Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZT NİSAN1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Demirel, Özal'a
borcunu kapattt
• ANKARA (ANKA)-
Cumhurbaşkaru Süleyman
Oemirel, seiefi TurgutÖzal'a
olan manevi tazminat
borcunu ödedi.
Çumhurbaşkanı Demirel,
Özal aiîesinin avukaü Bilgin
Yazraoğlu'nun "tazmınaü
eksik yanrdınız" uyansı
üzerine, 14 nisanda ödediği 20
müyon lira tazminaün ar-
dından. 2.5 milyon liradaha
tazminatödemesinde
bulundu. Böyleceicraya
verilmekten kurtulan
Demirerin Özal'a "'gaflet ve
dalalet içinde bulunmakla"
suçlamasının maliyeti 22.5
miİyon liraya yükselmiş oldu.
Sekizind Çumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın avukaü üçay
önce Yargıtay larafından
onaylanan tazminat karannın
gereğini yerine getirip parayı
yatırmadığı gerekçesiyle
Cumhurbaşkaru Demirel'i
icraya vereceğini açıklamışü.
Açıklamadan bir süre sonra
Demirel, Akbank KızıJay
şubesine 20 milyon lira
yaurmış. Semra ÖzaJ'ın
avukaü, yaünlan paranın 2.5
milyoneîcsik olduğunu
Demirel'eavukatlan
aracılığıyla Uetmişierdi.
Gdzattınaalınafl
SBP-liler
•ANKARA(ANKA)-
Sosyalist Birlik Partisi Genel
Başkanı Sadun Aren:
Bursa il
örgütlerinın DEP ve İP il
örgütleriyle ortaklaşa
haarladıgı "5 nisanzam ve
zulüm paketine hayır" başlıklı
bildiridağıülırken gözaltına
alınan 32 kişinin serbest
bırakılmasını istedi. SBP'den
yapılan açıklamaya göreparti
Genel Başkaru Sadun Aren,
İçişleri Bakaru Nahit
• Menteşe'yegönderdiği
dilekçede, 25 nisan gûnü SBP,
DEP ve İP Bursa il örgütleri
tarafindan ortaklaşa
haarlanan "5 nisan zam ve
zulüm paketine hayır"
bildirisini dağıtırken gözalüna
ahnançoğunluğu SBP üyesi 32
kişinin serbest bırakılmasını
istedi. Bildirinin dağıülması
için gerekii işlemlerin yerine
getirildığini haürlatan Aren,
bu nedentegözalünaalma
isteminin yasalara ve hukuka
aykın olduğunu belirtti.
Erttoğan'ın
sabıkadurumu
• ANKARA (AA) -Yüksek
Seçim Kurulu. "seçilme
yeterliğini kaybettiren
mahkumiyeti bulunduğu"
iddiasıyla yapılan bir.başvuru
üzerine. İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan'ın şabıka durumu
konusunda İstanbul Jl Seçim
Kurulu'ndan bilgj ve belge
istedi. YSK'nın sözkonusu
başvuru üzerine aldığı ara
kararçerçevesinde. Istanbul İl
Seçim Kurulu.
mahkumiyetinin bulunması
durumunda Büyükşehir
Belediye Başkanı Erdoğan'ın
buna iîişkjn savunmasını da
alacak.YSK, İstanbul İl
Seçim Kurulu'ndan istenilen
belgelerin gelmesindensonra
Tayyip Erdoğan'ın seçilme
yeteneğine ilişkin başvuruyu
önümüzdeki günlerde
görüşerek karara bağlayacak.
Çöp vergisi
• KONYA (AA)-Konya'da
merkez Selçuklu ilçesi
belediyesince Çevre Temizlik
Vergisi beyannamelerinin
kabulüne başlandı. Belediye
başkanlığından yapılan
açıklamada beyannamelerin
ve ilk taksitlerin 31 mayıs,
ikinci taksitlerin de 31 temmuz
tarihine kadar venlmesi
gereküği bildirildi. 180metre
kareyi aşan konutlardan 600
bin, 180 metrekareden küçük
konutlardan da 300 bin lira
ÇevreTemizlik Vergisi
alınacak.
Verici istasyonu
kundaklandı
• VİRANŞEHİR
(Cumhuriyet) - Belediyeyeait
canak anten verici istasyonu
kimliği belirsizkişilerce benzin
dökülerek yakıldı. Karacadağ
Caddesi üzerinde bulunan
istasyona önceki gece 21.30
sıralannda gelen üçkişi
ellerindeki benzini aygıtlann
« üzerinedökerekateşeverdiler.
Olay sırasında istasyon bekçisi
KadirSarile saldırganlardan
biri de kısmen yandı. Diğeriki
saldırgan alevleriçerisindeki
arkadaşını kurtarmaya
çalışırken yangın söndürüldü.
RPİl Başkanı
îstîfa etti
• ISP ARTA (AA) - Refah
Partisi Isparta İl Başkanı
Ramazan Topraklı
görevinden istifa etti.
Toprakirnın istifasıyla
boşalan RP İl BaşkanhğVna
Avukat Abbas Pirimoğlu
getirildi.
Laiklik Bildirisi nedeniyle başsavalan kutlayan SHP lideri, RP'yi uyardı:
Laiklikoıuıılııui\ etiııtemeli
'Temef llllPllin'Karayalçıncumhuriyet başsavcılarını Laiklik 'KaiTIU OÖPeVİIIİ İŞ98İ edePek...'Partısınıngrup
Bildirisi' nedeniyle kutlarken RP'lilerin eleştirileri üzerine "RP, toplantısında konuşan SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın,
laikliği bir hükümet politikası olarak değil, cumhuriyetin temel kamugörevini işgal ederek politika yapılamayacağını
kurumu olarak görmelidir" görüşünü savundu. söyleyerek, "RP bizim duygulanmızı paylaşmıyor" dedi.
ANKARA
(Cumhurivet Bü-
rosu)-SHP Genel
Başkanı ve Baş-
bakan Yardıması
Murat Karayalçın, yayımladı-
klan "Laiklik Büdirisi" nede-
niyle cumhuriyet başsavcılannı
kutlarken, RP'lilerin eleştirileri
konusunda da, "RP, laikliği bir
hükümet politikası olarak değil.
cumhuriyetin temel kurumu ola-
rak görmelidir" dedi.
Karayalçın, partisinin grup
toplantısında son gelişmeleri
değerlendirirken Merkez Ban-
kası'yla ilgili olarak yapılan
yeni düzenlemelere de değindi.
SHP lideri Murat Karayalçın
Merkez Bankası'nın. sıkıntıya
düşmüş bankalara hangi koşul-
larda katkıda bulunacağı ko-
nusunda bir çalışma yapı-
Imasını istediklerini belirterek.
"Merkez Bankası burtiroperas-
yonlan hangi koşullarda gerçek-
leşrircceğini açıklamalıdır"
dedi.
RPden tepki
w p P r ı R SHP Genel Başkanı Karayalçın, partisinin grup toplantısına neşeli bir şekilde girdi. (Fotoğraf: AA)
kan Yardıması Ahmet Tekdalın cum- "Cumhuriyet başsavctlannın laiklik
konusundaki duyaıiılıklarını dile getir-
melerini btiyiik bir mutlulukla coşkuyla
karşıladım. RP, bizim bu duygularımtzı
payiaşmıyor. Sayın Tekdah kamu görev-
Ulerinin siyasi konulara girmemesi ge-
huriyet başsavcılannın "Laiklik Bildiri-
si" ile ilgili olarak "Kamu görevini işgal
ederek politika yapmak doğnı değildir"
değerlendirmesıne dikkat çekerek şun-
lan söyledi:
rektiğini söylüyor. RP iki şeyi karıştırı- müdde-i umumi değil, cumhurivet baş-
yor. Birincisi, RP'nin laikliği bir hükü- sa>cıları olduğunu bilmesi gerekir. Muğ-
met politikası olarak değil, cumhuriyeti la'daki bölge toplantımızda, örgütümüz
kuran temel kurum olarak görmesi gere- cumhurivet başsa>cılaruıın kutlanması
kir. kararı aldı. Partimiz adına kendilerini
Ikincisi, hitap ettikleri kitlenin adının kutluvonım.'
DYP milletvekilleri, TKB Genel Müdürü Özal Baysarın görevinden alınmasını istedi
Çiller'eDYP grııbundaeleştiri yağmuın
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Banka operasyonlan ve devletın 32 mil-
yon dolanru baük bankalara >atıran
Türkiye Kalkmma Bankası (TKB) Ge-
nel Müdürü özal Baysal'ın durumu
DYP milletvekillerini de isyan ettirdi.
Başbakan Tansu Çiller, DYP grubunda
eleştiri yağmuruna tutulurken, Özal
Baysal ve banka yönetim kurulunun gö-
revden alınması istendi. DYPgrubunun
dün basına kapalı olarak gerçekleştirilen
bölümünde, milletvekilleri Çiller'e. eko-
nomik uygulamalar, Milli Eğitim'deki
operasyonlar ve partinin çizgjsindeki
kaymalar konusunda yüklendiler.
DYP Genel Muhasibi Bilecik Millet-
vekiü Bahattin Şeker ise baük bankalar
konusunu gündeme getirdi. Şeker, ban-
kalann çeşitli hesap oyunlan ile trilyon-
lar kaçırdıklannı belirterek. bu duruma
el konmasını istedi. Şeker. batık banka-
larda 32 milyon dolan giden TKB'nin
durumuna değinerek "Banka genel mü-
dürü ve yönetim kurulu görevden aJınma-
lı" diye konuştu.
Samsun MiUetvekili GİK üyesi Cemal
Aüşan ise Milli Eğjtim Bakanlığı'ndaki
Günay: Çiller
Antuanette
bozuntusu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Sekreteri Ertuğnıl
Gûnay. Başbakan Tansu Çiller"ı
"Ekniek bulamazsanız pasta yi-
yin" diyen Fransız Kraüçesi
Marie Antuanette ye benzetü.
Başbakan Yardımaa Murat
Karayalçın için "Omın şak-
şakçKi" tanımlamasını kullanan
Günay. iktidar ortaklannın ya-
şanan ekonomik kriz ve top-
lumsal bunalımakarşın "demok-
ratikJejme paketini" gündeme
getirerek, "göz boyamaya"
çalışnklannı öne sürdü.
Ertğurul Günay, yerel secim-
ler sonrasında Türkiye'de yaşa-
nan siyasi ve ekonomik gelişme-
leri değerlendirdi. Günay, isim
vermeden Başbakan Çiller'i,
Marie Antuanette'ye benzeten,
Karayalçın için de "Onun şak-
şakçta'" tanımlamasını kullanan
Günay, sözlerini şöyle tamam-
ladı:
"Bosna'da, KAns'ta, Azer-
baycan'da tartaklanmasına, ulu-
sal bütünlüğümüzûn işsizlik ve
yoksuUuk çaresizliğinde ve ek-
mek ku\ruklannda zedelenmesi-
ne göz yumanlar, Marie .Antua-
nette bozuntulan ve onun şak-
şakçılan, Türkiye sizdcn kurtul-
madıkça, ne gününü kurtarabiür
oe de geleceğini,"
ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART
A£>»-AN SO&YAL- DEMOk'-
RATLAR BU VASAYA
ÎMZA ATMAZ i..
son operasyonlan eleştinrken parünin
milliyetçi-muhafazakar çızgisinden sap-
ma olduğunu sövledi. Sapmanın örneği-
nin 21 Mart seçimlerinde yaşandığını bil-
diren Abşan, muhafazakar oylann RP
ve MHP'>e kaydığını savundu.
Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz'ın
katılmadığı toplantıda. Denizü Millet-
vekılı Nabi Sabuncu da bu bakanlıktaki
atamafan eleştırdi. Atamalann
yönıeminin yanlış olduğunu bil-
diren Sabuncu. bunlan eteştir-
dikleri için kendilennın tarikatçı
olarak nitelenmesinin yanlış ol-
duğunu da söyledi. Sabuncu,
ekonomik uygulamalara ilişkin
görüşlerini açıklarken de Çiller'-
den yeni vergiler getirmeden
önce hayaliciler ve yüzsüzlerin
üzerinegıtmesıni istedi.
Çiller'in yarutı
Çiller ise Özal Baysal'ın gö-
revden alınması ve hayaliciler ile
yüzsüzlerin üzerine gidilmesi is-
teklerine hiç değinmedi. Milli-
yetçi-muhafazakar çizgisinden
sapma olmadıgmı bildiren Çil-
ler. '"Siz ne kadar milliyetçi-
muhafazakarsanız. ben de en az
si/in kadar milliyetçi-muhafaza-
kanm" dedi. Partinın zayıfladığı
ve zaaf içinde olduğu gibi eleşti-
rilerin partiye zarar verdiğini de
bildiren Çiller. Milli Eğitim'deki
operasvonlan savunurken de
"Görevden alınan arkadaşlar,
bizden daha çok başkalanna
> akındı. Bürokratları eleştirmek
yerine onlara vardımcı olmaya
çalışın. Bürokratlar, bırakın işîe-
rini vapsınlar. Bakan arkadaşlar
da kendi bürokradarını seçsin-
ler"dedi.
Koalisyonu bırakmalan du-
rumunda "Sorumluluğu bıraktı,
kactı" denileceğini sö>leyen Çil-
ler. vergı paketini savunurken de
yükün toplumun herkesimıne
eşıt pavlaştınlmasında ısrarlı ol-
duklanru. adil bir \ ük paylaşımı-
nın zorunlu olduğunu bildırdi ve
**\olumuzdan dönmeyiz. Bu va-
salar çıkacak" dedi.
ÜĞÜPOIİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtSKAYA
Laiklik Nedip?••
Show TV'de Mehmet Ali Birand'ın yönettiği açıkoturu-
mu izliyorum...
Konuşmacılardan birisi şöyle diyor:
"Refah Partisi'nin ideolojik bir yapısı yoktur. Taban
mücahit ya da Başkomutan Necmetb'n Erbakan /n çev-
resinde birleşmiştir..."
Hayret!
Refah'm ideolojisi apaçık ortada...
Refah'ın 25 yıllık çizgisine baktığınız zaman bunu gö-
rebilirsiniz. Son iki yıllık süreçte 'şeriatçı güçler'in kendi
siyasal ideolojilerini Refah ta birleştirdiklerini yakalaya-
bilirsiniz.
Kimileri çağdaş giyimlidir, kimileri takke, sarıkfa dola-
şır, kimileri kara çarşaf giyer, kimileri elbise, etek giy-
meyi sever.
Ama amaçları birdir:
"Anayasalan Kuran'dır... Onlar için demokrasi bir
amaç değil araçtır."
Demokrasi birözgürlükleryumağıdır. Demokrasi, kişi
temel hak ve özgürlüklerini oluşturur. Demokrasi, laiklik
kavramıyla özdeşleşir. Demokrasi, çağdaş toplumların
vazgeçilmez bir yaşam biçimidir...
Hiçbir çağdaş ülkede yasalar, 'demokrasi'yi yıkmayı
amaçlayan totaliter güçlere prim vermez; onların örgüt-
lenip devleti temelinden yıkmaya yönelik eylemlerine
izleyici kalmaz.
Türkiye'de 'şeriatçı güçler' kendi siyasal partilerini
'demokrasi maskesi'ni kullanarak kurdular ve 'İslam
ideolojisi'ni devlet düzenine dönüştürmek için harekete
geçtiler. Bir bakıma demokrasiyi amaç olarak değil araç
olarak gördüler.
Durum apaçık ortada...
Türkiye'yi 'ortaçağınkaranlığt'nagötürmek isteyen bu
güçler bugünlere sağ partilerin desteğinde geldiler. Pa-
rasal kaynaklarını içeriden ve dışarıdan sağladılar ve
sağlıyorlar.
Önceki akşam Show TV'de Mehmet Ali Birand'ın yö-
nettiği açıkoturumu izlerken şöyle düşündüm:
"Şu tartışma neyi amaçlıyor acaba?"
Kavramlar birbirine karışırken 'var olan bir gerçek'
neden görmemezlikten geliniyordu?
Özellikle Prof. Dr. Ahmet Arslan'a ve genç gazeteci
Ruşen Çakır'a şu soruyu Mehmet Ali Birand yöneltebi-
lirdi:
"Suudi Arabistan kökenli Al Rajhi Banging, Türkiye'-
deki Kuran kurslanna parasal destek veriyor; Diyanet
IşleriBaşkanlığı ise buna izleyicikalıyor, sizlerne diyor-
sunuz?"
Bir başka soru da gelebilirdi ardmdan:
"Türkiye'de şeriatçı güçler ve Refah Partisiher yıl ya-
salan çiğneyerek 3.5 trilyon lira değerinde kurban derisi
topluyor. Oysa bu yetki Türk Hava Kurumu'na aittir. Laik
devlet şeriatçı güçleri el altından desteklemiyor mu?"
Elbet televizyonlarda böyle tartışmaların yararı var-
dır. Mehmet Ali Birand'ın da bu tür tartışmalarda konuş-
macı olanların da bu konuları çok iyi bilmeleri gerekir.
Prof. Dr. Ahmet Arslan kendi arkadaşları arasında
'Rüzgârgülü'olaraktanınır. Elbetlaikbirkişidirve İslam
Felsefesi' konusunda uzmandır. Oktay Ekşi laikliği tanı-
mlarken 'bilim ve düşünce kavramı' üzerinde durdu.
Ancak Ahmet Arslan "Hayır laiklik o değildir" yanıtmı
verdi. Oysa Oktay Ekşi doğru söylüyor, Ahmet Arslan
ise konuyu bir başka yöne çekiyordu. isterdik ki Ekşi,
Arslan'ın bu savına somut yanıt versin. Ama vermedi.
Laiklik demokrasinin 'Özgürlükler yumağı' içindedir.
Fransız Devrimi'nde 'özgürlükler' bahçesinin temel taş-
larından birisi de laiklik kavramıdır. Işin özü de şudur:
"Din ile devlet yönetimi işlerinin birbirinden ayrılma-
sı..."
O zaman Show TV'de neyi tartışıyorlar?
Olay ortada. Türkiye Cumhuriyeti 70 yıldır laik bir dev-
let. Ama laik devleti temelinden yıkma girişimleri gide-
rek yoğunlaşıyor. 'Karayobaz çeteleri'ne kimi gazeteler
ve televizyonlar 'çanafc'tutuyor.
Bugün 'şeriatçı güçler' Refah Partisi'nin şemsiyesi al-
tmdadır. Refah 'Muca/7/f E/-oa/fan'kimliğiyle değil '^en-
atçı' kimliğiyle güçlenmektedir.
Bir genç gazeteci Oktay Ekşi'ye "Erbakan sizden da-
ha demokrat'diyebiliyorsazaten 'taraf'tır. Birzamanlar
Dev-Sol hareketine, daha sonra Humeynl'ye şimdi de
Erbakan a alkış tutmanın 'demokrasiyle, özgürlükle' bir
ilgisi de yoktur ve olamaz.
Bugün Türkiye'de yüz lisenin 80'inde mescit bulunu-
yor ve çocuklar orada dini eğitim görüyor. Laik bir dev-
lette böyle bir şey olmaz.
Öğretmen biyoloji dersine girince besmeleyle derse
başlıyor:
' 'Bismillahirrahmanirrahim!"
Türkiye'yi 'ortaçağın karanlığı'na götürmek isteyen
güçlere karşı 'laikliğisavunamıyorsunuz'demek, elma-
larla armutları karıştırmak gibi bir şeydir.
Laiklik bir yaşam ve düşünce biçimidir. özünde bilim-
sellik vardır. Cumhuriyetçi yönetimlerin özünü de zaten
bu saydıklarımızla birlikte "Egemenlik ulusundur" deyi-
şi oluşturur. Bu değiş aklın ve sağduyunun sesidir. Dü-
şünce ve inanç özgürlüğünün yurttaş olmaktan kaynak-
lanan gücüdür.
Mustafa Kemal Atatürk laikliğin temelinde birleştiri-
len giyım kuşamla ilgili değişiklikleri; kadın haklarını,
medrese, tekke ve zaviyeleri kapatıp laik 'Milli Eğitim'i
yaşama geçirmeyi, kültürü uluslaştırmayı hep bu yüz-
den yaptı.
Atatürk'ün laik devlet anlayışı da buydu...
Hükümet programında memur sendikacılığı/3
Toplusözleşme, özlükyasasınaaykındeğLl
Prof. Dr. SAVAŞ TAŞKENT
Anayasanın kamu hizmeti görevlileriyle
ilgili olarak genel ilkeleri belirleyen 128.
maddesinin 2. fıkrasında "Memurların ve di-
ğer kamu görevb'lerinin niteiikleri, alanmala-
rı. görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükle-
ri, aylık ve Ödenekleri ve diğer özlük işleri ka-
nunla düzenlenir" denilmektedir.
İşte 128. maddenin bu düzenlemesi kar-
şısında, memurlarla toplu pazarhk sonucun-
da yapılacak bir sözleşmenin geçerli olup ol-
mayacağı tartışma konusu yapılmıştır. De-
nilmektedir ki, memurlann aylıklan, özellik-
le bununla ilgili katsayı kanunla, yani Genel
Bütçe Kanunu ile saptanmaktadır. Böyle ol-
duğuna göre, aybk ve ödeneğin toplu pa-
zarlık sonucunda taraflarca belirlenmesi
mümkün değildir.
Kanımca, böyle bir görüşe de katılmak
olanaklı değildir. Memurlann ve diğer kamu
görevlilerinin tüm özlük işleri kuşkusuz ya-
sayla düzenlenecektir. Bu. anayasanın ön-
gördüğü bir durumdur. Nitekim 657 sayılı
Devlet Memurlan Kanunu, toplam 236
maddesi ve birçok ek ve geçici maddesi ile
memurlarla ilgili olarak her türlü düzenle-
meyi içermektedir. Gerçekten de. memurla-
nn ve diğer kamu görevlilerinin niteiikleri.
atanmalan. görev ve yetkileri, haklan ve yü-
kümlülükleri ve diğer özlük işleri, belirtilen
yasanm konusunu oluşturmaktadır.
Buna karşıhk. gösterge tablosunda yer
alan rakamlarla ek göstergelerin aylık tutar-
lanna çevrilmesinde uygulanacak kat-
sayının, Genel Bütçe Kanunu ile saptanması
657 sayılı kanunun 154. maddesinin birgere-
ğidir. Böyle olduğuna göre, 154. maddenin
değiştirilerek veya bir başka yasa ile, katsayı
saptanmasının -151 sayıh ILO sözleşmesin-
de öngörüldüğü gibi- taraflar arasında gö-
rüşme yoluyla veya kurulan arabuluculuk.
uzlaştırma veya tahkim gibi tarafsız meka-
nizmalardan yararlanılarak belirlenmesi
pekala mümkün olabilecektir. Bunu 657
sayılı kanun veya konu ile ilgili bir başka
yasa düzenlediğinde. anayasanın 158. mad-
desine aykınlık da söz konusu olmayacaktır
kanısındayım.
Çünkü, anayasanın 128. maddesinin ön-
gördüğü husus. memurlann özlük hak-
lannın bir "yasa" ile düzenlenmesidır: ana-
yasa bunun mutlaka Genel Bütçe Kanunu
olması gerektiğinden söz etmemektedir.
Bununla birlikte. taraflar arasında toplu
pazarhk sonucunda oluşacak olan toplusöz-
leşmenin hükümlerinin Genel Bütçe Ka-
nunu'na aktanlmasının, meydana gelebile-
cek hukuksal tartışmalann önlenmesı
bakımından en sağlıklı yol olduğu da söyle-
nebilir.
Avrupa'da memur sendikacılığı
Kamuoyunda memur sendikacılığının
mutlaka ''toplusözleşmeli ve grevli" olması
gerektiği imajının yerleşmesi üzerine, bu ko-
nuda sağlıklı bir vargıya vanlabilmesi bakı-
mından diğer bazı ülkelerdeki düzenlemele-
re değinilmesinde yarar görülmektedir. An-
cak, önce bu alandaki yayınlann son derece
az olduğunu belirtmek gerekir.
Mevcut yayınlarda da genel olarak kamu
kesiminde çalışanlann, yani memurlar yanı-
nda bu kesimde çalışan işçilerin de sendikal
haklanndan söz edıldiği için, memurlarla il-
gili saptama vapılmasında güçlük bulundu-
ğuna işaret edilmelidir.
Memurlann sendikal haklan, bunlann ör-
gütlenme. toplu pazarlık ve grev haklan baş-
lıklan altında incelenecektir.
1. Memurların örgütlenme hakkı
Memurlar da dahil olmak üzere. tüm çalı-
şanlann sendika kurma ve kurulmuş olan
sendikalara üye olabilme hak ve özgürlükle-
ri, sendikal haklar içinde en temel olanıdır.
Bu nedenledir ki. sendika özgürlüğü ve sen-
dikalaşma hakkının korunmasına ilişkin 87
sayılı sözleşmenin hazırlık çalışmalan esna-
sında. örgütlenme hakkının yalnız özel sek-
törde çalışan işçi ve işverenlere değil. aynı za-
manda kamu çalışanlanna da sağlanması
gereği vurgulanmıştır.
Esasen 87 sayılı sözleşmenin 2. maddesin-
de herhangi bir aynm gözetilmeksizin "çaln
şanlar"dan söz edilmiş olması. örgütlenme
bakımından işçi-memur aynmı yapılamaya-
cağını açıkça ortaya koymaktadır.
Bugün genel olarak tüm gelişmiş ülkeler
(bazı Afrika ve Güney Amerika ülkeleri dı-
şında) memura sendikada örgütlenme hak-
kını tanımış bulunmaktadır.
Bununla birlikte, bu ülkelerden çoğu as-
ker, polis, itfaiye, cezaevi personeli gibi ka-
mu görevlilerini örgütlenme hakkının dışın-
da bırakmaktadır.
ILOnun Uzmanlar Komitesi'nin sözleş-
me ve tavsiyelerin uygulanmasına ilişkin ge-
nel incelemesinde, bu gibi kapsam dışı bırak-
malann, sözü edilen kamu görevlilerinin
özel sorumluluk ve işlevler üstlenmiş olma-
lan nedeniyle haklılık kazandığı belirülmek-
tedir. Ne var ki, 87 sayılı sözleşmenin 9.
maddesine göre, silahlı kuvvetler ile polis,
sözleşme uyannca kapsam dışı bırakılabile-
cek tek kesim olarak kendini göstermekte-
dir.
Böyle olmasına karşın, İngiltere'de 1984
yılında Genel Haberleşme Merkezi'nde çalı-
şanlann sendikal haklan tümüyle ellerinden
alınmıştır.
StKECEK