Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN1994 ÇARŞAMBA
10 DIZIYAZI
Sonunbaşlangıcı: 1988 ayakkmması..
5 Ekim 1988 günü köktcndinci mu-
halefetin birikimi ve biriktirdikleri.
ani bir patlama ile ayaklanmaya dö-
nüştü. Kimi FLN yöneticileri bu
ayaklanmayı başlangıçta 'çoluk ço-
cuk güriiltüsü' olarak değerlendirme-
ye kalktılarsa da mızrak çuvala sığa-
cak gibi değildi. Sokaklan dolduran
aşın dinci militan gruplarla arkalan-
na taktıklan gözü dönmüş yığınlar
tarafından başkentteki eğlence yerle-
ri, lüks tüketim merkezleri yakıldı,
yıkıldı ve yağmalandı. Sözcüğün tam
içeriği ile 'çağdaş' olan her kurum ve
kuruluş köktendinci gericiliğin hış-
mından kurtulamadı. 4 ekimi 5 ekime
bağlayan gece başlayan ayaklanma, 6
ekim günü lanklann müdahalesi ile
bastınlabildi. 60 kişi ölmüştü. Baş-
kentte Islamcılann kalesi kabul edilen
El Kubbe semtinde planlanan ve yü-
rütülen başkaldırma eylemi yaşamı
tümüyle felce uğratmıştı. Tanklann
sağladığı 'sükunet' sadece dört gün
sürdü. 10 ekim günü köktendincilerin
yönettiği ve yönlendirdiği ikinci bir
ayaklanma daha patlak verdi. Sıkıyö-
netime rağmen başkentte iç savaş
sahneleri yaşandı. Resmi makamlara
göre 500 dolayında isyancı' öldürül-
müştü. İslami hareket bu sayınm 2 bi-
nin üstünde olduğunda ısrar etti.
Ekim 1988 Ayaklanması,sömürge-
ciliğe karşı başanlı bir mücadele ver-
miş olan FLN döneminin. dolayısıyla
Ulusal Kurtuluş Savaşı döneminin
kapandığını ilan ediyordu. Cezayir'-
de yeni ve büyük olasılıkla karanlık
bir dönem başlamıştı.
Yetersiz tedbirler
Şadli, köktendinci ayaklanmayı sa-
de 'suya tirit' reform vaatlen ve hükü-
mette birkaç kelleyi harcayarak ya-
nıtlamak istedi. 3 Kasım 1988'de söz
verildiği üzere bir referandum yapıldı
ve bir anayasa değişikliği ile çok parti-
liliğe olanak sağlayan çoğulcu bir dü-
zenin önü açıldı. Bu arada devlet par-
tisi FLN ile hükümet arasındaki gele-
neksel bağ da kopanldı. FLN artık
Cezayir'deki sıyasi partilerden biri,
herhangi biriydi. 1988 Ekim Ayak-
lanması'nın en önemli sonuçlanndan
OünümüzCezayiri'neulaşangelişmelerinilkadımıl988 | Ş^RIATIN GOLGESINDE
ayaklanması oldu. 5 Ekim 1988 günü başlayan ayaklanma
sonunda Cezayir'de yaşam bütünüyle değişti ve şeriat her şeye
damgasını vurdu. Anayasa değişikliğinin ardından 1989'da
İslami Selamet Cephesi (İSC) kuruldu. 12Haziran 1990'da
yapılan yerel seçimlerde İSC büyük başan kazandı. 25 Mayıs
1991 'de İSC 'açık grev' çağnsı yaptı. Ülke kargaşaya
sürüklendive 4haziranda ordu yönetime el koydu.
FAI'K BULUT
(Derleyen: Aydın Engin)
1988 yüında başlayan köktendinci ayaklanmanın ardından olaylar hızla gelişti. 25 Mayıs 1991 'de ikinci bir ayaklanma dalgası başlatan şeriat yanlıian, 'fk-
tidar bize kısmet olmuştur. Ya barışçıl seçim yoluyla ya da devrimci şıddetle* sloganıyîa ülkeyi kargaşaya süriiklediler.
Ve şeriatıngölgesindeyaşambiri, İslami akımın güçlü bir biçimde
sokağa dökülmesi ve devlete kendini
zorla kabul ettirmesidir. Salt siyasal
anlamda değil, aynı zamanda ideolo-
jik acıdan da Cezayir'in günlük ha-
yatında yapı'.acak her degişiklik ya da
başvurulacak her davranış artık 'İsla-
mi denetim'dcn geçmek zorundaydı.
Köktendinci merkezlerden 'Şer'an
caizdir' fetvasmı almayan hiçbir ka-
rann uygulanma şansı yoktu artık.
İSC kuruluyor
Anayasa değıştinlip 'Din esasına
dayalı siyasi parti kurulamaz' ilkesi
kaİdınhnca 10 Mart 1989"da, başkent
Cezayir'in Bin Badis Camii'nde dü-
zenlenen bir törenle İslami Selamet
Cephesi (İSC) kuruldu (Fransızca
adıyla Front İslamique du Salut
FIS). Anayasa değişikliği. siyasallaş-
mış İslamın Cezayir'de bir partiye,
merkezi bir örgüte kavuşmasını sağ-
lamakla kalmıyordu: yasa metninde-
ki sosyalizm, laisizm ya da bu sözcük-
leri çağnştıran tüm kavram ve deyim-
lerin de çıkanlmasını sağlamıştı. 6 Ey-
lül 1989'da İSC'nin kuruluşu resmen
onaylandı.
Aslında İSC'nin kuruluşu, fiili bir
durumun resmileştirilmesinden iba-
ret simgesel bir anlam taşıyor. Cami
ve mescit çevrelerinde ki bunlar üni-
versitelerden. resmi kurumlara; bü-
yük devlet dairelerinden. Sahra'daki
ücra köylere kadar yaygınlaştınlmış-
ü; yuvalanan İslami merkezler zaten
bir siyasal örgütlenme olarak etkinlik
gösteriyorlardı. O kadar ki camilerin
bir ibadet yeri olarak anlamlan yer
yer ikinci plana düşüvor, cami ve
mescitler köktendinci fslamın eylem
planlannın yapıldığı. propaganda ça-
İışmalannın yürütüldüğü ve halk kit-
leleri içinde örgütlenme çabalannın
düzenlendiği merkezlere dönüşmüş-
lerdi.
gerilla birliklerini de bu akım oluştur-
du. En ünlü temsilcisi ve sembol ön-
deri 1987'de bir çatışmada öldürülen
Mustafa Buyali'dır
El Cez'ere: Mescid Eshabı olarak
da bilinen bu akım genellikle Franşız
kültüründen derinden etkilenmiş İs-
lam aydınlanndan oluşuyor. Arap-
İslam kültürünü öne çıkaran akım-
lardan kendilerini uzak tutuyorlar ve
'Cezaviriiliklerini' öne çıkarmayı yeğ-
liyorlar. İSC içinde güçlü bir akım.
Reformcu akımlar: Birazdan deği-
neceğimiz 1991 olaylannda doğrudan
siyasal iktidara yönelen İSC'den ko-
pup devletle uzlaşan bir kanat. Ön-
derlerinin çoğu Abbas Medeni tara-
fından tasfiye edildi.
İSC programı: Adil düzen
Önce İSC önderi Abbas Medeni'-
nin 'Modern Düşflncenin Bunalunı ve
İslami ÇözünT adlı kitabından bir
alıntı: "...Ne bilim ne de felsefe dinin
yerini alabilir. İnsanlığa özgürlük ve
toplumsal adalet >aat edilen liberal ve
sosvalist ideolojiler açmaza gjrmişler-
dir. Ovsa İslam, insanı onurlandırma-
da başka bir din, felsefe ve ideolojinin
ulaşamadığı bir noktaya ulaşnıtştır.
Çünkü insanın insana kulluğuna son
verip, kişiyi en yüce değer olan Allah'a
kulluk mertebesine yükseltmiştir...
İslam, özgürlüğün alanlannı beiirle-
mek ve onu kuvvet ve irade kaydı altına
almak suretiyle yönetimi kuşatKi bir
kapsam kazannuştır..."
llle de bir kulluk ilişkisi veri kabul
ediliyor ve kişiye kulluk yerine Al-
lah'a kulluk ikame ediliyor. Dahası
'özgürlüğün alanlarT şeriatça belirle-
niyor ve onu 'kuvvet ve irade kavdına'
alıyor. Bir başka çahşmada İSC'nin
programıyla Türkiyc'de Refah'ın
'adil düzen'ini karşılaştırmak ilginç
olabilır. Ancak bu diziyi bitirirken
İSC programından yapacağımız bir
kaç alıntı da bu konuda fikir vermeye
yeterli olacaktır kanısındayız:
Orduya bakış: Ordu halktır, halk
da ordudur. Ordu Cihat sancağını dik
tutmalı. İslam risalesi (mesajı). üm-
met ve ülke ordusu olarak kalıp siya-
setten uzak durmalıdır...
Eğitim anlayışı: Yıkıcı ideoloji ve
anlayışlardan temizlemek suretiyle
eğitim müfredat programlannı yeni-
den oluşturmak. Çünkü bu yabancı
kökenli öğretiler, İslam ümmetinin
değerleriyle çatışmaktadır. Öncelikle
insana (Âllah tarafından bahşedilen)
var olma hakkı, (onun) Allah'a kullu-
ğuyla bağlantılıdır. Burada insanın
görevi. varlığının gerekçesidir.
Demokrasi üstüne: Cezayir halkı.
dinsizlikten başka bir anlamı olma-
yan demokrasiyi mağlup edip İslama
zafer kazandırmıştır.
İnanç özgürlüğü: Kuşkusuz biz
kimseye baskı yapmayız. Ancak İs-
lam düzeninde. İslam devletini ve Ku-
ran yönetimini istemeyenlerin orada
yaşama haklan yoktur.
1988 Ekim Ayaklanmasf nın ardın-
dan İSC yönetimindeki köktendinci
güçler öncelikle 'sokağa' tümüyle ege-
men oldular. Bu. hayata egemen ol-
mak demek. Köktendinciler Cezayir
sokaklannda İslami yaşam biçimini
egemen, gecerli ve. sürekli kılmak üze-
re denetleme ve gözetleme komiteleri
kurdular. Ancak bu komiteleri oluş-
turan köktendinci miliıanlar salt göz-
leme-gözetme göreviyle(!) yetinmeyip"
propaganda ve ajitasyon anlamında
kullanılan 'davet ve tebliğ' etkinlik-
lerine giriştiler. Ozellikle cuma na-
mazlan bir ibadet olmaktan çıkmış.
kararsızlan 'güce ikna' etmeye. siya-
sal bir gövde gösterisıne dönüşmüştü.
Bu birikim ilk gövde gösterisini 20
Nisan 1990 günü, yerel seçimler önce-
sinde bir miting düzenleyerek gerçek-
leştirdi. Bu mitıngde 15 maddelik bir
talepler listesiyle hükümetin karşısına
çıkıldı. Talepler arasında parlamen-
tonun feshedilmesi, tutuklu İslamcı-
lann serbest bırakılması, bağımsız
İSC nın y apısı
İSC'nin yönetim organı 60 kişilik
bir 'şura'dan oluşuyor. Şura sözcülü-
ğüne Abbas Medeni getirilmişti. Daha
sonraki günlerde Abbas Medeni İSC
sözcülüğünü 'başkanlık' olarak yo-
rumlayacak; bu konuda patlak veren
muhalefeti kuşkulu ölümler de dahil
çeşitli yöntemlerle tasfiye edecekti.
islami Selamet Cephesi'nin kom-
pozisyonu. bu dizinin amaa bakı-
mından önem taşıyor. Bir başka de-
yişle, Cezayir aynasında Türkiye gö-
rünüyor. İSC, ılımlılardan en radikal-
lere kadar hemen tüm İslami akımlan
içinde banndınyor. Belli başlılan
özetle şöyle: •
Selefi akım: İslam terminolojisinde
"İhbari" diye anılan çok doğmatik ve
Ortodoks bir İslam örgütlenmesidir.
İSC'de etkinlik gösteren militanlan-
nın önderliğini Ali Belhac yapıyor.
Belhac, parlak bir hatip ve demagog.
İçi kof, ama etkisi parlak vaaz ve nu-
tuklanyla İSC'ye bağlı kitleleri. özel-
likle gençleri coşturuyor ve sürüklü-
yor.
Cihad akımı: El Tekfir ve El Hicra
olarak da anılıyorlar. Şiddet temelin-
de ve düzenle çaüşma yoluyla jslam
devleti kurmayı amaçhyor. Ilk İslam
Cezayir gerçeği ve TürkiyeCezayir gerçeğinden Türkiye'nin çıkaracağı dersler var
mı? Kuşkusuz evet. Ancak bire bir paralellikler kurmak
da bir o kadar yanlış ve sakıncalı.
Bir kere Türkiye Cumhuriyeti'nin yaklaşık 65 yıllık laik
geleneğinin halkın yaşam biçiminde yarattığı köklü
alışkanhklar ve değerlere karşılık, Cezayir hemen hiçbir
zaman laik olmadı. Ne 'Devrim'den önce ne de sonra.
Aynca 130 yıllık Fransız sömürgesi olarak ulusal
kimliği aamasızca tahrip edilmişti. O kadar ki
'Devrim'den sonra halka anadili Arapçayı öğretmek
üzere Mısır'dan öğretmenlergetirtilmek zorunda
kalınmıştı. Türkiye'nin böylesi sorunlan hiç olmadı.
Aynca Türkiye'de birkaç kez darbelerle kesilmiş olsa da
yaklaşık 45 yıllık bir demokrasi kültürü var. Bu kırk beş
yıl boyunca seçimle gelip. seçimle gıden iktidarlara tanık
olundu ve bu halk kitlelerinin demokrasiden hemen ve
kolayca vazgeçmesini önleyecek birelken. Buna karşılık
Cezayir, daha ilk serbest seçim denemesini bile
gerçekleştiremeden 'şeriat'la 'tanklar' arasında bir
secme yapmak zorunda kaldı.
Bunlar iki ülke arasında kimi kez belirleyici önem
taşıyan farklar. Buna karşılık köktendinci İslamın
yükselişi her iki ülkede de şaşılası benzerlikler
gösteriyor. 1950 sonrasında simgesel olarak 'ezan'ın
yeniden Arapça okunmaya başlanması ile uç veren
aymazlık. imam hatip okullanyla. oy avcılığı için halkın
dinsel inançlannın alabildiğine sömürülmesine. ilkokul
ve ortaokullarda din dersinin mecburi kılınmasına
kadar uzanan bir dizi demokrasi suçuyla sürüp gitti. 27
Mart 1994seçimlerindeortayaçıkantablonun
tohumlan taa 1950'lerde aülmaya başlanmış ve
aralıksız sürmüştü.
Bugün Refah'm seçim başansına şaşanlar. Cezayir
gerçeğinden dersler çıkarmalılar. Ustelik Cezayir
gerçeği, Türkiye'nin yannına ilişkin öngörüler için pek
anlamlı...
adalet mekanizmasının şeriat teme-
linde yeniden düzenlenmesi. eğitim
düzeninin Kuran'a uyumlu kıhnması
gibi 'masum' ıstemler dikkati çekiyor-
du.
Yerel secimler
12 Haziran 1990'da Cezayir'de ye-
rel secimler yapıldı. Sonuççarpıcıydı:
Toplam 1541 belediyeden853'ünüİs-
lamcı cephe. 487'sini FLN kazandı.
Oylann dağılırru daha da çarpıcı: İs-
lamcı İSC yüzde 55.42. FNL ise sade-
ce yüzde 31.64.
İSC önderi Abbas Medeni. 23 tem-
muzda bir basın toplantısıyla iktidar
hamlesini başlattıklannı açıkladı.
Azınlık partisi ve azınlık hükümeti-
nin derhal istifa ederek halkın iradesi-
ne saygı göstermesi isteniyordu. İkti-
dar hamlesinin ilk adımı olarak İSC
25 Mayıs 1991 "de 'açık grev' çağnsı
yapiı. Hükümetin yanıtı olağanüstü
hal ilan etmek oldu. Ama İSC geri
adım atmadı. Abbas Medeni 'iktidar
bize kısmet olmuştur. Ya banşçıl seçim
yoluyla ya da devrimci şiddetle" dedi.
Devîet Başkanı Şadli'vi ise 'Cezayir
hatkının ökçesinde duran bir çivi' ola-
rak niteledı. Tüm ülke, tam bir karga-
şaya sürüklenmişti. Alman Der Spie-
gel muhabiri "Cezayir'de 12'ye 5, iç-
savaşa 4 var" diye yazdı.. ve tanklar 4
haziran akşamı harekete geçtiler. 01-
dukça kanlı sokak çatışmalanndan
sonra İSC 'Bir dahaki sefere iktidan
mutlaka düşürme' sözü vererek iktidar
yüriiyûşünü iptal ettiğini açıkladı. Or-
du Cezayir'e egemen olmuştu.
Köktendinci önderler tutuklandı-
lar; köktendinciliğin kalesi sayılan
Blida kentinde vargılandılar. 'İktida-
ra aşamalı geçme kuralını ihlal edip
barışçıl yolları yıkarak halki galeyana
getirmek surctiyle anavasal düzeni
tebdil >e tağy ir etmekle' suçlanıy orlar-
dı.
800 önde gelen önderinin tutuklan-
masına rağmen İSC çabuk toparlan-
dı. Üstelik daha da radikalleşerck.
İslami basınç iktidara soluk aldırmı-
>ordu. Tam bir bunalım politikası
da\ atılıyordu. Nitekim 1992 başında
Şadli Bin Ccdid nihayet istifa etti (et-
tirildi). Yerine bir süre sonra Ulusal
Kurtuluş Hareketi'nin sembollerin-
den Budiyaf getinldi. Ancak Haziran
1992'de bir toplantıda vurularak öl-
dürüldü. Öldürüldüğü sırada 'İslami-
yeti anlamak ve yorumlamak' konulu
bir konferans veriyordu. Budiyefin
ölümü kargaşayı daha da derinleştir-
di. Ordunun müdahalesi ile bugün
Cezayir 'sakin' görünüyor. Ama bu
salt bir görünüş ve aldatıcı. Sorunun
askersel > öntemlerle çözümü, aslında
köktendinci akımlan daha da güçlen-
diriyor. Bugünkü sükunet o yüzden
kıyamet gününün ertelenmesinden
ibaret. Cezayir şeriatın gölgesinde ya-
şıyor \e sokağa egemen köktendinci-
liğin terörü gün geçtikçe ürmanıyor.
Ma\o gi>diği için İcurşunlanan genç
kızlar, Isîami liderleri yargıladığı için
öldürülen yargıçlar, bira sattığı için
yakılan insanlar.. Cezayir'de artık
günlük yaşamın, kimsenin şaşmadığı
bir parçası.
BİTTİ
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Meydanlar Dobrken...Başbakan Tansu Çiller, Amerika yolculuğuna çıkar-
ken Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök'e "Ardımdan sabotaj
yapacaklar diye yurtdışına çıkmaktan korkuyorum" de-
miş. 5 Nisan Kararları'nın döviz dalgalanmalarından
sonra kimin içine bu korku düşmüyor ki, hepimiz korku-
yoruz. Zonguldak'ta, Ereğli'de, Kırşehir'de işçiler dur-
madan yürüyor. Zenginlere çatıyorlar, hükümetin istifa-
sını istiyorlar.
1960'lardan sonra İsmet Paşa başbakanken işçiler
gene böyle ayaklanmışlardı. Bir Amerikalı sendikacının
güdümünde yapı işçileri Ulus'tan Meclis'e doğru çıplak
ayakla yürüyüşe geçmişlerdi. Yüreyenler, çıplak ayak-
lıydı, biz bugüne dek böyle bir şey görmemiştik. Eğer
yürüyenlerin başında Amerikalı olmasaydı kulakların-
dan tuttukiarı gibi "komünist" diye içeri tıkarlardı.
Yürüyenlerin başında Amerikalı sendikacı olduğu gibi
bir yerli sendikacı da vardı: Fukara Tahir! Fukara Tahir,
Kızılcahamamlı bir köylü çocuğuydu. Her nasılsa uyan-
mış, işçilerin başına geçmiştir. Bir yandan sendika lide-
riydi, bir yandan Türkiye Işçi Partisi'nin Ankara Beledi-
yesi başkan adayıydı. Çıkışı böyle parlaktı, ama batışı
daha beter oldu. İşçilerden toplanan ödenti yüzünden
başka bir sendikacıyla arası açıldı. Kızılcahamam or-
manlarında avlanırken bir kaza kurşununa kurban git-
mişti.
Zonguldak ve Ereğli'de ocakların kapatılması, demir
işletmelerinin durması karşısında işçiler direnişe geçti-
ler. Zonguldak'ta hep böyledir; ocaklarla oynanmaya
kalkışıldığında işçiler yerinde durmazlar.
Zonguldak, Ereğli derken Ankara ve Istanbul'da şeri-
atçılar azdılar; Taksim'de şeriat bayrağı açılırken bir
yandan da "Yarabbi, intikamma bizi memur et!" levha-
ları alanı doldurdu. Olay, laiklik gününün kutlanmasına
denk düşerken şeriat da belli ki bütün hazırlıklarını ya-
parak hortlamaya hazır duruma geldi. Telsizlerin ko-
nuşmalarından sızan haberleşmelerde belli ki hazırlık-
lar çok önceden kotarılmıştı. Meydanları dolduranlar,
"Muhammed'in ordusu I laiklerin korkusu" diye bağı-
rıyorlardı. Bu kalabalık, bu levha ve pankartlar önceden
hazırlığı olmasa bir anda Dolmabahçe'yi, Unkapanı'nı,
Kasımpaşa, Saraçhane, Tarlabaşı'nı dolduramazlardı.
Belli ki şeriat, gücünü gösteriyordu. Seçimlerden son-
ra böyle bir güç gösterisinin yapılacağı bekleniyordu,
ama ne zaman? Bosna'dan ilk çarpışmaların haberi ge-
lince, organize güçler gövde gösterisi denediler.
istanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
şurada, burada beliren küçük kımıldamalar karşısında
olgunca bir bildiri yayımlayarak "Hiçbirkimse kılık kıya-
fetinden, düşüncelerinden ötürü farklı işlem görmeye-
cek" derken bu kadar erken patlayacağını bilmiyordu.
Belki de böyle bildirilerle, böyle patlamalar saklanmaya
çalışılıyordu. Ankara Belediye Başkanı'nın sıcağı sıca-
gına ziyaret ettikleri arasında Türkeş de vardı. Ne olu-
yordu, bir şeyler mi kotarılıyordu?
Şeriat için duyulan kuşku. seçimle gelip bir daha se-
çimle gitmeyeceği kuşkusudur. Seçimle gelip, seçimle
gitmek demokrasinin başlıca kuralıdır. Meydanlara do-
luşanlar seçimle gelmeyı istiyorlar ama seçimle gide-
cekleri işaretini vermiyorlar. Liderdurumundaolanların
konuşmalarında seçimle gidecekleri koşulu pek yalın-
kat görünüyor.
Demokrasi, seçimle gelip seçimle gitmek değil midir?
Gelme seçimle olursa, gitme de seçimle olur.
Son olaylarla ülkeyi Cezayir, Iran deneyine zorlamak
isteyenler çok yanılırlar. Bu da iyice biline!..
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Hastanelerde perhizsiz 1
hastalara etlisi ve tathsıy-
la verilen tam yemek. 2/ 2
Girişik bezeme. 3/ Dik g
yerlerden inen buzullar-
da, derin yanlmalar ne- 4
deniyle buz parçalannın c
koparak aşağıya düşme-
si... Alevi-Bektaşi tören- 6
lerine verilen ad. 4/ Bre-
zilya'nın plaka ışareti...
Mezbaha. 5/ Kabadayı...
Titreyiş. titreme. 6/ İs-
kambillerle oynanan bir
tür oyun... Pişmiş ipekten doku-
nan, krem rengi, bürümcüğe ben-
zer bir tür kumaş. 7/ Kuzgunkılıcı
da denilen bir süs bitkisi... Kalsi-
yumun simgesi. 8/ Binek hayvan-
lannın sırtındaki oturmalık...
Oemet durumundaki ekinler. 9/
Dâhi... Ürenin kanda birikmesi
sonucu ortaya çıkan hastalık.
YL'KARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Buzdağı. 2/ Sinop'un bir ilçesi.
3/ Halk müziğine özgü telli bir çal-
gı... Üzeri bircinscila ile kaplanmış metal eşyalar için kullanılan
sözcük. 4/ Asya'da bir ülke... Sahip. 5/ Senegattn başkenti..
Otlak. 6/ Evrensel alıcı olan kan grubu... Gelin ya da sünnet
alayının önünde taşınan, üzeri çeşitli süslerle bezeli, ağaç biçimli
süs. 7/ Habeş imparatorlannın unvanı... Tavlada bir sayı. 8/ Bir
işin ya da bir olayın sonu. 9/ Reçine... Paralı oyunlarda. kâr ve
zarar olmadığını belirtmek için kullanılan sözcük.
Değerli arkadaşımız ve ü\emiz
Yûk. Müh. Mimar
NACİÖZBEK'i
kaybettik. Kederli ailesine ve tüm arkadaşlanna
başsağlığı dileriz.
KTÜ MEZUNLARIDERNEĞİ GENEL
MERKEZİ KTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ
ANKARA ŞUBESİ
İLAN
T.C.
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo:1992 92
Davacı Hazine vekili aşağıda kimliği yazılı davalılar aleyhine
açmış olduğu tespitin iptali ve tescil davasının yargılaması sonunda
davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar aşağıda kimliği yazılı
şahıslara tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğine karar verildiğinden
ilanen tebliğine teblığ tarihınden itibaren varsa itirazlannızı 15 gün
içinde mahkememıze bildirmeniz ilanen tebbğ olunur.
Basın: 46042 .
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ TEKNİK
EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI'NDAN
Fakûltemızde, teknik elemanlar için bilgisayar temel bilgileri,
CAD CAM, CAE yazılım ve uygulama programlan. nümerik kont-
rollü tezgahlar ile ilgili 80 saatliic sertifıka programı açılacakür. Kaül-
mak isteyenlerin bizzat müracaatlan duyurulur.
Adres: MÜ Teknik Eğitinı Fakültesi Döner Sermayc İşletmesi
Göztepe istanbul Tel: 0 216 336 46 15 '
Basın: 24446