25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 1994 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Sanatın öncülüğü ve sanat eğitimiBu ulkede sanatçılar, gorevlerını yapmaktadırlar, sanat eğıtımcılen, ekonomık ve sıyasal yıpranma ıle savaşarak görevlennı yapmaya çalışmaktadırlar Polıtıkacılar ıse oy kaygısı ıle, çıkar kaygısı ıle eğıtımı de sanatı da kulturu de yok etmışlerdır Y. Doç. Dr. SERAP ETİKE Gazı Unv Öğretım Uyesı B ugun ulke olarak çok onemlı ekonomık ve sı- yasal sorunlar yaşamak- tayız ve bunun sonucu kulturel yozlaşma hızla artmaktadır Bu sorun- lara tepkı gosterenlenn sayısı ne denlı azdır, neredeyse yok sayılır Çunku tepkısız toplum - tepkısız ınsan tıpı ıs- tendı ve zaman ıçensmde egemen po- lıtıkalar bunu başardılar Sanatçı, tepkı veren, duyarlı ınsan- dır Bugun sanatcılanmız ulkenın ıçın- de bulunduğu yaşamsal sorunlara na- sıl tepkı verecektır9 Ureterek mı9 Yaz- dıklanyla. resımlenyle, muzığıyle vb ıle mı9 Sanatçı, çağının onunde gıden ınsandır \e urettıklenyle bu onculuk gorev ını zaten doğal olarak yapmakta- dır Ancak toplumumuzun çok buyuk bır kesımı bu sanat urunlennı tuketmı- yor, çunku kultur bınkımı buna yeter- lı değıl Bu durumda sanatın doğal on- culûk gorevı havada asılı kalmaktadır, e pekı sanatçı, topluma nasıl ulaşacak. nasıl oncu olacaktır9 Okur-yazar sayı- sı, tıyatro, sergı, sınema ızleyıcılennın sayısı son derece sınırlı olan ulkemız- de sanat, toplumla nasıl ıletışım kura- caktır9 Hacettepe Ünıversıtesı Guzel Sanat- lar Fakultesı'nce geçen mayısta 'Kûl- türün Gelişiminde Sanatın Öncülüğü' başlıklı sempozyumda belırtıldığı gıbı, sanatçı olmak ıçın, dâhı olmak, en azından ustun zekâlı oimak gerektığı, sanatı anlamak ıçınse bellı olçude bıl- gı bınkımı gerektığı ve bunun da bır eğıtım sorunu olduğu, bılınen bır ger- çektır Sanatçı, uretırken ozgürdur, urettık- lennın anlaşılıp anlaşılmaması onu bağlamaz Kendı dunyasında ozgur- dur, yaratır, urettıklennın kendı dışın- dakı ınsaniarca tuketılmesı sorunu ve bu sorunun çozümlenmesı onun so- rumluluğunda değıldır ya da ne kadar sorumluluğundadır ya da kımın ve kımlenn sorumluluğundadır9 Uretılen sanatın topluma ulaşması gerekmekte- dır Kulturungelışımındebırışlevıola- bılmesı ıçın sanatın halka yansıması, halkça tuketılmesı gerekmektedır Sanatçılar, sanatlanyla uğraşıyor, sa- nat yazarlan yalnızca yazıyorlar, sanat eğıtımcılen, sıyasal ve ekonomık sar- sıntıdan yorgun, polıtıkacılar tumden kopuk, sanat urunlennın alıcısı, tuke- tıcısı yok e pekı sanat, utopık bır ey- Iemı mı oluyor9 Ankara'da, Istanbul'da ya da bazı bu- yuk kentlerde varolabılen sanat,çok sı- nırlı bır çevrenın tukettığı bır konum- da Ozetle sanat, en onemlı ışlevını 'küftürün geüşimine öncûlûk' ışlevını yapamaz durumdadır Cumhuriyet,kulturel temelleruzen- ne kurulmuştur ve cumhunyetın ılk yıl- lannda kulturun temellennın sağlam atılması ıçın bırçok eğıtım kurumu açılmıştır HaJkevlen, Halk Odalan, Köy Enstıtulerı, oğretmen okullan.. verdıklen eğıtımle toplumun sanat eğı- tımı gereksınımını karşılamış ve bu ku- rumlardan nıce değerlı sanatçılar yetış- tığı gıbı, sanatı tüketme gereksınımı duyan bır toplum oluşmuştur Bugun bu kurumlann hıçbın yoktur, okullar ve programlar ıse çağdışı kalmıştır Sempozyumda bırkaç konuşmacının vurguladığı gıbı, 'sözeJ kültur'den 'ya- nh kültür'e geçmesı gereken toplum, bu surecı yaşayamadan 'elektronik-sö- zei kûltür şoku' ıle sarsılmış ve okuma alışkanlığmı kazanamadan TV karşısı- na çakılıp kalmıştır Çağın en onemlı ıletışım aracı olan televızyon, ınsanla- n koltuğuna çıvılemış, okumayan, du- şunmeyen, duyumsamayan (hıssetme- yen) tepkısız toplum tıpınm yaratılma- sında baş etken olmuştur Koyden kente goç eden, gecekondu- sunu kurarak buyuk bır kıtle oluşfuran dunun koylu toplumunun kente uyum sağlaması ıçın hıcbır çaba gostenlme- mış, bu kıtle daha çok kendı kaden ıle baş başa bırakılmıştır Nıtelıklı eğıtım- den de yoksun btrakılan bu kıtle, ne ol- duğunu anlamadan kendısını televız- yon başında bulmuştur Televızyon, eğıtımden baskın çıkmış, gıttıkçe artan ve yozlaşan TV kanallan, kulturel or- tamı tam bır curcunaya donuşturmuş- tur Nıtelıklı eğıtım ve buna koşut ola- rak sanat eğıtımı de alamayan bu kıtle, bugun onemlı bır çoğunluğu oluştur- maktadır Aynca bugune dek ızlenen eğıtım polıtıkalanna bakıldığında, ge- nel eğıtım kapsamında bulunan sanat derslennın de genye ıtıldığı, onemsız sayıldığı, cıddıye alınmadığı gorul- mektedır Bunun sonucunda, kentlının eğıtımınde bıle sanat eğıtımı vetersız olmuştur Yanı, bugun sanattan anla- yan kitle, yalnızca, sanat eğıtımını al- mış sınırlı sayıda' insanı kapsamakta- dır. Bu kıtle ıçınde bıle sanatın, sanat eğıtımının ne kadar anlaşıldığı tartışı- lır durumdadır Kültur ve sanat cephesınde bu gö- runtu varken 'Neler yapdabiür, kimler sorumludur' sorusunu çok doğru bır bıçımde yanıtlamak gerekmektedır Yazının başında belırtıldığı gıbı, bence bu gorüntunun ılk v e tek sorum- lusu, polıtıkacılardır Bu ulkede sanat- çılar, görevlennı yapmaktadırlar, sanat eğıtımcılen, ekonomık ve sıyasal yıp- ranma ıle savaşarak görevlennı yap- maya çalışmaktadırlar Polıtıkacılar ıse oy kaygısı ıle, çıkar kaygısı ıle eğıtımı de sanatı da kulturu de yok etmışlerdır Butanhısorumlulukonlaraaıttır Hal- kın oylan ıle ulkeyı yonetme gorevını kendı ısteklen ıle ustlenen ve en ust duzeyde maaş alan polıtıkacılar sana- ta, eğıtıme ve kulture sahıp çıkmak zo- rundadırlar Bence tum polıtıkacılara ve polıtı- kaya gırecek olan herkese, ozel bır eğı- tım programı uygulanması ve bu kap- samda onlara sanat eğıtımı de venl- mesı oncelıkle gereklıdır Sanattan an- lamayan ınsanın ıyı bır polıtıkacı ol- ması olasılığı yoktur Düzeltme Dun 2 sayfamızda yayımlanan, Sayın Av Anf Çavdar'ın 'Atarürk ve sosyaJ demokrasi' başlıklı yazısında, ılk sutunun son ıkı satınndakı 'Mitterrand' ve 'Mittcrrandiznı' sözcüklen 'Millerand' ve 'Milkrandızm'olacaktı Özur dılenz ARADABIR YILMAZ AKÇAY Emekli Oğretmen Solda Sorun Kim? Bugun ulkemız