Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ1994 CUMARTESİ
SIVAS KATLIAMINEVBIRINa YILI
Nesiıı: Katliammsonımlusu
hükümetveparlamentodur
MİYASEtLKNUR
Her yıl temmuz ayının ilk haftasında
yapılan geleneksel Pir Sultan Abdal Şen-
likleri'nin geçen yılki kutlanması sırasında
Sıvas'ta, gericiler tarafından yakılan
Madımak Oteli'nde 37 aydın insan ya-
şamını yitirmişti. Bu olayın üzerinden bir
yıl geçtnesine karşın açılan yaralann ka-
panmasını sağlayacak en ufak bir adım atı-
îmadığı gibi gerici güçler yeni mevziler ka-
zandılar. Politikaalar yine bol ezank, Ku-
ran'lı, besmeleli nutuklar çektiler. İmam-
hatipliler ve tarikat şeyhlerinin güdümün-
de eğıtım veren kunıluşlardan yetişen
gençler, ûniversite sıralannı
doldurdular. DGM'de görül-
meye başlayan Sıvas davası
basına kapaüldı. Hükümet
üyeleri "Aikiere taznünat öde-
•ecek, Pir Sultan heyketi
kaldmMığı yere dflufecek" söz-
lerini yuttular. Sıvas, gericiler
tarafından kurtanlmış şehir
ilan edildi. Sıvas olaylannı
araşürma komisyonu, haza-
rladığı raporunda işin kolayına
kaçarak büyük bir yerden söy-
lenen "Halkla devleti karşı
karşıya getirmejin" öğüdün-
den hareket ettiler ve katlianu
yapanlan suçlamak yerine
saayla sözüyle semahıyla şen-
lik yapmaya gidenleri suçladı-
lar. Unutturulma çabalanna
karşın 2 Temmuz kaüiamı, bu
yıl kitleler tarafından amlacak.
Bu amaçla geçen yıl katliam-
dan şans eseri kurtulan Yazar
Aziz Nesin'le konuştuk. Nesin'-
in söylediklerine ekleyecek faz-
la sözümüz, ne yazık ki yok.
- 2 Temmuz Sıvas katliammm
birind yıldönümündeyiz. Katli-
amdan sonra çok şey söylendi,
çok şey yazüdı, ama sonuçta ge-
rici güçler daha büyük mesafe
katettiler. Nerede hata yapıldı
acaba?
NEStN - Benim yıUardan beri söyledikle-
rimi, bu hükümet İcendisine program yaptı
uyguluyor. Ben Sıvas'ta 2 temmuz günü ya-
şanan olaylardan sonra 4 temmuzda Anka-
ra'da bir basın toplanüsı yaptım ve o top-
lantıda 'Bu gkliş sürerse bu olaydan çok daha
kötüleri yaşanacaktır' dedim. Kaç ay geçti
üstünden bilmıyorum ve Taksim'de aynı
olaylar yaşandı. Yıne aynı şeyi söylüyorum
Taİcsim'den daha büyüğü yaşanacak. Bunu
yapan kim? Bunu yapan hükümet, bakan-
lar kurulu, parlamento. Bu dönemde değil,
ta Ismet Paşa hükümetinde Şemsettin Ser-
in Milü Eğiüm Bakanlığı zamanından beri
gericilik durmadan mesafe alıyor. O adı-
mlar başlangıçta yavaş yavaş atılırken şim-
di koşar adım haline geldi. Bugün parla-
mento gerici. Bir de kalkıp Atatürkçüyüz
diyorlar. Ben Atatürkçü değilim, ama Âta-
türk'e hayran biriyim. Çok seviyorum. Ata-
türkçülük diye bir şey olduğuna da inanmı-
yorum. Bir kere olmayan bir şeye var diyor-
lar. Nedir Atatürkçülük? Bir ideolpji, bir
doktrin değil Atatürkçülük. Herkes İcendi-
ne göre farklı bir tanımını yapıyor. Ata-
türkçülük yoktur, ama Atatürk vardır. O'-
nun devrimleri. ilkeleri vardır. Ama Tür-
kiye'de bugün Atatürkçü yoktur. Yalan
söylüyorlar. Hepsi sahteci. Mevcut politi-
kaalann içerisinde ben gerçekten Ata-
u dönemde değil, ta İsmet Paşa hükümetinde
Şemsettin Sirer'in Milli Eğitim Bakanlığı
zamanından beri gericilik durmadan mesafe
alıyor. O adımlar başlangıçta yavaş yavaş atılırken
şimdi koşar adım haline geldi. Bugün parlamento
gerici. Bir de kalkıp Atatürkçüyüz diyorlar.
türk'ü seven ve onun ilkelerini savunanı
tanımıyorum. Eğer Atatürkçü olsalardı,
onun zamanında Türkçeleşen ezan, sonra-
dan Arapçaya çevrilmezdi. Eğer Atatürk
sağ olsaydı ya da gerçek Atatürkçüler ol-
saydı bunu hangi cesaret sahibi yapabilirdi?
