Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS1994 PAZARTESİ
10 DUNYADA GEÇEN HAFTA
Dışişleribakanlığı
içinkoltukkavgaa
FRANSA
MÎŞEL PERLMAN
PARİS - Söyleyin bakalım,
Fransa'nın Dışişleri Bakanı
kimdir? Pek çok kişi Dışişleri
Bakanı olarak, ashnda Devlet
Bakanı ve İçişleri Bakanı
Charles Pasqua'nın adını öne
süreceklerdirherhalde. Hoş.
bu soruyu böyle yanıtlasaJar.
dünyanın yüzü değişecek
değildir! Fakat Dışişleri
Bakanı koltuğunun asıl sahibi
Alain Juppe, geçen perşembe
akşamı TV'nın 1. kanalında
bu konuya açıklık getirmiştir.
Kendisine, Fransa'nın,
Cezayir problemi karşısındaki
tutumunu soran gazeteciye ve
de milyonlarca TV izleyicisine
vurgulamıştır 'dış politikanın
kendi sorumlulıtğu olduğumı'.
Böyle bır açıklamaya
gereksirum var mıydı? Sağ
iktidarda olsun. sol muhalefet
saflannda olsun çoğunluk,
Cezayir sorunu konusunda
Fransa'da meydanı bir süre
boş bulan İçişleri Bakanı
Pasqua'nın kendi normal
görevinin ötesinde. işin
diplomatik yanına da el attıgı
ifadeedeilerek bu durum bir
hayli eleştirdi. Diyor ki bu
ilgililer, Pasqua, katı
tutumunu uygularken olası
İslama radikal problemi
dikkate alarak doğru hareket
etmekteydi. Ancak. hiçbir
nüans gözetmeksizin Fransa
ile Cezayir arasındaki
diplomatik ilişkilere değinmesi
yersiz bir girişim olarak
değerlendirildi çoğu uzman
ilgililer tarafından. Ve de bu
problem hakkında, Başbakan
Edouard Baliadur'müş,
Dışişleri Bakanı Alain Juppe
imiş, Cezayir'deki gelişmeler
karşısında, Fransız
politikasının tam olarak ne
olduğunu anlatmalan ısrarla
istendi. Sabreden dervişin
muradına erişi gibi bu istekleri
belirtmiş olanlar şimdi
herhalde bir bakıma memnun
olsalargerek. Baksanızane
diyor Alain Juppe: 'Dış
politika beırim
sorumluluğumdur.' Fransız
diplomasisinin şefinin yaptığı
açıklamalar da diplomasi
diünin klasik nüanslanyla
dolup taşıyor.
Yaz, ağustosun
basındabitiverdi
İSVEC
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM-Yok.
ha\ alardan söz etmeyeceğiz.
Toplumsal yaşamda ve buna
dahıl olarak politikada yaz
bitti. Her ne kadar 'Su
Festivali' sürüyorsa da son
derece hareketli geçen bir
haftadan sonra tatil havası
artık kalmadı. Haftarun iki
önemli olayı vardı: Teslime
Nesrin'in umulmadık şekilde
İsveç'e gelmesi. bunlardan
ilkiydi. Dışişleri Bakanı
Margareta af Ugglas
tarafından karşılanan Nesrin,
ülkesınden turist vizesiyle
çıkmış ve buraya. İsveç Pen
Kulübü'nün konuğu olarak
gelmişti. Isvec'teki çeşitli İslam
derneklerinin yöneticileri,
basının sorulan üzerine sanki
birbirleriyle anlaşmışlar gibi.
şiddeti kmadıklanru ve her
bireyin Allah'a karşı kendi
sorumluluğu olduğuna
inandıklannı söylediler. Yine
de son derece sıkı güvenlik
önlemleri alındı ve Nesrin'in
bilinmeyen biryerde
dinlenmesi sağlandı. İşin bir
başka ilginç yönü de basının
bu konuyla ilgili gelişmeleri
hemen ertesi gün gündem dışı
tutmasıydı. Geçen hafta
İsveç'teki ikinci önemli
gelişme, Merkez Bankasfnın
kredi faizlerini yuzde 0.5
oranında arttırmasıydı.
Merkez Bankası, bu yöntemle
oldukça düşük olan enflasyon
oranını düşük tutmayı
amaçladı. Aynı zamanda,
Isveç Kronu'nun değerinin
düşmesi ve yatınmlann
azalması riskini göze aldı.
Ingilizistihbaratmerkezimeğeraçılmış
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA - İngiliz casuslannın
merkez karargahı. Londra'nın
göbeğinde. Thames nehrinin güney
kıyısında imzalı bir mimar elinden
çıkma dev binasında hizmete gireli
meğer üç hafta olmuş. Bu konuda
basında hiçbir haber çıkmadığı için, o
dev binanın hala öylece boş durduğu
sanılıyordu. İnşaat sırasında önünde
sadece 'iş merkezi' yazıyordu. o kadar.
Dış istihbarat servisiMI-6'nınyeni
binasının üç haftadır işlediğini.
Londra'nın haftalık kent kültürü
dergisi Time Out açıkladı.İç istihbarat
servisi MI-5 ise nehrin kuzey kıyısında
eski. ama venılenmiş bir yapıya
taşındı. Orada nezaman çalışmaya
başlayacağı belirsiz. Herhalde orarun
da açılışından üç hafta sonra meğerse
açılmış olduğu öğrenilir. Çünkü
İngiltere'de devlet. kapalı çalışıyor.
Amerika'nın tersine. bir iletışim
özgürlüğü yasası da yok. Bunun için
çalışan sivil toplum örgütlerinin elleri
hep böğürlerinde kalıyor.
İşte geçen hafta. iletişim özgürlüğü
konusunda önemliydi bu nedenle. Her
sayısı yok satan Time Out. sadece
MI-6"nın yeni binasının açılışını haber
vermekleyetinmedi. İstihbarat
servislerinin kentin nerelerinde hangi
bınalan olduğunu da açıkladı. Bu
İNGİLTERE
zaten o kadar da bilinmey en bir şe>
değildi. Tıpkı Türkiye'de M İT'in
binalannı hemen herkesin bilmesi gibi
birşey. İngiltere'de de istihbarat
servislerinin binalannda heportak bir
özellik var: Kalın camlannın
arkasında hep kalın tül perde oluyor.
Bomba atılırsa, cam binanın içine
değil, dışına doğru patlasın diye.
İstihbarata aıt bınalann kapılannda
hiçbir işaret de yoktur. Ama bunlann,
istihbarata aıt olduğu bilinir. Göz
hizasındaki bu binalardan başka.
Dışişleri Bakanlığı'nda ve bakanlığa
ait başka binalarda da casusluk
işlerinin yürütüldüğü. herkesçe bilinen
bir sırdır. İstihbarat servislerinin yan
kuruluşu olan kısaca GCHQ olarak
bilinen dınleme servisinin merkezi.
kaplıcasıyla ünlü Cheltenham
kentinde. Ama Londra'da da bir
binası var. New York'taki Empire
State Building'ı anımsatan bir de ismi
var: Empress State Building. Burası.
üçgen şeklinde, kentin batı
semtlerinden görülen yüksek bir
binadır. Ve büyükelçiliklerin
haberleşmesinin izlendiği yerdir.
Sadece haberleşme de değil;
bilgjsayarlannın, telefonlannın ve
elektrikli daktilolannın da...
Londra'daki büyükelçiliklerin gizlice
dinlenilmesi 75 yıl önce başlamış ve
halasürüyoranlaşılan.
Yakın zamana kadar istihbarat
servislerinin varlığı resmen kabul bile
edilmiyordu. Bu servisler hem devlet
bütçesinden para alıyorlar hem de
hiçbir şekilde parlamento denetimine
girrniyorlardı. Başbakan Jobn
Major'ın, devletin kapah kapılannı
biraz aralama gayretleri üzerine
istihbarat servislerinin başlan da
basına tanıtıldı. Bütçelerinin
parlamentodan geçmeşine karar
verildi. Ama o kadar. Ünlü Entelijans
Servis'in vatanında daha fazla açıklık
beklemek zor.
Vlülteciler salgm hastalıklann pençesinde en çok siviUeri etkiliyor
Çatışmalar nedeniyle ülkelerinden
kaçan mülteciler. sığındıkları kamplarda baş gösteren salgın hastalıklardan kaçamıyorlar. On binlerce Ruandalı mültecinin
kolera nedeniyle yasamını yitirmesinin ardından şimdi de Tayland'a sığınan Kambocvalılar arasında di/anteri hızla yavılmaya
başladı. Geçen ay Burmalı askerlerin saldımı sonucu Kamboçya'dan kaçarak Tayland'a sığınan Mon kavmi mensupları, Bang-
kok'a 280 kilometre uzaklıktaki bir mülteci kampında barınıyorlar. Bölgede süren yoğun yağışlar nedeniyle 6 bin Kamboçyalıyı
barındıran kampta susuzluk çekilmiyor, ancak sağhksız koşuüar ve aşırı kalabalık nedeniyle hastalıklar hızla yayüryor.
Zaire,eski'sahibf
Belçikailebarışıyor
BELCIKA
CEM SEY
BRÜKSEL - Belçika nere.
Afnka'dakı Zaire nere? Bu iki
ülke arasında nasıl bır ilişki
olabileceğı genellikle tahayyül
bileedilemez. Oysa bu ilişki, bu
iki ülkenın vatandaşları için
çok somuttur. Çünkü Zaire
veya eski adıyla Belçika
Kongosu -adı üstünde-
Belçika'nıneski
sömürgelerinden biridir.
Konya'dan küçük olan
Belçika. Türkiye'nin üç katı.
kendisinin ise tam sekiz katı
büyüklüğündeki bu Afrika
ülkesıni yüzyıllarca egemenliği
alünda tutmuş ve
sömürmüştür. Şimdi iki ülke
arasındakı ilişkinin yeniden
canlandınlması söz konusu.
Ancak geçen hafta açıklanan
bu Işbirliği', yalnızca coşku
uy andırmıyor. Endişe içeren
seslerdeduyuluyor. Geçen
temmuz ayında Zaire'nin > eni
Başbakanı Leon Kengo wa
Dondo'nun göreve
başlamasından hemen önce
Belçika Dışişleri Bakanlığı, bu
hükümeti Söyledikleriyle değil,
yaptıklarıyia' .
değerlendıreceklenni
açıklamıştı. Bu nedenle şimdi
yapılan ışbirliği açıklaması, eski
Zaire yöneticilerinin tepkilerine
neden oluvor. Eski Zaire
Başbakanı Etienne
Tshisekedi'nın sözcüsü Justine
Kasa-Vubu. yeni hükümetin
desteklenmesınden
doğabilecek olumsuz
sonuçlardan Belçika, Fransa ve
ABD'nin sorumlu olacağını
belirtti. Kasa-Vubu, bu ülkeleri
'kendi egoist çıkarianıu
izlemekle' suçladı. Tshisekedi
yanlılan. Kengo'nun seçiminde
hile yapıldıgını öne sürüyorlar.
Zaire yasalanna göre gerekli
üçte iki çoğunluğun desteğini
almadığını öne sürdükleri
Kengo'nun Belçika tarafından
desteklenmesinin ise bir
anlamda Zaire'nın iç işlerine
kanşılması olarpk algılıyorlar.
Belçikalılar ise bu suçlamalara,
Tshisekedi'nin bundan önce
görev yaptığı iki yıl boyunca
•hiçbir şey yapmadığını'
soy leyerek yanıt veriy orlar.
Özellikle işadamlan,
Belçika'nın Zaire'de izlemeye
başladığı yeni politikayı
destekliyor. Ama ınsan
haklanna ne derece saygı
gösterileceğinden kuşku
duyanlarda var. Fakat
Belçikalılar bır itırafta
bulunmadan da edemiyorlar.
Ruanda'daki son gelişmeler
nedeniyle o üJkeden çekilen
Belçika. Afrika'daki etkisini
yeniden arttırmak için
sabırsızlanıyor. Zaire de.
Belçika'nın 'büyük devlet'
rolünü o\ nayabileceği son
Afnka üİkesi sayılıyor. ' ***
Wömer:NATO^yu SoğukSavaşsomasmataşıyanRderDış Haberler Servisi - NATO Genel
Sekreteri Manfred Wörner'in önceki
gün bağırsak kanserine yenik düşerek
ölmesiyle, ittifak etkili bir yöneticisini
yitirdi.VVörner'in ölümü Batı başketle-
rinde büyük üzüntü yaratırken. NA-
TO'da yeni genel sekreterarayışlan baş-
ladı.
Almanya eski Savunma Bakanı, avu-
kat ve savaş uçağı piiotu olan VVörner
hakkındaki ortak görüşler, onun azimli.
üstün nitelikli. dirayetli bir yönetici ol-
duğu yönünde. 1988 yılında NATO ge-
nel sekreterliğine seçilen VVörner, itti-
fakı 'Soğuk Savaş sonrası döneme taşı-
yan lider' olarak tanınıyor.
Bosna-Hersek'teki soykınmın dur-
durulması için vannı yoğunu ortaya ko-
yan VVömer, ittifakın saldırgaru dur-
durmak için çok daha güçlü karar alma
yeteneğinden yoksun kalışına büyük bir
hayal kınklığı ıçinde tanık oldu. Şubat
ayında NATO tarihinde ilk kez ittifakın
savaş uçaklan, pek sınırlı caydınahkta
da olsa Sırplan vurdu. Saraybosna'nın
tümden yıkıhp halkının kınlması, yıne
de Wörner'in çabasıyla çıkan NATO
ültimatomuyla önlenebildi.
Yugoslav>a ve NATO
VVörner, 2. Dünya Savaşı sonrasında
Avrupa'nın göbeğindeki Yugoslavya'-
da patlayan ilk savaşın durdurulması
için, NATO'nun Birleşmiş Milletler'le
eşgüdümlü etkili siyaset uygulaması için
çalıştı. Hastalığının çok ilerlemiş olma-
sına karşın katıldığı ültimatom hazırlığı
toplantılannda, gerçek bir devlet adamı
kararlılığıyla, saldırgan Sırplara karşı
sert önlemler alınmasını savundu. İs-
tanbul'daki NATO Bakanlar Toplan-
üsı'na katılamadı. Kalınbağırsak kan-
serinden yaşama veda eden VVörner, üç
kez ameliyat geçirmişti.
Görev döneminde (1988'den itiba-
ren) eski komünist Doğu Bloku ülkele-
riyle ilişkilerin geliştirilmesi. son dö-
nemde gelişürilen 'Barış İçin Ortaklık'
(BİO) anlaşmalannın hayata geçirilme-
si için uğraş verdi. Avnıpa Konvansiyo-
nel Kuvvet İndirüni Anlaşması (AKKA)
gibi yaşamsal nitelikteki bir uluslararası
anlaşma, onun görev döneminde ger-
çekleşti. Soğuk savaş yıllannda ise. mes-
leğinde, komünist bloka karşı tam bir
'şahin' idi. Moskova'ya ve diğer Doğu
Bloku başkentlerine yapıcı ziyaretlerde
bulunarak bu ülkelerle Batı arasında
köprü kurulması için çalıştı.
ren görev dönemini 'NATO ideallerinin
zirvesi' şeklinde tanımladı.
Almanya Başbakanı Helmut Kohl ise,
NATO'nun ilk Alman genel sekreteri
olan VVörner'in ölümü dolayısıyla ya-
yımladığı açıklamada 'Almanya'nm bü-
yük bir siyaset adamı yitirdiğini' söyledi.
Almanya Savunma Bakanı Volker Ru-
ne de. 59 yaşında ölen eski meslektaşı
Manfred Wörner'in. İkinci Dünya Sa-
vaşı sonrasında yetişmiş bir büyük Al-
man olduğunu vurguladı.
NATO genel merkezine daimi ev sa-
VVörner 1988'den bu yana görev yapıyordu.
• NATO'da VVörner'den
boşalan genel sekreterlik
koltuğu için yeni bir isim
arayışı başladı. Genel
sekreterliğin en güçlü
adaylannın arasında, Norveç
eski Dışişleri Bakanı ve
Yugoslavya konusunda
sürdürülen görüşmelerde
Birleşmiş Milletler adına
arabuluculuk görevini
yürüten Thorvald Stoltenberg
ile İtalyaeski Başbakanı
Giuliano Amato bulunuyor.
Hayatının son 28 ayına rastlayan
Bosna trajedisi ise, onun için belki kan-
serle birlikte gelen bir gerçek yıkım daha
oldu. 1992 yıhnda kanser olduğu anlaşı-
lan VVörner, hastalığında hekimlerin
uyanlannı dinlemedi, en kritik toplantı-
larda genel sekreter koltuğunu boş bıra-
kamadı. Bosna toplantılannda, günlük
programım uygularken ne kadar yıp-
randığına hiç aldırmadı.
Manfred VVörner'in ölümü üzerine
bir açıklama yapan ABD Savunma Ba-
kanı VViMiam Perry, VVörner'in 6 yıl sü-
hipliği yapan Belçika'da hükümet.
VVörner'in 'ileri görüşlü vasfı ve cesareti-
ni' överken. Hollanda hükümeti, "De-
mirperde'nin eriyip gittiği büyük deği-
şim yıllannda ittifakın izlediği siyasette
onun, ilham kaynağı oluşturan bir lider-
lik vasfı gösterdiğini kaydetti.
İngiltere Dışişleri Bakanı Malcolm
Rifkind. VVörner için "NATO'nun yüce
hizntetkanydı, hayatta tanıdığun en ce-
sur insanlardandı" dedı.
Başbakan Tansu Çiller de NATO Ge-
nel Sekreter Vekilı Sergio Balanzino'va
bir mesaj göndererek VVörner'in ölü-
münden duyduğu üzuntüyü dile getirdi.
Başbakan Çiller mesajında. dünyada
büyük değişimlerin yaşanndığı bir dö-
nemde NATO genel sekreterliği görevi-
ni yüriitmüş olan VVörner'in inançlı ve
kararlı bir devlet adamı olarak büyük
hizmetler verdiğini vurguladı.
Halef arayışı
Brüksel'deki NATO bayraklan VVör-
ner'in ölümü nedeniyle yanya indirilir-
ken. ittifak üyeleri yeni genel sekreteri
seçmenin zorluğu ile karşı karşıya kaldı-
lar. NATO nezdindeki daimi temsilcile-
rin seçim için yakında toplanmalan
bekleniyor.
VVörner'den boşalan genel sekreterlik
koltuğunun en güçlü adaylannın ara-
sında. Norveç eski Dışişleri Bakanı ve
Yugoslavya konusunda sürdürülen gö-
rüşmelerde Birleşmiş Milletler adına
arabuluculuk göreyini yürüten Thor-
vald Stoltenberg ile İtalya eski Başbaka-
nı Giuliano Amato bulunuyor. Genel
sekreterliğin diğer adaylan ise. Hollan-
da eski Başbakanı Ruud Lubbers. Hol-
landa eski Dışişlen Bakanı ve Avrupa
Komisyonu dış ilişkiler yetkilisi Hans
vanden Broek. ingiltere Dışişleri Bakanı
Douglas Hurd. İngiltere Savunma Ba-
kanı Malcolm Rifkind. Belçika Dışişleri
Bakanı Willy Claes ve onun selefı Mlark
Eyskens.
VVörner'in koltuğunu devralacak
olan yeni NATO genel sekreterini çeıin
sorunlar beklıyor. Bunlann arasında en
önemlilenni, ittifakın genışlemesi ve
Bosna sorunlan oluşturuyor. Bosna-
Hersek için hazırlanan uluslararası ba-
nş planının Sırplar tarafından imzalan-
ması durumunda bölgeye 50 bin asker
göndermesi gerekecek olan ittifak, as-
keri bütçesindeki büyük oranlı kısıntı-
larla bunu gerçekleştirmenin yollannı
arayacak.
VVörner, görüşlerini Cumhuriyel içinkalemealmıştı:
Bosna
NATO'ya
lekesürdü
Dış Haberler Servisi - NATO
Genel Sekreteri Manfred
VVörner, Cumhuriyet'in 3.
Binyıl'a Doğru adlı yazı dı/isi
kapsamında yayımlanan
makalesinde öncelikle Bosna
sorunu ile Soğuk Savaş
sonrası dönemde NATO'nun
ve Türkiye'nin rolü
hakkındaki görüşlerine
yer vermişti:
Bosna sorununu çözümlemeyi
amaçlayan uluslararası
heyetin bugüne dek sergilediği
başarısızlık, NATO dahil.
birçok uluslararası kurumun
saygmlığına >e güvenilirliğine
leke sürmüştür. \me de
başarısızlıklarımızın derdine
düşmek yerine bunlardan ders
alıp gelecekte daha i> i sonuçlar
için çaba göstermemiz \ erinde
olur.
İstikrann sağlanması
NATO'nun tek başına
üstesinden gelebileceği bir
görev değildir. Bugörevin
yerine getirilmesinde tek tek
bağlaşıklann da etkili
olmalan gerekmektedir.
Türkiye yıllardır Batı Avrupa
ile islam dünyası arasında bir
köprü oluşturmuştur. Soğuk
3,BİNYIL#
A
DtZtYAZI
NATO Genel Sekreten Manfred Wömer Cumhuriyet için yazdı
Bosna, saygınlığımızılekelec
Cumhuriyet gazetesinin 3 Temmuz 1994 tarihü sa> BI.
Savaşın sona ermesiv le
birlikte bu ülke Orta Asy a ile
temel bağlantı noktası
durum undadır.
Son üç yıl içinde NATO'nun
gerek coğrafı gerek siyasal
açıdan rolü genişledi. Gerçekte
NATO. başka örgütlere
kıyasla kendisini çok daha hızlı
ve kapsamlı bir biçimde
yeniledi. Bu > tnilenme iki yeni
özgörevi de üstlenmesine yol
açtı: Orta ve Doğu Avrupa ile
Orta Asya'da ""bunalım
yönetimi"' ve "istikrann
sağlanması".
Alman Lissy Schmidt geçen nisan ayında Kuzey Irak'ta öldürülmüştü
GazetedkatillerineölümcezaaDış Haberter Servisi - Kuzey Irak'ta nisan
ayında öldürülen Alman gazeteci Lissy
Schmidt'in katilleri ölüm cezasına çarptınldı.
Ku^ey Irak'taki Kürt kaynaklan, Süleyma-
niye'deki mahkemenin, 32 yaşındaki Zeki Said
Abbas ve 36 yaşındaki Muhammed Mustafa'yı.
Alman gazeteci Schmidt'i öldürmek suçundan
idama mahkum ettiğini bildirdiler. Aynı kay-
naklar, cezanın infaz edilebilmesi için Kuzey
Irak'taki Kürt yönetimince kurulan "yüksek
mahkeme" tarafından da onaylanması gerekti-
ğini kaydetüler.
Fransız Haber Ajansı ve bazı Alman gaze-
teleri adına çalışan Lissy Schmidt, nisan ayında
vurularak öldürülmüştü. Schmidt, Kuzey
Irak'ta yaşayan tek yabancı gazeteci olarak bi-
liniyordu. Schmidt'in öldürülmesinden yak-
laşık bir hafta sonra yakalanan Abbas ve Mus-
tafa, Almanya'da yayımlanan Frankfurter All-
gemeine Zeitung Gazetesi'nde yayımlanan açı-
klamalannda, Alman gazeteciyi, Irak Gizli Ser-
visi'nin talimatlan doğrultusunda öldürdük-
lerini itiraf etmişlerdi.
Abbas ve Mustafa, Irak Gizli Servisi'nin
kendilerini, Kuzey Irak'ta rastladıklan tüm ya-
bancılan. özellikle "Amerikalı, Fransız, İngiliz
ya da Alman olma ihtimali yüksek, san saçlı ve
mavi gözlü kişileri" öldürmek ile görevlendirdı-
ğini öne sürmüşlerdi.
Alman gazetecinin katilleri, öldürdükleri her
yabancı için 3 bin ABD dolan (yaklaşık 93 mil-
yon TL) ödül ve Irak'ta hapiste tutulan aiJeleri-
nin de serbest bırakılacağı sözü aldıklannı açı-
klamışlardı.
ABD BAŞKANI'NIN BÜYÜK ÖNEM VERDİĞİ YASA TASARILARI KONGRE'DEN AĞIR DARBE YİYOR
Cliııtoıı'uı Kongre'ylebaşı dertte
CBnton zor giinler yaşıyor.
NVASHINGTON (AA) - BiU
Clinton, ABD Başkanı olarak
göreve başladığı günden bu ya-
na 'en zor' dönemini yaşıyor.
Clinton'un, seçim kampanya-
sından beri. ülkenin öncelikli
meseleleri diye nitelediği 'asa-
yiş' ve 'sağlık reformu' yasa ta-
sanlannın gerçekleşmesı konu-
sunda büyük darbeler alıyor.
Clinton. bu yaz mutlaka geç-
mesini istediği ve 30 milyar do-
larlık harcamayı öngören "asa-
yiş" yasası, birkaç gün önce,
kendi partisinden (Demokrat
Parti) 59 üyenin de aleyhte oy
kullanması sonucu. Temsilciler
Meclisi Genel Kurulu tarafın-
dan belirsizliğe itildi.
Genel Kurul. tasanyla ilgili
nihai oylamanın yolunu açacak
bir öneriyi 210'a karşı 225 oyla
reddetti. Cumhunyetçi üyelerin
neredeyse tümü aleyhte oy kul-
landı.
Clinton: Utanç duyun
Başkan Clinton, aleyhte oy
kullananlann utanç duymalan
gerektiğini söyledi.
Clinton, çok güçlü olan silah
lobisi (NRA) \e Cumhuriyetçi-
ler'i şiddetle eleştirdi ve ta-
sansının sulandınlmasına asla
razı olmayacağını da kaydetti.
Bill Clinton'un tasansı, 19
ayn tipteki saldın silahının ya-
saklanması, 100 bin yeni polis
memunınun işe alınması. yeni
cezaevlerinın inşa edilmesi ve
üç kez şiddete dayalı ağır suç iş-
leyenlerin ömürboyu hapıs ce-
zasına çarptınlmasını öngörü-
yor.
Güçlü silah lobileri ve Cum-
huriyetçiler, saldın silahlannın
yasaklanmasının tasandan çı-
kanlmasını istiyorlar. Clinton,
son radyo konuşmasında, "Bu
süahlarm sokaklarunızda yeri
olamaz" dedi.
Siyasi gözlemciler, Temsilci-
ler Meclisi'ndeki oylamayı
"Clinton'un büyük yenilgisi"
olarak değerlendıriyorlar. Göz-
lemciler, Amerikan halkı için
son derece 'yaşamsal' olan asa-
yiş yasasını, kendi partisinin ço-
ğunluğundaki Kongre'den ge-
çiremeyen bir Başkan'ın. sağlık
reformunu geçirmesinin 'kesüv
likle' mümkün olamayacağını
belirtiyorlar.