Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN1994 PAZAR
12 KULTUR
47. ULUSLARARASI CANNES FİLMFESTİVALİ'NİNARDINDAN
Cannes'da kitlesinemasına prim
MEHMETBASUTÇU
CANNES - Festivalin kapamşında gös-
terilen "Serial Mother", ödül lıstesinın an-
lamını bir ölçüde kankatünze ederek de olsa
çok iyi açıklıyordu. Yedınci sanat önce yaşa-
yabilmek, sonra da olabildiğınce fazla ızleyıcı
toplayarak kazanç sağlavabılmek ıçın artık
her türlü yola başvurmaktaydj. Yeter kı bıraz
yetenekli olsun sınema yönetmenı, ınsan
doğasının en çırkın, en korkunç eğılımlerinı
bile sorumsuzca sömürebilir ya da duyarlıkla
işleyebilırdi. Sınema dünyası çok renkliydı.
Kimilenne göre geniş kıtlelere seslenerek
para kazanma özgürlüğü adına, kımılerine
göre ise sanat adına her şey mübahtı artık ..
Görüldüğü gibı. Amenkan sineması Av-
rupa sineması gıbı şematık bır karşılaştı-
rmanın ötesinde, sanat ve endüstri, sanatçı
sorumluluğu. yaratıcı özgürlüğü gıbı eskıme-
yen temel konulan yeniden gündeme getiren
bir festival yaşadık
Hollyvvood usulii güldürii...
John VVaters'ın kotardığı trpık bır Holly-
wood güldürüsü olan "Serial Mother" ile
bağımsız sıfatına layık görülen Quentin Ta-
rantino ya "Altın Palmiye" kazandıran "Pulp
Fiction" arasındakı temel fark. ne yazık kı
sanıldığı kadar büyük değıldi. Her ikı yönet-
menın de amacı, durmadan güldürmeye ya
da heyecanlandırmaya çalışfklan ızleyicıler-
le Fılm arasında bir tür manyetik ilişki kura-
rak onlan kıskıvrak yakalamak ve adeta bü-
yülemektı. Bu ıletışım (?) sağlandıktan sonra
söz konusu manyetik büyüyü baştan sona
dek sıcak tutmak ıçın ellennden geleni yapı-
yorlardı; belkı metotlan değışıktı, ama her
ikisı de şıddetı ve hıçbır ınandıncı açıklaması
olmayan içgüdüsel kan dökme eğilimini orta
malına dönüştürerek. korkunç ve iğrenç
olanı güldürü malzemesı yapıyorlardı.
Yanşma dışı sunulan "Serial Mother"
Hollyvvood usulü güldurünün gunümüzdekı
üpik örneğiydi. KatMeen Turaer'm \orum-
ladığı anne. model bır Amenkalı ailenin gö-
rünürde mutlu olmaması içın hıçbır nedenı
bulunmayan normal bır bireyidır. Kocası diş
hekimidir; kızı pek alımlı olmamasına karşın.
CTkeklere göz süzüp durur; oğlu ıse \ideo has-
tasıdır. korku fılmlenne tutkundur... tşte
size, her izleyıcmin bireylerinden bıriyle öz-
deşleşebileceğı sıradan bir aile... Ancak, se-
vimli annenın güleryüzlü görünümü ardında
korkunç bir cadı yatmaktadır... Sevmedığı
komşu kadını durmadan telefonla rahatsız
ederek müstehcen sözlerle sinırini bozar...
Adliye koridorlarında cinayet
Oğluna kınk not veren matematık öğ-
retmenini arabasıyla ezerek öldürür... Kıana
yüz vermeyen delikanlıyı. sivri bir şömine
maşasıyla arkadan şişleyerek resmen ciğerle-
rini söker!. Eşıni, cumartesı günü. dışı
ağndığı için rahatsız eden bir çifti de hemen
cehenneme yollar.. Sonunda \akalamp
mahkemeye çıkar. ama öylesıne doğal görü-
nümlüdür kı bızırn cadı anne. kendısini sa-
vunmakta öylesine yeteneklıdir. aynca
karşısına çıkanlan tanıklar da övlesıne güven
vermeyen ınsanlardır ki jüri tarafından ak-
lanır...
Bu olağandışı dava sırasında, medyanın
olayı büyütmesı nedeniyle tüm Amerika "Se-
rial Mother"ı desteklemiş adını taşıyan mil-
yonlarca gömlek satılmıştır... Pekı, özgürlü-
ğüne kavuşunca ılk yaptığı iş ne olacaktır bı-
zim kahraman ananın? Evet bi'dınız: Yeni
bir cinayet işlemek. Hem de adlıve sarayının
koridorlannda, kendısini aklayan jüri üyesi
bir genç kadını telefon ederken köşeve
kıstınp, ahizeyle kafasını yararak... Neden
mi? Çünkü gelenek ve göreneklerini hiçe sa-
yan bu kadmcağız, kulsal bır günün ertesinde
beyaz ayakkabı giymek densizliğini göster-
miştir.. cezalandınlmahdır!
Kûçük faşist dürtüler...
Filmin gen planına dıkkatle bakacak olur-
sak, insanoğlunun kendisinden farklı olanla-
ra, eski ya da günün modası >enı kurallara
uymayanlara karşı nasıl hoşgörüsüz davran-
dığını görebilinz .. Gelin, ıyı niyetımızı bir
basamak daha yükselterek. filmde söz konu-
su olan tahammülsüzlüğün, beğenmedığimiz
insanlan dışlamak ya da onlardan uzak dur-
mak gibi yanlış da olsa az zararlı tepkilenn
ötesinde. kaba kuvvet kullanmaya, hatta
cinayet işlemeye dek gjdebıleceğını anımsata-
rak, seyircisini içindekı küçük faşist dürtülere
karşı uyardığını ilen sürebiliriz... Evet, film
bizleri bu tehlikeler karşısında ujarmasına
uyanyor belki, ama onca gürültü ve kaba
güldürü unsuru ortasında. korkanm güme
gidiveriyor bu ıkinci plan.
John Waters'm kotardığı
tipik bir Hollyvvood
güldürüsü olan "Serial
Mother" ile bağımsız
sıfatına layık görülen
Quentin Tarantino'ya
"Altın
Palmiye" kazandıran
"Pulp Fiction" arasındakı
temel fark, ne yazık ki
sanıldığı kadar büyük
değildi.
Daha da kötüsü. kimılen belki de tam ter-
sine, yan şaka >an cıddr "Keşke benim de
böyle bir anam olsaydı da eanımı sıkan tüm ar-
kadaşların, meslektaşların va da aile vakın-
lanıun cezasııu temiz yoldan verebibeydi!"
dıye geçiriyorlardı içlerinden... Ruhbilimciler
buna başkasının sırtından boşalma. öldürme
içgüdüsünü kolay yoldan tatmin etme falan
gibı bir açıklama getireceklerdır herhalde...
Kahkahalar koyver, ağlayacak. dehşete
kapılacak yerde tatlı tath gül \e geriye dönüp
baktığında, neden güldüğünü unutuver...
Evet, nasıl olmuş da bunca iğrenç ve ürkütü-
cü sahne karşısında tiksınmek şöyle dursun,
kahkahalarla gülebilmıştik?
Büyük kentleri kemiren irili ufaklı şiddet
eylemlerini nasıl günlük yaşamın doğal bir
parçası olarak algılıyorsak... Televizyon-
Ianmıza yansıyan, Bosna katliamının ya da
nsanoğlunun duyarlığı, med-
v - yanın binbir çeşit saldınsı altı-
I nda iyiden iyiye törpülenmişti.
B Gerçeği bayağılaştıran televiz-
yonlar mı sorumluydu bu du-
rumdan? Yoksa, değişik biçimleriyle
sinema mı?
Ruanda'da yanm milyon insanın öldürülme-
si>le sonuçlanan soykınm görüntülerinı nasıl
kanıksamış gözlerle izleyerek tepkisız ve ilgı-
sız kalabilıyorsak... îste öyle "Serial Mother"
türü fılmlennbeğenılıpalkışlanmasını da o
oranda doğal buluyorduk...
İnsanoğlunun duyarlığı. medyanın binbir
çeşit saldınsı altında iyiden iyiye törpülen-
mişti. Gerçeği bayağılaştıran televizyonlar mı
sorumluydu bu durumdan? Yoksa, değişik
biçimleriyle sinema mı?
Bernard-Henri Levy kuşkusuz bu neden-
lerle gerçeklen sübjektif bir yaklaşımla ser-
gilediği "Bosna!" belgeselınde. dehşetin da-
yanılmaz görüntülerini ne doğal bır utanma
duygusuyla ne de anlaşılır bir otosansür so-
nucu gizlemeyi seçiyordu. Tam tersine, in-
sanoğlunun hangi uçlara dek gidebileceğini,
içimızde çöreklenen faşist eğilimlerin hangi
nedenle olursa olsun uyandığında nasıl tüm
sınırlan çığnediğini çekinmeden önümüze ge-
tirerek, bir şpk yaratmayı amaçlıyor ve ba-
şanh oluyordu. Bu başan sinema salonlan-
nda kalmıyor, 12 hazıran Avrupa seçimlerine
John VVaters'ın yönettiği 'Se-
rial Mother' fîlminde Katleen
Tumer ve Suzanne Somers...
Küçük fotoğraf ise, üniü
Fransız yönetmen. yazar, fel-
sefeci Bemard Henri-Levy'-
nin 'Bosna!'sı.
haarlanan Fransa'run politika sahnesini al-
tüst ediyordu. Kısır iç çekişrnelerin, kişisel
hesaplann, ıki yüzlü demagojik tavirlann at
koşturduğu seçim kampanyasımn odak nok-
tasını Avrupa'nın gerçek sorununa. yaşlı
kıtanın tam göbeğinde yaşanan Bosna-Her-
sek savaşı üzerine yönlendıriyordu. Siyasi
partilerin kurmaylan arasında belirgin bir ra-
Kültür • Sanat
TEŞEKKÜRLER
YAŞAM
Yön: BERTRAND BLIER
CHARLOTTE GAINSBOURG
JEAN-LOUIS TRINTIGNANT
GERARD DEPARDIEU
ANNIE GIRARDOT
Beyoğlu ALKAZAR
(245 73 83)
12 00-14 15-16 30-18 45-21 15
muıuı.»ııım.Hiıt«Htıu.M4Ui;
Ferhan Şensoy'uıj
FERHANGI
ŞEYLER
PAZAR 15.30
CINEMA
CAFE-BAR
20 00-22 00
Yon Akıru Kurosawj
22 00 02 00
GÜNGOR
>&ı|tauE)lı°mdrTuri. Hjll Muz.jiı)
Klıllal ü d KuçırtpjmuklüEı Sok
Vo W*Btvoflu 252 9< 10/11
293 89 78 (3 hat)
IÇINDEN DALGA GEÇEN TIYATRO
Ferhan Şensoy
Yer: Fenerbahçe Manna Pyramid Karftu
SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ
Deniz Aşırı Oüklüriî
SaIı-Corsamba-Per>embe-Cumo'Cufnortesı 21.00
KIRKAMBAR GF
Corjambo. Pcrjrmbc, Cuı
Bılet Solıj- F. bahçe Monnafel:0216 -344 23 46/1007
Ses 1885 Ortaovuncular • Beyoğlu. W: 0212 - 251 18 65/66
Suodıyc vfcAkoromo ve Copıtel Çory Moöoroaı
BIRWOODYALLENKLASIĞI
"ANNIE HALL"
A nervous romance.
BeyoğluPERA (2513240) 1200-14 15-16 30-18 45-21-00
(Beyoğlu Sineması yanı)
TEŞEKKÜRLER YAŞAM ''}
"MerciLaVie" ,;
1962 yılından betı 12 tılme ımza alan yönetmen Be'trand <(
Blıer Fransi2 sınemasınm en cüretkar en ozgur ve en yaratıcı <(
yonetmenlennden bırı sayılıyof "Valsçılar" fılmınden sonra 1(
•50 yaşmda hala 0 denlı curelkar bır lılm yapıp <(
yapamayacagımı merak ettım " dıyen Btıer lılmde Chartotte , ^
Gamsbourg Annıe Gırardot Gerard Depardıeu Jean-Louıs <(
Tnntıgnant gıbı kalabalık ve unlu b<r kadro kullanmış , (
A k b a n k K ü l t ü r S a n a t E g i t i m M e r k e z i
AKSANAT Gl'NLERİ • " 1 1 HAZİRAN 94
GÜNLÜK ETKİN1İKLER
7 HAZİRAN 1994, SALI Saafc 12.30 ve 18.00 (55 dakıka)
Laser-dısc'ten buytik ekranda koruser
BERLIOZ "Fantastik Senfoni" (Brüggen)
8 HAZtRAN 1994, ÇARŞAMBA SaaU 12.30 w 17.30 (1 saat i5 Uakıka)
"ABBOTT and COSTELLO Fibnleri" I
"PAKUON MY SAJtONG"
(Ingüizce orijinal)
9 HAZtRAN 1994, PERŞEMBE Saat 12.30 ve 18.00 (40 dakıka)
Laser-dısc'ten buyuk ekranda kon.ser
BAJtTOK X>rkestra Konçeriosu " (Solti)
10 HAZİRAN 1994, CUMA Saafc 18.30
XAZ AKŞAMLAR1"
Erol Pekcan'ın Anısına
AYŞEGÜL YEŞtLNÎL ve GRUBV
11 HAZtRAN 1994, CUMARTESt Saafc 15-00 (2 saat 10 dakika)
Laser-dısc'ten buyuk ekranda opera
BEETHOVEN "FideUo"
(Söderström + Attman / B. HaUink)
CDDEN KENDt SEÇTtKLERİNtZ
Klasik muzik yapıtlanndan oluşan dıskotegimizden seçtiklerinizi,
haftanın aşağıda belirtılen gün ve saatlerinde, özel kulaklıklarla
dinleyebilirsiniz.
Çarşamba, Perşembe ve Cumartesi günleri •
Saat 13.30 -16.30 arası
STÜDYO VE ATÖLYELER
Özgün Baskı Atölyesi'nde • Tan Oral
Mustafa Ayataç
Türhan Stlay Rador
Tum edonlîkler ıçm djv«ıycfer MÖANATcın •Jfttınıhjır
AKSANAT lsuklal Cacktej H0080 Bcvojau-l-unhul Td (02121 262 _« 00 01 02 Fjk-. 102121 24S 12 2H
AKBANK
Kültür
Sanat
ılanlannız ıçtn-
293 89 78
(3 hat)
-. T.C. KÜLTÜR BAKANLIGI
J DEVLET OPERA VE BALESİ
I. ASPENDOS OPERA VE BALE FESTIVAU
11 Haam 1994Cımotteı 2130Tradot GPutcn Opn
21.30OCTKIJOI
KHoaronlW4Sd 21.30 C
LMnb
KMni)
COrfl
Bole
UHmranl994Pti)Bnbe 21.30 Muknı Dom TopUuğu
1!Hnran 1994Cunvku 2130DandalıKaMna ] Sock/5.Hornck
F.AIsodt Vold
ıe BoW Katoyaık Dron
W.A.Mosıt Opera
24Hramtl994Cuno 2130 Pogudo
Not:
LMnitus Bde
-eraDOOn. <a*maluvKtcKB, 100000TI
•Gı,-ı;ı«r "»•-' Coeo « hkn goatns 250 000 H
•Iopubıl«la
z»rrf •« Merüo Dprfe* Cpero w Bcidcı jselen
YAPI KREDİ NIN 5 0 YILI
7. U L U S L A R A R A S I
YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ
2 - 1 4 H A Z İ R A N 1 9 9 4
DANS »
Nederlands Dans Theator 2 (Hollanda)
Cemal Reşit Rey Konser Salonu. saat: 18.00
FLAMENKO
Manolo Sanlucar Fiamenko Gitar Topluluğu (ispanya)
Cemal Reşit Rey Konser Salonu, saat: 21.30
TİYATRO
"Comedianto"
Compagnie du Barouffe (Fransa)
Yöneten: Laurent Levy
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi, saat 21.30
Cemal Re?lt Rey Konser Sılonu: (Z1Z) 240 SO 12
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi: (216) 349 04 63
Unmnity Tetecord, Gmif Totecord, ncori TeUcord, VVerMconl,
Unrmruty Woridcard ve Supenard sahipleri tüm gö*twi)wi
% 50 indirimli a l M
YAPI KREDİ
GAZİANTEP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
E. 1993 617 K. 1994 276
Şahmbey ılçesi Müzelkf Mah. Cilt: 087 '01 sayfa: 61 kütük: 23'te nüfusa kayıtlı Mehmct Şenf ve Gö-
nül'den olma 2 1 1960 D.'lu Yüksel Kumaş'ın kaydının tüm vukuatlan ile birlikte iptaline, mahkememızin
yukanda yazılı numaralı ılamı ile karar verilmış olup ılan olunur.
Basın: 48556
%40 ortopedik özürlüyüm. İş anyorum.
ZA FER A YBA R - 580 93 79
hatsızhk yaratan bu girişim, 27 mayıs günü
doruk noktasına ulaşıyordu. BHL ve arka-
daşlan, iki hafta sonra yapılacak olan seçim-
lere katılmalannı sağlayacak olan listeyi res-
mi makamlara sunmuşlardı. Ok yayından
gkmıştı artık. Kamuo>u yoklamalan. "Avru-
pa Saraybosna'da Başlar" adlı bu lısteye, yÜ2-
de 7 ile yüzde 12 arasında değışen oranlarda
oy potansıyelı tanıyordu...Ancak Bernard
Henri-Levy. 30 mayısta >aptığı bir açıklama-
da, Bosna'nın politikaya alet edileme>eceği
gerekçesiyle sözkonusu listeji scçimlcrden
çektiğini sö>ledi. Levy. bu konudakı çaba-
lannı farklı bır duzlemde sürdüreceklerini de
sözlerine ekledi.
Jüri, kitle sinemasına yenik düştü
Zor dönemlerde. hangi alanda olursa ol-
sun bunahmdan çıkış yolu olarak çoğunlu-
ğun üzerinde bırleşebıleceği ortak temeller
aranır. Cannes'da izlediğımiz Amenkan
fılmlerinı bu açıdan değerlendirdiğimizde,
"Pulp Fiction", "The Hudsucker Prox>" ya
da "Serial Mother". kıtleleri televizyon
önündeki koltuklanndan kopanp. karanhk
salonlara çekmevı hedefleyen popüler yapı-
tlar olarak orta>a çıkıyor. Nikita Mikhal-
kov'un "Aldaftcı Göneş", Zhang Yimou'nun
"Yaşamak!" adlı fılmlen ıse aynı vaklaşımın.
aynı sinema felsefesinın başka bir düzeyde
ifadesi sayılabilir. Biçimsel açıdan çekici \e
popüler olan. içenklenyle ıse çok daha ciddi
bir düzey tutturan bu iki filmin "Polp Fic-
tion"ın ardından ödül listesinin ilk sıralannı
paylaşmalannı şö> le yorumlayabiliriz:
'Yaratıcı Sineması"
sınıflandırmasına giren,
farklı yapıtlann başmda
Nanni Moretti'nin "Sevgili
Günlüğüm" adlı fılmi
geliyordu. Ardından da iki
Fransız fılmi: Patrice
Chereau'nun "Kraliçe
Margot"suile Michel
Blanc'ın ikinci yönetmenlik
denemesi olan "Büyük
Yorgunluk".
Cannes Festıvali jünsı. kendini savunma
mekanızmasının içgüdüsel dürtülenne yenık
düşmüş, sinema endüstnsının çarklannı dön-
düren. yıldız oyuncu sıstemını körükleyen
kitle sinemasına öncelikle prim vermiştır.
Ancak. yme bılıvoruz ki bunalımlı dönemler
ashnda yenihkçı atılımlann da bol olduğu.
değişik denemelenn filiz verdığı. ileriye dö-
nük önemli adımlann atıldığı dönemlerdir.
Çünkü çoğunluk müthış bir beklenti ıçınde-
dir: belkı temkinlı ve karasızdır. ama yeniye
susamıştır. Eskı alışkanlıklann sıkıntılan
üzenne her şe\ kurulabılir: ortam müsaittir.
En klasik olanla en atılımcı olan arasında bir
çekişme başlamıştır. Ashnda. bu farklı gın-
şimler bunalımdan çıkma cabasının iki ana
motorunu oluşturur. Tıpkı. aynı arabayı
düzlüğe çıkarmaya çabalayan ikı at gibi...
Bin ağır ılerleyen. ama sağlam japılı; diğeri
ıse alabildığıne hareketli. enerji dolu. bır o
yana bır bu >ana gıtmeye hazır ikı yağız at...
"Yarahcı Sineması" dediğimiz bu ikinci
sınıflandırmaya giren. birbirlerinden çok
farklı yapıtlann başmda Nanni Moretti'nin
"Sevgili Günlüğüm'''' adlı fılmi geliyordu.
Ardından da ikı Fransız fılmi. Patrîce Chere-
au'nun "Kralice Margot"su ile Michel
Blanc'ın ikinci vönetmenlık denemesi olan
"Büyük Yorgunluk". Bu üç filmin adlanna,
ödül listelennin alt sıralannda da olsa toplam
beş kez rastlandığı unutulmamalı...
Nanni Moretti ile Patrice Chereau'nun
filmlerinden daha önce söz etmıştık. Gelelım
mütevazı görünümü ardında Fransız sine-
masını yenileyen bir yapıt olması nitelığiyle
dikkati çeken "Büyük Yorgtmltık"a... On
yıldan bu yana venfmeyen senaryo ödülünü
kazanan Michel Blanc. Fransız türü güldürü-
ye Amerikanvari bir hava getiren ciddi bır
deneme gerçekleştirmiş. Kısa boyu. çelimsız
bedeni ve kel kafasıyla Fransız sinemasının
se\ilen komikleri arasında yer alan Michel
Blanc. "Büyük Yorgunluk"ta kendı sesiyle
ala> ederken sınema yıldızlannın kişisel bu-
nalımlannı. çoğunluğu ilgilendırebilen bo-
yutlanyla ırdelemeyi başanyor.
Kendi kişiliklerini oynuyorlar
Filmde. tanınmış Fransız oyuncular kendi
adlannı kullanarak. kendı kışılıklennı oynu-
yorlar .. Michel Blanc. bu Cannes Festivali
sırasında. hoşuna giden ve sevişmek istediği
genç yıldız oyunculara yeni fîlminde rol ai-
malannı teklif ederek kur yapıyor. ama hep
başansız kalıyor. Çünkü büyük bir yorgun-
luk içindedir. Bunalımlı bır dönem yaşamak-
tadır... İlk fılmi olan "Gölgede Yürümek"ın
üzerinden on yıla yakın bir zaman geçtiği hal-
de, yeni fılmıni bir türlü gerçekleştirememek-
te, yazdığı senaryolan yırtıp atmaktadır...
Aynca. içindeki ikinci Michel Blanc'la de-
vamlı kavga halindedir. Onu anlayışla karşı-
layan, yardım elini uzatmaya hazır olan tek
kadın oyuncu Carote Bouquet olacaktır. An-
cak, Carole çok güzel ve sert bir kadındır...
Bu arada Michel değişik suçlamalar karşısı-
nda kalır.
Bır sabah evine gelen pohs, onu Josıane
Balasko'nun zorla ırzına geçtiği savıyla tu-
tuklar. Bütün bu tatsız olaylann, ashnda
Michel'ın değil, ona tıpatıp benzeyen dublö-
rünün marifetlen olduğu ortaya çıkar. Mic-
hel Blanc, oyun üstüne oyun oynayarak hap-
se düşmesıne neden olan dublöründen, bir
türlü kurtaramayacaktır yakasıtıı...