Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ1994 PERŞEMBE
14 KULTUR
l.ULUSLARARASI ISTANBUL CAZ FESTIVALI
'Urikpiyanomm küçük pvensi'PetruccumiKfiltfir Servisi- "Lirik piyanonun
küçfik prensi" olarak da tanımlanan
Michel Petrucciani bu akşam yedili-
siyle birlikte Açıkhava Tiyatrosu'-
nda bir konser vermek üzere İstan-
bul'da. Gateway Üçlösü'nü oluştu-
ran, yıllar önce birlikte çaüştığı John
Abercrombie, Dave Holland ve Jack
DeJohnette'ten önce sahneye çıka-
cak olan Petrucciani'nin, konserin-
den sonra da Gateway Üçlüsü'ne
piyanosuyla eşlik etmesi bekleniyor.
Küçük yaşlardan itibaren bir kemik
hastabğjnın kurbaru olan çok kısa
boylu sanatçı için 1. Uluslararası
İstanbul Caz Festivali yöneticileri
özel bir piyano hazırlattı. Keyfi ye-
rinde olduğu zamanlar, konserlerin-
de çok hoş_ sürprizler yapan Petruc-
ciani'nin Istanbul'da neler yapa-
cağıru önceden kestirmek zor. An-
cak bu gece, biraz da eski dostlan
buluşturduğundan olsa gerek, dinle-
yenlerin konserden hoş izlenimlerle
dönmesini sağlayacak gibi.
Son albümü satış rekoru kırdı
Son albümü satış rekorlan kıran
Petrucciani, "Palais des Sports"da
görkemli bir konser verdi ve her za-
man olduğu gibi, bu konserinin
ardından da ilgi odağı olmayı ba-
şardı Fransa'da. Gazetecilerle ko-
nuşmayı pek sevmeyen Petrucciani
ile bir söyleşi yapmayı hedefliyoruz.
Ancak İstanbul'a gelmeden önce fo-
toğraf çektirmeyi, söyleşi yapmayı
reddeden sanatçıyı bizimle konuş-
maya ikna etmek pek de kolay ol-
mayacak sanınz. Biz de bu yüzden,
sanatçıyla Paris'teki konseri önce-
sinde Bertrand DicaJe'in yapmayı
başardığı ve Le Figaro gazetesinde
Milton Nascimento
Sürprizlerk
dolu Brezilya
gecesi
ERDEN StDAL
Uluslararası İstanbul Caz Festi-
vali 'nin Brezilya Gecesi'nde Açık-
hava'nın ilk konuğu Latin müziği-
nin en tanınmış şarkıcısı Milton
Nascimento ve grubuydu. Sanatçı
ilk kez geldiği fstanbul'da seyirciyle
bütünleşmekte güçlük çekü. Ancak
konserin sonlanna doğru atmosfer
değişti ve seyirciler de şarkılara
katıldı.
Sıcak, neşeli, hareketli Latin mü-
ziğini sevenlerin doldurduğu Açı-
khava'da umduklannı bulamayan-
kr konserin bitmesi beklemeden
aynldılar. Büyûk kısmı 'donuk' ge-
çen konserde atmosferi değiştiren
Silva ailesi oldu. Vurmalı çalgılar-
daki Vanderiei Silva ve iki oğlu,
sempatik hareketleriyle seyirciyle
sıcak bir bağ kurdu. Özellikle 'Baba
Sflva' bateri solosu sırasındaki mi-
mikleri ve taklitleriyle büyük alkış
aldı. Silva'nın aldığı alkışlar Milton
Nascimento'nunkilerden fazlaydı.
Jean 'Toots' Thietemans dün gece
küçücük bir ağız armonikasıyla ne-
ler yapılabilir sorusunun en gûzel
yanıtını verdi. Eskilerden bugüne
Brezilya ve dünya müziğini kay-
naştıran Toots Thielemans Brasil
Project sahnede 'bir müzik gnıbu'-
ndan çok, 'geniş bir aik' izlenimini
verdi.
Toots ve grubu, Nascimento'nun
donuk sayılabilecek konserinden
, sonra seyirci-
lerin kanını
kaynatu.
llerleyen
yaşına karşın
üstün bir
performans
gösteren To-
ots'un sahne-
deki en bü-
yük yar-
dımcısı Os-
car Castro
Neves'di.Ivanlins
Neves hem gitanyla Toots'a eşlik
etti hem de sunuculuk yaptı. Aynı
bir orkestra şefı gibi grubu yönlen-
diren Neves'le Toots'un uyumu ger-
çekten görülmeye değerdi. Bir
yıldızlar topluluğu izlenimi veren
Toots Thielemans Brasil Project'in
üyeleri kendilerini müzikleriyle
tanıtülar tstanbullulara.
Gecenin sunucusu Neves, To-
ots'u sunduktan sonra sahneye pi-
yanist Eliane Elias'ı davet etti. Elias
daha sonra yerini piyanist Ivan
lins'e bırakü. Lins grubun diğer
üyeleri gjbi sesi, yorumu ve sempa-
tikliğiyle tam puan aldı. Gitarist
Dori Caymmi ise duru ve yumuşak
sesiyle herkesi etkilerken, seyirciler
arasında bir fısıltı ve gülümseme
dalgası yayıldı. Bunun nedeni Cay-
mmi'nin söylediği şarkılann ve ses
tonunun, ülkemizde inanılmaz bir
bağmlıbk yaratan Brezilya dizileri-
nin jeneriİc müziklerini anımsat-
masıydı. Nascimento'nun grubunda
çalan Silva ve oğullan, Toots Thie-
lemans Brasil Project'e konser süre-
since eşlik etti. .
"Kendimi genelde
pek güvende
hissetmem. Bugün
yapabildiğim şeyleri
yann da yapıp
yapamayacağımdan
kuşku duyanm
sürekli. Aslında çok
sıkılan bir adamım,
ama bunu işimde dışa
vurmam. Entelektüel
bir müzik değil
benimki, basıt^
okunabilirve
insanlann kalplerine
hitap eden bir müzik
yapıyorum."
geçen hafta yayunlanan söyieşiyi su-
nuyoruz:
- Siz Fransız cazcıianıun en Ameri-
kanıydınız. Plaklanmz 'Blue Note'-
da yer aldı, caz dünyasının en saygı-
değer müzisyenJerinden birisiniz ve
Amerika'da yaşıyorsunuz. Neden
FransaVa döndünüz?
ÖnceİikJe kişisel nedelerden ötü-
rii döndüm Fransa'ya. "Blue Note"-
la olan maceramın da sonuna gel-
dim artık.
- Yeni bir projeniz var sanıyorum...
EveLstüdyomlabirliktebenimiçin
ideal yer olan banliyöde bir evde ya-
şamaya başlayacağım. Orada piya-
nom, bilgisayanm ve diğer aletlerim
için geniş yerim olacak ve genç mü-
zisyenlere benim deneyimimden,
aletlerimden yararlanma fırsatı tanı-
yacağım. Aynca gençler. evimde di-
ğer müzisyen arkadaşlarla tanışma
ve tartışma fırsatı da bulacak. Genç-
lere bizim yaparken öğrenmek zo-
runda kaldığımız şeyleri daha sis-
temli bir şekilde öğretmemiz gerekti-
ğini düşünüyorum.
- Müziğinizi dinlerken sirin SH
kmtılarından arınmış bir insan oldu-
ğunuzu düşünüyoruz ister istemez...
Kendimi genelde pek güvende
hissetmem. Bugün yapabildiğim
şeyleri yann da yapıp yapamaya-
cağımdan kuşku duyanm sürekli.
Aslında çok sıkılan bir adamım,
ama bunu işimde dışa vurmam. En-
telektüel bir müzik değil benimki,
basit, okunabilir ve insanlann kalp-
lerine hitap eden bir müzik yapıyo-
rum.
- Son yıllarda büyük bir gelişme
icindesiniz."
Yaptığım müzik her zaman söyle-
mek istediklerimle örtüşmüyor. On-
celeri çok dalıa fazla çalışırdım. ama
bir şey söylemek gjbi bir amacım da
olmazdı.
- Teknik güçlökJer olabildiğince az
hissediliyor sizi dinlerken,
Bu çok normal. çok çalışma ve
çaldığınız alete alışmış olmak -ben
yirmi yıldır piyano çalıyorum- ge-
nelde olayın özüyle kesin olanla ilgi-
leniyorum. Oscar Peterson ve Keith
Jarrett'i dinlediğinizde bu kesinliğin
müziklerinin aynlmaz bir parçası ol-
duğunu fark edersiniz.
- OnJardan etkilendiniz mi?
Ben tam bir hırsızım! Herkesten
etkilendim. Jimmy Rovrles, Miles
Davis, Wes Montgomery, Chick Co-
rea, Art Tatum, Herbie Hancock,
Jellv Roll Morton, Lester Young,
Ben VV'ebster, Enrol Garner, Theloni-
ous Monk, Tal Farkm. Count Basie,
Duke EUington. herkes!
- Çok çalışıyorsunuz, değil mi?
Bunun bir sırn yok, esin perisi de
uydurma. Çocukken sabah saat do-
kuzda piyanonun başına oturur-
dum, annem saçlanmdan çekerek
beni kaldınr, zorla yemek yedirirdi.
Sonra akşama kadar yine piyano
çalmaya devam ederdim. Akşam ye-
dide, yemeğimi yemiş olurdum,
ardından çalmaya devam ederdim.
Derslerime ve kişisel ilişkilerime za-
rar vermesıne karşın, 15 yıl boyunca
bu çalışma temposunu sürdürdüm.
Ben yetenekli değilim, yalnızca tüm
zamanımı piyanoma adadım.
-Yaşimdi?
Şimdi 31 yaşındayım, yeni sorum-
luluklanm ve zevklerim var. Örne-
ğin çocuklanmla ilgilenmek beni
çok mutlu ediyor. Bunun da müzik
İcadar önemli bir şey olduğunu dü-
şünüyorum. Ama kendime ayırabi-
leceğim yalnızca iki dakikam bile
kalsa piyano çalmaya devam edece-
ğim.
- Hala, beste yaparken ya da piya-
no çalarken kendinizi bakir, yeni his-
sedebiliyor rausunuz?
Kendimi hiçbir şey yapamadığım
zamanlarda yeni hissediyorum. Ge-
çen yıl, birgrupla birlikte çalmaktan
sıkıldığımı fark ettim. Böylece yeni
bir dünya keşfettim: "Solo piyano."
Ama bu da bir ay, iki ay sürebilir an-
cak. Çok sıkıcı. tam bir depresyon
durumu. Birdenbire parmaklannızı
tuşlarda gezindiriyorsunuz ve
karşınıza yepyeni bir şey çıkıyor.
Bir tebessümle gözyaşı arasında...ASUMARO
Salı gecesi büyük bir müzik ustası
geçti Istanbul'dan...Zaman zaman
duygulandırdı, hüzünlendirdi, zaman
zaman coşturdu izleyenleri. Sıcacık ki-
şiliğinin tüm yönlerini ortaya koydu
sahnede sanki. Yanm asırdan fazla sü-
redir çaldığı armonikasında dünyanın
tartışmasız en büyük ismi olan Belçi-
kalı Toots Thielemans. son derece sade
bir insan. Bugüne kadar "The Brasil
Project" adlı iki CD için bir araya gel-
diği Brezilyalı müzisyenlerle şimdi de
18 konserük bir tumede olan Toots,
tumenin onuncu konseri için Istan-
bul'daydı.
Topluluk üyeleriyle yaşadığı duygu
birliği ve yoğunluğuydu konseri unu-
tulmaz kılan. Kendisiyle İstanbul'a
geldiği ilk gün konuşma olanağı bul-
duk. 72 yaşındaydı Toots ama sanki
17 yaşında bir delikanh vardı karşımı-
zda ve müziği ilk basladığı günkü ka-
dar heyecanlıydı. Olanca enerjisi, iç-
tenliğiyle sorulanmızı yanıtladı:
-Siz gitar da çalıyorsunuz ama asıi
finünüz ağız armonikası üzerine. Bu
enstrümanla nasıl taıuştımz?
Ben müziğe üç yaşındayken akorde-
on çalarak başladım. Hiç müzik eğiti-
mi almadım. Brüksel Üniversitesi'nde
matematik okuyorken hastalandım
ve dersleri bırakmak zorunda kaldım.
O sırada gittiğim bir fîlmde armonika
gördüm ve kendi kendime eğlenmek
için bir tane aldım.
Armonikayı sevenler vardır. Ama
kimileri de sevmez, müzik aleti değil
oyuncak oiduğunu düşünürler. Ben
üzerinde düşünmedim. ne geleceği dü-
şündüm, ne parayı düşündüm. Çal-
mak için çaldun, gerisi kendiliğinden
geldi. Neden armonika çaldım, bilmi-
yorum. Kaderle ilgisi var galiba, yuka-
ndan birisi "Sen armonika çalacaksın,
caz müzigi yapacaksuı" dedi sanki.
Ben biraz kaderciyim. Elimden geleni
yapanm ama kadere de inanınm.
Çünkü, yaşamımdaki tüm karşılaş-
malar, tüm önemli olaylar hep öylesi-
ne, tesadüfen oldu.
- Profesyonel olarak müziğe ne za-
man başladınız?
Armonika çalmaya başladığım ta-
rihlerde cazı keşfettim. Ardından gitar
geldi. Profesyonel olmayı düşünmü-
yordum, ama oluverdi. Oldukça geç
yaşta oldu aslında. 1945-46 yıllannda
hemen hemen profesyonel olarak mü-
zik yapmaya başladım diyebilirim.
1948'de Amerika'ya gittim, öylesine
Toots Thielemans(altta), Oscar Castro Neves ile müthiş uyum sergiledi.(Fotoğraflar: GARBtS ÖZATAY)
turist olarak. New York'ta bir caz ku-
lübünde bir emprezaryo beni dinledi,
ona bir plak gönderdim, o zaman
daha kaset yoktu. Orkestra şefı Benny
Goodman dınlemiş ve böyle başladı
her şey-
- Pek çok değişik türde müzik yapan
sanatçılarla çalışmışsımz...
Evet. beni bir mulfakta düşünebilir-
siniz. Tuz var, biber var, pek çok deği-
şik tat var ve ben onlan bir araya geti-
riyorum. Hepsinden biraz. Ama müzi-
ğimde hep bir lirizm var. Benim ağırlık
merkezim. caz. Birlikte çaldığım. tur-
neye çıktığım bir kuartetim var. On-
larla caz yapıyorum.
- Brezilya müziğiyle nasıl taıuştınız?
Brezilya müziğiyle yaşayan ilk te-
masım, 1972'de şarkıcı Elis Reeina ile
oldu. Stockholm'deyik, kar yağıyor-
du. inanılmaz bir soğuk vardı. Birlikte
bir plak yaptık. Bu, benim için Brezil-
ya kapısmdan içeri ilk adımdı. Daha
sonra devamı geldi. Quincy Jones için,
bu konserde de birlikte çalacağım Ivan
Lins'in "Velas" adlı parçasını çaldım.
Bu, onunla ilk karşılaşmam oldu.
Daha sonra Brezilya'ya caz müzisyeni
olarak gittim. Rio'daki, Sao Paolo'-
dakı caz festivallerine katıldım. Tabii
ki Brezilya müziğini çok seviyorum.
Melodik ve armonik yapısı çok farklı.
anlatması çok güç. Bir yandan çok
yumuşak. duygulu, diğer yandan ise
şeytani bir yanı var. Birçok müziğin
kökeni Afriİca'ya dayanır. Kökü Afri-
ka'da olan bu bitki Kuzey Amerika'ya
dikilmiş, caz, blues. salsa ortaya
çıkmış. Bir de Brezilya müziği üzerin-
de Portekiz dilinin büyük etkisi var.
Portekiz diliyle müzik arasında bir
evlilik olduğunu düşünüyorum, mü-
zikleçok iyi bütünleşiyor. Yani Brezil-
ya müziğini seviyorum, nedeni >ok.
Bunun nedeni olmaz ki, seversiniz.
Van Gogh'u. Picasso'yu sevmek gibi
bir şey. Yaşamda güzel olan da bu.
Kendini bırakmak. Ama sıradaki
plağını. caza daha yakın olacak. Adı
"Toots East. Toots West"
- Enstrümanımzla aranızda nasıl bir
duygu var? Neler hissediyorsunuz?
Vaklaşık 55 yıldır birlikteyiz. Hobi
gibi başlamıştı ama bu noktaya gel-
dim. Kendi kendime, armonika için
konservatuvar yoktu tabii. Sanıyo-
rum ki armonikayla cazı birleştiren or-
tak bir dil buldum. Armonika ınsana
öylesine yakın. küçücük bir enstrü-
man kL.Sesin insana en yakın çıktığı
enstrüman o. Piyanoda, saksofonda
sese o kadar yakın olamıyorsunuz.
Aynca iyi de bir arkadaş çünkü. eğer
uyuyamamışsanız sabahın dördünde
bile çalabilirsiniz. Ben gelince otel
odasında çaldım, kimse de rahatsız
olup kapıma dayanmadı...
- Brasil Project fikri nasıl ortaya
çıkrı?
Brasil Project fıkri, Los Angeles'tan
iki müzisyenden çıktı. Biri şu anda bu-
rada. Oscar Castro Neves. diğeri de
Miles Goodman Bana, "Brezilyalılar-
la bir plak >apmalısın" dedıler. "t)i
ama hangi Brezilyalılaria?" dıye sor-
dum. ısımleri sayınca çok şaşırdım.
"Ama bu olanaksız. bunlar Brezilya'nın
en bü>ük müzisyenleri, kabul edcrler
mi?" derken. ola> gerçekleşti. Kayı-
tlan Rio'da. Los Angeles'ta ve New
York'ta gerçekleştirdik. Çünkü, ben
çok yolculuk yapıyorum. onlar da
öyle. Bu durumdabir yerlerde buluşup
plağımızı yaptık.
- Caz müziğiyle Brezilya müziği
arasında ne gibi ortak noktalar >ar?
Gerçekten çok farklı iki müzik türü.
Ama iki ortak nokta var, armoni ve
melodi. Tüm farklıbklara karşın. san-
ki paralel olarak akıp da bir noktada
buluşup tekrar aynlan iki nehir gibi
caz ve Brezilya müziği.
- Siz çok sık uzun tumelere çıkıyor-
sunuz. Konserierde insanlarla ounayı
se>iyor musunuz?
Benim yaşımda bıri için eğlenceli bir
şey. Biraz rahatsızım ama birlikte
çahştığım. benden hiç de yaşlı olma-
>an pek çok kişi yok şimdi. Charlie
Parker benden gençti. Chet Baker, Bill
Evans, Jaco Pastorius. hep benden
gençtiîer. Ve ben hala buradayım.
Inanıvorum ki, 'Yukanda beni seven
biri var'. Kadere minnettanm ve de-
vam etmek de istiyorum. Hala baş-
ladığım günkü kadar heyecan du-
yuyorum. Çalışıyorum, herkesın
yaptıklannı izliyorum, yeni şeyler öğ-
reniyorum... Ve hala yaşıvorum.
-Bugüne kadar yaptıklannızdan
memnun musunuz?
Evet ama daha bitirmedim. Ne yap-
mak istedığımi de bilmiyorum, kesin
planlanm yok. Planladığım şeyler ge-
nelde gerçekleşmedi. Bu yüzden ka-
derciyim di\orum ya...
-Bir söyleşide kendinizi 'Bir tebes-
sümle bir gözvaşının ortasında bir yer-
de>im' diye tanımlamışsınız...
Evet evet. gazetecı 'Toots kendini ne-
rede tammlar?* diye sormuşru. Kendi-
mi bir tebessümle bir gözyaşının or-
tasında tanımlıyorum. Brezilya müziği
de orada, blues da orada. Ben böyle-
yim, maço değilim. Blues da maço de-
ğildir. zaman zaman ağlar. neşeli dc
olur ama hüznü de yadsımaz. Benim
müziğim bu. Çok fazla üstün yanım
yok. Ama bir özelliğim varsa. o da
bu...
Kültür
Bakanlığı,
Gökçek'i
mahkemeye
verecek
ANKARA (Cumhuriyet Bûroso) •
Kültür Bakanlığı iie Ankara Ana-
kent Belediyesi arasında, Atatürk
Kültür Merkezi'ne (AKM) ilişkin
ortaya çıkan anlaşmazlığı, yargı
çözecek. Ankara Anakent Beledi-
yesi'nin, AKM alanı icindeki Anka-
ra Sanat Kurumu'na tahsis edilmiş
eski Göl Gazinosu'nu boşaltması
üzerine, Ankara Valiliği'ne başvu-
ran Kültür Bakanlığı yetkilileri,
yanıt alamadıklan için yargı yoluna
başvuracaklannı açıkladılar.
Ankara Anakent Belediye Baş-
kanı Gökcek'in, Ankara Sanat Ku-
rumu'na tahsis edilmiş olan eski Göl
Gazinosu'nu zabıtalar aracılığıyla
işgal etmesi konusunda, Cumhuri-
yet'e açıklama yapan Kültür Ba-
kanlığı yetkilileri, Gökcek'in binayı
işgali için gösterdiği gerekçelerin hu-
kuki dayanaktan yoksun olduğunu
söylediler. Atatürk Kültür Merkezi
Alanı kullanım hakkmın Ankara
Anakent Belediyesi'ne ait olduğunu
ileri süren Gökçek'i, tıukuku bilme-
mekle' suçlayan yetkililer, işgalin
dayandığı Milli Komite Karan'nm
yapılan idari işleme gerekçe oluştu-
ramayacağını söylediler. Milli Ko-
mite'nin statüsünü düzenleyen ka-
nuna dikkat çeken Kültür Bakanlığı
yetkilileri, komitenin, Kültür Ba-
kanlığı üzerinde bir kuruluş ol-
madığını ve komitenin AKM alanı-
na ilişkin yönetim ve uygulama yet-
kilerini bakanlığa verdiğini belirtti-
ler. AKM'ye ilişkin devlet örgütlen-
mesinin. Bakanlık içinde kurulan
'Atatürk Kültür Merkezi Tesisleri ve
tşletmekri Müdürlüğü' ile tamam-
landığını savundular.
Kültür Bakanlığı, Ankara Ana-
kent Belediyesi. zabıta aracılığıyla
işgal ettıği ve Ankara Sanat Kuru-
mu'nun kullandığı eski Göl Gazino-
su'nu da kapsayan AKM alarunda
kapsamlı bir kültür merkezi kur-
mayı planlıyor. ön çabşmalan ta-
mamlanan alana ilişkin Ankara
Anakent Belediyesi'nin ortaya koy-
duğu planlarsa spor merkezlerinin
yapılmasını öngörüyor. Aynca
Gökcek'in seçım öncesi verdiği söz-
ler doğrultusunda AKM alanı için-
de kültür ve sanat işlevlerine aynl-
mış olan yapılardan bazılannın, be-
lediye tarafından kiralanmak üzere
televizyon stüdyosuna dönüştürüle-
cek olması, Kültür Bakanhğ^'nı ha-
rekete geçirdi. Yetkililer. belediye-
nın AKM alanı içinde bulunan
önemli olan yapılann ve alanlann
Yant geüri sağlamak amacryla' işgat
edilemeyeceğini söylediler.
Efes Antik
Tiyatro'mn
oıummı
festivaHetkiledi
İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
su) - İzmir Kültür Sanat ve Eğitim
Vakfı (ÎKSEV) Başkanı Filiz Sar-
per Eczacıbaşı. 8. Uluslararası
İzmir Festivali'nde yaşanan en
büyük olumsuzluğun Antik Efes
Büyük Tiyatro'nun kullanılama-
ması ve mekan sorunu nedeniyle
büyük prodüksiyonlann getirile-
memesi olduğunu söyledi.
Festivalde Natalie Cole'un kon-
seri de Antik Efes Büyük Tiyat-
ro'nun konserlere kapalı olması
nedeniyle iptal edilmişti. Sarper,
"Özellikle kapalı mekanlarda yer
alan etkinliklerde doluluk oranı
olumluydu. İzmirli sponsor ve sa-
natseverler festivale sahip çıkö"
diye konuştu. Bu yıl festivale yak-
laşık 200'ü yabancı 350 sanatçının
kauldığını belirten Sarper. şunlan
söyledi:
"Bu yıl etkinliklerimizi Kültür-
park Açıkha\a Tiyatrosu, AKM,
Sabancı Kültür Merkezi ve Hü-
ton'da gerçekieştirdik. Önümüzde-
ki yıl gerek Antik Efes Tiyatrosu'-
nun hizmete gireceğini >e gerekse
ülkemizin içinde bulunduğu koşul-
ların kısmen düzelecegini umuyo-
ruz. İzmirli sanatseverlerin karşısi-
na gelecek yıl çok daha zengin bir
festival programıyla çıkacağız."
'Eski Dostlar' bu gece bir arada
Kültür Servisi -1. Uluslararası Caz Fes-
tivali 'nde bu akşam da "Eski Dostlar Ge-
cesi"nde John Abercrombie (gitar), Dave
Holland (bas). Jack peJohnette'den (da-
vul) oluşan Gatevvay Üçlüsü ve "lirik Pi-
yanonun Küçük Prensi" Michel Petrucciani
Açıkhava Tiyatrosu'nda cazseverlerle bu-
luşacak./'Eski Dostlar" gecesi çünkü, Ga-
teway Üçlüsü'nü oluşturan sanatçılar ve
Michel Petrucciani'nin yıllar önce birlikte
çalışmış.
Gateway Üçlüsü'nü oluşturan sanatçı-
lann hepsi dallannda birbirinden başanlı
sanatçılar. Gitarist John Abercrombie, 14
yaşında gitar çalmaya başladı ve daha son-
ra Boston'daki Berklee Müzik Okulu'na
girdi. New Yorklu Dreams grubunu kur-
ma aşamasında olan Mkhael ve Randy
Brecker kardeşlerle tanışan sanatçı, Dre-
ams'in Columbia plak şirketi tarafından
çıkanlan ilk albümünde yer aldı. Bir kaç
yıl içinde New York'ta en çok tutulan
stüdyo müzisyenlerinden biri olan Aberc-
rombie, Gü Evans, Gato Barbieri, Barry
Miles ve daha birçok müzisyenin albüm
kayıtlannda yer aldığı gibi, Chico Hamil-
ton Grubu'nun da bir üyesi oldu. Jan
Hammer ve Jack DeJohnette'in de yer al-
dığı "Timetess" albümü çıkü ve bu albüm
eleştirmenler tarafından büyük ilgi gördü.
1975'in kasım ayında Abercrombie. De-
Johnette ve basçı Dave Holland'ın ilk or-
tak çalışması olan "Gateway" albümü pi-
yasayaçıktı.
Grubun ikinci albümü olan "Gateway
2" ise 1978 yılında piyasaya sürüldü.
Yıllardır çıkardığı başanh albümlerle adı-
ndan övgüyle söz ettiren Abercrombie, caz
dünyasında gitaristliği dışında aktif bir uz-
man ve eğitmen rolü de üstlenmekte. John
Abercrombie. gelişen teknolojilerle, caz
standartlanna dayanan geleneği birleş-
tiren bir caz gitarisü olarak özgün bir sese
sahip.
Dave Holland ise gitar, piyano, bas gitar
çalıp besteler yapsa da bir kontrbascı ve
çellocu olarak uluslararası bir şöhrete sa-
hip. Profesyonel kariyerine 1961 yılında
bir pop grubunda bas gitar çalarak baş-
lamış olmasına karşın, Holland'ın kontr-
basa geçmesi fazla zaman almadı. Okulda-
ki dört yıl boyunca Kenny Wheeter, Evan
Parker, John McLaughlin, John Surman
ve John Taylor gibi birçok genç yetenekle
birlikte, îngiliz caz sahnesinde kendini
göstererek yeteneklerini geliştirdi. Jack
DeJohnette'le taruşması da bu yıllara rast-
lar. Sanatçı. 1968 yılında Londra'daki
efsanevi Ronrue Scott Klübü'nde çalışı-
rken, kendisini dinlemeye gelen Miles Da-
vis'ten grubuna katılma teklifi aldı.
Bu akşam davulda dinleyeceğimiz Jack
DeJohnette de, Chicago'da bulunduğu
süre içinde, 'Güney Yakası'nın blues grup-
lanndan, AACM gibi avangard topluluk-
lara kadar çok çeşitli ortamlarda calıştı.
Kazandığı bu deneyimlerin eıkilerini tüm
meslek yaşamı boyunca taşıyan Jack De-
Johnette, gerçekten de "çok yönlü" ve
"çok boyutlu" tammlannın hakkmı veren
bir müzisyen olmayı başardı. 1969'dan
1972'ye kadar Miles Davis ile yaptığı çalı-
şmalar DeJohnette'in müzik yaşamında
derin izler bıraktı.
Bir davulcu için müthiş bir çeşitlilik ve
duyarlılığa sahip olması bakımından çok
aranan bir müzisyen olan DeJohnette, Ke-
ith Jarrert, John Abercrombie, Pat Met-
heny, Ralph Tovvner ve Jan Garbarek gibi
yenilikçi diğer cazalarla birlikte çalışıp al-
büm kayıtlannda yer aldı. Specıal Editi-
on'm en son albümü "Irresistible Forces"
da aslında Jack'in bu yaraücı gücünün bir
uzanüsı.
VARLIK DERGISI
ABONE KUPONU
Adı, Soyadı
Adresı
Postakodu Telno
Doğum tanhı Mesteğı _
Yıllık abone bedelı 350.000 TL'yi 119822
no'lu posta çekı hesabınıza ' Iş Bankası Ca-
ğaloğlu Şubesı 158719 no'lu hesaba yatır-
dım Makbuz totokopısı ılışıktedır Abonelı-
ğımın başlatılmasınt nca edıyorum
TEMMUZ Ayı OZEI DosyAsı:
SİVAS'I UNUTMAYALIM!
Fellini için gerçek bir film öyküsü: Yanık temmuz günlenY
Adnan Satıcı
Metin Altıok'un şiiri ipek ve kılabtan ile işli / Sennur Sezer
Sevgili Asım Abi, şimdi kitapların 72 sahi! / Hüseyin
Alemdar
Bir iletişim biçimi olarak cinayet / Mustafa Ziyalan
Behçet Aysan'a / Eren Aysan
*
YAŞAR NABİ NAYIR GENÇLİK ÖDÜLLERİ
*
90 YAYINCI, KİTABEVİ VE DAĞITIMEVİNDEN
KAMUOYUNA DUYURU: "Ülkesi ve mılletiyle bölünmez,
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olan T.C.
aleyhine propagandayı içeride ve dışarıda kimler, nasıl
yapıyor?
VARLIK 61 YILDIR VAR! Her ay, edebiyat ve kültür
gündeminden özel bir dosya O usta kalemlerden
yazılar o dünyaya açılan pencere O kitap eki O krtap
kulübü bülteni ile bayinizde...
VARLIK YAYINLARI A.Ş. Cağaloğlu Yokuşu 40/2
34440 İstanbul - Telefax: 522 69 24 - 512 95 28