Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 NİSAN1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şeniat provası
Meclis'e
getiriliyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-SHPgrubu, "yalan
ve kışkırtıcı yayın yapan
televizyonlarla, amaandan
saptın lan gösteriler
konusunda'" genel görûşme
açılmasını istedi. SHPGrup
Başkanı Aydın Güven
Gürkanilegrup
başkanvekiîlerinin imzasını
taşıyan önergede. "Planlı ve
örgütlü gösteri, laikliğin
anayasaya alınışımn
kutlandığı güne rastlatılarak
asıl amacın Bosna-Hersek ile
dayanışmaktançok, laik
demokratik düzeni yok
etmek olduğu mesajı bilinçli
olarak verilmiştir" denildi.
Karabük'te 600
işçi emeklilîgini
istedi
• ZONGLLDAK
(Cumhuriyet^- Karabük
Demir Çelik İşletmeleri'nde
çalışan 600 işçi
emekliliklerini istedi. Demir
Çelik İşletmesi
yetkililerinden alınan bilgiye
göre, 5 bin 800 işçiden 600'ü
emeklilik için dilekçe verdi.
Yetkililer, yıl sonuna kadar
toplam l200işcininernckli
olmasının beklendıgıni
söylediler. Bu arada Türk-İş
Genel Sekreteri ve Genel
Maden-İş Sendikası Genel
Başkanı Şemsi Denizer'den
sonra GMİS yönetim
kademelerinde bulunan diğer
sendikacılarda SHP'den
istifaetti.
Kamuda erken
emeklilik
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Kamuda erken
emeklılığe olanak sağlayan
yasa tasansı, TBMM Plan ve
Bütce Komisyonu'nda
aynen kabul edildi. Tasan
TBMM Genel Kurulu'nda
aynen yasalaştığı takdirde,
kamuda çalışan bayan
personel 15, erkek personel
de 20 yılda emekli
olabilecekler. Bu kişilere
emekli olduklan tarihi
izleyen aybaşından itibaren
emekli maaşı bağlanacak.
emekli ikramiyelerini
alabilecekler.
5 güvenlik
göpevlisi şehit
• DİYARBAKIR(Cumhuri-
yet)- Şırnak'ta yapılan
operasyonlarda 11 terörist
Mürülürken, 5 güvenlik
görevlisi de şehit oldu.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan
açıklamada güvenlik
güçlennceŞırnak'ın
batısında yer alan Küpeli
Dağı'nda yürütülen
operasyonlarda ilk
belirlemeleregörell
teröristin öldürüldüğü,
çatışmalar sırasında 5
güvenlik görevlisinin de şehit
olduğu bildirildi.
'Bizi sokaga
itmeyin'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -İşçi Emeklileri
Cemiyeti Başkanı Ethem
Ezgü. hükümete,
"Gırtlağımızda sıkılacak
taraf kalmadı. Bizi sokağa
itmeyin, yanlış yollara sevk
etmeyin" uyansında
bulundu. Ezgü,
Cumhurbaşkaru Süleyman
Demirel'den sokaktaİci
temizlik işçisine kadar
herkesin ekonomiye kalkıda
bulunmasını istedi.
'Karabûk'ü
kapattırmayız'
• KARABÜK
(Cumhuriyet)- CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal,
istikrar paketiyle yıl sonuna
kadar kapatılması gündeme
gelen Karabük Demir-Çelik
Işletmeleri'nin Türkiye'nin
sanayileşmesınde önemli rol
oynadığınj belirterek
" Yıllardır Karabük
Türkiye'yi sırtında taşıdı.
Gerekirse Türkiye de
Karabük'ü sırtında taşır.
Işletmeleri kapattırmayız"
dedi.
Kapalıçarşı
denetimi
• İstanbul HaberServisi-
Eminönü Belediye Başkanı
Doç. Dr. Ahmet Çetinsaya,
Kapalıçarşı'da bombalama
olaylannın bir daha
meydana gelmemesi için
belediye olarak denetlemeleri
sıklaştırdıklannı bildirdi.
Ahmet Çetinsaya, dün
Kapalışarşı'yı ziyaret ederek
esnafla görüştü. Çetinsaya,
burada yaptığı açıklamada,
Kapalıçarşı'da bombalama
olaylanrun bir daha
meydana gelmemesi için
işportacılann çarşıya
sokulmayacağıru belirtti
SHP lideri, olaylann öncülüğünü İnterstar ve TGRT'nin yaptığını söyledi
Karayalçın: ProvayaptılarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Murat Karayalçın, partisinin
TBMM grup toplantısında şeriat istek-
lerinin diie getirildiği 10 nisan olaylannı
eleştirdi, 5 Nisan ekonomik kararlannı
savundu.
Karayalçın, 9-10 nisan olaylannı de-
ğerlendirirken, "İki teievizyon kanalı,
laikliğüı yüdönümünde yurttaşları mey-
danlarda topladüar. medya terörünü ye-
niden yaşadık. Akılları sıra bir şeyin pro-
vasuu yapıyorlardı, akılları sıra Tür-
kiye'de laik cumhuriyeti tehdit edecek
güce geldikJerini göstermek istiyoriardı"
dedi. Karayalçın, 5 Nisan ekonomik
kararlannı savunurken de yükün eşit
paylaşılmadığını, ancak bu eşitsizliğin
çalışan kesimin değil, sermaye kesimi-
nin aleyhine olduğunu öne sürdü.
Karayalçın, toplantının başında, Sırp
saldınsı altındaki Gorajde'deki durum
Medya tePÖPÜKarayalcın. TBMM grup toplantısında 10
nisan gösterilerinin yasadışı olduğunu vurgulayarak 'İki
televizyon kanalı, laikliğin yıldönümünde yurttaşları
meydanlarda topladılar. Medya terörünü yeniden yaşadık.
Akıllan sıra Türkiye'de laik cumhuriyeti tehdit edecek güce
geldiklerini göstermek istiyoriardı' dedi
hakkında bilgi verirken dün sabah göre-
celi bir sükunet olduğunu söyledi. Dışiş-
leri Bakanı Hikmet Çetin'in defalarca
verdiği bilgilere karşın, iki tele\izyon
kanalının ısrarla halka yanlış bilgi ver-
diğini ve halkı meydanlara topla.dığını
belirten Karayaiçın. yayınlar doğrultu-
sunda haklı tepkilerini göstermek için
meydanlara toplanan vurttaşlann ken-
dilerini kanunsuz düzenlenmiş gösteri-
ler içinde bulduklannı anlattı.
Karayalçın. savaşın iki yıldır sürdü-
ğüne \e pazar ycri katliamı gibi katliam-
lann yaşandığına dikkat çekerek "Bu
olaylar karşıstnda tepki gösterilmedi, iki
kanalın bir çağrısı olmadı. Ama 10 nisan
günü, laikliğin yıldönümünde çağrılar
yapılarak yurttaşlar meydanlara top-
İaıidı. Akılları sıra bir şeylerin provasını
yaptılar, akılları sıra Türkiye'de laik
cumhuriyeti tehdit eden bir güce geldikJe-
rini göstermek istiyoriardı. Medya terö-
rünü bir kez daha yaşadık" dedi.
Karayalçın, 'Radyo-TV Yasası'nın
ivedilikleçıkanlması gereğine dikkat çe-
kerken 'Terörle Mücadele Yasası' tartış-
malan sırasında laiklik karşıtı suçlar
konusunda gösterdikleri duvarlıhğın ne
denli önem taşıdığının da bir kez daha
ortaya çıktığını söyledi.
Karayalçın, "laik-Müslüman"
karşıtlığı olmadığını. "laik- karşılaik"
çatışması yaşandığını yineleyerek laik
cumhuriyet ve demokrasinin savunul-
masının sadece SHP'nin sorumluluğun-
da olmaması, tüm partilerin bu konuda
duyarü olması gerektiğıni vurguladı.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ise
TBMM'de yaptığı konuşmada, Bosna-
Hersek'te "kimyasal silah kullanıldığı" yö-
nünde yayın yapan TGRT ve bu görüşü
savunan RP'yi sert bir dille eleştirdi. Çe-
tin, pazar günkü gösterilerin hem demok-
rasiyi hem de Türkiye'nin Balkanlar poli-
tikasını 'Şaraladığım" belirtti.
Gorajde'de "kimyasal silah kuOanddı-
ğı" iddialannın tamamen asılsız olduğunu
belirten Çetın, "Ben defalarca, Bosna-
Hersek Başbakaıu'yla görüşüyonım ve
böyle' bir şey olmadığını kendisi söylüyor"
dedi.
Tunç Bilget, Genel BaşkanTnı
4
ABD bu paket için bir şey vermez' sözleriyle uyardı
DYP gnıbunda Çiller'eserteleştiriANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Tansu Çiller. ekonomik ön-
lemler paketi nedeniyle DYP grubunda
sert eleştirilere hedef oldu. Daha önce
verdığı demeçlerle paketi eleştiren DYP
Aydın Mılletvekilı Tunç Bilget. bu kez
grupta görüşlerini dile getirirken Çiller'i
ABD gezisi öncesinde, "ABD bu paket
Yılmaz,
Refah
tehlikesine
dikkat çekti
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- ANAP içinde Genel Başkan
Mesut Yıunaz ve milletvekılleri-
nin büyük çoğunluğu. "Refah ve
askeri yönetim tehükesine" dik-
kat çekerek, istikrar programının
yanlışlannın düzeltilmesi için ko-
şullu desteği savunurken, bazı
parti yöneticileri ve milletvekille-
n, "kesinlikle destek verilmemesi
ve sert muhalefet yapılmasj" ko-
nusunda dayatıyorlar.
Programın bugünkü durumda
başanya ulaşmasının mümkün
olmadığını ve rejimin geleceğinın
tehlikeye girebileceğini söyleyen
Yılmaz, "Bizim görevimiz halka
gerçekleri söylemek. Eğer başarılı
olacağı kanaati toplurnda >a\ılır
ve ardından yeni bir düş kırıklığı
gelirse, miUet umudu > a askerler-
de > a da adil düzen aldatmacala-
nnda arar" diye konuştu.
Yılmaz, Tansu ÇiUer'in. "Te-
röriin kökünü kazıdık, şimdi sıra
ekonomide'
1
sözlerinı ammsata-
rak "Teröriin kökünü kazıdığı
doğru değil. ama bu gidişle ekono-
minin kökünü kazı>acak" dedi.
için bir şey vermez" diyerek uyardı.
Ekonomik önlemler paketi ile ilgili
görüşmelerin sürdürüldüğü DYP grup
toplantısı, dün de basına kapalı olarak
yapıldı. Tunç Bilget, grupta bu önlemler
paketi ile ekonomınin düze çıkmasının
mümkün olmadığını bildirerek paket ile
varlıklı kesimden bir şe\ alınmadığını.
dar gelırliye yüklenildiğini söyledi. Çil-
ler tarafından açıklanan paketi "Ecevit
paketi" olarak niteleyen Bilget şöyle ko-
nuştu:
"Bu paket hiçbir şey getirmiyor. Eğer
iyi hazırlanmadan böyle paketler geti-
rirseniz bunları yüriirmek mümkün ol-
maz. Arkasından ikinci, üçüncü paketi
ÇtZMEDEN YUKARI / MUSA KART
Gorajde'de patlayan sis bombasıymış!..
BOVt-E
HAVAt-ARI
SEV/ERİA\
/VVJHTEREML
RP lideri, şeriat sloganlannın atıldığı Bosna mitingini normal buldu
Erbakan şeriatçı gösterîyî savundu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Refah
Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan.
Bosna-Hersek'teki katliamı protesto
bahanesiyle pazar günü gerçekleştirilen
şeriatçı gösteriler için "Normaldir.
Türkiye'deki yönetime karşı halkın içinde
birikim var. Türkiye'deki rejim. baskı
rejimine dönüşmüştür. Halk tabii ki infial
gösterecek. Halk tabanı tepkisini
geüştirecektir"dedi. Erbakan. dün Hak-İş
Konfederasyonu Genel Başkanı Necati
Çelik ile görüştü. Çelik. Erbakan'ı 5 Nisan
Kararlan konusunda görüş alışverişi
yapmak amacıyla ziy aret ettiğı nı
belirterek ekonomik paket için "İki yüzü
var. Birinde zam ve intikam, diğer yüzünde
kapat, sat, at var" değerlendirmesinde
bulundu. Medyayayönelikeleştirilerini
y inele> en Erba kan. "Bu nasıl rejim, bu
nasıl demokrasi? Bu sömürü rejimidir,
baskı rejimidir. Halk kurruluş mücadelesi
veriyor"diye konuştu. Erbakan. başta
Ankara ve İstanbul olmak üzere yurt
çapında yapılan gösteriler sırasında şeriat
sloganlannın atıldığının anımsatılması
üzerine. şöyle konuştu: "Türkiye'de baskı
ve sömürü rejimi var. Bosna'da katliam
yapüıyor. Bı\ I, dünv ay ı aldatmak için
sadece bekliyor. BM. Müslümanlann yok
edilmesjni istiyor. Böyle davranınca halk
tepkisini ortaya koymaz mı? Türkiye'deld
rejime karşı halk içinde birikim var.
Sırplar, Müslüman olduğu için öldürüvor o
insanları." Erbakan. "Sizyürüyüse
provokatörlerin katıldığım söylediniz.
DGM Başsavcısı 'İslami Büyük Doğu
Akıncılar Cephesi' adında y asadışı bir
örgütün elemanlarının yürüyüşü provoke
ettiklerini sö> ledi. Bu örgütün yayın
organında si/in millctvekillerini/in bayram
tebrikleri yayımlanıyor. Bunu nasıl
degerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine
sınirlendi \e soruyu yönelten gazeteciye.
"Nereden biliyorsun? Sen İBDA-C üyesi
misin? Bu soruyu neden soruyorsun"
diyerek tepkigösterdi. İBDA-C'ninyayın
oraanı "Taraf Dergisi"'nin nisan sa\ısında
RPmilletvekıllerı Zeki Ünal. Hasan Diki-
ci. Hüseyin Erdal ve R. Tayyip Erdoğan'ın
kendilerine bay ram tebnğı gönderdığıne
ılışkın haberleryeralmıştı.
getirmek zonında kalırsınız. Geçmişte
Ecevit hükümetleri döneminde de böyle
paketler hazırlanmıştı. Onlar da buna
benzediği için arkasından ikinci, üçün-
cü paketler gelmişti."
Pakette yer alacak vergilerle ilgili dü-
zenlemeleri de eleştiren Bilget, emlak
vergisiyle I trilyonluk bir kaynak ya-
ratılmasının amaçlandığına
dikkat çekerek. "Böyle küçük
kaynaklarla uğraşılacağına
daha büyük kaynaklara yöne-
linmeli. Yalnızca gümrük ver-
gisi ile ilgili olarak yapılacak bir
düzenleme bile çok fazla kaynak
sağlar" dedi.
Ekonomik paketle bütün
külfetin dar ve sabit gelirlilere
yüklendiğini de belirten Bilget,
varlıklı kesimden daha çok ver-
gi alınması için bir düzenleme-
ye gidilmemesini eleştirdi. Bil-
get, Çiller'e şöyle seslendi:
"Bu paket ile bir yere varmak,
başarüı olmak mümkün değil.
Gerekli önlemleri alamazsanız,
daha büyük sorunlaria karşı
karşıya kalırsınız. Yapamazsa-
nız gidersiniz, yapabilen gelir."
Sabuncu'dan eleştiri
DYP grubunda daha sonra
yapılan görüşmelerde Afyon
Millctvekili Ethem Kekkçi. ko-
alisyon ortağı SHP'de bulunan
Bayındırlık. Adalet ve Kültür
bakanlıklanndan yakındı. De-
nizli Milletvckili Nabi Sabuncu
da tasarruf önlemleri alınırken
kamuda yaşanan araba salta-
natını eleştirdi. Sabuncu, yalnı-
zca pazar günleri gazeteleri ba-
kanlara ve bürokratlara götür-
mek için yüzlerce resmi ara-
banın yollara döküldüğünü be-
lirtti ve "Önce bu savurganlığı
önleyin" dedi. Sabuncu. TRT
l'de yayımlanan Gündem
programı için günde 45 milyon
lira ödenen Cüneyt Canver ve
Can Okanar'ı da "TV vurgun-
cuları" olarak niteleyerek bu
durumun önlenmesini istedi.
Pazar günü yapılan laiklik kar-
şıtı göserileri "Halkın Bosna'-
daki katliamlara karşı tepkisi"
olarak değerlendiren Sabuncu.
hükümetin Irak ve Bosna'ya
uygulanan ambargonun kaldı-
nlması için çaba harcaması
ısteğinı dilegeıirdi.
Başbakan Çiller. bu eleştirile-
ri yanıtlarken ekonomik önlem-
ler paketi ile 3 ayda değil. 1996-
ya kadar sonuç almayı öngör-
düklerini bildirdi. Çiller. halkın
Bosna konusundaki tepkisini
anlayışla karşıladıklannı söyle-
di. Çiller. NATO'nun Sırplara
müdahalesını önceden bildikle-
rini. ancak halkı vatıştırmak için
bunu açıklamalannın mümkün
olmadığını da bildirdi.
ÜĞÜPOLITIKAGUISLUGU
HİKMET ÇETİJNKAYA
Aktuna Kimin
Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna yı
izliyorum Show TV'de. Mehmet Ali Birand soruyor, Aktu-
na yanıtlamaya çalışıyor. Aktuna'nın yanı başında Abdur-
rahman Dilipak oturuyor...
Neler söylüyor Aktuna?
Bize kalırsa söylediği bir şey yok.
Pardon var:
"Taksim ve Kızılay Alanı'nda olup bitenler pek önemli
şeyler değil..."
Abdurrahman Dilipak her zaman olduğu gibi yine
"mazlum " rolünü oynayan aktör. Hoşuna gidiyor Yıldınm
Aktuna'nın konuşması. Dilipak konuşuyor, konuşuyor.
Sonra "Sayın Bakanım devam edecek herhalde" diyor.
Tüm bunlar demokrasi adına insan hakları adına oluyor.
Abdurrahman Dilipak konuşuyor:
' 'Sabah saat dörde kadar uyumadım. içimdeki duygula-
ra yenik düştüm. Ben Halepçe katliamında da böyle ol-
muştum."
Vah vah vah!
Acaba şeriatçıların Sıvas'ta Madımak Oteli'nde onlarca
aydını yaktığı gece nasıl uyudu Dilipak?
Devam ediyor:
"Bu miting önceden organize edilmemişti. İnsanlar
kendiliğinden örgütlendiler..."
Ankara'dan Baskın Oran neredeyse hıç konuşturulmu-
yor. O da sonunda patlıyor:
"Biz burada Gorajde'de kimyasal silah kullanılıp kulla-
mlmadığını konuşuyoruz. Olay bu. Bir sonuca varsak ra-
hatlayacağız..."
Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Bakanı ve Hükümet
Sozcüsü'dür Yıldınm Aktuna. Her gece birkaç canlı yaytın
konuğu olduğu için sanırız yorgun düştü. önceki gece de
Taksim ve Kızılay'da yaşanan olayları tersyüz erti.
Ben bir ara şöyle düşıindüm:
"Acaba Sayın Aktuna, Sayın Dilipak'la aynı gazete ve
sıyasi partide mi çalışıyor..."
Taksim ve Kızılay'da 10 nisan pazar günü yaşanan
olayların şeriat provası olduğunu DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Esat Kıraöıoğlu nun açıkladığı günün akşamı Yıl-
dtrım Aktuna'nın televizyona çıkması gerçekten büyük bir
talihsizliktir.
Acaba Taksim ve Kızılay'da "şeriatçı güçlerin" yaptığı
gövde gösterisine niçin tanı koyamadı Yıldınm Aktuna?
Bakın DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu
neler söylüyordu:
"Karanlık birtakım güçlerin, bazı platformlardan kendi
düzenleri için istifade eder duruma gelmelerine izin ver-
memekte kararlıyız. Bu karanlık düşünce sahiplehni ikaz
edıyoruz. İran ve Cezayir modelini arayanlar hüsrana uğ-
rayacaklardır..."
Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna
Taksim ve Kızılay'da yaşanan olayları görmezlikten gelir-
ken Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin i de bir kenara itip Baş-
bakan Tansu Çiller i savundu Mehmet Ali Birand'a karşı.
Birand "kibar bir biçemle" Aktuna'yı bir hayli iğneledi,
ama açık yanıt alamadı. Aktuna "Beni açmaza mı düşür-
mek ıstiyorsunuz?" demekle yetindi.
Abdurrahman Dilipak özgürce istediğini söyledi. Aslın-
da işine hiç gelmeyen demokrasiyi kendi penceresinden
yorumladı. Arada da şıkıştırdı:
"Laiklik mitingıne bakın bir de bizim mitinge..."
Elbet boyle demedi, ama itetmek istediği mesaj buy-
du...
Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Laiklik karşıtı güçler
giderek örgütleniyor. Ama hem DYP hem de ANAP bu
olup bıtenleri görmezlikten geliyor. SHP'nin hükümet or-
tağı DYP'nin bir bölümü "kara yobaz çetelerine" ödün
üstune ödün veriyor.
Sayın Yıldınm Aktuna!
Laik cumhuriyetin temeline dinamit koymak isteyen
güçlere karşı Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olarak
açık tavır almak zorundasınız. Eğer iki özel televizyon ka-
nalı bu ülkede "birlik ve beraberliği" bozan çağrılar yapıp
Taksim ve Kızılay'da "şeriatçı gösteri"gücü buluyorlarsa
TV ekranından tıpkı DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat
Kıratlıoğlu gibi düşüncelerinizi açıklamak zorundasınız.
Ama siz şöyle bir politika izliyorsunuz:
"Ne şiş yansın ne de kebap!"
Sıze ulaştığını sandığım bir telgrafı köşeme alıyorum.
Eski bir arkadaşınız olan Prof. Dr. Coskun Özdemir'in
telgrafıdır bu. Belki özel kalem müdürünüz size ulaştır-
mamıştır.
Telgraf özetle şöyle:
"Sevgıli Yıldınm Aktuna
Demokrasi ve hoşgörü ne kadar güzel bir şey. Ama
amacı gizlenemeyecek kadar apaçık ve demokrasiyi yok
etmeyi hedefleyen eylemlerin. girişimlerin karşısına çık-
mamak olacak şey değil diyoruz. Önceki akşam açıkotu-
rumdaki politikacı Yıldınm Aktuna 'yı çok yadırgadık. Bir-
çok arkadaş, konuşmacı bakanı 40 yıldır alışageldiğimiz
tıpik politikacı olarak tanımladı. Ortada aslı olmayan bir
haberle tahrik edilmiş, harekete geçirilmiş açıkça laik
cumhuriyete karşı bir kitle ve yanı başınızda bu eylemleri
öven, savunan içtenliğine asla inanılamayacak bir konuş-
macı vardı. Sız ona aykırı hiçbir şey söylemediniz, hiçbir
mesaj veremedinız."
Sayın Aktuna!
10 nisan "Laiklik Günü"ydü. Aynı gün Taksim ve Kızı-
lay'da şeriatçı güçler gösteri yapıp bağırıyorlardı:
Kahrolsun laik diktatörlük!"
Biraz olsun gerçeği görün...
G
eçerli sayılan il genel meclisi seçimi
için kullanılan oylann sayısı 28 mil-
yon 93 bin. (Toplam seçmen sayısının
yüzde 87
.86'sı). Bunlann secime katılan par-
tiler arasında dağıtımı çizelge-1 "de verilmiştir
Görüleceği gibi, en fazla oy alan partinin oy
oranı yüzde 21.49'dur. En fazla oy alan altı
parti (DYP, ANAP. RP. SHP.' DSP ve
MHP) toplam oylann yüzde 92"sini almışlar-
dır. Böylece parti başına ortalama yüzde 15.3
oy düşmektedir. DYP, ANAP, RP bu ortala-
manın üzerinde kalanlar olarak bir nispeten
iriceler paketi oluşturmuştur. Bu pakette bir
sol (ya da orta sol) partinin yer almayışı çok
düşündürücüdür. Küçükler paketi ise SHP,
DSP ve MHP'den oluşmuştur. İki adet orta
sol parti hüzün verici ve insanla alay edici bi-
çimde buradadır. Geriye sağa, sola. öteye. be-
riye dağılan bir yüzde 8'in daha bulunduğu
haürlanmalıdır.
1989 yerel ve 1991 genel seçimlerinin oy
oranlanyla karşılaştınlıp kazançlar kayıplar
incelendığinde ise ortaya çizelge-2'de özetle-
nen görüntü çıkmaktadır. Buna göre seçimin
en ağır sayısal yenilgisi. yüzde -7.1 oy oranı
farkı kaybıyla SHP tarafından alınmışür.
Ağır yenilgili ikinci taraf DYP'dir. Oy oranı
kaybı yüzde -5.5'tir. Sosyo-ekonomik gidişa-
tın böylesine alabora olduğu bir dönemde
iktidara toplam yüzde 12.6 oy oranı kaybı
gibi sert bir fatura çıkanlması son derece do-
ğaldır. Bu fatura belki Özal döneminde 1987-
1989 arasında ANAP"a çıkanlmış yüzde -15
oy oranı kaybı faturası kadar ağır gözükme-
yebilir. Ama, yeterince şiddetli bir ikazdır.
Aynca yakın tarihin olayiannın bile çok ça-
Kimkimenekadar oyverdi?
SHP'llİn ağlP y6nİİ9İSİ Seçimin en ağır sayısal yenilgisi. yüzde -7.1 oy oranı farkı kaybıyla SHP
tarafından alınmıştır. Ağır \enilgili ikinci taraf DYP'dir. Oy oranı kaybı yüzde -5.5'tir. Sosyo-ekonomik
gidişatın böylesine alabora olduğu bir dönemde iktidara toplam yüzde 12.6 oy oranı kaybı gibi sert bir fatura
çıkanlması son derece doğaldır.
buk unutulduğu bir toplumsal şaşkınlık dö-
neminde şunu ansıtmakta yarar var: ANAP
o ağır faturadan sonra belinı bir daha doğnıl-
tamadı. Benzetmek gibi olmasın ama. şimdi-
kilenn ışi de çok zor gözüküyor.
SHP'nin epeyce kişi tarafından tamamen
hakedilmiş olduğu düşünülen bu yenilgisi
orta so|daki toplam eerilemenin de ana sebe-
bini oluşturuyor. SHP+DSP + CHP oy
oranlan toplam yüzde 27 yapıyor olup. bu
1991"e göre yüzde -4.6. 1989'a göre ise yüzde
-10.7'lik bir kayba karşıhk gelmektedir. Ayn-
ca da demokrasi tarihimizde orta solun
ulaştığı en düşük değere ulaşılmış olmaktadır.
Sağda olup bitenlerin toplu görüntüsüne
gelince merkez (ya da orta) sağ olarak nite-
lendirilebilecek 'DYP+ANAP cephesinin
toplam oy kaybı da yüzde -8.5 gibi önemli bir
düzeye ulaşmıştır. Kazançlı çıkan tek kesim
uca daha yakın sağ partiler olup RP+ MHP
tek bir cephe oluşturarak girdikleri 1991 se-
çimlerine göre yüzde + 10.l'lik bir kazanca
vanrıışlardır. RP'nin yüzde +4.8. MHP'nin
yüzde + 3.9 ılerlediği düşünülmektedir. Bu
ilerleme, orta sağın oy oranı kaybı olan y üzde
8.5'ten hafıfçe büyüktür. Uca yakın sağın
küçük partisi BBP'nin aldığı oy yüzde 1.5 gibi
bir oy da düşünüldüğünde, bu ilerlemelenn
sadece orta sağ tabandan seçmen kaymasıyla
açıklanamayacağı ortaya çıkmaktadır. Buna
göre geçmışyıllann orta sol tabanından da uç
sağa bir miİctar kayma olduğu anlaşılmak-
tadır. Bu konunun yorumuna il ve bölgelere
avnntısıyla ve büyük kentlcrin yeni sahiple-
rivle ilgili sonraki bölümlerde geîinecektir.
İllerde ve bölgelerde neler oldu?
Hangı sosyal tabanlardan kimlere oy veril-
diğinin. geçmiş seçimlere göre ne tür kay-
malar olduğunun daha aynntılı ve net biline-
bilmesi için iller bazında ve bölgesel bir bilgi
laraması gereklidir.
İl genel meclisi seçiminin illerdeki nihai ve
kesın sonuçlannın alınması yerel seçimlerde
genelde rastlandığı gibi uzun sürmüştür.
TRT'nin ancak seçimden on gün sonra der-
leyebildiği toplu sayısal sonuçlarla. illerdeki
durum cksiksiz yorumlanabilir hale gelebil-
miştir. Buna göre seçimi Türkiye ortalama-
sında en büyük kayıpla kapatan iki parti SHP
ve DYP'nin genlemesi ülke ölçeğinde tam bir
düzenli dağılım eöstermektedir."
SHP 1989'da 20 ilde ve 199l'de 16 ilde bi-
rincı parti durumundaydı. Bu kez çok özel
durum olarak bilinen tunceli hariç. ülkede
artık hiçbir ilde SHP'nin birincıhği yoktur.
Geleneksel kaleleri olarak bilinen Amasya.
Ankara. Erzincan. Gaziantep. Hatay. Kars.
Kırşehir, Uşak ile 1991de DEPdestegiyleilk
parti olarak çıktığı Güneydoğu Anadolu ille-
rinin tümünde gerilemiştir. Güneydoğu'da
seçime katılmanın ülke geneline göre küçük
oluşu (yüzde 92'ye göre ortalama yüzde 83)
bazı seçmenlerin kırgınlık gösterisi olarak
algılanabilir. Bir bölümü bir genel seçimde
yine de SHP'ye (ya da bir orta sol partiye) yö-
nelmesi beklenebilecek bu seçmenlerin boş
bıraktığı ortamdan sağ partiler ve sırasıyla
' RP. DYP ve ANAP birer ölçüde yararlanmı-
şlardır.
Ancak Güneydoğu'daki bu çok özel biçim-
de soldan kayışın ötesinde. SHP'den kayış.
kendi kaleleri dahil tüm yurtta izlenmiştir ve
bölgelerüstü bir olaydır.
Seçimin diğer çok oy kaybeden partisi
DYP de Güneydoğu'daki katılma oranı dü-
şüklüğünün özel avantajı bir kenara konulur-
sa tüm ülkede nasibini almıştır. DYP'nin
199l'de önde olduğu Adana'da ANAP'ın,
Bolu'da RP'nin, Bursa'da ANAP'ın. Elazığ
ve Erzurum'da büyük farkla RP'nin, İçel'de
ANAP'ın. Kocaeli'de büyük farkla RP'nin,
Nevşehir. Sakarya, Van'da RP ve ANAP'ın
ikisininbirden, Aksaray'da RP'nin, Kınk-
kale'de RP ve SHP'nin ikisinin birden gerisi-
ne düşmesi gerilemenin bölgelerüstü oldu-
ğunu göstermektedir. DYP'nin, oy oranını
arttırmakla birlikte, diğer partilerin kayıpla-
nndan yararlanarak geriden gelip birinciî ol-
duğu ülkede sadece dört il olup bunlar Amas-
ya, Uşak, Hatay ve Kars'tır.
StRECEK