Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 AĞUSTOS 1994 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TÜBA düşünce
suçlarına karşı
• Haber Merkezi -Türkiye
Bilimler Akademisi (TÜBA),
araştırmalanıun sonuçlannı
yayımlayan baa bilim
adamlannın
tutuklanmalanna ve
eylemlerini suç sayarak hapis
cezasma mahkum
edilmelerine yol açan,
bilimsel özgürlükleri
kısıtlayıa yasal
düzenlemelere karşı
olduğunu açıkladı. Akademi
Konseyi"nde konuyla ilgili
olarak yapılan görüşmelerde,
TÜBA'nın asli görevlerinden
birinin, biiim adamlannın
düşüncelenni ve yaplıklan
araşUrmaJann sonuçlannı
serbestçe açıklamalannı
engeUeyen yasalara karşı
cıkmak olduğu belirtildi.
Eğitim-İş'ten suç
duyurusu
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu> Eğıtım-İş Sendikası
Sincan Şubesi, kiracı olarak
kaldığı bınadaki eşyalannı 60
kişilik ekiple götüren RP'li
belediye hakkında "hırsızhk"
savıyla cumhuriyet
savcılığına suçduyurusunda
bulundu. Başvuruda, olay
sırasında binada 3 kişinin
bulunması ve telefon
kablolannın kesilmesi
nedeniyle "hırsızlığjn"
engellenemedıği belirtildi ve
yerdekihalıfleksile
camlardaki perde dışındaki
her şeyin çalindığı belirtildi.
Rıdvan Budak
yargılanacak
• İstanbul Haber Servisi-
DİSK genel başkan adayı ve
Tekstil-tş Sendikası Genel
Başkanı Rıdvan Budak ve
Türkkent (Türkiye Kent
Kooperatifleri Merkez
Birliği) Başkanı Oğuz
Soydan'ın da aralannda
bulunduğu 18 kişi hakkında
"görevi kötüye kullanmak"
ve "Kooperatifler
Kanunu'na muhalefet"
suçlanndan Bakırköy
Cumhuriyet SavcılığYnca,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
Teftiş Kurulu'nun
haarladığı raporlar
doğrultusunda dava açıldı.
Ekim ayında başlayacağı
bildirilen davada, sarukTar
bİr yıldan üç yıla kadar hapıs
cezasıyla yargılanacaklar.
Esenboğa
Havaalamnda
düzenleme
•ANKARA (AA)-
Esenboğa Havaalanı'run
yeniden düzenlenen dış
hatlar terminal binası, törenle
Ulaştırma Bakanı Mehmet
Köstepen tarafından hizmete
açıldı. Törende konuşan
Bakan Köstepen, dış hatlar
terminalinin 3 milyon
yolcuya hizmet verdiğini,
yeni yapılacak ek terminal
binasıyla yılda 8 milyon
yolcuya hizmet verecek
duruma gelineceğini belirtti.
Yolculann daha rahat giriş ve
çıkış yapabilmelerine olanak
verecek dış hatlar terminali,
3.5 aylık bir çalışma sonunda
tamamlandı. 5 milyar liraya
mal olan terminale
özürlülerin kullanabileceği
asansörler konulurken,
havalandırma sistemı de
yenilendi.
Hatoer-Sen'm
Kars şubesi
•ANKARA (AA) - Yargıtay,
Türk Haber-Sen Kars
Şubesi 'nin açılması karannı
onadı. Türk Haber-Sen'den
yapılan yazılı açıkJamada,
Yargıtay 4. Hukuk
Dairesı'nin karannın
sendikal mücadele açısından
önemli bir aşama olduğu
bildirildi. Açıklamada, 29
Kasım 1992 günü açılan
şubenin, valilik emriyle
tabelasının indirildiği ve Iş
Mahkemesi'nden kapatma
karan alındığı hatırlatıldı.
Sendikanın başvurusu
üzerine Yargıtay'ın, bu karan
ancak Asliye Hulcuk
Mahkemesi'nin alabileceği
gerekçesiyle iptal ettiği
kaydedilen açıklamada,
açılan ikinci davada da
şubenin tekrar açılması
karan alındığı belirtildi.
Sahte dolar
yakalandı
•KASTAMONU
(Cumhuriyet) -Kastamonu tl
Jandarma Alay Komutanlığı,
thsangazi ilçesinde yaptığı
döviz operasyonunda değeri
11 milyar Türk Lirası olan
sahte ABD Dolan ele
geçirdi. Istanbul'da basıldığı
tespit edilen dolann henüz
piyasaya sürülemediği
öğrenildi.
Hastane bahçeierinin degişnıeyen manzarast Sabahın erken saatlerinde girilen muayene kuyruklan, 'Bugün muayene olabikcek miyim' çaresiziigiyle zaman za-
man bütün bir günü bulan bekleyiş, muayene şans elde edüince de zaman darhğından doğru dürüst anlatılamayan derde, bahçede derman arama çabalaru.
Hastalık sonucu
ölümlerde dünyada ilk EKG
50'ler arasına giren Sünnet
Türkiye'de son 10 yılda *«•• FıtA Mliıfalıolesi
11 Sağhk Bakanı değişti. Apondektorai
Hâlâ bir ulusal sağlık
um
DOSYASIYoulonGÜNDÜZİMSİR
Hülya Topçu
DefneSuman.BaranUncu « , , . . w»>«~ ••-™.
MdtemFıtath j oluşturulmaması bır u ^ y^oma
Fotoğroflon HATİCETUNCER yana seçimden seçime Kan soynm
!i|
'' gündeme getirilen sağlık idrar Kültürü
'reformlan'birsüre KanŞekeri
sonra sağlık AkcRjer Fîlmi
'balonlan'na dönüşüp KşÇefomi
uçuyor A m o l
9 a n D o l
9u
AJt-üst profez
Türkiye sağlık alanında son
10 yılın en kötü dönemini yaşı-
yor. "tç kararbcı" tablolann or-
taya çıktığı sağlıkta devlet ve
SSK hastaneleri dökülürken
özel sektör kânnı katlıyor. En
basit bir ameliyat için aylar son-
rasına gün alınabilinen hastane-
lerde bir mide fılmi 1.5 milyon
liraya çekiliyor. Tüm bunlann
sonucunda Türkiye hastalıktan
ölümlerde düjıyada ilk 50'ler
arasına giriyor ve seçimden se-
çime gündeme getirilen sağlık
"reformlan", sağlık "balonla-
n*na dönüşüp uçuyor.
Sürekli zam yapılan sağlık
hizmetlerinden yararlanmak in-
sanımız için bir lükse dönüştü.
Hastane-hekim-hasta üçgeninde
çok ciddi sorunlann yaşandığı
sektörde, ilaç fıyadan son biryıl
içinde yüzde 100'ün üzerinde
artarken hastanelerde sağlık hiz-
meti durma noktasına geldi. Üç
ay sonrasına verilen ameliyat
randevulanna, son günlerde ak-
mayan sulann eklenmesiyle bir-
likte bulaşıcı hastalıklann sayı-
sında da artışlar görülmeye baş-
landı. 1994Temmuz-Aralıkta-
rihleri için saptanan asgari ücret
tarifesinde belirlenen 25 binlik
katsayı sonucu "en basit diş çe-
kimi 300 bin lirava, muavene üc-
1983
1.260
4.200
14.700
16.800
3.150
10.500
126.000
840
630
1.680
630
1.680
125.000
270.000
1994
200.000
2.500.000
6.250.000
6.875.000
1.000.000
6.250.000
30.000.000
375.000
275.000
200.000
100.000
350.000
300.000
400.000
7.000.000
YIL
1980
1985
1990
1993
1994
GSMH
4.435.153
27.796.757
286.305.756
1.227.682.000
2.135.712.000
SB BÜTÇESİ
31.823
137.462
2.633.217
18.184.911
30.463.327
kişiye bır hekim, 1219 kişiye bir
hemşire, 1694 kişiye bir ebe
düşüyor. 1980'denbu yana devlet
bütçesinden Sağlık Bakanhğı'na
aynlan paylar incelendiğinde ise
çoğu zaman Afrika ülkelerinin bile
gerisine düştüğümüz görülüyor.
DPT verilerine göre ülkemiz-
de 1992 yilında ölen 413 bin 560
kişinin en az yüzde 5O'sini beş,
yaş altındaki çocuklar, yüzde
21.79 'unu ise bebekler oluştu-
ruyor. Bu rakamlara göre ülke-
mizde her gün beş yaşın altında
en az 113 çocuk ve bir yaş altın-
da en az 250 bebek çeşitli ne-
denlerle yaşamını yıtiriyor. Işin
en üzücü yanı ise çocuk ölümle-
ri açısından dünya üzerindekı
145 ülke arasında 50'inci sırada
yer almamız. Ülkemizde bunca
yüksek ölüm hızına neden olan
hastalıklann başmda ise doğum-
la ilgili sonınlar, solunum yolu
enfeksiyonlan ve ishalli hasta-
lıklar geliyor. Bu hastalıklann
zemininde de ülkemizdeki ço-
cuklann yetersiz beslenmesi ve
zamanında yeterlı sağlık hızme-
ti alamaması yatıyor.
Bir başka göstergeye göre ül-
kemizde her 100 bin kadından
210'u gebelik aşamasında veya
doğum anında yaşamını yitiri-
yor. Sağlık hızmetleri bircende-
reye dönüşmüş günümüz Türki-
yesi'nde. 1980'denbu yana dev-
let bütçesinden Sağlık Bakanlı-
ğı'na aynlan paylar incelendi-
ğinde ise çoğu zaman Afrika ül-
kelerinin bıle gerisine düştüğü
görülüyor. 1979 yilında bütçe-
den sağlığa aynlan pay yüzde
vSlZ
4.29'aulaşırkenbuoran 1988'de
2 73.1989'da2.74'e, 1990'daıse
4.12'ye yükseliyor. Bu oran
1992 yilında 4.71 olarak sapta-
nırken geçen yıl ise 4.56 olarak
gerçekleşti. Uzmanlar, Türki-
ye'deki sağlık hizmetlerinin dü-
zenli bir şekilde yürütülmesi için
bu payın en az yüzde 5'e çıka-
nlmasının şart olduğunu belırti-
yor. Çünkü nüfusun sürekli artı-
şına karşın bu payın hep aynı
oranlarda seyretmesi ise hizme-
ti karşılamaya yetmiyor. Sağlık
Bakanhğı 'nın 1994 bütçesi ince-
lendiğinde ise personel giderle-
rinin bütçenin yüzde 78.94'ünü
yatınm harcamalannın ise sade-
ce yüzde 8.39'unu kapsadığı gö-
rülüyor.
Sağhk reformu
1993 Mayıs ayı başmda yasa-
laşması beklenen Sağlık Refor-
mu Yasası'nın üzerinden 14 ay
geçmesine karşın çalrşmalar
kaplumbağa hızıyla seyredıyor.
Uzmanlar, 36 milyar lira harca-
nan üçüncü bin yılın sağlık po-
litikasını bile belirleyen bu yasa-
nın daha uzun süre askıda kala-
cağını ıleri sürüyor.
Türkiye'de sağlık insan gücü-
nün bölgelerarası dağılımının
dengesizliği ise sağlık alanında
yaşanan bir başka trajedi. Ülke
genelinde nüfus sağlık persone-
li oranlan incelendiğinde 1991
sağlık verilerine göre 1059 kişi-
ye bir hekim, 1219 kişiye bir
hemşire, 1694 kişiye bir ebe düş-
tüğü görülüyor. Aynı rakamlar
bölgesel düzeyde ele alındığın-
da ise bu ortalamalardan büyük
sapmalar görülüyor. Örneğin İs-
tanbul îda 1563 kişiye bir pratis-
yen hekim düşerken Hakkari'de
3254 kişiye bir pratisyen hekim
düşüyor. Aynca eczacı, diş heki-
mı, fızyoterapist, diyetisyen,
psikolog gibı sağlık personeli-
nin dağılımı da dengesiz.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANEB KIŞLALI
'Altıok' Geldi!
Leninizm-Stalinizm tarihe gömülmüş olabilir. Ama di-
yalektiğin yasalan hala geçerli.. Tıpkı Galile'nin "Dûnya
yine de dönüyor" dediği gibi.
Tepki karşı-tepkiyi doğuruyor. Tepkinin şiddeti, karşı-
tepkinin şiddetıni beliriryor.
Zaman geçtikçe bizim kuşak bile kanıksarolmuştu. Bir
ortaçağ toplumunda 'aydınlanma devrimi' yapmanın an-
lamını biz bile unutmaya başlamıştık.
'DincHer, 'Kürtçüierve 'numaracı cumhuriyetçner koi
kola bizl uyandırdılar. Daha da önemlisi gençliği uyandır-
dılar.. Atatürk'ü ve Kemalizmi yeniden ve daha bilinçli ola-
rak keşfetme olanağını verdiler.
Atatürk'ü ve Kemalizmi savunan dergiler çığ gibi çoğa-
lıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği ile Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği'nin şubelerinin yurtıçindeki ve dışında-
ki sayılannı yakalamak olanaksız hale geldi.
Yazılanmda, aklımda kalan son sayıyı veriyorum. Tele-
fonlar başlıyor "Sizin verdiğiniz sayının üzerine 22 daha
eklendi" diye..
Üstelik bunlar göstermelik de değil. Bana ulaşan yerel
basından izleyebildiğim kadarıyla içlerinde kütüphane,
öğrenci yurdu açma ve burs verme çabasında olanlar bi-
le var.
önce Demokrat Parti'nin sonra da 12 Eylül'ün hışmına
uğramış 1OO'ün üzerinde 'Halkevi' kapılannı yeniden aç-
tı.
• • •
Karşı-tepkinin yeni ürünü, aylık 'Altıok' dergisi.
Atatürk'e sahip çıkan diger dergilerden farklı olarak,
kendisini açıkça 'Kemalist' olarak nitelendıriyor.
Hiçbir partinin organı değil.. Zaten, bayrağında 'altı ok'
taşıyan partilerden birisinin içinde açık Kemalizm düş-
manlan cirit atıyor. Ötekisi ise o bayrağı taşıyacak ve hal-
ka "Atatürk'ün kurduğuparti" olduğu inancını verecek gü-
cün çok uzağında..
'Altıok'un danışmanlığını -amatör bir anlayışla- Prof.
Türkan Saylan ile ben yapıyorum. Çok değerli isimlerin
katkılarını yansıtan dopdolu ilk sayıyı görünce, Kemalizm
ve Türk siyasal yaşamı adına sevindığımı söylemeliyim.
Derginin yaratıcısı Sayın Aşkın Elçi şöyle diyor:
"Ate Islamın, ne ülkede yaşayan diğer etnik kökenli va-
tandaşların demokratik istemlerinin, ne de Türkiye'de
demokrasiye ve çağdaşlaşmaya yeni açılımlargetirecek
fikirlerin demokratik çerçevede birieşerek sivil, siyasal
oluşumlariçinde seslerini duyurmalannın karşısındayız."
Ve ekliyor:
"Altıok, Türkiye Cumhuriyeti'nin uygarlaşma yolunda
üzerinde yapılandığı temel kurumlar, var olabilmeyi sür-
dürebilmek için ciddiyetle sahip çıkmamız gereken mi-
rasımız ve aydınlıklardan yana tüm Türk vatandaşlannın
ortakdeğeri, ortakpaydasıdır. Buanlamdada Kemalizm,
Türkiye'nin kendi koşullarına uyarlanmış kültürel ve ide-
olojik bir sentezdir. Vardır, var olmaya da Türkiye Cum-
huhyeti var oldukça bu bütünün biheştirici unsuru olarak
devam edecektir."
İlk sayrsından da anlaşılacağı üzere, 'Altıok'un iki işle-
vi var: Kemalizmin tüm boyutlanyla ve doğru olarak an-
laşılmasına katkı yapmak; Türkiye'nin ve dünyanın 2000'li
yıllara hazırianırken karşı karşıya bulunduğu sorunlara
'Kemalist bakış açısı' ile yaklaşmak.. (P.K. 1083 Kara-
köy/lstanbul).
• • •
Masamın üzerinde, saygı ve sevgi duyduğum üç dergi
daha duruyor.
Ankara'dan yola çıkıp yayın yaşamını Istanbul'da sür-
düren 'Devinim'ı bu köşenin okurları zaten tanıyoriar. (P.K.
650 80075 Beyoğlu/lstanbul). 'Atatürkçü Düşünce', ye-
ni ve hızlı bir atılım dönemini yaşayan Atatürkçü Düşün-
ce Derneği'nin yayın organı. (P.K. 545 Kızılay/Ankara).
'Aydınlanma 1923' ise kendini 'Düşündüğünü düşünen
laik demokrat gençliğin sesi' olarak tanımlıyor. (P.K. 100
Mecidiyeköy/lstanbul).
Beni en umutlandıran nedir biliyor musunuz?
'Atatürkçü Düşünce' dışındakilerin, tamamen gençler
tarafından yönetiliyor olması! Yani Atatürk'ten sonraki
'ikinci kuşak' tarafından..
• • •
Nadir Nadi 'Ben Atatürkçü Değilim!' derken ne kadar
haklı ve anlamlıydı.
Bayar'dan Menderes'e, Demirel'den Evren'e, hatta
neredeyse Erbakan'a kadar 'herkes Atatürkçü' (!).. Ama
her ne hıkmetse, hepsi de Kemalizme karşı..
Ve 'Altıok' kendisini 'Bağımsız Kemalist kültür ve
politika dergisi' olarak tanımlıyor.
Sola ve laik-demokratik cumhuriyete sahip çıkmak
amacıyla Anadolu'nun hemen her köşesinde kendiliğin-
den gelişen 'taban' hareketlerinde, giderek bir düşünce
netleşiyor:
"Ideolojimiz Kemalizmdirf"
'Ortanın Solu' Kemalizmin 1960'lara, 'Demokratik
So/'da 1970'lere yanrtıydı.. Kemalizm şimdi 2000'lere
yanıtını oluşturuyor.. Yakın tarihin Lenin'e değil Mustafa
Kemal'e hak vermiş olduğunun bilinci ve gücü ile.
Ve içi boşaltılmış Atatürkçülüğü, Marmaris'teki general
emeklisı ile Çankaya'daki başbakan emeklisine
bırakarak...
Cumhuriyet tanhinin en büyük
zammı olarak nitelenen bu İcat-
sayı sonucu mide fîlmi 1,5 mil-
yon liraya, normal doğum ise 7
milyon 187 bin lıraya ulaştı.
Sağlıksız kentleşme, altyapı
eksiklikleri, çevre kirlenmesi,
halkın ekonomik gücunün zayıf-
lığı, eğitim düzeyi, kültürel fak-
törler, yetersiz ya da dengesiz
beslenme, kitle sporuna önem
verilmeyişi ülke sağlığım olum-
suz yönde etkileyen faktörler
olarak sıralanıyor. En büyük so-
run ise son 10 yılda 11 Sağlık
Bakanı değiştiren ülkemizde hâ-
lâ ulusal sağlık politikasının
oluşturulamayışı.
Yüz kızartan taMo
Dünya Sağlık Teşkilatı istatis-
tikleri incelendiğinde ise ülke-
miz açısından yüz kızartıcı so-
nuçlarla karşı karşıya kahnıyor.
Örneğin bugün ülkemizde kişi
başına düşen yıllık sağlık harca-
ması 50-60 dolar arasında deği-
şiyor. Bu rakam birçok ülkeye
göre çok düşük olmasına karşın
ülkemizde harcanan bu 50 dola-
nn yansı da aile bütçelerinden
karşılanıyor. Bir başka deyişle
devlet, sağlık hizmetlerine kişi
başına yılda sadece 25-30 dolar
ayırabiliyor.
îstanbul Tabib Odası Başkanı Doç. Dr. Zeki Karagülle, sağlık alanında yaşananlan anlattı:
Sorun örgütsüzlükten kaynaldanıyorİstanbul Haber Servisi - tstanbul Tabip Odası, ül-
kemizde sağlık alanında yaşanan sorunlann her an-
lamda "örgütsüzlükten'' kaynaklandığı görüşûnü sa-
vunuyor.
tstanbul Tabip Odası BaşkanıDoç.Dr. M. Zeki Ka-
ragülle cumhuriyetın kuruluşundan bu yana gerek
sağlık hizmetleri örgütlenme yöntemleri, gerek sağ-
lıkta insan gücünün yetiştirilmesi ve sağlık ekono-
misi bakımından ciddi girişimlerde bulunulduğunu
söylüyor. Sıtma savaş ve verem savaş kampanyala-
nnı sağlık alanında yapılan ciddi çalışmalara örnek
gösteren Karagülle. özetle şu görüşleri açıkladı:
"60'lardan ba yana'körtopal' gelenve birincü ba-
samak saghk hizmetkrinin hâlâ aşüamanuş bir mo-
deli olan sosyafizasyon uygulaman, >ıne60"lanlan bu ı
yana bir türlü çahşanlann sağhk sorunlanna "mer- J
hem' o)(a)ınayan, kalitesiz ve' ucube'sağhk hizmetle- i
ri fireten Sosyal Sigortalar Kurumu, uzun bir gete- J
nege sahip bp fakükelerinde eğitimin geüştirflip yet-
kinleştirömesi verine, yeni Op faküheteri acarak bu
aburaagecekondulaşma ve kontenjan sişkinliğini ya-
ratan YOK, mezuniyet sonrası dönemde ve uzman-
h k i l i f
Ulusal bir sağlık politikasının
temelini 'herkese eşit, ulaşılabilir,
nitelikli sağlık hizmeti ilkesi
oluşturmalıdır' diyen Doç. Dr.
Karagülle, 'Eşitsizliklerin
giderilerek halk sağlığı düzeyinin
yükseltilmesi anahedef olmalıdır'
diyor.
g g ^ ş y
duncılan) ile ilgili süreclerde ga>Tİ bilimsel ve siyasi
yöntemlerin geçerli ofanası. bir hirlü sağlık ekonomi-
sini ayn bir alan olarak ele aHa)mayan. sagnğa yapı-
lanyannmlan'ölü", 'gereksız', 'ftizuligörenania-
yış, ilk akla gelenler, ama başbcalan oiarak sıralana-
biHr."
Ulusal bır sağlık politikasının, temelını "herkese
eşit ulaşılabilir, niteükli sağlık bizmeti ilkesi oluşrur-
malıdır*' dıyen Doç. Dr Karagülle, sağlıkta eşitsiz-
liklerin giderilerek halk sağlığı düzeyinin yükseltıl-
mesİHİn ana amaç olması gerektiğini savunuyor.
Doç. Dr. Karagülle, yapılacaklan şöyle sırahyor:
"Sağlıktayaptlacaktiancamaveyaûnmlariçinge-
rekli kaynaklann oluşturulmasuıda merkezi bütçeve
genei vergiler esas aJuımaİHİır."
"Sağlık hızmetlennın yönetimmde sağlık hizme-
tini alanlarla bu hizmeti sunaniann merkezı ve ye-
rel düzeylerde demokratik katılımı geçerli kılınma-
lıdır."
"Kurumlar ve kişiler arasında işbırliği, dayanış-
ma ve yardımlaşmayı esas alan ilişkiler kurulmalı-
dır."
"Kaynaklann kullanımında yerel, rasyonel, har-
cama-etkinlik ve yararlılık faktörlenni esas alan an-
layışlar egemen olmalıdır."
"Yukanda ana hatlannı çizdığimiz sağlık politi-
kası çerçevesinde ulusal çapta bir sağlık hizmetleri
ağı örgütlenmelidir. Ülkemizde hekimlerin içinde
bulunduğu durum. aslında sağlık sisteminin içinde
bulunduğu durumun aynasıdır. Kısaca en önemlile-
rine bir göz atarsak: Temel tıp eğitimiyle ilgili ola-
rak:
* Yatınm, alt>apu organizasyon ve istibdam koşul-
lannda gerekü değişiklik yapılmadan bp fakültesi
kontenjanlan artönlmamabdır."
"Uzun ve pahalı bir eğitımden geçerek mezun
edilen hekimlenn hepsi istihdam edilmeli ve sağlık
hızmetlennın gelıştırilmesinde hekim insan gücün-
den yararlanılmalıdır."
"Yeni tıp fakülteleri, gerekü altyapı, öğretim ele-
manı ve araç gereçler sağlanmadan öğrenci eğitimi-
ne geçilmemelidir."
"Tıp fakülteleri, ülkenin ihtiyaçlanna uygun bir
eğitim için sağlık kurumlanyla organize çalışabilme-
lidir."
"Mezuniyet sonrası tıp eğitimi acilen organize
edilerek tıbbi denetim sağlanmalıdır."
Hekim tayin, atama ve görevlendirmeleri ile ilgi-
li olarak:
"1981 yüından bu yana hekimlere uygulannuücta
otan 'zorunlu hizmet', halka verilen sağhk hizmeti-
ni iyfleştinne ve üikemizde dengeli hekim riagıhmmı
gerçekleştirme hedeflerine ulaşamamıştır.
"Hekiın ıstıhdamı, zorlayıcı öniemler yerine di-
ğer insan gücü politikalan sağlık hızmetini gelişti-
recek ve hekimlik uygulamasını kolaylaştıracak po-
litikalarla birlikte ele alınmalıdır."
"Hekim istihdamı ve dığer sağlık insan gücü
politikalan, siyasi otoriterlerden bağımsız, meslek
örgütlerinin de içinde bulunduğu düzenlemelerle
belirlenmelidir."
"Hekim istihdamı, yaşam kalitesi dahil olmak
üzere hekimlerin sosyal, kültürel ve ekonomik bek-
lentiien dikkate ahnarak belirlenmelidir."
"Hekimlerin atama ve görevlendirilmelerinde,
hekımin bilgi, beceri ve birikimi ile ülkenin sağlık
gereksinımı dikkate alınmalıdır. "