27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4TEMMUZ PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ataköy'e yeni açık aıtbrma • ANKARA (AA) - Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Ataköy'de 145 konut. 5 vüla ve 30 işyerini daha açık arttınna ile satışa çıkardı. TOKİ'den verilen bilgiye göre 15 temmuz cuma günü yapılacak konutlann açık arttırmasına katılabilmek için 13 temmuza kadar 250 milyon lirahk teminaü, Vakıfbank'ın Ataköy'deki Toplu Konut Şubesijne yatırmak gerekiyor. İşyerleri içir» 16 temmuz cumartesi günü İTÜ Maden Fakültesi Maçka Salonu'nda yapılacak açık arttırmaya katılabilmek için ise aynı şubeye yaünlması gereken teminat tutan 200milyon lira olarakbelirlendi. Emlakbank'tan uzatmayok • ANKARA (AA) - Emlak Bankası yetkilileri. yuva kredilerindepeşin ödemelerde yapılacak indirim için 20 temmuz tarihine kadar verilen sürenin uzatılması konusunda şu an için bir çalışma olmadığını kaydettiler. Banka yetkilileri, yuva kredisi alanlann yüzde 4.8-5.5 arasında faizle kredi kullananlan için yüzde 15, daha düşük faizlerle kredi kullananlan için ise yüzde 40 indirim olduğunu, yüzde 5.5'ten daha yüksek faizle kredi kullananlar için ise indirimin söz konusu olmadığını hatırlattılar. EMD'nin apklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD), yaşanan ekonomik krizin aşılabilmesi için en çok fedakarlık göstermesi gereken kesimin "rant ve sermaye geliri" ede edenler olduğunu bildirdi. EMD'nin geçen hafta yapılan 4'üncü Olağan Genel Kurulu'nda seçilen yeni yönetim kurulu tarafindan kamuoyuna yapılan duyuruda, Türkiye'nin ağır bir ekonomik kriz yaşadığı ve bu krizin "kısa sürede aşılacak, etkileri kısa sürede ortadan kalkacak" bir krizplmadıgı kaydedildi. EMD İstanbuî Şubesi'nindün yapılan genel kurulunda da yönetim ve denetim kurulu üyeleri belirlendi. Fındık politîkası •TRABZON (AA)- Fındık Satış Kooperatifleri Birliği (Fiskobirlik) Genel Müdür Vekili Zeki Akdağ, fındığın destekleme alımlan kapsamından çıkanlmasmın yanlış olduğunu söyledi. Akdağ, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde 1994ürünü fındıkla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin, başanlı politikalarla findıktan büyük kazanç sağlayabileceğini bildirdi. Özel sektör için 4 kez delinen 5 nisan paketinde maaşlann akıbeti bu hafta belli olacak Hükümetinkararhbğıçabşana mı?ANKARA (CiMnhuriyet Bü- rosu) - Hükümet temsücılenyle bürokratlar memur maaşlannda artış yapıhp yapılamayacağuu belirlemek üzere bugün biraraya gelecekler. Çalışmalar sonucun- da, özel sektör için dört kez deli- nen istikrar paketinde, memur ve işçiler için de taviz verilip verilme- yecegi beili olacak. Maliye bü- rokratlan istikrar paketinin ba- şanya ulaşması için hiç taviz ve- rilmemesi gerektiğini vurgular- ken, maaş zamlanna sonuçta si- yasi otorite olan hükümetin ka- rar vereceğini belirttiler. Tasamıf tedbirleri Hükümet, 5 nisanda açıkladıği istikrar paketiyle, kamu harca- malannın kıalması ve kamu ge- lirlerinin artınlması yoluyla büt- çe açığının kapatılmasını hedefle- mişti. Pakette, KİT ürünlerine yapılan zamlar, ek vergiler, baa ürünlerden ahnan fonlann artınlması ve kamu lojman- lannın satılması yoluyla ek gelir sağlanması hedeflenirken, kamu harcamalannı kısmak için ışçi ve memura ücret arüşı verilmemesi •öngörûlmüştû. • Memur maaşlannda artış olup olmayacağının bu hafîa netleşmesi bekleniyor.Hükümet temsilcileriyle bürokratlar bugün biraraya geliyor. Çalışmalar sonucunda, daha önce özel petrol şirketleri, otomotivciler, müteahhitler ve turizmciler için delinen 5 Nisan Kararlan'ndan, memurlar için geri adım atılıp atılmayacağı belli olacak. Hükümet yetkilileri, 1994 başı- nda memur maaşlannın yüzde 54 oranında arünlmasının öngörül- düğünü, yıl sonuna kadar bu artışın yapılacağını açıkladılar. Ancak, bütçe harcamalannda personel için aynlan ödenekler nisan ayında yapılan yüzde 12 oranındaki zamla birlikte tüken- di. Ekonominin koordinasyonun- dan sonımlu Devlet Bakanı Ay- kon Doğan, temmuz ayında me- mura ancak yüzde 6 oranında bir zam verileceğini açıklarken, bu zammın bile enflasyonu artıraca- ğını savundu. Maliye bürokratlan ise, me- mura verilecek en küçük zammın bile istikrar paketinde büyük de- lik açacağını belirtirken, sanayi sektörü için ahnan kararlarda yapılan değişikliği "siyasi terdh" olarak değerlendirdiler. Memur maaşlanna, yılın ilk altı ayında yüzde 27 oranında zam yapıhrken, beş aylık enflas- yon yüzde 82 olarak gerçekJeşti. Böylece, memur maaşlan reel olarak azaldı. İkinci altı ay için yapılacak yüzde 27 oranındaki zam bile reel gerilemeyi karşıla- yamayacak. Memur maaşlannda yüzde 54 oranında artış olması öngörülür- ken, DPT, enflasyon hedefini yûzde 110 olarak açıkladı. Ekonomik pakete kimleriçin, hangi delikler açıldı?. •Paketin uygulanmaya başlamasının ardından mayıs ayj sonun- da ilk çıkışı akaryakıt üreticileri yaptı. Kar oranlannın düştüğü iddi- asıyla akaryakıt ürünlerine zam yapan üreticiler, petrol ürünlerinin gelirinden kesilen akaryakıt istikrar fonunun kaldınlmasını istedi- ler. Hükümet, haziran ayı başında çıkartüğı bir kararname ile "Akaryakıt istikrar fonu"nun oranınını sıfırladı. Hazine, akaryakıt istikrar fonunudan 4.5 trilyon lira gelir hedeflemişti. • Pakeüe birlikte durgunluk yoğunlaşırken, otomotiv sektörü, hükümeti hızla artan stoklanna çözüm bulması için paketten geri adım atmaya zorladı. Baskılar karşısında hükümet, haziran ayı so- nunda çıkardıği ikinci bir kararname ile 3 ay süreyle "Ek taşıt alım nps" oranını yüzde 12'den yüzde 6'ya düşürdü. Hazine, bu uygu- lama ile 3 trilyon lirahk kayıba uğradı. •Girdi fîyatlannın artması nedeniylehükümete başvuran mütea- hittler için de "fiyat farkı" karamamesi haarlandı. Devlet Bakanı Mehmet Ali Ydmaz geçen hafta yaptığı açıklamada, girdi fîyat- lannın çok arttığmı, devleün müteahhitlere verdiği fıyatlann yüksel- tilmesi için 1 temmuzdan itibaren yürürlüğe girecek karamamenin