İmam-hatip okullan yoktu, bugün var. Din
dersi adı altında Sünnilik dersi zorunlu de-
ğildi. Bugün var. Kuran kurslan yoktu, bu-
gün var. Hacca gitmek yasakü, bugün var.
Atatürk'ün zamanında ne yoksa bugün
var, ne varsa bugün yok. Ve bunlar da utan-
madan Atatürkçüyüz diyorlar. Bunlar ya-
lana, sahteci. Bunun içinde parlamento ve
bakanlar kurulu da var. Yalnız bu parla-
mento değil, bundan öncekiler de var.
- Sıvas kattiammdan sonra verilen sözler
unutuldu. DGM'de göriilen dava da basına
kapatıldı. Bu getişmeîere ne diyorsunuz?
NEStN - Sıvas ola>lanndan sonra parla-
mento, bir araşürma komisyonu kurdu. Bu
komisyon üyeleri tümüyle sahtecilik yaptı-
lar. Beni suçlu gösterdiler. Benim konuş-
mam ortada. Kasetten dinlesinler. Neden
beni suçladılar? Çünkü bu paravan, bu per-
de alünda gericiliği kendileri yayıyorlar. Be-
nim şu günlerde İzmir'de bir davam var.
Beni "Türkiye'de hükümetler sahtecklir" de-
diğim için mahkemeye vermişler. Ben bunu
bir kere demedim ki her yerde söylüyorum
ve yazdım kitabımda. Tabii ki,
bu bakanlar kurulu sahtecidir.
Tabii yalancıdır. Türkiye'deki
bu yalancılığı ve sahteciliği gör-
memek için insanlann kör ol-
ması lazım. Hangj alana bakar-
sanız bakın bu sahteciliği görür-
sünüz. Şimdi aklıma geldi söyle-
yeyim; vergi dairelerimizin
kapısında u
\ ergilendirilmiş ka-
zanç kutsakur" diye yazar. O
halde vergisini veren kişi, namus
erbabı demekür. Türkiye'de en
çok vergi veren, genelev pat-
ronudur. Ve bu millet, en na-
muslu adamının bir pezevenk
olmasından onursuzluk duymu-
yor. Bunun acısmı duymuyor-
îar. Aklım almıyor doğrusu.
Hayır o kadın gerçekten namus-
lu, o kadına lafım yok benim.
Daha da kötüsü var. Sıvas'ta bu
olaylan bizim başımıza getiren
insanlar ve onlann baş adam-
lan, Diyanet Işleri Başkanı,
Diyanet'te çahşan bütün me-
murlar, imamlar, müftüler, büt-
çeden para alıyorlar. Ve o bütçe,
genelevde çabşan kadınlann ka-
zançlanndan oluşuyor. Bunlar
o orospu paralanru aylık olarak
yemeye utanmıyorlar. Devlet de
onlara o parayı vermeye
utanmıyor. Bu, sahtecilik değil
de nedir? Bu memleket bitmiş. Türkiye'de
herkes birbirini kandınyor. Müthiş bir acı
içerisindeyim. Bir Başbakan düşünün ki
ABD'de mab mülkü dillere destan olmuş.
Nasıl bir Türk vatandaşıdır bu? Ve nasıl ya-
lan söylüyor? Bu kadının Müslümanbğına
da inanmıyorum. Amerikan kültürü almış
bu kız her konuşmasında minare, ezan, Ku-
ran, Allah, besmele diye konuşursa ben
onun sahteci olduğuna inanınm ve sahte-
cidir diyorum. O beni mahkemeye versin. O
sahtecidir de diğerleri değil mi? Alayı sahte-
ci bunlann. Namussuzluk dizboyu.
SÜRECEK
Şeriatçdar geçen yıl 37 aydını acımasızca katletti. Madımak Oteli, yobaz saldınsuıa seyirci kaluunası sonucu içindeki aydınlarla bir-
likte alev alev yanarken olay yurtta nefret uyandırdı. Bu nefret, katliamın yüdönümü olan bugün bir kez daha şeriatçılara duyulacak.
Saatsaat Sıvas katlianuYAHYAKOÇOĞLU
Her şey gericilerin "Müshımanlara çağ-
n " başlıklı ve "Peygamber, Müslümanlar
için canlanndan üstündür" içeriğindeki bil-
dirileriyle halkı, Aziz Nesin'in kişiliğinde
şenliğe gelenlere karşı kışkırtmasıyla baş-
ladı. Şenlikten birkaç gün önce başlayan
bu kışkırtmaya karşın güvenlik güçleri, is-
tihbarat yetkilileri katliama hazırlanan ra-
dikal İslama örgütleri "fark etmiyordu".
Aziz Nesin şenlikte yaptığı konuşmada,
bir kez daha "Tannya inanmadığını" yine-
ledi. Gericiler bu düşüncelerini sık sık dile
getiren Nesin'e karşı zaten günler öncesin-
den yerel basında kampanya başlatmışlar-
dı.. Ve öğleden sonra kitaplannı imzala-
yan Nesin'e karşı küçük bir grup ilk ba-
şansız saldınyı gerçekleştirdi. Katliam
saat saat şöyle gelişti:
12.00 - Kentte bazı dinciler sokak sokak
dolaşarak halkı cuma namazına çağırdı-
lar.
12.10 - Buruciye Medresesi'nde kitap
imzalayanlara karşı bir grubun "cezanızı
çekeceksiniz" şeklinde sataşması üzerine
yazarlar, ımza gününü erteleyip otele dön-
düler.
13.40 - Cuma namazından çıkan grup-
lar kent merkezindeki Paşa Camii'nde
toplandı.
14.00 - Sayısı 2-3 bin olan kalabalık po-
lisin müdahalesi olmadan vilayet binası
önünde protesto gösterisi yaptı.
14.20 - Şenlik için kente gelenler, sokak-
lardaki sataşmalar üzerine daha sonra
kendilerine mezar olacak "türkü adlı"
Madımak Oteli'nde toplandılar.
14.40 - Kültür Merkezi önüne gelen ge-
rici kalabalık, burada da slogan ve taşlı
saldınlarla taşkınlıklannı sürdürdü. Gös-
tericilerin arasında bulunan Sıvas Beledi-
ye Başkanı Temel KaramoUaoğlu "ruhlan-
na fatiha okuyaüm" sözleriyle alkışlandı.
15.00 - Madımak Oteli'ne yönelen kala-
balık otel çevresinde önlem alan polisin,
dağılmalan yönünde herhangi bir müda-
halesi olmadan gösterisini sürdürdü. Bu
arada VaLi Karabilgin, yardım için ilk baş-
vurusunu yaptı.
16.00 - Arif Sağ, otelden 2 yıl önce mil-
letvekili olduğu SHP'yi arayarak can gü-
venliklerinin tehlikede olduğunu ve acil
yardım gönderilmesini istedi.
17.00- Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Erdal İnönü, aydınlann bulundu-
ğu oteli arayarak Aziz Nesin'den olayla il-
gili bilgj aldı ve devletin duruma hakim ol-
duğunu söyledi.
18.00 - Kentteki tugaydan istediği yar-
dımı alamayan Vali Karabilgin, olaylann
yatıştınlamaması nedeniyle yeniden yar-
dım isterken kalabalığı sakinleştirmek
amaayla gericilerin tepki gösterdiği Ozan-
lar Anıtı'nın kaldınlmasına karar verdi.
Aralannda Temel Karamollaoğlu'nun da
bulunduğu kalabalık. büyük bircoşkuyla
anıtı yerinden sökerek yaktı ve sokaklarda
sürükledi. İşlerinden çıkanlann da katıl-
masıyla kalabahğın sayısı on binlere ulaş-
tı.
18.30- Madımak Oteli'nde mahsur ka-
lanlar. büyük bir tedirgjnlik içinde bekle-
meyi sürdürürken dışandaki kalabalık
arttı. Polislerin etkisiz kaldığı önlemlere
henüz askerler katılmış değil.
19.00 - Otelin karşısındaki kaldınm taş-
lannı camlara atan göstericiler, iyice az-
gınlaşaak otelin önündeki otomobili ateşe
verdiler.
Otelin dışanyla tek bağlantısı olan tele-
fon ve bir süre sonra elektrikler kesildi.
İçeridekiler saldınya karşı barikatlar ku-
rarak sopalarla savunmaya hazırlandılar.
19.30- Kalabalık, otele girmeye çalışır-
ken bazılan yanan bez parçalanru otele
atülar. Bu bezler otelin perdelerini tutuş-
turdu. Olayın büyümesi nedeniyle İçişleri
Bakanı Mehmet Gazioğlu, yetkililerle bir-
likte Sıvas'a hareket etti.
20.00 - Yangınlar oteli çevrelemeye baş-
ladı. Geç gelen itfaiye ise kalabahğın yol
vermemesi nedeniyle otele yaklaşamadı.
Bu sırada 5 saat önce yardım için istenen
askerler gelerek otebn 100 metre kadar ile-
risinde yerlerini aldılar. Ancak otele yak-
laşamadılar. Bir grup asker ise yeniden vi-
layet binasının önüne giderek slogan atan-
lan havaya ateş açarak dagıttı.
20.20 - Oteldeki yangm, göstericilerin
hortumlan kesmesi, itfaiye erlerini çabş-
tırmamalan nedeniyle söndürülemezken
içeride bulunanlann büyük bölümü üst
katlarakaçtı.
Bir bölümü ise otelin arkasındaki ara-
dan BBP'ye sığmmak istedi. Önce binaya
girmeleri engellenen bu grup, bir BBP yö-
neticisinin müdahalesiyle binaya alındı.
Ancak bu gecikme, oteldeki birçok ,in-
sanın buraya kaçmasını önlemişti. Üst
katlara çıkanlann büyük bölümü, sı-
ğındıklan odalarda boğuldular, Aziz Ne-
sin ise Lütfı Kaleli ile sığındıklan odadan
itfaiyenin merdiven uzatmasıyla kurtul-
muş, ancak itfaiye eri ile RP'li Cafer Öz-
çakmak'ın yumruklanyla karşılaşmıştı.
21.00 - Valilikteki kriz merkezi, An-
kara'yı arayarak olaylarda saptanabilen
27 ölü olduğunu. yüzden fazla yaralının
hastanelere kaldınldığını bildiriyordu.
Göstericiler ise Başbakan Tansu ÇUler'in
Ankara'daki açıklamasında olduğu gjbi
"Burunları bile kanamadan" evlenne gıt-
mişlerdi.
22.00 - Bakanlar Kurulu acele toplandı,
ancak ölü sayısı 35'e ulaşmıştı.
Yaralı kurtulanlardan 2'sinin de sonra-
ki günlerde vaşamını yitirmesiyle Sıvas
Katliamf nda ölenlerin sayısı 37'ye ulaştı.
Ozanlar Keııtiııde katledflen '37 Pir Sultan'ASIM BEZİRCİ
(1927 Erzincan- 2 Temmuz 1993 Sı-
vas) Araştırmacı yazar ve edebiyat
eleştirmeni olan Asım Bezirci 1945'te
Erzincan Lisesi'ni, 1950 yıbnda Istan-
bul Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nü
bitirdi. Aynı yıl Tûrkiye Sosyabst Par-
tisi'ne girdi. Gerçek Gazetesi'nde yaz-
dığı pobtik fıkralanyla yazı yaşammı
seçti. Önceleri "Fikret Arsei" ve "Ha-
Ss Acar" adlanyla yazan Asım Bezir-
ci, daha sonra asıl adım kullanmaya
başladı. Yazarhğın yanı sıra muhase-
beci olarak bir süre calışü. Üç kez tu-
tuklanan Bezirci, 1980'den sonra Tür-
kiye Yazarlar Sendikası ve Banş Der-
neği Davası'ndan yargılandı. Türkiye
Yazarlar Sendikası ile PEN derneği
üyesi olan Bezirci'nin, çeviri ve tebf ol-
mak üzere toplam 70 kitabı bulunu-
yor. Başbca yapıtlan: Pir Sultan Ab-
dal, Çok Kapıb Oda, Günlerin Götûr-
düğü, Okudukça, Ahmet Haşim, Or-
han Veb, Dünden Bugüne Türk Şiiri,
Nurullah Ataç, On Şair On Şiir, Saba-
hattin Aü, Nâzım Hikmet ve Seçme Şi-
irleri, Bibmden Yana Sosyabzme
Doğru, Orhan Kemal, Halk, Sosya-
lizm, Kültür ve Edebiyat, Nâzım Hik-
met'in Yaşamı ve Eserleri, Oktay Ak-
bal, Rıfat llgaz.
BEHÇET SAFA AVSAN
(1948 Ankara- 2 Temmuz 1993)Kuleb
Askeri Lisesi'ni 1%7'de bitiren Behçet
Safa Aysan 1968'de askeri öğrenci
olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi' ne girdi. Öğrenci olaylanna
kanştı. 141- 142'ye muhalefetten tu-
tuklandı. Beş ay cezaevinde yatu.
1984'te Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Dü-
şün, Broy, Müliyet Sanat, Gösteri, Sa-
nat Rehberi, Su dergilerinde şiirleri
yayımlandı. Bazı şiirleri bestelendi.
Aysan'ın şiirleri Ingibzce, Çekçe, Ai-
manca, Macarca, Yunanca ve Isvec-
çeye çevrildi ve yayımlandı. Karşı
Gece (1983), Sesler ve KüUer (1984),
Deniz Feneri (1987), Eylül (1988), Şi-
irler (1990) adb kitaplan bulunan
Behçet Aysan'ın aldığt ödüller: 1984'-
te Yaşar Nabi Nayu Şiir ödülü, 1986'-
da Abdi tpekçi Banş ve Dostluk Ödü-
lü ve 1986'da Ceyhun Atuf Kansu
Şiir ödülü...
ERDAL AYRANCI
(1956 Niğde- 2 Temmuz 1993) Otopsi
raporundan özet: "...Cesedin üzerinde
giysi ofanadığı, vücuduna yapıştırüınış
bântta Erdal Ayrancı yazılı olduğu,
ayaklannda bir çift kafaverengi çorap,
açık yeşfl renkli önyüzü kanlı birpanto-
lon olduğu, sağ cebinde bol miktarda
kanlanmış şekilde bir adet beş >üz bin
lira ile toplam 502 bin TL. olduğu gö-
rüldü >e on numara verilen zarfa kooul-
du. Ceset incelenmesine geçildi. Şahsm
1.80 boylannda, 80-85 kg ağırüğmda,
alnı hafif açdmış, siyah saçh, kahveren-
gi gözlü, 1 an kadar uzunluğunda bıyık
ve sakallı, göğsü kıilı, bir erkek cesedi
oiduğu göriiMü."
METİN ALTIOK
(14 Mart 1941 Bergama- 2 Temmuz
1993 Sıvas) 14 Mart 1941'de Izmir'in
Bergama ilçesinde doğan Metin Altı-
ok, Ankara Üniversitesi Dil Tarih-
Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü'-
nün Sistematik Felsefe Bölümü'nden
1971'de mezun oldu. Çeşitb zaman-
larda resim sergileri açü. Soyut Der-
gisi'ndeki şiirleriyle şair olarak sesini
duyurmaya başİadı. İlk şiir kitabı
Gezgin'i, Yerleşik Yabana (1978),
Kedinin Avası (1979), Küçük Tra-
gedyalar (1982), tpek ve Klabtan
(1987), Gerçeğin Öte Yakası (1990),
Süveyda (1991), Alaturka Şiirler
(1992), Şiirin İlk Atası (Denemeler)
1992) izledi. Reşsam ve Şair Metin Al-
üok 1980'de Ömer Faruk Toprak,
1989'da da Habl Kocagöz şiir ödülü-
nü kazandı.
MUHLİS AKARSU
(1948 Sıvas-2 Temmuz 1993 Sıvas) tl-
kokulu Sıvas'ın Kangal İlçesine bağlı
Minarekaya köyünde bitiren Akarsu,
kış aylannda yapılan Alevi-Bektaşi
cem törenlerinde pirlerden ve mürşit-
lerden oldukça etkilendi. Daha küçük
yaşlarda şiirler yazmaya, deyişler ve
nefesler kurmaya yöneldi. &ız çabp
zakirlik yapmaya da bu yaşlarda baş-
ladı. 1972 yıbnda Muhibe Akarsu ile
evlenen ozan üç çocuk babasıydı.
1970'b yıllann başlanndan itibaren
ünlü ozanlar arasında yer aldı. Yüz-
lerce türküsü başka sanatçüar tarafın-
dan seslendirildi. Eserleri pop müzik
sanatcüan tarafından okundu. Arif
Sağ, Musa Eroğlu ve Yavuz Top'la bir-
bkte "Muhabbet" kasetlerini çıkardı.
Eserlerinden dolayı 1980'de üç ay ha-
pis yattı.
MUHİBE (LEYLA)
AKARSU
(1958 Kangal-2 Temmuz 1993 Sıvas)
ükokuhı Sıvas-Kangal ilçesi Hamal
köyünde bitirdi. 1972 yıbnda ünlü
ozan Muhbs Akarsu ile evlendi. En
büyük arzusu ûniversite sınavlanna
giren büyük kıa Pınar'ın ODTÜ'ye
girmesiydi. Pınar ODTÜ'ye girdi,
ama o bunu göremedı. Ortanca kızı
Çmar 16 yaşında bse öğrencisi. En
küçük kızı Damla ise 9 yaşında ve il-
kokulda okuyor.
MEHMET ATAV
(1968 Divriği- 2 Temmuz 1993 Sıvas)
Gazi Üniversitesi Mabye Yüksek
Okulu'nun tiyatro grubunda oyuncu
olan Mehmet Atay, Divriği Kültür
Derneği'nin de Yönetim Kurulu üye-
siydi. Amatör fotoğrafçıbğının yanı
sıra Çağdaş Divriği Gazetesi'nin de
muhabirliğini yapıyordu.
SEHERGÜL ATE5
(1%3 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Sehergül Ateş de otopsi raporunda
kimliği saptanamayanlardan. Seher-
gül için babası Musa Ateş "Evimin her
köşesinde. bahçemin her ağacında onun
emeği \ardı. Biz, onunla baba-kız değil
hem arkadaş hem yoMaştık. Benim da-
yanağım ve gücümdü" dıyor. Baba
Ateş, en büyük dayanağından yoksun
kaldı.
SERPİLCANİK
(1974 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Ayrancı Ticaret Lisesi'ni bitirdi.
Okurken staj yaptığı bir kooperatifte
çabşıyor bir yandan da tngilizce öğre-
niyordu. Pir Sultan Derneği Halk
Oyunlan ve Semah Ekibi'nde yer alan
Serpil'in en sevdiği şey semah dönerek
kollannı sevgiyle açmaktı.
CARİNACUANNA
(1970 HoUanda-2 Temmuz 1993 Sı-
vas) Hollandalı olan Carina Cuanna.
antropoloji öğrencisiydi. Alevi-Bekta-
şi kültürüne duyduğu ilgi nedeniyle
Türkiye'ye sık sık geliyordu. Pir Sul-
tan Şenbkleri'ne katılan Cuanna dost
olduğu Asaf Koçakia birlikte Madı-
mak oteli'nde can verdi. Carina Cuan-
na yaşasaydı Çorum'un köylerinde
Alevi kültürüyle ilgili araşürma yapıp
tez hanrlayacaktı.
BELKIS ÇAKIR
(1975 Ankara-2 Temmuz 1993)
Pir Sultan Abdal Derneği Yönetim
Kurulu üyelennden Kamber Çakır'ın
tek kızı olan Belkıs Çakır, babasıyla
birlikte Sıvas'taki Pir Sultan Şenbk-
leri'ne kaülmışti. Ûniversite sınavlan-
na katılan Belkıs Çakır, demeğin se-
mah ekibinde görevliydi. Babasının
kılpayı kurtulduğu olayda kendisi ya-
şamını yitirdi.
MUAMMER CİÇEK
(1%7 Zile Tokat-2 Temmuz 1993 Sı-
vas) Pir Sultan Abdal Derneği Genç-
lik Komitesi Başkan Yardıması olan
Muammer Çiçek şehir planlamaasıy-
dı. Derneğin tiyatro grubunda yer
alan Muammer Çiçek aynı zamanda
da oyun yazanydı. Muammer Çiçek
son olarak yazdığı "Inadma Yaşa-
mak" adb tiyatro oyunundaki gibi
Madımak Oteb'nde son ana kadar ya-
şadı ınadına. Ama nişanlısı İnd Tûrk'-
le birbkte yaşamını yitirdi.
NESİMİ CİMEN
(1926 Sanz-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Anadolu'yu ozanbğı gereği sürekli do-
laşan Nesimi Çimen, Türk halk sazla-
nndan curanın yaşayan en büyük us-
tasıydı. Saz ustaîanrun büyük bir
kısmı Nesimi gibi bağlamayı "şelpe"
ile çalmaya uğraşırdı. Dokuz yaşında
saz çabnaya başlayan Nesimi, ilk plak
çabşmasını 1964 yılında yaptı. Fran-
sa'da bir long-play, Almanya'da üç
kaset, Isveç'te de iki kaseti yayım-
landı. Türkiye'de ilk "Şah tsmafl Ge-
cesi"ni düzenleyen Nesimi Çımen, 500
bin lira borç bulup geldiği Sıvas'ta ya-
şammı yitirdi. Onlarca türküsü başka
sanatçılar tarafından seslendirildi ve
radyo repertuvanna alındı.
SERKAN DOtAN
(1974 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Pir Sultan Kültür Derneği'nin Tiyatro
Grubu ve Semah Ekibi'nde görev ya-
pıyordu. Pir Sultan oyununda "Ali
Baba" rolünü oynayan Serkan Doğan
aynı zamanda amatör futbolcuydu.
HASRET CÜLTEKİN
(1967 Şıvas-2 Temmuz 1993 Sıvas) Sı-
vas'ın İmranlı kazasına bağlı Han kö-
yünde dünyaya gelen Hasret Gültekin
altı yaşında tanıştığı bağlamada özel-
likle şelpe tavnnda ustalaştı. Anadolu
müziği kadar Batı müziğini de iyi bilen
ve yapıtlannda kullanan Hasret Gül-
tekin, Kadıköy Anadolu Lisesi'nden
mezun oldu. Müzik direktörü, besteci,
bağlama ustası ve aynı zamanda şair
olan Gültekin'in eserleri birçok sa-
natçı tarafından seslendirildi. Müzik
çahşmalannı daha çok Almanya'da
sürdüren Hasret Gültekin, doğduğu
Han köyüne gömüldü. Ölümünden
sonra dünyaya gelen oğluna da Has-
ret adı verildi.
MURAT CÜNDÜZ
(1971 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Pir Sultan Abdal Kültür Demeği Se-
mah Ekibi'ndendi. Kardeşi Birsen'in
yaralı olarak kurtulduğu olayda kar-
bonmonoksit zehirlenmesinden yaşa-
mmı yitirdi.
GÜLSÜM KARABABA
(1971 Divriği-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Halk ozanı Mehmet Ali Karababa'-
nın kızı olan Gülsüm Karababa. iyi
resim yapan ve babası gibi saz çalan
biriydi. Pir Sultan Abdal Kültür Der-
neğTnjp müzik grubundandı. Hacet-
tepe Üniversitesi Resim Bölümü'ne
girmeyi düşünen Karababa için ablası
Nilgün Karababa "Sıvas'a giderken
kaluı giyin demiştim, o>sa Sıvas o ka-
dar sıcak oiacakmış ki bilemedim" di-
yor.
KORAY KAVA
(1981 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Pir Sultan Şenlikleri'ne ablası Menek-
şe Kaya ile birlikte katılan Koray
Kaya. ablası ile birlikte yaşamını yitir-
diğinde 11 yaşındaydı. Eterneğin Ti-
yatro grubundan olan Koray Kaya,
ozan tsmail Kaya'nın oğlu. Otopsi ra-
porunda açık kimliği belirlenemedi.
MENEKSE KAYA
(1977 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Tiyatro topluluğunun en genç oyun-
cusu olan Menekşe Kaya. 16 yaşını
yeni bitirmişti. O da kardeşi gibi kar-
bonmonoksit zehirlenmesinden öldü.
Uzatmaya karar verdiği siyah saçlan-
nı uzatmasına gericiler ıan vermedi.
