Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEMMUZ1994 PERSEMBE CUMHURIYET SAYFA
EKONOMI 9
rtziçinişçi
IBURSA(AA)-Türkiye
letal Sanayicileri Sendikası
VIESS) Genel Başkanvekili
îrdoğan Karakoyunlu,"Bu
lönem, işçi ve işveren kesimi
.orumluluk duygusuyla
•nasaya oturup işletmeleri
krizdençıkaracak bir
toplusözleşme dûzenini
birlikte oluşturmak
mecburiyeündedirler" dedi.
Karakoyunlu, *MESS
İşveren Gazetesi'ndeyer alan
açıklamasında, makro
dengeler bozulduğu için 5
Nisan tedbirlerpaketinin
açıklandığmı, bu krizin özel
kesimind.eğjl. tamamen
kamukesimininkrizi
olduğunu savundu.
Petpolöeflyat
•NEW YORK/LAGOS
(AA) - Dünyanın 10. büyük
ham petrolüreticisi
durumundaki Nijerya'da
grevin yayüması ve bu
ülkedenpetrolihracatının
kesilmesi riski dolayısıyla,
petrol fiyatlan yükselmeye
devamediyor. NewYorİc
Borsası'nda ağustos teslimatı
Bau Teksas petrolünün fıy aü
dün varilbaşına 25 sent
artarak20.43 dolardan
kapandı. Petrolfiyatlan New
York'ta dün güniçindebir
ara 20.74dolara kadar
yükseldi.
İTO'dansosyal
tesis
•İSTANBUL(AA)-
İstanbulTicaretOdası'nın
(İTO) Kandıllı'deki sosyal
tesisleri, Cumhurbaşkaru
Süleyman Demirel
tarafından 29 temmuzcuma
günühizmete açılacak. İTO
Başkanı Atalay Şahinoğlu,
düzenlediğibasın
toplantısmda tesisler
hakkında bılgi verdi.
Şahinoğlu. tesislerin yer
aldığı Cemile Sultan
Korusu'nun, TOBB
Personeü Emeklı Sandiğı'na
aitolduğunu belirterek "100
dönüm ağaçlık. Boğaz
manzarah arazi üzerine
kurulan tesislenn odaya
maliyeti, 30 rrulyar lirayı
bulmuştur. Şu anda arazi
içindebulunan sarayın da
restorasyonu yapılacak.
Ancak projeleri onaydan
çıkmadı"dedi .*
TARİŞdevlerte
yartşacak
•tZMIR(AA)-TARİŞ
GenelMüdürûProf. Dr.
OğuzOyan, Koç ve Sabana
gibidev nrmalarlarekabet
edebilmeninkoşullanru
hanrlamaçabası içinde
olduklanru belirterek
"înançh vecesur kararlar
ahp TARİŞ'i daha ileriye
götüreceğiz" dedi. Prof. Dr.
Oyan yapüğı açıklamada,
"Ege'den Türkıye'ye.
Türkiye'den dünyaya"
slogatuyla hareketederekdış
pazarlara açılmaya
cahşüklannı belirtti.
SEKA'dan kağıda
zamgizli
evsanıpugı y
03
• Ekonomi Servisi- SEKA,
peşm ödemelerde uyguladığı
yüzde 15'likindirimi
kaldırdı. Böylece kağıt
ürünlerinde, dolayh olarak
yüzde 15"lik bir fıyat artışı
gerçekleştirilmiş oldu.
Uygulama 11 temmuzdan
geçerli olacak.
ŞÎRKETLERDEN
•CNRFLARCILIK14-16
temmuztarihîeri arasında
îstanbul DünyaTicaret
Merkezi'nde düzenlenecek
İstanbulModa Fuan'na
evsahipüği yapacak.
• ELECTRO-
LUXGüney
Afrika'da
Barlow Limited
ileortaklık
anlaşması imzaladı. 1994
sonbahannda 230işçisiyle
faaliyete geçecek şirketin
yüzde 60hissesiElektrolux'e
ait.
•TÜRKPET-
ROL akaryakıt
istasyonlannın
çehresini
değıştirmekve
modern bir görünüm
kazandırmanınyanı sıra
serviskalitesini de artürma
çabası içine girdi.
»MOTOROLA Amerika
ve dünyaşampiyonuolan
Motorola Profesyonel
BisikletTakımı'mn
sponsorluğunuikiyrldaha ,
uzatü. MotorolaBisiklet
Takımı, 2temmuzda
başlayaiı ve 24temmuza
kadardevamedecek olan
FransaTurnuvası'nda9
kişiîikekibiyle 2V
profesyonel takımakarşı
mücadele edecek.
•YTONGçirnento
maliyetindekiindirimi
fıyatlanna yansıtü.
Ekonomikyaşamın durdurulmasıyla sağlanan geçici rahatlık 'kriz öncesi sessizlik' olarakyorumlanıyor
Çiller'insahtemueizesiAHMETÇELtK
HACER GEMİCt
Başbakan TansuÇiller, ekono-
mik paketin ük üç ayını değerlen-
direrek, "mudze gerçekkştiriyo-
rnz" mesajı verdiği basm top-
lanusmda, ekonominin günde-
mindeki tehlikeleri saklamaya
çaba gösterdi. Çiller'in sunduğu
pembe tablonun arka yûzündeki
karankk noktalar, ekonomi çev-
relerini huzursuz ediyor. Çiller,
ilk üç ayda uygulanan tedbirlerin
sonbahar ve kış aylannda nelere
mal olacağını hesaplamamakla
suçlanıyor. Ocakta yaşanan dö-
viz knzinin, eylül-aralık dö-
neminde, ışsızlik, pahabhk ve di-
ğer sosyal sıkmülarla birlikte
daha şiddeüi bir biçimde tekrar-
lanmasından da endişe ediliyor.
tsükrar paketinin ilk üç ayını
doldurması nedenı ile önceki gün
Çiller'in hedeflerinin bedeli:
9 Altı ayhkenflasypn toplamı yüzde 201er
düzeyinekalacak. Ama, KÎTzamlan bastınlacak,
piyasa durgunluğa iülecek. Bunun sonucugiderek
kadanan KITzararları vepatlayanenflasyon
olarak karşımıza çıkacak.
• YûsommdabütçeaçtğıW3trilyonliraolacak.
Ama, yatvm harcamalan başlamayacak,
hizmetlerduracak. Başta inşaatolmak üzere diğer
seklörler de krızyaşamava devam edecek.
• Dış tkaretaçığı7ınilyardolaradüşecek.
Ama.thracatıpatlatarak değtldönzdekıçıkışla
duran ıthalat sayesınde.
• Özelleştinneden26trilyontirage&elde
edüecek. Ama bırincı üçayda 2,5 milyar dolar (75
trilyon lira) olarak açıklanan hedefAnayasa
Mahkemesi'nin Özelleştirme Yetkı Kanunu iptali
ile üçtehirinedüştü. Özelleştırmeyiyürüten 5
KHK'nin debundan sonra ıptaiedilme olasthğı 26
trilyommdahisapabtleceğinigösteriyor. Erdemir
gibı karlı kuruluşlar değerinin altmda satışaçıkarı-
larak, özelleştirmegeliriyüksekgösterilmeye
çalışılacak.
•Dolar 38binlirada tutulacak. Ama.ya Hazine
bonolanyadageceük ışlemlerde Merkez Bankası
kanahylayüksekfaiz devletten sermayekesimine
aktarılacak.
yaptığı değerlendırmede yıl sonu
için "cennetgibibirTürkiye" vaat
eden Başbakan Tansu ÇiHer, ra-
kamlarla oynamayı ıhmal etme-
di. Bütçe harcamalannın "enür-
le" tamamen durdurulması sonu-
cu ortaya çıkan olumlu tablonun
gerçeği yansıtmadığını belirten
uzman çevreler, "harcama yapı-
bnavan bütçe ile ülke >önetil-
meyeceğioe"dıkkatçekerek,"Büt-
çede ilk 3 aydaki şok rahatlama
sürekb olamaz" görüşünü savu-
nuyorlar.
tstikrar paketini iki aşamada
incelemek gerektiğini belirten uz-
manlar, birinci aşamarun geçıldi-
ğini, ancak tehlikeli olarun ikinci
aşama olduğunu kaydediyorlar.
Verilerde gözlenen iyileşminin
ekonomik yaşamın durma nok-
tasına gelmesinden kaynak-
landığı dile geünhrken, ilk üç
ayda ortaya çıkan lablo şöyle
tanımlanıyor.
• Kamu yaünmlan ve harca-
malan , talimaüarla önemü ölçü-
de durduruldu
• KİT zamlan frenlendi.
• Piyasadaki para Hazine'nin
şok faızıyle emildi.
• Özel sektörün kapasite kul-
lanımı düştü ve üreüme ara veril-
di.
• • Binlerce işçi işten çıkanldı.
• Gerek pararun yüksek Ha-
zine faizine yönelmesi, gerek işten
çıkarmalar ve düşük ücret artı-
şlan nedeniyle iç piyasada talep
ciddi ölçüde geriledi.
•Talepteki gerileme, ihraca-
ün da artmaması nedeniyle stok-
lann birikmesine yol açtı. Bu du-
rum da temel mallann fıyaüanna
zam yapılmas\nı engelledı
IŞÇIMNEVRENENDEN
ŞÜKRA1N SONER
Teoman öztürk
BHUSIONBlllltlVim
Yılsonunakadarvûzde20
enftasyon değeriraçcnÇSer'in,
hazirândakil»nde 9luk
enflasyonu başan olarak
göstermesi eieştiri topiuyor.
Çükr'in Özeffikk. Nisanda
yâzde32.9obm toptaa fiyat
geîışme olarakonaya koyması,u
YÖ2ide30'hıka)lıkrekoreBf-
tasyoDadazatesbtıbâkümet
tedenotajaştn*'şekHndetepki
ahyor.
Uzmanlar^SörebitiaBaıte
börikenzamlaryeabirc^lasyoa
görüşünde. Akaryakıtta
beklenenzammmdahanekadar
gecikurikceğı vedzelsektör
zamlannın nekadar
engeUenebileceğikonulan,
enflasyaııla ilgilıiyimser
bekientileri kınyor.
İHMCATPATURMIT
Sonb^ıardaihracatpatlayacak
hesaplan yapanÇilîer'e,
îhracatçılar katılmıyoT. 1994
sonunakadar ihracata
aktaniacak kaynak mıktanm l
milyardolardan2milyardolara
çskardıkkıntu açüdayan
Çiller'inbusözlenpekîrmndıra
buhnayanihracatçılar
Eximbankkredileriaçıimadan
»hracatınpatlamasımn
mümkünolmayacağmıdıte
geüriyoıiar ."Digersektörieri
b î b b i d ibîboemftmabizdepatiftma
raatlama olmat*dıyentstanbul
Teksti!\e Hammaddeteri
îhracatçLİan Bırligj Başkanı
Ertekin Ashapoğtu, ıhracaua
kuşkusuz birartışyasandığmı
daıfade ederek, "Kişîsd
lyreüeoteouştur, Anbadbna
yerineasd9tracfttolasağt olaa
kikdöabk^b" dedi.
GÖLÜNÇİŞSİZÜKHESABIf T İ FAİZLERDEN SİNYHL
ÇiUer'in625 bin işcinİBişinden
olduğubudönemde 573bin
kişiniîi de ışbulduğunu ikri
sürerek ışsızsayısım 52bm
olarak açıkLaması ışçı
sendikaknnın kafaaru
kanşurdı. TeksifGenelBaşkanı
ŞevketYılraazÇiuer'in
açıkiadığı rakamın kaynagmm
İşveİşçiBulmaKurumu
olabileceğinı dilegetirerek.
" B ö i â h ^ a k r i
îşstıkitks»ysrsttraamışcteaıek
doğredeğikJir*
1
derkcn. konuyu
değçrtendiren DÎSKGenel
SekreteriSükymanÇetebişöyle
konuştu:^Çaİerinburakamlan
verebömesiJçiaysunnaoJarıntıs
şuanakadarlâBiHaeyenbir
istatistik yöntemiİNdmatanya
koythtğnvetûro işyerkriac
Çüler'in «Yösrie 40û'den yrâie
100'ediişürtük" diyeövündüğü
Hazinefaizleri. tehlikesinyalleri
veriyor.Bir banka vetküisi,
'Hazine'ainfaiziadirâniâze
ocaktakidBviz kriziÖDcesira
b«toWtnkivof mu?" tkrken,
Prof. SeVık Abaç,kamu
bankalannmpiyasa ya
uymadıklarını vurşuluyor.
Yüksek faizlemudilerden
topJanan. ancaköze! sektördekı
durgunluknedenıyie kredi
olarak kullandınlamajfan
kaynağın da çaresizlik içinde
Hazinebonolarma yöneldiğj
kaydediîiyor. Buna karşm
bankalaTİn önemîıbölümünün
ihateierdealdıktanbonolan
küçükkomisyonlarlaelden
çjkararak, haikadevrettikkri,
böylece konsobdasyon
riskinden de kurtukiuklan
belirülîyor.
BÜTÇE DENKLİĞİ GEÇİCİ
• ÇiHer'in en iddiak olduğu bir
konuda bütçedegelır-gıder
dengesininsagianması. Çiller, üç
ay cmceaçikladıklan 38 trilyon
liralık tasarruf ve lOtnlyoû
lirakkbütçeaçıfı hedeflerini aşjp»
10trilyon Era bütçe fazlası
vermekrim
1
*m«cue" olarak
tanımladı. Ancak uzmanîar
buıcede sağlanan "geçid
denldik'"harcamalannın
durdurubnasıve geiirarttınc!
tedbirkre bağiıyorlar.
Başbakan'mbelirtüp nisandaki
ortalama yüzde70civanndaki
KİT zamİannmtek-
rarlanamayacak olmasıda, ilk üç
aydakiiyileşmenindevam
etmeyece|ini gösteriyor. îtk üç
aydaşokfaizlerie toplanan iç
borçlanngeriödenecekolmasıve
kamu ücretartışlan da, bütçenin
rahaüayacağı bekientilerini
ortadan kaldmyor.
Her dönem destekleme kapsamında bulunan tütün, politik ürün olmasının 'cezasını' çekiyor...
Tütün, siyasüerin elinde oyuncakoldu
• 1994yılındatütün
üretimine kotaşeüren ve
üreümini 220 bin tonla
smırlandırandevlet, aynı
zamanda stoklarda
bulunan 250bin ton
tütünüyakma karan
aldı.
MERtHAK
tZMİR- Fidelerine gözümüz
gibi bakıyoruz, ekiyoruz, toplu-
yonız sonra da yakıyoruz...
Türk tütününün yıllardır değiş-
meyen bu kaderine son yülarda
yabana tekellere sağlanan ola-
naklar da eklemnce ortaya soru
işaretleri ve karamsar bir tablo
çıkıyor...
Devletin destekleme kapsa-
mında bulunan tütün, politik
ürün olmasmın 'cezasını çeki-
yor'. Hukümetın, son yıllarda
patlayan üretımı dizginlemek
için aldığı kota uygulaması, tüm
kesimlerce olumlu değerlendiril-
di. Ama 1994yüı için220bm ton
üretim izni veren hükümet, aynı
zamanda 250 bin ton tütunün
yakılmasına da karar verdi. Tü-
tün ekimimn artmasınm en
önemü nedeni hiç kuşkusuz tü-
220 bintonüretim izni veren hükümet, 250 bin ton tütünün yakümasma karar verdi.
tünden elde edilen gelirin dığer
ürünlerden çok fazla olması.
Bunun yanı sıra hükümetin
özeüikle 1985 yılından sonra
Güneydoğu ve Doğu Anadolu
bölgelennde tütün ekımıni teş-
vık etmesı, hem üretimi hem de
buradan geçuninı sağlayan kışi
sayısım arttırdı
Üreticilerin yakınmalan ikı
ana noktada bırieşıyor. Kota ve
ödenmeyen paralar Kota ko-
nusu ıse her dönemde olduğu
gibi tütün üreticisi üzerinde birv
seçim koTu1
olarak kullamldı.
Kota uygulaması ilk kez 26 Ka-
sım 1993'te 21770 sayıh Resmi
Gazete'de yayımlanan karar-
nameyle gündeme geldi. Bu ka-
rarla tütün üretımınde kısıt-
lamaya gıdüiyordu. Karama-
meye göre gereksınim fazlası tü-
tün üreüminin smırlandınldığı
açıklandı Bu kararda tütün üre-
ücisinin her türlü zarannın, dev-
let tarafından karşılanacağı da
vurgulanıyordu. 3 Aralık 1993'-
te yayımlanan Resmi Gazete'de
de ülke genelinde tütün üretimı-
nin 180 bin ton olacağı açı-
klandı.
Bu gelişmeler 27 Mart yerel
seçimlerinin gündeme gelmesıy-
le birden değişti. Ege Bölgesi'-
nde secirn çalışmalanna katılan
Devlet Bakanı Nafu Kurt'un
üretıcı baskısı karşısmda "Kota
mota yok" açıklaması, Tekel'de
bomba gibi patladı. Bu söz üze-
rine Tekel Genel Müdürlüğü bir
iç genelge yayımlayarak kota
uygulamasını 'askı'ya aldı. Bu
arada çeşitli bölgelerde tütün
ekimine başlandı. Baa üreıici ilk
kotaya göre venlen mıktarda
baalan ise Bakan Kurt'un
"Kota mota yok" açıklamasına
göre ıstedığı gibi tütün ekiminı
yaptı. Seçımden hemen sonra 28
Nısan 1994'te Resmi Gazete'de
yayımlanan bir genelgeyle kota
uygulamasının sürdüğü, ancak
180 bin ton olan sınınn 220 bin
tona çekıldiği bıldınldi. Kctsım
1993"te yayımlanan ilk genelge
üzenneekımyapanbırçok üreti-
ci ıse bu karardan sonra zor du-
rumda kaldı.
Türkiye Ziraatçılar Demeğı
Genel Başkam tbrahim Yetkin.
tütün üretıtnınin sınırlandınl-
masının gerektiğini, ancak üre-
timin birdenbıre 100 bin ton dü-
şürülmesmin sıkıntı varatacağı
görüşünde. Yetkin. "Creticileri
belli bir biçimde ikame edene ka-
dar desteği sürdürmek gerekir.
Kademede sınırlandırma gereki-
yor. Yani tedbirkrde eksiklikler
var. Şok tedavisi gibi bir olay
oldu" divor.
Birkaç metre uzağınızdaki konuşamayacağınız bir
insana gözlerinizle neleri anlatabilirsiniz? Sevginizi,
ktzgınlığıntzı, sevincinizi; yeteneğiniz ölçüsünde çeşitli
duygularınızı. Teoman öztürk, duygularını yansıta-
bilmenin ötesinde gözleri ile konuşabilir, anlatmak is-
tedığı her şeyi anlatabilirdi.
DİSK Davası yargılamasının yapıldığı Metris sa-
lonlarında, aileler arkatarafta, çok uzaktaki tribünlerde
oturtulurdu. Nedense gazeteciler yargılamanın bir par-
çası gibi görülmüş, sanıklara yakın, yüzyüze bakılabi-
lecek bir mekana yerleştirilmişti. Bunun doğal sonucu
olarak da Teoman, dışardayapılmasınıistediği her şey
için banatalimatlar yağdınrdr. "Fehmi'nin annesi has-
ta imiş, onu ziyaret edin. Ahmet'in çocuklannm okulu
için birkaç yüzbin lira bulup ulaştınn..." Istemlerinin
listesine sadece Aytin ve kızlar hiç gırmedi. Teoman'ın
karısı ve çocukları olarak, onlar her tür maddi sıkıntıya,
her koşulda iki ayaklarının üzerinde durmaya talimliy-
diler.
Teoman öztürk yaşam boyu, içeride, dışarıda,
herkesin, her sorunu ile ilgılenmek gibi bir misyon üst-
lenmişti. Bu nedenle önceliklerin belirlenmesi, dayanı-
şmada adil dağılımın belirlenmesi onun doğal görevi
olmuştu. Bu misyon tartışmalarda arabuluculuk, siya-
sal görüşler ve örgütler arasındaki kavgalarda hakem-
lik görevine kadar uzanıyordu. Kimsenın kimseyi din-
lemediği dönemlerde dahi, Teoman öztürk'ün ağa-
beyliğine, kararlarına, hakça çıkışlarına kolay kolay
karşı durulamazdı. Demokratik platformlarda,
TMMOB'de, bu kimliği ile, yapılan çalışmalara dam-
gasını vurdu.
Bir ara, özel koşulların üst üste bindirmesi ile da-
yanamayacağım bir noktaya gelmiş, gazetedeki göre-
vımden ıstifa etmıştım. Bir başka gazetede çalışmayı
kendıme yedıremedığım ıçın de başka bir iş alanı dü-
şünmüş ve seçimımı de yapmıştım. Teoman başıma
dıkildi. Benimle saatler, günler süren tartışmalara baş-
ladı. Benim de Arnavut inadım tutmuştu. Kendimi, ka-
rarımın haklılığını savunuyordum. Takılmış teyp gibı,
çok yumuşak bir sesle, sonunda hep aynı cümleleri yi-
neliyordu: "Haklısın ama sen gazetecisin. Gazeteye
dönmek zorundastn..." Hala burada olduğuma göre,
istediğinı yaptırdığını söytemeye gerek yok. Ne kadar
çok insanın en zor anlarında yanında olduğunu, kav-
galıları, sevgililerı barıştırıp, dağıtmak üzere olanları
toparladığını bir bilseniz.
Hep gerekeni, en doğru olanı, büyük bir özveri ile,
kendinı vererek yapmak ne güzel, ancak kişinin kendi-
si için ne kadar zararlı değıl mi? Sonunda bedenı ve bi-
linçaltı, bu büyük zorlamaya, dırence isyan ettı. 12 Eylül
cezaevleri süreci sonrası, en çok insanlardaki deği-
şimden, kımlik erozyonundan etkilenmıştı. Birgün şe-
ker komasına girdiğı habert geldi. Doktorlara göre, bu
kadar yüksek bir şeker ve koma sonrası yaşaması ola-
ğandışı ıdı. Doktorları yanılttı ve yaşadı. Geçmişinde,
ailesinde şeker olmadığı halde böylesine yüksek bir
anı çıkış, yine doktorlar tarafından, "bedenin, bilin-
çaltımn isyanı, kendini zorlamantn tepki$i, patlamast"
olarak açıklandı.
Yaşamın ondan sonrası "bedenin, bilinçaltmın is-
yanı" ile, Teoman'ın yaşama ve ayakta olma direnci
arasındaki savaş olarak sürdü. Başkalannın ayakta
duramayacağı koşullarda o inatla çalışmayı sürdürdü.
En son Edlp Sakarya nın cenazesinde, Levent Camii'-
nden, Zincirlikuyu'nun en arkasındaki mezar yerine
kadar yüründü. Bana göre asla yürümemesi gereke-
cek kadar sağlığı bozuktu. inatla "Bana bir şey olmaz"
diyerek yürüdü. Ölümle noktalanan son hastalanması-
nda da aynı inatla, 15 gün kadar evde kendi kendinı iyi-
leştirmeye çalışmış. (nsülin alıp, iyi olduğu saatlerde
telefon konuşmalarını yapıp, herkesı yanıltmış.
Kızı Elif, hastaneye kaldırılmasının haberinin ardı-
ndan, sıkıntı ile TMMOB dönemine ait arşivleri karıştı-
rmaya koyulmuş. Dergiler, notlar arasında, insan hak-
ları, demokrasi savaştmındaölen, öldürülen insanlara
ilişkin, "elimle toprağa verdim" türünden kayıtlara
rastlamış. Teoman öztürk, hep vermeye, güçlü olma-
ya, herkesin sorununa sahıp çıkmaya, dağıtanları to-
parlamaya öylesine alıştırmıştı ki insanları, onun da
herkes kadar yorulmaya, desteğe, sevgiye, ilgiye ge-
reksinimi olabileceği kimsenın aklına gelmedı.
Senin ilgine, sevgine, hep güçlü olmana, desteğine
öylesine alışmıştık ki, senden gördüğümüzün çok azını
sana veremedik. Lütten bizi bağışla.
Grubu. Eüisatpolitikalan'seçenekâz'degıl
• Çeşitliüniversitelerdegörevyapan öğretim üyelerinin oluştıerduğu
"Çalışma Grvbu'' alternatifiktisadipolitikalar üretmek üzere başladıkları
hazırlıklar çerçevesinde, kamuoyıma aşağıdaki açıklamayt yaptılar. Çalışma
Grubu: Korkut Boratav, Tuncer Bulutay, Fikret Göriin, Gülten Kazgan.
Yakup Kepenek, izzeUin Önder, Şevket Panıuk, Cem Somel, Fikret
Şenses, Oktar Türel, Ergurı Türkcan, Erinç Yeldan. Nurhan Yentürk
1. Sononbeşyüboyunca
Türkiye'de iktisat politikasına egetnen
olan yaklaşımı, uygulamalan ve
bunlann sonuçlannı kaygı ile
izlıyoruz. Bu yaklaşım, savunuculan
tarafından çoğukez "tek seçeoek"
olarak sunulmaktadır. İktisat
biüminin ikiyüzyılı aşkın gelişımınde
ve iktisat pofitikalannda
"seçeneksizlik" savlanmn en ufak bir
dayanağı olamayacağı açıkür.
2. Son elliyıl içinde Baü dünyasında
iktisat poütikalanm etkıleyen ve
belirleyen anlayışlarda beüideğjşme
vedönüşümlerin gercekleştiği
doğrudur. Tam çalışmaveyüksek
büyüme amaçlannı, genişleyen bir
kamu sektörü ve refah devleti tabanı
üzerindegerçekleşüiTneyi hedefleyen
Keynesci anlayış, Ikınci Dünya
Savaşı'm izleyen otuzyıl boyunca,
iktisatpolitikalanna damgasım
vurmuştur. 1980sonrasmdaise
"parasafcr, "sunumyönlü", "rasyonel
bekkyişler" tenmlerıyle de
adlandınlan neo-liberal yaklaşımlar.
Baüekonomilerinin yönetiminde
etkılı oldu ve iktisatpolitikalannı tam
çalışmave büyümeyerine kısa dönem
istikrara dönükhedeflere kaydırdı; bu
hedeflerin gerçekleşmesi içindekamu
kesiminin daralülması, refah
devleünin kazammlanmn
aşmdınhnası, parapotiükası dışmdaki
müdahalelenn asganye indirilmesi
gibiyöntemlerin uygulandıgım
gözledik.
3. Baü'nın iktisat politikalanna farkü
dönemlerdedamgalannı vuran
Keynesa ve neo-liberal yaklaşımlar,
ne iktisatyazınında ne de
uygulamalarda hiçbir zaman "tek
şeçenek" olma ayncalığına ulaşabildi.
Örneğin Keynesalığın egemen olduğu
dönemde kaynak tahsısınde, piyasa
çözümlenninıstisnasız üstünlüğünü
savunan düşünce odaklan hep
süregelmış ve L'luslararası Para Fonu
ileDünya Bankası gibi kuruluşlar da
etkili olmuşlardır. Ote yandan on beş
yılbkparasalcı uygulamalann kimi
sonuçlan. rekabetçı olmayan
koşullan, rasyonalite varsayımından
sapmalan, artan getirilen \e
dışsallıklan. topldmsal, kurumsal,
tarihsel özellikleri vurgulayan
kuramlann ağırhğını yeniden
arttırmışür.
4. Türkiye'de ıse 1980sonrasında tüm
iktidarlar, "neo-liberal", Ortodoks
politikalarabağlı kaldılar. Bumodelin
muhalefette ikeneleştirdiklen kimi
sonuçlanm, ıktidarda "Başka secenek
yoktur" gerekçesi ilebağnazca
savundular.
Seçeneksizlik savı, kamuoyunu
oluşturan güç odaklanmn ve
medyanın etkisiyleyaygın bir kabul
görmektedir. Bu poütika modeline
bağlılığıyaratanüç temel etken
olduğunu düşünüyoruz:
(1)- Model, 12 Eylül reümi ile iyice
açığaçıkanbir smıfsalçizgiye sahiptir
ve sermayeninçeşitli katmanlanyla
Türkiyetoplumu üzerindeki
egemenliğjni pekiştirecek bir ortam
yaratmışür.
(2> Neo-îiberal görüşlerin Bati'da
egemen olması, ülke sorunlanna
Çözüm üretmekyerine dışçözümleri
ithaletmek alışkanlığına sahip olan,
fıkren dışa bağımlı çevreler için
tarüşmasız bir "hakhhk" gerekçesi
getirmişür.
(3> Sık sık cıddi döviz kısıtı
koşullanna sürüklenen bir ekonomik
yapı içinde ülkeyı yöneten iktidarlar,
Uluslararası Para Fonu'nun
recetelerine aykın düşmekten özenle
kaçınmışlardır.
5. Türkıye'deki Onodoks/neo-liberal
modelin bazı özelliklen ve sonuçlan
şunlardır:
(1y Anlamı belirlenmeyen bir
"serbest" pıyasa ekonomisi söylemi
içmde piyasa mekanızması
yüceltılmiş;ekonomik yapıdakı tüm
bozukluklann ardında devlet
müdahaleleri, kamu harcamalan,
kamu işletmeciliğj gösterilmiş, ancak
devletin ekonomi üzenndekı etkisi
azalulırken keyfıliği artmış; kamu
açıklannın büyümesi önlenememiştir.
(2)- Dünya ekonomisine ihracatçı
olarak açılma hedefı, verimlilıği
hedefleyen birsanayi politikası ile
değil, dövız kurlan ve düşük ücretler
gibi araçlarla gerçekleşürilmeye
çalışılmış, bu politikalann
uygulanmasında güçlüklerdoğunca
dışükanmalar kaçınılmazolmuş; dış
borçlar artmıştır.
(3)- Kalkınmanın gerektirdiğı sektörel
öncelikler gözardıedilmiş, spekülatif
öğelerin ağırbasüğı finansal
faaliyetler yeniteknolojilere dayanan
sınai geltşmedendahaçekicı bir
duruma getirilmiştir. Bu. maddi
üretimden kopuk finansal ve aracı
faalıyetlerde aşınbirşişkinlikle
sonuçlanmıştır.
(4)- Sermaye birikim ve ulusal tasarruf
oranlan düşmüş; özellikle kısa vadeli
sermaye hareketleribiçiminde
gerçekleşen dış tasarruflar, iç
tasarruflan ikame etmiş; büyüme
giderek tüketime ve dış açıklara
da> anmaya başlamış; ekonominin
uzun dönemlıbüyüme potansiyeü
böylece aşmmıştır.
(5V İktisat politikası tartışmalan
tamamenkısadönemiçinde tutsak
kalmış; Hazine-Merkez Bankası
ilişkıleri ve kur faiz arbıtrajı gibi
konular ekonomik yönetimin
gündemını aşağı yukan tümüyle
oluşturur hale gelmiştir.
(.6)- Kaynak tahsısinde gözlenen bu
dönüşümler, bölüşüm
dınamiklerinde, toplumsal yapıda, *
devletmekanızmasmdave değer
yargılannda bir dizi olumsuz sonuca
yplaçmıştır:
Üretkenemeğe verilen değer
aşmmıştır. Salt rantpaylaşımv ile daha
da güçlenen parazıtbirkesim çok
etkili birhale gelmiştir. Bu kesim
devlet üzenndeki nüfuzunu
kullanarak fınans politikalannı
kalkınma ve istikrar amaçlanndan
saptırmaktadır. Tüm toplum
kesimlenndenözven ısteyen siy asal
iktidar, vergi alacağı gruplara faiz
gelin dağıtır duruma gelmiştir. Siyasi
kadrolarla işçevreleri arasında
doğrudançıkar ilişkileriartmış; bu
ilişkileryeni rantbiçimleri oluşturarak
devlet mekanizmasmın yozlaşmasına
katkı yapmışür. Budönüşümler
devletinpoütika belirleme ve
uygulama gücünü zayıflatmışür.
Sonuçta ortayaçıkan ahlakiçürüme
CumhuriyetTürkiyesi'nin geleceğini
ciddi biçimde tehditeden tepkisel
akımlara yol açmaktadır.
SİRECEK
(.
Akbank, 'Türkiye'nin
eniyisi'seçjldi
• Euromoney dergisininher yıl yaptığı
"Dünyanınen büyük 500bankası"
sıralamasında, Akbank sürekli olarakyer ahyor.
Ekonomi Servisi - Türkiye'-
nin en iyı bankası. Euromo-
ney dergisine göre Akbank.
Dünyanın önde gelen ekono-
mik yaymı Euromoney Der-
gi'sı, temmuz 1994 sayısında
dünyanın ve ülkelerin en iyi
bankalannı açıkladı. Banka-
lann bilanço rakamlan yanı
sıra; yönetim tarzı, istikran.
fırsatçüığı iyi değerlendırme
vb. gibi niteliksel unsurlara
göre yapılan değerlendirmede
Akbank Türkiye'nin en iyi
bankası secüdi. Euro-
money ülkelerin en iyi
bankalan seçımine 1993
yılında başlamıştı. Ge-
çen yıl yapılan ilk değer-
lendırmede de Akbank
yine Türkiye'nin en iyi
bankası seçilmişti.
Euromoney dergisinin her
yılyaptığı "Dünyanm en büyük
500 bankası" sıralamasında,
Akbank sürekli olarak yer al-
makta. Haziran 1994'te ya-
pılan değerlendirmede, Ak-
bank dünyanm en büyük beş-
yüz bankası arasında yer
aldığı gibı, Dünya'da öz kay-
nak verimlililiği en yüksek
ikinci banka oldu.
Euromoney gibi dünya fı-
nans otoritelerince kaynak
olarak kullanılan bir dergide.
Akbank'ın bu başanyı elde et-
mesinin en büyük gerekçele-
rinden bin Sabana ailesine ait
bu bankanın uyguladığı, ve-
rimli yönetim anlayışı. Ünlü
Wharton Finans Okulu'nda
bile kaynakça olarak gösteri-
len Euromoney dergjsi özel-
likle Akbank'ın yönetiminde-
ki verimliliğe dikkat çekiyor.
Rakamlarla Akbank'ın ba-
şansım belgeleyen dergi, Ak-
bank'ın karlanmn son yıla ka-
dar yüzde_28 artmasının altını
çiziyor. Ünlü derginin altını
çizdiği bir diğer nokta, Ak-
bank'ın özvarlık karlılığmda
gerçekleşen yüzde 29 oranı-
ndaki arüş.
Akbank zafer kürsüsünü
dünyanın diğer banka-
lanyla birlikte paylaşı-
yor.Bunlardan bir tanesi
dünyanın en prestijli
bankası olarak bilinen
İsviçreli UBS Bankası.
İngiltere'mn Abbey Na-
tional, Hong Kong'un
Hongkong Bankası Akbank'-
ın diğer ülkelerindeki karşılı-
klan olarak yer almışlar, dûn-
ya ekonotnisinin nabzını elin-
de tutan Euromoney dergisi-
nin sayfalannda.
Akbank'ın bu başanyı elde
etmesinin arkasında Türkiye'-
de özellikle son zamanlarda
gerçekleştirdiği dev aühmlann
büyük payı var. 1967 yıhnda
Adana'da küçük bir ofıste
çalışmasına başlayan Saban-
cüar, 1975'lerden beri dünya-
mn ilk beşyüz fırması arasında
yer abyorlar. Sabana Holding
30 bin personel çahştınyor ve
son "dünyada ilk beşyüz fir-
ma" sıralamasma göre 249. sı-
rada yer ahyor.