27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5AĞUSTOS1994CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Çillerr findık fiyatı açıklayacak • ANKARA (AA)- Başbakan Tansu Çiller, bugün Giresun'a gidiyor. Çiller, Giresun'da fındık taban fıyatlannı açıklayacak. Başbakan Çiller, bugün öğleden sonra Ankara'dan Giresun'a hareket edecek. Giresun'da saat 14.00'te halka hitaben bir konuşma yapacak olan Çiller, konuşmasında fındık taban fıyatım açıklayacak. Başbakan Tansu Çiller ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın da Giresun'a gidiyor. Yabancı sermaye • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)- Türkiye'deki yabancı sermaye mevzuatı ve uygulamalan, ELSA Genç Hukukçular Demeği'nce düzenlenen seminerde tartışılacak. Galatasaray Lisesi'nde. 8 ağustos pazartesi günü başlayacak seminerin ilk bölümünde, Türkiye'deki yabancı sermaye mevzuatı ve uygulamalan ele alınacak. THY'ninkâp hedefi • İSTANBUL (AA) - Türk Hava Yollan Genel Müdürü AtillaÇelebi,THY'nin. Avrupa'nın en genç uçak fılosuna sahip durumda olduğunu belirterek. •'Hedefimiz, 1995yılında dünyanın en genç yolcu uçaği fılosuna sahip olmak" dedi. ŞİRKETLERDEN • PEPStile Coca ı Cola'nın savaşı ABD dışına sıcradı. Pepsi, Amerikalı olmayan tüketiciler için Pepsi Max adlı yeni bir içecek piyasaya sürdü. Son 5 yıl içinde kazananı 3 katına çıkaran ve yabana piyasalara hızh giren Pepsi Cola, 1995yılıiçin5kata ulaşmayı hedefiiyor. • DEMİR BANK, dünyanın önde gelen rating kuruluşlanndan IBCAya yaptırdığı ratingde BC notu aldı. Aynı kuruluş tarafından yapılan değerlendirmede, Almanya'da Kommerzbank, Japonya'da Fujibank, İngiltere'de Midland Bank'ın da aynı notu aldığı belirtildi. •ORIFLAME başanlı direktörlerini Amerika seyahati ile ödüllendirdi. Beş gün süren Nevv York gezisine Türkiye'den Simber Ytldız, Aliye Sargut ve Nilgün Çağlayan katıldılar. A A DONALD'S I H Türkiye'de22. I • nC restoranınıaçü. Dünyada her 8 saatte bir yeni bir restoran açan McDonald's. ilk açıldığı 1986 yıhndan beri Türk tüketicisinin beğenisini ve güvenini kazanmış durumda. • KOMTekstilve Konfeksiyon Sanayii, çalışan ve gün ortasında ahşveriş yapma fırsatı bulamayan tüketicilerin çalıştıklan işyerine ücretsiz servis gönderiyor. • KNORR. Boşnak göçmenlere çorba, bulyon, pirinç unu ile süt ve Alsa puding yardımında bulundu. •STEFANELmağazalan, indirimli satışlara başlarken konuklannı yayb sazlar dörtlüsüyle ağırlıyor. Konserli ahşveriş günleri îstanbul Akmerkez, Rumeli ve Bağdat caddelerindeki mağazalarda gerçekleştirilecek. • KOMÜJ ZEYTİN- YAĞI,şişe ambalajını yeniledi. Piyasada Riviera ve Sızma olmak üzere iki ürünü bulunan Komili Zeytinyağı, yeni ambalajının reklam fılminde ana tema olarak Akdeniz mutfağını seçti. • PRINTEMPS'ın 1993 yıh genel kurulunda 1993 yıhru 9.5 milyar lira kârla kapattıği belirlendi. • IŞIKLARHOLDtNG ABD'de Darlington-Pennysilvania ve Albany-New York'ta iki tuğla fabrikası satın aldı. Güneydoğu için büyük umutlar bağlanan projeye ilişkin