25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER bmirFuapı açılıyor • İZMİR (Çumhuriyet Ege Bıirosu)- 63. İzmir Uluslararası Fuan, 8 Eylül'de Başbakan Tansu Çiller tarafından açılacak. Fuara katılacak 698 firmanın işlemlerinin tamamlandığı, bu sayının açıbş tarihine dek 850'ye ulaşmasının bekJendiği bildirildi. Romanya'nın onur konuğu olduğu fuar, 20 eylülde sona erecek. İzmir Uluslararası Fuan, 8 eylülde 63. kez kapılannı açarken, İZFAŞ bazı yenilikler hazırladı. Bu yenibklerkapsamında, İEF konvoyu, Cine 180 küresel sinema gösterimi gibi etkinlikler bulunuyor. 7 eylülde Bostanlı'dan hareket edecek olan İEF konvoyu, şahil yolunu izleyerek Üçkuyular, İnönü Caddesi, İkiçeşmelik, Basmane ve fuann etrafında yapılacak turla Basmane Alaru'nda sonaerecek. Yenilenecektoplu I ANKARA (AA)- Türk-İş'e bağlı çeşitli sendikalar, üyesi bulunduğu 429 bin 641 işçiye yeni hakJar sağlamak üzere toplu iş sözleşme masalanna oturuyorlar. Türk-İş Genel Sekreteri Şemsi Denizer, konuyla ilgili olarak AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl konfederasyona üye çeşitli sendikalann, 282 bin 76O'ı özelsektör, I46bin88l'i kamu sektörü olmak üzere toplam 429 bin 641 işçi adına toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürüttüklerini bildirdi. Bu sözleşmelerden birbölümünün bağıtlandığını, bir bölümünün sürdüğünü ve bir bölümünün de önümüzdeki günlerde başlayacağmı vurguladı. Türk-İş Genel Sekreteri Denizer, kamuda 27 bin 273, özel kesimde 24 bin 285 işçinin grev yasağı kapsamında bulunduğunu anımsattı. Öğretmenlere tasappuf engeli • ANKARA (ANKA)- Başbakanbk tasarruf genelgeleri. eğitim faaliyetlerini olumsuz etkiliyor. Edinilen bilgiye göre Türk çocuklannı eğitmek amacıyla yurtdışına gönderilecek 359 öğretmen. tasarruf önlemleri yüzünden gönderilemiyor. Türklerin yoğun olarak yaşadığı yabancı ülkelerle imzalanan protokoller çerçevesinde her yıl yurtdışına belli sayıda öğretmen gönderiliyor. Bu yıl AJmanya, Belçika, İsviçre, Fransa, İngiltere, Danimarka, Suudi Arabistan ve Libya ile imzalanan protokoller çerçevesinde yurtdışındaki Türk çocuklannı eğitmek amacıyla 359 öğretmen gönderilmesi gerekiyor. Gerek yurtdışından dönecek gerekse yurtdışına gönderilecek öğretmenlerin harcırahlan ödenemediği için 359 öğretmen yurtdışına gönderilemiyor. TİSKbanşistiyor •I ANKARA (ANKA) - Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu (TISK) Genel Sekreteri Kubilay Atasayar, üretim faktörleri arasında eskiden var olan zıtlığın aıtık uyum ve çıkar birliğine dönüştüğünü, işçi ve işverenler açısında bugün en temel sorununun "işletmelerin ayakta kalması'" olduğunu bildirdi. Atasayar, yaşanan sürecin işçi ve işveren ilişkilerinde yeni biranlayışızorunlu kıldığına dikkat çekti. KubUay Atasayar, son yülarda dünyada yaşanan hızlı değişim ve küreselleşme sürecinde sanayileşme, rekabet ve verimlilık kavramlannın büyük önem kazandığını belirtti. Okullara kayıt • ANKARA (AA)- Milli Eğitim BakanhğYna bağh ilk ve orta dereceli okullarda kayıtlar bugün başüyor. Türkiye genelinde yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrencinin, 49bin531ilkokulakayıt yaptırması bekleniyor. Ortaokul ve liselere kayıt olacak öğrenci sayısının ise yaklaşık 850 bin civannda olacağı bildirildi. Bakanlık tarafından valiliklere gönderilen genelgeye göre, kayıt sırasında kesinlikle veülerden para abnmayacak. Kayıt sırasında veya daha sonra veliler isterlerse bağışta bulunabilecekler. İlk veorta dereceli okullarda kayıtlar 9 eylül perşembe günü sona erecek. Şeriatçıyıutlaragözaltı Okul ve yurt açılması için belirlenen yeni ilkeler, Milli Eğitim Bakanı Ayaz'ın onayıyla yürürlüğe girdi. Atatürk ilkelerine aykın hareket eden yurtlar kapatılacak EMİNE KAPLAN ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı, kurum açılması ve kapatılmasına ilişkin ilkeleri yeniden belirledi. "Kurum Açü- masına ve Kapatılmasına İlişkin Yöner- ge" uyannca, Atatürk ılke ve devrimle- rine aykın hareket eden. ırkçılık propa- gandası yapan ve dini duygulan istis- mareden özel yurtlar kapatılacak. Okul açılması için belirlenen yeni öl- çütlere göre 20 binden az nüfuslu yerle- şim yerlerinde imam-hatip lisesi, genel lise, endüstri, kız meslek ve ticaret lisele- rinin açılmasına izin verilmeyecek. Yönerge, Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz'ın onayıyla yürürlüğe girdi. Yö- nerge ile okul açılması ve kapatılmasına ilişkin ilkeler yeniden belirlenirken şeri- atçı ve tarikatçı öğrenci yurtlan gözaltı- na abnıyor. Yönerge uyannca, Atatürk ilke ve devrimlerine aykın hareket eden, devle- tin, ülkenin ve milletin bölünmez bü- tünlüğünü bozma etkinlikleri gösteren, bölgecilik, ırkçılık propagandası yapan, din ve dini duygulan veya dince kutsal şeyleri istismar eden, öğrencilerin gü- venliğini sağlayamayan özel yurtlar ka- patılacak. Nüfiıs koşulu Bakanlık, okul açılmasına ilişkin öl- çütleri de yeniden bebrledi. Buna göre 20 binden az nüfuslu yerleşim merkezle- rinde imam-hatip lisesi, genel lise, en- düstri meslek, kız meslek, ticaret liseleri; 50 binden az nüfuslu yerlerde ise her türlü Anadolu lisesi açılmasına izin ve- rilmeyecek. 20 binden az nüfuslu bölge- lerde, yalnızca çok programh bseler açı- labilecek. Okul açılmasında nüfus koşulunun yanı sıra, fen lisesi açılabilecek yerlerde fen ve fen-edebiyat alanlannda en az bir yükseköğretim kurumu, Anadolu güzel sanatlar lisesi için sanat ağırbkb bir yük- seköğretim kurumu, Anadolu teknik ve Anadolu meslek liselerinin açılacağı yerlerde de endüstrinin >oğun olması nedeniyle yabancı dil bilen teknik insan gücü gereksiniminin bulunması koşulu aranacak. Ticaret liseleri için bölgenin ekono- mik ve sosyal yönden gelişmiş veya ge- lişmeye elverişli olması, bankacılık, si- gortacılık, borsa hizmetleri, kooperatif- çilik gibi isühdama yönelik alanlann bulunmasına dikkat edilecek. İlköğretim okullan nüfus sınırlaması- nın dışında tutulurken küçük yerleşim binmlerinde ilkokul açılabilmesi için bi- rinci sınıfa kayıt olacak en az 20 öğren- cinin bulunması koşulu aranacak. Bu sayı, ortaokullarda 24 olarak belirlendi. Yönergeye göre okullar geniş alanla- ra kurulacak. Çok programlı lise, genel liseler. Anadolu bseleri en az 3 bin met- rekarelik, fen liseleri ve Anadolu öğret- men liseleri de en az 10 bin metrekarelik alanlara kurulabilecek. 'YeşS cennet'susuzhiğakurbangidecek • Kıyıköyü'nün doğal StT alanlannı yaratan Papuçdere ve Kazandere, Büyük İstanbul Su Projesi kapsamındaki Istranca Dereleri arasında. Proje gerçekleşirse bu dereler, Istanbul'un su gereksinimi için kuruyup gidecek. OKTAY EKİNCİ Bizim geleneklerimizde "kom- şulıik" kavramının çok özel ve toplumsal içerikb bir anlamı vardır. Salt yan yana olmayı ya da yakın olmayı tanımlamaz: daha da önemlisı "dostluğu, da- yaıuşmayı ve birlikte yaşamayf' içerir. Nitekim bu nedenle de atasözlerimiz arasında "Ev alma komşu al" deyişi, yüzyı- Uardan beri geçerliliğinden hiç- bir şey yiurmemiştir. Bugün bile... Ne var ki günümüzde kimi komşuluklar, dayanışma yerine "kaptşmanın", yardımlaşma "yok erme duygulannııT Midyeli Yusuf Dede, Kıyıköy'ûn derelerine göz koyan İstanbuTu "hayırsız komşu" olarak eleştiriyor. yenne ağır bastığı ve giderek komşulardan "gûçsüz" olarunın haklannın da "gaspedüdiği" bir süreci yaşıyor. Ömeğin. kentin göbeğine diki- len bir gökdelen, (tıpkı Etiler'deki Ak- merkez gibi) komşulannın altyapı ola- naklanna tek başına "el koyarken", kıyılara dizilen tatil siteleri bu kez arka- lanndaki komşulannın denizden yarar- lanma olanaklannı yok ediyor. Bu tür "uygarhk dışı" bir komşuluk ibşkisi, yakın bir gelecekte İstanbul ve Kıyıköy arasında da yaşanacak. Kendi suyunu acımasızca kirleten İstanbul'un bugüne dek "sevinüi bir komşusu" ola- rak yaşayagelen Kıyıköy, kendisini "ye- şil cennet" yapan bol sulu ve temiz dere- lerini "Büyük İstanbul Su Projesi"ne kaptıracak. Böylece Karadeniz kıyısı- ndaki bu tarihsel "Rumeli" köyümüzün yaklaşık "üç bin yülık" yaşam kaynağı, giderek devîeşen acımasız komşusunun ihtiyaa için kuruyup gidecek... Tarih ve doğa beldesi İstanbul'a birkaç saatlik mesafede olan Kıyıköy, Kırklareü ilinin Vize ilçe- sine bağh ve gerçekten bir Karadeniz kıyı kasabası. Saray ilçesinden 36 km. sonra eşsiz güzelbkteki bir doğal cenne- tin ortasında yer alan Kıyıköyü'ne ulaşıyoruz. Antik çağlardaki adı Midye olan Kıyıköy, bu adını 1920'lere kadar bul Su Projesi kapsamındaki "ikinci aşama su kaynaklan" içerisinde yer alı- yor. Geçen günlerde "ikinci kez" temel atma töreni yapılan bu büyük proje, eğerplanlandığı gibi tamamlanırsa "Pa- puçdere Regülatörü" bu derenin sulannı "Kazandere Çevirme Bendi"ne aktara- cak, böylece her iki derenin sulan artık Kıyıköy yerine İstanbul'a yaşam kay- nağı olacak. Kıyıköy'e yaptığımız gezide, kasaba- da konuştuğumuz hemen herkes yakla- şan bu "tehükeye" dikkatımizi çekiyor. "Kötü komşu" İstanbul'un nedenb "güç- lü" olduğunu bildikleri için. birazda "ça- resiz" bir ses tonuyla güzelim dereleri- nin "yaşaması" gerektiğinden söz edi- yorlar. Papuçdere ve Kazandere, ger- çekten öylesinezengin vebirokadar "be- reketli" bir doğal ortam yaratmış ki, Edirne Koruma Kurulu haklı olarak tüm Kıyıköy ve çevresini "StT alanı" ilan et- miş. Tarihi Bizans surlanyla çevrib eski Midye yerleşmesi, "kentsel ve arkeolojik SİT' alanı. Midye'nin kuzeyindeki ve güneyindeki 1. sınıf tanm arazileri ve ormanlarla kapb iki akarsu vadisi ise denize kadar "doğal SİT" olarak koru- ma altında. "Kasabanın girişi" olarak restore edi- len Kemerb Kale kapısırun önünde, 87 yaşındaki Yunus Taşan'la söyleşiyoruz. Selanik'e bağb Petriç Köyü'nde doğan ve 17 yaşından beri Kıyıköy'de yaşayan Yunus Amca, "doğal ve tarihsel SİT ol- korumuş. Rumlar ve Bulgarlar burayı duğu için" Kaleiçi'ndeki evinin yanına boşalüp Selanik'ten ve >ine Bulgaris- tan'dan Türkler geüp yerleştikten sonra şimdiki adını abnış. Roma döneminden kaldığı söylenen ve Bizans döneminde sağlamlaştınlan eski kent surlan, denize doğru uzanan bir yanmada üzerindeki tarihi Kıyıköy yerleşmesini içine alıyor. Bu antik kent yerleşmesinin her iki kenanndan ise Pa- puçdere ve Kazandere adb akarsular Karadeniz'e kavuşuyor. Istranca Dere- leri arasında "su potansiyeli" bakuru- ndan en zengin olanlar arasında sayılan Papuçdere ve Kazandere, Büyük İstan- ikinci bir ev yapamadığından yakınıyor. Ama hemen ardından. "gerçekçı ve du- yarlı" gözlemini eklemeyi de ihmal et- miyor: "Hem burası güzel diye ev \aptırmı>orlar hem de buralan güzelleş- tiren derelerimize göz koyuyorlar." 1980'lerden bu yana" "belde" olan Kıyıköy'ûn en "dertli" kişisi ise elbette ki Belediye Başkanı Yusuf Yürük. Ko- nuşmalannda sık sık "Ben politikacn ynn" demek zorunluluğunu duyan Baş- kan Yürük, belki de bu nedenle Istranca Dereleri Su Projesi'ne "açıkça" çatmı- yor. Ama akşamüstü kurulan rakı sof- Istranca derelerinden Papuçdere, Kı\ ıkö> ü'nü doğal cennet yaptıktan sonra ge- niş kumsallar yaratarak Karadeniz'e dökihor. rasında, içini dökmesi için buzlu bir ka- deh yetip de artıyor: "Bu derelerin suyu- nu keserlerse Kıyıköyümüz biter. Binler- ce yülık cennet, bir çırpıda solup gider." Kıyıköyü'nden ertesi gün aynbrken. "tarih ve doğanın konmarak imar gör- mesi" için Midyeblere yardımcı olmaya şöz veriyoruz. Ama acaba bu sözümüzü İstanbul gibi "kötü ve güçlü" bir komşu- su varken nasıl tutacağız? 10 milyonluk İstanbul. elbette ki "2500 kişilik" antik Kıyıköy'den daha 'Sahim" durumda. Ama yine de bu eşsiz güzelbkteki komşusunu "kunıtmadan" su sorununu çözebilecek "uygaruğı" da yine İstanbul göstermek zorunda. Çünkü Midye kenti. tarihsel gururu- nu hep İstanbul'la birlikte paylaşmış. Eski "görkemli dostun" şimdi düşman olmasını içine bir türlü sindiremi\or... Türkiye 'nin en büyük Araştırma ve Gelîştîrme Birimi'nde çalışmak ister misiniz? Türk özel sektörünün araştırma ve geliştirmeye en fazla yatmm yapan kuruluşu Netaş'm, 300 mühendis ve teknisyeni ile özgün tasarımlar üreten, ihraç eden ve 20. yüında yeni atıhmlara ha- zırlanan Araştırma ve Geliştirme Birimi'nde görev alacak; çağdaş, dinamik bir ortamda çalışarak, uluslararası pazarlar için yazı- lım geliştirecek, telekomüni- kasyon alanında deneyimli, Ingilizce'yi iyi kullanabilen B i l g i s a y a r v e E l e k t r o n i k M ü h e n d i s l e r i aranmaktadır. Ilgilenenlerin fo- toğraflı özgeçmişlerini Netaş İnsan Kaynaklan Müdürlüğü Alemdağ Cad. Ümraniye 81244 tstanbul ad- resine göndermeleri rica olunur. Netas CUMHURİYETTEN OKURLARA 'Dosya'tardan Koleraya Bağımsız ve araştırmacı gazeteciliğin önemi, bir kez daha arkadaşlarımızın kamuoyu önünde açtığı dosya- larda yer alan bilgi ve belgelerle kanıtlandı. Anımsanacağı gibi bir süre önce sizlere sırasıyla 'Su' ve 'Çöp', dosyalarını açmış, 'Sağlık Dosyası'ru da ya- yımlamaya başlamıştık. ilk iki dosya, sağlığımızın ne kadar büyük ölçüde tehdit altında bulunduğunu gösteriyor, son dosya da bu tehli- kelerden korunmak için yararlanmak zorunda olduğu- muz sağlık kurum ve kuruluşlarınm nasıl yetersiz hale getirildiklerini anlatıyordu. Sağlık personelinin sorunları da bu bağlamda ele alınıyordu. Yayınımız üzerine önlem alınmaya başlandı, ama bir hayli gec kalınmıştı. Sonunda korktuğumuz başımıza geldi. 31 temmuzda "Ankara'da Kolera Bilmecesi" başlığı ile yayımladığımız haber; yaklaşan tehlikenin alarmını da veriyordu. Arkadaşımız Yusuf özkan'ın bu ilk haberinin üzerin- den bir hafta geçti geçmedi, yetkililerin geleneksel alış- kanlıkları ile 'bağırsak enfeksiyonu' diye küçümser go- zükerek gizlemeye çalıştıkları salgının, kolera olduğu belgelendi. istanbul'daki arkadaşlarımız da bir yandan daha önce açılan dosyalara değgin gelişmeleri izliyor, bir yandan da hastane kapılarına yığılan salgın kurbanlarının du- rumlarını yansıtıyorlardı. Zafer Aknar, Muharrem Aydın, Ahmet Şık ve Mehmet Demirkaya ile İstanbul Haber Servisimizin diğer çalı- şanları, bu gelişmeleri yakından izlerken Kocaelı'nin Di- lovası yöresinde salgının patlak verdiği öğrenildi. Yö- reye giden arkadaşlarımız, hem haber hem de röportaj- ları ileyetkilileri bir kez daha uyardılar. Güneydoğu'daki tehlikeyi ise arkadaşımız Ergün Gürsoy yazdı. Yaşananlara karşın medya, bazı özel TV kanalları dı- şında olanları gözardı etmeyi yeğlemıştı. Çlller'in şaibeli gelirlerinin tartışıldığı dönemde oldu- ğu gibi gazeteler gecikmeyle ve ancak 11 ağustosta ha- berleri büyüterek vermek zorunda kaldılar. Çünkü gizle- necek bir şey kalmamış, ölümler başlamıştı. Sağlık Bakanlığı da ikilem arasında kaldı. Ya basit bir bağırsak enfeksiyonu salgını ile onlarca insanın öldü- ğünü ileri sürecek ya da salgının kolera olduğunu açık- layacak. Bakanlığın hangi seçeneği tercıh edeceğini bu hafta göreceğiz. • Cumartesı günü saat 19.00'da başlayan Türkiye Birin- ci ve Ikinci Ligi ile pek çok yandaş artık futbollu döneme girdi. Çevresi 68 ile 71 santim, maça başlanırkenki ağırlığı 396 gramdan az, 453 gramdan fazla olamayan meşin yuvarlak, artık haftanın çoğu günü gündemde kalacak. Kahramanları ve hainleri, rakip takım taraftarlarıyla ke- yifli bir dalga geçmeden başlayıp can yakmaya kadar uzanan tartışmaları, heyecanları. kahrolmaları spora yakışan ve yakışmayan yanları ile sürecek futbollu gün- lerdeyiz artık. Bu dönemin bir başka özellıği, Spor Servisimizde ilan edilmemiş bir sıkıyönetim havasının başlamasıdır. Çün- kü her şey ve kimi zaman özellikle ayrıntılar önemlidir. Bunu izlemek ve yakalamak da sadece bilgi ve emek değil, özveri ister. Futbolun ülkemizde yaklaşık 10 trilyonluk bir özel eko- nomik güç oluşu da bu sporun ayrı bir yanıdır. Spor Servisimiz, futbol olgusunu bu dönemde geçmiş yıllara oranla daha geniş bir kadro ile değerlendirirken, maçların yoğun olduğu günlerin ertesinde haberlerini iki sayfaya yayarak sizlere ulaştıracak. Ama diğer spor dalları da özenle izlenecek. Spor Servisimizin yeni hazırlıklarını sizlere gelecek günlerde duyaracağız. Hemen söyleyelim ki bağımsız gazetecilik anlayışı ve sorumluluğu. diğer sayfalarımız- la birlikte bundan önce olduğu gibi bundan sonra da spor sayfalarımızda yansıyacak. • 37 kişinin Madımak Oteli'nde diri diri yakılmaları ile il- gili Sıvas olayları davasında, savcının esas hakkındaki iddianamesinde 29 sanık hakkında idam cezası istediği- ni, önce arkadaşımız Göksel Polal duyurdu. Aynı iddianamede; yazınımızın büyük ustalarından Azlz Nesln hakkında tahrikçilik iddiası ile suç duyuru- sunda bulunulduğunu ve bunun yargı hukuku açısından ne anlama geldiğini de ilk kez Çumhuriyet okurları ay- rıntılı olarak öğrendiler. Aziz Nesin'in idamının istenme- sine kadar uzayan bir girişime karşı yoğunlaşan tepkiler de yine Cumhuriyet'in sayfalarında yer aldı. • Kurultaylar şampiyonu SHP'nin 7. Küçük Kurultayı'nı da öncesi ve sonrasıyla sizlere aktardık. Arkadaşlarımız Türey Köse ile ismet Demlrdöğen'in kurultayla ilgili ha- ber ve notlarında bütün ayrıntılar yer aldı. Yazarlarımız da varılan nokta ile gelecek konusunda- ki yorumlarını sizlere ilettiler. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla TCDD, tren taslamaya önlem arıyor Karatreni vaaz kurtaracak!ANKARA (Çumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Demirvolla- n (TCDD) Genel Müdürü Ta- lat Günsoy. trenlere taş atma ola>lan yüzünden kurumun her \ıl milyonlarca lira zarara uğradığım belirtti. Günsov, taş- lama olaylannın önlenmesi için din adamlan aracıhğıyla cami- lerde halkın. öğretmenler araa- lığryla da okullarda çocuklann uyanlacağını söyledi. Trenlerin taşlanmasının ku- ruma büyük sıkıntı getirdiğini anlatan öünsov. bu tür olayla- nn önüne geçmek için geçmiş yıllarda televizyon programlan hazırladıklannı kaydederek "Bazı bölgelerimizde de olayı sevgi iie önlemek amacıyla öğ- renciler için geziler düzenledik. Kurumumuzu milyonlarca lira zarara uğratan trene taş atma olaylarının, öğrencileri bu konu- da eğitmek >e treni seıdirmekle önleneceğine inanıyoruz" diye konuştu. Bu amaçla. eğitim kurumla- nyla din adamlanndan yardım istediklerini anlatan Günsoy, şunlan söyledi: "Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile koor- dineli bir çalışma yürüteceğiz.' \akit \e cuma namazlarında din adamlarımızın bu konuda soyle- yeceklerinin kamuoyunda etki y apacağına. öğretmenlerimizin öğrencilere ders sırasında söyle- yeceği birkaç cümlenin, genç ku- şaklar arasında etkili olacağına inanıyoruz." TCDD'de, taşlama olaylan- na çözüm bulunması amaayla ilgili dairelerin işbirliğiyle bir komisyon oluşturuldu. Trenle- re taş atılması yüzünden 1984 yılında 6 milyon, 1985'te 6 mil- yon 800 bin.' 1986'da 7 milyon 800 bin. 1987"de 8 milyon 600 bin. 1988'de 11 milyon 300 bin, 1989da 18 milyon 900 bin ve 1990'da 29 milyon lira olmak üzere toplam. 89 milyon lirabk zarar meydana geldi. Bu yıllar arasında, taşlama yüzünden 73 de yaralanma olayı aörüldü. 1991 ve 1993 yı'llan arasında da taşlama olaylan yüzünden TCDD, 500 milyona yakın za- rara uğradı, yaralanma o'ay- lannın sayısı da 156 olarak ger- çekleşti. Bu >ilın ilk 7 ayında meydana gelen zarar miktan ise. yaklaşık 35 milyon lira oldu ve 9 yaralanma ortaya çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle