Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ1994PAZAR
DIZIYAZI
Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Samaranch, doğum gününde Cumhuriyet için yazdı
Olimpiyatbanşa çağncbrOlimpiyat anlaşmasının ana ilkelerinde
belirtildiği gibi olimpiyat hareketinin amacı,
hiçbir ayınmcıhk yapmadan, karşılıklı
anlaşmaya dayanan, dostluk, güven ile
centilmence ve olimpiyat ruhuyla oynanan
oyunlarla gençliğin eğitilip daha banşçıl,
daha iyi bir dünyanın yaratılmasıdır.
Olimpiyat hareketi, kalıcı ve evrenseldir.
Dünyanın atletlerinin bir araya getirilmesiyle
ortaya çıkan büyük spor şöleni, olimpiyat
oyunlanyla doruğa erişir.
Bir Fransız olan Plerre de Coubertin'in, 1894
yılında kurduğu Uluslararası Olimpiyat
Komitesi'nin o tarihte başhca amacı beden,
düşünce ve iradenin en üst düzeyde
geliştirilerek dengeli bir biçimde
bütûnleştirilmesiyle modem bir olimpiyat
ruhu oluşturmaktı. Bunun içindir ki olimpiyat
ruhu, çahşmamn getirdiği sevinç ile evrensel
ahlak ilkelerine duyulan saygıya dayalı, sporu
kültür ve eğitimle birleştiren bir yaşam biçimi
yaratmaya çalışır.
• Siyasa konusunda iddialı
değiliz, ama kalıcı çözümler
arayışına alçakgönüllü de
olsa bir katkıda bulunmayı
ahlaki bir zorunluluk
sayıyoruz. Bunun için de
Yugoslavya'daki
parçalanmadan sonra,
anlaşmazlığa düşen tüm
taraflara bir diyalog ve banş
ortamı sağlayacağı
umuduyla olimpiyat banşı
önerimizi yaptık. Öneri
bütün dünyadan büyük
destek gördü.
tnsanlık onurunu korumaya çalışan banşçıl
bir toplumun kurulmasını destekleyerek
sponı insanoğlunun uyumlu gelişmesine
yöneltmek de amaçlar arasındadır.
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti parçalanıp
da silahlı çatışmalar başlayınca Uluslararası
Olimpiyat Komitesi (IOC) işte bu amaç
doğrultusunda davranarak bir olimpik banş
çağnsmda bulundu. IOC, 184 ülkenin devlet
ve hükümet başkanlanna başvurup
desteklerini istedi.
INmpft banş çağna
büyük destek görtü
Samaranch'a göre olimpiyat hareketinin amacı, gençliğin eğitilip daha banşçıl, daha iyi bir dünyanın yaratılmasıdır. Olimpiyat hareketi, kakcı ve
evrenseldir. Dünyanın atletlerinin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan büyük spor şöleni, olimpiyat oyunlanyla doruğa erişir.
Portre
On parmağmda on marifet
Uluslararası Olimpiyat
Komitesi (IOC) Başkanı
Juan Antonio Samaranch
1920 yılında bugün doğdu.
On parrnağında on marifet
olan insanlardan biri de
Samaranch'tır. Barselona
îşletme Fakültesi'nden
mezım olduktan sonra çeşitli
bankalarda çalıştı, banka
yönetim kurullannda
buiundu. Ekonomi profesörû
olarak dcrs verdi.
Bir yandan da Barselona
Belediyesi'ne spor
danışmanlığı yapö. Kendisi
spor olarak boksla uğraştı,
futbol oynadı.
îspanya Buz Pateni Federasyon Başkanlığı,
Ispanya Ulusal Olimpiyat Komitesi
Başkanlığı, Akdeniz Oyunlan Düzenkme
Komitesi Oyeliği, Uluslararası
Tekne Fuan Başkanlığı yapü.
IOC'ye 1968-75 ve 1979-80
yülannda önce Protokol
Başkanı olarak girdi. Sonra
1970-79 arasında Yönetim
Kurulu üyeliğine geçti, 1974-
79 arası Başkan Yardımcısı
oldu. 1980'den bu yana dünya
amatör sporlannm en yüksek
örgûtü lOC'nin tahtmda
oftmryor.
Bir süre Ispanya'nm
Moğolistan ve Moskova
Büyükelçiligi'ni de yapan
Samaranch ıspanyolcadan
başka, lngilizce, Rusça ve
Aknanca biliyor.
Marâ Teresa Saisadn-Rowe ile evli, iki
çocuğu, otdukça zengin bir pul koleksiyonu
var.
Juan Antonio Samaranch
Aralannda Türkiye Cumhurbaşkam'nın da
bulunduğu dûnyamn en üst düzeydeki siyasal
liderlerinin önerilerimizi desteklemesi
sevindirici oldu. Dıplomasi alanındaki bu
yeni girişimin aldığı yanıtlan okuduğumuz
zaman tüm dünyada banşın sağlanması için
kalıcı bir çözümün arandığını gördük.
Bu güçlü destekle cesaretlenen Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri 48'üıci
toplantısmda 25 Ekim 1993'te üye ülkelerden
olimpiyat oyunlannın başlangıcmdan yedi
gün önce başlayıp kapanışından sonra yedinci
güne değin uzanan süre boyunca olimpiyat
barışına oy birliği ile uymalannı isteme karan
aldı.
Siyasa konusunda iddialı değiliz. ama kalıcı
çözümler arayışma alçakgönüllü de olsa bir
katkıda bulunmayı ahlaki bir zorunluluk
sayıyoruz. Bunun için de anlaşmazlığa düşen
tüm taraflara bir diyalog ve banş ortamı
sağlayacağı umuduyla olimpiyat banşı
önerimizi yaptık.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, olimpiyat
hareketinin spor ve kültürle dünya gençliği
arasında uluslararası bir anlayışı
yaygınlaştırmak için yaptığı çalışmalan
beğenerek 1994 yılınî 'Spor ve Olimpik tdeal
Yıh' ılan etti.
IOC, bunun için Birleşmiş Milletler,
UNESCO ve WH0 gibi kuruluşlarla çok iyi
ilişkiler içerisindedir. Uluslararası Olimpiyat
Komitesi, 1950 yıllannda, Güney Afrika'daki
ırk ayınmcılığına ilk karşı çıkan kuruluştur.
Sonuç olarak, Güney Afrika, olimpiyat
hareketinden çıkanlmış ve ırk ayınmcılığına
son verilip ünlü lider Nelson Mandela serbest
bırakıldıktan sonra olimpiyat ailesine tekrar
katılabilmişti. Sporun, değişik toplumlar
arasında anlayış ve banşa yol açacağmı
umarak Filistin Ulusal Olimpiyat Komitesi'ni
geçici olarak tanıdık.
Olimpiyat hareketi, çevreyle ilgili sorunlar
konusunda da bir siyasa oluşturmaya ve
uyuşturucu kullammına karşı savaşımını da
sürdürmeye çalışmaktadır.
Olimpiyat hareketi toplumumuzun önemli bir
kuruluşudur. Insanlığın esenliği ve banş için
yapılacak her çalışmaya katılmayı bir görev
sayar.
Yarın: Barbara Castle
Y A Y I N H A K K I C u m h U h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
CALISAJNLARIN SORULARI/SORUNLARIYILMAZ SİPAL
Bağ-Kur'da yaş sınırı var ım?
Soru: 1972 yılı aralık ayuıda Sosyal Sigortalar Kununu'na bağlı
olarak, ktsa bir süre (5 ya da 6 ay) çalıştun. Sigorta nunıara-
sı aldığım gibi bu sürenin primleri de ödendi. Daha sonra
üniversiteyi bitirip Emekli Sandığı'na bağlı bir kamu kuru-
munda. mühendis olarak Mart 1980'den Ağustos 1980'e
kadar çalıştun. Askerliğimi, Ağustos 1982 - Ağustos 1983
tarihleri arasında yedek subay olarak yaptun. Ocak 1984'-
ten günümüze kadar da serbest mühendis olarak çaltşmak-
tayım. Serbest çaltştığım bu süre için, primlerimi Bağ-Kur'a
zamanında ve eksiksiz ödedim ve ödemekteyim. 25 ydda
emeldilik hakkım, Aralık 1997'de dolmakta ve ben Bağ-
Kuriu olarak kalırsam bu tarihte emekli olabilir miyim?
Bağ-Kur'da yaş sınırı >ar mı? 55 yaşmı doldurmam da şart
mı? Bağ-Kur'dan emekli olabilmek için 55 yaşını doldurma-
nın yanı sıra 25 tam yıl karşılığı 9.000 iş günü de prim öden-
mesi gerekijormuş. Bu şartlar doğru rnjidur? Sormak istedi-
ğim: 25 ydlık süre Bağ-Kur'lulan kapsıyor mu? Yoksa
işyerimi kapatıp. özel >eya kamu sektöründe 4 yıl sigortalı
olarak, Sosy al Sigortalar Kununu'na prim ödeyip, bu ku-
rumdan mı emekli olabilirim? (t-Ö.)
YANIT: 27.2.1992 günlü Resmı Gazete'de yayımlanan 3774
sayılı Yasa ile Bağ-Kur Yasasa'nın yaşhhk ayhğından yararlan-
ma koşullannı Jüzenleyen 35. maddesi değiştirilmiştir. Bu deği-
şiklikle. Bağ-Kur"un yaşhlık ayhğından yararlanabilmek için,
Bağ-Kur sigortalısının "Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldur-
muş olması ve en az 25 tam yıl sigorta primi ödemiş bulunması"
koşulu, yerini, "Kadın ise 20 tam yıl, erkek ise 25 tam yıl sigorta
primi ödemiş olması" koşuluna bırakmışür.
Erkek Bağ-Kur sigortahsının yaş koşuluna bağlı olmaksızın
yaşlıhk ayhğı alabilmesi için, 25 tam yıl (9.000 gün) sigorta primi
ödemiş olması yeterlidir.
Aynca Bağ-Kur sigortalısından "Kadın ise 50, erkek ise 55 ya-
şını doldurmakla beraber en az 15 tam yıl sigorta primi ödemiş
olanlara da kısmi aylık bağlanır."
Yaşhlık aylıklan 25 tam yıl prim ödeyen sigortalılara %70 ay-
hk bağlama oranı üzerinden hesaplanır. Bu hesaplamada. "primi
ödenmemiş 25 yıldan az her tam yıl için ° o 1 indirim yapıhr."
Bağ-Kur'dan yaşhlık ayhğı alabilmeniz için, diğer sosyal gü-
venhk kurumlannda geçen (Sosyal Sigortalar Kurumu, T.C.
Emekli Sandığı ve Bağ-Kur) prim ya da kesenek ödenmış süreler
toplamının 25 tam yıh (9.000 gün) doldurması gereklidir.
Bugünkü uygulamaya göre, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan
yaşlıhk aylığj alabilmeniz için, Aralık 1997'de son 3 yıl 6 ayı Sos-
yal Sigortalar Kurumu'na prim ödenmiş olması koşuluyla, tüm
sosyal güvenlik kurumlanndaki prim ya da kesenek ödediğıniz
sürenin 5.000 günü (13 yıl 10 ay 20 gün) doldurması yeterlidir.
Cumhuriyet Kitap Kulübü
Adapazarı Temsilciliği
BARIŞ KİTABEVİ ve
SAPANCA BELEDİYESİ
İşbirliğiyle
5. KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ
SÖYLEŞİ VE İMZA GUNÜ
17 Temmuz.Pazar((Bııgün)
DUYGU ASENA
ORHAN ALKAYA
ÖNER YAĞCI
VECDİ SAYAR
Saal:1630
Yer.tnsan Hakları Parkı SAPANCA
(CUMAU)
SanatGaknsi
Karma Resim Sergisi
15 Temmuz-15 Ağustos 1994
Yaprak Berkan
Mehmet Güler
Yöshie Maruyaıtıa
Selçuk Toğul
Ayhan Türker
Turgut Uzunömeroğlu
Metin Ünsal
Şakayık Sok. 45/3 Teşvikiye Tel: 0212 248 31 65
İLAN
TC
KARAMÜRSEL SULH HUKUK
HÂKtMLİĞİ
EsasNo:1992 175
Karar No: 1994 169
Davacı İsmail Tok vekili A\. Ü. Hüseyin Çelik tarafından davalı-
lar Yüksel Fitnat Turan ve arkadaşlan aleyhine Karamürsel Hersek
Mah. Harmanlar Sokağı'nda kain pafta 2. parsel 409'da kavıtlı taşın-
maan ortakhğının giderilmesi için açılan davada davah Yüksel Fit-
nat Turan'a dava dilekçesinın ilanen tebliğ edildiği ve karann da
ilanen tebliğine karar verilmekle:
Davacının davasının kabulü ile taraflann hissedar olduklan Kara-
mürsel Hersek köyü Harmanlar mevkünde kain pafta 2, sayfa 416,
parsel no 409'da kayıtlı 11.354 m
2
miktanndakı ev, ahır, samanlık ve
arsası olan taşınmaan taraflar arasında taksimi mümkün olmadığın-
dan, ortaklığın satış yolu ile giderilrnesine dair mahkememizden veri-
len 28.04.1994 tarihli karar. davah İzmit Hereke köyü yolu caddesi,
no 1,5, yine Tavşancıl köyü Hereke Gebze adreslerindeolduğu bildi-
rilen Yüksel Fitnat Turan'a tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde
temyiz etme hakkının bulunduğuna dair karar tebligatı venne kaım
olmajc üzere ilan olunur. 04.07.1994
Basm: 49526
YUZYUZE
Atilla Dorsay
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayuıları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul
Ödemeti gönderumez
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Köy Enstitüleri Vakfı; (9)
Engin Tonguç: "Gazi Eğitim
Çok Önemli"
Aziz Nesin, "Köy Enstitüleri Vakfı" toplantısı ile ilgili olarak,
"Ben çok şey öğrendim bu toplantıdan" diyor, konuşmasını şöyle
sürdürüyordu:
"Genelde konuşmalara çok katılıyorum. Amaçları da doğru.
Yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğım, Tonguç'tan çıkmamış-
tır; hiçbir şey bizden çıkmamış ki, o çıksın yani. Çıkmış olan bir şey
yok bir defa, bu da ayıp değil yani, ayıp tabıi, ayıp olmaz olur mu?
Ayıp da, bu ayıbı bız çekmeyelim. Tabiı, işte bu.. kaynağı nereden
geldi, nasıl geldi, hangi amaçla geldi? Ama, geldiği gibi yürüme-
miş, çok daha olumlu biçimde, çok daha demokrasiye yatkın bi-
çimde yürüyebilirdi. Ben şeyden geldiğini sanmıyorum.. falan
bakan gelmiş de, hani 'Köy çocuklarını okutalım..' da, böyle, orada
burada böyle şeyler her zaman bulunabilir. Ama, bir akım, büyük
bir akım olarak bunlardan gelmiş değil. Diyelim ki, bankacılık,
Emniyet Sandığı ile başlamıştır, olabilir, ama bunlar hep Batı 'dan
gelmiştir. Islamlık da Doğu'dan gelmiş, dışarıdan gelmiş. Islam da
bizim babamızm malı değil, oradan gelmiş...
Bu Koy Enstitüleri Vakfı 'nın asıl uğraşacağı şey, bugünkü duru-
mu duzeltemeyiz tabii, elimizde değil, ama savaşım vermek...
Kaybettik, biz savaşı aslında kaybettik. Koy Enstitüleri de savaşı
kaybetti, ilerici aydınlar da kaybetti. Bu savaşımın düzelmesi için
ne gerekir? Yani, ilerici taraflann kazanması için ne gerekir?Geri-
ye doğru gidiş hiçbir zaman düzeltilıp ileriye dönmez. Yani, siz
bugün Arapça ezanı Turkçe ezan yapamazsınız. Ses çıkarmadı-
nız, ses çıkarmadık, babalanmız da ses çıkarmadı, Arapça ezan
gitti bundan sonra. Yalnız Arapça ezan değil, ezan hepiniz biliyor-
sunuz kı, hatta her gazetede vardır.. hangi saatte okunacağını
yazar, sabah ezanı şu saatte okunacak', öğle namazı şu saatte'
diye. Akşamları da yazar. Ama, siz minareden ezan dinlerken, bir
muezzin bitırır, arkadan öbürü. bir müezzin bitirir, arkadan öbürü.
Böyle dalga dalga ezan okunuyor. Niye? Propaganda yapacaklar
da, bızı Müslüman yapacaklar Boyle şey olabilir mi? Bunun saati
bellidir! Çok teşekkür ederim efendım, çok sağ olun!..''
23 Hazıran akşamı, Eğit-Der'ın, Dıkmen'de Sokullu Caddesi'-
nde, Ahmed Arıf Parkı karşısındakı yerınde konuşmalar yapılmış,
Mustafa Gazalcı, Mahmut Makal, Engin Tonguç, Hüsnü Clıitll ko-
nuşmuşlar Bız, Metin Aksoy la gıttığımızde, konuşmalar bitmiş,
Ahmed Arıf Parkında halay çekmeler başlamıştı
Eğıt-Der, Dıkmen'dekı yerınde bir "eğitim müzesi ve arşivi"6ü-
zenlemeyı duşünüyormuş. Engin Tonguç, konuşmasında buna
değinerek özetle şunları söylemış:
"Arşiv yapıyorsunuz; eğer ukalalık saymazsanız, ben arşiv ko-
nusunda iki şey anımsatmak isterım. Birincısi: Turkiye'de bu arşiv
işi çok sağlam olarak yapılmalı, çok guvencelı yapılmalı Çünkü,
otuz yıldan beri benım en buyük korkum, evdeki belgelerin, fotoğ-
rafların vb. Türkiye'dekı politik çalkantılar içinde bir kazaya uğra-
ması korkusu idi. Bu nedenle, benım bulabıldiğim en basitçözüm,
en azından belgeleri ve başkalarını iki ayrı yerde toplamak. Yani,
bir tanesınin başına bir şey gelırse, ıkıncisinin kurtulması biçimin-
de bir onlemle bu işı yürütmek. Orneğin, ben bir zamanlar, 12
Mart'tan önce, bazı kitaplan Gazı Eğitim Enstitüsü'ne verdim. Fa-
kat 12 Mart olayı olur olmaz, oradakiler geldiler
- Aman. dedilero kitapları gerı al! Çunku, ne olacağı bellı değil,
bunlar yok olabilir
1
Hatta, onların dışında da bırtakım şeyleri bize getirdiler koru-
mamız için. Bırincisi bu, arşiv konusunda.
Ikincisr. Madem ki arşiv yapıyorsunuz, Köy Enstitüleri ile ilgili
birtoplama işine girişiyorsunuz, çok onemlı olan ıkı olay daha var,
Türkiye'nın Milli Eğitim tarihinde. Bir tanesi Mustafa Necati done-
mi (1894-1929. Mustafa Kemal 'ın Milli Eğitim bakanlarından), ikin-
cisi de Gazi Eğitim Enstitüsü. Mustafa Necati dönemı Turkiye'de,
Milli Eğitim ıçerisinde çalışacak en nitelikli kadroların bir araya
toplandtğı ve örgüüendiği dönemdir. Onun için Koy Enstitüleri ola-
yının başlangıcı aranırken, kesinlikle Mustafa Necati dönemine
değinmek gerekir. Örneğin, orada Mektepler Müzesi Müdüru' di-
ye ikinci, üçüncü derecedebir görev gibi gozuken, Hakkı Tonguç -
un bulunduğu bölüm.. Çünkü, Tonguç Mustafa Necati'nin bakanlı-
ğı döneminde oraya gelmiş ve orada Mektepler Muzesı Müdurü'.
Yakından incelendiği zaman, boyle bir ikinci, üçuncu derece gibi
görünen görevin aslında, o donemde, eğıtime yenı bırtakım yon-
temlerin sokulması için çok önem verilen bir kuruluş olduğu anla-
şılıyor. Örneğin o yıllardakı bakanlık bütçesınin çok önemli bir
bölümü o işe, o bölüme ayrılmış. Okullara, işte biraz ış eğıtimini
sokacaklar, yenı araç gereçlerin kullanılmasını sağlayacaklar,
okullara çağcıl eğitim yontemlerını sokacaklar. Yakından bakıldığı
zaman, boyle bırtakım ilgınç şeyler bulunuyor Mustafa Necati do-
neminde.
ikincisi de Gazi Eğitim Enstitüsü; Turkiye'de oğretmen yetıştır-
mekte çok önemli ışler gormüş olan bir kurum. Ve ne yazık ki, son
zamanlarda tamamen kenara ıtılmiş, değeri de iyıce ortaya çıkarı-
lamamış bir kurum. Orada ilgınç bazı şeyler var; orneğin, buna
benzer bütun yabancı kuruluşlarda olduğu gibi, Pedagojı' bolü-
munun, eğitimin kurmaylannı yetiştiren bölüm olması düşunül-
muş. (Pedagojı bolumunun başında Halil Fikret Kanat var, Kanat,
Köy Enstitülerine karşı; o da, öğrencilen de Koy Enstıtulerini sü-
rekli eieştiriyorlar.)"
Engin Tonguç, anlatmayı sürdürüyor:
"Birkitapta geçiyor, (HOrrem Arman'ın 'Piramidin Tabanı'kita-
bı) Gazi Eğitim Enstitüsü 'nün en üstünde. böyle el üstünde tutulan
Pedagoji bölümü vardı: Hatta, bazen oğrencıler farkında olmadan
birtakım kişılere veya bolumlere ad takarlar, farkında olmadan
orayı en iyi belirleyen adlar olur onlar. O zaman öğrenciler arasın-
da, Resim-İş bolumünün adı da 'Mukavva fakultesi' imiş! Mukav-
va fakultesi!' derlermiş. (Resim-lş öğretmeni olan Tonguç da onun
başında.) Bir yabancı eğitimcı gelmiş Gazı Eğitim Enstitüsu'nü ın-
celemeye. Gezip ınceledikten sonra demış kı
- Ben çok şaştım, bu gıbı kurumlann hepsınde, en aktif olan pe-
dagojikdenemeler, incelemeler, hareketler Pedagojı bölumünde
yapılır. Burada daha aktif gözüken Resım-lş bölümü. Orada yapılı-
yor bu gibi işler, tuhafıma gitti bu benım!
Gazi Eğitim Enstitüsü, bugüne değin, tarihi yazılmamış, içeriği,
değeri henüz ortaya çıkarılmamış bir kurumdur. Onunla ilgili bel-
geleri de toplarsanız, çok büyuk hızmet etmiş olursunuz. Arşiv
konusunda, benımsoyleyeceklenmaşağı yukarı bunlar...''
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Tüylü toplarla oyna-
nan, tenise benzer bir
oyun. 2/ Kuzey Ame-
rika'nın beş büyük gö-
lünden biri... Ydmaz
Güney'in bir fılmi. 3/ La-
boratuvarda damıtma iş-
lerinde kullanılan. geniş
kannh ve eğri boyunlu
cam kap... "O yer" anla-
mında kullanılan sözcük.
4/ Kıbns'taki Rum çete
örgütü... Birçalgı. 5/ Re-
sim yapımında kullanılan
sentetik bir boya. 6/ Utanç duy-
ma... Yüksek oranda alüminyum
içeren bir toprak türü. 7/ Demir-
yolu... Akdeniz'de, İspanya'ya ait
turistik bir ada. 8/ Dünya... "Şim-
di, henüz" anlamında kullanılan
bir sözcük. 9/ Muğla yöresinde ye-
tişen günlük ağacındân elde edile-
rek tıpta ve parfümeride kullanı-
lan hoş kokulu bir yağ.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Futbolda bir mevki... Yurdu-
muzda bir ırmak. 2/ Roma mimarhğında üzerinde kurban kesi-
len sunak... İki kişi ya da iki taraf arasında bağlantı kuran ve
uzlaşma sağlayan kimse. 3/ Sütun... Eski Türklerde ölüler için
yapılan tören. 4/ Museviliğin simgesi olan sekiz kollu şamdana
verilen ad... Hollanda'nın plaka işareti. 5/ İskambil'de bir kâğn.
6/ Niyobyum elementinin simgesi... Direktör lakabıyla anılan
Türk tiyatro ve mizah yazan. 7/ Eski Çin felsefesinde evrenin
birhğiru yapan düzen ilkesi... Yüksehne, yücehne. 8/ Huni biçi-
minde çukur yer... Bilenmiş kesici bir aracın yüzünde kalan ve
bileği taşıyla giderilen metal çapağı. 9/ Hz. Muhammed'i övmek
ve ondan şefaat dilemek amaayla yazılan kaside... Haüra.