'ın Paris'i ve kader arkadaşı,
çevirmen Anne-Marie'yle birlikte
40 yıldır yaşamakta olduğu
Stockholm şiirsel birdille
beyazperdeye aktanlıyor. Sanatçı
portreleriyle bütün dünyada
aranan ve toplu şürleri,
"Uzaklığın Yaekınlığı" adıyla
geçen yıl Cem Yayınevi tarafından
yayımlanan Lütfı Özkök'ün
yaşamını içeren film, 30 ağustosta
bir kez daha İsveç televizyonunun
birinci kanalında gösterilecek.
'TüPk tiyatro
Yasası çıkmair
• Kültür Servisi - Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği (TEB). son
günlerde Bakırköy Belediye
Tiyatrolan bünyesinde yaratılan
yeni yönetmelik tartışmalanmn
tiyatro sanatını ve kültür ortamını
tehdit ettiğini düşünüyor. Tiyatro
Eleştirmeleri Birliği, sanat
ortamını siyasal müdahaleler
dışında tutmak amacıyla Türk
tiyatro yasasmın bir an önce
çıkmasının kaçınılmaz olduğuna
inanıyor. Tiyatro Eleştirmenleri
Birliği, söz konusu yasa
çıkmadıkça, tiyatrolann siyasal
çıkarlara alet edilmeye
çalışılacağını ve bu tür kavgalann
sonu gelmeyeceğini belirtiyor.
Türk tiyatro yasasmın çıkması
beklenirken, Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği, uluslararası
klasik ölçütlere göre hazırlanmış
ve bugünedek bâşanyla
uygulanan yürülükteki eski
yönetmeliğin sürmesi gerektiğini
savunuyor.
'Paul Nadar'm Orta
Asya Yolculuğu'
• Kültür Servisi - İstanbul Fransız
Kültür Merkezi, TÇ Kültür
Bakanbğı. Türk ve îslam Eserleri
Müzesi ve İFSAK'ın işbirliği ile,
"İFSAK 10. Fotoğraf Günleri"
çerçevesinde 1 kasım-1 aralık
tarihJeri arasında Türk ve İslam
Eserleri Müzesi Sergi Salonu'nda
"Paul Nadar'ın Orta Asya
Yolculuğu" konulu bir fotoğraf
sergisi gerçekleştirilecek. 8 şubat
1856'da Paris'te dünyaya gelen
Paul Nadar, babası ünlü
fotoğrafçı Felix Nadar kadar
tanınan bir fotoğrafçı, gazeteci ve
karikatürist idi. Henüz 18yaşında
iken Felix Nadar atelyesinin
teknik ve artistik yönetimini
üstlendi. 1913'teLegion
d'Honneur'e layık görülen Nadar,
1 Eylül 1939'da Paris'te ölür.
Fransız hükümeti eşinden dört
yüz bin fotoğrafı satın alır ve bu
eserleri dünyaya tanıtmak için
sergiler düzenler. Türk ve İslam
Eserleri Müzesi'nde, Paul
Nadar'ın Orta Asya yolculuğu
sırasında çektiği ve Fransız Kültür
Bakanhğı arşivinden temin edilen
fotoğraflar sergilenecek.
Aytaç'ın ilk romanı
'Ve: Blues'
• Kültür Servisi - Ercüment
Aytaç'ın ilk romaru "Ve: Blues"
Yapı Kredi Yayınlan tarafından
yayımlandı. Avusturya'da
yaşayan Aytaç, kitabına mekan
olarak Aimanya ve Amerika'yı
seçmiş ama çizdiği insanlar çok
bildik, çok yakmımızda. Romanın
baş kahramanlanndan Semih
Akel, ilk olarak 70'h' yıllarda Oğuz
Atay'ın kaleminden karşımıza
çıkmıştı. 9O'lı yıllardaysa Aytaç'ın
tümcelerinde, aynı içtenlik,
küskünlük ve kınk haykınşlarla
geri geliyor. Duygusalhğı,
alayalığı tam kıvamında, yanında
da birisi var: Caz trompetçisi Nat
Gordon. Cazcı Gordon ve
yabana Akel'in öyküsü, Atay'cıl
bir alayahkla yayılan hüznün,
tüm kozmik gödeımelere karşın
yalnız insanın romanı" Ve:
Blues".