27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 NİSAN1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şeniat provası Meclis'e getiriliyop • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-SHPgrubu, "yalan ve kışkırtıcı yayın yapan televizyonlarla, amaandan saptın lan gösteriler konusunda'" genel görûşme açılmasını istedi. SHPGrup Başkanı Aydın Güven Gürkanilegrup başkanvekiîlerinin imzasını taşıyan önergede. "Planlı ve örgütlü gösteri, laikliğin anayasaya alınışımn kutlandığı güne rastlatılarak asıl amacın Bosna-Hersek ile dayanışmaktançok, laik demokratik düzeni yok etmek olduğu mesajı bilinçli olarak verilmiştir" denildi. Karabük'te 600 işçi emeklilîgini istedi • ZONGLLDAK (Cumhuriyet^- Karabük Demir Çelik İşletmeleri'nde çalışan 600 işçi emekliliklerini istedi. Demir Çelik İşletmesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, 5 bin 800 işçiden 600'ü emeklilik için dilekçe verdi. Yetkililer, yıl sonuna kadar toplam l200işcininernckli olmasının beklendıgıni söylediler. Bu arada Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer'den sonra GMİS yönetim kademelerinde bulunan diğer sendikacılarda SHP'den istifaetti. Kamuda erken emeklilik • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Kamuda erken emeklılığe olanak sağlayan yasa tasansı, TBMM Plan ve Bütce Komisyonu'nda aynen kabul edildi. Tasan TBMM Genel Kurulu'nda aynen yasalaştığı takdirde, kamuda çalışan bayan personel 15, erkek personel de 20 yılda emekli olabilecekler. Bu kişilere emekli olduklan tarihi izleyen aybaşından itibaren emekli maaşı bağlanacak. emekli ikramiyelerini alabilecekler. 5 güvenlik göpevlisi şehit • DİYARBAKIR(Cumhuri- yet)- Şırnak'ta yapılan operasyonlarda 11 terörist Mürülürken, 5 güvenlik görevlisi de şehit oldu. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamada güvenlik güçlennceŞırnak'ın batısında yer alan Küpeli Dağı'nda yürütülen operasyonlarda ilk belirlemeleregörell teröristin öldürüldüğü, çatışmalar sırasında 5 güvenlik görevlisinin de şehit olduğu bildirildi. 'Bizi sokaga itmeyin' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -İşçi Emeklileri Cemiyeti Başkanı Ethem Ezgü. hükümete, "Gırtlağımızda sıkılacak taraf kalmadı. Bizi sokağa itmeyin, yanlış yollara sevk etmeyin" uyansında bulundu. Ezgü, Cumhurbaşkaru Süleyman Demirel'den sokaktaİci temizlik işçisine kadar herkesin ekonomiye kalkıda bulunmasını istedi. 'Karabûk'ü kapattırmayız' • KARABÜK (Cumhuriyet)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, istikrar paketiyle yıl sonuna kadar kapatılması gündeme gelen Karabük Demir-Çelik Işletmeleri'nin Türkiye'nin sanayileşmesınde önemli rol oynadığınj belirterek " Yıllardır Karabük Türkiye'yi sırtında taşıdı. Gerekirse Türkiye de Karabük'ü sırtında taşır. Işletmeleri kapattırmayız" dedi. Kapalıçarşı denetimi • İstanbul HaberServisi- Eminönü Belediye Başkanı Doç. Dr. Ahmet Çetinsaya, Kapalıçarşı'da bombalama olaylannın bir daha meydana gelmemesi için belediye olarak denetlemeleri sıklaştırdıklannı bildirdi. Ahmet Çetinsaya, dün Kapalışarşı'yı ziyaret ederek esnafla görüştü. Çetinsaya, burada yaptığı açıklamada, Kapalıçarşı'da bombalama olaylanrun bir daha meydana gelmemesi için işportacılann çarşıya sokulmayacağıru belirtti SHP lideri, olaylann öncülüğünü İnterstar ve TGRT'nin yaptığını söyledi Karayalçın: ProvayaptılarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın, partisinin TBMM grup toplantısında şeriat istek- lerinin diie getirildiği 10 nisan olaylannı eleştirdi, 5 Nisan ekonomik kararlannı savundu. Karayalçın, 9-10 nisan olaylannı de- ğerlendirirken, "İki teievizyon kanalı, laikliğüı yüdönümünde yurttaşları mey- danlarda topladüar. medya terörünü ye- niden yaşadık. Akılları sıra bir şeyin pro- vasuu yapıyorlardı, akılları sıra Tür- kiye'de laik cumhuriyeti tehdit edecek güce geldikJerini göstermek istiyoriardı" dedi. Karayalçın, 5 Nisan ekonomik kararlannı savunurken de yükün eşit paylaşılmadığını, ancak bu eşitsizliğin çalışan kesimin değil, sermaye kesimi- nin aleyhine olduğunu öne sürdü. Karayalçın, toplantının başında, Sırp saldınsı altındaki Gorajde'deki durum Medya tePÖPÜKarayalcın. TBMM grup toplantısında 10 nisan gösterilerinin yasadışı olduğunu vurgulayarak 'İki televizyon kanalı, laikliğin yıldönümünde yurttaşları meydanlarda topladılar. Medya terörünü yeniden yaşadık. Akıllan sıra Türkiye'de laik cumhuriyeti tehdit edecek güce geldiklerini göstermek istiyoriardı' dedi hakkında bilgi verirken dün sabah göre- celi bir sükunet olduğunu söyledi. Dışiş- leri Bakanı Hikmet Çetin'in defalarca verdiği bilgilere karşın, iki tele\izyon kanalının ısrarla halka yanlış bilgi ver- diğini ve halkı meydanlara topla.dığını belirten Karayaiçın. yayınlar doğrultu- sunda haklı tepkilerini göstermek için meydanlara toplanan vurttaşlann ken- dilerini kanunsuz düzenlenmiş gösteri- ler içinde bulduklannı anlattı. Karayalçın. savaşın iki yıldır sürdü- ğüne \e pazar ycri katliamı gibi katliam- lann yaşandığına dikkat çekerek "Bu olaylar karşıstnda tepki gösterilmedi, iki kanalın bir çağrısı olmadı. Ama 10 nisan günü, laikliğin yıldönümünde çağrılar yapılarak yurttaşlar meydanlara top- İaıidı. Akılları sıra bir şeylerin provasını yaptılar, akılları sıra Türkiye'de laik cumhuriyeti tehdit eden bir güce geldikJe- rini göstermek istiyoriardı. Medya terö- rünü bir kez daha yaşadık" dedi. Karayalçın, 'Radyo-TV Yasası'nın ivedilikleçıkanlması gereğine dikkat çe- kerken 'Terörle Mücadele Yasası' tartış- malan sırasında laiklik karşıtı suçlar konusunda gösterdikleri duvarlıhğın ne denli önem taşıdığının da bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Karayalçın, "laik-Müslüman" karşıtlığı olmadığını. "laik- karşılaik" çatışması yaşandığını yineleyerek laik cumhuriyet ve demokrasinin savunul- masının sadece SHP'nin sorumluluğun- da olmaması, tüm partilerin bu konuda duyarü olması gerektiğıni vurguladı. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ise TBMM'de yaptığı konuşmada, Bosna- Hersek'te "kimyasal silah kullanıldığı" yö- nünde yayın yapan TGRT ve bu görüşü savunan RP'yi sert bir dille eleştirdi. Çe- tin, pazar günkü gösterilerin hem demok- rasiyi hem de Türkiye'nin Balkanlar poli- tikasını 'Şaraladığım" belirtti. Gorajde'de "kimyasal silah kuOanddı- ğı" iddialannın tamamen asılsız olduğunu belirten Çetın, "Ben defalarca, Bosna- Hersek Başbakaıu'yla görüşüyonım ve böyle' bir şey olmadığını kendisi söylüyor" dedi. Tunç Bilget, Genel BaşkanTnı 4 ABD bu paket için bir şey vermez' sözleriyle uyardı DYP gnıbunda Çiller'eserteleştiriANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller. ekonomik ön- lemler paketi nedeniyle DYP grubunda sert eleştirilere hedef oldu. Daha önce verdığı demeçlerle paketi eleştiren DYP Aydın Mılletvekilı Tunç Bilget. bu kez grupta görüşlerini dile getirirken Çiller'i ABD gezisi öncesinde, "ABD bu paket Yılmaz, Refah tehlikesine dikkat çekti ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- ANAP içinde Genel Başkan Mesut Yıunaz ve milletvekılleri- nin büyük çoğunluğu. "Refah ve askeri yönetim tehükesine" dik- kat çekerek, istikrar programının yanlışlannın düzeltilmesi için ko- şullu desteği savunurken, bazı parti yöneticileri ve milletvekille- n, "kesinlikle destek verilmemesi ve sert muhalefet yapılmasj" ko- nusunda dayatıyorlar. Programın bugünkü durumda başanya ulaşmasının mümkün olmadığını ve rejimin geleceğinın tehlikeye girebileceğini söyleyen Yılmaz, "Bizim görevimiz halka gerçekleri söylemek. Eğer başarılı olacağı kanaati toplurnda >a\ılır ve ardından yeni bir düş kırıklığı gelirse, miUet umudu > a askerler- de > a da adil düzen aldatmacala- nnda arar" diye konuştu. Yılmaz, Tansu ÇiUer'in. "Te- röriin kökünü kazıdık, şimdi sıra ekonomide' 1 sözlerinı ammsata- rak "Teröriin kökünü kazıdığı doğru değil. ama bu gidişle ekono- minin kökünü kazı>acak" dedi. için bir şey vermez" diyerek uyardı. Ekonomik önlemler paketi ile ilgili görüşmelerin sürdürüldüğü DYP grup toplantısı, dün de basına kapalı olarak yapıldı. Tunç Bilget, grupta bu önlemler paketi ile ekonomınin düze çıkmasının mümkün olmadığını bildirerek paket ile varlıklı kesimden bir şe\ alınmadığını. dar gelırliye yüklenildiğini söyledi. Çil- ler tarafından açıklanan paketi "Ecevit paketi" olarak niteleyen Bilget şöyle ko- nuştu: "Bu paket hiçbir şey getirmiyor. Eğer iyi hazırlanmadan böyle paketler geti- rirseniz bunları yüriirmek mümkün ol- maz. Arkasından ikinci, üçüncü paketi ÇtZMEDEN YUKARI / MUSA KART Gorajde'de patlayan sis bombasıymış!.. BOVt-E HAVAt-ARI SEV/ERİA\ /VVJHTEREML RP lideri, şeriat sloganlannın atıldığı Bosna mitingini normal buldu Erbakan şeriatçı gösterîyî savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan. Bosna-Hersek'teki katliamı protesto bahanesiyle pazar günü gerçekleştirilen şeriatçı gösteriler için "Normaldir. Türkiye'deki yönetime karşı halkın içinde birikim var. Türkiye'deki rejim. baskı rejimine dönüşmüştür. Halk tabii ki infial gösterecek. Halk tabanı tepkisini geüştirecektir"dedi. Erbakan. dün Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Necati Çelik ile görüştü. Çelik. Erbakan'ı 5 Nisan Kararlan konusunda görüş alışverişi yapmak amacıyla ziy aret ettiğı nı belirterek ekonomik paket için "İki yüzü var. Birinde zam ve intikam, diğer yüzünde kapat, sat, at var" değerlendirmesinde bulundu. Medyayayönelikeleştirilerini y inele> en Erba kan. "Bu nasıl rejim, bu nasıl demokrasi? Bu sömürü rejimidir, baskı rejimidir. Halk kurruluş mücadelesi veriyor"diye konuştu. Erbakan. başta Ankara ve İstanbul olmak üzere yurt çapında yapılan gösteriler sırasında şeriat sloganlannın atıldığının anımsatılması üzerine. şöyle konuştu: "Türkiye'de baskı ve sömürü rejimi var. Bosna'da katliam yapüıyor. Bı\ I, dünv ay ı aldatmak için sadece bekliyor. BM. Müslümanlann yok edilmesjni istiyor. Böyle davranınca halk tepkisini ortaya koymaz mı? Türkiye'deld rejime karşı halk içinde birikim var. Sırplar, Müslüman olduğu için öldürüvor o insanları." Erbakan. "Sizyürüyüse provokatörlerin katıldığım söylediniz. DGM Başsavcısı 'İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi' adında y asadışı bir örgütün elemanlarının yürüyüşü provoke ettiklerini sö> ledi. Bu örgütün yayın organında si/in millctvekillerini/in bayram tebrikleri yayımlanıyor. Bunu nasıl degerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine sınirlendi \e soruyu yönelten gazeteciye. "Nereden biliyorsun? Sen İBDA-C üyesi misin? Bu soruyu neden soruyorsun" diyerek tepkigösterdi. İBDA-C'ninyayın oraanı "Taraf Dergisi"'nin nisan sa\ısında RPmilletvekıllerı Zeki Ünal. Hasan Diki- ci. Hüseyin Erdal ve R. Tayyip Erdoğan'ın kendilerine bay ram tebnğı gönderdığıne ılışkın haberleryeralmıştı. getirmek zonında kalırsınız. Geçmişte Ecevit hükümetleri döneminde de böyle paketler hazırlanmıştı. Onlar da buna benzediği için arkasından ikinci, üçün- cü paketler gelmişti." Pakette yer alacak vergilerle ilgili dü- zenlemeleri de eleştiren Bilget, emlak vergisiyle I trilyonluk bir kaynak ya- ratılmasının amaçlandığına dikkat çekerek. "Böyle küçük kaynaklarla uğraşılacağına daha büyük kaynaklara yöne- linmeli. Yalnızca gümrük ver- gisi ile ilgili olarak yapılacak bir düzenleme bile çok fazla kaynak sağlar" dedi. Ekonomik paketle bütün külfetin dar ve sabit gelirlilere yüklendiğini de belirten Bilget, varlıklı kesimden daha çok ver- gi alınması için bir düzenleme- ye gidilmemesini eleştirdi. Bil- get, Çiller'e şöyle seslendi: "Bu paket ile bir yere varmak, başarüı olmak mümkün değil. Gerekli önlemleri alamazsanız, daha büyük sorunlaria karşı karşıya kalırsınız. Yapamazsa- nız gidersiniz, yapabilen gelir." Sabuncu'dan eleştiri DYP grubunda daha sonra yapılan görüşmelerde Afyon Millctvekili Ethem Kekkçi. ko- alisyon ortağı SHP'de bulunan Bayındırlık. Adalet ve Kültür bakanlıklanndan yakındı. De- nizli Milletvckili Nabi Sabuncu da tasarruf önlemleri alınırken kamuda yaşanan araba salta- natını eleştirdi. Sabuncu, yalnı- zca pazar günleri gazeteleri ba- kanlara ve bürokratlara götür- mek için yüzlerce resmi ara- banın yollara döküldüğünü be- lirtti ve "Önce bu savurganlığı önleyin" dedi. Sabuncu. TRT l'de yayımlanan Gündem programı için günde 45 milyon lira ödenen Cüneyt Canver ve Can Okanar'ı da "TV vurgun- cuları" olarak niteleyerek bu durumun önlenmesini istedi. Pazar günü yapılan laiklik kar- şıtı göserileri "Halkın Bosna'- daki katliamlara karşı tepkisi" olarak değerlendiren Sabuncu. hükümetin Irak ve Bosna'ya uygulanan ambargonun kaldı- nlması için çaba harcaması ısteğinı dilegeıirdi. Başbakan Çiller. bu eleştirile- ri yanıtlarken ekonomik önlem- ler paketi ile 3 ayda değil. 1996- ya kadar sonuç almayı öngör- düklerini bildirdi. Çiller. halkın Bosna konusundaki tepkisini anlayışla karşıladıklannı söyle- di. Çiller. NATO'nun Sırplara müdahalesını önceden bildikle- rini. ancak halkı vatıştırmak için bunu açıklamalannın mümkün olmadığını da bildirdi. ÜĞÜPOLITIKAGUISLUGU HİKMET ÇETİJNKAYA Aktuna Kimin Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna yı izliyorum Show TV'de. Mehmet Ali Birand soruyor, Aktu- na yanıtlamaya çalışıyor. Aktuna'nın yanı başında Abdur- rahman Dilipak oturuyor... Neler söylüyor Aktuna? Bize kalırsa söylediği bir şey yok. Pardon var: "Taksim ve Kızılay Alanı'nda olup bitenler pek önemli şeyler değil..." Abdurrahman Dilipak her zaman olduğu gibi yine "mazlum " rolünü oynayan aktör. Hoşuna gidiyor Yıldınm Aktuna'nın konuşması. Dilipak konuşuyor, konuşuyor. Sonra "Sayın Bakanım devam edecek herhalde" diyor. Tüm bunlar demokrasi adına insan hakları adına oluyor. Abdurrahman Dilipak konuşuyor: ' 'Sabah saat dörde kadar uyumadım. içimdeki duygula- ra yenik düştüm. Ben Halepçe katliamında da böyle ol- muştum." Vah vah vah! Acaba şeriatçıların Sıvas'ta Madımak Oteli'nde onlarca aydını yaktığı gece nasıl uyudu Dilipak? Devam ediyor: "Bu miting önceden organize edilmemişti. İnsanlar kendiliğinden örgütlendiler..." Ankara'dan Baskın Oran neredeyse hıç konuşturulmu- yor. O da sonunda patlıyor: "Biz burada Gorajde'de kimyasal silah kullanılıp kulla- mlmadığını konuşuyoruz. Olay bu. Bir sonuca varsak ra- hatlayacağız..." Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Bakanı ve Hükümet Sozcüsü'dür Yıldınm Aktuna. Her gece birkaç canlı yaytın konuğu olduğu için sanırız yorgun düştü. önceki gece de Taksim ve Kızılay'da yaşanan olayları tersyüz erti. Ben bir ara şöyle düşıindüm: "Acaba Sayın Aktuna, Sayın Dilipak'la aynı gazete ve sıyasi partide mi çalışıyor..." Taksim ve Kızılay'da 10 nisan pazar günü yaşanan olayların şeriat provası olduğunu DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Esat Kıraöıoğlu nun açıkladığı günün akşamı Yıl- dtrım Aktuna'nın televizyona çıkması gerçekten büyük bir talihsizliktir. Acaba Taksim ve Kızılay'da "şeriatçı güçlerin" yaptığı gövde gösterisine niçin tanı koyamadı Yıldınm Aktuna? Bakın DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu neler söylüyordu: "Karanlık birtakım güçlerin, bazı platformlardan kendi düzenleri için istifade eder duruma gelmelerine izin ver- memekte kararlıyız. Bu karanlık düşünce sahiplehni ikaz edıyoruz. İran ve Cezayir modelini arayanlar hüsrana uğ- rayacaklardır..." Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna Taksim ve Kızılay'da yaşanan olayları görmezlikten gelir- ken Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin i de bir kenara itip Baş- bakan Tansu Çiller i savundu Mehmet Ali Birand'a karşı. Birand "kibar bir biçemle" Aktuna'yı bir hayli iğneledi, ama açık yanıt alamadı. Aktuna "Beni açmaza mı düşür- mek ıstiyorsunuz?" demekle yetindi. Abdurrahman Dilipak özgürce istediğini söyledi. Aslın- da işine hiç gelmeyen demokrasiyi kendi penceresinden yorumladı. Arada da şıkıştırdı: "Laiklik mitingıne bakın bir de bizim mitinge..." Elbet boyle demedi, ama itetmek istediği mesaj buy- du... Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Laiklik karşıtı güçler giderek örgütleniyor. Ama hem DYP hem de ANAP bu olup bıtenleri görmezlikten geliyor. SHP'nin hükümet or- tağı DYP'nin bir bölümü "kara yobaz çetelerine" ödün üstune ödün veriyor. Sayın Yıldınm Aktuna! Laik cumhuriyetin temeline dinamit koymak isteyen güçlere karşı Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olarak açık tavır almak zorundasınız. Eğer iki özel televizyon ka- nalı bu ülkede "birlik ve beraberliği" bozan çağrılar yapıp Taksim ve Kızılay'da "şeriatçı gösteri"gücü buluyorlarsa TV ekranından tıpkı DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu gibi düşüncelerinizi açıklamak zorundasınız. Ama siz şöyle bir politika izliyorsunuz: "Ne şiş yansın ne de kebap!" Sıze ulaştığını sandığım bir telgrafı köşeme alıyorum. Eski bir arkadaşınız olan Prof. Dr. Coskun Özdemir'in telgrafıdır bu. Belki özel kalem müdürünüz size ulaştır- mamıştır. Telgraf özetle şöyle: "Sevgıli Yıldınm Aktuna Demokrasi ve hoşgörü ne kadar güzel bir şey. Ama amacı gizlenemeyecek kadar apaçık ve demokrasiyi yok etmeyi hedefleyen eylemlerin. girişimlerin karşısına çık- mamak olacak şey değil diyoruz. Önceki akşam açıkotu- rumdaki politikacı Yıldınm Aktuna 'yı çok yadırgadık. Bir- çok arkadaş, konuşmacı bakanı 40 yıldır alışageldiğimiz tıpik politikacı olarak tanımladı. Ortada aslı olmayan bir haberle tahrik edilmiş, harekete geçirilmiş açıkça laik cumhuriyete karşı bir kitle ve yanı başınızda bu eylemleri öven, savunan içtenliğine asla inanılamayacak bir konuş- macı vardı. Sız ona aykırı hiçbir şey söylemediniz, hiçbir mesaj veremedinız." Sayın Aktuna! 10 nisan "Laiklik Günü"ydü. Aynı gün Taksim ve Kızı- lay'da şeriatçı güçler gösteri yapıp bağırıyorlardı: Kahrolsun laik diktatörlük!" Biraz olsun gerçeği görün... G eçerli sayılan il genel meclisi seçimi için kullanılan oylann sayısı 28 mil- yon 93 bin. (Toplam seçmen sayısının yüzde 87 .86'sı). Bunlann secime katılan par- tiler arasında dağıtımı çizelge-1 "de verilmiştir Görüleceği gibi, en fazla oy alan partinin oy oranı yüzde 21.49'dur. En fazla oy alan altı parti (DYP, ANAP. RP. SHP.' DSP ve MHP) toplam oylann yüzde 92"sini almışlar- dır. Böylece parti başına ortalama yüzde 15.3 oy düşmektedir. DYP, ANAP, RP bu ortala- manın üzerinde kalanlar olarak bir nispeten iriceler paketi oluşturmuştur. Bu pakette bir sol (ya da orta sol) partinin yer almayışı çok düşündürücüdür. Küçükler paketi ise SHP, DSP ve MHP'den oluşmuştur. İki adet orta sol parti hüzün verici ve insanla alay edici bi- çimde buradadır. Geriye sağa, sola. öteye. be- riye dağılan bir yüzde 8'in daha bulunduğu haürlanmalıdır. 1989 yerel ve 1991 genel seçimlerinin oy oranlanyla karşılaştınlıp kazançlar kayıplar incelendığinde ise ortaya çizelge-2'de özetle- nen görüntü çıkmaktadır. Buna göre seçimin en ağır sayısal yenilgisi. yüzde -7.1 oy oranı farkı kaybıyla SHP tarafından alınmışür. Ağır yenilgili ikinci taraf DYP'dir. Oy oranı kaybı yüzde -5.5'tir. Sosyo-ekonomik gidişa- tın böylesine alabora olduğu bir dönemde iktidara toplam yüzde 12.6 oy oranı kaybı gibi sert bir fatura çıkanlması son derece do- ğaldır. Bu fatura belki Özal döneminde 1987- 1989 arasında ANAP"a çıkanlmış yüzde -15 oy oranı kaybı faturası kadar ağır gözükme- yebilir. Ama, yeterince şiddetli bir ikazdır. Aynca yakın tarihin olayiannın bile çok ça- Kimkimenekadar oyverdi? SHP'llİn ağlP y6nİİ9İSİ Seçimin en ağır sayısal yenilgisi. yüzde -7.1 oy oranı farkı kaybıyla SHP tarafından alınmıştır. Ağır \enilgili ikinci taraf DYP'dir. Oy oranı kaybı yüzde -5.5'tir. Sosyo-ekonomik gidişatın böylesine alabora olduğu bir dönemde iktidara toplam yüzde 12.6 oy oranı kaybı gibi sert bir fatura çıkanlması son derece doğaldır. buk unutulduğu bir toplumsal şaşkınlık dö- neminde şunu ansıtmakta yarar var: ANAP o ağır faturadan sonra belinı bir daha doğnıl- tamadı. Benzetmek gibi olmasın ama. şimdi- kilenn ışi de çok zor gözüküyor. SHP'nin epeyce kişi tarafından tamamen hakedilmiş olduğu düşünülen bu yenilgisi orta so|daki toplam eerilemenin de ana sebe- bini oluşturuyor. SHP+DSP + CHP oy oranlan toplam yüzde 27 yapıyor olup. bu 1991"e göre yüzde -4.6. 1989'a göre ise yüzde -10.7'lik bir kayba karşıhk gelmektedir. Ayn- ca da demokrasi tarihimizde orta solun ulaştığı en düşük değere ulaşılmış olmaktadır. Sağda olup bitenlerin toplu görüntüsüne gelince merkez (ya da orta) sağ olarak nite- lendirilebilecek 'DYP+ANAP cephesinin toplam oy kaybı da yüzde -8.5 gibi önemli bir düzeye ulaşmıştır. Kazançlı çıkan tek kesim uca daha yakın sağ partiler olup RP+ MHP tek bir cephe oluşturarak girdikleri 1991 se- çimlerine göre yüzde + 10.l'lik bir kazanca vanrıışlardır. RP'nin yüzde +4.8. MHP'nin yüzde + 3.9 ılerlediği düşünülmektedir. Bu ilerleme, orta sağın oy oranı kaybı olan y üzde 8.5'ten hafıfçe büyüktür. Uca yakın sağın küçük partisi BBP'nin aldığı oy yüzde 1.5 gibi bir oy da düşünüldüğünde, bu ilerlemelenn sadece orta sağ tabandan seçmen kaymasıyla açıklanamayacağı ortaya çıkmaktadır. Buna göre geçmışyıllann orta sol tabanından da uç sağa bir miİctar kayma olduğu anlaşılmak- tadır. Bu konunun yorumuna il ve bölgelere avnntısıyla ve büyük kentlcrin yeni sahiple- rivle ilgili sonraki bölümlerde geîinecektir. İllerde ve bölgelerde neler oldu? Hangı sosyal tabanlardan kimlere oy veril- diğinin. geçmiş seçimlere göre ne tür kay- malar olduğunun daha aynntılı ve net biline- bilmesi için iller bazında ve bölgesel bir bilgi laraması gereklidir. İl genel meclisi seçiminin illerdeki nihai ve kesın sonuçlannın alınması yerel seçimlerde genelde rastlandığı gibi uzun sürmüştür. TRT'nin ancak seçimden on gün sonra der- leyebildiği toplu sayısal sonuçlarla. illerdeki durum cksiksiz yorumlanabilir hale gelebil- miştir. Buna göre seçimi Türkiye ortalama- sında en büyük kayıpla kapatan iki parti SHP ve DYP'nin genlemesi ülke ölçeğinde tam bir düzenli dağılım eöstermektedir." SHP 1989'da 20 ilde ve 199l'de 16 ilde bi- rincı parti durumundaydı. Bu kez çok özel durum olarak bilinen tunceli hariç. ülkede artık hiçbir ilde SHP'nin birincıhği yoktur. Geleneksel kaleleri olarak bilinen Amasya. Ankara. Erzincan. Gaziantep. Hatay. Kars. Kırşehir, Uşak ile 1991de DEPdestegiyleilk parti olarak çıktığı Güneydoğu Anadolu ille- rinin tümünde gerilemiştir. Güneydoğu'da seçime katılmanın ülke geneline göre küçük oluşu (yüzde 92'ye göre ortalama yüzde 83) bazı seçmenlerin kırgınlık gösterisi olarak algılanabilir. Bir bölümü bir genel seçimde yine de SHP'ye (ya da bir orta sol partiye) yö- nelmesi beklenebilecek bu seçmenlerin boş bıraktığı ortamdan sağ partiler ve sırasıyla ' RP. DYP ve ANAP birer ölçüde yararlanmı- şlardır. Ancak Güneydoğu'daki bu çok özel biçim- de soldan kayışın ötesinde. SHP'den kayış. kendi kaleleri dahil tüm yurtta izlenmiştir ve bölgelerüstü bir olaydır. Seçimin diğer çok oy kaybeden partisi DYP de Güneydoğu'daki katılma oranı dü- şüklüğünün özel avantajı bir kenara konulur- sa tüm ülkede nasibini almıştır. DYP'nin 199l'de önde olduğu Adana'da ANAP'ın, Bolu'da RP'nin, Bursa'da ANAP'ın. Elazığ ve Erzurum'da büyük farkla RP'nin, İçel'de ANAP'ın. Kocaeli'de büyük farkla RP'nin, Nevşehir. Sakarya, Van'da RP ve ANAP'ın ikisininbirden, Aksaray'da RP'nin, Kınk- kale'de RP ve SHP'nin ikisinin birden gerisi- ne düşmesi gerilemenin bölgelerüstü oldu- ğunu göstermektedir. DYP'nin, oy oranını arttırmakla birlikte, diğer partilerin kayıpla- nndan yararlanarak geriden gelip birinciî ol- duğu ülkede sadece dört il olup bunlar Amas- ya, Uşak, Hatay ve Kars'tır. StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle