03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5AĞUSTOS1994CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Yeni yüzyılınişi güç MELİH CEVDET ANDAY Y uzyıbmızın sonu yakla- şırken yalnız bızde de- ğıl butun dunyada, yenı yuzvıbn yaşamı- mızı nasıî etkıleyeceğı- ne ne bıçıme sokacağı- na ıüşkın sorular ortalığı kaplamağa başladı Bu durum vuz>ıl değışmesı- nın mıstık bır yoruma uğraülmasın- dan ka>naklanmaktadır. çunku yuzyıl bolumlemesı. doğa ıle hıçbır ıbşkısı ol- madığı bır vana ınsanlıkvaşamındakı surekblığı de etkılemez Ama geçen yuzyıl sonunda başla- van yüzyıl soııu deyımı, nedense bır yazgıcıbk felsefesıne >ol açrruş bulun- maktadır Yenı yuzyıl uğur getırecek mı'> Gerçekte ne bekledığımızı bılmıyo- ruzdur, kendımızı >enı yüzyılın surp- nzlenne bırakmışızdır, bır tann gıbı- dır o Zaman Tann Bılınçsız bır Kronos kultu Ne rahat ettıncı bır sozdur o Sabah ola, hayır ola!" sozu' Yılbaşı yuzvılın donumu çağlann bırbın arkasına sıralanması bıa bır olumsuzJuk nınnısı ıçınde oyalamak- tadır Oysa sozgelışı Sokrates, îlkçağ'da ve Isa'dan once beşıncı yuzyılda yaşa- dığını bılmıyordu Çok eskıden gördu- ğum bır yerb filmde, II Mehmed'ın Istanbul'u abşı konu edınılmıştı, hıç unutmam, yenıçenlerden bın Bızans surlanndan ıçen atlarken "Ortaçağ kapanıyor" dıye bağırmıştı O zaman Ortaçağ'da yaşandığı bılınmıyordu kı' Bızım yaşadığımız çağın da ılerde bır adı olacak mıdır dersınız9 Gerçı şımdıden "uzay çağı" sozu dıllerde do- laşmağa başladı, ama hıçbır çağ kendı kendını adlandırmadığına gore bunun kabcı olacağına ınanamayız Gene de en bılınçh çağı yaşadığımızı soyleyebı- lınz sanıyorum Altı yıl sonra gıreceğı- mız yırrru bınna yuzyıl, güncel konu- lanmızdan bındır ve bundan oturü, yaşadığımız, bıtırmek uzere olduğu- muz yüzyılın anlamını kavramağa ça- lışıyoruz, onun ırasının (karaktenrun) yapısal ozellıklennı araşünyoruz. da- hası boylece bır özeleşünye gjnyo- ruz Iyı de edıyoruz, kendını tanımak gı- bı guzel ne var1 Ama soylemekten çekınmeyelım, ılerde bızım çağamıza ne ad venleceğı- nı gene de bılemeyız Benı daha çok ılgılendıren ıse yuz- >ıbmızdan yenı juzyıla hangı sorunla- n aktaracağımızdır Bu sorunlar yuz- yıbmızın yuzunu ak edecek gıbı mıdır. yoksa yenı yüzyılın duşunurlen bızı ayıplayacaklar mıdır9 Şunu da soruyorum kendıme XX yuzyıl bır ılerleme yuzyılı mı oldu. yoksa XXI yuzyıla bırtakım gencılık- lenmızı mı taşıyacağız9 Kısacası, ovunelım rru, yennelım mı9 XXI yuzyılı vaşayacak olanlar ço- cuklanmızdır. onlara ennçb bır çağ sağlamak ıçın genbklenmızden, gen- cıbklenmızden kurtulsak. ya da bun- lann bılıncme vararak kurtulmanın yollannı arasak daha ıyı olur gıbı gelı- yor bana Yuzyıbmızm parlak başanlan ya- nında aaklı sapmalan oldu Sozgelışı, bıyolojıdekı bunca ılerleme yanında faşızmı yaşadık, fızıktekı, gokbıbmde- kı şaşırtıcı buluşlanmıza karşın ıkı korkunç dunya savaşı geçırdık Fakat akıl abnaz olan, çağdışı sayıl- ması gereklı kımı eylem ve eğıbmlenn yenı kıbklar ıçınde XXI yuzyıla hazır- lanmalandır Orneğın bırbınne yabancı kulturler arasında duşmanlığa dayanan yenı bır ulusalabk akımı yer yer savaşlara ne- den olarak ınsanoğlunun ortak yanla- nnı ortadan kaldırmaya yonelık bır parçalarunayı korukluyor gıbı gorun- mektedır Dunyanın kuçuldüğune ıbş- kın goruş, bu gıdışle, yennı dunyanın şımdıye dek gorulmemış bır bolun- muşluğe bırakacaktır Yüzyılın başı, sonunu tutmuyor Bu gıdışle humanızma yenı yuzyılda ne olduğu bıbnmeyen ıçenksız bır kav- ram rutelığı alacağa benzer "MUIetim nev'i beşer-vatanun ruy-i zemin" ınanı- şı belkı de hainlik anlamına gelecektır Bu, ıyı duşunulurse, tum kultur rrura- sının yadsınması demektır Hümanıst ruh, yennı hangı yenı ülkuye bıraka- cak9 Bu soruyu sormak bıle ürpertıcı- dır Elbet bununla bırbkte kozmopolı- üzm de tukaka edılecektır Oysa1 en el- venşsız koşullar ıçınde bıle bu duşunce ınsanbk kulturune ne buyuk adamlar kazandırmışü Yenıden yazılacak olan tanhte onlara yer venlmeyecektır anlaşılan Dızgınsız kalan ve doğasında çatış- kıyı laşıyan kapıtalızm, şırretbğı ve yırtıabğı ıle belkı de dunyanın sonunu getırecektır Sosyabzm ulkusu, eskı- sınden daha guçlü olarak yenıden ya- ratılmazsa, ınsanbk umut ve guven duygusunu yıtırecektır Bu, bır anlam- da, tanhın tepelaklak edılmesı demek- tır, başka bır deyışle, başa donmektır Sanatlarda yaratıcıbğın bır yana bı- rakılması eğılımı, yeru yuzyıb ıçmden kolay çıkılamaz sorunlarla karşı karşı- ya bırakacağa benzer Doğanın ve ın- sanın araştmbnasından vazgeçılmesı, XXI yuzyılblan geçmışın desteğınden ve gelecek umudundan yoksun bıra- kabıbr Edebıyatın, marjınallığı bır yazgı gı- bı kabullenıp tanhın gensınde kalma- sı, yenı yuzyıl ıçın pek ıçaçıcı bır kabt olrnayacağa benzer Sanatlarda ve edebıyatta kılcal damarlar yenne şah- damarlan yakalamak ve geleneğın ıçınde yaratıcıbğa en buyuk yen tanı- mak, ozgur kalrnanın başbca koşulu- dur Yazımı bır soru ıle bıtırmek ıstıyo- rum Yenı yuzyıl, medyarun tum ınsanlığı bıtevıyebğe, tekduzeye ındırmeğe yo- nelık saldınsı ıle nasıl başedecek9 ARADABIR Prof. Dr. SAHtR ERMAN Vatandaşlar ve Köleter Fransız duşunurlerınden Andre Gtde Les mouvelles Nour- ntures adlt yapıtının bır yerınde (Turkçe çevırısi Tahsin Yûcel, Dunya Nımetlerı ve Yenı Nımetler3 Basım Istanbul 1989 Sah 144) şoyle der Gormesını bılmek gerek' Işte her şey burada! Ama bız bakmasını bılmıyoruz Evet ışte her şey buradan başlar Insan dune ve bugune bak- masını bılırse yannı gormekte de guçluk çekmez Ancakgör- mek ıçın sadece bakmak yeterlı değıldır neye nıçın ve nasıl baktığını bılmek bunu bılmek ıçın de duşunmek şarttır, aksı halde bakanla bakmayan gorenle gormeyen arasında fark kalmaz Gerçekten gorme de duyulardan bındır ve her duyu gıbı gerçeğı yansıtmamak aldatıcı olmak nıtelıklerını de kendı ıçınde taşır Eflatun un unlendırdığı mesel de olduğu gıbı, ır- mak kıyısında oturan btrkaç çocuk bacaklannı suya daldırsa- lar bızler bu bacakların suyun ıçınde kalan kısımlarının kırık olduklarını goruruz fakat bır değnekle çocuklara vurup da ço- cuklar bacaklannı sudan çekınce aldandığımızı derhal anla- rız Bu da bakmak la gormek arasındakı ayrımı çarpıcı bır bıçımde bıze kanıtlar Bunun ıçındır kı duşunen ınsanın gormek ıçın bakmaya hıç gereksınımı yoktur çunku duşunmek gormek ıçın yeterlıdır Bu nedenledır kı dunyanın her yerındekı ve her donemdekı ırılı ufaklı dıktatorler bağnazlar koktendıncıler ve ben-merkezcı- ler (egocentnque ler) toptan tufekten zıyade duşunceden korkmuşlar duşurtceyı açıklamayı kıtap yazmâyı resmı goru- şe yaygın dını ınanışlara ters duşen fıkırlere sahıp olduğunu rfade etmeyı affedılmez bır suç ve en buyuk gunah sayarak en ağır şekılde cezalandırmayı kendı guvenlıklerı açısından zo- runlu gormuşlerdır ve hemen belırtelım kı kendılerı bakımın- dan kaçınılmaz olanı yapmışlardır Gerçekten hem ınsanlann duşuncelerını ozgur serbest bır şekılde açıklamalarına mu- saade etmek hem de onları kole gıbı kullanmak mumkun de- ğıldır Tarıhtekı ve gunumuzdekı butun dıktatorlerın butun bağnaztarın butun koktendıncılerın etrafında gormek ıstedık- lerı kıtle ıse sadece kole lerdır Onlar bu kıtleye neyı yapacak- larını nasıl davranacaklarını ve duşuneceklerını neye ınana- caklarını emredecekler hatta gulmeyı ya da futbol maçına gıtmeyıyada bır kadının bırtoplantıda-kendı kardeşı eşı oğlu olsa bıle- bır erkekle yan yana oturmasını yasaklayacaklar ve o kıtle de bırer robot gıbı ıstenılen bıçımde hareket edecektır kı onlar da sulta larını omurlerı boyunca surdurebılsınler hatta bu yetkılerını kendı soylarından gelenlere ya da ardılları- na (haleflerıne) devredebılsınler Ancak bu gıbıler hemen her zaman ve her yerde bır kurnazlığa da başvurmuşlardır Kendı ısteklerıne daha kesın bır ıtaatı sağlamak maksadıyla, çok kez bunların kısısel duşunce ve arzuları olduğunu soylemek yolu- na gıtmemışler ısteklerını kutsal sayılan başka temel ve esas- lara dayandırmışlardır Boylece buyruklarının adına bazen Tanrının emrı demışler ve tersıne hareket edenlen cehenne- me gıtmekle korkutup dını kendı çıkarlanna kullanmaktan bıle çekınmemışler bazen ıse proletaryanın ya dasafveustunır- kın yararları ıçın bu emırlerı verdıklennı ılan etmışlerdır ve boylece emredılen davranış duşunuş ve ınanca karşı çıkmak cesaretını daha doğrusu curetını gosterenlerı dınsız şeytan halk duşmanı ya da vatan haını saymışlardır Çunku onlara la- zım olan kıtle bakan goren ve ozelhkle duşunen vatandaşlar olmayıp ortun dendığı zaman sadece burnunun ucunu goste- ren vur dendığı zaman da duşuncesı ınancıyadaırkııtıbarıy- la farklı olanı taşlayan Menemen Sıvas Solıngen ya da BuenosAıres tekesen yakanveoldurenkolelerdır Buköleler beyınlerı yıkandığı ya da paylarına duşen çıkarlann ellerınden alınmasından korktukları ya da bunlara sahıp o/mayı hedef bıl- dıklerı ıçın emredılenı -çok kez fazlasıyla- yerıne getırmekten ve daıma goklere çıkardıkları çeşıtlı sıfatlar taktıklan bu duze- nın yerlesmesı ya da bozulmaması ıçın ellerınden gelım yap- maktan gerı kalmamışlardır Her zaman ve her yerde bu boyle olmuştur boyle olmaktadır ve ılerıde de boyle olması ıçın çaba gosterecek olanlar bulunacaktir Ne var kı ınsanı koleleştırmek geçıcı bır donem ıçın mum- kun olabılırse de hıçbır zaman sureklı bır nıtelık taşımamıştır Duşunce daıma galıpgelmıs duşunen ınsan vatandaş olmak ıçın her zaman çaba gostermış bunda başarı kazanmıştır ve ılerıde de kazanacaktır Ancak bılınmesı gerekır kı bu rnucade- le hıç bıtmeyecektır Yeter kı vatandaş olmak onurundan şu ya da bu nedenle feragat edılemeyeceğını bılen ve buna ınanan ınsanlar kole olmak ısteyenlere karşın hatta onların da kole- lıkten kurtulmalan ıçın çalışmaktan ve mucadele etmekten fa- rığ olmasınlar yeter kı bu ınsanlar mucadelelerının mutlaka, ama mutlaka başarı ıle sonuçlanacağından bır an ıçın bıle şup- he etmesınler yeter kı Fıkretm Goz yumma guneşten ne kadar nuru kararsa - Sonmez ebedı hergecenın gunduzu var- dır dızelerını hıçbır zaman unutmasınlar Eklemek gerekır kı aynı dıktatorler bağnazlar ve koktendın- cıler dınlerıne ırklarına mılhyetlerıne karşın ınsanlann barış ıçınde ve kardesçe el ele tutuşarak yaşayabıleceklerıne ına- nan ozgurluk-eşıtlık-kardeşlık kavramlarını kendılerıne reh- ber edınen butun kışı ve kuruluşlara karşı da her zaman cephe almış toplanmave duşunce açıklamahaklannı hatta çok kere yaşam hakkını bıle onlara tanımamışlardır Dıktatorluklerın ve koktendıncı rejımlerın egemen olduğu butun ulkelerde durum bu merkezdedır Ne var kı bu kışı ve kuruluşlar er ya da geç ama mutlaka ve mutlaka mucadelenın ustesınden gelmışlerdır ve ılerıde de geleceklerdır Çunku Namık Kemal ın dedığı gıbı Ademıyet- ten ıdrakı kaldırmak olanaksızdır AYRANCIASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1994 10 Davacı Burhanettın Solak vekılı Av Hıkmet Kasapçopur tara- fmdan davalılar Abacı Abdurrahman kansı Ajşe ve arkadaşlan aley- hıne mahkememıze açılnuş bulunan Ayrancı ılçesı, Hüyukburun köyu 974 nolu parselın tapusunun ıptalı davasjnın açık yargılaması sırasında venlen ara karan uyannca Abacı Abdurrahman kansı A> şe Düru>e kocası Emrullah, Hasan çocuklan Kamıl ve Nadıve Şenfe kocası Hasan ın açık adreslen belb olmadıgından tum aramalara ragmen de bulunamadıklanndan du- ruşma gunu olan 14 9 1994 tanhınde saat 9 00 da mahkememızde hazır bulunmalan şavet adı geçen şahıslar olmuşlerse mırasçılannın mahkemenuzde haar bulunmalan ve\a kendılennı bır vekılle tetnsıl ettırmelen ılanın tebhg tanhınden ıubaren 15 gun sonra yapılıruş sa yılacağı, adı geçenler gelmedıklennde >argılamanın jokluklannda yapılarak karar venleceğı davetı> e yenne geçmek uzere ılanen teblığ olunur 18 7 1994 Basın 50143 Karadeniz evleri birbirine özlemli... Evlenn dağılımı belırlı bır nokta çevresınde toplanmamıştır Her bın bırbınnden uzak ara bahçelenn baş tarafmda konuşlandınlmıştır. Gorülen bu özellık, bölgenın en temel ekonomık etkınhğınde saklıdır Başta fındık olmak uzere bahçe tanmı ağırhklıdır HİKMET KURNAZ Bonkocı, Iktısatçı T emmuz ortasında uç gun Gı- resun'da Tıcaret Borsası Baş- kanı Ahmet Başkan'ın bır guzel evsahıplığınde, HU İktı- sat ve İdan Bıbmler Fakultesı Mezunlan Derneğı'nce ortak- laşa duzenlenen "Kabuğundan Taşan So- run: Fındık" konulu bılımsel buluşma dola- yısıyla konuk olduk Etkınbk sonrası akşamlan yerel yemeklenn tadında süren soyleşılerde, >alnızca fındığın kabuklaşmış sorunlan yoktu Öyle kı ınat, Fatsa'dan sonra yol boyun- ca kıyıdan dağlara doğru yukseîen koyler- de kendını hep ele venr Koylerde, ınadına uzak ara bıraynbk, bır küskunluk yaşarca- sına konuşlandınbmştır evler Bakınca an- lanz, yabana değılız iki Lazm sevimü inadı anlaşılır' Ancak evlenn her bın bır tepede, kolay anlaşıbr değıl Duşundurucudur Ne kı ınsanlan dost, evlen kuskun olan koyle- nn "evtendirilmesindeki" bu aynbğı hıç du- şünmemıştım Ovsa Karadenız'ın butun kentlennde kaldım Nazım'ın dedığı gıbı ezbete bıhnm boige kentlennın ızduşumu- nu (sıluetıru), koylennde otlann adını Olabıbr kı bölgenın ınsanı olmak, olguyla ıç ıce yaşamak kabullenılen bır koy tanım- lanmasına aykın duşen bu yapılanmayı kanıksattı Ya da geçmışte okuduğum bır ıkı yazı yeterb goruldu Oturduğumuz kentı tanımak konusun- dakı ısteksızlığımız, ulusal ozeUığımızdır Kentı tanımak, kent belleğı oluşturmak ozel bır uğraş alanımız değılse, kent, iş ve ev arasında sınırb ve tanımak. hep yanna bı- rabbnıştır Olabılır kı tarumak, sahjpien- me gereküren bır sorumluluk yukleyeceğı kaygısı ınsanlan kentten uzaklaştınr Gı- derek oturulan kentlennsanlara sıradanla- şır Asırbk bır çınar ağacının yok olduğu bıle fark edılmez olur Bınalar neden kı sonra anımsanır Ne yaak' Zamamnda hepımızın bıldığı bır okul şarkısı vardı Yuksek sesle okuduğumuz, "Orada bir köy var, uzakta" dıye başla- yan Oysa bır şeye sahıplenmek. ancak tanımakla, kavramakla olanaklıdır Hıçbır köy bır günde kurulmamış olduğu gerçe- ğınden bakınca, Karadeniz köylen gelışı- güze! bır özelbk değıldır Kabul edılmebdır kı tanm ve hayvanab- ğa dayalı ılk uygarlıklann ekonomık ve kulturel bınmı İco>dur Nufusun yerleşım boyutu tanm ekonomısı temebnde toprağı ışleme bıçımıyle bağımblık gostenr Eldekı kanıtlar, ılkçağlardan bu yana toprağı ışle- me bıcımırun sulu ve kuru tanm olmak özelbğınde koy1er >apı kazanır Başlangıç- ta. yırtıa hayvanlara karşı korunma gudu- su ıle koylenn dağlann doruklanna yakın yerlerde İcurubnuş olduklan soylenır Neo- lıtık devnmle bırlıkte nufus kumelenmesı ve yer seçırrunde dağ eteklen. akarsu ağız- lan ve kıyılannda aluvyonlu topraklar on plana çıkmışür Başka bır etkı de buharlı makınerun bulunmasıyla gorulur Maden- ler ve komur havzalanna yalcın koyler da- ha uygun koşullu mekanlara kaymaya başlamışlardır Göruluyor kı yerleşım yen seçımı ve nufus toplanması ıküsadı etkınbk ıle yakından ıbşkıbdır Insan, temel ıktısadı etkınbklenne bağb olarak karşıbkb bır ıbş- kı ıçıne gırer Bu ıbşkırun boyutu ve gerek- bbğı nufus kumelenmesını bebrler Iküsatçı olarak sahıp olduğum bılgının sının, yerleşımın topografik ıbşkısınde zor- lanmama karşın, belırleyıcı olmadığı söyle- nebıbr Bır tanhçı tıtızlığı ıle ılk yerleşımle- nn >iiksek noktalarda kurubnuş olması 'sav'ımı desteklemektedır Nıtekım, soy- lenbılım (mıtolojı) tannlan. evlennı hep kentlenn en yüksek noktalannda kurmuş- lardır Ancak tanm ekonomılennde nufus ku- melenmesınde dın ve kulturun de etkılı ro- lu vardır Aynca mulkıyet yapısı ve payla- şım bıçımı etkendır Ozelbkle dın, ıbadetın toplu yapıbp yapılmaması açısından onemlıdır Unlu tanhçı Georges Duby, Or- taçağ ınsanlannda koylenn manastır çev- resınde kurulmuş olmasına dıkkat çeker Olasıdır kı manastır guven duygusu da ve- nr Karamsar bır çerçeveden değerlendınl- dığınde Karadenız kıyılannı, bılınen koy tanımlanndan farkblaştıran nıtebklen sap- tamak olasıdır flk once Karadeniz bolge- sının bugun olduğu gıbı dun de tanma da- yab bır ekonomı nıteljğıne sahıp olduğunu bebrtmek gerekır Ülkemızde kent tanhlen uzenne bır ya- zın eksıkbğı vardır Var olanlar da çoğun- lukla mesîeğı mımar olanlar tarafından yazılrruş, dolayısıyla kurgu sınırb kalmak- tadır Yerleşmeyapısını belırlemede topog- rafik etkenJere rol yuklenmektedır Karadeniz koylc n sahılden dağlara doğ- ru, yukseldıkçe benzer özellık taşır Evler genelde ahşap, kurgu taş toprak Alt kat- lan ahır olarak kullamlan ıkı kat uzennde yukselen yapılardır Evlenn dağılımı behrlı bır nokta çevresınde toplanmamıştır Her bın bırbınnden uzak ara bahçelenn baş ta- rafında konuşlandınlmıştır Gorulen bu özellık, bölgenın en temel ekonomık etkın- bğınde saklıdır Başta fındık olmak uzere bahçe tanmı ağırbklıdır Hayvancıbk bır ıkı büyük baş havyan ıle sınırlı geçımlık duzeydedır Top- rağın ışlenmesı mulkıyetın kuçuk olçeklı ve parçalı coğrafı koşullar dolayısıyla meka- nızasyona u>gun değıldır İşlenme yağmu- ra dayab sulu tanm ozellığındedır Sayılan ozelbkJer, Karadeniz köylennın ortak tanımırun ılk ağızda ıp uçlannı sergı- lemeye yeterlıdır Tanm toplumlannda, nufusun ya da evlenn bır yerde kumelen- mesını bebrleyen etkenlenn oncusu hay- vanabktır Bılındığı uzere, hayvancıbk su- lak ve genış çayır alanlanna gereksınım du- yar Karadenız'de bu tür ortak otlak (mera) alanlan coğrafı yetersızbk gosterdığınden hayvancıbk gelışmemıştır Yıne, toplan- mayi sağlayan başka bıretken, toprağı ışle- menın makıneye ve suya olan bağblığıdır Soz konusu bağımlıbk bolge ıçın yaşamsal onem taşım<iz Aynca başlangıçta önce ev ya da evler vardı Dolayısıyla, ulkemız ıdan bolunme- sınde en kuçuk bınm sayılan koylere mer- kez kımbğı veren okul, sağlık ocağı. camı gıbı kurumlann da Karadeniz koylennde belb bır mekanda buluşmadığı görulür Ancak son on beş yıldır bır yandan bolge- den göç, koysel yerleşım alanlannda ev halkı sayısını azalürken ote yandan topra- ğın aıle ıçı parçalanmasıyla aynı toprak uzennde bırkaç hanenın toplandığı temel ozellıkten sapma olarak değerlendınbneb- dır Olasıdır kı evlenn bırbınnden uzak olu- şu karşısında komşu guvenliği eksıkbğı, si- lah rutkusu ıle çozulmuştur TARHgMA Sosyal demokrasi ve platformlar B ugun sosyal demokratlar ıkı temel yanbşın acısını çekmektedır Bınncısı, sosyal demokrasi adına yapılan yanbş uygulamalann sosyal demokrat tabana ve ulke demokrasısıne verdığı zarar, ıkıncısı de bu zarann onlenmesını engelleyen bolunmüşluk Gerekçesıne olursa olsun, bu ıkı yanbşın verdığı zararlann sonuçlannı ulke ve toplum çekmektedır Bu sonuçlan doğuran yanlışlann da hıçbır mazeretı obnaz Artık sosyal demokratlar, enerjılenru geçmışte olduğu gıbı sadece laf üreüp muhalefet yapmaya değıl, hukuk, sanayı, tanm, ekonomı, eğıtım gıbı ulkenın her sorunu ıle ılgılı plan ve programlar ureüp, guçlü ve donanımb bır şekılde ıküdara tabp obnaya harcamabdır Ancak ne yazık kı bugun bu enerjı uzun bır sure anlamsız çıkarlar uğnına bolunmuş sosyal demokrat partılenn bırleşmesı ıçın harcanacakür Bu tablo, sosyal demokrat partılenn bırleşmesı ıçın harcanacaktır Bu tablo, sosyal demokrasıyı tanımayan ve yürekten benımsemeyen yuzer gezer oy potansıyeb dıye nıtelenen genış tabanda "Küçük çıkariar uğruna bir araya gelemeyen bir duşunce iHkeyi nasJ yonetır" kaygısını uyandırmakta ve sos> al demokrasıye guvenı ı>ıce azaltmaktadır Sosyal demokrat partılenn son genel seçımlerden bu yana toplum arasında ıtıbar kaybetmesı uzenne, ozelbkle de 27 Mart seçımlen yenılgısı sonrasında aktıf olarak bırleşme hareketlen başlamıştır Buamaçla "platform" dıye adlandınlan çalışmalar yapıbruş ve gruplar kurubnuştu.r Sosyal demokrat partılenn bölunmesıne ve daha sonra da bırleşememesıne neden olan kışısel çıkarlar ve ıletışım eksıklığı, sağbklı bır butunleşmeyı sağlamak ıçın ortadan kaldınlması gereken ıkı temel zaaf olması gerekırken sosyal demokrat partılen bırleştırmek ıçın yola çıkan platformlann da yontemı obnuş ve bırleştırmek amacı ıle kurulan böluk porçuk bırçok platform oluşmuştur Ne komıktır kı sosyal demokratlar bugun enerjılenru bır sure de plan, program uretmek ya da partılen bırleştırmek yenne, sosyal demokratlan bırleştırmek ıçın yola çıkan sosyal demokrat platformlann bırleşmesı ıçın harcarnak zorunda kalacaklardır Bunun sosyal demokratlara yakışan hıçbır yönu olmadığı gıbı mantıkb hıçbır açıklaması da yoktur "Şeytamn eziyet ettiği bir kişi, ocûnü hıç duşünmeden en >akınından alır" dıve bır laf vardır Bugun sosyal demokratlar bırbırlenne bunu yapmaktadır Leonardo da Vinci nın dedığı gıbı "Evrcndekı bütün sıfırlar, kapsamlan >e değerleri dola> KI\ la tek bır bir sıfıra eşittır." Göruluyor kı bırleşmek ıçın de bolunmeye sebep olan aynı yanbş yontemler kullanılmaktadır Parü yonetıalenrun, yanı tavanın zararlan sosyal demokrasıyı sadece yıpratabıbr, ama aynı hata tabanda yapıbrsa sosyal demokrasi oldunılur Artık doğru olanın bılımde ve akılda olduğu fark edılmeb, lıderdıye ortaya çıkan kışılenn akıllannın ardına takılmayı bırakıp bılımın gerçeklığı ıle oluşturduğumuz kendı akbmızla doğru yontemlen bulmalıyız MontaJgne'run dedığı gıbı "Başkalannın bilgisiyk bilgın olsak bile, ancak kendj aklımızla akıllı olabiliriz." Sosyal demokrat taban geçmışten gunumuze hep aynı beklentı ıçındedır Bu nedenle bugun sorun sosyal demokratlann bırleşmesı sorunu değıldır, asıl sorun, sosyal demokratlann bırbkte olmayı ve bırbkte hareket etmeyı oğrenebıbne sorunudur Bır Arap atasozunde dendığı gıbı "Bir şeyi y apmak isteyen çaresini btıhır, yapmak istemeyen nedenini bulur." Sosyal demokrasi, toplumcu dunyagorûşudur kışısel çıkar ve beklentılerden sıynlmalıdır Sosyal demokratlar bılıme dayanmak zorundadır Sosyal demokratlar akla dayanmak zorundadır AdnanAcar PENCERE 3'üncü BmyH Eştğinde Zavallı İnsanük.. Hıntlı şaır ikbal'ın ıkı dızesı "Yenı dunyalar yenı duşuncelerden doğar Asla taşlardan ve harçlardan yapılmaz " iyı ama, once ınsanın fıkırlennde yukselecek bır yenı dunya nasıl kurulacak'? Ya da boyle bır dunya var mı? • "3'uncu Bmyıl'a Doğru"dızısınde dun Hıntlı Prof Ras- heeduddln Khan ın (ReşMüddln Han) yazısı yayımlan- dı Profesor once bır saptama yapıyor ve çok çarpıcı bır dunya ortaya çıkıyor Bağımsızlığına kavuşmuş 120 ulkeye bakıldığında du- rum çok acıdır 32 ulkenın nufusu 200 bının altında, 30 ulkenın nufusu 1 mılyonun altında, 34 ulkenın nufusu 1 ıle 5 mılyon arasında 77 ulke en az gelışmış sınıfında sayılıyor 6'sında kışı başına duşen yıllık gelır 100 dolar- dan daha duşuk, 77 ulkenınkı 101 dolar ıle 1000 dolar arasında değışıyor 1945 ten bu yana yalnız sömurgele- rın çozulmesıyle bağımsızlığına kavuşan ulke 120'yı SŞ>- yor Bugun yıllık gelırı 500 doların altındakı 2 mılyar ınsan, yoksulluk ıçınde kıvranıyor, 800 mılyon kışı, 'soy- kırım koşullarında açlık ve sefaletın pencesınde olumle savaşıyor Pekı, G-7 ne yapıyor? Uçuncu Ounya nın başında IMF ve Dunya Bankası bulunan Batılı fınans sıstemıne, 1 trılyon dolardan çok (31 katrılyon lıra) borcu var G-7 (Dunyanın en zengın sanayıleşmış yedı ülkesın- den oluşan 'Yedıler Grubu') kuresel egemenlığın ust yapısını oluşturuyor ve kuresel eşıtsızlığı korükleyen bır konsorsıyum olarak algılanıyor Insanbk bu açmazın ıçınde sıkışıp kalırsa adaletsızlıkler yoğunlaşacaktır Bırleşmış Mılletler örgutu en onemlı beş konu uzenn- de çalışmalıdır, bağımsızlaşma bunların başında gelır 'Bağımsızlaşma ve gelışme kavramları neden-sonuç' ılışkısıne dayanır Bağımstzlaşma eylemı, gelışmeye duyulan 'arzu'dan kaynaklanır, gerek daha ustun bır gu- ce karşı dırenışı, gerek bır uyanışı temsıl eder Bağım- sızlaşma, çağımızda, kalktnma ve karşılıklı dayanışma ıle anlam yakınlığına kavuşmuştur • "3'uncu Bınyıla Doğru" dızısı Turkıye'de aydınların neredeyse unuttukları kavramları canlandırıyor Dunya unlulerınden hıçbırı 'koşedonuculuğu ya da 'ışbıtırıcılığı yaşam felsefesı olarak öne surmuyor, yal- nız 'pazar ekonomısı yle ınsanlığın hıçbır yere varama- yacağı vurgulanıyor, yalnız ellerı değıl, vıcdanı, kafası, yüreğı ve en onemlısı de beyınsel dokusu kırlenen kımı okumuşların gozlerı onunde dunya duzenınde geçerlı adaletsızlık sergılenıyor Hıntlısı, Almanı, ingılızı Isveçlısı, Fransızı, Amerıkalısı ve otekılerden oluşan bır forumda Batı dan Doğu'ya yelpazelenen duşunce ruzgârı, Turkıye de çıkar grupla- rının buyruklarıyla kapana kısılmış fıkır yaşamına bır soluk getırebılecek mı? Bır açılım gerçekleşebılecek mı? • 'Yenı Dunya Duzenı' egemenlerın ınsanlığa onerdık- lerı bır yaşam bıçımıdır Gezegenımızde yaşayan ınsanların bu duzende mut- lu olabılmelerı gerekıyor Eğer var olan adaletsızlığı daha da derınleştıren bır duzenı geçerlı kılmak ıçın ça- balarsak, kan, gozyaşı, olurn ve savaştan ote bır sonuç derleyemeyız Eğer boyle gıderse, 21 ıncı yuzyıl başında ınsanlığın tedırgınlığı artacaktır A 11oLa* AL Onurlu yaşamıyla ve mucadelesıyle omek olan ALt KAÇAR'muzı ölumunun 1 yıldonümunde mezan başında anacağız Tum dostlardavethdır 6 Ağustos 1994 Cumartest Yer ReşıtpaşaMezarhğıSaat 13 00 AİLESt VE DOSTLARI ADINA KIZI BERİVANKAÇAR VEFAT Merhume Medıha Onat Fehamet Zaım, merhum Ekrem Dorukman ın kardeşı, mımar Edıp Onat ve merhum ressam Turgut Zaım ın baldızı Oya Katoğlu, Şınn Zıyal ve Erol Onat'ın teyzesı ve merhum ressam, Istanbul Resım Heykel Muzesı kurucu muduru eskı Guzel Sanatlar Genel Mudürû Habl Dıkmen'ın sev gıb eşı, emekh İngılızce oğretmenı SEMAHATDİKMEN'i 1 Ağustos 1994gûnü kaybetuk Cenazesı 3 ağustos çarşamba gunü Zınarbkuyu"da toprağa venlmıştu- Allah rahmet eylesın AİLESİ ANAHTARBAR DOYUMSUZ MANZARADA GRUPDÜETeşliğinde ROMANTİKGECELER Tel: 25767881KURUÇEŞME (Galatasaray Adası karşısı) MEİS CAFE&BAR E2GİHİNGÜHLÜĞÜ Bu Akşam ve Her Cuma Saat 22 00 Kuçukparmakkapı Sok No 7/2 Seyogfu (Hayal Kahvesı yanı) Tel 252 78 53 Romanlannız ve Ansıklopedılennız yennızden alınır Tel: 55408 04 Nufus cuzdanımı kaybettun Hükumsüzdur TA YFUNŞENGELEN Nufus cuzdanımı kaybettun Hükümsuzdur HASAN TÜRKERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle