Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN1994 CUMARTESİ
DIZIYAZI
fngiiiz yazar Sheila Rowbotham, sosyalizmde yeni stratejileri Cumhuriyet'e yazdı
Yenibirenternasyonalizmgerekliilary Wainwright, Lynne Segal ve
ben, 1980 yıhnda sosyalizme yeni
bir yakJaşım için feminizmin öne-
mini irdeleyen 'Beyond the Frag-
ments'i (Parçalann Ötesinde)
yazdık. Daha demokratik bir
sosyalist örgûtlenme için, kırsal
kesimi bir araya getirecek bağiann kurulduğunu
varsaydık. Oysa ki tngiltere. solun yenilgjye uğ-
radığj ve tutuculuğun egemen olduğu bir dönem
yaşadı. Birtakım karşıt görüşlere karşm, yine de
Ingiltere ve dünyada kadın hareketinin, emek mü-
cadelesine yenilik getirme yolunda biretkisi olduğu
görüldü.
1984,1985'te kırsal kesimin toplu olarak gerçek-
leştirdigi madenciler grevi, kadın örgütlerinin des-
teğiyle işyeri sınırlannı aşarak daha geniş bir çevre-
ye yayıldı. Madenci kesimi yiyecek gereksinimi ne-
deniyle bu işe baş koydu. Maden işçilerinin yanı
sıra kadınlar da Ingiltere ve hatta başka ülkelerde
dolaşıp eylemin daha fazla desteklenmesine
yardımcı oldu. Böylece bir bakıma kapalı olan
gruplar, bu eylemlerde bir araya geldi; eşcinseller,
seviciler, feministler, zenciler varoşlardan maden
ocaklanna doluştu. Davraruş ve eğibmlerin değişi-
me uğramasında insanlar arasındaki iletişim ve
yakın dostluklann payı yadsınamaz. Bu örgût ağ-
lartnın bir bölümü hedeflerine sıkı sıkıya bağlıdır.
Bir Gal maden ocağı, eşcinsel ve sevicilerin okul ve
kitaplıklarda bilgilerin sansür edilmesine karşı ge-
liştirdikleri eylemi savundu. Maden işçilerinin eşle-
ri de sonradan ortaya çıkan grevleri destekleyerek,
ekonomik olaylarla toplumsaJ olaylar arasında,
daha küçük ölçekli olsa da, benzer bir ilişkinin ku-
rulmasına yol açmıştır.
• Kadın hareketi ve sosyalizm için
yeni stratejiler anaparanın en büyük
değer olduğu bir dönemde, herkesin,
hayvanlara uygulanan vahşeti diline
dolamasına karşın, işçilerin beden ve
tinleriyle ödediği bedelin sözü bile
ediimiyor.
Birçok fabrika emekçisinin olduğu denli, mat-
baacı, gemici ve ambulans şoförlerinin grevlerinde
de grevcilerin aile bireyleriyle birlikte toplantılara
katılmalan, kimi zaman halkın arasına çıkarak
para toplamalan giderek yaygınlaşü. Böylece işçi-
ler arasında doğrudan bir ilişki kurulmasının yanı
sıra, işçilerle toplum arasındaki ilişki de pekişmek-
tedir. Bu grevlerde güvence ve karşıhklı sorumlu-
luk konulan soyut kuramlar olarak değil de, işçile-
rin deneyimlerinden kaynaklanmaktadır. Hoşgörû
ve anlayış yalnızca utkudan değil, felaketlerden de
doğmaktadır, Sınıf raücadelesı kavramı yenilgi yı-
llannda daha geniş boyutlara ulaşmıştır.
Bir başka tkıemli değişıklik de örgütlenmiş işçi
hareketinin yapısında meydana gelmiştir. Ge-
leneksel sanayi dallanmn çoğu gerileme göster-
diğinden kamu kesimi işçileri yeni bir konuma
ulaşmışür; kadın. zenci ve Asyalı işçiler, sendi-
kacıbğm yapısını değiştirmektedir. 1992 yılında,
madencilerden oluşan topluluklardaki kadınlar,
kapanan maden ocaklanna karşı eyleme katılınca,
NUPE'nin kadın üyeleri ve kamu kesimi çalışan-
ları bin paundluk bir çekle yardımda bulundu.
özel kesimde, BumstaH'dan Asyalı kadın fabrika
işçileri, sendikalan GMB'ye kulak asmayıp grevde
kalmayı sürdürdü. 1993'ün Ekim ayında Chester-
fıeld'de gerçekleştirilen sosyalist eylem konferansı-
nda bir grevci: kıa ile birlikte kûrsüye çıkarak her
ikisı farklı dillerde olmak üzere, sendikanın ışçilere
danışmadan nasıl greve son verdığıni, oradaki yığı-
nlara anlattı. Iş ile evin iç iceliği ve sendikalar içinde
demokratikleşmenin zorunluluğu 70'li yıllann
kadın eyleolennde vurgulanan konulardı. Günü-
muzde ise bu konular artık, ırk ve etnik köken bi-
linciyle ortaya çıkan sınıfın sahip olduğu yeni bir
sağduyunun parçası sayılmaktadır.
IDüşünen sınıfların feminizme
yeni yaklaşımı
Yeni bir boyutta düşünen sınıflarda feminızme
de yeni bir yaklaşımla eğilinmektedir. Kadın ey-
lemleri beden tartışmalannı politikaya taşımıştır;
emeğin yoğunlaşmasıyla güçleşen işçi koşûllan ve
kısa dönemli çözüm beklentileri bedenin ayakta
kalması için belli bir dile gereksinim olduğunu or-
taya koymuştur. Örneğin, 1993 Ekimi'nde ûç kişi-
nin yaşammı yitirmesine neden olan bir maden
ocağı kazası. harcamadan kısıntı yapmak amacıyla
ocağın güvenüğinin gözardı edilmesinden kaynak-
lanmıştır. Temızlik ekibinin maaşlanndan yapılan
kısıntılar yangjnlara yol acmış, gemi tasanmına
yatınmdan kaçınılması ve insanca olmayan nöbet
saatleri denizde felaketlerle sonuçlanmıştır.
Gerek sanayi kesiminde gerek memurlukta, yeni
teknolojiden kaynaklanan sağlık sorunlan başgös-
termiştir. Çağdaş kaynak donanımı ani körlüğe ne-
den olmakta. bilgjsayarlar ise sürekli kas ağnlanna
yol açmaktadır. Teknoloji, bedensel işgücünûn ye-
rini bilgisayarlann almasma olanak tanıyarak ör-
neğin, daha çok kadınlann çahştınldığı, posta ile
sipariş şirketlerinde bilgisayar ritmine ayak uydu-
rulmasını zorunlu kılmaktadır. Şaşırtıcı olan şudur
ki, anaparanın en büyük değer olduğu bir dönem-
de. herkesin. hayvanlara uygulanan vahşeti diline
dolamasına karşın, işçilerin beden ve tinleriyle öde-
diği bedelin sözü bile edilmiyor. Milyonlarca kişi
işsiz güçsüz dolaşırken çalışanlar da üretimi arttır-
PORTRE
Sosyalistfeminist yazar
Sosyalist-feminist îngiliz yazar Sbeila
Rowbotfuun 1964'te Oxford Üniverskesi'nin
St. Hildas Koteji'nin Tarih Bölümü'nden me-
zım oldu.
Üniversitedç öğretmenlik
yapü. Yetişldnlerin eğitimi üze-
rinde, aynca yerel yönetimde
ekonoraik araştırma ve politıka
üretiminde çahştı. Manchester
Cniversitesi'nde sosyoloji bölü-
müne araşürma görevlisi oldu.
özellikle, "19. yüzyılda ve gü-
"kadm ve topfemtsal btreket",
M
ekoooBİveçaüşmatJirihj","po-
Btika" konokrmda yo|un
araşürmalar yapu.
Başhca yayımlartrnn listesi
şöyle:"K»dm Direraşi ve Derri-
mf. "Kadmm Bilinci, ErkeğinDünyast", "Ta-
rihten Saklı", "Görevtâlir Kızlar: Kadatar
Yaşamlarını Düe Getiriyor (Jean McCrimöe
9e birükte)" "SosyaJiznı ve Yeni Yaşan (Jeff
Weeksfle)","Kadaâar İçin Yeni Bir Dünya",
"Psrçalsrm Ötesnte (Lynne Segal-Hüary
VVainrigM ileF, "Dfişler ve Çıkmazlar^. - Aü-
ce Wheddonun Dostian",
"Geçtmş önöniade - 601ı
Yıilardan Gfinüntöze Fen-
nHzm", "Feminiznı >e De-
mokrasT, "Çocuk Bakımı:
Gerekanimlerin Kar^aa»
ması ve Mesiek Edrarae",
u
Evâeki tşgûcü",
"Sağt^nuz Kknkrifl Efin-
deT', "Kada Eytemde, Fe-
nrâizın ve Toptamsal Ey-
km", "Saygmlık ve Günde-
UkEüiek''.
Yazar, Londra'da yaşî-
yor. Shöla Rowbotham, çc-
şitli y-aymlarda, kadın ve çahşma dünyası-
ndakı son gelişmeler üzerinde dûşüncelennı
açıkiayan makaieler yaayor.
SHEİLA ROWBOTHAM
Çaltşanlar içinde en çok iş kazasına zanaatçıtaruı uğradığını vurguiayan yazar Sheila Rowbot-
ham. bilgisayarların sürekli kas ağnlanna yolaçtığma dikkat çekivor. İngiüz yazar, beden ve ti-
nin zarar görmesine karşı çıkan bir sosyalizmin, bir sınıfın sömürülmesi kavramını ancak daha
kapsamlı biçünde ele aldığında yankı uyandırabileceğini söylüyor.
mak uğruna sırt ağnlanndan yakınıyor, parmağını lacak olursa, bunun ezilen sınıflara seslenmesi ve
makinelere kaptınyor, sağır oluyor ya da kalp krizi toplumsal çözümler getirmesi gerekecektir. Özdek-
geçiriyor. Bu sınıfın yüz yüze geldiği gizli sakatlı- çi yaşamı ortadan kaldırmak yerine, aa ve mutsuz-
klara, 19. yüzyılda küçük yaşta çocuklann çalıştın-
Imasında olduğu gibi, yazgıa bir tavırla yaklaşı-
lmaktadır. Çalışanlar içinde en çok iş kazalanna
uğrayanlar, zanaatçılar olmasına karşın, kas ağn-
lan ve stres çekenlerin başında da *beyaz yakalılar'
ve profesyonel işçiler geliyor. Beden ve tinin zarar
görmesine karşı pkan bir sosyalizm. bir sınıfın sö-
mürülmesi kavramını ancak daha kapsamlı biçim-
de ele aldığında bir yankı uyandırabilir.
Benzer biçimde, insanlar daha uzun süre çalış-
tınbyor. Buna, fazla mesai yapan dolgun ücretli el
emeİcçileri ve genelb'kle
iki işteçabşan düşük üc- • 90'lann karanlık dünvasında
yeni bir sol yaratılacaksa, bu "ara
birieş'tire'n kadınlar'da dönemlerde' yeni bir uluslararasıcılığa
meterie^Sh^a'kotui- da gereksinim vardır. insanlann hiçe
lan güçleşen ve sendikai sayıldığı, umudun peşine düşüldûğü,
düşlerin umutsuzluğa dönüştüğü
günümüzde, dizginlenemeyen
kazançlar piyasasını 'tümüyle alaşağı
edebilmenin' tek çıkar yolu tüm
dünya ülkelerinin bir araya
gelmesidir.
güçleri azalan, kamu
kesiminde çalışan pro-
fesyoneller, gazeteciler
ve öteki orta sınıf emek-
çileriyle ilgili olarak
çabşma süresi, sınıf sö-
mürüsünde sürekb gö-
zardı edilen bir konu ol-
muştur.
Bu konu, kadınlann
evde ve işte olmak üzere
'çift vardiya' çabşmalan nedeniyle, kadın eylem-
lerinde gündeme getirilmiştir. İş ve evdekı etkınlik-
ler arasındaki ibnti. düşük ücretin ya da fazla mesa-
inin toplumsal mabyetinin bir bütün olarak ele
abndığını gösterir. Bu, daha çok mutfak işi, daha
ucuz abşveriş için daha çok dolaşnıak gibi evde
daha ağır işlerle uğraşmak anlamma gelebibr. Ba-
banın evde geçirdıği süre daha az ise anne daha faz-
la sorumluluk üstlenmek durumunda kalarak ço-
cukJan doktora götürmek ve evdeki sorunlan çö-
zümlemek gibi görevleri yerine getirir. Tüm bu so-
runlar 90'b yıllann başından beri emekçi sınıfın ve
bir bakıma orta sınıfın gündelik yaşamının bir par-
çasıdır. Ama ne yank ki, günlük yaşamın insanı
bezdiren bu tür sıkıntılan çağdaş kapitabzmi eleşti-
ren sosyabstlerce hemen hemen hiç gündeme geti-
ribnemiştir. 90'b yülar için bir sosyalizm yaratı-
luğun kaynaklannı araştırma ve bunu toplumun
gözleri önüne sermeye çalışmalıdır. Sonuçta, tarih-
sel kalıt diye bir şey vardır; sosyabzm çabşmanın
anlamı ve yaşamın nitebği konusunu ırdelemiştir.
Bu, üretimin daha verimb kılınmasından da önce-
likü bir konudur.
lngiltere'de son zamanlarda iş ve toplumsal ya-
şam konulanna bir kez daha eğilme çabalan görül-
müştür. Bu girişimlerle, doğrudan demokrasi yo-
luyla temsilı demokrasinin genişletilmesine
çabşıbnıştır. 70'li yıllann sonlanna gelindiğinde
emekçinin denetimi dü-
ŞÜncesi belli kesimdeki
işçiler için sunulan öne-
riler biçiminde
yansıtıldı. Bunlar daha
sonra toplumun deneti-
mini içerecek biçimde
gelişürildi. 80'li yıllann
köktend yerel hükümet
döneminde doğrudan
demokrasiyi, temsili de-
mokrasiyle bırleştirmek
için çeşitli yollar bulun-
du. Bunlara karşı mer-
kezi hükümet tarafı-
ndan geliştirilen saldın-
lar ise bu yenilikçi proje-
lerin birçoğunun u>gu-
lamaya geçiribnesini en-
gelledi. Demokratik ifadenin yeni toplumsal bi-
çimlerinin sekteye uğratılması, hiç kuşkusuz uzun
dönemde tutucu vandalizm örnekleri arasında ye-
rini alacaktır, kısa dönemde ise solun moralini boz-
makla kalacaktır. Merkezi hükümetin zorunlu
kısıntılanna tepki gösteribrken. bir yığın işgücü-
nün boşa gitmesinin yanı sıra sosyalist kesitin ara-
lannda bölünmesine de yol açmıştır. Yaşanan acı
ve yenilgiler kısa bir süre önce ulaşılanlann anısını
bile unutturmuştu. Yerel demokrasi denemelerinin
başan ve yenilgileri neredeyse hiç ıncelenmedi. O\-
ford ve Harlovv gibi ilçelerde başanya ulaşıldıysa
da, bunlar daha geniş bir sosyalist görüşe dönüştü-
rülemeyerek soyutlanmış olarak varlıklannı sür-
dürüyor.
Yaşanan son olaylann hemen unutulup gitmesi.
sosyalistlerin üretim ve günlük yaşamın yenıden
düzenlenmesi konusunda yeni ve pratik seçenekler
sunmaktan vazgeçtiklerini gösteriyor. Son yırmi
yıldır iş yerlerindeki mücadele ve kitle eylemlerinin
yenilikçi nitebği, yeni ilişkilerin nasıl kurulduğu,
üretim ve hizmetlerin nasıl farkb gereksinimlere
yanıt verecek biçimde düzenlenebiidiğini ortaya
koyuyor. Sendika geleneğine göre, işyerinde işlerin
denetimi düşüncesine giderek daha sıcak bakılmak-
tadır. Dahası 19. yüzyılda anarşist ve sosyabstlerin
bölünmesinden bu yana solu etkisine doğrudan ve
temsili demokrasi arasındaki çarpıcı karşıtbk da gi-
derek azalmaktadır. Farklı modellerin varlığı son
derece önembdir. Zira farklı, modeller olmadan
sosyalist projenin kapitabzm bünyesindeki sosyal
yapılar içinde kayboîması kaçınılmaz olur. Örne-
ğin, London Transport ulaşım şirketi ulusal-
laştınlmış sanayiler için bir örnek (prototip) oluş-
turmuştur. Tasan yapmak ne denb önembyse, ta-
sannın esnek olması da en az o denli önem taşır.
Kırsal kesimin doğrudan katıbmı, devlet sosyaliz-
minin özelliği olan katı bürokratik ast-üst ortakla-
şaabğını engeller.
I Kimi sosyalistler Keynesçiliğe
I imrenerek bakıyop
Yenilgirun yol açtığı korkunç umutsuzluk tngil-
tere"tie çoğu sosyabstin kabuğuna çekilmesiyle so-
nuçlanmıştır. Avrupa'da rayına oturmuş bir top-
lumsal kapitabzm olasıbğı bile insanlan ürkütmek-
tedir. Bu durumda kimi sosyalistler savaş sonrası
Keynesçibğe imrenerek bakıyor. Kanımca, konu-
nun daha çok ulusa yayılması, sırasıyla iş yerlerin-
de ve belirb kitleler arasında son eylemlere bir ışler-
lik kazandıracaktır. Zira bu eylemler yalnızca
İngiltere'yi bağlamıyor.
Güneyde, serbest ticaret bölgeleri gibi sendi-
kalaşmanın güç olduğu çokuluslu büyük şirketlere
karşı mücadele veren işçi örneklerine çok sayıda
rastlanmaktadır. Bu yeni iş alanlannda çok sayıda
genç kadın çalışmaktadır. Sri Lanka serbest ticaret
bölgesindeki işçilerin örgütlenmesine önayak olan
Kumudhini Rosa, Sri Lanka, Malezya ve Filipin-
ler'de 'sendikalaşmtş kadın örgütlerinin yanı sıra
kimi kadın gnıplarının da kadın işçilerle iletişim için-
de olduğunu' belırtiyor. (Kumudhini Rosa, Serbest
Ticaret Bölgeleri'ndeki kadınlann koşûllan ve ör-
gütsel eylemlen. Sheila Rovvbotham veSwasti Mit-
ter ile Üçüncü ve Birind Dünya'daki yoksul kadı-
nlar arasındaki yeni ekonomik örgûtlenme biçem-
leri) Farklı türde örgütlenmelere gidılmış, işte ileti-
şim tehlikeb olduğundan, kiralık ev ağı oluşturul-
muştur. Üretim ve sosyal varoluş arasındalcı
sınırlar iç içe geçmiştir.
IHindistan'da isvereni kendisi
olan kadınlar orgötü
Üçüncü Dünya ülkelerindekı birçok işçi resmi
sektör dışında çalışmaktadır. Bu durum özelbkle
kadınlar için geçerli olup soyutlanmış ve ezilen
kadın işçileri bir araya getirecek etkili yollar bulun-
muştur. Bu yollar kuzeyde resmiyetten uzaklaşma
sürecini yaşayan işçiler için son kerte önemli dersler
içeriyor. Bu tür gruplar içinde en etkileyici olanlar-
dan biri Hindistan'daki işvereni kendisi olan kadı-
nlar örgütü. Bu örgütün şimdi, ev kadını. tezgah-
tar. sepet ve hasır işi yapanlar ve görünürde bir ör-
gütte toplanması güç sanılan işçilerden oluşan kırk
altı bin üyesi var. Örgüt, savunma ile pratik ancak
aynı zamanda düşsel olarak nitelendirilebilecek se-
çenekler yaratma konulannı birleştirmeyi ilke
edinmiştir.
Bunun dışında, örgûtlenme sürecinde insanlann
duygulannı yaraüa bir biçimde dışa vurabilmeleri
üzerinde durur. Örgütün kurucusu FJa Bhatt'ın de-
diği gibi, "Insanlan geliştinnek zorundayız." Bhatt,
kısa adı SEVVA olan örgüt ve benzerlerinin
"kadını, yalnızca ekonomiye olan ilişkisi açtsından
değil de sosyal ve politik bir varlık olarak ele
akuğınT bebrtir.
Artan fiyatlar, kaynaklann azalması. dışsatıma
odaklanmış pobtikalar ve çevre kirlıliği gibi olay-
lar, özellikle Latin Amerika, Afrika ve Hindistan'-
daki tüketime karşı çıkan kadınlar tarafından ol-
mak üzere çok sayıda eylemin gerçekleştirilmesine
yol açtı. Sık sık 'yeni toptum&al eylemler' adıyla anı-
lan bu eylemler bir bakıma. yaşamı sürdürme açısı-
ndan son kerte önemli olan konular üzerinde
odaklanan birer sınıf direniş biçimidir.
Üçüncü Dünya ülkelerinde. ekonomik ve sos-
yalin birbiriyle ilintib olduğu ve gündelik yaşamın
yeniden yapılanmasının, en az üretim denb baş-
kaldınlann kaynağı sayıldığı bir sınıf mücadelesı
ortaya çıktı.
90"lann karanlık dünvasında yeni bir sol yara-
tılacaksa. bu 'ara dönemlerde' yeni bir uluslara-
rasıcıhğa da (cnıemasyonabzm) gereksinim vardır.
fnsanlann hıçe sayıldığı. umudun peşine düşüldü-
ğü, düşlerin umutsuzluğa dönüştüğü günümüzde,
dizginlenemeyen kazançlar piyasasını tümüyle ala-
şağı edebilmenin' tck çıkar yolu tüm dünya ülkeleri-
nin bir araya gelmesidir.
Kayıtakça:
Betneen Time\ • Ara Dönemler). vönetmen Mare
Karliıı. scnaryo Marc Karlin vejohn Mepham.
Gregory Ellioıt, Ltıhourism ant the English Geni-
us (Emekçilik \v İnçiliz Ökeliği). Verso, Londra,
1993.
Jim Fryth. Lahour\ High Noon (Emeğin Öpı-
Vakti) LoHTence aııd li'nhart, Londra, 1993.
Sheila Ronbotha/n \v Suasii Mitter, Dignitvand
Daily Bread ı SaygmlıK ıc Günlük Ekmek. Routled-
ge-Londra. 1993.
Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A I T T I R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
ÇALIŞANLAREV SORULARI/SORU1NLARIYILMAZ ŞİPAL
*4
Dul maaşımı, hangi kurum bağlayacak?"
Soru: Eşun, 18 yü teknik hizmetler suufında tekmker olarak ça-
lışrıktan sonra devlet memuriuğımdan aynlıp, özel bir şirkette
sigortalı olarak çalışmaya başladı. Bir yü agortah cal^tıktan
sonra geçen yü vefat etti.
Ben, Eınekli Sandığı kadın istirakçisiyiın. Sormak istediğim:
Bana dul ayhğını Emekli Sandığı mı yoksa Sosyal Sigortalar
Kurumu mu yoksa Sigorta mı bağlayacak? Bazı kimseler. son 7
yüın yansından fazlası Emekli Saıidığı'nda geçtiği için maaşı
Emekli Sandığı'nuı bağlayacagını, Emekli Sandığı'ndaki ilgili-
ler ise dul maaşını Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bağlaya-
cagını söylüyor.
Dul maaşımı hangi kurum bağlayacak?
(S.B.)
YANTT: 2829 sayıb sosyal güvenbk kurumlanna tabi olarak ge-
çen hizmetlenn brleştirilmesi hakkında yasanın amacı. "Çeşhü sos-
yal güvenlik kunımlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleşti-
ribnesi suretivle ilgililerin sosyal güvenlikierinin sağlanması usul ve
esasiamun düzenlenmesidir."
2829 sayıb yasanın uygulama esaslanyla ilgili yönetmeliğinin 7.
maddesinde, çeşitli sosyal güvenbk kurumlannda hizmeti olanlann
sağlıklannda kendilerine, ölümlerindedul ve yeümlerine aybk bağla-
yacak kurum belirlenmiştir. Malullük, yaşbbk, emekli, dul ve yetim
aybklannı bağlayıp ödeyecek sosyal güvenlik kurumunun saptan-
masında sigortablann ya da iştirakçilerin "Emeklilik tarihinden geri-
ye doğnı prim veya kesenek ödenerek geçen son yedi yıllık fiili hizmet
(360x7= 2520 gün) süresi esas aiınır.
Aylığın bağlanıp ödenmesi, bu süre içinde fiili hizmet süresi fazla
olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde eşit hizmet siirele-
rinden sonuncusunun tabi olduğu kununca ve kendi mevzuatuıa göre
yapılır.
Genel kural bu olmakla beraber,
1- Malulen emeklilik,
2- Öliim nedeniy le dul veya yetim aylığına hak kazanma,
3- 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanunu'na göre kurumlannca yaş
haddi sebebiyle resen emekli)e setk edilme.
4- Sigortalıların bağlı olduklan sosyal güvenlik kurumlannın ka-
mmla değiştirUmesi,
Hallerinde, sigortanlara veya hak sahipierine, son yedi yıllık fiili hiz-
met süresi nazara aluunadan, hizmet sürelerinin sonuncusunun tabi ol-
duğu kurumca kendi mevzuatuıa göre aylık bağlanır ve ödenir."
2829 sayıb yasanın uygulanmasına ilişkin Sosyal Sigortalar Kuru-
mu Genel Müdürlüğü'nün 16.6.1983 günlü 3141 sayıb genelgesine
göre:
"c) ilgililerin iradesi dışında meydana gelen, malullük, öliim ve 5434
sayılı kanuna göre resen emekli olnıa halleri ile bağlı olduklan kuru-
mun (stanilerinin) kanunla değistiriimesi halinde, yine hizmet süreleri-
nin sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatuıa göre hak
kazanüdığında aylık bağlanacaktır."
Gerek 2829 sayılı yasanın anlatımından, gerek yönetmeliğin açı-
klamasından ve gerekse genelgenin yorumundan. sigortalı ya da işti-
rakçilerin ölümü durumunda hak sahipleri olan dul ve yetimlerine
aybklarının, sigortalı ya da iştirakçilerin bağlı olduklan son sosyal
güvenbk kurumunca bağlanacağı tartışmasızdır.
Eşinizin ölümünde. son bap olduğu kurum Sosyal Sigortalar
Kurumu olduğuna göre size dul aylığı bu kurumca bağlanacaktır.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Çok Susadmı Dertm_.Süleyman Çelebi'nin Mevlit'inde Amine Hatun, "Su-
sadım gayet hararetten kati/Sundular bir cam dolusu
şerbeti" derken, hemen hazırdaki şerbetlerdağıtılır, ha-
raretkesilir.
Belediye başkanı olursa, kenti susuz bırakmayacağını
söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, su kıtlığı baş gösterir-
ken ilk sinyali verdi: istanbul'a gün aşırı su... Bunun bir
başka anlamı da 18 saat su görecegiz, 30 saat su veril-
meyecek...
Yerel seçimlerde adayların su için söylediklerine bak-
tım. istanbul'un su sorununu nasıl çözümleyecekler?
Dördü de (Dalan, Kesid, Lh/aneli, Erdoğan) çözümün
kolay olduğunu söylüyorlardı.
Suyun en kesat olduğu dönemde NuretUn Sözen, yağ-
mur bombası attı, tankerle su getirdi, kimi yerde de su-
ya, deniz suyu kattı. Bir çözümdü.
Şairin, '6/raş/fo/t/v/
e»'d/a^/na///f'dediğigibi, 'kuraklık
da gelirbastmverir!'A\ bakalım başa belayı... Başkanlar
suyu unuturlar, Taksim'e cami yaptırmaya kalkışırlar.
Beyoğlu Belediyesi'ne cami de nasıl yakışır! Giyimi ku-
şamı, çarşısı, eğlencesiyle...
Susuzluk sinyalinin yanı başında bir de ölüm haberi
var; üstat Azlz Nesin öldüğünde. Çatalca'daki vakıf top-
raklarına gömülmek istiyormuş. Gerekçesi şöyle: "Müs-
lüman değilim, dinsizim, Müslüman mezarlığına gömül-
mek istemiyorum, ülkede bir dinsizler mezarlığı da yok;
onun için beni vakıfta biryere gömün!"
Dilek, Bakanlar Kurulu'na ulaştırılmış, Necmetön
Cevheri dışındaki bakanlar 'olmaz' demişler. Şimdi ge-
cinden versin Aziz'e emr-i hak vaki olursa cenazesi yer-
de mi kalacak? Cahrt Srtkı Tarancı bir şiirinde "Cenaze-
miz yerde kalmasm dostlar" demişti, yerde kalmadı.
Hiçbir cenaze yerde kalmaz, bir yere gömülür. Isteyenin
cenazesi istediği yere gömülmesin mi? Turgut özal'ın
annesinin cenazesi Süleymaniye Camii avlusundaki ta-
rikat şeyhlerinin bulunduğu topraklara gömülmedi mi?
"Neden gömülüyor, niçin gömülüyor" diye tartışılır-
ken Bakanlar Kurulu kararı yetişti, valide hanım Süley-
maniye'de pirler, şeyhler, tarikat erbabı arasına gömül-
dü.
Menderes, Zoriu, Polatkan'ın cenazeleri yıllarca Im-
ralı'da kaldıktan sonra Topkapı'ya gömülmedi mi? istan-
bul'a şöyle bir tepeden bakınca Dersaadet bir mezarlık-
lar kenti değil midir? Surların içi de dışı da mezarla dolu
değil midir? Bunlar ister Müslüman, ıster Hıristiyan, is-
ter Musevi olsun!.. Başka dinlerin, başka mezheplerin
mezarı vardır.
Müslüman, Hıristiyan cenaze törenlerinde bulunmuş-
tum, ama Musevi cenazesinde bulunmamıştım. Birkaç
yıl oluyor, Bay Rober'in cenazesine gitmiştim. Görkemli
oluyor, duaları bizimkine benziyor
Şair ömer Kayaoğlu devrimci arkadaşlarından ibra-
him için Kıyı dergısınde birkaç dize yazmış, güzel bir
ağıt:
"Bitinceşiir
Tarih yerinde
Bir çift kumru sevişir."
Yılın en uzun gecesi, saati, günü gelince işler durur. 21
haziran dendi mi vaktini en iyi bilen odur. Ruz-u yel-
da derler. Gündüzter kısılmaya, geceler uzamaya baş-
lar. Şeb-i yelda (geceler, uzun geceler) karanlığın ucunu
yakalar. Şair boş durur mu? Şöyle diyesi:
"Şeb-i yeldayı muvakkitle müneccim ne bilir ^^Şş^ı
Mübtela-yı gama sor bak geceler kaç saat." •
Kuzey yarımküreye yaz-kış demez haberciliği ulaşır.
Tannça Kybte adına şenlikler başlar, törenler şenlenir,
zincirierle dövmeler, aşureler... Muharrem ayını karşı-
lama... Süleyman Çelebi'nin dizelerinden dökülür. Ami-
ne Hatun'un dudaklarından yansır:
"Susadım gayet hararetten kati..."
Yıllardır sürer bu susuzluk...
BULMACA
1 2 3 4SOLDA» SAĞA:
1/ Düşey ve yaıay açılan
ölçmek için kullanılan >e-
rölçümü aleti. 2/ Gızli-
ce... Doğu Anadolu'da
kullanılan bir tür küçük
zurna. 3/ Bir soru sözü...
Zambia'nın başkcnti. 4/
Balıkesir'in bir ilçesi. 5/
Bir uçak ya da geminin 6
izlediği yol... İçinden çı-
kılması güç. sakıncalı
durum. 6/ Dinsel inanç-
ian olmayan... Matema-
tikte kullanılan sabıt bir
sayı... tris Murdoch'un. dilimize de
çevrilmiş bir romanı. 7/ Afrika'da
bir ülke. 8/ Kale hendeği... Bir gö-
revin yürütülebilmesi için merkez
olarak seçilen yer... Evcil birgeyik.
9/ Kırmızıya çalar eflatun renk.
YLKAR1DAN AŞAĞIYA
1/ Kutup bölgelerine özgü bitki
topluluğu... Akıl. 2/ Maden. tahta
gibi şeyleri yontmak için kullanı-
lan çelik araç... Denizayısı da deni-
len bir fok türü. 3/ Müstahkem
yer... Yemişlerin yenilen bölümü. 4/ Yağmur. güneş ve rüzgann
etkile\emediği kmtu yer... "Hafız'ın kabri olan bahçede bir —
varmış Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle" (Yahya
Kemal). 5/ Haysiyet... Suyu alınmış her tür yiyecek maddesirün
artığı. 6/ Hayır için dağıtılan içme suyu. 7/ Din adamlanmn
simgcsi sayılan başlık... Odünç alınan ya da verilen şey. 8/ Özel-
likle Meksika'da yaygın sert bir içki... Hayvanlara vurulan
damga. 9/ Namlusu eğmeçli, iki yanı da kesici. bir tür uzun sa-
vaş bıçağı.
Cumhuriyet Kitap Kulübü Adapazarı Temsilciliği
BARIŞ KİTAPEVİ ve CHP İL ÖRGÜTÜ İşbirliğiyle
SOYLESI VE IMZA GUNU
25 Haziran Cumartesi (bugün)
İSMAİL CEM
Konu:ÖZELLEŞTİRME NEDİR?
YerBaltürk OtelAdapazarı
Saat:I330