Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET
14 TEMMUZ1994 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Hile-i şeriyenKuran buyruklan \ e genellıkle dın kurallan; güçlülerı. egemen
kışılen ya da sınıflan bağlamıyor Onlar, kıtabına uydurarak.
uyduramazlarsa bu kuralları hıçe sayarak dıledıklennı
yapıyor, dıledıklerı gıbı yaşıyorlar
CEMİL YENER Emekli Yazın Öğreîmeni
I
nançlann çok sovut ve esnek
olmaUn. doğurgan olmalan-
na >ol açıvor Bu vuzden dın-
ler. dalianıp budaklanarak
mezheplere, tankatlara bolu-
nuvor
Genellıkle Arapça. ozellıkle Kuran
dılı çok karmaşıktır Tumcelen değı-
şık anlamlar v erebılır. v orumlara eK e-
nşlıdır 'lmam-ı Âzam'ın vaklaşık va-
nm mıl>on şenat sorununu oğrencıle-
nyle tartışarak vorumladığı ve bır
sonuca bağladığı sovlenır
'Yorum', halkın "kitabına uvdur-
mak" adını verdığı şenat hılesıdır ger-
çekte, aşınva kaçarsa 'çevri' (tevıl)
olur Kjmı dın bılgınlen, gerektıkçe
'çevri'ye de başvurmuşlardır Açık bır
anlam bulamadıklan soze bır anlam
yakıştırmışlar
Şenat hılesının kokenı Kuran"a da-
yandınlır Eyüp Peygamber, bır kız-
gınlığı sırasında, eşıne >uz sopa vura-
cağına ant ıçer. sonra da pışman olur
Bu sırada Tann katından bır buv ruk
gelır "Eline bir demet sap al, onunla bir
kez vur" dıye (38 Sad Suresı. 42-44
ayetler)
tkı kardeş bırlıkte ev lenmış Bır yan-
lışlık olmuş, her bın oburunun rukâh-
lısı ıle gerdeğe gırTnıs Durum anlaşı-
lınca 'Intam-ı Azam'a başvurmuşlar
'İmam-ı Âzam' eşlenn her bınne ayn
ayn sormuş "Gerdeğe girdiğiniz eşten
höşlandınız nu?" demış "Evet" yanıtı-
nı alınca nıkâhlan bozdurmuş \e bır-
lıkte >atanlan bırbırlen>le nıkâhla-
mış "Bilmeden bir zina suçu işlediniz.
Tanrı bağtşlar" denuş Hıle sozcuğu-
nun bır anlamı da "önlem"dır Bu or-
nek de bır onlemdır
Şenat hılesının en korkunç uygula-
ma alanı, çıkarlar uzennedır Bunlar-
dan bın, *ürera' (faız) sorunudur
Kuran'da "Alışveriş belal, faiz ha-
ram kılındı" (2 Bakara Suresı, 276
ayet) denıhyor Buna dayanılarak kı-
rru bankalar faızm adını değıştınyor,
"Kazançtan pay veriyorum" dıyor ve
tşmı yurutuyor
Ayette "Alışveriş helal" denılmış ya
Bu sozden yararlanan kımı tefecıler.
kendılennden borç para alanlardan
alacaklan borç belgesıne faızı de eklı-
yor ve bu faıze karşılık bır kurşunka-
İem, bır mendıl vb gıbı ucuz şe>ler
satıyorlar Ya da saatlennı satarak
belge ışlemı bıtınce saatın kendılenne
annağan edılmesını sağlıyorlar Bu
yontem çok yaygındır J.B. Tavernier,
XVII yuzvılda fran'da da uygulandı-
ğını vaayor Tefecı burada da faız
almı>or. mal satmış gorunuyor
Bakanlann 'urem'' (faız) yenne 'ge-
lirden pa\' odemesı. bır ad değıştırme-
den ba^ka bır şey değıldır Çunku
odeme olçusu. vasalann ongorduğu
olçulerden pek uzaklaşamaz Daha az
olursa ılgı gormez, çok olursa tepkıler-
le karşılaşır
İslamın urem vasağı gıbı zekât buv-
ruğu da çoğu zaman eksıksız uvgulan-
mamıştır Çunku ıkısı de ınsanın çıkar
tutkusuna aykındır
Kuran'da zekât venlmesını buyu-
ran otuza yakın ayet var Bu ayetler
arasında zekâtın kimlere venleceğı de
bebrtılmıştır (9TevbeSuresı.6O ayet)
Başka aynntılar belırtılmemış Avnn-
tılar bırçok tartışmalara >ol açmış,
değışık bıçımlerde uygulanagelmıştır
Bızde zekât, bır çeşıt reklam aracı
olmuştur çokluk Zekât verecek var-
lıklı kışı, ramazan ayının sonuna doğ-
ru bır ıftar sofrası duzenler Sofra
konuklannın çoğu, tanınmış dın
adamlan ıle bırkaç ımam ve bırkaç
yoksul komşudur Iftann sonuna doğ-
ru konuklara bırer mendıl ya da kese
ıçınde paralar sunulur Bu paralann
toplamı. şenatın ongorduğu olçulerde
olmaz Çunku toprak dışında butun
mal varlığının 1 40'ını. toprak gelın-
nınse 1 10'unu. toprak venmlııse 1 5'-
ını dağıtma>a her varlıklının elı var-
maz Bu torende zekât alanlann çoğu
da zekâı venlebılecek nıtehkte değıl-
dır
Kuran'da aşın mal ve para toplayıp
bınktırmek de v asaklanmıştır "Tamu
(cehennem), mal toplayıp yığanı kendi-
ne çeker" (70 Menç Suresı 18 ayet)
"Tanrı, inananların malını ve canını uç-
mak (cennet) karşılığında satın almrş-
tır" (Tevbe Suresı, III. ayet).. "Diınya
yaşantısını >e süsünu isteyenlere iste-
diklerini veririz. Ancak ahirette yerleri
tamu'dur" (II Hud Suresı. 15, 16 ayet-
ler) Kuran'da çok varlıklı olmakla
kotuluk arasındakı bağlantı bırçok
ayetleyınelenır
Varlıklılann tamu'vagıdeceklen In-
cıl'de de var (Luka, 6-12, 16 bolum-
ler) "Onların (varlıklılann) Tanrı katı-
na (uçmava) girmelerinin. devenin iğne
deliğinden gecmesinden daha zor oldu-
ğu bildirilir." (Matta, 19 bolum )
Boy le ıken Tann v e peygamber buy-
ruklannı eksıksız uyguladıklannı sav-
layan Islam ulkelennın guçlu kışılen.
dovmak bılmeven bır açgozlulukle
mılyarlan toplayıp bınktınyorlar Hı-
nstıyanlar da benzen bır açgozlulukle
yoksul halklan somurme çabası ıçın-
deler
Kuran, savurganlığı da yasaklamış-
tır (7 Araf Suresı, 31 ve 17, Esra Sure-
sı, 27-30 ayetler) Buna karşın petrol
varsılı Muslumanlar, korkunç bır gos-
tenşvesafahatyaşamuçındeler Dun-
yanın eğlence yerlennde mılyarlar
harcıyorlar
Genellıkle Arapça, ozellıkle Kuran
dılı, yukanda da belırttığımız gıbı çok
karmdşık ve esnektır Tumcelen değı-
şık anlamlar verebılır, değışık bıçım-
lerde yorumlanabılır Bu nıtelık Mus-
lumanhkta yuzlerce mezhebın. vuzler-
ce tankatın turemesıne yol açmıştır
Sorunun ozune bakılırsa bu dalbudak
salmalar çok soyut olan ınançlann
dalbudak salmaya elvenşh olmasın-
dan da kaynaklanıyor
Dınsel ınançlann. dınsel kurallann
buvuk bır çoğunluğu ozel kanılardan.
kıtabına uydurmalardanoluşuyor Bu
kanılann sahıplen de çoğunlukla sa-
raylarca. egemen guçlcrcc kolknıp
kayırılmıştır Boyıın cğmeycnlcrsc
ezılmışlcrdır Lgemcn guçlerc boyun
eğmcyen 'İmamı Â/am\ oncc Fmcvı-
lerden, sonra da Abbasoğullan'ndan
ışkence gonrıuş. bır soylentıye gore ış-
kence ıle oldurulmuştur
Kanuni; Osmanlılann yetıştırdığı cn
buyuk dın bılgını sayılan Ebussuut
Efendi'ye yapürdığı Kuran yorumu-
nun, kendı yonetımıne aykın yonlen
bulunup bulunmadığını ızlemek ıçın,
temıze çekılen bolumlennı gunu gunu-
ne oze! bır çavuşla saraya aldınrmış
Kuran buyruklan ve genellıkle dın
kurallan, guçlulen, egemen kışılen ya
da sınıflan bağlamıyor Onlar kıtabı-
na uydurarak, uyduramazlarsa bu
kurallan hıçe sayarak dıledıklennı ya-
pıyor, dıledıklen gıbı yaşıyorlar İçkıyı
yasaklayan, yasağa uymayan bınlerce
Muslumanı oldurten4. Muratavyaştı
Çağının unlu ayyaşı Bekri Mustafa'yı
sarayına aldığı soylenır Dınsel yasağa
karşın, erkekler arası cınsel ılışkıye ov-
gulerle dolu yapıtlar yazan tran ve
Osmanlı yazarlan, bu ılışkılenn yolu-
nu yontemını de sergılemışlerdır
Dının butun yasaklan, bılınçsız ve
yoksul halk yığınlannın sırtında Ka-
nunı çağında 'Istanbul Kadısı'nın fet-
vasıyla kahve bıle yasaklanmıştı
Tanh boyunca yeryuzunde mılyon-
larca, belkı de mılyarlarca ınsan dın
aracılığıyla somurulmuş, ışkence gor-
muş. olmuş. oldurulmuş ya da kurban
edılmış
*Şerıat hılesı
ARADABIR
MUHSİNE HELİMOĞLU YAVUZ
Halkbilimci- Yazar
Sait Faik'le Söyleşi
Geçen hafta çarşamba gunu Sait Falk'e gıttım Iskele-
de yoktu Gerçı parkın gırışıne asık suratlı bır adam koy-
muşlar 'Sait' dıye, ama onunla uzaktan yakından bır
ılgısı yok Hem de bu kalabalığın ıçınde bellı kı muthış
canı sıkılıyor Belkı evındedırdedım Bır umutla yokuşu
tırmanıp "Aya Yanı Kılısesı"nınyanındakıevınevardım,
ama orda da yoktu Hem oylesıne yoktu kı onarım geçı-
ren evde, onun adına ıkı eskı konsolla bır yırtık derı kol-
tuktan başka bır şey bulamadım Ellerım koynumda
kalakaldım Sonra bırden aklıma geldı, olsa olsa "Kal-
pazankaya dadır ' dedım ve hemen bır faytona atladım
Arabacı Erzincanlı Haydar, yolda gorduğu herkesı se-
lamlayarak ve keyıflı turkuler soyleyerek benı Saıt'e go-
turdu "Hayrola Haydar dedım 'bakıyorum herkesle
dostsun "Sevgıden, sevgıden dedı "Ben herkesı se-
verım de Galıba Burgaz ın faytoncularına bıle Sait -
ten bır şeyler yansımış dıye duşundum Derken vardık
Kalpazankaya'ya Bır de baktım kı Saıt'ın çocuk gozlerı
ışık ıçınde bıryanında 'fopa/marf/"otekıyanında "dul-
ger balığı', onunde kopegı ardında "Panço", "Meyha-
necı Barba , avucunda çaldığı, su gıbı akan beyaz bır
"ıpek mendıl"\e kuçuk oglan ve adanın cumle balıkları,
kuşları hep bırlıkte bana karşıcı "çıkmışlar
Sevınçten oylesıne esrıdım, oylesıne bır baş donmesı
içıne duştum kı sorulmaz Hoşgeldın' dedı Sait "Ge-
leceğını bılıyordum Kaç zamandır Buyukada 'da oldu-
ğunu Şinasi'den fözdemiroğluj duydum ve bana uğra-
madan gıdemez dıye beklıyordum '' Ama Sait"dedım,
"nıçın adadayım sanıyorsun Önce Reşat Nurl'y/e, Nu-
rullah Ataç'a uğradım, sonra Heybelı'de Hûseyln
Rahml'ye, ışte bugun de sana geldım "
Sonra çevremızde adanın cumle "mahlûkat"\, uzanıp
sırtustu Kalpazankaya ya, Sait le tadı dılle denmez bır
soyleşıye daldık "Nasıl buldun adamı?" dedı
Ben de '/Ve cok yaşlı ınsan var ve nasıl da mutlu yaşı-
yorlar' dedım ve ona şunu anlattım Bazı efsanelere
gore, eskıden ınsanlar çok yaşlanınca, çocukları onları
sırtlarına alıp uzak bır yere goturerek olume bırakırlar-
mış Bır gun yıne boyle ıhtıyar anasını (veya babasım)
'olmeye goturen bır genç yolda dınlenmek uzere otu-
runca, anası ona,' Bır gun cocukların da senı boyle olu-
me goturecekler' demış Bunun uzerıne çok duygula-
nan adam, anasını sırtlayıp gerı getırmış, ona evınde
bakmış ve bu acımasız uygulama da boylece son bul-
muş
' Işte boyle Sait dedım "Istanbul'un butun zengın ıh-
tıyarlarını da sankı toplayarak adaya getınp bırakıver-
mışler, ama bunları bır an once olmelerı ıcın değıl, daha
çok uzun yıllar yaşamaları ıçın getırmışler Yanı bunlar
bır başka deyışle olmeye yatmıyorlar, yaşamaya kalkı-
yorlar " Guldu Sait, "Haklısın dedı, "burada ınsanın
omru uzuyor Baksana bunca yıldır ben de adayla, de-
nızle, balıkla, martıyla karışmış olarak yaşayıp gıdıyo-
rum, şu Sıvrıada 'nın guzellığıne bak 'Ya Yassıada '
dıyecek oldum, bırden yuzu karardı, Onu hıç sorma
dedı, "huzun, huzun
Sonra Saıt'le Buyukada ya Anadolu Kulubu'nun, "go-
runtusudunyadeğer bahcesınegehpoturduk Derken,
Alev Coşkun, Sami Karaören, Salim Sengil de gelıp ya-
nımıza oturdular Once Alev Coşkun, isveçlı bır aydın
tanıdığının ılgınç bır saptamasından soz ettı (Bunu bır
başka yazımda anlatacağım ) Sonra, daha "Ne olacak
bu memleketın halı, ulkemız nereye suruklenıyor ' de-
meye kalmadan, vaktıyle Atatürk ıçın yapılmış, bahçeyı
plaja bağlayan ahsap asansorun kapısı açıldı ve "Nere-
ye olacak, bır yeşıl karanlığm ıcıne suruklenıyor" sozle-
rı, bır yalaza gıbı yuzumuzu yakıp geçtı
Daha ne olduğunu anlayamadan, hayretle bırbırımıze
baktık, sonra hep bırden donup once asansore, sonra
Sait e baktık Ne asansorde kımse vardı ne de masa-
mızda Sait
Ve bız, yoğun bır aydın huznunu taa yureğınde duyan-
lar, hep bırlıkte 'yeşıl karanlığm golgesınde kalmışça-
sına urperdık
ESBESÜLEYMANES...
Salım Şengıl'ın bu oyku kıtabının4 basısı çıktı
DostYayınlan
ASİLKAN
Hiç okumayan bir toplumuz
Bundan 25-30 yıl önce kıtapçı dükkânlan tıklım tıklım dolu olurdu,
vıtnnleri önünde ve ıçınde, kıtap merakhlan yenı çıkan kıtaplan
incelerlerdı ve her içen gıren kışı de en az bır-ıkı kıtap satın almadan
dışançıkmazdı...
İSMAtL DOĞAıNAY Eski Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
Başkanı
Ş
u anda. 60 mılyon nufusa sahıp
bır "Tûrkije" olmamıza karşın.
yaak kı bu nufus oranı ıle kıyas-
îanması mumkun olmayan du-
şukluk derecesınde "okumayan
bir toplum" durumuna duştuk
Hatta. her geçen gun "okuyan"
sayısı bır oncekı gune gore daha da azal-
maktadır Son yıllann moda ve "argo"
deyışı ıle. "Kır şişeyi, dön köşeyi!.." şeklın-
de formule edılen ve hıç yorulmadan, bır
emek de harcamaksızın en kısa yoldan.
çarçabuk "zengin olma" ve bır "makam
kapma" ahnıyet ve açıkgozluluğu. oku-
yanlann sayısını daha da azalttı'
Adına "kitap" ve "gazete" denen nesne,
gunluk vaşantımızdan ıyıce ve nerede ıse
tumuyle sıhnıp gıttı Çevrenızdekı dukkân-
lara bır bakınız, gıyım-kuşam, kasap-
manav, lokanta-kebapçı. kasetçı, butık ve
luks eşya satan mağazalar muştenlerle, tık-
lım tıklım dolu
1
Hele hele bır gece klubun-
de ve bır gazınoda eğlenırken bır gecede hıç
duşunmeden ve son derece bır rahatlıkla
mılyonlarca "masraf hesabı" odeyen kışıle-
nn hemen hemen hepsının, mesleğı ıle ılgılı
olan ve hatta mutlaka alınması gereken bır
kıtabı dahı satın almamak ıçın bınbır ba-
hane ılen surduklennı gorursunuz Çunku
bu tür kışıler, her zaman okumalan ve elle-
n altında bulundunnalan gereken o mesle-
kı yayınlan asla okumadan ve hıç kıtap
satın almadan. tıpkı "görme özürlıilerin"
yaptıklan gıbı meslekı faalıyet ve vollann-
da "bejaz bastonla" ve "bordür taşlarını"
kollaya kollaya yuruyebılme gayretı ıçın-
dedır'ler O kışı. şayet bır doktor ıse tıp ala-
nındakı venı aelısmelen ve venı çıkan ılaç-
lan hıç takıp etmeden "hasta" tedavı
elmeye çalıştığı gıbı. şayet o kışı bır avukat
ıse o da hıç okumadan, açılan bır dav a ne-
denıyle karşısına çıktığı hâkıme. "Miıvek-
kilini haklı. müvekkilim masum ve muvekki-
lim bu işte mağdur oldu!.." gıbı "boş ve
hukuki dayanaktan yoksun" sozlerle mesle-
ğını surdurur Bu alışkanlığı benımseyıp o
yolda >uru>en meslek mensubu kışıler ıçın
artık kıtap satın almak vaonu okumak, bır
"Kıks" ve hatta bır "zahmettir".
Bız Turkler, mıllet olarak son derece luk-
se duşkun ve hatta "hovardaca yaşamayı"
çok seven bır duruma duşunılduk Her
gun, luks eşya satan dukkân ve mağazala-
nn mantar gıbı bıttığı memleketımızde,
-Turkıye genelınde- sadece ve sadece 30-40
cıvannda kıtapçı dukkânı bulunmaktadır
Sız, hıç yenı açılan bır "kitapçı" ya da "ya-
y ıncı" gordunuz mu
9
Halen v ar olan kıtap-
çı v e yayıncılar da, tabır caız ıse "can çekişi-
yorlar" gunden gune. gıderek tek tek
kapanıyorlar Bundan 25-30 yıl once kıtap-
çı dukkânlan tıklım tıklım dolu olurdu, v ıt-
nnlen onunde ve ıçınde, kıtap meraklılan
yenı çıkan kıtaplan mcelerlerdı ve her ıçen
gıren kışı de en az bır-ıkı kıtap satın alma-
dan dışan çıkmazdı Şımdı ıse ortada eskısı
gıbı ne kıtap meraklısı kaldı ve ne de -kıta-
ba karşı bu ılgısızlık sonucu- "ciddi" ve ka-
lıcı değerde kıtap vazan ve o gayret ıçensı-
ne gıren
>>
yazar"lar da çok az oidu Son
vıllarda pıyasaya çok kahtesız ve cıddıyetle
bağdaştınlması mumkun olmayan nıtelık-
te kıtaplar çıkmaya başladı Baştan başa
Turkçe hatalan ıle dolu Yazı kurallannay-
sa uyan da yok, kurallan bılen de
1
Bence bır kıtap, yazannın. adeta kışılığı-
nın bır aynasıdır Kıtabın yazannın mesle-
kı formasyon duzeyı ıle o yazann cıddı ve
tıtız bır kımse olup olmadığı yonu. vayım-
ladığı kıtabından hemen anlaşılır
Genel nufusu 60 mılyona ulaşmış ve
"okur-yazar" adedı de vuzde 95 cıvannda
olan bır ulkede bır kıtap 1500 \le en çok
3000 adet basılıyorsa ve bu kıtaplar da ba-
zan 3-4 yıl ıçensınde ancak satılıyorsa bu
uzucu durum, tam anlamı ıle "toplumsal"
bır ayıptır Sıyasal ıküdarlar. her devırde
ve her akıllanna geldıkçe kâğıda zam yapa
> apa memleketı "kitap basdamaz" hale ge-
tırdıler Onlara gore, hıç kımse ne kıtap
çıkarsın ve ne de okı sun' Hatta, okuma-
yanlann çoğunlukta olduğu bır memleket.
onlar ıçın daha ıyı Bu "acı gerçeğe" rağ-
men. pekı amma bu memlekette "ucuz satı-
lan" ne kaldı kı° Yukanda da değındığımız
uzre -maaşallah nazar değmesın- luks lo-
kantalar. gece kluplen. buyuk otellenn sa-
lon ve havuz başlan, pastaneler ve hatta
sozde stres atmak ıçın bol bol porselen ta-
bak kınlan dıskotekler ve akla gelebılecek
bu turlu butun luks yerler, her zaman ağzı-
na kadar dolup taşmakta
1
Turk gençhğını ve hatta toplumu bu
acıklı duruma getıren "ölmüş" ve halen
"yaşayan" son donem sıyasetçıler. varat-
tıklan bu "nesil" ıle ovunebılırler, amma
benım gıbı "eski kuşak" mensuplan, bu
durumu en acınacak bır hal olarak değer-
lendınyonız
Kıtap ve gazete okumavan bır toplum.
yaratıcılıktan yoksun kalmaya ve hıçbır
zaman da karanhktan kurtulmamava
mahkûm bır toplumdur
TARTIŞMA
Sadun Tanju nun Ummet olmaktan ulus olmaya gıden
dokuz altın yıl alt başlığını taşıyan bu kıtabı, Altın
Kıtaplar Yayını olarak çıktı
Türkkimliği
B
u gunlere kadar
"Türkkimliği"
ıçınazyadaçok,
eksıkyadayanlış
pek çok soz ve
anlatımduvduk
Eleştın yaparken bılgı
noksanlan ıle kotu
yakıştırmalar da çok yapıldı
Iyı nıyetlı kıt bılgılı çeşıtlı
konuşmacılar ak derken kara
dedıler Örnekler bu yanılgılar
ıçın çoktur Kışıler ozel olarak
bır yanlış yapsalar bu
kendılennın ozuru sayılabıhr
Ancak sozcu yetkısı
ustlenenlenn yanılgılı
sozlennın yaptığı gondermeler
bazen en kotu yılgılardan beter
toplumunu karalar
Yıllar once Nevv York'ta
Bırleşmış Mılletler bınası
onundekı bır 'Tûrk Günü'
nedenıyle yapılan
konuşmalarda soze aynen şoyle
başlanıy ordu " ..Biz Tûrkler
1071'de Anadolu'y a geldikten
sonra..." "Sanki bu Anadolu
başkalanıun yurdu idi >e biz
geb'p onlann yerine gectik." Bu
tumce koca bır ulkenın tanh
boyu gerçeğını bır anda sılmedı
mı9
Gensını zaten dınlemeye
gerekolmayacaktır Gene
1993'te Turk tanhıne ılışkın
yayınlarda yenı çıkan, orneğın.
Romany a Tanhınde Turk
Kaynaklan(II dızı)savfa
28'de onsoz başlangıcında
"Türklerin 3000 y ülık geçmişi
var..." tumcesı ıle neyı anlattığı
yadaanlatacağıbelırsızdır Bu
tur yayınlar ve araştınnalar
sanıyoruzpek çok eksık yanlan
ıçennektedır Buvayın dışında
bız sureklı yanlış ve tıcaret
amaçlı. bılımsellıkten uzak
kalmaya ozen gosteren yabancı
kay nak ve yay ınlanndan
rahatsız olurken kendı
ıçımızdekı cahıllerden
sakınamamışızmeğerse Buvuk
Atamızın. "Türklerin en az > edi
bin vıllık geçmişi var"
sozundekı gerçeğe bu kadar
yakın olmak az şev değıldır
"Anadolu'nun özgün yeri ve
y aşamı, insanın y aradılışı >e
sonrasının gunumuze dek suren
insan tipleri başlangıçtan beri
hep ay nılıklar içinde idi" derken
v anlış bır tanımlama
yapmadığımıza ınanıyoruz
Eğer A B O genlen, ıskelet
yapılan, saç. kaş, goz. yuz.
vucut yapılan ıle çekık gozlu ve
zencı olmayan bır beyaz
Akdenız ınsanı tıplı
Anadolu'nun bugunku
ınsanlan bız Turkler ısek. tanh
v e tanh oncesının (M O
10 000-20 OOOvegensı)
ınsanlan da Turk ıdıler
Aradakı devırlerde dın. dıl,
gıysı farklılaşmalan olsa bıle
tabandakı ortak kokler hep
aynıoldu Anadolu vorelen,
Asya. Avrupa. Afnka'nın
dışındakı ılk ınsanın ve
vaşamınbelırdığıyerlerdır Bu
uç kıta ıçınde potanın
(yaşam-havuz) en başanlı ven
Âvrasyaıdı Işte Muğla'daçok
yenı bulunan kalıntılar, gene
Çdtalhovuk. Hacılargıbı
>erleşım verlen. Karaın.
Beldıbı. Kartal v b'dekı tanh
oncesi bulgular Ancak kolav
vollarakaçarak tanhı.eskı
Grek Helenler ıle başlalmak
Atına'vı Isparta (Anadolu) ıle
kanştırmak. M O 300-500-800
yıllannın Egesı nı Anadolu
dışında Helen sanmak modd
oldbılır Büımsel venler bunun
gensındekı başlangıçlann
Anadolu da olduğunu
vurguluyor
Tum yaşam çızgılenndekı
Turklenn "sosyal içerikli
\ ardımlaşmalı ve komşuluk
saygüılıkları" ıle y uklu
yaşamlanndakı 'ev'lennın
felsefesı neden bınlerce yıldır
avakta kaldı
9
(300-500 senehk) eskı
Helen-Grek evı 'Megaron' bır
'in'(boşluk-cave)ıdı Yanve
arka cephesı olmayan, sadece
onu olan karanlık bır oda ıdı
Yaşam sokakta.ev kapılannda
vcagoradasurerdı Ev ıçı
uvgarlığıyoktu Iştebu
megaron sahıplen
zengınleşınce megaron
odalardan salkımlar yaptılar
Yenıbıryaşamda
kuramadılar Koca Helen
uygarhğıdaev vaşamındakı
yoksulluktan mı battı
0
Kesınlıkle bu en buv uk etkendı
bu sonuca (batmaya) aday
topluluklarıçın Greklende
kuzeyden(Balkanlar)gelen
barbar kav ımler çokerttı
Bu baskılar ıle Anadolu'dakı oz
etkıler neden vok olmadı'
1
Gene Turk ev ınde orta mekan
kutsalsayılır Tannyasaygıdan
hukumdar orta yere karşın
doğuda bulunur Ortayı
sımgeleyen bır taş y a da
annmışlığın sembolu bır su
(hav uz) ıle (topoz) ortayı
v urgular Ortanın ustu ıse
gok-ev rcn ve Tann katıdır
Bunun ıçın dıv anhanelerdckı
orta hav uz ustunun çatısı
vuksektır Rutbelere gore
konukların en say gın olanı
doğuva vedığerlen ısekuzey ve
guney kenarldnna(manzara
değenncgoredeğışır. buyonler
sembolıktır)alınırlar Orta
Asya"dan(Mılatoncelennden
bugune) Anadolu'ya
Balkanlafd ve Boğazıçı ndekı
v alılara hep eş felsete. eve sav gı,
aıleyesaygııdı Bundan oturu
once yeryuzu yaşamının
belırgın çızgılennde "kimler
\ardı?"Bukımlenn
çoğunluğunu en başat kılıt
noktalannda kanıtlayanlar ıse
(bınlerce yıl \e bınlerce
kılometrelerde) Turkler denen
toplumlardı derken,
olabıldığınce kendımızden
değıl sureklı başkalanndan
omeklervennz Yapay sıyaset
tutkallan ıle şartlanmadan tum
Turk dev letlenne kadar (Turk
gerçeğınde) gerçek oz bağlarla
kulturde buluşacak ısek. once
neyın nerede ne olduğundakı
bılımsel çızgılennde bulunalım
ıstedık
Prof. Ruşen Dora
PENCERE
Rafadan mı, Kaysı ım,
Lop Yumurta mı?..
Benızlemedım amaanlatılan bır bankanın televızyo-
nu, haber programmda, Cumhurıyet e ve yazarlarına
çatmış
Canı sagolsun1
Cumhurıyet r> ve ya?'ir'inn,ı sureklı çatarlar PKK'-
lıler çatar şerıatçılar cat.ıı nt-o-Ch>manlı enteller çatar,
donekler çatar kuyruk acısı olanlar catar lıboşlar' ça-
tar Cumhurıyetçıler hersabah butursaldırılarıçayla-
rınaşekeryapıpıçerler
Ve ışlerıne bakarlar
Bankanın televızyonu haber programmda Cumhurı-
yet'e neden çatmış?
Nebıleyım?
Belkı de bankanın televızyonu dut yemıştır ÇiHer ola-
yında sus pus olduğundan Cumhurıyet'e çatarak efkâr
dağıtıyor belkı de temmuz sıcağı başlarına vurdu
•
Lop yumurta yapmak kolay
Bır kap alırsın, ıçını suyla doldurursun, yumurtayı su-
yun ıçıne atarsm, sonra ocağı yakarsın kabı ateşın ustu-
ne oturtursun, su kaynamaya başladıktan sonra bekler-
sın
Ne kadar?
Ister beş ıster on dakıka bekle fark etmez
Kaysı yumurtada ış daha guç
Zamanlamagereklı
Kaysı yumurta ne rafadan yumurta gıbı sulu ne lop
yumurta gıbı katıdır ıkısı arasındakı kıvamı bulmak ıçın
su kaynadıktan sonra kaç sayacaksın?
Temmuz sıcağında ınsan beynı ya rafadan yumurta
gıbı sulanıyor ya lop yumurta gıbı katılaşıyor Sıcak bır
kez başa vurdu mu kıvamını bulmak guç1
Dun bızım
medva kaysı yumurta pışırmek ısterken kıvamını kaçır-
mış kabuğu soyulmuş lop yumurta gıbı cascavlak orta-
ya çıkmıştı butun gazetelenn bırıncı sayfaları karbon
kâğıdıyla kopyası çıkarılmış sınav kâğıtlarına donmuş-
tu
Nıçın?
Nedenını mçınını fazla karıştırmaya gelmez temmuz
sıcağının cılvesıyle olacak manşetlerde Turk mucı-
zesı nden dem vuruluyordu Başbakan Çıller yaratmıştı
bu mucıze yı1
Ancak Tansu Hanım uyarıyordu
Ş/marmaya//m'
öyle ya halk mucızeyı gorunce çoluk çocuk sokaklara
fırlayıpgobekatabılırdı sevınçtenzıl takıpoynayabılırdı
IMF nın programını uygulamakta mucıze yaratan Baş-
bakan, herkesı serınkanlılığa çağırıyordu
Anlaşılan temmuz sıcağında ınsanın beynı gerçekten
kaynar sudakı yumurtaya donuşuyor
Ama rafadan mı?
Kaysı mı?
Lop mu?
•
Meclıs bugun toplanıyor
Gundem
Başbakan tn malvarlığı
1
Cocuklarının guvencesı ıçın ABD ye yatırım yapan
alışveriş merkezı otel vılla satın alan Çû\er IMF saye-
sınde mucızeler yaratırken Meclıs ne yapacak?
Doğrusu bu sıcakta ınsan ne yapacağını şaşırıyor
cumhurıyet tanhınde boylesıyle hıç karşılaşılmamıştı
bır halk ekonomık bunalım altında ezılırken başbakan
Amerıka ya yatırım yapıyor mılletvekılı bu başbakanı
desteklerse ne olur? Mıllıyetçı mılletvekılıyse ya da sol-
cuysa veya sosyal demokratsa kımlığıne ne yazar?
Kışılığının sıcılıne hangı damgayı vurur?
Cumhurıyet tanhınde boylesıyle hıç karşılaşılmamış-
tı
Diiııo Ratelais
BULENT ERKMEN ABIDIN DINO ARA GULER YU-
NUS KORAY RAŞjH NURI İLERİ ONAT KUTLAR
NÂZIM HIKMET GÖKŞİN SİPAHİOĞLU ORHAN
VELİ İSMAYIL HAKKl'BALTACIOĞLU HÜSAMET
TİN BOZOK SELÇUK DEMİREL SUPHI NURI İLERİ
BENNU GEREDE ILHAN SELÇUK ENİS BATUR J
BERGER J. F. REVEL VASQUEZ DE SOIA G. DORE
FERHAN ŞENSOY YAVUZ
PEKMEN TURGUT ÇEVIKER
NECATİ ABACI CIHAT HA
ZARDAĞLI MURAT KARA-
YALÇIN MEHMET A BIRAND
TAN ORAL ERIM GOZEN
ALİ MURAT ERKORKMAZ
METIN ÜSTUNDAĞ
Ek: Bir Abidin Dino Karikaturu
4 Sayı Yaz 199^'u gordünüz mü?
Dagıtıra \ apılan Kcntİcr \ i r \dapazan, \ ı r \gn V\ ^ \k9chir toı^ J Ankara.
\ \rdahan. V n \>dın Hıt Balıkcsir ii W K Bingoi, B ı LS Bodram tk>! Bur
dur i Çanakkalc rk Çorum ÎVni7 Di^arfoakır bd T\V Flayıg, E'zınt n Erzu
rum l k •< Fatsa K I t. Gazıantep Oırtvn Hatay l£dır Isparta, Nkenüein tstanbuL
Kahramanmaraş N r Kars Ka-î 1 TI -\ Kayscn K T nkjW KuklartU, K r^l
kocacli. K r\ Kutah>a. M a \ Manisa. M r n Marmans Mc -1 Mugla, M
\ ı, ı- Of < r I Rızr *»jrnM n Sıvas ^ r Stnop v t. Tarsus Tek r0 fi Tolut Tr t
Tuncclt, t t L-şak. L n\t Van ^ v \ozgat, /* n^uMjk.
Guldlkcn \\ v \\\ k Mızjh K ll ır Dt-ru ^ Yazışma VİresL t Idıken [V J,IM F K. 4_
!M ır \ h Ml M\SBIL 1<-leU n L -1 +U M -»M. 1 Tflesckrcter Fjk> { 2\b i H *0
Fryatı. l > O TL Kbone BcdeiL
Gencl Daj^ıtım. B t k ^ n ü \
İ U HHi TL
Merkezı Raxcte ba\ılerı\e satan huvuk kıtapçüardan ara>ınız
Dinsel gericiliğe
karşı...
AĞUSTOSTA
TUM BAYİLERDE
Altıok*tbH »&MSZ KEMALBT KULTt* n Ktf!*y MI£M
I
İSMETKEMAL
KARADAYI'dan
Yıne yenı ıkı kıtap
• Kadın Özgürlük Çağ ve Ölüm Uzerine Şiirler
(Broy Yayınlan 1994)
• Söz Gümüş'se - (Taşlamalar, Aforızmalar)
(Gerçek SanatYayınları, 1994)