UĞUR KAYNAR
(1956 Sıvas-2 Temmuz 1993 Sıvas) Sı-
vas'ın Zara ilçesinde dünyaya gelen
Uğur Kaynar Zara Meslek Lisesi'ni
okudu. Annesinin ölümü üzerine 1970
yıbnda Ankara'ya yerleşti. Öğrenimi-
ni sürdüremedi. Daha ilkokul yıllann-
da şiire gönül veren Kaynar, ürünleri-
ni 1980'den sonra vermeye başladı. İlk
şiir kitabı "Çiçekler Halaya DurdıT
1988 yıbnda yayımlandı. İkınci yapıtı
"Gizemya" 1990'da, üçüncü yapıtı
"Aşkmam" ise yine kendi el yaasıyla
199l'de yayımlandı. Uğur Kaynar. Sı-
vas katbamından önce dördüncü kita-
bı "Güncesika"nın basım haarbklan-
nı sürdürü>ordu.
ASAF KOCAK
(1958 Yerkö>-2 Temmuz 1993 Sıvas)
İlkokulda başlayan resim tutkusunu
İstanbul Davutpaşa Lisesi'nde olgun-
laştırdı. Kırşehir Eğitim Enstitüsü'nü
bitirdikten sonra Sıvas'ta resim öğret-
menliğine başladı. 4 yıb bulan karika-
türistlik yaşamında 6 kişisel sergi açtı.
Karikatürleri Sorun, Yapıt. Yeni Ol-
gu, Türkiye Yazılan. Oluşum, Bibm
ve Sanat, Yann, Edebiyat 81, Cumhu-
riyet. Günaydın ve Yeni Çuval dergi
ve gazetelerinde yayımlandı. Yunus
Nadi Armağanı yanşmasında mansi-
yon ödülü aldı.
HANDAN METİN
(1973 Divriğı-2 Temmuz 1993 Sıvas)
İlk ve orta öğrenimini Divriği-Cürek'-
te tamamlayan Handan Metin Muş
öğretmen Lisesi'nde bir yıl okuduktan
sonra Hasanoğlan Lisesi'ne devam et-
ti. Liseyi bitirdikten sonra ODTÜ
Eğitim Fakültesi Biyoloji Bölümü'ne
girdi. Mimarbk okumak isteyen Han-
dan Metin, ûniversite sınav sonucunu
alamadan yaşamını yitirdi.
SAİT METİN
(1970 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Çankın Yüksek Meslek Okulu'nu bi-
tiren Sait Metin özel bir kuruluşta işe
başladı. Çok iyi bağlama çalan Metin.
Pir Sultan Abdal Küldür Demeği ile
Divriği Kültür Demeği Tiyatro ve Se-
mah Grubu'nda görev yaptı. Pir Sul-
tan oyunlannda "Pir Sultan" rolünü
oynadı.
HURİYE ÖZKAN
(1971 Ankara- 2 Temmuz 1993 Sıvas)
Ankara Deneme Lisesi'ni okul birin-
cisi olarak bitiren HuriyeÖzkan, ozan
Hikmet Özkan'ın kızı. Huriye Özkan,
kardeşi Yeşim Özkan'la birlikte der-
neğin hem semah hem de tiyatro gru-
bunda görev yapıyordu. Kardeşi Ye-
şim'le birbkte gösteri yapmaya geldiği
Sıvas'ta yaşamını yitirdi.
YESİM ÖZKAN
(1973 Ankara-2 Temmuz 1992 Sıvas)
Hikmet Özkan'ın Sıvas'ta kaybettiği
ikinci çocuğu olan Yeşım Özkan. ilk
ve orta öğrenimini Ankara'da ta-
mamladı. 1991 yıbnda Haccettepe
Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek
Okulu'nu kazandı. 1992 yıbnda An-
kara Sanat Sahnesi'nde "Aç Suııfın
Laneti" adb oyunda rol aldı. Mayıs
1992'den itibaren Pir Sultan Tiyatro
Topluluğu'na girdi. O da kardeşi gibi
gösterisini yapamadan yaşamını Sı-
vas'ta yitirdi.
AHMET ÖZYURT
(1972 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Pir Sultan Abdal Derneği'nin Semah
Ekibi'ndendi. Memleketi Sıvas'a se-
mah dönmeye gitmişti. En büyük
amacı bilgisayar mühendisi obnaktı.
O da birçok arkadaşı gibi girdiği üni-
versite sınavlanndan gelecek sonucu
bekliyordu. Ahmet Özyurt günlüğü-
ne. "Çok seviyorum düşüncelere dal-
mayı ve de Einstein gibi düşünerek ken-
diniden geçmeyi. Düşündükçe. düşün-
ceyi se>dikçe, be\nimin düşünceden
çarJamasını istivonım" diye yazmıştı.
Bir daha düşüncelere dalmaması için
memleketi olan Sıvas'ta yakıldı.
ASUMANSİVRİ
(1977 Ankara-2 Temmuz 1993 Sı-
vas) 16 yaşında Lise 2. sınıf öğren-
cisiydi. En büyük amacı filoloji
okumaktı. Semah dönmeyi çok
seven Asuman Sivri, derneğin se-
mah ekibi öğreticilerindendi. Asu-
man Sivri 1 temmuzda başanlı bir
semah gösterisi sunduktan bir gün
sonra kardeşiyle birlikte yaşama
veda etti.
YASEMİN SİVRİ
(1974 Ankara-2 Temmuz 1992 Sıvas)
Henüz 19 yaşında olan Yasemin Sivri,
Haccetpe Üniversitesi'nde öğrenciydi.
Dernekteki lakabı "profesör" olan
Yasemin Sivri, Pir Sultan Abdal Der-
neği Gençbk Komisyonu Yönetim
Kurulu üyesiydi. Kütüphaneden so-
rumluydu. Aynca Semah grubunda
gösterilere çıkıyordu. Uğur Mumcu'-
nun cenaze töreninden döndükten
sonra ailesine kendisinin de böyle bir
törenle uğurlanmak istedigini söyle-
mişti. Kardeşi Asuman ile birlikte
Madımak'ta yaşamını noktaladı.
EDİBE SULARİ
(19534
Erzincan-2 Temmuz 1993 Sı-
vas) Ünlü halk ozanı Davırt Sulari'nin
en büyük çocuğu olan Edibe Ağbaba
(Sulari). çocuk yaşlanndan itibaren
Alevi-Bektaşi kültürünü özümsedi.
1970'li yıllarda babası Davut Sulari ile
birlikte Avrupa'ya gitti. fsviçre'nin
Bassel şehrine yerleşti. Bassel'de yaşa-
dığı halde Türkiye'de yapılan Alevi-
Bektaşi kültür etkinbklerinin çoğuna
kauldı. İki çocuk annesi olan Edibe
Sulari. Erzincan'ın Çayıralan kazası-
na bağlı Bozağa köyüne gömüldü.
NURCAN SAHİN
(1975 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Lise mezunu olan Nurcan Şahin, Pir
Sultan Abdal Kültür Derneği'nin
Gençbk Komisyonu üyesiydi. Derne-
ğın Semah ekibinde göresliydi. Üni-
versite sınavlanna giren Nurcan Şa-
hin'in en büyük amacı ODTÜ'lü ol-
maktı. Ancak Sıvas'ta ölümünden
sonra "kazandı" belgesi gelecekti.
ÖZLEM SAHİN
(1976 Ankara-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Dikmen Lisesi mezunu Özlem Şahin,
çok sevdiği Nurcan Şahin gibi ûniver-
site sınav sonuçlannı bekliyordu. Der-
neğin Tiyatro ve Semah ekibinde ça-
bşmalar yaptı. Dergi ve kitap standla-
nnda görev aldı. Nurcan ile birükte
Madımak Oteb'nde can verdi.
İNCİ TÜRK
(1971 Eskişehir-2 Temmuz 1993 Sı-
vas) 22 yaşında Eczacılık Fakültesi'ni
yeni bitirmiş çiçeği burnunda bir ecza-
cı>dı. Pir Sultan Abdal Demeği Se-
mah grubundandı. Nişanlısı Muam-
mer Çiçek ile birbkte Madımak Otel'-
de yakıldılar.
KENAN YILMAZ
(1972 Sıvas-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Hacı ile Zibile Yıhnaz'ın oğlu olan Ke-
nan Yılmaz. Sıvas merkez ilçeye bağb
Kayadibi nüfusuna kayıtb. Madımak
Oteli'nde görevli olan Kenan Yıbnaz,
konuklanyla birbkte otelde can verdi.
AHMET ÛZTÜRK
(1970 Sıvas-2 Temmuz 1993 Sıvas)
Otel görevlisi Kenan Yılmaz'ın arka-
daşı olan Ahmet Öztürk hakkındaki
tek bilgi Hüseyin Öztürk'ün oğlu ol-
duğu ve Sıvas'ta doğduğu...
AHMET ALAN
(1971 Sıvas-2 Temmuz 1993 Sıvas-
)1971 Yıbnda Sıvas'ta doğdu. Muzaf-
fer ve Ayşe Alan'ın oğlu. Kalabalık
dağüırken açılan ateş sonucu öldü.
HAKAN TÜRKGİL
(1975 Sıvas-2 Temmuz 1993 Sıvas) 18
yaşında olan Hakan Türkgil de atı-
lan kurşunlar sonucu yaşamını yitirdi.
Sıvas doğumlu olan Hakan Türkgil,
genç yaşında hiç ummadığı bir anda
ölümle karşılaştı.
CÜLENDER AKÇA
(1968 Divriği- 2 Temmuz 1993 Sıvas)
îlk ve ortaokulu Cürek kasabasında
okudu. Ankara'da Başkent Lisesi'ni
bitiren Gülender Akça Açık öğretim
Fakültesi öğrencisiydi. Akça yedek
yönetim kurulu üyesi olduğu Divriği
Kültür Derneği'nde halkoyunlan öğ-
retmeni olarak görev yapıyordu.