Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS1994 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
TV'lerde saptınlan tartışmalar...
Türkıye'de yasaklanan şey ıbadet özgürlüğü değil, dın devletı
kurma özgürlüğüdür Bu yoldakı eylemler bugün de yasaktır,
bugün de suçtur
M. İSKENDER ÖZTURANLI AtatürkçüDüşünce
Derneği İzmir Şubesi Başkanı
O
rtaçağ ınsanı ozgurluğu
ve bağımsızJığı tanıma-
mıştır Ozgur duşunme
olanağından yoksun-
dur Insanın haklan
değıl, odevlen vardır
Duşunce baskı alünda, akıl baskı al-
tında, vıcdan baskı altındadır Ege-
menhğın tek kaynağı Tann'dır Bu
nedenledır kı din ve hukuk başta ol-
mak uzere Ortaçağ'ın tum kurum ve
kuruluşlan ozguriuk duşuncesınden
yoksundur
Bu baskıcı yontem sayısız zulumle-
re, kıyımlara yol açmjş, Engıasyon
uygulamasını başlatrruştır Ortaçağ
duşunurlenne gore, kaynağını Tann'-
dan almayan hıçbır ıkudar duşunule-
meyeceğı gıbı, "Kilise dtşuıda kurtuluş
da yokturr Papa Büyük Greguar \e
Isidore de Seville, bu duşunceye sanla-
rak yeryuzu ıktıdannı kılıse ıkudan-
nın bır parçası durumuna donuştur-
müşlerdır Bu suretle "Papa'nın üstun-
lüğü" kuramı çıkmıştır ortaya Devle-
tın bağımsız bır kuruluş olmadığı ılen
surulmuş, sıyasal ıktıdar, goksel ıkü-
dar'a bağlanmıştır
12 yüzyılda "Iki Kılıç Kuramı" ıle
bu goruş daha da pekıştınlmıştır Bu
kuram, goksel ve yersel ıktıdarlann
sımgesı olan ıkı kıhcın Tann tarafın-
dan Papa'ya venldığını tasarlamışür
Bunlardan bınnı Papa kendı adına
kullanacak, otekını ıse yersel ıktıdann
sahıbı oian kral. "Papa'nın denetiınj
alünda kullanma yetkisine sahip ola-
cakbr". O halde tum ıktıdar Tann'dan
gelmektedır "Omnis Potestas a Deo"
Devlet Tann'nın bağışı ıle guç kaza-
nan, varlık kazanan bır kurumdur
İktıdann kokenı Tann olunca, yasalar
da Tann'nın duşuncesınden doğmak-
ta, ahlak, tannsal olmakta, hukuk
tannsal olmaktadır
Bu anlayışa karşı Rönesans ve Re-
formasyon akımlannın ardından ılk
gerçekçı çıkışı VVillam d'Ockham yap-
mıştır Akılla inancı birbirinden ayır-
mıştır d'Ockham. De\ letle kılısenın ayn
ayrı varhklar olduğunu soylemış, akh
tutsaklıktan kurtarmak ıstenvıştır în-
sanlık 14 yüzyılda yaşamaktadır
Aynı çağda Dante, "iki iktidann kay-
nağı"nı araştırmaya başlamıştır
Dante'ye gore "Imparator, varlığını
Papa'ya borçlu değüdir. Ne İsa'nın el-
çisi dıinya işlerine kanşacaktır, ne de
ünparator kilise işlerine."
Daha sonra Grotius, Hobbes, Locke
ve Descartes gorunmuştur duşunce
dunyasında Insan akünın ululuğunu,
ınsan akbnın yucelığını savunmuşlar-
dır hep Montaigne ıle PascaJ, akılla
mancı kesın çızgılerle ayırrraşlardır
bırbınnden Sıyasal ıküdar Tann'nın
tekelınde değıldır artık, ınsanın elınde-
dır, toplumun ebndedır, ulusun ebn-
dedır Laık anlayışa, laık devlete gıden
yol bulunmuştur boylece Bu yoldan
yuruyen msanoğlu, once dın-devlet ış-
lennı bırbınnden ayırmış, hemen ar-
kasından demokratık devlet sıstemı
çıkmıştır ortaya İnsan kulluktan kur-
tulup. vatandaşhk bılıncıne ulaşmıştır
Egemenlığın gokten yere ınmesıyle
"ulusal egemenlik" kavramı oluşmuş
ve gelışmıştır Ulus egemenlığı demek
olan demokrası, laık duşuncenın uru-
nu olarak çıkmıştır gunyuzune
Türk kimliği sorıınu
17 Temmuz 1994 akşamı televızyon
kanallanndan bınnı ızlıyordum
"Tûrk kimliği" konulu bır tartışma
gerçekleştınhyordu Yonetıcıyle bır-
bkte beş kışıhk bır takım vardı karşı-
mızda Yukanda açıklamaya çalıştı-
ğım duşunceler, ızlence suresınce bır
sınema şendı gıbı geçtı kafamdan
Hem taruşmayı dınlıyor, hem de bun-
lan duşunuyordum
İküdar Partısı'nın ust duzey yonetı-
cılennden bın, "Keşke yeniden bir
Osmanlı yönetimi gelse de, orada biz
azınlık olarak yer alsak" bıçımınde
sozler soyluyordu Ve kımse de bu çar-
pık duşunceye karşı çıkmak gereğını
duymuyordu Her kışı kendı turküsu-
nu soylemekteydı "Islami değerieri"
savunurken, "biz" sozcuğunu sık sık
kullanan bır oğretım gorevhsıne "Biz'-
den neyi amaçlıyorsunuz" dıye sorul-
duğundd ıse "Biz, vani MüsJuman gibı
yaşamak için uğraş verenler..." yanıüru
venyordu bu sayın profesor Turk
kımlığını Mûsluman kımlığıne donuş-
turmeyı amaçlayan bu yaklaşımın sa-
hıbıne "Devleti din kurallarına gore
yönetme savaşı da bunun ıçınde tni" dı-
ye soran olmuyordu Bu oğretım go-
revbsı aynı zamanda "şeriatın kötû bir
şey olmadığını, bir ahlak ve hukuk soru-
nu" olduğunu eklıyordu sozlenne
Unuttuğu şey, Ataturk devnmının
"dine dayalı siyasal bir birim" yenne
"ulusalük bağına dayalı siyasal bir bi-
rim" getırmış olduğuydu Her hdlde
sayın konuşmacı Ataturkçuluğun
ulaştığı bu çağdaş duşuncenın tanhe
kanştığını sanıyordu
Tur kımlığı tartışıhrken, Turk ınsa-
nının bır "jaratık" mı. yoksa bır"var-
lık" mı olduğu uzennde durulmadı ve
laıklıkten hıç soz edılmedı Bu suretle
laık kışılığe sahıp rrulyonlarca vatan-
daşımız gundem dışında bırakıldı
Ataturk devnmı, Türkıye'de yenı bır
msan tıpı yaratmıştı Bu ınsanın gunu-
muzde de yaşamakta olduğu nedense
unutuldu Laikliğin, Türk kimliği'nı
belırleyen oğelerden en onemlısı oldu-
ğu gozardı edıldı Çoğunluğu Mûslu-
man olan halkırruzın duşuncede laık,
ama dınde Mûsluman olduğu, dunya
yuzunde boyle bır uyumu yalnız Turk
ulusunun gerçekleştırdığı olgusu uze-
nnde durulmadı Asıl Turk kımlığının
bu noktada duğumlendığı gerçeğı bır
yana bırakıldı Tartışmada, Insan
Haklan'ndan soz edıldıyse de. gunde-
me getınlen daha çok "Tanrı haklan"
ve "dinsel haklar" oldu
Osmarüı'da y asalar geçerliydi
1923 devnmalen ortaçağ karanb-
gıyla ve gencılıkle boğuşa boğuşa laık
cumhunyetı kurmuşlardır Neyı yık-
tıklannı, onun yenne neyı getırmek ıs-
tedıklennı çok ıvı bılmekteydiler
Toplumu yuzyıllar boyunca gen bıra-
kan "Doğu Ortaçağı"nı aşarak, teok-
ratık devlet sıstemını bır yana atmış-
lar, demokraük devlet sıstemıne yo-
nelmışlerdır Turk ınsanını kulluktan
kurtarmışlar vatandaşhk katına çı-
karmışlardır Bunu yapabılmek ıçın
laıklığı benımsemek vazgeçılemez bır
gereklılıktı Özgur ve bağımsız olmak
ıçın başkaca tutunacak dallan yoktur
Bu nedenle "hürrijetin nasibi, irticaın
elinde oyuncak olmak değildir" tumce-
sıyle çıkmışlardır gencıhğın karşısına
Ne y azık kı daha sonra gelen y onetı-
cıler Ataturk devnmının yıktığıguçle-
nn kalıtçılanyla uzlaşmayı yeğlemış-
ler dını, polıtıka aracı olarak kullan-
mışlardır İküdar çıkarcılığı uğruna1
Şımdı ıse ortaçağ kafalı gencıler tele-
vızyon ekranlannda da boy goster-
mekte, şenatın kotu bır şev olmadığını
sav unabılmektedırler
Bılındığı gıbı şenat, Kuran ayetlen-
ne ve hadıslere dayandınlan İslam
Hukuku'dur Turkıye, BOOyıloncesı-
ne aıt bu hukuku haklı nedenlerle ter-
kederek, onun yenne çağdaş >e laik
hukuku benımsemış olan bır ulkedır
Bu davranış, bılımselbğın ve aklın ge-
reğıdır Şenatın kotu bır şey olmadığı-
nı soyleyenler, onun aynı zamanda
kolelığı İcabul etüğını, ınsan ve kadın
haklannı tanımadığını, yalnız ellenn
ve kollann değıl, kafalann da sorgu-
suz yargısız kesılebılecegıne ızın verdı-
ğını gozardı edenlerdır Şenat huku-
kunun hıçbır zaman demokrasıyle
bağdaşamayacağını gormezlıkten ge-
lenlerdır "Besyüzyıl,biııjılönceçıka-
rılan yasalarla bugünkü toplumları
yönetmeye kalkışmanm aymazlık" ol-
duğunu soyleyen Atatürk'un ne oldu-
ğunu bılmeyenlerdır
Bugun Mûsluman gıbı yaşayabılme
savaşımından soz edenler, çok ıyı bıl-
mebdırler kı bu ulkede dın hıçbır za-
man hor gorulmemış. herkes ıstedığı
gıbı ıbadet etme hakkına sahıp olmuş-
tur Türkıye'de yasaklanan şey ıbadet
ozgurluğu değıl, dın devletı kurma oz-
gurluğudur Bu yoldakı eylemler bu-
gun de yasaktır, bugun de suçtur
Yasalanmızda her ne kadar baa değj-
şıkhkler yapıldıysa da, ış henuz Kema-
lıst devnmın amacından sapünlması
noktasına gelmemıştır Hıçbır zaman
da gelmeyecektır Çunku laık cumhu-
nyetın değışünlmezlığı yolundakı
anayasa maddesı buna engeldır Bu
madde, ulkemızın çağdışına çıkanl-
masını onleyecek guçte ve nıtehktedır
"Kuran'ı Kerim varken anavasava
ne gerek var" dıyen gunumuzun gencı-
len, hıç kuşkusuz Fatih'ten, Kamıni'-
den. Abdülhamit'ten bıle daha gende-
dırler Çunku Kuranı Kenm'ın varlı-
ğma karşın o donemlerde yuzlerce
yasa, kanunname, kararname yurur-
luğe konulmuş. ıkı tane de anayasa
çıkanlmışür
ARADABÎR
ERTAN ÜNVER İkmalçı, Araşmmacı.
Solda Solu Aramak...
Son yılların dunyası bır ılgınçlıkler galerısı Ikı onemlı
sıstem de tukenmışlığın eşıklerınde Ikısının de solukları
tukenmekte, hem kapıtalızm hem 'sol "20 yuzyılın son
çeyreğınde kapıtalızm, başta Batı Avrupa olmak uzere
havlu atıyor Işsızlık sermaye ve yenı yatırım gelıştıre-
meme ve de buyumeme sıkıntıları başta olacak bıçımde
tıkanmakta Eskı Keynesçı polıtıkalarlayenı Frıedmancı-
lar arasında duzensız bır saat sarkacına dönmekte kapı-
talızm Ve 5 kez operasyon masasında öburlerıne
genel adıyla 'sol' dıyorum Sosyalızm, ıhtılalcı sosya-
lızm, bılimsel sosyalızm, sosyal demokrası, demokratık
sol dıye uzayıp gıder Muradı, "sosyal demokrası" olan
bır sozcuktur kullandığım 'sol" Istersenız demokratık
sol da dıyebılırsınız Yararı da, zararı da yoktur Keyfe
keder
Kapıtalızmm tokezlemesınden sonra, "sol" da aynı
durumlara gırdı önce kapıtalızmm şoyle bır dokulmesı
beklenırkenbırdebakıldı kı 'sol" paldır kuldur Sovyet
sıstemınden soz etmıyorum Obaşkabırkonu Sozettı-
ğım sol, Ikıncı Enternasyonal'e takık, Fabıancılıktan pek
çıkamamış, hala1960'larınsoylemlerıyle,önermelerıve
modellerıyle projelerı arasına bır guzel sıkışmış olanı-
dır Sovyet sıstemının tukenışınden sonra, tek çozumcu
mantığadoğruyukseltılmeyeçalışılantıknefes kapıtalız-
mm onune geçemeyen yenı ışık ve umutlar sunma be-
cerısını gosteremeyen, tam tersıne kendı tıknefeslığını
sergıleyen soldur Oysa "sol yadakullanım açısından
"sosyaldemokrası',bırtukenmezkaynaktır Brandfıve
Palme'yı aşma çabası da ayıp ve kotu değıldır
Bugune kadar doğa ınsan veuretım uçgenı uzennde
ortaya konan en gerçekçı ve rasyonel tezler, bılınmekte-
dır kı "sosyal demokrası' kaynaklı olanlarıdır Ancak
gelınen bu noktada, karşılaşılan yenı ortamda, gelıştırı-
lıp guçlendırılmelerı zorunluğu vardır tum bu tezlerın
İşte duğum bu noktada oluşmaktadır Sosyal demokrat
"sol", bu noktada bır kısır dongu ıçıne gırmektedır Bır
uretımsızlık, bır aymazlık, bır ığdışlık sergılemektedır kı
bu da ıster ıstemez tukenmışlığı çağrıştırmaktadır
Sosyal demokrasının Sosyalıst Enternasyonal'ı nere-
dedır? Ne yapmaktadır
9
Hıç' Koskoca bır hıç Ve tıkne-
fes kapıtalızmm peşınde dolaşıpdurmaktadır Ne bır ışık
ne bır model ne bır umut ve soluk ne de bır proje ve one-
rı Onca kaynak zengınlığıne karşın, kupkuru bır ad
Sosyal demokrat sol1
Bu boyledır de dunyanın son çeyrek yuzyılında "ınsan
manzaraları" nasıldır'?
Bır savrukluk, bır dağınıkiık yaşamaktadır ınsanlık
Bunun doğal sonucu bır aymazlığa varmaktadır öyle
bır aymazlık kı dunyamızda yerel olarak 40-50 çatışmay-
la '3 Buyuk Savaş ı yaşadığının bıle ayrımında değıldır
Ulaştığı her anlamdakı uygarlığm kendısıne sağlayaca-
ğı mutluluğun bıle ayrımında değıldır Sankı bır "kısmı
felç" geçırmektedır Her tur sapma ıçıne yuvarlanmak-
tadır Bın yıllarca suren boğazlaşma, yuzyılların hesap-
laşmasına donuşerek yenı boyutlara ulaşmaktadır Bu
boğazlaşmanın bır başka bıçımde vardığı nokta da te-
rordur Her sorunun çozumunde ılk duşunulen, savaş ya
da terordur gunumuzde Mılyarlar, varılan bu ıçler acısı
durumu pıyonlar gıbı ızlemektedır Kıtlesel bır mazo-
şızmdır sankı yaşanan
İşte bu aşamada bır yenı ve gerçekçı atılıma zorunlu-
luk vardır Bunu ne soluğu tıkandıkça vahşıleşen kapı-
talızm ne de -en azından gunumuzde- tıknefes marjınal
sol gerçekleştırebılır Gorev ıkı yuzyıldır onemlı bır "sa-
bıkası" olmadığı yonetım coğrafyasında kesınleşen
'sosyal demokrat sol a dusmektedır Gunumuz medya
bombardımanına karşın, dunya gerçeklerınm yalın acılı-
ğı, gorevı başlangıcında kolaylaştıran çok onemlı bır
etmendır Bu etmen başlangıç tezlerındekı gerçekçılık
ve dınamızmın enerjısını taşımaktadır Buna ek olarak
tezlerın gelışım ve anlatım aşamalarında da aynı enerjı
kaynağından yararlanılacaktır Tezlerın kıtselleşmesın-
de de oyle
Yapılacak olan, oncelıkle kapıtalızmm tuzaklarından
uzaklaşmaktır Yenı, gerçekçı ve dınamık bır mantık or-
gusuyle ıçınde bulunulan koşullarm, doğa-ınsan-ure-
tım üçlusunun ortasına ıttığı evrensel gerçeklerın analız
ve sentezıyle başlamaktır ışe Bılgı çağı ve çağdaş tek-
nolojı olgularının gereklerınden yararlanarak dunyayı
yenıden sorgulayıp eleştırmek ve yenı bır kavramsal,
somut modelle ıçındekı onerı ve projeyı, uygulama sıs-
tematığını gelıştırmektır
Sıvas katliamı ve "tahrik'
Aydınlann, yurtseverlenn, Ataturkçulenn bu duyarsızlık ve
dağınıklıklan sürdükçe ve karşılannda cıddı bır orgutlu sıvıl guç
görmedıklen surece gericıler hep tahnk olacak bır gerekçe
bulacaklardır. Hatta bır sure sonra (çok uzak değıl) daha sık tahnk
olacak ve büyük kentlerde de toplu kıyımlar yapacaklardır
MURTAZA DEMİR Pir Sultan Abdal Kültür Derneği
GenelBaşkanı
kTemmuz 1993 tanhını anımsanz
»rgutlu ve devlet gozetımb "şeriat-
'çı kalkışma" olan Sıvas katüamının
tanhı
Yıne anımsanz, katlıamın ne-
ılen olarak, sıyası partılenn bır
bolumu, gena basın, gena TV kanallan ve
dığerlen tumu "Tahrik var" deyışıne "mal
bulmuş mağribi gibi" sanlmışlardı
Kastedılen tahnk, Aziz Nesin'ın konuş-
masıydı Bu çev relere gore tanınmış ya2an-
mız "halkın dini duvgulannı incitmiş", halk
"tahrik olarak" sokağa dokulmuş ve 35
"müşrik" yakılarak oldurubnuştur
"Bu kadar basit. Czerinde durmava bile
değmez." "Pir Sultan Abdal \e onu seven,
yolundan giden (Alevi-Sunni) herkes gulat-
Or" (müşriktir). (Zaman gazetesi Tem-
muz) ve dınımız İslam şenatına gore, "müş-
rikler(in) nerede görüiürse öldüriilmesi caiz-
(dir)" değıl mıdır
9
(Tevbe5)
Sıvas'ta şenaün bır hukmu (Tann adına)
yenne getınlmıştır "Şeriatm kesriği par-
mak acımaz." "Bir iki değil, daha çok Sı-
vas." "Şanlı Sıvas Kıyamı" (Şeriat vanlısı
Taraf dergisi) dıyorlar
Asbnda hepsı senaryo. (Bunlan H
Çetınkaya Cumhunyet'te açıkbyor) amaç
"taluyye" uygulaması Bunlar, once şart-
landınr, (Okul ve çeşıtb gızb kurslar) sonra
palazlandınrlar Amaçlan, ıttıfaklan ıle
bırbkte saldınp, butun ılen değerlen yok
etmektır Hem saldınr hem oyle bır gurultu
kopanrlar kı, hakb haksız bırbınne kanşır
Kargaşa hakım olur, kamuoyu yanıltıbr ve
hedeflenne ulaşırlar
Amaçlanndan bın de "yağmayı" gozden
kaçırmakür Onlarca yıldır "Yağma Ha-
san'uı Böregi" olan, ıçten ve dıştan yağma-
lanan ulkemızde demokratık halk muhale-
fetının karşısına dıkılmek uzere. orgutle-
dıklen "2. kol hareketini" (Hizbullah,
Kontgerilla vb.) oluşturmak ve yağma du-
zenını surdurmektır
Butun gencı ve ırkçılann ortak pobtıkası
olan "Türk-İslam (sunni) Sentezi" başanlı
obnuş, "Kul düzeninin" altyapısı hazırlan-
mıştır "Tann" sonsuz bır kullanım aracı
halıne getınlmıştır
Yoksulluğun ve ışsızbğm çozumu ıçın
"Tann'mn ipine daha sıkı sarılın" denıl-
mekte hatta. "devletin emrinde din olur mu,
dinin emrinde devlet olmalıdır" (Dev. Bak.
E.Ceyhun) denılerek açık açık şenat çağnsı
yapılmaktadır
Ortak ozelhklerden bın de yurtsever
duşmanlığıdır Yurtlannı da, yurduna
bağlı olanlan da sevmezler Bu ulkenın ta-
lan yapılacak herhangı bır coğrafya parça-
sı olmaktan oteye anlamı yoktur onlar ıçın
Emperyalistlerin boluştüğu, ıfTetin ayak-
lar altına almdığı ulkemizi ve onurumuzu
kurtaran Ataturk'u de hiç sevmezler. O'na
sovenler odullendırilirken, Sıvas'ta gmenlik
guçleriıun gozlen onunde, gericiler tarafın-
dan toplu olarak \ akılan ve can havliyle
"vandım anam" diven aydınlann başlanna
olmadık ışler açılır. Insan yakanlardan once
yananlann yakınları en sert şekilde cezalan-
dınlırlar.
1978-Sıvas'ta vapılan katbamda "Alevi-
ler camivi bombaladılar" soylentısı bahane
edılmemış mıydı
0
Çorum kathamında,
Maraş katlıamında msanlar fmnlarda ya-
kıbrken hamıle analann kannlanna bıçak-
lar saplanırken de yıne "camive bomba attı-
lar" sahtekârlığı kullanılmamış mıydı9
Kan ıçme geleneğı olanlara ve bunlann
koruyucu ağababalanna sormak gerek,
1978 Sıvas katbamında mahkum olanlar-
dan bır bolumunun akrabalannın, bu kez
de 2 Temmuz 1993 katlıamında gorev al-
malannı (Şu an tutuklular. Cumhunyet -
Erbıl Tuşalp) "kan içme geleneği olanlar"
cumlesını kullanmadan tanf etmek olası
mı
9
Aynı kentte. aynı ınsanlann (ya da ak-
rabalannın) her ıkı katbamda da gorev
almalan ya da bu nedenle tutuklanmalan
acaba nasıl açıklanır
9
"Tahrik illeti" bula-
şıcı mıdır. veya kalıtım yoluyla mı gecer
acaba
1
Şenatçılara ozgu bır hastabk mıdır
kj Türkıye'de İran'da, Hındıstan'da, Ce-
zayır'de caddelerde toplanıp "kan istiyor-
lar" ve ıkıde bırde "tahrik" oluyorlar
0
Alevıbk, ılencıbk ve demokratbk adına,
dergılennde, yazılannda ve demeçiennde
"Snas teşhisi" konusunda şenatçılarla ay-
nı safta yer alan, aynı ağzı kullanan "gafîl-
lere" ne demelı, şenatçılann değırmenıne
su taşıdıklannı nasıl anlatmab onlara
9
Sonuç: Aydınlann, yurtseverlenn, Ata-
turkçulenn bu duyarsızlık vedağınıkbklan
surdukçe ve karşılannda cıddi bır orgutlu
sıvıl guç gormedıklen surece bunlar hep
tahrik olacak bır gerekçe bulacaklardır
Hatta bır sure sonra (çok uzak değıl) daha
sık tahnk olacak ve buyuk kentlerde de
toplu kıyımlar yapacaklardır Önce sesını
çıkaranlar sındınlecek tek tek, daha sonra
"benim tuzum kunı", "bana dokunmayan
yılan bin vıl y aşasuı" dıyenlere ulaşacak ışın
ucu Ülke sınırlan çağdaş dunyaya kapatı-
lacak, bayanlar kara çarşafa sanlacak,
hacı-hoca ulkeyı yonetecek. kadılar fetva
vererek yargılama yapacaklar, ulke kan re-
van ıçınde kalacak ve yenıden ortaçağa
doneceğız O nedenle bu koşullarda yaşa-
yamayacağını bılen. buna rağmen dını sı-
yasete alet eden "böyüklerimiz" yannmla-
nnı ulke dışında değerlendınyorlar
Bu gen veçağdışı ıdeolojı ıçın, etnık, dın-
sel ve ırksal farkblıklar bu yolda kullanıla-
cak bırer araçtırlar Amaç "kul" duzenını
gen getırmektır Içınde buJunduğumuz du-
rumu, tanh boyle tanımbyor Alman faşız-
mı de. İran. Cezayır. Pakıstan ve burnu-
muzun dıbındekı dığer "teokrasi" ornekle-
n de öyle Bu surean hıç ıstısnası yoktur
Bovlecebıbne
PENCERE
TARTIŞMA
Kafalar binbir soruyla dolu
S
olda bırbk gunun
sorunu tlhanSelçuk
bunun onemını çok
ıyı belırtü
"Clkemizde ancak
soldaki partiler
birleşip ağırtıklannı terazinin
kefesine koy abilirlerse
demokrası kurulabilecektir.
Solda parçalanma demokrasiye
karşı olanlara v anyor, laiklik
duşmanlarına yarıyor,
empery alistlere yarıyor,
bölüciÛere yarıyor, sermayeciye
yanyor."
Solun bırleşmemesının bedeb
ağır olacaktır, bu bır gerçek
Ancak gunumuzun
koşullannda, solun bır
program etrafında bırleşmesı
gerekıyor Ekonomık, sıyasal,
sosyal bır bunabm, hatta
çokuntu ıçınde olduğumuz
defalarca yazıldı Boyle
çokuntu hallennde, yenı bır ses,
yenı bır yol gosteren olmazsa,
kararan ufuklarda bır guneş
parlamazsa o çokuntu daha da
dennleşır Solda bırlığe sadece
bır seçım antmetığı olarak
bakmak doğru obnaz
Şımdıye kadar uygulanmakta
olan pazarekonomisi,
Turkıye'yı bırçıkmaza
goturduğune gore yenı bır y ol -
bır çıkış umıdı yok mu9
Her uç
sosyal demokrat partı de
Mustafa Kemal'ın kurduğu
CHP'nın mırasçısı Opartı
devletçı. korumacı. bır karma
ekonomı sıstemı ıçınde
bağımsız kalkınmadan
yanaydı Acaba bu ılkelerden
bazılan gunun koşullanna
uyularak yenılenecek mı° Pazar
ekonomısınden uretım
ekonomısıne geçış nasıl
sağlanacak9
Devletı entmek.
devlet ışletmelennı haraç mezat
satmak bır yol olmadığına
gore, reel ekonomıye geçışte
dev letın rolu ne olacak
0
Turkıye borçla yaşamayı,
borçlann faızlen ve zor
koşullan ıçınde boğulmavı
surdurecek mı
9
Parayı ve
ekonomıyı korumak bır tabu
olmaktan çıkacak. bu yonde
onlemler alınacak mı
9
Iç pazar
gırdığı tıkanıkbktan nasıl
kurtulacak9
Halkın gecımını,
yaşama duzeyını duşunen bır
program gundeme gelecek mı9
Gunden gune yıpranan
demokrasıyı, laık cumhunyetı
korumak ıçın hangı radıkal
onlemler duşunuluyor9
Halkımızın kafası boyle bınbır
soruyla dolu Gelecek gıtgıde
daha karanlık gorunuyor
Yaşam koşullan gıtgıde
kotuleşıyor Ekonomık, sosyal
çokuntuye karşı ey lemler de
yapılamıyor Ufuklarda yenı
bır yıldız bebrmez, gunun
koşullanna uygun bır
demokratık sol program ortaya
atıbnazsa, değışık guçler bunun
etrafında bırleştınlmezse solun
enmesı devam edebıbr Bu
ıdeolojık boşluğu doldurmaya
yeltenen guçler, daha da
guçlenır Bu ıdeolojık boşluğu
doldurmaya yeltenen guçler
daha da guçlenır Bu nedenle
sorun, sadece solda bırbk değıl,
aynı zamanda yenı bır sosyal
duzen, ılenyı goren. laık ve
demokratık cumhunyetın
temellennı sağlamlaştıracak ve
de gunun gerçeklenne uyan bır
sosyalıst ya da sosyal demokrat
programdır
Doç.Dr. Yıldız Sertel
Insansı!..
Ankara Unıversıtesı TÖMER Dıl oğretım Merkezı'nın
çıkardığı 'Dıl Dergısı 'nın ağustos sayısı yayımlandı Bu
sayı Prof özcanBaşkan'aayrılmış
Ozcan Başkan dıyor kı
"- Insanı hayvandan ayıran tek şey, yanı ınsanı ınsan
yapan ozellık 'akıl' olsa gerek O zaman 'us' denılen şeyı
'usçul' bıçımde kullanmak da ınsan onuru ıçın bırıncı
koşul oluyor Bunun tersıne hayvansal tabanlı ıçgudule-
re dayanan bır 'sozde duygusallık eğer kışıye yaraşır
bır ınsancıl oluğa sokulmazsa, o zaman doğa-karşıtı bır
'hayvansal' davranış olup çıkıyor Ûrnekse futbolmaçla-
rındakı holtganltk "
Dıl Dergısı, yalnız dılbılımcılerı ılgılendıren konularla
yetınmıyor, dıl, kıyısı olmayan bır okyanus gıbı yaşamı
kapsadığından, sıradan ınsanı da çeken yazılar bırbırını
ızlıyor
•
Gunluk yaşamda ınsanın hayvanlaşmasına ya da hay-
vanın ınsanlaşmasına çok rastlanır Gerçekte çok kısa
bır zaman kesıtınde gorulebılecek bu olay belkı tum ev-
ren tarıhının gızemını de yapısında taşır Prof özcan
Başkan, "maymunların ve ınsanlann hayvanlar dunya-
sındakı yen"ru zaman ıçınde şoyle gosterıyor
HAYVAN
Omurgalı
Memelı
Başparmaklı
Maymınsan
Maymunumsu - Insanımsı
Orangotan-Şempanze-Gorıl Insansı
Dık-ınsansı
Mağaracı-ınsansı
Bılge-ınsansı
(Tam Insan)
Gorulduğu gıbı 'maymınsan' denebılecek olan varlık
'maymunumsu' ve 'ınsanımsı' olarak ıkıye ayrılıyor, bu
olgunun geçmışı 28 mılyon yıl onceye dayanıyor fosılle-
rı oncelıkle Afrıka da bulunuyor
llgınç bır nokta da Sayın Prof özcan Başkan'ın her bır
basamaktakı varlığa bulduğu Turkçe karşılıklardır, soz-
gelımı homo sapıens'e 'bılge ınsansı'yada 'Neandert-
hal ınsanı 'na da 'Mağaracı-ınsansı' dıyor
Pekı, hayvanlık nerede bıtıyor?
Insanlık nerede başlıyor?
Gunumuzde de bellı mû
Bosna'ya bak, Ruanda ya bak, Guneydoğu Anadolu'-
ya bak, Kafkasya ya bak
1
Yeter mı' 'Yenı Dunya Du-
zen/'nın doruklarına baki New York'a bak, VVashıng-
ton'a baki Insanlığın nerede bıtıp hayvanlığın nerede
başladığını kestıremezsın
•
Gunluk kent yaşamında geçmışın gızemı, bır anda
kendını ele verebılır Otobuste herıfın bın çocuk, yaşlı
kadın demeden ortalığı ezıp geçıyor mu
- Maymınsan
1
Adam kasap bıçağını elıne afmış sevgılısını dokuz ye-
rınden doğramış
- Hayvan'
Mılletvekılı bır kalemde yuzlerce aıleyı sokağa doke-
cek, çoluk çocuğu aç bırakacak kararın Meclıs ten çık-
ması ıçın poposunu yırtıyor
- Mağaracı ınsansı
1
Sozumona polıtıkacı, gerçekte uçkâğıtçı mebus paza-
rında satılıp partısını değıştırmış
- Insansı
1
Gorunuşe bakarsan lıder, ama gerçekte lıder taklıdı
yapan mukallıt
- Maymunumsu
1
Her gun, her saat her dakıka 28 mılyon yıllık geçmışı-
mızın guncellığı sergılenıyor Uzam ıle zaman bağıntısı
işte buna derleH Tek zamanda tum uzamı, tek uzamda
tum zamanı yaşamanın gızemı, kışının bılıncınde vurgu-
lanır
Insanı ınsan yapan yolda yuruduk, yuruduk, yuruduk,
bır arpa boyu mudur aldığımız yoP
SOSYAL YAYINLAR
PAl'L
PEDAGOJI•• •• \^*•
SOZLUGU
Çeviren: Cenup Karukavu
ÇIKTI!
•1500maddc
• Her maddcdc tanım ve açıklamalann yanısıra un-
lu fılozoflar. pcdagoglar. yazarlar vc araştırmacı-
lar taralından o nıaddc konusunda ılen surulmuş
duşunceler yurgılar
• Uluslararası lerıınlenn ctımolojılcn
• Zengın bıblıyografya
Butun eğıtımcılcr. öğretmenlcr. çocuk doktorlan,
çocuk psıkopedagojısı ve psıkıyatnsı uzmanlan ve
o/ellıkle ana-bdbalar ıçın eşsız bır başvuru kıtabı
Sosval Yavınljr / [Uhıâlı Cad No. 14 Cagaloğlu - Istanbul
Tel: 522 52 13-528 3314 Faks: 522 52 13
ÜNİVERSİTE ADAYLARI
Yarın tercıhınizı ıyı yapın.
Başhğında bu amblem olan
pembe kağıtlı gazeteyı
bayınızden ısteyın
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
SINAV SONUÇ-1
YARIN BAYİLERDE
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin
gazetesini almaya dikkat edin.
Cenel Dağıtım; YAY-SAT - Tel: 510 70 00