25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 AĞUSTOS1994 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gecekondulara yenî af yok • ANKARA (ANKA) - 27 Mart yerel seçimleri öncesinde, Başbakan Tansu Çiller'in gecekonduda oturanlara af getireceklerine ilişkin sözleri üzerine Yaşar Topçu tarafından TBMM BaşkanhğVna sunulan gecekondu afyasa önerisine, hükümet şimdi de karşı çıkıyor. TBMM gündeminde bekleyen yasa önerisine ilişkin hükümet görüşü, Devlet Bakanı Necmettin Cevheri imzasıyla Meclis Başkanlığf na sunuldu. Necmettin Cevheri, hükümet görûşünde, gecekondu affı konusunda getirilen her düzenlemenin yeni af beklentilerine yol açtığını belirterek bunun mevzuata göre uygulama yapan veya yapmak isteyenlerin gözünde devletin güvenilirliğini azalttığını ifade etti. 'Türkiye örnek ülke olacak' •KONYA(AA)-lnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, "Hükümetimiz, demokratikleşmenin ve çağdaş demokrasinin önündeki tüm engelleri ve karanlıklan ayıklayarak karşılıkh hoşgörii ve uzlaşmaya dayanan, katılımcı.çoğulcu demokratik bir sistemin Türkiye'de yaşama geçirilmesini, Türk halkının ufkunu açmayı tarihi bir görev saymaktadır" dedi. Bakan Köylüoğlu, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Konya'da, Vali Atilla Vural'ı makamında ziyaretetti. Bakan Köylüoğlu, buradaki konuşmasında, dünyadaki değişim ve reform süreci içinde yer alan ve ulusal benliğini koruyan Türkiye'nin, evrensel değerleri özümseyerek yeni yüzyılda örnek bir ûlke konumuna geleceğini söyledi. Karakaş:SHP değişmeti •ANKARA (ANKA)- SHP'de 'Yenilikçiler' olarak bilinen parti içi muhalefetin önde gelen isimlerinden İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş, partide yönetim orŞsnlan ve örgütlenme biclmi dışında isim ve amblem dahil, topyekün değişiklikler yapılması gerektiğini söyledi. Ercan Karakaş, yaptığı açıklamada. temmuz ayında yapılan İstanbul ll Danışma Kurultayı'nda, il örgütü tarafından partinin adı, simgesi ve ilkelerinin yenilenmesi konusunda bir karar tasansı sunulduğunu hatırlatü. Emnioğlu: RûşvetidupduPtJuk • İSTANBUL(AA)- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Kahraman Emmioğlu, MÜSİAD'ın (Müstaİal Sanayici ve Işadamlan Derneği) düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, 120 günluk icraatlan sırasında rüşvet vu yolsuzluklan durdurduklanru söyledi. Gazeteci Akdoğan toprağa verildi • İstanbul Haber Servisi -Önceki gün vefat eden gazeteci Behçet Akdoğan'ın (55) cenazesi, dün Erenköy Galippaşa Camii'nde kılınan ikindi namazından sonra Beylerbeyi MezarlığTnda toprağa verildi. THA ve Tercüman gazetesinde çalışan Akdoğan'ın cenazesine, ailesi, Gazeteciler Cemiyeti yöneticileri ve basın kuruluşlanrun temsilcileri katıldı. Akdoğan, evli ve iki çocukbabasıydı. n Zeren öldü • NİĞDE (AA) - Eski Niğde Belediyesi başkanlanndan Feridun Zeren, geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. 63 yaşmda ölen Feridun Zeren, uzun yülar Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Milliyetci Demokrasi Partisi'nin çeşitli kademelerinde görev yaptı. Zeren, 1973-1977 yıUan arasında Adalet Partisi'nden (AP), 1984-1989 yıllan arasında da Milliyetci Demokrasi Partisi'nden (MDP), iki dönem Niğde Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuştu. Feridun Zeren'in cenazesi, Niğde Belediyesi önünde düzenlenen törenden sonra, Derbent Mezarlığı'nda toprağa verildi. Zeren, evli ve 4çocukbabasıydı. DSP üderiBiilentEeevity Cunûmnyefin sonıhuvuyamtlcuh SHP ERİME SÜRECİNDE • Eskiden solla, dürüstlük ve ahlak özdeşliği varken, SHP'nin şimdi tam tersi bir izlenim yarattığını savunan Eeevit, 2 ekimde yapılacak DSP kurultayından "yeni bir yapılanma ile çıkacaklannı" açıkladı. Eeevit, SHP'nin kabine değişikliğinden sonra erime sürecine girdiğini öne sürdü. KOALİSYONBİTrİ • DYP-SHP koalisyonunun ömrünü çoktan tamamladığını söyleyen DSP Genel Başkanı," SHP'nin, yapıcı çözümler önermesi ve getirmesi gerekirdi. Fakat, SHP hiçbir şey yapmadı. Çünkü, tamamen kendi iç sorunlanna, iç denge hesaplanna dayalı bir tutum izliyor"dedi. MHP hükümetortağı MHP'ninfiiliortaklığı, SHP'nin resmi koalisyon ortaklığından daha etkili IŞIK KANSU ANKARA - DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit, demokratik sol düşünce>i benimseyenlere DSP'ye katılma çağnsını açıktan yaptığını belirterek, "Ama, tek tek insanlara çengel ata- mayız" dedi. Eskiden solla, dürüstlük ve ahlak özdeşliği varken, SHP'nin şim- di tam tersi bir izlenim yarattığını savu- nan Eeevit, 2 ekimde yapılacak DSP ku- rultayından "yeni bir yapılanma ik çıka- caklannı" açıkladı. Eeevit, DYP-SHP koalisyonunun ömrünü çoktan doldur- duğunu kaydetti ve "MHP'nin fiili or- taklığı. SHP'nin resmi koalisyon or- taklığından daha etkili durumda" diye konuştu. DSP lideri Eeevit. Cumhuriyet'in son siyasi gelişmelere ilişkin sorulannı, şöy- le yanıtladı: - SHP'nin, özellikle son kabine değişik- liği sonrasında bir erime sürecine girdiği belirtiliyor. ECtVİt - SHP, daha kuruluş aşaması- nda bir yığınak yanlışlığı yaptı. Çok de- ğişik görüşleri bir çatı alünda toplama- ya çaüştı. 1991 seçimlerinden sonra iki parti doğurdu SHP. Bugün, hâlâ kendi içinden birkaç parti doğurabilecek hal- de. Gerek yerel yönetimlerde, gerek hü- kümet ortakbğj döneminde çok ba- şansız oldu. SosyaJ demokratlığın veya herhangi bir anlamda solculuğun gerek- tirdiği hiçbir adım atamadı. Böylece; es- kiden solla, dürüstlük, ahlak özdeşligi varken, kamuoyunun öyle bir izlenimi varken, şimdi SHP tam tersi bir izlenim yaratıyor. Son bakan değişikliklerinın gerekçesi de, çok yadırgatıcı. Sayın Ka- rayalçın, 'Bakanlık deneyimi edinen arkadaşlarımızın sayıst artsin istedik' dı- yor. Hükümet. tecrübe tahtası değildir. Orada deneyimin önemi vardır. Hiçbir ciddi ölçüte dayanmayan değişiklikler yapıldı. Bayındırbk Bakanı'na, 'Sen be- nim yerime geç, Başbakan Yardımcısı ol, ben bir süre için Bayındırlık Bakanı ol- mak istiyonım' demesı, bağışlanacak bir şey değil. Çünkü, bu, Sayın Kumbara- cıbaşı'nın iddialannı doğrular nitelikte. Belli ki, Bayındırlık Bakanlığı'nın cenis maddi olanaklanndan, kendi kişisel çıkan için değil. ama devlet olanaklannı kullanarak, partisini suni teneffüsle, çıkar ilişkilerini kullanarak, ayakta tut- maya çalışıyor. Bu da, yalnız SHP'ye değiJ, genelde sola olumsuz etki yapı- yor. - Son günlerde gerek SHP, gerekse CHP'den bazı yönerici ve miUetvekilleri- nin, DSP'>e katılmak istediklerî. ancak sizden çağrı bekledikleri ileri süriilüyor. Çağrı yapacak mısınız? EC8Vİt - Ben, çağnmı açıktan yapıyo- rum. Ama, tek tek insanlara çengel ata- mayız. Bunu hiçbir zaman ıçime sindi- remem. 1977-78'de yapmak zorunda kaldım. Onun da çok acısını çektik. Ben de. bu türdüşünceleri gazete haberlerin- de okuyorum. Bana herhangi bir SHP milletvekili gelip de, bir katılma eğilimi göstermedi şu ana kadar. - CHP'den gelenler oldu mu? ECBVİt - CHP'den daha açık olarak gelenler oldu. Fakat SHP'den olmadı. - Solda birliğin DSP çatısı altında ola- Kepez'de temei atan Başbakan, KİTlere giden faiz gelirini halka verene kadar mücadetesme devam edeeeğini söyledi. Çfller'denesnafâ10 trflyonhüisöz BÜLENT ECEVtT ANTALYA - Başbakan Tansu Çil- ler, özelleştirme kapsamı içindeki KİTlerin 4 günde 1 tnlyon lirahk faiz giderinin olduğunu hatırlatarak "Bu paralar sizin paranız ve halka verilene kadar mücadeleme devam edeceğim" dedi. Başbakan Çiller dün özel uçakla saat 10.45'te beraberinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve Antalya Milletvekili Veysel Atasoy ile birlikte Antalya'ya geldi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu'nun (TESK) Kepez Eğitim ve Sosyal Te- sisleri'nin temelini attı. Başbakan, burada yapüğı konuşmada, 4 milyon esnaf ve sanatkar için 5 trilyon daha fazla kredi vereceklerini, bir yıl içinde de 10 trilyona çıkaracaklanru söyledi. Çiller, "Bu reva mıdır? Bunları düzelt- meden yeni kaynaklar yaratmak mümkün mü? Teşvik verilemiyor. Ya- tınm yapılamıyordu. KİTlere 4 günde 1 trilyon faiz gideri gjdiyor. Ama esna- fımtza sadece 5 trilyon verebiliyoruz. Bu paralar halka tekrar verilene "kadar özeUeştirme mücadelemize devanı ede- ceğjz" diye konuştu. Başbakan Çiller, Esnaf ve Sanat- karlar Konfederasyonu'ndan iki iste- ğinin bulunduğunu söyledi ve "İstih- dam yaratın ve dünya ile bütünleşin. Gençlerimizin geleceği için eğitim te- sisleri. yeni iş olanakları gerekli. Etra- fımızda Türki komşu kardeşlerimiz var.Gelin onlara yardim edelim" dedi. TESK Başkanı Derviş Günday da hükümeti hem eleştirdi. hem de uygu- lamalanru takdirle karşıladıklannı söyledi. Günday. muhalefete çatarak ülkenin zor durumda olduğunu, milli ekonomik mücadeleye destek olun- ması gerektiğini kaydetti. İstanbul Milletvekili Bahattin Yücel, Genel Başkan Yılmaz'ı suçladı: ANAP, RefahPartisfnedöndü DENİZ TEZTEL/ AYŞE YTLDffilM Parti içi muhalefet SHP'den sonra ANAP'ta da sesini yükseltmeye başladı. ANAP'tan aynlan milletvekiİlerinin suçlamalanyla karşı karşıya kalan Mesut Yılmaz'a partili miÜetvekillerinin eleştirileri sürüyor. İstanbul Milletvekili Bahattin Yücel! "ANAPm, Refah Partisi çizgisine geldiğini" söyledi. Bunun, parti vitrinine de yansıdığını belirten Yücel, "Bunun, ANAP'ın yeniden dört eğüime sahip çıkması diye açıklanması da inandıncı ohnuyor" dedi. Mesut Yılmaz'ı ve parti üst yönetimine suçlamalar yönelterek aynlan milletvekiİlerinin yarattığı sıkıntı bitmedi. Bazı DYP yöneticilerinin ANAP'tan çok sayıda milletvekilinin aynlarak kendi partilerine katılacağı açıklamalan sürerken parti içinde Yılmaz'a karşı eleştirilerde sürüyor. Kendisi gibi birçok milletvekilinin rahatsızlıklannı dile getirdiğini, ancak istifa edip etmeyeceklerini "bümediğini" söyleyen eski TURSAB Başkanı ve ANAP İstanbul Milletvekili Bahattin Yücel, "ANAP'm eski ANAP olmadığınT savundu. Sorulanmızı yanıtlayan Yücel, partisinin çözüm önerileri üretmekten uzak olduğunu dile getirdi. Yücel, ANAP'ın halkın özlemlerini slogana dönüştürerek Türkiye'yi yeni biryüzyıla taşıyabilecek "hareketlüikten uzak" olduğunu belirtti. 1987'de ANAP'ın AT'ye tam üyelik başvurusunda bulunan bir parti olmasına karşın bugün Yılmaz'ın gümrük birliğinegirmenin bazı sakıncalanndan sözetmesini "çelişki" olarak nitelendiren Yücel, parti politikalannda bunun gibi "birçok çelişkinin" bulunduğunu ifade etti. Yücel, ANAP'ın dört eğilimi birleştirmek için ortaya çıktığını ileri sürerek, "Bu tarih- ten sonra ANAFın tsrarla o dört eğilimi tekrar bir araya getirebileceği anlayışı ger- çekçi değil. ANAP, öyle bir cizgiye geliyor ki sanki Refah'laşıyor. ANAP, RP çizgisine geliyormuş gibi. Ve bu çabalar, bu çabalann üst yönetime partinin vitrinine yansunası ANAP'ın yeniden dört egilime sahip çıkıyonnuşdüşüncesiyle açıklanıncao zaman tabii inandıncdık da pek ounuyor" diye konuştu. Belli konularda parlamentonun düşünce birliği yapması gereküği üzerinde duran Yücel, buna karşın ANAP'ın Kürtsorunu, Balkanlar ve Ortadoğu gibi konularda görüş ve çözüm önerileri ortaya koyamadığıru iddia etti. Yücel. "ANAP, bir tür statûkoyu savunur hale geldi. O zaman da özeüikle Kürt meselesinde, gü>enlik meselesinde bir türSHP-DYPortaklığında SHP'nin üstlenmediği rolii de üstlenerek o statükonun devamına katkıda bulunan bir tür Cumhuriyetçi Güven Partisi örneğinde. Bu ciddi anlamda bir siyasi izolasyondur." Yılmaz'ın erken seçim istemlerine karşılık Yücel, içinde bulunduğumuz koşullarda yapılacak bir erken seçimde RP'nin ciddi bir başan sağlayacağım da dile getirdi. İstifa edip etmeyeceği sorulanna net bir yanıt vermeyen Yücel. yeni bir oluşuma önayak olup olmayacağı sorusunu şöyle yanıtladı: "Benim başka bir partiye katılmak ya da yeni parti kurmak için ayrılmam mümkün değil. Türkiye'nin kaybedecek zamanı olduğunu da sanmıyorum. Zamanın sıkışık olduğu bir dönemde birtakun yapay zorlamalarla bir yere varılacağını zannetmiyorum. Türkij e'de saflar veniden oturacaktır ve o zaman herkes kendi verini bulacaktır." cağı yönündeki düşüncenizde bir değişik- lik var mı? ECSVİt - Hayır, bir değişiklik yok. Çünkü ben, kurumsal birleşmenin zor- luklannı pek ciddiye abyorum. - Yeniden yapılanarak solda birliğin sağlanması yönünde görüşler ortaya çıkıyor. Bu önerileri nasıl değeıiendiri- yorsunuz? EC8Vİt - Biz, kurultaya gidiyoruz. 2 ekimde yapılacak kurultayımıza gider- ken, kendi partililerimiz arasında tered- dütler yaratacak herhangi bir şey söyle- mem mümkün değil. Biz kurultaydan zaten yeni bir yapılanma ile çıkacağız. Kongrelerimiz de öyle oluyor. Bize, son zamanlarda başka partilerden çok geniş kaülımlar oldu. En çok SHP'den, DYP'den ve ANAP'tan, bir ölçüde CHP'den. Bu şekilde zaten yeni bir yapılanma oluyor. Yani, çok yenilen- miş bir kadroyla kamuoyunun önüne çıkacağız zaten. - Kimi olaylar yüzûnden Türkiye'deki sol hareketin kirtetildiği söyleniyor. Katılıyor musunuz? ECeVİt - Kirlilikten anndı- rmadan hiçbir yere vanlamaz. Bazı kendilerini aydın veya sol- cu olarak tanımlayan çevrele- rin, soldaki partilerin arasında bir fark yok iddiasını ve yanılgısını sürekli yaymalan, SHP'deki çöküşün gölgesini, bizlerin üstüne de düşürüyor. Bu iddia ileri sürüldükçe, ben farklılıklan büsbütün vurgula- mak zorunluluğunu duyuyo- rum. Solu, SHP'nin gölgesin- den arındırabilmek ihtiyaa ile bunu yapmak zorunda kahyo- rum. • DYP-SHP koaüsyonuouB geleceği konusunda ne düpnü- yorsunuz? ECSVİt - Aslında bu koa- lisyonun ömrü, çoktan doldu. Ancak, Türkiye'nin siyasal ya- şamındaki ükanıklık aşıla- madığı için, Türkiye. bu hükü- mete mahkûm durumda. Şimdi yeni beklentiler ortaya çıkanldı. İşte. 'vunışarak çekil- mek' gibi. Buna karşılık da, Sayın Tansu Çiller kendi hazır- Uklanru yapıyor. Koalisyonun çökmesi durumunda, yine kendisinin başkanlığında bir hükümet formülü için arayı- şlarda bulunuyor. Bütün he- saplar, bu koalisyonun birkaç aydan daha fazla dayanamaya- cağı yolunda. - DYP-SHP koalisyonu bozu- lursa, nasıl bir siyasi manzara ortaya çıkar? ECtVİt - Sayın Tansu Çiller'- in basına yansıyan planı uygu- lanırsa. fiili durumda çok bü- yük bir değişiklik olmayacak. Çünkü, orada MHP'nin anah- tar durumunda olacağı anlaşılı- yor. Şimdi, MHP'nin fiili koa- lisyon ortaklığı, SHP'nin resmi koalisyon ortaklığından daha etkili durumda. Onun için fiili durum. resmiieşmiş olacak. SHP'nin. zaten hiçbir etkisi yok hükümet içinde. Çünkü, koalis- yonu sürdürebilmek için her ödünü vermeyi içine sindiriyor. kendisi değişik çözüm seçenek- leri üretemiyor. Bazı seçenekler üretebilse, belki hükümetin öbür ortağını da ikna edebilir bazı konularda. Örneğin. özel- leştirme konusu. Son derecede ciddiyettenuzak bir şekilde ele alınıyor. Özelleştirme yasası, hükümetten kaçınlarak Mec- lis'e getirildi. İki gün daha bek- lenseydi. kanun tasansı olarak verilecekti. Sayın Mümtaz Soy- sal'ın bakanîığının kesinleş- mesini de beklemeden. bir iki gün içinde aceleye getirdiler. Şimdi. Sayın Soysal, bu duru- ma razı olacak mı. olmayacak mı? Biliniyor ki, Çiller'in istedi- ği yasa. bütün yetkileri ve o yet- kilerin kullanış biçiminin denet- lenmesi yetkisini bile Başbakan üzerinde topluyor. Padişahlara bile bu kadar geniş yetki taru- nmamıştı. Şimdi, Sayın Soysal. 'Ne yapalun? Ben bakan olma- dan bu Meclis'e gitti' deyip, razj olacak mı. olmayacak mı? Bu konuda Sayın Soysal'ı açık ta- vır almaya çağırdım, geçmişte- ki tutumunu bildiğim için. 'Gümrük Birliği'ne Türkiye tamamen hazırlıksızgiriyor. Bu konuda SHP'nin, yapıcı çö- zümler önermesi ve getirmesi gerekirdi. Fakat, SHP hiçbir şey yapmadı. Çünkü, tamamen kendi iç sorunlanna, iç denge hesaplanna dayalı bir tutum iz- lıyor. Hükümet çalışmalanna hiçbir sol katkıda bulunmuyor. POIITIKAGimUGU HIKMET ÇETİNKAYA Sevdalar Yopgun Düşünce... Yıllar önce tanımıştım onu. Miyop gözlerinde hınzırlı- ğın çizgisini yakalamıştım. Cin gibi bir çocuktu. Kabına sığmıyordu. Dün sabah son bir kez baktım fotoğrafına. Gözlerinde- ki umudu bir kez daha gördüm. Yaşamın o ağır çizgisine bir kez daha tanık oldum. Bir sevda ormanında yürüdüm sabahın ilk ışıklarında. Havada yağmur sıkıntısı vardı. Ortaköy o büyük sevda- lardan yorgun, yeni birgünü kucaklıyordu. Avuçlarında mı saklıydı sevgi, yoksa o genç yüreğinin derinliklerinde mi? Eski albümlerden çıkardığım fotoğrafları dizdim önü- me... Seninle ilk karşılaştığımız yılı anımsayamadım. Ama, hınzır gülüşünü, yaşamla zaman zaman alay edişini, ar- kadaşlarına takılışını, Izmir'de gazeteye gelişini, hatta sana "Bizimle çalışır mısın" dediğimi anımsadım. Sevgiyi, yüreği, insanı kahreden yalnızlıkları sanırım çok iyi bilirdin. Bir kaçışı, yakarışı, insanın kendi evre- nindeki çalkantıyı çok iyi sezerdin. Hem ağlamayı hem gülmeyi, zamansız sevişmelerde ertelerdin. Saat 12.00'yi geçti... Ben sana Bodrum'da bir akşam dolu dizgin bir yaşa- mın içinden fışkırıp gelen eski anıları derledim. Çığlık çığlığa bir gecede "üçsapkaranfili" Karaburun'dan ge- tirdim şair Berln Taşan'a inat. Delice tutkuları umursa- maz mektuplara doldurdum bir akşamüstü. Izmir'de Kordonboyu'nda 25 yıl önceki coşkumu yeşil çağla ve bol buzlu cin-tonikle giderdim. Konak'ta saat 17.00'yi vurduğunda Alsancak'ta tütün işçilerinin çıkışını gör- düm. Hande Mumcu ile yıllar önce "o acılı öyküde" bir kez telefonla konuştum. Salih Peker'i. Hacı Ali Er'i tanı- madım. Banş Selçuk un ise "Hikmetabisi" oldum. Ölüm kuşun kanadında değil, bir masalın hiç bitmeye- cek gibi gelen en heyecanlı yerindedir. Kimi zaman öy- külere saklanır, kimi zaman yalnızlığın öfkesinde gizle- nir. Bak Barış, o miyop gözlerini kısarak son kez çevrene, seni sevenlere, sevmeyenlere bak. Bu alkışlar, bu övgü- ler sana. Elbet seninle birlikte Hande'ye, Salih'e ve Hacı Ali'ye. Bir son haykırıştır bu. Sevdanın bahçesinde son kez koparılan çiçeklerdir sizleri boydan boya kuşatan. Geceye yorgun düşer insan... Belki ölümede... Ben ölümün kalleşçe gelenini hiç sevmem. ÖKim mert olmalı, yürekli olmalı... Şoför Hacı Ali 19 yaşındaymış Barış. Demek ki ehliye- tini bir yıl önce almış. Ankara-Giresun arası yüzlerce ki- lometre. Gece vakti yola çıkmışsınız. Yol uzun. Ben o yolları çok iyi bilirim. Kelle koltukta gitmek demektir. Şoför Hacı Ali galiba deneyimsizdi Barış. Eğer ben ol- saydım yola çıkmazdım. Ben olsaydım diklenir şöyle derdim: "Trabzon'a uçakla giderim, bir gün önceden. 19 yaşındaki bir delikanlıya üç canı teslim edemem..." Seni kırmazlardı Barış. Çünkü sen deneyimli bir mu- habirdin... Ben böyle kazaları "alın yazısı" olarak değerlendir- mem. Hele gece Ankara'dan Giresun'a gitmeyi hiç ka- bul etmem. Sizler ölmeden bir süre önce, senin sevgili arkadaşın, Haber Merkezi Müdürümüz Hakan Kara şöy- le dedi toplantıda: "Başbakan Tansu Çiller, Giresun gezisine gazeteci almıyormuş. Ankara 'dan arkadaşlarımızı nasıl gönde- relim?.." Yanıtım şu oldu: "Yol çok uzun. Samsun ve Trabzon'daki arkadaşları- mız izlesin..." öyle yaptık... Ben dün gazetelerdeki fotoğraflarınıza baktım son kez. Ankara ya seni uğurlamaya gelemedim. Içimde fırtına öncesi bir durgunluk... Bak imbat vuruyor saçlarına. Karşıyaka'dan kalkan 7.15 vapuru Konak'a yanaşıyor. Insanlar koşuşturuyor... İnsan yaşamı bir koşuşturmaca değil mi? Eski anıların Ege'de gömülü kaldı. Üç yıllık Ankara anıların ise Hande ile birlikte olduğunuz fotoğrafta. Bir şarkı mı istersin yoksa bir şiir mi? Ben bir gece yarısı, tam 12yılönceGümüşlük'tegüne- şi kucakladım. Sol kolum acılıydı. ölümden kılpayı dön- müştüm. Bir yıl sonra yine ölümle karşı karşıya geldim. Ama galip gelen yine bendim. Son kez merhaba diyorum sana; Hande'ye, Salih'e ve Hacı'ya... Bir gecenin ağır ıslaklığından turuncu bir aydınlığa bakıyorum. Çiçeklere, kuşlara. Sevda ormanında büyü- yenlere... Merhaba! BakanÂlpago'dan bürokratkıyımı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanlığı'na bağh olarak kurulan Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarhğı, Aile ve Sosyal Araştırma Ge- nel Müdürlüğü ve Kadın So- runlan Genel Müdürlüğü'nün dayandığı kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) iptal edilmesi. yeni Bakan Önay Al- pago'>TJ bürokrat değişikliği konusunda rahatlattı. Al- pago'nun. 'bakanlıkta eski du- ruma dönülmesini" öngören Başbakanlık genelgesine daya- narak. çeşitli üniversitelerden gelen 9 bürokrattan eski gö- revlerine dönmelerini istediği belirtildi. Akyol ekibine tasfıye Başbakanlık genelgesi uyannca, Aile Araşürma Ku- rumu ile Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlüğü'- nün yeniden kurulacağını vur- gulayan kaynaklar. Alpago'- nun, Türkan Akyol dönemin- de göreve getirilen üniversite hocalannı bu kurumlarda is- tihdam etmek istemediğini be- lirttiler. Anayasa Mahkemesi'nin, bazı KHK'leri iptal etmesi, ka- dın haklanndan sorumlu Dev- let Bakanlığı'na bağh olarak yeni kunılan müsteşar ve genel müdürlükleri boşlukta bıraktı. Anayasa Mahkemesi'nin iptal karan ile, kadın bakanlığına geçişte aşama oluştunnak için kurulan Kadın ve Sosyal Hiz- metler Müsteşarhğı ile Aile ve Sosyal Araştırma Genel Mü- dürlüğü ve Kadının Sorunlan Genel Müdürlüğü'nün yasal dayanağı kalmadı. Başbakanlık'ın yayımladığı bir genelge ile 'bakanlıkta eski duruma dönülmesi' talimatı verdiği öğrenildi. Bu genelge uyannca, müsteşarlık ile yeni genel müdürlüklerin kaldınla- rak, Aile Araştırma Kurumu ile Kadının Statüsü ve Sorun- lan Genel Müdürlüğü'nün ye- niden kurulması gerektiği be- lirtildi. Bakan Önay Alpago'nun, Anayasa Mahkemesi karanna dayanarak. Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşar Veİcili Doç. Dr. Oya Citçi, Müsteşar Yardıması Fikret Biler, Aıie ve Sosyal Araştırma Genel Müdürü Prof. Dr. Bireen Gökçe, Kadın Sorunlan Genel Müdürü Selma Acuner. danı- şman Prof. Dr. Aytül Kasa- poglu, damşman Prof. Dr. Yakın Ertürk. Prof. Dr. Şahin Yenişehirlioğlu, Kadın Sorun- lan Genel Müdür Yardımcısı Aypar Altınel ve başmüfettiş- danışman Üker Girith'oğlu'na birer yazı göndererek, kadro- lannın bulunduğu üniversite- ler veya Sayıştay'a gitmelerini istediği öğrenildi. Daha sonra Çitçi Orta Doğu Amme İdare- si, Gökçe de Hacettepe Üni- versitesi'ne dönmek üzere ba- kanlıktan aynldılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle