Katalog

Cumhuriyet İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkava • Geneİ Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Yazıişleri Müdürleri: İbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) •HaberMerkezi Mü- dürü: Hakan Kara Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomi: Abdurrah- man Yıldınm • Istihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören 9 Spor:' Abdülkadir Yücebnan • Dü- zeltme: Abdullah Yazıcı Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- vanNo:125, Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 (7 Hat). Telex: 42344, Fax: (4)4195027 •İzmır Temsılcısı: Serdar Kızık, H.Ziva Blv. 1352 S.2 3 Tel:4411220 Telex: 52359. Fax: 44191! 7 «Adana Temsılcısi Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 352255O-35226O1-3522492. Telex. 62155, Fax: 3522570 MuesseseMudürü. ErolErfcııt •Koordınatör Ahmet Koruban • Muhasebe Bûknt Yener • Idare Hüseyin Gürer •tşletme ÖnderÇetik • Bılgı-İşlem Nail Inal • Bıljpsayar Sıstera: Mûrüvet Çiler •Reklam: Reha Işıtman Yg) ımla> an ve Basan: Yeni Gun Haber Ajansı. Basm\e Yaşıncılık A Ş TufkocagjCad 39 41 Cagaloğlu 343341si PK 246IstanbülTel (0 212i512 0505 l20hat>Tele\ 22246.Fax (0 212)5138595 5HAZİRAM994 İmsak: 3.29 Güneş: 5.26 Öğle: 13.07 İkindi: 17.06 Akşam: 20.38 Yatsı: 22.27 Truva ödülleri dağıtıldı • İSTANBL L(AA) - Truva FolklorveAraştırmalan Derneği'nce düzenlenen " 1994 Truva KültürveSanat Ödülleri". dün akşam İstanbul Devlet Tiyatrolan Taksım Sahnesi'nde düzenlenen bir törende sahiplennedağıtıldı. Törende, "Atatürkçülük" ödülü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı'ne, "•Çağdaş Halk Müziği" ödülü. Volkan Konak'a. "Edebiyat" ödülü Bülent Oran'a, "Halk Bihm" ödülü Doç. Dr. Fikret Değerli'ye, "resim" ödülü Ruhsan Akil'e, "şiir" ödülü Tevfik Taş'a. "tiyatro" ödülü Cihat Tamer'e ve "Halk Müziği" ödülü ise İclal Akkaplan'a verildi. Turkuaz renkli denizler • ANKARA (AA)-Hollanda'da yayımlananDITadlıSeyahat Ticaret Dergisi"nin su sporlan özel sayısında. "Türkiye'nin turkuaz renkli denizleri çok sayıda turisti kendineçekıyor" başlıklı bir haber yayımlandı. Haberdeşöyle denildi: "Fethıye'ye yakın bir koy olan Ölüdeniz bir resim kadar güzel. Gulet adı verilen ahşap teknelerle herhangi bir liman veya marinadan başlanılarak, Türkiye'nin her an değişen güzel manzaralara sahıp kıyılannda güneş ışığı altında seyahatler yapabilirsiniz."Guletlervebu kıyılara turdüzenleyen Holland International veTussok Cruisins fırmalan ile ilgili bilgılerin yer verildiği haberde. aynca. Bodrum vecivanda tanıtıldı. Verem yeniden tırmanıyor • ANKARA (ANKA)-Tıp alanındakı gelişmelerle birlikte kolayca tedavı edilebilen eskinin ölümcül hasıalığı verem. tüm dünyada yeniden tırmanışa geçti. Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre yirminci yüzyılın son lOyıhnda 30milyon verem kurbanı beklenırken. veremın yeniden artmasında, veremle mücadelenin gevşemesi, bakteri direnci. beslenme eksikliği. AIDS"in yolaçtığı bağışıklık eksikliği. kötü sosyo- ekonomik koşullar sorumlu tutuluyor. Ayşe Baysal ödülleri • ANKARA (AA)-Ayşe Baysal ödülü sahipleri belli oldu. Ödüle Dr. Neslişah Rakıcıoğlu. Dr. Muhyettin Tayfur. Dr. Jale Yüceman tarafından yapılan üç ayn araştırma layık görüldü. Hatiboğlu Yayınevi Müdürü Güleser Hatiboğlu. yayınevinin ikiyılda bir40yaşınaltındaki araştırmacılara Prof. Dr. Ayşe Baysal ödülü verdiğini belirterek. "Seçici Kurul bu yıîüç araştırmayı aynı değerde bulduğu için ödülü üçü arasında paylaştırmıştır" dedi. Zeytinburnu çevre festivali • İstanbul Haber Servfei- Zeytinbumu Belediyesi 1. Uluslararası Çevre Festivali kapsamında düzenlenen •'Zeytinburnu Çevre Sorunlan ve Çözum Önerileri" konulu bir panelin açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Adil Emecan, çevre konusuda bazı çalışmalar başlattıklannı belirtti. Emecan, "En önemli çalışma oiarak, halkın eğitilmesini ve çevre konusunda duyarlı olmasını sağlayacak projeleri görüyoruz" dedi. Mimarlar Odası adına konuşan yüksek mimar Übe>d Devrim de kentlerin gecekondulaşarak oluşmasını ilk hata. gecekondulaşmaya iyi gözle bakmanın ise ikinci hata olduğunu belirtti. Ekonomik poKtikalarda çevre faktörüne yer verilmemesi tahribatm her geçen gün artmasma neden oluyor Çevre,sanayiye yenik düşüyorASUMAN ABACIOĞLU BEHZATŞAHtN Geüşme sancıfan içindekı Türkı- ye. birçok gelişmiş ülkenin "iş işten geçtikten sonra" farkına v anp gider- meye çalıştığı çevre sorunlanyla iç içe. "Sürdüriilebilir kalkınma" kağıt üzerinde yazıldığı kadar kolay ger- çekleştirilemıyor. Sanayileşme \e çevre ikilemi arasında bir denge oluşturulacağı yerde çevre gözardı ediliyor. Türkiye'de çevre onulmaz yara almanın eşiğinde. Hükümet dışı örgütlenn. duyarlı insanlann baskısıyla kimi zaman alınan olum- lu sonuçlar umut verse de "çevre" faktörünün ekonomik politikalarda yer almaması, tahribatın her geçen gün artmasma neden oluyor. Soluduğu havadan oksijen yerine zehırli gazlar alan. ıçtiği suya artık güvenemeyen, denizin mavisine. or- manın yeşıline hasret. attığı çöpte boğulan. yaşadığı kentın çarpıklığı- ndan ruh sağlığı olumsuz etkılenen her insan. çevrenin "hetnen, şimdi" kurtanlmasmı istiyor. Türkiye'de "çevre"ye şöyle bir göz atmak. durumun acilıyetini or- ta> a koymaya yetiyor. Yaşamın "olmazsa olmaz" unsur- lanndan toprak. altımızdan kayıp gıdiyor. Kırsal Çevre \e Ormancılık Sorunlan Araştırma Derneğı Baş- kanı Doç. Dr. Yücel Çağlar. Türki- ye'nin hızla çölleştığine dikkat çekı- yor. Bir yandan yurt savunması gündeme geldiğınde "bir karış top- rağın bile verilmeyeceği'" söylemi dil- lerden düşmezken, Türkiye'de eroz- yon nedenıyle her yıl Kıbns büyük- lüğünde toprak parçası denizlere ve akarsulara doluyor. Türkıye verimli alanlannı hızla yitiriyor. Uluslara- rası ölçütlere göre bir yılda kilomet- rekareden erozyon sonucu taşınan toprak miktan 194 tona ulaştıgında "şiddetli" erozyondan söz edildiğini anımsatan Çağlar. "Bu miktar Türkiye genelinde nedir, biliyor mu- sunuz; tam 487 ton" diye sorunun büyüklüğünü aktanyor Kentler soluksuz Yaşamın olmazsa olmazlanndan hava ise bir başka sorun yumağı. İstanbul. İzmir. Eskişehir, Bursa. Adana. Kavseri. Gaziantep. Kocae- lı. Samsun. Zonguldak. Trabzon. Erzurum. Dı>arbakır hava kırliliğı- nin yoğun olarak yaşandığj kentler. özeİlikle