uzmanlardan ilginç iddia: GAR> bölgeyî çoraklaştıracak• Uzmanlar, GAP'ın yeniden yapılanmaması durumunda, büyük kaynaklarla beslenen bu umudun, bölgedeki yarayı sarmak yerine var olan çarpıklıklan daha da arttıracağına dikkat çekiyorlar. Uzmanlar, GAP'ın yeniden yapılandınlmaması durumunda en fazla büyük toprak sahibine hizmet edeceğini belirtiyorlar. BEHİÇGÜRCİHAN Türkiye'nin en büyük projesi olarak yıllardan beri adından söz ettiren Güneydoğu Anadolu Projesi ile ilgilı korkunç iddia... Uzmanlar, GAP'ın yeniden yapılanmaması durumunda ve büyük kaynaklarla beslenen bu umudun bölgedeki yarayı sar- mak yerine, var olan çarpıklı- klan daha da arttıracağını belir- tiyor. Konuyla ilgili olarak Cum- huriyet'in sorulannı yanıtlayan ziraat mühendisi Rıfat Dağ projenin bölgeyi daha da ço- raklaştıracağını belirtti ve jöyle dedi: "Bu yapısı ile GAP sonucu çoraklaşma kaçınılmaz. Top- rakta ana element dediğimiz ele- mentlerden sodyum, eğer şu anda GAP için öngörülen sula- ma tekniği olan yüzeysel sulama kullanıürsa, sudaki klorla btrle- şip sodyum klorür, yani tuz oiuşturacak." Bunun önlenmesi için "yağ- nmruuna" ve "damla sulama'1 yöntemlerinin uygulanması ge- rektiğini belirten Dağ, bu sula- ma şekillennin GAP'ta ön plana çıkardmadığını ifade etti. Dr. Muzaffer Sencer yöneti- Toprak dağılımı adaletsiz Çeşitlikaynaklardan aiınan rakamlar, Güneydoğu 'daki toprak mülkiyeti yapısındaki çarpıklıklan bütün çıplaklığıyla gözler önüneseriyor. Devlet İstatistik Enstitüsü rakamlanna göre Güneydoğu, Türkiye nin en adaletsiz toprak dağılımına sahip. Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, • Bu haliyle projenin bölgeyi daha da çoraklaştıracağını belirten ziraat mühendisi Rıfat Dağ, "Bu yapısı ile GAP sonucu çoraklaşma kaçınılmaz. Toprakta ana element dediğimiz elementîerden sodyum, eğer şu anda GAP için Öngörülen sulama tekniği olan yüzeysel sulama kullanılırsa, sudaki kloria birleşip sodyum klorür, yani tuz oluşturacak" dedi toprak sahipleri yararlanacak ve zamanla büyiik çiftçi, var olan küçük çiftçiyi yutacak" sözleriy- Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Ş. Urfa. Van, k raporlarda dile getiren endişe- BatmanveŞırnak'ıkapsavanbölge içinde, l e r Lt .i?r 'ı v .o r - , büyüklüğü 200 dekardanfazla olan - G A P m f a r e doğuracagı yo- işletmelerin toplam işletmelere oranı yüzde 16.86 olurken, bu işletmelerin kontrolü altmdaki arazilerin bölge içindeki toplam araziye oranı yüzde 69.74. minde hazırlanan bir rapor da Güneydoğu Anadolu Bölgesı'ne yapılan yatınmlann, GAP yeni- den yapılanmadığı sürece en faz- la büyük toprak sahibine yara- yacağı ve bölgedeki dengesizlik- leri arttıracağını gösteriyor. Mümtaz Soysal'ın da eline geçti- ği söylenen araştırma hakkında- ki soruya bir GAP İdaresi yetki- üsi, GAP yeniden yapılanmalı tezini savunan ve yaklaşık 30 kopya hazırlanan bir raporun kamuoyuna açıklanmadan hası- raltı edildiğini söyledi. Konu hakkında görüşmek istediğimiz Muzaffer Sencer, GAP İdaresi ile