Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S*YFA CUMHURİYET2 27 NİSAN1994 ÇARŞAMBA
KULTUR
GörseltarihüretmepeşindeHüsamettin Koçan'm 'Osmanlı' sergisi ay sonuna dek Yıldız Sarayı Silahhane'de
AHUANTMEN
Hüsamettin Koçan'ın son ikı yıldır üze-
rir.de çalıştığı proje, "Anadolu'nun Görsel
Tjrflıi" fasikülleri. geçen yılkı ilk fasikül ve
YJdız Sarayı Silahhane binasında izlediğı-
rrtz "Osmanlı" (ıkinci fasikül) ile birlikte.
aldı başını gıdiyor... Fasıküller. "Osmanlı"-
nırı bıraktığı yerden larihte bir yolculuk
yaptıkıan sonra -Bizans, Roma. İon. Hitit.
Tunç Çağı- geri dönüp "özel hayatlar"a
inecek. Koçan'ın fasıküller projesi, en so-
nunda (tanhin oluşması ıçin kendine za-
man veriyor. yeterli bir 'zaman uzaklığı1
-
nda olmak istıyor nesnel olabilmek için)
cumhurivet dönemiyle bitecek.
\ma her şey burada anlaiıldığı kadar
basit değıl. Söz konusu proje yıllar sürecek,
Koçan her dönem içın her yıl bir sergı açsa
bile, lOyılı aşkın bir süre. Yoğun bir araştı-
rma süreci. Ki buna, sanatının geldığı bu
aşamada artık "mekanlar" da ginyor. "Os-
manlı"yı Silahhane'de. örneğin bir "Sel-
çuk" sergısini de bir Selçuk kervansarayı-
nda gerçekleştirmek gibi... Ve bu proje.
sanki "doğuruyor'" bir > andan da: 18 mayı-
sadek Levent'teki A4Öfset Atölye Galeri'-
desüren "Fersudeler" sergısı gibi... ''Fersu-
deler". Koçan'ın ilk fasıkülünü bir araya
getiren bir tak\imm. yapılırken ortaya
çıkan "baskı bozuklu" parçalanndan. yani
fersudelerden oluşuyor. AnadolıTnun öör-
sel Tarihi. bu kez fersudeler halinde. ama
biraz da aynntılandınlarak (örncğin. her
dönem, bir tarih dökümüyle yer alıyor) iz-
leyiciye ulaşıyor. Hüsamettin Koçan'ın
kendini adadığı (pek de abartmış sayılma-
yız) bu projenın bütünlüğünü kavramak
açısından. bu ilginç serı ıle birlikte Mine
Sanat Galerisi'nde 10 mayısa dek süren
"Araştınnalar'" sergisini de izlemek gerek.
Koçan ile "yaşamının bütününe yayılan"
projesi ile ilgili konuştuk...
- Belki de \ aşamını/ın sonuna dek üzerin-
de çalışacağıni7 bir proje söz konusu... Biraz
gerije dönüp, bu projenin nasıl başiadığını
konuşabilirmiyİ7?
Başlangıcı, doğrudan doğruya 20 yıl ön-
cesıne dayanıyor. Anadolu halk resimlerini
araştırmayı kafama koyduğum andan iti-
baren mayalanmaya başladı. Bu süreçte
beni kışkırtan. kaynak eksiklikleriydi. O
eksiklikler. benim bu toprak üzerinde ya-
şanmışlıklara yöYıelik merakımı kışkırttı.
Halk kültürü içinde saptayabildiğimiz tüm
venlerin ikı kaynağı görünüyordu. bunlar-
dan biri İslamlıktan. ötekı ÖrtaAsya'dan.
Anadolu'da yaşamış kültürle sanki bu ıki kaynak
hiçbir iletişime ya da çatışkıya girmemiş. birbırine
dokunmamış gibi görünüyordu.
O soru ışareti beni Anadolu'daki söz konusu
kaynaklan düşünüp onları anlamaya yönlendirdi.
Kuşkusuz Anadolu'da üç temel kaynak vardı bana
göre: Söz konusu ıki kaynakla birlikte Anadolu
kaynağı. Ben Türkiye'de aynca. aydının da gele-
neİcçinin de kesin bir yanılgı yaşadıklannı düşünü-
yorum. Bir taraf Anadolu yu çok kışkırtıcı bir ze-
min. bir beslenroe alanı olarak algıhyor. öteki Ana-
dolu tanhinı yalnızca dar bir perspektif içinde ele
alıyor. Oysa Anadolu ne tek başına Bizans" -
tırne tek başına Roma'dır, ne de lek başına Os-
manlfdır. O açıdan. başlangıçta üçüncü ayağı me-
rak etme olgusu beni Anadolu'ya ve Anadolu'daki
öteki kültürleri ve hayatlan düşünmeye götürdü.
Dünyaya bağlayan proje...
-Peki bunları düşünmek nereve götürdü sizi?
Benim bugüne kadar üreuiğim yapıtlann hepsi-
nin ardında mutlaka bir gerekçe vardı. Ama söz
konusu proje beni. belki de şu an bu dünyaya bağ-
layan. doğrudan doğruya özgün bir söylemin
kapısına götüren bir proje oldu. Bu projeyle ciddi
araştırmalar dönemi başladı. resmimin kendisini.
sanatımı doğrudan doğruya bir radıkal sorgula-
maya aldı. Bu sorgulama sonucunda resmım kendi
bünyesındekı günübırlık ve biraz da başkalanna
yaslanarak ürettiği değerlerden anndı. silkelendi.
daha özgün bir noktaya gıtti. Doğrusunu ısterse-
niz. ben sanatın sanat olabilmesi için bir ürünün
arkasında kendme aıtlik olması gerektiğine inanı-
yorum. İşte bu proje beni. o kendine aitlik noktası-
na götürdü. Sanat. bu nedenle zaten. bir risk alma
eylemidir. bu nedenle benim üreuiğim ış de bir risk
üstlendi.
- Nasıl bir risk?
Bu nskı birkaç biçimde algılayabildim. Bizim
aydınımızın hayata belli bir sınırlılıkla baktığını
gördüm. Örneğin şu kntik dönemde Osmanlı ser-
gısı açmanın ne gereğı vardı deyıp. Osmanlı'yı baş-
kasınm geleneği gibi algılayan tepkıden tutun da
pentür alışkanlıklanndan hareket eden insanlann
bu güzel pentürlerden sonra. nereden çıktı şimdi
sorusunu soranlara dek... Ötekı tarafta düzenleme
yapanlann, kavranıla uğraşanlann da serginin bir
tarih bağlantısı içinde olmasına tepki duyduklan
görüldü. Beri yandan alışkanlıklan doğrultusunda
dekoratif bir malzeme olarak sanat esenni alıp evı-
ne asan kimı insanlann şaşkınlıklanyla karşı-
laştığımı izledim. Bunlar beni \ üreklendirdi doğ-
rusu... Demek kı ben bülün bu angaje değerlerin
dışında bir şey yapıyorum. O zaman ben doğru bir
yerdeyim ve özgün bir ış peşindeyım. Bir kere. res-
mim bıçımsel ılışkilerinı ay ıkladı. günübirlik duygu
titreşimlerinden anndı. belli bir perspektıfe yayıldı,
aynca radikal bir biçimde malzemesıni de deâştir-
di.
- Aslında çok ciddi bir özeteştiri de barındırıyor
sözleriniz...
Bizim en önemli sorunlanmızdan biri topluma,
öteki insanlara bakmadığımız gibi kendımize de
dürüstçe bakmıyoruz. Kendimizı bir bakıma hap-
sedıyoruz, son derece ahlaki ölçülere büründürü-
yoruz ve diyoruz kı, 'Ben buyum. bu olmak zonın-
dayım." Bu yaratıcı bir ta\ırdeğil kı. Bunun ötesine
geçmek ve elbette kendinızı sorgulamanız lazım.
Ben aslında pentür ustası bir adamım. İnsanlann
şaşırdıklan da bu. Bu kadar usta bir adam bu
noktaya niye geliyor diye düşünüyorlar.
Bütün kaşifler uzağa giderler... Benim eski re-
simlerimin varyasyonlannı 20 yıl daha yapmamı
beklemesinler benden. Ben sanatçıyım. Sanatçı
kendi karşısına dıkilmek zorunda. Yoksa tapu dai-
resınde standart alışkanlıklan olan herhangi bir
bürokratın alışkanlıklan ölçüsüne sanatçının
kendisini hapsetmesı mümkün değil diye düşünü-
yorum. Bu sanatçı tavn değıl bir kere. Benim önce-
ki resımlenmi yaparken günlük coşkulanm vardı,
çağnşımlardan gidiyordum. Artık çağrışımı Eiştı.
hayat oldu benim içın. Ama önceki resımlenn altı-
nda da benim ımzam var. Onlan yaparken de çok
sevdim -bir ılkenin kanına işleyip reflekslerine dö-
nüşmesi gerek ki birkaç tümce söyleyebileceksin
meselesi çok önemli benim için. İşte bu 20 yıl için-
de. kanıma ışledi bu benim. Oradan buraya geldi.
Aslında kendimi çok fazla zorlayacak olursam.
şimdiki sanatımla 'önce' arasında estetık olarak sa-
dece radikal bir teknik değişmenin gündemde ol-
duğunu, halbuki resimsel altvapı açısından bir
• Belki de yaşamının tümünü kapsayacak
'Anadolu'nun Görsel Tarihi' projesi çerçevesinde
'Osmanlı' sergisini Silahhane'de açanHüsamettin Koçan,
bundan sonraki 'Selçuklu' sergisini de bir
Selçuk kervansarayında yapacak...
Bilar'da buhafta
bağlantı olduğunu bilc söyleyebilirim.
- Siz nasıl bir yonım getiriyorsunuz tarihi görsel-
leşrirerek?
Sanat bir gerçeği bir daha insanlann karşısına
koyuyor. Ben tabii ki resmi tarih üretme peşinde
değilim. ama kullandığım kaynaklardan büyük bir
kısmı resmi tarih. Ama sözlü gelenekten de bir şey-
ler ahyorum, mümkünse dönemın ürünleri\le yüz
yüze geliyorum. Sözgclimi. bir Bizans mozaiğinın
bana söyledikleri, o mozaik için yazılanlardan
daha önemli benim içîn. Bir dişalog söz konusu.
Yeni bir düzenleme yapı\orum. bir önerme gctı-
riyorum. Örneğin sempatı duyduğumuz dönemlc-
re belki farkmda olmadan daha güçlü renkler koy-
duk.
- Fasiküllerle birlikte kapsamlı bir tarih araştırma
sürecine de giriyorsunuz. Görsel bir tarih oluşturur-
ken, •resmi tarih'ten uzaklaşmak daha mı kolay?
Yoruma daha açık bir tarih ortaya kovuyorsunuz
görsel \olla...
Ben bir gelenek sorgulamaeısıyım. Ve tarihle il-
gılıyım. ama resmi tanhin yanılgılannı çok merak
edcn bir adamım. Bir rcsmı tarıh üretme peşinde
değilim. "anlama' peşindeyim. Ama anlamak iste-
dığım yıne resmi verilerde vardı. Aslında. belki bi-
raz da folklar araştırmacısı olduğumdan. gelenek-
len kaynaklanan bir tanh üretme tutkusu benimki.
Ve bana öyle gclıyor kı tanhe nasıl resmi ıdeoloji
doğrultusunda bakıyorsak. havatımıza da öyle ba-
kışoruz ablındd. oradakı bakış açibinı gcnışletebı-
lırsek. havatımıza bakışı da gcnişletebılınz. Yanı
önyargıya karşı bir yargı oluşturmak. Böylesine
zengın bir altyapıyı eğer kendi taruşma alanıma
dönüştürebilirsem ve bu Türkiye'de lartışılırsa bir
anlamı olabilır. Ama Türkiye'de üretilenler tartışı-
lmaz. Onun için bu projenin belki en büyuk deza-
vantajı. kısır bir ortam içindedoğuyor olması.
- Peki böylesi belleksiz bir toplumda ve bu 'kısır
ortam'da ortaya koyduğunuz bu görsel tarihi, tarih
sorgulamasını nasıl bir temele oturtuyorsunuz?
Bizim toplumumuz bir okur-yazar toplumu ol-
madığııçın tüm birikimlerini arşiviere değil. anlatı
geleneğınc borçludur. Bu esasıan yola çıkarak
hafızasının güçlü olması gerekir diye düşünüyor-
dum. Fakat olaylar o kadar hızlandı ki hafızanın
bu olaylan depolavacak imkanı kalmadı. Bu ne-
denle. bızım toplumumuzun kayıtlı bir topluma
gcçmcsi gerekir. Böyle bir toplum içinde benim bu
sergiNincreşeoiurtacağımı. doğrusunu istersenizo
anlamda çok düşünmedim. Belki bir hafıza oluş-
turmak işin alt gerekçelennden bir tanesı. Benim
yaptığım şe%. bir bakıma tarihe karşı borcumuzu
ödemek gibi geliyor bana. Bütün bu inkarlann bir
bedeli olmalıdır ve işte o inkarlara karşı yanıt üret-
mck gibi... Belki bu toplum için bir günah çıkarma
yatıvor arkasında; çünkü biz eşit bakmıyoruz. bir
şeyı ön plana çıkanyoruz, ötekini inkarediyoruz...
Günümüzçağdaşmüziğinin
önde gelen temsilcilerinden
4
sabırsızlar' için konser!
MEHMETL'LUG
Geçen günlerde 40 yaşını ta-
mamlayan Nev* Yorklu sanatçı
John Zorn, Knitting Factory adlı
eski bir dikiş atölyesinden dönme
kulüpte adına düzenlenen ve sa-
natçının 30 değişik esennin
çalındığı bir retrospektifle daha
şimdiden günümüz çağdaş müziği-
nin en önemli isimlcnnden biri
olduğunu kanıtlıyordu.
Lise yıllan boyunca klasik mü-
?ik eğitimi görerek teori. beste ve
armoni çalışmalan yapan. bunun
yanında da süreklı olarak kendi
kendini eğiterek piyano, bas ve gi-
tar çalmayı öğrenen Zorn. 18 yaşı-
na geldiğinde rock müziğiyle iş
içeydi.
• NewYork
DownTown
Caz'ın
yaratıcılarmdan
John Zorn,
yann akşam saat
20.00'deCemal
Reşit Rey Konser
Salonu'nda bir
konser verecek.
Üniversite eğitimi için geldiği St.
Louis'de cazı keşfetti. Caz sanatçı-
ya, müzikte aradığı duygusal yo-
ğunluk ve yapı mükemmelliğini
birleştirebileceği ufuklan açtı. Bu
sıralar özellikle Anthony Braxton
ve diğer AACM müzisyenleriyle il-
gilendi. 20 yaşına geldiğinde sakso-
fona tutulan Zorn. gelecek 10 yıl
boyunca bu enstrümanı. gerekti-
ğinde sadece ağızlığı çalacak kadar
ince bir hassasiyetle her gün 8 saat
çalışarak mükemmel bir tekniğe
ulaştı. 1974 yılında Nevv York'a
geri dönen Zorn. VVayne Horwitz,
Bill Frisell, Arto Lindsay ve Fred
Frith gibi müzisyenlerle birlikte
Zorn. aslında bu fikri Walt Disney
gibi çizgi fılm müziklennden. özel-
likle de VVarner Broıhers filmleri-
nın müziklerini yapan Carl Stal-
ling'den aldığını söylemektedır.
Zorn'un müziğinde sürat çok
önemli bir faktördür. Özellikle
kendisi gibi sabırsız insanlann bu
ortamda daha fazla rahat edeceği-
ni de açıkça ifade eden Zorn. beste-
lcnnin icrası konusıında da son de-
rccc hassas olup. parçalannın
yapısını birlikie çalacağı müzisyen-
leregöreuyarlar.
yun' parçaları
Nevs York Dovvnto\vn Caz hareke-
tıni başlattı.
John Zorn ilk ticari başansını.
1985 yılında yaptığı ve ünlü fılm
müzıkien bestecısi Ennio Morico-
ne'nin eserlerinı uvarladığı çalı-
şmasıyla kazandı. Bill Friesell ve
George Lewis ile "News for Lulu"
adlı yapıılannda 6O'lı yıllann
'hard-bop'unu: ardından davulda
Bobby Pre\ite, pışanoda Wayne
Horvvit/ ve Ray Drummond'dan
oluşan "Sonny Clark Memorial
Quartet" adlı dörtlüy le değerli pi-
yanist besteci Sonny Clark bestele-
rini çalarak klasik caza olan bağ-
larını sergiledi.
1989 yılında yaptığı "Spy vs
Spy"adlı provokatif birçalışmada
Omette Coleman bestelerini bırer
dakikalık çok kısa bölümlerle yo-
rumladı. Gitarda Bill Frisell, basta
Fred Firth ve dav ulda Joey Baron-
dan oluşan "Naket City" adlı dört-
lüyle "sulu caz" ıle 'hard-rock'un
arası bir yerlerde dolaşan çalışma-
lar yaptı. 1991 yılında. basta Bill
Laswell ve dav ulda Mick Harris'ın
yeraldığı "Pain Killer" adlı üçlüyle
çalışmalar yaptı. Aynı zamanda
yapımcı olan LasvveU'in slüdyoda-
ki katkılan Zorn'un müziğine
elektronik bir boyut getirdi.
Zorn. çahşmalannda besteye ve
besteciliğe yeni bir anlayış ve farklı
bir sistem getirmiştir. Çeşitli fıkir
ve duyguyu müzikal sernbollerle
kanlara yazdıktan sonra bu kart-
lan bestenin yapısına göre düzenle-
yerek parçanın iskeletini oluşturan
Zorn'un müziklen genelliklcçok
kısa bölümlerdcn oluşan. fikırler
ve seslcrin sürckli olarak değiştiği
"oyun" parçalanndan oluşur. Içe-
riklcri farklı olmaklu beraber. dai-
ma esprı vc siirpriz dolu olan
Zorn'un müziği. çoğu zaman Nevv
York sokaklarını dolduran ctnik
grupların rcnkli karmaşasını da
yansıtır. Bestelerı çağdaş müzis-
ycnlcr tarafından sık sık icra cdilen
Zorn'un. "Cat O'Nine Tails" adlı
50'den fazla müzikal "an"dan olu-
şan besteci. bir hafta kadar önce
Cemal Reşit Rey Salonu'nda kon-
ser veren kronos Dörtlüsü'nce
açılış parçası olarak yorumlandı.
Çağdaş müzik merakhlarına
John Zorn'un şu sıralar çalışma-
lar yaptığı ve İstanbula gelecek
olan topluluğuna verdıği isim "Ma-
sada". John Lurie, Tom \Vaitz ve
Elvis Costello gibi isimlere eşlik et-
miş çok değerli bir gıtarist olan
Marc Ribofun da yer aldığı dörtlü-
yü, davulda Billy Martin ve orgda
John Medeski tamamlıyor. Cemal
Reşit Rey Konser Salonu. Kronos
Dörtlüsü ve ardından da John
Zom Special Project ile çağdaş mü-
zikten hoşlananlara çok güzel bir
bahar yaşamakta. Önümüzdeki
zor günlerde müzikseverlerin bu
tür konserleri mumla arayabile-
cekleri düşüncesiyle, yann saat 20.
00'de başlayacak olan John Zorn
konsenni kaçırmamalannı tavsiye
ederim.
Kültür Senisi - Bilar'da bu hafta da Bahar Dönemi
Seminerlen sürüyor. Buaün saat 19.00"da "Yerel
Seçimlerden Sonra Türkiye Semineri'ndc. Sungur Sav ran
"İstikrarpaketınıngetırdiklen vegötürdükleri"ni
anlatacak. Yarınsaat 18.3O"daCem Kum'Modern
SavaşlarSemınen'nı sunacak. Aynı saaılerde'Sınema
Günleri 1994Seminen'nde"Farklıcoğrafyalardayeni
sınema hareketlen" konusu ışlenecek. Saat 20.00'de ise
Oruç Aruoba. çağdaş insanınkuısallıkdurumunu ele alan
'Kut' başlıklı seminerini sunacak. 29 nısancuma günü saat
20.00'de "Pera Semineri'nin ilk oturumu yapılacak. Bu
seminerde Murat Belge"Galata ve Pera'nın
Kozmopolitizmi"ni anlatacak.
Aydın FotoğrafAmatörleriDerneği
2. Karma FotoğrafSergisVniaçtı
AYDIN (LBA)-Aydın Güzel SanatlarGalerisi'nde Aydın
FotoğrafAmatörleri Derneği üyeleri ile Menderes Ana-İlk
ve Meslek Okulu öğrencılerinın eserleri sergılendi. Bu
arada y apılan say dam gösterisi dc büv ük ilgi gördü. 30
nisana kadar gezilebilecek olan sergıde Yaşar Özgür Agin.
Mehmet Ak. Okay Başak. Serpıl Çakır. Cemal Çöl. Fatma
Dartar. Bülent Kcnan Gökgün. Bülent Giindoğu.
Mustafa Kocaevlı. Erdoğan Payza. FatihTapan. Yaşar
Uğur. Adnan Uysal. Yusuf L'nal. Kenan Vardar. Doğu
Yıldınm. Osman Sedat Zengin'ın resimlerı sergıleniyor.
Sergı açılışındaTutan Dinarlı AYFAD(karma), Okay
Başak v e Bülent Gündoğdu saydam gösterisi yaptı.
Yeni Yüksektepe
y
degitar resitali
ANKARA(ANKA)-Yeni YüksektepeKülıür Derneği,
eumartesı günü Pınar Dınç'ın sunacağı gıtar resitali
düzenliy or. Ankara'da 1969 y ılında Doğan Pınar Dınç.
klasik gıtareğıtımıne 1980 yılında başladı. İlk resıtalını
1983 vılında TOBAV ve Sanat Kurumu'nda veren sanatçı
İngiliz Kültür Hevetı tarafından organıze edilen ve Prof.
Timothy VValkerınyöneıüğıatölyeçalışmasınakatıldı.
Klasik gitar ıçin dü/enleme çalışmaları da y apan sanatçı
halen Sevda-Cenap And Vakfı'nda gerçekleştirilen gıtar
kurslanndaöğrelmcnlikyapıyor. Yeni Yüksektepe Kültür
Derneği Salonu'nda sunacağı resıtalın ilk bölümunde J
Cardosonun Suıte de los mıta-1 ve J.VV.Schaum'un "Fareli
KöyünKavalcısfVYılan DanM"ile"Sa\aşPansı"ndan
oluşan vedüzenlemesını kendısinın yaptığı "Üç Çocuk
Ezgisi"ni seslendirecek. Sanatçı resıtalin ıkinci bölümunde
de altı Röncsans luı parçası. D. Fampas'ın Danze Greca
No: 1 veyinedüzenlemesını kendısinın yaptığı ve"Ak
Koyun". »Bir Ateş Ver". "MendılıOyaladım".
"Nalbandım" adlı türkülerı "Dört Anadolu Türküsü"
başlığında sunacak
Sevgi - Banş - Kardeşlik sergisi
KültürServisi - Kültür Bakanlığı Kadıköy Azız Berker
Halk Külüphanes>ı."Bosna-Hersek"lılerinyaşama
mücadelesinedestek olmak amacıy la
••Scvgi-Banş-Kardeşlik"konulubiretkinlıkdüzenledi.
KütüphancMüdürü FıkrıyeÖnkılıçın verdıği bilgiye
göre. "Rasimpaşa Mah. Nüzhet Efendı Sok N. 73
Kadıköy" adresinde bulunan kiitüphanede. 29 Nisan 1994
Cuma günü saat 15 00te başlayacak olan etkinlikte
gazeteci-yazar AhmetÖzdemirkonuşacak. Aynca. Kenan
Akansu. M. Zekı Akdağ. Ay sen Akdemir. Şaliızar
Benlioğlu. Dr. Necmcttin Çanga. Sami Erdem. Emine
Ertem. İlhanGeçer. İhsanGöktürk. Ayhan İnal. A. İhsan
Kamberoğlu. Melda Özata vc Melih Özer gibi şairlerde
konu ile ilgili duygulannı mısralarında yansıtacaklar.
ITC, ilk oyıtnu '* Vincent Van
Gogh"ile htanbul izleyicisinin
Kültür Servisi -Geçen günlerde İzmır'dekurulan
L'luslararası Tıy ;uro Topluluğu (ITC) adlı oluşum. ilk
oyunu "Vincent Van Gogh" ile izleyicı karşısına çıkıyor.
Öyun.ılkkez 15N'ısan 1994'teİstanbul izleyicisinin
karşısına çıktı. Bu tanhten başlay arak ıse Muammer
Karaca Tiyatrosu'nda 8 may ıs tanhıne kadar. perşembe
günleri 18.30: cuma günleri 21.00; pazar günleri ise saat
15.00'tegösterilerinı sürdürecek. \\nı zamanda
topluluğun kurucusu da olan ünlü fngıliz tıy atro sanatçısı
Malcolm Keıth Kay tarafından İngilizce olarak
oy nanacak olan bu tek kışilik oy unun rejisi Özdemir
Nutku'ya. sahne tasanmı A. Can Özcan'a. müziklen ise
Peter Kennard'a ait. "Vincent Van Gogh"un may ıs ay ı
sonunda İzmır'de.yazaylannda Kuşadası. Bodrum.
Marmaris. Antalya. Pamukkalegibiyerleşimlerde. eylül
ay ında ise Ankara'da ızley ıcı karşısına çıkacağını belirten
tıyatronungenel sanat yönetmeni Malcolm Keith Kay. bu
ilk oy unlannın olağan izlcyıcı yanında özellikle yabancı
dille eğıtim gören gençlcre de y önelık bir çalışma olduğunu
özellikle vurguluyor
Adana D Tde seçim krizi
ADANA(AA)-Adana Dev lct Tiyatrosu'nda. önceki gün
gerçekleşıirilen ve 101 çalışandan 95"inin katıldığı müdür
adayı belirlemc seçimınde. Mustafa Kurt'un 3"1
o\!a
sandıktan bırincı çıkması. bazı sanatçılar arasında tepki
yarattı. Bir grupsanatçı. DevletTıyatrolanGenel
Müdürlüğünesunulmak üzere. "Seçımın. sanatçılann
eğilımıniyansıtmadığı" gerekçesiy le imza toplamaya
başladı. Seçimin. "Sanatsal gerekçeleri tartışmay a zaman
bırakmadığı. adaylann programlannı yansıtmadığı ve
nasıl bir tiy atro sorusuna çözüm getirmekten uzak
olduğu" düşüncelerinin sav unulduğu metınde.
"Sorumluluk duy gusu nedenıy le gelen projelerin
incelenerek sanat çalışanlannın tercihlerini y ansıtan. paye
dağıtmamış, bir sanat y önetmeni talep ediyoruz" denildi.
Bir grup sanat çalışanı ıse seçimlı sistemin kendileri
tarafından kabul edildığını. demokrasinin gereği olarak en
çok oy u alan aday a uy gulamalan içın şans v erildikten
sonra eleştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu sanatçılar. idari
kesimde çalışan personelın sanat y önetmeni müdür
adayınıbehrleyecekseçimdeoy kullanmasınınyanhşlığına
değindı. Adana DT'deyapılanve 6 adaydan üçünün daha
sonra çekilme karan aldığı seçımlerde. Mustafa Kurt'un
ardından. halen müdürlük görev ıni y ürüten Erhan
Gökgücü 31. Mehmet Akay 27 oy afmıştı. Bu arada.
Adana DevletTıyatrosu Müdür Vardımcısı İskender
Altın. cörev ınden ıstifa ettı.