kış a>lannda soluksuz ka- lan bu kentlerde, sık sık kirlilik alarmı verilmeye başlandı. Kirlilik. özeİlikle yaşlılar ve çocuklann sağlığı üzerinde izler bırakıyor. Çevre mi enerji mi? Enerji gereksinimi nedenıyle ha- len gündemde önemli bir yer alan bazı projeler de çevrecilerle siyasiler ve bürokratlan karşı karşıva getiri- yor. Alternatiflerinin olduğu belirlı- len fakat devlet tarafından halen gündemde tutulan Gökova Termik Santralı, Akkuyu Nükleer Santralı gibı projeler de çevrenin geleceğini ipotek altında tutuyor. Doğal çevre- yi yok edeceği belirtılen Köprüçay ve Çoruh nehırleri baraj projelen de yoğun tepkilere neden oluyor. Su havzaları tehlikede Su havzalan ve sulak alanlar da kirlilikten payını alıyor, Doğal Ha- yatı Koruma Derneği'nden alınan bilgıye göre. Burdur Gölü, Ereğli Sazlıklan, Kocaçay Deltası, Yeni- çağa Gölü kısa vadede tehdit altı- nda bulunan yerler. İstanbul'dakı su havzalan ise sanayi ve evsel atı- klar nedeniyle zehir saçıyor. Akarsular ve göller de >oğun kir- lilikten payını alıyor. Sakarya Neh- ri. Porsuk Çavı. Melet Çayı. Kıalırmak, Yeşilırmak. Filvos Çayı, Simav Çayı, Menderes Nehri. Gediz Nehri hızla kirlenenlerin başı- nda geliyor. Manyas, Gölcük. Sa- panca, Küçük Çekmece, Büyük Çekmece. Karagöl ve Tuz gölleri de onulmaz yaralar alıyor. Denizler ölüyor Denizlere gelınce... Önlem alı- nmazsa artık balığıakvar>umda, te- miz suyu da bardakta görmek üze- re>ız. Denızlerimizin durumu da şöv le: Âkdeniz Üniversitesi Çevre So- runlan Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç.Dr. Tuncay Ne- yişçi, Akdeniz'in çevresinde 400 mil- yona >akın insan oturduğunu ve bunlara yaz aylannda yüz milyonu aşkın tunstin eklendiğini anımsata- rak. vanm mıl>an bulan bu insan topluluğunun kentsel ve sanayi atık- lannın yüzde 85'inin hıçbir antıma tabi tutulmadan doğrudan doğruya Akdeniz'e boşaltıldığını söyledi. Ege en temizi Egc denızı ise şu anda Türkıye'yi çevreyeleven denizler arasında en te- mizi görünümünde. Ancak vazlık konutlarveturistik tesislenn boşyer Fışırfışır ipekler, tiril tirilpamuklular, vualler, çiçekler, kat kat etekler... Romantikgüzeluyanıyor Ferri'nin son derece \ alın ama son derece şık ve romantik gri gece elbisesi NECLA SEYHLN ardır. Hergençkızın, herkadınıngönlünde bir romantik köşe vardır. Ama daha yüzeyde. ama dahaderinde... Hangi v olu seçmiş olursa olsun, hangi işte çalışırsa çalışsın, hangi yaşta olursa olsun, ne giyerse giysin, her kadının gönlünde bir romantik köşe. bir masal dünyası, bir uv uyan güzel vardır. Modacılar o güzeli uy andınrlar genç kızlann. kadınlann gönüllerinde. Zaman zaman. Hele darda kalınmışsa, hele bir şeylerden bıkkınlık gelmişse modada. çirkinlikler cana yetmişse hele. çare romantizmdedir. Birkapı aralar modacılar güzellikleredoğru. bir saf, bir taze. bir tadına doyulmaz rüzgareser modada. Hangi kadın duygusuz kalabilir böy le bir rüzgann karşısında?.. Ormanlarda değil, ama gönüllerde uyuyan güzeller uyanıverir. Modada şiir gelir gündeme. Bu yıl da öyle. Bir kaosun, bircurcunanın ortasında vualler. çiçekler, dilim dilim. kat kat etekler... Omuzlarda saçlar uçuşuyorgene. Ne güzel!.. Neler geliyor yaza bu yeni rüzgarla?.. Saçlarda çiçekler geliyor. Şöyleiliştirilmiş... Boyundakitasmakolyedebirçiçek...Kemerdede öyle... Ya da yakada ya da manşette. Bilekte bağlanmış bir fiyonk. Boyna dolanmış panlan uçuşan upuzun bireşarp... Birçiçeklikorsaj... Bir romantik. bol uzun kollubeyazgömlek... Birenlikorsekemer... Bir uzun kloşetek... Amageceler... Heiegeceler... Nedenli romantik, istenirseeğer... Romantizm vuallerle geliyor yaz gecelerine, fışır fışır ipeklerle ya da ipincecik dokunmuş tiril tiril pamuklularla. Dantellerle, fıstolarla, nervürlerle, işlemelerle. emprimelerle... Omuzlardan aşağı uçuşan panlarla, kat kat eteklerle... Bazı modaalarçok daha başka bir romantizm sergiliyorlarbuyaz. Örneğin Ferre. Gianfranco Ferre. Aynı zamanda Dior modaevinin stilistliğini sürdüren bu İtalyan mimar-modacı. bu yaz kendi modaevinde ilginç romantik modellersergiliyor. Son derece yalın. Bir o kadar dazarifveçekici. Büyük beğeni kazanan bir modeli, eflatun-gri bir gece elbisesi. Üstüdekolte. Belyok. Elbise, dekolteden aşağı bir paraşüt gibi çok geniş bir verevleaçılıyor. Eteğin önü birazdaha kısa. Elbiseyeeşgri iskarpinlenni gösterecek şekilde. Arkası daha uzun. Biraz yerde sürünüyor. Modacılar, \ az için uçucu modelleri yeğliyorlar Ne bir işleme, ne bir çiçek, ne bir pli, ne drape, ne emprime. nedanteL.Hiç. hiçbirşeyyok!.. Sapsade. valın. alabildiğine şık ve romantik... Böyle hiçbir şeysiz bir modeli. bö\ lesine soluk kesici.çekicikılmak. ancak büyük bir ustaişi!.. Ferre'ye özgü. Evet, romantik bir yaz!.. Uyuyan güzel uyanıyor. Modacıların esintileri uyandınyor onu. Prensin öpücüğü değil!.. Dünya Çevre Günü'nde Boğaz'da sevgi ve barış zinciri kuruluyor Demirelve Çiller,'Anfı imzalıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 5 Haziran Dünya Çevre öünü dünyada ve Türkiye'de çeşitli etkinliklerle kut- lanırken çevreye duyarlı bir kalkınma hedefıni içeren "L'lusal Çevre Andı". Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Tansu Çiller tarafından bu- gün ımzalanacak. "İstanbul ve Çevresi îçin Güç Birüği" yapan gönüllü kuru- luşlar da Boğazlar'daki tehlikeye. dünya kamuoyaınun ilgisini çekebil- mek amacıyla bugün "Sevgi ve Barış Zinciri" oluşturuyorlar. "İstanbul ve Çevresi için Güç Birli- ği" tarafından düzenlenen eylem. bu- gün saat 15.30'da Boğaziçi Koprüsü'- nün Asya yakasında başlayacak. Eyle- me katılmak ısteyenler için kıyıdaki belli noktalardan İETT toplu taşıma araçlan kaldınlacak. Araçlann kalkış saati 14.30 olarak bildirildi. Katılımcı- lardan. yanlannda İETT bıletleri bu- lundunnalan istendi. Otobüslerin gü- zergahlan ve sayılan şöyle: Avrupa yakası: Eminönü. Bebek, Emirgan (20 araç); Beşiktaş. Sanyer (HacıOsman Ba_yın.20araç). Taksim. Şişli. Ayazağa. Istinye. Yenıköy_. Ta- rabya (25 araç). Asya yakası: Üskü- dar, Beykoz (Sahil yolu, 30 araç): Kadıköy, TEM Yolu. Beykoz (15 araç); Kadıköy. Beykoz (Sahil yolu, 15 araç); Ümraniye, Küçüksu (7 araç). Eylem için aynca İstanbul Kitle Ta- şımacılan Derneği'nin de. çeşitli semt- lerden yüz adet minibüs kaldıracağı ve katılımcılan ücretsiz olarak taşıyacağı belirtildi. Öte yandan. Dünya Çevre Günü nedeniyle ÇEKO tarafından düzenle- nen ve Samanlı Köyü'nden Atatürk Heykeli'ne kadar yapılacak olan yürü- yüş saat 10.00'da başlayacak. ÇEKO'- dan yapılan yazılı açıklamada. Tür- kiye'deki bütün insanlar. ortak gele- cekleri için birlikte olmaya ve el ele yü- rümeye çağınldı. "5 Hanran Dünya Çevre Günü" nedeniyle, Cumhurbaşkanı Demirel iie Başbakan Çiller, bugün Çevre Ba- kanı Rıza Akçalıyı ayn ayn kabul edecekler. Cumhurbaşkanı ile Başba- kan. Akçalf nın sunacağı "L'lusal Çev- re \ndfnı imzalayacaklar. Çevre Günü etkinlikleri kapsamın- da. Ankara Valiliği'nin Abdi İpekçi Parkı'nda düzenlediği çevre yürüyüşü gerçekleştirilecek. İstanbul'daki etkin- liklerde de gönüllü kuruluşlann koor- dinasyonunda. Boğaz Köprüsü Ana- dolu Yakası'nda. Çevre Bakanı Ak- çalfnın da katılımıyla bir yürüyüş yapılacak. Başbakan Çiller. 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle. dün yayımla- dığı mesajda, çevre kirliliğinın tüm uluslann ortak geleceğini tehdit ettiği- ni vurgulayarak "Her geçen gün biraz daha kirlenen dünyamızda. dü/enli, sağlıklı ve çağdaş bir hayat tarzının te- meli, çevre sorunlarının tutarlı. etkin politikalarla çözülmesi sayesinde atıla- caktır" dedi. Çiller. Türk halkının. her gün çevresini korumak için üzerine düşen görevi yerine getirdiğini belirtti. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçm da. ya- yımladığı mesajda. çevre konusunda Türkiye'nin çok önemli bir politika değişikliği aşamasında olduğunu vur- gulayarak. "Türkiye, 7. Beş YıUık Kal- kınma Planı ile bölgesel ve fiziksel plan- lanıa tekniklerini kullanmaya başlaya- caktır. Bu sorunların çözümü için, tüm yurttaşlanmıza ve sivil toplum örgu'tle- rine görevler düşmektedir" dedi. Denizcilikten sorumlu Devlet Baka- nıİbrahim Tez de mesajmda. "denizle- rimizin artık kirlenmeyeceğini, kirle- tenlerden hesap sorulacağını" belirtti. Dj^K'e bağlı ütel LoKanta Eğlence Yerleri İşçilen Sendıkası (OLEYİS) Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Ak- pınar. Çevre Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada. Türkiye'de turizm sektörünü. terör bombalanndan çok çevre katliamının etkileyeceğini belir- terek yetkililerin inandıncı bir çevre politikasından yana olmadıklannı öne sürdü. Çevre Günü etkinlikleri. yurt çapm- da hafta boyunca devam edecek. bırakmadığı kıyılarda başlayan kir- lenme giderek yaygınlaşıyor. Ege Ünivcrsitcsi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Atilla Alpbaz, ölü- mün son aşamasına gelmiş olan İz- mir Körfezi'nden kaynaklanan kir- Iiliğin orta körfezı de aşaTak dış kör- feze bulaştığını söylcdı. Büyük Ka- nal Projesı'nin tamamlanmaması durumunda. önümüzdeki yıllarda kırlıliğın çok daha kötü sonuçlanna tanık olunacağjnı savundu. Balıkçılığın öldüğünü. gerekli ön- lemlerin mutlaka alınması gerektiği- ni belirten Prof.Dr. Alpbaz, şu bilgi- leri verdi: "İzmir iç körfezinden gelen kirlen- me baskısı Karaburun'a kadar ulaşt- yor. Dış körfezde de bir kirlenme ba^- İamtş durumda. Nehirler de ayn bir kirlilik taşıvıcı faktör. Ancak Ege'ye döküien nehirler zaten bir süredir ku- rumuş bulunuyor. Gediz akmıvor, Büyük Menderes akmıvor, Küçük Menderes neredevse 20 yıldır akmı- vor." Karadeniz çöp kovası Kendısıni çevreleyen ülkelerin lağım ve çöp boşaltma yeri olarak kullandıklan Karadeniz de ise ya- şam durmak üzerc. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Suakı Araştırmalan ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof.Dr. Sumru Ünsal. 19801i yıllar- da balık üretımı 600-650 bın ton olan Türkiye'de bu rakamın yüzde 82'sınin Karadenız'den sağlandığını anımsatarak. ancak 1985'den itiba- ren bazı olumsuzluklann denız canlılannın yaşamını ve üreıime ak- tarılmasını son derece kötü yönde etkıledığini söyledi. Bu olumsuzluk- lann en başında kırlenmenin geldi- ğini belirten Prof.Dr. Ünsal. "Kara- deniz'de giderek artan kirlenmeden daha çok kuzey komşularımız, Kara- deniz'in kuzeyini kaplay an Avrupa ve Asya ülkeleri sorumludur" dedi. Bü- tün Avrupa'yı sulayarak gelen Tuna, Dinyeper ve Dinyester gibi debisi yüksek nehirlerin. özellikle 1980'li yıllardan itibaren Karade- niz'e her türlü kırleticıyi taşıdığım ve canlı deniz kaynaklarını göçe veya yok olmaya zorladıklannı belirtti. Marmara zehir deposu Tümüyle ölü bir denız görünü- münde olan Marmara Denizi'nde bahkçılık uzun bir süredir yok ol- miiş durumda. Marmara Denizi'- nde üreyen denn su balıklanna artık rastlanmıyor. Boğazlarda meydana gelen tanker kazalannda denize dö- külen tonlarca ham petrolün yol açtığı kirlilik. Marmara Denızi'nin kirlenmesinde önemli bir başka et- ken. Evsel ve sanayi atıklannın kir- lettiği Marmara kıyılannın bazı bö- lümlerinde denize girmenin sözü bileedılemıyor. ODTÜ Deniz Bılimlen Enstitü- sü'nden araştırmacı Çolpan Polat. Marmara Denizi'nin büyük ölçüde kuzey batı Karadeniz'ın sulanyla beslendiğini belirterek. 1986 yılından bu yana enstitü tarafından Marmara Denizi ve boğazlarda sür- dürülen deniz çalışmaTanna ilişkin şu bilgileri verdi: "Bu çalışmalardan elde edilen sis- tematik bulgulara göre İstanbul Bo- ğazı ile Karadeniz'den Marmara'ya yılda yaklaşık 10 bin ton fosfor, 190 bin ton azot ve 1.5 milyon ton organik karbon taşınmaktadır. Bu değerler, diğer kara kökeıüi kaynaklarla karşılaştınldığında, Marmara Deni- zi için ana kaynağın, Karadeniz oldu- ğu göriilür. Daha sonra sırasıyla İstanbul kentsel atıklan. diğer yerle- şim yerlerinden kaynaklanan evsel ve endüstriyel atıklar ile ırmaklarla taşınan yiîkler gelir. Diğer bir deyişle Marmara Denizi'ne azot, fosfor ve karbon gibi kimyasal yükleri taşıyan kaynaklar karşıfaştınldığında. Kara- deniz'e düşen pay yüzde 50'nin üze- rindedir. " ÇEVRE ANDI Şimdiki vegetecek kuşakların temiz vesağlıklı bir çevredeyaşama hakkma sahip olduğugerçeğinden hareketle, çevreyeduyarlıbir kalkmmadanyana olduğumu vurgulayarak; doğal kaynakların, ekonomik kalkmmanm hem kaynağmı, hem sımrını oluşturduğunu büerek, çevrenin korunması vegeliştiribnesinde bireysel katkı vekatdımın gereğitıe ve önemine inanarak; çevresel değerlere sahip çıkıp, zarar verenleriuyaracağıtna, doğal kaynaklardanfaydalanırken tutumlu davranacağona, sürdürülebilirkalkınma ilkeleridoğrultusunda hareket edeceğime, buyönde işbirliği vedayanışma anlayışıiçinde olacağıma sözveririm."