aralannda yaptıklan sözleş- me gereği konuşama>acağını belirtti. Son zamanlarda yapılan araştırmalar ıse "bölgede adil bir toprak bölüşümii" olmadığı sürece sorunlann çözülemeyece- ğini gösteriyor. GAP'a ilişkin kapsamlı çalışmalanyla tanınan ziraat mühendisi Rıfat Dağ, GAP'ın bölgesel kalkınma pro- jesi olarak değerlendirilmesi ge- rektiğini belirtiyor. Dağ, GAP'- ın şu anki yapısının büyük top- rak sahibine yarayacağını vur- guluyor. Toprak reformu şart Dr. Muzaffer Sencer, proje yönetimınde 1992-93 dönemin- de hazırlanan araştırma. GAP'- ın etkileyeceği alandaki toprak mülkiyeti ile ilgili çarpıcı veriler- le dolu. Güneydoğu'daki köyle- rin yüzde 44.8'inde topraİcsız olan köylü oranı yüzde 25'in altında. Köylerin yüzde 37.9'- unda topraksız köylü oranı yüz- de 26 ile yüzde 50 arasında deği- şiyor. "Ağa köyleri" olarak nite- lenen, toplam köylerin yüzde 17. 2'stnde ise topraksız köylü oranı yüzde 50'lerin üzerinde. Dr. Muzaffer Sencer tarafın- dan gerçekleştirilen araştırma- da. topraksız köylülerin duru- muna dikkat çekildikten sonra, toprak sahibi olan köylüler ara- sında dahi büyük dengesizlikler olduğu vurgulanıyor. Araştır- maya göre, Güneydoğu'da tüm tanmsal işletmelerin yüzde 55. 6'sı 50 dekardan az büyüklük- teki işletmelerden oluşurken, mülkiyet tahterevallisinin öbür ucunda toplam işletmelerin yüz- de 0.6'sı ve toplam arazinin yüz- de 25.1'ini kontrol eden büyük toprak sahipleri bulunuyor. Diyarbakır Ziraat Odası Baş- kanı Mizbah Birsel de "GAP fa- aliyete gectiğinde bundan büyük lundaki iddialann en ilginci zi- raat mühendisi Rıfat Dağ'dan geliyor. Rıfat Dağ, "GAP böl- geyi çoraklaştıracak" şeklindeki tezini şu sözlerle sağlamlaştı- nyor : "Bu yapısı ile GAP sonu- cu çoraklaşma kaçınılmaz. Top- rakta ana element dediğimiz ele- mentîerden sodyum, eğer şu anda GAP için öngörülen sula- ma tekniği olan yüzeysel sulama kullanılırsa, sudaki kloria birle- şip sodyum klorür, yani tuz oluşturacak." Bu akıbetin ön- lenmesi için yağmurlama ve damla sulama yöntemlerinin uy- gulanması gerektiğini belirten Rıfat Dağ, "Bu sulama şekilleri GAP'ta ön plana çıkanlmıyor" diye konuştu. Uzmanlann, sadece Urfa ve Diyarbakır'da tanmla uğraşan- lann yüzde 40'ının GAP'dan ya- rarlanamayacaği yolundaki gö- rüşleri gözönüne alınırsa, bölge- de yapılan araştırmalarda GAP hakkında görüş bildirenlerin yüzde 56.8'inin olumsuz beklen- tiler içinde olması şaşırtıa değil. Mevsimlik düşüş, trendini geçen temmuz ayında da sürdürdü Enflasyon sürprizyapmadıEkonomi Servisi- Temmuz ayı enflas- yonu rakamlan beklendiği gibi düşük çıktı. Devlet İstatistik Enstitüsü (DIE) verilerine göre temmuz ayında toptan eşyafiyatlanbinde 9, tükeüci fıyatlan en- deksi ise yüzde 1.7 oranında artış gösterdi. Temmuz ayı itibanyla son 12 aylık enf- lasyon oranı ise tüketici fıyatlannda yüz- de 109.3. toptan fıyatlarda ise yüzde 128.8 olarak gerçekleşti. Hazirandan sonra temmuz ayı enflas- yon rakamlan da hükümetin yüzünü gül- dürdü. Yaz aylannda genellikle mevsim şartlan ile düşük olan fıyat artışlanna pi- yas"\larda halen devam eden durgunluk da eklenince enflasyon rakamlan alt sınırda dolaşmaya başladı. Buna göre temmuz ayında toptan eşya fıyatlannda gerçekleşen artış, 1992 Haziran ayından bu yana kaydedüen en düşük ayhk enf- lasyon oranı oldu. DİE'nin verilerine göre toptan eşya fi- yatlannda bundan önce gerçekleşen en düşük artışlar, 1992 yılının Haziran ayı- nda binde 2, yine aynı yılın mayıs ayında binde 7 olarak belirlenmişti. Toptan eşya fiyatlan bu yılın temmuz ayında, geçen yılın aynı ayında kaydedi- len yüzde 4.7'lik enflasyonun da 3.8 puan alünda gerçekJeşti. öte yandan, tüketici fiyatlanndaki yüzde 1.7'lik artış oranı, hazirandakinin 0.8 puan üzerinde gerçekJeşmesine rağ- men, yaklaşık son 2 yıllık dönemin en alt düzeylerinde seyretmeye devam ediyor. Haziran ayında binde 9 oranında yük- selme gösteren tüketici fıyaüan, geçen ay kaydedilen yüzde 1.7'lik aylık artış oranının altına ise en son 1992 yılının Mayıs, Haziran ve Temmuz aylannda in- mişti. Tüketici fıyatlannda temmuz ayında kaydedilen artış oranı ise geçen yılın aynı ayında kaydedilen yüzde 4.9'luk oranın 3.2 puan altında belırlendi. Yıllık bazdaki enflasyon oranlan, geçen yılın temmuz ayı itibanyla, toptan eşya fı- yatlannda yüzde 65.2. tüketici fıyatlannda ise yüzde 73.1 olmuştu. DtE verilerine göre temmuz ayında kamu •Temmuz ayı enflasyon rakamlan da hükümetin yüzünü güldürdü. Mevsim şartlannın yani sıra halen devam eden ekonomik durgunluk da işin içine girince temmuz ayında toptan eşya fıyatlanndaki artış binde 9, tüketici fiyatlannda ise yüzde 1.7 olarak gerçekleşti. Aylık enflasyon (Tüketici-DİE verileri ile) 24.7 117.8 115.8 109.3 DİE Tükeüci Endeksi(%) DİE Toptan Eşya Endeksi (%) 65.2 Temmuz Aijustos Eytol Ekim Kasım Aıolık Ocok ^ubat Mort Ntson Moyn Haziran Temmuz sektörü kaynaklı zamlann oranı y'üzde 2.2, özel sektör zamlannın oranı ise yüzde 0.3 oldu. Yedi aylık artış kumada yüzde 95.6, özel kesimde ise yüzde 83.5, toplamda yüz- de 87 olarak gerçekleşti. Son bir yıldaki artış da kumada yüzde 134.9, özel kesimde yüzde 126.2, toplamda da yuzde 128.8 düzeyinde belirlendi. Ocak-temmuz aylan itibanyla 7 aylık dö- nemde ise toptan fıyatlarda yüzde 87. tüke- tici fıyatlannda yüzde 63.9 oranında enflas- yon yaşandı. 'KIT ürünlerine artış yok'sözüdelindi Zamlar yine başladı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümet. 5 nısanda K.İT ürünlerine yapılan >üzde 100'e yakın zammın ardından dile getirdiği "6 ay zam yok" vaadini bir kez daha tutmadı. Akaryakıt fıyatlanna temmuz ayı sonunda yapılan yüzde 10 oranındakı zammın ardından, önceki gün de demir-çelik ürünlerinin fiyatlan aynı oranda arttınldı. Yetkililerden alınan bilgiye göre, THY taşıma ücretlerine ve TEKEL ürünlerine de eylül başında yüzde 10-15 oranlan arasında zam yapılacak. Başbakan Tansu ÇUkr'in 5 nisanda verdiği "6 ay zam yok vaadine karsın. aradan 4 ay geçmeden KIT ürünlerinin fi- yatlan arka arkaya arttınlma- ya devam ediyor. TÜPRAŞ Genel Müdürü Ergun Kuran. temmuz ayı sonunda. ulusla- rarası piyasalarda petrol ürünlerinin fıyatlannın arti- ğını belirterek, akar>akıta yüzde 10 oranında zam yapıldığını açıklamıştı. Akar- yakıt zammının ardından. De- mir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü önceki gün yaptığı bir açıklama ile demir- çelik ürünlerinin fıyatlannı yüzde 10 oranında artırdı. THY ve TEKEL'in de zam hazırlığında olduğu bıldirildi. PETKİM Başkanı Mehmet Ydmaz, açıklamasında. kuru- mun serbest piyasa koşulları- nda rekabet ettiğini, uluslara- rası piyasa koşullanna uymak zorunda olduğunu söyledi. MIKRO DtNÇ TAYANÇ Paramedya! İlkokulda yurttaşlık bilgisi derslerinde "Demokrasilerde dördüncü güç basındır" diye belletildiğini anımsıyorum. Şimdi bakıyorum ve dördüncü güç mü, yoksa birinci güç mü olduğunu aynmsayamıyorum. Nasıl ayrımsayabileyim ki? önce "güç" olmuş "para"; sonra da "basın" olmuş "medya"! Hızla okuyorum, ortaya "ucube" bir kavram çıkıyor; "paramedya"! Kavramı bulur bulmaz, aklıma yıllar önce Bodrumda tanık olduğum bir olay geliyor. Sanayici bir dostum, Bod- rum'a yerleşmeye kararlı eşi için bir restauran-bar edinme çabasında. Hem de adı "/y/ye"çıkmışından. Aranıyor, taranıyor ve bulunuyor "iyi"s\. Bulunuyor da, işletmecisinin daha iki yıllık sözleşmesi var. Sanayici dos- tum önce "allem kallem"diyor; olmuyor. Sonunda bir gece pür neş'e yanımıza gelip "Oldu bu iş" muştusunu veriyor eşine. Sonra da kulağıma eğilip fısıldıyor: "Adama iki yıllık kazancı karşılığı, peşin peşin yüz bin lira verdim, yelkenleh suya indirdi. Bak iyi dinle, Bodrum'a 'paranın gücünü' soktum. Artık burası iflah ol- maz!" Bodrum'un yirmi, yirmı beş yıl öncesıyle bugününü ya- şayanlar iflah olmak bir yana, "iflah kesici" olduğunu bili- yor... Demokrasilerin dördüncü gücü için de bu iflah olayı aynıyla geçerli. Önce para giriyor basına. Sanayicisinden karapara akla- macısına, bankacısından döviz vurguncusuna değin birçok Özalizmsevdalısı, 1980i izleyenyıllardabasınkuruluşları- na sahip olma arzularını gemleyemiyor. "Neden" diye soruyorum kendi kendime ve gene ken- dim yanıthyorum: "Para, güçtür. Paraya dayalı basın gücü ise yerine göre en yetenek yoksununu devletlü kılar, yerine göre en olmadık teşvikleri kapar, yerine göre devlet proto- kolünde olmanın nimetlehnden nemalanır da ondan!" Parayla güçlenen dördüncü güç, gene 1980'li yılların so- nundan başlayarak hızla "medyalaşıyor"! Diğer bir deyiş- le; artık gazete ve dergi gibi mevkutelerle yetinmeyip TV'- lere el atıyor. Gene kendim "Neden" diye sorup kendim yanıtlıyorum: "TV, çok daha geniş kitlelere yayılan, reklam pastasından fazlasıyla nemalanan. üstelik ekranındaki bir dilber-i se- za'nın dudaklarından kamuoyuna fişteklenecek' /*/ söz- cükle, nice gerçek güç sahibini sindiriverecek bir güçtür de ondan!" Böyle doğuyor paramedya "bencileyin"! Doğuyor ve hızla büyüyüp çoğalıyor... Büyüyüp çogal- dıkça dallanıp budaklanıyor. Dallanıp budaklandıkça çeşitli "etki ve yetki odaklanyla" ve de "çıkar ve çıkarcı çevrele- riyle"\ç içe giriyor. Sonunda reklam pastası az gelmeye başlıyor bunca "yi- yiciye"! Az gelince, tutup birbirlerini yemeye oturuyorlar. Paramedya, bir kez birbirini yemeye oturmayagörsün! Karşılıklı "promosyon" yarışları, karşılıklı suçlamalar, karşılıklı küfürleşmeler. karşılıklı birbirini batırmaca oyun- ları gırla. Arada bir solukları kesilende, oturup bir "centilmenlikf!) anlaşması(!)" imzalıyor ve daha imzalarının mürekkebi ku- rumadan birbirlerini nasıl kazıklayacaklarını düşünmeye koyuluyorlar... Paramedya, bugün öyle bir "hal-i pür melal'öe ki sor- mayın gitsin. Her biri birer holdingin çatısı altında "güçicra-isanatını" sürdüren paramedya kuruluşlarının "güçlerini kullanma- ma" karşılığında kondukları teşvik, kredi, borç, "teberru", "iane" ve benzeri "dünya nimetleri" neredeyse Türkiye bütçesiyle kıyaslanacak tutarda. Her birinin yekdiğerini "batırmak" için çıkarttığı ya daçı- kartmaya hazırlandığı yeni "paramedyatik "lerin kağı- dından çalışan transferine, mürekkebinden "güç katacak yazar" fiyatına kadar maliyetlerinı de katarsanız yakında Türkiye'den hallice ülkelerin bütçelerı bile kıyas konusu olabllecek gıbı... Doğalf!) ki, yene paramedyatiklerin güçlerine güç ka- tacak "kalemler" öyle kolay bulunamıyor! Çünkü, bunlar öylesine akıllı kalemler ki "şunca transfer, bunca ücret, onca kat ve de otomobil" gibi "emek karşılıkları"(\) ol- maksızın, adımlarını şuradan şuraya atmaya yanaşmıyor- lar. Gene de. bunca gerçek emekçisini işsiz bırakan, kitle kitle "gazefec/"yi İŞten çıkartan paramedya patronlarının elleri "ulufe" keseleri dağıtan sultanlar misali, para dağıt- maktan yorulmuyor. İster istemez, aklıma takılıyor bu noktada "Paramedya bu denli kazançlı mıki patron taifesi yeni çıkarmaya soyun- duğu ikinci cumhuriyet özlemini giderecek mevkuteye ala- cağı her reklamı 'büyük' (kimbilir, belki de 'en büyük) ga- zetesinde, aynı çatı altında çıkarttığı 'kağıt düşmanı' mev- kutelerde ve de TV kanalında bedava' yayımlama sözleri verip duruyor? Bedava yayınlanacak reklamlarla 'uçacak' paraları, paramedya gücüyle kim nasıl topluyor?" Son anda şeytanım dürtüveriyor: "Bana bak, sakın bun- lar holding çatıları altında bazı kuruluşların zararda ol- masının getireceği kârları düşünüyor ve de üç ya da beş za- manda kapatacaklan paramedyalan halkımızın hizmetine sunuyor olmasınlar?" Ne şeytandır benim şeytanım yani!!! Ana flkir: Paraya bulaşmış güç, öldürücü bir silah gibidir. Ana fîkrin anafikri:Silah bir kere çekilende, kimi öldü- receği ya da kimin kimi öldüreceği as/a bilinemez. Demir-çelik sektörüne aynlan teşvikler, sadece ark ocaklannı besliyor Kardemirteşvikteüveyevlatgibi • 1993 yılında devletin demir-çelik sektörüne 400 milyon dolarhk teşvik verdiğini hatırlatan Türker, cevhere dayalı çelik üretimi yapan entegre tesislerin bu teşviklerin hiçbirinden yararlanamadığına dikkat çekti. • Entegre tesislerde çeliği eritmek için yüksek fınnlann kullanıldığı belirtilirken, elektrik enerjisiyle üretim yapan ark ocaklannın devlete maliyetinin daha yüksek olduğu kaydediliyor. HÜLYA GENÇ Demir-çelik sektörüne veri- len teşviklerden ark ocaklan büyük ölçüde faydalanırken, cevhere dayah çelik üretimi ya- pan entegre tesisler teşvikten nasibini alamıyor. Özel kesime ait ark ocaklan- nın devletin himayesinde üreti- me devam ettiğini söyleyen Öz- çelik İş Sendikası Başkanı Me- tin Türker, devletin hurdaya dayalı üretim yapan ark ocak- lanna elektrik enerjisi, hurda çelik ithalatı ve ihracat için süb- vansiyon verdiğini belirtti. 1993 yılında devletin demir- çelik sektörüne 400 milyon do- larlık teşvik verdiğini hatırlatan Türker, cevhere dayalı çelik üretimi yapan entegre tesislerin bu teşviklerin hiçbirinden ya- rarlanamadığına dikkat çekti. Entegre tesislerde çeliği eritmek için yüksek fınnlann kullanıldığını kayde- den Türker, elektrik enerjisiyle üretim ya- pan ark ocaklannın devlete maliyetinin daha yüksek olduğunu söyledi. Demir-çelik ve makine imalatı başta ol- mak üzere pek çok alanda üretim yapan Öz-Çelik îş teşvikleri araştırdı Özcelik-İş Sendikası tarafından yapılan araştırmaya göre 1993 yılı içerisinde ton başına ortalama navlun teşvik primi olarak 30 dolar venldi. Aynı dönemde 6 mil- yon 82 bin tonluk ihracat yapılarak ihracatta uzak yol teşvik priminin 182.5 milyon dolara ulaştı. Yüzde 65'i Amerika, yüzde 25"i Avrupa ve yüzde 10'u diğer ül- kelerden ithal edilen hurda çelik için, 1993 yılında 105 milyon dolarlık teşvik verildiği tespit edildi. lhraç edilen yan mamul için yaklaşık 19 milyon 440 milyon dolar, ihraç edilen mamul için elektrik teşviğinin 52 milyon 920 bin dolar olarak gerçekleştiği vurgulandı. Kitapçıkta demir-çelik sektöründe ihraçedilecek her ton mamul için 5 kilo fueloil. gümrük vergisinden muaf olma olanağı tanıyor. Bu da fuel-oil fiyatının yansını sübvanse etme olanağı sağlıyor. Sübvanse rakam 10 milyon dolar. sürdü. 1968-72 yıllan arasında Teş- vik Grubu'nda görev yaptığını hatırlatan Serdaroğlu, dönemin DPT müsteşan Turgut Özal'a KİT'lerin anayasal kuruluşlar haline getirilmesi için öneri ge- tirdiğini bildirdi. Politikacılar elini çeksin Burçelik'in yönetim kurulu başkanı ve Eski Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik Grubu Müşavir Uzmanı Ragıp Serdaroğ- lu, Kardemir'le rekabet halinde oldukla- nnı belirterek Karabük'ün denetim prob- lemleri nedeniyle bu duruma geldiğini ileri Politikacılann KİTler üze- rindeki etkilerinin sona ernıesi için böyle bir çalışma yapı- lmasınıisteyenSerdaroğlu."Dö- nemin DPT müşteşarı Turgut özal, böyle bir anayasal değişik- lik yapmanın mflmkün ol- madığını söyiemişti" diye ko- nuştu. Demir-çelik sektörüne veri- len teşviklerden daha çok ark ocaklannın faydalandığını be- lirten Serdaroğlu, 1995 yılında söz konusu teşviklerin tama- men kaldınlacağı konusunda duyumlar aldığını açıkladı. Kardemir'in teknolojik problemleri olmadığına dikkat çeken Ser- daroğlu, istenilmesi halinde tesislerin iki yıl içerisinde iyi bir duruma gelebileceğıni söz- lerine ekledi. Asgari ücretiçin 10. toplantı ANKARA (Cumhuriyet BÛTOSU) - Asgari Ücret Tespit Komisyonu, yeni asgari ücret belirleyebümek için bugün yeniden toplanıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'ndan yapılan açıklamada, komisyonun Çahşma Geneî Müdürü Ismail Bayer başkanbğında bugün 10. toplantısını yapacaği ve yeni asgari ücretin bu toplanüda belirlenebileceği bildirildi. Komisyonun 30 temmuz cumartesi günü yapılan toplantısında da sonuç alınamaması nedeniyle yeni asgari ücretin Resmi Gazete'de 31 temmuzda yayımlanması ve 1 ağustosta yürürlüğç girmesi olanağı yitirildi. Sonuç abnamayan toplantılann ardından Türk-tş Başkanı Bayram Meral, hükümeti, işverenle işbirliğine girip, çalışanı ağustos arüşından mahrum etmekle suçlamıştı. Asgari ücret halen 16 yaşından büyükler için 2 milyon 497 bin 500 lira, 16 yaşından küçükler için 2 milyon 38 bin 500 lira olarak uygulanıyor. Banka, Güneydoğu'da yapılacak konutlann satışlanna aracılık edecek TOKI'ninsatışma VakıEbaıık desteğî ANK.\RA (AA) - Toplu Ko- nut İdaresi (TOKI) Başkanı Yi- ğit Gülöksüz, Güneydoğu'da ilk defa bir hamle içinde olduk- lannı belirterek. "Batı'da ne yaptıysak, Güneydoğu'da da ay- nısını yapacağız. Hem yatırım. hem de kullanım değeri yüksek olan konutlar olacak" dedi. TOKTnin Güneydoğu Ana- dolu'da ilk etapta yapacaği top- lam 2 bin 910 konutun satışına Vakıfbank'ın aracılık etmesine ilişkin protokol. Gülök- süz ile Vakıfbank Genel Müdürü Fehmi Gülte- kin tarafından. Vakı- fbank Genel Müdürlü- ğü"nde düzenlenen tö- renle imzalandı. Gülöksüz, törende yaptığı konuşmada, Türkiye geneünde 31 bin konutun yapımını ta- mamladıklannı. 10 bine yakın konutun da inşa halinde oldu- ğunu belirterek. şu ana kadar 950 bin ailenin konut sahibi yapıldığını ve bu rakamı yıl so- nuna kadar 1 milyona ulaştı- rmayı hedeflediklerini söyledi. Gülöksüz. ancak halktan. "peşinatlann yüksek olduğuna" dair duyumlar aldıklannı be- lirterek, şunlan söyledi: "Güneydoğu"da peşinatları adeta taksitlendirdik. 6 aya yayarak 3'e böldük. İnşaat yap- manın pahalı olduğu Güneydo- ğu'da inebileceğimiz en düşük rakamlara indik. Bu rakamlar mucize rakamlardır. Bu konut- lann hızla satılacağını düşünü- yoruz. Bu proje. sadece bir konut projesi olarak görülmemelidir." Vakıflar Bankası Genel Mü- dürü Gültekin de TOKİ ile uzun yıllardır çok iyi bir işbirli- gi içinde olduklannı be- lirterek, şimdiye kadar 46 bin 951 konutun kredilendirilmesine aracılık ettiklerini, bun- lardan bazılanna ken- dilerinin de kredi açtı- klannı söyledi. Gültekin, TOKİ'nin kendile- ri aracıhğiyla 2 trilyon 866 mil- yar lirahk kredilendirme ger- çekleştirdiğini bildirerek, kredi geri dönüşlerinin her ay 38 mil- yon lira olduğunu kaydetti. Fehmi Gültekin, "Biz artık kendimizi TOKİ'nin bankası olarak göriiyoruz" diye konuş- tu. Gültekin. Şırnak'ta şubeleri olmadığı halde özel bir büro oluşturmakta olduklannı da anlattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle