Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyazsahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya
• Genel Yayın Danışmaru: Orhan Erinç •
YazıişJeri Müdürleri: Ibrahim Yıldız , Dinç
Tayanç (Sorumlu) •Haber Merkea Müdürü:
Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fıkret Eser
Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomi: Bülent
Kızanlık • İstihbarat: Yalçın Çakır • Yurt
Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami
Karaören • Spor: Âbdülkadir Yücefanan
• Düzeltme: Abdullah Yazıcı
Ankara Temsilcısi: Mustafa Balbav • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul-
vanNo:125, Kat: 4, Bakanlıkiar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat), Tele.x: 42344, Fax.
(4)4195027 •İzmır Temsilcisi: Serdar Kmk, H.Zi>a Blv. 1352 S.2,3 Tel:4411220
Telex: 52359, Fax: 4419117 «Adana Temsılcisi: Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. 119
S. No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492. Tele.x: 62155, Fax: 3522570
Müessese Müdürıi: Erol Erkut •Koordina-
tör. Ahmet Koruban • Muhasebe Bülent Ye-
ner •tdarc: Hüseyin Gûrer • tşletme Önder
Çelik • Bılgi-tşlem. Nail tnal • Bilgısayar Sis-
tem: Mûrihrt ÇDer •Reklam Reha Işrtman
Yayutaaa ve Basıo: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş
TûrkocagıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246istanbJlTel (0 J12)512O5O5(2Ohat)TeİCT 22:46.Fax <0 212)5138595
5 AĞUSTOS 1994 İmsak:4.12 Güneş: 5.56 Öğle:13 14 İkindi: 17.08 Akşam-20 23 Yatsı: 21.59
Dûzmeceilgi
•LONDRA (AP) - Ingiliz
manken Paula Hamilton,
İsviçre'nin "Ghazal"
firmasının plaj
kreasyonlannı sunarken,
erkek meslektaşlan da,
sokaktan geçen işçi rolünü
oynadılar. Anlaşılan,
modaalar, artık insanJann
bu tür görüntülerle pek
ilgilenınediğini anlayıp
zevahiri kurtarma yoluna
gidiyorlar.
Çiller'in serveti
dillerde
• İstanbul Haber Servisi-
ARAT tarafından yapılan
kamuoyu araşürmasına göre
geçen temmuz ayında
istanbul halkı en çok
Başbakan Tansu Çiller'in
mal varhğını konuştu.
Çiller'in serveti yüzde 30.5 ile
birinci. hayat pahalıhğı ise
yüzde 20.5'leen çok
konuşulan ikinci konu oldu.
Araşürmanın en başanlı
.politikacı bölümünde ise
ANAP lideri Mesut Yılmaz
"iyi muhalefet yapüğı" için
birinci sırada yer aldı.
Yılmaz'ı ikinci sırada Tansu
Çiller, üçüncü sırada da RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan izledi. Araşlırmaya
göre en başanb belediye
başkaaı ise Bakırköy
Belediye Başkanı Ali Talip
özdemir oldu.
Yabancı dil
agırlıklı
liselene kayıt
• İstanbul Haber Servisi-
Milli Eğıtım BakanlığYnca,
pazartesi günü başlaülan,
yabancı dil ağırhklı liselere
öğrenci ön kayıtlannın" 19
ağustos tarihine kadar
süreceği açıklandı. Milli
Eğitim Bakaru Nevzat
Ayaz'ın imzasıyla yapılan
açıklamaya göre öğrenciler
ön kayıt başvurulannı
yabana dil agırlıklı lise
müdürlüklerine, mezun
olduğu okul müdürlüğünden
alacağı mezuniyet belgesiyle
yapacak. Aynı yerleşim
biriminde birden fazla
yabana dil agırlıklı lise
bulunması halinde, kayıt
şartlan taşıyan ögrenciler
sadece bir okula ön kayıt için
başvuruda bulunabilecek.
Her ileûniversite
• ERZURUM (AA) - Milli
Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz,
hükümetlerinin eğitim ve
öğretime büyük önem
verdiğini belirterek, "Her ile
ûniversite kuracağız" dedi.
Erzurum'da, Görme
EngellilerOkulu'nun temel
atına töreninde konuşan
Bakan Ayaz, Türkiye'deki 15
milyon genç nüfusun her yıl
katlanarak büyüdüğunü
söyledi. Bu genç nüfusun
eğitim ve öğretiminin çağın
gerektirdiği boyutlarda
yapılması gerektiğini anlatan
Bakan Ayaz, 1992yıbnda
Türkiye'de üniversite
sayısının 29 olduğunu, iki yıl
içerisinde bu sayıyı 57'ye
yükselttiklerini bildirdi.
Evctl hayvanlar
şifa veriyor
• ANKARA (ANKA) - Evcil
hayvanlann fiziksel veya
psikolojik sorunlar yaşayan
her yaştaki insan üzerinde
terapist etkisi gösterdiği
saptandı. Son birkaç yıJ
içerisinde 49 ülkeden 8 bin
civannda zeka özürlü hasta
üzerinde 250 ayn hayvan
terapisi uygulandığı ve
sonucun olumlu olduğu
belirtildi.
Orman yangını
için ek ödenek
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Orman Bakanı
Hasan Ekinci, İstanbul'daki
orman yangmlan için
bütçeye 17 milyar lirahk
ödenek eklendiğini büdirdi.
Hasan Ekinci, ANAP
Milletvekili Bülent
Akarcalı'nın yazılı soru
önergesine verdiği yanıtta,
İstanbul'daki Bölge
Müdürlüğü alanındaki
ormanlann, yangın
olasılığına karşı 29 kuleden
gözetlendiğini bildirdi.
180 ülkeden 25 bin kişinin katılacağı HABITAT-2 için kollar sıvanıyor
stanbuliçin altuı firsatOKTAY EKİNCİ
"Bugün kentsel merkezierimiz
dünyanın en büyûk kirletknleri
arasında yer almakta. bir bûtûn
oUrakçevremizitebdit etmekte ve
sürdürütebilir kalkınma arayışına
bir engel ohışturmaktadır. Daha-
si, pek çok durumda gûnlûk yaşa-
nun zorunluluklan ve güvensizlj-
ği, yurttaş sonımluluğu bilincini
ciddi öJçüde köreltmistir. Yöneti-
lenlerle iktidar sahipleri. zengin-
lerleyoksuBar arasındaderûı uçu-
nımlar vardır. Kentierimiz kolay-
ca harekedenen toplumsal çatç-
ma sanneieri ve siyasal istikrarsız-
hk kaynaklan hatinegelmiştir. Her
gün, yitirilen insan potansiyeli. kı-
nlan hayaller ve boşa çıkan umut-
lar günüdür_"
Birfeşmiş Milletler insan Yerle-
şimleri Konferansı Genel Sekrete-
ri Dr. VVally N'dow'un bu sözleri,
kısa adı HABITATolan uluslara-
rası dev organizasyonun ikinci
toplantısı için neden tstanbuJ'un
seçildigini de sanki özetlemiş olu-
yor.
Gerçekten de istanbul, 180ül-
keden yaklaşık 25 bin kişinin ka-
tılımıyla gerçekleşecek olan 1996
Haziranı'ndakı "HABITAT-2 zir-
vesine" ev sahipliği yapmaya ha-
zırlanırken kentleşme sorunlan
açısından da "zirveye nrmanan"
gerilimleri ve sonuçlarmı yaşıyor.
O kadar ki genel sekreter
N'dow'un saptamalan sanki özel
olarak Istanbul'u tanımlıyor.
20 yılda nereye gelindi?
Geçen 1 ağustos günü Çırağan
Sarayı 'nda düzenlenen bir toplan-
tıyla tanıtılan HABITAT-2 konfe-
ransının birincisi, 1976 yılında
Vancouver'da düzenlenmişti.
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mireL, Çırağan'dakı toplantıyı
açarken yaptığı konuşmada, bir
yandan tüm ulusal kesimleri 1996
İstanbul konferansına "destekver-
meje" çağınrken öbüryandan ge-
çen 20 yılın yine tstanbul açısın-
dan çarpıcı bir değerlendirmesini
de şöyle özethyordu:
"Şehirleşme denince, bunu 'kı-
Birincisi 1976'da yapılan Birleşmiş Milletler insan
Yerleşmeleri Dünya Konferansı'nın ikincisi, 20 yıl
sonra îstanbul'da dev katılımla gerçekleşecek.
İstanbul, bu konferansta bir 'şehirleşme
laboratuvan' olarak da evrensel tartışmaya açılacak...
n, şehre taşımak' olarak görme-
nteklaam. Şehir. bugün kırlardan
geienleri şehirle bütünlcştirmek,
absorbe etmek sorunu yaşıyor. Bu
nedenle tstanbul üzerinde yapıla-
cak taröşmalar. dün>aya da ışık
tutacaktu"-."
Başbakanlık tarafından HABI-
TAT-2'nin organizasyonu ile ilgi-
li olarak görevlendirilen Toplu
Konut Idaresi'nin başkanı Yigit
Gülöksüz ise aynı tanıtma toplan-
tısında verdiği bilgiler arasında
-dünyadaki son 20yıhngeUşmeie-
rine" de degindi.
"Vancouver Konferansı'nın ya-
pddığı 1970"li yıllann söylemi iie o
zamanın ekononük koşullannı ve
önceükieriıü, 2000'li yüJara yakla-
şırken değisen dünya düzeninin
doğurduğu yeni ortamla karşuaş-
ürmakgerekivor'' diyen Yiğit Gü-
löksüz, bu karşılaşnrmaya yönelik
tartışmalan da bir anlamda baş-
latmak üzere şu kısa değerlendir-
meyi yaptı:
"Vancouver'da ulusal düzeyde,
kentleşme ve konut sonınlannın
çözümünde 'devlet'in öncü rolü
üzerinde durulmuş, devlet eliyte
yapılacak düzenleme ve yatınm-
laıîa kentkşmenin yönJendirilme-
si isteniîustir. (_) Öjsa. geçen 20
yılda bu inançlarve politikalar bü-
yük ötçüde geçerliüğini vitiVmiştir.
Verei güçlerin ve bükümetdı$ı ku-
ruluşlann örgütlenerek oluştur-
duklan yerel çözümlerin tanınır'
halegelmesi, politikaoiuşturulma-
smda konuyu yeni bir dönemece
getinniştir-''
Türkiye ve Istanbul, işte böyle-
sı bir "dönemeçte", iki yıl gibi kı-
sa bir süre sonra ağırlayacagı 180
ülkeden 25 bin tartışmacıya aca-
ba kendi birikimlen, deneylen ve
çözüm önenleriyle yeterince ışık
tutabilecek mi? Ya da yine Cum-
hurbaşkanı Demirel'in ifadesiyle,
"tstanbul'un seçilmesi, konferan-
sın başanlı ounasna katkıda bulu-
nacak"mı?..
HABITAT-2'nin hem ülkemız
ve istanbul hem de dünya kentle-
ri açısından önemi, işte bu sorula-
nn "içeriğİJMİe" ortaya çıkıyor.
Çünkü, Bırleşmis Milletler Ge-
nel Kurulu'nun Aralık 1992'de ya-
pılan 47. dönem toplantısında
Türkiye'nin önerdiği "tstan-
bul'un ev sahipliği'' kabul edildi-
ğinde, hiçbir ülke temsilcisi, bu
teklife sadece "tstanbul'un tarihi
ve doğal güzelliklerini görmek
için'' sıcak bakmamıştı. istan-
bul'un böylesine "kûresd önem
taşıyan" bir uluslararası tartışma
zirvesi için asıl "çekki" yanı, yıl-
da 400 bin kişinin göç ettiğj ve
"yasadışı yapılaşma" oranının da
yüzde 65'lerin üzerine tırmandıgı
"taühsiz bir dünya kenti" olması
özellığiydı. Nitekım yine tstanbul,
büyük olasılıkla "aynıgerekçeler-
den" örürii, 2000 Yılı Olimpıyat-
lan şansını da yitirmemiş miydi?..
•Alön'birfırsat
Sayın Demırel, böylesine dev
bir organizasyonun istanbul ve
Türkiye için "alün bir firsat" ol-
duğunu da söyledi. Kuşkusuz bu-
nu sah "turistik" açıdan ve yine
sait
u
binlerce kişinin başanyla
ağırlanması" ve hem ülkemizin,
Amerika
silikoım
tarhşıyor
Çeviri Servisi - Dünyanın bir-
çok yerinde genel kanılar, bilim-
sel verilerden daha çok önem ta-
şıyor. Ancak bu olgu mahkeme
salonlannda da bazen aynı geçer-
liliğe sahip. New England Joumal
of Medicine isimli tıp dergisinın
editörü, 16 Temmuz tarihli yazı-
sında hakimlerin, magazin prog-
ramlanndan ve talk-show'lardan
edindikleri tıp kavramlanyla ya-
şayan kitlelerin yoğun baskısı al-
tında kaldıklanndan şıkayet edi-
yordu. Son günlerde Amerika'nın
gündemini, medyanın da büyük
dikkatle izlediği gögüs protezle-
riyle ilgili davalaroluşturuyor. Bu
davalann çoğunda, protezlerin
farklı romatizmalara, şeker has-
talığına ve artrosa yol açtığı iddia
ediliyor. Bu nedenle Amerikan
Tıp FDA kuruluşu, iki yıl önce si-
likon dolgu maddeli göğüs pro-
tezlerinin kullanımını durdur-
muştu. O tarihten beri sadece özel
durumlarda ve klinik kontrol al-
tındaki hastalara takılan slikon
dolgu maddesinın zaran ise he-
nüz yasal olarak kanıtlanmış de-
ğil. Çünkü son 20 yıl içınde slikon
taktırmış olan 2 milyon kadınla
bu tür hastalıklara yakalanma
oranlan arasındabilimsel bir bağ-
lantı kurulamamış. Hatta silikon
taşıyan ve taşımayan kadınlann
bu hastalıklara yakalanma oranla-
n neredeyse aynı.
Minnesota-Rochester, Mayo-
klinık uzmanlan, 10 yılhk bir sü-
re içerisine yaydıklan araştırma-
lar sonucunda özellikle romatiz-
ma ve silikon arasında herhangi
bir bağlantı kuramamışlar.
Oysa Amerikalı hakımler, bi-
limsel nedenleriyle çok da fazla
ilgilenmeksizin, davalarda sürek-
li silikon üreticilerinin aleyhinde
kararlar alarak, üreticilerin 70
milyar dolar kadar para cezasına
çarpünlmalannı uygun görmüş-
ler. Bu cezalardan sonra ise mah-
kemelerin de aldığı karar doğnıl-
tusunda, kamuoyu bu firmalann
artık silikon üretimine son verme-
sini bekliyorlar.
Yağmurda insan manzaralan
hava gösterisi sırasında basöran ani yağmur, seyirdlerin saçak altlanna sığın-
malanna yol açtL Yaz yağmunınun uzun sürmeyeceğini tahmin eden bir kısım
Insanlar da pistin kenannda park etmiş buldozerin kepçesine sığındı. Aşıklar
ne yağmuru ne de yanlanndâld insanlan göremeyecek kadar meşguL Çocuk
ise bulunduğu yerde o kadar muthı ki, kendi zengin dümasuun sonsuz derin-
liklerinde ka> bolup gitmiş. Belki yağmur belkj de gözüne ilişen bir kedi onu he-
yecanlandırmaya yethor. Kepçenin diğer konuklan ise "Şu yağmur kesilse de
çekip gıtsek" der gibi huzursuz bir şekilde bekliyor. Resimde göriildûğü gibi
çocukluk ve gençlik çağmın çoşkusu bir yaşam boyu devam etmiyor.
(Fotoğraf: The Independent)
Sarp Sınır Kapısı'nın açılmasından sonra ftıhuş olaylanndaki artış ürkütüyor
Karadeniz^de cinsel hastalık patlaması
hem de tstanbul'un "dünyaya iyi
tanıûlmasi" çerçevesinde yorum-
lamak doğru olmayacak.
HABITAT-2'yi, asıl "tstan-
bul'un sorunlanndan kurrulabü-
mesi'' için uluslararası birgüçbir-
liğinin yaratılmasında gerçekten
"alûn bir firsat" olarak görmek ve
değerlendiımek gerekıyor.
Çünkü bu "büyûk foruma", sa-
dece Avrupa ve Amerika'daki
"planlı kendeşen" ülkelerin uz-
manlan değil, özellikleLatin
Amerika, Afrika, Asya ve üzak-
doğu gibi Türkiye'ye benzer 'in-
san yerlesiınleri'' sorunlannı ya-
şayan yörelerden de binlerce
"dertfi kişi'' katılacak. Bu neden-
le de dünyadaki genel kentleşme
sürecine damgasını vuran "yok-
suDaşma, göç ve böJgeler arası deu-
gesiz kalkınma"konulannda bir
anlamda "yazgı birligiiçiodeolan"
ülkeler, Üçüncü Binyıl'a doğru en
büyük "dayanışma ortamını" îs-
tanbul'da bulacaklar...
Belki de böylesi bir "bektenti*
içinde de konuşan HABITAT-
2'nin "zend" genel sekreteri Dr.
N'dow, sözlerinin bir yerinde şu
anlamlı vurgulamayı yapmaktan
da kendisini alamadı:
"Tarihte ilk kez, yeni yüzyıhn
şafağı söktüğünde, dünya nüfusu-
nun çoğu kenderde, ozaman en az
bugûnkü kadar yoksul oJacak ül-
kelerin bu insanlara kucak açabil-
mekten çok uzak kenderinde ya-
şıyor olacaknr-"
Altındag
Uğur Mumcu
adı kaldırıldı;
Bahriye Uçok
sırada
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- RP'li Ahındağ Belediye-
si, SHP'li belediye döneminde
yaptınlan Uğur Mumcu Kültür
ve Topjum Merkezi'nin adını
"ideofojik" bularak değiştırdi.
SHP'li meclis üyelennin muha-
lefetine karşın, ANAP'lı üyeler,
RP'nin teklifini "teşekkûr ede-
rek" onaylarken RP'li üyeler,
"Seçim sözümüzü yerine getiri-
yoruz" diyerek değişikliği ger-
çekleştirdiler. Yunus Emre Kül-
tür Merkezi içerisinde bulunan
Bahriye Üçok Salonu'nun adı-
nın değiştirilmeşi istemi de ko-
misyona gönderildi. SHP Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet
Gülcegün, RP'li belediyelerinin
tavnnı, "Organize bir düşman-
ok" diye niteledi.
Altındag Belediye Meclisi,
bombalı suikast sonucu katledi-
len yazanmız Uğur Mum-
cu'nun anısımn yaşatıldığı kül-
tür merkezinin adını, ANAP'lı
üyelerin desteğiyle, "Hüseyuı
Gazi" olarak değiştirdi. Beledi-
ye meclisinin 2 ağustos salı gü-
nü yapılan toplantısında, çevre-
de oturan "birkaç kişinin'', Uğur
Mumcu adının değiştirilmeşi
yönündeki istemi, gündeme
alındı.
Toplantıda SHP Grup Baş-
kanvekili Musa Korkmaz'ın,
"Uğur Mumcu, kişiliği ve müca-
delesiyle milyonlann gönlünde
yer etmiştir. Bu ülke için emper-
yalizme karşı böylesine mücade-
leetmis bir «miideolojik diye ni-
teleyerek saygısızlık ediyorsu-
nuz. Onun mücadetesi bu ülke
kindi, bu isimden kimsenin go-
cunmaması gereldyor. tsimlerie
uğraşacağuııza hizmet verin"
dediği, buna karşılık. Belediye
Başkanı Ziya Kahraman'ın,
"Bu btzim seçim sözümüz" kar-
şılığını verdiği öğrenildi.
AHMET ŞEFtK
TRABZON-Karadeniz Bölgesi'nde tu-
rizmin gelişmesi ile cinsel hastalıklarda da
büyük artışlar olduğu öne sürüldü. Hasta-
lıklara karşı korunma yöntemlerinin uygu-
lanmaması halinde olayın "korkunç" bo-
yutlara uiaşabileceği uyansı yapılu"ken,
toplumun cinsel hastalıklara karşı yanlış
tutum almasından dolayı hastalığın gerçek
boyutlannın saptanamadığı ve kontrol altı-
na alınamadığı açıklandı.
Geçen hafta Trabzon'da cinsel hastalık-
larla ilgili uzmanlann katıldığı bir toplantı
düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak
katılan Dr. Medine Bugin, Dr. UğurGûl, Dr.
Davut Akdeniz, Dr. Mehmet Ozgören ve
Dr. Atilla Tüysûz, Sarp Sınır Kapısı'nın
açılmasından sonra bölgenin ticari haya-
tında büyük canlılık göriildüğünü, ancak
fuhuş olaylanndaki artış nedeniyle cinsel
hastalıklarda da korkutucu boyutta geliş-
melere tanık olunduğunu söylediler. Ko-
nuşmacılar kısa bir süre içinde bölgede ya-
pılan çahşmalar hakkında bilgiler verdiler.
Çalışmalara ilişkin olarak Cumhuri-
yet'in sorulannı yanıtlayan Trabzon Sağlık
Müdürü Hakkı Özçefik, fuhuş nedeniyle
sağlık kurumlannda muayene edilen hayat
kadınlan üzerinde yapılan çalışmalarda
hastalıklann boyutlannda büyük bir artış
göriildüğünü ifade etti. özçelik, Cumhuri-
yet'in sorulanna şu karşılıklan verdi:
-CnKti havta}jklann arfıynria hangi ffllt-
törjer rol oynuyor?
Ozçelik: Çok sağlıkh rakamlanmız ol-
mamakla birlikte, son birkaç yıl içinde bel-
soğukluğu ve frengi hastalıklannda önem-
li bir artışı gözlüyoruz. Bunda gelişen tu-
rizm hareketlerinin önemli bir payı olduğu-
na inanıyoruz. Kapılann açılmasından son-
ra gerek bizim erkeklerimizin BDT tarafı-
na gitmesi ve gerekse BDT'li hayat kadan-
lannın fuhuş amacıyla Türkiye'ye gelme-
si, fuhuşu dolayısıyla cinsel hastalıklan art-
tınyor.
- Sizin tespitlerinize göre özellikle Türk
erkekleri gerekli önlemleri alıyorlar mi?
Ozçelik: tşin püf noktası burası! Ne ya-
zık ki gerekli önlemler alınmıyor! Yaptığı-
mız bir araş.tırma. bölgemizde kondom
(prezervatiO kullanımmın yüzde 5.3 oldu-
ğunu ortaya koyuyor! Bu tür hastalıkJann
kapıhnaması için kondom kullanımı şart!
Dolayısıyla kullanılmayınca hastalık yay-
gınlaşıyor! Hasta olanlarbunu eşlerine, on-
lar da hamile ise çocuklanna bulaştınyor-
lar.
- Peld AIDS vakasına rastiadınız mı?
Özçelik : Sevindiricidir; bugüne kadar
AIDS'e rastlamadık. Ancak bölgemiz
AIDS için potansiyel tehlikelerin olduğu
birbölge. Aynca bunıın 7-10 yıl gibi bir sü-
reçte ortaya çıkmasını bekliyoruz.
'Nataşalar baş döndürüyor'
LONDRA - Rusya ve
Gürcistan'dan kolay para kazanmak için
Trabzon'a akın eden hayat kadınlan.
The Guardian gazetesi tarafından
"Nato'nun sınır karakolu Türkiye ile
soğuk sa>aş dönemindeki döşmanı
arasında artanticaretinen görünfir
işaretJerinden biri" dıye nıtelendı.
"Rus Nataşaiar Türklerin başını
döndüriiyor"başlıklı ve Trabzon
mahreçli haberinde, hayat kadınlannın
bir gece için 30 ila 100 sterfin (1.5
milyon-5 milyon TL) arasında "flcret"
istediklerinı ve bu paranın Rusya'da bir
yıllık maaş olduğunu belirten The
Guardian. Rus kızlan yüzünden
geleneklerine bağlı muhafazakar kentte
boşanma oranının iki kat yükseldiğini
öne sürdü. Haberde görüşlerine yer
verilen tbrahim Uluoğlu adlı bir
gemicilik acentesı yetkilisi, Nataşalan
överek "Sanki bir benzin istasvonuna
girmiş gibi oluyoruz. Vağınız değişiyor,
tekerlekler şfcşîyor. Türk kızlannın çok
iyi Müslüman kalpleri var, ama Rus
kızlan sanki yeniden dünyaya getiriyor"
dedı. Haberde aynca, kocalan Rus
kızlanna kaçan Türk kadınlannın da
kendi aralannda bir dernek kurduklan
Guardian
-Arnşlarda rakamsal olarak nefersöyle-
yebjHriz?
Ozçelik: Yaptığımız çahşmalar fuhuş ya-
parken yakalanıp hastaneye getinlen kişi-
ler üzerine; 1990'da 16 Türkten l'inde,
i991 'de 14 yabancıdan 4'ünde, 1992'de
149 yabancıdan 8'inde, 1993'te 1 Türk ve
50 yabancıdan 11 'inde frengiye rastladık.
Ancak bu yılın ilk 7 ayında bu rakamlar
birden fırladı. Bir anda 33'e çıkrı.
-Genel hasta sayısı ne kadar?
Ozçelik: İşte burada büyük güçlüğümüz
var. Asıl hasta sayısı çok büyük. Hastane-
lere başvuranlar arasında iki kişiden birin-
de ya frengi ya da belsoğukluğu rahatsızlı-
ğı var. Ancak hastalann çok büyük bir bö-
lümü hastanelere başvurmuyor. Ya özel
doktora gidiyor, ya eczanelere giderek ken-
di kendine çözüm anyor. Büyük birçoğun-
luğu ise bölge dışına ya da yurtdışına gidi-
yor!.. Toplumun cinsel hastalıklara yakla-
şımı çok kötü. Hastalar kınanacağından,
duyulacağından korkarak saldamayı tercih
ediyor. Parası olan tedaviye başlıyor.
- Hastahkla nasıl mücadele etmeyi düşü-
nüvorsunuz?
Ozçelik: Öncelikle insanlara "korkma-
yın korunun,kaçmayuıögrenin,utanmayuı
sorun" anlayışmı yerleştirmeye çabalıyo-
ruz. Herkese, eğermutlaka bu rürilişkilere
gireceklerse kondom kullanmayı
öneriyoruz. Ancak kuşku duyanlann mut-
laka çekinmeden hastanelere başvurması
gerektiğini söylüyoruz.