Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ1994 CUMARTESİ
14 SIVAS KATUAMEMN BIRINa YUI
KiÜeveiktidarEUASCANETTİ
Jstemleri evrensel olan ve tanınmış dinler, çağn-
lannın vurgusunu kısa zamanda başka noktalara
kaydınrlar. Bu dinlerin başlangıçtaki amacı, eri-
şilebilecek ve kazanüabüecek herkese ulaşmak ve
onlan kendine çekmektir. Tasanmladıklan kitle
evrenseldir; her insan önemlidir ve bütün ruhlar,
onlann olmahdır. Ama bu dinlerin vermek zorun-
da kaldıklan savaş, zamanla kurumlan daha önce
oluşmuş hasma duyulan gizli bir saygının doğumu-
na yol açar. Dinler, ayakta kaJmarun ne kadar gûç
olduğunu görûrler. Onlara dayanışma ve daya-
nıkbhk sağlayacak kurumlan gittikçe daha çok
önemserler. Hasımlannkinden esinlenmiş olarak,
kendileri de baa kurumlan yûrûrlüğe koymak için
ellerinden geleni yaparlar; bunu başardıklannda
ise yarattıklan kurumlar zamanla en temel nitelik-
teki olgulara dönüşür. Sonralan kendi yaşamlannı
sûrdürmeye başlayan bu kurumlann kendilerine
özgü ağırhklan, başlangıçtaki çağnlann coşkusu-
nu gittikçe dizginler.
(...)
Kitlenin tehükelerine ihşkin bir sezginin, tarihte-
ki dünya dinlerinin kanında bulunduğu söylenebi-
lir. Bu dinlerin bağlayıcı karakterdeki kendi gele-
nekleri, onlan ne kadar ani ve beklenmedik biçim-
de gelişmiş olduklan konusunda eğitir. Gerçekle-
şen kitİesel katılmalar, bu dinJere bir mucize gibi
gözükûr ve aslında gerçekten de öyledir. Kiliselerin
korktuklan ve önlemeye çahştıkİan kopma hare-
ketleri, gerçekte bu kez zararlanna etki doğuran,
ama aynı türden bir
mucizedir; bu kez
kendi bedenlerinde
oluşan yasalar aynı
zamanda hem acı ve-
rici hem de unutul-
maz niteliktedir. Bu
iki olgu, yani erken
dönemlerindeki hızlı
büyüme ile sonraki
daha az hızlı sayıla-
mayacak kopmalar,
kitleye karşı besle-
dikleri kuşkuyu hep
ayakta tutar.
Bu dinlerin iste-
dikleri, bu kitlenin
karşıtı olan bir şey,
başka deyişle uslu
bir sürü'dür. Insanlara koyun gözüyle bakmak ve
onlan söz dinledikleri için övmek, alışüagelmiş bir
tutumdur.
Hedef ve yoğunluk örtüşürler
Saldırtılan kitle, çabuk erişilebilir bir hedef doğ-
rultusunda oluşur. Bu hedef kitlece bilinmektedir
ve tam olarak belirlenmiştir; aynca yakmdır da.
Kitlenin niyeti, öldürmektir ve kımi öldûrmek iste-
diğini bibr. Eşsiz bir kararlılıkla bu hedefe saldınr;
kiüeyi bu hedef konusunda aldatabilmek ola-
naksızdır. Bir kitlenin, oluşması için bu hedefı ilan
etmek, kimin öldürülmesi gerektiğini yaymak ye-
terlidir. Öldürme üzerinde odaklaşma kendine
özgü bir olgudur ve yoğunluk bakımından başka-
ca hiçbir olgu tarafmdan aşılamaz. Olaya herkes
kaulrnak ve kendi darbesini indirmek ister. Darbe-
sini indirebilmek için de herkes kurbana iyice yak-
laşmaya çahşır. Kendileri isabet ettiremeyenler,
kurbanın başkalannın darbelerinden nasıl isabet
aldığım görmek isterler. Bütün kollar, sanki aynı
canbya aitmiş gibi hareket eder. Ama isabet ettire-
bilen kollann değeri ve ağırhğı daha fazladır. He-
def, her şey demektir. Kurban, hedefür, ama aynı
zamanda da en büyük yoğunluğun odaklaştığı
noktadır; herkesin eylemlerini kendisinde toplar.
Hedef ve yoğunluk, örtüşürler.
Saldırtılan kitlenin hızlı büyümesinin önemli ne-
denlerinden biri, gırişimin tehlikesizliğidir. Tehli-
• Yıkım araçlannın içerisinde en etkileyici olanı ateş'tir.
Ateş ta uzaklardan gözükür ve başkalannı kendine çeker.
Yarattığı yıkımın giderilebilmesi olanaksızdır. Bir yangının
ardından artık hiçbir şey, önceden olduğu gibi değildir. Ateşe
veren kitle, hiçbir şeyin kendisini durduramayacağı
inancındadır. Ateş çevreye yayılırken, her şey kitleye
katılacaktır. Yangın sonucu tüm düşmanlar ortadan
kalkacaktır. Ateş, en güçlü kitle simgesidir. Tüm yıkımlardan
sonra ateş de kitle gibi sönmek zorundadır.
Ölüm cezasının öteki biçimi ise birlikte öldür-
me'ân. Ölüm cezasına çarptınlan, tarlaya götürü-
lür ve taşlanır. Öldürme eyleminde herkesin payı
vardır; suçlu, herkesin attığı taşlarla yere yıkıhr.
Kimse cellat olarak görevlendirilmemiştir; öldü-
ren, topluluğun bütünüdür. Taşlar topluluğu tem-
sil eder, topluluğun karannın ve eyleminin göster-
gesidir. Birlikte-öldürme eğilimi, taşlama adetinin
kalktığı yerde de varhğmı korumaktadır. Yakma
bununla karşılaştınlabilir; ateş, cezaya çarptınlan-
lann ölümünü istemiş olan kitlenin yerine eylemi
gerçekleştirir. Alevler, kurbana her yandan ulaşır;
kurban her yandan yakalanır ve öldürülür. Cehen-
neme yer verilen dinlerde buna eklenen bir şey
daha vardır. Bir kitle simgesi olan ateş aracılığiyla
gerçekleştirilen toplu ölüm ile cehenneme dışlama.
cehennemdeki düşmanlara teslim etme arasında
bağıntı kurulur. Cehennemin alevleri yeryüzüne
fışkınr ve bu cezaya layık olan tanntanımazı abr.
Bir kurbanın ok yağmuruna tutulması, ölüme
mahkum edilmiş birinin bir manga asker tarafı-
ndan kurşuna dizilmesi durumlannda ölüm ce-
zasmı yerine getiren grup, bütün topluluğun tem-
silcisi olarak hareket eder. Afrika'da ve daha baş-
kaca yerlerde de uygulandığı gibi, insanlann kan-
nca yığınına gömülmesi durumunda ise nahoş öl-
dürme eylemi, kalabalık bir kiüeyi temsil eden
kanncalara bırakılmış olmaktadır.
K
kesizdir, çünkü kitlenin üstünlüğü ölçüsüzdür.
Kurban, kıtleyi oluşturanlara hiçbir şey yapamaz.
Ya kaçmaktadır ya da bağlannuş durumdadır.
Darbe indiremez, savunmasızhğı içerisinde. yalnı-
zca bir kurbandır, o kadar. Öldürülmesine izin de
verümiştir. Yazgısı saptanmıştır; ölümü nedeniyle
kimsenin herhangi bir cezadan korkmasına gerek
yoktur. fşlenmesine izin verilmiş cinayet, insanın
kendini engellemek zonında kaldığı, gerçekleştir-
diği takdirde ağır cezalara çarptınlması tehlikesi
bulunan bütün cinayetlerin yerini tutar. Tehlikesiz,
işlenmesine izin verilmiş, tavsiye olunmuş ve pek
çok kişiyle paylaşılan bir cinayet. insanlann büyük
çoğunluğu için dayanılmayacak çekiciiiktedir. Bu-
rada belirtilmesi gereken bir nokta vardır: İnsan-
lann hepsine yönelik olan ve hep göz önünde bu-
lundurulmasa bile, çeşitli göriinümler ıçensinde eı-
kinbğini hep koruyan ölüm tehdidi, ölümün baş-
kalanna yöneltitmesini bir gereksinime dönüştür-
mektedir. Saldırtılan kitlelerin oluşturulması, bu
gereksinimı karşılar.
(...)
itlenin niyeti, öldürmektir
ve kimi öldûrmek istediğini bilir.
Eşsiz bir kararlılıkla bu hedefe
saldınr; kitleyi bu hedef konu-
sunda aldatabilmek olanaksızdır.
Bir kitlenin, oluşması için bu hedefı
ilan etmek, kimin öldürülmesi
gerektiğini yaymak yeterlidir.
Herkesin gözü önünde gerçekleştirilen idam-
lann bütün biçimleri. eski birlikte-öldürme uygula-
masıyla ilintilidir. Gerçek cellat. idam sehpasının
çevresine toplanmış olan kitlenin kendisidir. Kitle.
sunulan gösteriyi onaylamaktadır; tutkuyla
kanşık bir hareketlilik içerisinde, gösteriyi başı-
ndan sonuna kadar izleyebilmek için ta uzaklar-
dan akıp gelmiştir. Gösterinin mutlaka gerçekleşti-
rilmesini ister ve kurbanın elinden kurtulmasından
hoşlanmaz.
(...)
Birlikte öldürme karşısında duyulan tiksinti, çok
yeni tarihlidir. Ama bu olgu, abartılmamalıdır. Bu-
gün de herkes, gazete aracılığıyla idam cezalannın
yenne getirilişine katılmış olmaktadır. Ancak şim-
di her şey gibi. bu iş de gayet rahat bir biçimde yapı-
lmaktadır. İnsan, sakin bir atmosfer içerisinde,
kendisiyle baş başadır ve bir sürü aynntı arasından
kendısı ıçın özellikle heyecan verici olanlar üzerin-
de durabilmek olanağma sahiptır. Olanlan, ancak
her şey olup bittikten sonra onaylar, keyif kaçı-
nnasına neden olacak en ufak bir suca katılmış
olma duygusu bile yoktur. Hiçbir şeyden sorumlu
olmak söz konusu değildir; ne verilen karar için ne
görgü tanığı için ne onun basılmış olan haberi için
ve ne de haberi basan gazetenin davranışından ötü-
rü bir sorumluluk vardır. Ama bugün insanlar,
olay hakkında, saatlerce dolaşıp ayakta beklemek
zorunluluğunun bulunduğu, buna karşın çok az
şeyin görülebildiği eski zamanlara oranla çok bilgi
sahibi olmaktadırlar. Gazete izleyicileri arasında
saldırtılan kitlenin yumuşatılmış, ama olaylarla
arasındaki uzaklık nedeniyle çok daha sorumsuz
bir biçimi varhğını sürdürmektedir; bunun,
saldırtılan kitlenin en aşağıbk, ama aynı zamanda
en dayanıkb biçimi olduğu da söylenebibr.
Çeviren: AHMET CEMA1 (Argos, Ekim 1990).
'Çalışan çocuklar' konulu fotoğraf
yarışması
• ANKARA(AA)-Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneği
AFSAD, uluslararası çabşma örgütü adına, 'çahşan çocuklar'
konulu bir fotoğraf yanşması düzenledi. Saydam, renkli,
siyah-beyaz baskı dallannda düzenlenen yanşmada, birinci
olan fotoğrafa 10 milyon lira, ikinciye 7.5 rrülyon bra,
üçüncüye ise 5 milyon lira para ödülü verilecek. Yanşmaya
katılmak isteyenler 24 eylüle kadar AFSAD'a
başvurabilecekler. Yanşmada dereceye giren fotoğraflarekim
ayı içerisinde AFSAD'da sergilenecek.
Faik Ertener'in oyunu Sibirya'da
en iyi oyun seçildi
• Külfür Servisi - İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçılanndan
Faik Ertener'in yazıp yönettiği 'Siz Ne Dersiniz?' adb çocuk
oyunu Sibirya'da 40 oyun arasında en iyi oyun seçildi.
Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatrolan BirliğTnin
(ASSITEJ) davetlisi olarak Rusya'ya giden Faik Ertener'in
1994 yıbnda Sibirya Omsk Gençbk Tiyatrosu'nda sahnelediği
oyun, Rusça'ya çevrildi ve aynı sanatçının yazıp yönettiği ilk
Türk oyunu oldu. 1980 yıhndan bu yana çocuk tiyatrosu
alanında çahşmalar yapan Faik Ertener, daha önce 'Küçük
Mozart', 'Odissinbad', 'Küçük Nasrettin'(bu oyun,
Almanya'da çocuk tiyatrolan festivab'nde ilgiyle karşılanmıştı)
ve 'Küçük Prens' gibi pek çok oyun sahneye koymuştu.
Yapı Kredi'den yeni yayınlar
• Kültür Servisi - Yapı Kredi Yayınlan'ndan üç yeni kitap
piyasayaçıkü. 'Behçet Necatigü'in Bütün Eserleri', 'El
Kapısında' ve 'Aitsiz Kimlik Kitabı' okurlarla buluştu. Çağdaş
şiir ustalanrruzdan Behçet Necatigü'in bütün eserlerini
toplayan ilk kitap nitebğindeki şiir kitabı. 1948-1972 yıllan
arasında yayımlanan şiirlerinden oluşuyor. Şairin ikinci kitabı
da bugüne kadar hiç yayımlanmamış 'Ertuğrul Faciası' isimb'
radyo oyununa aynlacak. Bu kitabı ise şairin değişik şiir
kitaplannı bir araya toplayan iki kitap izieyecek. Yapı Kredi
Yayınlan'nınt tiyatro yapıtlan dizisi 'Yaşayan Drama - Rus
Klasikleri'nden olan 'El Kapısında' adlı yapıtı Orhan Veli
Kanık'ın çevirisiyle yayınbyor. Turgenyev'in eserinden
dilimize çevrilen yapıt. 45 yıl önce Türkçeleştiribnesine rağmen
ilk kez yeni yazıya aktanlarak yayımlanıyor. Orhan Veli
Kanık'ın yanm yüzyıl önce kullandığı dilin şiirselbğini ve
kıvrakhğını kamtlayan kitap 115 sayfa. Mustafa Irgat'ın ilk şiir
kitabı olan 'Aitsiz Kimlik Kitabı', Yapı Kredi Yayınlan'ndan
çıkan üçüncü kitap. 'Suret DönümündeBirİlk Dosya Döküm'
altbaşbğını taşıyan kitapta, şairin 30 şiirin yanı sıra fzzet
Yaşar'ın Mustafa Irgat'a yazdığı bir mektup ve şairin iki
soruşturmaya verdiği yanıtlar yer ahor.
Kuruç, göreve iadesi için Kültür
Bakanlığı'na başvurdu
• ANKARA (ANKA) - Eski Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü
Bozkurt Kuruç, genel müdürlük için hukuk mücadelesini
sürdürüyor. Geçen aylarda Danıştay karan ile Devlet
Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'ne başlayan ve aynı gün Kültür
Bakanı Fikri Sağlar tarafından görevinden alınan Bozkurt
Kuruç, Danıştay'a açtığı 4'üncü davada da yürütmeyi
durdurma karan çıkması üzerine, göreve iadesi için Kültür
Bakanlığı'na başvurdu. Danıştay 5'inci Dairesi, kararnameile
ilgili esas karannı Kültür Bakanlığı'nın savunmasının
alınmasından sonra verecek. Danıştay'ın yürütmeyi durdurma
karan almasına karşın kararnameyi iptal eünemeolasılığı da
bulunuyor. Bu arada, Kültür Bakanbğı yetkilileri, Danıştay
5'inci Dairesi'nin aldığı karann kendilerine ulaşmadığını ve
karar. kendilerine ulaşıncaya kadar da herhangi bir işlem
yapmalannın söz konusu olmadığmı belirtü'ler.
Bıryangındayarım
kalansıırlerın,atesten
sorulacak hesabı var Öhim, "beyazbirgenü"değikHv.
ECE TEMELKURAN
ANKARA - "2 Temmuz 1993
tarihinde ölen ve vukanda adı ve
hÜYİyeti yazdı olan kişuıin gömül-
mesjne izin verilmiştir." Bu, bir
şairin katledibşinin resmi belgesi-
dirî Kağıt, isb ve utanç doludur.
Yani "beyaz bir gemi" değildir
ölüm.
50 bin lira, yan dolu bir kibrit
kutusu, boş bir Bafra paketi, bir
cüzdan, Hüseyin'e bir not, kat-
lanmış bir mendil ve üzerine şiir
yazıb iki peçete. "öldüğümde,
doğduğum yere gküyorum" dıye
yanyor peçetelerden birinde; ih-
timal, neşeh bir gecenin zaptı. Şa-
irin cebinden bunlar çıkıyor.
"tşte öylesine yazıyorunı" diyor,
genişgeniş.
Diğer peçete, ertesi gün
yazıhııış besbelli; sıkmtıb karala-
malar, yeni sözcükler, eklenenler,
çıkanlanlar... "Hah, buMum
işte!" denecek daha, sevgibye
gösterilecek, birkaç dostun eline
tutuşturulacak...
Eğer bir adam peçetelere şiir
yazıyorsa hala, daha çok yaşana-
cak şeyi var demektir, daha çok
avuçlayacaktır yaşamı demektir;
ölüm, o zaman bozgun demektir.
"Yani benim gözlerimiıı bunca
yd gördükleri / Bir gün benimle
birlikte / Yok olup gidecekkr,
öytemiT"
Evet tam böyle koca şair Metin
Ahıok. Sizden sonra ne oldu bili-
yor musunuz? Almnda "Zeynep,
babanı hep böyle gfileç harırla"
yaah neşeh bır vesikahğınız, Ede-
biyatçılar Demeği'nin hazırladığı
"Metin Ahıok Kitabı"nın arka
sayfalanndan birinde göründü.
İnsanlar, bupembekitapta; "Geç-
mişe özlem gelmişse bir toplumda
gümknte; / Bugfinden hoşnut değü
demektir kimse. / Ama gecmişgü-
zeDikleri yaşatmak için / Goniü
yok kimsenin gûl yetiştimieye"
diye bir dörtlüğünüzle, "Yıllardır
herkesin bu garip fllkede / Sanki
kadermiş gibi çektiği / Yanhş flik-
lenmiş gömkkte / Bir düğmeyle
fliğin güiüoç çaresizliği" diye bir
başka dörtlüğünüzü okuyup,
sordular birbirlerine, "Kaç şiir
yanm kaklı acaba?" diye.
"Elbette, halktan aldddan-
M E T
| N ALTIOK
KİTABI
Sıvas katlüüTimm ardından sanat dergileriözel sayı hazırladı
Kültür Servisi - 2 Temmuz 1993 Şıvas
kaüiamının ardından, konuyla ilgib çok
sayıda kitap yayımlandı ve birçok kültür-
sanat dergisi özel sayı hazırladı. Yön
Yayınlan'ndan çıkan Asmı Bezirci'ye
Saygı "Ağlatmayuı Beni Derdim Buyük-
tör" adü kitabı Atflla Birkiye hazıriadı.
Lötfi Özkök, İsa Çehk, Ergjn Koparan,
Nazım Timuroğlu, Mehtap Yûcel'in fotoğ-
rafiannın yer aldığı Imeceyle' oluşan ki-
tap, Feridun Andaç ile Ergin Koparan'ın
yazılan ve Asım Bezirci'nin ardından ga-
zete ve dergjlerde çıkan yazılardan oluşu-
yor. Kitapta Asım Bezirci, Memet Fuat,
Onat Kutiar, Hilmi Yavuz, Oktay Akbal,
llhan Seicuk, Sener Tanilli. Ataol Behra-
moğlu, Selim tleri, Ergin Koparan, Feridun
Andaç ve Semih Gümüş'ün yazılan yer alı-
yor.
Yine Yön Yayınlan'ndan çıkan bir di-
ğer kitap ise Sıvas 2 Temmuz, Sıvas Olay-
lannın Perde Arkası. Dergiler Ortak Plat-
formu üriinü olan kitabı Metin Cengiz,
Hami Çağdaş ve Orhan Kahyaoğlu hazı-
rlamış. Dergiler Ortak Platformu da
Adam Sanat, Atika, Defter, Evrensel
Kültür, Hürriyet Gösteri, Kitapbk. Milli-
yet Sanat, Sanat Dünyamız, Sombahar,
Varbk ve Yeni Biçem'den oluşuyor. 2100
adet basılan kitabın geliri Sıvas davası
avukatlanna bırakıldı.
Edebiyatçılar Derneği'nin çıkardığı
Sıvas Kitabı, Bir Toplu ökUirunıün Öykü-
sü, anılar, belgeler ve incelemeler olmak
üzere üç bölümden oluşuyor. Kitabın ön
çalışması Özcan Karabuhıt, AtiUa Aşut,
Hidayet Karakuş, Öner Yağcı, Gökhan
Cengizhan'dan oluşan çalışma grubu ta-
rafından yapıldı. İncelemeler. tanıküklar.
belgeler, yitirdiklerimiz. tepkiler... 577
sayfa... Edebiyatçılar Demeği. aynca Sı-
vas'ta yitirdiğimız Metin Altıok^ Behçet
Aysan ve Uğur Kaynar için şairlerin şiirle-
rinden derlenen birer anı kitabı hazırladı.
Kitaplarda fotoğraflar. resimler ve desen-
ler de yer abyor. Yurt Yayınlan'nın yayı-
mladığı "Ateşte Semaha Durmak, Srvas
Katliamı" olayı taruklannın ağzından an
beanaktanyor.
Çetin Yffienoğlu'nun gazetemizde yayı-
mlanan "Olü Ozanlar Kenti Sıvas" adb
dizi röportajı. Ekin Ya\ınlan tarafından
kitap haline getirildi. Kitapta röportajdan
yola çıkılarak 'şeriatçı şiddet' irdeleniyor.
Karşı dergisi, bu ay 'Sıvas Kadia/nı Dos-
yası' hazırladı. Dergide Öner Yağcı, Talip
Apaydın, Srtkı Salih Gör, Hidayet Kara-
kuş, Aziz Nesin, Asım Bezirci, tanju Er-
dem, Behzat Ay, Sevgi özel. An Balkız,
Nahit Eruz. Bülent Habora, Arife Kalen-
der Önel. Burhan Günel, Ahmet Uysal,
Şükrii Erbaş, Güler Meriçkan, Haydar
Unal, Halil Gökhan, Ali F. BİUr, Tamer K.
Bilgin ve Oya Uysal'ın yazılan yer ahyor.
Varlık dergisi de kapak konusu olan
"Srvas'ı Unutmayalım" başlığı altında çe-
şitli yazarlann konuyla ilgili yazılanna ve
şiirlere yer veriyor.
Özel tîyatrolara destek
• Kültür Servisi - Kültür Bakanlığı, tasarruf tedbirleri
nedeniyle baa sanatsal faaliyetlerin desteklenmesinde ciddi
sorunlar yaşarken özel tiyatrolara destek sağlamak amaayla 6
milyar lirayı aşkın bir kaynak yarattı. Bakanlık yetkililerinden
alınan bilgiye göre, tasarruf genelgesi nedeniyle kültür ve sanat
faaliyetlerine destek vermekte zorlanan Kültür Bakam Fikri
Sağlar, uzun bir çalışmadan sonra özel tiyatrolara vermek
üzere 6 milyar lirayı aşkın bir kaynak yarattı. Özel tiyatrolara
destek veren komisyon. önümüzdeki 15 gün içinde toplanarak
özel tiyatroların hangi projelerine ne kadar destek verileceğini
belirleyecek. Özel tiyatrolar,
her yıl sergileyecekleri
oyunlarla ilgili olarak
hazırladıklan projeleri Kültür
BakanlığYnın
değerlendirmesine sunuyor.
Bakanlıkta oluşturulan
komisyon, bu projeleri
değerlendirerek hangi projelere
destek verileceğini belirliyor.
t
mızia oluşturduğumuz birkşiınle-
ri, kafamızda saklamayaeağız.
Onlan hayata gecirmeye, uygula-
maya girişeceğiz." derkeu, daha
eb havadayken, henüz bir virgül-
le geçiştinyorken sözün sonunu:
"2.7.1993 tarihinde, yukanda adı
ve hüvviyeti gösterilen ölünûn..."
diye bir yangın girdi araya.
Daha, üst üste koyup kitaplan,
boyunu geciyor mu diye baka-
caktık.
Gülecekü'k falan. 70 kitap
yazmıştı ve henüz 67 yaşındaydı.
Asım Bezirci, Sıvas'ta 40 saat
kaldı.
40 saat boyunca hep gübnüş.
öyle diyorlar.
Sonra da öbnüş diyorlar.
Ankara Kalesi yolunda küçük
bir kahve var: "Erzurum Dadaş-
lar Kahvesi." Küçücük bir çay
ocaği, özenle dizilmiş fincanlar,
fotoğraflar ve Asaf ın karikatür-
leri... Erzurumlu Ahmet, arasıra
tutar anlatır Asafı; bir yandan
da yaşb, büyük gözleri dolar:
"Buraya gelirdi ara sıra. Tut-
turdu mu, tutturur. Ille de, Bu ak-
şam bütün meyhanelerini do-
laştım İstanbul'un." Sonra ille
beni oturtur, resmimi yapar. Gü-
ler, yeniden yapar. Gtister derim,
bitmedi der. En son bitmeyen kari-
katûrü de bu işte."
Asaf Koçak, Sıvas'taki mızı-
kab adam... İnsan ölmem sanır,
Yüksel Caddesi'ndeki direklere
tırmanırken, bir gece yaşb bir
kahvecinin karikatürünü çizer-
ken. yaptıklannı yanna erteler-
ken. güzel, msanca suçlar işler-
ken. Sonra; "Yav Rıza Bey, öksüz
oğlan gibi beni burada bırak-
mayın, sunuş yapın, takdim edin,
iki laf edin" deyip Sıvas Buricci-
ye Medresesi'ndeki dia gösteri-
sini yaptı Koçak. Gerisi,
mızıkab bir ölüm.
Karitatürcüler Derneği'-
nden. küçük karikatürcü Ercan
da tanıyor Asafı. "Çok karika-
türleri var Asaf Abi'nin dınar-
larda. Fotoğraflan da var. Sı-
vas'ta onu yakmışlar, doğru
mu?"
Behçet Aysan söylesin...
"Yok başka bir cehennem /
Yaşıyonız işte." Ankara'nın
Özgür ve Özerk Şiir Cumhuri-
yeti Sakarya Caddesi'nde
yazdığı bir şiirdir belki. Davndi
"merhaba"lanndan söz ediyor
herkes şimdi. Özgür Özerk Şiir
Cumhuriyeti'nde de "sesfcrin
arasından secilen sesi" çınbyor.
Amavut kaldınm taşlan arası-
nda gizli bir su gibi akıyor dize-
len: "Beyaz bir gemidir öKim."
Dostu Şükrii Erbaş. ismini du-
yunca dönüp. "Kestiği bı>i-
klanyla 5 yd kazanmıştı" diyor.
Kazandığı beş yıb gülerek anla-
tırken, tutuşturuveriyorlar şiir-
lerini, onun da şiirleri yanm
kalıyor.
Bir yü sonra avuçlann için-
deki buruşmuş, eskımiş ölüm
belgeleri ve artık bu topraklar-
da daha az şiir...
En iyi, Asyalı şairler bilir
yanmayı, yanıp da kül ol-
mamayı. Kavruk elleri ve yanm
kalmış şiirleriyle, bir gün durup
dururken gidivermeyi. sessizce,
en iyi Asyalı şairler bilir. Bir
yangında yanm kalmış şiirler,
mutlaka hesap soracaktır ateş-
ten.
Çok sonralan bir çocuk. olup
bitenlere şaşınrken, yeni bir
dünyanın düşünü kuracaktır
belki de. Şimdi insanlar ölen şa-
irler için kitaplar yazıyorlar,
sözler söylüyorlar, ağbyörlar ve
hükümet açıklamalan yapı-
hyor. Ama kimse pecetelerde
yanm kalan şiirleri tamamla-
yamıyor. Tamamlanamayan şi-
irler, yağlı bir urgan olup bu ül-
kenin bütün çocuklanmn boy-
nuna geçiyor. O zaman, "Bir
şeyler var değiştirmemiz gere-
ken / önce acılardan başla-
nacak!"
Gökçek, Sanat
Kurumu'nu
boşaltüpdı
• ANKARA (AA) - Ankara
Büyükşehir Belediye Başkam
Melih Gökçek, Sanat
Kurumu'nun Gençlik Parkı
içerisindeki binasını boşalttırdı.
Zabıta yetkibleri. bugün saat
15.30'da Sanat Kurumu'na
gelerek binamn içindeki
eşyalan dışanya taşımaya
başladılar. Zabıta yetkîİilerinin
Sanat Kurumu'nun
yetkib'lerini beklemeden ve hiç
kimseyle görüşmeden eşyalann
tümünü kapının önüne
taşıdıklan bildirildi. Zabıta
yetkibleri. sadece bu konuda
emir aldıklannı. ancak ne
amaçla boşaltıldığım
bilmediklerini ifade ettiler. Öte
yandan binayı Sanat
Kurumu'na tahsis eden Kültür
Bakanlığı yetkihleri, böylesi bir
davranışın, "iEegal
olduğununu" beürterek,
"Böyle bir davranış için
mahkeme karan gerekirdi"
dediler. Binanın Kültür
Bakanlığı tarafından
bir protokol ile Sanat
Kurumu'na tahsis edildiğini
hatırlatan yetkililer, "Kurum
yetkiblerinin mahkemeye
başvurarak haklannı aramalan
gerekiyor. Biz bu alaru Sanat
Kurumu'na tahsis ettik. Asıl
muhatap Sanat Kurumu"
görüşünü savundular.
Büyükşehir Belediyesi'nin
karanyla gerçekleştirilen
boşaltmamn yapıldığı bina,
Kültür Bakanbğı tarafından
kısa bir süre önce Sanat
Kurumu'na tahsis edilmişti.
Bibndiği gibi, Gençbk Parkı'm
da içine alan Atatürk Kültür
Merkezi alamnın tahsisi
konusu, Büyükşehir Belediyesi
ile Kültür Bakanhgı arasında
tartışmalara yol açmıştı.