Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çumhuriyet
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Koordinatörü- Hikmet Çerinkaya
• Genel Yayın Danışmanı: Orfıan Erinç
• Yazıışleri Müdürlen: İbrahinı Yıldız,
DinçTayanç(Sorumlu), • Haber Merkezi Mü-
dürü: Hakan Kara
Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomı: Bülent
Kızanlık • Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt
Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami
Karaörcn • Spor: Abdülkadir Yücelman
• Düzeltme: Abdullah Yazıcı
Ankara Temsılası: Mustafa Balbav •Haber Mudüru. Doğan Akın AtatürkBul-
\anNo:125. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel- 4195020 C
7
Hat). Tele\: 42344, Fax:
(4)4195027 «İzmir Temstlcısr Serdar Kızık, H.Zıva BK 1352 S 2 3 Tel:4411220
Telex: 52359. Fax. 4419117 • Adana Temsılcısı. Çetin Viğenoğiu İnonü Cd. 119
S. No- 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492. Telex: 62155. Fax: 3522570
Müessese Müdürü. Erol Erkut #Koordına-
tör- Ahmet Konılsan • Muhasebe Bülent Ye-
ner •tdare. Hfoeyin Gürer •Işletme: önder
Çelik •Bılgı-İşiem:NailtnaI • Bılgisayar Sıs-
tem: Mürütet Çiler •Reklam Reha [şıtman
\a>ımla)an>eBasan: \enı Gun Haber Ajanst Basın \e^ d\ıncı!ık A Ş
Tarkjca'ğCad .'9 41 Cıgaloğlu343v>tst PK 246IsunbıilTel (0 :i:ı512O5O5(2OhjılTclex 22246. Fav(0 212)5138595 4TEMMUZ1994 İmsak:3.31 Güneş:5.3O Öğie: 13.13 İkindi: 17.12 Akşam: 20 46 Yatsı: 22.36
100hektarorman
külokhı
•ADANA (AA) -Adana'da. anız
yakma yüzünden. son 3 gûnde 100
hektar ormanlık alan kül oldu.
Adana Valisi Naci Parmaksız,
yaptığı açıklamada, anız
yakımının tanm alanlanna zarar
verdiğini ve toprağın biyolojik
özelliklerini etkilediğini söyledi.
"Son günlerde, anızyakımı
nedeniyle Adana'da birçok orman
yangını meydana geldi" diyen Vali
Parmaksız, anız yakmamalan için
çiftçilerin uyanlacaklanru belirtti.
Adana Orman Bölge Müdür
Yardıması Orhan Ermişoğlu ise,
Yüreğir, Osmaniye, Bahçe,
Kadirli, Pozantı, Saimbeyli,
Karaisalı ve Aladağ ilçelerinde 3
gün içinde 15 orman yangını
meydana geldiğini bildirdi.
Ermişoğlu, bunlann yûzde 75'inin
anız yakımından kaynaklandığmı
vurguladı ve "dikkatsizce yakılan
anızlar, 100 hektar ormanlık
alanımızın kül olmasına neden
oldu" dedi.
Epegirclekuş
cenneti
• KONYA (AA) - Konya'nın
Ereğli ilçesindeki kuş cenneti
oiarak değerlendirilen sazlıklar
konıma altına ahnacak. Yetkililer,
sazlıklann "Milli Park" oiarak
ilan edilmesine ilişkin girişimlerin
devam ettiğini hatırlatarak,
"SazlıJdardan eldeedilen
kamışlar, ayru zamanda önemli
bir ihracat kaynağını
oluşturmaktadır. Ayncadünyada
giderek nesilleri tükenen kuşlara
da ev sahipliği yapmaktadır"
dediler. Sazlıklarda 200'ün
üzerinde kuş türû yaşadığma işaret
eden yetkililer, bunlar arasında
flamingo, beyazpelikan,
dikkuyruk, yaz ördeği, tepeli
pelikan, küçük kerkenez, küçük
karabatak. kaşıkçı ve ince gagalı
martılann da yer aldığını
belirtüler.
Antalyakongre
merkezi
• ANTALYA (AA) - Antalya,
kongre turizmi merkezi olma
yolunda da hızla ilerliyor.
Antalya, kongre yapılabilecek
tesislerin sayısı açısından,
İstanbui'dan sonra ikinci sırada
yer alıyor. Antalya kent merkezi
ile Belek, Alanya, Side ve Kemer
yörelerinde, kongre turizmi
yapılabilecek nitelikte yaklaşık 40
ötel bulunuyor. Heryıl bu
nitelikteki otellere yenilerinin
eklendiği Antalya'da aynca, 2-3
bin kişillk büyük kongre
salonlannın da yapılması
planlanıyor. Turizmciler,
Türkiye'nin, "Dûnya Kongre
Turizmi" pastasından önemli bir
pay alabilmesi için gerekli
potansiyele sahip olduğunu, tek
yapılacak şeyin, bu potansiyeli
değerlendirmek olduğunu
bildirdiler.
Tarihieser
kaçakçılığı
•ORDU (AA) - Ordu'da, tarihi
eser kaçakçılığı yaptığı belirlenen 2
kişi gözlem altına alındı. Alınan
bilgiye göre, bir ihban
değerlendiren Kaçakçılık
Istihbarat ve Harekat Şube
Müdürlüğüelemanlan, Fevzi
Kapıcı'nın Rus Pazan'ndaki
işyerinde, 57 adet bakır sikke ele
geçirdiler. Operas_yonu sürdüren
güvenlik güçieri, Unye ilçesinde de
Ali Şen'e ait evde 170 adet
Osmanlı, Bizans ve Roma
dönemlerine ait bakır, gümüş ve
bronz sikke ile çok sayıda tarihi
eser buldu. Her iki kişinin gözlem
altına alındığı ve olayla ilgili
soruşturmanın sürdürüldüğü
bildirildi.
Saroz sahili
temizieniyor
•KEŞAN (AA)-Saroz
Körfezi'nin Erikli ve Yayla sahil
şeridinde çevre temizliği
kampanyası başlatıldı. Edinilen
bilgiye göre, kampanya, Keşan
Belediyesi, Keşan Rotary Kulübü
ve Erikli Sahili Turizm Geliştirme
Kooperatiflerince ortaklaşa
düzenlendi. Keşan Rotary Kulübü
Başkanı Aü Kılıç, kampanyaya
katılan gönüllülere tırmık, poşet ve
şapka dağıüldığını belirterek,
"Saroz Körfezi'ni sahili, denizi ve
çevresi ile örnek bir tatil beldesi
haline gerireceğiz" dedi.
Kanser uyansı
•BERLtS(UBA)-Yaz
aylanndagüneşin altında fazla
duran herkesi olduğu gibi,
özellikle çocuklan etkileyen güneş
yanıklannın kansere
dönüşmemesi için dikkatli
olunması istendi. Bu konuda
Alman Kanser Derneği bilimsel
yayınlara ağırlık verdi. Uzmanlara
göre, çocukluk ve gençlik
yıllanndaki güneş yamklan uzun
yıllar sonra cilt kanserine yol
açabiliyor. Alman Kanser
Kurumu bu yıl "çocuk ve güneş"
düsturu altında cilt kanserinin
önlenmesine veerken teşhisine
ilişkin broşürler yayımladı. Alman
Kanser Kurumu'nun yayınladığı
broşürler, kurum dan ücretsiz
temin edilebiliyor.
Gönüllü çevre kuruluşlan, 'Arkadaş Grubu' öncülüğünde büyük bir kampanya hazırlayacaklar
GAP Bölgesi'ndedeprem,felakettir
ERGÜNAKSOY
ANKARA - Güneydogu Anadolu
Projesi'nde (GAP), çevre faktörü-
nün dikkate alınmadığı ve meydana
gelebilecek bir depremin, tüm böl-
gede büyük felaketlere yol acabile-
ceği bildirildi. Arkadaş Çevre Gru-
bu Sözcüsü Yaşar öztiirk, GAP
Bölgesi'nin Türkiye'de riski en yük-
sek deprem bölgeleri arasında bu-
lunduğunu, "Sümer Tabletlerf'ne
konu olan "Nuh Tufanı" olayının da
bir deprem sonucu başladığını anı-
msatarak. "Oluşan doğal barajın
patlaması sonucu tüm Mezopotamya
sular altında kalnuştı. Deprem faktö-
rü dikkate alınarak bugün bölgede
küçük ölçekli barajlar yapılmaudır"
dedi. GAP Belediyeler Birliği'nce
haarlanan raporda da "GAP çevre
araştırma enstitüsü"nün kurulması
istendi.
Yapımı halen süren GAP'la ilgili,
gönüllü çevreci kuruluşlann etkin
bir kampanya başlatacaklan öğre-
nildi. Kampanyanın öncülüğünü
yürütecek olan Arkadaş Çevre Gru-
bu Sözcüsü Öztürk, GAP'ta Çevre-
sel Etki Değerlendirme Yönetmeli-
ği'nin (ÇED) dikkate alınmadığını
anımsatarak şu uyanlarda bulundu:
"GAP Bölgesi ikinci bir Nuh Tu-
fanı olayı yaşayabilir, "Sümer Tab-
letlerine giren Nuh Tufanı olayı bir
depremle başlamıştı. Ardından, Dicle
ve Fırat nebirlerindeki su akıntısınm
kesilmesi sonucu oluşan doğal baraj
patlamtştı ve tüm Mezopotamya su-
• GAP Belediyeler Birliği'nce hazırlanan
raporda da 'GAP çevre araştırma
enstitüsü'nün kurulması istendi.
lar altında kalmıştı. GAP Bölgesi,
Türkiye'de riski en yüksek deprem
bölgelerinin başında geliyor. Tarihte-
ki Nuh Tufanı olayı da bilindiğine
göre, o zaman neden büyük ölçekli
barajlar yapılıyor? Büyük ölçekli ba-
rajlar yerine, küçük ölçekli barajlar
yapdmaİHur. GAP'uı en önemli kol-
İanndan biri olan Karakaya Barajı,
kınk bir fay hattı üzerine kurulmuş-
tur. Tehlikenin en büyüğü de bu ba-
rajdadv."
GAP'la "Kaş yapalım derken göz
çıkanlacağını" savunan Öztürk, gö-
rüşlerinı şöyle dıle getirdi:
"Bir dizi sonınun yanıtı ele alınma-
dan projenin yapımına başianmıştır.
Bölgenin iklim yapısı, coğrafya
yaptsı önemli değişmelere uğradığı-
nda, bu ekolojik, ekonomik ve top-
lumsal yapıyı değjştirir. Bu değişimin
olumlu ve olumsuz yönleri, ancak
ÇED'in uygulanmasıyla ortaya çıka-
bilir. ÇED uygulanmıyor. Çevresel
değişün sonucu ortaya çıkacak olan
sağlık sonınları konusunda da etkin
bir çalışma vürütülmüyor. GAP'm
bugünü ve yarını giyotin altına
yatınJmıştır. Geçmiş karanlığa gö-
mülecek. Hasankeyf, Eğil Kalesi gjbi
önemli tarihi değerler kurbanlık ko-
y un gibi sular altında kalmayı bekli-
yor. ÇED'siz bir GAP'uı yasama ge-
çirilmesini engellemeliyiz. Ekolojik,
ekonomik ve toplumsal açıdan bir ci-
nayete 'dur' demek, yaşadığımız
dünvaya karşı ve kendimize karşı bir
sorumluluktur."
GAP Belediyeler Birliği Genel
Sekreteri Ahmet Özer tarafından
hazırlanan "GAP ve Çevre" konulu
raporda da GAP Bölgesi'nde çevre-
sel problemleri araştıran "GAP çev-
re araştırma enstitüsü"nün kurul-
ması gerektiğini bildirdi. GAP Böl-
gesi'nde bir "GAP sağlık merkezi"
oluşturulması gerektiğini de kayde-
den Özer. görüşlerini şöyle sıraladı:
"GAP ile çevrede meydana gele-
cek değişikükler, GAP'la büiikte
meydana gelecek olan sosyoekono-
mik değişmeler gibi temel nitelikte ve
kalıcı olacaktır. Bu nedenle çevre bo-
yutu bölge kalkınmasının aynlmaz
entegre bir boyutu oiarak ele alınmalı
ve bu entegrasyon sosyoekonomik
gelişme için alınan \e öngörülen ted-
birlerle u\um içinde olmalıdır. Top-
rağın verûnli üst tabakasının erozyo
nunu önlemek, çe»Teye organik ve
inorganik atık boşaltunını asgariye
indirmek kaçınılmazdır. Etkin bir
çevre kampanyası gereklidir. Bu da
ancak halkın katüımıyla mümkün-
dür. Belediyeler bünyesinde çevre yö-
netim birimi ile çevresel sonınları be-
lirleyecek çevre yönetim planı oluştu-
ruimalıdır."
Navratilova, yanfinal karşılaşmasında Gigi Fernandez'i 6-4 ve 7-6Tık setlerle yenmişti.
Oyun... Set... Maç... Martinez
Conchita Martinez
ZAFERARAPKİRLt
LONDRA - Tribünleri dolduran 30 bin kişinin
ve televizyonlan başındaki milyonlarca kişinin
desteğini arkasında bilmesine rağmen, bazılan
gibi hiç şımarmış görünmüyordu. O, her zaman-
ki ağırbaşhlığı ve tevazuu, zaman zaman yaptığı
masum şakalan, hakemlere itiraz ederken bile se-
viyesini hiç kaybetmemesiyle, ama hepsinden
önemlisi, dünya tenis kortlanrun "gözbebeği"
VVimbledon'a altm harflerle yazılmış kalitesı ile
merkez korttaki son maçında, kaybeunesine
karşın anıtlaşıyordu.
"Oyun.. Set. Maç.. Martinez.." sözlerini duv-
duğunda boğazına birşeyler düğümlendi ve göz-
yaşlannı tutamadı. 10. kez kazanmak istediği o
ünlü büyük metal tabağı bu kez başkası almıştı.
Ona ise, bir küçük tabak ile, korttan aynlırken
yere çömeüp kopardığı bir tutam hatıra Wimble-
don çimi kalmıştı. Martina Navratilova... Tenisın
v e sporun tarihınde hiçbir sporcuya nasip olma-
yacak bir rekorun sahibi. 1957 yılında doğduğu
Çekoslovakya'nın Revnice kasabasından, dün-
yanın en büyük başkentlerinin tenis kortlanna
kadar uzayıp giden yolda, tüm gönülleri fethe-
den isim.
Daha üç yaşında babasırun evi terketmesi ile
başlayan ve sürekli hazin heyecanlarla dolu ya-
şam öyküsü. başkalannın kalemine konu olma-
dan kendi biyografısini yazan Martina. 1973
yılında Çekoslovak Tenis Federasyonu tarafı-
ndan Amerika Birleşik Devletleri'ne gön-
derilmesinin ardından açılan parlak spor kariye-
rinde milyonlarca dolann yanında büyiik bir ün
de kazanıyordu.
Tenis kortlannda olduğu kadar kort dışında
da özelLkle cinsel yaşamı ilgi çeken Martina, "lez-
biyen" olduğunu hiçbir zaman gizlemedi. "Kadı-
nlarla birlikte ounak daha çok hoşuma gidiyor"
diyebildi basmın karşısında. Hiç erkek partneri
olmamış mıydı? Evet. Çekoslovakya'da bir kez
kendisinden 4 vaş bü>ük bir mimar ile ilişkisi ol-
muş. ama kendi deyimiyle "beyninde şimşekler
çakmamıştı."
Daha sonralan birlikte olduğu Teksaslı dokto-
run kansı, basketbolcu Rita. feminist yazar
Judy. "nedense" daha çok hoşuna gitmişti.
Amerikan vatandaşlığı için başvururken bile
yalan söylememek için "biseksüelim" deyiver-
mişti. Son basın toplantılarından birinde, "çocuk
sahibi ounak istiyorum" de\i\ennce ortalık birbi-
rine girmiş, "Martina, baba ounak istiyor" baş-
lıkları atılmıştı.
Ama herkes onu, bu renkli yaşamöyküsünün
en önemli bölümü ile anımsayacak. 6'sıüstüste
olmak üzere tam 9 kez VVimbledon şampi-
yonluğu, sayısını tutmak mümkün olmayan di-
ğer Grand Slam unvanlan ve olağanüstü tenis
yeteneği ile... Herkes kızlanna (ya da oğullanna)
bir Martina olmasını öğütleyecek. Herkes,
(kadın ya da erkek) onun gibi oynamak isteye-
cek. Cumartesi günü onu yenerek şampiyon olan
Conchita Martinez bile...
VVimbledon
Erkekkrde
yine
Sampras
LONDRA (Çumhuriyet) -
Sezonun üçüncü "Grand Slam"
mücadelesi olan VVimbledon Tenis
Turnuvasf nda, tek erkeklerde
ABD'li Pete Sampras. üst üste
ikinci kez şampiyon oldu.
İngiltere'nin başkenti Londra'da
süren toplam 8.5 milyon dolar
ödüllü tumuvanın son günündekı
tek erkekler fınalinde. dünya
klasmanında ilk sırada yer alan
Pete Sampras, 1992 yılının finalisti
4 numaralı seribaşı Hırvat Goran
İvaniseviç ile karşılaştı. Çekişmeli
geçen ilk 2 sette. iki raket de
birbırlerinın servısini kıramadı ve
Sampras, 2 seti de 7-6 (7-2 ve
7-5'lik tie-break'lerle) kazandı.
Sampras
Üçüncü sette oyuna iyıce ağırhğını
koyan 23 yaşındaki Sampras.
rakibinin üst üste 3 servisini de
kırdı ve seti 6-0 kazandı.
İvaniseviç'le bugüne dek yaptığı 9
maçta 4. gaübiyetini alan
Sampras. aynca 1986'danbuyana
turnuvayı üst üste kazanan ikinci
şampiyon oldu.
Toplam 1 saat 55 dakika süren
mücadeleyi kazanan ABD'li Pete
Sampras, ödül oiarak 517 bin
dolar (yaklaşık 16.5 milyar lira)
alırken Goran İvaniseviç ise 250
bin dolar kazandı.
Fatih Kısaparmak son kasetinde 'Hoşçakal' diyor
Her aynlık, buluşmanınük adımıdır
MUHARREM AYTJIN
"Bir gün ben de öleceğim / Türkü-
lerle gömün beni / Size veda edeceğim
/ Türkülerle gömün beni / Sazımı
asuı duvara / Yahıız kalsuı bahtı kara
/ Vasiyetim tüm dostlara / Türküler-
le gömün beni..."
Bu istek, 1987'de çıkardığı ilk ka-
setine de adını veren "Kilim" parça-
sıyla müzik dünyasına adım atan v e
"sevdiğine sözü olanlann sözcülüğü-
nü" üstlenen çağdaş halk müziği sa-
natçısı Fatih Kısaparmak'a ait. Sa-
natçı, "Hoşcakal" adını taşıyan son
albümünde dile getiriyor bu isteğini.
Peki birdenbire bu "hoşcakal" da
nereden çıktı?
Yanıtı biraz düşündürücü:
"Son albümüme, Hoşcakal' adını
verirken uzun uzun düşündüm. "Ger-
çekten müziğe bir veda çağnşımı ya-
par mı?' diye. Fakat bana göre, her
veda bir merhabadır. Madem ki kü-
çücük hayadarımızda, birbirini izle-
yen süreçlerden geçerek yaşıyoruz;
bunun içinde merhaba da var, hoşca-
kal da var. Süreklilik açtsmdan, her
veda bir merhabadır. Ayrılıklar da
bir buluşmanın ilk adımı..."
Müzik dünyasında. önceleri.
"Bay Kilim", hemen ardından ise
"Türkü Baba" oiarak anılan Kısa-
• Fatih Kısaparmak'a göre Türkiye'de ekonomik
alandaki enflasyondan daha tehlikeli bir şey var. O da
sanatçı enflasyonu. "Ancak" diyor Kısaparmak, "bunlar
kimliğini arayan ülkemizin geçiş dönemindeki
sancılan. Bir gün sonaerecek..."
parmak'la 19 mayısta piyasaya çı-
kan yeni albümü üzerine konuşuyo-
ruz: "Türkü"den söz açılınca diyor
ki:
"Bence her beste, hayatın ta kendi-
sidir ve yaşanmışlıklarımızın parmak
izidir. Aslında her rürkü, bir öyküdür.
Yaşadığım süre boyunca müzikal
beynimde türküler üretmeye devam
edeceğim. Gidecegim yer aynı, ancak
her albümde farklı bir yoldan gitmey i
yeğliyorum. "Hoşçakal'da ise 1990'-
İaruı Türkiyesi'nde gözlediğim, mü-
zikal anlamdaki yozlaşmaya ve çir-
kin tekdüzeliğe doğru gidişe kafa tut-
tum. Ve demek istedim ki; bilgisayar
icat oldu, mertlik bozuldu!"
Peki günümüz Türkiyesi'nde mü-
zikal anlayış ve "sanatçı" kavramı
hakkında ne düşünüyor:
"Biz aslında bu kadar kısır, bu ka-
dar sığ bir kültüriin temsilcileri ve sa-
hibi değüiz. Bu yüzden yeni albü-
mümün yelkenlerini daha çok Ana-
dolu rüzgarlarıvla doldurdum. Bağ-
lamanın, çpban kavaunın, neyin, ben-
dirin. udun. kamınun akustik lezzeti-
ni serpistirdim. Bana göre gercek sa-
natçı, dün, bugün ve yarın gibi soyut
kavramları aşabihneyi başaran kişi-
dir. Çünkü gerçek sanat eseri zaman
kavramını aşmış, takvim yaprak-
larıyla bağı ounayandır. G«rçek sa-
nat eseri, çağuun tanığı ve toplu-
munun sözcüsü olabilendir. Türkiye'-
de ekonomik alandaki enflasyondan
daha tehlikeli bir şey var ki o da sa-
natçı enflasyonu. Ancak bunlar kim-
liğini arayan ülkemizin geçiş döne-
mindeki sancıları. Bir gün sona ere-
cek..."
5 milyonu aşkın satış
"Hoşcakal" kaseti 1 a> içinde 150
bin satan Fatih Kısaparmak, bugü-
ne kadar imzasını attığı. "Kilim",
"Yanna Kaç Var", "Cemre Düşün-
ce", "Güneşi Biz Uyandırdık". ve
"Portakal Çiçeğim" adlı kasetleriy-
le, korsan satışlar hariç toplam 5
milyonu aşkın bir satış rakamına
ulaşmış. Müzikal açıdan dünyava
hangi pencereden baktığına gelince:
"Türkiye'nin güncel beğenilerine
paralel bir müzik yapmıyorum. Mo-
da değüim. Çünkü, herkes Mersin'e
gidcrken ben Anadolu'ya gidiyorum.
Bastırılmış. ertelenmiş, kuşatılmış \e
belki de sindirilmiş bazı duy gularımu
var. 'Ben arabesk dinlemem. caz
müziği dinlerim' diyen kimi hanıme-
fendilerin, evde bulaşık yıkarken
okudukları şarkılan zaman zaman
tebessüm ederek duyuyorum. Pap-
yonlann takıldığı, smokinlerin giyil-
diği toplantılarda bile, insanların da-
vul-zurna sesini duy ar duymaz, ayak-
kabdarmı çıkanp halay çektiklerini
bile gördüm. Işte ben insanların y ü-
rek altlanndaki orijinlerine doğnıdan
sesleniyorum."
Peki sanata ve sanatçıya sansür
konusu hakkında ne diyecek?
"Değişmeyen tek şey değjsimdir.
Değişim ve geüşim öyle güçlü bir ışık-
tır ki onun karşısında kimsenin dur-
ması >eya sansür filan uygulaması
mümkün değildir. Gerçek sanat ese-
ri, her engeli deler geçer. Değil bir şi-
ir, roman, resim, türkü, bir şiirin tek
dizesi, bir romanın tek cümlesi ve bir
türkünün tek bir notası bile evreni bir
anda, bir ucundan diğer ucuna gezip
dolaşabüir.." Kısaparmak: Ben insanların yürek altlanndaki orijinlerine sesleniyorum.