hazırlandığm bidir di. Kararname 4 trilyon lirahk ek yük getiriyor. • Paket, turizm sektörü için delinereİc, şu kararlar alındı: -Golf tesisleri, yat, kotra ve otomobil kiralama hizmetlerinde uy- gulanmakta olan yüzde 23'lük KDV oranı yüzde 15'e indirilecek. -Turizm sektörünün kredi borçlan ertelenecek. -Seyahat acentelerine gecikmiş prim ve kredi ler ödenecek. -Havaalanlan ve limanlarda konaklama ve giriş-çıkış ücretleri yüzde 70 oranında indirilecek. OtomobildestoklartükenmeküzereBURSA (AA) - Otomotiv sektöründeki krizin aşılması ve satışlann arttınlması amacıyla açılan kampanyalaretkisini gösterdi. Bursa'daki Tofaş ile Oyak Renault fabrikalanndaki stoklann büyük bölümü eridi. Tofaş otomobil fabrikası yetkilileri, 4 temmuza kadar geçerli olan 'Ek Taşıt Alrnı V'ergisi ve Taşıt Alım Yergisi'ni biz ödeyelim' kampanyasının, satışlarda anormal artışlar sağladığını kaydettiler. Kampanya sona ermeden stoklann erimek üzere olduğunu, Doğan SLX,KartalSLXve Şahin serisinin bittiğini behrten yetkililer. "Bu kadar aşın talep olacağını zannetmivorduk. Stoklar çok lusa sürede eridi. Hatta bazı modellerde talebi karşılayamıvoruz" dediler. Oyak Renault fabnkası yetkilileri de "tasamıf Renault". "fırsat Renault", "Bu yü benzin bedava" kampan\ alarından sonra başlatılan "Bu yaz Renault keyfi bedava" kampanyasının olumlu etkilerini görduklerini söylediler. Aşın talep karşısında siparişlere yeüşemediklerine de işaret eden yetkililer, stoklardaki Renault 9 Broadway, Renault Rainbow ve Renault Spring'in bitmesi nedeniyle. ısteklere olumsuz yanıt vermek zorunda kaldıklannı, diğer serilere de ilginin çok yüksek olduğunu vurguladılar. Maliyede ayakuydurdu ANKARA (AA)- Maiiye Bakanı tamet Attila, otomotiv firmalannın düzenlediği kampanya nedeniyle otomobil sauşiannın artması üzerine. vatandaşa kolayhk sağlamak amaayla, taşıt vergüeriyle ilgiii vergi dairelerinin, pazartesi ve salı günü saat 21.00'e kadar çalışacağını söyledi. BakanAttiia,KDVveektaşıtalım vergjsi oranlannın İBdiribnesmin ardından, otomotiv sektöründe süreli satış kampanyalan düzenlendiğini haorîattı. A]ım-satım istemlerinin artması nedeniyle, vergi dairelerine başvurunun da çoğaldığmadikkatçeken Attöa, 9 üde vergi tahakkuk ve tühsâatı için fazJa calışıJacağıııı söytedi. Opel işçileri yurtdışında fZ.VIlR(AA) - Ekonomık kriz, otomotiv sektörünü işçi çıkannayaiterken, Torbalı'daki tesislerinde Opel marka otomobil üreten General Motors, 20 çalışanım Endonezya ve Mısır'a gönderdi. Opel'in 20 kişiljk personelinin. Endonezya ve Mıstr'daki Opelfabrikalannda teknik danışman veeğitmen oiarak görev yapacaklan bildirildi. Çalışanlannı havaalarundan uğuriayan Generai Motors Türkiye Genel Müdürü Kevm Jacksoa,dünyada 50 yerde üreülen opel otolann en kaKteİismin, Torbah'dançıküğını beürtti. Öte yandan, Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkam Necati Erol, düzenlenen kampanyalarla satışlann beklenenin çok iyi gitmesi nedeniyle, Tofaş fabrikasında bu ay içinde yeniden üretime başlanabileceğini müjdeledi. Fabrikada 27haziranda "zonjnluizne"çı- kmadan önce 14 bini aşkın stok aracın bu- lunduğunu hatırlatan Erol, şöyle dedi: tşbaşıgündemde "Kampanyalar sayesinde otomobik yoğun bir talepoldu. Stoklann önetnli bir bölümü erinKve başla> ınca Tofaş işvereni pazartesi görüşelım çağnsında' bulundu. tşverenle durum değerlendirmesi yaptıktan sonra yeniden işe başlayabiliriz." Türk Metal Sendikası 1 No.lu Şube Baş- kanı Mecit Hazır ise 28 hazdranda, işçiler izneçıkanlmadan önce. fabrikada 8 binin üzerindeki stoğun 3 haftada eriyeceği ve 18 temmuzda işbaşı yapılmasının hesap- landığını belirterek kampanyalann satış- lan hızlandırması nedeniyle, bu süreden önce 'yeniden işbaşı 1 teklifi gelebileceğini sözlerineekledı. Brezüya'ya para birimi dayanmıyor Ekonomi Servisi- Brealya bir gecede para bırimini Cru- zeiro Real'dan Real'e değiştirdi. Dünya tarihinin en büyük para değiştirme operasyonu olarak tanımlanan uygulama ile, Brezilya hukümeü ayhk yüzde 50'lere varan enflasyonun önünü kesmeyi planlıyor. Bir hafta önceden ordu birb'kleri tarafından eşlik edilen arabalarla bankalara yeni para'birimlen taşınmaya başladı ve yetkililereski cruzeirolann yakılma işleminin ay lar süre- ceğini beürtiyorlar. 1986'dan beri dört kere ad değiştirme, sıfır atma şekhnde para operasyonlanna başvuran Brezilya'nın yeni para birimi Real dolara eşiüenmiş durumda. Şubat ayında, yeni para birimine gecişi sağlamak için piyasaya sürülen Unidade Real de ValoıfUrv) de yine dolara eşitlenmişti. Televizyon programian ve kuruİan özel telefon hattıyla bilgilendirilen Brezilya'lılar iki hafta daha eski para birimlerini kullanabilecekler. Bu süre içinde piyasada dolaşan 3 milyardolar değerinde ki Cruzeiro, RS1 = Cr$2750 kurundan ,yeni para birimi Real'a dönûştûrülecek. 7 yüda 4 kez operasyona uğrayan Brezilya parası bit pazarında Venezuela'da devletleştirme Ekonomi Servisi- Venezuela'da geçen Ocak ayında, ülkenin ikinci büyük bankası Banco Latino'nun iflası ile başlayan fınansal piyasalardaki kriz, Başkan Rafae) Caldera'nın devletin bankalar üzerindeki kontrolünü arttı- ran,"devletleştirme" olarak yorumlanan kararname ile yeni bir safhaya girdi. Haziran ayının başlangıanda sekiz tane fınans kurumunu kapatan hükümet, bu kararname ile finans kesimi üzerinde geniş yetkiler kuşanıyor. Kararname ile kurulacak Kriz Finans Masası, banka vefinanskurumlannı "gereldi gördüğü" kararlan ahnaya zorlayabilecek, yönetim ku- rullannı değiştirebilecek ve hükümet adına şirket hisselerineel koyabilecek. Masanın yetkileri arasında, sağlam bankalara, tehlikede olan bankalara mevduat aktarma emri verme yetkisi de var. Finans Bakanı Sosa'nın "Vene zuela bankalannın devletieştirilmesi olanak dışı değil" şekhndekı sözleri büyük kaygı yaraüyor. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA "DolarkrizT'ııiııdüşündürdükleri ediler grubu ülkeleri liderleri, bu haf- ta yapacaklan toplantılarında ekonomik dur- gunluktan çıkmayı başardıkları için birbir- lerini kutlamaya hazırlanıyorlar. Ancak, an- laşılan, giderek sermaye piyasaları krizini ve ekonomik toparlanmanın yarıda kesilme- si tehlikesini gündeme getiren bir dolar krizi- ni nasıl durduracaklarmı tartışmak gibi tatsız bir sürprizle karşı karşıya kalacaklar. Bir dolar krizine doğru ABD'de ekonomik toparlanmanın hızlan- masına paralel olarak ithalat ve dolayısıyla dtş ticaret açığı artarken, ABD'ye ve dolar ta- banlı aktiflere yönelik yatırımlar gerilemeye başlamıştı. ABD'li yatırımcılarm dış yatırı- mları ise artıyordu. Bu etkenlerin birleşmesi ile uluslararası piyasalarda bir, dolar fazlası oluştu. Bu durum global meta piyasalannda fiyatların artmaya ve ABD'de kapasite faz- lasının sınırlarına ulaşılmaya başlaması ile birlikte bir enflasyon beklentisi doğurdu. Fe- deral Reserve bu beklentiye paralel olarak faizleri arttırınca, dolar, sağlamlaşacağına düşmeye başladı. Tam bu sıralarda ABD- Japonya ticaret görüşmeleri çıkmaza gir- mişti. Clinton yönetiminin yen'i yükselmeye zorlayarak Japonya üzerinde baskı yapa- cağı beklentisi ile doların düşmesi hızlandı. Heç edilmiş global fonlar 1992-1993'te do- ların yükseleceği varsayımı ile yaptıkları spekülatif pozisyonları terk ederek dolar ta- banlı aktifleri boşaltmaya başlayınca global tahvil piyasaları da bir gerileme sürecine girdi. Yatırımcılar Almanya'da ekonomik to- parlanmanın başlaması ile artık faizlerin yükselmeye başlayacağı beklentisine girin- ce tahvil ve bono piyasalarını etkileyen geri- leme, genelleşerek hisse senedi piya- salarını da sarsmaya başladı. Evvelki hafta dolar, psikolojik olarak önemli olan 100 yen sımrını deldi. O hafta, cuma günü 17 ülke bu düşüşü durdurmak için 3 milyar dolar satın aldı. Müdahale bir işe yaramadı. Yatırımcılar doların daha da düşeceğine inanıyorlardı. Dolar geçen hafta düşmeye devam ederek 98 yen civarına ka- dar geriledi. Doların düşüşünü durdurmak için bir ortak müdahale daha olabileceğine inanan pek yok. ûzellikle Almanya, dolar almak, DM arzını arttırarak para arzı hedeflerini çarpıttığı için bir mü- dahaleden yana de- ğil. Dolayısıyla top Federal Fteserv'in sahasında. Genel kanı, bir dolar krizi- nin engellenmesi için ABD'de faizle- rin artmak zorunda olduğu doğrultusunda. Ancak faizlerdeki artış oranı yeterli bulun- mazsa faiz artışı beklentisi sona ermez. Tah- vil, bono ve hisse senedi piyasalarındaki ge- rileme devam eder. Sermaye kıtlığı sorunu Diğer taraftan, tahvil ve bono piyasala- rındaki gerilemenin devam edeceği yolun- daki beklentileri güçlendiren çok önemli bir etken daha var. Bu da global olarak yaşan- makta olan yatırım fonları kıtlığı sıkıntısı. Bir diğer adı ile sermaye kıtlığı. Bu koşullarda fonları kendilerine çekebilmek için yatırım araçlarının getirilerinin artması gerekiyor. Yeni tahvillerin faizleri yükselirken var olan tahvil ve hisse senetlerinin fiyatları düşüyor (getiri=faiz/fiyat). Sermaye kıtlığına yol açan etkenlere ba- kınca 1979 1993 arasında OECD ülkelerinde tasarrufların GSMH'ye oranının yüzde 23.6'- dan yüzde 19.4'e düşmüş olması ve bu düşü- şün de yüzde 21 'den yüzde 14.5 gerileme ile en fazla ABD'de yaşanmış olması dikkati çe- kiyor. Bu dönem boyunca bütçe açıklarının GSMH'ye oranı artmaya devam etti. Bu oran, 1993te ABD'de yüzde 3.8, Almanya'da yüzde 4.1, Fransa'da yüzde 5.7, ingiltere'de yüzde 8.3 ve İtalya'da yüzde9.5'e ulaştı. Üs- telik, OECD Economic Öutlook'a göre bu açı- kların yaklaşık yüzde 30'u yapı- saldı, yani eko- nomik toparlan- ma ile gelirler artınca azalma- yacaktı. Işte dü- şük tasarruflar ve bütçe açıkları hükümetlerin, borçlanma ge- reksinimlerine, dolayısıyla glo- bal olarak dolaşmak olan sermaye stokuna (aslında buna birikmiş artı değer stoku de- mek daha anlamlı olacaktır) talebi artıyordu. Bu sermaye stokuna yönelik bir diğer talep de gelişmekte olan ülkelerden geliyordu. Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye ihracı 1986-90 arasında, yılda ortalama 37 milyar dolardan 1993'te 160 milyar dolara çıkmıştı.Bir tahmine göre eski Doğu Bloku ile gelişmekte olan ülkelerin, gelecek on yılda, her yıl ortalama 300 milyar dolara ge- reksinimleri olacaktı. * Bu gelişmelere karşılık, petrol üreticisi ülkelerin gelir kay- nakları azalmış, bu, onları da net sermaye it- hal etmek zorunda olan ülkeler arasında sokmuştu. Almanya'nın sermaye ihraana kaynak oluşturacak dış ticaret fazlası, birleş- meden sonra hızla eriyerek bir açığa dönü- şürken, Almanya da birleşmeyi finanse et- mek için bu uluslararası sermaye stoklanna yönelmişti. Dünyada başlıca sermaye ihraç kaynağı olarak sadece Japonya kalmıştı. Halbuki ABD, Japonya'ya baskı yaparak onu dış ticaret açığını azaltmaya, dolayısıyla ser- maye ihraç kaynağını daraltmaya zorluyor- du. Bir OECD tahminine göre 1993-1995 arasındaJaponya'nın dış ticaret dengesi 131 milyar dolardan 120 milyar dolara düşerken, ABD'nin açığı ise 109 milyar dolardan 153 milyar dolara çıkacaktı. özetle, tasarruflar daha hızla azaldığı, dış ticaret daha hızlı arttığı, bütçe açığı yüksek olduğu için, ABD'- de dolar hızla aşınıyor. Faizlerin üzerindeki basınç da ABD'de, göreli olarak daha fazla. Böylece genelde faizlerin artmasına yönelik beklentilerin, buna bağlı olarak tahvil ve his- se senedi piyasalarındaki istikrarsızlığın de- vam etmesinin de arkasında yatanları gö- rebiliyoruz. Aslında sermaye birikimi krizi... Düşük tasarruflar ve "sermaye kıtlığı"n\n, hep unutulmak istenen, bir başka anlamı daha var. Tasarrufların, düşük ve dolaşmak- ta olan sermayenin, genel genişleme gerek- sinimlerine yetmeyecek kadar daralmış ol- ması, sermaye birikim hızının eğilimsel ola- rak gerilemekte olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle ekonomik durgunluk ve toparlan- malar birbirini izlerken alttan alta bir serma- ye birikim krizi işlemeye devam ediyor ve dövizler, faizler, getiriler gibi, piyasadaki, yani suyun yüzündeki değişkenlerin uzun ve orta vadeli hareketlerini belirlemeye devam ediyor. Bir ekonomik toparlanma dönemin- de ise ekonominin büyüme hızı, kısa zaman- da sermaye birikim hızının koyduğu sınıra çarparak fiyatlar ve gelirler düzeyinde şid- detli istikrarsızlık yaratıyor. işte bu yüzden doların düşüşü önlenemediği ve sermaye piyasaları geçici de olsa bir istikrara kavuş- turulmadığı takdirde, (faizlerin hızla yük- selmesi, tasarrufların, dolayısıyla harcama kapasitelerinin sınırına ulaşılması sonucu tüketimin duraklaması ile) ABD'de ve Av- rupa'da ekonomik toparlanmanın boğularak bir stagflasyona dönüşmesi hiç de imkansız bir senaryo değil. Yediler grubunda buna çare bulunabilir mi? Pek zannetmiyorum. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK BföpmekBaştemaktip Bugünler, üniversiteleri bitirenlerin günleridir. On bin- lerce genç bir büyük niteliksel değişim geçirerek, eko- nomik vetoplumsal yaşama katılmaya hazırlanıyor. Bir ilişkiler demetinden kopuyor, yepyeni bir ağın içine dü- şüyor. Peki, üniversiteyi bitiren on binleri nasıl birortam bekliyor? Iş ve aş pazanna çıkan on binlere, yetişkinler ne sunuyor? Ya da öğrenimlerini tamamlayanlar edindikleri bece- rileri nasıl değerlendireceklerdir? • • • Kimi örnekler bu sorulara yanıt veriyor. Üniversite bitirme törenlerinin yapıldığı günlerde, ya- zar ve düşünürler ve bu arada öğretim üyeleri, "yalnız- ca düşüncelerini açıkladıklan" için, hapsedilmektedir. Bu ilkel toplumsal ayıbın üniversite kavramıyla, hak ve hukuk anlayışıyla bağdaştınlması olanaklı değildir. Bir- çok olumsuzluğun, giderek yıkımın anası gerçekte bu noktadır. Hukuk fakültelerini bitirenler, kamu bankalarını, kamu mal ve mülkünü talan eden, siyasal gücünü kişisel çıkan için kullanan hırsızların "egemen" olduğu birortamda "hak ve hukuk" dağıtmaya hazır olmalıdırtar. Mühendisler, en kolay mühendislik işlerinin bile bü- yük paralarla yabancılara verildiği, yerli beyinlerin aşa- ğılandığı, ezildiği ve küçültüldüğü bir sürece girecekler- dir. Kaldı ki, çalışabilecekleri kamu üretim ve hizmet bi- rimlerinin, PETKlM'den PTT'ye, TEK'ten Demir-Çelik'e dek, çoğu kez sudan ucuza, yabancılara satılmakta ol- duğuna tanık olacaklardır. Ekonomi ile uğraşanlar, paranın "ticaret"; kamu mali- yesinin "yağma"; yatırımında taşınır-taşınmaz alım sa- tımı anlamına geldiğini; üretimin küçümsendiğini, yala- nın dolanın, çokyüzlülüğün egemen olduğunu kolayca görecekler; vergi kaçırmayanın "akılsız"; çaldıklarını yurtdışına, özellikle ABD'ye aktararak "vatan aramaya- nın" "geri kalmış" sayıldığına tanık olacaklardır. Ulusla- rarası tekellerin çıkarına hizmet için IMF, Dünya Banka- sı kapılarında iş dilenmeyenlerin, "ilkel ve çağdışı" kaldığı fısıldanacaktır kulaklarına. Doktorlar, yeterli yardımcı personelin, araç ve gerecin bulunmadığı çalışma koşullarında acıma ile sevginin kesiştiği bir cendereye gireceklerdir. Burada sayılmayan meslekler için de benzer olgular geçerlidir. Ve bu ortamda, doğruluğun, dürüstlüğün ve erdemin "ad/"yoktur. Ve tüm bunların ötesinde çok acı bir gerçek daha var. Üniversite bitiren gençlerin çok büyük bir bölümü, bu koşullarda bile, çalışma olanağı bulamayacak, işsiz ka- lacaktır. Ekonomi, olağan dönemlerde bile, gençleri işsiz bıra- kan bir özellik taşıyordu, "iş isteyen" gençlerin ortala- ma yüzde 35-40 gibi bir bölümü işsizdi. Yaşanan ekono- mik bunalımın en belirli özelliklerinden biri işten çıkar- malardır. Türkiye imalat sanayiinde yaklaşık iki milyon ücretli çalışıyordu; bunların 500 bini, yani her dört çalı- şandan biri kapının önüne bırakılmış bulunuyor. Bu or- tamda üniversiteyi bitirenlerin iş bulma olanağı çok daha sınırlı kalacaktır. • • • Bu koşullarda, yetişkinler adına gençlerden özür dile- mek mi gerekiyor? Tersine, üniversite bitiren gençlere çok büyük görevler düşüyor: Bu görev sorunlara önyar- gısız bir yaklaşımla çözüm bulmaya çalışma görevidir; toplumsal sorumluluğa sahip çıkma ile bireysef mutlu- lukları arasındaki duyarlı dengeyi kurabilmedir. Çoğu ülkede, siyaseti ve kamu yönetimini "temiz el- ler" girişimiyle düzeltmeye savcılar öncülük etti. Bizde- ki kir yıllardır çok kalınlaştığından daha büyük bir katılım ve çaba gerekiyor. Bu bataklık kurutulmadıkça toplumsal sıtma bitmez. Türkiye halkı, iki yüz yıla yakın bir süredir, tüm insanlı- ğın eşitlik ve özgürlük gibi evrensel değerlerine sahip çıkmaya uğraşıyor. Insanın yaratıcılığını arttırması savaşımı veriyor. Ulusal bağımsızlıkla birlikte kazandığı "kulluktan yurttaşlığa geçiş"\ daha çok ve nitelikli üretim iletamamlamak istiyor... Ancak bu karanlıktan kurtulma savaşımının kazanıldığı söylenemez. Gerçekte, bu sa- vaşım kazanılabilseydi, yukarıdaki ortam değil, aydınlık, üretken ve özgür bir toplumsal yapı olacaktı. Üniversiteyi bitirenlerin, tümümüz gibi, çok açık iki se- çeneği vardır. Ya doğruluğun, dürüstlüğün, özgür ve onurlu olmanın yollarını açacaklar, bu toplumsal sorum- luluğu ve özveriyi üstlenecekler ya da her tarafı sarmış bulunan hırsızlık, ikiyüzlülük ve yağma karanlığının bir parçası olacaklardır. PANELE ÇAĞRI 'İstanbul Şehir Tiyatrolan - Yerel Yönetim İlişkisi ve Sanat Özgürlüğû " Katılanlar (Soyadı sırasına göre): Füsun Akatü Doç. Dr. M. Semih Gemalmaz Beral Madra Burçin Oraloğlu Nedim Saban Başar Sabuncu Seçkin Selvi CüneytTürel Tarih: 4 Temmuz 1994 Yen Pera Palas Otel, Kubbeli Salon Saat: 18.00-20.00 Açıklama: İkram bedeli 100.000 TL girişte ödenir. Düzenleyen: İSTANBUL PLATFORMU AKADEMİK YAPI AŞ. Bilgisayar destekli çizim ve animasyon konularında uzmantaşmış bir ortamda çalışmak üzere AUTOCAD 12 ve 3D STUDIO yazılımlarını ileri düzeyde kullanabilen MİMARLAR Bilgisayar destekli çalışan İNŞAAT MÜHENDİSLERİ arıyoruz. ilgilenenlerin 2 2 T e m m u z 1 9 9 4 tarihine kadar fotoğraflı özgeçmişlerini bize iletmeleri rica olunur. FECRİ EBCIOĞLU SOK. KONAK PALAS APT. N0 17/1 80620 LEVENT / İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle