Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 4 TEMMUZ1994 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yanndansonra...
Geçen dönemde dunya pazanna açılmak ıçın dış tıcarete ve
fînansmana onem verirken bır bakıma sağlıklı bir sanayileşme
stratejısını gundemımizın alt sıralanna attık.
Prof. Dr.TOSUN TERZİOĞLU TÜBİTAKBaşkanı
B
aa onemb sanayı kuru-
luşlannın faabyetlenru
yavaşlatüğı, ekonomı-
run daraldığı ve ışsızhk
sorununun yaygınlaştı-
ğı zor bır donemden
geçmekteyız Buvazınınamacı, ıçınde
bulunduğumuz sorunlu doneme nasıl
ve neden geldığunızı tartışmak değıl-
dır Zaten aynnülı, sıstematık ve so-
ğukkanlı bır çozumleme (anahz)
yapmak ıçın vakıt erken olabılır Bun-
lardan bın de sağlıkb bır buyume ıçın
para polıtıkalannın tek başına yetersız
olduğudur Başka bır anlatımla kal-
kınma ıçın para pohtıkası çok onemb-
dır, gereklıdır, fakat tek başına >eterlı
değıldır
Yaşadığımız bu donemı toplum ola-
rak en az zararla aşmak zorundayız
Boy le bunalım donemlen aynı zaman-
dadaha sağlıklı ve kalıcı çozumler bul-
manın olanaklanru da yaratan do-
nemlerdır Artan toplumsal adrenab-
nımızın, enerjımızın bır kısmını,
dunde \e bugunde venı suçlular ara-
mak. ılgınç komplo kuramlan ya da
kıyamet senaryolan uretmek yenne,
kıinı onemlı eksıklıklenmızı saptamak
ve bunlan gıderme yollannı bulmak
ıçın kanahze edebılırsek daha uzağı
görebılır ve gelecek ıçın olumlu kımı
çözümlerortayakoyabılınz Kısacası,
bıraz da yanndan sonrasını duşunme-
lıyız
Geçen donemde dunya pazanna
açılmak ıçın dış tıcarete ve fînansmana
onem venrken bır bakıma sağbklı bır
sanayileşme stratejısını gundemımızın
alt sıralanna attık. Oysa ılen, çağdaş
ve zengın bır toplum olmak ıçın Tur-
kıye'nın gerçek çıkış yolu, teknolojı
ıçenğı yuksek bır sanayileşme stratejısı
saptanmasında ve bu stratejırun u>-
gun fınansal onlemlerle eğıtım ve araş-
tırma-gelışürme polıtıkalanyla des-
teklenerek uygulanmasında yatmak-
tadır
Kureselleşen dünya pazannda sana-
yırun rekabet gucunu behrleyen esas
oğeler venmhhk ve kalıtedır Turkçe-
sıyle nıtebktır Sanayımızbugunhıçde
kuçumsenmeyecek bır duzeye ulaşabıl-
mıştır Venmlıbk ve kabteyı sağlama-
nın temeb ıse kullanılan teknolojıdır
Bır sanayının kurulurken teknolojı
uretmesı beklenılemez Bır yerden, bır
bıçımde teknolojıyı alır Alman tekno-
lojı akılbca seçıldığı takdırde bellı bır
sure ıçın dunya pazannda da rekabet
gucu sağlanabılır Ancak kullanılan
teknolojı, kısa sure ozumsenıp sadece
sahıp olunan değıl de tam anlamıyla
egemen olunan teknolojı halıne gebrse
ve yenıleştırmelerle araştırmayla gelış-
ünhrse, ışte o zaman rekabet gucu sağ-
lam bır temele oturmaya başlar
Gunumuzde aslolan, sanayının en
onemb gırdısı olan teknolojıye egemen
olmak ve buradan hareket eden araş-
tırmalarla yenı teknolojıler uretmek-
tır
tnsana yatınm
Dunya Bankası'nda yapılan bır ın-
celemeye gore bır ulkenın kalkınma
hızı salt fıaksel sermayenın artmasın-
dan pek etkılenmemektedır (1) Aynı
raporda bu hızın artmasında esas etkı-
nın, dunya pazanna açılmaktan ve nı-
tebkb muhendıs ve bıbm adamı sayısı-
run artmasından kaynaklandığı belır-
tılmektedır Gerçekten dunya pazan-
na açıbna surecı berabennde uluslara-
rası rekabeü getırmekte ve dolayısıyla
da nıtebk ve venmlıbğı on plana çıkar-
maktadır İstenılen venmbhğı ve nıte-
lığı sağlamak ıse buyuk olçude ıyı ye-
tışmış muhendıs, teknısyen \e araştın-
alann var olmasına bağlıdır Sanayıde
olsun, araştırmada olsun, ınsana yapı-
lan yaünmın, makıne, bına, araç ve
gerece yapılan yatınma gore getınsı
bırkaç kat fazladır
Hem araştıncı veüşürmek hem de
araştırma-gebştırme yapan kurumla-
nmızla sanayımız arasında ışbırlığı
kurmak konusunda yeterlı olduğu-
muz soylenemez Sanayımız karşılaştı-
ğı teknolojık sorunlann ustesınden
gelmek ya da teknolojısını yenılemek
ıçın genelde nasıl hemen yurtdışından
hazır çozumler anyorsa, uruversıtele-
nmızın oğretım uyesı açığını kapat-
mak ıçın de aynı evecenbkle yurtdışına
doktora oğrencısı gondermeyı en ko-
lay yol olarak goruyoruz Oysa her ıkı
konuda da kendı kapasıtemızı, gızıl
gucumüzu (potansıyebmızı) çok daha
fazla kullanabıbnz Yeter kı bıraz so-
ğukkanlı olalım, onyargılanmızı unu-
talım ve kendı ınsanımıza, kendı akb-
mıza guvenebm
İlen sanayı ulkelennın ımalat şırket-
lennde bıle üretım organızasyonun-
dan çok, duşunme ve fıkır uretme
organızasyonuna onem venlmesı ge-
reküğındensozedılmektedır Buolgu-
nun nedenı, rekabet gucunu korumak
ıçın araşurma-gelıştırmeye sermaye-
den daha çok ağırlık venlmesınde ve
jenenk teknolojılennın "teknolojik
füzyon" denen sektorlerarası buluş ve
fikı'r kaynaşmasına yol açmasında
yatmaktadır (2)
Jenenk teknolojıler arasında yer
alan mıkroelektronık, ıletışım, bıyo-
teknolojı ve yenı malzemeler gıbı ko-
nularda temel, dunun, hatta bugunun
bılımsel buluşlarıdır Bılımdekı bu bu-
luşlar ortaya çıkarken esas amaç yenı
teknolojıler gebştırmek, yenı urünler
ortaya koymak değıldı, ama ozellıkle
jenenk teknoloplerde, bugun pazann
gereksınımı olan yepyeru urunlergıde-
rek daha buyuk bır hızla tasarlarup
uretılmektedır Bu teknolojıler beklen-
medık gelışmelerle yenı ış sahalannın
açılmasını sağlayabılmektedır
Sonuç
Hazır reçetelere hemen sanlmak, sa-
dece bugunu \ e bıraz da yannı duşun-
mek, her zaman pek ıyı sonuç vermez
Yanndan sonrasını da duşunmezsek,
araştırmayı, bılımsel yaklaşımı luks
sayıp gen plana atarsak, her konuda
tasarruf yapmaya ozendığımız bu do-
nemde en buyuk ısrafı yapmış oluruz
(1) P Romar Whaı Determınes the Rate of
Grcmth and Techonologıcal Change
T
1989
(2) F KocUma Japanese Hıgh Technologj and
the Techno-Paradıgm Shıft Harvard Busıness Re-
vıev, 1992
ARADABIR
Prof. SAHIR ERMAN
Laiklik Demokrasinin
Temelidir...
Şu gunlerde demokrası adına laıklıkten vazgeçılebıle-
ceğı herkestndıruınançlarınagoredavranmakveyaşa-
mak hususunda serbest olduğu ılerı surulmekte ve
anayasada bu yonde değışıklık yaptlmasının demokrası
adına teklıf olunduğu gorulmektedır
Demokrası bır hukumet rejımıdır ve etımolojık anlamı,
ıktıdarın, daha doğrusu egemenlığın halkta olduğudur
Bunun ıçındır kı halk kendı yonetıcılerını seçmek ve de-
netlemek hakkına sahıp olduğu gıbı, yonetıcıler de halka
hesap vermek zorundadırlar
Demokrası zor bır rejımdır, çunku bu rejımde yonetıcı-
ler devamlı surette egemenlığın tek ve tartışılmaz sahıbı
olan halk tarafından denetım altında tutulurlar ve her
davranışları hatta ozel hayatları dolayısıyla halka hesap
vermek zorunda kalırlar Bu rejımde kımse belırlı bır su-
laleye mensup olmak ya da Tanrı tarafından seçılmış
bulunmak ya da Tanrı nın sevgılı kulu olmak gıbı ıddıala-
ra dayanarak bu yukumlulukten kurtulamaz ve yıne kım-
se kendınde bırtakım ustun mezıyetler bulunduğu
vehmıne kapılamaz ve sadece bu mezıyetlere malık bu-
lunduğu ıddıasıyla bır ulkeyı yonetmeğe ehıl olduğunu
ılerı suremez Aksı halde halkın ıradesı yerıne kendı ıra-
desını egemen kılmış, sırf ınançlı kadrolara" malık bu-
lunduğu ıçın her turlu sıyası ekonomık sosyolojık ve
bılımsel sorunun ustesınden gelebıleceğı hayalıne ka-
pılmış olan ve yıne sırf bu sayede meteorolojık olaylara
yon vermek kudretıne sahıp bulunduğunu ılerı surebıle-
cek kadar bılım ve fenne aykırı bırtakım mucızevı ayrı-
calıkları kendınde gormeye başlar
Her rejımın, her kuruluşun bırtakım uyması zorunlu,
vazgecılemez olmazsa olmaz esasları vardır Nasıl
kı camıye ayakkabı ıle gırılemezse ve gırmeye kalkışa-
nın "dını ınanclarma gore hareket etmek ozgurluğu" bu
kuralın gozaltı edılmesıne yeterlı olmazsa okullara, res-
mı daırelere orduya, unıversıteye, adlıyeye, Turkıye
Buyuk Mıllet Meclısı ne de oyle çarşaf, sarık ya da takke
ıle gırılemez ve dını ınançlara gore yaşamak ozgurlu-
ğu' bu kuralın çığnenmesı ıçın bır neden olamaz Bunun
gıbı demokratık bır rejımın laık olmamasının ılerı surule-
bılmesı dahı mumkun değıldır, çunku bu takdırde o rejım
'demokratık olmaktan çıkar ve çeşıtlı "teokratık" du-
zenlerden bın halıne gelır Nıtekım laık olmayan ve aynı
zamanda demokrası ıle yonetılen tek bır ulkeyı goster-
mek mumkun değıldır Devlet rejımı "krallık" olsa ve
'kralın sorumsuzluğu kabul edılse bıle hukumet rejımı
laık oldukça demokrasinin boyle bır ulkede yıne de carı
olduğu gorulur
ozellıkle demokratık bır ulkenın parlamentosu, de-
mokrasinin o ulkedekı kalesı sayılır Bu parlamento na-
sıl rejımı cumhurıyet olmaktan çıkarmak gıbı bır teklıfe,
başta başkanlan olmak uzere, butun sıyasat partılerı ıle
karşı çıkmak zorunda ıse ve aksı takdırde kendısıne
emanet edılen gorevı yerıne getırmış sayılamazsa aynı
parlamento her demokrasinin başlıca şartı olan ege-
menlığın sadece halkta olduğuna ınanmak ve bu ege-
menlığı halk adına değıl de Tanrı adına kullandıklarını
ıddıa edenlerın sıstemı koşesınden kenarından kemır-
melerının karşısında yer almakla da oylece yukumlu-
dur Aksı halde sıstem -dış mudahaleye ıhtıyaç olmaksı-
zın- ıçerden çokertılmış halkın egemenlığı son bulmuş
ve meydan kerametlerı kendılennden menkul" bırta-
kım seckınlere bırakılmışolur
Bu nedenledır kı anayasamızdakı laıklık hukmunun
değıştırılmesı Turkıye nın demokratıkleşmesıne" de-
ğıl, tersıne demokrasıden uzaklaşıp "teokratıkleştırıl-
mesıne ' yol açacak nıtelıktedır ve Turkıye Buyuk Mıllet
Meclısı nın basta gelen gorevı, boyle bır eğılımın karşı-
sına dıkılmektır Ekleyelım kı rejıme boyle bır yon ver-
mek ısteyenlerle bunun karşısında yer alamayanların
demokrasıye bağlılıktan soz etmelerı artık ınandırıcı ol-
maktan bır haylı uzak olacaktır herkesın, kendı yerını
kesın çızgılerle belırlemesınm ve odun (tavız) verme-
mek zorunda olduğunu algılamasının zamanı gelmıştır
Çunku her odun bır yenısını davet eder ve sonunda
Meclıs başkanının arkasında yer alan "Egemenlık Ka-
yıtsız Şartsız Ulusundur yazısının ve onun altındakı
ımzanın da gunun bırınde kaldırıldığı goruluverır
TARTIŞMA
UNIX SİSTEMLERİ KULLANICILARI
DERNEĞİ (TRUUG)
ÜYELERİMİZEDUYURU
Açık sıstem tabanli UNIX ve dığer ışletım sıstemlı bılgı-
sayar kullanıcılarını bır araya getıren derneğımızın Tak-
sım de bulunan merkezı Şıslı de kıralanan yenı yerıne
taşınmıstır
Lutfen yertı adres ve telefonları not edınız
YÖNETIM KURULU
Eski adres:
LamartınCad 48/6
Taksım- Istanbul
Tel 0-212-25603 02
Fax 0-212-25607 34
Yeni adres:
Halaskârgazı Cad 341
FezaApt Kat 7
Şışlı 80424 Istanbul
Tel 0-212-2406904
Tel 0-212-230 2861
Fax 0-212-2302886
Bir 'saptirma'yı düzeltmeo^azıçı
Ünıversıtesrnde
duzenlenen bır
konferansta R.
TayyipErdoğan,
"Laiklik düşüncesi
Atatürk'eaitdeğildir.
Türkiye'deanayasaya \taturk
hasta yatağında yatarken 1937
yılında, tsmet lnönii tarafından
sokulmuştur. Araştınn,
aklatılmayın" demışür
Araşürdıİc ve aşağıdakı
noktalan vurgulamakta yarar
olduğu kanısına vardık
Laıkbk duşuncesı Atatürk'e
aıttır Bakın. "Nutuk"ta
anlatılanlara
"Cumhurivetin ilanından sonra
da, yeni anay asa y apdırken 'laık
hukumet" teriminden "dınsızbk'
anlamı çıkamıa) a eğUimli
olanlar ve bundan yararlanmak
isteyenlere fırsat \ermemek
amacıyla vasanui 2. maddesini
anlamsız kılan bir terimin
konulmasına goz yumulmuştur.
Anayasanın 2. >e 26.
maddelerinde gereksiz görünen
>e >eni Tûrki>e De> leti'nin >e
cumhuriyet yönetiminin çağdaş
kişiliği Ue bağdaşmayan
terimler, inkılâp ve
cumhuri)etce o zaman için
sakınca görulmeven odünlerdir.
Vlillet, anay asamızdan bu
gereksiz terimleri ilk uygun
zamanda kaldırmalıdır."
Ataturk'un bu soyledıklen 10
Nısan 1928'degerçekleşmışve
anayasada yapılan değışıkbkle
2 maddeden "Türkiye
Devleti'nin dini, din-i lsiamdır"
kurab, 16 ve38 maddelerde
yer alan, mılletvekıllennın ve
cumhurbaşkanının ant ıçme
metınlennde yer alan "vâllahi"
sozcuğû,26 maddede
Mecbs'ın yetkılen arasında
sayılan "şer'i hükümlerin yerine
getirilmesi" kuralı çıkanlmıştır
Ataturk, 5 Mecbs, 5 Donem,
3 Toplanma Yıb'nı açarken
(1937), "Aziz milienekilleri,
dünyaca maJum olmuştur ki
bizim de\ let idaresındeki ana
programımız Cumhuriyet Halk
Partisi progranndır" demıştır ve
5 Şubat 1937'de anayasada
yapılan değışıkbkle ıse 2
maddeyedevletın temel
nıtebklen olarak CHP'nın
programında yer alan alü ok,
"Türkije Devİeti cumhuriyetçi,
halkçı, milliyetçi, devletçi, laik
ve inkilapçıdır" şeklınde
gırmıştır
Goruîduğu gıbı laıkbk, aslında
1928 anay asa değışıkbğıyle
zaten sağlanmıştı Dahaonce
sağlanamamasının nedenı,
Ataturk un kendı deyışı ıle,
"laik hukumet terimini suitstimal
etmek isteyenlere fırsat
verilmemesi" ıdı
Eğer "hasta yatağı" demekle
bıbncırun yennde olmadığı
anlatıknak ıstenıyorsa o
konuda da çok onemb bır
soyleşıyı dıkkatlennıze
sunuyomz
Ataturk'un hastabğma ılk
tanıyı koyan Prof Nihat Reşat
Belğer'dır Belger ıle 19 Şubat
1961 gunu Bulvar Palas'takı
odada yapılan soyleşı aynen
şoyledır
"Dr.MuzafferUtkan:
- Ataturk'un şuur >e iradesinde,
son günlerinde bir zaaf sezüdiği
söylenebilirmi?
Prof. Belger:
-Ataturk, hastalığının sonuna
kadar, tıpkı sıhhatli
zamanlarında olduğu gibi, kesin
ve nafız bakışlı, berrak ve selis
ifadeli, çelik gibi kavi iradeli,
müstesna bir > aratıktı. Her gün
fizik kuvTetinden biraz daha
kaybettiği ve gittikçe zayıfladığı
halde, bu cihanşumul şöhretli
hastanın, insan kitlelennı sevk ve
idarede müstesna bır kabiliyete
sahip yüce şahsiy eti hemen goze
çarpıyordu. Hastalık, sayısız
yuksek meziyetine meftun
oMugumuz Ataturk'ü fikren ve
manen hiçbir y onden sarsmamış
vedeğiştirmernişti."
Bu soyleşıden de anlaşılacağı
gıbı Ataturk, hayatının her
donemınde son derece ınançlı,
kararlı ve bıbnçlı ıdı
Ataturk'un rahatsızlığı ıle ılgılı
butun desteksız savlara ve
tartışmalara yukandakı soyleşı
yeterbbıryanıttır Herhaldebu
konuya gerektığı kadar açıklık
getınlmıştır Getırmedığıne
ınananlann, daha fazla
araştırma yapmalannı onennz
Zıra yapılan her araştırma,
Ataturk'un buyukluğunu bır
kere daha anlamamıza
yardımcı olmak tadır
Not 5 Şubat 1937'den oncekı
gunlerde Ataturk'un hasta
yatağında olmadığma daır
nobet tutanaklan ehmızdedır
Abdullah Kehale
Kardeşlik, banş ve insanca yaşama
I
çınde bulunduğumuz
donem, toplumsal
uzlaşmanın gıtgıde
zayıfladığı ve toplumsal
gruplann bırbmnden
aynşma surecıne gırdığı
bırdonemdır Buaynşmanın
nedenı toplumsal yapımızı
duzenleyen mevzuatın,
toplumsal gruplann
gerçeklığme uygun
olmamasıdır Başta 1982
Anayasası olmak uzere temel
hak ve ozgurluklerle ılgıb
bırçok yasa, toplum
ıhtıyaçlannacevap
vermemekte, toplumun
çoğunluğunda kabul
gormemekte ve sureklı
tartışılmaktadır Anayasanın
"toplumsal uzlaşma metni
olma" karaktenne
kavuşturulmasıru tam da bu
noktada ıvedı ve yaşamsal bır
gereksınım olarak goruyoruz
BLZ aşağıda ımzası bulunan
demokratık kıtle orgutlen,
temsıl etuğımız halk
kesıtlennın temsılalen olarak
son gunlerde değıştınlmesı
duşunulen anayasaya, halkımız
ıçın vazgeçılmez olan haklann
konularak guvencev e
kavuşturulması gerektığı
ınancındayız Bunun ıçın
oncebkle
1-1982 Anayasası tumden
değışünlmebdır Çunku bu
anayasa, yasalan ıhlal ederek
ıktıdan ele geçıren darbecı
guçlerce yapılmış ve halkımıza
dayaülmıştır Buanayasayı
hıçbır gerekçe meşru kılmaz
Bu anayasa sadece mutlu bır
azınlığın ve toplumun belb bır
kesımının egemenbğını
korumak tadır
2- Yenı anayasada temel hak ve
ozgurlukler yenıden
düzenlenmelı, uluslararası
bıldırge ve sozleşmelerde
bebrlenen duzenlemelere uygun
hale getınlmebdır İnsanlann
kulturel varbklannı koruma,
gebşürme, ıfade etme ve
duşunce ozgurluklenne ılışkın
hıçbır sınırlamaya yer
venlmemebdır
3- Toplum mozaığıru oluşturan
gruplann uzenndekı baskı ve
sınırlamalann onlenmesı ıçın
gerekh duzenlemeler yapılmah
\ e bu gruplann haklan
anayasaca guvence altına
abnmabdır Toplumsal
butunluğumuzun onemlı bır
kesımını oluşturan Alevıler
uzenndekı baskının kalkması
artıkbırzorunluluktur Tanh
boyunca sureklı egemen bır
mezhebın baskısı altında
bulunan Alevılere ve
kulturlenne bugun de ınkarcı
bır anlayışla yaklaşılmaktadır
Toplumdakı butun insanlann
ınanma ve vıcdan ozgurluklen
hıçbır sınırlamaya tabı
tutulmamahdır Devlet
herhangı bır ınanç ve kulturu
koru> up dığerlen uzennde
baskı kurmaya yonelık tavırlar
ıçensınde olmamahdır Bu
bağlamda
- Bızler. Dıyanet İşlen
Başkanlığı'nın laık bırdevletın
ıdan yapılanmasında yen
olmadığına ınanıyoruz Bu
kurum bugune kadar Alevı
toplumundan da abnan
vergılerle fınanse edılmış, yıne
ne yazık kı Alevı toplumuna
karşı ve onun ınanç ve
kulturunu yok etmek amacıyla
kullarulagelmıştır Dıyanet
İşlen Başkanbğı'nda temsıl
edıbnek gıbı bır talebımız
yoktur Bu kurum devletın
ıdan yapılanmasının dışına
çıkanlmalı. gıderlen de bu
kurumun hızmetlennden
yararlananlarca
karşılanmabdır
- Dın kulturu ve ahlak eğıtımı
adı altında, bır mezhebın
eğıtımının anayasal zorunluluk
olarak yaptınlmasını, başta
ınsan haklannın ıhlalı olarak
goruyoruz Çocuklanmızın
aılelennde farkh, okullannda
farkb ınanç ve kulturle
eğıtılmelenne ve kışılık
yapılannda gıdenlmez çebşkı
ve bunabmlan \asamalanna
daha fazla seyırcı kalmak
ıstemıyoruz Bu eğıtım. derslere
gırmek ıste>en ve ıstemeyen
çocuklar arasında ayınma
neden olarak toplumsal banşın
bozulması yonunde olumsuz
etkıler yarattığından. bu ders,
seçımlık ders olması dahı
duşunulmeden tumuyle
kaldınlmalıdır
- Dev letın son yıllarda
insanlann değıştınlmesı ve
donuşturulmesıne araç olarak
gorduğu dınsel eğıtım.
mılyonlarca şenat ozlemlı
ınsanın yeüşmesıne neden
olmuştur Şenatın devletın tüm
kurumlanna egemen olmasının
ve kardeş kavgasırun onlenmesı
amacıyla bu alanda buyuk
ışlevı olan ve sayısız şekılde
çoğalan Kuran kurslan ıle
ımam-haüp okullannın sayılan
ıhtıyaç duzeyıne ındınlereİc
fınansmanı, ıhtıyaç sahıplennın
katkılanna bırakılmabdır Yıne
dını eğıtım veren kuruluşlardan
mezun olan vatandaşlanmıza,
aldıklan eğıtımın dışındakı
ışlerde gorev venlmemebdır
Bu kurumlann laık eğıüm
kurumlan ıleeşdeğerlık
durumu kaldınlmabdır
- Anayasanın 24 maddesının
son fıkrasını. laıkbk ılkesının.
dın ve vıcdan ozgurluğunun
anayasal guvencesı olarak
goruyoruz Bu duzenlemenın
anayasadan çıkanlması
yonundekı tum talep ve
pazarbklan çağdışı buluy or ve
ınsan hak ve ozgurluklen
yonunde buyuk bır tehlıke
olarak goruyoruz Boyle bır
uzlaşmanın ıçensınde
olmadığımızı ve
olamayacağımızı tum
kamuoyunun bır kez daha
bılmesınııstıvoruz
Pir Sultan Abdal Kfiltûr ve
Tamtma Derneği, Hacıbektaş
\nadolu Kültur \ akfı, Cetn
Kültür Evieri Yaptırma
Derneği, Anadolu Kültüıierini
Koruma Araştırma V akfı,
Divriği Kultûr ve \ ardımlaşma
Derneği, Tunceti V akfı, İmranlı
Kultur Derneği, tmranlı V akfı.
PENCERE
Haluk Gerger'e açık mektup
eza, suçlular
için caydıncı
obnaya beiki
yarayabıtir.
Yargtçlar için
caydıncı
olduğu ise hiç görülmemiştir.'
KarlKraus;3\iayısl907
Sevgılı Hâluk,
Son zamanlarda ancak
uzaktan haberleşebılıyorduk.
olup bıtenı de epey geç
oğrendım Gerçı, orneğın
geçenlerde. Istanbul'a vakıtsız
bır yaz yağmuru yağdığında,
senın buraya gelmış
olabıleceğın aklıma gelmelıydı.
ama ışte, bırçok konuda nasıl
kalın kafalı olduğumu bılırsm
Sen de benden aşağı
kalmıyorsun, belkı >alnızca,
farkb bır bakış açısından, farkb
bır alanda
Kalın kafalıbğımızın bır ortak
paydası ıse ıçınde yaşadığımız
ve bır şeyler yapmaya -yanı
yazmaya- çalıştığımız topluma
ne denb aykın duştuğumuzu
gormeyı reddetmek
konusundakı ınatçılığımız
İtıraf etmehyım kı sen bu
konuda benden ustunsun
Dun, orada. Rennan'ın elınden
tutmuş. bır duğune gıder gıbı
neşelıydın, ben olsaydım
herhalde, en azından bıraz
surat asardım
Hıç oğrenmıyoruz. değıl mı°
Değışmez -değışmemesı
gerekır- sayıyoruz kabn
kafalanmıza taktığımız bır suru
kavramı 'Özgürlük', 'kişinin
onunı', Insanın kendini
belirteme hakkı'... (Lıste
genışleyerek uzayıp gıdebıbr')
Oğrenmıyoruz
Bu dunyada, bu ka\ ramlann,
nasıl olup da insanlann
çoğunluğunca elustu
tutulmay abıleceğını
çığnendıklennde ınsanlann
nasıl olup daısyan
etmedıklennı çığneyenlenn de
nasıl, kusursuz
temellendırmelerle kendılennı
temıze çıkarabıldıklennı
kav rayamıyoruz. bır turlu
Çok kabn kafalıvız. Hâluk -
Ama. itıraf et Senbenıyaya
bırakıyorsun Hâlâ,
'aydmhk'tan sozedıyorsun,
'sinıriara. 'halk'lara (falan)
'emanet' edıyorsun kendmı.
goturulurken Sonra da, demır
kapının arabğına sıkışmış
kamera gostenyor Üzenn
araruyor
Ne aradılar uzennde Hâluk
Sılahmı.kalemmı''
Yoksa o kavramlan boyuna
yanında mı laşıyorsun''
îyı kı o kadar kalın kafabsın,
sevgılı dostum, yoksa, arama
sırasında, suç unsurlannı
kolaybkla bulabıbrlerdı,
kafanın ıçınde
Ne mutlu sana kı o kadar kalın
kafabsın
Selâmlarsana
Oruç Aruoba Istanbul
Madımak'ın GöstergesJL
2 Temmuz 1993'te Sıvas'ın Madımak Otelı'nde 37 ın-
san dın dın yakıldı Tarıhımızın en çarpıcı ırtıca olayla-
rından bın yaşandı Yakılanlar arasında şaırler, yazar-
lar, sanatçılar vardı
"Edebıyatçılar Derneği" '2 Temmuz'un yıldonumunde
578sayfalıkbır "Sıvaskıtabı"ç\kard\, ıç kapakta şu açık-
lama var "Bır Topluoldurumun Öykusu, Anılar, belge-
ler ıncelemeler "
'Ûnsoz'dedıyorkr
"2 Temmuz 1993'te Sıvas'ta yaşananların oykusunu
anlatıp tarıhe aktarmayı, bugun olmazsa yarın mutlaka
hesabının sorulacağının altını çızmeyı amaçlayan bu kı-
tap, toplumsal banş ıçın de unutulmaz bır 'ders' kıtabı-
dır
Bu kıtap, Sıvas cankırımının çok bılınçlı, duzenlı, ha-
zırlıklı yapıldığının da altını çızmektedır "
•
Sıvas cankırımı bırdenbıre yalazlanıp bır oldubrttıyle
sonuçlanan beklenrnedık bır olay değıl Başlangıcıyla
sonu arasında belırlenen sureç, laıklık ılkesıne karşı or-
gutlu ve planlı bır şerıatçı kalkışmanın dışavurumu1
Saatlerce suren olayda atılan sloganlar
- Cumhurıyetburada (Sıvas'ta) kuruldu, burada yıkıla-
cak
- Muhammet'ın ordusu, laıklerın korkusu..
- Laıklık gıdecek, şenat gelecek
- Şerıatçı devlet kurulsun
- Laık duzen yıkılacak
Apaçık goruluyor kı Sıvas'ın Madımak Otelı'nı kuşatan
kara yobaz kalabalığının onculerı ve kışkırtıcıları onlar-
ca ınsanı yakarken, ne ıstedıklerını açık seçık dıle getırı-
yorlar Gozu kapalı bınlerce kışıyı guduleyenler bellı bır
sıyasetın polıtıkacılandır Bunlar daha once dağıttıkları
bıldırılerde cankırımına seferberlık çağrısı çıkartıyorlar
"- Kâfırler, şunu ıyı bılmelı kı Islamın peygamberini
ve kıtabın ızzetını korumak ıçın bu uğurda verılecek can-
larımız vardır Gun, Allah'ın vahyı Kuran-ı Kerıme, Al-
lah'ın ResuluHz Muhammet'eyoneltılen çırkın kufurle-
nn hesabının sorulma gunudur Iman edenler Allah
yolunda savaşırlar
Bıldırılerde doğrudan Aziz Nesln'ın adı geçırılerek
hedef de gosterılmıştır Gerıcı gazeteler bu yolda yayın
yapmışlardır
Her şey açık ve seçıktır
•
Sıvas'ta Madımak Otelı
Içınde ınsanlar
Dışarda kara kalabalık
Sekız saat sureyle ıçerdekıler-dışardakıler arasında
olaylar suruyor, otel yakılıyor yangın sırasında taşlanı-
yor, insanlann dın dın yakılmasını keyıfle ızleyenler
var
Nasıl oluyorbu
7
Kımı zaman ınsanlar canavarlaşırlar, Hıtler'ın neferle-
rı, gozlerını kırpmadan çolukçocuk kadın erkek deme-
den.gazodalarındasoykırımısurduruyorlardı Yobazla-
şan kışı bağnazlaştıkça ınsanlığından çıkar bır başka
yaratık olur, ' Sevap ışlıyorum, Allah ın adına bu gorevı
yapıyorum, Cennet'e gıdeceğım' dıye ınsan kasaplığı-
na sıvanır
Sıvas'ın gostergesı bu
1
•
2 Temmuz'un yıldonumunde gazetelerımıze goz at-
tım, Cumhurıyet'ten gayrı Sıvas ı anan yok gıbı
1
Sankı
tanhımızın en kara yobazltk olayı bır yıl once yaşanma-
mış, ınsanlar, şaırler, sanatçılar yazarlar dırı dırı yakıl-
mamış
"Sıvas kıtabı 'nın arka kapağmda bır uyarı var, olduğu
gıbı aktarıyorum
HIÇBIR ŞEY BİRDENBIRE OLMADI
•könce ezanı Arapça ya çevırdıler
Dınledınız
•kSonra "Sız ıstersenız hılafetı bıle getırırsınız"
dendı
Demokrası sandımz
•kSonra çığ gıbı Kur an kurslan,
ımam-hatıp okulları açıldı
Dın derslen anayasal zorunluk oldu
Kabullendınız
*Tesettur arttı, camı sayısı okulları geçtı
Inanç ozgurluğu saydınız
Oruç tutmayanı oldurduler
Şaşırdınız
*Daha sonra bılım adamı ve yazarlan
vurdular
Mılletvekılı ve gazetecılerı parcaladılar
Şaırlerı ve dansçılan yaktılar
Kımın yaptığını duşunup durdunuz
•kEn sonunda kapınızı ÇALACAKLAR
Sıze kendınızden başka yardım
edecek kımse KALMAYACAK'
FrtaTeknik
KURULUŞ-1952 ı
42 YILDAN BERI ULKEMİZİN BINLERCE
TESIS VE IŞLETMESİNDE:
14 DIŞ ULKEDE KULLANILAN ÜSTÜN
KALİTELİ. ISITMA - HAVALANDIRMA -
KLİMA AKSAMLARI ÜRETIYORUZ.
Belgelı
Bu kez Ilen ulkelerde yıllardır suregelen
bır uygulamayı, değerlı muşterılenmızın
hızrnetıne sunuyoruz
STANDART ÖLÇULERDE STOK MENFEZ
DAĞITICI-TOPLAYICI-DAMPERLI-DAMPERSIZ
10x20 15x25 15x30 20x30 cm
20x40 20x50 25x60 30x60 cm
Montaj aksamları ıle Al Eloksallı, her olçüden
300 Adet stok rnevcudu, ıstenıldığınden her tur
Hava Kurumalı Fırın ve Elektrostatık Boyalı,
SERI URETIMIN SAGLADIGI AVANTAJLA
ÜSTÜN KALİTE; RAKIPSİZ FIYAT
ADRES Ahmet Vefık Paşa Cad No 36
34280 Çapa ISTANBUL
TEL (0212) 586 46 13 586 32 44 585 57 58 588 13 79
FAX (0212)588 15 00