radıkal dıncılerın şerıatçıların ege- menlığınde almış başını gıdıyor nerede, ne zaman dura- cağı bellı değıl Toplum soldan umıtsız, aydınlarsuskun Susmayanlar ya ceza evlerınde ya da yargı onunde Bır kısım kendını aydın olarak nıteleyenler holdınglerın yo- rtetım kurulu uyesı ya da medyanın koşe yazarı Kışısel çıkarları toplumsal çıkarların onune geçmış Bu kesım ıçın ulkenın durumu gulluk gulıstanlık Ulkede her şey bırbırıne karışmış devlet otorıtesı, kurumun başında bu- lunan yonetıcının tutumuna gore bıçımlenıyor Ortak yo- netım anlayışı zedelenmış Medyada her gun yolsuzluk haberlerı yer almakta Halk ıyı habere değıl de kotu ha- bere koşullandırılmış Toplum kelımenın tam anlamıyla sankı uyuşturul- muş Arada bır de olsa sesını yukselten ışçı sendıkaları, sı- vıl toplum orgutlerı guvenlık kuvvetlerınce çepe çevre sarılıyor dayakdahıl herturlubaskı ıle sındırılıyor Aynı guvenlık guçlerı şerıat gosterısı yapan gerıcılere, kok- tendıncılere seyırcı kalıyor Ulkenın sosyal, sıyasal, eko- nomık durumu tam bır çıkmaza suruklenıyor Butun bu olumsuzlukların nedenı, solun, sosyal de- mokratların demokratık solcuların bolunmuşluğu ve umut olma nıtelıklerını yıtırmış olmasıdır Hıçbır ulkede gorulmeyen bır olgu ulkemızde yaşanmaktadır 12 Eylul askerı rejımınden sonra sağ ıktıdarlara seçenek yıne sağ partıler oldu Şu anda SHP yı ıktıdar ortağı saymak zaten olanaksızdır DYP SHP yı hukumet ortağı olarak almış ancak SHP nın onerdığı hıçbır değışım ve yasaya sıcak bakmamış ustelık sağ partılerle ışbırlığme gıde- rek SHP nın ıstedığı yasalara engel olmuştur Açıkçası DYP SHP lı on ıkı kışıye hukumette ış vermıştır Pekı sorumlu kım? Adını dağa taşa tırnaklarımızla yazdığımız umut ettı- ğımız Karaoğlan dedığımız Sayın Ecevıt mı' SHP Genel Sekreterlığı nde yetkılerle donatılıp arka- sında genel başkandan çok gucu olan ancak gucunun zamanını ve zemınını beklemeden başa gureşmek ıçın tabanı kusturen arkasında konvoylar oluşturduğumuz Sayın Baykal mı? Yoksa taze kan dıye sarıldığımız beledıyedekı çalış- malarıyla kamuoyunda yucelen genel başkan olduktan sonrakı ılk butçe konuşmasında bızlere umıt veren da- ha sonra Kent Koop tan beledıyeye beledıyeden genel merkeze taşıdığı ekıple tıkanan pofıtıka üretmekten çok savunma noktasmda donuklaşan çelışkılı kararlarla Başbakan ı aklayan Sayın Karayalçın mı' Sayın Ecevıt bırleşmem dıye dırenıyor "Benı 12 Ey- lul de yalnız bıraktılar dıyor Sayın Ecevıt o gun kendısı- nı yalnız bırakanların çoğunun bugun polıtıkadan sılın- dıklerını gormuyor mu? Bugunun genç neslı geçmışın polıtık fosıllerıne artık guven duymuyor Kendısıne yanıt verecek sağlıklı polıtıka uretecek solu kucaklayacak, çağdaş ve aydın bır lıder ıstıyor Bugunun soldakı lıderlerı bunu gormuyorlar gorseler de ışlerıne gelmıyor Onlar ancak tavanda kordovuşu yapıyor tabanın acısına sızısına kulak vermıyorlar Du- şunmuyorlar kı bu ezılen yoksullaşan umutsuzluğasu- ruklenen ınsanlar bır gun kendılerıne guven veren solu yenıden umut yapacak sosyal demokrat kesımı kucak- layacak alternatıf çağdaş bır lıderı kendı ıçınden çıkara- cak ve solda butunleşmeyı mutlaka sağlayacaktır UŞÜYEN SICAK DÜŞLERİM AÜ F. BİÜR Düşle gerçeğın, doğayla insanın bütünleşüği şursel oykuler... Kıtap satan bütün kitapçılarda ... e Yavınlan KlodîarerCaA fleü$ım Han No 7 34400 Cğaloglu - İSTANBUL Tel 518 54 42 Fax 638 11 12 İLAN TC BAŞBAKANLK GÜMRÜK ML ŞTEŞARLIĞI İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ DosyaNo 10 9188(92) İstanbul 1 Aslı>e Ceza Mahkemesı nın E 1992 618 K. 1993 14 sayılı 27 1 1993 gunlu karan uyannca ıdaremıze 9 068 000 TL para cezası odeme>e yukumlu Nama ve Altun oglu Hasan Dışkaya karar da belırtılen adresmde bulunamadıgından mezkur para cezası tahsıl edılememektedır Tebbgata esas olacak başkaca bır adresı bılınemedığınden 7201 sa- yıh teblıgat kanununun 28 ve 29 maddelenne gore ılanen tebiığıne karar venldı Teblıgat yenne kaım olmak ûzere ılanen duyurulur Basın 32820 Ozgür düşünce tek kaynaktır GÜNEY HAŞTEMOĞLU İstanbulBarosu Avukatlanndan L aıklık ûzenne bırkaç yazıda Pasteur'un bır sozûne yer ve- nldı "Benlaboraruvarunagi- rerken ınançlanmı dışanda bı- ndanm"gıbısınebırsoz Pas- teur, aynı zamanda "Bilimuı azı Tann'dan uzaklaşOnr, ama çoğu O'na göturur" dıyor Demek kı Pasteur labora- tuvanna gırerken ınançlannı dışarda bırakı- yordu, ama ıçerde Tann ıle karşı karşıya ıdı Kanımca ınançlannı dışarda bıraktığı ıçın ıçerde Tann ıle buluşabıldı Bılımın doğurduğu ınançla, dının doğurdu ğu manç, bugun kışılen aynı derecede bağ- nazlıga ve karanlığa gömuyor Pasteur, emı- nım kı laboratuvanna gırerken dınsel ınanç- lannı olduğu kadar, bılımsel ınançlannı da dışanda bırakıyordu Başka bır deyışle ala- bıldığme ozgur duşunuyordu Özgür duşunce akıl ve vıcdanla çelışme- yen, yenı araştırmalara. yenı bılgılere daya- nan ve yenıden yenıden bılgı ve düşünce ureten duşunce demektır Yoksa ıpe sapa gelmez, akla vıcdana aykın, bılıncı aydın- lıklara goturmeyen, çıkmaz sokak gıbı du- şünceler değıl Guzel bır soz var, kımındır anımsayamıyorum "Duşünnıeyeninsaniçin bilgı yuktur, hamalükür; bügtsi ohnadan du- şunce ureten insan ıse tehlikelidu-."Rahmet- lı Uğur Mumcu'nun sık sık > ınelemek zo- runda kaldığı bır deyışı vardı "Bügi sahibi ohnadan fikır sahıbı olanlar" dıye Bu soz- ler hep aynı gerçeğı vurguluyor Bılgısı ol- mayan kışının doğru duşunmesı olanaklı de- ğıldır Düşunceler ancak bılgı üzenndenyu- rutulur Ister dınsel, ıster bılımsel, tum ınançlar ozgur düşünmemızı engeller Özgurduşun- mek dınsız olmak demek olmadığı gıbı, dın- dar olmak demek de değıldır Tann'vaınan- mak olmadığı gıbı ınanmamak da değıldır Burada bır gerçek var Pasteur'un sözune ek- lenecek, ozgür duşuncenın olmadığı yerde msanlann ne dını anlamalan olanaklıdır, ne de bılımsel duşunmelen Özgur düşunme- nın olmadığı yerde Tann ınancı da olmaz Yunus Emre, Meviana özgür düşuncelen ıle Tann'ya ulaşhlar Yunus Emre cennetı, hunlen ıstemedı, gerçeğı hepsıne yeğledı O, ınsan akJına, ınsan vıcdanına ve ınsanın ozgur duşunce gucüne o kadar manıyordu kı "Birsozusoylemekgerek/Meleklerdebil- mezola"dıyebılıyordu Me\lana, Mesnevı- sı'nın bır yennde "Sana atalanndan nuras kaldı da rastgeie kullanıyorsun AUah adını, eğer onu sen bulsa ıdin, Ud ebn yanına duşer ağzını açamazdın" derken ezbere ınancın ınanç olmadığını ne guzel anlatıyor Duşüncelere ambargo konulamaz Baş- kasınm duşuncesıne, ınancına ambargo koy- maya çalışan ınsan, kendı duşuncesı de baş- kalan tarafından zıncırlenmış bır mutsuz ve sevgısız ınsandır Nedır ınanç 9 Bırtakım bılgılenn bızı gö- türduğu sonuç mu 9 Insanhk mutlak bılgıyı, mutlak gerçeğı bulmuş mudur kı, ınançlar aynı kalsın 9 Bılgılerdevamlı değışıyor, far- kında mıyız 9 Dûnyayı evrenın mefkezı ve Guneş'ı Dunya'nın etrafında dönüyor, ka- bul eden bılgı nasıl değıştı 9 Bılgılenn do- ğurduğu ınançlardan bağımsız olarak düşu- nebılen ınsanlar sayesınde Bugun artık bı- lıyoruz kı Newton Fizıgı beş duyumuzla al- gılama sınırlan ıçınde kalan bırevrenın fı- zığı KuantumFiziğiısebeşduyumuzunal- gılamalanna gore oluşan dfl'ın anlatamaya- cağı gerçeklen u matematikfonnuller''le an- latıyor Beş duyusu ıle algıladıklanndan baş- ka bır şeye ınanmayanlann yanında, beş du- yusuna dahı manmayıp, ozgur düşunceyı, özgur araştırmayı her şeym onunde tutan, her zaman yenıden ve yenıden duşunme gu- cune ve yetısıne sahıp ınsanlar bır bılgı vol- culuğunda hızla ılerlıyorlar Ama bazı ınsanlar ıçın gerçeğı aramak ve uzennde duşunmekten ınançlara bağlanı- vermek daha kulfetsız ve koîaydır Bu ne- denle onlar adeta bır ınançlar müzesınden ortaya dokulmuşçesıne şenat duzenını savu- nuyor, karşılannda Ataturkçü ınançta oldu- ğunu soyleyen, ama bu ınancının altında es- kı-yenı hıçbır bılgı bulunmayan kışılerle kı- ran kırana soz dövuşu yapıyorlar Her ıkı ta- raf da bılgısız olduğu ıçın bu tartışmalardan bılgısızlıkJen daha dennleşmış, daha tehh- kelı hale gelmış bıçımde çıkıyorlar Bunla- n TV'de, başında ızleyenlenn buyuk çoğun- luğunun da ınançlan hıçbır bılgıye dayan- madığı, taklıtten ıbaret olduğu ıçın, kımıle nne gore bu taraf, kımılenne gore obur ta- raf dövuşun galıbı sayılıyor Bu durumda acaba, Turkıye, Ataturk'le batıl ınançlann karanlığından çıktı, aydın- landı demek o kadar kolay mı 9 Batıl dını ınançlann karanlığından batıl, eksık, yanlış, sozümona bılımsel bılgılenn karanlığına mı düştuk 9 Cumhunyet okullan ne öğretıyor 9 "Yaşamda en gerçek yol gostenci bılimdir" Ben Atarurkçuluğu bu tumcede ozetlıyo- rum Ve Ataturkçuluğun sonsuz devınım- lerle sureklılığını bu tumcede buluyorum Inançlan hıçbır bılgıye dayanmayan şen- atçılar ve yıne ınançlan hıçbır bılgıye dayan- mayan Ataturkçulenn -kı onlar sadece şen- atçı değıller- kordövuşune dönmuş tartış- malanndan gerçeğın kıvılcımı asla çıkma- yacaktır Gerçeğın tek kaynağı, ınançlan bır yana bırakmış ozgur duşuncelerdır Özgur duşunce ocağının odunlan çağdaş bılgıler- dır, o bılgıler kı pek çok kışı ıçın yannın bıl- gılendır Paslı kılıçlan ıle dövuşurken taze fıdanlara zarar veren ınsanlann dovuşlen artık sona ermelı Insanlanmız ınancın gu- dumunden kurtulup bılgının ve ozgür du- şuncenın kılavuzluğunda yenı ufuklara yo- nelmelıdır O ufuklar bızım ınsanlanmıza yetmı^ vıl once gostenlmıştı de zaten PENCERE IŞTE BU HAFTANIN y ö n ' U ! DYP-MHP ortaklığının temeli son yerel seçimlerde atıldı. Çünkü bu ortaklık, oy oranları üzerinden yapılan hesaplara gore 269 milletvekili getiriyor. • BURKAY'DA CEM BOYNER'İ DESTEKÜYOR. Kimilerinin "Bir kedim bile yok" diye baslayan "Gülümse" şiiriyle tanı- aığı Kemal Burkay da Boyner'i yn ABHAZYA IÇIN ANIHORA! "Tanrının hediye ettiği" topraklar- da savaş bitti, ekonomik jjıücadele başladı. • TOPKAPI# PA ^FETIH GUNLERr Topkapı Otogarı'nın taşınmasından sonra, RP'li Anakent Belediyesi alanı "Fetih Günleri" icin hazırlıvor. ABER VERIYOR Ordubr da Değişir Portekız ordusu Salazar'ın ordusuydu Faşıst dıktato- run betonunu doktuğu rejımın sılahlı gucu, Angola'da çarpışa çarpışa değıştı 'Karanfıl Devrımı 'nı yaptı Halk faşıst yonetımı devıren askerlere yollarda çıçek- ler atıyordu Portekız demokrasıye geçtı Iran ordusu Şah'ın ordusuydu, ' Amerıka'nın Kotiez /andarması dıye anılırdı Şah dıktasına karşı ayaklanan halk kıtlelerıne sılahını doğrultamadı Iran askerı, suyun akışına uydu, Humeynı rejımının sılahlı gucune donuştu Sovyetler ın Kızıl Ordu'su komunıst ıdeolojıyleyuğrul- muştu, rejım gumburdemeye başlayınca ne yapacağını şaşırdı, mafıozı kapıtalızmın geçerlı olduğu bır duzenın koruyuculuğunu ustlendı, kızıllığı değıl pembelığı bıle kalmadı Orduların toplumlardan soyutlanması, tarıhsel gelış- melerden yalıtılması olanaksızdır • Turkıye'de bugun garıp bır durum var Son çeyrek yuzyılda, devlet 'öğretım Bırlığı Yasası'ru rafa kaldırdı, Osmanlı'dakı medreselere benzeyen okul- ların sayısını çoğalttı, ımam-hatıp okullan çoktan berı meslek okulu nıtelığını gerıde bıraktı, temel öğretım kurumları'na donuştu Imam lıselerındekı oğrencıler, camılerde ımamlık yapmak ıçın okuyorlar, unıversıte gı- rış sınavlarına hazırlanıyorlar Devlet burokrasısının herkesımınde 'ımam çıkışlı' go- revlıler yer alıyorlar Kaymakam valı emnıyet mudüru, yargıç, savcı ve başka devlet gorevlerınde yetkı kullanan ımam çıkışlı, medrese eğıtımınden geçtığı ıçın şerıat duzenıne sıcak bakıyor dın devletını yadırgamıyor benımsıyor Imam lıselerınden çıkan oğrencılere kapılarını açma- yan bır tek kurum var Harp okulları' Neden' Devletın bır kurumu devletın otekı kurumunda yetışen oğrencıyı sakıncalı buluyor Ne kadar surebılır bu9 • Turkıye de Sılahlı Kuvvetler e taşıyamayacağı bır yuk vuruluyor sıvıl yonetımle korunup yurutulemeyecek an- tıdemokratık bır duzenın jandarmalığı orduya yaptırılı- yor özgurluklere kapalı rejıme başkaldırıları bastırmak ıçın sılahlı kuvvetler kullanılıyor, sermaye guçlerı fıkır ozgurluklerını çığnerken orduya dayanıyor 12 Eylul bunun en çarpıcı orneğı' Serıatın Sılahlı Kuvvetler e sızmaması ıçın onlemleral- mak ve bu alanda yalnızlaşmak bır yana Guneydoğu da yılfardan berı suregelen çatışmalan bastırmak ıçın ordu, elınden gelenı yapıyor Bu arada Ege de Yunanıstan la dermleşen anlaşmazlık ve Kıbrıs'takı askerı konuşlan- ma savunma yelpazesının ne olçude yaygın olduğunu gosterıyor işler boyleyken parlamentodakı sıvıller, DEP'lılerın sırtından seçmene selam gondermeyı yeğlıyorlar, de- mokratıkleşmeyı rafa kaldı rıyorlar • Koalısyon hukumetı var parlamento var sıyasal par- tıler var sıvıl kurumlar var, ama ulke asker marıfetıyle yonetılıyor Meclıs ve hukumet ulkeyı Sılahlı Kuvvetler e başvur- madan yonetılebılecek duruma getırmek ıçın gereklı onlemlerı bır an once almalıdır Yoksa bu gıdış, gıdış değıl *Aİ* tSTANBLX TIP F \KÜLTESİ KALP V E D 4M 4R H 4STALIKLARI ARAŞTIRM 4 VE UYGULAMA MERKEZİ Bolumunde kaldığım surede hekım kımlığırun gerektırdığı bılınçlı ve guvlu kışılıklenylehastaya vaklaşımlanndakı şefkatı vumuşaklıgı cıddıveuvedısıplını havranlık\erenbırustalıklakavnaştinp onJan venıden vaşam sevmcıne kazandırdıklanna şahıt olduğum Prof. Dr. FERRUH KORKlTa Prof. Dr. ÖZEN GÜVEN'e Doç. Dr. MUSTAFA ÖZCAN'a Doç. Dr. DLRSUN ATILG41V'a izDian Dr. ŞEREF DEMİREL'e l znıan Dr. HASAN KUDAT'a Uzman Dr. AHMET BtLGE SOZEVe Uzman Dr. VAKL R 4KA 4Y A'ya mınnetle saygıyla sevınçle doldurduklan yorgun yaşbyureğımı hayranlıklanmlabırbktesunuyorum lutfedm kabuibuyurun Hemşıreüg] alışılmış kabplardan çıkararak onagerçek değennı vermış hastavı ozenle sevgıvlekucaklayan Başhemşıre Semra Mckava yı Servıs Sonunlu Hemşıresı Zahıde Varan ı Ze> nep Burgazdere vı Tulay Şansal ı Lutfiye Altınay ı Emıne Cevlandogan ı Leman Uvaıuk ı hıç ama hıç unutmayacağım Onlarsız olmaz dedıgım teknık elemanlar lsmaıl Guler e Tımur Sançavır a da vurekten teşekkurlenmı sunanm Anlayışh \ e say gılı hızmetleny le katkıda bulunan personel Melahat Şenlıke Gulşen Demır e ÖmerAydemıre Mustafa Hanedar a Mehmet Çotak a. Mehmet Bıce ye Kemal Yazar a candan sağ olun denm Emekli oğretmen R M G4\ Dunyaguzelı guzel ınsan' HALDUN'umuza... L zat ellerım bır kez ok; anuslar ulkesınden Buluşsunparmaklarmız yeşıldenızler orıasında Nasılsın uneo\le sıcak vederınmı bakiflarm'' Anlal o \erlerdesarıgo:lupapat)alarda var mı> Oralardabolbadem narçıçeğı gulağacı açarmı 9 Bızısorma tum muılulukları çarmtha gerdık Sıcak 93 Agustos akşamında toprağa bır olu \erdık inlnorsundegılmı kutsalbıroluydubu' Şımdı tozluaynalardaderın çızgıler kımaC Yaklaşbıraz seçeceksın Tanıdmmı' Ozlemlerle solanlar bızler o mahzun kışıler Damarlarına bağlanan \aşamı Olumukucaklarken ellerınle kopardm Içımızozlemdolu ıçımızacıdolu katran Baharıgnmen dalları kar altında Guneşe uzanan kolları karanlıkıa bıraktın Yaşanmamış gunlerm ellerımız yakasında! Senı se\n or ve oztü\ oruz So\le Seıgılı Haldun Ve zaman geleceksın' ECZ. NURETTtN-KADRİYE DEMİRELİ ESfN AK Y t Z - FÜSL \ GÜLDİKEN Şımdı Konya daha guzel İLKEzgi KİTABEVİ Yakında tum kıtap ve sanat dostlarıyla kucaklaşacak Sultan Cem Cad. No: 7/B Konya Tel.:(0332)3209707
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle