27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ 10 DUNYADA GEÇEN HAFTA Dışişleribakanlığı içinkoltukkavgaa FRANSA MÎŞEL PERLMAN PARİS - Söyleyin bakalım, Fransa'nın Dışişleri Bakanı kimdir? Pek çok kişi Dışişleri Bakanı olarak, ashnda Devlet Bakanı ve İçişleri Bakanı Charles Pasqua'nın adını öne süreceklerdirherhalde. Hoş. bu soruyu böyle yanıtlasaJar. dünyanın yüzü değişecek değildir! Fakat Dışişleri Bakanı koltuğunun asıl sahibi Alain Juppe, geçen perşembe akşamı TV'nın 1. kanalında bu konuya açıklık getirmiştir. Kendisine, Fransa'nın, Cezayir problemi karşısındaki tutumunu soran gazeteciye ve de milyonlarca TV izleyicisine vurgulamıştır 'dış politikanın kendi sorumlulıtğu olduğumı'. Böyle bır açıklamaya gereksirum var mıydı? Sağ iktidarda olsun. sol muhalefet saflannda olsun çoğunluk, Cezayir sorunu konusunda Fransa'da meydanı bir süre boş bulan İçişleri Bakanı Pasqua'nın kendi normal görevinin ötesinde. işin diplomatik yanına da el attıgı ifadeedeilerek bu durum bir hayli eleştirdi. Diyor ki bu ilgililer, Pasqua, katı tutumunu uygularken olası İslama radikal problemi dikkate alarak doğru hareket etmekteydi. Ancak. hiçbir nüans gözetmeksizin Fransa ile Cezayir arasındaki diplomatik ilişkilere değinmesi yersiz bir girişim olarak değerlendirildi çoğu uzman ilgililer tarafından. Ve de bu problem hakkında, Başbakan Edouard Baliadur'müş, Dışişleri Bakanı Alain Juppe imiş, Cezayir'deki gelişmeler karşısında, Fransız politikasının tam olarak ne olduğunu anlatmalan ısrarla istendi. Sabreden dervişin muradına erişi gibi bu istekleri belirtmiş olanlar şimdi herhalde bir bakıma memnun olsalargerek. Baksanızane diyor Alain Juppe: 'Dış politika beırim sorumluluğumdur.' Fransız diplomasisinin şefinin yaptığı açıklamalar da diplomasi diünin klasik nüanslanyla dolup taşıyor. Yaz, ağustosun basındabitiverdi İSVEC GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM-Yok. ha\ alardan söz etmeyeceğiz. Toplumsal yaşamda ve buna dahıl olarak politikada yaz bitti. Her ne kadar 'Su Festivali' sürüyorsa da son derece hareketli geçen bir haftadan sonra tatil havası artık kalmadı. Haftarun iki önemli olayı vardı: Teslime Nesrin'in umulmadık şekilde İsveç'e gelmesi. bunlardan ilkiydi. Dışişleri Bakanı Margareta af Ugglas tarafından karşılanan Nesrin, ülkesınden turist vizesiyle çıkmış ve buraya. İsveç Pen Kulübü'nün konuğu olarak gelmişti. Isvec'teki çeşitli İslam derneklerinin yöneticileri, basının sorulan üzerine sanki birbirleriyle anlaşmışlar gibi. şiddeti kmadıklanru ve her bireyin Allah'a karşı kendi sorumluluğu olduğuna inandıklannı söylediler. Yine de son derece sıkı güvenlik önlemleri alındı ve Nesrin'in bilinmeyen biryerde dinlenmesi sağlandı. İşin bir başka ilginç yönü de basının bu konuyla ilgili gelişmeleri hemen ertesi gün gündem dışı tutmasıydı. Geçen hafta İsveç'teki ikinci önemli gelişme, Merkez Bankasfnın kredi faizlerini yuzde 0.5 oranında arttırmasıydı. Merkez Bankası, bu yöntemle oldukça düşük olan enflasyon oranını düşük tutmayı amaçladı. Aynı zamanda, Isveç Kronu'nun değerinin düşmesi ve yatınmlann azalması riskini göze aldı. Ingilizistihbaratmerkezimeğeraçılmış EDtPEMİLÖYMEN LONDRA - İngiliz casuslannın merkez karargahı. Londra'nın göbeğinde. Thames nehrinin güney kıyısında imzalı bir mimar elinden çıkma dev binasında hizmete gireli meğer üç hafta olmuş. Bu konuda basında hiçbir haber çıkmadığı için, o dev binanın hala öylece boş durduğu sanılıyordu. İnşaat sırasında önünde sadece 'iş merkezi' yazıyordu. o kadar. Dış istihbarat servisiMI-6'nınyeni binasının üç haftadır işlediğini. Londra'nın haftalık kent kültürü dergisi Time Out açıkladı.İç istihbarat servisi MI-5 ise nehrin kuzey kıyısında eski. ama venılenmiş bir yapıya taşındı. Orada nezaman çalışmaya başlayacağı belirsiz. Herhalde orarun da açılışından üç hafta sonra meğerse açılmış olduğu öğrenilir. Çünkü İngiltere'de devlet. kapalı çalışıyor. Amerika'nın tersine. bir iletışim özgürlüğü yasası da yok. Bunun için çalışan sivil toplum örgütlerinin elleri hep böğürlerinde kalıyor. İşte geçen hafta. iletişim özgürlüğü konusunda önemliydi bu nedenle. Her sayısı yok satan Time Out. sadece MI-6"nın yeni binasının açılışını haber vermekleyetinmedi. İstihbarat servislerinin kentin nerelerinde hangi bınalan olduğunu da açıkladı. Bu İNGİLTERE zaten o kadar da bilinmey en bir şe> değildi. Tıpkı Türkiye'de M İT'in binalannı hemen herkesin bilmesi gibi birşey. İngiltere'de de istihbarat servislerinin binalannda heportak bir özellik var: Kalın camlannın arkasında hep kalın tül perde oluyor. Bomba atılırsa, cam binanın içine değil, dışına doğru patlasın diye. İstihbarata aıt bınalann kapılannda hiçbir işaret de yoktur. Ama bunlann, istihbarata aıt olduğu bilinir. Göz hizasındaki bu binalardan başka. Dışişleri Bakanlığı'nda ve bakanlığa ait başka binalarda da casusluk işlerinin yürütüldüğü. herkesçe bilinen bir sırdır. İstihbarat servislerinin yan kuruluşu olan kısaca GCHQ olarak bilinen dınleme servisinin merkezi. kaplıcasıyla ünlü Cheltenham kentinde. Ama Londra'da da bir binası var. New York'taki Empire State Building'ı anımsatan bir de ismi var: Empress State Building. Burası. üçgen şeklinde, kentin batı semtlerinden görülen yüksek bir binadır. Ve büyükelçiliklerin haberleşmesinin izlendiği yerdir. Sadece haberleşme de değil; bilgjsayarlannın, telefonlannın ve elektrikli daktilolannın da... Londra'daki büyükelçiliklerin gizlice dinlenilmesi 75 yıl önce başlamış ve halasürüyoranlaşılan. Yakın zamana kadar istihbarat servislerinin varlığı resmen kabul bile edilmiyordu. Bu servisler hem devlet bütçesinden para alıyorlar hem de hiçbir şekilde parlamento denetimine girrniyorlardı. Başbakan Jobn Major'ın, devletin kapah kapılannı biraz aralama gayretleri üzerine istihbarat servislerinin başlan da basına tanıtıldı. Bütçelerinin parlamentodan geçmeşine karar verildi. Ama o kadar. Ünlü Entelijans Servis'in vatanında daha fazla açıklık beklemek zor. Vlülteciler salgm hastalıklann pençesinde en çok siviUeri etkiliyor Çatışmalar nedeniyle ülkelerinden kaçan mülteciler. sığındıkları kamplarda baş gösteren salgın hastalıklardan kaçamıyorlar. On binlerce Ruandalı mültecinin kolera nedeniyle yasamını yitirmesinin ardından şimdi de Tayland'a sığınan Kambocvalılar arasında di/anteri hızla yavılmaya başladı. Geçen ay Burmalı askerlerin saldımı sonucu Kamboçya'dan kaçarak Tayland'a sığınan Mon kavmi mensupları, Bang- kok'a 280 kilometre uzaklıktaki bir mülteci kampında barınıyorlar. Bölgede süren yoğun yağışlar nedeniyle 6 bin Kamboçyalıyı barındıran kampta susuzluk çekilmiyor, ancak sağhksız koşuüar ve aşırı kalabalık nedeniyle hastalıklar hızla yayüryor. Zaire,eski'sahibf Belçikailebarışıyor BELCIKA CEM SEY BRÜKSEL - Belçika nere. Afnka'dakı Zaire nere? Bu iki ülke arasında nasıl bır ilişki olabileceğı genellikle tahayyül bileedilemez. Oysa bu ilişki, bu iki ülkenın vatandaşları için çok somuttur. Çünkü Zaire veya eski adıyla Belçika Kongosu -adı üstünde- Belçika'nıneski sömürgelerinden biridir. Konya'dan küçük olan Belçika. Türkiye'nin üç katı. kendisinin ise tam sekiz katı büyüklüğündeki bu Afrika ülkesıni yüzyıllarca egemenliği alünda tutmuş ve sömürmüştür. Şimdi iki ülke arasındakı ilişkinin yeniden canlandınlması söz konusu. Ancak geçen hafta açıklanan bu Işbirliği', yalnızca coşku uy andırmıyor. Endişe içeren seslerdeduyuluyor. Geçen temmuz ayında Zaire'nin > eni Başbakanı Leon Kengo wa Dondo'nun göreve başlamasından hemen önce Belçika Dışişleri Bakanlığı, bu hükümeti Söyledikleriyle değil, yaptıklarıyia' . değerlendıreceklenni açıklamıştı. Bu nedenle şimdi yapılan ışbirliği açıklaması, eski Zaire yöneticilerinin tepkilerine neden oluvor. Eski Zaire Başbakanı Etienne Tshisekedi'nın sözcüsü Justine Kasa-Vubu. yeni hükümetin desteklenmesınden doğabilecek olumsuz sonuçlardan Belçika, Fransa ve ABD'nin sorumlu olacağını belirtti. Kasa-Vubu, bu ülkeleri 'kendi egoist çıkarianıu izlemekle' suçladı. Tshisekedi yanlılan. Kengo'nun seçiminde hile yapıldıgını öne sürüyorlar. Zaire yasalanna göre gerekli üçte iki çoğunluğun desteğini almadığını öne sürdükleri Kengo'nun Belçika tarafından desteklenmesinin ise bir anlamda Zaire'nın iç işlerine kanşılması olarpk algılıyorlar. Belçikalılar ise bu suçlamalara, Tshisekedi'nin bundan önce görev yaptığı iki yıl boyunca •hiçbir şey yapmadığını' soy leyerek yanıt veriy orlar. Özellikle işadamlan, Belçika'nın Zaire'de izlemeye başladığı yeni politikayı destekliyor. Ama ınsan haklanna ne derece saygı gösterileceğinden kuşku duyanlarda var. Fakat Belçikalılar bır itırafta bulunmadan da edemiyorlar. Ruanda'daki son gelişmeler nedeniyle o üJkeden çekilen Belçika. Afrika'daki etkisini yeniden arttırmak için sabırsızlanıyor. Zaire de. Belçika'nın 'büyük devlet' rolünü o\ nayabileceği son Afnka üİkesi sayılıyor. ' *** Wömer:NATO^yu SoğukSavaşsomasmataşıyanRderDış Haberler Servisi - NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner'in önceki gün bağırsak kanserine yenik düşerek ölmesiyle, ittifak etkili bir yöneticisini yitirdi.VVörner'in ölümü Batı başketle- rinde büyük üzüntü yaratırken. NA- TO'da yeni genel sekreterarayışlan baş- ladı. Almanya eski Savunma Bakanı, avu- kat ve savaş uçağı piiotu olan VVörner hakkındaki ortak görüşler, onun azimli. üstün nitelikli. dirayetli bir yönetici ol- duğu yönünde. 1988 yılında NATO ge- nel sekreterliğine seçilen VVörner, itti- fakı 'Soğuk Savaş sonrası döneme taşı- yan lider' olarak tanınıyor. Bosna-Hersek'teki soykınmın dur- durulması için vannı yoğunu ortaya ko- yan VVömer, ittifakın saldırgaru dur- durmak için çok daha güçlü karar alma yeteneğinden yoksun kalışına büyük bir hayal kınklığı ıçinde tanık oldu. Şubat ayında NATO tarihinde ilk kez ittifakın savaş uçaklan, pek sınırlı caydınahkta da olsa Sırplan vurdu. Saraybosna'nın tümden yıkıhp halkının kınlması, yıne de Wörner'in çabasıyla çıkan NATO ültimatomuyla önlenebildi. Yugoslav>a ve NATO VVörner, 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'nın göbeğindeki Yugoslavya'- da patlayan ilk savaşın durdurulması için, NATO'nun Birleşmiş Milletler'le eşgüdümlü etkili siyaset uygulaması için çalıştı. Hastalığının çok ilerlemiş olma- sına karşın katıldığı ültimatom hazırlığı toplantılannda, gerçek bir devlet adamı kararlılığıyla, saldırgan Sırplara karşı sert önlemler alınmasını savundu. İs- tanbul'daki NATO Bakanlar Toplan- üsı'na katılamadı. Kalınbağırsak kan- serinden yaşama veda eden VVörner, üç kez ameliyat geçirmişti. Görev döneminde (1988'den itiba- ren) eski komünist Doğu Bloku ülkele- riyle ilişkilerin geliştirilmesi. son dö- nemde gelişürilen 'Barış İçin Ortaklık' (BİO) anlaşmalannın hayata geçirilme- si için uğraş verdi. Avnıpa Konvansiyo- nel Kuvvet İndirüni Anlaşması (AKKA) gibi yaşamsal nitelikteki bir uluslararası anlaşma, onun görev döneminde ger- çekleşti. Soğuk savaş yıllannda ise. mes- leğinde, komünist bloka karşı tam bir 'şahin' idi. Moskova'ya ve diğer Doğu Bloku başkentlerine yapıcı ziyaretlerde bulunarak bu ülkelerle Batı arasında köprü kurulması için çalıştı. ren görev dönemini 'NATO ideallerinin zirvesi' şeklinde tanımladı. Almanya Başbakanı Helmut Kohl ise, NATO'nun ilk Alman genel sekreteri olan VVörner'in ölümü dolayısıyla ya- yımladığı açıklamada 'Almanya'nm bü- yük bir siyaset adamı yitirdiğini' söyledi. Almanya Savunma Bakanı Volker Ru- ne de. 59 yaşında ölen eski meslektaşı Manfred Wörner'in. İkinci Dünya Sa- vaşı sonrasında yetişmiş bir büyük Al- man olduğunu vurguladı. NATO genel merkezine daimi ev sa- VVörner 1988'den bu yana görev yapıyordu. • NATO'da VVörner'den boşalan genel sekreterlik koltuğu için yeni bir isim arayışı başladı. Genel sekreterliğin en güçlü adaylannın arasında, Norveç eski Dışişleri Bakanı ve Yugoslavya konusunda sürdürülen görüşmelerde Birleşmiş Milletler adına arabuluculuk görevini yürüten Thorvald Stoltenberg ile İtalyaeski Başbakanı Giuliano Amato bulunuyor. Hayatının son 28 ayına rastlayan Bosna trajedisi ise, onun için belki kan- serle birlikte gelen bir gerçek yıkım daha oldu. 1992 yıhnda kanser olduğu anlaşı- lan VVörner, hastalığında hekimlerin uyanlannı dinlemedi, en kritik toplantı- larda genel sekreter koltuğunu boş bıra- kamadı. Bosna toplantılannda, günlük programım uygularken ne kadar yıp- randığına hiç aldırmadı. Manfred VVörner'in ölümü üzerine bir açıklama yapan ABD Savunma Ba- kanı VViMiam Perry, VVörner'in 6 yıl sü- hipliği yapan Belçika'da hükümet. VVörner'in 'ileri görüşlü vasfı ve cesareti- ni' överken. Hollanda hükümeti, "De- mirperde'nin eriyip gittiği büyük deği- şim yıllannda ittifakın izlediği siyasette onun, ilham kaynağı oluşturan bir lider- lik vasfı gösterdiğini kaydetti. İngiltere Dışişleri Bakanı Malcolm Rifkind. VVörner için "NATO'nun yüce hizntetkanydı, hayatta tanıdığun en ce- sur insanlardandı" dedı. Başbakan Tansu Çiller de NATO Ge- nel Sekreter Vekilı Sergio Balanzino'va bir mesaj göndererek VVörner'in ölü- münden duyduğu üzuntüyü dile getirdi. Başbakan Çiller mesajında. dünyada büyük değişimlerin yaşanndığı bir dö- nemde NATO genel sekreterliği görevi- ni yüriitmüş olan VVörner'in inançlı ve kararlı bir devlet adamı olarak büyük hizmetler verdiğini vurguladı. Halef arayışı Brüksel'deki NATO bayraklan VVör- ner'in ölümü nedeniyle yanya indirilir- ken. ittifak üyeleri yeni genel sekreteri seçmenin zorluğu ile karşı karşıya kaldı- lar. NATO nezdindeki daimi temsilcile- rin seçim için yakında toplanmalan bekleniyor. VVörner'den boşalan genel sekreterlik koltuğunun en güçlü adaylannın ara- sında. Norveç eski Dışişleri Bakanı ve Yugoslavya konusunda sürdürülen gö- rüşmelerde Birleşmiş Milletler adına arabuluculuk göreyini yürüten Thor- vald Stoltenberg ile İtalya eski Başbaka- nı Giuliano Amato bulunuyor. Genel sekreterliğin diğer adaylan ise. Hollan- da eski Başbakanı Ruud Lubbers. Hol- landa eski Dışişlen Bakanı ve Avrupa Komisyonu dış ilişkiler yetkilisi Hans vanden Broek. ingiltere Dışişleri Bakanı Douglas Hurd. İngiltere Savunma Ba- kanı Malcolm Rifkind. Belçika Dışişleri Bakanı Willy Claes ve onun selefı Mlark Eyskens. VVörner'in koltuğunu devralacak olan yeni NATO genel sekreterini çeıin sorunlar beklıyor. Bunlann arasında en önemlilenni, ittifakın genışlemesi ve Bosna sorunlan oluşturuyor. Bosna- Hersek için hazırlanan uluslararası ba- nş planının Sırplar tarafından imzalan- ması durumunda bölgeye 50 bin asker göndermesi gerekecek olan ittifak, as- keri bütçesindeki büyük oranlı kısıntı- larla bunu gerçekleştirmenin yollannı arayacak. VVörner, görüşlerini Cumhuriyel içinkalemealmıştı: Bosna NATO'ya lekesürdü Dış Haberler Servisi - NATO Genel Sekreteri Manfred VVörner, Cumhuriyet'in 3. Binyıl'a Doğru adlı yazı dı/isi kapsamında yayımlanan makalesinde öncelikle Bosna sorunu ile Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO'nun ve Türkiye'nin rolü hakkındaki görüşlerine yer vermişti: Bosna sorununu çözümlemeyi amaçlayan uluslararası heyetin bugüne dek sergilediği başarısızlık, NATO dahil. birçok uluslararası kurumun saygmlığına >e güvenilirliğine leke sürmüştür. \me de başarısızlıklarımızın derdine düşmek yerine bunlardan ders alıp gelecekte daha i> i sonuçlar için çaba göstermemiz \ erinde olur. İstikrann sağlanması NATO'nun tek başına üstesinden gelebileceği bir görev değildir. Bugörevin yerine getirilmesinde tek tek bağlaşıklann da etkili olmalan gerekmektedir. Türkiye yıllardır Batı Avrupa ile islam dünyası arasında bir köprü oluşturmuştur. Soğuk 3,BİNYIL# A DtZtYAZI NATO Genel Sekreten Manfred Wömer Cumhuriyet için yazdı Bosna, saygınlığımızılekelec Cumhuriyet gazetesinin 3 Temmuz 1994 tarihü sa> BI. Savaşın sona ermesiv le birlikte bu ülke Orta Asy a ile temel bağlantı noktası durum undadır. Son üç yıl içinde NATO'nun gerek coğrafı gerek siyasal açıdan rolü genişledi. Gerçekte NATO. başka örgütlere kıyasla kendisini çok daha hızlı ve kapsamlı bir biçimde yeniledi. Bu > tnilenme iki yeni özgörevi de üstlenmesine yol açtı: Orta ve Doğu Avrupa ile Orta Asya'da ""bunalım yönetimi"' ve "istikrann sağlanması". Alman Lissy Schmidt geçen nisan ayında Kuzey Irak'ta öldürülmüştü GazetedkatillerineölümcezaaDış Haberter Servisi - Kuzey Irak'ta nisan ayında öldürülen Alman gazeteci Lissy Schmidt'in katilleri ölüm cezasına çarptınldı. Ku^ey Irak'taki Kürt kaynaklan, Süleyma- niye'deki mahkemenin, 32 yaşındaki Zeki Said Abbas ve 36 yaşındaki Muhammed Mustafa'yı. Alman gazeteci Schmidt'i öldürmek suçundan idama mahkum ettiğini bildirdiler. Aynı kay- naklar, cezanın infaz edilebilmesi için Kuzey Irak'taki Kürt yönetimince kurulan "yüksek mahkeme" tarafından da onaylanması gerekti- ğini kaydetüler. Fransız Haber Ajansı ve bazı Alman gaze- teleri adına çalışan Lissy Schmidt, nisan ayında vurularak öldürülmüştü. Schmidt, Kuzey Irak'ta yaşayan tek yabancı gazeteci olarak bi- liniyordu. Schmidt'in öldürülmesinden yak- laşık bir hafta sonra yakalanan Abbas ve Mus- tafa, Almanya'da yayımlanan Frankfurter All- gemeine Zeitung Gazetesi'nde yayımlanan açı- klamalannda, Alman gazeteciyi, Irak Gizli Ser- visi'nin talimatlan doğrultusunda öldürdük- lerini itiraf etmişlerdi. Abbas ve Mustafa, Irak Gizli Servisi'nin kendilerini, Kuzey Irak'ta rastladıklan tüm ya- bancılan. özellikle "Amerikalı, Fransız, İngiliz ya da Alman olma ihtimali yüksek, san saçlı ve mavi gözlü kişileri" öldürmek ile görevlendirdı- ğini öne sürmüşlerdi. Alman gazetecinin katilleri, öldürdükleri her yabancı için 3 bin ABD dolan (yaklaşık 93 mil- yon TL) ödül ve Irak'ta hapiste tutulan aiJeleri- nin de serbest bırakılacağı sözü aldıklannı açı- klamışlardı. ABD BAŞKANI'NIN BÜYÜK ÖNEM VERDİĞİ YASA TASARILARI KONGRE'DEN AĞIR DARBE YİYOR Cliııtoıı'uı Kongre'ylebaşı dertte CBnton zor giinler yaşıyor. NVASHINGTON (AA) - BiU Clinton, ABD Başkanı olarak göreve başladığı günden bu ya- na 'en zor' dönemini yaşıyor. Clinton'un, seçim kampanya- sından beri. ülkenin öncelikli meseleleri diye nitelediği 'asa- yiş' ve 'sağlık reformu' yasa ta- sanlannın gerçekleşmesı konu- sunda büyük darbeler alıyor. Clinton. bu yaz mutlaka geç- mesini istediği ve 30 milyar do- larlık harcamayı öngören "asa- yiş" yasası, birkaç gün önce, kendi partisinden (Demokrat Parti) 59 üyenin de aleyhte oy kullanması sonucu. Temsilciler Meclisi Genel Kurulu tarafın- dan belirsizliğe itildi. Genel Kurul. tasanyla ilgili nihai oylamanın yolunu açacak bir öneriyi 210'a karşı 225 oyla reddetti. Cumhunyetçi üyelerin neredeyse tümü aleyhte oy kul- landı. Clinton: Utanç duyun Başkan Clinton, aleyhte oy kullananlann utanç duymalan gerektiğini söyledi. Clinton, çok güçlü olan silah lobisi (NRA) \e Cumhuriyetçi- ler'i şiddetle eleştirdi ve ta- sansının sulandınlmasına asla razı olmayacağını da kaydetti. Bill Clinton'un tasansı, 19 ayn tipteki saldın silahının ya- saklanması, 100 bin yeni polis memunınun işe alınması. yeni cezaevlerinın inşa edilmesi ve üç kez şiddete dayalı ağır suç iş- leyenlerin ömürboyu hapıs ce- zasına çarptınlmasını öngörü- yor. Güçlü silah lobileri ve Cum- huriyetçiler, saldın silahlannın yasaklanmasının tasandan çı- kanlmasını istiyorlar. Clinton, son radyo konuşmasında, "Bu süahlarm sokaklarunızda yeri olamaz" dedi. Siyasi gözlemciler, Temsilci- ler Meclisi'ndeki oylamayı "Clinton'un büyük yenilgisi" olarak değerlendıriyorlar. Göz- lemciler, Amerikan halkı için son derece 'yaşamsal' olan asa- yiş yasasını, kendi partisinin ço- ğunluğundaki Kongre'den ge- çiremeyen bir Başkan'ın. sağlık reformunu geçirmesinin 'kesüv likle' mümkün olamayacağını belirtiyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle